Kazakistan - 2050 Stratejisi



Benzer belgeler
MESLEKİ EĞİTİM, SANAYİ VE YÜKSEK TEKNOLOJİ

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

TÜRK KONSEYİ EKONOMİK İLİŞKİLERİ YETERLİ Mİ?

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

ÜLKE RAPORLARI ÇİN HALK CUMHURİYETİ Marksist-Leninist Tek Parti Devleti Yüzölçümü 9,7 milyon km 2

İŞLETME 2020 MANİFESTOSU AVRUPA DA İHTİYACIMIZ OLAN GELECEK

TÜRKİYE - SUUDİ ARABİSTAN YUVARLAK MASA TOPLANTISI 1

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

izlenmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti 1949 yılında kurulmuştur. IMF'ye bağlıbirimler: Guvernörler Konseyi, İcra Kurulu, Geçici Kurul, Kalkınma Kurulu

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

ENERJİ DÖNÜŞÜMÜ ENERJİ TÜKETİMİ

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Maliye Bakanı Sayın Mehmet Şimşek in Konuşma Metni

AB 2020 Stratejisi ve Türk Eğitim Politikasına Yansımaları

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

Title of Presentation. Hazar Havzası nda Enerji Mücadelesi Dr. Azime TELLİ 2015 ISTANBUL

Orta Asya daki satranç hamleleri

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

SAĞLIK DİPLOMASİSİ Sektörel Diplomasi İnşası

TÜRKİYE - ARJANTİN YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

WORLD FOOD DAY 2010 UNITED AGAINST HUNGER

G20 BİLGİLENDİRME NOTU

Toplam Erkek Kadin Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

4. İslam İşbirliği Teşkilatı ( İİT ) Ülkeleri Düşünce Kuruluşları Forumu

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve Milletlerarası Ticaret Odası Değişen Küresel Ekonomi ve Türkiye Toplantısı 7 Mart 2014, İstanbul

Avrupa Birliği Lizbon Hedefleri ne UlaĢabiliyor mu?

BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE EKONOMİSİNE PANORAMİK BAKIŞ...

KAPİTALİZMİN İPİNİ ÇOK ULUSLU ŞİRKETLER Mİ ÇEKECEK?

Sürdürülebilir Gelecek İçin Sürdürülebilir Enerji: Kısa ve Orta Vadeli Öneriler Rapordan Önemli Satır Başları

ULUSLARARASI KARADENİZ-KAFKAS KONGRESİ

Liberalleşmenin Türkiye Enerji. 22 Şubat 2012

Türkiye nin Sanayi Devrimi «Dijital Türkiye» Yol Haritası

SAĞLIKLI ŞEHİR YAKLAŞIMI

Özet. Gelişen küresel ekonomide uluslararası yatırım politikaları. G-20 OECD Uluslararası Yatırım Küresel Forumu 2015

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

GAP BÖLGESİ NDE TARIM VE TARIMA DAYALI SANAYİDE ENTEGRE KAYNAK VERİMLİLİĞİ PROJESİ

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER

1 TÜRKİYE CUMHURİYETİ DÖNEMİ (TÜRKİYE) EKONOMİSİNİN TARİHSEL TEMELLERİ

Rusya nın DTÖ Üyeliğinin Türk-Rus Ticari İlişkilerine Olası Etkileri

HOLLANDA ÜLKE RAPORU

IV. Uluslararası Türk-Asya Kongresi Sonuç Raporu

İSLAM ÜLKELERİNDE MESLEKİ VE TEKNİK EĞİTİM KONGRESİ SONUÇ DEKLARASYONU

Stratejik Plan

KARADENİZ EKONOMİK İŞBİRLİĞİ ÖRGÜTÜ 25. KURULUŞ YILDÖNÜMÜ ZİRVESİ BİLDİRİSİ. (İstanbul, 22 Mayıs 2017)

SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK POLİTİKASI. Sürdürülebilirlik vizyonumuz

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

T.C. İSTANBUL KALKINMA AJANSI

TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 25 Kasım 2015

1. Gün: Finlandiya Hükümetinin Strateji Araçları

Küresel Eğilimler ve Türkiye

YENİ HÜKÜMET PROGRAMI EKONOMİ VE HAZIR GİYİM SEKTÖRÜ İÇİN DEĞERLENDİRME EKONOMİ VE STRATEJİ DANIŞMANLIK HİZMETLERİ 30 KASIM 2015

Dünya Enerji Görünümü Dr. Fatih BİROL Uluslararası Enerji Ajansı Baş Ekonomisti Ankara, 25 Aralık 2012

Program Koordinatörü Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı

T.C. Kalkınma Bakanlığı

TEB KOBİ AKADEMİ İLLER GELECEKLERİNİŞEKİLLENDİRİYOR: ADANA GELECEK STRATEJİSİ KONFERANSI 5 ARALIK 2007

Şirket. Profili. Bir Bakışta MCI. Finansal Bilgiler. Sektör Bilgileri. Online ve Offline Arasında Köprü Kurmak. Basın Kiti 2015

BÜTÜNSEL DÖNÜŞÜM PROGRAMI BÖLGELERDE ANLATILDI

ŞEHİR YÖNETİMİ Şubat 2018

Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası YENİ TEŞVİK MEVZUATI DESTEKLERİ İÇİN NİHAİ ÖNERİLERİMİZ RAPORU 2012

K R Ü E R SEL L K R K İ R Z SON O R N A R S A I TÜR Ü K R İ K YE E KO K N O O N M O İSİND N E D İKT K İSAT A P OL O İTİKA K L A AR A I

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

İktisadi Planlamayı Gerektiren Unsurlar İKTİSADİ PLANLAMA GEREĞİ 2

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi. Uluslar arası İlişkiler Bölümü

Lojistik. Lojistik Sektörü

Tarım & gıda alanlarında küreselleşme düzeyi. Hareket planları / çözüm önerileri. Uluslararası yatırımlar ve Türkiye

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

TÜRKİYE DEMİRYOLU ULAŞTIRMASININ SERBESTLEŞTİRİLMESİ HAKKINDA KANUN

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

C.Can Aktan (ed), Yoksullukla Mücadele Stratejileri, Ankara: Hak-İş Konfederasyonu Yayını, 2002.

Erbil Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Dara Celil Hayat ile Türkiye-Kürdistan Ekonomik ilişkileri. 02 Temmuz 2014

VİZYON BELGESİ (TASLAK) TÜRKİYE - MALEZYA STRATEJİK DİYALOG PROGRAMI Sivil Diplomasi Kapasite İnşası: Sektörel ve Finansal Derinleşme

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

5 Mayıs 2010 Mersin Üniversitesi. KORAY TUNCER MMO Enerji Birimi / Teknik Görevli Makina Yüksek Mühendisi

STANDART VE STANDARDİZASYON

İktisat Tarihi

Sayın Mehmet CEYLAN BakanYardımcısı Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Şehircilik Bakanlığı

TTGV Çevre Projeleri Grubu 13 Aralık k 2006, Ankara

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

AVRUPA BİRLİĞİNE UYUM DANIŞMA VE YÖNLENDİRME KURULU 2015 YILI 1. TOPLANTISI 11 MART 2015

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 4 Ekim 2016

Enerji Yatırımları ve Belirsizliklerin Önemi

2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları

Türkiye de Dünya Bankası: Öncelikler ve Programlar

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

ÜÇÜNCÜ TÜRK KENEŞİ İŞ FORUMU. (24 Ekim 2014, Nahçıvan) TÜRK KENEŞİ GENEL SEKRETERİ RAMİL HASANOV UN İŞ ADAMLARINA HİTABI

YATIRIM TEŞVİKLERİNDEN İZMİR YETERİNCE PAY ALAMIYOR

II. KKTC KOBİ ZİRVESİ GİRİŞİMCİLİK EKOSİSTEMİ GELECEK STRATEJİLERİ KONFERANSI

HOLLANDA ÜLKE PROFİLİ

İŞLETMENİN KURULUŞ ÇALIŞMALARI. Doç. Dr. Mahmut AKBOLAT

AZERBAYCAN MİLLİ GÜVENLİK STRATEJİSİ BELGESİ

Değerli İhracatçılar, Değerli Basın Mensupları,

Prof. Dr. Ekrem Pakdemirli

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti. Ülkesel Fizik Planı. Bölüm III. Vizyon, Amaç ve Hedefler (Tasarı)

YURTDIŞI MÜTEAHHİTLİK HİZMETLERİ

Sivil Yaşam Derneği. 4. Ulusal Gençlik Zirvesi Sonuç Bildirgesi

Transkript:

Kazakistan - 2050 Stratejisi Olgunlaşan Devletin Yeni Siyasi İstikameti Nursultan NAZARBAYEV Kazakistan Devlet Başkanı 16 Aralık 1991 tarihinde, Kazakistan halkı olarak egemenliği, özgürlüğü ve dünyaya açık olmayı seçtik. Günümüzde, artık bu değerler gündelik hayatımızın bir parçası olmuştur. Bağımsızlığın ilk yılları, henüz yolun başındayken, her şey çok farklıydı. Günümüzde ise, ortak çabamız sayesinde ülkemiz bambaşka bir konuma geldi ve şaşırtıcı ölçüde güzelleşti. Bugün biz; kendi çehresi, kendi özellikleri ve kendi tutumu olan başarılı bir devletiz. İlk zaferlerin kazanılması bizim için hiç kolay olmadı. Devlet, 20 yılı aşkın bir süre, egemenliğin ve siyasi itibarın kazanılması için çalıştı. 20 yıl içinde bu hedefe ulaşılmış oldu. Devletin inşa dönemi başarıyla tamamlandı. Kazakistan 21 inci asra bağımsız ve kendinden emin bir şekilde girdi. Uzayıp giden küresel ekonomik krizin etkisiyle dünyada cereyan eden olaylar bizde herhangi bir panik yaratmamaktadır. Krize hazırlıklıyız. Hedefimiz, egemenlik yıllarında kazandıklarımızı muhafaza etmek suretiyle, 21 inci asırda sürdürülebilir kalkınma hamlemize devam etmektir. Bizim temel hedefimiz; 2050 yılına kadar güçlü bir devlet, gelişmiş bir ekonomi ve toplu istihdam temelinde bir refah toplumu yaratmaktır. Güçlü devlet, özellikle hızlandırılmış ekonomik büyüme koşullarının sağlanması için bilhassa önemlidir. Güçlü bir devlet ayakta kalabilme politikası değil, aksine uzun vadeli kalkınma ve ekonomik büyüme planlaması yapar. Değerli vatandaşlarım, bu nedenle, özellikle Bağımsızlık Günü arifesi olan bu günde, ben Sizlere, yeni bir sesleniş konuşmasıyla hitap ediyorum. Ulusa Sesleniş konuşmam ülkemizin kalkınma perspektifleri konusundaki görüşlerimi yansıtmaktadır. Her şeyden önce 2050 Stratejisi, yepyeni bir siyasi rotadır.

I. Olgunlaşan Kazakistan demek, devlet kuruculuğumuzun, milli ekonomimizin, sivil toplumumuzun, toplumsal mutabakatımızın, bölgesel liderliğimizin ve uluslararası itibarımızın krizle imtihanıdır. Bundan tam 15 yıl önce, Kazakistan 2030 Kalkınma Stratejisi ni kabul ettik. Söz konusu strateji planı 1997 yılında kabul edilmiş ve o dönemde Sovyet sonrası kaos nihai olarak aşılmamıştı, kriz Güneydoğu Asya ve bazı diğer piyasaları kasıp kavuruyordu. Bizim için de durum çok zordu. O yıllarda benimsediğimiz strateji, ana hedeften sapmaksızın ileri gitmemize imkân veren bir deniz feneri gibi yolumuzu aydınlatıyordu. 1997 yılını hatırlar mısınız? Parlamento da yaptığım konuşmadan sonra telaş ve şaşkınlık hakim olmuştu. Çoğu insan kendi kendine şu soruları soruyordu: Bu bir propaganda mıdır? Ya da kudret helvası vaadi midir?. Söz konusu dönemde belirlenen hedefler çok iddialı gibi görünmüştü. Ancak, söylenegeldiği gibi gözler ürker, eller amel eder. Önümüzde devasa bir hedef vardı; olayların seyrini değiştirmemiz ve yeni bir ülke inşa etmemiz gerekiyordu. Bunu yerine getirmek için, üçlü bir modernizasyon gerçekleştirmemiz gerekiyordu: Devlet inşası ile piyasa ekonomisinde bir sıçrama yapılması, sosyal devletin temellerinin atılması ve içtimai bilincin yenilenmesi lazımdı. Biz kendi yolumuzu tayin etmeliydik. Ve işte bu yol Kazakistan 2030 Stratejisi nde çizilmişti. Bu belge, bize stratejik hedef ve vazifelerin vizyonunu sundu ve en önemlisi dünya görüşü sıçraması oldu. Kazaklarda Hedef, başarının yelkenidir atasözü var. Ancak doğru belirlenmiş hedefler bizi başarıya götürebilirdi. Bugün tercihlerimizi doğru yönde seçmiş olduğumuzu söylemek, benim için büyük bir onurdur. 2008 2009 yıllarında ortaya çıkan küresel kriz bunu teyit etti. Kazakistan ayaklarının üstünde durmayı başardı. Kriz başarılarımızı yok edemedi, aksine bizi daha da güçlü kıldı. Bizim tercihimizi siyasi, sosyo-ekonomik ve dış politika esaslarına dayalı kalkınma modeli etkinliğini kanıtladı. Güçlü ve Başarılı Bir Devlet Bizim en önemli başarımız, kurduğumuz bağımsız Kazakistan dır. Sınırlarımızı uluslararası hukuk çerçevesinde belirledik. Ülkemiz için bütünleşmiş bir ekonomik alan oluşturduk. Ülkedeki üretim ilişkilerini sil baştan tesis ettik ve güçlendirdik. Artık günümüzde, bütün bölgeler birbirleriyle sıkı bir bağ içinde çalışıyor. Tarihi önemi haiz anayasal ve siyasi reformlar yaptık ve bunlar da kuvvetler ayrılığı ilkesine dayalı çağdaş devlet yönetim sistemi oluşturdu.

Yeni başkentimiz Astana yı inşa ettik. Astana, ülkemizin simgesi, gurur kaynağımız ve modern bir şehirdir. Dünyaya ülkemizin kapasitesini kanıtlamak üzere başkentin potansiyelini kullanmayı başardık. İşte bu nedenle dünya kamuoyu Kazakistan ı «EXPO-2017» dünya fuarının ev sahibi olarak seçti. Astana olmasaydı böyle bir seçim söz konusu olamazdı. Böylesi bir onur herkese nasip olmaz. Sadece ülkemizin; eski Sovyet coğrafyasında AGİT e Başkanlık yapan ilk ülke olduğunu, bu teşkilatın zirvesine ev sahipliği yaptığını ve evrensel ölçekte bir etkinlik olan EXPO-2017 yi düzenleyecek olmasını söylemek kafi olacaktır. Sürdürülebilir Demokratikleşme ve Liberalleşme Süreci Biz sarih bir formüle göre hareket ediyoruz: Önce ekonomi, sonra politika. Siyasi reformların her aşaması ekonominin gelişmişlik düzeyiyle ilişkilenmektedir. Bu nedenle biz, ülkeyi modernleştirecek ve rekabet gücünü arttıracak şekilde, siyasi liberalleşme yolunda fasılasız bir şekilde ilerlemekteyiz. Ülkemiz, demokrasi ve insan hakları alanında en yüksek standartlara adım adım yaklaşmaktadır. Biz temel hak ve özgürlükleri Anayasamızda pekiştirdik. Günümüzde, her Kazakistan vatandaşı eşit hak ve imkânlara sahiptir. Farklı Sosyal, Etnik ve Dini Grupların Uyumu ve Barışı Kazak halkına, kültürümüze ve dilimize ilişkin tarihi adaleti yeniden tesis ettik. Etnik, kültürel ve dini çeşitliliğe rağmen, ülkemizde barışı ve siyasi istikrarı muhafaza ettik. Kazakistan, 140 farklı etnisite ve 17 farklı inanışı barındıran bir yurt oldu.iç barış ve farklı uluslar arasındaki uyum, bizim en önemli değerimizdir. Çokuluslu ülkemizdeki barış ve uyum, farklı kültürler ve dinler arası diyalog, haklı olarak, dünya için örnek kabul edilmektedir. Kazakistan halkının oluşturduğu birlik, kültür diyalogu için müstesna bir Avrasya modeli oluşturmuştur. Kazakistan dinlerarası küresel bir diyalog merkezi haline gelmiştir. Milli Ekonomi, Uluslararası Emek Paylaşımındaki Rolümüz Kazakistan Bağımsız Devletler Topluluğu nda ilk olarak özel mülkiyete, serbest rekabete ve açıklık ilkesine dayalı çağdaş piyasa ekonomisi modelini gerçekleştirdi. Bizim modelimiz, yabancı yatırımların ülkeye çekilmesinde devletin aktif rolüne dayanmaktadır. Kazakistan olarak ülkeye 160 milyar dolardan fazla yabancı yatırım çekmeyi başardık. Girişimcilik faaliyeti için temel koşullar ve modern bir vergi sistemi oluşturduk. Biz, sistemli olarak milli ekonomimizi çeşitlendiriyoruz. Hızlandırılmış sanayileşme programında, ben, hedef olarak; iki beş yıllık dönemde, ekonomimizin çehresinin değiştirilmesi ile dünyadaki hammadde fiyatı değişikliklerinden etkilenmeyecek hale getirilmesini belirledim.

2030 Stratejisi nin kabul edildiği 1997 den bu yana geçen 15 yıl zarfında, devletimiz dünyanın en dinamik kalkınan ilk beş ülkesi arasında yer almayı başardı. Neticede, 2012 sonuçlarına göre, GSYH hacmi bakımından dünyanın en büyük 50 ekonomisi arasında yer aldık. Ülkelerin kendi kalkınma düzeylerini sınadıkları dünyaca kabul gören değerlendirmeler bulunmaktadır. Ben, beş yıl önce, dünyanın rekabet gücü en yüksek ilk 50 ülkesi arasına girme hedefini belirledim. Dünya Ekonomik Forumu sıralamasında Kazakistan artık 51 inci sırada yer almaktadır. Gelinen noktada hedefe ulaşmamız için sadece bir adım kaldı. Toplumsal İstikrar ve Uyumu Sağlayacak Güçlü Sosyal Politika Benim için her zaman ana kriter halkın yaşam seviyesinin yükseltilmesi olmuştur ve olacaktır. 15 yıl içinde Kazakistanlıların geliri 16 kat artmıştır.asgari geçim standardının altında geliri bulunan vatandaş sayısı 7 kat, işsizlik oranı ise iki kat azalmıştır. Bu zaman içinde Kazakistan sosyal bir toplum inşa etmeyi başarabildi. Sağlık konusunda gözle görülür ilerleme kaydettik. Bu alanın etkinliğini arttırmak üzere sağlık sisteminin organizasyonu, yönetimi ve finansmanı konularında reformlar gerçekleştirilmiştir. Son beş yıl zarfında, anne ölüm oranı neredeyse 3 kat azalmış, doğum oranı ise 1,5 kat artmıştır. Eğitim alanında eşit imkânlar yaratılmaktadır. Son 15 yıl zarfında eğitime ayrılan bütçe payı 9,5 kat artmıştır. Devlet tarafından ilkokuldan yüksek öğrenime kadar olmak üzere, eğitimin her kademesinin kökten modernize edilmesine yönelik eğitim geliştirme programı uygulanmaktadır. İnsan potansiyelini geliştirme alanındaki uzun vadeli yatırım politikamız sayesinde gelinen noktada yetenekli bir genç nesil oluşturduk. Dünya Kamuoyu Tarafından Kabul Gören Ülke Dünya politikasında ülkemiz, tartışmasız uluslararası itibara sahip sorumlu ve güvenilir bir muhataptır. Kazakistan küresel güvenliğin istikrarında önemli bir rol oynamakta ve dünya kamuoyunu; uluslararası terörizm, aşırılıkçılık ve yasadışı uyuşturucu ticaretiyle mücadelede desteklemekteyiz. Kendi güvenliğimiz için önemli bir uluslararası diyalog platformu olan Asya da İşbirliği ve Güven Arttırıcı Önlemler Konferansı nın (AİGK) kurulmasında önayak olduk. Günümüzde AİGK, nüfusu 3 milyarı aşan 24 ülkeyi bir araya getirmektedir. Son 2 3 yıl zarfında, Kazakistan AGİT, Şanghay İşbirliği Örgütü, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü dönem başkanlığı yaptı. Astana Ekonomik Forumu nda biz, yeni bir diyalog platformu olan G-Global i önerdik. Bu girişimin özü; adil ve güvenli bir dünya düzeni tesis etmek için herkesin çabalarının birleştirilmesidir. Kazakistan küresel enerji ve gıda güvenliğinin sağlanmasına hatırı sayılır bir katkı sağlamaktayız.

Nükleer Yayılmanın Önlenmesi Rejiminin Güçlendirilmesinde Oynadığımız Aktif Rol Nükleer silahların yayılmasının önlenmesi rejiminin güçlendirilmesi konusundaki çabalarımız, dünya barışına, istikrarına, düzenine ve güvenliğine kuşkusuz bir katkıdır. Semey Nükleer Poligonu nu kapatmak suretiyle ve dünyada ilk olarak nükleer silahtan vazgeçerek, önde gelen nükleer devletler olan ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin Halk Cumhuriyeti nden güvenliğimiz için kalıcı uluslararası teminatlar aldık. Orta Asya da nükleer silahlardan arındırılmış bölge oluşturulması konusunda anahtar rol oynadık ve öncelikle Orta Doğu da olmak üzere, dünyamızın diğer bölgelerinde de benzeri bölgelerin oluşturulmasında anahtar rol oynadık. Biz, dünya kamuoyunun nükleer terörizm tehdidiyle mücadele konusundaki çabalarını desteklemekteyiz. Günümüzde nükleer tehdidin kararlı bir şekilde ortadan kaldırılması konusunda, etkin tedbirlerin alınması gereğini konuşuyoruz. Kanaatimize göre; Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesine İlişkin Anlaşma, önceden olduğu gibi, şimdi de yayılmayı önleme rejiminin temel taşı olmaya devam etmektedir. Nükleer Denemelerin Yasaklanması Anlaşması kapsamlı bir şekilde bir an evvel yürürlüğe girmeli ve yayılmanın önlenmesi rejiminin güçlendirilmesinde önemli bir lokomotif olmalıdır. BM Genel Kurulu, 29 Ağustos un Nükleer Denemelere Karşı Eylem Günü ilan edilmesi yönündeki önerimi, üç yıl önce destekledi. Bütün bunlar, bizim küresel politikadaki rolümüzün kabul edilmesi anlamına gelmektedir. Bu sorumlu politika sayesinde Kazakistan, haklı olarak, yayılmanın önlenmesi rejiminin lideri ve diğer devletlere model kabul edildi. Kazakistan 2030 Stratejisi : Temel Sonuçlar Kazakistan 2030 Stratejisi nde ülkemizin başarısını tasarladık. Ara vermeden ve inatla, belirlenen hedeflerimize doğru ilerledik. Küresel krizin doruk noktasına ulaştığı 2008 2009 yıllarında da milli ekonomimiz büyüme hızını kesmedi. Bir dizi parametrelere göre, zamanından önce yerine getirmeyi başardığımız 2030 Stratejisi Planının sonuçlarını ilan etmek, benim için büyük bir onurdur. (1) MİLLİ GÜVENLİK. Önümüzde Kazakistan ın toprak bütünlüğünü muhafaza etmek suretiyle kalkınma görevi bulunmaktaydı. Planlanandan fazlasını yapmayı başardık. Tarihimizde bir ilk olarak devletimiz uluslararası kabul gören ve ihtilafsız sınırlara sahip oldu. 14 bin kilometre uzunluğundaki devlet sınırı yeniden belirlendi. Kazakistan, güvenli bir şekilde, Hazar Denizi nin kendine ait bölümündeki durumu denetlemektedir. Gelinen noktada olası her türlü arazi ihtilafı tehdidi ortadan kaldırılmıştır. Biz, gelecek nesillere komşularla ihtilaflı herhangi bir sınır bırakmadık. Bireylerin, toplumun

ve devletin güvenliğini sağlayan güçlü, modern ve savunma gücü olan bir ordu ile etkin bir emniyet sistemi kurduk. (2) Biz, 140 etnisite ve 17 inanışa mensup insanların yaşadığı ülkemizde İÇ POLİTİKA İSTİKRARINI ve MİLLİ BİRLİĞİ koruduk ve güçlendirdik. Bu yöndeki Politikamız başarılı oldu. Fasılasız bir şekilde, demokratik kalkınma modeli temelinde sivil toplum kurumlarını oluşturuyoruz. İnsan Hakları Ombudsmanı Kurumu oluşturuldu. Kazakistan da bağımsızlık öncesi çok partili sistem uygulaması yoktu. Günümüzde ise ülkede bütün siyasi yelpazeyi temsil eden siyasi partiler bulunmaktadır. Parlamentomuz çok partilidir ve parlamenter çoğunluk hükümeti bulunmaktadır. Sivil toplum gelişmektedir, bağımsız kitle iletişim araçları faaliyet göstermektedir. Çok farklı alanlarda olmak üzere 18 binden fazla STK faaliyette bulunmaktadır. Yaklaşık 2.500 gazete ve dergi yayınlanmakta olup, bunlardan % 90 ı özeldir. Kazakistan, günümüzde kültürlerarası ve dinlerarası diyalogda önemli bir uluslar arası merkez haline gelmiştir. Semavi ve Geleneksel Dinler Liderleri nin ilk dört kongresi bilhassa ülkemizde düzenlenmiştir. 21 inci asırda Kazakistan, Doğu ve Batı arasındaki diyalog ve işbirliğinde bir köprü olmalıdır. (3) YÜKSEK DÜZEYDE YABANCI YATIRIMI VE DÂHİLİ TASARRUFU BULUNAN AÇIK PİYASA EKONOMİSİNE DAYALI EKONOMİK BÜYÜME. Artan tempolarla gerçekçi ve kalıcı büyümeyi hedefledik. Tarihi ölçülerle kısa bir sürede bu görevi yerine getirdik. Kazakistan 2030 Stratejisi nde özellikle ekonomik büyümeye vurgu yapıldı. Neticede, 15 yıl zarfında, milli ekonominin hacmi; 1997 yılında 1,7 trilyon Tenge iken, 2011 yılında ise 28 trilyon Tenge ye ulaştı. GSYH 16 kat arttı. 1999 yılından itibaren Kazakistan % 7,6 GSYH artış oranıyla kalkınmakta olan ülkeleri de geride bıraktı. Kişi başına GSYH 7 kat fazla arttı ve 1998 yılında bu rakam1.500 Dolar iken 2012 yılında ise 12 bin Dolara yükseldi. Kazakistan, bağımsızlığının ilk günlerinden itibaren, BDT ülkeleri arasında kişi başına ülkeye çekilen yabancı yatırım hacmi bakımından öncü konumuna geçmiştir. Günümüzde bu rakam 9.200 Dolara çıktı. Dış ticarette 12 misli, sınai ürün üretim hacminde 20 misli artış sağladık. Bu yıllar zarfında, petrol üretimi 3 misli, doğal gaz üretimi ise 5 misli arttı. Doğal kaynaklardan gelen gelirimizi Ulusal Fon umuza aktardık. Bu, olası ekonomik ve mali çalkantılara karşı güvenilir bir kalkanımız, bugünkü ve gelecek kuşaklarımızın güvenliğinin teminatıdır.

Hızlandırılmış sanayileşme programı çerçevesinde, 2010 yılından bu yana, toplam tutarı 1.797 milyar Tenge olan 397 yatırım projesi gerçekleştirildi ve 44 binden fazla kişiye istihdam imkânı sağlandı. İş Dünyası 2020 Yol Haritası programının iki yıllık uygulamasında toplam kredi meblağı 101,2 milyar Tenge olan 225 proje gerçekleştirildi. Günümüzde Kazakistan nüfusu orta gelir düzeyine sahip olan ve ekonomisi dinamik bir şekilde gelişen bir ülkedir. (4) KAZAKİSTAN VATANDAŞLARININ SAĞLIĞI, EĞİTİMİ VE REFAHI. İnsanların durumunu kökten değiştirmek ve hayat koşullarını iyileştirmek hayati önem taşımaktaydı. Yapılan çalışmaların sonuçları ortadadır. Ortalama aylık maaşlar 9,3 misli artmıştır. Ortalama emeklilik maaşları ise 10 misli artmıştır. Nüfusun nominal parasal gelirleri 16 misli artıştır. Sağlık finansmanı hacmi her sene artmaktadır. Sağlık finansmanı, 1999 yılında 46 milyar Tenge iken, 2011 yılında 631 milyar Tenge oldu. İçinde beş yenilikçi sağlık merkezi bulunan Büyük Tıp Merkezi oluşturuldu: Pediatrik Rehabilitasyon Merkezi, Anne ve Çocuk Sağlığı Merkezi, Nöroşirurji Merkezi, İlk Yardım Merkezi ve Kardiyoloji Merkezi. Ülkenin her bölgesinde kaliteli tıbbi hizmet alınabilmesi için gerekli koşullar yaratılmaktadır. Mobil sağlık hizmetleri hızlı tempolarla gelişmekte ve ülkemizin en ücra köşelerinde bile sağlık hizmetleri sunulmaktadır. Milli tarama sistemimiz hastalıkların erken evrelerde tanılarının yapılmasına ve tedavisine imkân tanımaktadır. Ücretsiz ve ayrıcalıklı ilaç temin sistemi uygulamaya konulmuştur. Ülke nüfusunun sayısı, son 15 yıl içinde 14 milyondan yaklaşık17 milyon kişiye çıktı. Ortalama yaş süresi 70 in üzerine çıktı. Tutarlı bir şekilde, erişilebilir ve kaliteli eğitim geliştirme politikasını sürdürüyoruz. Balapan Programı nın gerçekleştirilmesi, okul öncesi eğitim kapsamının % 65,4 e kadar arttırılmasına imkân verdi. Zorunlu ilkokul hazırlık uygulaması başlatıldı ve okula gidecek çocuklarımızın % 94,7 si kapsandı. Bütün ülke çapında, 1997 yılından bu yana, 942 okul ve aynı şekilde, 758 hastane ve sair sağlık tesisi inşa edildi. Dünya standartlarına uygun akıllı okul ve mesleki-teknik kolej ağlarını geliştiriyoruz. Son 12 yıl zarfında yüksek öğrenim burslarının miktarı % 182 arttı. 1993 yılında eşi benzeri olmayan bir program Bolaşak ı uygulamaya başladık ve bu sayede 8 bin yetenekli gencimiz dünyanın en iyi üniversitelerinde parlak bir eğitim aldı. Astana da, uluslararası standartlara uygun modern bir bilimsel-araştırma üniversitesi kuruldu.

(5) ENERJİ KAYNAKLARI. Kazakistan ın petrol ve gaz sektörü bütün ekonomimiz için lokomotif görevi yapmakta ve diğer sektörlerin gelişmesine katkıda bulunmaktadır. Biz ekonomimizde çağdaş ve etkin petrol, gaz ve madencilik sektörleri yaratma hedefini belirlemiştik. Gelinen noktada bu görevi başarıyla yerine getirdik. Günümüzde hammadde sektöründen elde edilen gelirler, gelecek vaat eden yeni ekonomi alanlarında kullanılmaktadır. Petrol ve gaz sektörünün GSYH deki payında da devamlı bir büyüme dinamiği gözlemlenmektedir. Bu pay; 1997 yılında % 3,7 iken, 2006 yılında % 14,7 ye çıktı ve 2011 yılında da % 25,8 e yükseldi. Satış pazarlarımızı çeşitlendirdik ve konumumuzu kalıcı bir şekilde güçlendirdik ve bu suretle de ürünümüzün satışında tek kanala bağlı olmaktan kaynaklanan bağımlılığımızı azaltmış olduk. (6) BAŞTA ULAŞTIRMA VE HABERLEŞME OLMAK ÜZERE ALT YAPI SEKTÖRÜ Önceki planımızda özellikle ülke altyapısını geliştirmeyi hedeflemiştik. Bunu da kendi imkânlarımızla başarabildik. Geçen yıllarda, sanayi ve ulaştırma altyapısı ile hayati etkinlik altyapılarına ait birçok büyük stratejik tesis yapıldı. Bu kapsamda karayolu ve demiryolu ana hatları, boru hatları, lojistik merkezler, terminaller, havaalanları, istasyonlar, limanlar vb. inşa edildi. Bütün bunlar birçok Kazakistanlıya iş imkânı sağladı ve bizim, bölgesel ve küresel ekonomik ilişkiler sisteminde yer almamıza yol açtı. Telekomünikasyon alanında kullanıcı sayısı her geçen gün artmaktadır. Bu sabit telefon, mobil iletişim ve internet için de geçerlidir. E-hükümet uygulaması vatandaşla devlet arasındaki iletişimi bariz bir şekilde kolaylaştırdı. Son 11 yıl zarfında, karayolu sektörünün gelişmesi için 1.263,1 milyar Tenge tahsis edildi. Bu yıllar içinde 48 bin kilometre genel amaçlı yol 1.100 km de demiryolu yapıldı ve yenilendi. Hâlihazırda Batı Avrupa-Batı Çin ana ulaştırma koridorunu oluşturmak suretiyle İpek Yolu nu yeniden canlandırıyoruz. Uzen-Türkmenistan sınırı arasında demiryolu inşa etmek suretiyle Körfez ülkelerine ve Uzak Doğu ya ulaşımı sağlamış olduk. Korgas-Jetıgen yolunu yapmak suretiyle doğu kapılarımızı sonuna kadar açmış olduk ve böylelikle Çin ve bütün Asya alt kıtasına yol götürmüş olduk. Jezkazgan-Beyneu demiryolunun yapımını başlattık. (7) PROFESYONEL DEVLET. Bağımsızlıkla birlikte önceki idari-komuta sisteminin yöneticilik geleneklerinden nihai olarak kurtulmalı, çağdaş ve etkin bir yönetici ekibi kurmalıydık. Yarattığımız ve bütün vatandaşların eşit hak ve şansa sahip olduğu kadro seçimi ve terfi sistemi devlet mekanizmasının faaliyetinde oldukça yüksek düzeyde profesyonellik ve

şeffaflık sağladı. Devlet yönetiminde bir nevi devrim gerçekleştirmeyi başardık ve bu yönetimi, halka verilen devlet hizmetlerinin kalitesini yükseltmeye yönelttik. Bu suretle, 2030 Stratejisi nde belirlenen temel hedefler gerçekleştirildi, diğerleri de gerçekleşme sürecindedir. *** Artık vatandaş olarak hepimiz 2030 Strateji Planının büyük yararının olduğunu ve çağdaş Kazakistan devletinin inşa sürecinin tamamlandığını belirtebiliriz. Bu, birlik ve beraberliğimizin, gayretli ve titiz çalışmamızın eseridir, çaba ve ümitlerimizin canlı bir şekilde yerine getirilmesidir. Başarılarımızdan dolayı hepimiz gurur duymaktayız. Devlet ve toplum olarak ayaklarımızın üzerinde durabildiğimizi dünya krizi de teyit etti. Artık sınırlarımız, siyasi sistemimiz, ekonomik modelimiz ne ülke içinde, ne de ülke dışında ciddi görüş ayrılığı ve tartışma konusu değildir. Şimdi önümüzde yeni bir görev bulunmaktadır. Biz, devletimizin müteakip gelişme eksenini uzun vadeli olarak güçlendirmeliyiz.

II. 21 inci asrın on küresel meydan okuması Hâlihazırda insanoğlu yeni küresel meydan okumalarla yüz yüze kalmaktadır. Ülkemiz ve bölgemiz için on temel tehdidi sıralamak istiyorum. Kendi kalkınma sürecimizde, ileride de yeni başarılar kazanmayı planlıyorsak, bunlardan her birini göz önünde bulundurmalıyız. Birinci meydan okuma; tarihi süreçlerin hızlanması Tarihi süreçler, büyük bir hız kazanmıştır. Dünyamız yoğun bir şekilde dönüşüm yaşamakta ve meydana gelen değişikliklerin hızı şaşkınlık yaratmaktadır. Son 60 yıl zarfında dünya nüfusunun sayısı üç kat arttı ve 2050 yılına doğru bu sayı 9 milyara çıkacak. Bu dönemde dünya GSH si 11 misli arttı. Dünya tarih sürecinin hızlanması, her zaman devletlerin önüne sınırsız imkânlar çıkarıyor ve ben, bu imkânlardan tam olarak yararlanabildiğimiz için gurur duyuyorum. Toplum yaşamının bütün alanlarındaki modernizasyonu, 20 küsur sene içinde, çok yüksek tempolarla gerçekleştirdik. Bu sürede başka ülkelerin 100, hatta 150 yıl içinde yapabildiklerini yapmış olduk. Ancak, hala ülkemizde, genel modernizasyon sürecine uyum sağlayamamış sosyal gruplar mevcut. Bunun objektif sebepleri de vardır. Toplumda hala insanların ahlaki durumuna ve sosyal beklentilerine etki eden bazı dengesizlikler bulunmaktadır. Biz bu dengesizliği gidermeli ve toplumun bütün kesimlerine; modernizasyon sürecine uyum sağlama, toplumda layık olduğu yeri alma ve yeni siyasi rotayla sunulan avantajlardan tamamıyla yararlanma imkânı vermeliyiz. İkinci tehlike; küresel demografik dengesizlik Küresel demografik dengesizlik gün geçtikçe daha akut hale gelmektedir. Genel olarak dünyadaki trend, insan yaşının uzatılmasıdır. 40 yıl sonra 60 yaşın üstündeki dünya nüfusu 15 yaşın altındakilerden daha fazla olacaktır. Düşük doğurganlık ve insanlığın yaşlanması; birçok ülkede, kaçınılmaz bir şekilde iş gücü piyasasında sorunlara ve özellikle de iş gücü kaynakları yetersizliğine yol açmaktadır. Artan demografik dengesizlik yeni göç dalgalarını oluşturmakta ve bütün dünyada sosyal gerginliği arttırmaktadır. Kazakistan da, ülkenin farklı bölgelerinde göç dalgalarıyla yüz yüze gelmekteyiz ve buralardaki düzensiz işgücü göçü yerel iş piyasalarında istikrarsızlık yaratmaktadır. Aynı şekilde, yakın bir gelecekte tersine bir süreçle, ülkemiz dışına içgöçü olgusuyla karşılaşma ihtimalini de idrak etmeliyiz.

Biz genç bir ulusuz. Ülkemizdeki nüfusun yaş ortalaması 35 tir. Bu bize kendi beşeri potansiyelimizi koruma ve kendimizi dünyada doğru bir şekilde konumlandırma imkânı vermektedir. Ve bugün elimizde gelişmemizi sağlayacak iyi bir temel bulunmaktadır. Ülkemizde yeteri kadar istihdam imkânı bulunmaktadır ve her vatandaş kendine uygun iş bulabiliyor. Dahası, ülkede herkes kendi işini kurabiliyor ve kendisi için çalışabiliyor. Bu, bizim için büyük bir başarıdır. Ben Sizleri, işsizlerin sadece işsizlik maaşı almadığı, aynı zamanda yeni meslekler edindiği, engelli insanların aktif bir şekilde yaratıcı faaliyetlerle meşgul olduğu, şirket ve kuruluşların da kendilerine layık oldukları çalışma imkânları sağladıkları Genel İş Toplumu na yöneltmekteyim. Gençlerimiz eğitim görmeli, yeni bilgilere vakıf olmalı, mahirane ve etkin bir şekilde bilgi ve teknolojileri gündelik hayatta kullanmalıdır. Bizler bunun için her türlü imkânı yaratmalı, en elverişli koşulları sağlamalıyız. Üçüncü meydan okuma; küresel gıda güvenliği tehdididir. Dünya nüfusundaki yüksek artış hızı gıda sorununu daha keskin hale getirmektedir. Günümüzde onlarca milyon insan açlık pençesinde ve bir milyara yakın insan sürekli olarak yetersiz beslenme sıkıntısı çekmektedir. Gıda maddesi üretiminde devrim niteliğinde değişiklikler yapılmadıkça, bu korkunç rakamlar büyümeye devam edecektir. Aslında bu tehdit bizim için devasa avantaj ve imkanlar sunmaktadır. Kazakistan artık dünyanın en büyük tahıl üretici- ihracatçıları arasında yer almakta. Ülke olarak bizler hem geniş hem de ekolojik anlamda temiz arazilere sahibiz ve bu sebeple organik gıda üretimi yapabiliriz. Tarım üretiminde nitelik bakımından bir sıçrama gerçekleştirebilmemiz hususu imkânlarımız dâhilindedir. Bu da bize, yeni bir devlet düşünce tarzı geliştirmemizi gerekmektedir. Dördüncü tehdit; temiz su ihtiyacının karşılanması Dünya su kaynakları da büyük bir tehdit altında bulunmaktadır. Dünyamızda, son 60 yıl zarfında, içme suyu tüketimi 8 kat arttı. XXI. y.y. ortalarına doğru birçok ülke su ithal etmek zorunda kalacaktır. Su, son derece sınırlı bir kaynaktır ve kaynaklara sahip olma mücadelesi dünyadaki gerginlik ve ihtilafların sebeplerinden biri olarak jeopolitiğin en önemli faktörü haline gelmektedir. Su tedarik sorunu, bizim ülkemizde de ciddi bir sorundur. Bizim yeteri kadar kaliteli içme suyumuz bulunmamaktadır. Birçok bölgemizde acil olarak temiz su ihtiyacı bulunmaktadır. Bu sorunun jeopolitik veçhesi de bulunmaktadır. Hâlihazırda, sınır aşan nehirlerin su kaynaklarının kullanılması konusunda ciddi sorunlarla yüz yüze kaldık. Bu sorunun bütün zorluğuna rağmen, bunun siyasileştirilmesine fırsat vermemeliyiz. Beşinci tehdit; küresel enerji güvenliğidir.

Bütün gelişmiş ülkeler, alternatif ve yeşil enerji teknolojilerine yatırımlarını arttırmaktadır. Bunların kullanılması, tüketilen bütün enerjinin % 50 sine kadarının üretilmesine imkân sağlayacaktır. Anlaşıldığı üzere, hidrokarbon ekonomisi dönemi, yavaş yavaş sona ermektedir. Yeni bir çağ başlamakta ve bunda, insanoğlunun yaşam faaliyeti; sadece petrol ve gaza değil, aynı ölçüde yenilenebilir enerji kaynaklarına da dayanacaktır. Kazakistan küresel enerji güvenliğinin kilit unsurlarından biridir. Dünya çapında petrol ve gaz rezervlerine sahip olan ülkemiz, enerji alanındaki güvenilir stratejik ortaklık ve karşılıklı yarara dayalı uluslararası işbirliğinden bir adım bile geri çekilmeyecektir. Altıncı zorluk; doğal kaynakların tükenebilirliğidir Yeryüzündeki doğal kaynakların sınırlılık ve tükenebilirlik koşullarında insanlık tarihinde benzeri görülmemiş bir tüketim artışı, farklı istikametlerde olmak üzere, gerek olumlu, gerekse olumsuz süreçleri tetikleyecektir. Ülkemizin bu konuda bir dizi avantajı bulunmaktadır. Tanrı bize birçok doğal zenginlik vermiştir. Diğer ülkeler ve halklar, bizim kaynaklarımıza ihtiyaç duyacaktır. Bizim kendi doğal kaynaklarımıza karşı yaklaşımımızı yeniden değerlendirmemiz, ilke bazında önem taşımaktadır. Biz, bunların satışından elde ettiğimiz gelirleri hazinede biriktirmek suretiyle doğru bir şekilde kullanmayı öğrenmeliyiz ve en önemlisi de, ülkemizin doğal kaynaklarını azami ölçüde etkin olarak sürdürülebilir ekonomik büyümeye dönüştürmeliyiz. Yedinci tehdit; Üçüncü Sanayi Devrimi İnsanlık Üçüncü Sanayi Devrimi arifesinde bulunmaktadır ve bu da üretim kavramını değiştirmektedir. Teknolojik buluşlar dünya piyasalarının yapısını ve ihtiyaçlarını köklü bir şekilde değiştirmektedir. Biz, öncekilere kıyasla, bambaşka bir teknolojik realite ortamında yaşamaktayız. Dijital teknolojiler, nanoteknoloji, robot araçlar, yenileyici tıp ve bilimin birçok başarısı, sadece çevreyi değil, insanı da dönüştürmek suretiyle gündelik hayatın gerçekliği haline gelecektir. Bizler bu süreçlere aktif bir şekilde katılmalıyız. Sekizinci tehdit; artan sosyal istikrarsızlıktır Hâlihazırda dünyanın en büyük sorunlarından biri, artan sosyal eşitsizliktir. Günümüzde, dünyada yaklaşık iki yüz milyon kişi çalışacak iş bulamamaktadır. Hatta Avrupa Birliği nde bile işsizlik, son on yılların en yüksek düzeyine çıkmış bulunmakta ve çok sayıda kitlesel kargaşayı kışkırtmaktadır. Bunların ışığında, Kazakistan daki durumun oldukça başarılı göründüğünü kabul etmeliyiz. Günümüzde, yeni tarihimize ait en düşük işsizlik rakamlarına sahibiz. Bu, kuşkusuz büyük bir başarıdır. Yine de bu durumda yan gelip yatmamız mümkün değildir. Sosyal ve siyasal krize dönüşmekte olan küresel ekonomik kriz, kaçınılmaz olarak Kazakistan a da etki edecektir ve bizim dayanıklılığımızı sınayacaktır.

Bu nedenle, sosyal güvenlik ve sosyal istikrar konusu gündeme getirilmektedir. Bizim için önemli görevlerden biri, toplumumuzda sosyal istikrarı güçlendirmektedir. Dokuzuncu meydan okuma; kültürel değerlerimizin buhranı Dünyamızda, ciddi bir dünya görüşü ve değerler krizi yaşanmaktadır. Medeniyetler çatışmasından, tarihin sona ermesinden ve çok kültürlülüğün çöküşünden bahseden sesler gittikçe daha sık olarak diler getirilmekte ve yayılmaktadır. Tarih boyunca nice zorlu dönemleri geçiren değerlerimizi korumak suretiyle bu dünya görüşü mülahazasına kapılmamak, bizim için ilke bazında önem taşımaktadır. Kendi tecrübemizden bildiğimiz üzere, ülkemizin çok etnisiteli ve çokdinli olması bir Aşil topuğu olarak adlandırılıyordu, ama biz bu durumu avantaja çevirmeyi başarabildik. Farklı kültür ve dinlerin bir arada bulunduğu ortamda yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor. Kültür ve medeniyetlerin diyaloguna sadakatle bağlı olmalıyız. Ancak diğer uluslarla diyalogun sürdürülmesi halinde, ülkemiz gelecekte başarı ve nüfuza sahip olabilecektir. Kazakistan, 21 inci y.y bölge lideri olarak kendi konumunu güçlendirmeli ve Doğu yla Batı nın diyalogu ve işbirliği için bir köprü olmalıdır. Onuncu meydan okuma; yeni dünya istikrarsızlığı tehdidi Şu an dünyada yaşayan olayları yakından takip ediyoruz. Aslında bu, yeni bir kriz dalgası değil, aksine dünya ekonomisinin henüz içinden çıkamadığı 2007 2009 yılları krizinin devamıdır. Küresel ekonomik sistem 2013 2014 yıllarında ciddi bir sekteye uğrayabilir ve özellikle dünyadaki hammadde fiyatları tepetaklak olabilir. Ancak bizim için böyle bir senaryo, son derece arzu edilmeyen bir durumdur. Avrupa Birliği ve/veya ABD de olası bir durgunluk, gelişmiş ülkelerin hammadde kaynaklarına olan ihtiyacını azaltabilir. Euro bölgesinde en azından bir devletin potansiyel bir temerrüde düşmesi domino etkisini başlatabilir ve bizim, uluslararası rezervlerimiz ile ihracat sevkiyatlarımızın istikrarının korunmasını tartışmalı hale getirebilir. Döviz rezervlerinin azalması, döviz kuru ve enflasyon baskısını güçlendirmekte ve bu da, aynı şekilde, sosyo-ekonomik duruma olumsuz yönde etki edebilmektedir.

Bununla ilgili olarak iktidarın bütün kollarının, devletin ve toplumun iyi düşünülmüş, mutabakata varılmış ve koordine edilmiş rotasını hazırlamak zorundayız ki uluslararası gelişmelerin her türlü senaryosuna karşı hazırlıklı olabilelim. III. Kazakistan 2050 Stratejisi ; hızla değişen tarihi koşullarda yeni Kazakistan için yeni siyasi rota Saygıdeğer Kazakistanlılar! Değerli yurttaşlarım! Çözümlememiz gereken problem paradigmaları nicelik olarak değişmiştir. Yeni meydan okumalara layıkıyla karşı koyabilmek için 2030 Stratejisi çerçeveleri artık yetersiz kalmaktadır. Planlama ufkunu genişletmek bizim için önemlidir ve 15 yıl öncesinde olduğu gibi, müteakip bir dünya görüşü sıçraması gerçekleştirmemiz gerekmektedir. İlk olarak, Kazakistan çağdaş bir devlettir. Bizim toplumumuz olgunluğa erişmiştir. Bu nedenle bugünkü gündemimiz devletimizin kuruluş merhalesindeki gündemden farklıdır. Dünyada cereyan eden dönüşümlerin vasfı ve derinliği, küresel karşılıklı bağımlılık sürdürülebilir uzun vadeli kalkınmayı gerektirmektedir. Birçok ülke, artık 2030 2050 yıllarının ötesine göz atmaya çalışmaktadır. Bugünkü istikrarsız zamanda yönetilebilir tahmin yapılması devletin kalkınmasında önemli bir araç haline gelmektedir. İkinci olarak, aslında Kazakistan 2030 Stratejisi devletimizin inşa dönemi için tasarlanmıştır. Gelinen noktada ise temel parametreleri bakımından yerine getirilmiştir. Üçüncü olarak, yeni realitelerin doğurduğu yeni meydan okuma ve tehditlerle yüz yüze kalmaktayız. Bunlar kapsayıcı bir vasıf taşımakta olup, bütün ülke ve bölgeleri etkilemektedir. Kazakistan 2030 Stratejisi ni hazırladığımızda, hiç kimse, ölçekleri bakımından böylesine emsali görülmemiş bir mali-ekonomik krizin ortaya çıkabileceğini ve bunun neticesinde de yeni ve hiçbir suretle öngörülmeyen ekonomik ve jeopolitik durumların oluşabileceğini tahmin etmiyordu. 2030 Stratejisi, 1997 yılında, ucu açık bir belge olarak hazırlandı. Daha başlangıcında, düzeltme imkânını söz konusu belgeye dâhil ettik. Dünyadaki durumun değiştiğini ve hayatın da kendi düzeltmelerini yapabileceğini anlamak suretiyle, benim talimatımla, yeni koşullara göre durumumuzu kavramak ve olası stratejimizi belirlemek üzere, bir çalışma grubu oluşturuldu. Bu grubun hazırladıklarını göz önünde bulundurmak suretiyle, bünyesinde 2030 Stratejisi görevlerinin yerine getirilmesine devam edileceği, 2050 yılına kadar ulusun yeni siyasi

rotasının oluşturulmasını öneriyorum. Kazakistan 2030 programında olduğu gibi, zaman ve koşulların bizim planlarımızda da değişikliklere yol açacağını net bir şekilde idrak etmeliyiz. 2050 yılı sadece sembolik bir tarih değildir. 2050, günümüzde dünya kamuoyunun kendi yönünü ayarladığı somut bir süredir. Birleşmiş Milletler Teşkilatı, 2050 Küresel Medeniyetler Gelişme tahminini yayınladı. 2050 yılına ilişkin tahmin raporu Dünya Gıda Teşkilatı (FAO) tarafından da ilan edildi. Günümüzde, eskisine göre, daha fazla ülke bu türden uzun vadeli stratejileri hazırlayıp uygulamaya koyuyor. Çin de kendisine böyle bir stratejik planlama ufku belirledi. Hatta büyük çokuluslu şirketler, gelişme stratejilerini yarım asır önceden hazırlamaktadır. On beş yıl kadar önce 2030 Stratejisi hazırlandığında, yeni ülkemizde dünyaya gelen birinci nesil Kazakistanlılar henüz ilkokula gitme aşamasındaydılar. Bugün ise onlar, ya işe girdi ve çalışıyor ya da üniversitelerde öğrenimlerini tamamlamak üzeredirler. İki üç yıl sonra ise bağımsızlık sonrası ikinci nesil dünyaya gelmeye başlayacak. Bu nedenle onlara doğru kılavuzlar sunulması üzerinde düşünmemiz önem taşımaktadır. Bizim esas amacımız; 2050 yılına kadar, dünyanın en gelişmiş 30 devleti arasında yer almaktır. Başarılarımız ve Kazakistan kalkınma modelimiz yeni siyası rotanın temelini oluşturmalıdır. Kazakistan 2050 Stratejisi, yeni merhalede Kazakistan 2030 Stratejisi nin uyumlu bir devamı niteliği taşımaktadır. Bu belge Biz kimiz, nereye gidiyoruz ve 2050 yılına doğru nerede olmak istiyoruz(?) sorusuna cevap özelliğine haiz bir belgedir. Eminim ki bu, özellikle bu yeni kuşağı ilgilendirmektedir. Bütün bunlardan hareketle, ben, Ulusun 2050 Yılına Kadar Yeni Siyasi Rotası taslağını önermekteyim. Bu da benim Kazakistan halkına mesajım olacaktır. *** Biz nereye gidiyoruz? Kazakistan, 2050 yılına doğru, dünyanın en gelişmiş ilk otuz devleti arasında yer almalıdır. Bu kulüpte yer almak için kalkınmakta olan ülkeler arasında kıyasıya bir rekabet olacaktır. Ulusumuz, yeryüzünün sadece güçlüler için garantilendiğini açık bir şekilde idrak etmek suretiyle, küresel ekonomik mücadeleye hazır olmalıdır. Biz, amacımızdan şaşmaksızın ve coşkuyla, birincil hedefleri gözden kaçırmaksızın çalışmalıyız:

- Devlet inşasının müteakip gelişimi ve güçlenmesi, - Ekonomik politikada yeni hedeflere geçilmesi, - Milli ekonominin itici gücü olan girişimciliğe çok yönlü destek sağlanması, - Yeni sosyal modelin oluşturulması, - Çağdaş, etkin eğitim ve sağlık sistemlerinin inşası, - Devlet mekanizmasının sorumluluğunun, etkinliğinin ve işlevselliğinin arttırılması, - Yeni meydan okumalara uygun olarak, uluslararası politika ile savunma siyasetinin oluşturulması. Ben, bugün, aynı şekilde başarılı bir başlangıç yapılmasını sağlayacak olan, yeni 2050 Siyasi Rotası nın 2013 yılı öncelikli görevlerini sıralayacağım. Bu vazifelere uygun olarak Hükümet, hemen, 2013 Genel Ulusal Eylem Planı nı hazırlamalıdır. Söz konusu önemli belge somut talimatları içermeli ve yürütme, yasama ve yargı alanındaki yöneticilerin kişisel sorumluluğunu da öngörmelidir. Devlet Başkanlığı Teşkilatı da, bunun hazırlanması ile daha sonra uygulanmasının seyrini, özel bir denetim altına almalıdır. Ben, şimdi, Kazakistan 2050 Stratejisi nin temel istikametleri konusunda görüşümü paylaşmak isterim. 1. Yeni rotanın ekonomik politikası; karlılık, yatırımların geri dönüşü ve rekabet ilkelerine dayalı geniş kapsamlı ekonomik pragmatizm 1) Geniş kapsamlı ekonomik pragmatizm Yeni rotamızın ekonomik politikasının özünü geniş kapsamlı ekonomik pragmatizm teşkil edecek. Fiilen bu, bizim bugünkü görüş ve yaklaşımlarımızın köklü bir şekilde kırılmasıdır. Bunun anlamı nedir? Birincisi. Ekonomik uygunluk ve uzun vadeli çıkarlar bakımından istisnasız her türden iktisadi ve idari kararların alınmasıdır. İkincisi. Kazakistan ın eşit haklı iş ortağı olarak yer alabileceği yeni piyasa nişlerinin belirlenmesi, yeni ekonomik büyüme noktalarının yaratılmasıdır. Üçüncüsü. Ekonomik potansiyelin arttırılması amacıyla elverişli yatırım ortamının hazırlanması, karlılık ve yatırımların geri dönüşüdür.

Dördüncüsü. Ekonomide, etkin bir özel sektörün yaratılması ve devlet-özel sektör işbirliğinin geliştirilmesi, ihracatın devlet tarafından teşvik edilmesidir. 2) Yeni kadro politikası Yeni ekonomik politikada başarının en önemli şartı kadrolarla desteklenmelidir. Bunun için yapmamız gerekenler: - Yönetim kaynaklarını geliştirmeliyiz ve bunun için gerekli kaynağımız mevcuttur. Devlet sektöründe çağdaş yönetişim araçlarını ve kurumsal yönetim ilkelerini uygulamaya sokmalıyız. - Bununla eşzamanlı olarak, uluslararası emek paylaşımından menfaat elde etmeliyiz ve bilhassa dış kaynak kullanımı programları vasıtasıyla yeni rotamızın bazı görevlerini yerine getirmek için dış kadro kaynaklarını cezp etmeliyiz. Biz, aynı şekilde, açık piyasadaki en iyi yabancı uzmanları çekmeliyiz ve ülkemizde çalışmak üzere davet etmeliyiz. Engin uluslararası tecrübe ve bilgiye sahip idari kadroların kullanılması çifte etki yaratacaktır: Bu şekilde sadece üretimimizin yönetimini modernize etmekle kalmayacağız, aynı şekilde, kendi yerli kadrolarımızı da eğitmiş olacağız. Bu bizim için yeni bir uygulamadır. 2050 yılına kadar aşağıdaki görevlerin kademeli olarak yerine getirilmesi ilke bazında önem taşımaktadır: İlk olarak, devletin makroekonomik politikası modernize edilmelidir. Bütçe politikası - Yeni bir bütçe politikası ilkesiyle mücehhez olmalıyız; sadece kendi imkânlarımız çerçevesinde harcamalıyız ve açığı da mümkün olan en asgari seviyeye indirmeliyiz. Kara gün rezervlerini, uzun vadeli muhafazasını sağlamak suretiyle arttırmalıyız. - Bütçe-finansman sürecine olan yaklaşım, özel yatırımlarda olduğu gibi, özenli ve düşünülmüş olmalıdır. Diğer bir deyişle, bütçeden tek bir Tenge bile boşuna harcanmamalıdır. - Devlet bütçesi, örneğin ekonominin çeşitlendirilmesi ve altyapının geliştirilmesi gibi, uzun vadeli perspektifler açısından verimli genel milli projelere odaklanmış olmalıdır. Uygunluk ve etkinlik bakımından yatırım konularını titiz bir şekilde seçmeliyiz. Unutulmamalıdır ki, en modern tesisler bile, idame ettirmek için masraf gerektirmeleri ama gelir getirmemeleri ve ülkemiz vatandaşlarının sorunlarını çözümlememeleri durumunda, bütçeye külfet olabilmektedir.

Vergi politikası - Üretim ve yeni teknolojiler alanında faaliyette bulunan vergi mükellefleri için, elverişli bir vergilendirme rejimi tesis edilmelidir. Şu anda böyle bir çalışma başlatıldı. Bunun geliştirilmesi görevini veriyorum: Yürürlükteki bütün vergi kolaylıkları gözden geçirilmeli ve azami ölçüde etkin hale getirilmelidir. - Vergi idaresinin liberalleştirilmesi politikasına ve gümrük idaresinin sistemli hale getirilmesine devam etmeliyiz. Vergi denetimlerini sadeleştirmeli ve asgari seviyeye indirmeliyiz. Piyasa aktörlerini vergi kaçırma yollarını aramaya değil, rekabete teşvik etmeliyiz. - Vergi denetiminin pragmatik olarak azaltılması, işletmelerin vergi idareleriyle diyalogunu asgariye çekmelidir. Önümüzdeki beş yıl zarfında da herkes online elektronik denetime geçmelidir. - 2020 yılından itibaren vergi kredilendirmesi uygulamasını kullanmaya başlamalıyız. Temel görev, girişimcilerin yatırım faaliyetini teşvik etmektir. - Yeni vergi politikasının sosyal yönelimi bulunmalıdır. Bunun için, 2015 yılından başlamak suretiyle, bir dizi teşvik tedbiri hazırlanmalı ve bu cümleden hareketle; kendisinin, ailesinin, çalışanlarının eğitimine ve sağlık sigortasına para yatıran şirket ve şahısların vergiden muaf tutulması uygulaması öngörülmelidir. Bu suretle, yeni vergi politikası; şirketler düzeyinde, iç büyümeyi ve yerli ürünlerin dış piyasalara ihracatını; şahıslar düzeyinde ise bunların birikimlerini, tasarruflarını ve yatırımlarını teşvik etmelidir. Para-kredi politikası - Dünya ekonomisindeki elverişsiz durumu göz önünde bulundurmak suretiyle her Kazakistanlının gelirini korunmak ve ekonomik büyüme için makul bir enflasyon seviyesini sağlamak zorunda olacağız. Bu sadece bir makroekonomik sorun değil, aynı zamanda ülkenin sosyal güvenliğini de ilgilendiren bir konudur. Dolayısıyla Merkez Bankası nın ve Hükümet in 2013 yılından itibaren esas meselesidir. - Kazakistan bankaları da kendileri bakımından işlevlerini yerine getirmeli ve ekonominin reel sektörünün kredi kaynakları konusundaki ihtiyaçlarını karşılamalıdır. Bu arada mali sistem kontrolünü zayıflatmamalı, bankaları sorunlu kredilerden arındırmalı ve yoğun bir şekilde fonlama konuları üzerinde çalışılmalıdır. Bunun için, Merkez Bankası ve Hükümet, Devlet Başkanlığı Teşkilatı nın koordinasyonunda, ekonomiye gerekli parasal kaynakları sağlamaya yönelik konsept olarak yepyeni bir para-kredi politikası sistemi hazırlamalıdır. Devlet borçları ve dış borç yönetimi politikası - Ülkenin devlet borç seviyesini sürekli olarak kontrol altında tutmalıyız.

Bütçe açığının GSYH ya oranını, 2013 yılı için öngörülen % 2,1 düzeyinden, 2015 yılında % 1,5 e kadar düşürmeliyiz. Devlet borcu makul bir seviyede kalmalıdır. Bu, ilke bazında bir görevdir. Çünkü biz, ancak bu suretle dünyadaki istikrarsızlık ortamında bütçemizin istikrarını ve milli güvenliği sağlayabiliriz. - Ekonomideki sözde devlet sektörü borç seviyesini katı bir şekilde kontrol etmeliyiz. İkinci olarak, altyapının geliştirilmesine yönelik yaklaşımımız ilke olarak yepyeni olmalıdır. Altyapı ekonomik büyüme imkânlarını genişletmelidir. Altyapının iki istikamette geliştirilmesi gerekmektedir: Milli ekonomi küresel ortama entegre edilmeli ve aynı şekilde, ülke içindeki bölgelerde yaygınlaşmalıdır. - Kendi çıkarlarımızı özenli bir şekilde hesaba katmak suretiyle, Kazakistan ın dışında üretim ve nakliye-lojistik tesislerinin kurulması için yurt dışına açılmaya odaklanmak önem taşımaktadır. Mevcut mülahazaların dışına çıkmalıyız ve bölge ile dünyada (Avrupa da, Asya da, Amerika da) ortak işletmeler kurmalıyız. Örneğin denize açılan ülkelerde limanlar yapılmalı, dünyanın transit bağlantı noktalarında ulaştırma-lojistik merkezleri kurulmalı vb. Bu amaçla, özel bir Küresel Altyapı Entegrasyonu programı hazırlanmalıdır. - Biz kendi transit potansiyelimizi geliştirmeliyiz. Günümüzde, ülke çapında bir dizi çok büyük alt yapı projesi gerçekleştirilmektedir. Bunlar neticesinde, 2020 yılına doğru, Kazakistan üzerinden transit taşımalar iki misli artacaktır. 2050 yılına kadar ise bu rakam 10 misli artmalıdır. - Bütün bunlar, sadece ürünlerimiz ve hizmetlerimiz için, uzun vadeli talep oluşacak dünya piyasalarına yönelik ihracatımızın geliştirilmesi şeklindeki ana hedefe tabi olmalıdır. - Altyapının kurulması da, aynı şekilde, verimlilik kuralına tabi olmalıdır. Bu çalışmalar, sadece ve sadece yapımının yeni iş alanlarının gelişmesine ve istihdam imkânı yaratılmasına yol açacağı yerlerde yapılmalıdır. - Uzak bölgeleri veya yeteri kadar nüfus yoğunluğu bulunmayan bölgeleri, hayati önem taşıyan ve ekonomik olarak gerekli olan altyapı tesisleriyle kapsamak amacıyla altyapı merkezleri kurmalıyız. Bunun için ulaştırma sisteminin öncül altyapılarının sağlanması gerekmektedir. - Hükümete, 2013 yılında, Ülke Altyapısını Geliştirme Programı nı hazırlama ve kabul etme görevini veriyorum. Üçüncü olarak, devlet varlıkları yönetim sisteminin modernleştirilmesi gerekmektedir. Kazakistan dünya ölçeğinde pek büyük olmayan bir ekonomiye sahiptir. Bunu çok etkin olarak yönetmek gerekmektedir. Ülke müşterek bir şirket gibi çalışmalı, devlet de bunun çekirdeğini oluşturmalıdır. Kurumsal düşünce gücü, süreçlerin bütüncül olarak ele alınmasında yatmaktadır. Her kademedeki kamu yöneticisi, adeta bir girişimci gibi düşünmeyi öğrenmeli ve benimsemelidir.

Bir kez daha tekrar ediyorum: Sadece ülke bütçesini paylaştırmamalıyız, iyi düşünülmüş ve doğrulanmış yatırımlar yapmalıyız. Etkinliğin temel kriteri, yatırımlarımızın geri dönüş seviyesidir. Kazakistan ın, uluslar arası piyasada bir tali aktör değil, etkin bir aktör olmasını, ülkenin üretim potansiyelini arttırabilme hızımız belirleyecektir. - Ulusal Fon yeni iktisadi politikaya geçişin lokomotifi olmak zorundadır. Ulusal Fon kaynakları öncelikli olarak uzun vadeli stratejik projelere yöneltilmelidir. 2013 yılında, Ulusal Fon da kaynak biriktirmeye devam edilmeli, ama bu kaynaklar son derece rasyonel ve iyi düşünülerek değerlendirilmelidir. - Devlet, Üçüncü Sanayi Devrimi neticesinde ortaya çıkacak sektörleri de göz önünde bulundurmak suretiyle, milli şirketler nezdinde geleceğin ekonomisinin gelişmesini teşvik etmelidir. Yerli sanayi, kendi ülkemizde üretmek zorunda olduğumuz en yeni bileşik malzemeleri kullanmalıdır. - Devlet, enformasyon teknolojileri alanındaki transit potansiyelin geliştirilmesini teşvik etmelidir. 2030 yılına doğru, dünya bilgi akışının en az % 2 3 ü Kazakistan üzerinden geçmelidir. Bu rakam, 2050 yılına doğru da, en azından ikiye katlanmalıdır. - Aynı şekilde, özel şirketleri, kendi kaynaklarını araştırma ve inovasyon çalışmalarına yatırmaları konusunda teşvik etmek gerekmektedir. Şu hususun altını özellikle çizmek isterim: İnovasyonun uygulanması çok önemlidir, ama esas amaç değildir. Ülkemiz gerçek manada menfaati, ancak bu yeniliklerin piyasada aranır hale gelmesi durumunda elde edecektir. Aksi takdirde bu yenilikler, boşu boşuna para harcamak anlamına gelecektir. - Bazı şirket ve sektörlerin ayrıcalıklı olarak desteklenmesine son verilmelidir. Sadece sosyal yönden önemli, stratejik işlev üstlenen ve etkinlikleri kanıtlanan sektörler desteklenmelidir. Dördüncü olarak, doğal kaynakların yönetiminde ilke olarak yeni sistem uygulamalıyız. Kaynaklarımızı; ekonomik büyümeyi sağlamak için, büyük ölçekli dış politika ve dış ekonomik mutabakatlar için, Kazakistan ın önemli bir stratejik avantajı olarak kullanmalıyız: - Zaman kaybetmeden olası bir mali kriz durumunda istikrarını yitirebilecek uluslar arası piyasalara hammadde aktarımını azami ölçüde süratlendirmeliyiz. Temel ithalatçılarımız hammadde alımını önemli ölçüde azaltabilir ve fiyatlar da çok aşağılara düşebilir. Bizim ileriye yönelik uygulayacağımız strateji, piyasaların istikrarsızlaşmasından önce hızla para biriktirmemizi sağlayacaktır ve bu sayede de, olası bir küresel kriz dönemini rahat atlatmamıza yardımcı olacaktır. - Teknolojik devrim hammadde kullanım yapısını değiştirmektedir. Örnek olarak, kompozit teknolojiler ve yeni beton türleri demir cevheri ve kömür rezervlerinin önemini azaltmaktadır. Bu da ülkenin menfaatine olmak üzere bugünkü yüksek dünya talebinden yararlanmak için üretimi ve dünya piyasalarına sevkiyatı arttırma konusunda bir etmendir.