İZMİR BARO BAŞKANLIĞI NA Strasburg da yapılacak olan Doğu PERİNÇEK AİHM davasında yönetim kurulumuzun kararı ile temsilci olarak görevlendirildim. Bir çok kişi ve kuruluşun yanı sıra hukukçu olarak TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ Nİ temsilen Av.Ali ARABACI ve İZMİR BAROSU NU temsilen Av. Enis DİNÇEROĞLU 27, 28 ve 29 Ocak 2015 tarihlerinde duruşmada hazır bulunmak üzere hareket ettiğimizde Katılan 9 Ermeni derneği kontenjanların çoğunu 3-4 ay önce kapatmış ve Dış işleri bakanlığımız bu konuda rezervasyonları yapmamış veya böyle bir Ermeni tarafının blokaj kullanacağı öngörülememiştir. Duruşma salonunda taraflar, vekilleri, TBMM heyeti, 9 Ermeni derneği temsilcileri ve çok sayıda basın mensupları yer almıştır. Dava süreci esnasında zaman zaman dışarıda bekleyen Talat Paşa Komitesi ne bilgi verilmiştir. AİHM duruşma salonunun dışında sadece Türkiye den gelenler değil Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, Azerbaycan gibi ülkelerden gelen binlerce kişilik katılımcıların yanı sıra Ermenistan ve Fransa bayraklarıyla 15-20 kişilik bir Ermeni grubu da davanın sonuna kadar beklemişlerdir. Bilindiği üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ndeki davalar davacıların isimleriyle anılırlar. Bu dava da PERİNÇEK DAVASI adı altında yargılama yapılmıştır. Duruşma öncesi davaya ilişkin metin olarak AİHM in 2. Dairesinin vermiş olduğu Perinçek kararını kaynak yayınları kitap olarak yayınlamış olduğundan dışarıdaki katılanların elinde sadece bu metin bulunmakta. 1
Buna ilaveten Dr. Doğu PERİNÇEK in Fransız avukatı Chiristian Laurent PECH ve Av.Mehmet CENGİZ ile Türkiye nin avukatı Stefan TALMON un parti parti savunmaları bittikçe savunmadan haberdar olunuyordu. Örneğin, İsviçre Federal Mahkemesi nin hangi verilere dayanarak insanlığa karşı suç ve ırkçılığa dayanan nefret söylemi nden söz ettiğini hiçbir şekilde somutlaştıramadı. İsviçre de kamuoyunun genel düşüncesiyle oluşmuş konsensüs, hukuki boş bir veri olarak öne sürülürken Talmon un şu sorusu yanıtsız kaldı: Kendi mahkemenizin bile soykırım olduğuna dair bir kararı yokken, tartışmayı yasaklamasının hukuki dayanağı neydi? PERİNÇEK YAPMIŞ OLDUĞU SAVUNMADA AİHM. 2. DAİRESİNİN VERMİŞ OLDUĞU KARARA DİKKAT ÇEKERKEN, ERMENİ TARAFI BU KONUYU SOYKIRIM VAR MIDIR?, YOK MUDUR? MESELESİNE DÖNÜŞTÜRMEYE ÇALIŞMIŞTIR. ŞİKAYET BİR İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ ŞİKAYETİ OLDUĞU İÇİN DAVANIN DA BUNUNLA SINIRLI TUTULMASINA ÖZEN GÖSTERİLMİŞ, KARARIN DA BU ÇERÇEVEDE OLACAĞI ÖNGÖRÜLMÜŞTÜR. Bu davanın özelliği davada olayın hukuki nitelendirilmesi ön plana çıkmaktadır. İddia edildiği gibi olayın inkarı değil, o dönemde yaşananlar mukatele mi? yoksa başka bir eylem mi? Bunlara soykırım denilebilir mi? İsviçre hükümeti bu hukuki niteleme yüzünden Ceza Kanununa bir madde koyarak bu tartışmanın yapılmasını engellemeyi ifade özgürlüğü açısından kabul etmek mümkün müdür? 2
Değişik bir anlatımla Ermeni soykırımı iddiasının emperyalist bir yalandır. Lafı İsviçre de cezayı müstelzim bir fiil olarak yargı kararına bağlanınca, akıl dolu cesaret ile hukukun stratejik planlaması devreye girince taşlar yerinden oynamış, domino etkisiyle Avrupa nın en önemli değer yargısı, İFADE özgürlüğü de yargılanabilir mi? noktasına gelinmiştir. Davacı; BİLİNENİ ELEŞTİRMİŞTİR. KABUL EDİLENİ SORGULAMIŞTIR. ÖZGÜR AKIL, ÖZGÜR CESARET SERGİLENMİŞTİR. Büyük ölçüde AİHM. 17 Aralık 2013 kararı çerçevesinde savunma yapmış, bunun dışına çıkılmamıştır. Hatırlayacak olursak İsviçre Mahkemesi Kararında Perinçek i; - IRKÇI DEĞİL, LENİN VE MAO YU ÖVEN AŞIRI SOLCU OLARAK TANIMLAMIŞTIR. - TECHİRİ KABUL ETMEKTE FAKAT BU SÜRGÜNLERİN SOYKIRIMCI KARAKTERİ OLMADIĞINI VURGULAMAKTADIR. - TOPLU KIYIMLAR OLDUĞUNU ANCAK BUNUN SAVAŞ HUKUKU ADINA HAKLI GÖSTERMEKTE OLDUĞUNU, - SOYKIRIMIN ULUSLARARASI BİR MAHKEME TARAFINDAN KABUL EDİLMEDİĞİ GERÇEĞİNDE ISRAR ETTİĞİNİ VURGULAMIŞTIR. PERİNÇEK NEDEN BÖYLE BİR TUTUM İZLİYOR? - TÜRKİYE BÜTÜNLÜĞÜNE ZARAR VERMEK İÇİN EMPERYALİSTLER TARAFINDAN DÜZENLENMİŞ KOMPLODAN BAHSETMEKTEDİR. 3
- ŞÜPHE YOK Kİ PERİNÇEK TARAFINDAN TAKİP EDİLEN SAİKLER VE MİLLİYETÇİ SAİKLER ÇOK BENZEMEKTEDİR. DEMİŞTİR. AİHM 2. DAİRESİ İSE, IRKÇI VE SOYKIRIM İNKARCISI DİYE MAHKUM EDİLEN PERİNÇEK İ AKLAMIŞTIR. ŞÖYLE Kİ; 1) İŞBU DAVA HOLOCAUST SUÇLARININ İNKARI DAVALARINDAN AÇIKÇA AYRILMAKTADIR. 2) MAHKEME AİHM 1915 OLAYLARININ MAĞDURLARINI ERMENİLERİ HOR GÖRÜCÜ İFADELER KULLANILDIĞI BELİRLENMEMİŞTİR. 3) MAHKEME 1915 OLAYLARINI HUKUKİ BAĞLAMDA SOYKIRIM OLARAK NİTELENDİRİLMESİNE KARŞI ÇIKILMASININ KENDİ BAŞINA ERMENİ HALKINA KARŞI KİNİN TEVSİK EDİLMESİ ANLAMINA GELMEDİĞİNİ DEĞERLENDİRMEKTEDİR. YANİ İNKARCILIK YOK. Görüldüğü üzere İsviçre ceza kanunu 261/B bendindeki soykırım ibaresi Yargıçların muğlak yorumundan kaynaklanmaktadır. Dava 1948 Soykırım Antlaşması nın hukuki çerçevesinde değil 1948 de soykırımın tanımını açıklayan bir çerçeve çiziyorlar. Oysa 1948 Antlaşmaları Nurnberg Mahkemeleri sonucunda ortaya çıkmıştır. Yahudilere karşı işlenen soykırım suçu uluslar arası Nurnberg Mahkemesi nden sonra da BM. Kararı haline gelmiştir. 4
Bu karar ve antlaşmada Türkiye de taraftır ve geriye dönük işlemezler. Yani makable şamil değildirler. Bu hususta mahkemede hassasiyetle üzerinde durulmuştur. Kin, nefret suçu işlenmediği gibi Perinçek, Ermenilerin trajik olaylarını kabul etmeyip, onun ırkçı bir tavır sergilemediğini ortaya koyan bir savunma yapmıştır. SONUÇ OLARAK: İzmir Barosu nun Yönetim Kurulu kararıyla Strasburg da temsilci sıfatıyla bulunup dava hakkında gözlemlerim yukarıda anlatıldığı gibidir. Sözlü savunmaların yapılmasından sonra Heyet müzakereye çekilir ve bir oylama yapılır. Her ne kadar bağlayıcı değilse de kararın ne yöne gideceği belirlenir. Karar bir yazım komisyonu tarafından oylama sonucuna göre yazılır. İhlal olmuşsa ona göre, ihlal olmamışsa ona göre yazılır. 4,5 ay sonra heyet yeniden toplanır, nihai oylama yapılmasını müteakip varsa muhalif oylar için süre verilir sonra da açıklanır. Davanın uluslar arası hukuk, insan hakları, ifade özgürlüğü Parlamentoların tarih yazma eğilimlerinin sınandığı yargılamaların siyasi, ve konjoktürel etkilerden uzak bir karar olması umuduyla gözleme dayalı düşüncelerimi saygıyla arz ederim. Av.H.Enis DİNÇEROĞLU 5