Pemfigus Vulgaris Seyrinde Serum Desmoglein-1 ve



Benzer belgeler
Pemfigusta Desmoglein Antikor Serum Düzeyleri ile Direkt mmünofloresan Bulgular n n Hastal n Klinik Aktivitesi ile liflkisi

Otoimmün Büllöz Hastalıkların Serolojik Tanısı

Otoimmün Büllü Hastalıkların Spektrumu: 331 Hastanın Retrospektif Değerlendirilmesi

Ekinokokkozis. E. granulosus Kistik Ekinokokkozis. E. multilocularis Alveoler Ekinokokkozis. E. vogeli ve E. oligoarthrus Polikistik Ekinokokkozis

Brusellozun serolojik tanısında yeni bir yöntem: İmmuncapture aglutinasyon testi

Psoriazis vulgarisli hastalarda kişilik özellikleri ve yaygın psikiyatrik tablolar

PEMFİGUSLU HASTALARIN SAĞLIKLI BİRİNCİ DERECE AKRABALARINDA PEMFİGUS OTOANTİKORLARININ SIKLIĞININ ARAŞTIRILMASI

TÜBERKÜLOZUN MOLEKÜLER TANISINDA GÜNCEL DURUM

ÖZET Amaç: Yöntem: Bulgular: Sonuçlar: Anahtar Kelimeler: ABSTRACT Rational Drug Usage Behavior of University Students Objective: Method: Results:

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

MS ve Kranyal MR da MS Benzeri lezyonları olan olgularda D vitamini, B 12, Folat düzeyi ve otoantikorların değerlendirilmesi

GLUTEN SENSİTİF ENTEROPATİ(ÇÖLYAK HASTALIĞI) TANISINDA NON- İNVAZİV TANI TESTLERİ İLE İNVAZİV TANI TESTLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

Gebelerde Toxoplasma gondii Seropozitifliğinin Değerlendirilmesinde İstenen Testlerin Önerilen Tanı Algoritmasına Uygunluğunun Değerlendirilmesi

Atrial Fibrilasyon dan Gerçek Kesitler: WATER (Warfarin in Therapeutic Range) Registry den İlk Sonuçlar

Anti-HLA Antikorlar ve Transplantasyon

RA Hastalık Aktivitesinin İzleminde Yeni Biyobelirteçler Var mı? Dr. Gonca Karabulut Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Romatoloji Bilim Dalı

Tükürük kreatinin ve üre değerleri kullanılarak çocuklarda kronik böbrek hastalığı tanısı konulabilir mi? Dr. Rahime Renda

EPSTEIN-BARR VİRUS VİRAL KAPSİD ANTİKORLARININ SAPTANMASINDA İMMÜNOBLOT YÖNTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yoğun Bakım Ünitesinde Gelişen Kandida Enfeksiyonları ve Mortaliteyi Etkileyen Risk Faktörleri

Klasik Hodgkin Lenfoma Vakalarında PD-L1 Ekspresyonunun Sıklığı, EBV ile İlişkisi, Klinik ve Prognostik Önemi

Sjögren sendromu (SS) lakrimal bezler ve tükrük bezleri başta olmak üzere, tüm ekzokrin bezlerin lenfositik infiltrasyonu ile karakterize, kronik,

ÖRNEK BULGULAR. Tablo 1: Tanımlayıcı özelliklerin dağılımı

Parkinson hastalığında Uyku yapısı Eşlik eden uyku bozuklukları Gündüz uykululuk Bektaş Korkmaz, Gülçin Benbir, Derya Karadeniz

Kronik Hepatit B'li Genç Hastalara Karaciğer Biyopsisi Hemen Yapılmalı mı?

BRUSELLOZİS İN TANISINDA BRUCELLACAPT İN DİĞER SEROLOJİK TESTLER İLE KARŞILAŞTIRILMASI.

D Vitaminin Relaps Brucelloz üzerine Etkisi. Yrd.Doç.Dr. Turhan Togan Başkent Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

SERVİKAL YETMEZİĞİNDE MCDONALDS VE MODDIFIYE ŞIRODKAR SERKLAJ YÖNTEMLERININ KARŞILAŞTIRILMASI

Halis Akalın, Nesrin Kebabcı, Bekir Çelebi, Selçuk Kılıç, Mustafa Vural, Ülkü Tırpan, Sibel Yorulmaz Göktaş, Melda Sınırtaş, Güher Göral

Özel Bir Hastanede Diyabet Polikliniğine Başvuran Hastalarda İnsülin Direncini Etkileyen Faktörlerin Araştırılması

IV. KLİMUD Kongresi, Kasım 2017, Antalya

Otoimmün Büllöz Dermatozlarda Başlangıç Özellikleri Ve Eşlik Eden Otoimmün Hastalıklar

GİRİŞ. Kan dolaşımı enfeksiyonları (KDE) önemli morbidite ve mortalite sebebi. ABD de yılda KDE, mortalite % 35-60

REVIEW ARTICLE / DERLEME

ROMATOİD ARTRİTİN SEROLOJİK TANISINDA VE HASTALIK AKTİVİTESİNİN DEĞERLENDİRİLMESİNDE ANTİ-CCP (CYCLIC CITRULLINATED PEPTIDE) ANTİKORLARININ ROLÜ

TLERDE SEROLOJİK/MOLEK HANGİ İNCELEME?) SAPTANMASI

HEMODİYALİZ HASTALARINDA PROKALSİTONİN VE C-REAKTİF PROTEİN DÜZEYLERİ NASIL YORUMLANMALIDIR?

MİDE KANSERİNDE APOPİTOZİSİN BİYOLOJİK BELİRTEÇLERİNİN PROGNOSTİK ÖNEMİ

İdrar Tahlilinde Mitler U Z. DR. B O R A ÇEKMEN ACIL Tı P K L I NIĞI O K MEYDANı E Ğ I T IM VE A R A Ş Tı R MA HASTA NESI S AĞ L ı K B ILIMLERI Ü

DERMATOZLU KÖPEKLERDE MALASSEZİA ETKENLERİNİN PREVALANSI

Hepatit C Virüsü: Tanıda Serolojik ve Moleküler Yöntemlerin Yeri. Üner Kayabaş İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Malatya

Kliniğimizde, bir yıllık yenidoğan puls oksimetre tarama testi deneyimimiz ve doğumsal kalp hastalığı sıklığı

HIV TANISINDA YENİLİKLER

ÜZERiNE ETKiSi. performansı etkilemediğini göstermektedir. Anahtar Kelime/er: Kreatin, kreatin fosfat, futbol, slalom koşusu, performans.

Şanlıurfa yöresinde vitiligo hastalarının klinik, demografik özellikleri, tiroid fonksiyonları ve otoantikorları

Dr. Semih Demir. Tez Danışmanı. Doç.Dr.Barış Önder Pamuk

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Giriş Güncel cerrahide tanı ve tedavi planlamalarında ultrasonografinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Ultrasonografinin cerrah tarafından gerçekleşti

THE IMPACT OF AUTONOMOUS LEARNING ON GRADUATE STUDENTS PROFICIENCY LEVEL IN FOREIGN LANGUAGE LEARNING ABSTRACT

KONVANSİYONEL/ LİGASURE TİROİDEKTOMİ

TÜRKiYE'DEKi ÖZEL SAGLIK VE SPOR MERKEZLERiNDE ÇALIŞAN PERSONELiN

BİLİŞSEL GELİŞİM GERİLİĞİ VE OTİSTİK SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARDA SERUM PROGRANULİN DÜZEYLERİ

ABSTRACT $WWLWXGHV 7RZDUGV )DPLO\ 3ODQQLQJ RI :RPHQ $QG $IIHFWLQJ )DFWRUV

İstanbul daki El Ayak Ağız Hastalığı Vakalarında Coxsackievirus A6 ve Coxsackievirus A16 nın Saptanması

Pulmoner hipertansiyon hastalarının takibinde fraksiyone ekshale nitrik oksitin yeri

Tüberkülin Testi Sonuçlarýnýn Yorumlanmasý Ülkemiz Standartlarý ve Yeni Gereksinimler

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

ANKARA ili YAŞ GRUBU

Otoimmün Büllöz Hastal klar n Tan s nda mmünofloresan Bulgular

GİRİŞ-AMAÇ YÖNTEM-GEREÇLER

Brusellozda laboratuvar tanı yöntemleri

T.C. İZMİR KATİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

Dr. Rukiye Berkem Dr. Gamze Türkoğlu Dr. Ayşe Esra Karakoç

Temel Hemşirelik Uygulamalarına İlişkin Hizmet İçi Eğitimin Değerlendirilmesi

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

Konya ilinde büllöz hastalıklar: 93 olgu üzerine bir çalışma

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ İÇ HASTALIKLARI KLİNİĞİ

Anti-dsDNA antikorlarının saptanmasında üç ELISA yönteminin CLIF testiyle karşılaştırılması

SĠSTEMĠK ĠZOTRETĠNOĠN TEDAVĠSĠ ALAN AKNE VULGARĠSLĠ HASTALARDA SERUM B12 VE FOLĠK ASĠT DÜZEYLERĠ

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

karşıt görüş Atriyal fibrilasyonun doğal seyrini durdurmak için erken dönemde ablasyon gerekir

SERVİKAL PREKANSER VE KANSERLERİN TESPİTİNDE P16/Kİ 67 DUAL BOYAMA YÖNTEMİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE TARAMA TRİAGE KULLANIMI PROF. DR. M.

%20 En sık neden cilt kuruluğu Gebeliğe özgü cilt hastalıkları İntrahepatik kolestaz İlaç ve diğer allerjik reaksiyonlar Sistemik hastalıklara bağlı

¹GÜTF İç Hastalıkları ABD, ²GÜTF Endokrinoloji Bilim Dalı, ³HÜTF Geriatri Bilim Dalı ⁴GÜTF Biyokimya Bilim Dalı

VİRAL MARKER PROGRAMI EKİM-2013 DÖNEMİ DEĞERLENDİRMESİ

Pemfigusta Seyir Ve Prognoz: 42 Hastanın Değerlendirilmesi. The Course and Prognosis of Pemphigus: A Review of 42 Patients

Tanı Testlerinin Değerlendirilmesi. ROC Analizi. Prof.Dr. Rian DİŞÇİ

The Study of Relationship Between the Variables Influencing The Success of the Students of Music Educational Department

Solunum Sistemi Allerjik Hastalıklarının Tanısında Mast-Cla, Deri Testleri ve Allerjik Semptomlar Arasındaki İlişki

UYKU. Üzerinde beni uyutan minder Yavaş yavaş girer ılık bir suya. Hind'e doğru yelken açar gemiler, Bir uyku âleminden doğar dünya...

IL28B genotip tayini kronik hepatit B hastalarında oral antiviral tedavi cevabını öngörmede kullanılabilir mi?

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi / Patoloji A:B:D


GLANDÜLER LEZYONLARDA YÖNETİM. DR. ZELIHA FıRAT CÜYLAN SBÜ. VAN EĞITIM VE ARAŞTıRMA HASTANESI

Otoimmün Büllöz Hastal klar n Etyopatogenezi

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

SERVİKAL ÖRNEKLERDE HPV DNA ve SİTOLOJİK İNCELEME SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ

SÜT ÇOCUKLARINDA UZUN SÜRELİ PERİTON DİYALİZİNİN SONUÇLARI

TOKSOPLAZMA İNFEKSİYONUNUN LABORATUVAR TANISI UZM.DR.CENGİZ UZUN ALMAN HASTANESİ

KLİNİK ÖRNEKLERDE GERÇEK ZAMANLI MULTİPLEKS POLİMERAZ ZİNCİR REAKSİYONU YÖNTEMİYLE AKUT BAKTERİYEL MENENJİT TANISI

T.C. İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM KLİNİĞİ

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

IFA TESTLERİNDE KALİTE VE GÜVENİLİRLİK. Dr. Derya Mutlu Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı

IMMUN FLORESAN TESTİ

Random Biopsilerin Kolposkopi Uygulamasında Yeri Vardır / Yoktur

GİRİŞ. Erhan TATAR 1, Cem ÇEKİÇ 2, Serkan İPEK 2, Sezgin VATANSEVER 2, Serdal DEMİR 2, Firdevs TOPAL 2, Dilek ERSİL SOYSAL 1, Belkıs ÜNSAL 2

ÇALIŞMA PLANLAMA VE MAKALE YAZMADA SIK YAPILAN HATALAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

KRONİK VİRAL HEPATİT C Lİ HASTALARDA IL28B NİN İNTERFERON TEDAVİSİNE YANITLA İLİŞKİSİ. Dr. Gülay ÇEKİÇ MOR

Transkript:

Pemfigus Vulgaris Seyrinde Serum Desmoglein-1 ve Desmoglein- Antikor Düzeylerinin Takibi ve İndirekt İmmünofloresan Yöntemi İle İlişkisi Uzm. Dr. Bilgen ERDOĞAN 1, Prof. Dr. ehmet Cem AT 1 SB Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Deri ve Zührevi Hastalıkları Kliniği, İstanbul İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı ÖZET ABSTRACT Pemfigus Vulgaris Seyrinde Serum Desmoglein-1 ve Desmoglein- Antikor Düzeylerinin Takibi ve İndirekt İmmünofloresan Yöntemi İle İlişkisi Amaç Çalışmamızda pemfigus vulgaris (PV) patogenezinde yer alan anti desmoglein- (Dsg-) ve anti desmoglein-1 (Dsg-1) antikor düzeylerinin, hastalık aktivitesi ve seyri ile olan ilişkisini araştırmayı, rutin takipte kullanılan indirekt immünfloresan () yöntemi ile sonuçlarını karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem ayıs-eylül 9 tarihleri arasında kliniğimize başvuran 1 takipli ve 8 yeni tanılı pemfigus vulgarisli hasta çalışmaya alındı. İlk vizitte her hasta, testi ve anti Dsg-1 ve anti Dsg- antikor titrasyonlarının belirlenmesi için ELİSA testi ile değerlendirildi. Yeni tanı grubunda. günde, takipli hasta grubunda 9. günde kontrol viziti yapıldı ve, anti Dsg- ve anti Dsg-1 ELİSA testleri tekrarlandı. İlk vizit ve kontrol vizitinde hastaların var olan aktif lezyonları not edildi. Bulgular İlk vizitte 1 hastada anti Dsg- antikor pozitifliği görüldü. Bu hastaların 7 si yeni tanılı hastalardı. Dört yeni tanılı hastada anti Dsg-, anti Dsg-1 antikorları birlikte pozitifti. Yeni tanılı hastaların tümünde yöntemi ile de antikor gösterildi. Takipli hastaların sında anti Dsg- antikoru, sinde anti Dsg- 1 antikoru gösterilebildi. testi ise takipli hastaların 7 sinde pozitifti. Kontrol vizitinde ise tüm hastaların 9 unda anti Dsg- antikoru, ünde anti Dsg-1 antikoru, 8 inde pozitifliği saptandı. Kontrol vizitinde hastaların ve anti Dsg- antikor titrasyonlarında azalma eğilimi olduğu görüldü ve bu testlerinin sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı. (p=.5) Sonuç Bu bulgular, pemfigus vulgarisli hastaların takibinde ve tedavilerinin düzenlenmesinde antikor düzeylerinin Dsg-1 ve Dsg- ELİSA ve eş zamanlı yöntemi ile birlikte takibinin faydalı bir yöntem olduğunu desteklemektedir. onitoring of Serum Desmoglein-1 and Desmoglein- Antibody Titers in Pemphigus Vulgaris and Correlation with Indirect Immunofluorescence Test Background and Design The aim of the present study was to evaluate the value of Dsg- and Dsg-1 antibody levels that were suggested to have an association with disease activity in pemphigus vulgaris and to compare with IIF technique outcomes. aterial and ethods From ay 9 to September 9, patients with pemphigus vulgaris, 1 in follow-up and 8 new diagnosed, were enrolled. We performed IIF and ELISA tests to measure anti Dsg-1 and anti Dsg- antibody titrations of all patients at the first visit. We revaluated new patients days and follow-up patients 9 days later and reperformed IIF and Dsg-1 ELISA and Dsg- ELISA tests. Patiens were examined for the presence of active lesions both at the initial and the control visits. Results At the first visit anti Dsg- antibody positivity was seen in 1 patients, seven of them were new diagnosed ones. Anti Dsg-1 and anti Dsg- ELISAs were both positive in four of new diagnosed patients. IIF tests were positive in all patients of new diagnosed group. Control anti Dsg- ELISA positivity was seen in 9 patients, anti Dsg-1 ELISA and IIF were positive in and 8 patients, respectively. Anti Dsg- and IIF titrations showed a tendency to decrease during follow up and there was a statistically significant association between control IIF and Dsg- ELISA test results. (p=.5) Conclusion These findings support that both anti Dsg- and anti Dsg-1 ELISA tests along with IIF may be used as complementary tests for disease follow-up and treatment guidance. Anahtar Kelimeler: Pemfigus, desmoglein, indirekt immünfloresan test Key Words: Pemphigus, desmoglein, indirect immunofluorescence tests. Giriş Pemfigus vulgaris (PV), epidermal keratinosit hücre yüzeyine karşı gelişen otoantikorlar ile karakterize histolojik olarak epidermal hücrelerin birbirinden ayrılması (akantolizis) sonucu gelişmiş intraepidermal büllerin görüldüğü deri ve mukozaları etkileyen kronik otoimmün büllöz bir hastalıktır (1-). Deride ve serumda desmozomal glikoproteinlerden desmoglein- (Dsg- ) ve daha az olarak desmoglein-1 e (Dsg-1) karşı otoantikorlar oluşur. oleküler biyoloji alanındaki gelişmeler sayesinde 87 Dermatoz 1 ; () : 87-91.

bu antikorların varlığı ortaya konmuş ve hastalığın patogenezi aydınlatılmaya çalışılmıştır (-1). Günümüze kadar büllü hastalıkların tanısı klinik görünüm, histopatolojik bulgular ve direkt immünfloresan (DİF) veya indirekt immünfloresan () gibi yöntemlerle konulmaktaydı. Son dönemlerde anti Dsg- ve anti Dsg-1 ELİSA tekniği pemfigus vulgaris tanısı ve takibinde kullanılan yöntemler arasına girmiştir. Yapılan çalışmalarda anti Dsg- ve anti Dsg-1 antikor düzeylerinin pemfigus vulgaris tanısında değişen oranda sensitivite ve spesifitesi bildirilmiş ve tanıda etkin bir yöntem olduğu konusunda fikir birliğine varılmıştır (11-1). Anti Dsg antikor düzeyleri ile hastalığın fenotipi ve şiddeti arasındaki ilişki araştırılmış ve antikor düzeyleri ile hastalık aktivitesi arasında doğrudan bir ilişki olduğu bildirilmiştir (17-1). Nitekim antikor seviyeleri ve hastalık aktivitesi arasındaki korrelasyon, bu antikorların hastalığın takibi ve tedavinin değerlendirilmesinde de kullanılabileceğini düşündürmüştür (11, -). Çalışmamız daha çok bu otoantikorların hastalık aktivitesi ve seyri ile olan ilişkisini araştırmayı ve hastalığın takibindeki etkinliğini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Gereç ve Yöntem Bu prospektif gözlemsel çalışmaya, ayıs Eylül 9 tarihleri arasında klinik, histolojik ve immünofloresan yöntemlerle pemfigus vulgaris tanısı almış hastalar katıldı. Çalışma öncesi etik kurul onayı alındı. Her hasta çalışma hakkında bilgilendirildi ve yazılı onamları alındı. Çalışma 8 yeni tanılı ve 1 takipli hastadan oluşan iki ayrı grupta gerçekleştirildi. Takipli hasta grubunda en az iki aydır yeni lezyon çıkışı olmayan, sistemik steroid ve uygun görülen bir adjuvan immünsüpresif ilaç kullanan hastalar yer aldı. edildi. Eş zamanlı alınan kan örnekleri ile testleri 1/1-1/1 titrasyon aralığında çalışıldı. Çalışma verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistiksel metotların yanı sıra, ikili grupların karşılaştırılmasında bağımsız t testi, nitel verilerin karşılaştırılmasında ki-kare testi kullanıldı. Birinci ve ikinci vizit sonuçlarını değerlendirmede c Nemar s testi kullanıldı. Sonuçlar, anlamlılık p<.5 düzeyinde değerlendirildi. Bulgular Çalışmamıza yaşları 1 ile 77 arasında değişen hasta alındı. Hastaların 11 i kadın, 9 u erkekti. Kadınların yaş ortalaması 9.9 ± 9. iken; erkeklerin yaş ortalaması 5.77 ± 11.15 idi. Hastalarımızın 1 si takipli iken, 8 i yeni tanı almış hastalardı. Takipli hastaların ortalama remisyon süreleri,5 aydı (- ay). Yeni tanı grubundaki hastaların ortalama hastalık süresi 7.5 aydı (- ay). Hastalarımızı tanı anında lezyon yerleşim bölgelerine göre gruplandırdığımızda hastanın 15 i mukokutanöz tutulum gösterirken, 5 i sadece mukozal tutulum göstermekteydi. Hastalık fenotipinin cinsiyete göre dağılımına bakıldığında kadınlarda mukokutanöz tutulum % bulunurken, bu oran erkeklerde % olarak bulundu. Lezyonların yerleşim bölgesi ile cinsiyet dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı (p=.). Yeni tanılı hasta grubunda ilk vizitte testi tüm hastalarda 1/1 titrasyonda pozitifken, ELİSA testi ile 8 hastanın 7 sinde anti Dsg-, 8 hastanın ünde ise anti Dsg-1antikor pozitifliği saptandı. Dört hastada hem anti Dsg-1 hem de anti Dsg- antikorları pozitifti. Anti Dsg ELİSA testi ile bir yeni tanılı hastada antikor gösterilemedi. İlk vizitte tüm hastalarda lezyon varlığı pozitifti. Hastalar tanı anında lezyonlarının yerleşim lokalizasyonlarına göre mukozal ve mukokutanöz olarak iki gruba ayrıldı. Kontrol viziti yeni tanılı hasta grubunda. gün, takipli hasta grubunda ise 9. günde yapıldı. Hastaların mevcut serum anti Dsg-1 ve anti Dsg- antikor düzeylerinin saptanması için 1 cc venöz kan örnekleri alındı. Santrifüj edildikten sonra ayrılan serum -7 o C de çalışmanın yapılacağı güne kadar saklandı. ELİSA testleri 1:1 dilüsyonlu serumlar ile tek titrasyonda rekombinan Dsg-1 ve Dsg- antijenleri içeren kitler kullanılarak üreticilerin talimatlarına uygun şekilde çalışıldı. ELİSA kitleri 5 nm dalga boyunda değerlendirildi. İndeks değerleri üreticilerin belirlediği formül kullanılarak hesaplandı. Yirmi ve üzeri indeks değerler pozitif olarak kabul Otuz gün sonra aynı hastalar tekrar değerlendirildiğinde dört hastada testi negatifleşirken, bu dört hastanın sinde Dsg- ELİSA testi de negatifti. Bu hastada kontrol vizitinde aktif lezyon da görülmedi. testi negatif olan diğer hastanın ise Dsg- ELİSA testi pozitif idi. Bu hastaların birinde lezyon varlığı devam ederken, diğer hastada aktif lezyon gösterilemedi. Kontrol anti Dsg-1 antikorları sadece mukokutanöz tutulum gösteren bir hastada pozitif saptandı. Yeni tanılı hasta grubunda ilk vizit ve kontrol, anti Dsg- ve anti Dsg-1 antikor değerleri Tablo 1 de özetlendi. Tablo 1: Yeni tanılı hasta grubunda ilk vizit ve kontrol, Dsg-, Dsg-1 ELİSA değerleri 88 HASTA YERLEŞİ AÇ TSŞ SGY HİG NU DK Ö FG : ukozal : ukokutanöz 11 5 181 188 11. 11.9 15 158 17 9 5 9.9 1/1 1/1 1/1 1/1 1/1 1/1 1/1 1/1 8.5 11.7 11 81 11 7 1/1 1/1 1/18 1/18 Dermatoz 1 ; () : 87-91.

Takipli hasta grubunda ilk vizitte testi ile 1 hastanın 7 sinde 1/1-1/1 titrasyon aralığında pozitiflik saptandı. Bu hastaların ünde testi 1/1 titrasyonda pozitifti. Anti Dsg- antikorları hastada, anti Dsg-1 antikorları ise hastada pozitif saptandı. testi pozitif olan 7 hastanın, ünde anti Dsg- antikor pozitifliği de görüldü. Aktif lezyonu olan ve Dsg- ELİSA testi pozitif olan hastada yöntemi ile antikor gösterilemedi. Takipli hastaların 1 nunda ilk vizitte lezyon varlığı pozitifti. Bu hastalar 9 gün sonra tekrar değerlendirildiğinde test sonucu, ilk değerleri de negatif olan 5 hasta dahil 7 hastada negatif bulundu. Bu hastaların ünde kontrol anti Dsg- antikorları da negatifti. Bu hastalarda var olan lezyonlar kontrol vizitinde gerilemişti. Kontrol anti Dsg- antikorları 7 hastada pozitif saptandı ve bu hastalardan ünün ilk vizit anti Dsg- antikorlar değerleri negatif iken kontrol değerleri pozitif oldu. Bu hastalarda var olan lezyonları gerilemiş olduğu halde anti Dsg- değerlerinin artış gösterdiği görüldü. Kontrol anti Dsg-1 antikorları da yine hastada pozitif saptandı. Takipli hasta grubunda ilk vizit ve kontrol, Dsg-, Dsg-1 ELİSA değerleri Tablo de özetlendi. İlk vizit Dsg- ELİSA testinin pozitif saptanma değeri %8. olarak bulundu. Hastaların ilk vizit ve kontrol, sonuçları c Nemar s testi ile değerlendirildiğinde kontrol vizitinde şiddetinde istatistiksel olarak anlamlı azalma gözlendi (p=.19). İlk vizit ve kontrol Dsg- ELİSA dağılımlarında istatistiksel olarak anlamlı değişim gözlenmedi (p=.17). Kontrol vizitinde hastaların ile anti Dsg- antikor düzeylerinde azalma eğilimi görüldü ve bu testlerinin sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptadı (p=.5). Tartışma Pemfigus vulgarisli hastalarda, remisyon dönemlerinde en önemli sorun nükslerin öngörülmesi ve tedavinin düzenlenmesinde klinik bulgularla birlikte serum antikor düzeylerinin takibidir. Antikor düzeyleri ile korelasyon gösteren hastalık aktivitesinin takibi, nükslerin öngörülmesi ve tedavinin düzenlenmesinde büyük önem taşır. Günümüzde halen PV tanısı ve rutin takibinde serum antikor düzeyleri testi ile değerlendirilmektedir (5, ). Son yıllarda moleküler düzeyde yapılan çalışmalar ve rekombinant antijenlerin keşfi ile serum antikor düzeylerini daha sensitif ve spesifik olarak belirleyebilecek yeni testler kullanıma girmiştir. Anti Dsg-1 ve anti Dsg- antikorlarının ELİSA yöntemi ile ölçümü bu testler arasında en çok kullanılanlardır. Yapılan çalışmalarda Dsg ELİSA testinin sensitivitesi %85-%95 arasında değişmektedir (1, 15, 1). Zagorodniuk ve arkadaşları (7) tarafından yapılan 8 pemfiguslu hastanın ( PV, 5 PF) ve 5 sağlıklı kontrolün katıldığı bir çalışmada, pemfigus vulgarisin serolojik tanısında testi ve Dsg ELİSA testi karşılaştırılmış ve ve Dsg ELİSA testlerinin sensitivitesi ve spesifitesi sırasıyla %81, %81- %1,%9 bulunmuştur. Ng ve arkadaşlarının (8) yaptığı bir çalışmada ise 9 pemfiguslu (1 PF, 1 PV) hastada Dsg ELİSA testi ile hastaların tümünde antikor saptanırken, İFF testi ile 5 hastada (%8) antikor saptanabilmiştir. Pemfigus vulgaris tanısında testinin sensitivitesi substrat olarak sadece Dsg-1 açısından zengin insan derisi kullanıldığında düşmekte (%8), sadece Dsg- açısından zengin maymun özafagusu kullanıldığında (%9) artış göstermektedir. İkisinin birlikte kullanımı ile sensitivite %1 e çıkmaktadır (9). Çalışmamızda Dsg- ELİSA testinin yeni tanılı hasta grubunda sensitivitesi %87.5 bulunmuştur. Son dönemde yapılan bir metaanalizde, Dsg- ELİSA testinin pemfigus vulgaris tanısında yüksek sensitivite ve spesifiteye sahip olduğu gösterilmiştir (). Yapılan çalışmalar Dsg antikor düzeylerinin hastalığın fenotipinin belirmesinde de önemli rol oynadığını göstermektedir. ukozal tutulumu olan pemfigus vulgarisli hastalarda anti Dsg- antikorlarının, mukokutanöz tutulumu olan hastalarda ise anti Dsg- ve anti Dsg-1 antikorlarının birlikte fenotipin belirlenmesinde rol aldığı öne sürülmüştür (1, ). Fakat genel olarak klinik fenotip antikor düzeyleri ile uyum gösterse de; anlamlı olmakla birlikte az sayıda hastada antikorların ön gördüğü fenotip gelişmemektedir. Nitekim bizim çalışmamızda da mukokutanöz tutulumu olan yeni tanılı beş hastanın ikisinde anti Dsg-1 antikorları tespit edilememiştir ve mukozal tutulumu olan hastalarda anti Dsg- baskınlığı olsa da bir hastada anti Dsg-1 pozitifliği de görülmüştür. Çalışmamızda ilk ve kontrol vizitinde testleri ile antikor saptanan iki hastamızda ELİSA yöntemi ile Dsg antikor varlığı Tablo : Takipli hasta grubunda ilk vizit ve kontrol, Dsg-, Dsg-1 ELİSA değerleri HASTA YERLEŞİ FP TD ŞÖ EB NŞ GK HS SÖ NK U CD : ukozal : ukokutanöz.15 1.8 1 1.9 1 7 5.1 19. 198.7 71. 18 5 17 1/1 1/1 1/1 1/ 1/1 1/ 1/1.9 1. 85.9.1 9 71 5 15 1 18 1/ 1/8 1/ 1/1 1/ 89 Dermatoz 1 ; () : 87-91.

9 gösterilemedi. Bu durum hastalık patogenezinde yer alan Dsg- 1 ve Dsg- ün intrasellüler parçasındaki epitoplara () veya desmoglein dışı antijenlere karşı gelişen antikorların varlığını düşündürmüştür (, ). Vu ve arkadaşları (5) yaptıkları bir çalışmada pemfiguslu hastaların serumlarında patojenik anti kolinerjik reseptör antikorlarının varlığını göstermiştir. Remisyonda olan hastalarda yüksek titrelerde serum anti Dsg- antikor düzeylerine rastlanabilmektedir (,, 7). Nonpatojenik epitoplara karşı gelişen antikorlar veya IgG dışı antikor alt tiplerinin varlığı yüksek antikor düzeylerinden sorumlu olabilir (, 7). Nitekim biz de çalışmamızda takipli hastalarımızın üçünde yüksek anti Dsg- ve birinde de yüksek anti Dsg-1 antikor düzeylerine rastladık. Hastalarda eşlik eden inatçı mukozal lezyonlar mevcuttu fakat yüksek antikor düzeylerini açıklayacak yaygınlıkta değillerdi. Bu durum patojenik antikorlar yanında IgG1 tipi patojenik olmayan antikorların da varlığı şeklinde yorumlandı. Dsg-1 ve Dsg- antikor titrelerinin hastalığın aktivitesi ve şiddeti ile korelasyonunun gösterilmesi, Dsg ELİSA testinin hastalığın takibinde de kullanımı düşüncesini doğurmuştur. Avgerinou ve arkadaşlarının (8) yaptığı bir çalışmada 5 pemfigus vulgarisli hastada anti Dsg-1, anti Dsg- ve değerlerinin tedavi ve hastalık lokalizasyonu ile uyumlu olduğu ve hastalık takibi ve tedavinin düzenlenmesinde kullanılabileceği bildirilmiştir. Yapılan diğer çalışmalarda da Dsg ELİSA tekniğinin nükslerin ön görülmesi ve tedaviye cevabın değerlendirilmesinde etkili bir yöntem olduğu bildirilmiştir (, 9, ). Çalışmamızda kontrol vizitinde hastaların ile anti Dsg- antikor düzeylerinde tedavi ile azalma eğilimi görüldü ve testlerin sonuçları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptandı (p=.5). Bu ilişki desmoglein ELİSA testinin testi gibi hastalık takibinde faydalı bir metod olduğunu düşündürmüştür. testine üstünlüğü bir titrasyon aralığı yerine kantitatif değer vermesi ve tekniğinde sensitivitenin kullanılan substrata bağımlı olmasıdır. Dsg ELİSA testinin etkinliği iki faktörle sınırlanmaktadır. Birincisi, yüksek antikor düzeylerinde ELİSA sonuçları daha fazla kantitatif olamamakta ve plato çizmektedir. Bunu aşmak için titrasyon yapılmalıdır. İkincisi ise testinde aynı titrasyonda antikor görülen hastalarda Dsg ELİSA testi ile 8 kata kadar değişebilen oranlarda farklı sonuçlar alınabilmektedir (1). Sonuç olarak, Dsg ELİSA testinin hastalık takibinde tek başına kullanımı ile ilgili yeterli veri yoktur, bu nedenle testi ile birlikte kullanımı hem hastalığın tanısında hem de tedavi yönetimi ve hastanın takibinde etkinliği artıracağı düşünülmektedir. Hastalar remisyonda olsa dahi ELİSA yöntemi ile Dsg antikor takibinin belli aralıklarla yapılması ve antikor düzeylerinde artış olan hastaların nüks açısından daha yakından takip edilmesi önerilmektedir. Bu çalışmadaki iki önemli sınırlılık hasta sayısının az ve takip süremizin kısa bir dönemi kapsamasıdır. Sınırlı sürede takip, polikliniğimize başvuran ve çalışma kriterlerine uyan az sayıda hasta saptanması bir neden olarak düşünülmüştür. Pemfigus grubu hastalıkların prevelansının diğer birçok dermatolojik hastalığa göre düşük olması, daha uzun sürede daha fazla sayıda hastanın değerlendirilmesine olanak sağlayacaktır. Kaynaklar 1. Black, ignogna D, Scully C. Number II. Pemfigus vulgaris. Oral Dis 5; 11: 119-1.. Ioannides D, Lazaridou E, Rigopoulos D. Pemphigus. J Eur Acad Dermatol Venereol 8; : 178-19.. Bystrnyn JC, Rudolph JL. Pemphigus. Lancet 5; : 1-7.. Amagai, Tsunoda K, Suzuki H, Nishifuji K, Koyasu S, Nishikawa T. Use of autoantigen-knockout mice in developing an active autoimmune disease model for pemphigus. J Clin Invest ; 15: 5-1. 5. Ide A, Hashimoto T, Amagai, Tanaka, Nishikawa T. Detection of autoantibodies against bullous pemphigoid and pemphigus antigens by an enzyme-linked immunosorbent assay using the bacterial recombinant proteins. Exp Dermatol 1995; : 11-11.. Gniadecki R. Desmoglein autoimmunity in the pathogenesis of pemphigus. Autoimmunity ; 9: 51-57. 7. Amagai. Desmoglein as a target in autoimmunity and infection. J Am Acad Dermatol ; 8: -5. 8. Amagai. Autoimmunity against desmosomal cadherins in pemphigus. J Dermatol Sci 1999; : 9-1. 9. Hashimoto T. Recent advances in the study of the pathophysiology of pemphigus. Arch Dermatol Res ; 95: -11. 1. Pan, Liu X, Zheng J. The pathogenic role of autoantibodies in pemphigus vulgaris. Clin Exp Dermatol 11: ; 7-77. 11. Amagai, Komai A, Hasimoto T ve ark. Usefulness of enzyme-linked immunosorbent assay using recombinant desmogleins 1 and for serodiagnosis of pemphigus. Br J Dermatol 1999; 1: 51-57. 1. Sharma VK, Prasad HRY, Khandpur S ve ark. Evaulation of desmoglein enzyme-linked immunosorbent assay (ELISA) in Indian patients with pemphigus vulgaris. Int J Dermatol ; 5: 518-5. 1. Nishikawa T. Desmoglein ELISAs A novel diagnostic tool for pemphigus. Arch Dermatol 1999; 15: 195-19. 1. Lenz P, Amagai, Volc-Platzer B ve ark. Desmoglein ELİSA: A pemphigus vulgaris specific diagnostic tool. Arch Dermatol 1999; 15: 1-18. 15. Huang CH, Chen CC, Wang JC ve ark. Using desmoglein 1 and enzyme-linked immunosorbent assay as an adjunct diagnostic tool for pemphigus. J Chin ed Assoc 7; 7: 5-7. 1. Harman KE, Gratian J, Seed PT ve ark. Diagnosis of pemphigus by ELISA: a critical evaluation of two ELISAs for the detection of antibodies to the major pemphigus antigens, desmoglein 1 and. Clin Exp Dermatol ; 5: -. Dermatoz 1 ; () : 87-91.

17. Hallaji Z, ortazavi H, Lajevardi V ve ark. Serum and salivary desmoglein 1 and desmoglein enzyme-linked immunosorbent assay in pemphigus vulgaris: correlation with phenotype and severity. J Eur Acad Dermatol Venereol 9; : 75-8. 18. Jamora J, Jiao D, Bystryn JC. Antibodies to desmoglein 1 and, and the clinical phenotype of pemphigus vulgaris. J Am Acad Dermatol ; 8: 97-977. 19. Daneshppazhooh, Chams-Davatchi C, Khamsipour A ve ark. Desmoglein 1 and enzyme-linked immunosorbent assay in Iranian patients with pemphigus vulgaris: correlation with phenotype, severity and disease activity. J Eur Acad Dermatol Venereol 7; 1: 119-1.. Harman KE, Seed PT, Gratian J ve ark. The severitiy of cutaneous and oral pemphigus is related to desmoglein 1 and antibody levels. Br J Dermatol 1; 1: 775-78. 1. Kumar B, Arora S, Kumaran S ve ark. Study of desmoglein 1 and antibody levels in relition to disease severity in Indian patients with pemphigus. Indian J Dermatol Venereol Leprol ; 7: -.. Cheng SW, Kobayashi, Tanikawa A ve ark. onitoring disease activity in pemphigus with enzyme-linked immunosrbent assay using recommbinant desmogleins 1 and. Br J Dermatol ; 17: 1-5.. Schmidt E, Dahnrich C, Rosemann A ve ark. Novel ELISA systems for antibodies to desmoglein 1 and : correlation of disease activity with serum autoantibody levels in individual pemphigus patients. Exp Dermatol 1; 19: 58-.. Abasq C, ouquet H, Gilbert D ve ark. ELISA testing of anti- desmoglein 1 and antibodies in the management of pemphigus. Arch Dermatol 9; 15: 59-55. 5. Kanitakis J. Indirect immunofluorescence microscopy for the serological diagnosis of autoimmune blistering skin disease: a review. Clin Dermatol 1; 19: 1-1.. Aoki V, Sousa JX, Fukumori LI ve ark. Direct and indirect immunofluorescence. Ann Bras Dermatol 1; 85: 9-5 7. Zagorodniuk I, Weltfriend S, Shtruminger L ve ark. A comparison of anti desmoglein antibodies and indirect immunofluorescence in the serodiagnosis of pemphigus vulgaris. Int J Dermatol 5; : 51-5. 8. Ng PPL, Thng STG, ohamed K, Tan SH. Comparison of desmoglein ELISA and indirect immunofluorescence using two substrates ( monkey oesophagus and normal human skin) in the diagnosis of pemphigus. Aust J Dermatol 5; : 9-1. 9. Harman KE, Gratian J, Bhogal BS. The use of two substrates to improve the severity of indirect immunoflorescence in the diagnosis of pemphigus. Br J Dermatol ; 1: 115-119.. Tampoia, Giavarina D, Di Girgio C, Bizzaro N. Diagnostic accuracy of enzyme-linked immunosorbent assays (ELISA) to detect anti-skin autoantibodies in autoimmune blistering skin diseases: A systematic review and meta-analysis. Autoimmun Rev 1; July 7 [epub ahead of print] 1. Amagai, Tsunoda K, Zillikens D, Nagai T, Nishikawa T. The clinical phenotype of pemphigus is defined by the anti-desmoglein autoantibody profile. J Am Acad Dermatol 1999; : 17-17.. Ding X, Aoki V, ascora J, ve ark. ucosal and mucocutaneous (generalized) pemphigus vulgaris show distinct autoantibody profile J Invest Dermatol 1997; 19: 59-59.. Zone J. The value of desmoglein 1 and antibody ELISA testing in patients with pemphigus. Arch Dermatol 9; 15: 585-58.. ihai S, Sitaru C. Immunopathology and molecular diagnosis of autoimmune bullous diseases. J Cell ol ed 7; 11: -81. 5. Vu Tn, Lee Tx, Ndoye A ve ark. The pathophysiological significance of nondesmoglein targets of pemphigus autoimmunity. Development of antibodies against keratinocyte cholinergic receptors in patients with pemphigus vulgaris and pemphigus foliaceus. Arch Dermatol 1998; 1: 971-98.. Kwon EJ, Yamagami J, Nishikawa T ve ark. Anti-desmoglein IgG autoantibodies in patients with pemphigus in remission. J Eur Acad Dermatol Venereol 8; : 17-175. 7. Kamilya K, Aoyama Y, Shirafuji Y, ve ark. Detection of antibodies against the non-calcium-dependent epitopes of desmoglein in pemphigus vulgaris and their pathogenic significance. Br J Dermatol 1; 17: 5-1. 8. Avgerinou G, Papafraqkaki DK, Nasiopoulou A ve ark. Correlation of antibodies against desmoglein 1- with indirect immunofluorescence and disease status in a Greek population with pemphigus vulgaris. J Eur Acad Dermatol Venereol 1 Jan 5 [Epub ahead of print] 9. Anand V, Khandpur S, Sharma VK, Sharma A. Utility of desmoglein ELISA in the clinical corelation and disease monitoring of pemphigus vulgaris. J Eur Acad Dermatol Venereol 11 Oct 8. [Epub ahead of print]. Belloni Fortina A, Faggion D, Pigozzi B,ve ark. Detection of autoantibodies against recombinant desmoglein 1 and molecules in patients with pemphigus vulgaris: correlation with disease extent at the time of diagnosis and during follow-up. Clin Dev Immunol 9; 1878. Epub 9 Dec 1. 1. Bystryn JC, Akman A, Jiao D. Limitations in enzyme-linked immunosorbent assays for antibodies against desmoglein 1 and in patients with pemphigus. Arch Dermatol ; 18: 15-15. 91 Dermatoz 1 ; () : 87-91.