ISTANBUL TICARET ODASI. KıRMıZı ET SANAYI SORUNLARı VE ÇÖZÜM ÖNERILERI. YAZARLAR Prof. Dr. YALÇIN YILDHUM Prof. Dr. MUSTAFA TAYYAR



Benzer belgeler
Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

KURUYEMİŞ SEKTÖR RAPORU

POMPA ve KOMPRESÖRLER

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013

Ekonomik Rapor ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

Bu duruma nasıl ve neden gelinmiştir?

AYDIN TİCARET BORSASI

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

ULUSAL TARIM KURULTAYI HAYVANSAL ÜRETĐMDE SORUNLAR ÇALIŞTAYI RAPORU

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

Almanya dan Bir Örnek WESER-EMS UNION

Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Karar. Bakanlar Kurulu Kararı -BKK. Tarih: 15 Nisan Salı. Resmi Gazete Sayısı: 26848

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

ÇUKUROVA'DA OKALİPTÜS YETİŞTİRİCİLİĞİ VE İDARE SÜRELERİNİN HESAPLANMASI

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

EV TEKSTİL SEKTÖRÜ 1. ÜRÜNÜN TANIMI: 2. TÜRKİYE DE ÜRETİM: 3. TÜRKİYE NİN DIŞ TİCARETİ:

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

d) Çiftçi kayıt sistemi: Bakanlık tarafından oluşturulan çiftçilerin kayıt altına alındığı tarımsal veri tabanını,

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

Hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

TEŞVİK SİSTEMİNDE TARIM YATIRIMLARI VE KONYA

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

DEMİR ÇELİK SEKTÖRÜ RAPORU (2012/2)

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ KINIK SONUÇ RAPORU

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

ELLE SÜT SAĞIM FAALİYETİNİN KADINLARIN HAYATINDAKİ YERİ ARAŞTIRMA SONUÇLARI ANALİZ RAPORU

Kırsal Kalkınmada Yönetişim. Şanlıurfa Örneği Ülker Şener-Evren Aydoğan

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

BÜRO YÖNETİMİ VE SEKRETERLİK ALANI HIZLI KLAVYE KULLANIMI (F KLAVYE) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Araştırma Notu 15/177

MEYVE SULARI. Hazırlayan Nilüfer YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

KİŞİSEL GELİŞİM VE EĞİTİM İŞ GÜVENLİĞİ VE İŞÇİ SAĞLIĞI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

Türkiye de Dış Ticaret ve Dış Ticaret Finansmanı: İhracattaki Düşüşte Finansman Sıkıntısı Ne Kadar Etkili?

İRAN ENERJI GÖRÜNÜMÜ

MEHMET AKİF ERSOY ÜNİVERSİTESİ STRATEJİK İŞBİRLİĞİ PROJE DANIŞMANLIK EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

YERLİ ÜRETİCİLER TARAFINDAN ÇİN HALK CUMHURİYETİ MENŞELİ PVC İTHALATINA YÖNELİK YAPILAN KORUNMA ÖNLEMİ BAŞVURUSUNUN GİZLİ OLMAYAN ÖZETİ

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

Koyun et, süt, yapağı, deri ve gübreleri ile insanlara ekonomik güç veren önemli bir hayvandır.

GALATA YATIRIM A.Ş. Halka Arz Fiyat Tespit Raporu DEĞERLENDİRME RAPORU SAN-EL MÜHENDİSLİK ELEKTRİK TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET A.Ş.

GİYİM ÜRETİM TEKNOLOJİSİ ÇOCUK DIŞ GİYSİLERİ DİKİMİ (CEKET- MONT- MANTO) MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

MEGEP (MESLEKİ EĞİTİM VE ÖĞRETİM SİSTEMİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ PROJESİ)

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

3201 Debagatte Kullanılan Bitkisel Menşeli Hülasalar Ve Türevleri Debagatte Kullanılan Sentetik Organik, Anorganik Maddeler Müstahzarlar

SİRKÜLER 2009 / İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ

TESİSAT TEKNOLOJİSİ VE İKLİMLENDİRME ÇELİK BORU TESİSATÇISI MODÜLER PROGRAMI (YETERLİĞE DAYALI)

GTİP DEMIR/CELIKTEN UC UCA KAYNAK YAPILACAK BAGLANTI PARCALARI

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) KALKINMA AJANSI DESTEKLERİ

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

SOSYAL POLİTİKALAR VE ÇALIŞMA HAYATI

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

Pazar Çevresi ve Pazar Fırsatlarının İzlenmesi

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanununa göre güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

İnşaat Sanayi KSO da buluştu

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

SORU: Bölgeye katkı sağlayacak özel bir proje sahibi iktisadi kalkınma programında %50 hibeden fazlasını karşılayamıyorsa bir destek var mı?

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI

SANAT VE TASARIM GUAJ BOYA RESĠM MODÜLER PROGRAMI (YETERLĠĞE DAYALI)

DÜNYA DA VE TÜRKİYE DE EV TEKSTİLİ TİCARETİ ÜZERİNE GÜNCEL BİLGİLER. İTKİB GENEL SEKRETERLİĞİ AR & GE ve MEVZUAT ŞUBESİ

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

ÖZET ...DEĞERLENDİRMELER...

Ekonomi Bülteni. 16 Mart 2015, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

ÇEVRE ve ORMAN BAKANLIĞI ĞİŞİKLİĞİ

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

SU ÜRÜNLERİ. Hazırlayan Çiğdem CİVANER T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

CİGNA FİNANS EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. KATKI EMEKLİLİK YATIRIM FONU'NA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

DEMİRYOLUNUN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN YENİ YAPILANMA SERBESTLEŞME TÜRKİYE DEMİRYOLU ALTYAPISI VE ARAÇLARI ZİRVESİ EKİM 2013 İSTANBUL TÜRKİYE

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2016 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği Hazırgiyim ve Konfeksiyon Şubesi

PROJE. Proje faaliyetlerinin teknik olarak uygulanması, Sanayi Genel Müdürlüğü Sanayi Politikaları Daire Başkanlığınca yürütülmüştür.

Transkript:

ISTANBUL TICARET ODASI KıRMıZı ET SANAYI SORUNLARı VE ÇÖZÜM ÖNERILERI YAZARLAR Prof. Dr. YALÇIN YILDHUM Prof. Dr. MUSTAFA TAYYAR YAYIN NO: 2006-11 İstanbul, 2006

Copyright İTO Tüm haklar saklıdır. Bu yayının hiç bir bölümü, yazarın ve İTO'nun önceden yazılı izni olmaksızın mekanik olarak, fotokopi yoluyla veya başka herhangi bir şekilde çoğaltılamaz. Eserin bazı bölümleri veya paragrafları, sadece araştırma veya özel çalışmalar amacıyla, yazarın adı ve İTO belirtilmek suretiyle kullanılabilir. ISBN 9944-60-105-5 İTO ÇAĞRI MERKEZİ Tel : (212)444 0 486 İTO yayınları için ayrıntılı bilgi Bilgi ve Doküman Yönetimi Şubesi Dokümantasyon Servisi'nden alınabilir. Tel :(212)455 63 29 Faks : (212)512 06 41 E-posta : ito.yayin@ito.org.tr İnternet: www.ito.org.tr Odamız yayınlarına tam metin ve ücretsiz olarak internetten ulaşabilirsiniz. YAYINA HAZIRLIK,BASKI, CİLT VİMEK AJANS Reklamcılık & Matbaacılık Tel: 0212 577 49 12 Fax: 0212 577 49 44 www.vimekajans.com

ÖNSÖZ Et, süt, yumurta gibi hayvansal gıdaların, protein başta olmak üzere içerdikleri besin maddelerinin insan sağlığı ve gelişimi açısından hayati öneme sahip olmaları nedeniyle, hayvancılık sektörü özel bir önem taşımaktadır. İçerdiği protein oranının yüksek oluşu nedeniyle kırmızı et ise önemi itibariyle hayvansal gıdalar içerisinde ilk sırada gelmektedir. Ülkemizde genel olarak hayvancılık sektörünün, özelde ise kırmızı et üretimi ve tüketiminin yakın geçmişine bakıldığında, mevcut tablonun pek iç açıcı olmadığı görülmektedir. Nitekim son on yıl zarfında ülkede varolan hayvan stokunda ciddi azalışlar yaşanırken, Türkiye yüksek oranlarda kırmızı et ithalatı gerçekleştirir duruma gelmiştir. Ancak buna rağmen iç talep karşılanmaktan uzaktır. Gelişmiş ülkelerde günlük kişi başına hayvansal protein tüketimi 60 gram'a ulaşırken, bu miktar Türkiye'de 25 gram gibi düşük bir seviyede kalmaktadır. Ülke içinde yapılan üretimin verimlilikten uzak oluşu nedeniyle fiyatların yüksekliği tüketimin düşük seviyelerde seyretmesinin en önemli nedenlerinden biridir. Verimliliğin düşük olmasının altında yatan en önemli neden ise üretici birimlerin ağırlıklı olarak küçük ölçekli aile yapısında oluşu ve modern üretim tekniklerinden uzak bir üretim gerçekleştirilmesidir. Bu çerçevede, büyük ölçekli ve modern üretim teknikleri ile üretim yapan işletmelerin sayısı oldukça sınırlıdır. Genel olarak gelişmiş ülkelerin izlediği tarım ve hayvancılık politikalarına bakıldığında, bu ülkelerin sözkonusu sektörlerde gerçekleştirilen ulusal üretimlerini istikrarlı bir yapıya kavuşturdukları ve ihracatçı bir konuma geldikleri görülmektedir. Ülkemizin nüfusunun büyük bir çoğunluğunun kırsal kesimde yaşadığı ve milli gelire yaptığı katkının düşüklüğüne rağmen, toplam işgücünün önemli bir kısmının tarım sektöründe istihdam edildiği göz önüne alınırsa, uygulanacak politikaların genelde tarım ve özelde hayvancılık sektörlerini verimli bir yapıya kavuşturacak ve ülkemizi bu alanlarda kendine yeterli duruma getirecek doğrultuda oluşturulması gerekliliği açıkça görülmektedir. 3

Sahip olduğu önem nedeniyle genel olarak hayvancılık sektörünün ve kırmızı et sanayinin mevcut durumunun tespiti, bu sektörde yaşanan sorunlar ile sözkonusu sorunların çözümünün belirlenmesi ve bu doğrultuda oluşturulacak politikalara yön vermesi amacıyla hazırlanan yayınımızın ilgili yetkililere ve üyelerimize faydalı olmasını diler, yayını Odamız adına hazırlayan Prof. Dr. Yalçın Yıldırım ve Prof. Dr. Mustafa Tayar'a teşekkür ederim. Dr. Cengiz Ersun Genel Sekreter 4

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1. KASAPLIK HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ 1.1. Giriş 13 1.2. Genel Türkiye Tarımı 15 1.3. İşletmelerin Yapısal Özellikleri 15 1.4. Tarımsal Nüfus ve Değişmeler 16 1.5. Üretim Girdileri 17 1.6. Türkiye Ekonomisinde Tarımın Payı 20 1.7. Türkiye Kasaplık Hayvan Varlığı 21 1.8. Sığır Yetiştiriciliği 23 BÖLÜM 2. ET ve ET ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ 2.1. Dünya Kırmızı Et Üretimi 29 2.1.1. Dünya Büyükbaş Et Üretimi 29 2.1.2. Dünya Büyükbaş Et Ticareti 31 2.1.3. Dünya Küçükbaş Et Üretimi ve Ticareti 34 2.2. Türkiye Kırmızı Et Üretimi 41 2.3. Dünya ve Türkiye Kırmızı Et Tüketimi 48 2.4. Kasaplık Hayvan Verimliliği 53 2.5. Ülkemiz Et Sanayi 55 2.6. Türkiye Kırmızı Et Sanayi 56 2.6.1. Küçük Kesim Yerleri 57 2.6.2. Belediye Mezbahaları 57 2.6.3. Özel Et Kombinaları 58 2.7. Türkiye ve Dünya'da Canlı Hayvan ve Et Pazarlaması 61 2.7.1. Türkiye Canlı Hayvan ve Kırmızı Et Pazarlamasının Mevcut Sorunları... 62 2.8. Et Üretiminin Geleceği 63 BÖLÜM 3. ET SEKTÖRÜ ve SORUNLARI 3.1. Anket Çalışmasının Kapsamı ve Yöntemi 69 3.2. Anket Çalışması 69 3.3. Kırmızı Et Ticaretinde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri 71 3.3.1. Sorunlar 72 3.3.1.1. Hayvan Varlığı 72 3.3.1.2. Hayvansal Üretim 72 3.3.1.3. İşletme Yapısı 72 3.3.1.4. Bakım-Besleme 73 5

3.3.2. Çözüm Önerileri 74 3.3.2.1. Hayvan Varlığı 74 3.3.2.2. Hayvansal Üretim 75 3.3.2.3. İşletme Yapısı 75 3.4. Et Sanayinin Sorunlarının Çözümü İçin Hükümetten Beklentiler 76 3.5. Et Kaçakçılığını Önlemeye Yönelik Alınması Gerekli Tedbirler 77 3.6. Sonuç 78 BÖLÜM 5. ET SANAYİ SWOT ANALİZİ 4.1. Türkiye Hayvancılığı Swot Analizi 83 4.1.1. Güçlü Yönler 83 4.1.2. Zayıf Yönler 85 4.1.3. Tehditler 89 4.1.4. Fırsatlar 89 4.2. Çözüm Önerileri 90 4.3. Yorum...92 KAYNAKÇA 93 EKLER 98 TABLOLAR Tablo 1. Türkiye'de Tarımsal İşletmeler, Sayısı, İşletme Büyüklüğü ve İşletme Tipleri 15 Tablo 2. Toplam Nüfus ve Kırsal Nüfus Oranı (%) 16 Tablo 3. Kasaplık Hayvan Varlığı ve Yıllara Göre Değişim (%) 21 Tablo 4. Kasaplık Hayvan Varlığı (1000 Baş) Azalışı (%) 22 Tablo 5. Sığır Mevcudunun Yıllara Göre Değişimi 23 Tablo 6. Türkiye Sığır Varlığında Genotiplerin ve Bölgelerin Payları 24 Tablo 7. Dünya Hayvan Sayısı 29 Tablo 8. Dünya Büyükbaş Et Üretimi (1000 Metrik Ton^Karkas Ağırlık Eşdeğeri).. 30 Tablo 9. Dünya ve Türkiye'de Büyükbaş Et Üretimindeki Yıllık Değişimler 31 Tablo 10. Dünya'da Büyükbaş Et İthalatı (1000 Metrik Ton=Karkas Ağırlık Eşdeğeri) 32 Tablo 11. Dünya da Büyükbaş Et İhracatı (1000 Metrik Ton=Karkas Ağırlık Eşdeğeri) 33 Tablo 12. 1990-1998 Yılları Arasında Irklara Göre Türkiye Koyun Varlığı (Bin Baş) 35 Tablo 13. Dünya Koyun-Keçi Varlığı ve Çeşitli Ülkelerin Paylan 36 6

Tablo 14. Türkiye Tarım İşletmelerinin Arazi Büyüklerine Göre Dağılımı ve Küçükbaş Sayısı 37 Tablo 15. Dünya Küçükbaş Et Üretimi (1000 Ton Karkas Ağırlık Eşdeğeri) 38 Tablo 16. Dünya'da Küçükbaş Et İhracatı (1000 Ton Karkas Ağırlık Eşdeğeri) 40 Tablo 17. Yıllara ve Türlere Göre Kesilen Hayvan Sayıları (baş) 41 Tablo 18. Türlere Göre Kesilen Hayvan Sayısı (baş) ve Yıllara Göre Değişimi (%) (19990=100) 42 Tablo 19. Yıllara ve Türlere Göre Et Üretim Miktarı (ton) 43 Tablo 20. Ülkemizde Toplam Kırmızı Et Üretimi ve Türlerin Payları 44 Tablo 21. Türkiye'de Yıllar İtibariyle Türlere Göre Kırmızı Et Üretimi (ton) ve Değişim Oranları (1990=100) 44 Tablo 22. Türlere Göre Kesilen Hayvan Sayıları ve Yıllara Göre Değişimi 45 Tablo 23. Ülkemizde Toplam Kırmızı Et Üretimi ve Türlerin Payları 46 Tablo 24. Türkiye'de Yıllar İtibariyle Türlere Göre Kırmızı Et Üretimi (ton) ve (%) Değişim Oranı (1990= 100) 47 Tablo 25. Dünya'da Büyükbaş Et Tüketimi (1000 Metrik Ton=Karkas Ağırlık Eşdeğeri) 50 Tablo 26. Kişi Başı Büyükbaş Et Tüketimi (Kg/Yıl) 50 Tablo 27. Dünya ve Türkiye'de Kişi Başı Küçükbaş Et Tüketimi (Kg/Yıl) 51 Tablo 28. Türkiye'de Yıllara Göre Birim Hayvan Başına Verimlilikler (Kg/Baş) 54 Tablo 29. Belediyelere ve Özel Sektöre Ait Mezbaha,Kombina Sayısı ve Kapasite... 58 Tablo 30. Et Ürünleri Üreten İşyeri, Kurulu Kapasite ve Üretim 60 Tablo 31. Mezbaha Ürünleri Üretimi (Bin Ton) 60 Tablo 32. 2005-2015 Yılları Arasında Toplam ve Kişi Başına Hayvansal Ürünler Talebi 64 Tablo 33. Rapor Hazırlarken Görüşülen Kişiler 101 Tablo 34. İller Üzerinden Belediye Mezbahalarının Sayısı, Kapasitesi, Personel Sayıları 103 Tablo 35. 2001 YILI ORTALAMA ET FİYATLARI 105 Tablo 36. 2002 YILI ORTALAMA ET FİYATLARI 106 Tablo 37. 2003 YILI ORTALAMA ET FİYATLARI 107 Tablo 38. 2004 YILI ORTALAMA ET FİYATLARI (.000 TL) 108 Tablo 39. 2005 YILI ORTALAMA ET FİYATLARI (.000 TL) 109 7

SUNUŞ Ülkemiz için hayvancılık hem hızla aratan nüfusun yeterli ve dengeli beslenmesi, hem de yarattığı katma değer açısından önem taşımaktadır. Kırmızı et insan sağlığı için hayati öneme sahip bir gıdadır. Yapılacak tüm iyileştirmelere rağmen yurt içi yetiştirme ile et talebinin karşılanamayacağı, 2010 yılında 97,4 bin ton, 2025 yılında ise 327,1 bin tonluk bir et açığının olacağı öngörülmektedir. Bu nedenle et gereksiniminin mümkün olduğunca sığır dışındaki diğer kaynaklardan karşılanmasına çalışılması gerekir. Hayvansal protein gereksinimimizin önemli bir kısmını kırmızı et olarak karşıladığımız gerçeğinden hareketle; ülke kasaplık hayvan popülasyonuyla başlayıp et ürünü üretimi sanayi ve üretim-tüketim ilişkisini içeren veriler değerlendirilecektir. Bu çalışma, kırmızı et hayvancılığında ortaya çıkan tehlikeli boyutun nedenlerini somut olarak ortaya koymak ve sorunlara yönelik uygun stratejileri belirlemek amacıyla hazırlanmıştır. Prof.Dr.Yalçın YILDIRIM Prof.Dr. Mustafa TAYAR 9

KASAPLIK HAYVAN YETİŞTİRİCİLİĞİ

1.1. Giriş İnsan yaşamının temel gereksinimi olan protein ile doğrudan ilişkisi, hayvancılık sektörünü ülke ekonomileri açısından son derece önemli kılmaktır. Son yıllarda kalkınmakta olan bölgelerde tarımsal kalkınmada önemli gelişmeler sağlanmasına rağmen, dünyanın yetersiz beslenen nüfusu hâlâ artmaktadır. Sürdürülebilirlik esasına dayalı olarak artan dünya nüfusunun gereksinimlerini karşılayabilmek için hayvansal gıda üretiminin arttırılması tüm devletlerin ilk hedefleri arasındadır. Tarımın birinci dereceden hedefi insanoğlunun gıda gereksinimlerinin karşılanmasıdır. Bu gereksinimler dünya nüfusu arttıkça artmaktadır. Dünya nüfusu 1950'de 2,5 milyar, 1985'de 4,9 milyar, 1990'da 5,3 milyar olmuş ve 2025 yılında 8,5 milyar olması beklenmektedir. Dünya toplamının 2/3'ünün üzerindeki gelişmekte olan ülkelerin nüfusu, 20. yüzyılın son on yılında yaklaşık olarak yıllık % 2'lik artış göstermiştir. Bu durum da küresel nüfusta beklenen artışın %90'nına karşılık gelmiştir. Mevcut gıda girdisini koruyabilmek için gelecek 30-40 yıl içinde bu nüfus artış oranları, tarımsal üretimde yaklaşık %40-50 artış gerektirmektedir. Bu artışın % 20'si gelişmiş ülkelerde ve % 60' ı da gelişmekte olan ülkelerde olmalıdır. Günümüzde, teknolojide gelişmiş ülkeler, toplam tarımsal gelirlerinin yarısından fazlasını hayvan ve hayvansal ürünlerden elde etmektedir. Bu ülkeler dünya hayvan varlığının % 30-40'ma sahip olmalarına karşın, dünya toplam hayvansal üretiminin % 75-80' ini ellerinde tutmaktadırlar. Buna karşın ülkemizin de içinde bulunduğu az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler dünya hayvan varlığının % 60-70' ini ellerinde bulundurdukları halde, dünya hayvansal ürün üretiminin % 20-30' una sahiptirler. Bu rakamlar bu ülkelerde hayvansal ürün üretimi ve tüketimi ile et sanayi'nin durumu hakkında bir kıstas oluşturmaktadır. İnsanın günlük ortalama et gereksinimi yaklaşık 100 g dır. Bu nedenle bir insanın yılda yaklaşık 36 kg et tüketmesi gerekmektedir. Gelişmiş ülkelerde kişi başına düşen hayvansal protein tüketimi günlük 59,6 g iken Türkiye'de ise bu değer 17 g olarak tahmin edilmektedir. Gelişmiş ülkelerde beslenmede hayvansal ürünlerin payı yüksek olmasına karşın Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise bitkisel ürünlerin ve tahılların payı daha yüksektir. 13

Bu veriler et sektörünün durumunu ve beslenmemiz açısından yetersizliğimizi ortaya koymaktadır. Türkiye'de ciddi beslenme sorunları bulunmaktadır. Beslenmenin gittikçe daha fazla tahıla dayalı hale gelmesi, hayvansal ürün üretimindeki yetersizlik, iç talebi karşılayamaması, fiyat artışlarına neden olmaktadır. Bu durum ailelerin hayvansal protein tüketimini kısıtlamaktadır. Temel besin maddelerinden olan kırmızı et üretiminin artırılması ve üretimin ekonomik olması zorunluluk taşımaktadır. Bu zorunluluk, hayvan potansiyelinin ve hayvansal üretim verimliliğinin artırılması, hayvan potansiyelinden en rasyonel şekilde yararlanılmasını da gerekli kılmaktadır. Ülkemizde nüfus artışına ve kentleşmeye orantılı olarak hayvansal proteine ve dolayısı ile ete gereksinim, son yıllarda büyük artış kaydetmektedir. Bu ihtiyacı karşılamak amacıyla hayvansal üretimin arttırılması ve kalitenin düzeltilmesi zorunlu hale gelmiştir. Diğer taraftan verimi düşük olan yerli sığırlarımızın karkaslarını tüketicinin istediği kalite düzeyine çıkardığımız takdirde üretici ve tüketiciyi korumanın yanında ihracat yoluyla da ülkemize döviz kazandıracağımız göz önünde tutulmalıdır. Dolayısıyla kaliteli ve pazar şartlarına uygun et üretenler daha fazla kazanacak, tüketiciler et alırken aldanmayacaklar, iyi ete yüksek fiyat, düşük kaliteli ete ise daha az para ödeyeceklerdir. Hayvansal ürünlerin yurtiçi talebi ve dolayısıyla kişi başına tüketim miktarları; yıllık nüfus artışı, hayvansal ürünlerin üretim miktarları, nüfusun yaş ve cinsiyet itibarıyla dağılımı, gelir seviyesi ve dağılımı, ürünlerin fiyatları ve diğer ürün fiyat faktörlerine bağlıdır. Hayvansal ürünlerde talep, talebin fiyat elastikiyetine bağlı olarak değişmektedir. Ülkemizde hayvancılık sektörü, gerek üretim (besicilik), gerekse üretimi takip eden et kesim ve işletme sanayileri ile pazarlama safhalarında yeni istihdam olanakları yaratmaktadır. Ülke nüfusunun yaklaşık % 13'ü, tarımdaki nüfusun % 25'i yani nüfusun beş milyonu geçimini hayvancılıktan sağlamaktadır. Ülkemizde hayvan potansiyel varlığı (Hayvan sayısı olarak Türkiye Dünyada 7., OECD ülkeleri arasında 3. sırada, bölgede SSCB'den sonra 2. sırada yer almaktadır) miktar olarak son yıllarda önemli düşmeler göstermeye başlamıştır. Dikkat çekici olan konu, bu azalmanın temel hayvan varlığını oluşturan sığırda % 22, koyunda % 17, tiftik keçisinde % 46 gibi büyük oranlara ulaşmasıdır. 14

1.2. Genel Türkiye Tarımı Türkiye, 78 milyon hektar yüzölçümü ile Akdeniz'in doğusu ile Asya'nın güneybatısı arasında yer almaktadır. Bu alanın %26'sını ormanlar, %16'smı çayır ve mera alanları, %35'ini tarım alanları oluşturmaktadır. Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerinin her birinden daha geniş yüzölçümüne sahiptir. Türkiye; yazları sıcak ve kurak, kışları uzun ve soğuk iklimi yanjnda, her mevsim sürekli yağış alan nemli bölgeleri olduğu gibi, Akdeniz'in yarı tropik ılıman iklimine de sahiptir. Bu coğrafik yapı ve uygun çevreyle ilgili koşullar nedeniyle, tarımsal üretimde miktar ve ürün çeşitliliği yönünden büyük ve seçenekli bir potansiyeli vardır. Türkiye, tarım alanında dünyadaki gelişmeleri ve Avrupa Birliği'ne üyelik sürecinde Türk tarımının Ortak Tarım Politikası (OTP)'na uyumu da göz önünde tutulduğunda, kaynakların etkin kullanımı ile ekonomik, sosyal, çevresel ve uluslararası gelişmeler boyutuyla, gıda güvenliği ilkesi çerçevesinde, artan nüfusun dengeli, yeterli, sağlıklı ve ekonomik beslenmesini esas alacak şekilde, rekabet gücü yüksek, sürdürülebilir bir tarım sektörünü oluşturacaktır. 1.3. İşletmelerin Yapısal Özellikleri Türkiye'de tarım dışı sektörlerin de gelişme hızının düşüklüğü ve nüfus artış hızının yüksekliği ile gelenekler işletmelerin parçalanarak zamanla küçülmesine yol açmıştır. Tabloda yer alan 1950, 1963, 1970, 1980, 1991 ve 2001 yılları işletme sayıları ile ortalama işletme büyüklükleri bu saptamanın doğruluğunu ortaya koymaktadır. Tablo 1. Türkiye'de Tarımsal İşletmeler, Sayısı, İşletme Büyüklüğü ve İşletme Tipleri İşletme Tiplerinin Payı Ortalama VTT TAT? ^ L E T M E ( % ) arazi varlığı YİLLAR S a y ı s i A B C ( d a ) 1950 2 527 000 ıııııııııı 11111111 Hllllll! 77.0 ıııııııı ıııııııı I 55.3 1963 3 100 900 1111111 1970 3 058 900 83.30 9.40 7.30 55.8 1980 3 650 900 86.03 2.52 11.45 62.3 1991 4 091 530 72.14 3.43 24.43 52.7 2001 3.075,516 67,42 2,36 30,22 61,0 15

* A:B itkisel ve hayvansal üretimi bir arada yapan işletmeler BıYalnız hayvansal üretim yapan işletmeler GYalnız bitkisel üretim yapan işletmeler Türkiye hayvansal üretiminin önemli bir bölümü bitkisel üretimle hayvansal üretimin iç içe olduğu işletmelerde gerçekleştirilmektedir. Hayvansal üretimin doğası ve Türkiye'nin sosyoekonomik gerçeklerinin bir sonucu olarak ortaya çıkan bu yapının büyük ölçüde değişmesi de beklenmemelidir. Bir tarım işletmesinin üretimde kalması, daha verimli ve üretken bir yapıya kavuşturulması için öncelikle işletme sermayesinin yeterli olması gerekir. Türkiye'de tarım işletmelerinin çok büyük bir bölümü henüz pazar hedefli üretime geçememiştir. Geçtiği varsayılanların pek çoğunun da alt yapısı yetersizdir. Özellikle bu açıdan arzulanan dönüşümü başlatmak ve hızlandırmak için, öncelikle işletmelerin sermaye eksikliği ve bilgi yetersizliği ortadan kaldırılmalıdır. 1.4. Tarımsal Nüfus ve Değişmeler Türkiye, nüfusu hızla artış gösteren ülkeler arasında yer almaktadır. 1927 yılında toplam nüfusumuzun yaklaşık %76'sı kırsal kesimde yaşarken, 1990 yılında bu oran %48,7'ye düşmüştür. 2004 yılında kırsal kesimde yaşayan nüfus 28 milyon ile %39'luk bir oranı ifade etmektedir. YII> Toplam Nüfus<l) Tablo 2. Toplam Nüfus ve Kırsal Nüfus Oranı (%) Kent Nüfusa (2) Kent Nüfus Oraıu(%) Kır Nüfusu Kır Nüfus Öraru(%) Şehirleşme Hm Dönemler Yüzde 1970 35,605.176 10.221.530 28,7 25.383.646 71,3 1965-1970 5,3 1975 40.347.719 13.271.801 323 27.075.918 67,1 1970-1975 5,4 1980 44.736.957 16.064.681 353 28.672-276 64,1 1975-1980 1985 50.664.458 23.238,030 45,9 27.426.428 54,1 198Ö-İ985 7,7 1990 56.473,035 28.958.300 51,3 27.514.735 48,7 1985-1990 4,5 2000 67.420.000 38.660.969 57,3 28.759.031 42,7 2000 2,9 2001 68.407.000 39.708.871 58.0 28.698.129 42,0 2001 2,7 2002 69.388,000 40.823.268 58.8 28.564.732 41,2 2002 2,8 2003 70.363.000 41.924.098 59,6 28.438.902 40,4 2003 2,7 2004 7L332.000 43.036.058 60,3 28.295.942 39,7 2004 2,7 Kaynak: DİE, DPT. 16

(1) 1970-2000 yılları arası sayım tarihi itibariyledir. 2000-2004 yılları arası yıl ortası tahminleridir. (2) Kent 20.000 ve daha fazla nüfusu olan yerleşmedir. Yüksek oranda nüfus artışı yanında; çevresel faktörler, kişi başına düşen yıllık tarımsal gelirin, ortalama gelire göre düşüklüğü ve sosyo-ekonomik beklentiler kırsal kesimden kent merkezlerine göçe neden olmaktadır. Son nüfus sayımı sonuçlarına göre ülkemizdeki köy ve beldelerde yaşayan nüfusun toplam nüfus içindeki oranı %42 olarak belirlenmiştir. Son yıllarda köyden kente önemli bir göç yaşanmış ve 1960'da %70'lere varan kırsal nüfus 1990'lı yıllarda %50'nin altına düşmüştür. Bu düşüş özellikle 1980 sonrası çok hızlı olmuş ve kırsal nüfus yalnız oransal olarak değil mutlak olarak da bir düşüş göstermiştir. Artık ülkemizde yaşayan üç kişiden ikisi şehirlerde (11 ve İlçelerde ) bulunmaktadır. Türkiye'de toplam nüfusun yaklaşık %40'nı çalışabilir nüfus oluşturmaktadır. İktisaden faal nüfusun yaklaşık yarısı tarım, üçte biri hizmetler, geriye kalan %10'u sanayi sektörlerinde çalışmaktadır. Tarımın çalışan nüfus içerisindeki payı geçtiğimiz 40 yılda önemli oranda düşüş göstermiş ve 1960'da yaklaşık %75'lerden, 1990'lı yılların başında %50'in altına düşmüştür. 1.5- Üretim Girdileri Hayvansal üretimin temel girdisi olan yem ile ilgili üç temel sorun vardır. Bunlardan ilki, yetersizlik, ikincisi kalite düşüklüğü, üçüncüsü ise fiyatının yüksekliğidir. Bu durumu hem kaba yem hem de karma yem için söylemek mümkündür.üretim girdileri arasında sayılabilecek nitelikli işgücü ve bilginin duruma özel geliştirilmesi ve kullanımında önemli eksiklikler vardır. Bu eksiklikleri hem üretici seviyesinde hem de teknik elemanlar düzeyinde izlemek mümkündür. Bunu ortadan kaldırmaya yönelik tedbirler geliştirilebilmiş değildir. Nitelikli bilginin kullanılabilir forma dönüştürülmesi ve üreticilere ulaştırılmasına katkı sağlayacak kanallar, örneğin etkili üretici örgütü, tarımsal yayım organizasyonları vb. yapılar kurulamamıştır. İşletmelerin sermaye yetersizliğinden kaynaklanan sorunların çözümüne katkı sağlayacak unsurlardan biri kamu kaynakları başta olmak üzere uygun koşullarda kredi sağlayan mekanizmaların devreye sokulmasıdır. Fakat çok değişik nedenlerle bu yönlü bir imkan sağlanabilmiş değildir. Geçmiş yıllarda sağlanan kredi ve destekler de ne yazık ki, doğru ve etkin kullanılamamıştır. Kısa bir sürede olumlu sayılabilecek değişiklikler olma ihtimali de düşüktür. 17

Hayvansal üretimin en temel unsuru hayvandır. Hayvan unsuru ile üretimi etkileyen diğer unsur olan çevre arasında birbirlerinin katkısını artırıcı veya sınırlayıcı bir etki söz konusudur. Bu nedenle herhangi bir işletmede verim seviyesini artırmak isteyen üreticinin çevre ve genotipik seviyeyi birbirine uygun hale getirmesi gerekir. Türkiye'de çevreyi iyileştirme çabalarında olduğu gibi, belki ondan da daha fazla olmak üzere genetik ıslah adına yapılanlar da yeterli değildir. Elde edilen ürünün pazarlanmasmda, ürüne bağlı olarak sorunlar devam etmektedir. Üretici örgütleri henüz pazarda önemli bir aktör değillerdir. Kamu da bu alanda ciddi bir rol üstlenmemekte, hatta zaman zaman üreticiyi zor durumda bırakacak şekilde davranabilmektedir. Bu durum üreticiyi alıcı karşısında zayıflatmakta ve aracıya mahkum etmektedir. Piyasada bütün üretim girdileri ve mamul fiyatları yükselirken, üretici eline geçen fiyatların düşmesi nadir görülen bir durum değildir. Türkiye'de hayvancılıkla ilgili sivil örgütler arasında sayılabilecek kooperatif, dernek ve birliklerin kurulup yaşatılmaya çalışıldığı bilinmektedir. Daha çok kooperatif ve yetiştirme birliği niteliğinde olan bu örgütler son yıllarda kısmen etkinlik kazanmaya başlamışlardır. Fakat şimdilik katılımcıları ve sayıları az olan bu örgütlerin, hem üreticilerin hem de kamunun tavrı nedeniyle kalıcı bir yapıya ulaşmaları zaman alacak gibi görünmektedir. Türkiye'de tarım devlet müdahalesi ile en fazla karşı karşıya olan sektörlerden biridir. Tarımın alt kollarından olan hayvansal üretim de, doğal olarak, sık sık devlet müdahalesine maruz kalmaktadır. Kamunun yönlendirme ve destekleme amaçlı politikalarda en fazla başvurduğu araçlar teşvik ve sübvansiyon olmuştur. Müdahalelerde çoğunlukla ya gıda sanayinin hammadde ihtiyacını karşılama ya da tüketiciyi koruma amacı öne çıkmaktadır. Son yıllarda, yeterince etki olmasa da, yapısal dönüşüm sağlama çabası olduğu ileri sürülen destek ve teşviklere de yer verilmektedir. Türkiye'de hayvancılık politikaları hemen hemen tamamen kamu tarafından belirlenmektedir. Tarımsal üretimin her aşamasında, denetleyici, yol gösterici, destekleyici, vergi tahsil edici ve dış piyasa ile ilişkileri belirleyici olarak görev üstlenme iddiasında olan kamu örgütü veya örgütleri üretici ve üretimi ciddi boyutlarda etkilemektedir. 18

Cumhuriyetin ilk yıllarında, ülkenin yapısı ve imkanları gereği, doğrudan üretim yapma düzeyine kadar üretimin içine giren kamu örgütleri, son yıllarda daha üst seviyede hizmetlere talip olma eğilimindedir. Ne var ki tarımsal üretimde üst-alt hizmet gruplarının ayrımında karışıklıklar yaşanmaktadır. Bu karışıklıkların ortaya çıkmasında, bürokrasinin geçmişten gelen alışkanlıkları ve beklentileri ile tarımı bir bütün olarak algılamadaki eksikliklerin de payı vardır. Bunlara ek olarak, zaman zaman siyasi kaygılar ve bazı etkili çevrelerin yönlendirmesiyle yapılan düzenlemeler de kamunun etkisini gereğinden fazla artıran yada azaltan sonuçlar doğurmaktadır. Bu tip sonuçlara yol açan uygulamaların sıklıkla ortaya çıkmasında, düzenleme ve yönlendirme yapma yetkisi olan kamu birimlerinin birbiri ile idari bağının zayıf, dolayısıyla koordinasyonun zor olması da etkilidir. Bu eksikliklerin farkında olunmalı ki, Cumhuriyetin ilanından günümüze, faaliyet alanında ve iş görme şeklinde ciddi değişiklikler olmadığı halde, tarıma hizmet veren bakanlığın adı bile defalarca değiştirilmiştir. Her değişiklik yeni masraflara ve yeni değişiklik beklentilerine yol açmış, örgütün etkinliği arzulanan düzeye yükseltilememiştir. Hayvansal üretimin sürekliliği ve karlılığını belirleyen temel unsurlardan biri de hayvan sağlığıdır. Cumhuriyetin kuruluşundan günümüze hayvan sağlığı konusunda ciddi ilerlemeler kaydedilmiş olmasına rağmen, gelinen noktayı yeterli bulmak mümkün değildir. Özellikle salgın hastalıklar konusunda oldukça fazla deneyime sahip olduğu bilinen Türkiye henüz Sığır Vebası, Şap, Ruam, Tüberküloz vb hastalıklardan ari bölgeler bile oluşturamamıştır. Salgın hastalıklarla mücadelede başarısızlıkta idari, ekonomik, coğrafi vb. pek çok faktör bakımından olumsuzlukların etkisi olmuştur. Örneğin, şimdiye kadar ne Türkiye'ye kaçak hayvan girişini engellemek ne de Türkiye içerisinde hayvan hareketlerini izlemek ve bir düzene sokmak mümkün olabilmiştir. Türkiye hayvancılığında farklı yerlerde çeşitli düzeylerde olmak üzere entansifleşmenin artması düşük verimli olan yerli ırkların yerini kademeli ve hızlı bir şekilde kültür ırklarına bırakmasına neden olmaktadır. Bu süreç çeşitli yerli genotiplerde hızlı bir azalmaya neden olmaktadır. Yerli ırkların yok olması, dayanıklılık, kanaatkarlık, yetersiz çevre koşullarında üreyebilme gibi önemli özelliklere sahip grupların ortadan kalkması anlamına gelmektedir. Türkiye'de çiftlik hayvanları gen kaynakları bakımından kayıplar olduğu bilinmektedir. 19

1.6. Türkiye Ekonomisinde Tarımın Payı Tarım sektörü, ülkemizin ekonomik ve sosyal gelişmesinde önemli görevler üstlenmiş ve bu görevini günümüze kadar etkin bir şekilde sürdürmüştür. Ancak, uzun yıllar ekonominin temel unsuru olan tarım sektörünün, Türkiye ekonomisi içindeki azalan nispi payını, son yıllarda gelişme önceliği gösteren sanayi, ticaret ve hizmetler sektörlerine bırakmıştır. Her şeye rağmen ulusal gelirimizin %15'ini ve istihdamın %45'ini oluşturan tarım sektörü; gıdaların üretimi ve beslenme ile doğrudan ilgisi, aktif nüfus ve işgücünün yüksek değerler göstermesi, milli gelire katkısı ve sanayi sektörüne sağladığı hammadde ve sermaye yanında, sağlıklı çevrenin oluşması ve korunması, ekolojik dengenin kurulması ve sürdürülebilirliği açısından, tüm ülke halkım ilgilendirmesiyle, ekonomik ve sosyal bir sektör olma özelliğini korumaktadır. Tarımsal üretim içerisinde; bitkisel ürünler yaklaşık %70,6, hayvansal ürünler %22,3, su ürünleri %2,7 ve orman ürünleri %4,4 paya sahiptir. Sektörün ülkenin genel ekonomik ve sosyal koşullarına karşı duyarlılığı, sektörel büyüme hızında yıllar itibariyle dalgalanmaların oluşmasına neden olmaktadır. 1997 yılında %2,3'lik azalış, yerini 1998 yılında %8,4'lük artışa bırakmış, 1999 yılında gözlenen %4,6 oranındaki azalışı ise, 2001 yılında %4,1 olarak gerçekleşen artış izlemiştir. Son yıllarda oransal olarak azalmakla birlikte, toplam istihdam içinde halen en büyük payı tarım sektörü almaktadır. Hayvancılık sektörü; hayvansal ürünler ihtiyacım karşılamasının yanı sıra devamlı istihdam yaratması, tarıma dayalı et, süt, yem, yünlü tekstil ve deri sanayilerine hammadde sağlaması yönünden önem taşımaktadır. Türkiye ekonomisinde göreli önemi azalmış olmakla birlikte, tarım ve tarımın bir alt sektörü olan hayvancılık yurt içi gıda gereksiniminin karşılanması, sanayi sektörüne girdi temini, ihracat ve yarattığı istihdam olanakları açısından büyük önem taşımakla birlikte AB'ye entegrasyonda da en kritik alt sektör olması sebebiyle önemini korumaktadır. Tarım sektörünün 1999 yılı itibarıyla GSYÎH içindeki payı % 15 olmasına karşılık, tarımsal istihdamın toplam sivil istihdam içindeki payı % 45,1'dir. Tarımın milli gelirdeki ağırlığı azalırken, nüfusun önemli bir kısmı hala geçimini tarımla sağlamaya devam etmektedir. Cumhuriyetin ilk yıllarında milli ekonomide %40 düzeylerinde olan tarım sektörünün Gayri Safi Milli Hasıla içindeki payı, sabit fiyatlarla 1970li yıllarda %36,1980 yılında %25, 1990 yılında %16 ve 2000 yılında ise %13,5 düzeyine düşmüştür. Bununla birlikte, bugün ülkemiz^ekonomisinde tarım sektörünün payı, diğer gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında oldukça yüksek düzeydedir. 20

Ülkemizde hayvan sayısı, hayvancılık sektörü gelişmiş çoğu ülkeden fazla olmasına karşın birim hayvan başına elde edilen verim daha düşüktür. Hayvancılığı gelişmiş ülkelerde ortalama sığır karkas ağırlığı 250 kg. dolayında iken, ülkemizde 160-170 kg.dır. 1.7. Türkiye Kasaplık Hayvan Varlığı Türkiye'de büyükbaş ve küçükbaş hayvan sayıları FAO 2006 yılı verilerinden yararlanılarak, yıllar itibariyle Tablo 'da verilmiştir. Türkiye büyükbaş hayvan sayısı bakımından Dünyanın önde gelen ülkelerinden biridir. Ancak sığır sayısı her geçen yıl azalmaya devam etmektedir. 1990 yılında 12.1 milyon olan sığır sayısı, 2004 yılı itibariyle 9.8 milyon başa düşmüştür. Büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığımız Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren sürekli artış gösterirken 1980'li yıllardan sonra ani düşüş göstermiştir. Bu düşüşe 1980-85 yılları arasında hayvancılık istatistiklerinde yapılan metot değişikliği yanı sıra, 1980'li yıllardan sonra yaşanan terör, göç, uygulanan hayvancılık politikaları ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığında uygulanan "reorganizasyon" adı altındaki teşkilatlanma çalışmaları da etkili olmuştur. Yıllar Tablo 3. Kasaplık Hayvan Varlığı ve Yıllara Göre Değişim (%) Sığır % Değişim Koyun % Değişim Keçi % Değişim 1980 15,567,000 100 46,026,000 100 18,775,008 100 1990 12,173,000 78,19 43,647,008 94,83 11,942,000 63,60 1995 11,901,000 76,45 35,646,000 77,44 9,564,000 50,94 1996 11,789,000 75,73. 33,791,000 73,41 9,111,000 48,52 1997 11,886,000 76,35 33,072,000 71,85 8,951,000 47,67 1998 11,185,000 71,85 30,238,000 65,69 8,376,000 44,61 1999 11,031,000 70,86 29,435,000 63,95 8,057,000 42,91 2000 11,054,000 71,00 30,256,000 65,73 7,774,000 41,40 2001 10,761,000 69,12 28,492,000 61,90 7,201,000 38,35 2002 10,548,000. 67,75 26,972,000 58,60 7,022,000 37,40 2003 9,804,000 62,97 25,174,000 54,69 6,780,000 36,11 2004 9,800,000 62,95 25,000,000 54,31 6,700,000 35,68 "Türkiye'de ilk hayvan sayımı 1984 yılında yapılmıştır. (1980=100) Kaynak: FAO 21

FAO 2006 yılı verilerinden yararlanılarak hazırlanan Tabloya göre; 1980 yılında 15,567,000 baş olan sığır varlığı 2004 yılında %37,05 azalarak 9,800,000 başa; 46,026,000 bin baş olan koyun varlığı %45,69 azalarak 25,000,000 başa; 11,942,000 baş olan keçi varlığı %64,32 azalarak 6,700,000 başa düşmüştür. Bu duruma göre son 14 yıllık süreçte; en fazla azalma keçi de olmuş bunu sırasıyla koyun ve sığır türleri izlemiştir. Türkiye'nin 1980-2004 yılları arası hayvan varlığının yer aldığı tablo incelendiğinde, bütün türlerde, oldukça önemli azalmalar dikkati çekmektedir. Hayvan başına verimler de, bu düşüşün meydana getireceği üretim azalmasını karşılayabilecek nitelikte değildir. Hayvancılık istatistiklerinin niteliği bu konularda daha kesin ifadeler kullanmaya olanak verecek kalitede değildir. Fakat sayısal azalma, seviyesi şu yada bu olsa da, tüm açıklığı ile ortadadır. Tablo 4. Kasaplık Hayvan Varlığı (1000 Baş) Azalışı (%) Yıllar Sığır % Azalış Koyun % Azalış Keçi % Azalış 1980 15,567 100 46,026 100 18,775 100 1990 12,173-21,81 43,647-5,17 11,942-36,40 1995 11,901-23,55 35,646-22,56 9,564-49,06 2000 11,054-29,00 30,256-34,27 7,774-58,60 2001 10,761-30,88 28,492-38,10 7,201-61,65 2002 10,548-32,25 26,972-41,40 7,022-62,60 2003 9,804-37,03 25,174-45,31 6,780-63,89 2004 9,800-37,05 25,000-45,69 6,700-64,32 (1980=100) Türkiye'de sığır eti üretimi yetersiz ve iç pazar ithalat yasağı ve/veya yüksek gümrük tarifesi ile dış rekabete karşı korunduğu için tüketici fiyatları yüksek ve kişi başına et tüketimi oldukça yetersizdir. Büyük baş hayvan envanterinde azalma devam etmektedir, ancak hayvan mevcudunun genetik kalitesinin iyileştirilmesi ( melezleme ve saf ırk) ile bakım ve besleme tekniğindeki ilerleme hayvan başına et ve süt veriminde artış sağlamıştır ve bu yolla hayvan sayısındaki azalma verimlilik yoluyla dengelenebilmiştir. Ancak ulaşılan verimlilik düzeyi AB ve 22

ABD'de ulaşılmış olan verimlilik düzeyinden oldukça düşüktür. Türkiye'de hayvan başına et verimi ABD'den 2 kat daha düşüktür. Türkiye'de üretilen etin kalitesi de AB normlarına göre oldukça düşüktür. Sığırlar Tablo 5. Sığır Mevcudunun Yıllara Göre Değişimi (1000) Yıllar 1991 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 Külür 1,254 1.512 1.702 1.795 1.715 1.733 1.782 1.782 Melez 4.033 4.543 4.776 4.909 4.690 4.695 4.826 4.826 Yerli 6.686 5.846 5.311 5.182 4.780 4.603 4.446 4.446 Toplanı 11.973 11.901 11.789 11.886 11.185 11.031 11.054 11.054 Kaynak: D.Î.E. Tablo'da Türkiye'de sığır mevcudunun yıllara göre değişimi verilmiştir. Bu tabloya göre kültür ve melez sığır sayılarında önemli bir artış görülürken yerli sığır mevcudunda çok önemli bir azalış görülmektedir. Türkiye genelinde, yerli sığırlardan kültür ve melez sığır yetiştiriciliğine bir geçiş olduğu gözlenmektedir. Sığır sayısındaki azalmaya karşılık popülasyon içersinde kültür ırkı ve melezlerinin oranı her geçen yıl artmaktadır. Kültür ırkı ve melezlerinin oranı ise 1972 yılında % 9 iken 1990 yılında % 41' e ve 2002 yılında ise % 63'e yükselmiştir. Buna rağmen genel hayvan sayısı içerisinde kültür ırkı sığırların oranı % 19 iken, düşük verimli yerli ırk hayvanlar, sığır mevcudunun % 38,6'smı oluşturmaktadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi sığır populasyonu yerli ırktan kültür melezine doğru hızlı olmayan bir dönüşüm içerisinde olmakla beraber, yerli ırklar hala önemini korumaktadır. 1.8. Sığır Yetiştiriciliği Sığır varlığının genetik seviyesini iyileştirmek ve miktarını artırmak için, 1987-1996 yılları arasında damızlık yetiştiricilik amacıyla yaklaşık 292 bin adet kültür ırkı gebe düve ithal edilmiştir. Son 10 yıl içerisinde kültür hayvanı ile kültür melezi sayısında belirgin bir artış, yerli hayvan sayısında ise düşüş gözlenmektedir. İthal edilen damızlık düvelerin büyük çoğunluğu Holstein Friesian'dır. Ülkemize giren kültür ırkı hayvanı nedeniyle son yıllarda ortalama yıllık süt üretimi ve karkas veriminde artışlar kaydedilmiştir. Ortalama sığır başına düşen 23

yıllık, karkas verimi 170-190 kg. olmasına rağmen, bu verim düzeyleri yetersizdir. Sığır varlığı içerisinde kültür ırkı ve melezlerinin payı gelişmiş kabul edilen bölgelerimizde oldukça yüksek, diğer bölgelerimizde ise oldukça düşüktür. Bu konu tablodan daha kolay anlaşılabilecektir. Tablo incelendiğinde Kültür ırkı ve melezlerinin bölge sığır varlığındaki payı bakımından bölgeler arasında büyük farklılıklar görülmektedir. Yerli genotiplerin payının en düşük olduğu bölgelerimiz Türkiye'nin en gelişmiş bölgeleri kabul edilen Ege ve Marmara bölgeleridir. Buna karşılık Doğu Anadolu'nun hemen tamamını içeren üç tarımsal bölgemizde Yerli genotiplerin payı % 61-78 arasındadır. Bu üç bölgenin bir başka önemli özelliği de Türkiye Sığır varlığının yaklaşık % 40'ınm buralarda yetiştiriliyor olmasıdır. Bu iki husus, yani yerli ırkların payının yüksekliği ve bu bölgelerin Türkiye sığır varlığının önemli bir bölümüne sahip olması gerçeği, dikkate alındığında sığırcılığa yönelik stratejiler belirlenirken ülke ölçeğinde bazı önceliklerin saptanması gereği kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Tablo 6. Türkiye Sığır Varlığında Genotiplerin ve Bölgelerin Payları (%) Bölge Sığır Varlığında Türkiye Sığır Varlığında Bölgenin BÖLGELER Payı (%) Kültür Kültür Irkı Irkı Yerli Kültür Kültür Irkı Yerli TOPLAM Melezi Genotip Irkı Melezi Genotip Orta kuzey 17,8 42,5 39,7 10,2 20,1 12,5 14,2 Ege 47,7 30,5 21,8 24,0 12,7 6,1 12,5 Marmara 64,1 24,9 11,1 19,1 6,1 1,8 7,4 Akdeniz 17,2 45,5 37,3 5,2 11,3 6,2 7,5 Kuzeydoğu 5,9 21,8 72,3 3,2 9,7 21,6 13,4 Güneydoğu 9,1 13,0 77,9 3,4 4,0 16,2 9,3 Karadeniz 17,7 37,2 45,2. 11,9 20,7 16,8 16,7 Ortadoğu 15,8 23,4 60,9 5,9 7,3 12,7 9,4 Orta-Güney 45,2 26,0 28,8 17,2 8,2 6,1 9,5 Türkiye 24,9 30,1 45,0 100,0 100,0 100,0 100,0 24

2003 yılı itibariyle sığır ve dana et üretimine bakıldığında, toplam üretimin %54'ünün melez ırktan, %28'inin kültür ırktan ve %18'inin de yerli ırktan sağlandığı görülmektedir (Grafik 1). Genel bir değerlendirme yapıldığında kesilen hayvan sayısında ve et üretiminde kültür melezi ırkların ağırlıkta olduğu söylenebilir. Grafik 1. 2003 Yılı Sığır ve Dana Et Üretiminden Genotiplerin Aldığı Pay (%) 54% Kültür m Melez Yerli 2003 yılı itibariyle sığır ve dana genotiplerinin karkas verimlerine bakıldığında; kültür ırkının 234,5 kg/baş, kültür melezinin 203,2 kg/baş, yerli ırkın 149,7 kg/baş ve ülke ortalamasının da 182,6 kg/baş olduğu görülmektedir. 25

ET VE ET B Ö l Ü m ÜRÜNLERİ ÜRETİMİ 27

2.1. Dünya Kırmızı Et Üretimi ve Ticareti 2.1.1. Dünya Büyükbaş Et Üretimi Büyükbaş hayvan yetiştiriciliği denildiği zaman sığırcılık akla gelmektedir. Et üretiminin büyük bir çoğunluğu büyükbaş hayvanlar içinde en önemli olan sığırdan karşılanmaktadır. Sığır yetiştiriciliği büyük bir işgücü gerektirmektedir. Bunun diğer anlamı, bu sektörde önemli sayıda insanın iş bulmasıdır. Bu bakımdan işsizliğin yoğunlaştığı ülkelerde sığır yetiştiriciliği önemli bir istihdam sektörü olarak algılanmaktadır. Tablo 7.Dünya Hayvan Sayısı (Baş) YIL Sığır Manda Koyun Keçi 1990 1,297,201,220 148,184,210 1,209,368,630 587,296,045 1995 1,324,166,480 159,318,960 1,074,531,690 660,687,111 2000 1,312,459,490 163,484,105 1,054,876,640 720,347,940 2001 1,319,249,500 165,449,194 1,034,518,840 734,700,712 2002 1,328,284,440 167,590,061 1,033,389,380 750,243,277 2003 1,335*769,240 170,121,717 1,042,355,160 766,952,815 2004 1,339,295,570 172,263,305 1,058,600,770 782,947,553 Kaynak: http://faostat.fao.org/faostat/ Dünya büyükbaş ve küçükbaş kırmızı et hayvancılığının genel yapısı FAO verilerine göre incelenecek olursa ; 2004 yıllında 62.244.000 ton olan Dünya büyükbaş et üretiminden ülkelerin aldığı paya bakıldığında ilk sırayı %23,6 ile ülkemizin de içinde bulunduğu Asya kıtasının aldığı bunu sırasıyla Güney Amerika (%21,1) ve Kuzey Amerika (%20,1) izlediği görülmektedir. Türkiye'de yapılan sığırcılığın ise dünya ülkeleri arasında çok önemli bir yeri yoktur. Bunun sebebi Türkiye'de yetiştirilen sığırların genellikle düşük verimli ırklardan veya çok az sayıda da kültür melezi ırklarından olmasıdır. Büyükbaş et üretiminde 2002-2005 yılları arasındaki yıllık değişim trendine bakıldığında, Asya, Batı Avrupa ve Dünya üretimlerinde artış olduğu, Türkiye'de ise %-1,4'lük bir azalış olduğu görülmektedir. 2003 yılında ise %17,3'lük bir artış dikkat çekmektedir. Genel olarak dünya ve çevremizdeki ülkelerdeki üretim trendinin değerlendirildiği bu tabloya göre ülke üretimimizin diğerlerinden farklı bir değişim gösterdiği söylenebilir. Üretimde bir istikrarsızlık söz konusudur. 29

Tablo 8. Dünya Büyükbaş Et Üretimi Eşdeğeri) (1000 Metrik Ton= Karkas Ağırlık BÖLGELER 2000 2001 2002 2003 2004 % Pay Dünya 59865 58946 61032 61353 62244 100,0 Asya 12836 12801 13379 13992 14700 23,6 Güney Amerika 11860 11621 12277 12524 13134 21,1 Kuzey Amerika 13561 13104 13583 13077 12486 20,1 Batı Avrupa 7670 7588 7789 7700 7546 12,1 Afrika 4273 4239 4371 4445 4546 7,3 Bağımsız Dev. T. 3888 3763 3936 3846 3669 5,9 Okyanus İlkeleri 2581 2730 2625 2616 2783 4,5 Orta Amerika 1980 2006 2026 2064 2275 3,7 Doğu Avrupa 1103 1021 976 1013 1024 1,6 Baltık Ülkeleri 113. 73 70 76 81 0,1 Dünya toplam sığır ve dana eti üretiminde en büyük payı %20,6 ile ABD ve %14 ile de Avrupa Birliği almaktadır. Üretimde diğer önemli ülkeler ise sırasıyla; Brezilya, Rusya, Arjantin, Çin ve Avustralya'dır. Türkiye'nin dünya üretimindeki payı ise ancak % 1,8-1,6 arasında değişmektedir. Grafik 2. Dünya 2004 Büyükbaş Et Üretiminin Dağılımı (%) 25,0 21,1 23,6 20,0 15,0 10,0 5,0 0,0 0,1 1,6 I 3,7 4,5 Baltık Doğu Orta Okyanus Bağımsız Afrika Batı Kuzey Güney A ülkeleri Avrupa Amerika Ülkeleri -jp^jj^ Avrupa Amerika Amerika 30

Tablo 9. Dünya ve Türkiye'de Büyükbaş Et Üretimindeki Yıllık Değişimler YILLAR Afrika Asya Batı Avrupa Doğu Avrupa Türkiye Dünya 2002 3,1 4,5 2,6-4,5-1,4 3,5 2003 1,7 4,6 -ı,ı 3,8 17,3 0,5 2004 2,3 5,1-2 1,1-2,9 1,5 2005 1,6 4,1-0,6 0,5-2,7 1,2 Grafik 3. Dünya ve Türkiye'de Büyükbaş Et Üretimindeki Yıllık Değişimler 15,0 5,0 0,0 10,0- -5,0-2002 2003 2004 2005 HS Asya 4,5 4,6 5,1 4,1 i - Batı Avrupa 2,6-1,1-2 0,6 Doğu Avrupa 4,4 33 1,1 03 Türkiye 1,4 173 1$ 2,7 Dünya 33 03 13 2.1.2. Dünya Büyükbaş Et Ticareti Yıllara göre üretimdeki değişimler, gelişmiş ülkelerde sığır eti ticaretindeki değişmelerden ve arz-talep durumuna göre istikrarlı bir seyir gözlemlenirken, gelişmekte olan ülkelerde üretim artışı ve değişimler yetersiz ve istikrarsızdır. Avrupa Birliğinde sığır eti sektöründe, talebin giderek daralması nedeniyle son yıllarda önemli sorunlar yaşanmıştır. Diğer et sektörlerinin rekabeti ve özellikle 31

bazı üye ülkelerde sektörün tüketici gözünde gerileyen imajı nedeniyle, son yıllarda sığır etinde tüketici talebi önemli oranda azalmıştır. Sektörde yaşanan en önemli sorun BSE ve Şap hastalığı nedeniyle ortaya çıkan krizdir. İngiltere'de 1996 yılında baş gösteren BSE krizi sığır eti sektörüne büyük zararlar vermiştir. Bununla mücadele etmek amacıyla 1996 yılında kısa vadeli önlemler kabul edilmiştir. Danaların kesilerek işlenmesi ve mevsiminden önce pazara sürülmesini içeren önlemlerin yanı sıra, İngiltere'de 30 aylıktan daha büyük sığırlar imha edilmiş, bu hayvanların insan gıdası ve hayvan yemi olarak kullanılması yasaklanmıştır. AB'de yıllık sığır ve dana eti üretimi 8 milyon tona yaklaşmıştır. Başlıca üretici ülkeler sırasıyla Fransa, Almanya, İtalya ve İngiltere'dedir. Bu dört ülke Birlik toplam et üretiminin yaklaşık üçte ikisini gerçekleştirmektedirler. Birlik toplam sığır ve dana eti üretiminin %21,4'sini Fransa, %17,9 ini Almanya, %14,6'smı İtalya ve %9,25'ini de İngiltere gerçekleştirmektedir. Tablo lo.dünyada Büyükbaş Et İthalatı (1000 Metrik Ton= Karkas Ağırlık Eşdeğeri) BÖLGELER 2000 2001 2002 2003 2004 %Pay Dünya 5491,5 5461,3 5867,2 5943,6 5616,3 100,0 Asya 1991,3 1830,5 1811,3 2019,8 1653,9 29,4 Kuzey Amerika 15753 1655,7 1682,2 1558 1619 28,8 Bağımsız Dev. T, 401,8 007,2 677,6 699,7 701,2 12,5 Batı Avrupa 412,3.372,5 477,1 504,5 531 9,5 Afrika 322,8 214,3 303,6 294,8 324,3 5,8 Orta Amerika.458,6 460,1 526,7 421,2 325,3 5,8 Güney Amerika 207,1 183,7 218,7" 2743 276,1 4,9 Doğu Avrupa 77 83,3 112,6 121,1 134,8 %A Okyanus Ülkeleri 32,5 42,6 46,5 41,8 41,3 0,7 Baltık Ülkeleri 9,9 SA 7,2 4,5 5,5 0,1 AB'de 1998 yılı itibarıyla kişi başına yıllık ortalama tüketilen et miktarı (sakatat hariç) 91,7 kg.dır. Yenilebilir sakatat da eklenirse kişi başına düşen et miktarı 96,7 kg.a çıkmaktadır. En fazla tüketim domuz etinde olmakla birlikte ikinci 32

sırayı 1996 yılma kadar sığır ve dana eti alırken, 1996 yılından sonra sığırcılık sektöründeki özellikle BSE krizi ve Şap hastalığının etkisiyle sığır ve dana eti tüketimi gerilemiş ve tavuk eti ikinci sırayı almıştır. 2004 yılında 5.616.300 ton olan Dünya büyükbaş et ithalatının dağılımına bakıldığında; en çok payı üretimde olduğu gibi Asya kıtası almaktadır. Bunu sırasıyla Kuzey Amerika (%28,8) ve Bağımsız Devletler Topluluğu (%12,5) izlemektedir. En az payı ise Batlık Ülkeleri (%0,1) ve Okyanus Ülkeleri (%0,7) almaktadır. Batı Avrupa'nın payı ise %9,5'dir. Grafik 4. Dünya 2004 Yılı Büyükbaş Et İthalatının Dağılımı (%) 30,0 28,8 29,4 25,0 20,0 15,0 10,0 5,0 0,1 0,7 4,9 378 57 9,5 12,5 0,0 i " r B altık Doğu Afrika Batı Kuzey Ülkeleri Avrupa Avrupa Amerika 2004 yılında 5.685.000 ton olan Dünya büyükbaş et ihracatının dağılımına bakıldığında; en çok payı %37,3 ile Güney Amerika almaktadır. Bunu sırasıyla Okyanus ülkeleyi (%30,9) ve Kuzey Amerika (%10,8) izlemektedir.en az payı ise Batlık Ülkeleri (%0,1) ve Afrika Ülkeleri (%0,9) almaktadır. Batı Avrupa'nın payı ise %5,6'dır. Tablo 11. Dünyada Büyükbaş Et İhracatı (1000 Metrik Ton= Karkas Ağırlık Eşdeğeri) BÖLGELER 2000 2001 2002 2003 2004 % Pay Dünya 5491,5 5461,3 5867,2 5943,6 5616,3 100,0 Asya 1991,3 1830,5 1811,3 2019,8 1653,9 29,4 Kuzey Amerika 1575,3 1655,7 1682,2 1558 1619 28,8 B,a Topluluğu 401,8 607,2 677,6 699,7 701>2 12,5 33

Batı Avrupa 412,3 372,5 477,1 504,5 531 9,5 Afrika 322,8 214,3 303,6 ^94,8 324,3 5,8 Orta Amerika 458,6 460,1 526,7 421,2 325,3 5,8 Güney Amerika 207,1 183>7 218,7 274,3 276,1-4,9 Doğu Avrupa 77 83,3 112,6 121,1 134,8 2,4 Okyanus İlkeleri 32,5 42,6 46,5 41,8 41,3 0,7 Baltık Ökeleri 9,9 8>4 7,2 4,5 5,5 0,1 Kaynak: http://faostat.fao.org/faostat/ 2004 Yılı itibariyle 12.617.000 ton olan Dünya küçükbaş et üretiminden ülkelerin aldığı paya bakıldığında ilk sırayı %55,85 ile ülkemizin de içinde bulunduğu Asya kıtasının aldığı bunu sırasıyla Afrika (%15,9) ve Okyanus Ülkeleri (%9,4) izlediği görülmektedir. Üretimden en az payı ise Batlık Ülkeleri (%0,02) ve Kuzey Amerika (%0,84) almaktadır. AB-15 ülkelerinin yer aldığı Batı Avrupa'nın payı ise %8,71'dir. Grafik 5. Dünya 2004 Yılı Büyükbaş Et İhracatının Dağılımı (%) 30,0 29,4 28,8 25,0 20,0 İ5,0 12,5 10,0 9,5 5,0 5,8 5,8 4,9 2,4 0,0 Asya Kuzey Bağımsız Batı Avrupa Afrika Orta Amerika Devletler Amerika Topluluğu Güney Doğu Okyanus Amerika Avrupa Ülkeleri 2-13. Dünya Küçükbaş Et Üretimi ve Ticareti Büyükbaş hayvanlara nazaran koyun ve keçi gibi küçükbaş hayvanların elverişsiz yetiştirme koşullarında bile yaşama şansları daha yüksek olduğu için yetersiz bakım ve beslenme şartlarında dahi çoğalmaya devam etmekte, kendileri için yapılan masrafın az olmasına karşın ekonomimize büyük katkı sağladıkları görülmektedir. Türkiye'nin doğal ve ekonomik koşulları ile tarımsal 34

yapısı ve gelenekleri koyun ve keçi yetiştiriciliğinin yaygın olarak yapılmasına ve tarım içerisinde önemli bir yer tutmasına uygun bir ortam oluşturmaktadır. Bunun sonucu olarak Türkiye'nin kırmızı et üretiminin yaklaşık % 35'i, süt üretiminin ise % 12'si koyun ve keçiden sağlanmaktadır. Hayvan varlığı dikkate alındığında, Türkiye, önemli ölçüde hayvancılık yapan bir ülke konumunda bulunmaktadır. Ancak gerek süt ve kırmızı et üretim değerleri, gerek toplam üretimde küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinden sağlanan üretimin payı, hayvan başına verimin oldukça yetersiz olduğunu göstermektedir. Bu durum Türkiye hayvan varlığının, özellikle de küçükbaş hayvan populasyonunun genetik yapısı ve bunlara sağlanan çevre koşullarının yetersizliğinden kaynaklanmakta, sonuç olarak da ülke nüfusunun uygun düzeyde beslenmesine yeterli üretim sağlanamamaktadır. Dünya koyun ve keçi varlığının ülkelere ve aynı ülkenin çeşitli bölgelerine göre dağılımı farklılık göstermektedir. Türkiye'de koyun yetiştiriciliği genel olarak küçük cüsseli, düşük döl ve süt verimli kaba karışık yapağılı yerli koyun ırkları ile yapılmaktadır. Nitekim mevcut koyun varlığının % 97'sinden fazlasını söz konusu özelliklere sahip Akkaraman, Morkaraman, Dağlıç, Kıvırcık, İvesi, Karayaka ve benzeri yerli ırklar oluşturmaktadır. Gelişmiş ülkelerde tarımsal üretim içerisinde hayvansal üretimin payı % 60-70 iken Türkiye'de bu oranın artmadığı, yıllardır % 30'lar düzeyinde seyrettiği hatta giderek azaldığı bilinmektedir. Tablo 12. 1990-1998 Yılları Arasında Irklara Göre Türkiye Koyun Varlığı (bin baş) Yıllar T o P I a m Koyun Sayısı Kültür Irk Melezi Yerli Iridar 1990 40 553 842 39 711 1991 40 433 842 39 591 1992 39 416 840 38 576 1993 37 541 832 36 709 1994 35 646 823 34 823 1995 33 791 806 32 985 1996 33 072 838 32 234 1997 30 238 862 29 376 1998 Kaynak: DİE 29 435 875 28 560 35

Tablo 13. Dünya Koyun-Keçi Varlığı Çeşitli Ülkelerin Payı Ülkeler Sayı (bin baş) Koyun Dünya Varlığındaki Pay (%} Sayı (binbaj) Keçi Dünya Varlığındaki Pay (%) Dünya 1070625 100.00 708 885 100.00 Afganistan İ4 300 1.33 2200 0.3Î Cezayir 17 700 1,65 3 200 0.45 Bangladeş 1158 0.10 33 500 4.72 Brezilya 18 300 1.70 12 600 1.77 Bulgaristan 2 774 0.25 1048 0.14 Çin 127 163 11.87 14İ998 20.03 Fransa I0 24Ö 0.95 1 199 0.16 Almanya 2298 0.21 110 0.OÎ Yunanistan 8 756 0,81 5 700 0.80 Hindistan 57Ğ00 5.38 İ22 530 17.28 İran 53 000 4,95 27ÛOO 3.8ü Irak 6 000 0.56 1300 0.18 italya. 10 770 1.00 1365 0.19 Pakistan 32 383 3.02 48575 6.85 Türkiye 30238 2.82 8.376 1.18 Kaynak: http://faostat.fao.< srg/faostat/ 36

Tablo 14. Türkiye Tarım İşletmelerinin Arazi Büyüklerine Göre İşletme Btiyüİklügü(<iekar} Dağılımı ve Küçükbaş İşletme Sayısı Küçükbaş Hayvan Sayısı İşletme Başına Küçükbaş Hayvan Sayısı Arazisi olmayan 101610 2 254 821 22.2 5 den az 251686 1425 192 5.7 5-9 381287 1728 784 4.5 10-19 752 156 4 607482 6.1 20-49 1274 609 12 224 649 9.6 50-99 713 149 11298 427 15.8 100-199 383323 8037755 21.0 200-499 173 774 5 835 880 33.6 500-999 24 201 1444 934 59.7 1000-2499 10266 1043 675 101.7 2500-4999 1930 177 869 92.2 5000 + 441 131790 298.2 Toplam 4 068.432 5Ö211258 12.34 Kaynak: http://faostat.fao.org/faostat/ Türkiye'de küçükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılan işletme sayısı: 4 milyondan fazla, işietme başına düşen küçükbaş hayvan sayısı ise ız'dir. Türkiye küçükbaş hayvan varlığının % 75'ine yakını 20-500 dekar araziye sahip işletmelerde yer almakta olup, bunların ortalama hayvan varlığı 15 baş dolayındadır. 3u grupta yer alan işletmelerde barındırılan haydan varlığının % 63'ü ise 20-99 dekar araziye sahip olanlarda bulunmaktadır. Belirtilen bu hususlar dikkate alındığında Türkiye küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde; küçük, aile tipi işletmelerin egemen olduğu söylenebilir. Küçükbaş hayvancılığın belirtilen yapısı, bu sektörde ekstansif ve geleneksel yöntemlerle üretim tarzının devamında büyük etkiye sahiptir. Ekstansif üretim ağırlıklı bu yapılanmada yetiştirici genellikle hayvanlarında verim artışı sağlama gereksinimi duymamakta, böyle bir talebi olduğunda gerekli kaynaklara ulaşma olanağı bulamamakta, bu kaynaklara ulaşma olanağı bulanlar ise verim artışının gerektirdiği çevre koşullarını oluşturacak bilgi ve kaynak yoksunluğu nedeniyle başarılı olamamaktadır. Neticede küçükbaş hayvan populasyonunun ıslahına yönelik girişimler ya tümüyle başarısız olmakta ya da yaygınlaşma olanağı bulamamaktadır. 37

Tablo 15. Dünya Küçükbaş Et Üretimi (1000 ton- Karkas Ağırlık Eşdeğeri) BÖLGELER 2000 2001 2002 2003 2004 % Pay B altık Ülkeleri IIİilli illllli iiıııı 2 2 0,02 Kuzey Amerika 118 116 114 108 106 0,84 Orta Amerika 94 97 103 107 112 0,89 Doğu Avrupa 174 174 178 187 190 1,51 Güney Amerika 332 329 327 327 335 2,66 Bağımsız Devletler T. 509 497 508 520 525 4,16 Batı Avrupa 1199 1065 1088 1093 1099 8,71 Okyanus Ülkeleri 1226 1291 1182 1161 1191 9,44 Afrika 1184 1915 1936 1967 2010 15,93 Asya 5816 5972 6387 6785 7046 55,85 Dünya 11354 11458 11826 12258 12617 100,00 Son vıllarda küçükbaş havvan bonulasvonunda mevdana gelen hızlı azalma, mevcut populasyon için mera olanaklarının belli ölçüde de olsa iyileşmesi sonucunu doğurmuştur. Bu durum sektörde ticari hayvancılık girişimlerinin yaygınlaşacağı beklentisini de doğurmaktadır. Grafik 6. Dünya 2004 Yılı Küçükbaş Et Üretiminin Dağılımı (%) 60,00 55,85 50,00 40,00 30,00 20,00 10,00 0,00 15,93 9,44 8,71-47Î6- JZL 2,66 1>51 0,89 0,84 0,02 d* 38