Bireyin Su ya Ulaşımı ve Sağlıklı Bir Çevrede Yaşaması ANAYASAL TEMEL HAK OLMALIDIR. Dursun YILDIZ Özdemir ÖZBAY



Benzer belgeler
Bireyin Su ya Ulaşımı ve Sağlıklı Bir Çevrede Yaşaması ANAYASAL TEMEL HAK OLMALIDIR. Dursun YILDIZ Özdemir ÖZBAY

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Sayılı Belediye Kanunu na Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun Teklifi ve gerekçesi ekte sunulmuştur.

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Ek 1 Nolu Protokol

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

BASKİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SARIBEYLER BARAJI SULAMA SUYU TARİFE YÖNETMELİĞİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar

Anahtar Kelimeler : Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Alanı, Kamulaştırma, Mülkiyet Hakkının Korunması, Ek Protokol - 1

Sirküler Rapor /70-1 ANAYASA MAHKEMESİNİN ÖZEL USULSUZLUK CEZASIYLA İLGİLİ BAŞVURUYA İLİŞKİN KARARI

İlgili Kanun / Madde 2821 S. SK/45

: HÜSEYİN DARTAL İl Sağlık Müdürlüğü, Merkeı/ŞANLIURF A TÜRK MİLLETİ ADINA

İŞLETME İLE ORTAKLARI ARASINDAKİ PARASAL TRAFİĞİN BANKALAR ARACILIĞIYLA TEVSİKİ ZORUNLU MU?


TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ MERKEZ KONSEYİ BAŞKANLIĞINA

ULUSAL İNSAN HAKLARI KURUMLARI ULUSLARARASI STANDARTLARA UYGUNLUĞUN YORUM İLKELERİ

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

T.C. D A N I Ş T A Y Dördüncü Daire. Anahtar Kelimeler: Abonelik Sözleşmesi, Gecikme Faizi, Tahsil Edilince Beyanname Verilmesi

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

Durdurulmasını İsteyenler : 1- Ankara Gümrük Müşavirleri Derneği

: Av.Tezcan ÇAKIR Meşrutiyet Cd. N:3/15 - ANKARA

Karar N0: KARAR-

KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEDE ULUSLARARASI BELGELER VE KORUMA MEKANİZMALARI

3 Temmuz 2009 İngiltere Büyükelçiliği Konutu, Ankara Saat: 16:00. Çevre ve Orman Bakanlığı nın Saygıdeğer Müsteşar Yardımcısı,

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

Uzun Sok. Kolotoğlu İşhanı Kat: 3 No:75 - TRABZON Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) : Karayolları Genel Müdürlüğü - ANKARA

ONÜÇÜNCÜ DAİRE USUL KARARLARI. Anahtar Kelimeler : Dava Açma Süresi, Yazılı Bildirim, Başvuru Mercii ve Süresi, Hak Arama Hürriyeti

Davacı ve Yürütmenin Durdurulmasını isteyen: Türk Tabipleri Birliği. Vekili : Av. Mustafa Güler Strazburg Cad. 28/28 Slhhiye/ANKARA

EMLAK VERGİSİNDEN MUAF OLAN TAŞINMAZLA İLGİLİ DÜZENLENEN ÖDEME EMRİNE İLİŞKİN KANUN YARARINA BOZMA KARARI

Bu nedenle çevre ve kalkınma konuları birlikte, dengeli ve sürdürülebilir bir şekilde ele alınmalıdır.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

T.C. ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Strateji Geliştirme Dairesi Başkanlığı DAĞITIM YERLERİNE

GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANLIĞINA (Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü)

İlgili Kanun / Madde 6356 S. TSK/41-43

Anahtar Kelimeler : Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşen mahkeme kararı, özel tüketim

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

Kamu İdaresi Türü. Belediyeler ve Bağlı İdareler. Yılı Dairesi 7. Dosya No Tutanak No Tutanak Tarihi

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

MAHKEMELER (TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ) Dr. Barış TEKSOY Hukukun Temel Kavramları Dersi

En İyisi İçin. I. Kanun-u Esasi gerçek anlamda anayasa bir monarşi öngörmemektedir. (x)

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/Ek-47

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

İTİRAZ USULLERİ. BMMYK Kasım 2014

T.C. ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ BELEDİYE MECLİSİ. Karar N0: KARAR

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

SU ve ATIKSU HİZMETLERİNİN FİYATLANDIRILMASI, TAKİP ve TAHSİLİNDE YAŞANAN SORUNLARIN MALİ YAPIYA ETKİSİ ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

DEVLET MEMURLARININ TEDAVİ YARDIMINA İLİŞKİN ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Cuma, 03 Nisan :58 -

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/2, S. TSK/25

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I

Ek 2: Dava Dilekçesi. İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi. Sayın Başkanlığına. İstanbul 2. İdare Mahkemesi 2008/1445 E

T.C. KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU RET KARARI :F.Y.

İNSAN HAKLARI SORULARI

DANIŞTAYIN SÜRESİNDE AÇILMAYAN DAVAYLA İLGİLİ KANUN YARARINA BOZMA KARARI

Sayı: Ankara, 24 /03/2014 ANKARA İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI NA

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

GÖÇ İDARESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAŞRA TEŞKİLATI KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Resmi Gazete Tarihi: , Sayısı: 28821

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

Karar NO: KARAR-

ANAYASA MAHKEMESİ NE BİREYSEL BAŞVURU YOLU AÇILDI

: TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi. KONU Davalı idarenin yanıt dilekçesine yanıtlarımızın sunulmasıdır.

Anahtar Kelimeler : Türkiye İş Bankası Anonim Şirketi, bireysel başvuru, Anayasa Mahkemesi, ücret

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO HBYS Programı. Yargı Örgütü Dersleri

Temyiz Eden (Davalı) : Antalya İl Özel İdaresi

İ Ç İ N D E K İ L E R

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/6 İŞYERİ DEVRİ İŞYERİ DEVRİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA ETKİSİ

SU ŞEBEKE VE ARITMA TESİSLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI GÖREV YETKİ VE SORUMLULUK YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak, Tanımlar ve Teşkilat

İlgili Kanun / Madde 5510 S. SGK. /88

TEMEL HUKUK ARŞ. GÖR. DR. PELİN TAŞKIN

DENİZLİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KAYNAK GELİŞTİRME VE İŞTİRAKLER DAİRESİ BAŞKANLIĞI NIN TEŞKİLAT YAPISI VE ÇALIŞMA ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI NA

"Tüketici Aleyhine Başlatılacak İcra Takibinde Parasal Sınır" "Tüketici Aleynine Ba~latllacak icra Takibinde Parasal ~ınırn

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK. /53,59

REKABET KURULU KARARI

KAMU İÇ KONTROL STANDARTLARI UYUM EYLEM PLANI REHBERİ. Ramazan ŞENER Mali Hizmetler Uzmanı. 1.Giriş

YÖNTEM YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK ve BAĞIMSIZ DENETİM A.Ş.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

1. İnsan Hakları Kuramının Temel Kavramları. 2. İnsan Haklarının Düşünsel Kökenleri. 3. İnsan Haklarının Uygulamaya Geçişi: İlk Hukuksal Belgeler

DERSİMİZİN TEMEL KONUSU

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2016/165 Ref: 4/165

ANAYASA HUKUKU DERSİ

9.Sınıf Sağlık Hizmetlerinde İletişim. 3.Ünte Toplumsal İletişim HUKUK KURALLARI / İNSAN HAKLARI 21.Hafta ( / 02 / 2014 )

20. RİG TOPLANTISI Basın Bildirisi Konya, 9 Nisan 2010

EUROPEAN COURT OF HUMAN RIGHTS AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ

T Ü R M O B TÜRKİYE SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI BİRLİĞİ SİRKÜLER RAPOR MEVZUAT

Türkiye Büyük Millet Meclisi nde ( TBMM ) 26 Mart 2015 tarihinde 688 Sıra Sayılı Kanun ( 688 Sıra Sayılı Kanun ) teklifi kabul edilmiştir.

İlgili Kanun / Madde 4857 S. İşK/18-21

ELAZIĞ VALİLİĞİNE (Defterdarlık) tarihli ve /12154 sayılı yazınız

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu nun tarih ve 2010/DK-07/87 sayılı Kararı ile;

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

İlgili Kanun / Madde 506.S.SSK/61 YAŞLILIK AYLIĞININ HESAPLANMA YÖNTEMİ

ÖĞRETİDE VE UYGULAMADA ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ BAĞLAYICILIĞI VE İCRASI

İÇME SUYU ELDE EDİLEN VEYA ELDE EDİLMESİ PLANLANAN YÜZEYSEL SULARIN KALİTESİNE DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASA MAHKEMESİ BİRİNCİ BÖLÜM KARAR BARIŞ DERİN BAŞVURUSU. (Başvuru Numarası: 2014/13462)

Resmî Gazete Sayı : 29361

tarihinden sonra da muayenehanelerle ilgili birçok düzenleme yapılmış bu düzenlemelerle ilgili hukuksal süreçler de devam etmektedir.

187 SAYILI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİNİ GELİŞTİRME ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ, 2006

Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED), projelerin çevre ve sağlık üzerindeki etkilerinin belirlenmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasını sağlayan ve

Transkript:

Bireyin Su ya Ulaşımı ve Sağlıklı Bir Çevrede Yaşaması ANAYASAL TEMEL HAK OLMALIDIR. Dursun YILDIZ Özdemir ÖZBAY 1

Türkiye de her bireyin yeterli miktarda ve kullanılabilir nitelikte suya ulaşımı ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı Anayasa da Temel Hak olarak yer almalıdır! 2

DURSUN YILDIZ İnşaat Mühendisi ve Su Politikaları Uzmanı - DSİ Eski Daire Bşk. Yrd. 1958 yılında Samsun da doğan Dursun Yıldız, 1981 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi nden mezun oldu. 1983 yılında DSİ Genel Müdürlüğü nde çalışmaya başlayan Yıldız, bu dönemde Hollanda ve ABD de lisansüstü mesleki teknik eğitim ve uygulama programlarına katıldı. ATAUM da AB Temel Eğitimi ve Uluslararası İlişkiler Uzmanlık programlarını izledi. Hacettepe Üniversitesi Hidropolitik ve Stratejik Araştırma Merkezi nde, su politikaları alanında yüksek lisans eğitimini tamamladı. DSİ de Teknik Araştırma ve İçme suyu Dairesi Başkanlıkları nda şube müdürlüğü ve daire başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Bu dönem içinde Gazi Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi ve Hacettepe Üniversitesi Hidropolitik ve Stratejik Araştırma Merkezi nde yarı zamanlı öğretim görevlisi olarak ders verdi. UMAG da su ve enerji politikaları konusunda da konferanslar veren Yıldız, 2007 yılında DSİ den emekliye ayrıldı. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği nde ve İnşaat Mühendisleri Odası nda çeşitli dönemlerde yönetim kurulu üyeliği ve ikinci başkanlık görevlerinde de bulunan Dursun Yıldız ın mesleki, teknik, teknopolitik ve hidropolitik alanlarında yurtiçi ve yurtdışında yayınlanmış çok sayıda teknik rapor, bildiri ve makaleleri ayrıca yedi adet rapor ve kitabı vardır. TMMOB ve İnşaat Mühendisleri Odasında çeşitli dönemlerde Yönetim Kurulu Üyeliği ve İkinci Başkanlık görevlerinde de bulunan Dursun Yıldız ın mesleki, teknik, teknopolitik ve hidropolitik alanlarında yurtiçi ve yurtdışında yayınlanmış çok sayıda teknik rapor, bildiri ve makaleleri ve yedi adet rapor ve kitabı vardır. Topraksuenerji çalışma grubu üyesi olan Dursun Yıldız Türkiye Ziraatçiler Derneği tarafından Su Politikaları konusundaki araştırmaları nedeniyle 2008 yılı Başarı Ödülü ne layık görülmüştür.dursun Yıldız TEMA Bilim Kurulu Üyesidir. Dursun Yıldız halen kendi Mühendislik ve Müşavirlik firmasını yürütmekte olup evli ve iki çocuk babasıdır. ÖZDEMİR ÖZBAY Avukat- DSİ Eski Baş hukuk Müşaviri 1944 yılında Kayseri Pınarbaşı nda doğan Özdemir ÖZBAY 1971 yılında Ankara Hukuk Fakültesi nden mezun oldu. Daha sonra 1972 yılında DSİ Genel Müdürlüğünde göreve başladı ve 1979 yılına kadar DSİ 16 Bölge Müdürlüğü Keban Barajında görev yaptı. Bu dönemde Keban Barajı kamulaştırma ve müteahhit ihtilaflarından sorumlu avukat olarak çalıştı. 1979 ile 1997 yılları arasında 18 yıl boyunca DSİ Hukuk Müşavirliğinde Karakaya Barajı, Atatürk Barajı ve GAP ile ilgili kamulaştırma ve mukavele ihtilaflarında sorumlu avukat olarak görev yaptı. Bu dönemde bölgenin tarihi ve kültürel yapısını derinlemesine inceleme olanağı buldu. Daha sonra 1997 ile 2007 arasında DSİ Hukuk Müşaviri ve Baş Hukuk Müşaviri olarak çalıştı. 2007 yılında emekli olan Özdemir ÖZBAY halen bir Mühendislik Müşavirlik Şirketinin Hukuk Müşaviri olarak çalışıyor. 3

DSİ de çalışma süresi içinde Devlet Planlama Teşkilatı 6, 7. ve 8. Beş Yıllık Kalkınma Planları nın hazırlanması komisyonlarında komisyon üyeliği ve başkanlığı yapan Özdemir Özbay, DSİ mevzuatı ile ilgili TBMM Komisyonlarında komisyon üyelerine bilgi verdi ve çalışmalara katkıda bulundu. Topraksuenerji çalışma grubu ve TEMA Bilim Kurulu üyesi olan Özdemir ÖZBAY evli ve iki çocuk babası olup çeşitli dergilerde yayınlanmış ve sempozyum ve konferanslarda sunulmuş birçok makale, bildiri ve kitapları bulunmaktadır. Raporu Hazırlayanlar : Dursun YILDIZ,Özdemir ÖZBAY. Topraksuenerji Grubu Mayıs 2012 Ankara 4

İÇİNDEKİLER Giriş BÖLÜM I İNSAN HAKLARI I-İnsan Hakları Kavramına Genel Bakış II-İnsan Hakları Kavramına ilişkin Uluslararası Belgeler. A-Magna Karta Libertatum B-Fransa İnsan Ve Yurttaş Hakları Bildirisi; C-İnsan Hakları Evrensel Bildirisi: III-İnsan Haklarına İlişkin Türk Ulusal Belgeleri. BÖLÜM II SU HAKKI KAVRAMI VE HUKUKSAL MÜCADELE IV Su Hakkı Kavramı V Temel Bir İhtiyaç mı Yoksa İnsan Hakkı Mı? VI- Suya Ulaşım Hakkı Konusunda Verilmiş Yargı Kararları. 1- Güney Afrika Yüksek Mahkemesi nin Su Hakkı Kararı; 2.Bu Konuda Ülkemizdeki Gelişmeler ve Davalar VII-Suya Erişim Hakkı Mücadelesinden Doğrudan Demokrasiye; URUGUAY Örneği ve Arjantin,Brezilya,Macaraistan Örnekleri. BÖLÜM III SU HAKKI NDA İLERLEMELER VIII-24 Eylül 2010 Tarihli Birleşmiş Milletler Genel Kurulu nun İçme Suyuna Erişim Hakkını Temel İnsan Hakkı Olarak Tanıma Kararı IX- Su Hakkı Konusunda Teoriden Pratiğe mi Geçiliyor? X-Su Hakkı Su Politikaları Açısından Nasıl Bir Hak? XI-Su Hakkı Nasıl Uygulanır? XII- Sonuç ve Öneriler 5

Su bir insan hakkı dır.ticarete konu edilemez BÖLÜM I İNSAN HAKLARI 6

Giriş Su yaşamsal öneme sahip bir doğal kaynaktır ve bu nedenle de ekonomik bir kaynak olmaktan çok toplumsal değere sahip bir doğal kaynak olarak ele alınmalıdır.suyun bu önemi devletin su işlerinin yeniden yapılanması ve su yönetimi politikalarının tespitinde bu sosyal boyutunun mutlaka dikkate alınması gereğini ortaya koymaktadır. Her insan sağlıklı ve güvenilir suya erişme hakkına sahip olmalıdır. Ancak bu şekilde ifade edilen genel anlayışın uygulamada geçerli olabilmesi suya erişme konusunda fırsat eşitliğinin aynı zamanda tüm toplumsal kesimler için olanak eşitliğine dönüştürülmesi ile mümkün olacaktır. Bu durumun yaratılamadığı yerlerde öncelikle suya erişmenin bir insan hakkı olduğu kabul edilmeli ve suyun kamu yararı ilkesi doğrulusunda olabildiğince ucuz olarak yurttaşın kullanımına sunulması sağlanmalıdır. 22 Mart 2010 Dünya Su Günü'nde yayınlanan bir bildiride 27 AB ülkesi ve 14 diğer Avrupa ülkesi suya ulaşma ve sağlıklı bir çevrede yaşamanın her insan için bir hak olduğunu kabul etti. Bunun yanısıra suyun İstanbulda düzenlenen son Dünya Su Forumu'nda Birleşmiş Milletler ve diğer bazı ülkeler tarafından savunulmaya çalışıldığı gibi sadece bir ihtiyaç olmadığına da vurgu yapıldı.ab üyesi dışında diğer 14 Avrupa konseyi üyesi ülkenin de katıldığı açıklama ile 160 dan fazla ülke bu hakkı tanımış oldu. 7

I-İnsan Hakları Kavramına Genel Bakış. Yaşadığımız son yüzyıl ve içinde bulunduğumuz yüzyılda,insan hakları kavramı,bir ülke sınırları içinde kalmayan,sınır aşan ve tüm insanlıkça müşterek kullanılan bir kavram halini almıştır.bu kavram ülkelerin sınırları ile sınırlı,iç hukuk kurallarının oluşmasına yaptığı katkı yanında Uluslararası Hukukun oluşmasını da şekillendiren en önemli etmen olarak karşımıza çıkmaktadır. İç hukuk oluşurken bu kavramın öncelikle yer aldığı,yer alması gerektiği belge elbette Anayasa lardır. Demokratik ülkelerin anayasaları oluşurken,onu şekillendiren en önemli maddelerin başında İnsan haklarına ilişkin düzenlemeler gelmektedir.anayasalardan sonra ise muhtelif yasaların yazılması tedvini ve kabulünde,yine Anayasada yer alan İnsan Haklarına ilişkin hükümler dikkat alınarak,onlara gönderme yapmak zorunlu olmaktadır.öte yandan genel ve bölgesel düzeydeki uluslar arası ilişkilerin yürütülmesinde,uluslar arası anlaşmaların hazırlanıp imzalanmasında, hak ve özgürlüklerin norm olarak düzenlenmesi en önemli konu olmakta,bu uluslar arası belgelerde Temel Haklar ve Özgürlükler e dayalı ilişkilerin yürütülmesinde bu kurallar en önemli unsurlar arasında yer almaktadır. Günümüzden binlerce yıl önce ortaya çıkan bu hukuk düşüncesinden,düzenlemelerden günümüze gelinirken, bu kavram devamlı değişerek ve gelişerek yol almıştır.özellikle de Tabii Hukuk düşüncesinden günümüze insan hakları kavramı ve bu kavramın müthiş bir değişim yaşadığı gerçekliği yadsınamaz.bu gelişmeler sonucu,temel Haklar ve özgürlükler Devletlerin siyasal sınırlarını da aşarak,insanın doğuştan sahip olduğu dokunulmaz,devredilemez, ve bölünemez haklar olarak güvence altına alınmıştır. Bu düzeye ulaşılmasının temel taşları olan kimi uluslar arası ve ulusal belgeler ile bunların kat ettiği yolları kısa da olsa açıklamakta yarar olduğu kanısındayız. II-İnsan Hakları Kavramına ilişkin Uluslararası Belgeler. A-Magna Karta Libertatum: Bu Belge Ortaçağda İngiliz Aristokratların Kraliyet le olan mücadeleleri sonucu 19.06.1215 de İngiltere Kralı Yurtsuz Johan a kabul ettirilen,kısmen ve az ölçüde de olsa Temel Hak ve Özgürlüklerin başlangıcı sayılabilecek hükümler içeren bir belge olup halen yazılı Anayasası bulunmayan İngiltere nin Anayasal Düzeni bu belge ile başlamıştır.bu belgede ; a-ingiliz Kilisesinin, Kralın egemenliği altında olmayacağı,dolayısı ile de İnsanların İnançlarında Kraliyetin egemenliği dışında kilise kurallarına tabi olacağı, b-krallığın,ülkenin genel meclisinin kararı olmadıkça,zorla,askerlik hizmeti karşılığı olarak vergi yada yardım parası toplayamayacağı, c-londra kentinin eskiden sahip olduğu tüm özgürlüklerini ve geleneklerini koruyacağı, d-hiçbir hakimin herhangi bir kimseyi,ilgili olayda doğru ve güvenilir deliller ortaya konulmadan yargılayamayacağı,. e-kimseye hakkı yada adaleti satılmayacak,menedilmeyecek ve ya geciktirilmeyeceği, f-krallığın yasalarını bilmeye,ve bu yasalara tümüyle uyacağına kanaat getirilmeyen kişiler hakim,vali,şerif gibi görevlere atanmayacağı, hükme bağlanmıştır. Magna Karta Libertatum bu minval üzere maddelerle devam etmekte olup,bu belgenin önemi,ilk kez tiranizm e karşı sınırlı da olsa bireyi koruyan hükümler taşımasıdır. 8

B-Fransa İnsan Ve Yurttaş Hakları Bildirisi; Magna Karta Libertatum dan sonra İnsanoğlunun benimsediği en önemli Hak ve Özgürlükler belgesidir.büyük Fransız İhtilalinin İnsanoğluna sunduğu önemli bir belgedir.ağustos 1789 da kabul edilerek ilan edilmiştir. İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi nin başlangıcı şöyledir: Ulusal Meclis halinde toplanan Fransız Halkı temsilcileri,toplumların uğradıkları felaketlerin veya yönetimlerin bozulmasının yegane nedeninin;insan haklarının bilinmemesi,unutulmuş olması ya da hor görülüp kale alınmamasına bağlı olduğu görüşünden hareketle,insanın doğal,devredilemez, ve kutsal haklarının resmi bir bildiri içinde açıklamaya karar vermişlerdir. Öyle ki,bu bildiri tüm toplum üyelerinin hiçbir zaman akıllarından çıkmasın,sürekli olarak onlara haklarını,ve ödevlerini hatırlatsın. Öyle ki,yasama ve yürütme iktidarlarının faaliyetleri,siyasal toplumların amacına uygun olup olmadığı her an denetlenebilsin ve bu iktidarlara daha çok saygı gösterilsin. Öyle ki,bundan böyle yurttaşların basit ve tartışma konusu olmayan ilkelere dayanan istekleri hep anayasanın korunmasına ve herkesin mutluluğuna yönelik olsun. Sonuç olarak;ulusal Meclis Yüce Varlığın huzurunda ve himayesinde aşağıdaki İnsan ve Yurttaş Haklarını kabul ve ilan eder.: Madde: 1 İnsanlar,haklar yönünden özgür ve eşit doğarlar ve yaşarlar.sosyal farklılıklar ancak ortak yarara dayanabilir. Madde: 2 Her siyasal toplumun amacı,insanın doğal ve zamanaşımı ile kaybedilemeyen haklarını korumaktır.bu haklar;özgürlük,mülkiyet,güvenlik ve baskıya karşı direnmektir.. Fransa İnsan ve yurttaş Hakları bu şekilde sürüp gitmektedir. Yukarıdan beri özetle verdiğimiz her iki belgede de İnsanoğlunun yaşam hakkını çok açık bir şekilde doğrudan doğruya tanımlayan bir maddeye rastlanamamaktadır.ancak Özgürlüklerin teminat altına alınması hükmü dolaylı olarak yaşam hakkını da ilgilendirmektedir.yine aynı şekilde Bireyin ilk temel hakkı olan yaşam hakkının büyük ölçüde bağlı olduğu Su ya ulaşım hakkı bu yüzyıllarda ve bu belgelerde henüz yoktur. C-İnsan Hakları Evrensel Bildirisi: Bildiri nin tüm maddelerinin konumuz ile direkt ilişkisi bulunmamakta olup Bildirinin ön sözü ile bireyin yaşam hakkına ilişkin maddelerinden söz etmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Önsöz; İnsanlık ailesinin bütün üyelerinde bulunan onurun ve bunların eşit ve devir kabul etmez haklarının tanınması hususunun,özgürlüğün,adaletin ve dünya barışının temeli olmasına, İnsan haklarının tanınmaması ve hor görülmesinin insanlık vicdanını isyana sevk eden vahşiliklere sebep olmuş bulunmasına,dehşetten ve yoksulluktan kurtulmuş insanların içinde söz ve inanma özgürlüklerine sahip olacakları bir dünyanın kurulması ve yüksek amaçları olarak ilan edilmiş bulunmasına, İnsanın istibdat ve baskıya karşı son çare olarak ayaklanmaya mecbur kalmaması için insan haklarının bir hukuk rejimi ile korunması esaslı bir zorunluluk olmasında, Birleşmiş Milletler e üye devletlerin,antlaşmada,insanın ana haklarına,insan kişiliğinin onur ve değerine,erkek ve kadınların eşitliğine olan inançlarını bir kez daha ilan etmiş olmalarına ve sosyal ilerlemeyi kolaylaştırmaya,daha geniş bir özgürlük içerisinde daha iyi yaşam koşulları kurmaya karar verdiklerini beyan etmiş bulunmalarına, 9

Üye devletlerin,birleşmiş Milletler Teşkilatı ile işbirliği ederek insan haklarına ve ana özgürlüklerine bütün dünyaca gerçekten saygı gösterilmesinin gerçekleştirilmesini taahhüt etmiş olmalarına, Bu haklar ve özgürlüklerin herkesçe ve aynı şekilde anlaşılmasının yukarıdaki taahhüdün yerine getirilmesi için son derece önemli bulunmasına göre,; Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İnsanlık aleminin bütün bireyleri ile oranlarının bu beyannameyi sürekli göz önünde tutarak öğretim ve eğitim yolu ile bu haklar ve özgürlüklere saygı göstermeye,gittikçe artan ulusal ve uluslar arası tedbirlere gerek bizzat Üye Devletler halkları,gerekse bu Devletlerin yönetimi altındaki ülkeler halkları arasında bu hakların dünyaca fiilen tanınmasını ve uygulanmasını sağlamaya çaba göstermeleri için işbu İnsan Hakları Evrensel Bildirgesini ilan eder. Bu bildirinin Temel Haklar ve Özgürlükler kapsamında yer alan İnsan Haklarına ilişkin maddelerinin içinde en önemli insan hakkı olan yaşam hakkına ilişkin kuralların işlenmiş olduğu maddeleri Suya Erişim Hakkı açısından ele almak en doğru yaklaşım olacaktır. Öncelikle yaşam hakkına ilişkin maddelere bakalım; Madde 1 Bütün insanlar özgür,onur ve haklar bakımından eşit doğarlar Bu madde deki Haklar bakımından eşit kavramını Suya Ulaşım Hakkı açısından,yaşam hakkının olmazsa olmaz koşulu açısından ele alındığında suya ulaşan bireylerle suya ulaşamayan bireylerin yaşadığı ülke veya ülkelerde bireyler arasında İnsanın yaşam hakkı açısından eşitliğin bulunmadığı açıkça görülecektir. Madde 3- Yaşamak,Özgürlük ve kişi güvenliği her bireyin hakkıdır. Yaşamak her bireyin hakkı ise güvenilir nitelikte yeterli suya ulaşım hakkının da bu maddede belirtilen yaşam hakkı gibi anayasalarda açıkça yer almalıdır. Yukarıdaki paragraflarda da açıklandığı üzere Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirisi nin yaşam hakkı ile ilgili maddelerinde Suya Ulaşım Hakkı açıkça yer almadığı için seneler sonra,bu eksiklik Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 24 Eylül 2010 tarihinde kabul edilen bildiri ile İçme ve Kullanma Suyu na Erişim Hakkı nı bir temel insan hakkı olarak tanımıştır.bu belgenin metni ilerleyen bölümlerde ele alınıp değerlendirilecektir. III-İnsan Haklarına İlişkin Türk Ulusal Belgeleri. A- Sened-i İttifak-1808 Tarihli B- Tanzimat Fermanı-1839 Tarihli C- Islahat Fermanı-1856 Tarihli D- 1923-1982 Arası Türkiye Cumhuriyeti Anayasaları. Yukarıda başlıkları verilen İnsan Haklarına ilişkin Türk Ulusal Belgeleri,dünyada devlet yönetimi ile ilgili düzenlemeleri,bunlara bağlı olarak ta İnsan haklarına ilişki giderek yenilenen ve çağdaşlaşan hükümler içermekte olmalarına karşın En Temel İnsan Hakkı Olan Yaşam Hakkının en önemli göstergesi ve vazgeçilmez koşulu olan Kullanılabilir ve Sürdürülebilir İçme ve Kullanma Suyu na Erişim Hakkı ile ilgili olarak bu belgelerde açık bir madde,açık bir kural yer almamıştır. E- Türkiye Cumhuriyeti Anayasası Kurucu Meclis Tarafından 18.10.1982 tarihinde kabul edilen,halkoyuna sunulmak üzere, 20.10.1982 tarihinde 17844 Sayılı Resmi Gazete ile ilan edilen,halkoyu tarafından 7.11.1982 tarihinde kabul edilen,,9.11.1982 Tarihli ve 17863 Mükerrer Sayılı Resmi Gazete İle Yayınlanarak Yürürlüğe Giren,2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası nın;10,12,,17 maddelerinin Temel Haklar ve Özgürlükler ile ilgili olarak içerdikleri kuralları tek tek açıklamakta yarar vardır.; 10

Madde 10-Herkes,dil,ırk,renk,cinsiyet siyasal düşünce,felsefi inanç,din,mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. (ek:7.5.2004-5170/1 Md.)Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir.devlet,bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. Hiçbir kişiye,aileye,zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. Yukarıda metni verilen madde adeta temel hak ve özgürlüklerin,insan haklarının güvence belgesi gibidir.eğer Yaşam Hakkının vazgeçilmez koşulu olan İçme ve kullanma Suyu na Ulaşım Hakkı TC Anayasasında Bir temel hak olarak yer alırsa,yukarıdaki maddenin güvencesi altında Devlete görevler yükleyecektir.suya Ulaşım Hakkı temel hak ise,bu temel hakkın yerine getirilmesi,eşit bir biçimde uygulanması,yani ülkenin bir bölgesinde böcekli,kurtlu sular içmenin,bir başka bölgesinde ise Devlet hizmeti ile sağlıklı sular kullanmanın getirdiği farklılık iyi olan yönünde bu çalışma ile ortadan kaldırılması zorunlu olacaktır Madde 12-Herkes,kişiliğine bağlı,dokunulmaz,devredilemez,temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler,kişinin topluma,ailesine ve diğer kişilere karşı ödev ve sorumluluklarını da ihtiva eder. Herkes kişiliğine bağlı vazgeçilemez,dokunulamaz,devredilemez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğuna göre,en temel hak yaşam hakkı olduğuna ve bununda vazgeçilmez koşulunun Suya ulaşım hakı olduğuna göre Suya Ulaşım Hakkı Anayasa da yer aldığı takdirde 12 maddenin işlevi ve yorumu daha insancıl,daha hümanist bir anlam kazanacaktır.. Madde 17-Herkes yaşama,maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir. Tıbbi zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında,kişinin vücut bütünlüğüne,dokunulamaz,.rızası olmadan bilimsel ve tıbbi deneylere tabi tutulamaz, Herkes yaşama hakkına sahip olduğuna göre yaşam hakkının koşulu olan Suya Ulaşım Hakkı TC Anayasasında yer aldığı takdirde bu madde hükmü ile de uyumlu bir kavrama kavuşacaktır. Madde 41-Aile Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır. Devlet ailenin huzur ve refahı ile,özellikle ananın ve çocukların korunması ile ilgili tedbirler alır Ailenin ve çocukların korunması elbette Suya ulaşım hakkı ile de ilgili bir maddedir O halde Anayasamızda Suya Ulaşım Hakkının bu yönü ile de yer alması zorunludur. Madde 56-Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek,çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir Çevreyi korumak ve geliştirmek., elbette Suya Ulaşım Hakkının bir İnsan hakkı olarak Anayasada yer alması ile mümkün olacaktır. Yukarıdan beri madde yorumları ile bütünleşmeler yaparak yaptığımız inceleme sonucu ;Yaşam Hakkının bir koşulu olan Kullanılabilir ve Sürdürülebilir Nitelikte İçme ve Kullanma Suyuna Ulaşım Hakkı nın Anayasamızda Temel Haklar dan biri olarak yer alması halinde temel haklar ve Özgürlüklerle ilgili diğer maddelerde hiçbir değişim yapılmasına gerek kalmaksızın uyumda sağlanmış olacaktır. 11

"Herkesin tanıyıp saygı duyduğu bir hak yoktur, ancak herkesin kendi çıkarı için ileri sürmeğe her an hazır bulunduğu haklar vardır." Albert Sorel BÖLÜM II SU HAKKI KAVRAMI VE HUKUKSAL MÜCADELE 12

IV Su Hakkı Kavramı Su Hakkı Kavramı nın Oluşum Süreci ve Water Rights ve Right to Water Kavramları Arasındaki Fark Yrd. Doç. Dr. Elif Çolakoğlu Su Hakkı ve Su Hakkı kavramları konusunda yaptığı açıklamada aşağıdaki görüşleri ileri sürmüştür 1. Yasal dayanaklarına baktığımızda; özellikle 2002 yılında kabul edilen Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi nin 29. Oturumunda kabul edilen 15 Numaralı Genel Yorum dan sonra, uluslararası ölçekte verilen mücadele süregelmektedir. Bu Genel Yorum un su hakkına iliskin bağlayıcı yasal bir çerçeve oluşturması sürecinde, önemli bir adım olduğu söylenebilir. Daha yakın dönemde, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi bir ilke Kararı nı, Emniyetli İcme Suyu ve Sanitasyon Hakkı İlke Kararı nı (2011), kabul etmiştir. 2002 den bu yana kabul edilen konuyla ilgili bircok ilke kararı bulunmakla birlikte, bu söz konusu belgeler bağlayıcı nitelik taşımayan esnek hukuk belgeleri niteliğindedir. Yrd. Doç. Dr. Elif Çolakoğlu ropörtajında Water Rights ve Right to Water kavramlarının gerçekte birbirinden farklı olduğunu ileri sürerek water rights daha geniş bir kullanımı kapsayan bir kavram. Right to water kavramını da kapsıyor. Right to water kavramı ise herkese biyolojik, doğal, sosyal ve insani gereksinmelerini asgari düzeyde karşılayabilecekleri kalitede ve miktardaki suyun sağlanabilmesi hakkını ifade etmektedir. demiştir. Yrd. Doç. Dr. Elif Çolakoğlu nun açıklamaları da dikkate alınarak bu kavramlardan Right to Water un canlıların yeterli ve sürekli suya ulaşma hakkı, Water Rights ın ise daha çok mevcut suların belirli kurallara göre paylaşımı da dahil olmak üzere genel su hakkı ve suyun kullanım hakkı nı kapsadığı söylenebilir. V- Su Temel Bir İhtiyaç Mı Yoksa Bir İnsan Hakkı Mı! Su hakkı bir insan hakkıdır. Her insanın onurlu bir yaşam için karşılayabileceği bir fiyatla yeterli içme ve kullanma suyuna erişme hakkı vardır. Su hakkını ortaya konması hemen tüm nüfusunun suya erişiminin olduğu ülkelerle nüfusun büyük bir kısmının suya ulaşamadığı ülkeler için farklı anlamlar taşımaktadır. İlk durumdaki ülkelerde su hakkı sağlanmış bir hakken, ikinci durumdaki ülkeler için su hakkına eşit erişim ve suyun karşılanabilir bir bedelde olması politik bir sorun olmaktadır. 1 Atatürk Üniversitesi Kent ve Çevre Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Elif Çolakoğlu ile 5 Mayıs 2011 de ORSAM Su Araştırmaları Programı Danışmanı Dr. Tuğba Evrim Maden tarafından yapılan ropörtaj. www.orsam.org.tr Erişim 22 Eylül 2011 13

Su Hakkı nın Anlamı Üzerine Su hakkı konusundaki bazı görüşlerde bu hakkın suyun ücretsiz olması anlamına gelmediği ve sadece karşılanabilir bir ücretle topluma sunulması gerektiği ileri sürülmektedir.aynı görüş sahipleri Su hakkının kamusal otoritenin doğrudan su hizmeti vermesi anlamına gelmediği, Kamusal otoritenin uygun bir idare sistemi (kamusal, özel veya yarı özel) seçtikten sonra su hizmeti üzerinde etkin kontrol sağlaması ile su temin hizmetini gerçekleştirebileceğini ileri sürmektedir.diğer taraftan Su hakkı nın bir ülkenin temiz su kaynağının komşu ülkelerin su ihtiyacını karşılayacağı anlamına da gelmediği belirtilmektedir. Bu konu BM Geliştirme Programı kapsamında hazırlanan İnsani Gelişme Raporu 2006 da aşağıdaki şekilde yer almaktadır: Suyun bir insan hakkı olarak deklare edilmesi su krizinin kısa vadede çözüleceği ve suya ulaşamayan kesimlerin en kısa sürede suya ulaşacağı anlamına da gelmez. Ancak, insan hakları güçlü ahlaki haklardır. İnsan hakları bilinçlendirme güçlendirme ve harekete geçirme, beklenti oluşturma ve yoksul halkların idari ve politik kanalları kullanarak güçlenmesi için kullanılabileceği gibi ulusal devletlerin su kaynaklarının üzerinde hak iddia etmek için de kullanılabilir. Su Hakkı Gündeme Geliyor Su hakkı Dördüncü Dünya Su Forumunda ilk kez çok geniş bir şekilde gündeme getirilip tartışılmıştır. Suyun bir insan hakkı olduğu büyük çoğunluk tarafından kabul edilmiştir. İnsanların suya erişiminden ve sağlıklı bir çevrede yaşamalarından birinci derecede sorumlu olan belediye başkanları suyun insan hakkı olması üzerinde ısrarla durmuştur. Forum da parlamenterlerin, yerel otoritenin, özel girişimcilerin, STK ların, kadın örgütlerinin, kiliselerin ve genel anlamıyla sivil toplumun açıklamaları suyun insan hakkı oluşunu kuvvetle destekler yönde olmuştur.ancak Su hakkı görüş birliğine varılamamasından dolayı sonuç bildirgesinde insan hakkı olarak belirtilmemiştir. Bu durumun Üçüncü Dünya Su Forumundan sonra gündeme gelmesi de önemli bir adımdır. Bazı Gelişmeler.. Mart 2006: Meclisten İlk Girişim 2006 yılında Meksika da düzenlenen 4. Dünya Su Forumundan sonra, Meksika Temsilciler Meclisi, her vatandaşa günde 40 litre ücretsiz temiz su sağlanması için harekete geçti. Hükümetten öncelikle 33,000 kırsalda yaşayan ve kent çevresinde içme suyuna erişimi olmayan, yaklaşık 10 milyon kişiye temiz su sağlamak için bütçe talep edilmiştir. Milletvekili Fernando Ulises Adame de Leon bu projenin en az iki üç yılda gerçekleştirilebileceğini ileri sürmüştür. Meksika da ihtiyaç sahiplerinin su talebini karşılamak için gereken finansman yıllık 700 milyon $.olarak tespit edilmiştir. Mayıs 2006: 116 Ülkeden Bakanlar Su Hakkını Resmi Olarak Tanıdı Malezya da 27-30 Mayıs 2006 tarihleri arasında yapılan bakanlar toplantısında, 116 gelişmekte olan ülke adına bağlantısızlar koordinasyon kurulu aşağıdaki deklarasyonu açıkladı ; 14

Bakanlar, BM Ekonomik Komitesi tarafından Kasım 2002 de kabul edilen Sosyal ve Kültürel Hakları anımsattılar, suyun doğal bir kaynak olarak hayati, ekonomik, sosyal ve çevresel önemini belirttiler ve herkesin su hakkı olduğu resmen kabul edildi. Eylül 2006: Fransız Senatörler Su Hakkı Yasa Değişikliği için Kolları Sıvadı Fransız Su Tarifesinin incelenmesi çerçevesinde Senatörler oybirliğiyle, 4. Dünya Su Forumunda tanımlanan suya erişim hakkı tespitiyle Çevre ve Sürdürülebilir Gelişme Bakanı Nelly Olin tarafından sunulan bir düzenlemeyi kabul etti. Yeni su kanunu yürürlüğe girdiğinde su hakkı artık Fransa Kanunlarının bir parçası haline gelecektir. Su fiyatlarının artması ve ödeneklerin azalmasıyla, maddi yeterliliğin önemli bir sorun haline geldiği açıklanmıştır. Kasım 2006: İnsan Hakları Kurultayı Su Hakkını incelemeye aldı. Kasım 2006 da yeni İnsan Hakları Kurultayı, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komisyonu Ofisinin, güvenli içilebilir ve sağlıklı suya erişim eşitliğiyle ilgili insan hakları konusunda uluslararası insan hakları dokümanları adı altında detaylı bir çalışma yapmasını talep etmiştir. Bu karar, uluslararası tanımda su hakkının ICESCR tarafından korunan bir hak olarak görülmesinde çok olumlu ve ileriye dönük bir adım olarak kabul edilmektedir. Kasım 2006: İngiliz Hükümeti Bireyin Su Hakkını Resmen Tanıdı. BM Kalkınma Programı nın 2006 yılı İnsani Gelişim Raporu, Kıtlığın Ötesinde: Güç, Fakirlik ve Küresel Kriz de su ve suya ulaşma konusu çok detaylı bir şekilde ele alınmıştı Bu raporun açıklanmasından sonra İngiliz Hükümeti insanların su hakkını tanıdığını açıkladı. Gelişim Sekreteri Hilary Benn ayrıca su ve sağlık konusunda bir Küresel Harekât Planı için çağrıda bulundu. Bu açıklama, su krizini çözmek için küresel harekât çağrısında bulunan BM İnsani Gelişim Raporunda ihtiyaç duyulan öncü bir role karşılık gelmiştir. Geçmişte insanlara su hakkını tanıma konusunda direniş göstermiş olan İngiltere de de bir tavır değişikliği söz konusu olup artık su için sosyal bir tarife uygulanmaktadır Bu kapsamda ön ödemeli ve kesintili sayaç uygulamasına son verilmeye çalışılmaktadır. Ayrıca İngiltere de hane başı aylık su giderlerinin hane halkı gelirinin %3 ünden daha fazla olmaması gerektiği şeklindeki kabul su temini hizmetlerinde dikkate alınmaktadır. Aralık 2006: Su Hakkı Resmi Olarak Fransız Kanunlarına Alındı Su hakkını savunan sivil toplumun ve tüketicilerin yoğun talep ve desteklerinin ardından, Su Kanunu Taslağı 20 Aralık 2006 da yasallaşmıştır. Bu yasanın 1. Maddesinde Su hakkı Herkes, beslenme çevre sağlığı ve içilebilir suya erişiminin her insanın karşılayabileceği bir fiyatta olması hakkına sahiptir. Öncelikle Yapılması Gerekenler Yönetimlerin her seviyesinde su hakkının uygulaması için söz verilmeli ve bu konuda sürekli bir politik irade olmalıdır. İnsanları temiz ve yeterli suya ulaşımı ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı ulusal kanunlarda yer almalıdır. Finansal destekler artırılmalı ve sürekli hale getirilmelidir. Bu konuda sonuca ulaşmak için ulusal ve yerel yönetimler ve su sağlayanlar süreçten sorumlu tutularak açık ölçütler konulmalıdır. 15

Su Hakkı İle İlgili Mevcut Durum - 1.1 milyar insanın suya erişimi yok. - 2.6 milyar insanın yeterli sağlıklı suya erişimi yok. - Her gün beş yaşın altında yaklaşık 5000 çocuk ishal gibi aslında önlenebilir ve doğrudan temiz su ve sağlık hizmeti yokluğu nedeniyle ortaya çıkan hastalıklar nedeniyle ölmekte. - Her birey, insani bir hak olarak, nerde yaşarsa yaşasın ve sosyal statüsü ne olursa olsun günde en az 20 litre su hakkına sahip olmalıdır. Uluslararası Belgelerde Su Hakkı - İmzalayan tarafları kanunen bağlayan iki temel uluslararası insan hakları antlaşmasında su hakkına açıkça yer verilmiştir. Bunlar: o Kadın Ayrımcılığının Sonlandırılması Kongresi Bildirisi (1979) o Çocuk Hakları Kongresi Bildirisi (1989); Bunun yanı sıra aşağıdaki 3 Bölgesel Sözleşme de desu Hakkına yer verilmiştir. o Çocuk Hakları ve Refahı, Afrika Sözleşmesi (1990) o 1992 Sınıraşan Akarsular ve Uluslararası Göller Kongresi sonucu Su ve Sağlık Protokolü (1999) o Senegal Nehri Sözleşmesi (2002) Avrupa da; Belçika, Finlandiya, Fransa, Rusya, İspanya, İsveç, Ukrayna ve İngiltere de su hakkı resmen tanınımaktadır. Avusturya, Bulgaristan, Yunanistan, Macaristan, Lüksemburg, Malta, Portekiz, Hollanda ve İngiltere de ise su için sosyal tarifeler uygulanmaktadır. BM nin Ekonomik Sosyal ve Kültürel Hakları Komitesi nin 2002 de yayınlanan 15 No lu bildirisinin yorumunun 2003 yılının başında yayınlanmasından sonra, su hakkını kanunlar çerçevesinde tanıyan devletlerin sayısı iki katına çıkmıştır. Tüm dünyada, 15 ülke (Belçika, Kolombiya, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Ekvator, Etiyopya, Gambiya, Kenya, Panama, Filipinler, Güney Amerika, İspanya, Uganda, Uruguay, Venezüella ve Zambiya) ve ABD nin Massachusetts ve Pensilvanya eyaletleri kendi mevzuatlarında su hakkını açıkça yürürlüğe koymuştur. VI- Suya Ulaşım Hakkı Konusunda Verilmiş Yargı Karları. 1- Güney Afrika Yüksek Mahkemesi nin Su Hakkı Kararı; Yukarıdaki paragraflarda sık sık sözü edilen Suya Ulaşım Hakkı nın,daha başka bir deyişle bireylerin,doğal,insani ve biyolojik gereksinimlerini karşılayabilecek kalitede,miktarda ve sürdürülebilir suya ulaşma hakkı olduğu hususunun anayasal düzeyde tanınması,suya ulaşım güvenliliğini sağlayabilmek çabalarının dışında,bu hakların yargı önünde tescil edilmesinin tipik bir örneği Güney Afrika Cumhuriyetinde ortaya çıkmıştır.yaygın bir biçimde az gelişmiş yada gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkan yeni bir uygulama hız kazanmaktadır.bu uygulama,ön ödemeli su sayaçlarının kullanılması olup Güney Afrika Cumhuriyetinde de uygulanmaya başlamıştır.bu uygulama aleyhine Güney Afrika Yüksek Mahkemesinin Nisan 16

2008 de verdiği bir karar ilk örnek karar olmaktadır.bu karar,ayırımcılık gözetmeksizin tüm Phiri kent sakinlerine günlük temel gereksinimlerini karşılayabilecekleri yeterli miktarda su hakkını tanımakta,ve bu yönüyle örnek bir karar niteliği taşımaktadır.(1) Bu kararın alınmasına neden olan davanın konusu,2003 yılında Phiri kentinde uygulanmasına başlanılan ön ödemeli su sayacı kullanımıdır.bu kullanımın amacı başlangıçta yöre sakinlerinin su ve temizlik hizmetlerini sağlıklı bir şekilde bütünü ile yerine getirmekti.su altyapısı bozuk olan ve devamlı su kesintileri ile karşılaşan Phiri Kentinde oturanlar,bu sayaçları çaresizliklerinden dolayı kabul etmek zorunda kalmışlardır. Giderek belli bir süre sonra yetkililerin bu su sistemini gereği gibi yürütmekte başarı sağlayamadıkları,dolayısı ile de su kalitesinin düştüğü görülmüştür.beyaz insanlardan oluşan varlıklılara borularla ucuz ve temiz su hizmeti verilebilmekte iken siyahilerin oturdukları yoksul ve savunmasız semtlerde,insanlar sağlıksız suyu bir de çok pahalı olarak kullanmak zorunda kalmışlardır.phiri de kullanılan ön ödemeli su saçlarının verdiği bu kötü sonuç üzerine konu Güney Afrika Yüksek Mahkemesine götürülmüştür. Ön Ödemeli Sayaçlar Kullanımı tartışmalı olmakla birlikte,ön ödemeli sayaçlar daha çok,brezilya,mısır,malavi,nijerya,sudan,birleşikarapemirlikleri,svaziland,tanzanya,filipin ler,uganda,italya,almanya,ispanya,fransa,rusya,çin, ve İsrail gibi ülkelerde kullanılmaktadır.bu sayaçlar A.B.D de de suyun yetersiz olduğu kesimlerde kullanılmaktadır.kartlı Su Sayacı yada ön Ödemeli Su Sayacı ülkemizde;edirne,sinop,istanbul ve Ankara da uygulanmaktadır.bu sayaçların,sayaç okuma,borcunu ödemeyen aboneden sayaç sökme,takma,açma-kapama,fatura hazırlanması ve dağıtılması işlemlerinin ortadan kaldırılması,eski sayaçlar olarak bilinen mekanik sayaçlardaki okuma değerlerinin bilgisayar ortamına aktarılması,tahsilatta kolaylık sağlanması,kdv nin peşin tahsilatı,kayıp-kaçak oranlarının en aza indirilmesi sebebiyle bu sistemin seçildiği ileri sürülen ön ödemeli sayaçlar,birim fiyatlarının yüksekliği,halkın haberi yok iken mekanik sayaçlarla değiştirilmeleri,ihale yolsuzlukları gibi konularla gündeme gelmişlerdir. Bu hizmetler ayrıca,thabancu,mossel Bay,Ladismith,Cape Town,Orange Farm dahil,güney Afrika belediyelerinde yaygın bir biçimde yürütülmektedir.994 tarihinden bu yana Güney Afrika nın siyahi kasabalarında belediye hizmetlerinde yapılan değişiklikler doğrultusunda,ön ödemeli su sayaçları hizmetine,johannesburg eyaletinin en büyük kentlerinden biri olan Soweto nun Phiri kasabasında,2003 yılının sonlarında başlanmıştır.uygulamada başlangıç amacına taban tabana zıt bir sonuç ortaya çıkmıştır.piyasa mekanizmasının bireysel mülkiyet söylemi içerisinde projelendirilen bu sayaçlar,zaman içinde ekonomik yönden belirli tüketim normlarına bağlı bir şekilde evlerin denetim altına alınabilmesinin bir yöntemi olarak yeni bir fiyatlandırma biçimine dönüşmüş,ve yoksul toplulukların özel gereksinimlerini dikkate almayan,bireylerin tüketimini katı kurallar içerisinde nakde dayalı olarak düzenleyen ve denetleyen bir araç haline gelmiştir. Bu Konuda Açılan Davalar Büyük ölçüde yoksul ve işsiz bireylerin yaşadığı Phiri kasabası, yoksulluğuna paralel olarak en çok HIV/AİDS in yaygın olduğu bir yerleşim birimidir.bu kasabada ortalama olarak her eve 117.370 ABD Doları karşılığı Güney Afrika randı nın girdiği bilinmektedir.bu paranın asgari gereksinimleri bile karşılayamadığı açıktır.öte yandan kasabanın içme suyu şebekesinin % 70 inin bozuk olduğu da bilinmektedir.böyle bir sistemin hakim olduğu yerdeki salgın yılında Phiri kasabasında yaşayanlardan beş kişi bu durumu yargıya taşımış ve 17

ön ödemeli sayaç uygulamasının anayasaya aykırı olduğu belirtilerek Johannesburg Belediyesi Su Yönetimi ne karşı dava açılmıştır. Dava nn gelişimi ve verilen karara ilişkin söylenebileceklerden önce davanın haklılığının hukuki dayanağı olan Güney Afrika Mevzuatından da kısaca söz etmekte yarar vardır; Güney Afrika Su Hakkı Mevzuatı Herkesin yeterli miktarda suya erişim hakkına sahip olduğu hususu, 1996 tarihli Güney Afrika Cumhuriyeti Anayasası nın 27 maddesinin (1) fıkrasının (b) bendinde yer almaktadır.bu nedenle Devletin hiçbir nedenle,bireylerin suya yada toprağa erişimlerini sağlayacak yasal önlemleri almaktan kaçınamayacağının vurgulandığı 25 maddenin (8) inci fıkrasında geçmişe göndermede bulunularak Devletin,daha önceleri yapılan ırka ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın sonuçlarının düzeltilmesi konusunda yükümlülüklerinin bulunduğuna değinilmiştir. Bu doğrultuda 1997 yılında,su Hizmetleri Yasası,1998 yılında Ulusal Su Yasası,yürürlüğe konulmuştur.1998 Tarihli Ulusal Su Yasası Güney Afrika nın sahip olduğu su kaynaklarının sürdürülebilir ve adil yönetimi ve kullanımı ilkelerine dayalıdır.bu yasa,ulusal yönetimin sorumluluğu kapsamında bulunan nehirler,,dereler,barajlar ve yer altı sularından oluşan ülkenin su kaynaklarının yönetimi için kapsamlı yasal bir çerçeve sunmaktadır. Anayasal bir hak olarak kabul edilen su hakkının uygulanması ve gerçekleştirilmesi için benimsenen ücretsiz su politikasının temel amacı,en az yeterli miktarda içilebilir suyun her aileye eşit miktarda sağlanmasını güvence altına alarak,en yoksul yurttaşın su gereksinmesini karşılayabilmektir..her bireyin 25 lt.su tükettiği varsayımına dayanılarak belirlenen bu miktar,hane başına aylık 6.000 litredir.sözü edilen miktardan fazlasını kullananlar kullandıkları miktarın bedelini ödemektedirler.anca söz konusu miktar,özellikle bir evde yaşayan bireylerin sayısını ve refahını dikkate almadan belirlendiğinden, ve ölçüt her ev için aynı olarak kabul edildiğinden eleştiri almaktadır. Güney Afrika daki Yüksek Mahkeme Kararı Güney Afrika Anayasasında,ülkeye özgü koşullara dayalı olarak su hakkının tanınması,bu hakkın uygulanabilirliği ve güvence altına alınabilirliği yönünden önem taşımaktadır.zira mevzuatın gelişmesi,yargılama süreci yönünden yarar sağlamaktadır.ancak su hakkının yalınızca anayasal güvenceye kavuşturulması yeterli olamamaktadır.bu nedenle bu hakkın yargı kararlarıyla da desteklenmesi gerekmektedir.varılan karar bu yönü ile de önemlidir. Güney Afrika Mahkemesinin kararı,temel olarak bireylerin su hakkını ilgilendirdiğinden çok yönlü bir önem taşımaktadır.ön ödemeli su sayaçları politikasının ve uygulamasının Phiri de insan hakları ihlallerine yol açtığına işaret eden Yüksek Mahkeme;bu araçların insan haklarına aykırı bir şekilde zorla kurulduğunu,sistemin usulüne ilişkin ulusal standartların ve dolayısıyla eşitlik hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir.mahkeme,bu sayaçların belirlenen ücretsiz su miktarını aşması durumunda otomatik olarak kesildiğini ve bu durum karşısında bölgedeki bir ev halkının su satın alma konusunda yeterli olanaklara sahip olmadığına işaret etmiştir. Bu karar,hem Güney Afrika da, hem de Dünyanın bir başka ülkesinde ki yönetimlerin yoksullar üzerinde ön ödemeli su sistemlerini zorla kabul ettirme gibi suya erişmeleri yönünden haksız ve keyfi uygulamalarına karşı hem bir emsal karar hem de destek niteliği taşımaktadır.yoksulların su bedelini ödeyememe durumunda onlar,yaşam haklarının vazgeçilmez koşulu olan Suya Ulaşım haklarından vazgeçmeyeceklerdir. 18

2.Bu Konuda Ülkemizdeki Gelişmeler ve Davalar Türkiye de Su İle İlgili Gelişmeler; Son yıllarda IMF ve Dünya Bankası ile yapılan görüşmelerde verilen taahhütler 8. Beş Yıllık Kalkınma Plânı na da yansımış ve özelleştirme programının içine birçok sektörün yanı sıra su sektörü de alınmıştır. Bu kapsamda ulusötesi şirket bağlantılı özelleştirmeler öngörülmüştür. 10 Mart 2000 tarihinde Dünya Bankası na sunulan 29 maddelik mektubun ardından 8. Plânda da yer almış ve ulusötesi şirketlerin Türkiye nin su kaynaklarını, özelleştirme yoluyla ele geçirebilmesinin ilk adımı atılmıştır. Temel İnsan İhtiyaçları arasında yer alan Su yun Eğitim, Sağlık, Enerji, Telekomünikasyon, Sosyal Güvenlik, Belediye Hizmetleri ve diğer tüm hizmet alanları ile birlikte ve GATS( General Agreement Trade and Services) Anlaşması üzerinden ulusötesi şirketlere aktarılma çalışmaları DTÖ de aralıksız sürdürülmektedir. Türkiye de 1981 yılında çıkarılan 2560 sayılı İSKİ yasasının hizmetin özelleştirilmesine olanak sağlayan maddeleri ile T.C.Maliye Bakanlığının iznine bağlı olarak uluslararası kuruluşlara borçlanabilme olanağının da sağlanmasıyla su ve kanalizasyon sektöründe yeni bir idari yapılanma ortaya çıkmıştır. Bu yeni yapılanmanın temel çizgisi şirketleştirmeözelleştirme kısaca suyun ticarileştirilmesi olarak adlandırılabilir. İSKİ yasasına tabi idarelerin, yasanın tanıdığı olanağı kullanarak Uluslararası Finans Piyasalarından kredi talep etmeleri ile kredi verecek kuruluşların ve özellikle Dünya Bankası nın bir takım koşullarını da beraberinde getirmiştir. Finansman ihtiyacı içindeki idareler Kredi Kuruluşları ve Dünya Bankasınca dayatılan bu koşulları kabullenmektedir. Bunun sonucu olarak da kredi anlaşmaları ve projelerle yeni bir kurumsal yapılanma içine girmektedirler. Açılan Davalar Bu konularda ülkemizde açılmış davalar da bulunmaktadır.örneğin Mustafa Tanşi vekili Av.Emre Baturay Altınok tarafından,ankara Büyükşehir Belediyesinin,23.11.2004 tarih ve 1446 sayılı Belediye Meclisi Kararı ile, ASKİ Yönetim Kurulunun 18.05.2004 tarih ve 219 sayılı kararının Borcundan dolayı sökülen su sayaçlarının yerine kartlı su sayacı takılması na ilişkin kısmının;borcundan dolayı su sayacının sökülerek kartlı su sayacı takılması kararının kamu hizmetinin sürekliliği ilkesine aykırı olduğu,eski sayacın standartlara uygun bir şekilde çalıştığı,aski tarifeler yönetmeliğine göre istenilen sayacı alma serbestliğine sahip olduğu,hizmetin karşılığının alınması,hizmetin sunulmasından sonra gerçekleşecek bir aşama olarak belirlendiği ileri sürülerek iptali istenilmiştir. Ankara 11 İdare Mahkemesi vermiş olduğu 15.05.2009 tarihli,2008/1868 Esas,2009/708 Karar sayılı ilamında; 2560 Sayılı Kanun un 1.maddesinde,su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek üzere Büyükşehir belediyelerine bağlı Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüklerinin kurulduğu,2.maddesinde,içme,kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yer altı ve yer üstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için,kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak,veya yaptırmak,bu projelere göre tesisleri kurmak veya kaldırmak,kurulu olanları devralıp işletmek ve bunların bakım ve onarımını yapmak,yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek bu idarelerin görevi olduğu belirtilmiştir.23.maddesinde ise,su satışı için tarife yapılacağı,tarifelerin tespiti ile tahsilatla ilgili usul ve esasların bir yönetmelikle belirleneceği hükme bağlanmıştır. Öte yandan,aski Tarifeler Yönetmeliğinin Konu başlıklı ikinci maddesinde belirtilen görev ve yetki alanı içerisindeki abonelere götürdüğü her türlü hizmetin,güvence bedel ve yaptırımlarının bu Yönetmelikte düzenleneceği belirtilmiş,v.bölüm Yaptırımlar Tarifesi 19

bölümünde de,borçlarını süresi içinde ödemeyen abonenin suyunun kapatılacağı ve borcunun yasal yoldan tahsil edileceği hükmüne yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden; 117333 numaralı aboneliğe kayıtlı olan davacının su sayacının borcundan dolayı 02.10.2007 tarihinde söküldüğü,bunun üzerine davacı tarafından 14.01.2008 tarihinde davalı ASKİ Genel Müdürlüğüne verilen gerekçe ile 11.01.2008 tarihinde borcun ödendiği,,sayacın takılarak suyun bağlanmasının istenildiği,idarece eski sayaç yerine kartlı sayacın takılacağının bildirilmesi ve 300 YTL ücret istenilmesi üzerine adı geçenin eski sayacının takılması istemiyle Keçiören Tüketici Sorunları Hakem Heyetine başvurduğu,hakem Heyetinin 29.01 2008 tarihli kararı ile,sökülmüş olan eski sayacın takılması gerektiğine karar verildiği,karara Ankara 4 Tüketici Mahkemesinde itiraz edildiği,09.07.2008 tarihli ikinci duruşmada ASKİ Genel Müdürlüğü tarafından yapılan yazılı beyan üzerine,mahkeme tarafından bu kararların iptali için dava açacak ise,dava açmak üzere davacıya 2 aylık süre verildiği,bunun üzerine,ankara Büyükşehir Belediyesinin 23.11.2004 Tarih, ve 1466 sayılı Belediye Meclisi Kararı ile,aski Yönetim Kurlunun 18.05.2005 tarih ve 219 sayılı kararının Borcundan dolayı sökülen su sayaçlarının yerine kartlı su sayacı takılması na ilişkin kısmının iptali istemi ile davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Yukarıda yer verilen ASKİ Tarifeleri Yönetmeliğinde,su borcunun süresi içinde ödenmemesi halinde yaptırım olarak suyun kapatılması ve borcun yasal yoldan tahsil edileceği belirtilmiş olup,yaptırımlar arasında sökülen mekanik su sayacı yerine kartlı su sayacı takılmasına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Kartlı Su Sayacı Takılması Hukuka Uygun Mu? Bu durumda;yönetmelikte borcundan dolayı sökülen su sayaçlarının yerine kartlı su sayacı takılacağına ilişkin bir yaptırım olmamasına rağmen,aski Yönetim Kurulu nun 18.05.2005 tarihli ve 219 sayılı kararının yaptırım niteliğindeki Borcundan dolayı sökülen su sayaçlarının yerine kartlı su sayacı takılması kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır. açıklaması ile Eski Sayacın yerine sahibinin isteğine aykırı ön ödemeli sayaç takılması işlemi ufak tefek usule ilişkin muhalefet şerhleri taşısa da iptal edilmiştir. c-tüketici Hakları Derneği adına Dernek Genel Başkanı Turhan Çakar tarafından 2009/398 esas sayı ile Ankara 5.İdare Mahkemesinde ASKİ Genel Müdürlüğü Aleyhine; Kartlı su sayaçlarının satış ve montajına ilişkin esasları belirleyen 18.05.2005 tarihli ve 219 sayılı Yönetim kurulu Kararının 1,3,4,5,6 ve;8 inci bentlerinin iptali amacı ile açılan dava üzerine verilen 28.09.2009 tarih ve 2009/1104 sayılı kararda; 2560 sayılı Yasanın 1 maddesinde su ve kanalizasyon hizmetlerini yürütmek üzere Büyükşehir Belediyelerine bağlı idarelerin kurulduğu,2.maddesinde içme,kullanma ve endüstri suyu ihtiyaçlarının her türlü yer altı ve yerüstü kaynaklarından sağlanması ve ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için,kaynaklardan abonelere ulaşıncaya kadar her türlü tesisin etüt ve projesini yapmak,veya yaptırmak,bu projelere göre tesisleri kurmak veya kaldırmak,kurulu olanları devralıp işletmek,ve bunların bakım ve onarımını yapmak,yaptırmak ve gerekli yenilemelere girişmek,bu idarelerin görevi olduğu belirtilmiş,13 maddesinde su satışı ve kullanılmış suların uzaklaştırılmasına karşılık tarifesine göre abonelerden alınacak ücretler,idarelerin geliri arasında sayılmış,,23.maddesinde ise su satışı için tarife yapılacağı,bu tarifelerin tespitinde,yönetim ve işletme giderleri ile amortismanları doğrudan gider yazılan yenileme,ıslah ve tevsi masrafları ve % 10 dan aşağı olmayacak nispetinde bir kar oranının esas alınacağı,tarifelerin tespit ve tahsilatla ilgili usul ve esasların bu yönetmelikle belirleneceği hükme bağlanmıştır. 20