Aydınlanma Çağı ÜNİTE. Amaçlar. İçindekiler. Yazar Doç.Dr. Cahit BİLİM



Benzer belgeler
Aydınlanma Çağı 1. Aydınlanma Çağı Felsefesi

Yakın Çağ da Hukuk. Jeremy Bentham bu dönemde doğal hukuk için "hayal gücünün ürünü" tanımını yapmıştır.

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

Skolastik Dönem (8-14.yy)

17. yy. Dehalar Yüzyılı

İNSAN HAKLARı. Kısa Tarihi ve Felsefi Temelleri. Doç. Dr. Doğan Göçmen Adıyaman Üniversitesi-Felsefe Bölümü Adıyaman Üniversitesi 10 Aralık 2010

Uygarlık Tarihi (HIST221) Ders Detayları

SİYASİ DÜŞÜNCELER TARİHİ (TAR222U)

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

BILIMSEL Eğitimde ortaya çıkan problemlere bilimsel arastırma yöntemlerini kullanarak çözüm arama EKONOMİK Mevcut olanaklarla uyumlu,

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

FELSEFİ YAPIDA EĞİTİM MODELLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ / SİİRT ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

AVRUPADA EĞİTİMİN TARİHİ GEÇMİŞİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

İçindekiler AYDINLANMA

ÜNİTE:1. Felsefe Nedir? ÜNİTE:2. Epistemoloji ÜNİTE:3. Metafizik ÜNİTE:4. Bilim Felsefesi ÜNİTE:5. Etik ÜNİTE:6. Siyaset Felsefesi ÜNİTE:7.

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

V. ÜNİTE SANAT FELSEFESİ

Matematik Öğretimi. Ne? 1

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

I. KİTAP: BATI FELSEFE GELENEĞİ: ÖĞRETİ VE KAVRAMLAR AÇISINDAN YAKLAŞIM FELSEFEYE GİRİŞ

Matematik Ve Felsefe

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Bilgisayar II, Bahar, Kültür Üniversitesi, İstanbul, Nisan

BİLİM TARİHİ VE JEOLOJİ 6

Sanat eseri, temelinde uygulama olan ve gözle görülür olarak ortaya çıkan olgulardır. Daha geniş bir çerçeveden sanat toplumsal,

Giorgio Colli, Felsefenin Doğuşu / Çev. Fisun Demir Dost Yayınları, Ankara, 2007, s. 94.

ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük ATATÜRK Ü ETKİLEYEN OLAYLAR VE FİKİRLER

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

V. Descartes ve Kartezyen Felsefe

17.Yüzyıldan-Günümüze Bilim

FİZİK. Mekanik İNM 103: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir?

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

HUKUK FELSEFESİ AÇISINDAN YARARCILIK TEORİSİNİN ELEŞTİRİSİ

FİZİK. Mekanik İNM 221: MUKAVEMET -I. Mekanik Nedir? Mekanik: Kuvvetlerin etkisi altında cisimlerin davranışını inceleyen bilim dalıdır.

AST101 ASTRONOMİ TARİHİ

DOÇ. DR. DOĞAN GÖÇMEN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ

DERS PROFİLİ. Siyaset Kuramı I POLS 305 Güz

Modern Felsefenin Kısa Tarihi

Yrd.Doç.Dr. BERFİN KART

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

İNSAN HAKLARI SORULARI

(CAL 2301 SOSYAL DÜŞÜNCELER TARIHI) 1. Hafta: Antik Yunan da Toplumsallık Düşüncesi

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

(CAL 2301 SOSYAL DÜŞÜNCELER TARIHI) 2. Hafta: Aydınlanma Felsefesi ve Farklı Aydınlanma Perspektifleri

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

ESTETİK; Estetiğin konusu olarak güzel;

Kulenizin en üstüne koşup atlar mısınız? Tabii ki, hayır. Düşmanınıza güvenip onun söylediklerini yapmak akılsızca olur.

Bilimsel Yasa Kavramı. Yrd.Doç.Dr. Hasan Said TORTOP Kdz.Ereğli-2014

Doç. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü. Aydınlanmacılık ve Adalet Kavramı

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ AÇIK VE UZAKTAN EĞİTİM FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

BİZ SİZ HEPİMİZ. Biz: Hakkımızda I Siz: Misyonumuz I Hepimiz: Vizyonumuz

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS. Siyasal Düşünceler Tarihi PSIR

UZAY VE ZAMAN NEDİR? İnsanın var olduğundan beri kendine sorduğu kendineve evrenedair en önemli soru!

İlkçağ Anadolu Uygarlıklarında Sosyo-Ekonomik ve Kültürel Yapı Bağlamında Kütüphane/Arşiv Kurumu

BİLGİ KURAMINA GİRİŞ

40 yılı aşkın bir süre, önce öğrenci, sonra değişik unvanlarla öğretim elemanı ve

Üniversitelerin Yeniden Yapılanmalarının Kısa Tarihçesi*

DERS BİLGİLERİ. Ders Kodu Yarıyıl T+U Saat Kredi AKTS

Derleyen ve çeviren Erol Erduran

Eğitim Felsefesi. Her şey akla muhtaçtır, akıl da eğitime..! Hz. Ali. Felsefe yolda olmaktır. Karl Caspers

FİZİK. Mekanik İNM 101: İNŞAAT MÜHENDİSLİĞİNE GİRİŞ. Mekanik Nedir? Mekanik Nedir?

Giriş. evre, çalkantılı bir dönem, ağır bir kriz dönemidir. Gerçekten de siyasal düşünceler tarihine

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

Psikoloji Psychology Psyche ology Ruh/zihin inceleme

JACQUELINE RUSS yönetiminde

İSLAMİYETİN KABÜLÜNDEN SONRAKİ EĞİTİMİN TEMEL ÖZELLİKLERİ İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ / FIRAT ÜNİVERSİTESİ / ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ SEFA SEZER / İNGİLİZCE

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

Nazım Gökel. Kilis 7 Aralık Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü, (Dahili: 1410)

ANAYASA YARGISININ DEMOKRATİK MEŞRUİYETİ

İlköğretim Fen ve Teknoloji Öğretim Programı. Fen ve Teknoloji Program ve Planlama Dersi

HAZIRLAYAN: YASEMİN AĞAÇHAN

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

Ergenlikte Kimlik Gelişimi. Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL Hasan Kalyoncu Üniversitesi

Arkadaşınız UNITE OGRENCI RAPORLARI VE YANIT KAĞITLARI. ICI P.K. 33 Bakırköy / İstanbul

On Yedinci Yüzyılda Felsefe Descartes. Prof. Dr. Doğan Göçmen Dokuz Eylül Üniversitesi Felsefe Bölümü Ders: 03/10/2016

ODTÜ G.V. ÖZEL LĠSESĠ SOSYAL BĠLĠMLER ZÜMRESĠ

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

a) Doğru Bilginin Kaynağı Problemi

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Ürün Detayları EGO DS 11. SINIF DENEME SINAVLARI SORU DAĞILIMLARI. Eğitim doğamızda var

ARAMIZDA ÇOK FARKLAR VAR

Matematik Tarihi II (MATH 419) Ders Detayları

Marie Curie. Thomson Cabir bin Hayyan. Henry Becquerel

SOSYOLOJİDE ARAŞTIRMA YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

21 yıllık tecrübesiyle SiNCAN da

Transkript:

Aydınlanma Çağı Yazar Doç.Dr. Cahit BİLİM ÜNİTE 3 Amaçlar Bu üniteyi çalıştıktan sonra; Rönesansın ortaya çıkması ve Rönesansın özellikleri hakkında bilgi edinecek, Aydınlanma felsefesini ve dayandığı temelleri kavrayacak, Aydınlanma döneminde devlet, din ve eğitim gibi alanlarda ileri sürülen görüşleri algılayacak, Bazı Avrupa devletlerinin aydınlanma çağını nasıl yaşadıklarını öğreneceksiniz. İçindekiler Antik Çağ 53 Orta Çağ 53 Rönesans, Hümanizma 53 Aydınlanma Çağı 54 Avrupada Aydınlanma 59 Özet 63 Değerlendirme Soruları 64 Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar 65

Çalışma Önerileri Bugünkü Avrupa uygarlığının oluşmasında Rönesans ve Hümanizmanın etkisini araştırınız. Aydınlanma döneminde ileri sürülen görüşlerin Türk düşünce tarihini etkileyip etkilemediğini araştırınız. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

AYDINLANMA ÇAĞ I 53 1. Antik Çağ Antik Çağda akıl, özgür düşünce ve bilim kavramlarının önemi nedir Çağdaş uygarlığa birbirlerini tamamlayan, birbirlerini geliştiren bilimsel ve sanatsal gelişmelerin üst üste yükselmesiyle erişildi. Uygarlık tarihi bilimsel çalışmalarla başlar. Antik çağ bilginlerinden Anadolu'lu Thales, "Evrenin doğal sayılması ve doğada olan her şeyin doğaüstü mitolojik güçlere başvurmaksızın kavranmasını" söylüyordu. Yine Anadolu'lu bir bilgin olan Heraklaitos insanın bir nehrin suyunda iki defa yıkanamayacağını söyleyerek esasında zamanın bir nehir gibi aktığını dile getirip yaşamın hep bir devinim içerisinde olduğunu belirtiyordu. Atomcular ise tüm nesnelerin ve canlıların atom adını verdikleri küçük zerreciklerden oluştuğunu söyleyerek günümüz çağdaş görüşünün temellerini atıyordu. Bu çağın bilginleri ve filozofları evrenle de ilgilendiler. Evrenin yapısı dünya, gezegenler onların ilgi konularından biri oldu. Tüm bunların hepsi akıl, özgür düşünce ve bilimle sağlandı. 2. Ortaçağ Ortaçağın öğretisi olan skolastizmin nitelikleri nelerdir İnsanlık Antik Çağ'dan sonra karanlık bir Ortaçağ yaşadı. Bu çağ akılcılığın yerini skolastizmin, bilimselliğin yerini doğmatizmin, doğallığın yerini metafizik güçlerin aldığı bir dönemdi. Adı üstünde iki aydınlık çağ arasında bir orta çağ. Bu çağda bir çok bilimsel ve sanatsal çalışma durdu. Her şeye saptırılan din öğretileriyle, birleştirilen tartışma kabul etmez tümdengelim Aristo felsefesi ölçü oldu. Ortaçağın özelliği kalıplaşmış doğmatizm ile tartışılmaz skolastizim idi. 3. Rönesas, Hümanizma Rönesansın nitelikleri nelerdir "Re-naissance" yeniden doğuş demektir. Bu özgür insan düşüncesinin yaşamsal sanatsal ve bilimsel anlamında, üzerine çöken Ortaçağ karanlığından kurtularak yeniden doğmasıdır. Fransız tarihçisi Michelet, Rönesans'ı "dünyayı ve insanı keşfetme" diye niteler. Bu, dünyaya açılma, yeni ülke ve toplulukları keşfetme ile insanı ve ona kişilik veren özelliklere değer verme demekti. Bu atılımın temeli Antik Çağ'daki düşünce ve bilimdi. Akıp giden uygarlık önündeki Ortaçağ takıntısını yıkarak akışını sürdürdü. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

54 AYDINLANMA ÇAĞ I Rönesans'ta resim, heykel, mimarlık, edebiyat gibi güzel sanatlarda üstün eserler meydana getirildi. Bu nedenle Rönesans'ın ideal insanı "Teolojik insan" değil "Estetik insandır". Rönesans'ın yaşattığı aydın düşünceyle XVIII y.y'da bilim alanında ise matematik, astronomi, kimya, fizik, çoğrafya, felsefe, antropoloji v.s. alanında çok büyük gelişmeler oldu. Geocentric (dünya merkezli) görüş yerine Helliyocentric (güneş merkezli) görüş benimsendi. Birbirini tamamlayan çalışmalarla çağımızın en büyük buluşu olan elektrik geliştirildi. Günümüzde elektriksiz bir yaşam düşünülemez. Bu dönemin bilginleri insana doğayı keşfetme, doğa güçlerine egemen olma olanağı sağlayacak bilimsel yöntemler geliştirdiler. Bunlar verileri toplama, deneyler yapma ve bunları değerlendirme yöntemleridir. Bunların hepsinin temelinde de özgür insan aklı vardı. Dönemin filozoflarından Descartes, "Düşünüyorum, öyleyse varım" diyordu. Bu aklı olan ancak insandır demekti. Bu özgür insanla Leonarda de Vinci, Bacon, Descartes Koparnicus, Kepler, Galileo, Newton gibi bilginlerin dehaları birleşince belki de Uzay Çağı'nın temelleri atıldı. Bu yüzyılda bilimsel gelişmelerde o kadar büyük atılımlar oldu ki, XVIII. y.y. bu gelişmelerin bir tür özümsenmesi dönemi oluşmuştur. Hümanizim nedir Rönesans'ın bir uzantısı ve tamamlayıcısı olan Hümanizma ise temelinde insan değeri ve sevgisi olan bir düşüncedir. Hümanist görüşe göre en değerli varlık insandır ve her şey onun içindir. İnsanlar arasındaki benzerlikler, farklılıklardan daha çoktur. Bu insanlar arasındaki anlaşmazlıkların da az olması demektir. Bu nedenle insanların birbirleriyle ve tüm insanlıkla ilişkileri sevgiyle olmalıdır. Din, dil, ırk, düşünce farklılıkları insanların özel durumlarıdır ve insanlar arasındaki iyi ilişkilere engel olmamalıdır. Tüm bunlara göre Hümanizma'nın insan ideali "Homo Universial" her yönlü gelişmiş insandır. 4. Aydınlanma Çağı 4.1. Aydınlanma Çağı Felsefesi Aydınlanma Çağında insan ve aklın önemi nedir Emmanuel Kant aydınlanmayı "Sapere Aude", aklını kullanma cesaretine sahip ol diye tanımlıyordu. Bu aydınlanmanın temel felsefesidir. Aydınlanmacılara göre hep geleneksel bağnaz gruplarca insanların akıllarını kullanmaları engellenmişti. Ancak artık insanlar kafalarını kullanmalı, başka etkilerle ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

AYDINLANMA ÇAĞ I 55 değil salt akıllarıyle hareket etmeliydi. Bu şekilde her türlü bağlardan, takımlardan sıyrılma aydınlanmış insanın özelliğini oluşturmaktaydı. Aydınlanmacılarda da önemli olan insandı. Aydınlanmacılar da Antik çağ sofistleri gibi "insanın her şeyin ölçüsü" olduğuna inanmışlardı. Ancak sofistlerin bilgilerin kişilere göre farklı algılanmalarını ileri sürerek aklı küçümsemelerine karşın aydınlanmacılar aklın sınırsız bir güce sahip olduğuna inanıyorlardı. Ayrıca aydınlanma çağı düşünürlerinin bir kısmı rationalizmin (akılcılığın) yanında akıla veri sağlayan amprisme (deneycilik) de önem vermekteydiler. Örneğin Descartes'in rationalist geleneğini sürdüren Francis Bacon'ın metodcu ve deneyci geleneğini sürdüren İngiliz amprist filozoflar T. Hobbes, J. Locke, Berkeley, Huma v.s. bunların belli başlılarıdır. Aydınlanma Çağı düşünürleri her türlü etkiden kurtulmuş bağımsız aklın, tüm kültür alanlarında büyük aşamalar katedeceğine inanıyorlardı. Onlara göre "Bilgi Kuvvetti ". Aydınlanmanın akılcı düşüncesi doğa üstü ve doğa dışı her şeye karşıydı. Bu nedenle gerçek olan doğada olandı. 4.2. Aydınlanma Felsefesinin Dayandığı Temel İlkeler Aydınlanma felsefesinin temel ilkeleri nelerdir, özellikleri nasıldır Aydınlanma felsefesinin dayandığı temel ilkeler şunlardır: Rationalizm (Akılcılık): Aydınlanmacılara göre insan yaşamında akıl hemen hemen her şey demekti. Antik çağlardan beri insanı yükselten ve yücelten akıldı. İnsanı diğer canlılardan ayıran ve üstün yapan akıldı. Az akıllı insanlar her hangi bir canlı, akıllılar ise insandı. İnsanın insanı olması kadar, tüm insanlığını ilerlemesi ve mutluluğu kavuşması için gerekli olan akıl, akılcı düşünce ve evrensel akıldı. Amprisme (Deneycilik): Aydınlanmacıların bir kısmı, akılcılığın yanında deneyciliğin de önemli olduğunu söylüyorlardı. Akılcı bir düşünüş gerçeğe erişmek için zaten deney yapardı. Doğru ve yanlışı anlıyabilmek için deney yapmak, bunların sonuçlarını ve verilerini akılcı bir düşünüşle değerlendirmek gerekiyordu. Deney aklın kullandığı bir metoddu. Mutluluk: Aydınlanmacılara göre insanın mutluluğu öbür dünyaya yönelik bir çaba değil, bu dünyadaki yaşamıyla ilgiliydi. Çünkü insan rahat, kendine layık ve mutluluk içerisinde yaşamasını sağlar bir hale getiren yine insanın kendisiydi. İnsanlar varolduklarından itibaren doğaya kendilerini uydurdukları gibi, doğaya eğemen olmaya çalışarak yaşam standartlarını sürekli yükselmişlerdi. Bu insanın daha iyi, daha mutlu, insanca yaşaması demekti. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

56 AYDINLANMA ÇAĞ I Aydınlanma düşüncesine yine yaşamla ilgili Eudomanizm (Hazcılık) fikri yer almaktaydı. Buna göre insan iyi yaşamalı ve yaşamdan zevk almalıydı. Çünkü bir optimist görüş insanın kendisine ve diğer insanlara sevgi ve saygısını artıracaktı. Böyle dışa dönük, optimist insanlar aynı zamanda başarılı olanlardı. Eudomanist düşünce, aynı zamanda utilitarist (yararcı) görüşü de beraberinde getirmekteydi. Çünkü kendisi ile barışık olan insan, başkalarıyla da barışık olduğundan kendisini düşündüğü kadar, başkalarını da düşünecek ve onlara yararlı olacaktı. Bilim ve Doğa: Aydınlanmacılara bilim ve doğaya çok önem veriyorlardı. Bilim zaten akılcılığın bir ürünüydü. XVII. y.y.'daki hayranlık uyandırıcı bilimsel gelişmeler, XVIII. y.y.'da özümsendi. Bu dönemde de bir önceki yüzyıldaki bilimsel gelişmeleri sürdüren üstün yetenekli bilim adamları vardı. Örneğin Euler, Lagrange ve Laplace matematik, fizik ve astronomi alanlarında bilimsel teorileri temel alarak bunları daha da geliştirdiler. Örneğin Laplace ünlü "Nebilöz Hipotezi" ile gök cisimlerinin gazlardan oluştuğunu ortaya koydu. Lavoisier kimyada devrim yaptı, Cavandish oksijeni keşfetti. Bilim adamları yanında düşünürler, hatta krallar bile doğa bilimleriyle ilgilendiler. Doğadaki yaşam, flora, fauna, doğa dengeleri hem ayrı ayrı hem birlikte bir ilginin alanlarıydı. Nitekim buradaki gelişmeler XIX y.y.'da ünlü bilgin Charles Darwin'in "Türlerin Kökeni" teorisiyle doruk noktasına erişecektir. 4.3. Aydınlanma Felsefesinin Çeşitli Alanlardaki Görüşleri Aydınlanma felsefesinin bu alandaki görüşleri şunlardır: 4.3.1. Devlet Görüşü Mekanist devlet görüşünün nitelikleri nelerdir Aydınlanma çağının devlet görüşü "Mekanist" devlet görüşüdür. Buna göre devlet kendiliğinden oluşan organik kutsal bir varlık değildir. Bir tür "Contrat" sözleşme ile oluşmuş halkın hizmetinde olan bir kuruluştur. Onlara göre devlet bireylerin ilerlemesi ve refaha kavuşturulmasını amaç edinmiş bir kurumdan ibaretti. Aydınlanmacılar'dan Locke'un devlet anlayışı liberaldi. Locke kişilerin doğal haklarını esas almaktaydı. Rousseau'ya göre ise devlet kendini meydana getiren kişilerin yararlarının dışında davranamazdı. Ona göre devletin görevi kişinin hak ve özgürlüklerini garanti etmekdi. Böylece aydınlanmacılara göre kişilerin ne düşündükleri neye inandıkları devleti ilgilendirmez. Devletin görevi, kişilerin hak özgürlüklerini korumak ve onların esenliğini rahat ve mutlu yaşamalarını sağlamaktı. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

AYDINLANMA ÇAĞ I 57 4.3.2. Dinsel Görüş Aydınlanmacıların din anlayışı nasıldır Aydınlanmacılara göre özgür bir devlette din özgürlüğü olmalı, devlet, din işlerine karışmamalıydı. Din, insanın vicdanı ile ilgili bir konuydu, kişiler toplumda dinsel inançlarıyla özgürce yaşayacaklar ve devlet, ülkeye zararı olmadıkça onlara karışmayacak hatta koruyacaktı. Devlet bu konuda yanlı olmayacaktı. Aydınmacıların dinsel görüşü "Doğal din" 'idi. Onlar buna akıl dini de diyorlardı. Bu akla uygun ve aklın benimsediği din demekti. Onlara göre doğal din her türlü dış form ve gelenekten bağımsız olarak insanın doğasında var olan bir dindi. Ancak bunların içerisinde Hristiyanlık ile doğal dini Locke ve Wolff gibi uzlaştırmaya çalışanlar da vardı. Onlara göre Tanrı buyruğu aklın üstündeydi, ama akla uygundu. Aydınlancıların dinsel görüşü daha çok deist (akıldini) idi. Temelde Theist (dindar) ile deist (akıl dini) aynı kökten "theo" Tanrı sözcüğünden kaynaklanmaktaydı. Ancak biri Grekçe "Theos", değeri de Latince "Deus" tan, türetilmişti. Deistlere göre Tanrı sadece insanın var ve yok olmasında vardı. Bunun ikisinin arasında, yani, yaşamda Tanrı tarafından verilmiş akıl yer almaktaydı. 4.3.3. Eğitim Görüşü Aydınlanma Çağı filozoflarının eğitim görüşleri nasıldır Aydınlanma Çağı'nın nationalist felsefesi eğitim düşüncesine de etki etmişti. Akıl her şeyin doğrusunu yapabilecek bir güce sahip olduğundan eğitim de akla uygun bir biçimde düzenlenmeliydi. Aydınlanmacılara göre insan aklı doğuştan Tabula Rasa idi, insan aklına eğitimle istenilen şekil verilecekti. Aydınlanmacılara göre, insan, aldığı eğitim ne ise oydu. Onlara göre bir insanda eğitim az olursa fikirler de az olurdu. Böylece aydınlanmacılar insanın doğuştan saf ve temiz olduğunu, daha sonraki şekillenmesinin, kişiliğinin eğitimle oluştuğunu söylemekteydiler. İngiliz J. Locke, eğitim konusunda optimist (iyimser) bir görüşe sahipti. Locke'a göre on insandan dokuzunun kötü ya da iyi, yararsız ya da yararlı v.s. oluşu onların aldıkları eğitimin bir sonucuydu. Aydınlanmacılara göre eğitim metodunun temelini gencin sahip olduğu yeteneklerini geliştirici olması oluşturuyordu. Buna göre eğitim doğaya uygun olmalı yani eğitimin görevi, doğa verisi olan yetenekleri doruğa eriştirmek ve doğal gelişimini AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

58 AYDINLANMA ÇAĞ I desteklemekti. Böylece çocuğa verilecek eğitim hem vücutsal ve hem de zihinsel olmalıydı. Örneğin Locke bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaksal, didaktik (öğretici), pratik beceriler ve seyahatlerden oluşan bir eğitimi birlikte önermekteydi. Aydınlanmacıların eğitim görüşleri ayni zamanda pragmatist (yararcı) idi. Buna göre eğitim yaşamda işe yarar olmaya göre planlanmalıydı. Fransız aydınlanmacılar da İngiliz aydınlanmacılar gibi doğal eğitim istemekteydiler. Onlara göre eğitimde metafizik doğmalara değil biyolojik ve fizyolojik olğulara yer verilmeliydi. Fransız aydınlanmacılardan olan Julien Offrey de Lamethrie göre akılcı eğitime önem vermekteydi. Ona göre eğitimi az olanın fikirler de az olurdu. Diğer bir Fransız aydınlanmacı Etienne Bunnot de Condillac da akılcı eğitimi ve bunun yararcı olmasını önermekteydi. Claude Adrien Helvetius ise sansualist (duyumcu) eğitimin geliştiricisidir. Ona göre çeşitli insanların zihinleri arasında eşitsizlik tek bir nedenin, eğitimdeki eşitsizliğini eseriydi. Helvetius göre tüm insanlar zihinsel yönden doğuştan eşit yeteneklere sahiptiler. Bu nedenle insan aldığı eğitim ne ise öyle olmuştu. Helvetius ayrıca eğitimi sadece insanın geliştirilmesi yönünden değil, tüm toplumun geliştirilmesi yönünden sınırsız bir güç olarak niteler. Louis Rene de Caradeux de la Chalotais ise laik eğitimin bir temsilcisidir. Ona göre insanların kültürel yönden geri kalmışlığının nedeni zihinlerin manastırlara ait kavramlarla doldurulmuş olmasıydı. Chalotais'ye göre toplumun refahı uygar bir eğitim gerektirmekteydi. O bir ulusal ve demokratik bir sistemi istiyordu. Eğitim metodunda ise doğaya uygunluğu önermekteydi. Bu konuda çocuklara uygulanacak öğretimde esas alınacak ilkeler, bizzat doğaya uydukları biçimdeki ilkeler olmalıydı. Ona göre doğa en iyi öğretmendi. Chalotais tüm ders kitaplarındaki türlü soyutlamaların temizlenmesini istemekteydi. Rousseau'ya göre eğitimin amacı insanları I' homme, citoyen (vatandaş) yapmak değil, I' homme naturel (doğal insan) yapmak olmalıydı. O'na göre çocuk ne hekim ne asker ne de din adamı olmamalıydı. O herşeyden önce insan olmalıydı. Bu görüşe göre insan önce insan olmalı, ondan sonra herhangi bir mesleğin insanı olmalıydı. Rousseau, Emile adlı eserinde eğitimin ilk görevinin, doğanın gelişimine engel olacak herşeyin baskı, metodunun ortadan kaldırmasını istemekteydi. Ona göre emir ve itaat çocuğun lügatında yoktu. Aynı esere göre çocuk belirli bir meslek için değil, insan olmak için eğitilmeliydi. Eğitimde sadece çocuğun aklına hitap edilmemeli, eğitim ve deney yaşantılarla da desteklenmeliydi. Böylece insan her yönüyle, tüm yetenekleriyle bir harmoni içerisinde gelişmiş bir varlık olmalıydı. ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

AYDINLANMA ÇAĞ I 59 Alman aydınlanmacılardan Johann Bernard Basedau'a göre eğitim, aydınlanma felsefesine uygun, akla ve yararcılık ilkelerine göre olmalıydı. Ona göre ülkenin mutluluğu ve güvenliği halkın mutluluğu ile orantılı olmalıydı, bunun en güvenilir amacı ise eğitimdi. Çocuklara bedensel ve zihinsel formasyon sağlayacak bir eğitim verilmeli, okullar kiliseden bağımsız olmalıydı. Okullarda çocuklar herkes için yararlı, yurtsever ve mutlu bir yaşam için eğitilmeliydi. Basedau Plilantropin (insan sevgisi) adlı ilkokul, öğretmen okulu ve eğitim enstitüsünden oluşan bir eğitim kurumu açmıştı. Bu okulun eğitim sistemi doğa, okul ve yaşamın harmonik biçimde birleştirilmesi oluşturuyordu. Gothold Ephraim Lessing ise insanlık eğitim görüşünü benimsiyordu. Ona göre insanlığın eğitimi tek tek fertlerin eğitimi gibi kademelerden oluşmaktaydı. Böylece tek tek birey ile tüm insanlık arasında bir paralellik vardı. Lessing'e göre eğitim, her bir insanda gerçekleşen bir aydınlanmaydı. Her bir insan için eğitim ne ise, bütün insan soyu için de oydu. Merquise de Condorcet'ye göre ise dünya var olduğu sürece insanın mükemmelleşme olanakları içerisinde gerçek bir sonsuz gelişme vardı. Eğitim, insan soyunun bu sürekli gelişmesini daha yüksek ve mükemmelleşmiş biçim erişmesini sağlayacaktı. Condorcet, insanın doğal olarak iyi olduğunu ve onun eğitim ve öğretimle mükemmelleştirilebileceği konusunda optimist bir görüşe sahipti. Ona göre okullar insanlara kendi haklarını gerektiği gibi koruyacak ve gereksinimlerini karşılayacak bir formasyon kazandıracaktı. Condercet'in eğitim görüşünün temelinde özgürlük, eşitlik, kardeşlik ve laiklik vardı. 5. Avrupa'da Aydınlanma 5.1. İngiliz Aydınlanması İngiliz aydınlanmasının temsilcileri kimlerdir, düşünceleri nelerdir İngiliz aydınlanmasını, dolayısiyle Avrupa'da aydınlanmayı başlatan ve kurucusu sayılan John Locke'tu. Düşüncenin özgür olmasını ve insan davranışlarının akla uygun olmasını gerektiğini söylüyordu. O'na göre birey özgür olmalı, akıl yaşamın rehberi yapılmalı, kültür tüm alanlarda tam anlamıyla serbest olmalıydı. Lock'un düşünce, eğitim, din vs. üzerine yapıtları vardı. Bunlardan An Essay Concerning Human Understanding (İnsan Anlayışı Üzerine Bir Deneme) adlı yapıtında bireyin özgür ve tüm yaşamın akla uygun olması gerektiğini belirtti. The Reasoblemess of Christianity (Hıristiyanlığın Akla Uygunluğu) yapıtında Hıristiyanlığın akla uygun olduğunu göstermeye çalıştı. Bu çalışma "Doğal din" görü- AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

60 AYDINLANMA ÇAĞ I şüne yol açtı. Some Thoughts Concerning Education (Eğitim Üzerine Bazı Denemeler) adlı yapıtıyla eğitimde rational - naturel (akılcı - doğal) görüşün temellerini attı. Locke, Descartes'ın insanda ideainnatae (doğuştan idelar) olduğunu söylemesine karşın insanda doğuştan düşüncelerin olmadığını söylüyordu. O'na göre insan aklı bir Tabula Rasa idi. Locke insanda doğuştan varolan bir takım yetilerin varlığını yadsımamakla birlikte idelerin deneyden geldiğine inanmaktaydı. Locke bu deneyi de reflection (iç duyumu) ve sensation (dış duyum) olarak ikiye ayırmakta ve tüm kavramaların, idelerin bu iki kaynaktan geldiğini söylemekteydi. Ancak iç duyumu uyaran dış deneydi. İç deney, dış deneyin sağladığı görüşleri işlerdi. Bu nedenle dış duyum olagelmişti. Lock'un bilgi teorisi felsefesinin merkezi, insan bilgisinin amprizimle (deneyle) kazanıldığını ileri süren bir felsefeydi. Aydınlanma felsefesi bir yandan materializme ve bir yandan da spritualizme (ruhiyatçılık) doğru gelişmişti. Spritualizminin temsilcileri George Berkeley'dir. Locke'nin amprizminden hareket eden Berkeley bu düşünceyi bir ideale dayandırmış, bu da spritualizmi oluşturmuştu. Berkeley, Treatine Concerning the Principles of Human Knowledge (İnsan Bilgisinin İlkeleri Üzerine İnceleme) adlı yapıtında inmetaterialist görüşü geliştirerek maddi bir dış dünyayı kabul etmenin yanlış bir soyut düşünce olduğunu söylemekteydi. Ona göre dışarıdaki objeleri ne kadar düşünsek de yine de bunlar hep kendi idelerimizdi. Çünkü tüm idelerin, kavramların temeli duyumdu. Berkeley dış nedenlere tamamen karşı çıkmaz, hatta dış dünyanın objektifliğinin garantisinin Tanrı olduğunu söyler. Ancak Berkeley'e göre varlık algılamaktı. Locke ile başlayan İngiliz aydınlanması David Hume ile doruğa erişti. Hume amprizmin de en büyük temsilcisiydi. Hume, A Treatire on Human Nature (İnsan Doğası Üzerine Bir İnceleme), Natural History of Religion (Dinin Doğal Tarihi) vs. gibi yapıtlarında bilincin içindekileri ikiye ayırmaktaydı. Bunlar İmpression (İzlenimler) ile (İdeas) ideallerdi. Hume'a göre izlenimler duyumlar, duygusanmalar, idea ise hayalgücü idi. Tüm ideler izlenimleri temeli üzerinde meydana gelmekteydi. 5.2. Fransız Aydınlanması Fransız aydınlancıları kimlerdir görüşleri nelerdir Fransız Aydınlanmasının kurucularından biri Julien Offrey de Lamettrie'dir. Lamettrie aynı zamanda materyalizmin de kurucusu sayılır. Lamettrie, Descartes'in mekanist doğa felsefesini benimsemişti. Ancak giderek kendi görüşü olan antropolojik mekanist felsefesini geliştirdi. Ona göre ruhtaki her şey herhangi bir şekilde bedenden gelmişti. Lamettrie L`homme Machine (Makine İnsan) adlı yapıtında mad- ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

AYDINLANMA ÇAĞ I 61 di yaşamı ile ruhsal yaşamı bir bütün olarak nitelendiriyordu. O'na göre hiç bir şey öğretilmeyen bir insan yine de duyularıyla bir takım bilgiler kazanırdı. Çünkü insanın düşünce yeteneği onu diğer canlılardan üstün kılmaktaydı. Eğitime de önem veren Lamettrie'ye göre eğitim az olursa fikirler de az olurdu. O'na göre eğitim ve öğretimde duyumlara önem vermeliydi. Fransız Aydınlanmacılarından bir diğeri bilgi teorisini kuran Etienne Bonnet Condillac idi. Condillac, Essai sun L`Origine de la Connoissance Humain (İnsan Bilgisinin Kaynağı Üzerine Deneme) adlı yapıtıyla Locke'un amprizmizmin Fransa'daki temsilcisi olmuştu. Ancak giderek kendi görüşlerini geliştirdi. Condillac'ın bilgi teorisi, her şeyi deneyden türetmek şeklindeydi. Condillac'a göre deneyim kendisi bile edilgendi. Bu nedenle tüm sağlam bilgilerin temelinde deney vardı. Condillac da Locke gibi dış duyumu temel olarak alıp, iç duyumu bunun oluşturduğunu söylemekteydi. Fransa'da Aydınlanmanın başka bir yanını da Ansiklopediciler oluşturmaktaydı. Bundan amaç, aydınlanma düşüncesini geniş halk kitlelerine yaygınlaştırmaktı. Ansiklopediciler'in öncüsü Denis Diderot idi. O'nun öncülüğündeki Encyclopedia ou Dictionnarirre Raissonne des Sciences des Arts et des Metiers (Açıklamalı Bilimler, Sanatlar ve Zamanlar Ansiklopedisi ya da Sözlüğü) adlı ansiklopedi, geniş halk kitlelerini aydınlatmayı ve kültürlemeyi amaçlamıştı. 1751'de yazı hayatına başlayan 35 cilde erişen bu ansiklopedinin yazı kadrosunda Diderot, d'alembert, Dietrich von Hollach, Voltaire, Jean Jack Rousseau gibi ünlü düşünürler vardı. Bunlar, yaşam ve toplumun sosyal ilişkileri, toplumsal yaşamı, egemenlik, demokrasi, insan hakları, felsefe, bilim, kültür vs. gibi konularda ansiklopedide yazarak halkı aydınlatmaya çalıştılar. Amprizme felsefesine dayanan ansiklopedi açık, aydınlatıcı ve rasyonalist bir şekilde insanları eğitti. Fransız Aydınlanmasının önderlerinden Francoise Marie Voltaire, İngiliz aydınlanma felsefesini, Locke'un görüşlerini Fransa'ya getirmişti. Voltaire, Lettres sur les Anglais (İngiltere Üzerine Mektuplar) adlı yapıtıyla bir doğa felsefesi ortaya koydu. Voltaire, yazar ve filozoftu. Voltaire kendi düşüncelerini Elements de la Philosophie de Newton (Newton Felsefesinin Ögeleri) ve Dictionaire Philosophie (Felsefe Sözlüğü) adlı yapılarıyla belirtti. Voltaire daha çok Locke'nin görüşlerini benimsemişti. Locke'dan daha ileri giderek tüm kavramların dış duyumlardan geldiğini söylemekteydi. Bu nedenle Fransa'da rationalizmin de temsilcisiydi. İnsanın ancak akılla insan olabileceğine, insan olarak var olabileceğine inanıyordu. Nitekim bu düşüncelerini "Düşünüyorum öyleyse varım" diye dile getiriyordu. Devrin Fransız düşünürlerinden d'alembert, Locke felsefesini sürdürerek ansiklopedinin görüşünü deneysel bilgilere dayandırmaktaydı. AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

62 AYDINLANMA ÇAĞ I Ansiklopedinin kurucusu ve yöneticisi olan Diderot yüzyılın tüm düşüncelerini büyük bir kavrayışla izleyip benimsemişti. O tüm dağınık düşünceleri bir araya toplayıp burada en güzel biçimde anlatmıştı. Diğer bir düşünür Montesquieu devlet yönetimini dörde ayırıyordu. Bunlar despotizm, monarşi, aristokrasi ve demokrasi idi. Ona göre bu yönetim biçimlerinin bir dayanığı vardı. Bunlardan despotizminki baskı, monarşizminki onur duygusu, aristokrasininki geniş görüşlülük ve demokrasininki ise sosyal erdemlerdi. Ancak o meşrutiyet yönetimine alabildiğince inanıyor ve bunu geliştirmeye çalışıyordu. Fransız aydınlanmacılarından ve ansiklopedistlerinden biri de Jean Jack Rousseau'dur. O Fransız Devrimini duygu yönünden coşturan ve modern dünyanın kültür sorununu felsefi yönden temellendiren biriydi. Ancak o gelişen uygarlığı insanı kompleks bir yaşama yönelteceğine inanıyordu. Rousseau, Discour sur les Sciences et les Arts (Bilimler ve Sanatlar Üzerine Konuşma) ve Du Contat social (Toplumsal Sözleşme) adlı yapıtlarında erdemin sade ve doğal duygularda olacağını söylemekteydi. Ona göre ilerleyen aydınlanma ile erdemin yerini zeka almış ve bilgiçlik erdemlerden üstün bir değer kazanmıştır. Rousseau'ya göre doğan ve toplumdan uzak bir ortamda yaşayan insan saf ve temizdi onu toplum kirletir. Kötülük ve iyilik toplumdaydı. Bu nedenle mutluluğa sade ve masum insan erişebilirdi. Rousseau eğitimle ilgili görüşlerini de Emile ou sur L'Education (Emil yahut Eğitim Üzerine) adlı yapıtında belirtmişti. Ona göre eğitimin temeli doğal bireyliğin geliştirilmesi şeklinde olmalıydı. Eğitimin amacı l'homme Citoyen (vatandaş insanı) değil l'homme naturel (doğal insan) bilinçlendirmek olmalıydı. Doğal insanı bilinçlendirecek de eğitimdi. Ona göre çocuk doğal gereksinimlerini özgürce karşılayarak gelişmeli ve her şeyden önce insan olmalıydı. 5.3. Alman Aydınlanması Kant kimdir. Aydınlanma felsefesine olan katkıları nelerdir Alman aydınlanması Fransız ve İngiliz aydınlanmasının etkisiyle gelişti. Alman aydınlanmasında Wilhelm Leibniz- Cristian Wolff'un popülarist felsefesinin etkileri vardı. Bu felsefeye göre rationalist düşünce basitleştirilerek anlatılmakta idi ve temelinde pratik ve yararcı olgulara değer verme vardı. Alman aydınlanmasının bu yararcı görüşü Phil (seven) antrope (insan) Philantrope (insan sever) akımı meydana getirdi. Bu felsefenin temelinde de Hümanizma'da olduğu gibi en değerli olan insan ve her şey insanın yararı için görüşü vardı. Öncüsü J.B.Basedow olan bu akımın temsilcileri Philantropin adlı eğitim-öğretim kurumları kurdular. Ancak Alman aydınlanmasının en ünlü düşünür ve kurucusu Immanuel Kant'dır. Onun da ilk başlarda dayandığı Leibniz - Wolff felsefesi idi. Fakat daha sonra kendi felsefesini geliştirdi. Kant'a göre değer ile akıl arasında bir uygunluk vardı. Tanrı insan ve evreni yaratması sırasında evrene büyük bir değer, insana da akıl vermişti. İş- ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

AYDINLANMA ÇAĞ I 63 te bunun ikisinin arasında bir uyum vardı. İnsan bu büyük değerde aklını kullanarak yaşayacaktı. Bu görüş aydınlanmanın deist (akılsal din) görüşüdür. Kant görüşlerini yazmış olduğu yapıtlarında dile getirdi. Bunlardan De Mondi Sensilailis Atque İntelligileilis Forma et Principis (Duyu Dünyası ile Düşün Dünyasının Formu ve İlkeleri üzerine) ve Kritik der Reiman Vermuntt (Salt Aklın Kritiği) vs. gibi yapıtlarında duyu dünyası ile düşün dünyasını ayrı olarak niteler. Ona göre duyu dünyasındaki bilgiler a prion (önceden), düşünce dünyasındakiler ise a posterioni (sonradan) edinilmiş olanlardı. Kant da iki türlü değerler düşünmekteydi. Bu da analitik (kavramları tanımlama) ve sentetik (kavramları birleştirme) değerlerdi. Kant'ın aklını kullanma cesaretine sahip ol deyişi aydınlanma felsefesinin öz deyişini oluşturur. Kant'ın görüşleri ve felsefesi XVIII. yy da olduğu gibi XIX yy.'da başlayan Alman idealist felsefesine de temel oldu. Bunun temsilcileri olan Fichte, Shelling, Hegel, Schleinmacher gibi düşünürler bu felsefeyi geliştirdiler. Hepsinin temel aldığı düşünce Kant felsefesiydi. Alman idealistleri bu temelden hareketle sağlam ve dengeli ideal bir sisteme varmak istemekteydiler. Onlara göre insan aklı buna erişebilirdi. Alman idealistlerinin bir özelliği de dinç dinamizmleri özümsemeleri ve yaşam sevinçleriydi. Özet Çağdaş uygarlığa, birbirini tamamlayan, birbirini geliştiren bilimsel ve sanatsal gelişmelerin üst üste yükselmesiyle erişildi. Antik Çağda akıla ve bilime önem verilerek gelişen özgür düşünceye, Ortaçağda kalıplaşmış dogmatizim ve skolastizim egemen oldu. Yeniden doğuş anlamına gelen Rönesans döneminde ise özgür düşünce Ortaçağın karanlığından kurtularak yeniden doğdu. Bir anlamda Antik çağdaki akıl, düşünce ve bilim uygarlık önündeki ortacağ kalıntılarını yıkarak akışını sürdürdü. "Teolojik" insanın yerini "Estetik" insan ideali aldı. Matematik, astronomi, kimya, fizik, coğrafya, felsefe antropoloji gibi bilim alanlarında çok büyük gelişmeler oldu. Dünya merkezli görüş yerine güneş merkezli, görüş benimsendi. Bu dönem bilginleri insana doğayı keşfetme, doğa güçlerine egemen olma olanağı sağlayacak bilimsel yöntemler geliştirdiler. Rönesans'ın bir uzantısı ve tamamlaycısı olan Hümanizm ise temelinde insan değeri ve sevgisi olan bir düşüncedir. Hümanist görüşe göre, en değerli varlık insandır ve her şey onun içindir. Akılcılık, deneycilik, mutluluk, bilim ve doğa temellerine dayanın aydınlanma felsefesinde devlet kavramı kendiliğinden oluşan organik kutsal bir varlıktır. Aynı zamanda halkın hiz- AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ

64 AYDINLANMA ÇAĞ I metinde olan bir kuruluştur. Ve devlet bireylerin ilerlemesi ve refaha kavuşturulmasını amaç edinmiştir. Üstelik din ile devlet işleri birbirine karıştırılmamalıdır. Aydınlanmacılar dine "akıl dini" diyorlardı ve bu, akla uygun, aklın benimsediği din demekti. İnsanın doğuştan saf ve temiz olduğuna inanan aydınlanmacılar insanın şekillenmesinin ve kişiliğinin eğitimle oluştuğunu söylemekteydiler. Ancak eğitim doğaya uygun olmalı ve insan yeteneklerini ve doğal gelişimini desteklemeliydi. Aynı zamanda da eğitim yaşamda işe yararlı olmaya göre planlanmalıydı. Kısaca eğitim pragmatisti. Değerlendirme Soruları 1. Aşağıdakilerden hangisi Rönesans'ın özelliklerinden biri değildir A. Akılcılık B. Bilimsellik C. Estetik D. Skolastik E. Antik düşünce 2. "Hep akar" diyerek yaşamın devinimini belirten filozof kimdir A. Aristotales B. Platon C. Heraklaites D. Hippodomas E. Anaksimenes 3. Aydınlanma Çağı kaçıncı yüzyıldadır A. XIV. yy B. XVI. yy C. XVII. yy D. XVIII. yy E. XIX. yy 4. "Aklını kullanma cesaretine sahip ol" deyişiyle aydınlanmanın temel görüşünü belirten düşünür kimdir A. Berkeley B. Kant C. Locke D. Rousseau E. Hume ANADOLU ÜNİ VERSİ TESİ

AYDINLANMA ÇAĞ I 65 5. Aşağıdakilerden hangisi aydınlanmacıların düşündüğü insan tipidir A. Dinsel insan B. Vatandaş insan C. Evrensel insan D. Mesleki insan E. Skolastik insan Yararlanılan ve Başvurulabilecek Kaynaklar Armaoğlu, Fahir, Siyasi Tarih (1789-1960), Ankara, 1975. Aytaç, Kemal, Avrupa Eğitim Tarihi, Ankara, 1980. Çadırcı, Musa, "İngiltere'de Demokrasi Hareketleri ve Aydınlanma Çağı", Avrupa Tarihi, Eskişehir, 1991. Gökberk, Macit, Felsefe Tarihi, İstanbul, 1985. Yıldırım, Cemal, Bilim Tarihi, İstanbul, 1993. Değerlendirme Sorularının Yanıtları 1. D 2. C 3. D 4. B 5. C AÇIKÖĞ RETİ M FAKÜLTESİ