MARY CAROLİNE HOLMES UN URFA DA ERMENİ YETİMHANESİ ADLI ESERİNDE URFA DAKİ İŞGAL YILLARI VE ERMENİ YETİM ÇOCUKLARI * ÖZET



Benzer belgeler
Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

KİTAP TANITIMI. Necmi UYANIK

YILLARI ARASINDA SİVAS TA AMERİKAN MİSYONER FAALİYETLERİNE BİR BAKIŞ. Özgür YILDIZ

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Fevzi Karamuc;o TARIH 11 SHTEPIA BOTUESE LIBRI SHKOLLOR

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

İzmit te (Nicomedia) Amerikan Misyoner Faaliyetleri

Yüksek Lisans: Hacettepe Üni., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Tarih Blm. 1985

Balkan Araştırma Enstitüsü Dergisi, Cilt/Volume 3, Sayı/Number 2, Aralık/December 2014, ss

KIRGIZİSTAN DAKİ YABANCI DESTEKLİ ÜNİVERSİTELER VE DİĞER EĞİTİM KURUMLARI

Çarşamba İzmir Gündemi

1915 OLAYLARINI ANLAMAK: TÜRKLER VE ERMENİLER. Mustafa Serdar PALABIYIK

MİLLİ MÜCADELE TRENİ

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Lisans Tarih Bölümü Ankara Üniversitesi 1997 Yüksek Lisans Tarih (Yakınçağ Tarihi) Ankara Üniversitesi 2000

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

Tez adı: Anadolu daki Amerikan Hastaneleri ve Tıbbi Misyonerlik (2011) EDEBİYAT FAKÜLTESİ/TARİH BÖLÜMÜ

Göç yani hicret dini bir vazifedir.insanların dinlerini daha iyi yaşamaları,hayatlarını devam ettirebilmeleri için göç bir ihtiyaçtır.

GÜNLÜK (GÜNCE)

Lisans :İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Tarih (Gece) Bölümü, Umumi Türk Tarihi Kürsüsü, 1980.

RECENT PERIOD TURKISH STUDIES

TBD Antalya Şube Başkanı Akyelli: Özellikle yazılımcıların yatırımlarını Antalya da yapmamaları için hiçbir neden yok

SORU CEVAP METODUYLA TEKRAR (YÜKSELİŞ-DURAKLAMA VE AVRUPA)

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

HAÇLI SEFERLERİ TARİHİ 3.Ders. Dr. İsmail BAYTAK. HAÇLI SEFERLERİ Nedenleri ve Sonuçları

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 10. SINIF TARİH DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Arş. Gör. İlker YİĞİT

Değerli Çekmeköy Anadolu İmam Hatip Lisesi Öğrencileri

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

T.C. SİNOP ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLGİLER ENSTİTÜSÜ TARİH TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

Değerli S. Arabistan Cidde Uluslararası Türk Okulu

Elveda Rumeli Merhaba Rumeli. İsmail Arslan, Kitap Yayınevi, İstanbul, 2013, 134 Sayfa.

OSMANLI DEVLETĐ NDE AMERĐKAN MĐSYONERLERĐNĐN ERMENĐLERE YÖNELĐK EĞĐTĐM FAALĐYETLERĐ

Eğitim Tarihi. Eğitimin Doğuşu ve Gelişimi

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] Emperyalizm ve Ermeni Meselesi Uluslararası Sempozyumu

AKÇAABAD VAKFIKEBĠR NÜFUS KÜTÜĞÜ - ( )

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

AMERİKA NIN ERMENİLER ÜZERİNDEKİ FAALİYETLERİ VE OSMANLI DEVLETİ NE ETKİLERİ. Özgür YILDIZ

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

TÜRKİYE DE FAİZSİZ FİNANS SEKTÖRÜ İÇİN YASAL ÇERÇEVE SEMPOZYUMU

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY

SAYIN TAKİPÇİLERİMİZ,

MUSTAFA İPEK HALİLİYE SÜLEYMANİYE İMAM HATİP ORTAOKULU

Müslümanlar için yeni ve yabancı bir anlayış değildir. Zira yaşamalarına denir. İslam dini ilk zamanlardan itibaren farklı inançlara dinî

KARAR Tıp Fakültesi Dekanlığı nın tarih ve 2233 sayılı yazısı görüşüldü.

TC. ADNAN MENDERES ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH ANABİLİM DALI'NDA TAMAMLANAN TEZLER

ÖZGEÇMİŞ Profesör Tarih/Yakınçağ Celal Bayar Üniversitesi Fen Edebiyat Fak. 2014

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

T.C. Hitit Üniversitesi. Sosyal Bilimler Enstitüsü. Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı W. MONTGOMERY WATT IN VAHİY VE KUR AN ALGISI.

10. SINIF TARİH DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Prof. Dr. Muammer DEMİREL Tel: +90 (224)

DİNLER TARİHİ DERSİ ÖĞRETİM ROGRAMI

ERZİNCAN ÜNİVERSİTESİ

TÜRKİYE DE MAĞDUR ÇOCUKLAR

BİZİM MAHALLENİN HİKÂYESİ İZMİT: BİRLİKTE YAŞAM ÖRNEĞİ ERMENİLER

T.C. BALIKESİR ÜNİVERSİTESİ GÖNEN MESLEK YÜKSEKOKULU TURİZM VE OTELCİLİK BÖLÜMÜ İNANÇ TURİZMİ

Sunum ve Sistematik 1. BÖLÜM: MUSTAFA KEMAL İN HAYATI

SAINT BENOIT FRANSIZ LİSESİ

2) Osmanlı Eyaletinden Üçüncü Bulgar Çarlığına, Kitabevi Yayınları, İstanbul 1996

PINAR ÖZDEN CANKARA. İLETİŞİM BİLGİLERİ: Doğum Tarihi: E-Posta: EĞİTİM BİLGİLERİ: Doktora/PhD

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI BAŞLARINDA OSMANLI DEVLETİ NDEKİ AMERİKAN MİSYONER TEŞKİLATLARININ DURUMU

Antep'te Ermeni Ulusçuluğunun Doğuşunda Amerikalılar ve Kolejin Etkisi

KADIN ESERLERİ KÜTÜPHANESİ VE BİLGİ MERKEZİ VAKFI

Ramazan Erhan GÜLLÜ. İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkiye Cumhuriyeti

Kazak Hanlığı nın kuruluşunun 550. yılı dolayısıyla Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümümüzce düzenlenen Kazak

VEFEYÂT. Doç. Dr. Musa Süreyya Şahin

ULUSLARARASI SEMPOZYUM 100. YILINDA TÜRK ERMENİ İLİŞKİLERİNİN YARINI, ADİL HAFIZA VE NORMALLEŞME

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;


Doktora Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2008

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

YILLARI ARASINDA SURİYE VE LÜBNAN DA PROTESTAN MİSYONERLERİN KADINLARA YÖNELİK FAALİYETLERİ

YILDIRIM BEYAZIT ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ TARİH BÖLÜMÜ LİSANSÜSTÜ PROGRAMLARI

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

İLK KIBRIS TÜRK PUL SERİSİ

frekans araştırma

Bu durum, aşağıdakilerden hangisin gösteren bir kanıt olabilir?

İsmail Mangaltepe - Recep Karacakaya, Paul Cambon un İstanbul Büyükelçiliği ve Ermeni Meselesi, 106 sayfa, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2010.

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

Örnek ÇalıĢma 1 ÖĞRENME ġekġllerġne VE SEVĠYELERĠNE GÖRE FARKLILAġTIRILMIġ EĞĠTĠM Sevgi DENĠZ Güzin Dinçkök Ġlköğretim Okulu, Sınıf Öğretmeni Özet:

TÜSİAD, iç denetim ile ilgili raporunu kamuoyuna sundu

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ASKERLİK HAYATI

2006 Nüfus ve Konut Sayımı Kesin Sonuçları

TEMEL GÖSTERGELER Coğrafi yapı

AVİM TARİH 24 NİSAN 1915: NELER OLMUŞTU? Tutku DİLAVER. Misafir Araştırmacı. Analiz No : 2018 /

ESP/SOSYALİST KADIN MECLİSLERİ

2011 Yılının En Çok Konuşulan Twitter Mesajları Twitter 2011 yılında, birçok ünlü, iş adamı, politikacı, dini lider, kanaat önderinin kendi

ORTADOĞU VE AVRASYA YAZ OKULU/TRABZON

TARİH BOYUNCA ANADOLU

AKADEMİK ÖZGEÇMİŞ YAYIN LİSTESİ

COĞRAFYACILAR DERNEĞİ ULUSLARARASI KONGRESİ Avrupa Coğrafyacılar Derneği-EUROGEO Kongresi İle Ortak Olarak

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI ENSTİTÜSÜ. Doç.Dr. Yunus KOÇ

Ermeniler in Yaptõğõ Mezâlim ve Soykõrõmõn Utanç Fotoğraflarõ

Ermeni Meselesi ve Türkiye

ÜLKEMİZDE HUZURU BOZMAK İSTİYORLAR

Transkript:

- International Periodical For The Languages, Literature and History of Turkish or Turkic, p. 341-370, ANKARA-TURKEY MARY CAROLİNE HOLMES UN URFA DA ERMENİ YETİMHANESİ ADLI ESERİNDE URFA DAKİ İŞGAL YILLARI VE ERMENİ YETİM ÇOCUKLARI * Yıldız DEVECİ BOZKUŞ ** ÖZET Bu çalışmada günümüzde Ermeni sorunu olarak bilinen 1915 Olaylarının öncesinde ve sonrasında Ermenilere yönelik eğitim, sağlık, finansal ve toplumsal konularda çalışmaları olan American Boards of Comissioner for Foreign Mission ın (Amerikan Yakın Doğu Yardım Komisyonu) Urfa daki çalışmaları üzerinde durulacaktır. Bu çerçevede kısa adı YDYK olan Amerikan Yakın Doğu Yardım Komisyonu hakkında kısaca bilgi verildikten sonra bu komisyonun Urfa temsilcisi olan Mary Caroline Holmes un, Urfa daki görevi sırasında kaydetmiş olduğu anıları ve bu anılarda Holmes un Türk, Ermeni, Kürt, Fransız, İngiliz, Alman ve diğer gruplarla olan ilişkileri üzerinde durulacaktır. Çalışmada ilk olarak Holmes un kim olduğu, ne tür faaliyetlerde bulunduğu ve bölgeye dair izlenimlerine yer verildikten sonra, yazarın misyonerlik faaliyetleri kapsamında Urfa da Ermeni Yetimhanesi adlı eseri incelenecektir. Daha sonra Holmes un hangi görevle bölgede bulunduğu, bölgede bulunduğu sırada çalıştığı misyon hakkında kısaca bilgi verilecektir. Ardından Holmes un eserinde 1919-1921 yılları arasında Urfa da yaşanan gelişmeleri Ermeniler ve Türkler açısından nasıl ele aldığı değerlendirilmeye çalışılacaktır. Bu kapsamda konuyla ilgili bir literatür araştırması yapıldıktan sonra yazarın konuya yaklaşımı, eserin söylem analizi ve Urfa daki Ermeni yetimhanesinde yaşananların bir misyonerin kaleminden nasıl ele alındığı değerlendirilecektir. Çalışmada ayrıca Holmes un işgal döneminde Türklerle işgal kuvvetleri arasında nasıl bir rol oynadığına da dikkat çekilecektir. Böylelikle gerek Sevk ve İskân öncesi gerekse Sevk ve İskân ın ardından misyonerlik faaliyetlerinin bölgede nasıl bir politika çerçevesinde gerçekleştirildiği ve söz konusu misyonerlerin bölgedeki asıl toplumsal hedeflerinin ne olduğuna açıklık getirilmeye çalışılacaktır. Anahtar Kelimeler: Misyoner, Ermeni, Türk, Ermeni Yetimler * Bu makale Crosscheck sistemi tarafından taranmış ve bu sistem sonuçlarına göre orijinal bir makale olduğu tespit edilmiştir. ** Yrd. Doç. Dr. Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Ermeni Dili ve Edebiyatı, El-mek: yildizdeveci@gmail.com

342 Yıldız DEVECİ BOZKUŞ INVASION YEARS IN URFA AND ARMENIAN ORPHANS IN THE BOOK OF MARY CAROLINE HOLMES S NAMELY ARMENIAN ORPHANAGE IN URFA ABSTRACT In this article, Works of American Boards of Commissioner for Foreign Missions which worked in areas of education, healthcare, finance and social subjects for Armenians before and after 1915 Events as known as Armenian Problem in Urfa, will be emphasized. In this context, Information about American Boards of Commissioner for Foreign Mission (shortly known as ABCFM) will be given briefly. After that brief information, Mary Caroline Holmes s, who was ABCFM s represent of Urfa, memories and in that memories Holmes s relations with Kurds, French, British, German and other communities will be examined. Firstly, Holmes s personality, occupation and her memories about Urfa will be given. And then, her book namely Armenian Orphanage in Urfa will be studied in context of her missionary activity. After that, events between Armenians and Turks in Urfa between the years of 1919-1921 will be evaluated in the perspective of Holmes s book. In this scope, after the extended literature survey, approach of Holmes to subject, discourse analysis of Holmes s book and events in Armenian Orphanage by the book of a missioner view will be propound. Besides it will be pointed out the role of Holmes in occupation era between Turks and occupation forces in this article. So it will be tried to clarify how to be carried out missionary activities in pre-relocation and post-relocation years in which the scope of policy in region and social aims of aforementioned missionaries. Key Words: Missionary, Armenian, Turkish, Armenian Orphans Giriş: Günümüzde uluslararası arenada oldukça geniş bir yer tutan Ermeni sorunuyla ilgili olarak, Tehcir öncesi ve sonrası yaşananlarla ilgili olarak yerli ve yabancı kaynaklar tarafından konuyla ilgili birçok eserin kaleme alındığı görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında özellikle söz konusu dönemde bölgede görev yapmakta olan misyonerlerin raporlarının sürecin şekillenmesinde ciddi bir katkısı olduğu yadsınamaz. Bu nedenle halen günümüzde Tehcir yıllarında bölgede görev yapmış Amerikan, İngiliz, İsviçreli, Alman vb. misyonerlerin rapor, anı ve günlüklerinin yayınlandığı ve geniş bir okuyucu kitlesine ulaştığı görülmektedir. Bu nedenle söz konusu yazarların kaleme aldığı Tehcir yıllarında yaşanan gelişmeler çoğu zaman gerçeği yansıtmayan ve propaganda amaçlı yazılmış eserler olsa da bu durumun tam tersinin yaşandığı çalışmaları da görmek mümkündür. Holmes un bu eserinin tercih edilme nedeni de bu çalışmanın uluslararası arenada geniş yankı bulmasına rağmen eser ve yazarına dair kapsamlı herhangi bir inceleme ve araştırmanın yapılmamış olunmasıdır. Bu yönüyle bakıldığında eserin yazarı olan Holmes a dair çok fazla kaynak olmayışı bu sorunun yaşanmasında ilk etken olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle bu çalışmada Holmes un hayatı ve Tehcir yıllarından ziyade, Holmes un kaleme aldıklarının ne söylediği ve nasıl bir söylem içinde olunduğu üzerinde durulmaya çalışılacaktır.

Mary Caroline Holmes un Urfa da Ermeni Yetimhanesi 343 I.Dünya Savaşı sırasında alınan, Sevk ve İskan Kanunu olarak da bilinen 1915 Tehciri, Osmanlı İmparatorluğu sınırları dahilinde Türklerle Ermeniler arasında bir çok bölgede yaşanan isyanlar, çatışmalar ve ayaklanmalar neticesinde ortaya çıkan karmaşıklıklar dolayısıyla alınmış bir karardır. Bu çerçevede Anadolu nun birçok noktasında olduğu gibi Urfa da da I. Dünya Savaşı sırasında Ermenilerle Türkler arasında birtakım çatışmalar yaşanmış ve burada yaşayan Ermeniler de bu nedenlerle Tehcire tabi tutulmuşlardır. Bu kapsamda Tehcir sonrası bölgede görev yapan misyonların faaliyetlerine geçmeden önce kısaca Urfa isyanlarına göz atılmasında yarar vardır. Urfa da Ermeni Olayları Günümüzde gerek Türkiye de gerekse uluslararası arenada Ermeni sorunu denince akla ilk gelen konu Sevk ve İskân kanunu ve 1915 Tehciri olmuştur. Tehcir kararının alınmasının altında bir çok neden olmakla birlikte bunlar arasında en belirgin olanlarının savaş koşulları, dönemin siyasi ve ekonomik durumu ile 19. Yüzyılda başlayıp 20. Yüzyılda belirgin bir hal almış olan Ermeni isyanları önemli bir yer alır. Kuşkusuz isyanların ortaya çıkmasında milliyetçilik akımı, Osmanlı İmparatorluğu nun siyasi ve ekonomik durumu, yapılan reformların yetersiz kalması gibi faktörlerin yanı sıra özellikle 19. Yüzyılla birlikte artan misyonerlik faaliyetlerinin de önemli bir katkısı bulunmaktadır. 1 Misyonerler eğitim, sağlık ve sosyal hizmetler alanlarında yürüttüğü faaliyetler neticesinde ciddi oranda Ermeni nüfusunu Protestanlaştırmış ve özellikle I. Dünya Savaşı sırasında Ermeni nüfusunun Osmanlı ya karşı harekete geçmesinde önemli rol oynamışlardır. 2 Bu kapsamda Anadolu nun bir çok yerinde meydana gelen isyanlarla benzer şekilde Urfa da da Ermeni isyanları ortaya çıkmıştır. Her ne kadar bu makalenin temel amacı Tehcirin ardından bölgeye gelmiş olan bir misyonerin Ermeni yetim çocuklarına yönelik yürüttüğü çalışmalar olsa da bu çerçevede Urfa da yaşanan Ermeni isyanlarına kısaca bakılması, konunun daha net bir biçimde anlaşılması açısından elzemdir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Halep Vilayeti ne Halep, Maraş ve Urfa Sancakları bağlıydı. Halep vilayetine bağlı olan Urfa Sancağı nda ise Birecik, Rumkale (Yavuzeli), Suruç ve Harran yer alıyordu. 3 Halep vilayeti genelinde, toplam nüfusa oranla Ermeniler vilâyetin yaklaşık 1/5 ini oluşturmaktaydı. Vilayet genelinde Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi nüfus bir arada yaşamakta ve bütün etnik kökenlerden ahali çoğunlukla Arapça konuşmaktaydı. Arapçadan sonra en çok konuşulan dil Türkçe idi. Özellikle Urfa ve Maraş sancaklarında neredeyse tamamen Türkçe konuşuluyordu. Bölgedeki Ermeniler de çoğunlukla Türkçe konuşmaktaydılar. 4 I.Dünya Savaşı öncesinde İmparatorluk sınırları dahilinde bir çok yerde isyan hareketleri başladığında Halep Sancağı na bağlı Urfa da da birtakım yansımaları olmuştur. Bölgede Halep isyanı olarak da bilinen 29 Ekim 1895 tarihli ayaklanma bu isyanlar arasında öne çıkanlar arasında ilk sırada yer almıştır. 5 1895 yılının Ekim ve Kasım aylarında, ülkenin diğer birçok bölgesinde olduğu gibi Halep vilayetinin de Ermeni isyanları açısından ciddi kargaşalara sahne olduğunu kaydeden Ramazan Erhan Güllü, bu tarihlerde Halep vilayet merkezi ile birlikte Halep e bağlı sancak ve kazalarda -özellikle Maraş merkez sancağı ve Zeytun kazası ile Urfa sancağı ve Antep kazasında- ciddi olayların meydana geldiğini ifade eder. Meydana gelen olaylarda askerî birliklerin ayaklanmaları güçlükle bastırabildiğini kaydeden Güllü, olaylardan kısa süre önce ilân edilmiş olan doğu vilayetlerinde yapılacak ıslahatlarla ilgili proje üzerine Ermeni Patrikhanesi tarafından ülke genelindeki Ermeni murahhaslıklarına yollanan tahriratlarda, Ermenilerin taleplerinin artık 1 Erdal Açıkses, Amerikalıların Harput'taki Misyonerlik Faaliyetleri, TTK Yay., 2003, Ankara. 2 Erdal Açıkses, Amerika dan Harput a Harput tan Amerika ya Göç, Dünü ve Bugünüyle Harput Sempozyumu I (Elazığ, 24 27 Eylül 1998), Elazığ 1999, s. 45 168. 3 Ramazan Erhan Güllü, 1895-1896 Ermeni İsyanlarının Osmanlı Vilayet İdaresine Etkileri, OTAM, 32/Güz 2012, s.4. 4 Ramazan Erhan Güllü, a.g.m., s.4. 5 Justin Mccarthy, Bırakın Tarihçiler Karar Versin, Ermeni Sorunu: Temel Bilgi ve Belgeler, Terazi Yayınları, 2009, Ankara, s.345, Şenol Kantarcı, Tarihi Boyutuyla Ermeni Sorunu, Ermeni Sorunu el Kitabı, Ankara, 2002.

344 Yıldız DEVECİ BOZKUŞ hükümetçe de kabul edildiği ve daha rahat hareket edilmesi gerektiğinin bildirildiğini belirtir. Güllü ayrıca, Patrikhane tarafından Halep Vilayeti ndeki Ermeni reis-i ruhanilerine gelen aynı tahriratın ardından, Ermeni ahali arasında silahlanmanın arttığı ve çeşitli yerlerde Ermenilerce tahrikkâr hareketlerin gözlenmeye başlandığını belirtir. 6 Urfa da Sivil Ermeni İsyancılar 7 Urfa da çıkan isyanların da Anadolu nun çeşitli yerlerinde ortaya çıkan Ermeni isyanları gibi siyasi, stratejik, coğrafi ve toplumsal olmak üzere bir çok nedeni bulunmaktaydı. Bu çerçevede Urfa nın coğrafi konumu nedeniyle Doğu Anadolu-İskenderun hattı üzerinde yer alması, Rusya için Urfa Ermenilerinin I.Dünya Savaşı sırasında ayrı bir öneme sahip olmasına neden olmuştur. Rusya nın Urfa daki Ermenilerin bu stratejik konumlarından yararlanmak için büyük çaba sarf ettiği anlaşılmaktadır. I. Dünya savaşı yıllarında Zeytun, Sason, Bitlis, Antep bölgeleri için bir komutan emrinde kullanılmak üzere Maraş tan ve Diyarbakır dan gelen Ermeni komitacılara Urfa daki yerli Ermeni fedailerin ve asker firarilerden oluşan bir silahlı kuvvetin katıldığını belirten Nurullah Aykaç, bu silahlı kuvvetler ile Urfa Ermenilerinin isyancılara su taşımak, un öğütmek, ekmek pişirmek, hasta ve yaralılara bakmak, tüfek temizlemek, emir götürmek, mermi yapmak, konuşmalar yapmak için ekipler kurmakla üzere görevlendirildiklerini kaydetmiştir. 8 Urfa daki Ermenilerin isyan faaliyetlerine katıldıkları ve olası ayaklanma faaliyetlerinde yer alabileceklerine dair bilgiler Genel Kurmay Başkanlığının yayınlamış olduğu Arşiv Belgelerinde de yer almıştır. Buna göre Halep ten Genel Karargah a gelen telgrafta bu bilgiler şöyle yer almıştır; 6 Ramazan Erhan Güllü, a.g.m., s.8-9. 7 Garegin Pasdermadjian-Aram Torossian, Why Armenia Should be Free: Armenia's Rôle in the Present War., Hairenik Pub. Co., 1918, s.28. 8 Nurullah Aykaç, I. Dünya Savaşı nda Ermeni İsyanları ve Faaliyetleri, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2003, s.187.

Mary Caroline Holmes un Urfa da Ermeni Yetimhanesi 345 Osmanlı Ordusu Başkomutanlığı, Halepten Genel Karagaha gelen şifredir. Numara: 6738. 1.Urfa Amele Taburunun bir bölüğündeki Ermeni erlerin kazma ve kürek ile hücum ederek yüzbaşılarını ve bazı Müslüman erleri şehit ederek ve yaralayarak firar ettikleri haber alınmıştır İntelli ve Ayran tünellerinde, şirket işlerinde, odun kesiminde, menzil hattı üzerinde çalışan çok sayıdaki Ermeni erlerinin büyük bir kısmı, komiteci ve güçlü kuvvetli erkeklerden olduklarından dolayı, yukarıdaki açıklamalara göre çeşitli yerlerden gelmesi düşünülen Ermeni çetelerinin hareketlerine karşı İslahiye ye 40 kadar düzenli kuvvetin verilmesi arz olunur 9 Benzer şekilde Justin McCarthy de 1914 sonlarında Osmanlının doğusunda yaşanan toplumlararası anlaşmazlıklarının temelinde Ermeni isyanlarının olduğunu ve bu isyanlar sırasında Ermenilerin Urfa yı da ele geçirmeye çalıştıklarını şöyle ifade etmiştir; Yaklaşık 8.000 i Kağızman dan, 6.000 i Iğdır dan ve diğer yerlerden olan Anadolu Ermenileri Rusya nın elinde bulunan Güney Kafkasya ya eğitime gitmişlerdi. Daha sonra yerel isyancılara katılmak üzere geri döndüler ve isyan bütün doğuyu sardı. Osmanlı Devleti sadece Sivas vilayetinde 30.000 isyancı olduğunu tahmin ediyordu, muhtemelen abartılmış olmakla beraber isyanın genişliği açısından önemli bir ölçüdür. Askeri hedefler saldırılması gereken ilk yerlerdi: telgraf telleri kesilmişti. Stratejik dağ yolları tutulmuştu. İsyancılar özellikle doğuda asker toplamakla görevli Osmanlı devlet memurlarını hedef almışlardı. Uzak kesimlerdeki Müslüman köylere ilk saldırılar ve Müslümanlara yönelik katliamlar başladı. İsyancılar Zeytun, Muş, Şebinkarahisar ve Urfa yı almaya çalıştılar. Sınırlarda bulunması gereken Osmanlı silahlı kuvvetleri, bunun yerine içeride isyanları bastırmak zorunda bırakılıyordu 10 I.Dünya Savaşı nda bir çok bölgede olduğu gibi sevk sırasında Urfa da ortaya çıkan isyanlar sırasında da görevini kötüye kullanan yetkililerin en ağır cezalara çarptırıldığı görülmektedir. Buna örnek olarak yine Osmanlı Hükümeti Başbakanlık Dairesi ne gönderilen 829 sayılı telgrafta, Ermenilerin sevkleri esnasında, bulundukları yerlerde kanuna aykırı olarak işlem ve yolsuzluk yaptığı anlaşılanların ve buna cesaret edenlerin askeri mahkemeye verildikleri bilgilerine yer verildiği anlaşılmaktadır. 11 Coğrafi konumu nedeniyle stratejik bir öneme sahip olan Urfa da, yine Tehcir yıllarında Urfa Mutasarrıflığına Talat Paşa tarafından gönderilen 1917 tarihli bir başka belgede de Urfa daki Ermeni faaliyetlerine dair bilgiler verilmiştir. Buna göre belgede haydutluk yapan ve Muş Taşnaksütyun Kulübünde görevli İran pasaportu olan Karz isimli bir Ermeninin Tehcirin ardından çeşitli katliamlarda bulunarak birçok kişiyi yaraladığı ve bunun üzerine Urfa da yakalanarak yargılandığı ve kişinin hüviyeti hakkında bilgi talep edildiği görülmektedir. 12 Benzer şekilde Urfa Olayları sırasında 4. Ordu bölgesindeki Ermeniler arasında ihtilale karıştıkları kesin olarak anlaşılan bir takım Ermenilerin Deyr-i Zor sancağına sürüldükleri de anlaşılmaktadır. 13 Urfa da Ermeni olayları, isyan hazırlıklarının tamamlanması ve Zeytun, Sason, Haçin, Diyarbakır bölgelerinden gelen kaçak Ermeni askerlerinin de Urfa daki komitacılara katılımıyla birlikte belirgin bir hal almıştır. Urfa ya 7,5 km uzaklıktaki Germiş köyünde ve 19 Ağustos 1915 günü de Urfa merkezde olmak üzere ilk isyanlar başlamıştır. 14 Kısaca yukarıda değinildiği üzere Anadolu nun birçok bölgesinde olduğu gibi Urfa da da Ermeni isyanlarının yaşandığını söylemek mümkündür. Bu kapsamda günümüzde uluslararası 9 Yay. Haz. Ahmet Tetik, Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri 1914-1918, Cilt I, Genelkurmay Basımevi, 2005, s.231. 10 Justin Mccarthy, Bırakın Tarihçiler Karar Versin, Ermeni Sorunu: Temel Bilgi ve Belgeler, Terazi Yayınları, 2009, Ankara, s.50. 11 Ahmet Tetik, Cilt I, a.g.e., s.233. 12 Yay. Haz. Ahmet Tetik, Arşiv Belgeleriyle Ermeni Faaliyetleri 1914-1918, Cilt II, Genelkurmay Basımevi, 2005, s.59. 13 Ahmet Tetik, a.g.e., Cilt VII, s.159. 14 Nurullah Aykaç, a.g.m., s.187.

346 Yıldız DEVECİ BOZKUŞ arenada oldukça geniş bir yer tutan Ermeni sorunuyla ilgili olarak, Tehcir öncesi ve sonrası yaşananlarla ilgili olarak yerli ve yabancı kaynaklar tarafından konuyla ilgili birçok eserin kaleme alındığı görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında özellikle söz konusu dönemde bölgede görev yapmakta olan misyonerlerin raporlarının sürecin şekillenmesinde ciddi bir katkısı olduğu yadsınamaz. Bu nedenle halen günümüzde Tehcir yıllarında bölgede görev yapmış Amerikan, İngiliz, İsviçreli, Alman vb. misyonerlerin rapor, anı ve günlüklerinin yayınlandığı ve geniş bir okuyucu kitlesine ulaştığı görülmektedir. Bu çerçevede söz konusu yazarların kaleme aldığı Tehcir yıllarında yaşanan gelişmeler çoğu zaman gerçeği yansıtmayan ve propaganda amaçlı yazılmış eserler olsa da bu durumun tam tersinin yaşandığı çalışmaları da görmek mümkünüdür. Holmes un bu eserinin tercih edilme nedeni de bu çalışmanın uluslararası arenada geniş yankı bulmasına rağmen eser ve yazarına dair kapsamlı herhangi bir inceleme ve araştırmanın yapılmamış olunmasıdır. Bu yönüyle bakıldığında eserin yazarı olan Holmes a dair çok fazla kaynak olmayışı bu sorunun yaşanmasında ilk etken olarak değerlendirilebilir. Bu nedenle bu çalışmada Holmes un hayatı ve Tehcir yıllarından ziyade, Holmes un kaleme aldıklarının ne söylediği ve nasıl bir söylem içinde olunduğu üzerinde durulmaya çalışılacaktır. Ermeni Yetim Çocuklar Meselesi ve Konuyla İlgili Literatür I.Dünya Savaşı yıllarında yaşanan 1915 Tehcirinin sadece Ermeniler açısından değil söz konusu dönemde Osmanlı İmparatorluğu sınırları dahilinde yaşayan diğer uluslar ve kuşkusuz Müslümanlar açısından da bir çok olumsuz etkileri olduğunu söylemek mümkündür. Tehcir sırasında ve sonrasında yaşanan en önemli problemlerden biri de Tehcir sırasında kaybolan veya yetimhanelere bırakılan Ermeni çocukları meselesi olmuştur. Gerek dönemin koşulları sırasında savaş nedeniyle yaşanan ekonomik problemler, gerekse sağlık sorunları ve tehcir yolculuğunun zorluğu, bazı ailelerin gönüllü bazılarının ise istemeyerek de olsa çocuklarını Ermeni yetimhanelerine veya Türk, Kürt, Müslüman komşularına bırakmalarına neden olmuştur. 15 Bu çerçevede Ermeni yetim çocuklarının söz konusu dönemde yaşadıkları problemler, gerek eğitim, gerekse barınma ve diğer konularda yaşadıkları sıkıntılar özellikle de yabancı misyonerlerin anılarında sıkça yer alan bir konu olmuştur. Bu husus zaman zaman Holmes gibi misyonerler tarafından objektif olmayan bir tutumla kullanılsa da, Holmes un aksine İsviçreli Jakob Künzler gibi bazı misyonerler tarafından ise tam tersi bir biçimde dile getirilen bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla Tehcir yılları ve sonrasında özellikle de Ermeni yetim çocuklarının yaşadıkları trajedi ve travmaların söz konusu dönemlerde misyonerlik faaliyetleri için bölgede görev yapan eğitim, sağlık vb. alanlardaki misyonerlerin hazırladıkları raporlarla aracılığıyla günümüze kadar ulaştığını söylemek mümkündür. Bu yönüyle Holmes un söz konusu eserinin son derece önemli bilgiler içerdiği anlaşılmaktadır. Öte yandan Holmes un söz konusu eserinin misyonerlerin genel anlamda konuya nasıl oryantalist bir bakış açısı ile baktıklarını da net bir biçimde ortaya koymaktadır. Nitekim Holmes un gerek orada bulunduğu sırada bölgedeki yerli halkla olan iletişimi, gerekse resmi makamlarla olan bağlantıları ve onlara dair kullandığı ifadeler de bu durumu belirgin bir biçimde ortaya koymaktadır. Ermeni yetimler ve yetimhaneler konusunda Türkiye de yapılan çalışmalara genel olarak bakıldığında ilk sırada İbrahim Ethem Atnur un Türkiye'de Ermeni Kadınları ve Çocukları Meselesi (1915-1923) başlıklı çalışması yer alır. Bunun yanı sıra Bülent Bakar ın "Mondros Mütarekesi nden Sonra Yaşanan Önemli Bir Problem: Türk ve Ermeni Yetimleri Sorunu" adı çalışması ile Yavuz Selim Karakışla nın "Kadınları Çalıştırma Cemiyeti himayesinde savaş 15 İbrahim Ethem Atnur, Türkiye de Ermeni Kadınları ve Çocukları Meselesi (1915-1923), Babil Yayınları, 2005, s.64-67.

Mary Caroline Holmes un Urfa da Ermeni Yetimhanesi 347 yetimleri ve kimsesiz çocuklar: Ermeni mi, Türk mü? konulu çalışmasını bu kapsamda değerlendirmek mümkündür. Bunların yanı sıra Fatih Gencer in Ermeni Soykırım Tezinin Oluşum Sürecinde Amerikan Yakın Doğu Yardım Komitesi başlıklı çalışmasını da yardım komitelerinin bölgedeki yapılanması ve faaliyetleri açısından dikkate değerdir. Erdal Açıkses in, Amerikalıların Harput taki Misyonerlik Faaliyetleri 16 adlı kitabıyla, Osmanlı Devletindeki Misyonerlik Faaliyetleri ile İlgili bir Değerlendirme 17 başlıklı makalesi, Rahmi Doğanay ın Amerikalıların Antep Misyonunun Kuruluş ve Faaliyetleri Hakkında Bir Deneme başlıklı çalışmalarını konuyla ilgili çalışmalar arasında ilk sırada değerlendirmek mümkündür. Görüldüğü gibi Ermeni yetimler konusunda genel olarak hazırlanan çalışmalarda yardım komisyonlarında faaliyet gösteren misyonerlerin çalışmaları büyük önem arz etmektedir. Bu kapsamda Holmes un da Amerikan yardım komisyonunun çalışmaları çerçevesinde Urfa da görevlendirilmiş olması ve buradaki genel duruma dair anılarına bakıldığında, Holmes un taraflı bir bakış açısına sahip olduğunun bir kez daha hatırlatılmasında yarar vardır. Mary Caroline Holmes Kimdir? Amerikalıların I. Dünya Savaşı yıllarında Urfa daki Amerikan yetimhanesi sorumlusu olan Mary Caoline Holmes la ilgili literatürde çok fazla kayıt olmamakla birlikte dönemin basın yayın organlarında birtakım bilgilere rastlamak mümkündür. Bu yayın organlarından biri olan The Reading Eagle adlı 1925 tarihli gazetede İlk Presbiteryen kilisesi yardım üyesi konuşacak başlığıyla Holmes a dair bir habere yer verildiği görülmektedir. Haberde Holmes un Savaş yıllarında Türkiye deki deneyimlerini anlatacağına yer verilmiştir. The Reading Eagle adlı gazetenin Cumartesi ekinde yer alan bu haber 17 Ekim 1925 tarihli olup, Holmes un resmine de yer verilmiştir. Haberde, Pazar ayininde insanların en ilginç Amerikalı kadını görme ve işitme fırsatlarının olacağı bilgilerine de yer verildiği görülmektedir. Presbiteryen Kilisesinin Pazar ayininde saat 1 de insanların Bayan Mary Caroline Homes un I. Dünya Savaşı sırasında Türkiye deki deneyimlerini dinleyeceği ve New Hampsire lı olan bayan Holmes un Türkiye, Yunanistan ve Levant da 18 diğer Amerikalı bayanlardan daha fazla tanındı bilgilerine de yer verilmiştir. 19 Görüldüğü gibi söz konusu haberde yer alan bilgilerden Holmes un New Hampsire lı olduğu da anlaşılmaktadır. 16 Erdal Açıkses, a.g.e. 17 Erdal Açıkses, Osmanlı Devleti ndeki Misyonerlik Faaliyetleri İle İlgili Bir Değerlendirme (İki Merkezden Örnekler), Osmanlı II, Ankara 1999, s.192 203. 18 Levant, net olmayan coğrafi bir terim olup, tarihsel süreç içerisinde Toros Dağları'nın güneyindeki Orta Doğu'da geniş bir alanı belirtmektedir. Batı'da Akdeniz, güneyde Arabistan Çölü ve Doğu'da Mezopotamya ile sınırlanmıştır. Levant Kafkasya Dağları'nı, Arap Yarımadası'nın belirli bir parçasını ve Anadolu'yu içermez. Kilikya'yı belki içerebilmiş olmasına rağmen, Sina Yarımadası, Levant ile Mısır arasında bir kara köprüsü oluşturduğundan dışarıda tutulabilir. http://tr.wikipedia.org/wiki/levant (24.02.2014). 19 The Reading Eagle, Relief Worker to Speak in First Presbyterian, Will tell of Experience in Turkey During War, 17 Ekim 1925, s. 2.

348 Yıldız DEVECİ BOZKUŞ Mary Caroline Holmes 20 Haberin devamında Holmes un Yakın Doğu da 35 yıl yaşadığını ve ilk başlarda misyoner olarak, daha sonra Kızıl Haçı temsil eden yönetici ve daha sonra ise Yakın Doğu Yardım Komisyonunda çalıştığı ifade edilmektedir. Zor şartlar altında çalışarak başarılarını gerçekleştirdiği ve başarılarını zor zamanlarda mücadele ederek gerçekleştirmiş olması nedeniyle zor zamanların mücadele kaptanı olarak da Holmes un adının ön plana çıktığı belirtilmiştir. Haberde ayrıca, genç kadının Küçük Asya ya nasıl son derece iyi bir biçimde adapta olunabileceğinin kanıtı olduğuna da vurgu yapılmıştır. Haberde anlaşılması zor topraklar olarak tanımlanan Küçük Asya da Holmes un Müslüman komşularının dostluklarını ve yakınlıklarını sağladığına da dikkat çekilmiştir. The Reading Eagle gazetesindeki bir diğer önemli husus da Holmes un dil konusundaki yetenekleri ve doğuştan bir Arap gibi son derece iyi Arapça bilgisi olduğuna dair verilen bilgilerdir. Halk tarafından Holmes un the Yankee woman olarak adlandırıldığını ve sadece Arapça değil aynı zamanda gazeteleri ve Kuran ı da anadili gibi okuyabildiği belirtilmiştir. Bu yeteneği sayesinde sadece Avrupalılar tarafından değil Türkler tarafından da sık sık tercüman olarak görevlendirildiği belirtilmiştir. Bayan Holmes un farklı kesimlerin de yardımına koştuğuna sıkça vurgu yapılan bu haberde, Holmes un dille ilgili ortaya çıkan problemlerin çözümlenmesinin yanı sıra akademik çalışmalar yapan bilim insanlarına ve arkeoloji alanındaki çalışmalara da bilgisi dahilinde katkı sunduğuna işaret edilmiştir. I.Dünya Savaşı yıllarında İngiliz ordusunda görevli Lawrence ın da gençlik yıllarında Holmes un öğrencisi olduğu ve kendisinden uzunca bir süre Arapça eğitimi aldığı belirtilmiştir. Holmes un Lawrence a Arap dilinin yapısı ve gramerinin yanı sıra Arap toplumunun yapısı üzerine de eğittiği kaydedilmiştir. Haberin en ilginç noktalarında biri de Holmes un Lawrence a verdiği eğitim sayesinde İngilizlerin Kudüs e başarılı bir şekilde girebildiği yönündeki iddialar olmuştur. Buna göre söz konusu haberde Holmes un Lawrence a uzun yıllar verdiği Arapça eğitim ve Arap coğrafyası ve toplumuna dair bilgiler sayesinde Lawrence, I. Dünya Savaşı sırasında muhteşem başarılara imza atmış ve Lawrence ın bu başarıları neticesinde General Allenby rahatlıkla Kudüs e girebilmiştir şeklinde ifadelerin kullanıldığı görülmektedir. 21 20 The Reading Eagle, a.g.m., s. 2. 21 The Reading Eagle, a.g.m., s. 2.

Mary Caroline Holmes un Urfa da Ermeni Yetimhanesi 349 General Allenby Kudüs e Giriyor, 22 1917 23 Holmes ise söz kitabında Albay Lawrence ile olan tanışıklığına şöyle yer vermiştir; Savaştan önce arkadaşlarım olan Binbaşı C. Leonard Wooley ve Albay T. E. Lawrence orada çalışıyorlardı. Ben Türkiye de otururken, oturduğum ev onundu. Bir kış benimle Jebail de otururken Arap dilinin esaslarını öğrendi 24 The Reading Eagle gazetesinde Holmes a dair verilen bilgiler kısmındaki en ilginç ifadelerden biri de Holmes un Zalim Türkleri Yönetti başlığı olmuştur. Managed The Cruel Turks başlıklı kısımda Pensilvanya nın Kuzeydoğusundaki Yakın Doğu Yardım Komisyonu temsilcisi (Near East Relief in Northeastern Pennsylvania) Archibald Webster ın Holmes için şu ifadeleri kullanmıştır: 22 Kitabın orijinalinde söz konusu fotoğrafın altında yer alan bilgi şöyledir: Kudüs ün Türk ve Hunlar dan alınması. 23 Liberty's Victorious Conflict: A Photographic History of The World War Book 1918, a.g.m., s.18. 24 Mary Caroline Holmes, Urfa da Ermeni Yetimhanesi (1919-1921), Çev: Vedii İlmen, Yaba Yayınları, 2008, s.21.

350 Yıldız DEVECİ BOZKUŞ Bayan Holmes şimdiye kadar tanıdığım bir kaç mükemmel kadından biridir. Suriye ve Ermenistan daki binlerce yetim mülteci çocuğun idaresinde, korkunç koşullarda, cinayet ve anlatılamaz rezaletlerin yaşandığı zamanlarda, hiçbir üstünlüğü yoktu. Bir keresinde 1100 çocuğa yardım ederken yedi aylığına medeniyetten uzak kaldı ancak yine de oğlanları ve kızları güvenlice getirdi. Acil durumlarda güçlülük ve çabukluk konusunda çok az insan vardır ona eşit olarak gösterilebilecek. Yerli halkın büyük oranda karşılaştıkları Amerikalı kadınlardan etkilendiklerini ve Amerikalı kadınlar hakkında bir fikir edindikleri ileri sürülmektedir. Bu nedenle Bayan Holmes un iyi bir Amerikalı kadın imajı yaratmak adına Amerikalı kardeşleri için her şeyini feda etmiştir. Haberin sonunda ise Holmes un Küçük Asya, Kutsal Topraklar ve Türk Sorunları konusu üzerine kitaplar yazdığı da belirtilmiştir. 25 Sonuç olarak Holmes un dönemin koşulları kapsamında görevlerinin bilincinde ve görevine son derece iyi hazırlanmış donanımlı bir misyoner olduğunu, bölgenin dil, din, siyasi ve coğrafi özelliklerine hakim bir görevli olduğunu söylemek mümkündür. Çalışmaları ve yeteneği sayesinde sadece Amerikalıların değil Türklerin, İngilizlerin, Almanların da destek aldığı bir yardım komisyonu görevlisi olduğu anlaşılmaktadır. Kitabın Biçimsel Özellikleri Orijinal adı Between the lines in Asia Minor olan kitabın dili İngilizce olup 224 sayfadan oluşmaktadır. İngilizce versiyonu New York, Fleming H. Revell company den çıkan bu eser Holmes un bir de "Who follows in their train?" adlı bir eseri ile yukarıda The Reading Eagle da değinilen Küçük Asya, Kutsal Topraklar ve Türk Sorunları konulu çalışmaları bulunmaktadır. Holmes un eseri Vedii İlmen tarafından Türkçeye tercüme edilmiş ve Yaba yayınları tarafından ilk baskısı 2005, ikinci baskısı ise 2008 de yayınlanmıştır. Türkçe versiyonu 200 sayfadan oluşan bu eserde özetle 1919-1921 yılları arasında Urfa daki Ermeni yetimhanesinde çalışan Holmes un anıları kaleme alınmıştır. Gerçek hikâyelerden yola çıkılarak yazıldığı iddia edilen bu çalışma yazarın az sayıdaki eserleri arasında öne çıkan bir çalışmadır. 1919-1921 yılları arasında Urfa daki Ermeni yetimhanesinde hemşirelik yapan Holmes un söz konusu eseri Ermeni meselesi konusunda son dönemlerde sıkça gündeme gelen tartışmalı bir konu olan Ermeni yetim çocukları konusunu yeniden tartışmaya açmaktadır. Son yıllarda Türkçeye tercüme edilen bu eser XV bölümden oluşmaktadır. İngilizce aslına sadık kalınarak bu başlıkların ilki Urfa yı Haritaya Yerleştirmek başlığıyla tercüme edilmiştir. Türk bayrağının içine saplanmış kılıç resminin yer aldığı kitabın orijinal kapağının resmi şöyledir: 25 The Reading Eagle, a.g.m., s. 2.

Mary Caroline Holmes un Urfa da Ermeni Yetimhanesi 351 Genel olarak döneme ve bölgeye dair resim, harita ve fotoğrafların da yer aldığı Holmes un bu eseri döneme dair Amerikan Yardım misyonları ve diğer misyonerlik kuruluşlarının hangi amaçla ve görevle bölgede bulundukları ve yetki ve sınırlarının neler olduğunun anlaşılması açısından önemli bir çalışma olarak değerlendirmek mümkündür. Bu nedenle başta Amerikan Yardım Komisyonları olmak üzere savaş yılları ve öncesinde bölgedeki misyonerlik faaliyetlerine genel olarak bakılmasında yarar vardır. I.Dünya Savaşı Sırasında Anadolu daki Yardım Komitelerine Genel Bir Bakış Misyonerlik faaliyetlerinin tarihinin çok eskilere dayandığını kaydeden Ayten Sezer, ilk misyonerlerin 'havariler' olduğunu ifade eder. Sezer, Hıristiyanlık inanışına göre Hz. İsa nın etrafına topladığı havarilerine, "Gidiniz ve yeryüzündeki her yaratığa İncil'i anlatınız." diyerek onları vaaz etmek üzere görevlendirdiğini ve bu cümleden de genelde Hıristiyanlığı yaymak için gayret gösteren kişilere' 'misyoner', Hıristiyan olmayan ülkelerde bu dini yaymak için kurdukları teşkilata da 'misyon' denildiğini kaydeder. 26 Sezer, misyonların ilk etaptaki asıl amaçlarının görünürde dinî olduğunu ve misyonerlerin kendi ifadeleriyle dinsiz dünyayı Hıristiyanlaştırarak, yeryüzünde güçlü bir Hıristiyan topluluğu oluşturmayı hedeflediklerini kaydeder. Görünen bu dinî gayelerinin yanında, misyonerliğin 26 Ayten Sezer, Osmanlı'dan Cumhuriyet'e; Misyonerlerin Türkiye'deki Eğitim ve Öğretim Faaliyetleri, Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, Ankara Ekim 1999, s.170, Erdal Açıkses, a.g.e.

352 Yıldız DEVECİ BOZKUŞ zamanla siyasi, ekonomik, sosyal ve idari pek çok amacı da bünyesinde taşıdığı görülmektedir. 27 Tam da noktada Urfa daki Ermeni yetim çocuklarına yönelik Amerikan misyonerlerinin çalışmalarını bu kapsamda değerlendirmek mümkündür. Nitekim Holmes daha kitabının önsözünde bile ülkesinin emperyalist politikalarına hizmet ettiğini Yeni bir rejimin başlamasına yardımcı olmak için ben, duruma göre, yüzüm kızarmadan, Amerikan ve İngiliz yandaşıyım, çünkü inanıyorum ki bu iki ülke yönetmeyi diğerlerinden daha iyi bilmektedir 28 ifadeleriyle net bir biçimde ortaya koymuştur. 29 Erdal Açıkses ve Ayten Sezer Arığ, kendilerini kiliseye adayan ve İncil in hizmetkârı olarak gören misyonerlerin, amaçlarına ulaşabilmek için her yolu ve metodu denemekten kaçınmadıklarını kaydederler. Bu çerçevede misyonerlerden istenen, gidecekleri ülkenin dilini, dinini ve kültürlerini öğrenip inceleyerek eksiklikleri belirlemek ve ona göre hareket etmektir. Misyonerler bu nedenlerle bazen bir doktor, bazen bir öğretmen, bazen de bir barış gönüllüsü veya din adamı olarak faaliyetlerini sürdürürler. 30 Bu amaçla Osmanlı topraklarına ayak basan misyonerlerin Türkiye ve Türkler hakkındaki bilgilerinin daha çok Avrupalı göçmenlerden dinledikleri seyyah ve bazı İngilizce kaynaklardan elde ettikleri yüzeysel bilgilerle sınırlı olduğunu kaydeden Rahmi Doğanay, bu bilgilerin çoğunun Osmanlı ile Avrupa arasındaki dini, kültürel ve çıkar çatışmalarından kaynaklanan taraflı bilgiler olduğunu belirtir. 31 Hıristiyan misyonerlerin yoğun faaliyet gösterdiği bölgelerin başında Osmanlı coğrafyasının geldiğini kaydeden Erdal Açıkses e göre, Latin misyonerler çok eski tarihlerden itibaren faaliyetlerine başlamış olsalar da, Anadolu da başarılı olan ve isminden söz ettiren Amerikalı misyonerler olmuştur. 32 Açıkses gibi Yahya Bağçeci de, Osmanlı Devleti nde Protestanlığı yayma konusunda en çok ön plana çıkan devletin Amerika Birleşik Devletleri olduğunu kaydetmiştir. ABD nin en büyük Protestan misyoner örgütünün ise ABCFM olduğunu ifade eden Bağçeci, bu örgütün Osmanlı Devleti nde Müslümanlar, Hıristiyanlar, Yahudiler ve diğer Müslüman olmayan azınlıkların yaşadıkları bölgelerde faaliyetlerini sürdürdüklerini kaydetmiştir. Bağçeci ayrıca Amerikan misyonerlerinin Osmanlı Devleti nde açtıkları matbaalarda İtalyanca, Yunanca, Bulgarca, Ermenice, Arnavutça gibi pek çok dilde Protestanlık eserleri yayınladıklarını da belirterek, ABCFM nin Müslümanlar üzerinde yaptığı çalışmalardan istediği sonucu alamayınca bu kez çalışmalarını gayrimüslimler ve özellikle Ermeniler üzerinde yoğunlaştırdığına işaret etmiştir. 33 İlk dönemlerde ABD li misyonerlerin Osmanlı coğrafyasında yaşayan insanların sapkın olduklarına inandıkları ve bu sebeple sapkınları doğru yola ulaştırmak, yani Protestanlığı kabul etmelerini sağlamak misyonerlerin en önemli amacı olmuştu. Ancak Bağçeci nin de belirttiği üzere kısa süre sonra Müslümanların Protestanlığı kabul etmeyeceğini anladıkları için 1830 lu yıllardan 27 Erdal Açıkses, Amerikalıların Harput'taki Misyonerlik Faaliyetleri, TTK Yay., 2003, Ankara, Ayten Sezer Arıg, a.g.e., s.106. 28 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.10. 29 Burada Holmes un Amerikalıların yanı sıra kendini İngilizlerin yandaşı olarak görmesinde söz konusu dönemde Amerikalı misyonerlere en çok yardım eden ülkenin İngiltere olması ilk sırada gelmektedir. Nitekim gerek İngilizlerin de gayrımüslimleri Protestan mezhebine döndürme gerekse İngilizce konuşuyor olmaları nedeniyle bu ifadeyi kullanmıştır. Detaylı bilgi için bkz. Erdal Açıkses, Amerikalıların Harput'taki Misyonerlik Faaliyetleri, TTK Yay., 2003, Ankara. 30 Ayten Sezer Arıg, a.g.e., s.106. 31 Rahmi Doğanay, Amerikalıların Antep Misyonunun Kuruluş ve Faaliyetleri Hakkında Genel Bir Değerlendirme, History Studies, Volume I/I, 2009, s.18. 32 Erdal Açıkses, Merzifon-Amerikan Misyonunun Kuruluş ve Faaliyetleri Hakkında Kısa Bir Değerlendirme, XII. Türk Tarih Kongresi (4 8 Ekim 1999), C. III, Ankara, s. 875. 33 Yahya Bağçeci, Osmanlı Devleti nde Gregoryen Ermenilerle Protestan Ermeniler Arasındaki İliskiler, Turkish Studies,, Volume 3/7 Fall 2008, s.710.

Mary Caroline Holmes un Urfa da Ermeni Yetimhanesi 353 itibaren Hıristiyan unsurlara özellikle Gregoryen Ermenilere ve 1850 yılından itibaren ise İmparatorluk bünyesinde bulunan Alevilere yönelmişlerdi. Bu amaçla açtıkları sağlık ve eğitim kurumları ve zamanla Protestanlığı kabul eden bazı Osmanlı Ermenilerini örgütlerine alarak bunlara ekonomik olanaklar sağlamaları, Türkler ile Ermeniler arasında alışılmış düzenin bozulmasına sebep olmuştu. 34 Arshag A. Alboyacıyan, Türkiye deki Amerikan misyonerlik faaliyetlerinin Ermenilere hem yararlı, hem de zararlı olduğunu, fakat sonuçları bütünüyle göz önüne alındığında, zarardan çok yarar sağladığını belirtir. Alboyacıyan a göre misyonerlik çalışmalarının ilk zararlı sonucu dinde bölünmedir. Amerikalılar bir Ermeni Protestan cemaati oluşturmuş ve böylece mevcut olan ayrılıklara bir başka bölünme eklemiştir. 35 Bu konuda İdris Yücel, Bord misyonerlerinin Urfa Körler Okulu vasıtasıyla kendileri adına oldukça önemli iki unsur olan dinî propaganda ve politik kabul konusunda nasıl başarı sağladıklarını Bir Misyonerlik Uygulamasının Teorisi ve Pratiği: Urfa Amerikan Körler Oklu makalesinde şöyle anlatır; Urfa Körler Okulu, 1902-1914 yılları arasında gerçekleştirdiği eğitim faaliyetleri sonucu, birçok görme engelli öğrenciye diploma kazandırdı. Okulun faaliyet gösterdiği bu süreç, bir dizi dinî, politik, sosyal, ekonomik ve pratik kazanımla sonuçlandı. Bord misyonerleri adına okulun gerek örgenciler, gerek öğrenci yakınları ve bölge halkı üzerinde yarattığı dinî etkinin oldukça kayda değer olduğunu söylemek mümkündür. Şöyle ki Gregoryen, Katolik ya da İslam inancına sahip öğrenciler, okulda geçirdikleri süre zarfında ciddî bir Protestanlık propagandasına tabi tutulmuş ve bazı örgencilerin doğrudan Protestanlığı benimsemesi sağlanmıştır 36 Amerikan misyonerlerinin Ermeniler üzerindeki bir diğer etkisi de Amerika ya Ermeni göçlerinin oluşmasındaki rolleridir. Alboyacıyan bu durumu şöyle ifade eder; Misyonerler, baskı altındaki zavallı Ermenileri, onlara cennet gibi görünen Yeni Dünya ile tanıştırdılar. Bu, halen (Haziran 1913) korkunç biçimde sürüp giden Amerika ya göç akımına yol açtı. Bu, Ermeni ulusunun bütünlüğü bakımından büyük bir tehlikedir, çünkü giden geri gelmeyecek ve birkaç nesil sonra Amerika gerçek milliyetlerini onlara tamamen unutturacaktır. Her yerdeki Ermeni topluluklarına neler olduğunu, büyük milli kayba uğrayan insanlarımızı ellerinden ve ayaklarından ana yurtlarına bağlamaya çalışacak yerde, tersine onların önüne geniş ve kolay yollar açan ve yokluğa itenlere minnettar olamayız 37 Bu kapsamda Ermeni çocuklarına yönelik eğitim ve öğretim kurumlarında Yakın Doğu Yardım Komitesi (YDYK) çalışanları tarafından verilen eğitimleri de değerlendirmek mümkündür. Aslında bu tür kurumların faaliyetleri savaş yıllarından çok daha önce başlamıştır. Araştırmacılara göre gerek çok dinli ve çok etnik yapılı olan Osmanlı Devletinin misyoner faaliyetleri için uygun bir zemine sahip olması gerekse de azınlıklara tanınan geniş haklar ile yabancılara verilen kapitülasyonların bu tür faaliyetler için uygun bir ortam oluşturduğu öne sürülmektedir. Bu açıdan bakıldığında İstanbul a ilk gelen misyonerlerin Katolikler olduğunu kaydeden Sezer, İstanbul daki yabancıların ve azınlıkların eğitimi ile ilgilenmek üzere 16. yüzyılın sonlarına doğru bölgeye gelen Fransız Katoliklerle birlikte misyonerlik faaliyetlerinin temeli atılmıştır. Zira Fransız Katolikler dinî kurumlarla birlikte bu kurumların yanında okullarını da kurmuşlardır. 38 Bu okullarda yürütülen 34 Fatih Gencer, a.g.e., s.23. 35 Nil Sarı, Amerikalı Misyonerler ve Ermeni Sorunu, Selçuk Erez, Mehmet Saray, Uluslararası Türk-Ermeni İlişkileri Sempozyumu, İstanbul Üniversitesi Yayınları, 2001, İstanbul, s.287. 36 İdris Yücel, Bir Misyonerlik Uygulamasının Teorisi ve Pratigi: Urfa Amerikan Körler Okulu, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, Yıl 7, Sayı 14 (Güz 2011), s.82. 37 Nil Sarı, a.g.e.,, s.287-288. 38 Ayten Sezer Arıg, Dünden Bugüne İstanbul daki Misyonerlik Faaliyetleri, Cumhuriyet Tarihi Araştırmaları Dergisi, Yıl 8, Sayı 15 (Bahar 2012), s.107.

354 Yıldız DEVECİ BOZKUŞ eğitim ve öğretim faaliyetleri 16. Yüzyıldan 19. Yüzyıla kadar geçen sürede Katoliklerin yanı sıra başta Protestan ve Gregoryen olmak üzere diğer mezheplerin de temsilcileri Anadolu da faaliyet göstermeye başlamıştır. Konuyla ilgili olarak Amerikalıların ilk misyonerlik kurumlarının ise 19. yüzyılda Anadolu da faaliyet göstermeye başlamıştır. Arığ, İstanbul a Protestan misyonerlerin 19.yüzyılın ortalarından itibaren yoğun olarak gelmeye başladığını ve ilk gelen Protestan misyonerlerin de Amerikalılar olduğunu ifade eder. Söz konusu dönemde okullarının büyük kısmının 1810 da Boston da kurulan ve Türkçe adı Amerikan Bord olarak anılan the American Board of Commissioners for Foreign Missions (ABCFM) isimli teşkilat tarafından açıldığını belirtir. 39 İttihat ve Terakki Hükümeti tarafından tehcir edilen Ermenilere, yiyecek, giyecek, sağlık hizmetleri gibi insani konularda yardım etmek amacıyla kurulan bir Amerikan örgütü olan YDYK, 1820 yılından itibaren Osmanlı topraklarında faaliyet gösteren Amerikan misyoner teşkilatı, American Boards of Comissioner for Foreign Mission (ABCFM) nın bir organıdır. YDYK 1915-1930 yılları arasında Anadolu, Yunanistan, Kafkasya ve Suriye yi kapsayan oldukça geniş bir bölgede çalışmalarını sürdürmüştür. Mali gücü, geniş örgütlenmesi ve yardım çalışmalarının etkinliği açısından o tarihe kadar görülmüş olan en büyük yardım organizasyonlarından biridir. YDYK nın yardım faaliyetleri dışında birtakım siyasi etkinliklerde de bulunmuş ve Türk-Amerikan Ermeni ilişkilerinin şekillenmesinde de önemli bir rol oynamıştır. Bu konuda Fatih Gencer Ermeni Soykırım Tezinin Oluşuum Sürecinde Ameriakn Yakın Doğu Yardım Komitesi başlıklı kitabında YDYK nın özellikle Amerika daki yardım toplama faaliyetleri sırasında yürüttüğü Türk aleyhtarı, Ermeni yanlısı propaganda çalışmalarının, ABD kamuoyunun ve hükümetlerinin Türk-Ermeni sorununa bakış açısını etkilediğini ve aynı zamanda ABD nin Türkiye politikalarını da büyük ölçüde yönlendirdiğini kaydeder. 40 İbrahim Ethem Atanur da savaş yıllarında Türkiye deki Ermenilerle yakından ilgilenen Amerikan misyonerlerinin savaş öncesi dönemlerde, uzun süre Türk-Amerikan ilişkilerini ticari ve kültürel boyutuyla şekillendirme gücüne sahip olduklarını ifade eder. Atnur, misyonerlerin ilk kez 1784 te Amerikan ticaretini yaygınlaştırmak için Konfederasyon Kongresi nin Osmanlı ülkesine atadığı 3 kişilik bir komisyonla ticari ilişkilerin başlangıcını oluşturduğuna değinir. Atnur ayrıca Türkiye deki Protestan Amerikan misyonerlik çalışmalarının 1820 de 2 kişilik elemanlarının İzmir e göndererek Amerikan Board of Commissioners for Foreign Mission (ABCFM) temellerinin atıldığını kaydeder. 1870 li yıllara kadar tek başına, o yıldan sonra ise Board of Foreign Missions of Presbyterian Church le (BFMPC) birlikte çalıştıklarına dikkat çeker. Atnur, ABCFM misyonerlerinin özellikle 1920 li yıllara gelindiğinde Türkiye ile kapsamlı araştırmalar yapmaya başladıklarını, aralarında Urfa nın da yer aldığı geniş bir teşkilatlanmaya gittiklerini kaydeder. 41 Misyonerlerin halkı cezp ederek kendilerine yöneltecek, her türlü ihtiyaca cevap verecek şekilde faaliyet alanlarını genişlettiklerini kaydeden Açıkses, misyonerlerin her bölgeye göre değişik metodlar geliştirdiklerini kaydetmiştir. 42 Söz konusu teşkilatlanma kapsamında görevli olan Holmes un da kitabında benzer ifadelere yer vererek bölge insanını tanımak, kültürel özelliklerini kavramak ve dillerini ve dinlerini öğrenmek adına sarf ettiği çabaya dair geniş bilgilere rastlamak mümkündür. Bu konuda yürütülen faaliyetler kapsamında özellikle Urfa daki Ermeni çocuklarına yönelik verilen eğitimin içerik ve kapsamı hakkında Bülent Çukurova nın Antep'te Ermeni Ulusçuluğunun Doğuşunda Amerikalılar ve Kolejin Etkisi başlıklı dikkat çekici ipuçlarına 39 Ayten Sezer Arıg, a.g.e., s.107. 40 Fatih Gencer, a.g.e., s.9, Erdal Açıkses, a.g.m., s.875. 41 İbrahim Ethem Atnur, a.g.e., s.76-77. 42 Erdal Açıkses, a.g.m., s.877.

Mary Caroline Holmes un Urfa da Ermeni Yetimhanesi 355 sahiptir. Çukurova anılan çalışmasında söz konusu eğitim kurumlarında savaş öncesi dönemde verilen eğitimin Ermeni ulusal kimlik bilinci edinmelerindeki payını şöyle ifade eder; Kolejin son sınıf tezlerinde (4.) yerel etnik ve dinsel kültürü araştıran, Ermeni kültürünü içeren tezlerin hazırlatılmasının ayrı bir önem taşıdığı gözlenmektedir. Örnek olarak, Urfa'da dinsel kültür, Urfa'da çocuk işçiler, Urfa çeyizleri, Harran ve yerlileri, Antep'te taş inşası ve endüstrisi, Türkiye'de hapishaneler, Türklerin sosyal yaşamı, Çerkezler, Türkiye'de batıl inançlar, Urfa'daki Ermenilerin lehçeleri ve gelenekleri, Ermenilerin entelektüel gelişiminde felsefenin yeri, Ermenice müzik ve ilahi, Akdamar manastırı, Ermeni Protestanlığının tarihi ve geleceği, Ermeni politik dernekleri, Ermenilerin ticari tarihi verilebilir.. 43 Benzer şekilde Açıkses de misyonerlerin açmış olduğu eğitim kurumlarının Ermeni ulusal kimlik bilincini doğrudan etkilediğine değinerek, yerli halka özellikle azınlıkların dilleri ve kültürleri ile ilgili verilen derslerin zamanla azınlıkların Osmanlı Devleti ne karşı tavırlarının değişmesine sebep olduğuna dikkat çeker. 44 Çukurova, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Anadolu nun birçok yerinde temelleri atılan misyonerlik okullarının asıl amacının Ermeni çocuklarını Ermeni milliyetçiliği çerçevesinde Osmanlı Devleti aleyhine fikirlerle donatıp, Osmanlı Devleti karşıtı faaliyet gösterecek bireyler olarak yetiştirmek olduğunu belirtir; Dünyanın değişik medeniyet ve kültürlerine ev sahipliği yapması, kısaca jeopolitik ve jeostratejik konumu nedeniyle yüzyıllardan beri pek çok tehditlere maruz kalmıştır. Bu tehditlerden en tehlikelisi eğitim alanında yürütülen misyoner faaliyetlerdir. Bu amaçla, Tanzimat ve Islahat Fermanları ile azınlıklara verilen haklar çerçevesinde Osmanlı toplumunda yaşayan Rum, Ermeni, Yahudi gibi azınlıklar, emperyalist Batılı devletlerin de desteğini alarak kendi dini inançları çerçevesinde Katolik, Ortodoks, Protestan okulları açmışlardır. İşte bu okullardan birisi de XIX. Yüzyıl ortalarından itibaren Antep'te açılan ve merkezi Amerika Birleşik Devletleri'nde bulunan ABCFM tarafından finansa edilen okullardır. Okulun en önemli amacı; Anadolu'nun Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde bulunan zeki Ermeni çocuklarını bu okullarda toplayıp, onları Ermeni milliyetçiliği çerçevesinde Osmanlı Devleti aleyhine fikirlerle donatıp, Osmanlı Devleti karşıtı faaliyet gösterecek bireyler olarak yetiştirmektir. Açtıkları bu okullarda yürüttükleri çalışmalarla Osmanlı toplumundaki etnik ve dini bakımdan farklılıklar gösteren unsurların bağımsızlık hareketlerine zemin hazırlamışlardır 45 Din değiştirme hususuyla ilgili olarak Holmes un eserinden farklı olarak İbrahim Ethem Atnur yetimhanelerde sadece Ermeni çocuklarının değil Türk ve Kürt çocuklarının da kaldığını belirtir. Atnur söz konusu eserinde Cemal Paşa nın bölgeye gelen Halide Edip e Ermeni yetimhanelerinin durumu ve neden Ermeni çocuklarına Türk veya Müslüman isminin verildiğini anlatırken, Halide Edip in Ermeni yetim çocuklarıyla ilgili ilk izlenimlerine ise şöyle yer verir; Şimdi içinde dört yüz çocuk bulunan bizim hükümete ait bir yetimhane idi. İki kadın, iki de erkek hocası vardı. Çocuklar zayıf, mahzun ve bakımsız görünüyorlardı. Bunlar, Türk, Ermeni ve Kürt çocuklarından müteşekkildi. Hepsi kıtal, hicret ve harbin sokağa, hatta beyabana saldığı kimsesiz çocuklar. Babalarının hatalarından şu veya bu sebepten mesul olmayan yavrular. Bu yetimhane üzerinde merhum Cemal Paşa ile aramızda hayli çetin ve uzun münakaşalar oldu. Ben, Ermeni çocuklarının Türk ve Müslüman ismi taşımalarına itiraz ettim. Bunun sebebini Cemal Paşa, şu suretle izah etti. Şam da Ermeniler tarafından idare edilen yerde, Cemal Paşa idaresinin 43 Bülent Çukurova, Antep'te Ermeni Ulusçuluğunun Doğuşunda Amerikalılar ve Kolejin Etkisi, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, s. 40, Kasım 2007, s. 619. 44 Erdal AÇıkses, a.g.m., s.879. 45 Bülent Çukurova, a.g.e., s. 621-622.

356 Yıldız DEVECİ BOZKUŞ yardım ettiği birtakım yetimhaneler vardı. Bunlar Ermeni çocuklarını alırlardı. Hiçbirinde yeniden çocuk alacak yer kalmadığı gibi yeni bir yetimhane açmak içinde maddi imkân kalmamıştı. Ayin Tura sadece Müslüman çocuklar için olup, orada henüz yer vardı. Ermeni yetimhanesinin alamadığı kimsesiz, avare Ermeni çocuklarını Ayin Tura ya alırken onlara Türk veya Müslüman ismi vermek zaruri idi 46 Osmanlı Hükümeti nin mevcut yetimhaneleri tehcir yıllarında kimsesiz kalan çocukları yerleştirmek yetersiz kaldığından, Osmanlı Hükümeti onaylamasa da yeniden Amerikan ve Alman misyonerlerin okullarını yetimhane olarak kullanmak zorunda kalmıştır. İbrahim Ethem Atnur hükümetin dönemin imkânsızlıkları nedeniyle Amerikalı misyonerlerin bu alandaki faaliyetlerine izin verdiğini ve hatta desteklediklerini ifade etmiştir. 47 Urfa da Ermeni Yetim Çocuk ve Kadınlarının Genel Durumu Birinci Dünya Savaşı yıllarında babaları cephelerde ölen çocuklar için İstanbul da açılan yetiştirme yurtlarına darüleytam, eytamhane ya da yetimhane denmiştir. Ermeni yetimleri için darüleytamların açılmasında muhacirin müdürü Şükrü Bey in gayretleri söz konusudur. 48 Annesiz ve babasız kalmış çocuklara muhacir müdürü Şükrü beyin gayretleriyle yetimhane açılması kararı alınmıştır. Ermeni muhacirlerin yığıldıkları Osmanlı ülkesinin güneyinde, çocuklar sorununu çözmede şartlar ölçüsünde ciddi bir faaliyet yürütülmüştür. Bu kapsamda Urfa çevresindeki Ermeni muhacirleriyle ilgilenen Şükrü beyin faaliyetleri neticesinde Urfa da yetim Ermeni çocukları için bir yetimhane açıldığı ve bakıcı ve mürebbiye olarak bazı Ermeni kadınlarının görevlendirildiği kaydedilmiştir. 49 Birinci Dünya Savaşı sırasında genel sevk kararı alınınca, kimsesiz kadın ve çocukların durumu özel olarak değerlendirilmiştir. 28 Ekim 1915 tarihli Dâhiliye Nezareti nin genel bir yazısında aile reisleri olmayan kadın veya yetimlerin kendileri için uygun görülen yerlere gitmek istememeleri halinde, kafilelerden ayrılarak istasyonların bulundukları il veya ilçelerdeki köyler arasında dağıtılmaları planlanmıştır. Buna ek olarak savaş döneminde korunmasız ve istismara açık olan kadın ve yetimler için Osmanlı Devleti özel düzenlemeler de yapmıştır. Bu konuda yapılan ilk düzenleme, sevkin başladığı günlerde şimdilik kaydıyla, sahipsiz kadın ve çocukların tehcirden muaf tutulmaları olmuştur. Nitekim heyet-i tahkik riyasetince bilgilendirilen Talat Paşa Mamuretülaziz valisi Sabit Bey e gönderdiği telgrafta, kış döneminde başlarında erkekleri bulunmayan Ermeni kadın ve çocukların uzak mesafelere sevklerinin zor olacağı ve her kafileye güvenilir memurların eşlik etmesine imkân olmadığından dolayı kimsesiz kadınların ve çocukların sevk edilmeyerek uygun köylere dağıtılmasını istemiştir. 50 Tehcir döneminde Anadolu nun birçok ulaşım merkezinde olduğu gibi Urfa da Tehcir güzergâhı üzerinde yer aldığı için burada Ermeni ailelerin çocuklarını yetimhanelere bıraktığını veya komşularına emanet ettiklerini söylemek mümkündür. Buna örnek olarak Osmanlı Devleti nin Ermeni Yetimlerine Karşı Tutumu başlıklı çalışmasında Mehtap Dağcı şu ifadeleri kullanmıştır; Ermeni ailelerin giderken yakın Türk komşularına, dönecekleri düşüncesiyle veya çocukların tehcir yolculuğuna dayanamayacağı gerekçesiyle, bıraktıkları emanet çocuklar vardır. 46 İbrahim Ethem Atnur, a.g.e., s.60-61. 47 İbrahim Ethem Atnur, a.g.e., s.64. 48 Nejdet Sakaoğlu, Darüleytamlar, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, C.II, İstanbul 1994, s.558. 49 İbrahim Ethem Atnur, a.g.e., s.51-54. 50 Mehtap Dağcı, Osmanlının Son Dönemlerinde Devlet - Toplum Arasındaki İnsani Boyut: Osmanlı Devleti nin Ermeni Yetimlerine Karşı Tutumu, Yay. Haz. Metin Hülagü, Gülbadi Alan, Süleyman Demirci, Şakir Batmaz, Hoşgörü Toplumunda Ermeniler / Cilt III, Erciyes Üniversitesi Yayınları, Kayseri, 2007, S.116.

Mary Caroline Holmes un Urfa da Ermeni Yetimhanesi 357 Bu çocukların bakımları noktasında devlet için bir sorun yoktur. Çünkü bunların bakımlarıyla, aileleri tarafından gönüllü bırakıldıkları aileler ilgilenmişlerdir 51 Urfa daki Ermeni yetimhanesinde Ermeni çocuklarının yanı sıra Türk çocuklarının da barındığını belirten Dağcı, buradaki bakıcı ve öğretmenlerin ise Ermeni kadınlardan oluştuğunu şöyle ifade etmiştir; Devletin açtığı mevcut yetimhanelerin çok sayıdaki Türk ve Ermeni yetimlerini barındırması mümkün olmadığı durumlarda da yeni yetimhaneler açılması ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Meselâ, Urfa ve çevresinde Ermeni muhacirleriyle ilgilenen muhacirin müdürü Şükrü Bey in faaliyetleri sonucu Urfa da yetim Ermeni çocukları için bir yetimhane açılmış, bakıcı ve öğretmen olarak bazı Ermeni kadınları görevlendirilmiştir 52 Holmes ve daha bir çok diğer misyoner tarafından savaş yıllarında özellikle de Tehcir döneminde Ermeni yetim çocuklarının zorla Müslümanlaştırıldığı iddialarına, Fatih M. Dervişoğlu yapılan uygulamanın takdire şayan bir durum olduğu yönünde bir beyanatı olmuştur. Nitekim Dervişoğlu, savaş yıllarının getirdiği olumsuz şartlar neticesinde, Osmanlı coğrafyasında ebeveynini kaybeden binlerce çocuğun, çok zor şartlar altında yaşamak zorunda kaldığını ve bunların bir kısmının Müslüman ailelerce evlat edinildiği belirtilmiştir. Evlat edinilen yetimler arasında gayrimüslim çocukların da bulunduğu, binlerce yetim Müslüman çocuğun sokak ortalarında sahipsiz kaldığı bir dönemde, gayrimüslim çocukların evlatlık edinilmesinin dönemin koşullarıyla açıklanabilecek bir durum olduğu ifade edilmiştir. 53 Son dönemlerde Ermeni yetimlerinin Türkleştirildiği iddiaları nedeniyle bu konuların yeniden gündeme geldiği görülmektedir. Ancak Holmes un iddialarının aksine Ermeni yetimlerinin Müslüman ailelerinin yanına verilmelerinin devlet eliyle yapıldığı ve bunun asıl nedeninin savaş şartlarında bütün çocukları yetimhanelerde barındırmak mümkün olmadığı için, bazı dönemlerde, devlet denetimi altında olmak kaydıyla, çocukların Müslüman aileler yanına yerleştirildiğidir. Bu yöntemin sıkça başvurulan bir çözüm olduğunu kaydeden Mehtap Dağcı, Urfa da yaşayan İsviçreli misyoner Jakob Künzler in Bugün binlerce çocuk ortaya çıktıysa bunu Müslümanların koruyuculuğuna borçludurlar. Bunlar Müslüman şehirlerinde ve evlerinde kaldılar, şimdi ise ortadalar ifadeleriyle ortaya koyarak bu tezi destekler mahiyettedir. 54 Holmes un Kitapta Değindiği Konulara Genel Bir Bakış: Kitabın Söylem Analizi I. Dünya Savaşının hemen ardından Urfa da yaşanan siyasi ve sosyal gelişmelerin bir misyonerin kalemiyle ele alınan bu esere genel olarak oryantalist bir bakış açısının hakim olduğunu Holmes un daha ilk sayfalarında görmek mümkündür. Nitekim Holmes daha kitabın önsözünde dahi konuya objektif bakmadığını kendi kaleminden şu ifadelerle net bir biçimde ortaya koymuştur; Yeni bir rejimin başlamasına yardımcı olmak için ben, duruma göre, yüzüm kızarmadan, Amerikan ve İngiliz yandaşıyım, çünkü inanıyorum ki bu iki ülke yönetmeyi diğerlerinden daha iyi bilmektedir 55 Holmes, eserinde kendisinin görev yaptığı 1919 yılında sadece Ermenilerin değil Kürtlerin de göçe zorlandığını ifadede etmiştir; Bir gece, ismini öğrenemediğim bir kentten yavaşça geçerken, yıldızların altında birbirlerine sokulmuş büyük bir göçmen kitlesine rastladım. Bunlar Ermeni değil Kürttü. Onlar da Hıristiyanlar gibi göçe zorlanmıştı. Van-Bitlis bölgesinde Rusların ve Ermenilerin ilerlemesiyle 51 Mehtap Dağcı, a.g.e., s.117. 52 Mehtap Dağcı, a.g.e., s.117. 53 Fatih M. Dervişoğlu, 4 Eylül 1919 Şafağında Sivas Şehri ve Bir Ermeni Hâdimi: Miss Graffam, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Volume 2/6 Winter 2009, s.155. 54 Mehtap Dağcı, a.g.e., s.120. 55 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.10.

358 Yıldız DEVECİ BOZKUŞ Türkler, onların da ayaklananlara katılıp kendilerine karşı savaşmalarından korkarak, onları zarar veremeyecekleri bir yere göndermişler. Daha sonraları onlardan birçoğunu Urfa nın içinde ve çevresinde gördüm ve büyük bir grubu Siverek ve Urfa arasında yerlerine dönerken gördüğümü hiç unutmayacağım 56 Kitapta genel olarak Urfa da geçirdiği süre zarfında yaşanan gelişmeleri kaleme alan Holmes, yolculuğu sırasında gittiği diğer bölgelere dair izlenimlerine de yer vermiştir. Bu kapsamda Adana da bulunan Holmes un burada kaldığı süre zarfında buradaki toplumu da yakından incelediği görülmektedir. Holmes Adana da söz konusu tarihlerde Fransızların bölgeyi işgal ettiklerini ve bu işgalde Ermenilere önemli görevler vererek Türk nüfusu nasıl huzursuz etkilerini şöyle ifade etmiştir; Halep e düzenli tren seferi olmadığından Adana da bir hafta kaldık. Derince den Adana ya kadar ülkeyi sakin ve İngiliz işgal güçlerinin kontrol ettiği ahaliyi uysal bulmuştuk. Adana ve Kilikya da işgal kuvvetleri Fransız dı ve her nedense yaygın bir huzursuzluk ve tatminsizlik her yerde belli oluyordu. Türklerin huylarını yanlış değerlendirdikleri, Ermeni askerlerinin varlığıyla belli oluyordu. Ermeni askerleri doğal olarak ama akıllıca olmayan bir küstahlık ve gösteriş havasındaydılar. Mersin açıkça baş kaldırmış ve orada kan dökülmüştü 57 Holmes un kitabında Türklerle Ermeniler arasında yaşanan çatışmalar da kitapta detaylı bir biçimde yer almış ve Ermenilerin söz konusu çatışmalarda neden başarılı olamadıklarına dair bir takım özeleştirilerin de yapıldığı görülmektedir; Karışıklıklar sürdü; özellikle Haçin de Ermeni askerlerinin kasabayı alma girişimleri sonucunda, yeterli sayıda olmamaları dolayısıyla alamamaları üzerine, yeniden büyük bir trajedi yaşandı. Ermeniler yüzyıllarca baskı altında yaşadıklarından orasını yönetmek ve elde tutmak istediler. Türklerin başarılı karşı saldırısı üzerine, Yardım Kurulu ndan iki Amerikalı kadın canlarını güç kurtardı. Yeterince olgunlaşmadan yapılan bu boşuna girişimi, yok edici bir kıyım takip etti 58 Holmes un bu ifadeleri aslında Türklerle-Ermeniler arasında yaşanan sorunların nedenlerini ve bu sorunların yaşandığı sırada Yardım komisyonunda görevli misyonerlerin de rolünü ortaya koyması bakımından dikkate değerdir. Bu bölümde ayrıca Holmes un, bazı Ermenilerin Fransızların yanı sıra İngilizlerin yanında görev almak için ne kadar istekli olduklarını gösteren ifadelerine de rastlamak mümkündür; Halep ten İngilizlerin askeri olmak için başvuran Ermenileri kesinlikle reddettiklerini gördük, her yer sakindi 59 Holmes söz konusu eserinde Ermenilerin yanı sıra bölgenin coğrafi, demografik yapısı ve konuşulan dillere dair de detaylı bilgilere yer vermektedir. Bu kapsamda Urfa nın 1919 lu yıllardaki etnik yapısına dair verdiği bilgilere bakıldığında şöyle bir tablo ortaya çıktığı görülmektedir; Urfa bugün çoğunlukla Türk tür. Yani küçük bir azınlık olan Hıristiyanlar da içinde olmak üzere herkes Türkçe konuşur. Aslında Türklerin çoğunluğu Kürt tür. Onlar Arap değildir. Urfa nın doğusu, Kuzeyi ve Batısı Kürt tür. Güneyi tamamen Araptır. Önemli ve büyük Arap aşireti Anazeh, kentin kapılarına kadar ülkeyi kaplamıştır 60 56 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.15. 57 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.16. 58 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.16. 59 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.16. 60 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.18.

Mary Caroline Holmes un Urfa da Ermeni Yetimhanesi 359 Holmes un kitapta en çok dikkat çeken özelliği ise doğa ve çevre tasviri yaparken aniden Ermeni veya Kürtlere karşı Türkler tarafından yapılan muamelelere geçmesi olmuştur. Nitekim özellikle birinci bölümde bunu net bir biçimde görmek mümkündür. Holmes un bu bölümde tamda Urfa ya dair ilk izlenimlerini anlatırken birden Ermenilerin kıyıma uğradığını ifade etmesi ister istemez okuyucuda bir kopukluk duygusunun yaşanmasına neden olunmaktadır: Bu güzel manzaranın diğer tarafı da vardı. Burada Ermeniler iki kere kıyıma uğradı. İlki 1895 te, ikincisi 1915 te. Yirmi beş bin olan Ermeni nüfustan hayatta kalanların sayısı iki bini geçmez. 61 İbrahim Ethem Atnur un Türkiye'de Ermeni Kadınları ve Çocukları Meselesi başlıklı çalışmasında, Osmanlı yönetiminin Ermeni kadın ve çocuklarını misyonerlerden kurtarma çabalarının Batılılar tarafından misyonerlere göre Osmanlı yönetiminin Ermeni yetim çocuklarını Müslümanlaştırma gayelerinin temelinde, geri bir ırkın yoz kitlesinin arasına zeki çocuklar katarak saflarını güçlendirmek şeklinde değerlendirildiğini ifade eder. 62 Kitabın ikinci bölümüne bakıldığında burada ise Holmes un Türklerin yanı sıra Arap ve Kürtler tarafından da Ermeni kadınlarının mağdur edildiği yönünde bir bir söyleminin ağır bastığı görülmektedir. Amerikan yardım heyetinin Urfa da olduğu derhal duyuldu. Müslüman aileler, yıkık evlerde oturanlar da içinde olmak üzere, gelmeye başladılar. Ve öksüzler!... Türk, Kürt ve Arap haremlerinden gelen kız ve kadınlar kabul edilip onlarla ilgileniliyordu. Birçoğu çocuklu olup Müslüman babalarıyla bırakılacaklardı. Yetimhanede herhangi bir Müslümana karılık yapmamış on iki yaşının üzerinde kız pek yoktu. Birkaçı da on yaşından itibaren karılık yapmıştı. Bütün hepsi hastaydı ve cinsel hastalıkları en son yöntemlere göre tedavi ettiğimiz halde yine de ölen az olmadı 63 Kitapta Holmes un zorla Müslümanlaştırma veya evlat edinme anlatımlarından farklı bazı verilere de rastlamak mümkündür. Savaş yıllarında zorla evlendirilmelerin yanı sıra bazı Ermeni kadınların isteyerek de evlendiğini kaydeden Holmes, bu Ermeni kadınlardan bazılarının kocalarını bırakmak istemediklerini, Müslüman kocalarıyla da mutlu bir hayat sürdüklerine yer vermiştir. 64 Holmes kitapta ayrıca Ermeni kadınlarından bazılarının Müslüman kocalarıyla ilgili gerçek sevgi öyküleri olanlarının da bulunduğunu, Türklerin de mahkemelerde eşlerinin geri dönmesi için mücadele ettiklerini ifade etmiştir. 65 Holmes un genel olarak çizdiği olumsuz tabloya rağmen savaş yıllarında bu tür pozitif gelişmelerin de yaşanmış olduğuna yer vermesi iki toplum arasındaki insani boyutun her ne olursa olsun her koşulda devreye girdiğini göstermesi açısından dikkate değerdir. Bu tür insani durumlara rağmen Holmes un da eserinden anlaşıldığı üzere Müslümanlarla evlenmiş Ermeni kadınlarının veya evlatlık alınmış Ermeni çocuklarının ailelerinden alınarak yetimhanelerde toplandığı anlaşılmaktadır. Aslında bu çabayı şöyle değerlendirmek de mümkündür, söz konusu kadın ve çocukların Müslümanlaştırılmasından veya Müslüman ailelerle kalmalarından ziyade misyoner kamplarında toplanmalarının daha evla görüldüğü söylenebilir. Öksüz ve Yetimler ve Daha Öksüz Yetimler başlıklı ikinci bölümde Holmes un birtakım çarpıcı ifadeler kullandığı görülmektedir. Bunlardan biri de yetimhanede herhangi bir Müslüman a karılık yapmamış, on iki yaşının üzerinde kız pek yoktu. Bir kaçı da on yaşından itibaren karılık yapmıştı. Bütün hepsi hastaydı ve cinsel hastalıkları en son yöntemlere göre tedavi 61 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.22. 62 İbrahim Ethem Atnur, a.g.e., s.80. 63 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.24. 64 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.25. 65 Bu konu kitabın IV bölümünde de geniş yer aldığı görülmektedir: Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.25, 48, 49.

360 Yıldız DEVECİ BOZKUŞ ittiğimiz halde yine de ölen az olmadı ifadeleri olmuştur. 66 Benzer çarpıcı ifadelerin kitabın geneline hakim olduğunu söylemek mümkündür. İkinci bölümde de Holmes un Ermeni çocuklarının içinde bulunduğu psikolojik durumu anlatan ifadelerinin yer aldığı pasajda da son derece çarpıcı ifadelerin kullanıldığı görülmektedir; Bir yıldan fazla bir zaman sonra hastalığı yendiğimizi ve sağlıklı çocuklarımız olduğuna karar verebildim. Başlangıçta çocukların güldüğü veya ağaldığı duyulmuyordu. Araklarını duvara dayayıp güneşte oturuyorlardı. İleriye doğru bakıyorlar, ne ağlıyorlar ne de gülüyorlardı. Bir gün bir grup çocuğa neden ağlamadıklarını sordum. Bütün gözyaşlarını döktük hiç kalmadı dediler 67 Holmes kitabında Tehcir yıllarında Müslümanlarla evli Ermeni kadınlarından bazılarının kendi rızalarıyla Müslüman eşlerinin yanına dönenlerin olduğu ise şöyle ifade edilmiştir; Az sayıda kurtarılmış kadın, geride bıraktıkları çocukları nedeniyle, isteyerek Müslüman kocalarının yanına döndüler. Dürüstçe söylemek gerekirse hepsinin kocaları üzerine nazik davranış ve gerçek sevgi öyküleri vardı. Birçok Türk mahkemelerde ve İngiliz komutanın önünde Ermeni eşlerinin geri dönmesi için mücadele etti. Ermeni eşler onlara mutlu yuvalar sağlıyorlarmış 68 Holmes kitabında bazı Müslümanların eş olarak aldıkları Ermenilere karşı davranışlarının iyi olduğuna da değinerek şu ifadeleri kullanmıştır; Ermenilerden karı almış Müslümanların iyiliğini söylemek gerekirse, onlardan kadınların her biri yeteri kadar giyinmiş geliyordu. Hele bazıları pahalı giysiler giyiyor, mücevherat ve altın süsler takıyordu. Eğer adam fakirse varlığına göre giydiriyordu ama kadının ihtiyacına göre yeterliydi 69 Görev yaptığı süre zarfında yaşadıklarını gün be gün kaleme alan Holmes un söz konusu dönemde Türkiye genelinde bir trajedi yaşanırken buna karşın Urfa da Ermeni kadın ve çocuklarının bölge halkı tarafından gördükleri iyi muameleyi anlamakta zorluk çektiği de yine kitapta öne çıkan konular arasındadır; Müslümanların göçmen kadınlarına gösterdikleri ilgi ve koruma üzerine az şey söylendi. Türkiye nin her yerinde olan trajediler karşısında sevecenlik öykülerine inanmak güçtü. Türk, Kürt, Arap kadın ve erkekleri onlar için az şey yapmadılar. Bu olayları yalnız aralarında çalışan bizler biliyoruz. Birkaç gün önce soyulmuş üç yüz kadının çırılçıplak Urfa ya gelmesi ile o kentin hiçbir insancıl duygu taşımaması gerekirdi. Kentte hepsi yardım gördü ve bir kısmı dört yılı Müslümanların evinde geçirdi. Bazıları yasal olarak Müslümanlarla evlendi, ötekiler taciz edilmeden ve korkmadan onların evlerinde hizmetçilik yaptılar 70 Holmes un eserinde Ermenilere karşı Tehcir yıllarında kötü muamelede bulunmuş kişilere yöneticilik vasfı olan insanların nasıl cezalandırıldığı konularına da yer verilmiştir; Şu eylemin nedenini hiçbir vakit bilemedim: Oraya geldiğim vakit yerinde olan Mutasarrıf (Urfa sancağının yöneticisi) bir gün birdenbire tutuklandı ve İstanbul a gönderildi. Mutasarrıflık ettiği kentte 1915 yılında yaptığı kötülüklerden dolayı yargılandı ve ölümle cezalandırıldı 71 Holmes un kitabının üçüncü bölümündeki en dikkat çekici kısımlarından biri de üçüncü bölümde yer alan bir Ermeni çocuğun tesadüfen annesine kavuşması ve bunun sonucunda Hükümetin anneye mallarını iade ederek yetimhaneden kurtulmalarını sağlayan bölüm olmuştur; 66 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.24-25. 67 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.25. 68 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.25. 69 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.25. 70 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.25. 71 Mary Caroline Holmes, a.g.e., s.27.