PKK de Yürütülen SavaĢ, Sınıf SavaĢımının da Ötesinde Temel Bir Ġnsanlık SavaĢımıdır



Benzer belgeler
Yeni bir dönem açılıyor: Mali çöküş, depresyon, sınıf mücadelesi

DEMOKRATİKLEŞME VE TOPLUMSAL DAYANIŞMA AÇILIMI

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

DEVRÝM ÝÇÝN SAVAÞMAYANA SOSYALÝST DENMEZ!

SAÐLIKTA ÖZELLEÞTÝRME

MARKA ŞEHİR ÇALIŞMALARINDA AVRUPA ŞEHİR ŞARTI SÖZLEŞMESİ DİKKATE ALINMALI

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

2000 li Yıllar / 6 Türkiye de Dış Politika İbrahim KALIN Arter Reklam Ağustos-2011 Ömür Matbaacılık Meydan Yayıncılık-2011

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

Perinçek'in KDHC'deki tarihi konuşması

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB)

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

Halk devriminin düşmanları: diktatör rejim ve karşıdevrimci gerici güçler

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA)

Mahir Çayan Son Gençlik Hareketleri Üzerine SON GENÇLİK HAREKETLERİ ÜZERİNE (*)

Küresel Kriz Sonrası Dünya Ekonomisinin Geleceği

ZUBRÝTSKÝ, MÝTROPOLSKÝ, KEROV KAPÝTALÝST TOPLUM ERÝÞ YAYINLARI. Kapitalist Toplum

Tarihte, Günümüzde ve Devrimci Mücadelede Kadýnlar

Doç. Dr. MUSTAFA KĠBAROĞLU

Giresun Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Bilimleri Anabilim Dalı İletişim Bilimleri Doktora Programı Ders İçerikleri

TMMOB DANIÞMA KURULU 2. TOPLANTISI YAPILDI

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

TÜRK-RUS ÝLÝÞKÝLERÝ: SORUNLAR VE FIRSATLAR. Prof. Dr. Ýlter TURAN

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

TÜRKİYE DE KOBİ UYGULAMALARI YMM. NAİL SANLI TÜRMOB GENEL BAŞKANI IFAC SMP (KOBİ UYGULAMARI) FORUMU İSTANBUL

Ders seçimi; öğrencilerin ilgi, yetenek ve yaşamdan beklentilerinin değerlendirilmesini gerektiren zor bir süreçtir.

EV EKSENLĠ ÇALIġMA; Kadınlar Neden Ev Eksenli ÇalıĢıyor?

SOSYAL BÝLÝMLER 1 TESTÝ (Sos 1)

Ýstanbul hastanelerinde GREV!

KALKINMA KURULU DİYARBAKIR KASIM 2015 BEŞERİ SERMAYE EĞİTİM VE İSTİHDAM KOMİSYONU TRC BÖLGE PLANI KOORDİNASYON VE İZLEME KOMİSYONLARI

G Ü Ç L E N İ N! Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

6. İSLAM ÜLKELERİ DÜŞÜNCE KURULUŞLARI FORUMU

ÖN SÖZ... XI KISALTMALAR... XIII KAYNAKLAR VE ARAŞTIRMALAR... XV GİRİŞ... 1 I. ARNAVUTLUK ADININ ANLAM VE KÖKENİ...

Çarşamba İzmir Gündemi

Kuzey Irak Kürt halkı kendi kaderini tayin edebilmelidir

Fidel ve Che : Birbirinden farklı iki politika

ïlk kongre kapanîrken : Avrupalî Türk gözü ile Avrupalî Türkler Altay Manço, IRFAM, Belçika

PKK'nın silah bırakması siyasi bir mesele

Değerli misafirler, Kıymetli iş insanları... Basınımızın değerli temsilcileri... Hanımefendiler... Beyefendiler...

Şimdi fazla ileri gitmiş bu gerici diktatörlüğü terbiye etmek, mümkünse biraz değiştirip halka kabul ettirmek istiyorlar.

Gündemde Yine Asgari Ücret

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Enternasyonalist Komünist Birlik (EKB) ULUSAL EFSANESÝ VE. geocities.com/icgcikg/turkish

İSTANBUL AYDIN ÜNİVERSİTESİ SİYASET AKADEMİSİ ANKARA DEMOKRATİKLEŞME SÜRECİNDE KÜRT VE ERMENİ MESELELERİNİ TARTIŞTI!

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

ANAYASA MAHKEMESÝ KARARLARINDA SENDÝKA ÖZGÜRLÜÐÜ Dr.Mesut AYDIN*

Temiz üretimin altı çizilmeli ve algılanması sağlanmalıdır

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

11 EYLÜL SALDIRISI VE YENİ DÜNYA: SOĞUK BARIŞ DÖNEMİ

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)


bu Ģekilde Türkiye ye gelmiģ olan sıcak para, ĠMKB de yüzde 400 lerin, devlet iç borçlanma senetlerinde ise yüzde 200 ün üzerinde bir kazanç

DeğiĢen DavranıĢlar Murad ġahin

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

RELAZZO KOMPOZĠT ZEMĠN KAPLAMASI. Otomotiv Endüstri

DOLARLIK MAL VE HİZMET H ÜRETEN ÜLKE TARAFINDAN DOLARLIK KREDİ HACMİ SORUN YARATIYOR

ĠġLETMELERDE ĠNSAN KAYNAĞININ ETKĠLĠ YÖNETĠMĠNDE KURUM ĠÇĠ HALKLA ĠLĠġKĠLER VE MOTĠVASYON

DÜNYADA İSTİHDAM VE SOSYAL DURUM - EĞİLİMLER (WESO) 2016

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

Yavuz Bayülken Tarafından Hazırlanıp Sunulan Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmeleri Başlıklı Rapor Üzerine Görüşler

PricewaterhouseCoopers CEO Araştõrmasõ

ÖDEV- 4. TÜRK BAYRAĞI VE ĠSTĠKLAL MARġI

MISIR IN SİYASAL HARİTASI

OKULUM BİLİM MERKEZİ OLUYOR

MÜSİAD Otomotiv Sektör Zirvesi. Kocaeli 18 Ekim 2014 Cumartesi

İçindekiler. Giriş... 1

Terör Olayları ve Enerji Zinciri : İstatistiksel bir İnceleme

Siyasal Sistemler, Hükümet Sistemleri-2

MEDYATĠK OLAYLARIN ACĠL SERVĠSLERDE BIRAKTIĞI ĠZLER. Dr. Onur Ġncealtın Göztepe Eğitim AraĢtırma Hastanesi Acil Tıp Klinik Ġdari Sorumlusu

1979 İRAN İSLAM DEVRİMİ SONRASI TÜRKİYE-İRAN İLİŞKİLERİ. Ömer Faruk GÖRÇÜN

Cezayir'den yükselen bir ses: Yalnızca İslam hükmedecek!

4. TÜRKİYE - AVRUPA FORUMU

interview INTERVIEW Ernst WELTEKE Haziran 99

BiliĢim Sektöründe Saat Bu Saat

Türkiye nin Nükleer Silahlanmaya Bakışı

Dünya ekonomisinde kartlar yeniden karılıyor!

Cumhuriyet Halk Partisi

SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010

DOĞRUDAN FAALİYET DESTEĞİ

kadın sosyalizmle özgürleşir!

DEVRÝMÝN GELÝÞÝMÝ ve Küçük-Burjuva Hareketin Yalpalamasý

Kent savaşı ve iki Diyarbakır

UBK Kuruluş Deklarasyonu

Filistin Sahnesinde Faal Olan Gruplara Karşı Filistin Halkının Tutumu (Anket)

KOPENHAG ZİRVESİ IŞIĞINDA TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ

29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI KUTLU OLSUN. Yazar Editör Pazartesi, 28 Ekim :34

Sürekli ve Kazançlı Büyüme.

Türkiye küçük Millet Meclisleri Nisan 2011 Raporu Libya ya Uluslararası Müdahale ve Türkiye

SİYASAL İDEOLOJİLER (SBK457)

TÜRKİYE - POLONYA YUVARLAK MASA TOPLANTISI - 1

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

Free, Open Access, Medical Education Serbest,Açık Erişimli Tıp Eğitimi Kısaca FOAM adı verilen ve Free, Open Acess, Medical Education manasına gelen

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN İŞ DÜNYASI BAKIŞ AÇISIYLA TÜRKİYE DE YOLSUZLUK SEMİNERİ AÇILIŞ KONUŞMASI

Süleyman ŞENSOY TASAM Başkanı / Chairman Yayın Tarihi :

Transkript:

3 PKK de Yürütülen SavaĢ, Sınıf SavaĢımının da Ötesinde Temel Bir Ġnsanlık SavaĢımıdır 1 Mayıs 1996, uluslararası iģçi sınıfınn ve tüm emekçilerin direniģ ve mücadele gününde PKK, her zamankinden daha fazla sosyalizmde ısrarın ve baģarının partisidir.bugün, emekçilerin bayramını bir kez daha anarken, üzerinde durulması gereken en temel husus; iģçi sınıfının dünya görüģü olan sosyalizmin durumu ve bu duruma iliģkin ne umut vaat ettiğini bir kez daha değerlendirmek, daha da önemlisi, partimizin bu gerçeklik içerisindeki yerini doğru ortaya koymak büyük önem ta- Ģımaktadır. Ġnsanlık üzerinde emperyalizmin tek yanlı egemenliğindki, sömürüsündeki geliģme, iki bin yılına doğru giderken, giderek daha da tehlikesi bir hal almakta, özellikle reel-sosyalizmin çözülüģünün ortaya çıkardığı sorunların halen doğru, köklü cevaplandıramamaktan ötürü; emekçi sınıflarda büyük bir kargaģa, güvensizlik, inkarcılık hüküm sürmekte, dünya halkları neredeyse en yoz, çürümüģ kapitalizmi tek ya- Ģam yoluymuģ gibi benimsemeye zorlanmakta, sadece toplumun kirletilmesi değil, yeryüzü doğası bile denilebilir ki, en tehlikeli bir kirlenmeyle karģı karģıya bulunmakta, bunun sorumlusu kapitalist-emperyalist sistem ise en hoyrat, en gözü kara ve önüne geçilemez bir hakimiyet dönemini tüm insanlığa sıınırsız dayatmaya çalıģmaktadır. Ġnsanlık tarihinin birçok döneminde olduğu gibi, özellikle çağın ve son dönemini, çürümüģ dönemini yaģayan, köleci, feodal dönemlerin aģınma süreçlerinde gösterdikleri gericiliğin daha kapsamlı ve tüm doğanın tahribini de kapsamına alarak ilerleyen egemenler, sömürücüler, insanlık üzerinde en geliģmiģ yöntemleri uygulayarak ve dolayısıyla tahribatını tarihin hiçbir döneminde kıyaslanmaz bir biçimde geliģtirerek yürüten bu kapitalistemperyalizme eğer sosyalizm cevap olmazsa, hemen belirtelim ki; sadece iģçiler, emekçiler için değil, insanlık için de dünyanın sonu gelmiģ demektir. Her zamankinden daha fazla söyleyebiliriz ki, bu kapitalist-emperyalist tahribata karģı sosyalizm tek seçenektir. Ġnsanlığın kurtuluģuyla ilgilenen birçok ideoloji her zaman ortaya çıkmıģtır. Sosyal mücadeleler, insanlık tarihiyle baģlar, günümüze kadar gelir. Özellikle

4 ÇOK ÖNEMLĠ SÜREÇLERĠ YAġADI SOSYALĠZM. TARĠHĠN BÜTÜN ÖNEMLĠ DEVRĠMLERĠNDE AZ-ÇOK SOSYALĠZM VARDIR. ĠLKEL KOMÜNAL DÖNEM AYNI ZAMANDA ĠLKEL SOSYALĠZMĠ ĠFADE EDER. her sistemin kendine özgü bir çok yal mücadelesi vardır. Tarih bunların binlercesine tanıktır. Bizi bugün için daha çok ilgilendiren, emekçilerin dünya görüģü olarak Ģekillenen sosyalizmin içinde bulunduğu durumdur. Sosyalist ideoloji geçen bir yüzyıl içinde büyük bir geliģme gösterdi ve neredeyse dünyanın üçte birine yakın kısmında da uygulanma imkanı buldu. Fakat bağrında taģıdığı eski toplumun sömürücü, baskıcı toplumsal özelliklerinin ağır basan etkileri ve yine oldukça dogmatik yaklaģımları nedeniyle bu deneyimin zaman zaman çözülmeye gittiğini görmekteyiz. Oldukça zikzaklı bir geliģmeyi yaģamaktadır. Bu geçen yüzyılın bir çok deneyimi, hatta kapitalizme karģıtlık temelinde söylersek; emekçilerin iki yüz yıllık savaģım tecrübesi, sosyalizmden vazgeçilemeyeceğini, ama geliģtirilmesi için, giderek toplumun tam bir bilimsel ifadesi olması için de, hayli yaratıcı yaklaģılması gerektiğini, bu pratik geliģmelerin özellikle de baģarısız sonuçları açıkça ortaya koymaktadır. Çok önemli süreçleri yaģadı sosyalizm. Tarihin bütün önemli devrimlerinde az-çok sosyalizm vardır. Ġlkel komünal dönem aynı zamanda ilkel sosyalizmi ifade eder. Kölecilik dönemlerindeki Spartaküs hareketlerinden tutalım, yine iyi tanıdığımız Ġslam Devrimi nin harici hareketi, hatta Alevi hareketinde sosyalist özelliklerden söz edilebilir. Fransız burjuva devriminde bile Baneuf hareketi, tam bir komünist hareket olarak kendini ortaya koymaktadır. Ve zaten bu devrimlerle birlikte giderek bilimsel sosyalizme yakın geliģmelerin de peģi sıra geliģtiğini görüyoruz. Komünist Manifesto, burjuva devrimler sürecinde ilan edildi. Burjuva devrimi henüz tüm Avrupa yı kaplamadan, iģçi sınıfının bağımsızlık manifestosu, bir korkulu rüya gibi tüm burjuvazi üzerinde kendisini hissettirdi. Hatta ilk komün denemelerinde, baģta Paris Komünü olmak üzere, bir çok ülkede kooperatif hareketler biçiminde yaģama geçirilmeye çalıģıldı. Ve en önemlisi de, giderek emekçilerin nasıl politika yapmaları gerektiğini, Komünist Enternasyonal ile ve giderek hızla milli sınırlar temelinde iģçi sınıfı partilerinin doğuģuyla gösterdi. Bundan tam bir yüzyıl önce denilebilir ki, geliģmiģ tüm kapitalist ulusların bağrında iģçi sınıfları partilerini inģa etmiģlerdir. I. Enternasyonal, sınır ayrımına dikkat etmeyen bir emekçiler ligiydi. ĠĢçi sınıfı ideolojisini dernek yanı ağır basan bir örgütlenmeye dönüģtürdüğünü ve Paris Komünü ile zirveye çıkardığını görmekteyiz. II. Enternasyonal ın ise politik mücadeleyi daha da geliģtirdiğini, derneklerden partileģmeye önemli adımlar attığını, emekçilerin sendikal demokratik haklarında önemli geliģmeler sağladığını yine iyi bilmekteyiz. Ne zaman ki; artık iģçi sınıfının, emekçilerin iktidar sorununu kapitalistemperyalizmin bu ilk aģamasında gündeme geldi, özellikle Ekim Devrimi bir iģçi sınıfı öncülüklü devrim olarak top-

5 lumsal mücadeleler tarihine girdi, o zaman bunun büyük bir sıçrama olduğunu, tarihte emekçiler adına eski devleti parçalayıp yeni bir devleti ortaya çıkardığını ve bunun tüm baskıcı, sömürücü sınıfları, egemenleri büyük bir korku içine ittiğini ve dünya çapında bir gericilik dayanıģmasıyla bu devrimin üzerine gelindiğini yine çok iyi bilmekteyiz. Ekim Devrimi, onun BolĢevik önderliği hiç Ģüphesiz önemli bir tarihsel çıkıģı ifade eder. Sosyal mücadeleler tarihinde dev bir adımdır, ama her devrimde olduğu gibi bu devrimin de önemli çocukluk hastalıkları, eğer dikkatli ve duyarlı bir biçimde aģılmazsa daha sonra cüceleģmesi gibi bir sonucu olacaktır. Bir anlamda bu büyük devrimde de yaģanan böyle bir geliģme oldu. Bu devrim tüm emekçiler ve iģçi sınıfı, emekçi halklar adına çok sağlam bir çıkıģı ifade etmekle birlikte, bağrında taģıdığı eski toplumun izleri, tek örnek olmasının da verdiği tecrübesizlik, tecrübe azlığı ve en önemlisi de dünya gericiliğinin ablukası ve Rusya da çok güçlü olan eski toplumsal kalıntılar, önemli bir darboğazla karģı karģıya getirdi. Sorunları çözmek için uluslararası gericilikle uzlaģmaya, çok ödün verilerek mesafe alınmaya çalıģıldı. Ġçeride yaratıcı olamadı. Kapitalist sistemin kendi içindeki demokrasisine alternatif bir sosyalist demokrasi geliģtiremedi. Devrim eritildi. Sosyalist parti, giderek bir devletin iç ve dıģ politikasının basit bir aracı haline getirildi. Ve bu devlet de giderek daha çok ulusal endi- Ģelerle hareket eden, büyük Rus Ģovenizminin de güçlü etkileri kendi içinde ulusal sorunda olduğu kadar, uluslararası alanda da halkların devrim sorunlarına, ulusal kurtuluģ sorunlarına, hatta iģçi sınıfının sosyalist devrimlerine gereken doğru yaklaģımı gösteremedi. Ve PKK yi bu son çeyrek yüzyıl içindeki reel-sosyalizmin aģıldığı, kapitalist-emperyalist egemenliğin en güçlü bir sürecini yaģadığı bu süreçte, PKK nin sosyalizmde ısrarı ve baģarıyı sürdürmüģ olması baģlı baģına bir inceleme konusudur. her geçen gün daha da sağ bir sapmayı yaģayarak, bu deneyimin günümüze doğru ağır bir çözülme ile karģı karģıya geldiğini, 1990 lara doğru artık bütün belirtilerinin ortaya çıktığı bir aģamanın geride kaldığını görmekteyiz. Öyle oldu ki, bu aģama neredeyse sosyalizmin bitiģi olarak kapitalist ideologlar ve siyasi temsilcileri tarafından kendilerince değerlendirildi, alkıģlandı. Sanki onlara yeniden gün doğmuģ gibi bir rahatlık içine girdiler. Kendileri için tekrar bir sınırsız yaģama döneminin açıldığını sandılar. Yeni dünya nizamından bahsedildi. Sosyalizmsiz bir insanlığın, dünyanın bir umut olmadığı, hiçbir soruna çözüm getirmediği, neredeyse günümüze doğru herkes daha köklü anlamakta ve derin bir arayıģ içinde çözüm yollarını bulmaya çalıģmaktadır. Sosyalizmin, hatalı yönleriyle de olsa, yaģayan bazı kalelerine karģı ambargo, daha da Ģiddetlendirildi. MüthiĢ bir ideolojik, psikolojik saldırıyla birlikte, ekonomik kuģatmalar yoğ unlaģtı-

6 rıldı. Fakat daha iki bin yılına gelmeden, yani bu alt-üst oluģlarla dolu on yıl içinde görmekteyiz ki, kapitalistemperyalizmin bu heyecanı, bu kendine güveni boģ olduğu kadar, altından çıkılmayacak ağır sorunları da beraberinde getirdiğini dehģetle görülmüģtür. Sosyalizmin kötülendiği bu son çeyrek asır, günümüzde artık yeni arayıģ ve çözümler için bir zorunluluğu dayatmaktadır. ÇürümüĢ, tamamen rantiyeye, borsa oyunlarına dayalı bir kapitalizmin hiçbir yaratıcı özelliğinin kalmaması kadar, sadece toplumun bütün iç dinamiklerinin, insani kimliğinin tahrip edilmesiyle yetinmemekte, tüm bu çürümüģ rejimlerin son dönemlerini bin kat daha gerisinde ve tehlikeli bir biçimde, çürütücü SOSYAL MÜCADELELER NASIL ĠNSANLIKLA BAġLADIYSA, ĠNSANLIĞIN VAROLUġUNA KADAR SÜRECEKTĠR. SOSYAL MÜCADELESĠZ TOPLUM NASIL MÜMKÜN DEĞĠLSE, SOSYALĠST MÜCADELESĠZ DE ĠNSANLIĞIN GELECEĞĠ DÜġÜNÜLEMEZ. bir biçimde etkisini ortaya koymakla, çıkarmakla kalınmamakta; doğayı, yani insanlığın olmazsa olmaz koģulu olan çevreyle bağlan-tısını da müthiģ tahrip etmekte ve bu harikulade gezegeni yaģanamaz bir alana çevirmektedir. En büyük tehlike bu kapitalist-emperyalizmin en büyük suçu da budur. Eğer tedbir alınmazsa, bu kapitalizm altında geçecek çok kısa bir süre sonra bu gezegen yaģanamaz bir hale gelecektir. Bu görkemli gezegen, bir çöp yığınına dönüģecektir. Her ne kadar bazı cılız sesler çıkmakta ise de, eminiz ki, en büyük baģkaldırıyı, yine sosyalizmi -hem de radikal bir devrim biçiminde- bu tehlikeye karģı yöneltmek kadar, toplumun da iç yüzünü görmemiģ boyutlarda kirlenmiģ yüzünü bir kez daha aydınlatacak ve kurtuluģ yollarını gösterecektir. Ġnsanlığı önümüzdeki yüzyıl içinde ilgilendiren en temel sorun demek ki; bu doğa tahribatının önlenmesi ve iç toplumsal kirlenmenin durdurulması olacaktır. Daha Ģimdiden baģlayan tartıģmalar, arayıģlar ve bazı ıslah edici reformist çabalar, ancak sorunun uç veren boyutlarını ortaya koymaktadırlar. Daha köklü değerlendirme ve çözüm yolları, önümüzdeki sürecin devrimsel hedefleri olarak karģımıza çıkacak ve bu devrimsel hedeflerin, partilerin sosyal, siyasal mücadele biçimleri, çeģitli taktikleri kendisini mutlaka ortaya çıkaracaktır. Sadece ıslah tedbirleriyle en büyük tehlikenin durdurulamayacağı, köklü devrimler için tedbirler, planlar, projeler, örgütler ve çok önemli taktiklerin peģi sıra geliģtirilmesi gerektiği ortaya çıkacaktır. ġimdiden bile arayıģların artan ağırlığı iģlerin bu yönde kaçınılmaz bir biçimde ele alınması gerektiğini göstermek tedbirdir. Ġnsanlık eğer yaģamak istiyorsa, yine sosyalist ideolojinin daha geliģtirilmiģ perspektifini, uygulama esaslarını yakalamak zorundadır. Ġnsanlıktan umut kesilemeyeceğine göre, sosyalizmin bu yönlü geliģmesinden de umut kesilemez. Sosyal mücadeleler nasıl insanlıkla baģladıysa, insanlığın varoluģuna kadar sürecektir. Sosyal mücadelesiz toplum nasıl mümkün değilse, sosyalist mücadelesiz de insanlığın geleceği dü- Ģünülemez.

7 Sosyalist mücadele bu anlamda insanın tek kurtuluģ seçeneği olarak kendisini tekrar tekrar ortaya koyacaktır. Bunu bir ulusla veya tarihi bir döneminde gerçekleģtirilen bir devrimle dogmatik ele almamak önemlidir. Bunu insanlığın genel kurtuluģ düģüncesi olarak, hayali ve bilimi olarak değerlendirmek daha doğrudur. Hem hayaldir, hem bilimdir. Hiç Ģüphesiz bilim olduğu için somut gerçekliği yakalayacaktır. Ama yüzyıla sığmayan bir hayal olduğunu da öyle göz ardı edemeyiz. Dar bilimsel yaklaģım kaba materyalizmin bir uygulanıģıdır ki, reel-sosyalizmde bunun nasıl bir çözümsüzlüğe doğru geldiğini iyi gördük. Hayali, morali, iradeyi, felsefeyi ihmal eden bir sosyalizm, kaba bir materyalizm olarak tehlikeli bir çarpıtma haline gelmesi kaçınılmazdır. Bu tehlike sosyalizmde ortaya çıkmıģtır ve Ģimdi aģılmayla yüz yüzedir. Buna benzer bir çok yeni siyasi, ekonomik, demokratik hedefi de ortaya koyacaktır. Siyasal kurtuluģ hâlâ çok ciddi bir program sorunudur. Ekonomik kurtuluģ hakeza öyledir. Demokrasi yine önemli bir sorun olarak çözüm bekliyor. Bu sorunlar, çözümü sosyalizmden bekliyor. Ve yine en önemlisi çevre sorununa kesin bir programatik yakla- Ģım gerekiyor. Hem de çok detaylı ve mutlak uygulanması gereken bir program. Bunlar, yeni dönem sosyalizminin üzerinde programatik duracağı temel sorunlardır. Hiç Ģüphesiz vurgulandığı gibi, felsefik, hayali, moral yanı ve de ahlaki yanı üzerinde de kesin bazı geliģmeleri, ilke esasları yakalaması gerekir. Felsefesiz, moralsiz ve ahlaki yönü bulunmayan sosyalizm kesin düģünülemez. Bunun yanında yeni partileģme, örgütleģme ve mücadele taktikleri sorunu da önem kazanacaktır. Eskinin sosyalist ihtilal teorileri yetmiyor. Gerek isyan, gerekse de daha uzun süreli halk kurtuluģ savaģımları her ne kadar göz ardı edilmezse de, yetmiyor. GeliĢen sosyal düzey, ulusal devletlerin durumu, yine ittifaklar, sosyal düzeyin geliģkinlik düzeyi, daha değiģik mücadele biçimlerini zorlamaktadır. Özellikle teknik çok geliģmiģtir. Teknikle mücadeleler arasında çok sıkı bir bağlantı vardır. Dolayısıyla yeni partileģme ve mücadele taktikleri bu somut geliģmeyi de göz önüne getirerek daha değiģik mücadele yöntemlerini geliģtirmek zorundadır. Protesto hareketlerinden tutalım Ģiddet hareketlerine kadar, yeni mücadele taktikleri kendisini hissettirecektir. Ve bu temelde de hiç Ģüphesiz enternasyonalizme de bir geliģme ortaya çıkacaktır. Ulusların artık teknik nedeniyle dar sınırlar içinde tutulamayacağı, emperyalizmin deyiģiyle; globalleģmenin bu kadar arttığı bu dönemde sosyalizmin de globalleģmesi gerektiği ortadadır. Yani, yeni bir enternasyonal yaklaģım giderek kendisini hissettirecektir. Daha doğrusu, somut ulusal sınırlar kadar, evrensel sınırları; toplum içi kadar, toplumla-doğa arasındaki iliģkileri iyi formüle edecek bir sosyalist enternasyonal önemli bir ihtiyaçtır ve önümüzdeki yüzyılın belki de böyle bir enternasyonalin bayrağı altında karģılamak, en doğrusu ve en gerçekçi yaklaģım olacaktır. Eski reel-sosyalizmin etkilediği bir ortamdan kaynak bulmakla birlikte, kendine özgü yanları da olan PKK hareketi, günümüzde oldukça ilgiyle de-

8 ğerlendirilmeye çalıģılmakta, gerek nasıl bir sosyalizm? sorusunun cevabı kadar, geçmiģle farkı kadar, yeniyi de nasıl sağlayacağı tartıģılmaktadır. Bütünüyle yaptığımız; PKK yi böyle özgün bir sosyalist aģama partisi olarak gündemde tutmaktı ve bu da oldukça baģarılmıģtır. PKK nin Kürt ulusal kurtuluģçuluğunun öncü gücü olduğu daha çok görülen bir yanıdır. Fakat asıl önemli bir yanı da, uluslararası sosyalist mücadele içinde ne anlam ifade ettiği yönüdür. Belki de giderek daha ön plana çıkacak olan, çıkarılması gereken yönü de budur. PKK yi bu son çeyrek yüzyıl içindeki reel-sosyalizmin aģıldığı, kapitalist-emperyalist egemenliğin en güçlü bir sürecini yaģadığı bu süreçte, PKK nin sosyalizmde ısrarı ve baģarıyı sürdürmüģ olması baģlı baģına bir inceleme konusudur. Kaldı ki, günlük basında da görmekteyiz ki, emperyalizmin baģı olan ABD, boģuna dünyanın en tehlikeli terörist örgütü olarak değerlendirmiyor. Bundan anlaģılması gereken; sistemin baģı olan ABD nin, sosyalizmi ve onda önemli bir konumu iģgal etmesi kaçınılmaz olan PKK yi daha Ģimdiden büyük bir tehlike olarak gördüğü ve değerlendirdiğidir. Ve doğrusu da budur. Bir zamanlar Marks, Engels öyle değerlendirildi. Uluslararası gericilik tarafından BolĢevikler, böyle bir ucube olarak değerlendirilmiģlerdi. ġimdi de PKK, uluslararası gerici ittifakın adeta üzerinde ortak yoğunlaģtığı, hatta bununla ilgili zirveler yaptığı bir tehlike olarak değerlendirilmek istenmekte ve uluslararası alanda hakkında çok çeģitli kovuģturmalar geliģtirilmektedir. VahĢi bir faģizm, uluslararası tüm gericilik tarafından desteklenerek, yürüttüğü soykırım savaģı yetmiyormuģ gibi, uluslararası alanda da her gün yeni kovuģturmaların, mahkemelerin açılması, PKK gerçekliğinin bu yönünü oldukça iyi ortaya çıkarmaktadır. Uluslararası emperyalizm, ABD ve sıkı yandaģları Almanya, Ġngiltere gibi devletler bu konuda eski bir tecrübeye sahiptirler. Onları ilgilendiren dar bir Kürt ulusal kurtuluģçuluğu değildir. Bunu zaten destekliyorlar ve baģarısı için de her türlü çabayı gösteriyorlar. Bunların karģı oldukları önemli bir sorun olan; Kürt sorunundaki PKK öncülüğünün ve onun taģıdığı tehlikeli ideolojik, sosyal yaklaģımların, sistemleri için son derece tehlikeli bir hal almasıdır. Olasıdır ki, PKK nin sosyalist içeriği, yeni bir BolĢevizm olması iģten değildir. Ortadoğu da; kapitalistemperyalizmin bu en zayıf halkasında giderek öne çıkan PKK öncülüğü, gerçekten büyük bir tehlikedir. ÇapraĢık bazı geliģmelerin 1990 lardan itibaren Ortadoğu ya getirdiği darboğaz, bloklaģmada PKK nin varlığını sürdürüp, pekiģtirmesi, bunlar için daha da yakıcıdır ve dikkatle değerlendirilmeyi gerektiriyor. ABD nin ikide bir Ortadoğu dengelerinde PKK yi söz sahibi yapmayacağız, etkili kıldırtmayacağız demesi boģuna değildir. Denge hesaplarında bu beklenmedik geliģmeyi ortadan kaldırmak istiyor. Mümkünse ehlileģtirmek, mümkün değilse ortadan kaldırmak, son yılların temel bir politikası olarak karģımıza amansız bir biçimde çıkarılmaktadır. Biz hiç Ģüphesiz, emperyalizmin bu etkisizleģtirme, boğma taktiklerine ağırlık verdik ve PKK Önderliği nin en çok böyle taktik hususlar üzerinde yoğun-

9 laģmaya ağırlık vermesi boģuna değildir. Çünkü, biraz da gizli bir biçimde boğuntuya getirilmek istenen; PKK nin taktik-stratejik geliģimi olmasaydı, aslında bugün sosyalizmin özü de güçlü bir zemine kavuģamazdı. ġimdi PKK lileģme, sosyalistleģme bol stratejik ve taktik geliģmeler temelinde daha da büyük bir anlam kazanmıģ bulunmaktadır. Hatta Ortadoğu halklarını giderek etkilemesi kadar, uluslararası alanda da iddialı bir sosyalist öncülük olarak etki sağlayacağı, hatta öncülük edeceği anlaģılmaktadır. Kürdistan Devrimi, bu anlamda eğer içeriğini daha da zenginleģtirse, özellikle PKK lileģmeyi kendi içinde insan çözümünü, yeni tip insanı son yıllarda büyük bir yoğunlukla geliģtirmesi gibi hakim kılarsa ve stratejik-taktik olarak da devrimci savaģ yöntemleri tutarsa ve bu önemli bir devrim zaferiyle sonuçlanırsa, sosyalizm de çok iddialı bir süreci baģlatması iģten değildir. Unutmamak gerekir ki, Kürdistan ın parçalanmıģlığı, geliģtirilecek bir sosyalist federasyon deneyimi, dört temel ulusun ve birçok azınlığın da içine gireceği bir modeli hızlandıracaktır. Bu dört büyük ulus ve çok çeģitli azınlık ve kültürlerin PKK etkisiyle sosyalizme doğru, demokrasiye doğru eğilim göstermesi, gerçekten Ekim Devrimi nin bile etkisinin çok üstünde bir etkiye yol açması kaçınılmazdır. Temel Ortadoğu kaynaklarının ve tarihinin yeniden PKK tarafından ele geçiriliģi önemini kat be kat arttırmaktadır. Bu potansiyel geliģme, Ortadoğu yu uluslararası devrimin en nazik halkası haline getirmiģ bulunmaktadır. PKK, tam da bunun en stratejik ve taktik olarak da gün be gün iģleyen can alıcı gerçeğidir. Uluslararası gericiliğin giderek PKK üzerinde durması, bu can alıcı özelliğindendir. Bir çok stratejilerini, taktiklerini boģa çıkarması, onları dehģete düģürmüģtür. Son olarak Mısır da yapılan zirvede, aslında bunun endiģesini görmemek mümkün değil. Bu zirve, her ne kadar terör zirvesi olarak ve daha çok da, iģte Filistin içerikli bazı sözler, terör olaylarına karģı cevap olarak toplantıya çağrıldıysa da, esas hedefi PKK nin bu Ortadoğu zikzaklarındaki geliģmesinin durdurulmasının olduğunu, PKK nin özellikle, hâlâ da oturmamıģ emperyalizmin yeni nizamındaki çatlaklardan iyi yararlandığını ve hatta sorunları olan devletlerle geliģtirdiği iliģkilerin bir bloklaģmaya doğru aktığını gördükçe, bu zirveyle buna bir dur denilmek istendi. Fakat tersi sonuç verdi. Zirve, bloklaģmayı daha da hızlandırdığı gibi, PKK nin anlam ve önemini daha çarpıcı kıldı. Hatta iģbirlikçileri vasıtasıyla Kürt hareketine dayattıkları çözümler de yerle bir oldu. Etkilerinin zayıflaması kadar, PKK nin büyük bir güç olarak çıkması kadar, stratejik olduğu kadar, bölgedeki iktidar geliģmelerini de etkileyecek, onların mevcudunu yürütecek iddiaya girebilecek kadar bir konuma yol açtı. Bunlar, hiç Ģüphesiz stratejik iktidar, siyasi, askeri geliģmelerdir. Ama eğer gerekleri dikkatle değerlendirilir ve sosyalist içerikte bu taktiklerle iç içe, baģta PKK Öncülüğü içinde olmak üzere, giderek

10 halkı da bu temelde dönüģtürülmeye oynatılırsa ve yine stratejik, taktik iliģkileri giderek Kürdistan Devrimi ile bağlantılı hale getirirse, Kürdistan federasyonlaģmasını da bunun için tam bir kaldıraç gibi kullanırsa, bu giderek Ortadoğu Halklar FederasyonlaĢması na götüreceği gibi, içeriği de sosyalizm ve halklar demokrasisi biçiminde büyük geliģme gösterecektir. PKK, böyle bir gerçekliğe en çok yaraģan ve gereklerini yerine getiren, yeni sosyalizmde ısrarla birlikte, zaferini temsil eden bir parti durumundadır. Ve reel-sosyalizmi çözülüģe götüren bütün hastalıklardan kendini arındırdığı gibi, yeni sosyalizm arayıģına iddialı bir zemini kendi içinde geliģtiren bir sosyalist parti olarak Ģekillenmektedir. Hiç Ģüphesiz bu konuda yoğun sorunlar vardır. Ve tüm gücüyle bir Kürt ulusal kurtuluģçuluğunu, Kürdistan Devrimi ni geliģtirmeye uğraģmaktadır. Bu devrimin komģu ülkelere yayılıģ iģini daha planlayamamıģtır. Veya gereklerini sınırlı da olsa yerine getirememektedir. Yine, uluslararası etkilerini düģünce platformlarına taģıramamıģtır. Ama iyi bilmeliyiz ki; bunlar da Kürdistan Devrimi nin baģarısı oranında hızlı geliģecek ve gerekleri yerine getirilecek geliģmeler olarak belirlenebilir. Devrim kurtarılırsa veya ulusal kurtuluģçu biçiminde zafer kazanan bir PKK, Kürdistan Devrimi nde büyük bir sosyalist aģama olacağı gibi, Kürdistan ın parçalanıģı nedeni ile ve esnek ulusal, bölgesel çözümler, yaklaģımlar ile bunu hızla bölgeselleģtirecektir. Bunun yaratıcı taktiklerini gündemden eksik etmeyeceğine göre, bunun geliģmesi de kaçınılmaz olacaktır. Bu da Ģu anlama geliyor; hızla PKK nin sosyalist içeriği, halkların neredeyse ekmek-su kadar gerekli olan ideolojik boģluğunu dolduracak ve onları muhtaç oldukları sağlıklı geliģme ve kurtuluģ yoluna itecektir. Günümüzde bunun potansiyelini PKK sonuna kadar barındırmakta, aktifleģen çabaları da her geçen gün bunu dosta, düģmana göstermektedir. Dolayısıyla, düģmanları üzerinde amansız durdukları gibi, dostları da önemle durmakta ve çoğalmaktadırlar. Eminim ki, bu yeni bloklaģma döneminde PKK büyük bir bilinçle olduğu kadar, beklenmedik geliģmelerle iyi yorumlayarak yerini sağlamlaģtıracaktır. Batı saldırısı karģısında Rusya hâlâ direnmeye çalıģıyor; Çin le yeni bir ittifak geliģtirdi. Bu, Asya ittifakıdır. Yine, Ortadoğu da Batı saldırısı, bölgesel ittifaklar geliģtirmektedir. Ġran ve Suriye nin geliģtirdiği ittifak, giderek en iddialı bir karģı ittifaka dönüģmektedir. Hele Türkiye ile Ġsrail in baģını çektiği bölgesel ittifak, karģılarında tüm Arapları ve Ġran ı bulan bir ittifaka zemin olmuģtur. Ve bu da tabii ki, Kürdistan Devrimi için hangi ittifakta yer alınır ve en önemlisi böyle bir bloklaģmanın geliģmesinin ne anlama geldiğini görüp, değerlendirmesi ve içinde yer alması olacaktır. Asya ittifakının bir Ortadoğu halklar ve devrimle birlikte devletler ittifakına dönüģmesi belki de çok çarpıcı ve bu kapitalist-emperyalist saldırıya karģı da en önemli bir direniģ hattını ortaya koyacaktır ve biraz da iģler bu yöne doğru evrim göstermektedir. Bunun hız kazanacağı söylenebilir. Eğer Rusya daha da aģırı bir teslimiyete girmezse ki, geliģmeler tersini

11 gösteriyor, eski komünistlerin parlâmentoda sağladıkları üstünlüğü devlet baģkanlığında da gösterecekleri beklenmektedir. Çin, zaten eksiklikleri ne olursa olsun eski sosyalizmde ısrar ediyor. Ve Afganistan olsun, Hindistan olsun, Vietnam olsun, bunlar doğal olarak Asya ittifakı içinde yer alacak ülkeler konumundadır. Ortadoğu ise, adeta Asya nın öncü savaģ kolu durumuna gelmiģtir. Afrika nın da doğal olarak bu bloğun yedeğinde yer alması, yine Latin Amerika nın da bu yoksul ülkeler serisinde bunda yer alması, en azından tarafsızlık düzeyinin geliģmesi iģten bile değildir. Kuzey-Güney çeliģkisi diye tabir edilen durum da bununla bağlantılıdır. Ama esas olarak savaģ kolu Ortadoğu dur. Güçler bir kez daha burada sınanacaktır. Bütün yetersizliğine veya tutucu diye gösterilen yanlarına rağmen, Ġran devrimi mutlaka emperyalizm açısından dize getirilmesi gereken bir devrimdir ki, bu da kolay kolay olmayacaktır. Ġsrail e karģı yine Arap direniģi de, ne kadar da bir uzlaģma sürecine girse -ki bu uzlaģma süreci bile baģlı baģına büyük bir mücadele dönemi olacaktır- sürecektir. Hele Ġsrail, Türkiye nin hem bölge, hem Orta Asya ya doğru taģan stratejik ittifakı tüm bölge halklarını daha da pür dikkat kesilmeye itmiģtir. Ve böyle kar- Ģılıklı iki strateji, günlük olarak sıcak savaģım cephelerinde vuruģtuğu gibi, bir çok diplomatik, siyasal, ekonomik alanda da dövüģmektedir. ĠĢte böylesine bir dünya bloklaģması, kamplaģması çerçevesinde PKK de, eskiden olduğu gibi sadece ideolojik ve çok cılız bir politik etkiye sahip olmakla kalmıyor, stratejik ve güncel taktik bir kuvvet olarak bloklaģmadaki yerini alıyor, hatta bu NATO stratejisine karģı Asya nın ve Ortadoğu nun, giderek geliģmesi kaçınılmaz olan stratejisinde temel bir halka rolünü oynamak, devrim halkası rolünü, özellikle sosyalizm halkasının güçlü, iddialı temsilcisi olarak yer almaktadır. Kürdistan Devrimi de bunun en canlı, üretken toprağı olmalıdır. Bu anlamda; Kürdistan toprakları devrimin -bu insanın Ģafak vaktinde oynadığı role benzer- bir rolünü oynamaya doğru hızla çevrilmektedir. Ona doğru yol almaktadır. Hiç Ģüphesiz PKK nin ideolojik dağarcığında geliģmeler öngörülmekte, ama kendi dıģındaki Ġran-Irak savaģı, Körfez savaģı, Arap-Ġsrail çeliģkisi, giderek Balkanlardaki, Kafkaslardaki ulusal boğazlaģmalar bu süreci hızlandırmıģtır, etkilemiģtir ve yanıltıcı taktik yaklaģımlarla da iddialı bir çözüm aģamasına gelmiģtir. Yapılması gereken çok iģ vardır. ġüphesiz en önemlisi günlük taktik iģlerdir. PKK stratejisinde bir geliģme var ve devam edecektir. Pek stratejik sorunları yoktur. Stratejide doğal müttefikler yakalanmıģtır ve daha bilinçli halkalarla korunacaktır. Günlük taktikler yine daha büyük bir önlemle geliģtirilmek durumunda. Güney Kürdistan daki devrimci savaģ taktikleri önemle inģa edil- PKK LĠLEġME HĠÇ ġüphesġz SOSYALLEġMEDĠR, SĠYASALLAġMADIR, ASKERLEġMEDĠR. AYNI ZAMANDA YENĠ ĠNSAN YARATMADIR.

12 mek zorunda. Bu konuda yaģanan sığlıklar, darlıklar ve yerine getirilmeyen görevler hızla görülmek durumunda ve taktik yaratıcılık Güney devriminde, halkın da ve giderek Irak ı bile etkileyecek bir aģamaya, yeni bir düzeye kavuģmakla yüz yüzedir. En can alıcı bir taktik süreç Ģimdi burada yaģanmakta ve öngörülü biçimde son yıllarda yoğunlaģtırdığımız çabalar Güney devrimindeki ısrarın hiç de boģuna olmadığını hem uluslararası, hem ulusal düzeyde büyük bir anlam ifade ettiğini artık günümüzde de herkese göstermiģtir. Burada hem askeri, hem siyasi, hem ekonomik olarak yerine getirilmesi gereken önemli güncel görevler vardır. PKK nin bunları sağlam bir askeri üsse dönüģtürmesi çok önemli ve amansız bir biçimde gerekleri yerine getirilmelidir. Güney halkının bir siyasi geliģmeye, diğer adıyla demokratik bir federasyonlaģmaya doğru evrim göstermesi gerekiyor. O yönlü görevleri de amansız bir biçimde yerine getirilmelidir. Güney halkı ile doğru iletiģim, doğru cephe, doğru mücadele taktikleri günlük olarak son derece örgütlü, dayanıģmalı bir biçimde somut duruma uygun olarak yerine getirilmelidir. Çok yoğun ekonomik sorunlar var. Devrimle birlikte ekonomik sorunların da, savaģ ekonomisinin doğru örgütlendirilerek yerine getirilmesi büyük önem taģımaktadır. Özellikle TC faģizminin Çekiç Gücü de arkasına alarak oynamak istediği olumsuz role tamamen son vermek durumuyla yüz yüzeyiz. Çekiç Güç, yani NATO gücü bazen önemli oranda boģa çıkarıldığı gibi, tam bir yenilgiye dönüģtürmek de önemli bir görev olarak karģımızdadır. Ve bu fırsatı da sonuna kadar değerlendirmek gerekiyor. ĠĢbirlikçi kalıntıların geleneksel yaklaģımları zayıflatılmıģtır. Onu bu çerçevede daha da takviye etmek iģten bile değildir. Bu Güney devrimi, Ortadoğu ittifaklaģmasında çok önemli bir yere sahiptir. Ortadoğu da hem Ġran la, hem Arap ülkeleriyle Kürt ittifakının çarpıcı bir biçimde zemin bulacağı yerdir. Gerek Irak ın demokratikleģtirilmesinde halkların eģit ve özgürlüğe yakın yeni ittifakında, gerek bunun hızla Ġran üzeri ve diğer Arap ülkeleri üzerindeki olumlu etkilenmesi de artık imkan dahiline girmiģtir. Ama hiç Ģüphesiz en önemli yanı da, Kuzey devrimine yapacağı büyük etkidir. Buranın devrimin üssü olması, an be an etkilerini Kuzey e taģıracak, hem askeri, hem siyasi olarak büyük geliģmelere zorlayacaktır. Zaten daha Ģimdiden oynanan bu rol, önümüzdeki kısa zaman süreci içinde ya hızla ilerletilecektir, ya da faģist TC savaģı, mutlaka sonuç almak isteyecektir. Arkasında emperyalizmi bulduğu gibi, biz de arkamızda her zamankinden daha fazla, demin söylediğimiz Asya ittifakı kadar bölgesel ittifakı da bulabiliriz. Ve ilk defa böyle kapsamlı bir hal alma söz konusudur. Bu savaģımda yine geleneksel iģbirlikçilerin TC den kopu- Ģu ve bölgesel ittifaka bağlanıģı hız kazanacaktır. Bu da önemli bir geliģmedir. Tüm bunların böyle hızlı yaģandığı bu süreçte Kuzey devriminin alacağı büyük mesafeyi görmek, özellikle onun gerilla aģamasını sağlıklı değerlendirmek, gereklerini yerine getirmek büyük önem taģımaktadır. Halkın siyasal geli- Ģimini, birliğini, cephesini geliģtirmek çok çarpıcı bir görevdir ve sıcak ortam-

13 da bunu örgütlemek büyük önem taģımaktadır. En önemlisi de, Türkiye ye devrimi taģırmak büyük bir imkan haline gelmiģtir. Türkiye halkının da artık devrimsiz yaģayamayacağı bir döneme girilmiģtir. Hiç bir dönem, Türk egemen sınıfları bu kadar bunalım içinde olmadıkları gibi, Türk halkının da artık sorunlarının çözümünü devrimde aramak zorunda olacağı ortaya çıkmıģtır. Son stratejik ittifakın da, yani Batı ya en bağımlı Ġsrail e teslim olmanın da bu Türk egemen bloğunu kurtaramayacağı, giderek daha iyi anlaģılmaktadır. Mevcut yaģanan hükümet krizi, devlet bunalımı da bununla yakından bağlantılıdır. Devrimi Türkiye ye taģırmak, artık artan imkanlara sahip olduğu gibi, Kürdistan Devrimi nin zaferinin kesinleģtirilmesi buna bağlıdır. Güney de alacağı, yararlanacağı zemini almıģtır, alanı tutmuģtur. Görevleri baģarıyla burası yerine getirebilir. Kuzey Kürdistan da da, yine gerilla sağlam bir devrim zemini yakalamıģtır, bunu da geliģtirebilir. GeliĢtirmesi için imkanlar fazlasıyla vardır, ama bir Türkiye ye de ta- Ģırılsa inanıyoruz ki, bu tüm Kürdistan da, diğer parçalarda devrimin zaferini kesinleģtireceği gibi; Türkiye yi de giderek zafere giden bir devrim yoluna sokacaktır. Böylesine stratejik bir öneme doğru tekrar evrimlenmektedir. Türkiye deki sosyal mücadele; ya bu rolünü layıkıyla yerine getirecek, sosyal kurtuluģu sağlayacaktır, ya da artan bunalım altında bu emekçilerin, iģçi sınıfının, memurların, yoksul köylünün nefes alamaz durumu daha da yaģanılmaz bir hal alacaktır. Kısaca, Türkiye ortamında da ya devrim, ya sosyalizm, ya demokrasi, ya da faģizmin artık maymunlaģtırdığı bir topluma katlanmak zorunda kalınacaktır. Görüyoruz ki, bu, emekçilerin uluslararası mücadele ve dayanıģma gününde bir kez daha gerek tüm insanlık açısından, gerekse bölgemizdeki halklar ve en önemlisi de Kürdistan daki devrim önemli geliģmelerle, sorun ve çözüm yollarıyla karģı karģıyadır. PKK bu anlamda çok ağır sorunları da yaģasa, esasta çözümü ifade etmektedir. Hiç kimse PKK yi kendi bireysel, basit heveslerini konuģturacağı bir parti olarak değil; insanlık çözümü, halklar çözümü ve yine çok aranılan, en BU ISRARLI SOSYALĠST ĠNSANI YARATMA SAVAġIMINI BĠZ SÜRDÜRMESEYDĠK, BIRAKALIM BU SAVAġI BU AġAMAYA GETĠRMEK, DAHA ĠLK GÜNLERĠNDE ÇAKILIP KALMASI ĠġTEN BĠLE DEĞĠLDĠ. HELE HELE SOVYET DENEYĠMĠ GĠBĠ YETMĠġ YILI YAġADIKTAN SONRA BĠLE ÇÖZÜLMESĠ, BU KADAR GELĠġMĠġLĠĞĠNE RAĞMEN BĠZĠM EN GERĠ TOPLUMSAL KOġULLARIMIZA DAYANAN DEVRĠMĠMĠZĠN ÇÖZÜLMEMESĠ ĠġTEN BĠLE DEĞĠLDĠR. dipte olan Kürt sorununda kendini bir çözüm olarak değerlendirmelidir. Son yıllarda partileģme içinde yaģadığımız normal sosyal, siyasal savaģımda demeyeceğimiz yoğunlukta bir büyük insanı yeniden yaratma çabası söz konusudur. Hiç Ģüphesiz eski toplumsal etkilerle, çok geri siyasal düzeyde savaģılarak bu sağlanıyor ama, aynı zamanda yeni, yaratıcı özellikler de bu arada ediniliyor.

14 PKK lileģme hiç Ģüphesiz sosyalleģmedir, siyasallaģmadır, askerleģmedir. Aynı zamanda yeni insan yaratmadır. Özellikle kendi içinde yeni dönem insanını, sosyalist insanı yaratma, PKK nin en temel ideolojik görevi olarak karģımıza çıkmaktadır. Zaten reelsosyalizmin de baģaramadığı, kendi partisi içinde yeni insanı yaratma iģini bir görev olarak göz önüne getirmemesi, genel bazı belirlemeleriyle yetinmesi, bu sosyalist insanı, sosyalizmin kuruluģundan sonrasına bırakmasıydı. Bize göre, PKK deneyimine göre sosyalist insan ilk günde yetiģtirilmek zorundadır. Kendi içinde sosyalist insanı yetiģtiremeyen bir parti asla sosyalizmin kuruluģuna gidemeyeceği gibi, sosyalizm sonrası sosyalist insan değil, bir baģ belası, kapitalist insandan daha tehlikeli bir insan tipi ortaya çıkar ki, reel-sosyalizmin de kanıtladığı budur. Demek ki, sosyalist parti, bırakalım savaģ sonrasında, sosyalizmin sözde zaferinden sonrasına, daha onun ilk grup döneminde bile baģarması gereken iģi, sosyalist insanı, öncüyü yaratmasıdır. Onun varlığını öncelikli kılmasıdır. Bir sosyalist parti, sosyalist olmayan insanların eline terk edilirse, o parti belki de faģist partisinden daha tehlikeli olur. Nitekim bunun da belirtileri reel-sosyalist partilerde ortaya çıkmıģtır. Çünkü, sosyalist partilerde sosyalistleģmeyen üye, birey eski toplumda olduğu kadar, yozlaģtırıcı, kapitalist saldırıya karģı da orta yolda duramaz. Belli bir süre orta yolu dener, ama parti içinde hızla gerek eskinin, gerek yeni kuģatan sistemin objektif ajanı olur ki, kendi baģına en büyük yıkıcı, gerici, komplocu tehlikesi, onun temsilcisi olacaktır. Ki PKK nin mücadelesi bu gerçeği de çarpıcı, en açık ortaya çıkarma zenginliğine sahiptir. ġimdi her zamankinden daha iyi anlamalıyız ki, PKK içinde yürütülen sınıf savaģımının da çok ötesinde, hatta salt sosyal, siyasal da değil, temel bir insan savaģımıdır. Ondaki ısrarınız, baģarınızın da kesin teminatıdır. Kendi deneyimlerimize dayanarak söylüyorum. Bu ısrarlı sosyalist insanı yaratma savaģımını biz sürdürmeseydik, bırakalım bu savaģı bu aģamaya getirmek, daha ilk günlerinde çakılıp kalması iģten bile değildi. Hele hele Sovyet deneyimi gibi yetmiģ yılı yaģadıktan sonra bile çözülmesi, bu kadar geliģmiģliğine rağmen bizim en geri toplumsal koģullarımıza dayanan devrimimizin çözülmemesi iģten bile değildir. Peki ne önledi bunu? Bunu, sosyalist insan kavgamızı Ģiddetlendirmemiz önledi. Bu yönlü doğru bir mücadele anlayıģı, savaģı yine ustaca parti içinde veriģimiz, reel sosyalist bir çözülmeyi PKK de sadece önlemekle kalmadı, PKK nin aģama yapmasına, önemli bir sıçrama yapmasına yol açtı. Bu herhalde doğru ve çok öncelikli yerine getirilmesi gereken bir görevdir. Sosyalist bir partinin ilk iģi, öncülüğünü kesin sosyalist üyelerle sağlama almasıdır. Bunu sonraya bırakan, kendi içindeki bireyi çözmeyen, dolayısıyla sosyalistleģtiremeyen bir çaba, her an yenilmeye ve hatta çok tehlikeli bir saplantı haline gelmeye açıktır. Diğer bütün dönem partilerinin yaģadığı, dolayısıyla çözüldüğü nokta da budur. Onlar, sosyalist insanı yaratma mücadelesini ya göz ardı ettiler, ya genel doğrularla devrim sonrasına bıraktılar veya ekonomik tatmin gibi böyle bazı ayrıcalıklar-tavizler ve-

15 rerek, iģin içinden sıyrılmak istediler. Sonuç bir felakettir. Eminiz ki, Sovyet partisinde bir kaç tane sosyalist insan olsaydı; sosyalist demokrasiyi, sosyalist morali, sosyalist tüm görevleri esas alsalardı, bu parti böyle yozlaģmazdı ve devlet de böyle tehlikeli bir araç olarak baģa bela olmazdı ve toplum da böyle çürümezdi. Demek ki, bu, halen büyük bir öneme sahiptir. Öncünün günlük olarak sosyalistleģmesi ve tarihi bir örnek verilirse; Ġslam tarihinde, özellikle Ortadoğu halklar mücadelesinde, bir bütün olarak, hatta insanlık mücadelesinde eğer etkileri bugün çok daha kalıcı olan dinler ve o dinlerin mücahitleri anılıyorsa, evliyalarından bahsediliyorsa, derviģane yaģamlarının yüceliği bir anlam ifade ediyorsa, onun nedeni; o ideolojilerinin kendi insanlarını yaratmaları için sınırsız bir mücadeleyi, inceliği, hassasiyeti göstermelerinden kaynaklanıyor. Kırk yıllık çilelerden bahsettik. Ġran da Ayetullahlar deneyimi vardır. Evliya menkıbeleri çok anlatılır. Bunların biricik anlamı Ģudur; o devrimlerin ideolojileri, kendi insanlarını ısrarla yaratma iģine devam ettikleri, bundan bir çok ocak-tarikat, mezhep oluģturdukları için bugüne kadar etkisini taģımıģlardır. Sosyalizmde bunun daha fazla yapılması gerektiği ortadadır. Yalnız iģte, ekonomiyi inģa ettik, iģte devleti de kurduk demekle sosyalizm kurulmadığı gibi, özellikle onun Ayetullahları, onun günlük savaģım içindeki ideologları, manevi önderleri, ideolojik önderleri, izlerini tümüyle görecek, değerlendirecek, tedbirini alacak etkinlikte olmasa da, sosyalist devrimin kaba materyalist yorumu, iģte neredeyse kapitalizmle, faģizmle özdeģleģilecek yorumlara kadar götürebilir. Bunda, esas suçlu aranacaksa, o da demek ki; sosyalizmin ideolojik öncülüğünü, onun öncü bireylerdeki hakimiyetini sonuna kadar götürememiģ olmasından kaynaklanıyor. PKK de böylesine bir geliģmeyi yaģadığımızı görüyoruz. Bizim özellikle Önderlik olarak halen tutkuyla, zevkle yürütmekte, en ufacık bir yorulma veya yeterlidir gibi bir endiģe içerisine girmediğimiz bir çabadır bu. ġimdi daha iyi görüyoruz ki, savaģ ne kadar Ģiddetlenirse Ģiddetlensin, taktik görevler günlük olarak ne kadar artarsa artsın ve hatta bazıları fantezi gibi dar savaģ görevleriyle, dar yaģam endiģeleriyle hareket ederlerse etsinler, Ģunu çok iyi bilmeliyiz ki; tüm bunlara çözüm, sosyalist militan kiģiliği amansız bir günlük savaģımla yaratmak, yetkinleģtirmek her tehlikeye karģı panzehir olarak onu hazırlatmak ve bunu giderek süreklileģtirmek, en önemli bir PKK ispatı oluyor. Bu sağlandığı oranda çok iyi görmekteyiz ki, PKK politik olarak büyük geliģme gösteriyor. Hatta askeri taktikleri de hayli dikkate değer bir geliģme, en azından kolay yenilmez bir geliģmeyi sağlayabileceğini gösteriyor. PKK de politik geliģme vardır. Politik geliģmeyi kendi halkı içinde yürüttüğü gibi, bölgesel halklarla, devletlerle geliģtiriyor. Ve hatta Avrupa yı, bilmem Amerika yı bile etkiliyor. Sosyalistle- Ģen PKK, aynı zamanda politik etkisinin de çok geliģtiği PKK olduğu anlaģılıyor. Bugün Kürdistan halkının çok geri, hiç kimsenin Ģans vermediği bir konumdan politik bir halk konumuna gelmesi, önemli bir geliģimdir. Her ne

16 kadar örgütsüzse de, tam cepheleģmemiģse de, çok önemli bir politik güç haline geldiği tartıģma götürmezdir. Kürt halkı en devrimci politik halklardan birisidir. ġimdi bunu daha iyi, daha sıkı örgütlemek, daha cepheleģtirmek görev olarak önümüzde durmaktadır. DıĢ Kürtleri, iç Kürtleri, tüm parçalardaki Kürtleri uygun politik taktiklerle örgütlenmelere çekmek, yine politik mücadele biçimlerini eksik etmemek bu politikleģmemeyi daha da hızlandıracaktır. Ve yenilmez bir politik halk haline getirecektir. Parti öncülüğü, sonuna kadar bunun yolunu açmıģ, imkanlarını, mevzilerini yaratmıģ, kullanılması da artık yine halk önderlerine, onların politik tarzlarına bağlıdır. Bunun için yeterince nicelik de, nitelik de, kadro da her tarafta vardır. Yeter ki doğru bir önderlik anlayıģıyla politik görevlerini, cephe görevlerini layıkıyla yerine getirsinler. Hiç kimse artık Ģunu diyemez; PKK nin politik öncülüğünde imkanlar dardır. Hayır! Hiçbir devrim partisine nasip olmayacak kadar politik mevziler, içte ve dıģta, legal ve illegal her PKK militanının önündedir. Yeter ki kıymetini bilsin, yeter ki saygıyla gerçek değerini takdir ederek, asgari düzeyde de olsa gereklerini yerine getirsinler. Bunun sıradan görevlerinin yerine getirilmesinin bile, nasıl çarpıcı bir baģarıya yol açacağını, Ģu anda yaģanan politik savaģımda iyi anlamaktayız. Serihıldandan özellikle iyi bilmekteyiz. En devrimci bir halk olma gerçeğimizi, dost, düģman, herkesin kabul ettiği gibi kullanacağız. Bunun için gerekli ölçüleri, özellikle kendine özgü eğitimi, örgütlenmeyi, üslubu tutturarak uygulayacağız. ĠĢin inceliklerine dikkat ederek, bu silahın etkili ve baģarılı kullanılmasını sağlayacağız. Bunun yanında, PKK öncülüğünde bir sosyal yaģam, nasıl yaģamalı? sorusuna cevabı geliģtirmemiz söz konusudur. Hiç Ģüphesiz her devrim bir nasıl yaşamalı? sorusuna cevaptır. Ama Kürt sosyal yaģamındaki akıl almaz yaģamdan düģmüģlük, yaģamın kördüğüm haline getiriliģi, daha özlü bir biçimde nasıl yaşamalı? sorusunu çözmeyi, ayrıģtırmayı ve etkin cevaplar vermeyi gerektirmektedir. En az nasıl yaşamalı? kadar, nasıl savaģmalı? sorusu da günden güne önem kazanmaktadır. Ve hatta Ģuna ulaģtık ki; nasıl savaşmalı ya daha etkin cevaplar verebilmek için, nasıl savaģım? sorusuna cevap vermemiz gerekiyor. Nasıl yaşamalı yı bilmeyenlerin, nasıl savaşım a da fazla etkili cevapları olamayacağı açığa çıkmıģ bulunuyor. Lime lime olmuģ, çaptan düģmüģ, belki de delice, belki de çok kölece ve haince bir yaģamı iliklerine kadar benimsemiģ bir halk, sosyal gerçekliğinde bunu çözmeden, parçalamadan ve yerine nasıl yaşamalı? sorusuna etkili

17 cevaplar vermeden, kimsenin sağlıklı politik, askeri savaģı yürütemeyeceği ortaya çıkmıģtır. Böylesine kendi baģına bela olmuģ, okla merteği karıģtıran, adeta yaģamı baģı üzerine dik değil, bilmem neresi üzerinde yürütmeye çalı- Ģan, ayakları havada, yaģamın hayalinin bile yanından geçmeyen insanlarla etkili bir savaģ yürütülemez. YaĢama daha saygısını bile geliģtirmemiģ, kendine bile saygıyı elde edememiģ olanların, iyi bir gerillacı olmak Ģurada kalsın, yine siyasetin ABC sinden bile sonuç çıkarması dü- Ģünülemez. Dolayısıyla, bizim sosyal yaģamı çözmemiz, sosyal yaģamın kördüğümlerini çözmemiz, özellikle ailesel düzeyde çok kalıtımsal bir hal almıģ, neredeyse fosilleģmiģ, çoktan yaģam olmaktan çıkmıģ, gelenek bile diyemeyeceğimiz, artık yaģamın dıģına çıkmıģ iliģki biçimlerini; tutuculuktan da öteye, hep çürüten, delirten, sosyal gerçekliği, aile gerçekliğini, özellikle kadın-aile gerçekliğini, büyük düģüģü, büyük çirkinliği kırıp dökmeden, parçalamadan, çözmeden, ruhlarda bir büyümeye, dolayısıyla bu düģüncede bir tahrike yol açmamız düģünülemez. Nitekim PKK öncülüğünde attığımız bu son dönem adımlarının ne kadar isabetli olduğu, sorunu çözmede çok temel bir noktada yakaladığımızı, önemli geliģmeleri artık silahla da sağlayabileceğimiz, örnek evrensel yanı ağır basan bir biçimde görmekteyiz. Buna bir kültür devrimi de denilebilir. Veya devrimin sosyal yönünü de açığa çıkarıp, önceden çözme, bir örnek model temelinde de olsa gerçekleģtirilmesi olarak da adlandırılabilir. Ama mutlaka yapılması gereken bir görev olduğunu, bunu devrim sonrasına bırakamayacağımız, hatta devrimi bile sonrasına bırakamayacağımız, hatta devrimi bile geliģtirmek istiyorsak, bu sosyal devrimi parti içinde, kültür devrimini parti içinde geliģtirmemiz gerektiğini bugün çok açık bir biçimde görmekteyiz. Ve hatta bu konuda sağlanan derinlik, daha sonraki sosyal devrimin derinliği olarak, bir ölçü olarak değerlendirilmek zorundadır. Sosyal iliģki düzeyini, hem olumsuzlukları çözme açısından, hem de yenilikleri yaratma ve benimsetme anlamında sağlandığı oranda geleceğin sosyal devriminin krokisi ve bunda ısrar sosyal devrimin de daha eģitçe, özgürce geliģmesini ve bu anlamda da tabii sosyalist toplumun sağlam esaslara bağlanmasının en temel bir garantisinin bu olduğunu ortaya koyacağız. ĠĢte bu yönlü çalıģmaların PKK de, diğer hiçbir sosyalist partide görülmediği bir biçimde bir geliģmeye uğratıldı. Toplumun en temel hücresi olarak aile çözümlemesi çarpıcı bir biçimde geliģtirildi. Politika ve askeri yaģamla bağlantısı kadar, yine moralle olan yönü açığa kavuģturuldu. Ailenin öyle sıradan bir sosyal grup olarak değerlendirilmeyeceği, siyaseti boğan, hatta yaģamı boğan bir kurum olduğu ortaya çıkarıldı Yine, en temel iliģki olarak aile içindeki kadınerkek, yine çocuk, ana-baba iliģkilerinin, hatta bizde daha da yaygın olan klan-kabile, aģiret iliģkilerinin doğru çözümlenmemesi halinde hiçbir ilerlemenin sağlanamayacağı; yürütülen savaģımın bir ilkel isyancılar savaģımı, yine yürütülen politikanın da bir iģbirlikçi politikayı aģamayacağını ortaya çıkardı.

18 En önemlisi de, parti içinde ya- Ģanılan ağır bir bunalım vardı. Neydi bu bunalım? Doğru savaģıma yaklaģamama, doğru politikaya yaklaģamamaktan ötürü, iģte yüzeysel kaldım, dar kaldım, keyfi kaldım diye müthiģ bir olumsuzluk, protestoculuk, tasfiyecilik baģ gösterdi. Bunun aģılma yolunun aslında sosyal çözümlemelerden, kiģilik çözümlemelerinden geçtiği açığa çıktı. Ve onun daha da çözülmesiyle birlikte gördük ki; içteki zincirler, ruhlardaki, beyinlerdeki tutsaklık zincirleri parçalanmadan bu tıkanmıģ, oldukça bunalımlı, kendini bile yaģamaktan aciz, bireysel tiple bırak devrim yapmayı, devrimin baģına büyük bela olmasını bile önleyemeyiz. Her dönemde bunalımlar hiziplere yol açar; biz de hizip olma gücü de olmadığı için, her devrimde parçalanmaya yol açar; bizde de parçalama gücü olmadığı için, yine her devlette dağılmaya yol açar; böyle bir devlet de olmadığımız için bizde daha da ince bir verem, bir kanser mikrobu gibi kemirmeye baģlar. Yani geliģmiģ bir hastalık olamıyorlar. Bunu çok primitiv, çok ilkel bir hatalık biçiminde bünyeyi kemiriyorlar. Ve böylece de beklenmedik bir parti içi protestoculuk, parti içi nemelazımcılık, bilgisizlik, bu nedenle yine çok anlamsız kayıplara yol açma. En basit görevlere bile saygılı yaklaģamama hastalığı kendini gösterdi. Hepsi bu tip nedeniyledir. ÇözememiĢ, kendini netleģtirememiģ kiģilikler nedeniyledir. Onu büyük bir ameliyata yatırdık. Son yıllardaki çabamız bu çözümlemeyi geliģtirdi ve sonuçta kiģiliğin yaģayabileceği, Ģamanın yolunun nereden geçtiği, temel iliģkilerin nasıl geliģim göstereceği; duygu boyutu, örgüt boyutu, siyasi boyutu nasıl iç içe olduğu ortaya çıktı. Çarpık, yine hiç ciddi bir siyasi boyutu olmayan duyguların, iliģkilerin neye, kime hizmet ettiği, savaģımı nasıl lediği, özellikle kadın-erkek, aile ormındaki, yine iliģkilerin doğru bir çözümlemeye kavuģturulamaması halinde parti içinde büyük bir soruna yol açacağı, zaten toplumun da yaģanamaz durumunun, partiyi de yaģanamaz bir hale getireceği ortaya çıkarıldı. Çözüm olarak kadın ordulaģması kavrandı ve uygulanmasında geliģme görüldü. Ġntiharvari devrime koģmaktan ibaret anlayıģlar yerine, devrimin, ya- Ģamın diriltici tek kaldıracı olduğu, nasıl yaşamalı? sorusunun cevabı için devrimin esas alındığı, dolayısıyla bu anlayıģın geliģmesiyle birlikte hızlı ölüme koģma değil, çarpıcı bir özgün yaģama koģmanın esas alınması gerektiği ve bunun da savaģma yetenekleri, bunun da örgüt ve günlük olarak taktiğe hakim olmanın özellikleriyle bağlantılı olduğu, savaģta baģaranın yaģamda ba- Ģaracağı açığa çıktı. Yine, yaģamın, özellikle onun moralini, baģarısını kendisinde gerçekleģtiremeyenin savaģta da baģarı sağlamayacağı ortaya konuldu. Ve böylesine çok kapsamlı bir kültür devrimini de PKK nin bu son yıllardaki geliģmesine sığdırabildik. Bunun da en önemli bir geliģme olduğunu, sanıyorum Ģimdi PKK içinde ulusal devrim düzeyinde değil, uluslararası alanda da etkisi gittikçe hissedilen bir geliģme olarak değerlendirilmekte ve sonuç çıkarılmaktadır. Parti Önderliği

19 ġehitlik Günü, Kavranması ve Gereklerinin Yerine Getirilmesi En Zor Olan Bir Kavramdır 18 Mayıs ı Ģehitler günü olarak anıyoruz. Ġlk büyük Ģehidimiz Haki KARER ve ardından Dörtler, daha sonra yüzlercesinin bugüne yakıģtırdıkları kahramanca direniģ, parti tarihimizde anlamlı bir gün olarak yerini almıģtır. ġehitlik günü, kavranması ve gereklerinin yerine getirilmesi en zor olan bir kavramdır. ġehidi anlamak, Ģehide hakkını vermek, Ģehidin vasiyetine göre yaģamak bir devrimcinin en temel ve baģta ele alması gereken görev ve sorumluluk olduğu gibi; bunu egemen kılmak, onun savaģımını kesin vermek, bağlılığın en vazgeçilmez bir gereğidir. Halen hatırımdadır, Haki KARER anısına nasıl karģılık verebiliriz? dediğimde, Kemal PĠR, bir polise saldıralım, intikamını öyle alırız demiģti. Hiç de gözümü tutmamıģtı. Tamam o katili bir gün yakalarız, provokatörün cezasını veririz, bu olur, fakat, bunun da anıyı kurtaramayacağını çok iyi gördük ve uzun süre düģündükten sonra, aynı yıl, bugünkü parti program tasarısını bu mahallede -Ģehit düģtüğü mahallede- kaleme aldık ve sanıyorum kendimize göre anıya bir karģılık vermenin en uygun biçimi budur dedik. O, bizi basit bir gençlik grubundan partileģmeye karar veren bir grup durumuna taģırdı. Demek ki, partileģmede Ģehidi ve ilk Ģehidi anlamak, gerekeni yapmak çok önemli bir rol sahibi olmaktır ve tarih bu partileģme çabamızı da denilebilir ki, bir yılbaģı gibi anlam kazandırdı. Ulusal tarihin en temel bir kilometre taģı olarak yerini buldu. ġehidin anısında ısrar, gerekeni yapmak, daha sonraki bütün Ģehitleri bağladığı gibi, yaģayanlara da kesin ya-

20 Ģam çizgisi haline getirildi ve bu eģittir savaģ çizgisi. Halk savaģı çizgisine kadar da taģırıldı. ġehitlere böyle bağlanmasını bilmeyenler, kesinlikle saygısız oldukları gibi, onlar asla saygıdeğer ki- Ģilikler haline gelemezler. ġehide, Ģehidine hakkını vermeyenler, onların anısını esas alıp ya- Ģamını düzenlemeyenler, parti gerçeğimizin de sağlıklı bir militanı haline gelemezler. DüĢünün ki, bizim bir Ģehit için yaptığımızı, sizlerin yanı baģında, hatta sorumluluğunuz altında binlercesinin yaģandığını düģünürseniz ve anılarına tek tek sağlam bir karģılık vermediğinizi göz önüne getirirseniz, kendi kiģiliksizliğinizi ve partileģmeyen kiģiliğinizin bir önemli nedenini daha bilince çıkarmıģ olursunuz. ġehide hakkını verseydiniz eminim ki, Ģu andaki değerlendirmeleri yapmazdınız. Oldukça parti PKK ġehġtlerġ BELKĠ DE ĠNSANLIĞIN EN KÖKLÜ ġehġtlerġ OLARAK DA DÜġÜNÜLMEYE DEĞERDĠR. EN TEMEL BĠR HATANIZ, ġehġdġn ANLAMINI PKK GERÇEĞĠNDE HAKKIYLA BĠLĠNCE ÇIKARMAMA, GURURUNUZA SĠNDĠREMEMENĠZDĠR kiģiliğine uymayan, saygısını esas almayan bu yaklaģımları sürdürmezdiniz. Bu kadar Ģehidi yüreğine sığdıranlar, kesinlikle bu kadar yetersizlikleri sergileyemezler. PKK Ģehitleri belki de insanlığın en köklü Ģehitleri olarak da dü- Ģünülmeye değerdir. En temel bir hatanız, Ģehidin anlamını PKK gerçeğinde hakkıyla bilince çıkarmama, gururunuza sindirememenizdir. Bir çok konuda olduğu gibi, bu konuda da kendinize göre bir tarz seçmiģsiniz. Eğer doğru alacaksanız, ciddi olarak kendinizi parti gerçeğinde adeta bıçağa yatırır gibi yatırmak ve sağlığa kavuģturmaktır. SavaĢ çizginizde yine bütün bu yetmezliklere neģter vurup, son vermek, ancak böylelikle Ģehitlere bağlı olmak mümkündür ve bu da kiģinin kazanım gücüdür. ġehitlerine saygıyı böyle anlamlaģtırmayanlar, ağzıyla kuģ da yakalasalar bu davada fazla anlam, değer ifade etmezler. Sayılarını hatırlamada güçlük çekiyorum. Ve hatta öyle değerli Ģehitler var ki, çoğunun adını bile bilmiyoruz. Ve belki de bazılarını bilemeyeceğiz. En önemlisi, her birisi için neredeyse bir kitap yazılması gereken Ģehitler, neredeyse hafızalardan silinip, gidecek. Buna bir çare bulmak gerekir. Bu çarenin de en baģta geleni, yenilmez bir parti ve onun savaģ çizgisi olduğu kadar, onun sağlam militan güvencesini kiģiliğimizde gerçekleģtirmektir. ġehitlerin huzurunda baģka tür eğilimin, huģu getirmenin ifadesi olamaz. Mutlak Ģehitleri doğru anlayıp bilmemiz gerekir. Benim en büyük endiģem, bu yaģadığınız yüzeysellik, yine saygıdan uzak, oldukça hafif, yani yaģam, mücadele yaklaģımlarınız Ģehidin anısına en büyük kötülüktür. PKK nin Ģehitler bilançosuna baktığımızda, hele onların çok yüce olan niteliklerini göz önüne getirdiğimizde, mevcut kiģiliklerle anlaģmamız, sizi bu temelde layık bir Ģehit vasiyetçisi olarak değerlendirmek çok zordur. En temel bir sorunumuz; bu kadar kapsam kazanan Ģehitlerimize layık olmayı güvence altına almaktır. Hatta ben kendi eylemimi çoğunlukla geliģtirirken, en

21 temel birincil amacımın Ģehit vasiyetini güvenceye almak olduğunu çok iyi biliyorum. Hareketimizin en önemli nedeni; Ģehidin anlamının, onun vasiyetinin boģa gitmemesi için, örgüt sürekliliğini, savaģ çizgisinin geliģimini, yenilmeyen partisini gerçekleģtirmektir. Niçin? Çünkü Ģehit anısı dayatıcı ve gereklerinin mutlak yerine getirilmeyi emreder. Bu Ģuur bende birincildir. Bütün Ģuurların önündedir. Hareketimi yönlendiren saik, etken diyorum. Çünkü bunu temel hareket ettiren etken olarak düģünemeyenlerin diğer değerlere saygıyla yakla- Ģacağını, sağlıklı ve gerçekçi anlam vereceğini fazla olasılıklı görmüyorum. Çünkü Ģehitler en temel değerdir. Acaba bu gücünüz var mı? ġehitler için ya- Ģamak, Ģehit için çalıģmak, Ģehit için baģarmak; buna gücünüz var mı? ġehit için ucuz ölmek, kesinlikle doğru olmadığı gibi, belki de büyük saygısızlıktır. ġehidin anısında ölmek değil, yaģamaktan, savaģmaktan ve mutlak baģarmaktan bahsetmek daha doğru olur. Her Ģehidin içinde bir eksiklik vardır. Anıya bağlı olan, Ģehidin vasiyetini esas alan, aslında birincil planda o eksikliği gidermeyle görevlidir. Benzer bütün Ģehitlere baktığımızda, Ģehide böyle bağlılık daha sonraki kahramanca yürüyüģlerin ve zaferlerin bu nedene dayandığını görebiliyorum. PKK nin Ģehitleri bu anlamda hem sayısal, hem de özelliksel olarak o kadar kapsamlıdırlar ki, belki de yaģam militanlarından daha fazladırlar, güçlüdürler, komutandırlar ve hatta kalanlar belki de onların silik bir gölgesi durumundadırlar. O halde silik bir gölge olmaktan çıkılmak isteniyorsa, Ģahadete götüren eksiklik neydi? Onu görmeli. Ben, Haki KARER in Ģahadetinde eksikliği hemen Ģöyle tespit ettim. Ki, Haki nin az çalıģmasından, amaç bağlılığından, onun eksikliğinden ileri gelmiyordu. Amaca -o koģullarda- ve çabaya hepimizden daha fazla bağlı ve katılan birisiydi. Ama objektif olarak eksiklik; örgüt yoktu; eksiklik, örgütün sürekliliği yoktu. Demek ki, benim bu Ģahadete yapabileceğim en büyük iyilik, hem örgütü yaratmak ve hem de onun sürekliliğini sağlamaktı. Haki, eylem yapmıģtı. Ġlk dönemlerde bazı faģist yönelimlerini ve düģman hedeflerini bombalamayı aklına koymuģtu ve bu da örgütün taktiğini sağlama almayı beraberinde getiriyordu. Dönem için yerine getirilmesi gereken bu görevleri esas aldık. ġehidin anısına karģılık verdik. Sonuç; çok önemli tarihi bir geliģme oldu. Agit için hatırlıyorum, Ģahadetindeki temel eksiklik, o Ģahadette olası gerçekleģebilecek noksanlık neydi? GerillalaĢamama tehlikesiydi. Benim, anı değerlendirmesinde yaptığım tespit; en az elliģer kiģilik gruplar halinde gerillayı Kürdistan dağlarında gezdirebilirsek, bu Ģehidin anısına en uygun karģılığı veririz dedik. Ve bir yıl geçmeden bu civarda gerillayı Kürdistan da harekete geçirdik. Dikkat edin, 1986 baharındaki Ģahadete, 1987 baharında bu kapsamda bir yürüyüģle karģılık verildi. Bunu kendim için en büyük bir vicdan borcu olarak bellemiģtim. GerçekleĢtirdiğimde de en önemli bir aģamayı sağladığımıza inanmıģtım. Ondan sonraki gerilla geliģmeleri, kesinlikle Agit in anısına amansız bağlılığın bir gereği olarak geliģtiğini düģünmelisiniz. O, çok önemli bir görevdi, çünkü gerilla erimek üzereydi.

22 Var olan gruplar her an dağılmakla kar- Ģı karģıyaydılar. Tüm gücümüzü ortaya koymasaydık, Agit in anısı da hızla hafızalardan silinebilirdi. Ama yüklendik, yıl yıl yüklendik sonuç; iģte gerillanın bu günkü düzeye gelmesidir. ġehidin anısına sağlam bir karģılık vermenin ne kadar tarihi bir adıma yol açtığını bir kez daha gördük. Mazlum, Kemal ve Hayriler in de anısına, iģte bugün yine andığımız Ferhat Kurtaylar ın anısına vereceğimiz karģılık; hareketimizin yine ülkeden kopukluğun önüne geçmek, hareketi Kürdistan la birleģtirmekti. Ve yurt dıģı çalıģmalarını bu anlamda olağanüstü bir çabayla ele aldık, yoğunlaģtırdık. Ve aynı yıl, 1982 nin sonlarından itibaren partiyi taģırdık ve Ģunu söylemiģtim; bu Ģehitlerin anısı, ölümle yaģam arasındaki köprüdür. Üzerinden geçiyoruz, yaģama yöneliyoruz dedik ve nitekim bunun da ne kadar tarihi bir dönüģ olduğunu ve çok kalıcı bir iz bıraktığına herkes Ģahittir. Dikkat edilirse, Önderlik gerçeğinde Ģehitlerin çok önemli bir yeri olduğu gibi, baģarıyı belirleyen en temel bir neden de, bu konuda anıya bağlılığın gerekleri olarak yapılan çalıģmalardır. Sizler bu temelde kendinize yönelirseniz, en temel bir eksikliğiniz; mutlaka sorumlu tutulmanız gereken Ģehitlere karģı üzerinize düģen somut görevleri yeterince idrak edememeyi ve MAZLUM, KEMAL VE HAYRĠLER ĠN DE ANISINA, ĠġTE BUGÜN YĠNE ANDIĞIMIZ FERHAT KURTAYLAR IN ANISINA VERECEĞĠMĠZ KARġILIK; HAREKETĠMĠZĠN YĠNE ÜLKEDEN KOPUKLUĞUN ÖNÜNE GEÇMEK, HAREKETĠ KÜRDĠSTAN LA BĠRLEġTĠRMEKTĠ. gereklerini yerine getirmemeyi esas aldınız. Hatta düģünün, bir çırpıda yürekten attığınız insanlar var, yanınızda gencecik insanlar Ģehit düģmüģler. Onların anısına karģılık vermeye gücünüz yok ve bu da sizin yenilginizdir. ġahadet çizgisinde muazzam bir aģınma var DüĢünün, ölüme gönderiyorsunuz, ama hiç vicdanınız bile sızlamıyor. En önemlisi, onların kutsal bir amacı var, ne yapılması gerektiğini kendinize sorun yapmıyorsunuz, sonuç; savaģ içinde değerlerin muazzam aģınması. Amaçtan uzaklaģma, çok çirkin kiģiliklerin saflarımızda boy vermesi. En önemli neden demek ki, Ģahadet çizgisine hakkıyla bağlı olmamaktan kaynaklanıyor. Bilmeniz gerekir ki, Ģehitlere yine bu temelde tüm yönleriyle anlam vermeli, en önemlisi de gereken anı çalıģması ve savaģımını vermeden siz kurtulamazsınız. Asla vicdan muhasebesini yapmazsanız, vicdanınızı aklayamazsınız. Tabii değerli bir parti militanı da olamayacağınız için, etkili bir baģarınız da olmayacaktır. O halde, bir kez daha sizlere, çok kabarık bir liste kadar, çok insani, ulusal, sınıfsal özellikleri olan bu Ģehitleri iliklerinize kadar tanımaya, anlamaya ve gereklerini; çalıģma gereklerini, savaģ gereklerini, baģarı gereklerini mutlaka yerine getirmeye çağırıyorum. Bu Ģehitler günü, bir kez daha mücadeleci yaģamınızda Ģehitlere mutlaka hakkını verme sözünü yerine getirebile-