SOSYOLOJIK YÖNDEN KÖY



Benzer belgeler
Köyaltı Yerleşmeleri. Mahalle

SOSYOLOJİ DERSİ 2.ÜNİTE TOPLUMSAL YAPI

KAYACIK KÖYÜ HAKKINDA GENEL BİLGİLER. Kayacık Köyü nün isminin kaynağı hakkında iki rivayet bulunmaktadır. Bunlar şöyle açıklanabilir.

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

KIRSAL YERLEŞİM TEKNİĞİ DOÇ.DR. HAVVA EYLEM POLAT 8. HAFTA

BÖLGE VE NÜFUSUN GENEL DURUMU. Doç.Dr.Tufan BAL

III.BÖLÜM A - KARADENİZ BÖLGESİ HAKKINDA

İktisat Tarihi I Ekim II. Hafta

Sosyal Politikayı Yeniden Düşünmek! NEDEN?

2. Ünite BEŞERİ SİSTEMLER. 1. Beşeri Yapı Konu Değerlendirme Testi

SARAY Saray İlçesinin Tarihçesi:

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

Türkiye nin Nüfus Özellikleri ve Dağılışı

COĞRAFYA ARAZİ KULLANIMI VE ETKİLERİ ASLIHAN TORUK 11/F-1701

TÜRKİYE EKONOMİSİ. Prof.Dr. İlkay Dellal Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü. Ankara

BES 248- BESLENME ve EKOLOJİ

KÜRESEL ORTAM: BÖLGELER ve ÜLKELER

ORTAÖĞRETİM ÖĞRENCİLERİ ARAŞTIRMA PROJELERİ YARIŞMASI ŞENKAYA İLÇE MERKEZİNİN MEKAN OLARAK DEĞİŞTİRİLMESİ PROJESİ ONUR PARLAK TUĞÇE YAĞIZ

Samaruksayı Seyir olarak bilinen köyün eski adı, Cumhuriyetin ilk yıllarında,

TÜRKİYE DE GÖÇ BOYUTU, NEDENLERİ ve GÖÇÜN SAĞLIKLA İLİŞKİSİ

ÖSYM. Diğer sayfaya geçiniz KPSS / GYGK-CS

İDARE HUKUKU DERSİ (VİZE SINAVI) SORULAR

Tarım Alanları,Otlak Alanları, Koruma Alanları Öğrt. Gör.Dr. Rüya Bayar

Adı: REMBRANDT HARMENSZOON VAN RİNJN Doğum: 15 Temmuz 1606 Leiden Hollanda Milliyeti: Hollandalı Sanat Akımı: Lüministik sanat Alanı: Resim Baskı

10. SINIF NÜFUS DERS NOTLARI

ARAŞTIRMA ÖZET SONUÇLARI Mart 2015

Test. Beşeri Yapı BÖLÜM 7

BÖLGE KAVRAMI VE TÜRLERİ

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

-İÇİNDEKİLER- 1.1.ANTALYA Tarihi Nüfus PLANLAMA ALAN TANIMI PLAN KARARLARI... 7

Doğayla Uyumlu Yaşamın Adresi:

YAYLALARDAKİ ARAZİ KULLANIM DEĞİŞİMİNİN CBS İLE İZLENMESİ: TRABZON ÖRNEĞİ. Yrd. Doç. Dr. Mustafa ATASOY

DOĞU KARADENĠZ BÖLGESĠNDE HEYELAN

Arsalardan bu kadar fazla yararlanmanın şehirler ve şehirlerde oturanlar için ne gibi mahzurlar vardır? Bu kadar yoğun bir inşaat sonucu evvelâ

EĞİTİMİN TOPLUMSAL SÜREÇLERLE İLİŞKİSİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

DERS VI-VII Nüfus Artışı Küresel Isınma

3. Eðitim - Öðrenim ve Saðlýk Kýrsal yörelerde (köylerde) eðitim ve saðlýk

Tanımlar. Bölüm Çayırlar

ÜNİTE:1. Toplumsal Yapıyı Açıklayan Kavram ve Kuramlar ÜNİTE:2. Türkiye de Kültür ve Kültürel Değişim ÜNİTE:3

Başkale nin Tarihçesi: Başkale Coğrafyası:

SORU : CEVAP: SORU: CEVAP:

BÖLÜMLERİ: - 1. Adana Bölümü - 2. Antalya Bölümü YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ: AKDENİZ BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI: Akdeniz Bölgesi

Antalya da Yatırıma Uygun Yeni Teşvik Sistemine Göre Ön Talep Toplamak Amacıyla Belirlenmiş Hazine Arazileri

2012 YILI BALIKESİR İŞLETMELERİNİN SOSYO-EKONOMİK DURUM VE 2013 YILI BEKLENTİ ARAŞTIRMASI BALIKESİR TİCARET ODASI

Bitkilerle Alan Oluşturma -1

21. Yüzyıl İçin Planlama Seminerleri 2015 Sonbahar III. 21. Yüzyılda Toprak, Tarım ve Gıda. 1/3 Yücel ÇAĞLAR İletişim:

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN


İktisat Tarihi II

T.C. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve

SADETTİN ÖKTEN İÇİMDE AVM VAR!

Türkiye'de Tarım. İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir.

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

TOPLUMU TANIMA TOPLUMUN TANIMI TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ TOPLUMUN ÖZELLİKLERİ

İktisat Tarihi I. 18 Ekim 2017

X. BÖLÜM MESKEN KIR MESKENLERİNİN ŞEKİLLENMESİ ÜZERİNDE ETKİLİ OLAN FAKTÖRLER

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

Yaşam Boyu Sosyalleşme

Kırsal Alan ve Özellikleri, Kırsal Kalkınmanın Tanımı ve Önemi. Doç.Dr.Tufan BAL

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BÖLGEMİZİ TANIYALIM TESTİ. 1- VADİ: Akarsuların yataklarını derinleştirerek oluşturdukları uzun yarıklardır.

506 SAYILI SOSYAL SİGORTALAR KANUNU İLE 4857 SAYILI İŞ KANUNU NDA İŞYERİNİ BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜGÜ

Tüketici Davranışlarını Etkileyen Faktörler

HAYVANCILIK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Altyapı ve Çevre İzleme Daire Başkanlığı ANKARA / 25 AĞUSTOS 2014

YAKIN DOĞU ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM FAKÜLTESİ

İşyeri Temsilcileri Rehberi


Savaş DİLEK Jeoloji Yük.Müh

ORTA ASYA TÜRK TARİHİ-I 1.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. Orta Asya Tarihine Giriş

SİVRİCE-MADEN YÖRESİNİN MEVZİİ COĞRAFYASI

PATENT MEVZUATI YÖNÜNDEN ÜNİVERSİTE MENSUBU KAVRAMI VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDE ÇALIŞANLARIN BULUŞLARI

BROADACRE CITY. Frank Lloyd Wright. Doç. Dr. Zeynep Enlil Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü

Çaldıran daha önceleri Muradiye İlçesinin bir kazası konumundayken 1987 yılında çıkarılan kanunla ilçe statüsüne yükselmiştir.

DÜNYA NÜFUSUNUN YARIDAN FAZLASININ ŞEHİRLERDE YAŞAYACAĞI 21.

İstatistik ve Sicil İzleme Dairesi Başkanlığı

DOĞU ANADOLU BÖLGESİ KONUMU, SINIRLARI VE KOMŞULARI:

DÜNYA CBS GÜNÜ 2015 ETKİNLİKLERİ COĞRAFİ BİLGİ TEKNOLOJİLERİ İLE AKILLI KENTLERE DOĞRU ZİRVESİ

Beşiktaş Residence Tower / Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

1- Çevresine göre alçakta kalmış ve vadilerle derin yarılmamış düzlüklere ne denir?

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

LiSE TURKIYE'NIN COGRAFYASI BEŞERİ VE E ON MI DOGAN. Celal AYDIN YAYINCILIK

TÜRKİYE 1997 GENEL NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA DÜŞÜNCELER

SOSYAL POLİTİKA II KISA ÖZET KOLAYAOF

İDARİ SINIR SORUNLARINA GENEL BİR BAKIŞ: Trabzon Örneği. Prof. Dr. Bayram UZUN Doç. Dr. Volkan YILDIRIM Yrd. Doç. Dr. Okan YILDIZ

P E P _ H 0 5 C

Konu Başlığı: Türk Vergi Sistemindeki Vergilerin Ekonomik Kaynağına Göre Tasnifi

- 354 İstatistik umum müdürlüğü teşkilâtı hakkında kanun

Bu proje Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilmektedir

YÖNETİMDE MERKEZDEN VE YERİNDEN YÖNETİM SİSTEMLERİ DOÇ.DR.HAKAN SUNAY A.Ü. SPOR BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Kütlesel çekim kuvveti nedeniyle cisimler bir araya gelme eğilimi gösterirler, birbirlerine

TARIMSAL ORMANCILIK (AGROFORESTRY) Prof. Dr. İbrahim TURNA

Yayla Turizmi, doğayla iç içe yaşamayı sevenler veya macera tutkunlarının genellikle günübirlik kullanım veya kısa süreli konaklama amacıyla yüksek

OSMANİYE KAHRAMANMARAŞLILAR YARDIMLAŞMA VE DAYANIŞMA DERNEĞİNE GÖRKEMLİ AÇILIŞ.

ORMAN TRANSPORT TEKNİĞİ DERSİ

ORMAN KORUMA AÇMACILIK

frekans araştırma

Deprem, yerkabuğunun içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreşimlerin dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamı ve yeryüzünü

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v İçindekiler... ix Tablolar Listesi... xv Şekiller Listesi... xv BİRİNCİ BÖLÜM SOSYOLOJİ VE TURİZM SOSYOLOJİSİ

Transkript:

SOSYOLOJIK YÖNDEN KÖY (Tanımı ve Özellikleri) Mahmut TEZCAN Ankara Üniversitesi Eğitim Fakültesi GİRİş Amaç ve Yöntem Bu incelemede «Köy» denen yerleşme biçiminin sosyolojik açıdan ele alınması üzerinde duracağız. Amacımız, toplumsal yönden köyü ele alarak özelliklerini belirtmek ve bir tanımını yapmaktır. Konuyu ele alış tarzımız genel açıklamalar biçiminde olacaktır. Yani izahlarımızda daha çok teorik bir yaklaşım ağırlığı teşkil edecektir. Tabii ki bu arada sırası geldikçe Türkiye'ye de çok kısa atıflar yapılacaktır. Kapsam İlkin, köyün tanımı üzerinde duracağız. Sonra, sosyoloji tarihi içersinde yer almış bazı kurarncıların konuyu ele alışlarına değindikten sonra üçüncü bölümde köyü karakterize eden özelliklere geçeceğiz. Daha sonra dördüncü bölümde belli başlı toplumsal kurumlarla köy ilişkisini ana hatlarıyla ele alacağız. Yalnız, burada, köy sosyolojisinin inceleme alanına giren konuların hepsini gözden geçirecek değiliz. Başka bir deyimle, ne gibi toplumsalolguların köy sosyolojisinin inceleme alanını oluşturduğu sorunu üzerinde değil, sadece köyün sosyolojik bir vakıa olarak ele alınışı üzerinde duracağız. Esasen konumuzun Köyün Tanımı ve Özellikleri, olarak sınırlandınımış olması da bizi böyle geniş bir yaklaşımdan alıkoymak tadır. Bununla beraber açıklamalarımız, köy sosyolojisinin ne gibi konuları ele aldığı sorununa çok genel de olsa bir ışık tutabilir. KÖYÜN TANıMı Herşeyden önce şunu belirtmeliyiz ki sosyoloji açısından köy kavramının gerek hacim, gerek karakter bakımından her toplum için geçerli, kesin 151

bir tanımını yapmak çok zordur. Böyle bir tanım yapmanın güçlüğünde çeşitli sosyologlar hemfikirdirler. YÖ~letimsel Sınırlar ve Nüfus Esasına Göre Yapılan Resmi Tanımlar Yönetimsel Sınırlar Ölçütüne Dayanall Tanımlar Bu esası kabul edenlere göre, belirli sınırlar içindeki yersel yönetim bi rimlerine 'şehir" bu sınırlar dışında kalan yerlere de 'köy' adı verilmekte dir. Bu amaçla, genelolarak, belediye sınırları it:indeki nüfusa şehirli nü fus deniliyor.! Gerek çeşitli memleketlerde ve gerek bizde köy, belirli bir nüfus, esasına göre tanımlanmıştır. ÇEŞİTLİ MEMLEKETLERDEKİ TANıMLAR Batı memleketleri istatistiklerinde bazan 2.000, bazan da 5.000 den az nüfuslu İskan topluluklarına 'köy' deniliyor. Tabii daha fazla sayıda nü fuslu köyler de vardır. 2 Avrupa'da 2.000 kişiden olarak tanımlanmıştır. daha az nüfusa sahip yersel topluluklar 'köy' A.B.D. ise Birinci Nüfus sayımına göre 8.000 nüfustan az yerler «köy» veya «kırsal kasaba» (rural town) sayılmış (açık sahalar dahil), sonra, 4.000 den az nüfuslu bütün açık alanlarda ve topluluklarda oturanların oluşturdı.~. ğu yerlere «köy» denmiş ve daha sonra ise bu rakkam 2.500 e düşmüştür. Taşra şehirleri ise 25.000 nüfuslu idi} Sayım Bürosu, 1950 senesinde 2.500 kişiden fazlasının yaşadığı yeri 'şehir' olarak nitelendirmiştir.4 Diğer memleketlerde kır yerleşmesi - Şehir yerleşmesi sınırı olarak ka bul edilen nüfus miktarları şöyledir: 5 Belçika Kongosu 100 Nüfusa kadar kır Danimarka 250»»» Kanada 1.000»»» Yunanistan 2.000»»» Fransa 2.000» )» Almanya 2.000»»» Hindistan 5.000»»» İsviçre 10.000»»» Hollanda 20.000»)»» Japonya 30.000» ) Kore 40.000 ),»» ı Ruşen Keleş, Şehır s. 17. ve Bölge Planlaması Bakımından Şehirleşme Hareketleri, Anıtara 1901. ı Tahir çağatay, Günün Sosyolojlsine Giriş, A.O.D.T.C.F. Yayını Ankara 1968, ş. FL, Eneyelopaedla of the Social Selenees, s. 469. ' 4 Alvin L. Bertrand, Rural Soeiology, 1958, s. 9. s N. Tunçdilek, E. Tümertekin: Türkiye Nüfusu, İst. 1959, s. 4. Ayrıca Bkz: C. Tüfengi!, Türkiye'de Köy Sonınu, İst. 1969, s. 8. 152

TÜRKİYE'DEKİ TANIM Yönetim yaşantımızın en küçük birimini oluşturan köy, 1924 tarihli Kö)' Kanununda nüfus esasına göre tanımlanmıştır. Nüfusu 2.000 den aşağı yurt lar 'köy' sayılmıştır. İkinci maddede ise bu tanımı tamamlayan ögeler belirtilmiştir. (<Cami, okul, otlak, yaylak, baltalık gibi orta malları bulunan ve toplu veya' dağınık evlerde oturan insanlar, bağ, bahçe ve tarlaları ile birlikte bir köy teşkil ederler» denmektedir. 6 Burada Kanun, köy yaşantısının temelindeki tarımsal faaliyete dikkati çekmiştir. Yine, Kanunun ilk maddesi, köy sayılması gerekirken bir istisna olarak, «Nüfusu 2.000 den aşağı olsa dahi Belediye örgütü mevcut olan nahiye, kaza ve vilayet merkezlerinin» 'kasaba' sayılacağını belirtmiştir. Yani belediye örgütü bulunan ve bucak, kaza, il merkezliği yapan köyler 'kasaba' sayıl mıştır) Muhtarlık Türkiye'de muhtarlık da yönetimsel bir terimdir. Nahiyelere, kaza)ara bağlı birçok muhtarlıklar \'ardır. Bunlarda iki kategoride toplanabilirler.s 1. Nüfusu 150 den aşağı olan muhtarhklar. Buralarda köy 'kanununun bazı maddeleri uv2:ulanır. Bunlara 'Yarı muhtarlıklar' denebilir. Hukuki kişilikleri vardit.. ~....,. 2. ]50-2.000 nüfuslu bölgelerin oluşturduğu muhtarlıklar. Bunlar tam örgütlüdüder; köy' bir muhtarlıkfır. SÜFUS ÖLÇÜTÜNÜN YETERSİZLİCİ VE KÖY-ŞEHİR AYRıMı Köy tanım~nı yaparken tek birögenin esas alınması yanıltıcı olur. Örnegın yukarda gördüğümüz gibi sadece «nüfus» esas alınarak köyün gerçek bir tanımı yapılamaz. Köyü meydana getiren diğer ögeleri de gözönünde bulundurmak ve tanıma o ögeleri de katmak gerekir. Çok fazla nüfuslu bir yer de köy karakteri taşıyabilir. Örneğin bizde 2.000 den 20.000 nüfusa kadarki, yerleşme biçimleri «kasaba» sayılır. Halbuki pek çok kasabalarımız, hatta şehir:lerimiz köysel, kırsal karakterlerini hala muhafaza etmektedir. Veva küçük bir gurup da şehir özelliği taşıy;;ıbilir. Bunun gibi sadeçe iş-güç. biçi~ mi esası ile de köy tanımlanamaz. Bu bakımdan köy tipolojisi yapılırken istatistikı değerlendirmeler yeterli değildir. O halde bir tanım yapabilmenin güçlüklerini şu noktalarda toplayabiliriz: L Bir topluluğun nüfusunun toplamı ve yoğunluğu, kapladığı alanın ge nişliği ve resmi mahiyetteki isim ve sıfatı~ o yerin köy sayılması için yeterli, değildir. i' Tütcngil, Ibld. S. 128. ; Ibid., s. 48. g İbrahim Yasa, Problems o[ OutIying Rural Adminlstration Turkey. Mediterranean Sociaı ScieIJces Rescarçh Council Gener,,[ A"sembJy, Ai.\-cn-Prmince, DoÇ. No, 1964. s, 10. 1'53

2. Şehrin köye veya köyün şehre na--aran gösterdiği farkların veya bu yerleşme biçimlerinin ayrı ayrı her ikisinin özel niteliklerinin sadece sıralanması da yeterli değildir. Bu nitelikler arasında fonksiyonel bir ilişkinin mevcudiyeti gözönünde bulundurulmahdır. 9 Şehir ve köy yaşantısı arasındaki far,klılık tek bir özellik veya faktörün sonucu değildir. Birbirine sıkıca bağlı, fonksiyonel bağlantıları olan birtakım özelliklerin sonucudur. Böyle bir ayrım için karşılıklı ilişkileri ve görevsel bağlantıları bulunan birçok özelliklerin hepsini gözönünde bulundurmalıyız. Lo 3. Gerçekte tamamen köy karakteri gösteren bir topluluktan sırf şehir karakteri gösteren bir topluluğa geçişin birdenbire değil fakat tedrici ve yu muşak bir seyirde vukubulması, yani muhtelif topluluklar arasında «şu köy dür», «bu şehirllir» diyebileceğimiz kesin bir mahiyet farkından çok, derece farklarının görülmesi köyü veya şehri tanımlamada bizi dikkatli olmaya sevketmelidir. ll Şehir ve köy, boşlukta kendiliklerinden mevcut ayrı ayrı varlıklar değildir. Herbirinin diğerinde de rastlanan, onunkiyle karışan özellikleri de vardır. Bir toplumun sırf köy veya sırf şehir sayı1ması değil, diğer bir topluma göre, daha fazla köysel veya daha fazla şehirselolarak nitelendirilmesi mümkün olabilir. l2 Asıl mesele teorik bakımdan nüfusunun iş bölümüne tabi olmadan sırf tarımla meşgulolduğunu belirtebileceğimiz köyün bu kutuptan gittikçe uzaklaşmakta olduğunu farketmektir. H Köyün sosyolojik tanımına geçmeden önce 'cemaat' kavramı üzerinde durmak istiyoruz. İngilizce «Community» karşılığı bizde eski deyimle 'cemaaı' olarak yerleşmiştir. Fakat cemaat terimi köy topluluklarını ifade ettiği gibi çeşitli anlamlara da gelmektedir. Örneğin: Namaz kılmak, mevlüt veya vaız dinlemek üzere toplanan halk, - Bir dinden olanların topluluğu, - İnsan kalabalığı gibi anlamlara gelmektedir. Bu bakımdan sadece 'köy'ü ifade etmediğinden karışıklıklara yol açmaktadır. Kelimenin yeni karşılığı olarak da 'topluluk' kullanılıyor, fakat bu terim de 'köy'ü ifade et mekten uzaktır. Çünki birkaç kişiden ibaret bir gurubu ifade ettiği gibi 'geçici' olarak bir araya gelmiş insan gurupları anlamına da gelmektedir. Halbuki köyde, sürekli olarak bir arada bulunmak bahis konusudur. Dr. Geray, aynı anlamı belirtmek üzere 'yersel topluluklar' terimini kul. lanıyor. Fakat bu da daha çok yönetimsel bir anlam taşıdığından biz, 'Kırsal Topluluklar' terimini kullanmayı tercih ediyoruz. Bununla beraber 'cemaat' terimi Türk sosyoloji literatüründe yerleşmiş olduğundan burada ba. zan 'cemaat', bazan 'kırsal topluluklar' terimini kullanacağız. 9 Amiran Kurtkan, Köy SosyoJojlsl, İst. 1968, s. 74. LO Keleş, op. cu., s. 23. ii Kurtkan, op. dt., s. 74. il Keleş, op. dt., s. 22. n Kurtkan, op. clt., s. 75. 154

Şimdi çeşitli köy tanımlarına bir göz atalım. Sosyolojik Mahiyetteki Tanımlar Sosyal Ilimler Ansiklopedisinde şöyle bir tanım vardır: «Hakim iş-güç biçimi tarımsal, halkının doğal çevre ile sıkı bir ilişkisi olan, küçük bir topluluk biçiminde kırsal bölgede yerleşmiş, oldukça seyrek bir nüfusa, büyük bir toplumsal homojenliğe sahip ve nüfusunda iç farklılaşma ve tabakalaşmanın az oluşu ve araziye ait mesleki ve dikey toplumsal hareketliliğin çok az olduğu yerler köydür»,14 «Köy toplumu, ahalisinin açık bir kırda oturduğu (residing in the open country) veya bütün halkının doğrudan doğruya tarımsal faaliyette bulunduğu veya üyelerinin belirli bir ölçüden daha küçük bir yönetimsel birimde oturdukları yer» olarak çeşitli biçimlerde tanımlanmıştır. 15 Dr. Boran, konuyu şu biçimde ele alıyor: «Şehirle köy, birbirinden asıl nüfus sayısına göre değil, fonksiyonel farklara göre ayrılır. Köy, geçimi, başlıca ekonomik dayanağı tarımsal üretim olan topluluktur. Şehrin geçimi, ekonomik temeli ise tarımdan gayrı üretim ve ekonomik faaliyetlerdir. Bu tarımdan gayrı faaliyetler özellikle ticaret ve sanayidir».16 Diğer bir tanım, «Köy, ayrı bir coğrafi ve ekolojik noktada yerleşmiş olan, kendisine özgü bir iş-güç biçimi, toplumsal örgütü, kültürü, özel adı ve tarihi bulunan genellikle az nüfuslu bir insan birliğidirp Sosyolojik bakımdan önemli olan nok!t:, köyün toprağa bağlı bir zümre oluşudur. 18 Yani köy deyince ilk akla gelen şey «toprak» ve bu toprakta gerçekleştirilen tarımsal faaliyetlerdir. Prof. Berkes'in «Ankara Köyleri» isimli eserinin Giriş kısmında şu tanım var: «Köy, diğer köylerden uzak ve ayrı, bir mekan üzerinde toplanmış bulunan kendine özgü bir ad taşıyan, zümre halinde çeşitli toplumsal faaliyetler yapacak biçimde örgütlenmiş olan ve birçok aile ve hanelerden iba ret bir cemaattir. 19 Toplumsaı yapı bakımından köyden bahsederken, belirli bir kültür taşıyan köy nüfusunun belirli hukuki kaidelere, örflere ve adetlere tabi olmak üzere meydana getirdikleri tabakaları veya işgal ettikleri toplumsal mevki ve statüleri, oluşturdukları toplumsal grupları, meydana getirdikleri kurumları ve menfaat birliklerini beraberce ifade ediyoruz. 20 Bu ifadeden köy tanımı yapılırken bazı ögeleri belirtmesi bakımından yararlanabiliriz. Yine bir sosyoloğa göre köy, «Tarımsal mesleği seçmekle, tabii muhite yakınlığı ile, cemaat tipinin küçüklüğü, fazla toplumsal mütecanislik, daha 14 Encylopaedla of the Social Selences, s. 469-471. 15 Loc. eu. 16 Behice Boran, Toplumsal Yapı Araştırmaları DTCF Yayını, Ank. 1945, s. 12. 17 Cevat Geray, «Türkiye'de Dağ ve Orman Köyleri», S. B. F. Dergiıi, Cilt 23, No: ı. s. 277. 18 Selahattin Demirkan. Köy Sosyolojlslne Hazırlık, Ank. 1962, s. 20. 19 (bid., S. 20. 20 Kurtkan, op. clt., s. 137-138. 155

az toplumsal hareketlilik ve tabakaljşma.gibi-' faktörlerle beslenen --bfdmdir».21 Aynı sosyolog başka bir tanımını şöyle yapıyor. «Köy toplumu, açık bir alanda tarımsal faaliyetlere göre organize edilmiş, küç4ik bir idari ta kn simat iç:inde birbirlerine organik bağlarla bağlı kişiler zümresidir.»22 Diğerbir sosyoloğa göre de köyü karakterize,eden başlıca iki öge, (dka~ met» (Belirli bir bölgede az nüfusiuolarakikamet) ve «Geçim»,(geçimi ta-' nmdan elde etme)dir.23 Köyü~ sosyolojik tanımında bize yarçlımq olacak özellikle ~u hususlara, işaret. ediliyor. 24 a. Bir köyde _oturanların birbirlerini şahsen veya adıyla üınımaları,-' b. Yüz yüze ilişkilerden dolayı birbirlerine bağlılık duygu ve düşüncc~ lerinin kuvvetliliği ve canlılığı, odası; c. 'İş~güç çeşidirün tarım ve hayvancılığa dayandığı, rl.,çiftçi ahalisinin toplandığı bir merkezin varlığı (Cami, kahve, köy d~kkanj. e. İhtiyaç ve ölümhallerinde gerçekanlamda bir karşılıklı yardımlaşman\lj ıpevcudiyeti. Görüldüğü üzere bunlar' köyü karakterize eden belli başlı öğelerdir. ' «Köy, topluluğu, toprağa bağlı küçük bir toplumsal yapıdır» biçiminde. kısa "tanimlar da vardır. 2s, R. Maunier'in köy hakkındaki şu açıklamaları da,daha önce b~nrt.tiği-, miz hususları kapsıyor.2 6,~(Köy zümresini oluşturan ilk öge,«yakmlık, koidşuluk,» tur. Aynıyer-de, birlikte oturmak, ayn~ geleneklere tabi olmak ve belli bir alanda"pıüşterek..; menfaat ve,mallara.sahip olmak, maddi ve manı;;vi bir yakınlıkl'lyaşamak; bu zümrenin esas niteliklerindendir. Birey, burada, önce bir ailenin, ve-son, ra bir cemaatin etkisi altındadır ve cemaate bağlıdır. Aynı mahalde uzun müddet yaşanılması 'köyün toplumsal kuruluşundabaşlıca etke'nojur. köy halkı arasında sıkı bir bağlılık (tesanüt), birlik vardır. Hak ve 'vedbererde,' dinsel İtİk'atlarda benzerlik ve eşitlik mevcuttui'. Çoğu defa mesüliyetierde r iştirak 'prensibi hakimdin>. :.":: Görüıdüğü üzere sosyolojik yaklaşımla köy tanımı özellikle, bütijncü:bir açıdan ele alınıyor. Burada ekonomik, toplumsal ve kültürel öge1er daha faz.la~ gözönünde bulunduruluyor. ıı Orhan Türkdoğan: Carle C. Zhnmerman Sosyolojlsinin, Esasları, ilahiyat Fak: Ya~Jllt;, -$09" yoloji Konf. 6 kitap, s, 126_ Ibirl., s. 125. 'J H Bertrand, op. cit., s. 10, H çağatay, op. cit., s. 171. c> Nihat Nirun, Sosyal Dinamik Bünye Analizi, Anı;;. 1969, s. 179. 20 Demirkan, 0l). ch., s. 20, ~.,

atalım, Köyün.tanımından sonra, kısaca, köy sosyolojisinin konusuna bir göz Köy Sosyolojisi Bilindiği üzere s()syoloji, toplumda insan ilişkilerini kendisine' konu edinmiştir. Böylece insanı etkileyen veya onun etkisi altında 'kalan herşeyin,insanla ilişkilerini bir bütün olarak inceler.:.bu tanıma göre köy sosyolojisi de,iki ögeden meydana gelir. Birincisi,köylünündoğaL ögelerle (toprak, jeolojik yapı, bitki örtüsü, su, iklim koşulları) diğeride t(~1plumsal ögelerle, (diğer insanlar. ve toplum yaşantısı ile ilgili) ilişkisidir. Birinci (jgeye toplıımsal ekoloji'de diyebiliriz. Kısaca, köy sosyolojisi, köy yaşantısını inceler, sosyolojinin bir dalıdır.27 Başk~ bir deyimle, köy sosyolojisi, kırsal çevrelerdeki beşeri ilişkileri ele alır. 2S Sosyoloji, her türlü insan topluluğunun, onun hayat ve hayatiyetini araştıran, inceliyen bir ilim olduğuna göre bütün çeşitleriyle insanı zümreleşmeler ve toplu hayat ile ilgileriir. 'İnsan topluluğu', kavramından özellikle köy, kasaba, şehir ve büyükşehira.kıa 'gelir. 29 O halde köy de bir insan topluluğu olması bakımından sosyolojinin ko nusuna girer. Burada bir noktaya da işaret etmek istiyoruz. «Tarım Sasyolojisi» İlc «Köy Sosyolojisi» birbirine karıştırılmamalıdır. Köy, sosyolojik bakımdan sonderecc değişik kapsamlara sahip olabilir. Bu bakımdan köysosyolojisi, hem el sanatlarının yaygın olduğu köyleri, hem fabrika işçilerini 'kapsayan köyleri (örneğin Almanya, Fransa v.s. gibi endüstrileşmiş batı toplumlarında uzak bir endüstri merkezinde çalışıp köyde oturan işçiier) hem de tarı~sal faaliyette bulunan köyleri inceleme konusu olarak alır. ilk ıkf halde köyün nüfusunu, geniş ölçüde, tarımsal bir faaliyeti ya hiç ifa etmeyen yeya onu yardımcı bir iş,tarzı sayan, köylü olmayan endüstri veya ev işleri bluşiurmaktadır. Halbuki tarım sosyolojisi, ulusalhayatın tarımsal sektörunün incelerrieleri ile meşgul oimaktadır.30 Konusuköy sosyolojisıne nazaran:daha dardi~, i. SOSYOLOJİ TARİHİNDE BAZI SOSYOLOGLARıN KÖYE YAKLAŞıMLARı VE KURAMLARI Burada önce İbni' Haldun, sonra sırasıyle Tonnies, Co'oIey, Mac tver ve Page ve Ziya Gökalp'ı ele alacağız. Diğer bölümde zamanımız sosyologlarindan Zimmerman üzerinde duracağız. Prof. Zimmerman, Prof. Soroldİıle bir Iikte Özellikle bu konuyu işlemiştir.. İbniHaldun Ortaçağ islam~arap dünyasının büyük simalarından.olan İbni H;aldun (1332-1406) iki toplum tipolojisi üzerinde durmuştur. Bunlardan birisi «Gö, 27 Kurtkan, op. cu., s. 4 5. 28 Bertrand, op. cu., s. 8. 29 çağatay, op. clt., S.170. 30 Ham Freyer, Sosyolojiyc Giriş. Çe", N"ermin Abadan. Ankara, S.B.F. Yayını, 1:967, s. 175. :1"57

çebeler», ikincisi «Yerleşik toptumtar»dır. Göçebeleri geniş anlamda ele almıştır. Bunun içinde tarımsal topluluklar (köy) de vardır. Yerleşik toplumlardan ise şehri kastetmiştir}! İbni Haldun, köy, şehir farklılaşmasını şu noktalarda toplamıştır,32 a. "Göçebe ve köy hayatı', 'yerleşik ve şehir hayatı' tipinden önce gelir. b. Göçebe ve köy halkı, yerleşik şehir halkından daha sıhhatli, sağlam cesur, kahraman, kendine güvenen, serbest, köklü, daha az bozulmuş ve daha az gayri ahlaki bir tiptir. c. Köyaile yaşantısı, şehir aile yaşantısından daha istikrarlı ve sağlamdır. ç. L'esprit de Corps, (Birlik Ruhu) köyde şehre nazaran daha can lıdır. d. Cemaat dayanışması, karşılıklı yardım duygusu şehirden fazla köy de gelişmiştir. e. Yaşlı kimselerle kadınların durumu şehir halkına nazaran köyde da ha değerli ve hürmetc layık bir statüyü temsil eder. f. Şehir nüfusu köyden gelen göçlerle gelişir. g. Zenginler şehre göç eder. h. Şehirde bir birey ve toplumu çöküşe götüren dejenerasyona sebeı: olan faktörler köye nazaran daha çoktur. İbni Hadun'un köy sosyolojisine katkısını birkaç noktada toplamak mümkündür. Esas itibariyle tarih felsefesi ve siyasal sosyolojinin öncüsü olmakla beraber göçebelerin ve köylerin örf ve adet hukuku ile yaşadığına dikkati çekmiştir}3 Ayrıca, herşeyin dinsel ilkelerle açıklandığı bir ortamda toplumsalgerçekliğe gözlem yöntemini uygulamıştır. 34 'Çeşitli toplumsal ilişkilerin varlığını ve bunların çeşitli toplumsal düzenlere yol açtığını görmesi, toplum tipolojisi, belli başlı katkılarındandır',35 Fakat kadınlann köy de daha değerli ve hürmete layık oldukları ve sadece zenginlerin şehre göç ettikleri hakkındaki yargıları söz götürür. Ferdinand Tönnles (1855-1936) Burada Alman Sosyologu Tönnies'nin «Cemaat» (Gemeinschaft, Community) temel kavramı üzerinde duracağız. Tönnies, ls87"de çıkan «Cemaat ve Cemiyet» isimli yapıtında toplumsal yaşantıyı iki ana guruba ayırır. ı - Cemaat, 2 - Cemiyet. Tönnies, yalnız yapı itibariyle yani toplumsaloluşum olarak değil aynı zamanda Psikolojik olarak toplumsal yaşantının iki ana teşekkülünü ayırıyor. O, bunları yalnız biçim itibariyle değil, onlarla birlikte işe katılan ruhi kuvvetler bakımından da ayınyor. Örneğin, bütün üye lerinin duygulanyla uyuşma esasına dayanan aile topluluğu bir 'cemaat'tir. Jt Hamide TopçuoAlu, Hukuk Sotıyolojlsl Dersıerl, AOHF Yayını, Ankara, 1963, s. 345. 32 Türkdolan, op. elt., s. 121 122. II Topçuollu, op. elt., s. 338. 34 O. Gürkan, «Hukuk. Sosyolojisi AçısındaD tbni Haldun", A.V.H.F.Deq., Cilt 24, s. 243. 35 Ibld" s. 244. 158

Bunun gibi umum için geçerli ve zorunlu olan bir örf, adet ve ahlak normlariyle tanzim edilen ve donatılan bir hayat tarzı yaşayan köy toplulu~, bütün hemşehrileri müşterek inanç gibi iç bağlarla ortak hayata tam bağlılık gösteren yerlerdeki şehir topluluğu (Örneğin kadım çağın polisleri ve ortaçağın büyük şehirleri gibi) cemaattir. 36 Burada, bu ayırımın cemiyet (toplum) ile ilgili kısımlarını ele almıy0 ruz. Çünkü konumuz daha ziyade «cemaat» toplumunun yani köyün özelliklerini belirtmektir. O, 'Cemiyet' kavramı ile de «şehir» toplumunu kastediyor. Cemaat iradesine 'Mahiyet iradesi (Wesenswille), der. Burada birey, umumun isteğine karşı koyamaz, aykırı bir karar veremez. Burada etkin olan irade, birçok olanaklardan birini seçerek rasyonel bir biçimde ona karar veremiyor. O, daha ziyade sabit bir hat üzerinde hareket ediyor. Amaç ve hedefi sürekli olarak muayyendir.3 7 Bu psikolojiye itirazlar olmuştur. Tannies'nin bu irade biçimlerini kavram itibariyle yeter derecede açıklamadığı ileri sürülmüştür. Fakat Tannies bu kavramı daha ziyade örnekler vererek anlatmıştır. Yalnız o, kavram itibariyle değil, daha ziyade, onu tasvir ve tahlil etmiştir. 38 Tönnies için cemaat ve cemiyet, yalnız yapıları başka olan tipler olmakla kalmıyor, aynı zamanda bir gelişmenin birer gelişim ve evrim aşaması sayılıyorlar. Bu anlamda cemaat, önceki, cemiyet de sonraki aşamayı ifade eder. 39 Cemaat'm Özellikleri ı. Aynı kader alemini paylaşma bilinci ve bundan çıkan «biz» duygusu, cemaat modelinin ilk özelliğidir. Neşe' veya keder biz bilinci ile karşılanır. Bu suretle sıkı bir tesanüt ve dayanışma duygu ve düşüncesi hakim olur. 2. Muayyen bir kültürel hazinenin mevcudiyeti ve sıkı suretle riayet edilen örf ve adetler. Cemaat, kendine özgü kültürel değerlere sahiptir. 3. Bireyler üzerindeki toplumsal baskı ve denetim çok kuvvetlidir. Bu da örf-adetler yoluyla sağlanır. 4. Cemaatteki insanlar arasında çeşitli farklar mevcuttur. Bu farklar cins, yaş, istidat, zeka, bedeni kudret, ahlaki nitelikler ve mizaç gibi ölçülere dayanmaktadır. Cemaatin birliği münferit bireylerde saklı bulunan çeşitli yetenek ve kuvvetlerden kaynak almakta ve onlardan bütünün hayrı namına faydalanmaktadır. 40 5. Herkes birbirini tanır. 6. Toplumsal ilişki kuran bireyler küçük gurup teşkil ederler. Kuşaklar birbirini aynen taklit edecek kadar muhafazakar ve homojendir. Kültür, bir kuşaktan diğerine nakledilerek hemen hemen aynen kalmaktadır. LO Hans Freyer, tçtlmai Nazarlyeler Tarihi, çe\'. Tahir çağatay, Ank.. 1960, s. 192 193. 37 Ibld., s. 194. ls Loc. clt. 39 Ibld., s. 195. 40 Hans Freyer, SosyoloJlye Glrl., (l.b.) Ank. 19S7, s. 76 77. Ayrıca bkz: Nihat Nirun, Sosyal Yapı ve Suça Yöneliş Olayı». Ara,tınna Derg. Sayı S, s. 135. Yine bkz: Don Martindale, The Nature and Types of Soclologlcal Tbeory, 1960, s. 84. 159

7. Belirli ve mahdut bir yer üzerinde (dar bi17 alanda) devamlı olarak bjrarada yaşamak üzere. toplanmış. bireylerin Qluştu)'duğu _hir :guruptur. çemaat biçimindeki toplumsal yapılar üç amilin etkisiyle gelişir. Bunlardan birincisi, «komşuluk» (aynı mekan dahilinde süreklibir birlik h~li), ikincisi, 'kan hısımlığı'dır. Müşterek bir köken ve bundan doğabilecek olal1 bütürr ailevıve sıhrı ilişkiler buna dahildir. Üçüncü etken, müşterek bir dü şünce dünyasıdıf. 41 Cemaat.tipinin özellikleri, kısaca şu şekilde belirtilebilir. 42 1. Doğal ve tarihi kuruluş 2. Bireyler arası çok sıkı ve samimi ilişkiler (Doğal day~~ışına) 3. Bireyin topluma fazla tabi oluşu (üyelerin. kişiliğiyoktur) 4..Bireysel farklılıkların hoş karşılanmayışı (zümrenin çıkarı başta gelir) 5: Bireyin' grup' tarafından daha sıkı korunuşu 6. Kapalı toplumun özellikleri 7. Gruba giriş zorluğu 8. Gruptan çıkma zor1uğu 9. Geleneksel karakter' 10. Statü ilişkileri 11. Basit toplumsal yapı 12. Ekonomik bakımdan kendi kendine. y~ter bir topluluktur. Tönnies'nin köy sosyolojisine katkısı, köyün kapalı bir topluluk olarak bütün özelliklerini 'cemaat' kavramını kullanarak bugün bile geçerli olarak ~aptamasıdır. L:harles Horton Cooley (1864-1929) Amerikalı sosyolog Cooley de asli (birincil) gruplar (primary grup ve tali (ikincil) gruplar (Socondary group) ayrımını yapmıştır. Bu iki : grup arasındakifark da karşılıklı ilişkilere dayanıyor. Bunlardan herbirinde birey, gerek grup içindeki diğerbireylerle gerek grubun bütünüyle diğer tipe nazaran farklı ilişkiler çerçevesi. içinde by.l.l:1 nur. 43 Birincil grubun en belirgin özellikleri :"'"' L. Üyelerinin tt biz» duygusuna sahip olmaları, '2. Üyeler arasındaki ilişkiler sıki' dostluğa dayanir. Üyeler maddi Ve manevi bakımdan birbitlerine çok yakındırlar. 3. Grubu oluşturan üyelerin sayısı azdır. 41 Freyer, Ibid., s. 78. 42 H. Topçuoğlu, Genel Sosyoloji Ders Notları, Ank. 1969, s. 69. Ayrıca bkz: N. Ş..Kösemi -:bal, SosyolojlTarlhi, İst. 1968, s. 211. ~~. Topçuoğlu,. lbid., 5.68. 44 Martindale, op. elt., s. 345. -160

4. Üyelerin grupta sürekliliği. Uyeler sürekıl olarak İ1işki halindedir ler. Coolcy, birincil gruplara aile, komşuluk, çocukların oyun grubu ve ~raşlılar grubunu örnek olarak veriyor. Tönnİes de bu iki ayırdı cemaat cemiyet şeklinde vermiştir. Bu iki grup tipi, sadece sınırlı kısmi gruplar hakkında kullanılmayıp, geniş ve kaplamsal toplumların karakter özel liklerini belirtmek için de kullanılır. 45 Mac i ver ve Page Bu Amerikalı sosyologların cemaat tanımı şudur: «Küçük veya büyük herhangi bir grubun üyeleri, her nerede, şu veya bu münferit menfaati değil, fakat müşterek hayatın ana koşullarını paylaşacak şekilde bir arada ya şarlarsa bu grup cemaat adını alır».46 Yukarda tanımlanan cemaat kavramı köyden başka şehri de ifade ediyor. Şu halde bu tanıma göre cemaat, mutlaka köy topluluğunu ve cemiyet de mutlaka şehir yaşantısını gerekli kılan kavramlar değildir. Bir kimse, bir şehirde yaşadığı halde bütün ilgileri ve hayatının her veçhesi küçük bir gruba inhisar ediyorsa bir cemaat üyesi sayılabilir. Buna karşılık küçük bir köyde yaşadığı halde teknolojik, ekonomik ve kültürel kuvvetlerle beslenen ilgileri bütün dünya üzerine yayılmış olabilir. Böyle bir bireyin ise köy semaatine ınensup sayılması mümkün değildir. 47 O halde cemaatin nite likleri şunlar oluyor: ı. Mekan - Köyde yaşayan bireyin içinde bulunduğu toplumun üyesi sayılabilmesi için bu topluluğa fiziki bakımdan dahil olması. gerekir. 2. Cemaat duygusu Aynı topluma mensup olmanın bilincine sahip bulunmaları. Yani ortak hayat tarzından haberdarlık 48 Bu sosyologlar da bireyin topluluğa fiziki bakımdan dahil olmalarını ve topluluğun bilincine sahip olmalarını camaat bakımından önemli sayıyorlar. Ziya Gökalp Türk Sosyoloğu Ziya Gökalp de toplumsal açıdan köyleri «Ahali Köyü» ve «Ağa Köyü» olarak ikiye ayırmıştır. Burada kendisinin açıklamalarını S. Demirkan'ın bir eserinden alıyoruz. 49 «Köy ve şehir kendi kendine meydana gelmiş bir ahenkli teşekküldür. Vilayet, Kaza, Nahiye suni teşekkü1dür. Köyün en.eski tipi obadır. Oba, beber konup göçe n çadırların mecınuudur. Feodal ve demokrat olarak ikiye ayrılır. Feodal obada bir ağa vardır. Fertler bir serf-reayadır. Bu ağa daha büyük bir ağaya, o da bir Bey'e tabidir. Demokratik oba ise çeşitli ailelerin.' Topçuoğlu. op. cu., s. 68. 6 Mac Iver ve Charles H. Pago, Cemiyet, çe\'. A. Kurtkan, ıst. 1969, s. 14. 4i Kurtkan, op. cit., s. 141. Mac her ve Page, op. clt., s. 15 16. Selôhattin Demirkan, Köy Sosyolojlslne Hazırlık, Ank. 1962, s. 19. 161

sırf komşuluk vasıtasiyle beraber yaşadıkları köydür. Obanın aksakaiı scçimle taayyün eder. Arap köyünün hepsinin ağası vardır, Türk köyünün yoktur. So Başka bir makalesinde şöyle diyor. «Aşiretlerde ve köylerde bir nevı feodalizm gorunur. Feodalizm, ya si yası, ya iktisadıdir. Siyasi olanda köylü, arazinin kanunen malıdır. İktisadi olanda bu yoktur. Fakat bilfiil köylü, aşiretin esiridir». «Köyler ikilidir. Ahali köyü, Ağa köyü, Ahali köyleri iktisadı feodalizm den azadedir. Diğerleri umumiyetle feodaldir. Fakat bu feodalizm, kanun dan doğmuş değildir. Ağa köyleri mukim aşiretlere nisbetle daha serbesttirler. Mukim aşiretlerde Bey bütün mal1arıı::ı mütasarrıfıdır».sl Konumuz bakımından önemli olan, Ziya Gökalp'in köyleri toplumsal bakımdan ikiye ayırmasıdır. Ziya Gökalp, Ağa köylerinde ağanın, hükümet nüfuzundan bir kısmını ele geçirdiğini, bu suretle köylüleri kendine bağladı ğını ve bu bağlantıdan bir takım menfaatler elde ettiğini belirtir S2 Burada bütün köyün toprak mülkiyeti tamamen ağaya aittir. Yani, ağanın feodal bir sömürüsünden bahseder. Ahali köylerinde ise toprak mülkiyeti belirli bir kişinin (ağanın) denetiminden çıkarak köylüler arasında dağılmıştır. Mülk köylülerindir. KÖYÜ KARAKTERİZE EDEN BAŞLıCA ÖZELLİKLER Bu bölümde Sorokin ve Zimmerman'ın Köy ve şehir farklarını açıklar ken kullandıkları tasnifi esas alarak köy toplumunun özelliklerini belirtme ğe çalışacağız. Çalışmalarında özellikle Köy Sosyolojisine ağırlık veren Prof. Zimmerman, köy toplumunun özelliklerini etrafh bir şekilde incelemiştir. Ona göre köy-şehir farklılaşması şu noktalarda özetlenebilir.s3 1. Mesleki alanda farklılaşma 2. çevreye yerleşme tarzında farklılaşma 3. Toplum yapılarının büyüklüğünde farklılaşma 4. Nüfusun mütecanis veya gayri mütecanis oluşundaki farklılaşma 5. Toplumsal tabakalaşma farkı 6. Toplumsal hareketlilik farklılığı 7. Göçün istikametinde görülen farklılaşma 8. Nüfus yoğunluğunda farklılaşma 9. Toplumsal etkileşim farkıılaşması. 50 Ibld., s. 19. 51 Ibld., S. 20. 52 İsmail Beşikçi, Doğu Anadolu'nun Düzenı, İst. 1969, s. 96-97, Beşikçi, eserinde, Ziya Gökalp" ın 'Kürt Aşiretleri üzerinde Sosyolojik Tetklkleri' isimli basılmamış eserinden zikrediyar. 53 Türkdo~an, op. clt., s. 124 vd. Kurtkan, op. cu., s. 76 vd. Peter H. Mann, An Approach to Urban Sociology, 1965, s. 7 vd. 162

Şimdi bu özellikleri teker teker ele alarak inceleyelim. Bu özelliklerin de alınmasında hem Zimmermana ve hem de diğer açıklamalara yer vereceğiz. Daha sonra Prof. Zimmerman'ın yukardaki hususlar dışındaki açıklamalarını ele alacağız. Bilindiği üzere fiziki çevreden, köy topluluğunun yerleştiği doğal alan anlaşılmaktadır. İşte bu alana yerleşme, çeşitli biçimlerde oluyor. Yerleşme Biçimlerine Göre Çeşitli Köy Tipleri Bu konu, köyün toplumsal yönünü yansıtır. Köy İskan tipleri herşeyden önce coğrafi koşulların etkisine tabidir. COGRAFİ BÖLGEYE KONUM BAKIMINDAN Dalınık Köy Tipi Özellikle A.B.D. de görülen bir tiptir. Aynı' zamanda dünyanın her tarafında görülen yaygın bir tiptir. Çiftlikler büyük alanları kaplar ve çiftlik evi bu alanın orta yerinde kurulduğundan evler birbirindefi uzak ve dağınık bir manzara gösterir. A.B.D. de arazinin dikdörtgenler biçiminde bölünmesi amaciyle yapılanbir planlaına faaliyı;:tiyle gerçekleştirilmiştir. 54 Bu tipte çiftlik sınırları katidir. Çiftçinin evi çiftliğin içinde inşa edildiği için iş yerine gidip gelme zorluğu yoktur. Aileler küçük çocuklarının yakınında çalıştıkları için psikolojik bakımdan onların çalışma istek ve enerjisi artar. Ara,zi geniş mülklere ayrıldığı için makine kullanma olanağı vardır. Bu yerleşme biçiminin olumsuz sonuçları da yok değildir. Evlerin birbirine uzaklığından toplumsal ilişki olanakları azalır, komşuluk ilişkileri ce reyan etmez. Çiftlik ve tarlaların çok geniş yer kaplaması ve evlerin dağınık oluşu ana yollardan başka birçok ikinci derecede yolların da yapılmasi zorunluluğunu doğurur. Ulaştırma giderleri artar. Medeni ihtiyaçlarla ilgili kuruluş ve sebekelerin kurulması güçleşir. Örneğin çok dağınık olan her eve elektrik, su V.s. getirilmesi hem masraflı hem de zordur. Ayrıca demografik yatırımlardan tam yararlanma güçlüğü vardır. Örneğin okul yapılırken hiç olmazsa asgari bir öğrenci sayısı (100 öğrenci gibi) göz önünde bulundurulur. Dağınık ve az nüfuslu yerlerde bu sayının sağlanamadığı bölgelere yatırım yapılamaz. Ayrıca evlerin dağınıklığı yüzünden öğrencilerin okula gidip gelmeleri için uzun yolculuk yapmaları güçlükler doğurur- Yine başka bir güçlük de hem kamu giderlerinin ve hem de özel giderlerin artmasıdır. Halk, köy merkezine gidip gelirken yol masrafları yapmak zorunluluğunda kalır. Devlet giderleri de artar. Örneğin toplu köyde bir memurun yapacağı bir işi. dağınık köyde iki - üç memur yapacaktır. ss Memleketimizde de dağınık köyler vardır. Dağlık 'bölgelerde özellikle karadenizde evler dağınıktıf. Bundan başka güvenlik endişeleri yüzünden dağınık '4 Kurtkan, op. cu., s. 48. ;5 Ibid., S. 52-53. 163

köyler de mevcuttur. Bu bakımdan koylu, maiından emin oimak ıçin evıl1ı tarlasının yanında kurmuş, bu da dağınıklığa yol açmıştır. Toplu Köy Tipi En eski köy yerleşme biçimidir. Bu tipte çiftçi evleri birbirine çok yakındır. Fakat tarlalar, evlerin uzağındadır. Köydeki konutlar da değişik biçimler gösterir. Bazıları yuvarlak, bazıları dikdörtgen bazıları düzensiz bir biçimdedir. 56 Tarımsal işletmeler orta veya küçük işletme mahiyetindedir. Cemaat yaşantısına yer veren bir tiptir. Yüz yüze ilişki, komşuluk ilişkileri kurulur ve karşılıklı yardımlaşmalara yol açar. Köy merkezi ile ilişkiler bakımından hem devlet ve hem de özel kişilerin ulaştırma giderleri azalır. Evler birbirine ve köy merkezine yakın olduğu ve toplu olduğu için köy içi yolların inşa ve onarım giderleri dağınık köylere nazaran daha hafiftir. İkinci derece de yolların sayısı az ve mesafeleri kısadır. Su, elektrik ve diğer kuruluşların inşası ucuza malolur. Demografik yatırımlardan tam istifade edilir. Örneğin okul çağındaki çocuklarının sayısı beş sınıflı bir okulun bütün sınıflarını normalolarak dolduracak kadar fazla ise bu takdirde bu köye okul açılacaktır. Köy dahilinde ifa edilmesi gereken çeşitli kamu hizmetleri toplu köyde daha az giderle gölülebilir. s7 Olumsuz sonuçlar; tarla hudutları zamanla düzensiz bir biçim olabilir. Bu yüzden hudutların kesinliğini sağlamak ~çleşir. Genellikle dağlık yerlerde kurulan bu tip köylere muntazam bir kadastro faaliyetinin göttilülmesi büyük masrafları gerektirir. Evlerin tarlalara uzak oluşu iş yerine gidip gelmede zaman kaybına ve masrafa yol açar. Aile üyelerinden uzakta çalışma zorunluluğu vardır. Bu da çiftçinin çalışma isteğini azaltır, prodüktiviteyi düşülür. Arazi ufak parçalara ayrıldığından makine kullanmak güçlüğü doğurur. Salgın hastalıklar kolayca yayılabilir. sb Türkiye'de yaygın köy tipi, toplu köydür. Bunu gerekli kılan nedenler şunlardır. s9 TABtAT VE COCRAF! FAKTÖR Depremlerin sıklığı ve iklim düzensizliği yüzünden halk sık sık tabil felaketlere maruz kalmıştır. Sel baskını, kuraklık, deprem gibi felaketler toplu yaşamayı gerekli kılmıştır. Memleket arazisinin genellikle dağlık oluşu da toplu tipi gerekli kılmıştır.. SİYASAL FAKTÖR Anadolu'nun çeşitli akınıara maruz kalması da muhtemel bir düşman baskınına karşı topluca savunmada bulunma eğilimini kuvvetlendirmiştir. 56 Bertrand, op. ell, s. 78. 57 Kurtkan, op. clt., s. 54 vd. 58 Ibld., s. 54.61. 59 Ibld., s. 62-65. 164

HOMOJENLİK Türkiye'deki köylerin çoğunluğunun dinsel bakımdan ve etnik bakımdan homojen köylüler tarafından iskan edilmiş olması da toplu köy tipini gerekli kılmıştır. DI~er Köy Tipleri HAT KÖYÜ (LİNE VİLLAGE) Tarlaların bir vadi, bir yol veya bir nehir boyunca sıralanan ince uzun ve dar arazi parçaları (şeritler) halinde olduğu ve evlerin bu tarlalar üzerinde birbirine yakın vaziyette dizili bulunduğu bir köy tipidir. 60 Evlerin tarlalar içinde ve tarlaların dar ve bitişikliği mesken yakınlığının sebep olacağıkomşuluk ilişkilerine yol açar. Ev veya tarla kenarındaki yol veya nehir, ulaştırmada kolaylık sağlar. Yol, dışarıya açılınayı ve bütünleşmeyi sağlar. Fakat nehirler muntazam bir yol takip etmediklerinden tarlalar da düzensiz biçimlere girer. Sonra toprak mülkiyetinin fazla ince uzun parçalar halinde olması ve toprağın işlenmesi bakımından dahi güçlük arzetmesi di:r6 1 KOŞEBAŞl TOPLGLeCU Tipi A.B.D. de kısmen uygulanmış bir tiptir. Bu tipte evler, çiftliklerin köşelerinde yer aldığı için köşebaşları, evlerin kısmi bir küme husule getirdikleri toplumsal ilişki merkezleri haline gelmektedir. Dağınık köy tipinin sakıncalarını kısmen giderir. Doğrudan doğruya toplu köy tipi olmadığı için, dağınık köyün kısmen değiştirilmiş bir biçimidir. Bu yüzden nüfus yoğunluğu yine düşüktür ve demografik yatırımlar ve giderler bakımından toplu köyden daha müsait değildir. 62 L Tİpİ Çiftliklerin L biçimini alacak tarzda bölünmesi ve evlerin sekizer seki zer bir araya getirilmesidir. Bu tipte toplumsal ilişkiler artar, çeşitli giderler azalır. Bununla beraber çiftliklerin girintili çıkıntı1ı bir biçim alması itibariyle toprağın işlenmesi bakımından sakıncalıdır. 63 YILDIZ KÖYü Tİpİ (ALTIGEN VE YUVARLAK TiPLER) Köyevlerinin al tıgen teşkil eden köyalanı içinde üçgenler halinde bölünmüş tarlaların sivri uçlarında birbirine yakın bir şekilde yer almasıdır. İsrail'de uygulanmıştır. Ortada idare heyeti, Kooperatif binası, hastahane, okul, eğlence yerleri gibi müşterek kullanılan kurumlar biılunur. Her ailenin arazisi ôturduğu evin bitişiğindedir. Bahçe, bostan, kümes, ahır evin etrafındadır. Köylü iş yerine gidip gelme zahmetinden kurtuluyor, aile üye 60 Bertrand, op. cit., s. 78, Kurtkan, op. cit., s. 66. ~i Kurtkan, Ibid., s. 67. Kurtkan, Ibid., s. 68-69. 6' Ibid., s. 69-70. 165

lerinin yanında çalışıyor, komşuluk ilişkileri, gerçekleşiyor, evlerin yakınlığı, kuruluşların ucuza mal edilebilmesini mümkün kılıyor. Sakıncaları da var. Arazinin ince, uzun ve sivri uçlu parçalara bölünmüş olması işleme güçlüklerine yol açıyor. 64 YERLEŞME DÜZENi BAKIMINDAN KÖYLER Dağ ve Orman Köyleri Dağ ve Orman köyleri genellikle engebeli ve dik eğilimli topraklar üzerinde kurulmuştur. Ortalama yüksekliklerinin fazlalığı nedeniyle sert bir iklimin hüküm sürdüğü köylerdir. Tarıma elverişli arazileri az olan bir doğal çevre içindedirler. Arazinin elverişsizliği yüzünden dağınık ve seyrek bir yerleşme düzenine sahiptirler. 6S Dağ ve orman köyleı:inin en önemli ekonomik özelliği, daha çok hayvancılığa dayanan bir ekonomiye sahip olmalarıdır. Çoğunlukla kendine yeten, kapalı bir ekonomiye sahiptirler. Yani kendi geçimleri için üretimde bulunurlar. Bu yüzden fakirdirler. Pazarla ve şehirle ilişkileri gelişmemiştir. Gelişme ve değişmeye çok az veya hiç katılamamaktadırlar. Dışarıyla ilişkileri köyün ekonomik bakımdan güçlü kişileri elinde bulundururlar. 66 Ova Köyleri Mümbit ve tarıma elverişli topraklarda yerleşmişlerdir. Bu yüzden genellikle tarımsal üretimde bulunurlar. Dışarıya açılmış, şehirle bütünleşmişlerdir. Pazar için üretimde bulunurlar. Bu yüzden ekonomik durumları yüksektir. Şehirleşmeye ve yenileşmeye, değişmeye daha çok maruz kalırlar. 67 Yamaç Köyleri (Geçiş Köyleri) Dağ ve orman köyleri arasında orta bir tip de dağların ovaya bakan cephelerindeki köylerdir. Dağların hemen eteklerinde olan bu köylerin aşağıdaki ovada arazisi vardır. Ova köyleri gibi toprağı işleyerek geçinirler. Köy evleri toplu bir halde tepededir. Arazi de hemen etekte ovaya doğru uzanır. Yazın halk ovaya iner. Arazi, köyün merkezine yfmi evlerin bulunduğu tcpeye yakındır. Bu tip köylere 'geçiş' köyleri denilebilir. Ekonomik ve toplumsal bakımdan bu köyler iki esas tipin (dağ, orman) arasındadırlar. Daha ziyade ova köylerine benzemektedirler. 68 KÖY.ALTI YERLEŞME BİçiMLERt Yurdumuzda görülen yerleşme biçimlerindendirler. Bazen bir köyden, bazan da bir kasaba, hatta bir şehirden kopmuş yahut müstakilen teessüs 64 Ibid., s. 71-72. 65 Cevat Geray, "Türkiye'de Dağ ve Orman Kövleri," S.B.F. Dergisi, Cilt 23, No. 1, s. 277. 66 Ibld., s. 277. 67 Behice Boran, op. cit., s. 22-23. 6s Ibld., s. 23. 166

etmiş, fakat ayrı bir köy (veya kasaba hatta şehir) sayılabilecek kadar henüz gelişmemiş halleri ile bazan bir, ekseriya iki veya beş ve daha fazla konuttan ibaret olarak kaydedilen ve umumiyetle devamlı yerleşmeler bi çiminde gösterilen bu yerleşmeler ihtiyat kaydı ile kısmen olsun kır yer]eş mesi içine aıınabmrler. 69 Bunlar da çeşitli biçimlere göre çeşitli isimler alırlar. Yayla: 'Yayla', yazın belirli bir süre içinde, hayvan otlatmak, ziraat yapmak ve geçirnin sağlanmasında yarar temin eden her türlü işde çalışmak, hatta dinlenmek için çıkılan veya gidilen, köyün hayat alanının dışında kalan, çok defa köyün ortak mülkü olan köyden ayrı ve çok zaman pek uzak ol makla beraber sosyo-ekonomik bağlarla tamamen veya kısmen köye bağlı bir mahal veya köyün esas geçim alanına ekli ikinci bir bölümdür. 70 Böylece yayla, göçebelik ve yarı göçebelik, aşiret sisteminin bir gereğidir. Yarı göçebelik de köy dışındaki meraları gerektirir. Yayla, yaylak, yazlak, yazlık kavramları aynı anlamı ifade eder. Özellikle Hakkari, Van, Ağrı, Tunceli, Muş, Siirt, Kars gibi illerimizde çok yaygındır. Yayla, daha ziyade geçici bir yerleşme biçimidir. Buralarda ot, çayır, su gibi olanakların bolluğu dolayı siyle hayvancılık yapılır. 7l Mezraa: Özellikle Doğu Anadolu'nun yerleşme birimlerindendir. Mezraa köylerin ortak geçim alanının dışında kalan ve o alandan mutlaka bir coğrafi engebe ile ayrılmış, başka bir geçim alanıdır. Bununla beraber mezraalar geniş toprak mülkiyeti niteliğindedirler. Yaylalar genellikle kamu malıdır. lar veya herhangi bir aşirete ayrılmıştır. Mezraalarda özel mülkiyet vardır. Urfa, Mardin, Diyarbakır, Elazığ ve Gaziantep gibi geniş toprak mülkiyeti nin çok olduğu yerlerd'c mezraalar çoktur. 72 Diğer yerleşme biçimlerini Prof. Necdet Tunçbilek, 'Türkiyc İskan Coğrafyası; Kır İskanı' isimli eserinde açıklıyor. Bunlar da şu biçimlerdedirler. D Kom Köy dışında hayvan beskmek için yapılmış, bir veya birkaç ağıı ilc çoban kulübesinden ibaret yerleşme biçimidir. Mahdut meskenli yarı göçebc yerleşme biçimidir. Oba Göçebeliğin ve aşiret biçiminin kaybolmadığı yerlerde muvakkat, çadırh İskan birimleridir. Taştan yapılmış, küçük bir basık evlerden 'yapılı, meydana gelenlcri de vardır. Obalar hayvancılığın gcreklerindendir. 09 Ali Tanoğlu, Nüfus ve Yerleşme, İst. 1966, 5. 245. io İsmail Beşikçi, op. cit., s. 39. 71 Ibid., S. 40. 72 Loc cu. 7\ Necdet Ttın(,:bil~k, Türkiye İskan Coğrafyası, Kır İskiını, İst. 1967. s. 98 ni. 167

Dam Genellikle İmroz adasına ait bir yerleşme biçimi olup daha çok tek kat lı evlerden kuruludur. Hayvancılık yapmak için elverişli bir yerdir. DIvan Daha çok Kuzeybatı Anadolu'da görülen bir yerleşme biçimidir. Mahal Ielerin toplanmasından meydana gelir. Divan sistemi ile muhtarlık sistemi aynı şeyi ifade eder. Geçimleri daha çok ormana bağlıdır. Birkaç çiftlikten ibarettir. Çiftlik: Akdeniz, Batı ve İç Anadolu'da görülür. Geniş bir toprak mülkiyeti için. de meydana gelmiş bir yerleşme birimidir. Aitıl: Yalnız hayvanların barıpmasını sağlayan bir yer olup özellikle küçük baş hayvan üretiminin hakim olduğu yerlerde gelişme göstermiştir. Bir veya birkaç meskenden ibarettir. Doğa ile Süreli ve Doğrudan Doğruya ilişki Köylü, dışarıda açık havada çalışır. Bu yüzden iklim ve hava koşullarına daha çok maruz bulunur. Köylü, açık havada çalışmasından dolayı top J. ak, güneş, bitki, su, rüzgar ile sürekli ilişki halindedir. Yani coğrafik fak törlerle daima yüz yüzedir. Köylü, müdahale edemiyeceği doğa kuvvetlerine tabi durumdadır. Bu yüzden şehirliye nazaran daha dindar ve daha müte vekkildir. 74 Çiftçilerin güneş, toprak, açık havada yaşamaları ve doğa İlc sürekli ilişkileri onların sıhhatlerinin yüksek düzeyde muhafazasında (şehirliden ziyade) önemli bir faktördür. 75 Köylü, meşguliyetinin büyük bir kısmında toprağa bağlıdır. Öyle ki top rağa olan bu bağlılık, onların günlük yaşantısındaki konuşmalarının, söyle şilerinin de konusunu oluşturmaktadır. 76 Toprağa bağlılık, Türk köylüsünün de belli başlı özelliğidir. Batı toplumlarının köylülerinde de bu böyledir. Örneğin Fransada, 1965 yılında 'Köyıüıerin Morali' konusunda yapılan bir araştırmada, mülakat sonuçlarının memnuniyet noktalarının başta geleni, çiftçilik mesleğine bağlılıkta görülmektedirp Mülakat yapılan çiftçilerin % 84 ü mesleklerini sevdiklerini, erkeklerin % 50 si çiftliği çok sevdiklerini, % 61 i başka bir iş yapmayı hiç düşünmemiş olduklarını ve 25 yaşından 74 Kurtkan, op. clt., s. 77. Bertrand, op. clt., s. 27. 76 Nirun, op. clt., s. 179. Geraud J. Spitzer, G; "Fransa'da Köylülerin Morali". çev. Dr. Özer Ozankaya, S.D.P.Derg., Cilt 24, No. 3, s. 121. 168

küçük olan çiftçilerin % 40 ı da oğullarının toprağa bağlı kalmasını dilediklerini söylemişlerdir. Mesleğe karşı bu bağlılığın nedenlerinden bir kaçı, toprağa bağlılık, doğanın çekiciliği, açık ve temiz hava, başka hiç bir meslekte bu serbestliğin bulunarnayacağı duygusudur. Toprak mülkiyetine bağ Iılıkta baba ocağı düşüncesi önem kazanmaktadır. Doğa güçleri ile bir arada bulunma dinsel duygusu, toprağı değerlerin en yükseği ve en sağlarnı sayan ve hala yaşayan normlar, daha yakın zamanların, yani Fransız devriminden sonraki dönemin geleneklerine karışmış bulunmaktadır. 78 Cemaatin Ölçüsü (Toplum Yapısının Büyüklüğü-Size of Community) Kırsal topluluklarda çiftlikler, tarlalar geniş bir yer kaplar. Fakat kırsal topluluğun kendisi yani yerleşme, az bir yer kaplar. Bu yüzden cemaatin ölçüsü ile tarım alanı arasında ters bir ilişki vardır} 9 Yerleşme alanı şehre nazaran daha küçüktür. Tarım alanı yer~eşme alanından daha geniştir. Tarımsal faaliyet esasen mahiyeti icabı çok fazla nüfusu bir arada bulundurmaya elverişli değildir. Meslek İtibariyle Köy Köylünün meşguliyeti esas itibariyle tarımsal faaliyettir. Yani hayvan ve bitkilerin yetiştirilmesi ve toplanmasıdır. Bu yüzden meslekler 'çiftçilik', bizim deyimimizle 'rençberlik'tir. Bu meslek, ekseriya kuşaklar arasında yıllar boyunca devam eder. Yani bir çiftçi ailenin oğlu da aynı uğraşıyı ilerde kendisine meslek edinecektir. Tabii ki tarımsal işçiliği de tarımsal faaliyet kategorisine sokabiliriz. Köyde tarımsal karakterde olmayan meslekler genellikle azdır. Tarımsal faaliyet dışında en çok görülen meslekler daha çok el sanatları ile ilgili olanlardır. Bununla beraber bazı endüstrileşmiş toplumlarda fabrika işçilerinden meydana gelen köyler de vardır. 80 Nüfus Bakımıııdan Köy Köy nüfusunun başlıca özelliklerini şu noktalarda toplıyabiliriz: a. Köyde nüfus yoğunluğu şehre nazaran daha azdır. Genellikle nüfus yoğunluğu ve kırsallık arasında ters bir ilişki vardır. SI b. Nüfus, köyün loplul1ls.ıl öğelerindendir. Az gelişmiş ülkelerde genel nüfusun çoğunluğunu köy toplulukları oluşturmaktadır. Köy nüfusunun doğum oranı, sıhhat ve canlılık bakımından hala şehir nüfusundan daha üstündür. Bizde halen genel nüfusun % 68 ni köy toplulukları meydana getirmektedir. c. Köy nüfusunda doğurganlık oranı şehre nazaran daha yükscktir. 82 Ulusal nüfusun kaynağını daima köyler oluşturur. Ibid., 121. Peter r..lanıı, op. cit..". 12. 'LL Frcycr, op. cil., s. 174. Mann, op. cil., s. 14; Bcrlraııd. Kmıkan, op. cil, s. 109. op. ch., s. 27. 169

d. Ulusal kültürün muhafazasında da köy, önemli bir roloynar. Ulusal kültürün esaslı kurumları köyailesi ve cemaati tarafından muhafaza edi lir. 8J e. Köy nüfusu, aynı zamanda bir toplumsal denge ögesidir. Şehrin hareketli yaşantısı karşısında daha durgundurlar. f. Köy nüfusu homojen bir toplumsal yapıya sahiptir. Çünki köy top lumsal gruplarındaki ortak kültürel gelenekler, görenekler, inançlar, değer ler, normlar, dil, tavırlar, davranış kalıpları, iş gücü biçimleri bir benzerlik arz ederler. 84 Bununla beraber bugün, bütün memleketlerde ulaştırma olanaklarının gelişmesi ve kitle haberleşme araçları (radyo, televizyon, film, popüler basın) nın etkisi ile köy yaşantısının geniş bir anlam kazanması bu homojenliği bozmaktadır. 85 Böylece kitle kültürü ile köylü, köyden ziyade daha çok bir dünya bireyi olarak gelişiyor.. Toplumsal Farklılaşma, Tabakalaşma ve Hareketlilik Toplumsal Farklılaşma Şehir toplumunda bireyler çeşitli meslekler dolayısıyla birbirlerinden farkhlaşmışlardır. Halbuki köylüler mesleki bilgileri bakımından ihtisaslaş mış ve farklılaşmış değillerdir. 86 Üretimin bütün aşamalarındaki faaliyetler onlara yabancı değildir. Bunda teknolojik araçların yetersizliği de roloy namaktadır. Toplumsal Tabakalaşma Aşağı yukarı aynı toplumsal statüye sahip bireyler, diğerlerine nazaran seviye farkı arzeden bir yatay tabaka içinde yer alırlar. İşte, bireylerin böyle farklı tabakalar oluşturmalarına toplumsal tabakalaşma diyoruzp Genel likle köy toplumunda öğrenim olanaklarının sınırlı oluşu, tarımsal gelirlerin yetersizliği, aşırı nüfus artışı gibi nedenlerle köylü nüfusunun çoğunluğu alt tabakayı oluşturmaktadır. ss Köyde tabakalaşma farkı da azdır. Büyük çoğunluk aynı tabakaya mensuptur. Köyleri daha ziyade orta ve alt sın1flar oluşturur. Kast sistemi köylerde daha kesindir.89 Taplımısal Hareketlilik Toplumsal hareketlilik kavramı, bir toplumda bireylerin ya da grupların yer, meslek, statü ve sınıf değiştirmelerini ifade eder. Bu hal, yatay ve dikeyolmak üzere iki şekilde cereyan eder. Yatay hareketlilik genellikle yer ve meslek değişimini, dikey hareketlilik ise statü ve sınıf değiştirmeyi ifa ~3 KUl'tkan. Ibid., s. 110. ~4 Nirun, op. cit., s. 182. ss Mann, op. cil, s. 17. 86 Kurtkan, op. cil, s. 80. ~7 Ibid., s. 175. s, Ibid., s. 179. M Bertrand, op. cit., s. 29. 170

de eder. Köy toplumunda bu hareketlilik halleri şehirliye dır. nazaran çok az YATAY HAREKETLiLiK Köylü daha ziyade toprağa bağlıdır. Tarımsal faaliyet orada kalmasını icap ettirir. Bu yüzden yer değiştirmesi zorlaşır. Aynı zamanda toprağın sa bit oluşu da bu hareketliliği önlemektedir. Meslekler arası hareketlilik bakımından da bir durgunluk mevcuttur veya çok az değişiklik vardır. Tarımdan başka bir faaliyet alanının bulun madığı köy topluluklarında esasen fazla sayıda meslek yoktur. Ayrıca iş bölümünün gelişmemiş olması da mesleki hareketliliği önleyen bir durumdur. DiKEY HAREKETLiLiK Statü yükselmesini ve sınıf yükselmesini veya bunların tersini ifade den dikey hareketlilik de köyde, şehirdekinden daha azdır. Bunun çeşitli nedenleri arasında yükselmeyi sağlıyacak örgün eğitim kurumlarının ve yayım haberleşme araçlarının yetersizliği, köy tabakalaşma merdiveninin şehirdeki gibi düşmeye ve yükselmeye imkan verecek derecede çok yüksek olmayışı gösterilebilir. 90 Üstelik çiftçilik, babadan oğula geçen bir meslek olduğu için yeni kuşakların da dikey hareketliliği gerçekleşememektedir. Göçler ve 'şe Göçleri, süreklilik veya geçicilik biçimlerine göre 'köyden şehire' hirden köye' olmak üzere iki ~lsımda ele alacağız. Köyde1l Şehre Göç Eugün, dünyanın her tarafında gerek endüstrileşme ve gerekse aşırı nü fus artışı yüzünden köyden şehre göç olayı cereyan etmektedir. SUREKLİ GÖç şu Köyden şehre göçler, çeşitli nedenlerden ileri gelmektedir. Bu nedenleri noktalarda toplayabiliriz. a. Hakim iş-güç biçimi tarım Ye hayyancılığa dayandığından gelir yetersizliği, köylüyü şehre itiyor. b. Toprak yetersizliği ve dengesiz dağılımı. Çeşitli nedenlerle toprak parçalanması sonucunda toprak yetersizliği doğmaktadır (Özellikle Türkiyede). c. Tarımın makinalaşması tarımda çalışma işgücü sayısını azaltmak ta ve bu suretle de mevcudar göç etmek zorunluğunda kalmaktadırlar. \Lo Kuı'tkan, op. dt., s. 79. 171

d. Endüstri kesimindeki ve şehirdeki ücretin tarım kesiminden daha yüksek oluşu. e. Tarımsal bölgelerdeki yüksek doğurganlık nedeni ile aşırı nüfus ar tışı. f. Tek tip ürün yetiştirilmesi. g. Geniş ailenin parçalanması. h. Çeşitli toplumsal çatışmalar ve huzursuzluklar. ı. Köylünün zarur! ihtiyaçlarını karşılayacak kamu hizmetlerinin yok veya yetersizliği. i. Şehirlerin çekici etkisi (Olanakların fazlalığı). j. Bilimsel gelişme ve buluşların, yeniliklerin ortaya çıkışı, luğu Bütün bu nedenlerle şehre gelen köylüler, şehir yaşantısında bir takım problemler doğurmaktadırlar. Örneğin şehirlerde sefalet mahallelerinin ve gecekonduların meydana gelişi bu problemlerden biridir. Buralara kamu hizmetlerinin götürülmesi zorlaşmakta,şehre intibaksızlık halleri doğmakta, gelenlerin iş bulma sorunları ortaya çıkmaktadır. GEçİci GöçLER Özellikle aile reisieri veya geniş ailedeki erkek kardeşlerin geçici olarak (üç beş ay) şehirlere gidip çalışması biçiminde cereyan etmektedir. Bu göçün de temel nedeni aile bütçesine ek bir gelir sağlamak amacı ile ekonomiktir. Geçici göçlerle ilgili olarak başka tarımsal bölgelere «tarım işçisi» olarak gidenleri de göz önünde bulundurmalıyız. Ayrıca yayla köylerinde de mevsimin bir kısmı köyün oldukça uzağında geçirilrnek üzere toplu göç cereyan eder. Özellikle hayvancılıkla uğraşan yayla köyleri bu durumdadır. Prof. Zimmerman'ın da isabetle belirttiği gibi göçlerde yaş ve cinsıiyet farklılaşması görülür. 91 Genellikle erkekler ve bunların da gençleri göç ederler. Onların şehre intibakları daha kolayolur. Güçlüklere daha fazla direnme güçleri var:dır, daha enerjiktirler. Çocuklar ve yaşlılar güçsüz olduklarından kendilerine bakamazlar ve göç olanakları yoktur. Şehirden Köye Göçler Bu göçleri de süreklilik ve geçicilik açısından ele almak mümkündür. GEçici GÖÇLER Şehirden köye geçici olarak göç, genellikle ortanın üstünde ve daha yukarı toplumsal tabakalar için bahis konusudur. Bu göçlerin en belirgini 'yazlığa çıkmak' biçimindedir. Bu, turistlik geziden farklıdır. Genellikle gi 91 Türkdoğan, üp. cit., s. BL. 172