köy kahvesi Ürün tarlada kaldı Ege Bölgesi nde etkili olan kar yağışı sera ve tarım arazilerinde zarara yol açtı. Zararın gerçek boyutunun



Benzer belgeler
T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BOLU

Mısır alım fiyatı açıklandı

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARABÜK

İl başkanlarına hükümetin tarım politikalarını anlattı

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KIRIKKALE

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DÜZCE

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANTALYA

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN AYDIN

TÜRKİYE DE TARIMIN GELECEĞİ ve AVANTAJLAR

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADIYAMAN

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN GÜMÜŞHANE

T.C. TARIM VE KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ELAZIĞ

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BAYBURT

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KİLİS

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN İZMİR

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURDUR

DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN

Bölüm 2. Tarımın Türkiye Ekonomisine Katkısı

TARIM KREDİ KOOPERATİFLERİ İZMİR

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ADANA

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZURUM

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BATMAN

2023 VİZYONU ÇERÇEVESİNDE TARIM POLİTİKALARININ GELECEĞİ

Tarımsal Destekler ve Tohumculuktaki Gelişmeler

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN DENİZLİ

ADANA İLİ TARIMSAL ÜRETİM DURUMU RAPORU

1- Ulusal Kırmızı Et Konseyi Seferihisar da Toplanacak!

Detay Fuarcılık Organizasyon ve Tanıtım Hizmetleri Ltd. Şti

Ürün Doğrulama ve Takip Sistemi kuruluyor

Kuraklıkta Son Durum. Esin ERTEK TSKB Ekonomik Araştırmalar

GIDA ARZI GÜVENLİĞİ VE RİSK YÖNETİMİ

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ERZİNCAN

2013 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

HATAY TARIM VİZYONU

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN KARS

Başbakan Yıldırım, Milli Tarım Projesi toplantısında konuştu

2014 YILI TARIMSAL DESTEKLEMELER

BUĞDAY PİYASALARININ GENEL GÖRÜNÜMÜ VE LİSANSLI DEPOCULUK. 10 Mart 2018 ANTALYA

Ulusal ve Uluslararası Mali Destekler Konferansı / ERZURUM

TÜRKİYE DE TARIM FİNANSMANI KONFERANSI

TÜRKİYE VE DÜNYADA KANATLI SEKTÖRÜNÜN GENEL DURUMU

2013 YILI DESTEKLEME BİRİM FİYATLARI

SİVAS İL GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ EKİM-2015 BORSA

Bu yıl Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) dahil olan çiftçilere dekar başına 2,5 lira toprak analizi desteği verilecek.

BİRLİK ve KOOPERATİFLERİN FUARI KASIM 2015

TARIMSAL VERİLER Mart 2015

1- EKER: Doktorların Kırmızı Ete Özür Borcu Var Hayvancılık Akademisi - AA

Kuraklık Pamuğu da Vurdu

MANİSA TİCARET BORSASI

TARIMSAL DESTEKLER DEVLET DESTEKLERİ BİLGİLENDİRME TOPLANTISI

1926

Sizi geleceğe taşır...

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN BURSA

Hüsamettin GÜLHAN T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı

KAHRAMANMARAŞ SEMPOZYUMU 1239 KAHRAMANMARAŞ'TA SEBZE TARIMININ MEVCUT DURUMU, PROJEKSİYONLAR VE ÖNERİLER

TOPLUMSAL RAPORLAR YATIRIM TEŞVİKLERİ VE İSTİHDAM ( ) Yatırımlar büyürken istihdam küçülüyor

Yerlim, Altın Marka Tüketici Ödülü aldı ve tüm tüketicilere tavsiye edildi

Tarım Bilgi Sistemleri Tanıtım Toplantısı

SANAYİCİ GÖZÜYLE GIDA SEKTÖRÜ PANELİ KIRMIZI ET SORUNU

(A) Anaç küçükbaş 80-TL/baş (B) 501 ve daha fazla Anaç 72-TL/baş

TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI

- SOSYAL GÜVENLİK KURUMU NUN SAĞLIK ALANINDA ÜSTLENDİĞİ ÇOK ÖNEMLİ GÖREVLER BULUNMAKTADIR

Türkiye'de Toprakların Kullanımı

AR&GE BÜLTEN 2012 EYLÜL SEKTÖREL TARIM KENTİ İZMİR

Tire İzmir % Tire İzmir % % % % %

NEDEN TARIM SİGORTASI YAPTIRMALIYIZ?

SÜT SEKTÖRÜNDE MEVCUT DURUM. Yusuf GÜÇER Ziraat Mühendisi İzmir İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü

Tarım Sektöründe Bölgemizin ve İlimizin Yeri ve Önemi. Günnur BİNİCİ ALTINTAŞ

TARSUS TİCARET BORSASI

BÖLGE PLANI SÜRECİ Eskişehir Tarım, Tarıma Dayalı Sanayi ve Ormancılık İhtisas Komisyonu Çalışmaları 07 Mayıs 2013 ESKİŞEHİR

TARIMSAL DESTEKLEMELER

ULUSAL HUBUBAT KONSEYİ 2018 ÜLKESEL HUBUBAT REKOLTE DEĞERLENDİRME RAPORU

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2012 YILI TARIMSAL DESTEKLER

T.C. GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI DESTEK BİZDEN, ÜRETİM SİZDEN ANKARA

TARIMSAL DESTEKLER. Burhan DEMİROK Daire Başkanı

Sağlıklı Tarım Politikası

T.C SİNOP VALİLİĞİ İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı

FAO GIDA FİYAT ENDEKSİ

CANİK İLÇE GIDA TARIM VE HAYVANCILIK MÜDÜRLÜĞÜ HİZMET STANDARTLARI

2015 Ayçiçeği Raporu

Tarım Ekonomisi ve İşletmeciliği

BAKLİYAT DOSYASI. 4 TÜRKİYE ABD 240 Kaynak: FAO

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) KIRSAL KALKINMA DESTEKLERİ. Sadettin DİKMEN Şubat 2015

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU (TKDK) DESTEKLERİ

1- Ziraat, 100 milyon Euro kaynak sağlayacak - Dünya

TARIM ve KÖYİŞLERİ BAKANLIĞI 2007 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

Çalışma hayatında barış egemen olmalı

G E N E L B A K RAKAMLARLA BUĞDAY

TARIM İŞLETMELERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Avrupa Birliği Yapısal Uyum Yönetim Otoritesi Daire Başkanı

YAĞLI TOHUMLU BİTKİLER & BİTKİSEL YAĞ SEKTÖRÜ TAHİR BÜYÜKHELVACIGİL - BYSD BAŞKANI

Tarım alanlarının bölünmesi 50 bin kişiye sorulacak

1- Üreticiye prim desteği isteği Tekirdağ Şafak

AR&GE BÜLTEN. İl nüfusunun % 17 si aile olarak ifade edildiğinde ise 151 bin aile geçimini tarım sektöründen sağlamaktadır.

Tarım Sayımı Sonuçları

Bayraktar Kayıtdışı yüzde 53 ten yüzde 33 e düştü bu bir rekordur

Düzce Üniversitesi Ziraat ve Doğa Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen Düzce Fındık Çalıştayı İstiklal Konferans Salonu nda gerçekleştirildi

KIRSAL KALKINMA PROGRAMI IPARD ( )

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU

Transkript:

İZPİM PP 108 AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP Tekirdağ İl Kongresi nde pirinçte KDV indirimi, gübre ve mazot desteği, ayçiçeği, soya, kanola ve aspirde sağlanacak tarımsal desteklerle Başbakan Davutoğlu, kongrede yaptığı konuşmada, çiftçilere bazı müjdeler vermek istediğini ve bu değişiklikleri tarım sektörüne bir hediye olarak nitelediğini belirterek, Mazot ve gübre desteğinde artışımız devam edecek. Bu sene mazot desteğini yüzde 5, gübre desteğini yüzde ilgili açıklamalarda bulundu. 10 artırıyoruz dedi. Sayfa 4 te köy kahvesi Şubat 2015 Yıl: 3 Sayı: 29 Davutoğlu ndan çiftçiye müjde milletin efendilerine Fiyatı: 3 TL Yıllık Abonelik: 30 TL Tarım sigortalarının kapsamı genişliyor 41 de Köy Meclisi Akgün Köyü, B.Menderes'ten köylerine su verilmesini istiyor 41 de Kış kara yüzünü gösterdi Son günlerde Ege Bölgesi nde etkili olan kar yağışı tarım alanlarında hasara neden olurken, diğer taraftan da kar yağışının arazide ekili olan hububata örtü görevi yapacağına vurgu yapılarak, yağışın üretimi olumlu yönde etkileyebileceği de dile getirildi. Ekolojik Köy Kirazlı ilgi bekliyor Kuşadası Kirazlı Köyü, ekolojik bir köy olarak, yetkililerden ilgi bekliyor. Sayfa 20 de Köylerin kendisini yönetmesine izin vemediler Prof. Dr. Tayfun Özkaya nın yazısı 36 da Devlet destekleri ilgiyi arttırdı Yard. Doç. Dr. Hakan Üstüner in yazısı 44 te Ürün tarlada kaldı Ege Bölgesi nde etkili olan kar yağışı ve ardından gerçekleşen su baskınları, sera ve tarım arazilerinde zarara yol açtı. Zararın gerçek boyutunun yapılacak çalışmalar sonrasında ortaya çıkacağı belirtilirken, çiftçiler zararlarının karşılanmasını istedi. İzmir in Kemalpaşa ilçesinde bahçesindeki kiraz ağaçlarının üzerini örtüp, serada Kuzey Yarımküre nin ilk kirazını yetiştiren Mustafa Özyurt un 30 Mart ta kiraz hasadı yapma hayali, kar nedeniyle yarım kaldı. Yıkılan seranın altında kalan yaklaşık 120 ağaç da zarar gördü. Sigorta şart Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, sel felaketi sonucu seraların sel suları altında kalmasına ilişkin, Bizim hasar tespitlerimiz ayrıntılı bir şekilde devam ediyor. Ama sele karşı, dona karşı sigorta var. Sigorta poliçe bedelinin yarısını hibe veriyoruz. Orada zarar görenlerin büyük bir kısmı aslında sera da değil. Basit bir şekilde naylon tünel yapıyor, plastik bir örtü geriyor. Sigorta yaptırmıyor, kayıtlı değil bir kısmı daha çok onlardan oluşuyor dedi. Sayfa 8 de Çiğ süt üreticiyi üzdü! Çiğ sütte referans fiyatın 31 Mart 2015 tarihine kadar 1 lira 15 kuruş olarak uygulanmasına karar verildi. Süt sanayicileri ile üreticiler arasında gerginliğe neden olan çiğ süt referans fiyatı sabit kaldı. 1 Temmuz 2014 ten bu yana litresi 1 lira 15 kuruş olan çiğ süt referans fiyatı, 31 Mart 2015 e kadar aynen devam edecek. Sudan ucuz süt! Türkiye de geçtiğimiz yılın ortalarından bu yana çiğ süt fiyatı 1 lira 15 kuruş. Bu yılın ilk üç ayı süt fiyatlarını belirlemek için bir araya gelen taraflar, oldukça gergin geçen görüşmelerden sonra süt fiyatının değişmeden devam etmesine karar verdiler. Ersin Bozkurt > 6 da Ege de deve güreşi heyecanı Sayfa 46-47 de Tohumculuk % 400 büyüdü Sayfa 16 da Kadın çiftçiye eğitim desteği Sayfa 7 de

köy kahvesi HABER 2

3 HABER köy kahvesi

köy kahvesi HABER 4 Başbakan Davutoğlu ndan çiftçiye müjde... Çiftçilere desteğin yüzde 50 artırılacağını açıklayan Davutoğlu, Trakya da GAP benzeri bir proje yapılacağını söyledi. Davutoğlu, mazot desteğini yüzde 5 artırdıklarını açıklarken, pirincin KDV oranını yüzde 8 den yüzde 1 e düşürdüklerini belirtti. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, AKP Tekirdağ İl Kongresi'nde pirinçte KDV indirimi, gübre ve mazot desteği, ayçiçeği, soya, kanola ve aspirde sağlanacak tarımsal desteklerle ilgili açıklamalarda bulundu. Başbakan Davutoğlu, kongrede yaptığı konuşmada, çiftçilere bazı müjdeler vermek istediğini ve bu değişiklikleri tarım sektörüne bir hediye olarak nitelediğini belirterek, "Mazot ve gübre desteğinde artışımız devam edecek. Bu sene mazot desteğini yüzde 5, gübre desteğini yüzde 10 artırıyoruz" dedi. Soya, kanola ve aspirde sözleşmeli üretim yapan çiftçilere dekar başına verilen 10 liralık alan bazlı desteğin 15 liraya çıkarılacağını anlatan Davutoğlu, ayçiçeğini de bu kapsama alacaklarını vurguladı. Başbakan Ahmet Davutoğlu, pirinçte yüzde 8 olan KDV nin de yüzde 1 e indirileceğini sözlerine ekledi. Davutoğlu, sanayi ve ihracata yönelik yeni çeşitlerle meyve bahçesi kuran çiftçilere fidan desteğinin yüzde 50 artırılacağını, ayrıca iyi tarım uygulamaları çerçevesinde ıtri, tıbbi bitki üretimi yapanlara dönüm başına 100 lira destek verileceğini bildirdi. Tekirdağ için söylenen 3T'de (tarım, ticaret, turizm) devrim yaptıklarını ve yapmaya devam edeceklerini belirten Davutoğlu, şöyle devam etti: "Bazı müjdeleri de şimdi sizlerle paylaşacağım. Bunları Tekirdağlı ve Trakyalı kardeşlerime özellikle ama bütün Türkiye'deki tarım erbabına, bereketli toprakları işleyen, alınteriyle çalışan işçilerimize tarım sektörüne bir hediye olarak zikrediyorum. Soya, kanola ve aspirde sözleşmeli üretime yönelik 2014'te başlattığımız dönüm başına 10 TL ilave desteğini bu sene 15 Türk Lirası'na yükseltiyoruz inşallah. Ayrıca ayçiçeğini de bu kapsama alacağız. Mazot ve gübre desteğinde artışımız devam edecek. Bu sene mazot desteğini yüzde 5, gübre desteğini yüzde 10 artırıyoruz. İlk defa bizim dönemimizde sertifikalı fidan desteği uygulaması başladı. Sanayi ve ihracata yönelik yeni çeşitlerle meyve bahçesi kuran çiftçilerimizde bu desteği yüzde 50 artırıyoruz. İyi tarım uygulamaları çerçevesinde ıtri, tıbbi bitki üretimi yapanlara dönüm başına 100 Tl ayrıca destek vereceğiz." Tarım şehri Tekirdağ Tekirdağ'ı bu sene ÇATAK yani Çevre Amaçlı Tarım Arazilerinin Korunması Projesi kapsamına alacaklarını dile getiren Davutoğlu, bu çerçevede üreticilere dönüm başına 30, 60 ve 135 TL destek sağlayacakları bilgisini de verdi. Son 12 yılda desteklerini yüzde 319 artırdıklarını kaydededen Davutoğlu, "Hayvancılığa 302 milyon lira destek sağlamıştık. Şimdi Trakya için dev bir adım atıyoruz. Bunu Edirne'de de, Kırklareli'nde de zikrettim. TRAGEP, yani Trakya Gelişim Projesi'ni başlatıyoruz. Bir anlamda bütün Trakya'da yeni bir GAP benzeri projeyi gündeme alıyoruz ve bu yolla Tekirdağ'ı, Trakya'yı sadece Türkiye'nin değil bütün Balkanların hatta bütün Avrupa'nın en bereketli tarım havzası haline getireceğiz" diye konuştu. Et ve sütte de KDV indirim talebi Bursa Veteriner Hekimler Odası (BVHO) Başkanı Sinan Sağlam, Başbakan Ahmet Davutoğlu nun pirincin KDV sini yüzde 8 den yüzde 1 e indirileceğini açıklaması üzerine, aynı indirimin et ve süt için de yapılmasını istedi. Sağlam, bunun yapılmasıyla hem üreticinin hem de tüketicinin rahatlayacağını söyledi.bvho Başkanı Sinan Sağlam, et ve et ürünleriyle sütte KDV nin yüzde 8 den yüzde 1 e çekilmesini istedi. Başbakan Ahmet Davutoğlu nun önceki gün Tekirdağ da pirinçte uygulanan KDV nin yüzde 8 den yüzde 1 e indirileceği açıklamasının üreticilerde büyük sevince yol açtığını belirten Sağlam Aynı müjdeyi et ve süt için de bekliyoruz dedi. Etin toptan satış fiyatındaki KDV nin yüzde 1 olduğunu, perakende de yüzde 8 KDV uygulandığını söyleyen Sinan Sağlam, Bazı işlenmiş et mamullerinde ise KDV oranı yüzde 18 dir diye konuştu. Sağlam, sütün KDV sinin de yüzde 8 olduğunu belirterek, Yıllardır gıda ürünlerinden KDV alınmaması hiç olmazsa yüzde 1 olması gerektiğini savunuyoruz. Bu yapılırsa, Türkiye de gıda fiyatları ucuzlar. Böylece üreticilerimiz rahatlar, tüketiciler de temel gıda ürünlerini daha ucuza almış olurlar dedi.sinan Sağlam, yem fiyatlarının da yüksek olduğunu belirterek, hayvancılık sektörünün rahat bir nefes alması için yemde KDV nin yüzde 1 e çekilmesinin üretimde doping etkisi yapacağını vurguladı. İşte Davutoğlu nun çiftçiye verdiği müjdeler: Çiftçilerimize desteği yüzde 50 artırıyoruz. Şimdi Tekirdağ'da TRAGEV gelişim projesi başlatıyoruz. GAP benzeri projeyi gündeme alıyoruz. Sadece Türkiye değil bütün Avrupa'nın en bereketli tarım halkası haline getireceğiz. Soya ve kanolada dönüm başına ilave desteğini 15 TL'ye yükseltiyoruz. Mazot desteği de yüzde 5 artacak. 10 milyar TL yatırım yapılacak. Ekilen ürün türüne göre değişmekle birlikte, mazot desteğinde geçen yıla göre dekar başına 15 ile 30 kuruş arasında, gübre desteğinde ise 43 kuruş ile 75 kuruş arasında artış olması bekleniyor. Naipköy Barajı'nı bu sene sonunda tamamlayacağız. Pirincin KDV oranını yüzde 8'den yüzde 1'e indiriyoruz.

5 HABER köy kahvesi

köy kahvesi HABER 6 Bir ürünün fiyat açısından cazibesini belirtmek için sık sık kullandığımız bir deyiştir Sudan ucuz!.. Gerçekte de suyun fiyatı hiç de ucuz değil aslında. Zira yarım litrelik bir suyun fiyatı en düşük 50 kuruş. Türkiye de geçtiğimiz yılın ortalarından bu yana çiğ süt fiyatı 1 lira 15 kuruş. Bu yılın ilk üç ayı süt fiyatlarını belirlemek için bir araya gelen çiğ süt sanayicileri ile süt üreticileri, süt fiyatını belirleme konusunda oldukça gergin geçen görüşmelerden sonra süt fiyatını geçtiğimiz yıldan bu yana uygulanan fiyatın aynen geçerli olmasına karar verdiler. Ancak süt üreticisi alınan karardan doayı hiç de mutlu değil. Çiğ süt sanayicileri et ve süt fiyatını belirlerken diğer ülkelerdeki fiyatları baz alırken üretici de yem ve mazot gibi süt üretiminde maliyet oluşturan fiyatların baz alınmasını talep ediyor. Gerçekte de süt taban fiyatının belirlenmesi Yazı/Yorum Sudan ucuz süt! konusunda üreticiye haksızlık edildiği düşüncesindeyim. Zira ülkemizde hayvan yemi fiyatları ile örnek gösterilen ülkelerdeki hayvan yemi fiyatları arasında çok ciddi farklar var. Ayrıca süt üretiminde diğer önemli girdi maliyetlerinin diğer ülkelere göre daha yukarıda olduğu gerçeği varken. Ülkemizde özellikle büyükbaş süt ve besi hayvancılığının önündeki en büyük engel; marketlere endeksli fiyat belirlenmesidir. Konuyu açmak gerekirse ülkemizdeki büyüklü küçüklü marketlerin raflarında yer alan süt ve süt ürünleri fiyatlarının cazibe yaratması için marketlerin çiğ süt sanayicilerine yaptığı indirimli fiyat baskısı neticede üreticiye yansıtılmakta ve üreticiyi mağdur etmektedir. Sütün litresi 1 lira 15 kuruş olarak belirlenirken hammaddesi süt olan Ersin Bozkurt peynirin kilo fiyatı kalitesi ve cinsine göre 10 ile 25 lira arasında bir rakam oluşturuyor. Yani her anlamda sanayici üreticinin yaptığı yatırımın, üstlendiği riskin çok daha azını yapmasına rağmen üreticiden çok daha fazla miktarda karlılık payı alıyor. Dünyanın bir çok ülkesinde üretici için özel koruma kanunları çıkartılarak üretim teşvik edilirken Türkiye de bu durum tam tersi üretici aleyhine gelişiyor. Her geçen yıl üreticinin hakları ve karlılığı azalıyor, sanayici ve nihayetinde perakende satış zincirlerinin karlılık oranı giderek yükseliyor. Sözün özü; Üretici için her geçen yıl karlılık anlamında kayıp yıl olarak adlandırılırken sanayici ve marketler için kazanç yılı oluyor. Çiğ süt fiyatı aylardır 1 lira 15 kuruş ama market raflarında fiyatı sürekli artıyor. Bu da üreticinin uğradığı haksızlığın göstergesi anlamına geliyor. Madem ülkemizde maliyeti arttıracak bir enflasyon söz konusu değil, o halde market raflarında süt ve süt ürünleri fiyatları niçin artıyor? Geçtiğimiz yıl Temmuz ayında peynir fiyatları 8 TL ile 20 TL aralığında seyrediyordu. Bugün bu fiyat; 10 TL ile 25 TL aralığında. Demek ki maliyet hesapları dikkate alındığında ülkemizde kaynağından dolum yapılan ve hergün binlerce şişe üretilebilen yarım litrelik su 50 kuruşa satılabiliyorsa, ortalama hayvan başına 25 litre süt alınabilen ineklerin ürettiği süt fiyatının en azından sudan daha değerli olması gerekmiyor mu? Bu döngünün ülkemiz için değer yaratan üretici lehine gelişeceği günleri görebilmek istiyoruz. Manisa'nın Soma ilçesi Yırca Köyü, Soma Maden Faciasının yaraları daha sarılamamışken, zeytinliklerinin kamulaştırılması sorunu ile karşı karşıya kaldı. Köyün kadınları ise, Kömürün İsi Sabunun Misi Projesi yle hayata tutunmaya çalışıyor. 6 bin zeytin ağacının kesilerek, köylülerin geçim kaynağının yok edilmesi ile geçim sıkıntısı yaşayan Yırca Köyü kadınları, Gıda Bankacılığı ve Temel İhtiyaç Derneği (GBtider), işbirliği ile alternatif bir gelir modeli yaratmak için koları sıvadı. Zeytin haricinde termik santralden gelen atık kömürleri toplayarak kendilerine gelir yaratmaya çalışan, aralarında astım ve akciğer hastalıkları olan Yırca köyü kadınlarının, sabun üretimi ile geçimlerini sağlamaları için hayata geçirilen projenin adı köy kadınlarının önerisi ile Kömürün İsi Sabunun Misi oldu. GBtider in aynı zamanda proje lideri olan Yasemin Tutal aracılığı ile köyde verdiği iki haftalık eğitim sonrasında 37 kadın sertifikalarını alarak, sabun üretimine başladı. Yasemin Tutal, İnci Vakfı nın destekleriyle başlayan projeyle Somalı kadınları sabun yapım işine teşvik ettiklerini belirterek, Soma da yaşanan facia ve zeytin ağaçlarının bir gecede termik santral için yerinden sökülmesi beni çok etkiledi. Soma ya bağlı Yırca köyüne gittiğimizde, oradaki kadınların kamyonların altına girip kömür topladıklarını gördük. Bunun üzerine farklı bir ekmek kapısı olsun diye bu projeyi başlattık dedi. Yırca Kadınları bir ilke imza attı! Türkiye'de bu sayıda gönüllü eğitim alarak direkt işe başlayan kadın hiç olmadı. Zeytingillerden bir bitki olduğu için "Yasemin" adı verilen sabunlar, GBtider in iktisadi işletmesi yolu ile satılıyor. Kömürün isi Sabunun misi! Ürünler kermeste görücüye çıktı Muğla nın Bodrum ilçesinde düzenlenen kermese katılan Somalı kadınlar yaptıkları el işi sabunları satışa sundular. Kermeste satış yapan köylü kadınlar, kömür isinden kurtularak yeni bir iş kapısı olan sabun üretimine geçmektekten duydukları mutluluğu dile getirdiler. Kömürün İsi, Sabunun Misi projesi kapsamında Yakaköy Dibeklihan da düzenlenen kermese katılan Somalı kadınların, el emeği ile yaptıkları sabunlar büyük ilgi gördü. Kömür işinin sadece erkeklere kaldığını ifade eden Somalılar, sabun yapımının daha temiz olduğunu ve kömür isinden kurtulduklarını ifede ettiler. Yıl:3 Sayı: 29, Şubat 2015 Aylık Gazete STL Medya Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi Mehmet Özmen Genel Yayın Yönetmeni Ersin Bozkurt Sorumlu Yazıişleri Müdürü Ayhan Şener Reklam Grup Müdürü Esin Şimşek Reklam Müdürü Gülen Türker Çiriş Reklam Servisi Öykü Gencer Duygu Erecek Görsel Yönetmen Selami Özcan Haber Koordinatörleri İnanç Avadit Şehriban Çimen Antalya Temsilcisi Hasan Kozak 0.532 230 85 42 Bursa Temsilcisi CDL Group Gülşah Şanlı 0.533 277 87 87 Konya Temsilcisi MSS Life Ajans Mehmet Saatçioğlu 0.542 339 36 75 0. 541 339 36 75 Yayına Hazırlık ve Yönetim Adresi Kazım Dirik Mah. 375 Sk. Piramit İş Merkezi No: 18 D: 203 Bornova - İZMİR Tel: 0.232 486 88 86 - Faks: 0.232 486 51 18 e-mail: koykahvesi35@gmail.com web: koykahvesi.com.tr Baskı: Turkuvaz Matbaacılık Yayıncılık A.Ş. Çınarlı Mh. Ankara Asfaltı Cad. No: 5 Konak-İZMİR Baskı Tarihi: 28 Ocak 2015 Bölgesel süreli yayın. Gazetede yayınlanan yazıların sorumluluğu yazarına aittir. Gönderilen yazılar yayınlansın veya yayınlanmasın iade edilmez. Yazı ve fotoğraflardan kaynak belirtilmesi koşuluyla alıntı yapılabilir. Gazetemiz Basın Ahlak ve Yasası ilkelerdine uymayı taahhüt eder.

7 HABER köy kahvesi Çiftçimizin önemli bir sorunu sosyal güvenlik Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ağır şartlarda çalışmalarına rağmen çiftçilerin, yıpranma payı hakkından mahrum olduğunu belirterek, TZOB olarak, çiftçimize yıpranma payı talep ediyoruz. Yağmur, çamur, kar, kış demeden tarlasında, damında, ahırında, kümesinde, bağında, bahçesinde çalışan ve tüm Türkiye yi besleyen, elleri nasırlı çiftçilerimiz yıpranma payı almayı hak ediyor dedi. Yıpranma payı şart Şemsi Bayraktar, diğer sigortalılıklarda olduğu gibi yıpranma payı verilerek çiftçilerimizin de erken emekli olmalarının sağlanması gerektiğini vurguladı. Çiftçilerimiz için prim ödeme süresinin çok uzun olduğunu belirten Bayraktar, şunları kaydetti: Tamamen dışarıda, zor şartların neden olduğu ağır iş yüküyle birlikte, maruz kaldıkları fiziki ve çevresel sorunların olumsuz etkileri çiftçilerimizi kısa zamanda yıpratmaktadır. Çiftçilik mesleğinin zorluğu, fiziki anlamda tükenmişliğe, daha kısa zamanda bedenen yıpranmaya neden olmaktadır. Diğer taraftan pek çok meslek grubunda yasal olarak çalışılması gereken süre 8 saattir. Ancak çiftçilerimiz aile fertleriyle birlikte, mesai kavramı gözetmeden, tarlada, bahçede, ahırda, ağılda 8 saatin çok üzerinde, çoğu zaman 10-12 saat hatta hasat zamanı gün ağarmadan işe koyularak gecenin karanlığına kadar çalışmaktadır. Ancak ağır şartlarda çalışmalarına rağmen çiftçilerimiz, yıpranma payı hakkından mahrum. TZOB olarak, çiftçimize yıpranma payı talep ediyoruz. Ayakta durabilmek için destek alan, her türlü riske açık üretim yapan çiftçilerimizin, yıpranma payı hakkı görmezden gelinmemelidir. 4 yılda 1 yıla denk gelen yıpranma payından çiftçilerimiz de yararlanmalı. Bu hak milletimizin sofrasına bin bir zahmetle ürün yetiştiren verilmelidir. Kayıt dışılık önlenmeli Tarım sigortasında her ay için 15 gün, her yıl için 180 gün Şemsi Bayraktar prim ödendiğini belirten Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti: Çiftçimizin her ay ödemesi gereken prim miktarı 391 lira 23 kuruş. Her ay düzenli bir kazancı olmayan çiftçimizin bu kadar yüksek primi ödemesi gerçekten zor. Kırsal alanda çiftçilerimiz erken emekli olabilmek için başka sektörlere geçiş yolları aramakta, çiftçiliği terk etmektedir. Sistem bir nevi çiftçilerimizi kayıt dışılığa yönlendirmektedir. Bundan dolayı prim ödeme gün süresi tarım işçilerinde olduğu gibi 10 yıla çekilmelidir. Çiftçimizin en önemli sorunlarından biri sosyal güvenliktir. Tarımda çalışanların refahı için sosyal açıdan da gelişim sağlanmalı. Sosyal güvenlik yaygınlaştırılmadan bu yapılamaz. Kayıt dışılığı önleme ve sosyal güvenliği yaygınlaştırmak için sosyal güvenlik bilinci ve şuurunu artırmak gerekir. Bu yapılmayıp, denetleme ve ceza ön plana alınırsa küçük işletmeler yaşayamaz, batar. Tarımda yapısal sorunların getirdiği yüksek maliyetler önemli. İş gücü fazlası var. Daha çok işgücü fazlası oluşmaması, tarımda gizli işsizliğin artmaması için tarımı desteklemeli, güçlü kılmalıyız. Bir milyon 900 bin kadın çiftçiye eğitim Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, son 10 yılda 1 milyon 900 bin kadın çiftçiye tarımsal konularda eğitim verdi. Tarımsal projelerde de kadınlara öncelik tanıyan Bakanlık, son 10 yılda kadın çiftçilere yönelik çalışmalara 7 milyon TL nin üzerinde destek sağladı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, tarımın her alanında aktif rol alan kadınları tarımsal konularda ve ekonomik faaliyetlerde eğitmek, tarımsal üretimdeki kaliteyi artırmak, kalkınmada kadınların daha aktif rol almalarını sağlamak, kırsaldaki kadının ekonomik ve sosyal konumunu iyileştirmek ve güçlendirmek amacıyla birçok projeyi hayata geçirdi. Kadın çiftçilere yönelik demonstrasyon, çiftçi toplantısı, uzun ve kısa süreli çiftçi kursu, tarla günü, inceleme ve teşvik müsabakası gibi faaliyetler yürüten bakanlık, bu kapsamda son 10 yılda 150 binin üstünde faaliyet gerçekleştirerek 1 milyon 900 bin kadın çiftçiye eğitim verdi. Bakanlık, eğitim faaliyetlerinin yanında proje kapsamında belirlenen başarılı, lider, rol model olabilecek kadın çiftçilere tohum, fide, ilaç, gübre, fidan desteği ile sera, arıcılık ve sulama sistemi malzemeleri desteği sağlayarak onların başarılı uygulamalarını öne çıkararak diğer kadın çiftçilere örnek olmalarını da sağlıyor. Kadınların kurduğu 18 kooperatife destek Tarımsal desteklerden daha fazla faydalanmaları için kadın çiftçilere pozitif ayrımcılık yapan Bakanlık, kırsal kalkınma projesi kapsamında, proje sahibinin kadın çiftçi olması durumunda, proje ön değerlendirmesine artı puan veriyor. Ayrıca makine ve ekipman alımların- da da kadınlara yüzde 50 hibe desteği sağlanıyor. Diğer taraftan, kurucuları kadın olan ve üyelerinin çoğunluğu kadınlardan oluşan 18 Tarımsal Kalkınma Kooperatif de destekleme programına alındı. Bilgi ve proje Yarışması ödül aldı Bakanlığın kadın çiftçilerle ilgili yaptığı çalışmalar farklı platformlarda da ses getiriyor. Kadın Çiftçiler Yarışıyor Bilgi ve Proje Yarışması; 2005 yılında Milli Olimpiyatlar Komitesi tarafından FAIR PLAY ödülüne, 2006 yılında Dünya Sağlık Örgütü-WHO tarafından Sağlıklı Gıdanın Teşvik Edilmesi dalında uluslararası bir ödüle, 2012 yılında ise Growtech Eurasıa Tarım Ödülü ne layık görülürken, yarışmanın 2012 birincisi kadın çiftçi de, 2013 yılında 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nde Türkiye nin dalında en başarılı 19 kadınından biri seçilmiş ve ödül almıştı. Bakanlık kadın çiftçilerin eğitimi konusunda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, KOSGEB, İŞ-KUR, Anne Çocuk Eğitim Vakfı, Alman Kooperatifleri Konfederasyonu, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) ile de işbirliği yapıyor.

köy kahvesi HABER 8 Üreticinin gözü yaşlı Son günlerde Ege Bölgesi'nde etkili olan kar yağışı tarım alanlarında hasara neden olurken, diğer taraftan da kar yağışının arazide ekili olan hububata örtü görevi yapacağına vurgu yapılarak, yağışın üretimi olumlu yönde etkileyebileceği de dile getirildi. Ege Bölgesi'nde etkili olan kar yağışı ve ardından gerçekleşen su baskınları, sera ve tarım arazilerinde zarara yol açtı. Zararın gerçek boyutunun yapılacak çalışmalar sonrasında ortaya çıkacağı belirtilirken, çiftçiler zararlarının karşılanmasını istedi. İzmir'in Kemalpaşa ilçesinde bahçesindeki kiraz ağaçlarının üzerini örtüp, serada "Kuzey Yarımküre'nin ilk kirazını" yetiştiren Mustafa Özyurt'un 30 Mart'ta kiraz hasadı yapma hayali, kar nedeniyle yarım kaldı. İlçede etkili olan kar yağışı Özyurt'un serasında, üzerinde biriken karların ağırlığına dayanamadığı için zarara yol açtı. Yıkılan seranın altında kalan yaklaşık 120 ağaç da zarar gördü. Geçen yıl sera sayesinde 10 Nisan'da Kuzey Yarımküre'nin ilk kirazını hasat ettiklerini ve erkenci kirazı kilogramı 200 liradan sattığını belirten Özyurt, "Bu yıl eğer yetiştirebilseydim daha yüksek fiyattan satabilecektim. Yetiştirmeye Seralar çöktü Manisa Ziraat Odası Başkanı Nuri Sorman, kar yağışının yoğun olduğu yerlerde zeytin ve meyve ağaçlarında dal kırılmalarına neden olduğunu, Akhisar ilçesinde ise seralarda hasar oluştuğunu söyledi. Su dolan tarlalardaki hububat ve bahçıvan zarar gördüğünü belirten Sorman, "Önümüzdeki günlerde oluşabilecek don olayı ve buzlanma zararı daha da artırabilir" dedi. Manisa Büyükşehir Belediyesi, Akhisar ilçesi Çamönü Mahallesi nde yoğun kar yağışı nedeniyle yıkılan seraları zarar gören üreticileri yalnız bırakmadı. Seralarda incelemelerde bulunan Manisa Büyükşehir Belediyesi Kırsal Hizmetler Dairesi Başkanı Nedim Zurnacı, üreticilerle görüşüp, destek sözü verdi. Geçim kaynağı seracılık olan Akhisar İlçesi ne bağlı Çamönü Mahallesi'ndeki toplam 700 dekarlık alandaki naylon seraların 600 dekarlık bölündeki sera yıkıldı. Çamönü Mahallesi ndeki Çamönü Tarım Kalkınma Kooperatifi ne üye 184 üreticisinden 175 i mağdur oldu. çalışıyorduk, kısmet değilmiş, olmadı" dedi. Açık alanda yetiştirilen ürünleri etkiledi Türkiye'nin batı bölgelerinde etkili altına olan kar yağışı ve soğuk hava tarla ürünlerine de zarar verdi. Muğla ve Aydın'da etkili olan hava koşulları sonrası bir çok ilçede seralar çöktü, tarla ve bağlar su altında kaldı. Marul, pırasa, karnabahar, lahana, taze soğan, ıspanak, maydanoz gibi açık alanda yetiştirilen ürünler en çok etkilenen ürünler oldu. Tarım arazileri sular altında! Manisa nın Turgutlu ilçesinde, Gediz Nehri'nin taşmasıyla yüzlerce dönüm tarım arazisinin sular altında kalması ve onlarca kümes hayvanının telef olmasının ardından, bölgedeki hasar yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Nehrin taşması sonucu 20 bin üzerinde hayvan telef olurken, yüzlerce tarım arazisi ve 70 e yakın besi çiftliği sular altında kaldı, tarım arazileri çamur deryasına döndü. Gıda Tarım ve Hayvancılık Manisa İl Müdürlüğü nden yapılan açıklamada, hasar tespit çalışmalarının sürdürüldüğü ve çiftçilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredili borçlarının 1 yıl ertelendiği açıklandı. Bölgede, hasar tespit çalışmaları sonucunun önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyor. Üretici, hasar gören seradaki ürününü topluyor Antalya da çiftçi ve üreticilerin meteorolojin uyarılarını dikkate alması sonucu seralarda don olayı yaşanmadı ancak Kumluca ve Demre ilçelerinde hortum 170 dönüm seranın çökmesine neden oldu. Antalya Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, Antalya merkezde seralarda don olayı yaşanmadığını, sera üretim bölgeleri Kumluca da 150, Demre de ise 20 dönüm sera alanının hortum nedeniyle çöktüğünü bildirdi.

9 HABER köy kahvesi

köy kahvesi HABER 10 Alp, üretici yetişmiş ürünleri satamadan yaşanan hortumun büyük zarara neden olduğunu kaydederken, hortumun ardından havaların da soğuduğuna dikkat çekti. Kumluca Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü yetkilileri de hortum yaşanan bölgede hasar tespit çalışmalarının devam ettiğini, zararın çalışmaların ardından netlik kazanacağını bildirdi. Hasar, gelecek yıl rekolteyi düşürecek Manisa Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Hasan Çebi, hava koşullarının tarım alanlarına ve besiciliğe verdiği zarar tespiti için çalışmalara acilen başladıklarını belirterek, 50 bin 550 dekar zeytinlik, 860 dekar sera ve örtü altı alan, broyler ve yumurta tavukçuluğu yetiştiriciliği yapılan kümes ve barınaklarda 4 bin yumurta tavuğu, 233 bin 840 etlik piliç zarar görmüştür. Zarar oranları yüzde 10 ile yüzde 100 arasında değişmektedir dedi. Doğal afetleri engellemenin mümkün olmadığını ancak gereken tedbirlerin alınması halinde zararın en aza indirilebileceğini kaydeden Çebi, sigortalı çiftçilerin zararlarının eksperler tarafından incelemeler neticesinde TARSİM tarafından karşılanacağını bildirerek, şunları söyledi: Ayrıca zarara uğrayan çiftçilerimizin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan zirai kredileri 1 yıl ertelenecek. Bu tür afetlerden zarar gören çiftçilerimizi, ürünlerini sigorta yaptırmaları hususunda uyarıyoruz. Tabi burada önemli olan husus zarara uğramadan önce önlem alıp sigorta yaptırmaktır. Bu durum çiftçilerimizin kendi menfaatlerinedir. Zeytin de % 70 e varan hasar Yunusemre ve Şehzadeler ilçesi sınırlarında kalan ve zarar gören Yuntdağı bölgesinde yerinde inceleme yapan Manisa Ziraat Odası Meclis Başkanı Mustafa Kaçire, zarar gören zeytin ağaçlarının gelecek yıl rekolteyi düşüreceği tahmininde bulunurken, Kaçire, Yuntdağı bölgesinde ise kar yağışı nedeniyle zeytin ağaçlarının dallarının kırıldığını belirtti ve Yuntdağı bölgesinde yaklaşık 10 bin dönümlük alanda zeytin ağaçlarında yüzde 70 e varan oranlarda hasar oluşmuş. Bu bölgenin gelecek yıl rekoltesinde düşüş yaşanacak dedi. Üreticilerden İbrahim Can ve Hasan Hüseyin Durmuş da arazilerindeki zeytin Menderes taştı, araziler su altında Aydın ın İncirliova Ziraat Odası Başkanı İhsan Ayaydın da, Menderes Nehri nin taşması sonucu tarım alanlarının bir bölümünün etkilendiğini; buğday, arpa, ıspanak, marul, lahana, karnabahar gibi ürünlerin zarar gördüğünü ifade etti. Ayaydın, Bir ağaçlarının büyük bölümünde hasar oluştuğunu söyledi. Ağaçta kalan zeytin de zarar gördü Ege Bölgesi nde zeytin hasadı kasım ayında başlıyor ancak bazı bölgelerde yağışlı geçen aralık ayı boyunca hasat imkanı bulamayan bazı üreticilerinin zeytinlikleri de dondurucu soğuktan zarar gördü. Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Ümmühan Tibet, Kuzey Ege, Akhisar ve Manisa da zeytinliklerde büyük oranda hasadın bittiğini belirterek, hasadın tamamlanmadığı Kuzey Ege nin dağlık kesimleri gibi yerlerde ise ağaçtaki zeytinin soğuktan zarar gördüğünü vurguladı. Tibet zararla ilgili olarak, Ancak özellikle Ege de aralık ayı yağışlı geçtiği için ürününü toplamayan bazı üreticiler var. Bu zeytinliklerde dökülme ve don nedeniyle sofralık zeytin ve yağlık zeytin kalitesi düştü. Umuyorum ki kar nedeniyle ağaçta önemli kırılma ve hasar oluşmaz. Artık ülkemizde zeytin ağacı varlığı çok arttı. Bundan sonra daha da artacak. Bazı bölgelerde kar dalları kırmış diye konuştu. Muğla da arı kovanları zarar gördü Muğla nın Köyceğiz, Dalaman ve Ortaca ilçelerinde de etkili olan şiddetli yağış tarlaları ve seraları sular altında bıraktı. ay önce ekilmiş buğday ve arpa tarlaları sular altında. Kışlık sebzelerin önemli bir bölümü yağıştan etkilendi dedi. Yaşanan afetler sonrası sebze fiyatlarında artış bekleniyor. Köyceğiz den geçen Yuvarlakçay ın yükselmesi üzerine taşkın yaşandığı, Devlet Su İşleri Müdürlüğü nün ise önlem olarak çevresindeki setleri yükselttiği bildirildi. Köyceğiz, Dalaman ve Ortaca ilçelerinde bazen dolu ile birlikte aralıklarla yağan sağanak yağmur, tarım arazileri, narenciye bahçeleri ile seralara zarar verdi. Ayrıca bölgedeki arı kovanları da zarar gördü. Köyceğiz den geçen Yuvarlakçay ın debisi yükseldi ve taşkına yol açtı. DSİ ekiplerinin, çaydaki setleri yükselttiği kaydedildi. Köyceğiz Kaymakamlığı ve İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından oluşturulan ekip, bölgede hasarı tespiti için çalışmalara başladı. Kar yağışı tarımsal üretimi olumlu etkileyecek Kırıkkale Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Harun Sümer ise, üreticinin dört gözle beklediği kar yağışının gerçekleştiğini söyledi.yağan karın arazide ekili olan hububata örtü görevi yapacağına vurgu yapan Başkan Sümer, yağışların üretimi olumlu yönde etkileyeceğini ifade etti. Sümer, yaptığı yazılı açıklamada, üreticilere bazı uyarılarda da bulundu. Başkan Sümer, son günlerde gerçekleşen kar yağışlarının hububat üretimine olumlu yansıyacağını, bu aylarda mevsim normallerinin altında gerçekleşen hava sıcaklıklarının ise zarar verebileceğini dile getirdi. Üretici dona karşı teknik olarak desteklenmeli Tohumun tarlaya ekiminden ürünün hasat edilerek ambara yüklenmesine kadar her zaman risk faktörü olduğunu bildiren Sümer, Bu nedenle üreticilerimizin, aşırı yağış, don, dolu gibi tarımsal üretime zarar verecek konularda, Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamaları takip etmeleri ve gerekli önlemleri erken almaları yararlarına olacaktır. Üreticilerimiz don olayına karşı bilgilendirilmeli ve teknik olarak desteklenmelidir dedi.

11 HABER köy kahvesi Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker: Sigorta şart Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, sel felaketi sonucu seraların sel suları altında kalmasına ilişkin, Bizim hasar tespitlerimiz ayrıntılı bir şekilde devam ediyor. Ama sele karşı, dona karşı sigorta var. Sigorta poliçe bedelinin yarısını hibe veriyoruz. Orada zarar görenlerin büyük bir kısmı aslında sera da değil. Basit bir şekilde naylon tünel yapıyor, plastik bir örtü geriyor. Sigorta yaptırmıyor, kayıtlı değil bir kısmı daha çok onlardan oluşuyor dedi. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye nin yeni kırsal kalkınma hamlesini açıkladı. Toplantının ardından gazetecilerin sorunlarını cevaplayan Bakan Eker, sel afetinden dolayı seralarda fiziki zararlar oluştu. Acaba bu aşamada, o alanlara destek söz konusu mu? sorusuna, Bizim hasar tespitlerimiz ayrıntılı bir şekilde devam ediyor. Ama sele karşı, dona karşı sigorta var. Sigorta poliçe bedelinin yarısını hibe veriyoruz. Orada zarar görenlerin büyük bir kısmı hemen hemen tamamına yakını, aslında sera da değil. Basit bir şekilde naylon tünel yapıyor, plastik bir örtü geriyor. Sigorta yaptırmıyor, kayıtlı değil bir kısmı daha çok onlardan oluşuyor cevabını verdi. Sigorta sisteminin önemine vurgu yapan Eker, Bunun içerisinde yüzde 50 hibe veriyorsun. Biz onlarla ilgili ancak sosyal yardım şeklinde bazı bizim önerilerimiz var. İlgili bakanlıklarımıza bu önerilerimizi götürdük ama tabi bu hasar tespitleri tam olarak yapıldıktan sonra diye konuştu. İSTEMEDIĞINIZ HİÇBİR CANLI YAKLAŞAMAZ FIRST DEFENSE Güçlü Flaş Desteği Güneş Enerjisi Paneli Su Geçirmez Özel Işık Sistemi Eko Sistem Güçlü Vibrasyon Toprağa Saplanır Güneş Enerjisi ile Çalışır Açık Alanda 1200 m 2 de Etkili Otomatik Frekans Tanıma Bağışıklık Yapmaz Toprağa Saplanır Canlı Algılama Su Geçirmez Güneş Enerjisi ile Çalışır Açık Alanda 2500 m 2 de Etkili Sipariş Hattı Online - İnternet Adres: Doğanay Mah. 9106/2 Sk. No: 11 / A Yeşilyurt/Karabağlar- İZMİR Bayilikler verilecektir Tel: İstanbul Şube: 212 662 11 62 - İzmir Merkez: 232 261 63 35 Mayıs-Haziran 2014 107 www.falconelektronik.com Yeni Nesil Kovucu Çiftçi TV den bizi takip edebilirsiniz Yabani Hayvan Kovucu

köy kahvesi HABER 12 Afetten etkilenen çiftçinin borcu ertelensin Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, aşırı yağış ve kar nedeniyle tarlada ürünü olan çiftçilerin 2015 yılını afetlerle karşıladığını belirterek, 31 Aralık 2014 ten sonraki doğal afetlerden zarar gören çiftçilerin kredi borçlarının 1 yıl süreyle ve faizsiz ertelenmesini istedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye de son yıllarda kuraklık, aşırı yağış, sel, dolu, don, fırtına, hortum, su baskını gibi ardı arkası kesilmeyen afetlerin çiftçinin peşini bırakmadığına dikkati çekerek, 2013-2014 üretim döneminde kuraklık ve don başta olmak üzere fırtına, dolu, sel, aşırı yağış, su baskını, hortum gibi hemen bütün doğal afetleri yaşayan çiftçinin, 2014-2015 üretim sezonunda afetten uzak bir yıl beklediğini ama 2015 in de afetle çiftçiyi karşıladığını belirtti. Çiftçi sezonu afetlerle açtı! Kış yağışlarının yetersiz olduğu geçen yılın ardından bu yıl üretim sezonunun yağışlarla başladığını ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti: 2014-2015 üretim dönemine girdiğimiz ekim ayından itibaren gerçekleşen aşırı yağışlar, ülke genelinde görülen kar yağışı hububat üretim bölgelerinde çiftçilerin yüzünü güldürürken, aşırı yağış, su baskını ve kar, tarlada ürünü olan çiftçilerimizin afet yaşamasına neden oldu. Yeni yıla girdiğimiz bugünlerde mevsim normallerinin altında gerçekleşen hava sıcaklıkları ve ülke genelinde gerçekleşen kar yağışı, kış aylarının sıkıntılarını da beraberinde getirdi. Kaybın boyutuna değindi Son bir ay içinde yaşanan su baskınlarının, Muğla da narenciye, Edirne de çeltik ve mısır, Aydın, İncirliova, Germencik ve Söke de buğday, mısır, yem bitkilerinde, Manisa Akhisar ve Turgutlu da, Sakarya da sebzelere zarar verdiğini belirten Bayraktar, aşırı kar yağışının Bilecik ile Eskişehir Mihalıççık, Tepebaşı ve Sarıcakaya da seralara ve kışlık sebzelerde zarara yol açtığını bildirdi. Kredi borçları ertelenmeli Bakanlar Kurulu kararıyla, meydana gelen afetlerden zarar gören çiftçilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerinden kullandıkları kredi borçlarının, % 3 faizle bir yıl süreyle ertelendiğini vurgulayan Bayraktar, Doğal afetler devam ediyor. 31 Aralık 2014 ten sonraki doğal afetlerden zarar gören çiftçilerimizin kredi borçları da ertelenmelidir ifadesini kullandı. Yaşanan afetlere karşı üreticileri koruyan en önemli enstrümanın tarım sigortaları olduğunu vurgulayan Bayraktar, şunları kaydetti: Tarım sigortası kapsamına eklenen riskler Üreticilerin karşılaştıkları riskler karşısında mağduriyetlerinin giderilmesi ve risklere karşı çözüm üretilebilmesi için devlet destekli tarım sigortası uygulanıyor. Geçen yıl tarım sigortaları kapsamında yer alan risklere, bu yıl ilave olarak meyve bahçeleri ile bağlarda dolu ağı ve örtü sistemleri için dolu paketindeki riskler ve dolu ağırlığı riski eklendi. Denizlerde ve iç sularda yetiştirilen su ürünlerinin ölüm riski ile kafes ve ağlar için kazalar, predatör saldırısı, fırtına, hortum ve deprem riskleri, arıcılıkta vahşi hayvan saldırı riski de kapsama alındı. Tarımda kimse artık kendi toprağıyla yetinmiyor Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, ülkelerin tarımda ve gıda üretiminde kendilerini emniyete almak için başka ülkelerde arazi kiraladığını veya satın aldığını söyledi. Eker, 41 ülke başka ülkelerde toprak kiralamış, 62 ülke ise topraklarını ikinci bir ülkeye kiraya vermiş durumda. Bütün bunları bizim takip etmemiz, gerekirse pozisyon almamız gerekiyor dedi. Bakan Eker, Ankara'da düzenlenen Büyükelçiler Konferansı nda, bakanlığının çalışmaları ve Expo 2016 Antalya'ya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 2016 yılında Antalya'da düzenlenecek botanik EXPO etkinliği için 1 yıllık süre içerisinde 75 ülke ile iletişim sağlandığını ve 22 ülkenin katılacağını bildirdiğini açıklayan Eker, etkinlik ile Türkiye nin hem kültürünü hem biyoçeşitliliğini hem de tarımla ilgili potansiyelini anlatmış olacaklarını söyledi.dünya üzerinde yaklaşık 1,5 milyar insanın obez ve tokluktan kaynaklanan sorunlarla boğuştuğuna, 1 milyara yakın kişinin de aç olduğuna dikkat çeken Eker, buna karşılık dünyada 1,3 milyar ton gıda maddesinin israf edildiğini, bu gıdalar ile aç insanların doyabileceğini söyledi. Geçmişte ülkelerin gıda yardımlarını uluslararası bir araç olarak kullandığını ifade eden Eker, şöyle devam etti: Tarımda küresel işbirliği bilgi ve teknoloji paylaşımının yanı sıra birçok ülke sınır ötesi yatırımlar yapıyor. 41 ülke başka ülkelerde toprak kiralamış, 62 ülke ise topraklarını ikinci bir ülkeye kiraya vermiş durumda. Dünyada yaklaşık 203 milyon hektar tarım alanının uluslararası şirketlerce satın alındığı veya kiralandığı biliniyor. Dünyanın toprak bakımından en büyük 3 ülkesi bunların içinde. Çin, ABD, Hindistan. Bunlar dışarıda başka ülkelerde arazi kiralayanlar veya satın alanlar arasında. Kiralanan toplam tarım arazisinin yüzde 70 i 11 ülkede bulunuyor ve bu 11 ülkenin 7 si dünyada en fazla açlık sorunu yaşayan ülke. Bütün bunları bizim takip etmemiz, izlememiz, gerekirse pozisyon almamız gerekiyor. Kimsenin artık kendi ülkesindeki toprakla yetinmediğini vurgulayan Eker, ülkelerin kendilerini emniyete almak için başka ülkelerde arazi kiraladığını veya satın aldığını bildirdi.

13 HABER köy kahvesi Koyun-keçi sütünde rekor fiyat! Türkiye de ilk kez koyun keçi sütünde soğuk zincir projesini yaşama geçirerek sektöre katma değer sağlayan İzmir İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği, 2015 yılı koyun keçi sütü fiyatlarını açıkladı. Özer Türer İzmir Damızlık Koyun-Keçi Birliği 2015 Yılı Koyun-Keçi Süt Fiyatlarını belirledi. Birlik Başkanı Özer Türer, Devlet Desteklemesi ve Süt Kalite Primi Hariç Koyun Sütü 1.95 den 2.25 TL, Keçi Sütü ise 1.50 TL den 1.60 TL ye yükseltildiğini açıkladı. İzmir, Türkiye'de fiyat belirleyici konumda! Türkiye de koyun keçi sütünü soğuk zincirde toplayan tek il olduklarına dikkat çeken Türer, Türkiye de koyun ve keçi sütü fiyat belirlenmesinde de belirleyici rol oynadıklarını söyledi. Beş yıl önce koyun keçi sütünde soğuk zincir projesini ilk yaşama geçirdiklerinde keçi sütünün 60 kuruş, koyun sütünün 90 kuruştan alındığına dikkat çeken Türer, şöyle konuştu: Soğuk zincir projesi ile üyelerimizin ürünleri değer kazandı. İnek sütü fiyatından satın alınan keçi sütü 4 yılda 3 kata yakın bir değer kazanırken yine Pazar bulmakta zorlanan yetiştiricinin evde peynir yapmak zorunda kaldığı koyun sütü iki kattan fazla değer kazandı. İzmir Birliği nin kurduğu soğuk zincir projesi ile yetiştirici yıllar sonra para kazanır ve işletmesine yatırım yapar hale geldi. Soğuk zincir örnek oldu! Başkan Türer, koyun keçi sütünün Türkiye nin birçok bölgesinde koyun keçi sütünün inek sütü fiyatından yani 1 TL nin biraz üzerinde alınıp satıldığını belirtirken; diğer illerde de soğuk zincirin kurulması ve üreticilerin daha fazla kazanç elde etmeleri gerektiğini belirtti. Avans sistemi kırıldı Ziraat Bankası ile yaptıkları anlaşma ile İzmir Birliği üyesi yetiştiricilerin yüzde sıfır faizle kredi çekme olanağı bulduğunu anımsatan Türer, sözlerini şöyle sürdürdü: Yetiştiricinin en büyük sorunlarından biri de avans sistemi. Küçükbaş hayvancılıkta maalesef 12 ay süt üretimi yok. Hayvan kalitesi, ırkı ve bakımına göre değişmekle birlikte genel ortalama süt sezonu 4-5 aydır. Yetiştiricinin geliri de 4-5 ay ile sınırlıdır. Geliri olmadığı dönemde aldığı avans ile hayatını idame eden yetiştirici bir sonraki senenin sütünü ipotek altına almış oluyor. Avans alan yetiştirici fiyat dahi soramıyor. Sütü alan kişi sezon sonunda bir fiyat belirler hesabı onun üzerinden görür. Evvelki yıl biz 1,45 TL den keçi sütü alırken avans karşılığı süt veren yetiştiricilerimizin sütü 1 TL den alındı." Türer, avans sistemi ve yetiştiricilerin yaşadığı mağduriyetin önüne geçmek için Ziraat Bankası ile anlaşma yaptıklarını söyledi. İpotek şartını protokolle kaldırdıklarını anlatan Türer, şöyle konuştu: "Yetiştirici yine birlik üyesi olan iki kefille yüzde 0 faizle kredi çekebiliyor. Bu sayede çok sayıda yetiştirici avans sisteminden kurtulmayı ürününü piyasa fiyatından değerlendirme olanağı buldu. Üreticilerimize birliğimizin desteği kadar gıda tarım ve hayvancılık bakanlığımızın da büyük destekleri bulunmakta bizim belirlediğimiz süt fiyatları üzerine 20 kuruşta bakanlığımız vermekte.

HAYVANCILIK köy kahvesi 14 Çiğ sütte referans fiyatın 31 Mart 2015 tarihine kadar 1 lira 15 kuruş olarak uygulanmasına karar verildi. Süt sanayicileri ile üreticiler arasında gerginliğe neden olan çiğ süt referans fiyatı sabit kaldı. 1 Temmuz 2014 ten bu yana litresi 1 lira 15 kuruş olan çiğ süt referans fiyatı, 31 Mart 2015 e kadar aynen devam edecek. Geçen yıl çiğ süt referans fiyatının 6 ayda bir belirlenmesini isteyen süt sanayicileri, bu kez 3 aylık bir dönem için fiyat açıkladı. Önümüzdeki Nisan ayında fiyat bir kez daha ele alınacak. Çiğ süt üreticileri, baharda süt arzının arttığına işaret ederek, Daha önce bize 6 ayda bir fiyat belirleyelim, ikide bir fiyat değişmesin diyorlardı. Şimdi 3 aylık fiyat açıkladılar. Çünkü Mart sonu Nisan başı süt üretiminin çok olacağını biliyorlar. O zaman fiyatı düşürmek isteyeceklerdir görüşünü dile getirdiler. Çiğ süt referans fiyatı 1 Ağustos 2013 ten 31 Ocak 2014Ie kadar litre başına 1 lira olarak uygulandı. 1 Şubat -30 Haziran 2014 tarihlerinde 5 kuruşluk zamla 1 lira 5 kuruş olan çiğ süt referans fiyatı 1 Temmuz 2014 ten bu yana 1 lira 15 kuruş olarak uygulanıyordu. Bu fiyat, 31 Mart a kadar geçerli olacak. Çiğ süt üreticileri, artan girdi maliyetlerine rağmen çiğ süt fiyatının yerinde saydığını anımsatarak, ambalajlı sütün fiyatının ise artmaya devam ettiğine dikkati çektiler. Çiğ süt fiyatı 1 lira 15 kuruşta kaldı Süt pahalı değil Teta Teknik Tarım Yönetim Kurulu Başkanı Doç.Dr. Ömer Tömek, Türkiye de süt ve et fiyatlarının yüksek olduğunun iddia edildiğini belirterek, şu görüşleri dile getirdi: Bu iddiayı dile getirenler başka ülkelerdeki fiyatlarla karşılaştırma yapmaktadır. Bu türden karşılaştırmaların yanlış olduğu defalarca belirtilmesine rağmen söylemlerini her fırsatta tekrarlamaktadırlar. Halbuki hiçbir ülkedeki fiyatlar girdi fiyatları gözönüne alınmadan, bir diğer ülkenin fiyatları ile karşılaştırılamaz. Buna örnek olarak, Hoards dergisinde yayınlanan ABD deki süt fiyat analizini verebiliriz. Süt fiyatlarının, yem fiyatına oranı (süt fiyatı/ yem fiyatı) ABD de Ağustos ayında 2.55 dir. Yani bir litre süt ile 2.55 kg. yem satın alınabilmektedir. Süt fiyatının en düşük olduğu 2012 yılında bu oran yaz aylarında 1.35 e kadar düşmüştür. Ancak sonbahar ve kış aylarında 1.5-2 arasındadır. Beş yıllık ortalamalara bakıldığında ise bu oran 1.8-2 arasındadır. Yani beş yıllık ortalama oran Türk çiftçisinin hiçbir zaman ulaşamadığı 1.5 oranına kadar gerilememiştir. O halde yıllardır olumsuz ekonomik ortamda üretimi sürdüren Türk çiftçisine şükran duyulmalıdır dedi. İnek sütü miktarı yüzde 3.6 arttı Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Kasım ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarının yüzde 3,6 arttığını, yıllık bazda tavuk eti üretiminin 1,9 milyon tona yaklaştığını, yumurta üretiminin 17 milyar 76 milyon adedi, sanayiye aktarılan inek sütü miktarının da 8,6 milyon tonu bulduğunu belirtti. Bayraktar, yaptığı açıklamada, 2014 yılı kasım ayında tavuk yumurtası üretiminin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1,7 artışla 1 milyar 418 milyon 61 bin adetten 1 milyar 442 milyon 425 bin adede yükseldiğini ifade etti. Bayraktar, önceki yıl kasım ayında 133 bin 956 ton olan tavuk eti üretiminin, geçen yıl kasım ayında yüzde 16,4 artışla 155 bin 891 tona yükseldiğini kaydetti. Kasım ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarının 2013 te 611 bin 918 ton iken, 2014 te yüzde 3,6 artışla 633 bin 903 tona çıktığına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: 2013 te sanayiye 7 milyon 938 bin 510 ton inek sütü aktarılmıştı. Sanayiye aktarılan inek sütü miktarı kasım ayı itibarıyla yıllık bazda 8 milyon 598 bin 253 ton ile 8,6 milyon tonu buldu. Ocak-kasım dönemlerine bakıldığında 2013 te 7 milyon 285 bin 19 ton olan sanayiye aktarılan inek sütü miktarı, 2014 te yüzde 9,1 artışla 7 milyon 944 bin 763 tona ulaştı. Soğuk süte verilen destek daha iyi yerlere gelecek! Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, soğuk süte verilen desteğin daha iyi noktaya geleceğini söyledi. Isparta da düzenlenen Ortak Akıl Toplantısı na katılan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Bir gazetecinin, litrede sıcak süte verilen destekle soğuk süte verilen destek arasında 2 kuruşluk fark bulunmasının soğuk süt üreticileri tarafından eleştirildiğine ilişkin sorusuna Bakan Eker, Soğuk sütle sıcak süt arasında fark var. Bu bir geçiş süreci. Biz soğuk sütte makine ekipmana destek vermek suretiyle aynı zamanda onlara destek veriyoruz. Çünkü bu durumda sütün niteliği artıyor. Daha uzun süre muhafaza ediliyor. Kalitesi artıyor. Dolayısıyla aşama aşama bunları götürüyoruz. Daha eskiden farkı açmıştık. Üreticilerimizi, sütlerini soğutma tanklarında muhafaza etmeye, soğuk süt zinciri ile sanayiye ham madde sağlamaya teşvik ediyoruz. Bu aşama aşama daha iyi bir noktaya gelecek şeklinde yanıt verdi. Ortak Aklı Toplantısı nda hayvancılık, bitkisel üretim ve kırsal kalkınma konusu üzerinde önemle durduklarını da belirten Bakan Eker, şunları kaydetti: Kırsal kalkınmada yatırım tutarının yarısını hibe destek olarak ödediğimiz 74 civarında tesis tamamlanmış durumda. Bunlar bitkisel ve hayvansal ürünlerin paketlenmesi ve ambalajlanmasıyla ilgili. 20 milyon lira üzerinde Isparta ya hibe destek verildi. Burada Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu var. Burada da 62 milyon liralık 109 proje ile sözleşme imzalandı ve 32.5 milyon lira hibe olarak ödendi.

15 HABER köy kahvesi Çiftçilere sıfır traktör dağıtıldı Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) Balıkesir İl Koordinatörlüğü, merkezdeki 8 köyden 27 çiftçiye yüzde 50 hibe ile KDV ve ÖTV den muaf olarak sıfır km son modern traktör dağıttı. Aslıhantepecik, Aslıhan, Yenice, Paşaköy, Karamanköy, Atköy, Büyükbostancı ve Ovacık köylerinden Çiftlik Faaliyetlerinin Çeşitlendirilmesi ve Geliştirilmesi kapsamında proje sunan ve projesi onaylanan 28 yatırımcısıyla bir araya geldi. Projelerinin kapsamında bulunan traktör ve makine ekipmanları toplam 27 faydalanıcıya törenle teslim edildi. Aslıhantepecik Köyü nde düzenlenen teslim töreninde konuşan İl Koordinatörü Mesut Filizciler, bugüne kadar 11 çağrıya çıkarak toplam 181 proje aldıklarını ve bunların 104 ünün uygun bulunarak Balıkesir e 66 milyon Lira tutarında yeni yatırımların yapılmasına vesile olduklarını ifade etti. Geçen mart ayında sonlanan 12. çağrı ilanı kapsamında ise 59 proje aldıklarını, bu projelerin incelenmelerinin ardından Ankara ya gönderileceklerini anlatan Filizcviler, bunların onaylaması halinde Balıkesir in toplam 73 milyon liralık daha yeni yatırımlara kavuşacağını söyledi. Mesut Filizciler, Çiftlik Faaliyetlerinin Çeşitlendirilmesi Ve Geliştirilmesi kapsamında traktör ve makine-ekipman almak için proje sunan ve hibe almaya hak kazanmış 27 faydalanıcının yararlandığı bu yatırımlarda 3 milyon 738 bin liralık harcamanın 1 milyon 834 bin liralık kısmının TKDK tarafından hibe şeklinde desteklendiğini, ifade ederek, hayata geçen bu yatırımların, yeni çağrı dönemleri için halkın TKDK hibelerine müracaatlarında bir referans ve güven niteliğinde olacağını dile getirdi. verilebileceğini söylediler. Biz de gerekli başvuruları yaptık, Kimse buna inanmazdı, biz bile inanmadık ama bunlar hayaldi gerçek oldu. Tarlalarımızı daha iyi işleyeceğiz daha güzel verimli mahsuller alacağız. Bu desteği alabilmemiz için yardımcı olan herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz. Hibe desteğin yarısını devlet veriyor, KDV lerden muafız. Devletimiz sağ olsun, teşekkür ederiz diye konuştu. Küçükbostancı Köyünden İsmail Erkman ise, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliği belgesi aldıktan sonra TKDK ya başvuruda bulunduklarını anlatarak:"- Başvurumuzu yaptıktan sonra bir süre bekledik. Traktör son model ve çok modern. KDV yok, alet edevat da aynı şekilde. Çiftçi için büyük kolaylık, teşekkür ediyoruz dedi. Hibe almaya hak kazanan proje sahibi Mustafa Aycın, köylerinde bir hayal kurduklarını ve bu hayalin gerçeğe dönüşmesi için birlik olup TKDK'ya başvurduklarını ve sonucunda hayallerine kavuştuklarını anlattı. Traktörlerini teslim alan çiftçilerden Aslıhantepicik köyünden Hüseyin Suna da, Bizler, 1 yıl önce bu bilgilendirme sonucunda tıbbi aromatik kursu gördük. Aldığımız belgelerle, tarlalarımızı işleyebileceğimiz traktör ve ekipmanların devlet desteği ile bize

köy kahvesi TOHUM 16 Türkiye Tohumculuk sektörünün işlem hacmi 1 milyar dolara dayandı Karahan: Türk patates üreticisine patojenlerden ari ve fizyolojik olarak ithal tohumdan daha genç tohumu ulaşılabilir fiyatlara sunmayı hedefliyoruz Doğa Tohumculuk Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Yakup Karahan, tohumun stratejik bir öneme sahip olduğunun altını çizerek, Türk Tarımının özellikle son 15 yılda dünyadaki agro ekonomi içinde önem kazanmakta olan bir ülke haline geldiğini söyledi. Karahan, iç ve dış pazarda son yıllarda ivme kazanan Türk tohumculuk sektörünün büyümesini sürdürdüğünü ifade ederek, son 12 yılda % 400 oranında gelişen Türkiye tohumluk sektörünün işlem hacminin 1 milyar dolara dayandığına dikkati çekti. Karahan,Türk patates üreticisine patojenlerden ari ve fizyolojik olarak ithal tohumdan daha genç tohumu ulaşılabilir fiyatlara sunmayı hedeflediklerini belirterek, Bir gün kendi çeşitlerimi üretmek en büyük arzum. Bunu ergeç başaracağız dedi. İlk yerli patates tohumunu üreterek ses getiren firmanın sahibi Yakup Karahan'la patates ve tohum üretimi üzerine yaptığımız söyleşiyi sayfalarımıza taşıdık. -Bir tohum üreticisi olarak tohumculuk sektörünü nasıl değerlendirirsiniz? Dünya nüfusunun 2050 yılında 9 milyara ulaşacak olması Gıda üretiminin %100 artmasını gerektirmektedir. Dünya nüfusunun %12 sine konu 870 milyon insan günümüzde kronik yetersiz beslenme sorunu ile karşı karşıyadır. Eskiden 1 hektar arazi 2 kişiyi beslerken 2030 yılında 1 hektar alanın 5 kişiyi beslemesi gerekmektedir. Bu gerçekler Tarımsal üretimin temelini oluşturan tohumun ne derece stratejik bir öneme sahip olduğunun göstergesidir. Türk Tarımı özellikle son 15 yılda dünyadaki agro ekonomi içinde önem kazanmakta olan bir ülke halini almıştır. Tarımın GSMH da %8 oranındaki katkısı ile istikrarlı bir eğilim gösteriyor ve halen toplam işgücünün %25 kırsal bölgelerde tarımda çalışıyor. İç ve dış pazarda son yıllarda ivme kazanan Türk hohumculuk sektörü büyümeye devam ediyor. Son 12 yılda % 400 oranında gelişen Türkiye tohumluk sektörünün işlem hacmı 1 milyar dolara dayanmış durumdadır. Veriler 130 milyon dolar hacmindeki ihracatımıza karşılık 190 milyon dolarlık tohum ithalatımız olduğu yönündedir. Ancak dünyadaki tohum pazarı 45 milyar dolar dolayındadır. Bu gerçek, Türkiye nin tohum üretiminde daha çok yol alması gerektiğini göstermektedir. -İlk yerli patates tohumunu üreterek ses getirdiniz. Patates tohum üretiminiz ne aşamada? Doğa Tohumculuk olarak 2011 yılında patates tohumu üretimine girdik. Şu an 5.üretim senemizdeyiz. Yeni doku kültürü ve sera tesislerimizin devreye girmesiyle inanılmaz bir büyüme trendi gösteren patates sanayi sektörünün tohum ihtiyaçlarına cevap vermeye çalışmaktayız. Son iki yılda ise yemeklik çeşitlerin üretimini başlatarak Türk patates üreticisine patojenlerden ari ve fizyolojik olarak ithal tohumdan daha genç tohumu ulaşılabilir fiyatlara sunmayı hedefliyoruz. Doku kültürüne aldığımız her çeşit 4 yıl sonunda Türkiye ye tohum olarak dönüyor ve bu patates tohum ithalatının azalması anlamına geliyor. Mesela şu an 2018 yılı Türkiye sinin tohum üretimini gerçekleştiriyoruz. Bu yıl 1 milyon 650 bin mini yumruyu üreterek 2018 yılında 30 bin ton temel 1 kademede tohum üretmiş olacağız. Bu durumda iç piyasaya cevap vermenin yanında tohum ithalatımızda kaçınılmaz olacak. 2014 yılında ise yaklaşık 25 bin ton Patates tohumu sertifikalandırdık. Ülke genelinde sertifikalandırılan patates tohumunun % 17 lik bölümünü tek başımıza gerçekleştirdiğimizi belirtmekte fayda var. İthalatın azaltılması yönünde bu konuda faaliyet gösteren firmaların artması gerekiyor. -Patates Tohum ihracat şansımız var mı? Var hemde sınırsız diyebilirim. Artık Kuzey Avrupa toprakları elden çıkıyor. Hastalık ve patojen oranı çok yüksek tohumlar yüksek meblağlara pazarlanıyor. Bizim gibi tohum alıcısı ülkeler kalite ve fiyattan memnun değil. Biz de tohum üretimine bu sebeple girdik zaten. Doğa Tohumculuk olarak geçen yıl Azerbaycan la başladığımız Patates Tohum ihracatımız bu yılda devam ediyor. Hem de artan oranlarda. Geçen yıl Azerbeycan a gerçekleştirdiğimiz 2000 ton sertifikalı kademede tohum ihracatımız 2014 yılında 3000 tona çıktı. Üzerine bu sene Rusya yı ekledik ve ilk defa tarihimizde anaç kademede tohum ihraç etmenin gururunu yaşadık. Ayrıca Irak ve Suriye tohum ihraç ettiğimiz diğer ülkeler. Tohum ihracatı konusunda Pazar sıkıntısı yok yeterki rekabet edilir fiyatlarda, kaliteli tohum ve istenen çeşitleri üretelim. Ancak bize Pazar olabilecek ülkeler muhtemelen Rusya, Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu başta olmak üzere Kuzey Afrika ve Balkan ülkeleri olacaktır. Sadece Mısır tek başına Kuzey Avrupa ülkelerinden yılda 300 bin ton tohum aldığını belirtmekte fayda var. Gelen tohum talepleri çok fazla ve önümüzde büyük fırsatlar var ancak önce kendi ülke ihtiyacımızı karşılamamız lazım. Hedefimiz Doğa olarak 3.jenerasyonda yani 3 yaşındaki tohumu; Avrupa dan ithal 7-8 yaşındaki tohumlardan daha verimli ve patojenlerden ari olarak ulaşılabilir fiyatlarla Türk üreticisine sunmak. -Yerli patates çeşitimiz neden yok yada az?

17 TOHUM köy kahvesi Genelde Türkiye'de Hollanda ve Alman çeşitlerinin hegomonyası var. Bu iki ülkede kooperatif şeklinde faaliyetlerine devam eden büyük şirketler her yıl yeni çeşitler üretiyorlar. Bir moda gibi her yıl tanıtım, reklam faaliyetleri yapıp defile yapar gibi müşterileri için çeşit fuarları düzenliyorlar. Biz bu işe çok geç kaldık, ama son yıllarda özel 1-2 firma bu konuda büyük gayret içinde. Benim diğer bir sözüm de, Türkiye ye yeni ve yerli çeşitler kazandırmak. Bu konudaki ıslah çalışmalarımız ve devamındaki seleksyonlar son hızla devam ediyor. Her yıl çaprazlama yöntemi ile ortalama 50 bin gerçek patates çekirdeğini ıslah programlarımıza dahil ediyoruz. Hem yemeklik hem de sanayilik kapsamda gerçekleştirdiğimiz melezler arasında verim ve kalite beklentilerimizi karşılayacak çeşit adayları görmek beni ilerisi için çok umutlandırıyor. Şimdiden en az 5-6 çeşit adayımızı 1-2 yıl içinde tescille sunacağımı söyleyebilirim. Şu an koruma altında temsilcisi olduğumuz çeşitler yanında cips ve dondurulmuş patates ürünleri üreten global şirketlerin ihtiyaçları olan üniversal çeşitleri üretiyoruz. Bir gün kendi çeşitlerimi üretmek en büyük arzum. Bunu ergeç başaracağız. -2015 yılı hedefleriniz ve yatırımlarınız hakkında ne söylersiniz? 2011 yılında geçiş yaptığımız patates işleme tesisimiz hedeflerini kısa sürede aştı. Beklemediğimiz bir durumla karşı karşıya kaldık. Sanayiye geçiş yaparken acaba deyip saatde 3 tonluk küçük bir hatla işe başladık. Beklenmedik ilgi ve talepler karşısında kısa sürede zorunlu olarak yeni bir işleme hattının yatırımına girmeye karar verdik. 3 ton/saat olan kapasitemizi 9 ton/saate çıkarıyoruz. Bu yıllık üretimimizi 20 bin tondan 60 bin tona çıkacağımız anlamına geliyor. Bu da fabrikaya 100 bin ton üzerinde bir patates sanayi hammaddesi getirmek demek. Dolayısıyla tesislerimize yapacağımız yatırım ister istemez ziraat ve depolama gibi diğer alanlara da yansıyacak. Kısaca bazı yatırımlar başka yatırımları beraberinde fişekliyor. Yeni işleme hattımız Ağustos 2015 ayında devreye girecek ardından markamızın lansman çalışmaları ile premium kalitede ürünlerimizle organize parakende pazardaki pozisyonumuzu kuvvetlendirmek istiyoruz. Hali hazırda toplu tüketim ve gıda servisi yapan tanınmış markalar pazarı ağırlıklı çalışıyoruz, Türk Tüketicisinin donuk gıdalara olan talebinin artışı bizi organize parekende pazar segmentine girmek ve markamız Pomking i daha geniş kitlelere sunmaya doğru yönlendiriyor. Mc Donalds Fritolays gibi global markalara üretim yapıyoruz, bu firmalar endüstriyel ve donuk ürünlerin ülkemizde bugünkü seviyelere gelmesini sağlayan firmalar...eskiden kişi başına tüketim gramlarla ifade edilirken donuk patates ürünlerinde kişi başına tüketimimiz son birkaç yılda 2 kg a, pazar ise 500 milyon dolara çıkmış durumdadır. Bu oranın Gelişmiş ülkelerde 10-15 kg seviyelerine ulaşmış olduğu gerçeği ise sektörün Türkiye de daha ne denli gelişmeye açık olduğunu göstermektedir. Hollanda, Almanya, Belçika ve Fransa gibi Kuzey Avrupa ülkelerindeki ürünler ile rekabet edebildiğimiz taktirde özellikle Ortadoğu ve Rusya gibi bize önemli ihracat fırsatları yaratacak pazarlar olacaktır. Hali hazırda Irak, Libya, Azerbaycan ve Türkiye Cumhuriyetlerine ihracat yapıyoruz. Ortadoğu Rusya ve Kuzey Afrika ülkelerinde endüstriyel üretim tesislerinin yok denecek kadar az ve bu bölgedeki 1,3 milyar Euro luk dondurulmuş parmak patates pazarı tamamen Kuzey Avrupa ve Amerika nın elinde. Artık Türkiye de oturmuş bir endüstriyel patates üretim kapasitesi var ancak bu ülkelerle rekabet anlamında ciddi bir devlet desteğine ihtiyacımız var. Destek verilmesi halinde cari açığı önemli derecede kapatacak rakamlara ulaşabiliriz. Çiftçi kaliteli tohuma yöneliyor Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğüne bağlı Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsünce geliştirilen kaliteli hububat ve baklagil tohumlarına gösterilen ilginin arttığı bildirildi. Enstitü Müdürü Dr. Mevlüt Şahin, 1926'da kurulan enstitünün mevcut çeşitlere göre daha kaliteli, yüksek verimli ve olumsuz çevre şartlarına dayanıklı yeni bitki türleri geliştirme görevini sürdürdüğünü söyledi. Enstitünün 90'ın üzerinde hububat ve baklagil çeşidi geliştirdiğini belirten Şahin, "Türkiye genelinde yetiştirilen buğdayların yüzde 30'u bizim geliştirdiğimiz çeşitlerdir. Orta Anadolu'da bu oran daha yükseliyor ve ekilen buğdayın yüzde 87'si bizim çeşitlerimizden oluşuyor. Arpa üretiminde bu oran daha da yüksek. Türkiye genelinde arpa çeşitlerimizin üretim oranı yüzde 60, orta Anadolu'da ise bu oran yüzde 95'leri buluyor" dedi. Şahin, geliştirdikleri çeşitlerin tohumlarına yönelik talebin her geçen gün arttığını vurgulayarak, "Enstitü olarak, geliştirdiğimiz çeşitlerin 'elit kalite' dediğimiz tohumlarını üretiyoruz. Üretilen tohumları, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü'ne-TİGEM ya da özel tohumculuk şirketlerine veriyoruz. Onlar da bizden aldıkları tohumu orijinal iki kademe yapıyorlar ve bir sene sonra tekrar çoğaltıp sertifikalı kademede çiftçilerimize ulaştırıyorlar" diye konuştu. "Önümüzdeki sene ihtiyacı büyük oranda karşılarız" Kuraklık nedeniyle, tohum şirketleri ile TİGEM'in istediği tohumun yarısını karşılayabildiklerini dile getiren Şahin, şunları kaydetti: "Haymana'da bulunan 4 bin dönümlük arazimizin tamamını gelecek sene inşallah sulamaya açacağız. Arazimizi sulamaya açtığımız zaman firmaların ve TİGEM'in talep ettiği tohumun hepsini karşılar hale geleceğiz. Geçen sezon 150 ton civarında elit kalite ve orijinal tohum ürettik. İhtiyacın ancak yarısını karşıladığımıza göre demek ki ihtiyaç 300 ton civarında. Bu sezon da kuraklıktan dolayı 90 ton civarında üretebildik. Önümüzdeki sene ihtiyacı büyük oranda karşılamayı hedefliyoruz." Mevlüt Şahin, Türkiye'de yaklaşık 700 tohumculuk firması bulunduğuna ve bu sayının her geçen gün arttığına dikkati çekti. Bakanlığın uyguladığı politikalar ve Tohumculuk Kanunu sayesinde özel firmaların önünün açıldığına işaret eden Şahin, sözlerini şöyle noktaladı: "Dünyada olduğu gibi ülkemizde de devletin orijinal kademe tohum üretimi yaptıktan sonra özel sektörün bunu sertifikalı kademede çoğaltması sayesinde son 10 yılda özel tohumculuk firmalarının sayısı arttı. Devlet, bu firmaların ürettikleri tohuma teşvik veriyor. Bu çalışmalar sayesinde çiftçimizin kaliteli tohuma ilgisi her geçen yıl artıyor. Çiftçimizin kullandığı sertifikalı tohum miktarı yıllık 300 bin tondan 700 bin tona çıktı."

köy kahvesi TOHUM 18 Hibrit Tohum altından değerli Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar (TAGEM) Genel Müdürü Masum Burak, 1 gram hibrit tohumun 1 gram altından pahalı olduğunu belirterek, "Kullandığımız hibrit tohumların 2003 yılında yüzde 90'ı ithaldi, yaptığımız çalışmalarla bu oranı yüzde 50'ye çektik" dedi. Burak, Türkiye'deki tohumculuğun genel durumu,hedefleri ve kamuoyunda sıkça tartışılan Hibrit Tohum ve GDO hakkında açıklamalarda bulundu. Hibrit tohumun bilinenin aksine kısır olmadığı ve içinde GDO bulunmadığını ifade eden Burak, bu tohumların insan eliyle teknoloji kullanılarak arzu edilen amaçlara göre ıslah edilebildiğini anlattı. Hibrit tohumunun en üstün melez tohum olduğuna işaret eden Burak, hibrit tohumlarının özellikle örtü altı sebzecilikte önem arz ettiğini kaydetti. Hibrit tohumlarının çok pahalı olduğunu belirten Burak, "1 gramı 1 gram altından pahalı. Çünkü teknoloji ile uzun zamanlarda geliştiriliyor. 2003 yılında kullandığımız hibrit tohumların yüzde 90'ı ithal tohumlardı. Yaptığımız çalışmalarla bu oranı yüzde 50'ye çektik. Türkiye'de serbest piyasa kuralları uygulanıyor. Yabancı tohumların Türkiye'ye girmesini engelleyemeyiz. Ama Allah korusun, sınırları kapatmak zorunda kalabileceğimiz zor zamanlarda Türkiye'nin tohum ihtiyacının yüzde 100'ünü karşılayabilecek durumdayız" diye konuştu. 633 firmadan 614'ü yerli Türkiye'de toplam 633 tohumculuk firması bulunduğunu, bunun 614'ünün yerli olduğunu anlatan Burak, tohumculukta 2002 yılında ihracatın ithalatı karşılama oranının yüzde 31 iken 2013 yılına gelindiğinde bu rakamın yüzde 65'e yükseldiğini kaydetti. Destek ödemesi Sertifikalı tohum kullanımı için çiftçilere 511 milyon lira destek sağlandığını bildiren Burak, bahçe tesis eden çiftçilere 276 milyon lira ve sertifikalı tohum üreten kuruluşlara 151 milyon lira olmak üzere toplam 938 milyon lira destek ödemesi yapıldığını söyledi. Hububat stratejik bir üründür Ulusal Hububat Konseyi, Adana Ticaret Borsası, Nişasta ve Glikoz Üreticileri Derneği, Anadolu Nişasta ve Glikoz Sanayicileri Derneği birlikteliğiyle düzenlenen Ulusal Mısır Kongresi, Adana da gerçekleşti. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan Yardımcısı Kutbettin Arzu nun da katılımıyla Adana Hilton otelinde gerçekleştirilen Ulusal Mısır Kongresi nde konuşmasına geleceğin üç stratejik unsurunun; tarım, su ve enerji olacağını ifade ederek başlayan Ulusal Hububat Konseyi Başkanı Mustafa Yılmazkart, Dünya da yaşanan karışıklıkların nedenin de bu unsurlar olduğunu belirtti. Yılmazkart konuşmasında şu ifadelere yer verdi: Tarımsal üretim ve tarımsal ticaret üzerine oluşturulacak politikaların önemi gittikçe artmaktadır. Ülkemizin tarımsal üretimde yatay büyüme şansı kalmadı. Biz de dikey büyümeye; bilgiye, teknoloji üretmeye ve Ar- Ge ye odaklanmalıyız. Hububat, Türkiye nin tüm bölgelerini ilgilendiren, beslenmemizin vazgeçilmez hammaddesi, doğrudan 20 milyon insanımızı, dolaylı olarak tüm ülkemizi ekonomik ve sosyal olarak etkileyen, üzerinde en çok konuşulan, spekülasyon yapılan, stratejik bir üründür. Hububatın üzerine oluşturulacak politikalar önemini gün geçtikçe arttırmaktadır. Önce üretim sonra pazar anlayışından, önce pazar sonra üretim anlayışına... Önce üretim sonra pazar anlayışından, önce pazar sonra üretim anlayışına bir an önce geçilmelidir. Hububat sektörü üretimiyle, ticaretiyle, dünya ile uyumlu sürdürülebilir bir yapıya kavuşmalı, bunun için sektörün tüm paydaşları karar alıcılarla sürekli ve etkin bir diyalog içinde olmalıdır. Dünyada, bir milyar tona yaklaşan üretim miktarıyla en çok yetiştirilen tahıl ürünü olan mısır; insan gıdası ve hayvan yemi olarak kullanılmasının yanı sıra, sanayide birçok ürünün de ham maddesidir. 2011 yılında 372 bin tona kadar gerileyen Türkiye nin mısır ithalatı, bu tarihten sonra yeniden artışa geçmiş 2012 yılında 800 bin tona, 2013 yılında ise yaklaşık 1,5 milyon tona ulaşmıştır. Mısır ithalatının önüne geçmek ve ihtiyacımızı karşılayacak mısır üretimi için teknolojiye, bilgiye, arazi toplulaştırmaya ve ıslah çalışmalarına önem vermek gerekmektedir. 2001 yılında 2,2 milyon ton mısır üreten Türkiye nin son 10 yılda ekim alanlarının yüzde 11 lik genişlemesi ve verimin yüzde 50 artmasıyla 2014 yılında mısır üretimi 6 milyon tona ulaşmıştır. Bilgiç: Mısır ve Mısıra Dayalı Sanayi Ülkemiz İçin Çok Önemlidir TOBB Yönetim Kurulu Üyesi, ATB Meclis Başkanı Şahin Bilgiç ise, bölgede ekilen ürünlerin değişimine dikkat çekerek, Kongreden çıkacak sonuçların ülkemiz mısır tarımına ve sanayisine önemli katkı sağlayacağına inanıyoruz. Çukurova Bölgesi zengin tarımsal ürün çeşitliliğine sahip olan, ülkemizin en önemli tarım ve sanayi bölgelerinden biridir. Bizler böyle bir bölgede yaşadığımız için ne kadar şanslı olduğumuzu biliyoruz. Yılın ikinci yarısından sonra başlayan ayçiçeği, mısır, soya fasulyesi ve pamuk hasadı bölgedeki hareketliliği en üst seviyeye çıkarmaktadır. Bu ürünlerin ortaya çıkardığı katma değer, bölge ekonomisine küçümsenmeyecek faydalar sağlamaktadır. Çukurova, geçmiş yıllarda herkesçe bilindiği üzere beyaz altın diyarı iken, günümüzde pamuk fiyatları üreticisini üzmüş, bunun etkisiyle bölgede beyaz altın yerini sarı altına, yani mısıra bırakmıştır. Bunda son yıllarda mısır verimindeki artışlarda önemli rol oynamıştır dedi.

19 HAYVANCILIK köy kahvesi Trakya hayvancılık sektörü için önemli Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı Ömer Bülent Arslan, Trakya Bölgesi nin, Türkiye nin tarımsal ihracatına katkısı olduğunu ve bölgeden 143 milyon dolarlık ihracat yapıldığını söyledi. Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Strateji Geliştirme Dairesi Başkanı Ömer Bülent Arslan, Trakya Bölgesi nin, Türkiye nin tarımsal ihracatına katkısı olduğunu ve bölgeden 143 milyon dolarlık ihracat yapıldığını söyledi. Arslan, yaptığı açıklamada, tarımı stratejik bir sektör olarak gördüklerini belirtti. Paydaşlarının sorunlarını birlikte yönetmeye ve çözmeye çalıştıklarını ve bölgelerde tarım ile kollarına ilişkin çalışma yaptıklarını ifade eden Arslan, şöyle konuştu: Trakya bölgemizde 900 bin hektar tarım alanı bulunmakta. Türkiye nin yaklaşık yüzde 4 ünün tarımsal alanına sahip bir bölgeden bahsediyoruz. Aynı zamanda 8,8 milyar tarımsal hasılası olan bir bölgeden... Trakya, Türkiye nin tarımsal ihracatına katkısı olan bir bölge ve yaklaşık 143 milyon dolarlık ihracat yapılmakta. Arslan, Trakya Bölgesi nde, tarla bitkisi üretiminin yüzde 10 unun karşılandığını dile getirdi ve bölgede, yağlık ayçiçeğin yüzde 41 inin üretildiğini aktardı. Arslan, Trakya buğdayda Türkiye üretiminin yaklaşık yüzde 8 ini üretiyor. Trakya nın Türkiye ye toplamda bitkisel anlamda 4,6 milyar liralık tarımsal hasılası var diye konuştu. Tazminatlı Hayvan Hastalıkları Yönetmeliği nde değişiklik Tazminatlı Hayvan Hastalıkları Yönetmeliği kapsamında koyun ve keçi vebası (PPR) ve sığırların nodüler ekzantemi (lumpy skin) hastalıkları ile ilgili tazminat oranları yükseltildi. Tazminatlı Hayvan Hastalıkları ve Tazminat Oranlarına Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik in yürürlüğe konulmasına ilişkin Bakanlar Kurulu kararı, 1 Ocak 2015 tarihli Resmi Gazete de yayımlandı. Buna göre, bakanlıkça belirlenen bölgelerdeki koyun ve keçi vebası (PPR) hastalığı ile ilgili tazminat oranı dörtte üçten, dörtte dörde; sığırların nodüler ekzantemi (lumpy skin) hastalığı ile ilgili tazminat oranı da dörtte ikiden, dörtte dörde yükseltildi. www.edsyb.com.tr Bölge, hayvan hastalıkları açısından "ari" Arslan, Trakya Bölgesi ndeki hayvancılığın önemli olduğunu söyledi. Trakya nın hem kültür ırkı hayvan varlığı hem de hayvan sayısıyla dikkat çekici bir bölge olduğunu aktaran Aslan, şöyle devam etti: Süt sanayisi bölgede güzel gelişimler gösteriyor. Bölgenin süt üretiminde Türkiye deki payı yüzde 5. Trakya da hayvancığın en önemli ve gündemde olan özelliği ise hastalıklardan ari olması. Özellikle şap açısından bu ön planda. Trakya da 4,2 milyar liralık hayvansal ürün üretilmekte. Trakya dahil Türkiye nin tüm bölgelerinde gıda, tarım ve hayvancılığın gelişmesi için çalışmalar yapıyoruz. Türkiye deki üretici dünyaya örnek olacak. EDİRNE DAMIZLIK SIĞIR YETİŞTİRİCİLERİ BİRLİĞİ Tuncay AYTIN Telefon : 0284 212 2498 Faks : 0284 214 4263 E-Posta : edirne@dsymb.org.tr Adres : Hükümet Cad. Yeni Mahalle No:64 - EDİRNE

köy kahvesi KÖY 20 Ekolojik Köy Kirazlı ilgi bekliyor Betonlaşma tehlikesi ile karşı karşıya bulunan köy için hazırlanan Ekoturizm projesinin ivedilikle hayata geçirilmesi isteniyor Türkiye turizminin en önemli kentlerinden Kuşadası na 11 km. uzaklıktaki Kirazlı Köyü, doğasını büyük ölçüde koruyan, geleneksel yaşam tarzlarını ve tarımsal faaliyetlerini sürdüren, organik tarımın gelişmesi ve genişlemesi için uğraş veren ekolojik bir köy olarak, yetkililerden ilgi bekliyor. İlk kurulduğu yıllarda yer altından çıkan küplerin çokluğu nedeniyle Küplüce adını almış ve daha sonra topraklarının verimli olmasından dolayı Akçaova ismiyle anılmış ve kalite değeri yüksek kirazların yetişmeye başlamasından sonra da Kirazlı adını alan köy, etrafı zeytin ağaçları ve kızılçam ormanlarıyla çevrili, akdeniz bitki örtüsünün en güzel örneklerinin görüldüğü yemyeşil bir doğa içerisinde bulunuyor. Geleneksel yaşam tarzlarını kaybetmeyen, otantik köy mimari özelliğini büyük ölçüde yitirmeyen, çevresindeki doğaya sahip çıkan, yerel ürünlerini sürdürülebilir bir şekilde devam ettiren, üretken köylü kadınlarıyla örnek olan Türkiye nin önde gelen ekolojik köyleri arasında yer alan Kirazlı Köyü, bugün betonlaşma tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyor. Köy halkı, büyükşehir yasası çıkmadan önce hazırlanan ve yasanın çıkmasından sonra sahipsiz kalan Ekoturizm projesinin ivedilikle hayata geçirilmesini istiyor. Kuşadası nda 30 yıldır devam eden plansız ve aşırı yapılaşmaların henüz doğallığını yitirmemiş verimli Kirazlı arazilerine doğru yoğunlaşmaya başladığını dile getiren yöre halkı, artan yapılaşmaların varlığının köyün verimli topraklarının geleceğini tehdit ettiğini dile getirdiler. Proje rafta kaldı Kirazlı nın sahip olduğu doğal ve kültürel kaynak değerlerinin, koruma-kullanma dengesi çerçevesinde ekoturizm faaliyetlerine kazandırılması için Kirazlı Köyü Muhtarlığı EKODOSD işbirliğiyle bir proje önerisi hazırlanarak Kuşadası Kaymakamlığı na başvuruda bulunmuş, ancak büyükşehir Yasası ile birlikte projenin ilgisizlikten hayata geçirilemediği ileri sürüldü. Proje, Kirazlı Köyü nün öncelikle yerel ürünlerini ve bu ürünlerin yetiştirildiği topraklarını koruyarak, çevresindeki doğayı ve biyolojik çeşitliliğini bozmadan gelecek nesillere ulaştırmayı hedefliyor. Projenin hazırlanmasında emeği bulunan köyün bir önceki muhtarı Hüseyin Fırat, Kuşadası ndaki yoğun yapılaşmaların son yıllarda birçok insanı Kirazlı ya yönelterek, köyün verimli arazilerine olan talebi arttırdığını söyledi. Artan yapılaşmaların varlığının, köyün verimli topraklarının geleceğini tehdit ettiğini vurgulayan Fırat, Organik tarımdapilot köy seçilen köyün verimli arazilerde yapılaşmalar yerine, ekolojik tarım desteklenmeli, köyün doğal ve kültürel değerleriyle birlikte koruma-kullanma dengesi çerçevesinde yapılacak ekoturizm faaliyetleriyle, yöre insanlarının ekonomileri güçlendirilmelidir dedi. Doğal yapı korunup, halkın ekonomisine katkı sağlanacak Proje ile yöre insanının ekonomisine katkı yaparak, doğal ve kültürel kaynaklarını daha korumacı bir şekilde yaklaşmalarının hedeflendiğinin altını çizen Fırat, projenin en önemli hedefinin, bir zamanlar Kuşadası nın en verimli arazisi olan Karaova nın durumuna düşmeden, bünyesindeki hassas ekosistemlerin korunması ve köyde yaşayan bölge insanının sosyo-ekonomik gelişmesine kaynak yaratılması olduğunu anlattı. Kirazlı Köyü arazilerinde son yıllarda gözle görülür bir şekilde artan yapılaşmaların önüne geçilmesi, doğal ve kültürel değerlerini koruma-kullanma dengesi çerçevesinde yapılacak faaliyetlerle de yöre insanlarına kaynak yaratılmasının planlandığını anlatan Fırat, şöyle konuştu: Proje ile ekoturizm faaliyetlerinin köyde geliştirilmesine çalışılacak ve Kuşadası turizmini de destekleyecek alternatif bir mekan yaratılmış olacak. Kirazlı Köyünde ekoturizm kapsamında geleneksel köy yaşamı, botanik turları, foto safari turları, organik tarım turları, temalı doğa yürüyüşleri, orman ve yırtıcı kuş gözlemi yapılarak köyde ve çevresindeki doğal ve kültürel varlıkların tanıtılması düşünülüyor. Bu faaliyetlerin yöre insanının ekonomisine katkı yapması ve onların doğal ve kültürel kaynaklarını daha korumacı bir şekilde yaklaşmaları ve sahip çıkmaları hedefleniyor. Yapılan çalışmalarla köy ve çevresindeki tüm doğal ve kültürel varlıkların envanteri çıkarılarak, yapılacak faaliyetlerin belirlendiğini ifade eden Hüseyin Fırat, Milli Parktan sonra en zengin doğal kaynak türlerinin bulunduğu Kirazlı nın doğal alanlarının, dünyada yaygın bir şekilde yapılan botanik turizmi için ideal mekanlar içerdiğini anlatarak, bölge ile ilgili şu bilgiyi verdi.; Derelerinden suların aktığı, asırlık çınarların yer aldığı ve geç kiraz veren bahçeleriyle doğal güzellikler içeren Mecitler Yaylası, Kirazlı nın en güzel alanlarından biri. Bu yaylalarda köye ait 5 keçi sürüsü