BEYKENT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ



Benzer belgeler
2001 ve 2008 Yılında Oluşan Krizlerin Faktör Analizi ile Açıklanması

2017 YILI İLK ÇEYREK GSYH BÜYÜMESİNİN ANALİZİ. Zafer YÜKSELER. (19 Haziran 2017)

Günay Deniz D : 70 Ekim finansal se krizler, idir. Sinyal yakl. temi. olarak kabul edilebilir. Anahtar Kelimeler:

İŞGÜCÜ PİYASALARINDA MEVSİMLİK ETKİLER AZALIYOR

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Sayı: / 13 Aralık 2012 EKONOMİ NOTLARI. Akım Verilerle Tüketici Kredileri Defne Mutluer Kurul

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Ana Metal. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Mart

TARIM DIŞI İŞSİZLİK ARTIŞTA (Temmuz Ağustos - Eylül)

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

Cilt:7 Sayı: 1 Volume:7 Issue:1 ISSN: ISPARTA

Finansal Piyasa Dinamikleri. Yekta NAZLI

AYDIN TİCARET BORSASI

BÜRO, MUHASEBE VE BİLGİ İŞLEM MAKİNELERİ İMALATI Hazırlayan M. Emin KARACA Kıdemli Uzman

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

daha çok göz önünde bulundurulabilir. Öğrencilerin dile karşı daha olumlu bir tutum geliştirmeleri ve daha homojen gruplar ile dersler yürütülebilir.

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

OCAK 2019-BÜLTEN 12 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

INTERNATIONAL JOURNAL OF ECONOMIC STUDIES

Tablo 1. Seçilen Ülkeler için Yıllar İtibariyle Hizmetler Sektörü İthalat ve İhracatı (cari fiyatlarla Toplam Hizmetler, cari döviz kuru milyon $)

AYDIN TİCARET BORSASI

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Rapor N o : SYMM 116 /

GRAFİK 1 : ÜRETİM ENDEKSİNDEKİ GELİŞMELER (Yıllık Ortalama) (1997=100) Endeks 160,0 140,0 120,0 100,0 80,0 60,0 40,0 20,0. İmalat Sanayii

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

FİNANS PORTFÖY TÜRKİYE YÜKSEK PİYASA DEĞERLİ BANKALAR HİSSE SENEDİ YOĞUN BORSA YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2014

Vahap Tolga KOTAN Murat İNCE Doruk ERGUN Fon Toplam Değeri ,49 Fonun Yatırım Amacı, Stratejisi ve Riskleri

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

JAPON EKONOMİSİNİN ANA BAŞLIKLAR İTİBARİYLE ANALİZİ

AYDIN TİCARET BORSASI

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AYDIN TİCARET BORSASI

MALİYE ARAŞTIRMALARI DERGİSİ

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Asya Emeklilik ve Hayat A.Ş. Büyüme Amaçlı Katılım Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu (AGH)

Stratejik Düşünce Enstitüsü Ekonomi Koordinatörlüğü

Banka Kredileri ve Büyüme İlişkisi

Kurumsal Şeffaflık, Firma Değeri Ve Firma Performansları İlişkisi Bist İncelemesi

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

FİNANS PORTFÖY BIST-30 ENDEKSİ HİSSE SENEDİ YOĞUN BORSA YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU. Fon'un Yatırım Amacı

A Y L I K EKONOMİ BÜLTEN İ

Prof. Dr. Aydın Yüksel MAN 504T Yön. için Finansal Analiz & Araçları Ders: Risk-Getiri İlişkisi ve Portföy Yönetimi I

MOTORLU KARA TAŞITI, RÖMORK VE YARI-RÖMORK İMALATI Hazırlayan Orkun Levent BOYA Kıdemli Uzman

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Foreks Günlük Bülten 28 Eylül 2015

Durgunluğun Küresel Boyutta Yayılma Eğilimi. Doç. Dr. Kamil Yılmaz TÜSİAD-Koç Universitesi Ekonomik Araştırma Forumu Direktörü

ARALIK 2018-BÜLTEN 11 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

Makro Veri. TÜİK tarafından açıklanan verilere göre -5,6 puan olan dış ticaretin büyümeye katkısını daha yüksek olarak hesaplamamızdan kaynaklandı.

2017 OCAK-TEMMUZ AYLARI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

AYDIN TİCARET BORSASI

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Nisan 2013, No: 58

Ekonomi Bülteni. 2 Ocak 2017, Sayı: 1. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AYDIN TİCARET BORSASI

SEKTÖREL GELİŞMELER İÇİNDEKİLER Otomotiv. Beyaz Eşya. İnşaat. Turizm. Enerji. Diğer Göstergeler. Sektörel Gelişmeler /Ağustos

2017 OCAK-MAYIS AYLARI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

ŞUBAT 2019-BÜLTEN 13 MARMARA ÜNİVERSİTESİ İKTİSAT FAKÜLTESİ AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

AYDIN TİCARET BORSASI

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

AB Ülkelerinin Temel Ekonomik Göstergeleri Üye ve Aday Ülkeler

Araştırma Notu 11/111

AYDIN TİCARET BORSASI

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK ARAŞTIRMALAR

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

2012 Nisan ayında işsizlik oranı kuvvetli bir düşüş ile 2012 Mart ayına göre 0,9 puan azalarak % 9 seviyesinde

İKTİSADİ GÖRÜNÜM VE PARA POLİTİKASI. 25 Mayıs 2016 Ankara

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 MAYIS AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

ÖZGEÇMİŞ. GAÜ İşletme ve Ekonomi Fakültesi, Ekonomi Bölüm Başkanı

ÖZGEÇMİŞ. 7. Yayınlar 7.1. Uluslararası hakemli dergilerde yayınlanan makaleler (SCI & SSCI & Arts and Humanities)

SANAYİDE GELİŞMELER VE İSTİHDAM EĞİLİMLERİ. Pınar KAYNAK, Araştırmacı. Ozan Acar, Misafir Araştırmacı. Yönetici Özeti

Türkiye Makine ve Teçhizat İmalatı Meclisi

İŞLETMELERDE KURUMSAL İMAJ VE OLUŞUMUNDAKİ ANA ETKENLER

AYDIN TİCARET BORSASI

2017 YILI TÜRKİYE VE MALATYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER. Doç. Dr. Ahmet UĞUR Malatya Ticaret Borsası Akademik Danışmanı

TÜRKİYE İŞVEREN SENDİKALARI KONFEDERASYONU AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ

AYDIN TİCARET BORSASI

Ekim. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

FİNANSAL SERBESTLEŞME VE FİNANSAL KRİZLER 4

ANA METAL SANAYİİ Hazırlayan Leyla DOLUN Kıdemli Uzman

VAKIF PORTFÖY BIST30 ENDEKSİ HİSSE SENEDİ FONU (HİSSE SENEDİ YOĞUN FON)

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AYDIN TİCARET BORSASI

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

7. Orta Vadeli Öngörüler

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

AÇIKLANAN SON EKONOMİK GÖSTERGELERDE AYLIK DEĞERLENDİRME RAPORU

Özel Koşullar Requirements & Explanations Eğitim Fakültesi Fen Bilgisi Öğretmenliği

Enerji Dışı İthalatımızın Petrol Fiyatları ile İlişkisi

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Mevsimlik Çalışma Arttı, İşsizlik Azaldı: Nisan, Mayıs, Haziran Dönemi

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

Rakamlarla 2011'de Türkiye Ekonomisi

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Tüketici güveni yılın en düşük seviyesinde

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Mayıs 2013

BEYKENT ÜNİVERSİTESİ (İSTANBUL) BEYKENT UNIVERSITY (İSTANBUL)

Transkript:

A-PDF Merger DEMO : Purchase from www.a-pdf.com to remove the watermark ISSN: 1307-5063 BEYKENT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ BEYKENT UNIVERSITY JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES Sayı/ Volume : 1 Numara/ Number : 1 Yıl- Bahar/ Year- Spring : 2007

Değerli Araştırmacılar, Üniversitemiz, kuruluşunun 10. yılında 2. Bilimsel Dergisini Sosyal Bilimler Dergisi olarak sunmaktadır. Bir süre önce Fen ve Mühendislik Bilimleri Dergisi yayın hayatına başlamış ve çok büyük ilgi toplamıştı. Şimdi, Sosyal Bilimler dergimiz de aynı amaçla ve çok değerli bilim adamlarımızın titizlikle hazırladıkları makaleleriyle bilim aleminin takdirlerine sunulmaktadır. Bu suretle Üniversitemizin evrensel bilime katkı yapma misyonunu yerine getireceği gibi, ülkemizin bilimsel göstergelerini yukarı çekme çabalarına da katkıda bulunmuş olacağımıza inanıyorum. Bir bilimsel derginin uluslararası bilim indekslerinde yer alması çok önemlidir. Yayın hayatına yeni atılacak olan Sosyal Bilimler Dergimizin de hızla bu amacına ulaşacağına güvenim tamdır. İlgililerin bu yöndeki çabalarına Üniversite yönetimi tarafından her türlü katkının yapılacağından da emin olunması önemli bir taahhüdümüzdür. Üniversitemiz Bir Dünya Üniversitesi dir. Vizyonu ve misyonu ile bu temel amacı doğrultusunda ilerlemektedir. Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücünü yetiştirmenin yanı sıra, üstün nitelikli bilim adamları ile de dünya bilimine katkılar sağlanmakta, bilimsel bilgiyi üretmekte ve bu suretle toplumu aydınlatmakta ve bunları çağdaş dünya ile de paylaşmaktadır. Bu paylaşım ve aydınlatmanın onuru, şüphesiz ki en önemli rolü üstlenmiş olan, yapıtlarıyla Sosyal Bilimler Dergimiz i ortaya çıkaran, değerli araştırmacılarımızın olacaktır. Sosyal Bilimler Dergimiz ise, aynı zamanda gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte Üniversitemizin bilimsellikteki yerini belirlemede önemli rol oynayacaktır. İleri görüşlülüğü ve engin ülke sevgisi adına bu yönde yatırımlar yapmakta hiç tereddüt etmeyen ve en önemlisi dergimizin yayın hayatının sürekliliğinin garantisi olarak gördüğümüz Mütevelli Heyet Başkanımız Sayın Adem ÇELİK in diğer alanlarda olduğu gibi dergimizin sürekli yaşamasında da gereken katkılarını sürdüreceğine inancımız tamdır. Ayrıca, Sosyal Bilimler Dergisinin bu aşamaya gelmesine katkıları olan tüm araştırmacıları ve çalışanlarımızı kutluyor ve teşekkürlerimi sunuyorum. Sosyal Bilimler Dergimizin de bilim alemine yararlar getirmesini diliyorum. Yine bu cümleden olmak üzere Beykent Üniversitesi nin bilim, teknoloji ve sanatla topluma evrensel katkıyı hedefleyen çağdaş anlayışımızın sürmesini ve pusulamızın bize hep bu yönde yol gösterici olmasını diliyorum. Saygı ve Sevgilerimle, Prof. Dr. Cuma BAYAT Rektör

In the 10th year of its foundation, Beykent University presents its 2nd journal of science as The Journal of Social Sciences. The Journal of Science and Technology which was published some time ago attracted great attention. Now The Journal of Social Sciences which involves articles written by talented scientists with a great care, has been presented to the appreciation of science with the same goal. I believe that by issuing this journal, Beykent University fulfills its mission of contributing to universal science and and also helps our country to raise Turkey s scientific prowess. It is important for a scientific journal to be included in scientific indexes. I am sure that our newly issued journal will reach its goal rapidly. It is guaranteed that the university administration will contribute to the efforts of the people concerned in every aspect. Beykent University is a World University. It is developing in this direction with its vision and mission. Besides developing high quality graduates which our country needs, it also makes contributions to universal science with highly qualified scientists and promotes scientific discovery. With the help of these discoveries, it illuminates society and shares this information with the contemprorary world. The honour of this illumination and sharing will definitely belong to our researchers who have the most important role and have issued The Journal of Social Sciences. The Journal will take a crucial role in defining the scientific place of Beykent University both in the national and international arena. We strongly believe that the Chairman of The Trustee Committee Adem Çelik who has no doubt in making an investment in this field for the sake of farsightedness and patriotism, will continue to contribute to the issuing of the journal. Additionally, I congratulate and thank all the researchers and personnel who have supported The Journal of Social Sciences. I hope The Journal of Social Sciences will bring benefit to science and I hope Beykent University will keep its contemprorary understanding together with science, technology and art. Prof. Dr. Cuma BAYAT Rector

PROFESÖRLER DE YAZAR Bilimsel yayın çalışmalarında, 1980 li yılların bekle-gör ile geçtiği söylenebilir. Yurt dışındaki dergilerde yayını olmayanlara ve gelişen üniversitelerde görev almayanlara akademik yükseltme olanakları kısıtlandı. Bilim insanları dergi arayışına giriştiler 1990 lara girerken akademik unvanlarda oluşturulan bu baraj yıkıldı, yoğun akademik yükseltmeler gündeme geldi. İzleyen dönemde, genç akademisyenlerde, puan avı başladı. Kim, nerede, ne kadar yayın yapmış? Marx, Kapital ini yazarken, Engels tavsiyelerde bulunuyormuş: Kitabını, mümkün olduğu kadar şekil ve grafiklerle doldur. Çünkü bu. Almanlar, kitabın içine değil dışına bakarlar. Yakın zamanda ise, sıfırcı rektörler medyatik olmaya başladı. Bundan maksat, alanında S/SICI vb. dergilerde yayın yapılmamış olmasıydı. Yönetimsel görevlerin bilimsel yayın çalışmalarını aksattığı bir gerçektir. Ancak, bu tür medyatik baskılar, bu defa, etik olmayan piggyback tarzı çalışmaları veya bir başkasının çalışmasına marjinal ortak olma arayışlarını da arttırabilir. Varılan bugünkü aşamada, daha ziyade, akademik kariyer bekleyişi olanların yayın yaparak puan toplamaya çalıştıkları anlayışının dışına çıkılmaya başlandığı söylenebilir. Ancak, nitelik ve niceliğine bakmaksızın S/SCI vb. dergilere olduğundan daha fazla bir anlam yükleyerek, diğer dergilerdeki bilimsel çalışmaları küçümsemek, doğru bir yaklaşım olarak nitelendirilemez. Bu yaklaşımımızla, Sosyal Bilimler Dergisi ne gelmek istiyoruz: Dergimizde makale kabul süreci şu şekilde işlemektedir: 1. Dergimize gelen makalelerin, yayın kriterlerimize uygunluğu ile ilgili ön değerlendirmeler yapıldıktan sonra, geliş sırasına uygun olarak numaralandırılmaktadır. 2. Değerleme kriterleri eşliğinde, makaleler, isimsiz olarak, bilgimiz dahilindeki alanında uzman olan yurt içi ve dışı üç hakeme gönderilmektedir. 3. Yapılan hakem değerlendirmelerinin düzeltme talepleri, ilgili bilgi notuyla yazara gönderilmektedir. 4. Önemli düzeltme talepleri halinde, ilgili hakeme tekrar dönülmektedir. Yayın için, tüm hakemlerden olur alınmaya çalışılmaktadır. 5. Yayın kurulu olarak, ek taleplerimiz varsa, bunlar yazara intikal ettirilmekte ve onayı alınmaktadır. 6. Tüm değerlendirmeler, beş yıl süreyle bilgisayar çıktısı olarak ve sanal ortamda muhafaza edilecektir. Bu sayımıza, kırktan fazla makale gelmişti. Bunların bir bölümü ilk değerleme aşamasında, ikinci bölümü, iki hakemden yayınlanamaz notu veya düzeltme taleplerine rağmen, önemli düzeltmeler yapılmaması nedeniyle, üçüncü gurup ise, yoğun düzeltme talepleriyle elendi. Bu son bölümde yer alanlar, ek düzeltmeler sonrası, ikinci sayıda yayın olanağı bulabilir. Üniversitemizin 10. yıl kutlamaları çerçevesinde yayın hayatına başlayan Sosyal Bilimler Dergisi nin doğuşunda teşviki ve emeği geçen, başta Sayın Mütevelli Heyet Başkanı ve Sayın Rektörümüzle Senatomuzun sayın üyelerine, tüm sayın yazar, hakem, yayın ve danışma kurulları üyeleriyle ile kapak dizaynı, yayın ve teknik sekretaryaya çok teşekkür ederim. Bir diğer teşekkürüm ise, sayın genel yayın yönetmen yardımcılarıma olacaktır. Tüm çalışmaların, her kelimesini ve noktalamasını gözden geçirdiler. Buna rağmen, görülebilecek aksaklıklar, tamamen tarafımıza aittir. Bu vesileyle, Sonbahar daki ikinci sayı için, yeni çalışmalarınızı ve yapıcı eleştirilerinizi bekler, dergimizi okuyarak, bu doğum gününe katıldığınız için, çok teşekkür ederiz. Prof. Dr. Muhittin KARABULUT Genel Yayın Yönetmeni

PROFESSORS WRITE, TOO! It could be said that regarding academic publication studies, the 80 ies went by a wait-and-see attitude. The opportunities for academic promotions were limited to those who did not have publications in foreign journals and to those who were not appointed in developing universities. Entering the 90ies, this blockage, formed on academic titles, was collapsed; intensive academic promotions were on the agenda. The hunt for points began for the young academicians during the following period. Who had how many publications on which journal? While Marx had been writing Das Kapital, Engels had given him recommendations: Fill your book with as many graphics and schemes as possible. Because these. Germans look at the cover, not at the content. Recently, the rectors who don t have any publishing, have become popular in the media. In other words they haven t published anything in S/SCI etc. issues about their fields. It is true that managerial duties hinder academic publication studies. However, this type of popular pressure may amplify unethical piggyback studies or may amplify pursuits to be a marginal partner to another person s study. It may well be said that recently, the mentality regarding people with academic aspirations and their efforts to gain points by making publications, has been rather surpassed. Yet, without looking at the quality and the quantity, conveying meaning to journals such S/SCI more than they already have or underestimating other academic works published on other journals can not be described as a correct approach. With this approach of our own, we would like to come to our referee- journal: The Journal of Social Sciences. The process of admission of articles into our journal is as follows: Having been pre-assessed according to conformity to our criteria of publishing, the articles that are submitted to our journal are numbered in line with their date of submission. Accompanied by evaluation criteria, the anonymous articles are sent to three expert referees, local and international. The correction requests of referee evaluations are sent to the author attached with the concerning information. In case of important correction requests, the referee concerned is consulted again. It is essential that all referees say okay in order for the article to be published. In case we have further requests as the Board of publication, these requests are communicated to the author. All evaluations are kept as both print outs and digital files. For this issue, more than forty articles were submitted. Part of them was eliminated during preassessment stage; the second part was eliminated because important corrections were not made despite the correction requests and ineligible notes of two referees; the third group was eliminated due to intensive corrections requests. Those which are put on the last group may have the opportunity for publication after further corrections are made. I must gratefully thank firstly to our Chairman of the Board of Trustees; to our Rector; to the members of our senate; to the authors, referees; to each and every member of the Advisory Committee and the Board of Publication as well as the cover design and the technical and publishing secretariat, for their efforts and encouragement in making The Journal of Social Sciences that has started its publication life in line with The Tenth-Year Anniversary of our university. I must also gratefully acknowledge the help of Assistant Directors of Publication. They scanned every word and punctuation of all writings. Nevertheless, we hold responsibility for potential mistakes. By this mean, for the second issue of Fall edition, we expect your new articles and constructive criticisms, and we would like to thank you for your contribution to our birthday by reading our journal. Prof. Dr. Muhittin KARABULUT Editor-in- Chief

BEYKENT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER DERGİSİ BEYKENT UNIVERSITY JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES SAHİBİ / PROPRIETOR: Prof. Dr. Cuma BAYAT (Beykent Üniversitesi adına/ On Behalf of Beykent University) GENEL YAYIN YÖNETMENİ EDITOR -IN-CHIEF: Prof. Dr. Muhittin KARABULUT GENEL YAYIN YÖNETMEN YARDIMCILARI VICE EDITORS: Prof. Dr. Günay KARAAĞAÇ Doç. Dr. Veysel KILIÇ YAYIN SEKRETERİ PUBLISHING SECRETARY Mihriban MİRAP YAYIN KURULU PUBLISHING BOARD: Prof. Dr. Erol EREN Prof. Veysel GÜNAY Prof. Dr. Can İKİZLER Prof. Dr. Emin ÖZBAŞ Prof. Dr. Selahattin SARI DANIŞMA KURULU ADVISOR COMITTEE: Prof. Dr. Yusuf Ziya AKSU Prof. Halis BİÇER Prof. Dr. Mustafa DELİCAN Prof. Dr. Mümin ERTÜRK Prof. Dr. Adem GENÇ Prof. Dr. Mehmet Fikret GEZGİN Prof. Dr. Esat HAMZAOĞLU Prof. Dr. Tamer İNAL Prof. Dr. Cevdet KÜÇÜK Prof. Dr. Ebru PARMAN Prof. Dr. Ünsal OSKAY Prof. Remzi SAVAŞ Prof. Dr. Ayten SÜRÜR Her hakkı saklıdır. Sosyal Bilimler Dergisi yılda iki kez yayımlanan, bilimsel hakem kurulu olan bir yayındır. Sosyal Bilimler Dergisinde yayımlanan makalelerdeki görüş ve düşünceler yazarların kişisel görüşleri olup, hiçbir şekilde Sosyal Bilimler Dergisinin veya Beykent Üniversitesi nin görüşlerini ifade etmez. Sosyal Bilimler Dergisine gönderilen makaleler iade edilmez. ISSN: 1307-5063 Beykent Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sıraselviler Cad. No: 111 PK:34437 Taksim/ İSTANBUL Tel: 0212 243 02 71-73- 77 Faks: 0212 243 02 78 www.beykent.edu.tr

, BU SAYININ HAKEMLERİ/ REFREES OF THIS ISSUE Prof. Dr. Halil AKDENİZ...Anadolu Üniv. GSF (Resim) Prof. Dr. Asuman AKDOĞAN...Erciyes Üniv. İİBF (İktisat) Prof. Dr. Cafer Tayyar ARI...Uludağ Üniv. (Uluslar arası İlişkiler) Prof. Dr. Atilla ATAR...Anadolu Üniv. GSF (Resim) Prof. Dr. Aydın AYAN...Mimar Sinan Üniv. GSF (Resim) Prof. Dr. Mustafa AYSAN...İstanbul Üniv. (işletme) Prof. Dr. Nazlı BAYRAM...Anadolu Üniv. İletişim (Sinema-TV) Prof. Dr. Münevver Ölçüm ÇETİN...Marmara Üniv. Prof. Dr. Beril DEDEOĞLU...Galatasaray Üniv.(Uluslararası İlişkiler) Prof. Dr. Mustafa DELİCAN...Beykent Üniv. (Uluslar arası İlişk.) Prof. Dr. Vahdettin ENGİN...Beykent Üniv. (Uluslar arası İlişk.) Prof. Dr. İlhan ERDOĞAN...İstanbul Üniv. (işletme) Prof. Dr. Öner ESEN...İstanbul Üniv. (işletme) Prof. Dr. Nurullah GENÇ...Kocaeli Üniv. Prof. Dr. Zafer GENÇAYDIN...Hacettepe Üniv. GSF (Resim) Prof. Dr. Ahmet GÖKÇEN...İstanbul Üniv. İİBF (İktisat) Prof. Dr. Ersan İLAL...Kültür Üniv. (İletişim) Prof. Dr. Atilla İLKYAZ...Gazi Üniv. GSF (Resim) Prof. Dr. Ahmet İNCEKARA...İstanbul Üniv. İİBF (İktisat) Prof. Dr. Günay KARAAĞAÇ...Beykent Üniv. (Türk Dili ve Edeb.) Prof. Dr. Ünsal OSKAY...Beykent Üniv. (ileşitim) Sinema-TV Prof. Dr. İzzettin ÖNDER...İstanbul Üniv. İİBF (İktisat) Prof. Dr. Ferhat ÖZGÜR...Hacettepe Üniv. GSF (Resim) Prof. Dr. Hasan ÖZYURT...Karadeniz Teknik Üniv. İİBF (iktisat) Prof. Dr. Mahmut PAKSOY...İstanbul Üniv. (İşletme) Prof. Dr. Işıl PEKDEMİR...İstanbul Üniv. (işletme) Prof. Dr. Recep PEKDEMİR...İstanbul Üniv. (işletme) Prof. Dr. Mümtaz SAĞLAM...Dokuz Eylül Üniv. GSF. (Resim) Prof. Dr. Selahattin SARI...Beykent Üniv. İİBF (iktisat) Prof. Dr. Hüner ŞENCAN...İstanbul Üniv. (işletme) Prof. Dr. Ahmet TAŞAĞIL...Mimar Sinan Üniv.Fen-Edeb. (Tarih) Prof. Dr. Mehmet Şükrü TEKBAŞ...İstanbul Üniv. (işletme) Prof. Dr. Şermin TEKİNALP...Kültür Üniv. (İletişim) Doç. Dr. Arman TEVFİK...Beykent Üniv. İİBF (İktisat) Prof. Dr. Enar TUNÇ...Kadir Has Üniv. İİBF (Üretim Yön.) Prof. Dr. Münevver TURANLI...İstanbul Ticaret Üniv. (İstatistik) Prof. Dr. Tansel TÜRKDOĞAN...Gazi Üniv. GSF (Resim) Prof. Dr. Gönül UÇELE...Bahçeşehir Üniv. (İng. Dili ve Edeb.) Prof. Dr. Hayri ÜLGEN...İstanbul Üniv. (işletme) Prof. Dr. Bülent VARDAR...Marmara Üniv. GSF (Sinema- TV) Prof. Dr. Ertan YILMAZ...Dokuz Eylül Üniv. (iletişim)

KAPSAM/ SUBJECTS İşletme Yönetimi/ Management Ulusal ve Küresel Yönetim/National and Global Management Ulusal ve Küresel Pazarlama/National and Global Marketing Reklam ve Halkal İlişkiler/Advertising and Public Relations Mağaza ve Zincir Mağazacılık/Store Management and Chain Stores Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi/Logistics and Supply Chain Management Finans ve Bankacılık/Finance and Banking Muhasebe/Accounting Üretim ve Teknoloji/Production and Technology İnsan Kaynakları/ Human Resources İktisat ve Ekonomi Politik/ Economics and Political Economy Sektörel Yönetim/ Sectorial Management Kamu Yönetimi/ Public Adminstration İktisat ve Ekonomi Politik/ Economics and Political Economy Turizm/Tourism Hastane Yönetimi/Hospital Management Eğitim Yönetimi/Education Management Uluslararası İlişkiler/International Relations Hukuk/Law Eğitim Bilimleri/ Education Sciences Tarih/History Türk Dili ve Edebiyatı/ Turkish Language and Literature Psikoloji/ Pyschology Sosyoloji/ Sociology Antropoloji/ Antropology İngiliz Dili ve Edebiyatı/English Language and Literature Bilişim Sistemleri Yönetimi/Information Systems Management Güzel Sanatlar/Fine Arts Tekstil ve Moda/Textile and Fashion İletişim/ Communication Sinema-TV/Cinema-TV Tiyatro-Theatre Uygulamalı Araştırmalar/Applied Research Vak a Analizleri/Case Analysis

İÇİNDEKİLER/ CONTENTS Sayfa No Türkiye deki Para Krizlerinin Reel Değişkenlerle Sinyal Yaklaşımıyla Öngörülebilirliği Bülent ÖZ Sami TABAN..1-28 Türkiye de Enerji Tüketiminin Ekonomik Büyüme Üzerindeki Etkisi Erman ERBAYKAL 29-44 Vergi Politikaları ve İktisadi Gelişme İlişkisi: Türkiye Üzerine Zaman Serileri Analizi (1987-2002) Bilal KARGI...45 81 Enerji Kaynaklarından Petrol ve Doğalgazdaki Tekel Oluşumları Kamil USLU, İlyas SÖZEN, A. Alkan ÇELİK..82 107 Atatürkçü Düşünce Sistemi ve Avrupa Birliği Değerleri Sait YILMAZ...108 152 Köktenci Sanatta Devrimsel Gelgit: Kavram İmge Diyalektiği Adem GENÇ.....153-175 Kimliğin Anlatım Aracı Olarak Sanat Aytül PAPİLA..176 190 Düşünce, İnsan Dili ve Sanat Dili Cengiz ASİLTÜRK...191 213 Küreselleşme ve Sinema Burak BUYAN..214 226 Fakir Baykurt un Hikâyelerinde Tema Mehmet Fetih YANARDAĞ 227 263 Textual Properties Veysel KILIÇ...264 275 Yayın Kuralları / Publication Regulations and Communication...276-284

Sosyal Bilimler Dergisi / Journal of Social Sciences 1 (1), 2007, 1-28 BEYKENT ÜNİVERSİTESİ/ BEYKENT UNIVERSITY TÜRKİYE DEKİ PARA KRİZLERİNİN REEL DEĞİŞKENLERLE SİNYAL YAKLAŞIMIYLA ÖNGÖRÜLEBİLİRLİĞİ Bülent Öz Sami Taban ÖZET Son yıllarda, dünyada yaşanan finansal krizler ve bu krizlerin özellikle az gelişmiş ülkelerde ortaya çıkarmış olduğu ekonomik maliyetler, krizlerin önceden öngörülüp öngörülemeyeceği konusunda teorik ve ampirik düzeyde yeni çalışmaların yapılmasını teşvik etmiştir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye de yaşanan para krizlerinde (1994 ve 2001), reel ekonomi göstergelerinin bir erken uyarı görevi üstlenip üstlenmediğinin sinyal yaklaşımıyla ortaya konulmasıdır. 1990:1-2005:2 dönemi 13 reel ekonomi değişkeni kullanılarak yapılan çalışmanın sonuçları, iki değişken hariç, diğer tüm reel göstergelerin öncü değişken olarak kullanılabileceğini göstermiştir. Ayrıca, analizde kullanılan reel göstergelerin yaklaşık yüzde 70 i para krizlerinin ortaya çıkmasında sinyal vermiştir. Anahtar Kelimeler: Öncü göstergeler, reel ekonomi göstergeleri, sinyal yaklaşımı, erken uyarı. ABSTRACT In recent years, financial crises have emerged in the World and the economic costs of these crises, especially, in the developing countries have encouraged new studies in terms of theoretical and empirical whether the crises are early predictable. The aim of this study is to explain whether real economic indicators are evaluated within the early signal system of Turkey s past currency crises (1994 and 2001) using the signal approach. The results of the study have indicated that all the variables, except two, could be used as an early warning indicators by using 13 real economic variables during the period of 1990:1-2005:2. Moreover, in the analysis, real indicators have revealed about 70 percent signal in the occurance of currency crises. Keywords: Leading indicators, real economic indicators, signal approach, early warning. Araş.Gör. Dr. K.Maraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü. Doç.Dr. K.Maraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü. staban@ksu.edu.tr

Türkiye deki Para Krizlerinin Reel Değişkenlerle Sinyal Yaklaşımıyla Öngörülebilirliği 1.GİRİŞ Dünyada, 1980 lerde başlayan finansal piyasaların küreselleşmesi ve entegrasyonu, 1990 lı yıllarda daha da hızlanarak devam etmiştir. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak, Türkiye dahil dünyanın farklı bölgelerinde (1992-1993 de Avrupa ülkelerinde, 1994-1995 de Meksika da, 1997-1998 de Asya ülkelerinde, 1998 de Rusya da, 1999 da Brezilya da ve 2001 de Arjantin de) değişik tipte finansal krizler yaşanmıştır. Dünyanın birçok yerinde ortaya çıkan bu tip krizler, krizlerin nedenlerini ve krizle ilgili politika önerilerini içeren teorilerin geliştirilmesine katkıda bulunmuşlardır. Kriz teorileri, krizlerin ortaya çıktığı dönemler açısından iki grupta toplanmaktadır. Birinci grupta, 1980 li yıllarda Latin Amerika Ülkelerinde ortaya çıkan krizleri açıklamak amacıyla geliştirilen teoriler yer alırken, ikinci grupta ise, 1990 lı yıllar boyunca, Türkiye dahil olmak üzere dünyanın çeşitli bölgelerinde meydana gelen krizleri açıklayan teoriler yer almaktadır (Atik, 2006:333). Finansal krizlerin özellikle azgelişmiş ülkeler üzerinde olumsuz ve derin etkiler yaratması, ekonomistlerin ve politika yapıcılarının dikkatlerini bu krizlerin önceden öngörülüp- öngörülemeyeceği noktasına çevirmelerine neden olmuştur. Dolayısıyla, bu konuda, teorik ve ampirik düzeyde yeni çalışmaların sayısı hızla artmaktadır. Bu çalışmalarda, kriz sinyalleri konusunda öncü göstergelerin neler olduğu ve bu sinyallerden yola çıkılarak, belirli bir krizin çeşitli istatistiksel yöntemlerle öngörülebilirliği araştırılmaktadır. Bu çalışmada, Kaminsky vd., (1998) in geliştirdikleri sinyal yaklaşımı yöntemiyle Türkiye nin Nisan 1994 ve Şubat 2001 de yaşamış olduğu parasal krizlerde, reel ekonomi göstergelerinin bir erken uyarı görevi üstlenip üstlenmediği ortaya konulmaktadır. Bu bağlamda, çalışmanın birinci ve ikinci bölümünde, sırasıyla, önce ampirik literatürün bir değerlendirilmesi yapılmakta, sonra da çalışmanın yöntemi hakkında bilgi verilmektedir. 2 Sosyal Bilimler Dergisi 1 (01), 2007, 1-28

Bülent Öz, Sami Taban Çalışmanın son bölümünde ise, konuyla ilgili uygulama sonuçları yer almaktadır. 2. LİTERATÜR ÖZETİ Ülkelerin geçmişte yaşadıkları kriz dönemlerinde, öncü göstergelerin bir kriz erken uyarı sinyali taşıyıp taşımadığını test etmek için, ampirik çalışmalarda birçok öncü göstergeden faydalanıldığı ve çalışmaların çoğunda, öncü gösterge olarak finans göstergelerinin yanında, reel öncü göstergelerinin de kullanıldıkları görülmektedir. Bu konudaki çalışmalara, Dornbusch vd., (1995), Edin ve Vredin (1993), Edwards ve Montiel (1989), Edwards ve Santaella (1993), Eichengreen vd., (1995), Frankel ve Rose (1996), Heun ve Schlink (2004), Kaminsky ve Reinhart (1996), Krugman (1996), Milesi, Maria ve Razin (1998), Ötker ve Pazarbaşıoğlu (1994), Sachs vd., (1996), Berg ve Pattillo (1999), Kaminsky (1999), Goldstein ve diğerleri (2000), Kamin vd., (2001), Lau ve Yan (2002), Khusaini (2002), Burkart ve Coudert (2002), Zhuang ve Dowling (2002) in çalışmaları örnek gösterilebilir. Bu çalışmalarda, reel göstergeler olarak çoğunlukla, büyüme oranı, işsizlik, istihdam, enflasyon ve hisse senedi fiyatlarındaki değişikliklerin ağırlıklı olarak kullanıldığı göze çarpmaktadır. Kaminsky vd., (1998) gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanan finansal krizlerde kullanılan öncü göstergelerin performanslarını incelemek amacıyla, araştırmalarında çeşitli ülkeler üzerine yapılmış 17 ampirik uygulamaya yer vermişlerdir (Bu uygulamalar, yukarıda bahsedilen çalışmaların çoğunu kapsamaktadır). Bu çalışmalarda kullanılan reel öncü göstergelerin performans düzeylerine ait bulgular, Tablo 1 de sunulmaktadır. 3 Journal of Social Sciences 1 (01), 2007, 1-28

Türkiye deki Para Krizlerinin Reel Değişkenlerle Sinyal Yaklaşımıyla Öngörülebilirliği Tablo 1. Reel Göstergelerin Performansları Değişkenler Çalışmalarda İstatistiksel olarak anlamlı kullanılma sayısı sonuçlananlar Enflasyon* 5 5 Reel GDP Büyüme Oranı 9 5 Üretim Açığı 1 1 İstihdam/İşsizlik** 3 2 Hisse Senedi Fiyatlarındaki 1 1 Değişiklikler * İstatistiksel olarak sonucun anlamlı çıkması, enflasyondaki bir artışın kriz olasılığını azalttığı anlamını taşımaktadır. **İstatistiksel olarak sonucun anlamlı çıkması, istihdam artışının kriz olma riskini azalttığı anlamına gelmektedir. Kaynak: G. Kaminsky, S. Lizondo ve C. M. Reinhart, 1998: 44-45. Tablo 1 de görüldüğü gibi, büyüme, enflasyon ve istihdam/işsizlik göstergeleri, bu çalışmalarda en fazla kullanılan reel değişkenler arasında yer alırken, bunlara ilişkin istatistiksel sonuçlar, bu göstergelerin, reel krizlerin tahmin edilmesinde önemli bir işlev yüklendiklerini göstermektedir. Reel ekonomi göstergelerinin para krizleri için bir öncü gösterge niteliği taşıyıp taşımadığına ilişkin bazı çalışmalara Türkiye de de rastlamaktayız. Örneğin bu çalışmalardan birisi, Değirmen vd., (2006) tarafından yapılmıştır. Sinyal yaklaşımı kullanarak yaptıkları çalışmalarında, öncü reel değişkenler olarak IMKB fiyat endeksi, sanayi üretim endeksi, sanayi sektörü özel kesim istihdamı, reel ücretler ve ihracatın ithalatı karşılama oranını kullanmışlardır. Yazarlar, istihdam göstergesi dışında, diğer reel göstergelerin kriz öncü göstergeleri olarak kullanılabileceklerini ortaya koymuşlardır. Kar ve Taban (2006), 1990.1-2005.2 dönemine ilişkin üç aylık verilerden faydalanarak, reel ekonomi göstergelerinin Türkiye deki parasal krizlerin öngörülmesinde ne derecede öncü bir role sahip olduklarını, grafiklerle analiz etmeye çalışmışlardır. 13 reel ekonomi göstergesinin kullanıldığı çalışmada, 4 Sosyal Bilimler Dergisi 1 (01), 2007, 1-28

Bülent Öz, Sami Taban değişkenlerin büyük çoğunluğunun eşanlı ve geciken değişken niteliğinde olduğu görülmüştür. Diğer bir ifadeyle, reel ekonomi göstergelerinin büyük bir çoğunluğunda, kriz öncesi dönemde anormal bir hareket gözlenmediği tespit edilmiştir. Gerni vd., (2005), çalışmalarında, 1990-2004 dönemi aylık verilerinden hareketle, erken uyarı sistemleri çerçevesinde Türkiye deki ekonomik krizlerin analizini yapmaya çalışmışlardır. Doğrusal olabilirlik (LPM) ve Logit modellerin birlikte kullanıldığı çalışmada, finansal göstergeler yanında, sanayi üretim indeksi, ihracatın ithalatı karşılama oranı ve İMKB 100 indeksi olmak üzere üç reel ekonomi göstergesi kullanılmıştır. Sanayi üretim indeksinin diğer kullanılan iki reel değişkene göre istatistiki açıdan krizi öngörmede en iyi anlamlı değişken olduğu bulunmuştur. Üçer vd.,(1998), çalışmalarında, Türkiye deki 1994 para krizinin öncü göstergelerini, üçer aylık veri kullanarak 1989-1997 dönemi için incelemişlerdir. Toplam 19 değişkenin kullanıldığı çalışmada (bunların 12 sini Kaminsky vd. nin (1998) in kullandıkları değişkenler oluşturmaktadır), reel göstergeler olarak üretim ve hisse senedi fiyatlarındaki değişim, ihracat, ithalat ve ihracatın ithalatı karşılama oranlarını veren göstergeler kullanılmıştır. Bu göstergeler içerisinde, hisse senedi fiyatlarındaki değişimin, ihracat ve ihracatın ithalata oranının, 1994 para krizini öngörmede en iyi anlamlı değişkenler olduğu vurgulanmıştır. Bozkurt ve Dursun (2006) ise, 1990.1-2005.7 dönemi aylık verilerini kullanarak, Türkiye deki para krizlerinin öncü göstergelerini sinyal yöntemi kullanarak belirlemeye çalışmışlardır. Birçok değişkenin kullanıldığı çalışmada, reel göstergeler olarak enflasyon ve ihracatın ithalatı karşılama oranları kullanılmıştır. Bu iki reel değişkenden para krizlerini öngörmede en öne çıkan değişkenin, ihracatın ithalatı karşılama oranı olduğu görülmüştür. 5 Journal of Social Sciences 1 (01), 2007, 1-28

Türkiye deki Para Krizlerinin Reel Değişkenlerle Sinyal Yaklaşımıyla Öngörülebilirliği 3. SİNYAL YAKLAŞIMI Son yıllarda gelişmekte olan ülkelerdeki para ve bankacılık krizlerini tahmin etmek için, erken uyarı sistemlerini geliştirici birçok çalışma yapılmıştır. Literatürde para krizlerinin tahmininde yaygın bir şekilde kullanılan yöntemlerden biri Kaminsky vd., (1997, 1998) ve Kaminsky ve Reinhart (1996) tarafından geliştirilen sinyal yaklaşımı (signal approach) ve diğeri ise Frankel ve Rose (1996), Berg ve Pattilo (1998), Demirgüç-Kunt ve Detragiache (1997, 2000), Hardy ve Pazarbaşıoğlu (1998) ve Rossi (1999) gibi yazarlar tarafından kullanılan Logit/Probit model yaklaşımlarıdır. Kaminsky nin önderlik yaptığı sinyal yaklaşımı, her bir göstergenin tek tek analiz edildiği ve optimal eşik değerlerinin ayrı ayrı hesaplandığı bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımda, her bir değişkenin krizi öngörme kabiliyeti hesaplanırken, hesaplanan eşik değerlerini aşıp aşmadıkları incelenmektedir. Diğer taraftan, logit/probit modeller ise, açıklayıcı değişkenlerin birlikte ele alınarak tahmin edildiği çok değişkenli yaklaşımlardır. Çok değişkenli bu modellerin avantajı, farklı değişkenler arasındaki korelasyonların gözetilmesi ve açıklayıcı değişkenlerin istatistiksel anlamlılıklarının kolay test edilmesidir (Oka, 2003:20). Ancak, bu modellerin büyük örneklem gerektirmesi ve öncü değişkenlerin hangisinin krizi açıklama gücünün daha yüksek olduğu konusunda bilgi vermemesi, bu yaklaşımın eksik yönlerini oluşturmaktadır (Değirmen vd., 2006:473). Bu çalışmada, analiz yöntemi olarak Kaminsky vd., (1998) tarafından geliştirilen sinyal yaklaşımı kullanılmaktadır. Bu yöntemin seçilmesinin nedeni, IMF in yakın izleme faaliyetlerinin bir parçası olarak kullanılması ve diğer modellerin (logit ve probit modeller) aksine, değişkenlerin krize ilişkin bireysel etkinliklerinin anlamlı bir şekilde sıralanabilmesi, yani bir gösterge hakkında niteliksel bir değerlendirme yapılabilmesine izin vermesidir. Ayrıca bu yöntemin diğer bir üstünlüğü de bireysel bir göstergenin normal 6 Sosyal Bilimler Dergisi 1 (01), 2007, 1-28

Bülent Öz, Sami Taban seviyesinden sapma derecesi hakkında bilgi verebilmesidir (IMF, 2002: 49; Rabe, 2000: 40) Yöntemin ilk aşamasında, her bir göstergenin para krizlerini öngörme yeteneğini göstermesi için, kriz öncesi bir dönem olarak sinyal penceresi (signalling window) belirlenmektedir. Bu pencere ne çok dar ne de çok geniş tutulmalıdır. Çünkü sinyal penceresi çok geniş tutulduğunda, kriz ile alınan sinyal arasındaki ilişkinin güvenilirliği azalırken, çok dar tutulduğunda ise, sinyal alınmasıyla krizi önleyici bazı tedbirlerin alınması arasındaki zaman yeterli olmayabilir. Dolayısıyla sinyal ile kriz arasındaki ilişkinin anlamlı bir şekilde tesbit edilebilmesi için uygun bir sinyal penceresinin seçilmesi yerinde olacaktır. Literatürde bunun sıklıkla 24 aylık bir dönem olarak seçildiği görülmektedir. Sonraki aşamada eşik değer (threshold value) ve sinyal (signal) tanımlanmaktadır. Eşik değer, gösterge gözlemleri dağılımlarının yüzdelik dilimleriyle (percentiles) ilişkili olarak ifade edilir ve bir çok yanlış sinyal alma riski ve bir çok krizi kaçırma riski arasında bir denge olacak şekilde belirlenir. Sinyal alınması ise, gösterge gözlemlerinin belirlenen eşik değeri aşması durumlarında söz konusu olur. İyi (good signal) ve kötü sinyal veya gürültü (false signal or noise) olmak üzere iki tür sinyal vardır. Eğer bir gösterge, bir krizle sonuçlanan sinyal penceresi içerisinde bir sinyal üretirse, o iyi bir sinyaldir. Eğer bir sinyal, izleyen 24 ay içerisinde bir krizle sonuçlanmazsa, o da kötü sinyal veya gürültü olarak adlandırılır. Kötü sinyallerin iyi sinyallere oranına gürültü-sinyal oranı denir ve eşik değer belirlenirken, bu oranı minimum yapan yüzdelik dilime ait eşik değerin seçilmesi önem arzeder. Bunun için de yüzdelik dilimlerin belli bir aralığında (0.10 ve 0.20 arası gibi) inceleme yapılarak gürültü- sinyal oranını minimum yapan değer belirlenir. Tablo 2, her bir göstergenin krizleri öngörme başarısının belirlenmesinde kullanılabilir. 7 Journal of Social Sciences 1 (01), 2007, 1-28

Türkiye deki Para Krizlerinin Reel Değişkenlerle Sinyal Yaklaşımıyla Öngörülebilirliği Tablo 2. Olası Sinyal ve Kriz Senaryoları Kriz var(24 ay içinde) Kriz yok(24 ay içinde) Sinyal alındı A B Sinyal alınmadı C D Tablo 2 de A, göstergenin iyi bir sinyal ürettiği, B, göstergenin kötü bir sinyal ürettiği, C, göstergenin bir sinyal üretmede başarısız olduğu (iyi bir sinyal olacaktı) ve D ise göstergenin bir sinyal üretmeden kaçındığı ayların sayısını (kötü bir sinyal olacaktı) vermektedir. Yukarıdaki tablodan hareketle, her gösterge için kötü sinyallerin iyi sinyallere oranı olan gürültü-sinyal oranı [B/(B+D)]/[A/(A+C)] formülüyle hesaplanmaktadır. Formülde, [B/(B+D)] kötü sinyallerin tüm olası kötü sinyallere, [A/(A+C)] ise iyi sinyallerin tüm olası iyi sinyallere oranını vermektedir (Kaminsky vd., 1998: 18 19). Bu oranın değeri ne kadar küçükse, göstergenin krizi açıklama gücünün o kadar yüksek olacağı ifade edilmektedir (Schardaux, 2002: 114). Gürültü/sinyal oranı 1 e eşit olan gösterge için, iyi sinyal sayısı kadar kötü sinyal ürettiğini söyleyebiliriz. Tüm göstergeler tarafından sağlanan bilgilerin, gelecekte ortaya çıkabilecek bir krizin değerlendirilmesi amacıyla birlikte kullanılması da mümkündür. Bu amaçla, bazı bileşik endeks hesaplama yöntemlerine başvurulmaktadır. Bu yöntemlerde, kriz aşamasında olan bir ekonominin kırılganlığı tespit edilirken, incelenen dönemde alınan sinyallerin sayısı her bir gösterge için hesaplanmaktadır. Buna göre, sinyal sayısı arttıkça, finansal bir kriz olasılığı da artacaktır. Güvenilir bir bileşik endeks hesaplamada sıklıkla kullanılan yöntem, göstergelerin kendi gürültü sinyal oranlarının tersi ile ağırlıklandırılmak suretiyle tahmin güçlerinin dikkate alındığı yöntemdir. n, göstergeler vektörü X olarak tanımlandığında herhangi bir dönemde sinyal sayısı, 0 ve n arasında bir yerde olabilir. Buradan ağırlıklı bileşik endeks aşağıdaki gibi formüle edilebilir: 8 Sosyal Bilimler Dergisi 1 (01), 2007, 1-28

Bülent Öz, Sami Taban ABE t 1 k= 1GSO = n Burada ABE, ağırlıklı bileşik endeksini, k K k t k GSO, k değişkenine ait gürültü k sinyal oranını göstermektedir. Eğer k değişkeni, ( X ), t döneminde eşik k değeri aşarsa ( K ) 1 e aksi takdirde 0 a eşit olacaktır. t 4.TÜRKİYE DE PARA KRİZLERİNİ ÖNGÖRMEDE REEL EKONOMİ GÖSTERGELERİNİN ANALİZİ 4.1. Araştırmanın Amacı, Kapsamı ve Değişkenleri Bu çalışmanın amacı, Türkiye de 1994 Nisan ve 2001 Şubat aylarında yaşanan para krizlerinde, reel ekonomi göstergelerinin bir erken uyarı görevi üstlenip üstlenmediğinin sinyal yaklaşımıyla ortaya konulmasıdır. Çalışmanın, bu konudaki sınırlı çalışmayı içeren ampirik literatüre zenginlik katacağı ve elde edilen bulgular itibariyle de konuyla ilgili taraflara faydalı olabileceği umulmaktadır. Çalışma, Kar ve Taban (2006) ın çalışmalarında kullanmış oldukları Tablo 3 teki reel ekonomi değişkenlerini ve yine aynı yazarların 1990.1-2005.2 dönemine ilişkin üçer aylık dönem sonu değerlerini kapsamaktadır. Açılan ve kapanan şirket sayılarına ilişkin olarak, veri 1995 yılında başlamış olduğundan, bu değişkenlere ait veriler, bu tarihten sonra analizlere katılmıştır. Veriler hesaplanırken, her bir değişkenin bir önceki yıl aynı dönemine göre gösterdiği yüzde değişim esas alınmıştır. Reel ekonomi değişkenlerine ait veriler, Merkez Bankası nın internet sayfasından online erişime açık bulunan Elektronik Veri Dağıtım Sistemi nden elde edilmiştir. Bu çalışmayı, literatür kısmında özetlenen diğer çalışmalardan ayıran en önemli özellikler, daha geniş bir reel değişken setinin ve farklı dönem uzunluklarının kullanılmasıdır. Çalışmada kullanılan reel değişkenler ve bu değişkenlerin tanımları Tablo 3 de verilmektedir. t 9 Journal of Social Sciences 1 (01), 2007, 1-28

Türkiye deki Para Krizlerinin Reel Değişkenlerle Sinyal Yaklaşımıyla Öngörülebilirliği Tablo 3. Reel Ekonomi Değişkenleri ve Tanımları İMKB İMKB 100 İndeksi* Ulusal Pazar da işlem gören menkul kıymet yatırım ortaklıkları hariç, hisse senetlerinin seçim kriterleri ve dönemsel değerleme ve değişiklikler bölümünde belirtilen şartlara göre seçilen 100 hisse senedinden oluşmaktadır. KKO SÜE RGSYİH ÖNT SSO İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranı Sanayi Üretim İndeksi Reel Gayri Safi Yurt içi Hasıla Özel Nihai Tüketim Harcamaları Gayrisafi Sabit Sermaye Oluşumu İmalat sanayi kapasite durumunu ölçen bir değişken olup, kaynakların ve üretim faktörlerin etkin kullanılıp kullanılmadığını ölçmekte kullanılan önemli bir reel ekonomi göstergesidir. Sanayi üretim indeksi; madencilik sanayi, imalat sanayi, elektrik gaz ve su sektörlerindeki sanayi işyerlerinin ürettiği fiziksel çıktıdaki değişimi ölçmeyi amaçlamayan bir hacim indeksidir. Bir ekonomide, genellikle bir yıllık dönemde, yurt içinde üretilen nihai mal ve hizmetlerin belli bir baz yıl fiyatları ile değerini ifade eder. Bu çalışmada kullanılan seri için, 1987, baz yıl olarak alınmıştır. Özel kesimin toplam tüketim harcamalarını kapsamakta olup, reel GSYİH nın önemli kalemlerinden birini oluşturmaktadır. Ekonominin canlanma ve daralma dönemlerinde büyük ölçüde GSYİH a paralellik göstermektedir. Ekonomideki toplam sermaye yatırımlarındaki değişimi ölçmekte kullanılan ve GSYİH ile aynı yönlü davranış sergileyen bir değişkendir. AŞ Açılan Şirket Sayısı Bir ekonomide belli bir dönemde yeni faaliyete başlayan toplam şirket sayısını göstermekte olup, reel sektördeki gelişmelerden ve ekonomik istikrardan olumlu yönde etkilenen önemli bir değişkendir. KŞ STK KVİ İŞÇİ İŞÇS Kapanan Şirket Sayısı Stoklardaki Değişmeler İmalat Sanayi Üretiminde Kısmi Verimlilik İndeksi İmalat Sanayi Üretiminde Çalışanlar İndeksi İmalat Sanayi Üretiminde Çalışılan Saat İndeksi Bir ekonomide belli bir dönemde faaliyetlerine son veren toplam şirket sayısını göstermektedir. Ekonomideki istikrarsızlığın artması, şirketlerin faaliyetlerini durdurmasına veya kapanmasına neden olabilecektir. Ekonomide belli bir dönemde stok değişimlerini ölçen, ekonominin canlanma dönemlerinde azalma ve durgunluk dönemlerinde de artış eğilimi gösteren önemli bir reel ekonomi göstergesidir. Kısmi verimlilik indeksi, genel olarak yaratılan çıktının, bu çıktıyı meydana getirmek için kullandığı emek girdisine oranı olarak tanımlanabilir. İmalat sanayi üretiminde çalışanların sayısını ölçmekte kullanılan bir indekstir ve reel ekonomideki gelişmeler hakkında bilgi verebilecek bir diğer önemli değişkendir. İmalat sanayi üretiminde çalışılan süreyi hesaplamakta kullanılan bir indeks olup, indeks değerinde bir azalma, imalat sanayinde çalışılan saatin azalması anlamına gelmektedir. RÜ İmalat Sanayi Reel İmalat sanayinde reel ücret düzeyini ölçmekte kullanılan Ücret İndeksi bir indekstir. Genel olarak ekonominin canlanma dönemlerinde artma, daralma dönemlerinde ise azalma eğilimi göstermektedir. * Borsa, finansal piyasalarla reel sektör arasında önemli bir bağ oluşturduğundan, IMKB 100 İndeksi reel göstergeler arasında değerlendirilmiştir. 10 Sosyal Bilimler Dergisi 1 (01), 2007, 1-28

Bülent Öz, Sami Taban 4.2. Krizin Tanımı ve Döneminin Belirlenmesi Kriz dönemi belirlenirken, literatürde farklı kriz tanımlamalarından hareket edildiği görülmektedir. Kaminsky vd., (1998), para krizi dönemini belirlerken, döviz kurunda ve uluslararası rezervlerde ağırlıklı aylık yüzde değişmelerden hareketle bir döviz kuru baskı endeksi oluşturmuş ve endeksin ortalamasının 3 standart sapmasından daha fazla olduğu dönemleri kriz dönemleri olarak kabul etmişlerdir. Berg ve Pattillo (1999), kriz dönemini belirlerken, döviz kurunda bir önceki yıla göre yıllık değişimin en az yüzde 10 ve üzeri olduğu dönemleri almışlardır. Edison (2000), ise para krizini tanımlarken hem kura yönelik spekülatif ataklardan dolayı yerli paranın aşırı değer kaybettiği hem de uluslararası rezervlerdeki büyük azalmaların birlikte görüldüğü dönemleri dikkate almıştır. Bu konudaki çalışmalardan anlaşılacağı üzere, kriz döneminin belirlenmesinde, çoğunlukla döviz kuru ve uluslararası rezerv değişimlerinin dağılımlarından yararlanıldığı görülmektedir. Altıntaş ve Öz (2007) Türkiye deki para krizi dönemlerinin belirlenmesinde, bu dağılımı oluştururlarken, hem döviz kuru hem de ilgili dönem kuruyla TL ye dönüştürülen uluslararası rezervlerin bir yıl öncesi döneme göre yüzde artış veya azalışlarının farklarını almışlardır. Ardından bu dağılımın ortalamasını ( x =-20,35) ve standart sapmasını (s=29,02) hesaplayarak, aşağıda belirtilen formül yardımıyla eşik değeri (21,15) bulmuşlardır: Eşik Değer= x + 1, 43s Burada x dağılımın ortalamasını ve s ise dağılımın standart sapmasını göstermektedir. Eşik değerin üzerinde kalan dönemlerin kriz dönemleri olduğu kabul edilmiştir. Şekil 1 de görüldüğü gibi, 1994Q2 ve 2001Q1 para krizleri, ortalama artı 1,43 standart sapma değeri olan eşik değerin aşıldığı noktalarda ortaya çıkmıştır (Altıntaş ve Öz, 2007). Dolayısıyla bu çalışmada da, Türkiye de para krizleri dönemleri olarak 1994 Nisan ve Şubat 2001 dönemlerinin alınması uygun görülmüştür. 11 Journal of Social Sciences 1 (01), 2007, 1-28