4 Ülke 8 Gün. Yollar Bize Memleket [II]



Benzer belgeler
Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı. Murat dağı (2312m)

FOTOĞRAF SANATI KURUMU 4. ÇAMLIDERE KÖY GEZİSİ 5 Nisan 2009

Pelitcik ve Sarıkavak Köyleri-Çamlıdere (04 Ekim 2009) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

Balkanlar da Refah: Kısa Rapor

Uyumayan Şehir. Uyumayan Şehir New York için artık bir slogan. Çoğu kişi gibi ben. de New York u izlediğim filmlerden tanıdım ve gerçekte filmlerdeki

Konforun Tanımı Değişti...

BİR ÖMRÜN HİKÂYESİ. Erkek Öğrenci. Yıl 1881 Ilık rüzgarlar esiyordu Selanik ovalarında ; Dağ başka, sokaklar başka başka ;

Kızlarsivrisi (3070 m) (27-28 Haziran 2015) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı

Kızılcahamam Köyleri: Dereneci, Gebeler, Berçin Çatak, Süleler (7 Kasım 2010)

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

RAPORU HAZIRLAYANLAR: Azime Acar & Ender Bölükbaşı. Filistin ile yatıp, Gazze ile kalkıyoruz.

BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR

Osmancık İsmail Karataş Sağlık Meslek Lisesi

Minti Monti. Kızak Keyfi. Kızak Bir Kış Eğlencesi KIŞIN SOKAK Yeni Yıl Kartı Hazırlayalım Kar Hakkında Neler Biliyorsun?

KONYA İL MERKEZİ TAŞINMAZ KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARI ENVANTERİ MEZARLIKLAR

VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR

Beşiktaş Belediyesi. 1 milyar kadın...

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

Antik Medeniyetlerin İzinde GAP Turu

Tasarım Raporu. Grup İsmi. Yasemin ÇALIK, Fatih KAÇAK. Kısa Özet

Okulumuz Bilgisayar Programcılığı Bölümü öğrencilerinden Gizem COŞKUN Çanakkale Şehitlerine adlı şiiri okudu.

ÖĞRENCİLER DAMLA PROJESİ İLE MANİSA DA GÖNÜL BAĞI KURDU

Kırkpınar Yaylası-Ilgaz (11 Ekim 2009) Yazı ve fotoğraflar: Hüseyin Sarı (huseyinsari.net.tr)

MAĞARA RESİMLERİ 40 BİN YIL ÖNCESİNDEN BİZE ULAŞTI

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ ORMAN FAKÜLTESİ

SOSYAL ŞİDDET. Süheyla Nur ERÇİN

Toktamış Ateş'i kaybettik

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

M i m e d ö ğ r e n c i p r o j e l e r i y a r ı ş m a s ı soru ve cevapları

Endüstri Mühendisliğine Giriş. Jane M. Fraser. Bölüm 2. Sık sık duyacağınız büyük fikirler

J. MELLAART ÇATALHÖYÜK Ü BULUNCA, TARİH DEĞİŞTİ

23 Nisan Şiirleri. 23 Nisan. Sanki her tarafta var bir düğün. Çünkü, en şerefli en mutlu gün. Bugün yirmi üç nisan, Hep neşeyle doluyor insan.

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

2013 YILI TATARLI HÖYÜK KAZISI BİLİMSEL RAPORU

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

Euro2016 Türkiye-İspanya Maçı Break FRANSA

2. Söz konusu koruma amaçlı imar planı üst ölçek plana aykırı hususlar içermektedir.

MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI PERSONEL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ NE

Proje Tasarım Esasları Prof. Dr. Akgün ALSARAN. Temel bilgiler TÜBİTAK Üniversite Öğrenci Projesi Hazırlama

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır.

STANDARD ŞUBAT 2010 DOĞA. Fotoğraflar: Eray ÇAĞLAYAN

İÇİNDEKİLER. 1 Projenin Amacı Giriş Yöntem Sonuçlar ve Tartışma Kaynakça... 7

İSTANBUL KEMERBURGAZ ÜNİVERSİTESİ BURS YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

KONURALP - GÖYNÜK - TARAKLI TEKNİK GEZİ RAPORU

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI ANTALYA SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK YATIRIMLARI

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ

Belediyemiz her zaman vatandaşın yanında

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

mekan YÜK. MİMAR BEYZA ŞENER Mekteb-i Tıbbiye-i SONBAHAR 2013 SAYI: 301 Bakıp da görmediklerimiz, görüp de bilmediklerimiz

YÜZEY ETKĐSĐNDE UÇUŞ

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK

Cumhuriyet Halk Partisi

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

2012 YILI KRUVAZİYER TURİZMİ SEZONU İZMİR İÇİN İLK 6 AY DEĞERLENDİRMESİ

EDİRNE BELEDİYE BAŞKANLIĞI ÇEVRE KORUMA VE KONTROL BİRİMİ

ÖZEL İZMİR AMERİKAN KOLEJİ KAYIT TAKVİMİ VE KILAVUZU

Walt Whitman. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

Toplum olarak biraz fazla mı televizyon seyrediyoruz? Bunun sebepleri nelerdir?

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

SAĞLIK YATIRIMLARI 1

İşte sınavla öğrenci alan liselerin kontenjanları

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Dış İlişkilerinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

Aliağa Atatürk Ortaokulu / Bilişim Teknolojileri ve Yazılım Dersi Çalışma Soruları

13.Mart Mah. Karaman Apt.Kat1/2 Yenişehir MARDİN Tel/faks

BBY 310 BİLGİ SİSTEMLERİ TASARIMI TASARIM PLANI ÖDEVİ [HİLAL ŞEKER& GÜLÜMCAN KAYI]

İçindekiler Şekiller Listesi

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

TEKNOLOJİ VE TASARIM

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

2015 İŞGÜCÜ PİYASASI ARAŞTIRMA RAPORU ÖZETİ

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

TÜBİTAK BİDEB YİBO ÖĞRETMENLERİ

Faliyet Raporları. Toplu İş Sözleşmesi Çalışanlarımızın özlük haklarını düzenleyen Toplu İş Sözleşmesinin geliştirilerek uygulanmasına devam edilecek.

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT LİSESİ


Cümlede Anlam İlişkileri

TASARIM KÜLTÜRÜ /02 10 TL

FATURANI PAYLAŞ KAMPANYASI BİREYSEL ABONE (ÇALIŞAN) TAAHHÜTNAMESİ

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

EKONOMİK GELİŞMELER Eylül 2012

BİTLİS EREN ÜNİVERSİTESİ BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR YÜKSEKOKULU BEDEN EĞİTİMİ VE SPOR ÖĞRETMENLİĞİ BÖLÜMÜ ÖZEL YETENEK SINAVI YÖNERGESİ

OKUL ÖNCESİ KİTAPLARI - 7. PARMAKKIZ Andersen ISBN

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

Akdeniz in İncisi Antalya

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

USB KVM Switch. Ses özellikli ve 2 portlu USB KVM switch. Ses özellikli ve 4 portlu USB KVM switch


Transkript:

On5yirmi5.com 4 Ülke 8 Gün. Yollar Bize Memleket [II] Yazarımız Nurdal Durmuş, Balkanlar'da 4 ülkeye yaptığı geziyi anlattı. İşte o geziden notlar... Yayın Tarihi : 23 Kasım 2011 Çarşamba (oluşturma : 5/28/2016) Yazanlar: Nurdal Durmuş - Gökhan Şimşek Balkanlar, özellikle yaz aylarında, aynı gün içinde iki üç mevsimi yaşayabileceğiniz bir yer. Kasım ayı olmasına rağmen, bu mevsimde pek görülmeyen sıcak bir havayla karşılaşıyoruz. Gece yarısına doğru Visoko şehrinde kalacağımız pansiyona yerleşiyoruz. Ertesi sabah Konjic, Mostar, Potiçel ve Dubrovnik'i kapsayan bir programımız var. Kaldığımız pansiyon şehrin dışında, dağ köylerine benzeyen, kapısında nehir akan ve bahçesinde muhtelif sebzelerin yetiştirildiği bir yer. Sanki içinde büyük hüznü ve umudu barındıran Visoko'nun tüm ağırlığına paratoner olmak için yaratılmış bir alan.

Visoko ve Konjic Visoko, Bosna Hersek'in 30. km'lik tek otobanının çıkışında, Saraybosna'ya 30 dakika mesafede küçük bir şehir. Son yıllarda Mısır piramitlerine benzeyen dağıyla turistik bir bölge olmak için çabalamasına rağmen neredeyse hiç gelişmemiş. Toplu mezarları araştırma komisyonu ve kazılardan çıkartılan parçaların getirildiği Dna merkezi de bu şehirde yer alıyor. Merkezin müdürü ile yaptığımız görüşme esnasında duyduklarımız karşısında uzun süre kendimize gelemiyoruz. Savaş sonrası toplu mezarlardan 21.500 insan çıkartılmış ve defin işlemleri yapılmış. 15.000 insanın da hala toplu mezarlarda olduğu tahmin ediliyormuş. Toplu mezarların büyük bölümü Bosna Hersek içindeki Sırp Cumhuriyeti'ndeymiş. Araştırma komisyonu ve kazı heyetinin tamamı Amerikalı'ymış. Her yıl 11 Temmuz'da düzenlenen anma ve defin gününe 600-700 civarında, kimliği tespit edilmiş insanın naaşı toprağa veriliyormuş... Mezarlığın içindeki ayrı bir alan dikkatimizi çekiyor. Mezar tahtalarında yalnızca numaraların olduğu ve şeritlerle çevrilmiş bu alan, toplu mezarlardan çıkartılıp kimliği henüz tespit edilemeyen, ailesine ulaşılamayan ya da parçaları tamamlanamayan insanlara aitmiş. Bu mezarlardan çok sayıda

olduğunu söyleyebiliriz. Binlerce kadının, binlerce çocuğun pencere önlerinde bir haber beklediği bir mezarlık bu. Savaş sırasında ölen insanların kayıt bilgileri de bu merkezde tutuluyor. 3 haftalık yolculuğun ardından, Bosna'daki cepheye ulaştıktan bir hafta sonra, çapraz ateşte kalıp son nefesini veren ve Türkiye'nin Bosna Hersek'teki ilk şehidi olarak bilinen Selami Yurdan'ın defin kağıdını da bu merkezde bulup, kağıdın bir fotokopisini de Selami abinin aziz hatırasına yanımıza alıyoruz. Dna merkezinin içinden, müdür bey'in özel izniyle kemik parçalarının birleştirildiği odalara giriyoruz. Buraya dair söyleyeceğimiz çok fazla şey yok. Ayaklarımızın bağı çözülüyor ve duyduğumuz ağır koku, rüyalarımıza kadar giriyor. Var olan siyasi haritalar değişmediği müddetçe birçok mezara ulaşılamayacağının bilinci ve hüznüyle Dna merkezi'nden ayrılıp "Visoko 92 Şehitler Ailesi" adlı yerel yardım kurumunu ziyaret ediyoruz. İki kadın tarafından yönetilen, eşi savaş sırasında ölmüş mağdur kadınlara destek vermek amacıyla kurulmuş bir dernek burası. Dernek yöneticisi hanımefendilerin eşleri de savaş sırasında ölmüşler. Dernek yöneticileri ile birlikte şehirdeki bazı kadınları ziyaret ediyoruz. Hemen hepsinin kan donduran hikayeleri var. Kimi mahallesindeki erkeksizlikten ötürü kocasını kendi elleriyle gömmüş. Kimi mezardan cesedini çıkartırlar diye ormanlık alana saklamış. Kimi de hala Dna merkezi'nden bir haber bekliyor. Visoko, Bosna Hersek'in diğer tüm şehirleri gibi ortasından nehir akan bir şehir. Nüfusun çoğunluğu Boşnaklardan oluşuyor. Balkanlarda yiyebileceğiniz en güzel köfte ve böreği burada bulabilirsiniz. Bildikleri tek Türkçe kelimeler "Ben Türküm, Osmanlıyım" olan güzel insanlara rastlayacağınız, merkezi dahi kasabaya benzeyen bir şehir burası. Geceyi geçirdiğimiz pansiyondan yola çıkmak için hazırlandığımızda henüz güneş doğmamıştı. Bir saatlik yolculuğun ardından Konjic şehrine ulaştık. 17.yy'da 4.Mehmet tarafından yaptırılan ve yaşadığı savaşlar neticesinde ağır hasar gören, Mostar köprüsüne çok benzeyen ve geçtiğimiz yıllarda da TİKA tarafından restore edilen köprünün önünde, arabamızın ön kaputuna gazete kağıdı sererek hazırladığımız kahvaltı, sisli bir sabahın balkanlardaki en lezzetli anı olarak kalıyor zihinlerimizde. Köprünün birkaç yüz metre gerisinde topçu ateşiyle yıkılmış ve hala onarılmayan bir minare ile savaşta hiç hasar görmeyen çan kulesinin yan yana duruşu şehrin ve Bosna'nın tüm fotoğrafını temsil ediyor. Konjic, bugün hala mayınlı arazilerin bulunduğu ve can aldığı bir şehir. Muhteşem doğasının yanısıra, yoğun dağlık alan ve küçük çaplı kanyonlara da sahip. Tito'nun 50-60 yıl önce yaptırdığı ve geçtiğimiz yıllarda keşfedilen sığınak da bu şehirde yer alıyor. Sığınağa gittiğimizde kapıdaki görevliler henüz turizme açılmadığını ve bu sebeple ziyaret edemeyeceğimizi söylüyor. Sığınağın, elli kadar insanın altı ay boyunca oksijen ve sıvı ihtiyacını karşılayacak şekilde dizayn edildiği söyleniyor. Hersek, Neretva Irmağı'nın kenarına kurulu olan Bosna içindeki bölgeye verilen ad. Konjic de Hersek sınırları dahilinde, azımsanmayacak kadar Hırvat nüfusa ev sahipliği yapan bir şehir. Buradan Mostar'a doğru yola çıkıyoruz. Güneye indikçe artan Hırvat nüfusu ve muhteşem doğa manzarasıyla birlikte yolculuğumuz devam ediyor. Yolumuz uzun, hikayemiz de öyle. Mostar Neretva Irmağı'na yansıyan ahşap ev siluetleri, sakin balıkçı tenkeleri, yakından geçen trenin uğultusu ile ırmağın aktığı yöne doğru giden tek şeritli yol üzerinden şehre ilerliyoruz. Daha şehre

ulaşmadan, psikolojik savaşın sembolü konumundaki, Mostar'ın en yüksek tepesine kurulmuş ve kutsiyet atfedilerek artık geri dönüşü çok zor olan bir olayın kahramanı rolündeki dev Haç figürü ile karşılaşıyoruz. İtiraf etmek gerekirse bu manzara karşısında canımız sıkılıyor. Bir dinin sembolünün var olması değil bu. Göze sokulan şey, bu şehrin gerçek sahipleri olan Boşnakları tahrik edip, ölülerinizin üzerinde dans ediyoruz demekten başka bir şey değil. Mostar, mimari anlamda herhangi bir Anadolu kasabasından farksız bir şehir. Şehrin en büyük özelliği hemen her yerde görebileceğiniz kurşun izleri. Hani neredeyse gözünüzü kapatıp şehrin herhangi bir yerine bırakılsanız, gözünüzü açtığınızda ilk önce etraftan gelen kurşunlardan saklanmak için koşuşturursunuz. Böylesine canlı hatıralar barındırıyor. Burada sadece savaşın izleri yok, savaşın ta kendisi var. Mostar, Hersek'in en en önemli şehri. Nüfusun yarısını Boşnaklar yarısını da Hırvatlar oluşturuyor. Irmağın bir tarafında Boşnaklar diğer tarafında da Hırvatlar yaşıyor. Mostar, yalnızca bir körpü değil aynı zamanda böylesine stratejik bir ağırlık taşıyor omuzlarında. Savaştan önce %15-20 olan Hırvat nüfusu savaş sonrası %50 civarına gelmiş. Tahmin edileceği üzere Hırvat bölgesi hem ekonomik anlamda hem de şehir yaşamı anlamında daha iyi konumda. Bu noktada Hırvatistan'ın Mostar'ı kendi şehriymiş gibi görmesinin de payı büyük. Bunu anlamak için tabelalara bakmak bile yeterli. Bosna Hersek sınırlarında yer alan ve Hırvatistan şehirlerini gösteren yön levhalarında "HR" ibaresi yer alırken, Hırvatistan sınırlarında yer alan ve Bosna Hersek şehirlerini gösteren levhalarda "BIH" ibaresi yer almıyor. Mostar, 1992-1995 yıllarındaki savaşta Hırvatlar tarafından talan edilmiş bir şehir. Hemen her yerde mezarlıklar görebilirsiniz. Mezarların ortak özelliği ise; her birinde çocukların fazla oluşudur. Mostar'ın Boşnak Müslüman kısmında kalan alanda ise Türkiye Cumhuriyeti Başkonsolosluğu var. Mostar'da Başkonsolosluğu olan tek ülke Türkiye. Burayı da ziyaret edip çalışanlar ve Konsolos Metin Ergin bey ile görüşme yapıyoruz. Ülkemizin bu topraklar üzerindeki bütünleyici ve barışçıl rolünü anlatıyor bizlere. Metin bey oldukça nitelikli, iyi donanımlı ve bölgeye hakim bir insan. Konsolosluktan ayrıldığımızda hepimiz aynı şeyi söylüyoruz; iyi ki Metin bey gibi devlet görevlilerimiz var. Mostar, Boşnakça "eski köprü" anlamında kullanılan bir terim. 1993 yılında Hırvat topçu ateşi neticesinde tamamen yıkılıp yine Türk ustalar tarafından restore edilmiş bir köprü. Boşnaklar "Beyaz Kanatlı At" dermiş bu köprüye. Otuzun üzerinde vurulmuş ve en son 9 Kasım tarihindeki saldırılara dayanamayıp Neretva'nın kollarına bırakmış kendini. Birinin öldürmek, diğerinin hayatta kalmak için savaş verdiği ve o insanların bugün iç içe yaşadığı şehrin her yerinde Hırvatistan bayraklarını da görmek mümkün. Her kurşun izinde, çiçeklere renk veren çocuk gözleri var. Mostar, yetimliğini ağlıyor yaşlı gözlerimize. Şehrin içinde Potiçel adlı bir Türk köyü de mevcut. Safranbolu evleri ve köyün üzerine kurulmuş kale içimizi ısıtıyor. Şehrin biraz dışında kalan Blagaj Tekkesi'ne gidiyoruz. Dağ yamacına kurulmuş ve Avrupa'nın debisi en yüksek suyunun çıktığı, Osmanlı'ya ait bir tekkenin bulunduğu bir yer burası. Yol boyu uğradığımız Boşnak köylerinde karşılaştığımız manzara hep aynı; yıkık evler ve şarapnel izleri. Yüksek bir tepeye oturup, şehrin hüznünü dinliyoruz. Beni unutmayın diye iç geçiriyor Mostar.

Dubrovnik Mostar'dan ayrıldıktan yarım saat sonra sınır kapısına geliyoruz. Bosna Hersek çıkışındaki işlemlerimiz çok kısa sürmesine rağmen 10 metre ilerdeki Hırvatistan kapısında yaklaşık yarım saat bekletiliyoruz. Arından, dünyanın en saçma siyasi haritalarından birinin çizildiği Neum'a doğru yola çıkıyoruz. Neum, Hırvatistan içindeki 20 km'lik Bosna Hersek toprağı. Savaş sonrası Bosna Hersek'e verilmiş, deniz sınırı olmasına rağmen gümrük görevlileri dışında Bosna'ya ait pek bir şey göremiyoruz. Bosna'nın bu deniz üzerinde resmi olarak hakkı olduğu söylense de verilen bölge deniz ticareti açısından hiç de uygun değil. Zaten burada Bosna'nın limanı da yok. Öyle bile olsa limandan yükleyeceğiniz malzemeleri Bosna şehirlerine getirmek için Hırvatistan sınırından çıkartmak zorundasınız. Göstermelik bir kasaba burası. Haritaya baktığınızda Tüm Adriyatik sınırının Hırvatistan'da olduğunu ama Hırvatistan'ın Bosna Hersek'in yukarısında bulunduğunu göreceksiniz. Bir ülke düşünün ki denize ulaşana kadar tüm kara toprağına sahip ama denizi başka bir ülkeye. Adriyatik kıyıları, diğer adıyla Dalmaçya denilen bölge doğal güzellik bakımından dünyanın sayılı bölgelerinden biri. Hırvatların tüm deniz ticareti buradan gerçekleşiyor. Turistik anlamda dahi ülkeyi tek başına ihya edebilecek bir alan. Dubrovnik, Hırvatistan sınırının 90 km. ilerisinde yer alıyor. Yol boyunca Adriyatik içerisinde yüzlerce farklı ada size eşlik ediyor. Trsteno bölgesinde mola veriyoruz. Tüm bu doğal güzelliğin karşısında hissettiğimiz derin hüzün ve birilerinin çizdiği haritalar neticesinde kaybedilmiş toprakların şarkısı çınlıyor kulaklarımızda. Mostar'dan itibaren yol kenarlarında Katolik mezarları görüyoruz. Her şeyin sembolize edildiği coğrafyadaki yol kenarı mezarları buralar bizim demenin küçük bir ifadesidir. Trsteno'daki dev çınar ağacının hemen yanındaki mezardan bir mumluk alıyoruz. Bunun yanımıza bir hatıra almaktan çok daha büyük anlamı da var kuşkusuz.

Bölgede dikkat çeken en büyük şey ovaların tarım için kullanılması ve hiçbir şekilde yaşam alanına dahil edilmemesi oluyor. Dubrovnik'in girişindeki alt geçitin duvarında yazan "Çarşı" yazısı hepimizi tebessüm ettiriyor. Anarşist olmak bazen iyidir gibi tehlikeli sözler mırıldanıyoruz oldukça bilinçli şekilde. Duvrovnik'de bir Osmanlı şehri. Şehrin tüm turistik alanı tarihi kale ve çarşı içine kurgulanmış. Klasik tabirle buraya Akdeniz'in incisi demek bile yetersiz. Öylesine güzel bir şehir. Avrupa'nın diğer şehirlerine oranla neredeyse hiç yabancılık hissetmiyorsunuz. Kalenin içinde dar sokaklara açılan çıkışlar, sokakların uzun ve yüksek merdivenlerinin sergilediği estetik balkonlardan sarkan çiçeklerle muhteşem bir fotoğrafa dönüşüyor. Neredeyse her yerde bir Türk kafilesine rastlıyoruz. Kale içinde ayrıca Sırplar tarafından öldürülmüş Hırvat asker resimlerinin yer aldığı bir oda da mevcut. Balkanların ve Akdeniz'in en pahalı şehri. Teleferik ile tepeye çıkabilir, uzun yürüyüşler ile şehir merkezinin tamamını dolaşabilirsiniz. İnsanların savaş hakkında düşündükleri şeyler faklılık gösteriyor. Hırvatistan şehirleri Sırplar tarafından bombalanmış olsa da Boşnaklara karşı derin bir nefret besleyenleri görmek mümkün. Yine vicdan merkezli düşünüp, bu yaşanılanlar çok saçmaydı, neden hala birbirimizi öldürmek istiyoruz diye düşünen insanlara da. Devam edecek... Yazının ilk bölümünü buradan okuyabilirsiniz. Yazar Blogları için: Nurdal Durmuş: www.nurdaldurmus.com Gökhan Şimşek: www.gokhansimsek.com.tr Bu dökümanı orjinal adreste göster 4 Ülke 8 Gün. Yollar Bize Memleket [II]