ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI AB KOORDİNASYON DAİRESİ BAŞKANLIĞI BÜLTENİ



Benzer belgeler
HAZİRAN AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. AB Liderleri Jean-Claude Juncker in AB Komisyonu Başkanı Olması İçin Uzlaştı

21- BÖLGESEL POLİTİKA VE YAPISAL ARAÇLARIN KOORDİNASYONU

İşçi sağlığı ve güvenliği için AB mevzuatı Tim Tregenza İş Güvenliği ve Sağlığı Ajansı

TÜRK İŞGÜCÜ PİYASASI MESLEKİ EĞİTİM İSTİHDAM İLİŞKİSİ VE ORTAKLIK YAKLAŞIMI

İSTİHDAM VE SOSYAL YENİLİK PROGRAMI. EMPLOYMENT AND SOCIAL INNOVATION PROGRAMME (EaSI)

AB - Türkiye: Dönüşüm Süreci ve Odalar. Güven SAK İzmir, 18 Temmuz 2005

EURO BÖLGESİ NDE İŞSİZLİK

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLETİŞİM STRATEJİSİ

FASIL 1: MALLARIN SERBEST DOLAŞIMI

Ekonomik ve Sosyal Komite - Avrupa Komisyonu Genişleme Genel Müdürlüğü AB Politikaları AB Konseyi AB Bakanlar Kurulu Schengen Alanı

ÇALIŞMA HAYATINDA DEZAVANTAJLI GRUPLAR. Şeref KAZANCI Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı MART,2017

AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI

KADIN DOSTU KENTLER - 2

AVRUPA BİRLİĞİ BÜTÇESİ

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar Ankara, Turkey

EU.EM.NET Project W.P 2 Đyi Uygulamalar El Kitabı

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

ARTEV ENTELEKTÜEL VARLIK YÖNETİMİ İSTANBUL SANAYİ ODASI SUNUMU 30 MART 2012


KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELE

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

KIRSAL KALKINMA PROGRAMI YÖNETİM OTORİTESİNİN GÖREVLERİ VE ÇALIŞMA ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI PROJE HAZIRLAMA, GELİŞTİRME VE UYGULAMA YÖNETMELİĞİ

FASIL 10 BİLGİ TOPLUMU VE MEDYA

20 Kasım Açıklanan nihai bütçe taslağında, Yunanistan ın bütçe açığını, 2010 yılında GSYH nin yüzde 8,7 si oranına indirmeyi hedeflediği açıklandı.

AVRUPA BİRLİĞİ NİN TÜRKİYE DE DESTEKLEDİĞİ BAZI HİBE PROGRAMLARI

YÖNETİCİ ÖZETİ ÇALIŞMA YAŞAMINDA UZUN DÖNEMLİ EĞİLİMLER: EŞİTSİZLİKLER VE ORTA GELİR GRUPLARI ÜZERİNDEKİ ETKİLER

CANİK BAŞARI ÜNİVERSİTESİ ULUSLARARASI İLİŞKİLER KOORDİNATÖRLÜĞÜ YÖNERGESİ

18- EĞİTİM, ÖĞRETİM VE GENÇLİK

SOSYAL GÜVENLİK REFORMU. A.Tuncay TEKSÖZ TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi

Sentez Araştırma Verileri

Avrupa Birliği Genel Sekreterliği. AVRUPA BİRLİĞİ TOPLULUK PROGRAMLARI HAKKINDA GENEL BİLGİ ve TÜRKİYE NİN KATILMAKTA OLDUĞU PROGRAMLAR

GELİR POLİTİKALARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

BİRİNCİ BÖLÜM... 1 KAYIT DIŞI İSTİHDAM... 1 I. KAYIT DIŞI EKONOMİ...

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

İKV DEĞERLENDİRME NOTU

Tanımlar ve Kısaltmalar Madde 3- Bu Yönetmelikte geçen;

Finlandiya da Sosyal Güvenlik Politikası Oluşturma

AB de İşyeri Sağlığı ve Güvenliği

Türkiye ve AB Arasında Şehir Eşleştirme Projesi AB Müktesebatı Alanında Kapasite Geliştirme Eğitimleri 29 Kasım 2018

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

ÜYE DEVLET HÜKÜMETLERİ TEMSİLCİLERİ KONFERANSI. Brüksel, 25 Ekim 2004 CIG 87/1/04 EK 2 REV 1. Konu :

DEVLET MALZEME OFİSİ TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ UYGULAMA VE ÖDÜL YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Toplam Erkek Kadin Ermenistan Azerbaycan Gürcistan Kazakistan Kırgızistan Moldova Cumhuriyeti. Rusya Federasyonu

Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Sayın Egemen Bağış ve Avrupa Birliği Genel Sekreterliği

Ulusal Bilim Teknoloji ve Yenilik Stratejisi Doç. Dr. M. Necati DEMİR ARDEB Başkan V.

Türkiye de Son Dönem Bölgesel Gelişme Politikalarının Değerlendirilmesi ve Gelecek Gündemi. Bölgesel Gelişme ve Yapısal uyum Genel Müdürlüğü

Türkiye de Çevre Yönetimi için Kurumsal Kapasitenin Geliştirilmesi Projesi

MAYIS AYINDA ÖNE ÇIKAN GELİŞMELER. Avrupa Parlamentosu Seçimleri nde Aşırı Sağın Yükselişi

30/12/2005 tarihli Bilanço (YTL)

Küresel Çevre Yönetimi için Ulusal Kapasite Öz Değerlendirme Analizi

GENÇLERĠN ĠġĠ OLMADIĞI GĠBĠ Ġġ ARAYIġI DA YOK

Proje önerilen faaliyetler ön çalışma raporuna uygun mu, uygulanabilir mi, hedeflerle ve öngörülen sonuçlarla uyumlu mu?

AVRUPA OTOMOTİV PAZARI 2014 YILI OCAK AYINDA %5 ARTTI.

HABER BÜLTENİ xx Sayı 28 KONYA HİZMETLER SEKTÖRÜNÜN, ÇALIŞAN SAYISI BEKLENTİSİ ARTTI

HABER BÜLTENİ xx Sayı 8

A. Giriş. B. Olumlu Unsurlar

Madenlerde İş Sağlığı ve Güvenliği ILO Düzenlemeleri ve Uygulamaları Kadir Uysal ILO Türkiye Ofisi

AVRUPA BİRLİĞİ HUKUKUNUN KAYNAKLARI

İŞSİZLİK BÜYÜK ÖLÇÜDE ERKEKLERDE YAŞANAN İŞGÜCÜ ARTIŞI İLE İSTİHDAM KAYIPLARINDAN KAYNAKLANIYOR

EGE BÖLGESİ SANAYİ ODASI. Faaliyet Programı

ECTA 2009 DÜZENLEYİCİ KURULUŞLAR KARNESİ (ECTA 2009 REGULATORY SCORECARD)

T.C. AVRUPA BİRLİĞİ BAKANLIĞI Ekonomik ve Mali Politikalar Başkanlığı

AVRUPA BİRLİĞİ TARİHÇESİ

UNDP İspanya BinyılKalkınma Hedefleri Fonu BM Ortak Programı ILO, UNDP, IOM, FAO

GIDA TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞI EĞİTİM YAYIM VE YAYINLAR DAİRESİ BAŞKANLIĞI Kırsal Kesimde Kadın Kooperatifleri

HASTANE HİZMET KALİTE STANDARTLARI METODOLOJİSİ

AESK ve Türkiye REX. Dış İlişkiler. Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi

ARTIK VERİMLİLİK DE GÜVENLİK KADAR ÖNEMLİ!

AB nin İstihdam ve Sosyal Politikası

FASIL 8 REKABET POLİTİKASI

2013/101 (Y) BTYK nın 25. Toplantısı. Üstün Yetenekli Bireyler Stratejisi nin İzlenmesi [2013/101] KARAR

FASIL 3 İŞ KURMA HAKKI VE HİZMET SUNUMU SERBESTİSİ

T.C. MEVLANA ÜNİVERSİTESİ ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

YÖNETMELİK. d) Genel Müdür: Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürünü,

Piyasaya Hazırlık Ortaklık Girişimi

Doç. Dr. Ahmet M. GÜNEŞ Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi. Avrupa Birliği Hukukuna Giriş

VI- FİNANSMAN İHTİYACI (MÜKTESEBAT BAŞLIKLARI İTİBARIYLA)

Halka Arz Seyri: Türkiye ye Bakış 2013 yılının ikinci çeyreği

TAMAMLAYICI VE DESTEKLEYİCİ SAĞLIK SİGORTALARI

Türkiye de Sivil Toplumu Geliştirme ve Sivil Toplum-Kamu Sektörü Diyaloğunu Güçlendirme Projesi

Komisyon, uygun gördüğü. hallerde, kişilerin. serbest dolaşımı, yapısal politikalar. ya da tarım gibi. alanlara ilişkin. önerilerinde kalıcı.

FARKLI AB ÜLKELERİNDE GÖÇMEN POLİTİKALARINDAKİ GENEL YAKLAŞIMLAR

2010 OCAK EKİM DÖNEMİ HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

İÇİNDEKİLER NÜFUS VE İŞGÜCÜ PİYASASI TASARRUFLAR

MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ Denizli Verimliliği Artırma Projesi

ERASMUS+ PROGRAMI 2014/2015 AKADEMİK YILI DERS VERME HAREKETLİLİĞİ BAŞVURU İLANI

BELGESİ. YÜKSEK PLANLAMA KURULU KARARI Tarih: Sayı: 2009/21

MÜLTECİLER İÇİN ÜCRETSİZ HUKUKİ DESTEK

ÇANKIRI KARATEKĐN ÜNĐVERSĐTESĐ STRATEJĐ GELĐŞTĐRME KURULUNUN KURULUŞ VE ĐŞLEYĐŞĐ HAKKINDAKĐ YÖNERGE. BĐRĐNCĐ BÖLÜM Genel Hükümler

FASIL 23 YARGI VE TEMEL HAKLAR

TEKLIF ÇAĞRILARI SIVIL TOPLUM DIYALOĞU (CSD-IV) AB VE TÜRKIYE ARASINDA KAPSAMINDA YAYIMLANAN. Fikirden Projeye. Hazırlayan: Öğr. Gör.

AB LİDERLER ZİRVESİ BRÜKSEL 30 OCAK 2012

2- KİŞİLERİN SERBEST DOLAŞIMI

Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi. Avrupa Ekonomik ve Sosyal

21. BM/INTOSAI SEMPOZYUMU: KAMUDA HESAP VEREBİLİRLİĞİN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN SAYIŞTAY VE VATANDAŞLAR ARASINDA ETKİN İŞBİRLİĞİ

Valiliklerde AB İşleri için Kapasite Oluşturulması Projesi Yerel Düzeyde AB Çalışmalarına Yönelik Kapasitenin Güçlendirilmesi Eylem Planı

TARIM VE KIRSAL KALKINMAYI DESTEKLEME KURUMU. Mali Yardımlar ve IPA N. Alp EKİN/Uzman

ALMANYA DA 2011 NİSAN AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

ürünümü tüm dünyada koruyabilir miyim?

Transkript:

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI AB KOORDİNASYON DAİRESİ BAŞKANLIĞI BÜLTENİ S A Y I 9 Ş U B A T 2 0 0 6 B U S A Y I D A : Geçiş Dönemine İlişkin Komisyon Raporu Özürlülerin Sosyal Yaşama Katılımına İlişkin Önlemler Fransa ve Almanya da Çalışma Hayatına İlişkin Reformlar ve Protestolar Almanya da İşsizlik Gayri Resmi Sosyal Konsey Toplantısı Güneş Işığı Direktifi Sosyal Diyalog Projesi 1 4 6 8 9 10 11 AB YE YENİ ÜYE OLAN ÜLKE VATANDAŞLARININ SERBEST DOLAŞIMI KONUSUNDA GETİRİLEN GEÇİŞ DÖNEMİ ÖNLEMLERİNE DAİR KOMİSYON RAPORU 2006 yılı Şubat ayında yayınlanan Komisyon raporu, AB ye yeni üye olan 10 ülkenin 2003 yılında imzalamış olduğu Katılım Antlaşmasına ekli olan kişilerin serbest dolaşımına ilişkin geçiş dönemi düzenlemelerini değerlendirmektedir. Kişilerin serbest dolaşımı, Topluluk Hukuku tarafında garanti edilen en temel haklardan biridir. Bu hak; üye ülke vatandaşlarının diğer bir üye ülkede çalışmasını, iş kurmasını ve aile üyeleri ile birlikte yerleşebilmesini kapsamaktadır. Üye devletlerin, bir diğer üye devletten gelen göçmen işçilere ve aile üyelerine vatandaşlık temeline dayanarak doğrudan ya da dolaylı her hangi ayrımcı bir muamele uygulaması yasaklanmaktadır. AB ye 2004 yılında 10 yeni üyenin katılmasını sağlayan Katılım Antlaşması, kişilerin serbest dolaşımı konusunda en fazla 30 Nisan 2011 tarihine kadar sürebilecek olan, 2 + 3 + 2 senelik zaman dönemlerini kapsayacak olan sınırlı bir deregasyon öngörmektedir. Malta ve Kıbrıs Rum Kesimi, bu sınırlamaların kapsamı dışında bulunmaktadır. Bu deregasyon, sadece göçmen işçileri kapsamaktadır ve serbest dolaşım kapsamındaki diğer hususlarda serbesti ilkesi geçerlidir. Dahası bu sınırlamalar, sadece işgücü piyasasına giriş hakkı ile ilgilidir ve yasal olarak istihdam edilen göçmen işçilere, bu deregasyona dayanarak vatandaşlık temelinde herhangi bir ayrımcılık uygulanması mümkün değildir. Geçiş Dönemi Önlemlerinin ilk aşamasını oluşturan iki yıllık dönemde, 15 AB üyesi ülke farklı ulusal önlemler uygulamışlar; bu da, farklı yasal rejimlere yol açmıştır. İsveç ve İrlanda, işgücü piyasasına erişimde herhangi bir sınırlama öngörmezken; İngiltere, bir sınırlama koymamakla birlikte göçmen işçileri bir kayıt rejimine tabi tutmaktadır. Bunların dışında kalan tüm eski AB üyesi devletler, işgücü piyasasına erişimde kota sınırlamaları da dahil olmak üzere çeşitli önlemler koymuşlardır. Bunlara cevaben, yeni üye olan Polonya, Slovenya ve Macaristan mütekabiliyet ilkesi uyarınca eski üye işçilerine sınırlamalar getirmişlerdir. 1 Mayıs 2006 tarihinde sona erecek olan ilk dönem öncesinde yayınlanan bu raporda, üye devletler almış oldukları önlemlerin yeni üye olan ülkelerden gelen göçü kontrol etmede kendilerine fayda sağladığını ifade etmişlerdir. Bununla birlikte eski üyeler, bu önlemlerin yeni üyelerden gelen işçileri, özellikle yasal işçi gönderimi ve işçilerin kendilerini serbest meslek sahibi olarak nitelendirerek işçi olarak çalışmaları gibi farklı yollara sevk ettiğini de belirtmek-

S A Y F A 2 tedir. AB ye yeni üye olan söz konusu devletler, bu sınırlamaların gelecek dönemde kaldırılmasını talep etmektedirler. İki yıllık dönem içinde istatistikî veriler, eski üyelerin korkularının aksine işgücü piyasalarının göçmen işçiler tarafından istila edilmediğini ortaya koymaktadır. Bunun dışında raporda yer alan bilgilere göre, bu devletlerin sosyal harcamalarında göçmen işçilerden kaynaklanan bir artış gözlemlenemediği gibi; bu devletlerin yaşlanan işgücünün olumsuz etkilerinin yeni üyelerden gelen işçiler tarafından azaltıldığı da belirtilmektir. 15 ler AB sinde sosyal harcamalarda göçmen işçilerden kaynaklanan bir artış gözlemlenemediği gibi; bu devletlerin yaşlanan işgücünün olumsuz etkileri yeni üyelerden gelen işçiler tarafından azaltılmıştır. Raporda sosyal tarafların, bu önlemlerin, hem 15 eski AB üyesi ülkelerde hem AB ye yeni giren 10 üye ülkede kaçınılmaz olan yapısal reformları geciktirdiğine dikkat çektiklerini ve şu ana kadar olan işçi göçünün ılımlı bir düzeyde kaldığını ifade ettikleri vurgulanmaktadır. Sosyal taraflar, sosyal damping ve çalışma standartlarında bir erozyona sebep olunmamasına dikkat çekerken, konulan önlemlerin yasa dışı çalışmanın yayılmasına, işçilerin kendini sahte olarak serbest çalışıyor olarak bildirmelerine, muvazaalı sözleşmelerle şirketlerin işçi gönderme hükümlerinden yararlanmalarına yol açtığını belirtmektedirler. Raporun dikkat çeken bir hususu, sosyal tarafların çoğunun bu önlemlerin kaldırılmasına taraf olmalarıdır. Eurostat verilerine göre, eski AB 15 ülkelerinde çalışma izni alan yeni üye vatandaşlarının oranı, toplam çalışan nüfus içinde % 0,1 ile 2 arasındaki oranlara karşılık gelmektedir ve bu oran çalışma izinlerinin süresi dikkate alındığında, daha da aşağı inmektedir. Örneğin Almanya da 2004 yılı içinde, yeni üye vatandaşlarına verilen çalışma izinlerinin toplam çalışan nüfusa oranı % 0,9 iken, çalışma izinlerine ilişkin süreler dikkate alındığında izinlerin toplam çalışan nüfusa oranı % 0,2 ye inmektedir. 2005 yılının ilk çeyreğindeki verilere göre de, Fransa ve Hollanda da bu oran % 0,1, Avusturya da % 1,4 ve İrlanda da % 2 dir. Genişlemeden önceki iki yıl dikkate alındığında, bu rakamların pek fazla değişmediği göze çarpmaktadır. Bu da AB üyesi olmayan ülkelerden kaynaklanan göçün çok daha ciddi bir olgu olduğunu ortaya koymaktadır. Öte yandan raporda, genişlemeden bu yana yeni üye olan ülkelerde işgücü piyasasındaki olumlu gelişmelere de dikkat çekilmektedir. Buna göre, bu ülkelerde yaratılan istihdam ile işsizlik önemli oranlarda düşerken, ekonomik büyümenin gelecek dönemde devam etmesinin beklendiğini, ayrıca yapısal fonların kullanımının bu ülkelere üyelikle beraber açılmış olması ile birlikte ekonomilerindeki mevcut sorunların çözümünde de olumlu adımların atılmasının beklendiği belirtilmektedir. İlginç olan bir diğer nokta da, genişlemeden bu yana İspanya, Fransa, Hollanda, Avusturya ve İngiltere gibi AB 15 üyesi ülkelerde de istihdam oranlarının artmış olmasıdır. Bu durum iki nedenle açıklanabilir: İlk olarak, genişleme bu ülkelerde önceden yasadışı olarak çalışan yeni üye devlet vatandaşlarının kayıtlı çalışmasına yol açmış olabilir. Ç A L I Ş M A V E S O S Y A L G Ü V E N L İ K B A K A N L I Ğ I

S A Y I 9 S A Y F A 3 İkinci olarak, işverenler için daha iyi iş ve yatırım olanakları, daha iyi düzenlemeler ve bilgilendirme yolları nedeni ile istihdamın gerçekten artmış olması. AB 15 ile AB 10 üyesi ülkeler arasındaki işçi hareketliliği sektörel açıdan incelendiğinde, AB 15 üyesi ülkelerden yeni üyelere olan hareketliliğin başta eğitim, kamu hizmetleri, sağlık olmak üzere hizmet alanında yoğunlaştığı gözlemlenmektedir. AB 10 üyelerinden AB 15 üyelerine olan hareketliliğin de hizmet sektöründe yoğunlaşmakla birlikte buradaki ağırlığın inşaat ve yapı alanında olduğu dikkati çekmektedir. Eski üyelere de çalışan işçilerin niteliklerine baktığımızda çoğunlukla orta ve üst düzeyde nitelikli elemanların istihdam edildiği görülmektedir. Bu açıdan yeni üyeler eski üyelerin istihdam piyasasındaki eksiklikleri giderici bir etki göstermektedirler, ayrıca eski üyelerdeki göçmenlerin istihdam oranının yüksekliği bu ülkelerin sosyal güvenlik sistemlerine de olumlu katkılar sağlamaktadır. Geçiş önlemleri koyan ve koymayan ülkeler arasında bir karşılaştırma yapıldığında, işçi hareketliliğinin, özellikle İsveç ve İngiltere deki oranlar dikkate alındığında bu önlemleri koyan ülkelerden pek farklı olmadığını görüyoruz. Bu da idari makamlardan ve işgücü piyasası araştırmalarından gelen verilerin, işçi hareketliliği ile bu önlemler arasında sanıldığı gibi doğrudan bir bağlantı kurmadığını göstermektedir. Rapor, sonuç olarak işçi hareketliliği konusunda arz ve talep koşullarınım daha belirleyici olduğunu saptamaktayken, bu önlemlerin işgücü piyasasında yapılması gereken düzenlemeleri geciktirmek ve yasadışı çalışma yöntemlerini artırmak dışında çok da işlevsel olmadığını vurgulamaktadır. Komisyon, tüm bu verilen ışığında İşçilerin Serbest Dolaşımının Topluluk Hukukunun temel haklarından biri olduğunu ve AB 15 üyesi ülkelerin bu sınırlamaları mümkün olan en kısa zamanda kaldıracaklarını taahhüt ettiklerini hatırlatmaktadır. Bu nedenle, bu ülkelerin işgücü piyasalarını yeni üyelere açmak üzere gereken hazırlıkları yapmalarını ve yapıları kurmalarını tavsiye etmektedir. Raporla ilgili bir açıklama yapan Avrupa Komisyonunun genişlemeden sorumlu Komiseri Spidla da önlemlerin, kayıt dışı göçmen işçiliğinin artması, muvazaalı işçi göndermeleri ve sahte serbest meslek bildirimleri gibi olumsuz yan etkilerine dikkat çekmiş ve bu önlemleri koymayan İngiltere, İsveç ve İrlanda ekonomilerinin büyüme hızlarını vurgulamıştır. Eski üyelerin bu sınırlamalar konusunda Nisan ayına kadar karar vermesi gerektiğini belirten Spidla nın konuşmaları doğrultusunda Finlandiya ve İspanya nın gelecek dönemde bu sınırlamaları kaldırmaları beklenirken, görece ekonomik büyümeleri yavaş olan Fransa, Almanya, İtalya ve Avusturya - nın sınırlamaları devam ettirmesi beklenmektedir. Rapor, sonuç olarak işçi hareketliliği konusunda arz ve talep koşullarınım daha belirleyici olduğunu saptamaktayken, bu önlemlerin işgücü piyasasında yapılması gereken yapısal düzenlemeleri geciktirmek ve yasadışı çalışma yöntemlerini artırmak dışında çok da işlevsel olmadığını vurgulamaktadır.

S A Y F A 4 KOMİSYON ÖZÜRLÜLERİN SOSYAL YAŞAMA KATILIMINA YARDIMCI OLMAK AMACIYLA ÖNLEMLER ALIYOR 2005 yılı Aralık ayında Avrupa Komisyonu, Avrupa Özürlüler Gününde Toplumda Birlikte Yaşamak konulu bir konferans düzenlemiştir. Avrupa Komisyonu, bu fırsattan yararlanarak Avrupa Birliği nde özürlülerin yaşamlarının iyileştirilmesi için tasarlanmış somut önlemler ortaya koymuştur ve genişleyen Birlik içinde özürlülerin durumu ile ilgili yeni bir tebliğ sunmuştur. AB de yaklaşık 44.6 milyon kişinin uzun süreli sağlık sorunları bulunmaktadır veya özürlü durumdadır ve özürlüler, tüm AB nin aktif nüfusunun % 16 sını temsil etmektedir. Her yılın 3 Aralık günü, Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında Uluslararası Özürlüler Günü ; Avrupa Birliği tarafından ise, 1993 yılında Avrupa Özürlüler Günü olarak belirlenmiştir. 2005 yılının 1-3 Aralık tarihleri arasında Brüksel de yapılan Toplumda Birlikte Yaşamak konulu konferansta, özürlülerin vatandaşlık rol ve sorumluluklarını nasıl yerine getirebilecekleri ve özürlü olmayanlar gibi hayatları nasıl sürdürecekleri tartışılmıştır. Konferans, aktörleri, politikacıları, özürlüleri ve bu alanda çalışan uzmanları bir araya getirmiştir. Gündemdeki diğer bir konu ise, özürlülerin diğer alanlarda da AB kararları ve eylemlerine belirlenmesinde de göz önüne alınması gerektiğini ortaya koymaktadır. Özürlüler ve İstihdam AB de özürlülerin durumu konusunda Eurostat ve Komisyonun Ekonomik ve Mali İşler Genel Müdürlüğü tarafından derlenen veriler, bakıcılar ve hizmet sağlayıcılar ile birlikte özürlülerin ekonomik açıdan Avrupa - daki nüfusun önemli bir kısmını oluşturduğunu ortaya koymaktadır: Yaklaşık 44.6 milyon kişinin (16-64 yaş arasındaki her altı kişiden biri) uzun süreli sağlık sorunları bulunmaktadır veya özürlü durumdadır ve özürlüler, tüm AB nin aktif nüfusunun % 16 sını temsil etmektedir. Bununla birlikte, birçok özürlü çalışabilecek durumdadır. Birçok kişide maluliyetin daha ileri yaşlarda oluşmasından ve AB nüfusunun yaşlanmasından dolayı özürlülük oluşum derecesi artmaktadır ve demografik eğilimler, daha iyi sağlık hizmetleri sağlanması sonucunda yaşam beklentisinin arttığını ortaya koymaktadır: Özürlülerin % 63 ü, 45 yaşından üstündedir ve 55-64 yaş grubundaki kişilerin neredeyse % 30 unun bir maluliyeti bulunmaktadır. Özürlü olmayanların % 64.2 sine karşılık, özürlülerin yaklaşık % 40 ı istihdam edilmektedir. Günlük hayatı kısıtlamayan nispeten düşük seviyeli maluliyeti olanlar için bu rakam, % 50 dir. Maluliyet derecesi arttıkça, iş piyasasına katılım oranı düşmektedir: yüksek derecede özürlü olanların sadece % 20 si çalışmaktadır. Ayrıca, çalışan özürlülerin sadece % 15.9 una çalışmak için yardım temin edilmektedir. Aynı zamanda, Avrupa Birliği araştırma verileri, araştırmaya katılanların % 43.7 sinin eğer kendilerine yeterli yardım sağlansaydı, çalışabileceklerine inandıklarını ortaya koymaktadır. Ç A L I Ş M A V E S O S Y A L G Ü V E N L İ K B A K A N L I Ğ I

S A Y I 9 S A Y F A 5 Sonuç olarak, özürlü kişilerin ekonomik olarak aktif olmama oranı, özürlü olmayanların iki katıdır. Bu, oldukça düşük seviyeli öğrenim ve mesleki eğitime katılım oranlarının düşük olmasının yanı sıra düşük seviyeli sosyal içerme politikalarını göstermektedir. Özürlü olmayan kişiler için % 26.9 olan orana kıyasla, nispeten hafif seviyedeki maluliyetleri günlük aktivitelerini engellemeyenlerin aktif olmama oranı % 50 dir. Çok ciddi derecede özürlü olan kişilerin dörtte üçünden fazlası (% 77.5), ekonomik olarak faal değildir, bu oran ciddi derecede özürlü olanlar için % 49.8 ve orta derecede özürlü kişiler için % 27.1 dir. Hastalık ve maluliyet nedeniyle ekonomik olarak aktif olmama durumu yaşla birlikte artmaktadır ve 15-24 yaş arası kişiler için neredeyse % 2 nin altında iken, 25-54 yaş arasındakiler için % 32 den fazladır. Eylem Gereksinimi Yukarıdaki verilere dayanarak, Avrupa Komisyonu kesin olarak harekete geçilmesi gerektiğine inanmaktadır. 2005 yılının Aralık ayında düzenlenen konferansta, Çalışma, Sosyal İşler ve Fırsat Eşitliği Komisyon Üyesi Vladimir Spidla, özürlü insanların potansiyellerine dikkat çekmiştir: İşverenler ve geniş anlamda toplum, özürlülere genel olarak işgücü piyasasında aktif olmayı isteyen kişiler olarak bakmaya başlamalıdır. Özürlüler büyük bir potansiyele sahiptirler ve işgücü piyasasına katma değer sağlayacak kapasiteye sahip durumdadırlar.. Komisyonun Tebliği Spidla, Komisyonun Kasım 2005 de yayınladığı ve özürlülerin bağımsız yaşamak suretiyle topluma ve ekonomiye aktif katılımını kuvvetle vurgulandığı Genişleyen Avrupa Birliğinde Özürlülerin Durumu: Avrupa Eylem Planı 2006-7 konulu bir tebliğe dikkat çekmektedir. Bu amaçla Avrupa eylem planı, özürlülere yüksek kalitede destek ve sağlık hizmetleri sunmak, özürlülerin bağımsızlığını, sosyal ve mesleki entegrasyonlarını ve toplum yaşamına katılımlarını sağlamak üzerine odaklanmaktadır. Yapısal Fonlar ve Avrupa Sosyal Fonu dahil olmak üzere bir dizi Avrupa Birliği mali aracı, özürlü kişilerin sosyal yaşama katılmalarına yardımcı olmak için kullanılmaktadır. Komisyon üyesi, aynı zamanda, istihdam ve işte eşit muamele için genel bir çerçeve oluşturan 2000/78/ EC sayılı Direktif hükümleri ile uyumlu olarak, 2006 yılında AB üyesi tüm ülkelerin istihdamda maluliyet nedeniyle ayrımcılığı ortadan kaldırmaları gerektiğini ortaya koymaktadır. Özürlülere ilişkin Avrupa eylem planı, özürlülere yüksek kalitede destek ve sağlık hizmetleri sunmak, özürlülerin bağımsızlığını, sosyal ve mesleki entegrasyonlarını ve toplum yaşamına katılımlarını sağlamak üzerine odaklanmaktadır. Komisyona göre, daha fazla özürlünün çalışmaya başlamasına yardımcı olmak; AB işgücü piyasasına destek olacak, vergiler yoluyla kamu maliyesini destek olacak ve işgücü yaşlanmasının ciddi şekilde başlamış olacağı 2010 yılı istihdam hedeflerine ulaşılmasında Avrupa Birliği ne yardımcı olacaktır. Bu nedenle, Komisyon 2006-7 dönemi için dört öncelikli alan önermektedir. Bunlar: Çalışmanın teşvik edilmesi; Özürlüler için kaliteli destek ve sağlık hizmetlerine erişimin sağlanması; Tüm alanlarda erişebilirliğin kolaylaştırılması; Avrupa Birliği nin bu alandaki kapasitelerinin arttırılması. Komisyon, aynı zamanda, özürlülerin diğer alanlarda AB kararları ve eylemlerine belirlenmesinde de göz önüne alınması gerektiğini ortaya koymaktadır.

S A Y F A 6 Komisyon, özürlülerin sosyal yaşama aktif katılımdan yararlanmalarının en iyi şeklinin bağımsız olarak yaşamlarını sürdürmeleri aracılığıyla olacağını ileri sürmektedir ve özürlüleri beklemekten ziyade inisiyatif alarak engelleri aşmayı teşvik etmektedir. Bu, özürlülerin kendi bağımsızlıklarını, sosyal ve mesleki entegrasyonlarını ve toplum yaşamına katılımlarını sağlamak için tasarlanmış önlemlerden yararlanma hakkına sahip olmaları gerektiğine ilişkin AB nin mevcut bağımsız yaşam yaklaşımından daha ileri gitmektedir. Avrupa Birliğinin Temel Haklar Şartında belirtildiği üzere Komisyon tarafından önerilen somut eylemler, özürlülere vatandaşların rol ve sorumluluklarını yerine getirmelerinde yardımcı olmak için yapısal bir ortam hazırlanmasına yardımcı olmayı amaçlamaktadır. AB nin en güçlü ekonomilerine sahip Fransa ve Almanya da yaşanan grevlerin, Lizbon hedeflerini karşılamak için bu iki ülkenin hükümetleri tarafından ortaya koyulan önlemlerle doğrudan bir bağlantısı bulunmaktadır. FRANSIZLAR VE ALMANLAR, ÇALIŞMA HAYATINA İLİŞKİN REFORMLAR ÜZERİNE AYAKLANDILAR AB nin en güçlü ekonomilerine sahip Fransa ve Almanya da yaşanan grevlerin, Lizbon hedeflerini karşılamak için bu iki ülkenin hükümetleri tarafından ortaya koyulan önlemlerle doğrudan bir bağlantısı bulunmaktadır. Bu grevler, sancılı sosyo-ekonomik reformların uygulanabilirliği konusunda kafalarda soru işareti yaratmaktadır. Almanya, son 14 yıldır ülkenin kamu sektöründeki ilk grevi yaşamaktadır. Hizmetler sektöründe çalışanlara yönelik ulusal bir sendika olan Verdi tarafından düzenlenen grev, Baden-Wuerttemberg bölgesinin güneyinde belediye, hastane ve kreşlerde çalışan 10.000 den fazla işçiyi etkilemektedir. Söz konusu işçiler, yerel yönetimlerin çalışma saatlerini 1,5 saat arttırmak suretiyle 40 saate çıkarılması konusundaki önerilerini protesto etmektedirler. Bunu, birçok grev izleyebilir: Lower Saxony nin kuzeyi ile Hamburg şehrinde yerel yönetimlerde çalışan işçiler, söz konusu greve katılıp katılmayacaklarını oylarken; ülke çapında bölgesel kurumlarda çalışan 60.000 işçi, benzer önerileri protesto etmek için grev oylaması düzenlemektedir. Sendikalar, grevi altı haftaya kadar sürdürebileceklerini belirtmektedirler. Grevler, Almanya nın yeni seçilen hükümetinin emeklilik yaşını 2029 tarihinden önce 65 ten 67 ye çıkarılmasını ilan etmesinden sadece haftalar sonra gerçekleşmiştir. Haftalık çalışma saatinin ve emeklilik yaşının arttırılması, ülke ekonomisinin tekrar rayına oturtulması için Merkel Hükümetinin ekonomi politikasının ana unsurlarını oluşturmaktadır. Bununla birlikte hükümet, Almanya nın İstihdam ve Büyüme Ulusal Eylem Planından bahsetmemeye karar vermiştir. Bunun altında yatan en önemli Ç A L I Ş M A V E S O S Y A L G Ü V E N L İ K B A K A N L I Ğ I

S A Y I 9 S A Y F A 7 neden, Eylem Planını ulusal protestoların merkezine oturmasını istememeleridir. Her iki projenin halen karşılaşmakta olduğu toplumsal direnç, hükümetin Lizbon stratejisinin daha sıkıntılı unsurları konusunda kamu desteği bulma şansını oldukça azalmaktadır. Fransa da muhafazakar UMP partisi, ulusal Meclis te tartışmalı İlk İş Sözleşmesi nin onaylanması konusunda oy verecek hiçbir müttefik bulamamaktadır. Bununla birlikte Başkan Jacques Chirac ın partisi, tüm diğer partilerin muhalefetine karşın fırsat eşitliğine ilişkin yasada yapılacak değişikliği kabul etmek için yeterli oya sahip bulunmaktadır. Nordik güvenceli esneklik modelini örnek alan yasa, işverenlerin 26 yaş ve altındaki genç işçileri istihdam etmelerinin ardından iki yıllık süre içerisinde herhangi bir neden göstermeden işten çıkarmalarına izin vermektedir. Başbakan Dominique de Villepin, yasanın Fransız ekonomisinin tekrar işlemesini sağlamak için çok önemli olduğunu belirtmiştir. 7 Şubat 2006 tarihindeki yaşanan ilk grevlerden sonra sendikalar ve öğrenci birlikleri, Meclis te yapılacak oylama karşısında izleyecekleri yola karar vereceklerdir. Ulusal Meclis te oylanacak olan tasarıya karşı 7 Şubat ta ülke çapında düzenlenen 187 gösteriye, yaklaşık 400,000 kişi katılmıştır. Protestolar, tüm ulusal sendikalar ile ulusal gençlik örgütleri ve öğrenci birliklerinin hemen hemen tamamı tarafından desteklenmiştir. İki ülkedeki bu protestolar, zaruri niteliğe sahip olan işgücü piyasasına ilişkin reformların gerçekleştirilmesi ve ekonomilerindeki yükün hafifletilmesi konusunda üye ülkelerin yaşadığı zorlukları göstermektedir. Yaşananlar, Lüksemburg Başbakanı Jean-Claude Juncker in 2005 yılında söylediklerini bir anlamda doğrulamaktadır: Ne yapacağımızı kesin olarak biliyoruz; ancak bunu bir kez yaptıktan sonra, gelecek seçimleri nasıl kazanacağımızı bilmiyoruz.

S A Y F A 8 ALMAN İŞSİZLİĞİNDE YAŞANAN TIRMANIŞ Almanya daki işsiz sayısı, tekrar 5 milyonu aşmış durumdadır. Federal Çalışma Bürosundan alınan yeni rakamlar, 2005 yılı Aralık ayında 4,605 milyon (% 11,1) olan işsiz sayısının, 2006 yılı Ocak ayında 5,012 milyona (% 12,1) ulaştığını göstermektedir. İşsizlik oranlarındaki yükseliş, esasen Ocak ayındaki yaşanan soğuk hava ile mevsimsel işlerde (örneğin inşaat sektöründe) yaşanan düşüşten kaynaklanmaktadır. Federal Çalışma Bürosundan alınan yeni rakamlar, 2005 yılı Aralık ayında 4,605 milyon (% 11,1) olan işsiz sayısının, 2006 yılı Ocak ayında İşsiz kalan kişilerin yaklaşık 30 bini, yardımlardan yararlanabilme süresinin 32 haftadan 18 haftaya indirilmesinden önce işsiz olarak kayıt olan yaşlı kişilerden oluşmaktadır. 2006 yılı Ocak ayı rakamları, Almanya da 5,217 milyon kişinin (% 12,6) işsiz olduğu geçtiğimiz yılın Şubat ayı işsizlik rakamlarına yaklaşmış durumdadır. Söz konusu rakamlar, Avrupa nın en büyük ekonomisinin kısa sürede toparlanması umutlarını ortadan kaldırmaktadır. Çalışma Bürosu Şefi Frank Weise, işsizlik oranlarında yaşanan artış eğiliminin süreceğini belirtmektedir. Geçtiğimiz hafta Angela Merkel in başkanlık ettiği yeni koalisyon hükümeti, büyüme hızının 2005 teki % 0,9 dan 2006 da % 1,4 e yükseltilmesi beklentisi ile Almanya nın kötüleşen ekonomisinde bir iyileşme öngörmektedir. 5,012 milyona (% 12,1) ulaştığını göstermektedir. Ç A L I Ş M A V E S O S Y A L G Ü V E N L İ K B A K A N L I Ğ I

S A Y I 9 S A Y F A 9 AVUSTURYA DÖNEM BAŞKANLIĞI ALTINDA GAYRİ RESMİ SOSYAL KONSEY TOPLANDI 2006 yılı Ocak ayında Çalışma ve Sosyal İşler Bakanları, Gayrı Resmi Çalışma ve Sosyal İşler Konsey için Avusturya nın Villach kentinde bir araya geldiler. Konsey, güvenceli esneklik modelini ve AB nin sosyal boyutunun nasıl güçlendirileceği konusunu ele almıştır. Avusturya Dönem Başkanlığı altında düzenlenen Bakanlar Konseyi, 19-21 Ocak 2006 tarihleri arasında Gayri Resmi Çalışma ve Sosyal İşler Konseyi toplantısını düzenlemiştir. Toplantıya Avrupa Birliği Çalışma Bakanları, sosyal ortaklar ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katılmıştır. Toplantıda tartışılan başlıca konulardan biri, işverenlerin işgücü piyasası esnekliği gereksinimleri ile işçilerin iş güvencesi ve sosyal korunma gereksinimlerini bir araya getirmeye çalışan güvenceli esneklik modelidir. Toplantıya, bu modelin istihdam yaratmada önemini vurgulayan Avrupa Birliği İstihdam, Sosyal İşler ve Fırsat Eşitliği Komisyon Üyesi Vladimir Spidla tarafından başkanlık edilmiştir. Spidla, güvenceli esneklik modelinin işin korunmasından ziyade insanların korunmasını esas aldığını, Avrupa nın hem iş güvencesi hem esnekliğe ihtiyacı olduğunu ve bu modelin tüm sosyal sistemin uyumuna dayandığını ifade etmiştir. Tüm sosyal sistemin uyumunun, sosyal ortakların rolü, sosyal koruma, istihdam politikaları ve devletin önemini yansıttığını vurgulamıştır. Bakanlar, Avrupa da vatandaşların güveninin yeniden temini için Avrupa Birliği nin sosyal boyutunun güçlendirilmesi gerektiği konusunda fikir birliğine varmışlardır. Ayrıca, sosyal içerme, fırsat eşitliği ve sosyal politikaların oluşturulmasında tüm yerel, bölgesel ve ulusal aktörler, lobiler ve sivil toplumun dahil edilmesi gibi konular üzerinde çalışılması hususunda da anlaşmaya varmışlardır. Komisyon Üyesi Spidla, Sosyal alanda Avrupa nın amaçlarının, yoksulluğun ve sosyal dışlanmanın ortadan kaldırılması, yeterli ve kabul edilebilir bir aylık sisteminin temellerinin yerleştirilmesi ve uzun vadeli sağlık hizmetlerinin koşullarının iyileştirilmesi olduğunu belirtmiştir. Gayrı Resmi Konseyin öğleden sonraki oturumu, Avrupa Birliği sosyal koruma ve içerme politikaları için açık koordinasyon yöntemi konusunda yayınlanan en son Avrupa Komisyonu Tebliği çerçevesinde, Tadil Lizbon Stratejisinin sosyal boyutuna ayrılmıştır. Bu oturumun sonuç belgesinde Bakanlar, sosyal içerme, emekli aylıkları, sağlık ve uzun vadeli hizmetler alanlarında açık koordinasyon yönteminin büyüme ve istihdama katkıda sağlayacağını ve aynı zamanda Avrupa da ve ulusal seviyede sosyal koruma ve sosyal uyumun ilerlemesine de katkıda bulunabileceği konusunda fikir birliğine varmışlardır. Spidla, açık koordinasyon yönteminin etkin şekilde kullanılmasını memnuniyetle karşılamış ve sosyal ve istihdam politikalarının kapsamlı analizi kadar bu konularla ilgili olarak da kamu bilincinin arttırılmasına ihtiyaç olduğunu vurgulamıştır.

S A Y F A 1 0 GÜNEŞ IŞIĞI DİREKTİFİ 13 yıldır AB nin gündeminde olan Güneş Işığı Direktifi, nihayet kabul edildi. Ancak, işçileri doğal ışığa aşırı derecede maruz kalmaktan koruyan tüzük, üye ülkelere bırakılmıştır. 14 Şubat 2006 tarihinde Parlamento, işçileri güneş ışığına aşırı derecede maruz kalmaktan koruyan tüzüğün üye ülkelere bırakılmasını kabul etmiş ve işçilerin optik radyasyona maruz kalması ile ilgili Direktif konusunda daha önceki Parlamento-Konsey Uzlaştırma Komitesinin sonuçlarını onaylamıştır. 1992 den beri masada olan Güneş Işığı Direktifi, örneğin çalışma yöntemlerinin değiştirilmesi, optik radyasyona maruz kalma süresinin sınırlanması, uygun kişisel koruyucu malzemelerin kullanılması ve eğer gerekli ise, işyeri ve iş istasyonlarının tasarımı ve yerleşim planlarının değiştirilmesi yoluyla deri ve gözlerin zarar görmesini önlemeyi amaçlamaktadır. Aynı zamanda söz konusu Direktif, işçilerin bilgilendirilmesi, eğitimi, danışma ve sağlık kontrolü haklarını da kapsamaktadır. Konsey ve Parlamento arasındaki asıl tartışma, Konsey tarafından ortaya koyulan yapay radyasyon kaynaklarından korunma ile güneş ışığı veya ateş gibi doğal radyasyon kaynaklarından korunma arasındaki fark üzerinde odaklanmaktadır. Komisyon, sonunda doğal optik radyasyon referanslarının direktiften çıkarılmasını kabul etmiş ve böylece Direktifin kapsamı, sadece yapay optik radyasyon ile sınırlanmıştır. Optik Radyasyon Direktifi, işçilerin gürültüden, titreşimden ve elektromanyetik alanlardan korunması için asgari standartları ortaya koyan Direktif paketinin dördüncü ve son direktifidir. Ç A L I Ş M A V E S O S Y A L G Ü V E N L İ K B A K A N L I Ğ I

S A Y I 9 S A Y F A 1 1 SOSYAL DİYALOG PROJESİ BAŞLADI ÇSGB nin AB Koordinasyon Dairesi ve ITC-ILO ve DeLeeuw International konsorsiyumu tarafından yönetilen, AB fonlu Sosyal Diyalog Projesi 1 Şubat 2006 tarihinde faaliyetlerine başlamıştır. Sosyal Diyalog projesinin temel amaçları şu şekilde özetlenebilir: 1. ÇSGB ve sosyal taraflara, her düzeydeki sosyal diyaloğun güçlendirilmesi için destek olmak, 2. Topluluk müktesebatının uyumlaştırılması ve uygulanması sürecini hızlandırmak ve 3. Bakanlık ve sosyal tarafları, sosyal diyalog yoluyla tam üyelik sonrası da dahil olmak üzere, AB sosyal politikaları çerçevesindeki yükümlülüklerine hazırlamaktır. Projenin beklenen sonuçları ise, şu şekildedir: 1. ÇSGB ve sosyal taraflar arasında gelişmiş üçlü sosyal diyalog, 2. Sosyal taraflar arasında gelişmiş ikili diyalog, 3. ÇSGB ve sosyal tarafların, AB müktesebatını izleme ve uyum kapasitesini güçlendirmek. Proje faaliyetleri, 3 ana bileşen altında yürütülecektir. I. BİLEŞEN: Kurumsal Kapasitenin Artırılması, II. BİLEŞEN: Hibe Programı, III. BİLEŞEN: Ofis Donanımının Sağlanması. I. Bileşen Projenin birinci bileşeni eğitimdir. Eğitimler, sosyal ortakların da yararlanacağı liderlik, uzman, eğiticilerin eğitimi, bölgesel eğitim, arabulucu ve müfettiş eğitimleri olarak belirlenmiştir. Yanı sıra, bileşen kapsamında: a. Altı adet bilgi veri tabanı kurulması, b. Topluluk müktesebatı ışığında belirli meseleleri tartışmak ve izlemek için sosyal ortaklar ve ÇSGB arasında belli konular üzerine uzmanlaşmış Tematik Çalışma Grupları oluşturulması, c. ÇSGB ve sosyal ortakları, proje faaliyetleri ve süreci, özellikle de çalışma gruplarının çalışmaları ve AB Müktesebatı hakkında bilgilendirmek üzere bilinçlendirme ve bilgilendirme konferansları yapılması (başlangıç aşamasında, ara dönemde ve proje sonunda düzenlenecek her birine yaklaşık 100 kişinin katılacağı toplam 10 etkinlik), d. Programlama, kontrol ve değerlendirme dâhil olmak üzere, Avrupa Sosyal Fonu deneyim ve uygulamalarının tanınması için uygun AB bölgelerine iki çalışma ziyareti düzenlenmesi, e. Türkiye de, tüm seviyelerde sosyal diyalogu izlemek ve ölçmek üzere bir dizi uygun göstergenin tanımlanması için araştırma çalışması.

S A Y F A 1 2 II. Bileşen Hibe çerçevesinde, sektör ve şirket seviyesinde sosyal diyalogu arttırmak ve sosyal alanda yenilikçi, sonuçları ölçülebilir somut projeler geliştirmek için bazı pilot projelere destek verilecektir. Bu pilot projelerin yayılmasıyla, Türkiye de sosyal diyalogun yararlarının daha iyi anlaşılması ve daha geniş alana yayılması beklenmektedir. Hibe bileşeninde, sosyal tarafların öncelikli konularının belirlenmesi, etkin hibe kurallarının tanımlanması ve başarılı uygulama sağlanması konularında projeye katılımları önem taşımaktadır. En az iki sosyal ortağın (işci ve işveren) birlikte yapacağı proje başvuruları hibe finansmanı için değerlendirmeye alınacaktır. Finansman almaya hak kazanacak yaklaşık 30 Hibe projesi sosyal diyaloğu bir araç olarak kullanarak ikili ilişkilerin çeşitli yenilikçi proje konuları ile tabana yayılmasına katkı sağlayacaktır. Bu bileşen kapsamında sosyal taraflarla doğrudan ilişkili olarak: Çeşitli toplantılar yapılması, Potansiyel başvuru sahiplerinin eğitilmesi, Hibe faydalanıcılarının proje yönetim kapasitelerinin geliştirilmesi faaliyetleri yer almaktadır. III. Bileşen Projenin üçüncü bileşeni malzeme alımıdır. Bu bileşende, eğitim faaliyetlerinin yürütülmesi ve bilgi tabanı kapasitesinin geliştirilmesi için AB Koordinasyon Dairesi ve ÇASGEM e ofis ve eğitim ekipmanı alımı bulunmaktadır. PROJE BÜTÇESİ Toplam bütçe, 4.245 milyon Euro olup; her bir bileşen için ayrılan bütçe dağılımı aşağıdaki gibidir: 1. Kurumsal Kapasitenin Artırılması 1.855 Milyon 2. Sosyal Diyalog Alanında Yenilikçi 1.890 Milyon Projeler İçin Fon 3. Malzeme Alımı 0.5 Milyon (0.375 AB Katkısı + 0.125 Ülke Katkısı) KURUMSAL ÇERÇEVE Proje Yönlendirme Komitesi: ÇSGB Müsteşarı nın başkanlığında, Bakanlığın AB Daimi Temas Noktası, Çalışma Genel Müdürü, ABKD Başkanı, ÇASGEM Başkanı ve ilgili diğer birim amirleri, sosyal ortakların en üst düzey temsilcileri, ABGS temsilcisi ve Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu temsilcisinden oluşacaktır. Komitenin sekretarya faaliyetini, Proje Koordinasyon Birimi Ç A L I Ş M A V E S O S Y A L G Ü V E N L İ K B A K A N L I Ğ I

S A Y I 9 S A Y F A 1 3 yürütecektir. Kıdemli Program Sorumlusu (SPO): Kıdemli Program Sorumlusu (SPO), projenin teknik yönetiminden ve hazırlanışından sorumlu olup, bu sorumluluk diğerlerinin yanı sıra, projeye olan politik desteği, projenin izlenmesi ve icrasını, programlar hakkında aylık güncelleme ve raporların sağlanmasını kapsayacak şekilde teknik uygulamayı kapsamaktadır. Proje Koordinasyon Birimi (PCU Ekibi): AB Koordinasyon Dairesi Başkanlığı nda, Çalışma Genel Müdürlüğü, ABKD ve ÇASGEM temsilcilerinden oluşur. Ekibin görevi, projenin günlük işlerinin TAT ekibi ile koordineli olarak yürütülmesini sağlamaktır. Teknik Yardım Ekibi (TAT): Teknik yardım ekibi Ekip Lideri Karl Feldengut, Eğitim Uzmanı Prof. Dr. Rüçhan Işık, Hibe Uzmanı Gaye Erkan ve Müktesebat Uzmanı ndan oluşmaktadır.

ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI AVRUPA BİRLİĞİ KOORDİNASYON DAİRESİ BAŞKANLIĞI İnönü Bulvarı No: 42 06100 Emek/ANKARA Telefon: 0 (312) 212 56 12 Faks: 0 (312) 212 11 48 E-posta: calisab@csgb.gov.tr ab.calisma.gov.tr Ç A L I Ş M A V E S O S Y A L G Ü V E N L İ K B A K A N L I Ğ I