DOLAŞIM VE SAVUNMA SİSTEMİ



Benzer belgeler
İnsanda Dolaşım Sistemi ve Vücudun Savunulması

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 5 İNSANDA BAĞIŞIKLIK VE VÜCUDUN SAVUNULMASI

11. SINIF KONU ANLATIMI 48 DOLAŞIM SİSTEMİ 1 KALP KALBİN ÇALIŞMASI

Sistemin Diğer Özellikleri Atar ve toplar damarlar birbirleriyle bağlantılı olduğu için devamlıdır. Bu bağlantıyı kılcal damarlar sağlar. Kan devamlı

Şekil : Açık Dolaşım Şeması

DOLAŞIM VE VÜCUT SAVUNMASI

1- Kulakçıklar Gevşer, Karıncıklar Kasılır :

HAYVANLARDA DOLAŞIM SİSTEMLERİ. YRD. DOÇ. DR ASLI SADE MEMİŞOĞLU

ADIM ADIM YGS LYS Adım DOLAŞIM SİSTEMİ 2 DAMARLAR

DESTEK ve HAREKET SİSTEMİ. Kemiklerin Görevleri: - Destek ve hareket sistemimiz: iskelet sistemi, eklemler ve kas sisteminden meydana gelir.

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Gaz Alışverişi, İnsanda Solunum Sistemi

Fizyoloji PSİ 123 Hafta Haft 13 a

DOLAŞIM VE VÜCUDUN SAVUNULMASI AÇIK DOLAŞIM:

11. SINIF KONU ANLATIMI 32 DUYU ORGANLARI 1 DOKUNMA DUYUSU

Bio 103 Gen. Biyo. Lab. 1


GENEL ÖZELLİKLER. Vücudun kendini çeşitli hastalık meydana getirici etkenlere karşı savunması immün sistem (Bağışıklık) tarafından gerçekleştirilir.

solunum >solunum gazlarının vücut sıvısı ile hücreler arasındaki değişimidir.

HAYVANSAL ÜRETİM FİZYOLOJİSİ

SINIFLAR/1.DÖNEM YAZILIYA HAZIRLIK ÇALIŞMASI-2

Bağışıklık sistemi nasıl çalışır?

ORGANİZMALARDA BAĞIŞIKLIK MEKANİZMALARI

YGS ANAHTAR SORULAR #3

Kardivasküler Sistem

ÇEVRESEL SİNİR SİSTEMİ SELİN HOCA

1.ÜNİTE: VÜCUDUMUZ BİLMECESİNİ ÇÖZELİM. Fen ve Teknoloji-4.sınıf

Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır.

Mikroskobun Yapımı ve Hücrenin Keşfi Mikroskop: Robert Hooke görmüş ve bu odacıklara hücre demiştir.

İnsanda Destek ve Hareket Sistemi

ADIM ADIM YGS-LYS 52. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-12 HAYVANLAR ALEMİ 3- OMURGALI HAYVANLAR SORU ÇÖZÜMÜ

Dolaşım sistemi OMURGASIZLARDA DOLAŞIM SİSTEMLERİ OMURGALILARDA DOLAŞIM SİSTEMLERİ

Anatomik Sistemler. Hastalıklar Bilgisi Ders-2 İskelet-Kas-Sinir Sistemleri

Solunum Sistemi Fizyolojisi

ADIM ADIM YGS LYS. 73. Adım ÜREME BÜYÜME GELİŞME EMBRİYONİK ZARLAR İNSAN EMBRİYOSUNUN GELİŞİMİ-1

ADI SOYADI : OKUL NO : SINIFI : 4/ NOTU : FEVZİ ÖZBEY İLKOKULU FEN VE TEKNOLOJİ DERSİ 1. DÖNEM 1. YAZILISI

HAYVANSAL HÜCRELER VE İŞLEVLERİ. YRD. DOÇ. DR. ASLI SADE MEMİŞOĞLU RESİM İŞ ZEMİN KAT ODA: 111

ADIM ADIM YGS-LYS 54. ADIM CANLILARIN SINIFLANDIRILMASI-14 HAYVANLAR ALEMİ 5- OMURGALI HAYVANLAR-3 SORU ÇÖZÜMÜ

Dolaşım Sistemi. Dolaşım sistemi, kan, kan plazması, şekilli elemanları. Dicle Aras

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #18

SİNİR SİSTEMLERİ. SANTRAL SİNİR SİSTEMİ Beyin. Anatomik Olarak PERİFERİK SİNİR SİSTEMİ His Motor

HAYVANLARDA DOLAŞIM SİSTEMİ

KAN VE KAN HÜCRELERİ İNSAN VÜCUDU KONUSUNDA BİLİNMESİ GEREKENLER 33

DOLAŞIM SİSTEMİ TERİMLERİ. Müge BULAKBAŞI Yüksek Hemşire

HİSTOLOJİ. DrYasemin Sezgin

Kanın fonksiyonel olarak üstlendiği görevler

Kanın Bileşenleri. Total kan Miktarı: Vücut Ağırlığı x0.08. Plazma :%55 Hücreler : %45. Plazmanın %90 su

DOLAŞIM SİSTEMİ ve VÜCUDUN SAVUNULMASI ÜN TE 14

Kan ve kan bozuklukları ile ilgili araştırmaların yapıldığı ve tedavinin geliştirildiği bilim dalına hematoloji (kan bilim) denilir.

BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARMAKOLOJİSİ

Akciğerin yapısı ve görevleri

Dolaşım Sistemi Dicle Aras

Kalbin Kendi Damarları ve Kan kaynakları; Koroner Damarlar

Kazanım Merkezli Çalışma Kağıdı 1. Ünite Vücudumuzda Sistemler Sindirim Sistemi

Kanın bileşimi iki kısımdan oluşur:

GELECEĞĠN KAN BAĞIġÇILARININ KAZANIMI ĠÇĠN TEKNĠK DESTEK PROJESĠ

11. SINIF KONU ANLATIMI 43 SİNDİRİM SİSTEMİ 2 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

11. SINIF KONU ANLATIMI 42 SİNDİRİM SİSTEMİ 1 SİNDİRİM SİSTEMİ ORGANLARI

FEN BİLİMLERİ TESTİ 6. SINIF

HAYVANSAL DOKULAR Doku Histogenez

*Canlıların canlılık özelliği gösteren en küçük yapı birimine hücre denir.

DOLAŞIM SİSTEMLERİ (27)

İskelet ve kemik çeşitleri nelerdir?

FİZYOLOJİ LABORATUVAR BİLGİSİ VEYSEL TAHİROĞLU

DOKU. Dicle Aras. Doku ve doku türleri

ARI ZEHİRİ BİLEŞİMİ, ÖZELLİKLERİ, ETKİ MEKANİZMASI. Dr. Bioch.Cristina Mateescu APİTERAPİ KOMİSYONU

A. Aşağıdaki destek ve hareket sistemi ile ilgili verilen kavram ağını uygun şekilde doldururunuz.

CANLILARIN YAPISINDA BULUNAN TEMEL BİLEŞENLER

11. SINIF KONU ANLATIMI 29 ENDOKRİN SİSTEM 4 BÖBREK ÜSTÜ BEZLERİ (ADRENAL BEZLER)

LENF DOLAŞIMI LENF SİSTEMİ

ayxmaz/biyoloji Olumsuz yanıtları: Alerjiler - normalde zararsız maddelere tepki Otoimmün hastalıklar (Diyabet)(Kendi dokularını yok eder)

KAN DOKUSU. Prof. Dr. Levent ERGÜN

11. SINIF KONU ANLATIMI 39 İNSANDA DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ 3 KAS SİSTEMİ

DESTEK VE HAREKET SİSTEMİ

Bir populasyonun birey sayısı, yukarıdaki büyüme eğrisinde görüldüğü gibi, I. zaman aralığında artmış, II. zaman aralığında azalmıştır.

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır.

VÜCUDUMUZDAKİ SİSTEMLER. Boşaltım Sistemi

11. SINIF KONU ANLATIMI 25 İNSAN FİZYOLOJİSİ SİNİR SİSTEMİ-9 ÇEVRESEL (PERİFERİK) SİNİR SİSTEMİ SİNİR SİSTEMİ HASTALIKLARI

Sigara sağlığa zararlı olmasına rağmen birçok kişi bunu bile bile sigara kullanmaktadır. En yaygın görülen zararlı alışkanlıkların içinde en başı

CANLILARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ Beslenme Boşaltım Üreme Büyüme Uyarıları algılama ve cevap verme Hareket Solunum Hücreli yapı

ÜRİNER SİSTEM ANATOMİ ve FİZYOLOJİSİ

İNSANDA ÜREME, BÜYÜME VE GELİŞME

Dolaşım Sistemi Fizyolojisi - 2. Prof. Dr. Taner Dağcı Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Ab. D.

BOŞALTIM SİSTEMİ ÜN TE 15

İnsan vücudunda üç tip kas vardır: İskelet kası Kalp Kası Düz Kas

13 HÜCRESEL SOLUNUM LAKTİK ASİT FERMANTASYONU

İskelet Kasının Egzersize Yanıtı; Ağırlık çalışması ile sinir-kas sisteminde oluşan uyumlar. Prof.Dr.Mitat KOZ

LÖKOSİT. WBC; White Blood Cell,; Akyuvar. Lökosit için normal değer : Lökosit sayısını arttıran sebepler: Lökosit sayısını azaltan sebepler:

BOŞALTIM SİSTEMİ ORGANLARI

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #22

YGS YE HAZIRLIK DENEMESi #4

* Madde bilgisi elektromanyetik sinyaller aracılığı ile hücre çekirdeğindeki DNA sarmalına taşınır ve hafızalanır.

DÖNEM 2- I. DERS KURULU AMAÇ VE HEDEFLERİ

DENETLEYİCİ VE DÜZENLEYİCİ SİSTEMLER

6.Sınıf. Canlılık Hücreyle Başlar Konu Testi FEN BİLİMLERİ. Test-01 I II III. Yukarıdaki şekilde bir hayvan hücresi genel kısımlarıyla modellenmiştir.

11. SINIF KONU ANLATIMI 40 HUXLEY KAYAN İPLİKLER MODELİ KAS KASILMASI VE GEVŞEMESİ

Doku kan akışının düzenlenmesi Mikrodolaşım ve lenfatik sistem. Prof.Dr.Mitat KOZ

Mekanik zedelenmelerde nazik olan solunum yüzeylerinin korunması

YGS ANAHTAR SORULAR #4

ENDOTEL YAPISI VE İŞLEVLERİ. Doç. Dr. Esra Atabenli Erdemli

Transkript:

DOLAŞIM VE SAVUNMA SİSTEMİ 1

Canlılar metabolik olaylarda kullanmak üzere aldığı besin ve oksijenin dokulara,dokularda oluşan metabolik ürünlerin, karbondioksit ve diğer artıklarını da boşaltım organlarına taşınması gerekir.bu olaya dolaşım sistemi denir.bunun yanında bütün canlılar gelişmiş bir dolaşım sistemine sahip değildir. Dolaşım sistemi açık ve kapalı dolaşım sistemi diye ikiye ayrılır. DOLAŞIM Açık dolaşım Kapalı dolaşım Yumuşakçalar Omurgasızlarda kapalı dolaşım Omurgalılarda kapalı dolaşım Eklem Bacaklılar Halkalı solucanlar Balıklar Derisi dikenliler Tek hücreliler Süngerler Solenterler Yassı solucanlar Yuvarlak soluncalar Mürekkep balığı Açık dolaşım Kurbağalar Sürüngenler Halkalı solucanlar Mürekkep balığı Yumuşakçalar Eklem bacaklılar Derisi dikenliler Balıklar Kurbağalar Süngerler Kuşlar Memeliler Kapalı dolaşım Açık dolaşım Kapalı dolaşım 2 Kuşlar Memeliler

1.Açık Dolaşım Omurgasızlardan yumuşakçalarda,eklem bacaklılarda ve derisi dikenlilerde açık dolaşım sistemi görülür.bu canlılarda kan ve doku sıvısı şeklinde ayrım yoktur.vücut sıvılarına hemolenf denir.bu sistem bir veya birkaç odacıklı kalp ve kısa damarlardan meydana gelir.kılcal damar bulunmaz ve taşıma hızı düşüktür. Hemolenf,kalbin çalışmasıyla atardamarlardan dokular arasındaki boşluklara (sinüs) dağılır ve madde alış verişi yapıldıktan sonra tekrar kalbe geri döner.. Toplar damar Atar damar Atar damar Toplar damar Örnek olarak eklem bacaklılardan çekirgede; sırt tarafında yedi bölmeli geniş damar bulunur. Hemolenf,kalp görevi üstlenen bu damarın kasılmasıyla atar damarlara,aradan da vücut boşlularına pompalanır.kalp görevi yapan damarlar gevşediğinde ise vücut boşluğundaki hemolenf bu damarın yanlarında bulunan deliklerden damar içine geri döner.çekirgedeki damar bölmelerini çevreleyen kasların kasılması ve sinüslerin sıkışmasını sağlayan vücut hareketleri de hemolenf dolaşımına yardımcı olur. Bu hareketlerin sonucunda hemolenf ile vücut hücreleri arasında madde alış verişi gerçekleşir.vücut boşluğunda bulunan atık ürünlerde yine hemolenf aracılığıyla hücrelerden uzaklaştırılır. Kalp görevi yapan bölmeli damar Kanın kalbe gelmesini sağlayan delikler Atar damar Toplar damar Doku Kalp Doku Toplar damar Atar damar 3

2.Kapalı Dolaşım Omurgasızlardan Mürekkep balığı ve halkalı solucanlarda ve omurgalıların tamamında kapalı dolaşım sistemi görülür.dokular ile kan arasındaki madde alış verişi atardamarlar ve toplardamarlar arasında bulunan kılcal damarlarda gerçekleşir.kan akışı açık dolaşıma göre daha hızlıdır. Halkalı solucanlarda biri sırtta,ikisi karında olmak üzere üç ana damar bulunur.bu damarlar,çeşitli organlara kanı taşıyan daha ince kılcal damarlara ayrılır.sırt damarı,kanın peristaltik hareketlerle öne doğru pompalayan ana kalp olarak görev yapar.solucanın baş tarafına yakın yerde bulunan beş çift damar ise sırt ve karın damarlarını birbirine bağlar.bu damarlar,kanı karın bölgesine gönderen yardımcı kalp olarak işlev görür.bu damarların kasılmasıyla kan karın damarlarına geçer.daha sonra karın damarlarından ayrılan kan:kılcallarla bağırsak,deri ve diğer organlara taşınır.bu sırada kanla doku sıvısı arasında,doku sıvısı ile hücreler arasında madde alış verişi olur.madde alış verişinden sonra da kan,toplardamarlarla kalbe geri gelir.solucan gibi bazı canlılarda deri solunumu görüldüğünden,gaz alış verişi deri altındaki kılcallarla vücut yüzeyindeki nemli deriden karşılanır. Kapakçıklar Atar damar Kalp Toplar damar Doku Kılcal damarlar 4

Açık ve kapalı dolaşımın karşılaştırılması Açık dolaşım 1)Kan dolaşımı yavaştır. 2)Enerji ve O 2 ihtiyacı az olan canlılarda görülür. 3)Küçük yapılı canlılardır. 4)Toprak solucanı ve mürekkep balığı hariç tüm omurgasızlarda görülür. 5)Kalp, atardamar ve toplardamar da oluşur. 6)Kan dolu hücrelerini yalayarak dolaşır. 7)Kanlar renklidir.solunum pigmende bulunmaz. Kapalı dolaşım 1)Kan dolaşımı hızlıdır. 2)Eenerji ve O 2 ihtiyaç fazla olan canlılarda görülür. 3)Büyük yapılı canlılardır. 4)Toprak solucanı ve mürekkep balığı dahil tüm omurgalılarda görülür. 5)Kalp,atardamar,toplardamar ve kılcal damarda olur. 6)Kan kılcal damarlar ile dolu hücreler arasından geçer. 7)Kanalrı renklidir.solunum pigmendi bulunur. 5

Bir hücreliler Süngerler Yassı solucanlar Solenterler Yuvarlak solucanlar Damar Kapak Kalp Kanı toplayan açıklıklar Damar Doku Halkalı solucanlar Kapak Damar Kalp Damar Mürekkep balığı Doku Kılcal damar Derisi dikenliler Yumuşakçalar Eklem bacaklılar Damar Kapak Kalp Damar Doku Balıklar Kurbağalar Sürüngenler Kuşlar Memeliler Kapak Damar Kalp Damar Doku Kılcal damar 6

Solungaçlar temizlenme Atar damar Karıncık Kulakçık Karıncık Kalp Kulakçık Toplar damar Balık kalbi Dokular madde alış verişi ve kanın kirlen- 1-Balıklarda Dolaşım:Balıklarda kalp,kulakçık ve karıncık olmak üzere iki odacıklıdır. Vücutta oksijence fakirleşen kan toplar damarlarla kalbin kulakçığına gelir. Buradan karıncığa oradan da oksijence zenginleştirilmek üzere atardamarla solungaçlara gider. Kan, solungaçlarda temizlendikten sonra kalbe uğramadan bütün vücuda dağılır.madde alış verişi yapıldıktan sonra kirlenen kan toplar damar ile kalbe tekrar geliri.bu nedenle kalpte her zaman oksijence fakir kan bulunur.balık kalbinde oksijeni bol kan bulunmaz. 2-Kurbağalarda Dolaşım: Akciğerlerde temizlenme Sağ Kulakçık Sol Kulakçık Karıncık Dokular madde alış verişi ve kanın kirlenmesi Kurbağalarda kalp,iki kulakçık ve bir karıncık olmak üzere üç odacıklıdır.vücutta oksijence fakirleşen kan ana toplardamarlarla sağ kulakçığa gelir.buradan karıncığa geçen kan,akciğer atardamarları ile akciğerlere taşınır.akciğerlerde oksijence zenginleşen kan ise akciğer toplardamarıyla sol kulakçığa gelir.karıncık tek olduğu için oksijence fakir ve oksijence zengin kan burada birbirine karışır.karıncıktaki karışık kan aynı anda atardamarlarla vücuda ve akciğerlere gönderilir.bu sebepten dolayı kurbağaların vücutlarında karışık kan dolaşır. Soğuk kanlı (değişken sıcaklıklı) canlılar: Vücutlarında karışık kan dolaşan canlıların vücut sıcaklığı çevrenin sıcaklığına bağlı olarak değişir.çünkü hücrelere yeterli oksijen taşınamadığı için vücut sıcaklıklarını sabit tutacak ısı üretilemez.bu canlılara soğukkanlı (değişken sıcaklıklı) canlılar denir. Kurbağaların kalplerinde oksijence zengin ve oksijence fakir kan karıştığı için vücutlarında dalaşan kanda yeterince oksijen bulunmaz.bu oksijen açığı kurbağalarda deri solunumu ile karşılanır. 7

3-Sürüngenlerde Dolaşım: Akciğerlerde temizlenme Sağ Kulakçık Karıncık Sol Kulakçık Dokular madde alış verişi ve kanın kirlenmesi Sürüngenlerde kalp,iki kulakçık ve yarım perdeyle bölünmüş bir karıncık olmak üzere üç odacıklıdır.bu canlılarda kulakçıklardan karıncığa geçen oksijence fakir ve oksijence zengin kan,yarım perdeli karıncık sayesinde kısmen karışır.vücutlarında yine karışık kan dolaştığı için sürüngenlerde soğukkanlı canlılardır. 4-Kuş ve Memelilerde Dolaşım: Akciğerlerde temizlenme Sağ Kulakçık Sağ Karıncık Sol Kulakçık Sol Karıncık Dokular madde alış verişi ve kanın kirlenmesi Kuş ve memelilerin kalpleri,iki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere dört odacıklıdır.bu nedenle akciğerlerden kalbe gelen oksijence zengin kanla vücudu dolaşarak kalbe gelen oksijence fakir kan birbirine karışmaz. Sıcakkanlı (sabit sıcaklıklı) canlılar: Bu canlılar hücrelerine yeterli oksijen taşıdığı için metabolizmalarında ürettikleri ısı sayesinde vücutlarını belirli bir sıcaklıkta tutabilir.bunlara sıcakkanlı (sabit sıcaklıklı) canlılar denir.kuşların kalbi ile benzer yapıdadır.ancak kuşlarda sağa dönen aort,memelilerde vücudun soluna döner. 8

Balıklarda dolaşım Kalpler iki gözlüdür Kalplerinde her zaman kirli kan vardır Solungaçlarda temizlenen kan kalbe uğramadan vücuda yayılır. Kurbağa ve sürüngenlerde dolaşım Kalpleri iki kulakçık ve bir karıncık olmak üzere 3 gözlüdür. Sürüngenlerin karıncığında yarım perde bulunur. Timsahların karıncığı tam bir perde ile ikiye ayrılır. Kirli ve temiz kan panizza kanalı sayesinde birbirine karışır. Bu timsahlar için bir özelliktir. Sol kulakçıkta gelen temiz kan ile sağ kulakçıktan gelen kirli kan karıncıkta birleşir. Karıncıktan çıkan aortta ve akciğer aorttalarında karışık kan bulunur. Atar damarlarında karışık kan bulunan canlılara soğuk kanlı sürüngenlerde denir. Kuş ve memelilerde dolaşım Kalpleri iki kulakçık ve iki karıncık olmak üzere 4 gözlüdür. Kalbin sol tarafından temiz sağ tarafında kirli kan bulunur. Sağ karıncıktan çıkan kan akciğerlerde temizlenerek kalbin sol kulakçığına gelir ( küçük dolaşım ) Sol karıncıktan aort ile çıkan temiz kan vücütta kirlenerek sağ kulakçığına gelmesine büyük dolaşım denir. Atar damarlarında temiz kan bulunan canlılara sıcak kanlı canlılar denir. 9

Kalp içten dışa doğru üç tabakadan oluşur.bunlar; 1-Endokard 2-Miyokard 3-Perikard 1-Endokard:Kalbin iç yüzeyini örten tek sıralı endotel ve bunu miyokarda bağlayan bağ dokusundan meydana gelmiştir.kan damarı bulunmaz ve aşınmayı önleyen kaygan bir yapı oluşturur. 2-Miyokard :Kalbin çalışmasını sağlayan kaslı bir yapıdır.sol karıncıkta daha kalın bir yapıdadır.çizgili kas özelliği gösterir fakat işlemsiz çalışır. Kalbi besleyen damarlara koroner damarlar adı verilir.kalbi bu koroner damarlardaki kan besler.koroner damarlar aorttan çıkan atardamarların kılcallara ayrılmasıyla oluşur.bu damarlar tıkanır ya da daralırsa kalp,ihtiyacı olan besini ve oksijeni alamaz.bu durum kalp krizi (enfarktüs) ne neden olur. 3-Perikard:Kalbin dışını sarar.perikard bağ dokudan yapılmış iki katlı bir zardır. Miyokard ile perikard arasında bulunan perikard boşluğu kalbin atışlarını kolaylaştıran kaygan bir sıvı ile doludur. Kalbin çalışması: Kulakçıkların kasılması (sistol) ve gevşemesi (diastol) ile olur. Kulakçık ve karıncıkların kasılıp gevşemesi, kanın hareketi için itici bir güç oluşturur. İlk kasılma sağ kulakçığın üst arka duvarında yer alan sinoatrial düğümünün (S.A) uyarılması ile meydana gelir. Otonom sistem tarafından S.A. Düğümden yayılan uyarılar atriyoventrikuler düğümü (A.V.) iletilir. A.V düğümü his demeti adı verilen özelleşmiş tercihleri ile devam eder. His demetleri ile uyartılar karıncıklara iletilerek karıncıkların kasılması sağlanır. Kulakçıların ile karıncıkların kasılması birbirine zırt dır. Yani kulakçıklar kasılırken karıncıklar gevşer karıncıkta kasılırken kulakçıklar gevşer. Odacıkların kasılma sırasında kanı diğer odacıklara veya atar damarlara iletir. Gevşeme anında ise içerlere kan dolar. Bu olayların gerçekleşmesini sağlayan Kalp atışı 0.85 sinde tamamlanır. Bu sürenin % 50si dinlenmeye harcanır. Sağlıklı bir insan kalbi dakikada 70-80 kez atar. Kulakçıklar Sinoatrial SA Atriyoventrikuler AV Karıncıklar His demetleri His lifleri Purkinje lifleri AV düğüm kulakçıklar ile karıncıklar arasında bulunur.av düğümden çıkan özelleşmiş kas telcikleri His demetleri adını alır.bu demetler karıncıkların duvarında dallanarak Purkinje liflerini oluşturur.purkinje liflerine ulaşan uyartının etkisiyle de karıncıklar kasılır.böylece kalp bir defa kasılıp gevşemiş olur. 10

B.İNSANDA DOLAŞIM SİSTEMİ İngiliz tıp ve fen öğrencisi William Harvey (Harvi) insanda dolaşım sistemiğiyle ilgili kanın vücut içindeki akışını''sonu olmayan bir nehir''benzetmesiyle açıklamaya çalışmıştır. Nehre benzetilen dolaşım sistemi; kalp, atardamar, toplardamar ve kılcal damarlardan meydana gelir.kan dolaşımını sağlayan bu sisteme lenf dolaşımı yardımcı olur. İnsanda dolaşım Kalp Atar damar Toplar damar Kılcal damar 1-Kalp Dolaşım sistemi içerisinde bir motor gibi görev yaparak kanı damarlar içinde tüm vücuda pompalayan kalp;sağ ve sol akciğer arasında göğüs kemiğinin arkasından ve sola dönük koni şeklinde bir organdır.genellikle her insanın yumruğu büyüklüğünde 250 ila 300 g ağırlığında bir organdır.yaşlandıkça büyüklüğü artar. Kalp,üstte iki kulakçık (atrium) altta iki karıncık (ventrikül) olmak üzere dört odacıklıdır.kulakçıkların karıncıklara açıldığı yerde kapakçıklar bulunur.sağ kulakçıkla sağ karıncık arasında üçlü kapakçık (triküspit),sol kulakçıkla sol karıncık arasında ikili kapakçık (biküspit,mitral) yer alır.bu kapakçıklar sağlam liflerle karıncıkların duvarlarına bağlanır.ayrıca kalbin sol karıncığından çıkan aort ve sağ karıncığından çıkan akciğer atardamarında yarım ay şeklinde kapakçıklar vardır.bu kapakçıklar kalpten pompalanan kanın geri dönmesini engeller ve kanın tek yönde akmasını sağlar. Üst ana toplar damar Akciğer atar damarı Aort Akciğer atar damarı Akciğer toplar damarı Akciğer atar damarı Akciğer atar damarı Sağ kulakçık Kan Kan Akciğer atar damarı Sol kulakçık Üçlü (triküsbit) kapakçık Kan İkili (biküsbit) kapakçık Sağ karıncık Kan Sol karıncık Alt ana toplar damar Yarım ay kapakçıklar 11

Nabız:Kalbin ritmik kasılma ve gevşemesinin atardamarlarda hissedilmesine denir. Tansiyon:Kalbin kasılıp gevşemesi sırasın da kanın atardamar duvarına yaptığı basınca denir. Büyük tansiyon:karıncıkların kasılması sırasında kanın atardamar duvarına yaptığı basınca denir. Küçük tansiyon:karıncıkların gevşemesi sırasında kanın atardamar duvarına yaptığı basınca denir. Sağlıklı bir insanda dinlenme anında büyük tansiyon 120mmHg,küçük tansiyon ise 80mmHg basıncındadır. Sağlıklı ergin bir insanın kalbi dakikada 70-80 kez atar.her kalp atışı yaklaşık 0,85saniye sürer.kulakçıkların kasılması 0,15 saniye,karıncıkların kasılması 0,30saniye sürer.kalan 0,40 saniye 'de ise kalp dinlenir. Kalp,insanda embriyo gelişiminin 4. haftasından itibaren atmaya başlar ve yaşam boyu devam eder.kalbin kasılması olaylarının kontrolü kalbin çeşitli yerlerinde bulunan özelleşmiş dokularla gerçekleşir.yani kalp sinir sisteminden herhangi bir uyartı gelmeden yapısı gereği kendi kendine uyartı oluşturup kasılmayı sürdürebilir.örneğin bir omurgalı canlının kalbi vücut dışına çıkarıldığında kalbin bir süre sonra daha kendi kendine kasılıp gevşediğini gözlenir. Kalbin Çalışmasını Etkileyen Etmenler. 1-Sinirler:Kalp alışları vagus sinirleri tarafından yavaşlatılır.hızlandırıcı sinirler ise beyinden gelen uyartıları taşır ve kalp atışını hızlandırır.(heyecan,sevinç,korkma vb.) 2-Hormonlar:Vagus siniri kalp atışını azaltan asetil kolin salgılar.hızlandırıcı sinirler ise adrenalin salgılayarak kalp atışını hızlandırır. 3-Karbondioksit ve oksijen miktarı kalp atış hızını etkiler. 4-Sıcaklık değişmeleri,özellikle yüksek sıcaklık kalp atış hızını artırır. 5-Kimyasal maddeler:tein,kafein gibi maddeler ile bazı iyonlar (K, Ca ) kalp atışını hızlandırır. Kan Damarları: Vücudunuzun her tarafı farklı çap ve farklı çeper kalınlığına sahip damarlarla kaplıdır.vücutta madde taşınmasını sağlayan damar çeşitleri; 1-Atardamar, 2-Toplardamar 3-Kılcal damarlar olarak üçe ayrılır. Kan Kan Kılcal damarlar Atar damar Toplar damar 12

1-Atardamar:Kalpten kanı vücuda taşıyan damarlardır.akciğer atardamarı hariç temiz kan bulunur.kan akışı daha hızlıdır.kan basıncı yüksektir.basınca dayanıklı elastiki kaslara sahip iç yüzeyi dar olan atardamarların çeperi üç tabakalıdır.bunlar: A-İç gömlek:üç tabakalıdır.en içte endotel bulunur kan akışını kalaylaştırmak için kaygan bir yapıya sahiptir.sonra bağ doku ve en dışta damarların dayanıklılığını artıran esnek lifler vardır. B-Orta gömlek:damar çeperini saran düz kas ile bağ dokuya ait esnek lifleri kapsar. C-Dış gömlek:bağ dokudan oluşur. Atar damarlarda kanın hareketi: 1-Karıncıkların kasılması ile oluşan basınç 2-Atar damardaki düz kasların kasılması 3-Arkadan gelen kanın öndeki kanı itmesi 4-Yer çekimi 2-Toplar damarlar: Kanı vücuttan kalbe getiren damarlardır.toplardamarların yapısı da atardamarlarda da olduğu gibi üç tabakadan meydana gelmiştir.ancak atardamarlardan farklı olarak dış tabakada bağ doku lifleri azdır.orta tabakada yer alan kas doku incedir ve elastik lifler bulunmaz.toplardamarlarda kan basıncı atardamarlardan daha düşüktür. Toplardamarların çapları atardamarlardan büyük olduğu için daha çok kan bulundurur.akciğer toplardamarları hariç tüm toplardamarlar oksijence fakir kan bulunur. Toplardamarlarda kanın akışını sağlayan etmenler: 1-Kulakçıkların gevşemesi ile oluşan emme basıncı 2-Toplardamarın etrafını saran iskelet kasları 3-Nefes alma sırasında göğüs kafesinin genişlemesi (göğüs boşluğundaki basıncı düşürür bunun sonucu üst ve alt ana toplardamarlardan kan gevşeyen kulakçıklara dolar) 4-Yer çekimi 5-Kapakçıklar (Vücudun alt kısmındaki toplardamarlarda bulunur.kalbin üst kısmında kalan toplardamarlarda bulunmaz.) 6-Kan basıncı 13

3-Kılcal Damarlar Atardamarlar ve toplardamarlar arasında bulunur. Bu ince yapılı kılcallar damarlar atardamarlarla toplardamarları birbirine bağlar.kılcal damarlar endotel adı verilen tek katlı yassı epitel dokudan meydana gelmiştir. Kılcal damarların çapı çok küçüktür ancak dokular arasında geniş yüzey oluşturacak şekilde vücuda yayılmışlardır.kılcal damarların toplam çapı,atar ve toplardamarlardan daha fazladır. Atardamarlar,taşıdığı kanı çok sayıda kılcal damara iletir.bu durum kanın kılcal damarlara geçtiğinde akış hızının yavaşlamasına neden olur.böylece kan akışı sayesinde kan ile doku sıvı arasında madde alış verişi gerçekleşir. Kan Kan Kılcal damarlar Atar damar Toplar damar Atardamarlar *Kalbin karıncıklarından çıkar. *Akciğer atardamarı hariç, temiz kan çıkar. *Kanın akış yönü kalpten vücut çeperine doğrudur. *Kapakçıklar damarların dip kısmında bulunur. *Çeperleri kalındır, dağılışları düzenlidir. *Genellikle vücudun derinliklerinde seyrederler. Kanın hareketi; *Karıncıkların kasılmasında doğan basınçla, *Kaslı tabakanın sağladığı esneklikle sağlanır Toplar damarlar *Kalbin kulakçıklarına gelişir. *Akciğer toplar damarı hariç, kirli kan taşırlar. *Kan, vücut çeperinde kalbe doğru akar. *Genellikle alt bölgedeki damarlarda kapakçıklar bulunur. *Çeperleri incedir, dağılışları düzensizdir. *Vücudun yüzeyinden seyrederler. Kanın hareketi *Kapakçıklarla, *Vücut kaslarıyla ( çizgili kaslar), *Kan basıncı ile, *Damarlardaki kaslı tabaka ile, *Yer çekimi ile, *Kulakçıkların oluşturduğu emme basıncı ile, *Solunum hareketleri ile sağlanır. Kılcal damarlar *Atardamarlarla toplardamarlar arasında bulunur. *Yapılarında kaslı tabaka bulunmaz. *Kan ile doku hücreleri arasında madde alış-veriş yapılır. *Çeperleri incedir ve madde giriş-çıkış sağlayan gözenekler bulunur. *Kılcalların toplam yüzeyleri çok geniş olduğundan kanın akışı yavaş olur. 14

Kan Dolaşımı 1628 yılında William Harvey kalbin yapısını,kapakçıklarını ve toplardamar kapaklarını incelemiştir.harvey,bu yapıların kanın tek yönde akışını sağladığı,dolayısıyla da kanı vücutta dolaşması gerektiği teorisini ortaya koymuştur..böylece kalbin kanı,atardamarlar ile dokulara pompalayıp toplardamarlar ile tekrar geri topladığını göstermiştir.harvey ince atardamar uçları ile toplardamar uçları arsında bir bağlantı olduğunu da düşünmüş,ancak bu bağlantıyı sağlayan yapıları tespit edememiştir. İtalyan anatomistin Marcello Malpighi 1660 yılında bir kurbağanın vücudunda kılcal damarlara rastladığını bildirmiştir.bu damarların atardamarlarla toplardamarları birbirine bağladığı göstermiştir.italyan anatomistin yaptığı bu çalışmalar Harvey'in kan dolaşımı teorisini doğrulamıştır. Küçük kan dolaşımı: Kanın vücuttaki dalaşımı büyük ve küçük kan dolaşımı olarak iki kısımda incelenir.kalpteki oksijence fakir kanın akciğer atardamarı ile sağ karıncıktan çıkıp akciğerlere giderek oksijence zenginleştikten sonra akciğer toplardamarlarıyla sol kulakçığa dönmesine küçük kan dolaşımı denir. Akciğer atar damarı Akciğer Akciğer toplar damarı Sağ karıncık Sol karıncık Büyük kan dolaşımı :Kalbin sol kulakçığına gelen oksijence zengin kan daha sonra kalbin sol karıncığına geçer.oksijence zengin kanın aortla sol karıncıktan çıkıp tüm vücudu dolaştıktan sonra oksijence fakirleşerek alt ve üst toplardamarlarla kalbin sağ kulakçığına dönmesine büyük kan dolaşımı denir. Dokular Dokular Üst ana toplar damar Kılcal damarlar Akciğer atar damarı Üst ana toplar damar Akciğer toplar damarı Sağ karıncık Sol karıncık Sağ karıncık Sol karıncık Alt ana toplar damar Dokular Atar damar Kılcal damarlar Alt ana toplar damar Dokular Atar damar Kılcal damarlar 15

3.Kanın Görevleri ve Yapısı Kan hücreleri ve plazmadan meydana gelen kan doku,vücudu bir ulaşım ağı gibi saran damarlar içinde dolaşır.kan:vücutta taşıma,düzenleme,savunma ve koruma gibi önemli görevleri olan özel bir sıvıdır. Yetişkin bir insanda ortalama 4-5 litre kan bulunur.kanın %55'ini plazma,%45'ini kan hücreleri oluşturur. Kanın görevleri: Kanın Taşıma Görevleri Hücrelere gerekli maddeleri taşır. Buralarda oluşan artıkları, vücut dışına atacak ya da zararsız duruma getirecek organlara iletir. Akciğerlerden aldığı oksijeni vücut hüclerine taşır. Sindirim organlarından aldığı besin maddelerini tüm vücut hücrelerine taşır. Metabolizma artıklarının akciğer, böbrek ve deriye taşır. Endokrin bezlerin hormonlarını ilgili (hedef) organlarına ulaştırır. Kanın Düzenleme Görevi Kanın Savunma Görevi Kanın Koruma Görevi Vücut ısısının asit baz dengesini düzenlemede etkilidir. Vücudun su dengesini düzenlemede etkilidir. Hücre ve doku sıvılarını yoğunluklarını düzenlemede etkidir. Vücut sıcaklığının sabit kalmasında etkilidir. Vücuda giren yabancı maddeleri fagositozda ortadan kaldırır. Lökositlerin ürettiği antikorlar zararlı mikroorganizmaları etkisiz duruma getirir. Yaralanma ve diğer kanamada durumlarında pıhtılaşarak Tıkaç oluşturur böylece kan ve madde kaybını önler. %2-3 İyonlar %6-7 plazma proteinleri Plazma%55 %90-92 Su Trombositler 150-400 bin Kan hücreleri%45 Alyuvarlar 4-5 milyon Akyuvarlar 8-10 bin 16

Bulunan maddeler Su Çeşitlleri Bulunma oranları Plazma Görevleri %90-92 Madde yaşıma ve çözme İyonlar Sodyum, Potasyum Bikarnonat, Kalsiyum, Mangenyum, Klor %2-3 ph ın düzenlenmesi, ozmotik basıncın dengelenmesi Plazma proteinleri Albumin. Fibrinojen globulin immünoglobülinler %6-7 Savunma, pıhtılaşma, ph ın düzenlenmesi, ozmotik basıncın dengelenmesi Kan alımı Santrifüj Çeşitleri 1mm 3 Kan Sayısı Kan hücreleri Görevleri Alyuvarlar 4-5 milyon Karbondioksit ve oksijen taşıma Akyuvarlar 8-10 bin Bağışıklık sağlama ve savunma Trombositler 150-400 bin Kan kayıplarını pıhtılaşma ile engelleme 17

KAN PLAZMA KAN HÜCRELERİ Su Alyuvarlar Akyuvarlar Trombositler Plazma proteinleri İyonlar Granüllü Akyuvarlar Granülsüz Akyuvarlar Notrofil Lenfosit Eosinosit Monosit Bazofil 18

2-Kan Hücreleri a. ALYUVARLAR (Eritnositler) 1- Kanda CO2 ve O2 taşır. 2- Esas yapıları hemoglobindir (Fe + protein) 3- Memeli hayvanlarda alyuvarların olgunlarında çekirdek yoktur. 4- Yaşlı olanlar karaciğer dalak ve lenft düğümleri parçalanır. 5- Doğumdan önce dalak ve karaciğer doğumdan sonra kemik iliğinde yapılır. 6- Ortalama 20-120 gün yaşarlar.kadınlarda 1mm 4-4.5 milyon erkeklerde 5-.5.5 milyon kadardır. 7- Yükseklere çıkıldıkça kanın alyuvar sayısı artar 8 -Pasif hareket eder. b. AKYUVARLAR (Lökositler) 1- Vücudu yabancı proteinlere ve antijenlere karşı korumak. 2- Fagositoz yapma ve antikor salgılama yetenekleri vardır. 3- Hastalık anında sayıları bölünerek artar. 4- Hücresel organellere rastlanır. 5- Dalak, lenf düğümleri ve kemik iliğinde üretilir. 6-4gün ile 4 saat ömürleri vardır. 7-Aktif hareket ederler. 8-Granüllü ve granülsüz diye ikiye ayrılır. 9-1mm 3 kanda 6-10 bin kadardır. A-Granüllü Akyuvarlar Loplu bir çekirdekleri vardır.akyuvarların %60-70 oluşturur.vücuda giren bakteri ve diğer maddeleri fagositoz ile yok eder.bakteriyel enfeksiyonlarda sayıları artar. Notrofil Eosinosit Sitoplazmalarında bol miktarda granül bulunur.iki loplu bir çekirdeği vardır.patolojik ve alerjik reaksiyonlarda sayıları çok artar.ayrıca tenya,kancalı kurt gibi parazit enfeksiyonlarında etkilidir.damar dışına çıkabilirler. 19

Sitoplazmalarında bol miktarda granül ve S şeklinde çekirdekleri vardır.kanda düşük oranda bulunur.uzun süren iltihaplanmalarda sayıları artar.bazofiller heparin ve histamin salgılar. Heparin:Kanın damar içinde pıhtılaşmasını engeller. Histamin:Kılcal damar geçirgenliğini artırır. Bazofil A-Granülsüz Akyuvarlar Sitoplazmalarında granül bulunmaz.akyuvarların en büyük tipidir. Fagositoz yapma yetenekleri çok iyi gelişmiştir.monositler dokular arasına geçerek bakterileri yiyen makrofajlara dönüşür. Monosit Lenfosit Vücutta bağışıklığın sağlanmasında görevlidir.sinir doku hariç tüm dokularda bulunur. T ve B lenfositleri diye iki çeşidi vardır. T lenfositleri:antijenlere doğrudan saldırarak savunma yapar.hücresel bağışıklık sağlar. B lenfositleri :Salgıları ile bakteri ve virüsleri etkisiz hale getirir.humoral bağışıklık sağlar. c. KAN PULCUKLARI (Trombositler) 1. Kanın pıhtılaşmasında görev yaparlar. 2. Kanın pıhtılaşması için özel bir protein oluşturur. 3. Kan pulcukları gerçek hücreler değildir.renksiz ve çekirdeksiz olup kemik iliğinin büyük hücrelerden kopan parçacıklardır. 4. Ömrü 4 gün kadardır. 5. 1mm 3 kanda 200-300 kadardır. 6. Trombasitler karaciğer ve dalakla makrofaj hücreleri ile fagositozla yok edilir. 20

Kanın Pıhtılaşması Herhangi bir nedenle başlayan bir kanamada;damardan kanın akmasını önlemek amacıyla kanda meydana gelen reaksiyonların tümü pıhtılaşma süreci olarak adlandırılır. Pıhtılaşma sonucu kanayan yerde oluşan pıhtı,zedelenen damar çeperinde tıkaç görevi görür.hasar gören çeperin kan ile teması sonucu kan pıhtılaşması baslar. Başlangıçta hasarlı damar büzülür ve trombasitler,zedelenen damar duvarındaki bağ doku liflerine yapışarak trombasit tıkacı oluşturur. Damar hasarı küçükse sadece trombasit tıkacı,kan kaybını tamamen durdurur.ancak hasar büyükse ek olarak fibrin iplikçilerinin oluşmasını da gerekir. Kesilme,zedelenme ve yırtılma sonucu kan damar dışına çıkar Trombositlerden salgılanan tromboplastin Alyuvarlar Hasar gören damar çeperinden salgılanan tromboplastin Plazmadaki Ca ++ iyonu, K vitamini ve pıhtılaşmada görevli enzimler Trombosit tıkaç Protrombin Trombin Fibrin iplikleri Fibrinojen Fibrin Fibrin ağ içindeki kan hücreleri Fibrin ağ örgü Pıhtılaşma hasar gören damar çeperinden ve trombasitlerden tromboplastin enzimin salgılanmasıyla baslar.aralarında tromboplastin Ca ++ iyonu,k vitamini ve çeşitli enzimlerin bulunduğu pıhtılaşma faktörleri protrombine dönüştürür.protrombin karaciğerde üretilen ve trombinin inaktif hali olan enzimdir.trombin,enzim görevi yaparak karaciğerin salgıladığı plazma proteini olan fibrinojeni fibrin iplikçiklerine çevirir.daha sonra fibrin iplikçiklerinin oluşturduğu ağ,trombasit tıkacı üzerine yapışıp kan hücrelerini ve plazmayı da içine alarak pıhtıyı oluşturur.pıhtı ile de hasarlı yer kapanır.. 21

Pıhtılaşmayı genetik faktörler de etkiler.pıhtılaşma faktörlerinden birini kodlayan genlerde kusur olursa,bu genin kontrolünde olan pıhtılaşma faktörleri üretilmez veya eksik üretilir.bu durumdaki kişilerde kanamalı durumda kan pıhtılaşmaz.bu duruma hemofili hastalığı denir.kan kaybı kişinin hayatını tehlikeye sokabilir. Kanamalarda kanın pıhtılaşması ne kadar önemli ise kanın damar içinde pıhtılaşmadan dolaşması da hayatın devamı için o kadar önemlidir.damarlar içerisindeki kanın pıhtılaşmasının engellenmesini heparin sağlar. Kan Grupları İlk kan nakli 1667 yılında bir hastaya, hayvanın kanı verilmiş ve hasta yaşamını yetirmiştir.daha sonra insandan insana kan nakli yapılmıştır.ancak bazıları ölmüş bazıları yaşamıştır. Bunu nedenini 1900'lü yıllarda Karl Landsteiner in (Karl Lensteynır) yaptığı araştırmalar belirlemiştir.araştırmacı değişik insan kanlarının uyuşmadığı durumlarda alyuvarlarda kümeleşme yani çökelme meydana geldiğini açıklamıştır. ABO sistemi olarak bilinen bu çalışmaya göre her insan dört farklı kan grubundan birine sahiptir. Bu gruplar A,B,AB ve O'dur.Kan gruplarındaki farlılıklar alyuvarların zarında bulunan glikoproteinlere ve plazmadaki proteinlere göre belirlenir. Alyuvar zarında bulunan ve kan grubumuzun belli olmasında rol oynayan glikoproteinlere antijen denir. Plazmadaki proteinlere ise antikor adı verilir.alyuvar zarında A ve B olarak adlandırılan iki çeşit antijen,plazmada ise anti-a ve anti-b olarak adlandırılan iki çeşit antikor bulunabilir. Kan grupları Kan grubunu oluşturan faktörler FENOTİPİ GENOTİPİ Alyuvarlardaki Antijen Plazmadaki Antikor A AA veya AO A Anti-B B BB veya BO B Anti-A AB AB A ve B Yok O OO Yok Anti-A ve Anti B A kan grubuna sahip bir kişinin alyuvarlarının zarında A antijeni plazmasında ise anti-b antikoru bulunur. B kan grubuna sahip kişinin alyuvarlarında ise B antijeni, plazmasında ise anti-a antikoru bulunur. AB kan grubundaki kişilerin alyuvarlarında A ve B antijenleri bulunur.ancak plazmasında antikor bulunmaz. O grubunu alyuvar zarında antijen bulunmaz,plazmada anti-a ve anti-b antikorları vardır. Bir kan naklinde A antijeni ile anti-a,b antijeni ile anti-b bir araya gelmemelidir. Çünkü bu durumda alyuvarlar birbirine yapışır ve çöker.örneğin A kan grubuna sahip bir kişinin kanı,b kan grubuna sahip bir kişiye verilirse A kan grubundan gelen A antijenleri B kan grubundaki anti-a antikorları tarafından çökeltilerek aglütinasyona sebep olur.çöken hücreler damarları tıkar ve insanda ölüme yol açar.. 22

Kan gruplarının belirlenmesi Rh faktörü Kan gruplarının belirlenmesinde Rh faktörü de etkilidir.bunun belirlenmesini alyuvarlarda bulunan Rh antijeni sağlar.rh antijeni taşıyan kana Rh (+),taşımayan kana Rh(-) ise adı verilir.normalde Rh (-)bireyin plazmasında Anti antikoru yoktur.rh (+) kan Rh(-) bireye verilirse Rh antijenine karşı anti-rh (anti-d) antikoru oluşur.bu durum aglütinasyona neden olur.sonuç olarak kan alış verişinde A,B,AB ve O kan gruplarının uyumlu olmasının yanında Rh faktörünün de uyumlu olması gerekir. Kan grubları Kan grubunu oluşturan faktörler FENOTİPİ GENOTİPİ Alyuvarlardaki Antijen Plazmadaki Antikor Rh pozitif Rh veya Rh Rh Yok Rh nagatif BB veya BO Yok Anti- Rh 23

Kan ile Vücut Hücreleri Arasında Madde Alış Verişi Kılcal damarlarda atardamar ucundan toplardamar ucuna doğru gidildikçe kan basıncı düşer.bu durum kan ile vücut hücreleri arasındaki madde alış verişine ne gibi katkı sağlar.? Vücudumuzu oluşturan hücreler doku sıvısı adı verilen bir ortam içinde yaşar.bu ortamda hücreler ile kılcal kan damarı arasında madde alış verişi gerçekleşir.doku sıvısı kan plazmasının kılcal damardan doku hücreleri arasındaki boşluklara kontrollü olarak sızmasıyla meydana gelir.doku sıvısı içinde küçük moleküllü proteinler,glikoz,amino asit,vitamin,mineraller,su,atık maddeler ve solunum gazları gibi bileşenler vardır.albümin,globülin,fibrinojen büyük moleküllü plazma proteinleri oldukları için kılcal kan damarlarından doku sıvısına geçemez.bu nedenle kılcal damar içinde ozmotik basınç oluşur.kılcal kan damarı boyunca bu basınç sabittir,değişmez.kan basıncı ise kılcalların atardamar ucundan toplardamar ucuna doğru gidildikçe azalır.kılcalların atardamar ucundaki kan basıncı,ozmotik basınçtan yüksek olduğu için su ve çözünmüş maddeler kılcal damardan doku sıvısına geçer.kılcalların toplardamar ucunda ise kan basıncı ozmotik basınçtan düşüktür.buradaki su ve çözünmüş maddeler doku sıvısından kılcal kan damarlarına geçer. Atar damar Kılcal damar Toplar damar Kan basıncı Atar damar kılcalı Toplar damar kılcalı 40mm/Hg P 16mm/Hg 25mm/Hg Ozmotik basınc Doku 25mm/Hg Kan basıncı Madde alış verişi olmaz Ozmotik basınç P Kan basıncı Ozmotik basınc Net dış basınç Ozmotik basınc Kan basıncı Net iç basınç 24

Kan Uyuşmazlığı İnsan bağışıklık sistemi vücudun kendi hücreleri dışındaki antijenlere, (bakteri, polenler,farklı bireylere ait doku,hücre vb. yapılara) tepki gösterme özelliği vardır. Bu tepki bağışıklık sistemindeki bir düzensizliğin sonucu olmayıp sağlıklı bir sistemin yabancı maddelere karşı normal bir tepkisidir.kan uyuşmazlığı adı verilen alerjik reaksiyon buna örnek olarak verilebilir. Kan uyuşmazlığı: Anne adayının kanının Rh(-),baba adayının Rh(+) ve bebeğin ise Rh(+) olduğu durumlarda ortaya çıkar.bu durumda anne adayının savunma sistemi,bebeğin Rh antijeni ile karşılaşınca anne kanında bebeğe karşı antikor oluşur.oluşan antikor,plasenta aracılığıyla bebeğe geçer ve bebeğin alyuvarlarının parçalanmasına neden olur.hızlı alyuvar yıkımı sonucu bebekte kansızlık,buna bağlı gelişen kalp yetmezliği görülür.doğum sonrasında da bebeğin alyuvarının parçalanması ile bilurubin oluştuğundan sarılık ortaya çıkar. Tedavi edilmediği taktirde kalıcı sakatlığa ve ölüme neden olur.genellikle ilk gebelikte olaylar görülmez.çünkü anne adayının kanında yeterli antikor üretilinceye kadar bebek doğar.ilk gebelikten sonra oluşacak aynı özellikteki gebeliklerde kanda antikor üretimi hızlı olur.bunu önlemek için ilk doğumdan hemen sonra anneye anti-rh antikorları verilerek annede Rh faktörüne karşı pasif bağışıklık oluşturulur ve anne kanında antikor üretimi önlenir. 25

LENF SİSTEMİ Omurgalılarda kan dolaşım sisteminin yanında ayrı damarları olan bir lenf dolaşım sistemi vardır.bu sistemdeki renksiz sıvıya lenf (akan) denir.kan kılcal damarlardan vücut hücreleri arasında doku sıvısına dökülen (sızan) plazma,küçük protein molekülleri ve akyuvarlar lenf sıvısını oluşturur bu sıvılarda proteinlerin hemen uzaklaştırılması gerektiği için fazla doku sıvısı lenf kılcallarına oradan da lenf damarlarına geçer lenf damarlarından yoğun olarak birleştiklerinde şişkinlik oluşturan yerlere lenf düğümleri denir.bunlar vücuda giren mikroplar için süzgeç görevi yapar akyuvarların bir kısmı bu düğümlerde oluşur. Lenf vücudun alt kumlarında ki çeşitli organlardan gelen ve gittikçe büyüyen damarlarla gelir ve bağırsakların hemen üzerindeki karın bölgesinde pake sarnıcı denilen bir kesede toplanır.buradan yüz kanalı adı verilen tek bir lenf damarı olarak yükselir.başın ve göğüsün sol tarafı ile sol koldan gelen lenf damarları birleşir son köprücük altı toplar damarları da kendi aralarında birleşerek sağ köprücük altı toplar damarlarına dökülür böylece lenf sıvısı toplardamarlarda kana karışmış olur. Başın ve göğsün sağ kısmı ile sağ koldan toplanan lenf 2. Yol Üst ana toplardamar Sağ kulakçık Başın ve göğsün sağ kısmı ile sağ koldan toplanan lenf Sağ köprücük altı toplardamarı Üst ana toplardamar Sal köprücük altı toplardamarı Üst ana toplardamar Göğüs kanalı Sağ kulakçık Peke sarnıcı Lenf damarları Bağırsallardan ve bacaklardan toplanan lenf Lenfin görevleri 1.Yol 1-Madde alış verişine aracılık eder. 2-Doku sıvısı,hücrelerin yüzeylerini yıkar. 3-Yağların sindirim sonucu oluşan ürünleri dolaşıma verir. 4-Mikroplara karşı vücudu korur ve mikropları yok eder. 5-Lenfosit üretip kana verir. Sistemin elemanları 1-Lenf kılcalları 2-Lenf damarları 3-Lenf düğümleri Lenf toplar damarların- Lenf organları 1-Lenf düğümleri 2-Bademcikler 3-Mükoza iç düğümleri da lenfin akışına etki eden etmenler 26

VÜCUT SAVUNMASI Virüs Toksinler Mantarlar Kanserojenler Kirlilik Bakteriler Protisler Mikroplar İnsanların vücudu her zaman bir çevrede yaşamak zorundadır.bu çevresinde bulunan çok sayıda hastalık yapıcı bakteri, virüs, mantar, arke,protista v.b mikroorganizmanın saldırısına uğrar.sağlıklı bir insan vücudu;karşılaştığı bu hastalık etkenleriyle ve yabancı maddelerle kolayca baş eder.çünkü insan vücudunun içinde ve dışında bağışıklık sistemi adı verilen bir savunma mekanizması vardır.bu sistem bizi çevremizde bulunan ve vücudumuza girdiğinde enfeksiyona yol açabilen birçok etkene karşı korur. Enfeksiyon:Çevremizde virüs,bakteri,mantar ve daha pek çok hastalık etkeni bulunur.bu etkenlerin insan vücuduna girerek çoğalmalarına enfeksiyon denir. Bağışıklık:Hastalık yapan bu mikroorganizmaları vücudun yabancı olarak tanımasına ve bunlara karşı kendini korumak ve savunmak için yaptığı çalışmalara denir. Bağışıklık sistemi (immun sistemi): Bağışıklığın oluşmasında etkili olan organ ve yapılara denir. Bağışıklık Sistemi Bağışıklık Savunmanın 1. hattı Savunmanın 2. hattı Savunmanın 3.hattı Ağız Burun Mide Göz Fagositoz Doğal katil hücreler İltihaplanma Yüksel ateş Antimikrobiyel proteinler Antikorlar T lenfositleri B lenfositleri 27

MÖ 430 yıllarda Atina da görülen veba salgınında daha önce veba geçirmiş insanların bu hastalığa yakalanmadığını tarihçi Tukidides yazmıştır. Bağışıklık eski çağlardan bu zamana kadar insanların ilgisini çekmiştir. XV.yüzyılda Türklerin çiçek hastalığına karşı bağışıklık kazandıkları belirtilmiştir.türklerin çiçek hastalığına karşı,çiçek yaralarındaki kabukları toz haline getirip burunlarından çektikleri yada bıçakla çizerek oluşturdukları yaraya sürerek bağışıklık kazandıkları biliniyor. Canlıların vücutları,hastalık etmenlerine karşı kendini korumak ve savunmak için çeşitli savunma hatlarına sahiptir.buna genel savunma da denir.bu hatlar üç tanedir. 1-Savunmanın ikinci hattı 2-Savunmanın ikinci hattı 3-Savunmanın üçüncü hattı Hatlardan ilk ikisi özgül değildir yani bir hastalık yapıcı etken diğerinden ayırt edilmez. 1-Savunmanın ikinci hattı: Genel savunmanın birinci hattı hastalık etkeninin vücuda girişini engeller.bu ilk hat; ağız,burun,göz,mide,deri,epitel doku ve bunların salgılarından oluşur. Savunmanın birinci hattında; 1-Derinin mikropların girişini engellemesi ayrıca salgıladığı ter ve yağ ile ph ı düşürerek mikropların yerleşmesini önlemesi, 2-Ağız yoluyla alınan mikroorganizmaların midedeki asit salgısı ve enzimlerle yok edilmesi, 3-Göz yaşında,solunum kanalında ve sindirim kanalında bulunan lizozim salgısının bakterileri parçalaması gibi engeller mikroorganizmaların vücuda girişini önler. 4-Solunum yolu ile vücuda giren mikroorganizmaların burun içi kıllarına,solunum yolu mukus salgısına yapışarak tutunması ile engellenir ve dışarı atılır. 2-Savunmanın ikinci hattı Savunmanın ikinci hattını geçmeyi başaran mikroplar vücutta savunmanın ikinci hattı ile karşılaşır.ikinci hatta mikroplar; A-Fagositoz, B-Doğal katil hücreler, C-İltihaplanma (yangısal tepki) D-Antimikrobiyal proteinler İle karşılaşırlar. A-Fagositoz; Fagositoz farklılaşmış akyuvar hücreleri tarafından gerçekleştirilir.bunlardan nötrofiller, fagositik hücrelerin yaklaşık %60-70 kadarını oluşturur.enfeksiyonlu dokuya giren nötrofiller buradaki mikropları içine alarak parçalar.ömürleri sadece birkaç gündür.monositler ise fagositoz yapan hücrelerin %5 ini oluşturur.bu hücreler oluştuktan birkaç saat sonra dokulara girerek burada makrofajlara dönüşür.makrofajlar büyük ve uzun ömürlü hücrelerdir.bazı makrofajlar vücutta dolaşır.bazıları ise akciğer,karaciğer,böbrekler ve beyin gibi organlarda sürekli kalır.örneğin karaciğerdeki Kupffer hücreleri,akciğerdeki makrofajlar bulundukları yerde sürekli kalan ve mikropları fagosite eden özel hücrelerdir.eozinofiller,fagositoz yapan hücrelerin sadece %1,5 ini oluşturur.bu hücreler kan trematodu (Schistosoma mansoni) gibi büyük parazitleri yok eder. bakteri Sitoplazma Koful 28

B-Doğal katil hücreler, Doğal katil hücreler mikroorganizmaları fagosite etmez.bu hücreler salgıladıkları lizozim enzimleri ile yapıştıkları virüs bulaşmış yada kanserleşmiş hücreleri parçalayarak yok eder. Öldürücü hücre (doğal katil hücre) Virüs,bakteri veya kanserleşmiş hücre Hedefe yönelmiş hücreler Virüs,bakteri veya kanserleşmiş hücrenin ölümü Hedef ile temas C-İltihaplanma (yangısal tepki) İltihaplanma (yangısal tepki) oluşumu çeşitli şekillerde zarar görmüş yada mikroorganizmalar tarafından enfekte edilmiş dokuda ortaya çıkan bir durumdur.çeşitli etkenler ile zedelenmiş bir dokuda,ortaya çıkan iltihaplanma durumunda yaralı dokuda bulunan bazofiller ve mast hücreleri ortama histamin verir.histamin,damar geçirgenliğini arttırır.histamin yaralı dokuya kan akışının hızlanmasını sağlar.bu sayede kılcallardan doku sıvısına madde geçişi artar.bunun sonucunda da kızartı ve ödem oluşur.ortamdaki hastalık etkeni bakteriler ve yaralı dokudan salınan çeşitli maddeler kanda nötrofil ve makrofaj gibi fagositoz yapan akyuvar hücrelerini uyarır ve yaralı dokuya geçmelerini sağlar.akyuvarlar hastalık yapıcı bakterileri (patojen) yok eder.bu esnada pıhtılaşmada rol oynayan diğer proteinlerde pıhtı oluşturarak mikropların sağlıklı dokuya yayılmasını önler. Damar Bazofil ve mast hücreleri ortama histamin verir. Damar geçirgenliği artar.nötrofil ve makrofaj hücrelerinin sayısı artar. Doku Kılcallardan doku sıvısına madde geçişi ve nötrofil ve makrofaj hücrelerini dokuya geçişi İltihaplanma Kızartı ve ödem oluşur.hastalık etkeni yok edilir. Pıhtılaşma oynayan diğer proteinlerde pıhtı oluşturarak mikropların sağlıklı dokuya yayılmasını önler. 29

D-Antimikrobiyal proteinler Virüsle enfekte olmuş hücreler interferon adı verilen ve mikropların çoğalmasını engelleyen antimikrobiyal proteinler salgılar.interferon,komşu hücrelere sızarak bu hücrelerde virüslerin çoğalmasını engelleyen başka kimyasal maddeler üretilmesini sağlar.bu yolla interferonlar nezle,grip gibi enfeksiyonlarda virüslerin hücreden hücreye yayılmasını engeller.aynı zamanda interferonlar fagositoz yapan hücreleri uyararak mikroorganizmaların fagositozla yok edilmesini sağlar. Vücut savunmasında enfeksiyona karşı diğer bir tepki de ateşin yükselmesidir. Hastalık etkeni bakteriler tarafından üretilen toksinler ateşi yükseltebilir.çok yüksek ateş (40-43 C) hasta vücudundaki enzimlerin yapısını bozduğu için zararlı olabilir ancak orta derecedeki ateş ( 38,5-39 C ) mikroorganizmaların üremelerini durdurduğu gibi fagositozu kolaylaştırır,doku tamirini hızlandırır. 3-Savunmanın üçüncü hattı : Savunmanın üçüncü hattı bazı mikroorganizmaları,değişime uğramış vücut hücrelerini,toksinleri ve yabancı mokelülleri tanıyan bağışıklık sistemi hücrelerince oluşur.antikor olarak adlandırılan özgül savunma proteinlerin yapımını da içeren bu savunma hattında,akyuvar çeşitlerinden olan lenfsolitler görev alır.bunlar: A-B lenfositleri B-T lenfositleri B lenfositleri 30 T lenfositleri

2-Özgül Bağışıklık Mikroorganizmalar veya hastalık etkeni vücuda girdiklerinde,fagositik hücreler yangısal tepki ve antimikrobiyal maddeler ile birlikte vücut savunmasının üçüncü hattını oluşturan lenfositlerle de karşılaşır.lenfositler sadece mikroorganizmaları değil,yabancı olarak gördükleri kanser hücrelerini ve nakledilmiş dokuları da yok etmeye çalışır. İnsanda B lenfositleri ve T lenfositleri olmak üzere iki çeşit lenfositler bulunur. T-lenfositleri ve B-lenfositleri,kemik iliğindeki kök hücrelerin farklılaşması ile oluşur. Bu hücreler olgunlaştıkları yere göre isimlendirilir. B-lenfositleri olgunlaşmalarını fetüs döneminde karaciğerde,doğum sonrasında ise kemik iliğinde tamamladıklarından B-lenfositleri ismini alırken,t-lenfositleri timus bezine göç ederek orada olgunlaştıklarından T-lenfositleri adını alır. Antijen: Vücuda girdiğinde lenfositler tarafından yabancı olarak kabul edilen ve antikor oluşumuna sebep olan moleküllere denir.örnek olarak virüslere, bakterilere, mantarlara, protozoonlara,parazit solucanlara denir.b ve T lenfositleri kalıtsal olarak antijenleri tanıma özelliğine sahiptir. Antijenler, insan vücuduna girdiğinde B ve T lenfositleri hızlı bir şekilde çoğalmaya başlar ve bir bölümü antijenle savaşan kısa ömürlü hücrelere dönüşür.buna birincil bağışıklık denir.hafıza hücreleri ise vücutta uzun süre kalır.aynı hastalık etkeni ikinci defa vücuda girdiğinde daha önceden tanıdığı için tepki daha güçlü ve kısa sürede gerçekleşir.bu da ikincil bağışıklıktır. Bağışıklık sistemindeki, B lenfositleri humoral (sıvısal) bağışıklıkta etkili iken,t lenfositleri ise hücresel bağışıklıkta daha çok etkilidir. Humoral (sıvısal) bağışıklık: B lenfositleri ve antikorlarla oluşturulan bağışıklığa denir. Humoral bağışıklık isimlendirilmesinin nedeni bu antikorların kan plazması ve lenf içerisinde bulunmasıdır.b lenfositleri doğrudan antijenler tarafından uyarılır ve bir kısmı hafıza hücrelerine dönüşürken bir kısmı da plazma hücrelerine dönüşerek antikor üretir. Antikor:Antijenlere karşı üretilen savunma proteinlerine denir. Antikorlar üretildikten sonra kan ve lenfe verilir. Antikorlar yara veya enfeksiyon bölgesine giderek antijenleri etkisiz hale getirir. Humoral bağışıklık,tifo,difteri gibi bakterilerin sebep olduğu hastalıklara karşı en etkili bağışıklık yöntemidir. immünoglobulinler (lg):b-lenfositlerinin humoral bağışıklık oluşumunda ürettikleri antikorlara denir.i 31

İmmünoglobulinler protein yapısındadır. Bağışıklık sisteminde beş tip İmmünoglobulinler üretilir.bunlar; IgM, IgG, IgA, IgD ve IgE dur.immünoglobulinler farklı görevleri üslenir lgm: Antijen ile ilk karşılaşmada (enfeksiyon,aşı vb.) ilk ve en erken sentezlenen lg dir.çok sayıda antijeni bağlayıp çöktürme özelliğine sahip bir yapısı vardır lgg: Kan ve lenf sıvısındaki bakteri,plasenta yoluyla anneden fetüse geçebilen tek immünoglobulin türü lgg dir.yeni doğan bir bebeğin kanında anneden gelen lgg ler dolaşır.böylece ilk aylarda bebek,annenin dirençli olduğu çeşitli enfeksiyonlara karşı korunmuş olur. lga: Çeşitli vücut salgılarında bulunan temel immünoglobulinler dir. Solunum, sindirim ve genital sistem algıları ile gözyaşı,tükürük ve anne sütünde bulunur.mukoza ile kaplı vücut kısımlarında bulunan lga bakteri ve virüslerin buralara tutunmasını engeller. lgd: Plazma hücrelerinin hafıza hücrelerine dönüşümünü sağlar. lge: Alerjik reaksiyonların başlamasından sorumludur. Hücresel bağışıklık: antijenlerin T lenfositleri tarafından tanımasıyla başlar.b lenfositleri antijeni olduğu gibi tanıyabilirken T lenfositleri ancak makrofajlar gibi bazı hücrelerin yardımıyla tanıyabilir.t lenfositleri bu antijenlerle uyarılarak sayılarını arttırır ve antijenleri yok etmeye çalışır.t-lenfositleri antijeni doğrudan temas ederek yok ettiği için bu bağışıklığa hücresel bağışıklık adı verilir.hücresel bağışıklık kanserli hücreler, parazitler,mantarlar,doku nakli ve virüslerle enfekte olmuş hücreler üzerinde etkilidir. Humoral (sıvısal) Bağışıklık Hücresel Bağışıklık Hastalık etkenleri B lenfositleri Hücre içi parazitler,kanser hücreleri,virüsler T lenfositleri Antijen Antikorlar mikropları yakalar Antikorlar Reseptör T lenfositleri T lenfositleri tarafından tanınan antijen Yakalayıcı reseptörler Hastalık etkeni fagosit edilerek lizozom enzimleri ile sindirilerek yok edilir. Hastalıklı hücreler parçalanarak etkisiz hale getirilir. 32

Bağışıklık Kazanılması Bağışıklık iki şekilde kazanılır.bunlardan birincisi canlının doğuştan getirdiği bağışıklıktır.buna doğal bağışıklıkta denir.diğeri canlının sonradan edindiği bağışıklıktır.buna da kazanılmış bağışıklık adı verilir. Bağışıklık Kazanılması Doğal bağışıklık Kazanılmış bağışıklık Aktif bağışıklık Pasif bağışıklık 1-Doğal bağışıklık Doğal bağışıklık:vücudun herhangi bir hastalık etkenine karşı doğuştan dirençli olması durumuna denir. Vücudun ortaya koyduğu bu direnç;deri,epitel doku,fagositoz yapan hücreler, doğal katil hücreler ve antimikrobiyal proteinler gibi savunmanın 1 ve 2.hattını oluşturan yapılar tarafından oluşturulur. Doğal bağışıklık insanda kalıcıdır,türe ve ırka özgüdür.örnek olarak zenciler sarıhumma hastalığına karşı doğal bağışıklığa sahiptir.bir çok canlılarda hastalığa sebep olan bazı etkenler insanda hastalığa neden olmaz.buna örnek olarak sığır vebası,tavuk kolerası gibi hastalıklar insanda etkili değildir.bunun yanında insanlar için öldürücü ve ağır seyreden çocuk felci,kabakulak,kızamık ve frengi gibi hastalıklarda hayvanlar insanlara göre daha dirençlidir.. 33

2-Kazanılmış bağışıklık:aktif ve pasif olarak iki şekli vardır. A-Aktif bağışıklık:hastalık etkeni mikroorganizmaların yada mikroorganizmalara ait maddelerin vücuda girmesi durumunda vücudun bu antijenlere karşı B ve T lenfositleri ile savunma yapmasıdır Aktif bağışıklık iki şekilde kazanılır.birincisi hastalığın geçirilmesi ikincisi aşı yapılmasıdır.örneğin kızamık ve kabakulak hastalığı geçiren bir kişi aktif bağışıklık kazanmış olur.aşı ise hastalanmadan önce sağlıklı bireylere yapılır.aşılamada hastalık meydana getiren ölü veya zayıflatılmış bakteriler yada bakteri toksinleri vücuda enjekte edilir. Vücutta bunlara karşı oluşan lenfositlerden bazıları hafıza hücrelerine dönüşür.kişi aynı hastalık etkeni ile karşılaştığında o hastalığa karşı vücutta hazır bulunan hafıza hücreleri antikorların hızla üretilmesini sağlar.bu antikorlar hastalık etkenini hastalık oluşturmadan yada hastalık ilerlemeden yok eder.böylece hastalık görülmez veya hafif atlatılır.çiçek,çocuk felci,kuduz,kızamık,kabakulak ve Hepatit-B gibi hastalıklara karşı aşılar geliştirilmiştir. 34

B-Pasif bağışıklık: Hastalanmış kişilere başka bir canlının vücudunda geliştirilen antikorların hazır olarak verilmesine ve bu yolla bağışıklık kazanılmasına denir.bu şekilde hazırlanmış antikorlara serum denir.antikor serum ile hasta bireye verilir.serumlar at ve sığır gibi hayvanların kanından elde edilir.serum hazırlanırken hayvanın vücuduna serumu hazırlanacak hastalığın mikrobu verilir.bu mikroba karşı hayvan vücudu,antikor oluşturur. Daha sonra hayvandan alınan kanın hücreleri ve diğer proteinleri ayrıştırılarak antikor taşıyan serum elde edilir.bu serum hastalık anında vücuda verilerek antikor takviyesi yapılır ve vücudun direnci arttırılır.örneğin Hepatit-B,kızamık gibi hastalıklarda serum verilerek tedavi edilir.böylece hastalığın daha kısa sürede atlatılması sağlanır.serum,tedavi amaçlı kullanılır,koruyucu değildir,kısa süreli bağışıklık sağlar.pasif bağışıklık anne sütü ve plasenta yolu ile anneden yavruya geçen antikorlarla sağlanır. 1-2- 3-4- Aşı 1-2- 3-4- Serum 35

Alerjilerde Bağışıklık Sisteminin Rolü Bağışıklık sistemimizin düzenli çalışması bizi hastalıklardan önemli ölçüde korurken bağışıklık sistemimizde oluşabilecek istenmeyen yan etkilerle çeşitli alerjik reaksiyonlar gelişebilir. Alerji:Vücudu koruyan bağışıklık sisteminin,alerjenlere karşı aşırı tepki vermesidir. Alerjen: Alerjik reaksiyonlara yol açan antijenlere denir. Alerjenler,solunum yoluyla,deriden temas ile ya da yiyecekler ile vücuda alınabilir ve alerjik reaksiyonlara yol açabilir.en sık rastlanan alerjilerde lge antikorları oluşturur.örneğin saman nezlesi,polenlere karşı çok sayıda lge sentezlenmesinden kaynaklanan alerjik bir rahatsızlıktır. Alerjen maddeler kişiden kişiye değişebilir.penisilin,polen ve arı gibi zehirli maddelerin yanında,fıstık,balık gibi besinler de alerjen olabilir.alerjen reaksiyonun hangi alerjene karşı olduğu yapılan testlerle anlaşılmaktadır. Bazen de bağışıklık sistemi vücut dokularını antijen gibi algılayarak bu dokulara karşı antikor oluşturur ve savaşmaya başlar.bunun sonucunda bazı hastalıklar ortaya çıkar.bu hastalıklara otoimmün hastalıklar denir.bu hastalıklardan bazılar;eklem romatizması, çöl yak hastalığı, mutiple sklerosisve insilüne bağlı diyabet hastalığıdır. 36

6.VİRÜSLER VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ Yunanlı doktor Ganel,yaklaşık 2000 bin yıl önce depresyon hastalarının kansere yakalanma olasılığının fazla olduğunu yazmıştır.yapılan bilimsel çalışmalarda stresin bağışıklığa zarar verdiğine dair pek çok kanıt vardır. Mutlu ve sakin insanlarda sinir hücrelerinden salgılan bazı maddeler bağışıklığı güçlendirmektedir.stresli insanlarda ise interferon ve akyuvarların sayısı azalarak bağışıklık sistemi baskılanmaktadır. Bağışıklığa etki eden etmenlerin bazıları şunlardır: 1-Stres 2 Doğuştan bağışıklık sisteminin gelişmemesi durumunda ortaya çıkan antikor eksikliği, 3-Organ nakli ve kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar, 4-Dalak ve kemik iliği gibi organlardaki çalışmama bozuklukları, 5-X ışınlarına maruz kalma 6-Bazı virüsler (HİV,Domuz gribi virüsü,kırım Kongo Kanamalı ateşi virüsü vb) AIDS,insanlarda hastalıklara karşı koruma sağlayan bağışıklık sisteminin,hiv (Human lmmunodeficiency Virüs/İnsan Bağışıklık Yetmez Virüsü) tarafından işlevsiz hale getirilmesi sonucunda ortaya çıkan bir durumdur.hiv;makrofajları,t ve B lenfositlerini etkileyerek çalışmalarını engeller..aids olan bireyler,enfeksiyonlara ve kansere karşı son derce hassastır ve kolay yakalanırlar. Kırım Kongo kanamalı ateşine sebep olan virüsler bağışıklık sistemine ve damar hücrelerine zarar verir,azaltır.kendine karşı antikor oluşumunu engeller. Nairovirüs,pıhtılaşmayı sağlayan trombasitlerin sayısının düşmesine neden olduğundan kanama görülür. H1N1 virüsü ise solunum yollarını etkiler.başlangıçta hafif geçirilebilecek grip olarak gözlenen hastalık zatüreye hatta ölüme neden olur. Virüsler,etik olmamasına rağmen biyolojik silah olarak da üretilerek insanların ölümüne neden olabilirler. 37

Virüslerin Yapısı Virüs Latince zehir anlamına gelir. Virüslerin genel özellikleri: 1-Hücre zarları yoktur., 2-Çekirdek ve organelleri yoktur. 3 Kendi başına çoğalamaz. 4-Zorunlu hücre içi parazittir. 5-Konak hücre bulamadıkları zaman kristal yapıya dönüşür 6-Genetik madde olarak ya DNA ya da RNA bulunur. 7-DNA ve RNA proteinden yapılmış bir kılıfla çevrilidir. 8-Virüsler konak hücrelerin metabolizmasını kullanarak kendini kopyalar ve kopyalanma sırasında mutasyon geçirebilirler.bu şekilde genotip çeşitlilik artığı için virüsler farklı ortama koşullarına kolayca uyum sağlayabilir. 9-Çok küçük olduklarından ancak elektron mikroskobu ile görülebilirler 10-Antibiyotiklerle tedavisi olmaz tedavi aşı ile olur. Virüslerde çekirdek zar ve organel olmadığı için,canlı sayılmaz.sadece konak hücre içinde çoğalabilirler. Virüslerin isimlendirilmesi bulundurdukları nükleik asit çeşidine göre yapılır. Genetik madde DNA ise DNA lı virüsler,rna ise RNA lı virüsler denir.genel olarak hayvanlarda DNA lı virüsler daha çok iken bitkilerde RNA lı virüsler bulunur.örneğin uçuk ve hepatit B virüsleri DNA virüsüdür.kızamık,sarıhumma,kuduz grip ve bitki virüslerinin çoğu RNA virüsleridir.genellikle her virüs çeşidi belli hücre ve dokularda yerleşip çoğalabilir.(hedef doku veya hücre).örneğin çocuk felci ve kunduz virüsü beyin ve omurilikte;grip ve nezle üst solunum yollarında;aids virüsü akyuvarlarda;sarıhumma virüsü karaciğerde, çiçek, kızamık ve siğil virüsü deride çoğalır. Baş kısmı Kapsid Genetik madde Protein kılıf Kuyruk Boyun Kuyruk lifleri 38

Virüslerin Çoğalması Ökaryot canlılar gibi prokaryot canlılar da virüsler tarafından enfekte edilebilir. Bakterileri enfekte eden virüsler bakteriyofaj veya kısaca faj olarak da adlandırılır.virüs genomu yeni virüslerin üretimini yönetir.genom,konak hücre içine girdikten sonra yönetimi ele geçirerek yeni virüslerin oluşumu için gerekli molekülleri bu hücrenin içine sentezlettirir.hücre içinde oluşan çok sayıda virüs genelde konakçı hücreyi parçalayarak serbest kalır.bu virüsler aynı şekilde tekrar tekrar yeni konakçı hücreleri enfekte ederek üremeye devam eder.bazı virüsler ise genomlarını konakçı hücrelerin genomlarına entegre eder ve uzun zaman burada bekleyebilir.hücre bölündüğünde virüs genomu da konak hücre genomu ile birlikte eşlenerek yavru hücrelere aktarılır. BAKTERİYOFAJ Virüsler çok küçük yapıda olduklarından normal mikroskopta görünemeyip ancak elektron mikroskobunda görülebilir.bu nedenle virüslerin sebep olduğu hastalıkları tespit etmek için mikroskobik inceleme yapılmaz.hastalık durumunda virüsleri tanımak için virüslerin değil ortamda üretilen antikorların gösterdiği testlerden yararlanılır. Virüsler yaşam faaliyetlerini hücre içerisinde gerçekleştirdiğinden antibiyotikler virüsler üzerinde etkili değildir.virüslerin neden olduğu hastalıklarla baş edebilmek için güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak gerekir.ayrıca hastalık etkeni olan virüse karşı aşı olmak ve böylece virüsün toplumda hızla yayılmasını engellemek ve enfeksiyonlara karşı korumak için hijyen kurallarına dikkat etmek gerekir... 39

KONU DEĞERLENDİRME Aşağıdaki soruları cevaplandırınız? 1-Dolaşım sisteminin görevlerini yazınız? 2-Hangi havyalarda gelişmiş bir dolaşım sistemi yoktur? 3-Açık dolaşım ile kapalı dolaşımın özelliklerini maddeler halinde yazınız? 4-Balıklardaki dolaşım sisteminin özelliklerini maddeler halinde yazınız? 5-Kurbağa ile sürüngenlerdeki dolaşımın ortak özelliklerini ve farklarını yazınız? 6-Soğuk kanlı canlı nedir açıklayınız? 7-Sıcak kanlı canlı nedir açıklayınız? 8-Sıcak kanlı canlıların vücut ısısının sabit kalmasında etkili olan farkları yazınız? 9-İnsan kalbinde,vücuttan gelen ve kalpten çıkan damarları yazınız? 10)Kalpte bulunan kapakların yerlerini ve isimlerini yazınız? 11)Kalbin yapısını içten dışa doğru sıralayınız? 12)Kalbin kasılmasını sırasına göre yazınız? 13)Atar damarların yapısal özelliklerini yazınız? 14)Toplardamarların yapısal özelliklerini yazınız? 15)Toplar damar ile atar damarın yapısını karşılaştırınız? 16)Kılcal damarların özelliklerini yazınız? 17)Toplar damar ile atar damar arasındaki farkları yazınız? 18)Doku sıvısı nedir açıklayınız? 19)Lenf nedir.kandan farklarını yazınız? 20)Küçük kan dolaşımını açıklayınız? 21)Büyük kan dolaşımını açıklayınız? 22)Startinğ hipotezi nedir açılayınız? 23)Lenfin kalbe geliş yollarını yazınız? 24)Bağışıklık nedir.tarif ediniz 25)Antijen nedir? 40

26)Antikor nedir? 27)İnsandaki savunma hatları nelerdir yazınız? 28)1. 2. Ve 3. Savunma hattı elemanlarını yazınız? 29)Lenfin görevlerini yazınız? 30)Alyuvarların genel özelliklerini yazınız? 31)Alyuvar çeşitlerini yazınız? 32)Trombasitlerin genel özelliklerini yazınız? 33)Plazmada bulunan maddeleri yazınız? 34)Plazma proteinlerinin isimlerini yazınız? 35)Kan grupları nasıl belirlenir yazınız? 36)Kan gruplarında kan alış verişi nasıl olur şematik olarak gösteriniz? 37)Humoral bağışıklık nedir? 38)İmmunoglobulin çeşitlerini ve görevlerini yazınız? 39)Doğal bağışıklık nedir) 40)Kazanılmış bağışıklık çeşitlerini yazınız? 41)Aktif bağışıklık nedir? 42)Pasif bağışıklık nedir? 43) Serum ile aşı farklarını yazınız? 44)Kan uymazlığı nedir.açıklayınız? 45)Otoimmün nedir tarif ediniz? 46)Virüslerin özelliklerini yazınız? 47)Bakteri Bj nedir.açıklayınız? 48)DNA lı virüslerin sebep olduğu 3 hastalık yazınız? 49)RNA lı virüslerin sebep olduğu 3 hastalık yazınız? 50)Virüslerle mücadele yollarını yazınız? 51)Açık dolaşım nedir? 52)Kapalı dolaşım nedir? 53)Açık dolaşım ile kapalı dolaşım bulunuz? 54)Konin görevlerini yazınız? 41

KONU DEĞERLENDİRME D-Y tipi sorular 1)Kanın çabuk pıhtılaşması için Ca ++ K vitamini ve bütünü ile temas etmesi gerekir. D/Y 2) AB genel verici, O genel alıcı kan grubudur. D/Y 3)Tüm omurgalı havyalarda kapalı dolaşım vardır ve sıcak kanlı hayvanlardır. D/Y 4)Kanın hücresel kısmında en fazla Krikrasitler vardır.d/y 5)Kanın sol karıncıktan çıkıp,kalbin sağ kulakçığına gelmesine kan dolaşımı denir.d/y 6)Atar damardaki kan basıncı toplardamar ve kılcal damarlarınkinden daha fazladır. D/Y 7)İnsan kalbinde karıncıklar ile kulükakların kasılması birbirine zıttır. D/Y 8)Kapalı dolaşım sistemini enerji ihtiyacı az olan canlılarda bulunur.d/y 9)Tüm atar damarlarda oksijen oranı en fazladır.d/y 10)Kalp kası çizgili kas özelliği gösterir ancak işlemsiz çalışır.d/y 11)Yükseklere çıkıldıkça, insandaki akyuvar sayısı artar. D/Y 12)Kan plazmasının %90 ı sudur.d/y 13)Akyuvarların çeşidi olan mono asitler görünümlü yapıya sahiptir.d/y 14)Vücuda giren yabancı proteine oluştuğunda proteine antijen denir. D/Y 15)İnsanda hem açık hemde kapalı oluşan sistem vardır.d/y 16)Serum ile yapılan bağışıklık aşı ile yapılandan daha etkilidir.d/y 17)virüslerde kalıtım maddeleri ya DNAdır yada RNA ikisi bir arada bulunmaz.d/y 18)Bakteri içinde çoğalan virüse bakteriyotaj denird/y. 19)Doğal bağışıklık kalıtsaldır,türe ve ırka özgüdür.d/y 20)Her virüs vücuda girdikten sonra belirli bir kuluçka suresi geçer ve etkisini tez vücutta gösterir D/Y. 42

KONU DEĞERLENDİRME Doldurma tipi sorular 1)Canlılarda metabolizma sonucu oluşan atık ve boşaltım organına öz ve besin maddelerinin dokulara taşınmasına.. denir. 2)Hayvanlarda... ve.. olmak üzere iki çeşit dolaşım vardır. 3)Balıkların kalbi., kurbağaların kalbi..kuşlarınki.gözlüdür. 4)Atar damarlarda kirli ve temiz kan dolaşan canlılara soğuk kanlı canlılar denir. 5)İnsan kalbi, iki ve iki. dan oluşur 6)Kalp dıştan içe doğru..,. ve. Diye 3 tabakadan oluşur. 7)kalbi besleyen damarlara.. denir. 8)İnsan kalbinde sağ kulakçık ile sağ kulakçık arasında... Sol karıncık ile sol karıncık arasında. kapakları bulunur. 9)Kalbin kasılmasına.. gevşemesine. denir. 10)Kalbin kasılıp gevşerken kanın atar damar çeperine yaptığı basınca. denir. 11)Kalbin kasılmaya başlaması sağ kulakçık üzerinde bulunan. den başlatılan uyartılar ile meydana gelir. 12) Atar damar içten dışa doğru..,.. ve.. oluşur. 13)Kanın %55 i %45i.dan oluşur. 14)Alyuvarlar.. ve.. diye ikiye ayrılır. 15)Lenfesitler.ve..diye ikiye ayrılır. 43

KONU DEĞERLENDİRME 1 Trombasitler 2 Eritrositler 3 Monositler 4 Nötrofiller 5 Eozinofiller 6 Lenfositler 7 T lenfositleri 8 Bazofiller 9 B lenfositleri 1-Yukarıdakilerden hangileri lökosit çeşidi değildir? 2-Yukarıdakilerden hangileri granüllü lökositlerdir? 3-Yukarıdakilerden hangileri granülsüz lökositlerdir? 4-Yukarıdakilerden hangileri lenfosit çeşididir? 5-Yukarıdakilerden hangisi heparin ve histamin salgılar? 6-Yukarıdakilerden hangisi tenya,kancalı kurt gibi parazitlerle savaşır? 7-Yukarıdakilerden hangisinin olgunlarında çekirdek yoktur? KONU DEĞERLENDİRME 1 Sol karıncık 4 Aort 7 Sol karıncık 2 Akciğer atar damarı 5 Üçlü kapakçık 8 Koroner damarlar 3 Sol kulakçık 6 Akciğer toplar damarı 9 Sağ kulakçık 1-Yukarıdakilerden hangisi kalbi besleyen damardır? 2-Yukarıdakilerden hangisi en büyük damardır? 3-Yukarıdakilerden hangisi sağ kulakçık ile sağ karıncık arasında bulunur? 4-Yukarıdakilerden hangi damarda kirli kan bulunur? 5-Yukarıdakilerden hangilerinde kirli kan bulunur? 6-Yukarıdakilerden hangisi küçük kan dolaşımı yoludur? 7-Yukarıdakilerden hangisi büyük kan dolaşımı yoludur? 8-Yukarıdakilerden hangi bölümlerde temiz kan vardır? 9-Yukarıdakilerden hangi bölümlerde kirli kan vardır? 44

1) Vücuda giren mikroorganizmaların etkisiz hale getirilmesi sırasında, l. Antikor miktarının artması II. Hemoglobin miktarının artması III.Akyuvarların fagositoz hızının artması IV. Alyuvar yapımında hızlanma gibi olaylardan, hangileri gözlenir? A) l ve III B) II ve III C) III ve IV D) l ve II E) II ve IV 2.I Karıncıkların kasılması. II.Akciğerlerde basıncın düşmesi III. Kulakçıklardaki gevşeme IV.Yerçekimi V.Damarlar içindeki kapaklar Yukarıdaki özelliklerden hangisi, kanın bacak toplardamarı içinde ilerlemesini engelleyici bir etkendir? A) l B) II C) III D) IV E) V 3.Aşağıdakilerden hangisi kapalı dolaşım sisteminin görevi değildir? A) Hücrelere sindirilmiş besin taşımak B) Hücrelere O 2 taşımak C) Artık maddeleri boşaltım organlarına taşımak D) Hormonları hedef yapılara taşımak E) Hücrelere ATP taşımak 4. Bir kılcal damarda, kan basıncı ve kanın akış hızı, aşağıdakilerden hangisinde doğru belirtilmiştir? Kan basıncı Kan akış hızı A) Değişmez Değişmez B) Azalır Azalır C) Artar Azalır D) Azalır Değişmez E) Artar Artar 5. Kan plazmasında, serumdan farklı olarak aşağıdakilerden hangisi bulunur? A) Antikor, yağ asitleri, O 2 B) Hormon, vitamin, erimiş gazlar C) Hormon, antikor, glikoz D) Su, antikor, glikoz E) Fibrinojen, Ca iyonları, albümin 6. Doku aralarına sızan ve daha sonra lenf kıl-calları ile toplanarak kan dolaşımına dahil edilen lenf sıvısının kan ila karıştığı yer, aşağıdakilerden hangisidir? A) Sağ karıncık B) Sol kulakçık C) Sol köprücük altı toplar damarı D) Üst ana toplar damarı E) Alt ana toplar damarı 45 7. insandaki kan pigmentleri alyuvar içinde bulunduğu halde salyangozun kan pigmenti plazmada yer alır. Buna göre, aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur? A) Alyuvar sayısı fazlalaşır. B) Kan pigmentleri alyuvar içinde çözünebilir. C) Canlılarda oksijen taşıma işlemini kan pigmentleri yapar. D) Kan pigmentleri, kana sadece renk verir. E)Kan pigmenti alyuvarda bulunursa daha çok oksijen taşır. 8. Aşağıdakilerden hangisi kanın doğrudan kendisi için yaptığı görevidir? A) Savunma B) Isıyı düzenleme C) Kan kaybını önleme D) Besin taşıma E) Oksijen taşıma 9. Açık dolaşım aşağıdaki hayvan gruplarının hangisinde görülmez? A) Midye B) Deniz anası C) Ahtopot D) Balık E) Deniz kestanesi 10. Aşağıdakilerden hangisi lenf ile kanın ortak özelliğidir? A) Dokulara oksijen taşımak B) Akyuvar üretmek C) Mikrop faaliyetlerine karşı savaşmak D) İnce bağırsaklardan, sindirilen yağ asitleri ve gliserolü toplamak E) Üre ve ürik asiti böbreklere taşımak

ETKİNLİK-1 Açık dolaşım Kapalı dolaşım Sıcak 1 Soğuk kanlı 2 Kalbindeki bölme sayısı Balıklar Halkalı solucanlar Mürekkep balığı Derisi dikenliler Yumuşakçalar Kurbağalar Sürüngenler Memeliler 46

ETKİNLİK-2 1 2 3 4 1-Hangisi balıklarda dolaşım organıdır? 2-Hangisi kurbağalarda dolaşım organıdır? 3-Hangisi sürüngenlerde dolaşım organıdır? 4-Hangisi kuş ve memelilerde dolaşım organıdır? 5-Hanginde temiz kan bulunmaz? 6-Oksijeni az olandan çok olana doğru sıralayınız? 7-Hangisi en gelişmiştir? 8-Hangileri sıcak kanlıdır? 9-Hangileri soğuk kanlıdır? 47

ETKİNLİK-3 ETKİNLİK-4 Büyük kan dolaşımı Küçük kan dolaşımı 48

ETKİNLİK-5 2. Yol 1.Yol ETKİNLİK-6 Kan grupları Kan grubunu oluşturan faktörler FENOTİPİ GENOTİPİ Alyuvarlardaki Plazmadaki Antikor Antijen A B AB O 49

ETKİNLİK-7 Adı Granülsüz Granüllü Görevi 50