ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK VE REHBERLİK SERVİSİ KASIM 2012 VELİ BÜLTENİ ÇOCUKLARDA SORUMLULUK 1
Her şeyin temeli ailede başladığı gibi çocuklarda sorumluluk duygusunun gelişimi de ailede başlar. Çocuklarında sorumluluk duygusunun gelişmesini isteyen aileler küçük yaşlardan itibaren onlara belli sorumluluklar vermelidirler. Atalarımızın ağaç yaşken eğilir sözü tam da bu durumun özeti gibidir. Çocuklara küçük yaşlardan itibaren gelişimlerine uygun sorumluluklar vermek sorumluluk eğitiminin ilk basamağını oluşturur. Sorumluluk duygusu Sorumluluk, erken çocukluk dönemlerinden başlayarak yaş, cinsiyet ve gelişim düzeyine uygun olarak bireyin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi, davranışlarının sonuçlarını sahiplenmesi ve başkalarının haklarına saygı duymasıdır. Sorumluluk sahibi kişiler, yaptıkları her davranışın hem kendilerini hem de başkalarını nasıl etkileyeceğini düşünür ve ona göre hareket ederler. Davranışlarının olumlu ya da olumsuz sonuçlarına katlanır, gerektiğinde hesap verir; olumsuz davranışları için mazeret üretmez ve başkalarını suçlamazlar. Sorumluluk duygusu doğuştan gelmediği gibi, gelişimi doğuştan yetişkinliğe uzanan her dönemde devam etmektedir. Cinsiyete göre her yaşın ve her çağın kendine ait sorumluluk çeşitleri vardır. Ailenin etkisi Bireyin sorumluluk sahibi olmasında en büyük etken ailedir. Ailedeki sorumluluk eğitiminin ilk aşaması, evin temizlik ve düzeninin sağlanmasında başlar. Evin temiz tutulmasında aile üyelerinin hepsine bir görev düşerse ev her zaman temiz ve düzenli olur. Bu nedenle çocuklar bu görevlere küçük yaşta alıştırılmalıdır. Aslında birçok ailede var olan evin temizliği ve düzeniyle ilgili hep birlikte çalışma alışkanlığını çocuklar henüz küçükken yapmaya başlatmalı ve süreklilik kazanması için aksatmadan uygulatmalıdır. Onlara iş yaptırırken öncelikle küçük işlerden başlamalıdır. Örneğin Tüm bebeklerini bu sepete at gibi basit emirler verilirse uygulama kolaylaşır. Çocukların 2
yaşı büyüdükçe sorumluluklarını artırmalı, ilerleyen yaşlarda yapacakları işi seçmelerine imkân tanınmalıdır. Günlük ev işleri, ceza ya da ödül olarak kullanılmamalı; çocukların evin temizliği ve düzeni için gösterdiği çaba takdir edilmeli ve açıkça ifade edilmelidir. Çocuğun yaşına uygun sorumluluklar verilmelidir. Çocukların yaşına uygun olarak üstlenebilecekleri sorumluluklara şöyle örnekler verilebilir: 2-4 yaş: - Elini, yüzünü yıkamak, - Saçlarını tarayıp dişlerini fırçalamak, - Oynadıktan sonra oyuncaklarını oyuncak sepetine koymak, - Kendi kendine giyinip soyunabilmek, - Kirli çamaşırlarını ve elbiselerini çamaşır sepetine atmak. 5-6 yaş: - Sofranın hazırlanmasına yardımcı olmak, - Yemekten sonra masayı silmek, - Yemekten sonra çatal, kaşık ve tabağını kaldırmak, - Yatağını düzeltmek. 3
7 yaş: - Alışveriş listesi yapmak, alışveriş sonrası malzemelerin eve taşınıp yerleşmesine yardım etmek, - Harçlığını bağımsız idare edebilmek. Yukarıda daha çok okul öncesi dönem için ifade edilen sorumluluk duygusunun gelişimi konusu bir şikâyet olarak genellikle çocukların okula başlaması ile ailelerin gündeminde yer alabilir.. Şikâyetler genellikle; defter, kalem vb. okul eşyalarına sahip çıkamama, okul çantasını zamanında hazırlayamama, ödev yapmama, uyarı olmadan ders çalışamama şeklinde ortaya çıkabilir.. Hâlbuki okul dönemi başlamadan çok daha önceki dönemlerde anne-babalar çocuklarına sorumluluk duygusunu tattırmış, yaptıkları güzel davranışlarda onları ödüllendirmiş ve bunu bir alışkanlık haline getirmeyi sağlatmış olmalıdırlar. Annebabalar çocukta oluşturulacak sorumluluğu, eğitim-öğretim hayatına ait dönemlerle sınırlamamalı, çok geniş kapsamda düşünüp cinsiyet ve yaşlarını göz önünde bulundurarak gelişim düzeylerinin özelliklerini de bilerek doğuştan itibaren ele almalıdırlar. En büyük engel Aşırı koruyucu aileler ile aşırı mükemmeliyetçi aileler, çocuğun sorumluluğunun gelişmesine engel oluşturabilmektedirler. Aşırı koruyucu aile, çocuğun henüz bu işi yapamayacağı gibi yanlış bir düşünceyle onun yerine işi yapar ve çocuğun sorumluluk almasına fırsat vermez, engel olur. Her şeyin mükemmel olmasını isteyen, esnekliğe tahammül göstermeyen aileler de çocuğun sorumluluk almasına engel olabilmektedir. Çocuğa iş buyur, arkasından dön kendin yap veya dilin yorulacağına elin yorulsun ya da ona işi yaptırana kadar ben on defa bitiririm gibi anlayışlarla çocuğa yaptırabilecekleri en küçük işleri bile kendileri üstlenen anne-babanın çocuğunda sorumluluk duygusunun gelişmesi beklenemez. Mükemmeliyetçi ailelerde çocuğun işi yarım yamalak veya çok eksik/kötü yapacağı gibi bir düşünce hâkim olabilmektedir. Oysa başlangıçta zorlanarak yaptığı ya da kötü bir görüntüyle sonuçlandırdığı işi yapmış 4
olmanın verdiği hazzı çocuğun tatması, onu tekrarlamasını ve daha iyi yapma gayretini teşvik edebilecektir. Nelere dikkat edilmelidir? Çocuklardan büyükler gibi sorumluluklar beklemek elbette hayalcilik olur, ancak teşvik edildiğinde onlar da zamanla, yaşlarına ve gelişim özelliklerine uygun sorumlulukları başaracaklardır. Bu başarıma ailenin katkı sağlaması için çocuğa sorumluluk yüklemede dikkat edilmesi gereken noktalar şöyle sıralanabilir: Sorumluluk duygusu gelişmiş olan kişilerin önemli özelliklerinin başında sevme yeteneklerinin gelişmiş olduğu görülmektedir. Bu yeteneğin ilk oluştuğu yer ailedir. Sevginin, saygının ve hoşgörünün hâkim olduğu aile ortamı çocukta sorumluluk duygusunun daha kolay gelişimini sağlar. Çocuğun yaşına uygun sorumluluklar listesi hazırlanmalı ve bu listeden seçim yapmasına imkân tanınmalı, doğru kararlar verebileceğine güvenilmelidir. Yanlış seçimler yaparsa hayati bir tehlike söz konusu olmadıkça- sonuçlarına katlanmasına izin verilmelidir ki, bazı dersler çıkarabilsin. Çocuk bazı sorumluluklarını yerine getirmeye çalışırken hatalar yapabilir. Bu durumda hataların nasıl düzeltilebileceği ve hatadan nasıl ders alınacağı sabırla öğretilmeli, görevi onun yerine getirmesi sağlanmalıdır. Çocuğun bir şeyler yaparken kırıp dökmesi ve yaşadığı olumsuz deneyimlerin, öğrenmesinin gerekşartı olduğu unutulmamalıdır. İş onun yerine yapılmamalıdır. Aynı zamanda çocuğun hiçbir zaman anne-baba kadar sorumlu olması beklenmemelidir. İstenen sorumluluk, çocuğun anlayabileceği sade bir dille açık ve net olarak ifade edilmelidir. Çocuğun yerine getirmesi gereken görevleri anne ve baba üstlenmemelidir. Çocuğun kendi davranışlarının sorumluluğunu almasına ve yanlış davranışlarını düzeltmesine fırsat verilmelidir. 5
Sorumluk zorlama ile değil, sevdirilerek kazandırılır. Bunun için sorumluluklarını yerine getirmediğinde karşılaşabileceği ceza ve yaptırımları sıralamak yerine iş bitiminde aferin, çok güzel oldu, teşekkür ederim gibi manevi ödüllendirmelerde bulunarak hem özgüveni hem de sorumluluk duygusu geliştirilmelidir. Sorumluluk alışkanlığını kazandırmanın en güzel yolu, özgürlükle disiplin arası dengeli, orta bir yol izlemektir. Çocuklara sorumluluk duygusu vermenin bir yolu da kendilerine güven duymalarını sağlamak, bunu yapabilirsin düşüncesini aşılamaktır. Küçük yaşlardan itibaren şimdi dökeceksin veya ama O daha çok küçük gibi ifadelerden kaçınmalıdır. Çocuğun sorumluluk alma yönündeki girişimleri desteklenmeli, ilerleyen yaşlarda seçme hakkı tanınmalı, böylece bir konudaki tüm sorumluluğu üstlenme imkânı verilmelidir. Evle ilgili sorumluluk ve görevler paylaştırılırken kardeşler arasında adaletli davranmaya özen gösterilmelidir. Bunun için işlerin sırayla yapılması yolu izlenebilir. Çocuklar yaşayarak- yaparak öğrenirler. Bu nedenle sorumluluk duygusunun gelişmesinde en etkili yöntemlerden biri çocuğun davranışının sonucunu yaşamasına fırsat vermektir. Anne-babalar genellikle çocuklarını olumsuzluklardan koruma içgüdüsüyle hayatı çocuklar için kolaylaştırmaya çalışırlar. Sabahları okul için giysileri giydirmek, ayakkabıları bağlamak, ödevini yapmadan okula gidip de öğretmeninden uyarı almasın diye ödevlerini yapmak. Tüm bunlar kısa vadede çocuğu olumsuz sonuçlardan korur gibi görünse de uzun vadede maalesef kişilik gelişimini, özgüven oluşumunu olumsuz olarak etkileme riskini taşırlar. Biri her gün sizin için işlerinizi yapsa siz işinizi yapmak için çaba gösterir miydiniz? Çocuklar da doğal olarak anne-baba tarafından desteklenen becerilerini geliştirmeye ihtiyaç duymazlar, daha doğrusu duymuyor gibi görünürler ama bir gün 6
anne-baba desteğini azalttığında o zaman büyük zorluklar yaşarlar. Çünkü zamanında gelişmeyen becerileri sonradan kazanmak için çok daha fazla emek harcamak gerekir. 7
ÖZEL ATACAN EĞİTİM KURUMLARI Kozyatağı, Bayar Caddesi Cemil Akdoğan Sokak No: 3/5 81090 Kadıköy İstanbul Tel: (0216) 410 77 80 Pbx Faks: (0216) 410 77 86 e-posta:atacan@atacan.k12.tr internet adresi:www.atacan.k12.tr 8