MOBİL UYGULAMALARDA VERGİLENDİRME SORUNU Ali GÜÇLÜ * Öz Teknolojik gelişmeler insan hayatını gittikçe kolaylaştırmakta daha önce farklı işlevler için farklı aletler kullanılırken bugün artık tek bir alette birçok işlev bir arada bulunabilmektedir. Cep telefonları da özellikle son 5 yılda en fazla değişiklik gösteren ve değişime uğrayan araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Başlangıçta sadece telefon olarak gördüğümüz bu küçük aletler daha sonra fotoğraf makinesine şimdi ise küçük bir bilgisayara dönüşmüş durumda. Bu makalenin amacı da son yıllarda gittikçe yaygınlaşan ve büyük bir pazar haline gelen akıllı cep telefonlarına internet aracılığı ile indirilen uygulamaların nasıl vergilendirilebileceğine ilişkin öneriler sunmaktır. Anahtar Sözcükler: Mobil Uygulamalar, KDV, Sorumluluk GİRİŞ Verginin konusu ilgili vergi kanunlarında belirtilmiştir. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte insan hayatına giren yeni araçlar bazen verginin konusunu oluşturabilmekte ya da yeni vergilendirme rejimlerinin geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. Türk vergi sisteminde vergi ya mükellefin bizzat kendisinden ya da mükellefe ulaşılmasının güç olduğu durumlarda da mükellef adına sorumludan alınabilmektedir. Dolayısıyla özellikle tevkifat uygulanan işlemlerde vergi idaresi mükellefe doğrudan gitmek yerine vergi sorumlularına vergi ödeme ödevini yükleyebilmektedir. Bu ödev bazen dayanağını kanundan alırken bazen de kanunun verdiği yetkiye dayanarak Maliye Bakanlığı tarafından ihdas edilmektedir. 1. Cep Telefonuna İndirilen Mobil Uygulamalar Bugünkü teknolojik gelişme yanında birer küçük bilgisayar haline gelen cep telefonlarına internet aracılığı ile birçok uygulama indirilmektedir. Bu uygulamalar çok çeşitli hizmetleri içerebilmektedir. Yön bulma programlarından hava durumunu takip etmeye kadar geniş bir yelpazede bu uygulamalar cep telefonu kullanıcılarının hayatlarını kolaylaştırmaktadır. * Vergi Müfettişi 175
Türkiye de Mart 2012 rakamlarına göre yaklaşık 65,8 milyon mobil abone bulunmaktadır. 3G hizmetiyle mobil bilgisayardan ve cepten internet hizmeti alan abone sayısı 2012 yılının ilk çeyreğinde 8 milyon 941 bine ulaşmıştır. Türkiye, uygulama mağazalarından elde edilen gelirlerde yakaladığı yüzde 54 lük büyümeyle dünyada 9 uncu sırada yer almaktadır. Türkiye de son dört yılda internetten indirilen toplam 200 milyon dolarlık uygulamadan devlet hiç vergi alamamıştır. ( http://www.turkiyegazetesi. com/haberdetay.aspx?newsid=18195#.ubu36we5j9q) Bu rakamlardan da görüleceği üzere pazarın büyüklüğü ve vergi kaybı ortaya çıkmaktadır. Bu uygulamaları indiren tüketiciler ödemelerini ya kredi kartıyla ya da bu uygulama ücretlerinin telefon faturalarına yansıtılması ile yapmaktadırlar. Mobil uygulama hizmeti verenlerin Türkiye içinde olması durumunda vergilendirme konusu sıkıntı oluşturmazken, bu hizmeti sağlayanların yurtdışında bulunması vergilendirme sorunu oluşturmaktadır. 2. Konunun KDV Açısından Değerlendirilmesi 3065 sayılı KDV Kanununun 1. maddesinde hangi işlemlerin KDV ye tabi olacağı belirtilmiştir. Buna göre Türkiye de yapılan ticari, sınaî, zirai faaliyet ile serbest meslek faaliyeti kapsamında yapılan teslim ve hizmetler ile her türlü mal ve hizmet ithalatı KDV nin konusuna girmektedir. KDV de vergilendirme açından mal teslimi ve teslim sayılan hallerin tanımlanmasında çok fazla sorun yaşanmazken hizmetin vergilendirilmesinde özellikle de yurtdışından elde edilen hizmetin vergilendirilmesinde bazı sorunlar ortaya çıkmaktadır. 3065 sayılı KDV Kanunun 4. maddesinde; hizmet teslim ve teslim sayılmayan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemlerdir, şeklinde bir tanım yapılarak hizmet çok geniş bir biçimde tanımlanmıştır. Hizmetin bu tanımlamasının anlaşılması için ilk önce teslim ve teslim sayılan hallere kısaca değinmek gerekmektedir. KDV Kanuna göre teslim; - Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının malik veya onun adına hareket edenlerce, alıcıya veya adına hareket edenlere devredilmesidir. Bir malın alıcı veya onun adına hareket edenlerin gösterdiği yere veya kişilere tevdii teslim hükmündedir. Malın alıcıya veya onun adına hareket edenlere gönderilmesi halinde, malın nakliyesinin başlatılması veya nakliyeci veya sürücüye tevdi edilmesi de mal teslimidir. 176
- Bir mal üzerindeki tasarruf hakkının iki veya daha fazla kimse tarafından zincirleme âkit yapılmak suretiyle, malın bu arada el değiştirmeden doğrudan sonuncu kişiye devredilmesi halinde, aradaki safhaların her biri ayrı bir teslimdir. - Su, elektrik, gaz, ısıtma, soğutma ve benzeri şekillerdeki dağıtımlar da mal teslimidir. - Kap ve ambalajlar ile döküntü ve tali maddelerin geri verilmesinin mutat olduğu hallerde teslim, bunlar dışında kalan maddeler itibariyle yapılmış sayılır. Bunların yerine aynı cins ve mahiyette kap ve ambalajlar ile döküntü tali maddelerin geri verilmesinde de aynı hüküm uygulanır. - Trampa iki ayrı teslim hükmündedir. Teslim sayılan haller ise; - Vergiye tabi malların her ne suretle olursa olsun, vergiye tabi işlemler dışındaki amaçlarla işletmeden çekilmesi, vergiye tabi malların işletme personeline ücret, prim, ikramiye, hediye, teberru gibi namlarla verilmesi, - Vergiye tabi malların, üretilip teslimi vergiden istisna edilmiş olan mallar için her ne suretle olursa olsun kullanılması veya sarfı, - Mülkiyeti muhafaza kaydıyla yapılan satışlarda zilyedliğin devri, şeklinde sayılmıştır. Bu bilgiler ışığında değerlendirdiğimizde internetten cep telefonlarına indirilen mobil uygulamaları hizmet olarak dikkate almak gerekmektedir. Bu tespiti yaptığımız zaman hizmetin vergilendirilmesi sorunu karşımıza çıkmaktadır. Hizmetleri KDV kapsamında değerlendirdiğimizde hizmet sunan mükellef yurtiçinde ise bir sorun yaşanmamakta, ancak hizmet sunan işletme yurtdışında olduğu zaman bu mükellefin vergilendirilmesinde sorun çıkmaktadır. Vergi idaresi hizmet sunan işletmenin yurtdışında olması durumunda hizmetin vergilendirilme esaslarına uygun olarak sorumluluk müessesini işlevsel hale getirmektedir. KDV Kanununun 9. maddesinin birinci fıkrasında bu sorumluluk müessesi tanımlanmaktadır. Buna göre; Mükellefin Türkiye içinde ikametgâhının, işyerinin, kanunî merkezi ve iş merkezinin bulunmaması hallerinde ve gerekli görülen diğer hallerde Maliye Bakanlığı, vergi alacağının emniyet altına alınması amacıyla, vergiye tabi işlemlere taraf olanları verginin ödenmesinden sorumlu tutabilir. 177
Bu maddeye ilişkin olarak 1 seri no.lu KDV genel tebliğinde; Maddede belirtilen işlemlere taraf olanlar ile diğer ilgili şahıslar mükellefin temsilcisi, vekili, mükellef adına hareket etmeye yetkili herhangi bir şahıs veya kendine mal teslim edilen veya hizmet ifa edilen kişilerdir. Bu şahıslar verginin tam olarak kesilip ödenmesinden ve bununla ilgili diğer ödevleri yerine getirmekten mükellef gibi sorumlu olacaklardır. hükmü yer almaktadır. Buna göre Vergi İdaresi yukarıda açıklanan çerçevede sorumluluk ihdas edebilecektir. KDV Kanunu işlemlerin Türkiye de yapılması başlıklı 6. maddesinde yurtdışından alınan hizmetlerin vergilendirilmesi hususunda; İşlemlerin Türkiye de yapılması, hizmetin Türkiye de yapılmasını veya hizmetten Türkiye de faydalanılmasını ifade eder. denilmektedir. 117 seri no.lu KDV genel tebliğinde ise; KDV Kanununun 1 inci maddesine göre bir hizmetin KDV nin konusuna girebilmesi için Türkiye de ifa edilmesi gerekmektedir. Aynı Kanunun (6/b) maddesinde ise Türkiye de yapılan veya faydalanılan hizmetlerin Türkiye de ifa edilmiş sayılacağı hükme bağlanmıştır. Buna göre, ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye de bulunmayanların Türkiye de yaptığı hizmetler ile bunların yurt dışında yaptığı ancak Türkiye de faydalanılan hizmetler KDV ye tabi olacaktır. Bu gibi hizmet ifalarında mükellef, esas olarak hizmeti ifa eden olmakla birlikte, Türkiye de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmadığından, KDV nin tamamı, hizmetten faydalanan yurt içindeki muhatap tarafından sorumlu sıfatıyla beyan edilip ödenecektir. Hizmetin vergiden müstesna olması ve hizmetin yurt dışında yapılıp hizmetten yurt dışında faydalanılması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla KDV beyan edilmeyecektir. KDV nin sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi için hizmetten Türkiye de faydalanan muhatabın KDV mükellefi olması şart değildir. KDV mükellefiyeti bulunmayanlar da söz konusu hizmetler nedeniyle KDV tevkifatı yaparak 2 No.lu KDV beyannamesi ile beyan etmek ve ödemek zorundadır. Yurt dışından temin edilen ve tevkifata tabi tutulması gereken hizmetlere ilişkin olarak aşağıdaki örnekler verilebilir: 178
Türkiye de ikametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi bulunmayan firmalar tarafından; - Türkiye de inşa edilecek bir alış-veriş merkezi için yurt dışında çizilip Türkiye ye gönderilen mimari proje hizmeti, - Türkiye de faaliyette bulunan enerji santralinin işletilmesine ilişkin olarak yurt dışından verilen danışmanlık hizmeti, - KDV mükellefiyeti olmayan genel bütçeli bir idareye yurt dışından verilen bilgisayar yazılım hizmeti, - KDV mükellefiyeti olmayan bir sivil toplum kuruluşuna konusuyla ilgili olarak dünyadaki hukuki gelişmeler hakkında yurt dışından bilgi gönderilmesi hizmeti. Bu bölüm kapsamında olan hizmetlerin aynı zamanda kısmi tevkifat uygulaması kapsamında da olması halinde, bu bölüme göre işlem tesis edilecektir. İkametgâhı, işyeri, kanuni merkezi ve iş merkezi Türkiye de bulunmayanlar tarafından yapılan KDV Kanununun 1 inci maddesi kapsamındaki mal teslimlerinde de bu bölüm kapsamında işlem tesis edilecektir. Teslimin vergiden müstesna olması halinde, mükellef veya sorumlu sıfatıyla vergi beyan edilmeyecektir. hükmü yer almaktadır. 3. Değerlendirme Konumuz açısından cep telefonuna indirilen mobil uygulamalar için yapılan ödemelerin niteliği önemlidir. Bu ödemeler doğrudan kullanıcılar tarafından mı yapılmaktadır yoksa mobil operatör bu tutarları faturalara mı yansıtmaktadır. Birinci durumda ödemelerin kullanıcılar tarafından yapılması durumunda ödenen tutar net tutar olarak kabul edilecek ve bu tutar brüte tamamlanarak mükellef tarafından beyan edilip ödenecektir. Bu durumda sorumlu bu uygulamayı internetten indiren cep telefonu kullanıcısı olacaktır. Bu bağlamda cep telefonu kullanıcıları indirdikleri mobil uygulamalar için vergi tevkifatı yapmak durumunda kalacaklardır. Bu sorumluluğu yerine getirmedikleri durumda vergi tarhiyatı ile karşı karşıya gelmeleri muhtemeldir. İkinci durum ise bu mobil uygulamalar için ödenen tutarın cep telefonu hizmeti veren operatörler aracılığı ile kullanıcıların telefon faturalarına 179
yansıtılması suretiyle ödenmesidir. Bu durumda yine ilgili tutara isabet eden KDV yi cep telefonu kullanıcısı ödemekle birlikte bu tahsilâtı ve ilgili yurtdışı şirkete ödemeyi operatör aracılığı ile gerçekleştiğinden sorumlu sıfatı ile KDV yi kesip ödemek cep telefonu operatörlerinin yerine getirmesi gereken bir sorumluluk olacaktır. Bu durumda cep telefonu operatörleri cep telefonu kullanıcılarının ödemesi gereken net tutarı brüte tamamlayarak kullanıcıdan tahsil edecek net tutarın altındaki tutarı ilgili yurtdışı kuruluşa gönderecek, üstündeki tutarı ise 2 no.lu KDV beyannamesi ile cep telefonu kullanıcıları adına vergi dairesine yatıracaktır. Birinci durumu dikkate aldığımızda verginin ödenip ödenmediğini takip etmek oldukça güçtür. Cep telefonu kullanıcıların milyonları bulduğu ülkemizde hangi kullanıcının bu uygulamalar için ne kadar ödeme yaptığını tespit edebilmek neredeyse imkânsızdır. Ayrıca 18 yaşından küçük olan cep telefonu kullanıcıların bu uygulamaları kullanması durumunda vergi sorumlusu olarak bu kullanıcılar mı dikkate alınacak yoksa bu kullanıcıların velileri mi dikkate alınacaktır. Bu husus da ortaya çıkan bir başka sorundur. Bu nedenle, internetten indirilen bu uygulamalar nedeniyle yurtdışına yapılacak ödemelerin operatörler aracılığı ile yapılması ve bu iş için mevzuatta bir zorunluluk getirilmesi bizce daha uygun bir seçim olacaktır. Çünkü cep telefonu operatörlerin bu ödemeleri yapıp yapmadıkları ya da kesilmesi gereken vergiyi doğru hesaplayıp hesaplamadıkları daha kolay kontrol edilebilinir ve bu operatörlere uygulanacak yaptırımla da daha kolay uygulanabilir. SONUÇ Sürekli gelişim içinde olan teknoloji insan hayatına belli kolaylıklar getirebildiği gibi buna bağlı olarak insanların belli sorumluluklar ile de karşı karşıya gelmesini gerektirebilmektedir. Bu kolaylıklar arasında belki de şu an için en başta sayacağımız olay akıllı cep telefonları ve bu cep telefonlarında kullanılan ve internet üzerinden indirilen mobil telefon uygulamalarıdır. Makalenin önceki bölümlerinde de açıklandığı gibi bu uygulamalar için yapılan ödemelerin türü vergilendirme açısından büyük önem arz etmektedir. Ödemelerin doğrudan bizzat cep telefonu kullanıcıları tarafından 180
yapılması durumunda milyonlarca kullanıcı vergi sorumlusu olarak vergi idaresi ile muhatap olmak durumunda kalacaktır. Ancak bu ödemelerin operatörler aracılığı ile yapılması durumunda vergi ile ilgili ödevler sorumlu sıfatı ile operatörler tarafından yerine getirileceğinden bizce bu uygulama hem idare açısından hem de kullanıcılar açısından daha akla yatkın bir yöntem olmaktadır. Bunun için mevzuatta gerekli düzenlemelerin biran önce yapılması devletin olası vergi kayıplarından kurtulmasına imkân sağlayacaktır. KAYNAKÇA T.C. Yasalar (02.11.1984). 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu. Ankara : Resmi Gazete (18563 sayılı) 181
182