EĞİTİM PSİKOLOJİSİ İÇİNDEKİLER 2.1.2016 EĞİTİM-ÖĞRENME İLİŞKİSİ ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI TEMEL KAVRAMLAR A. DOĞUŞTAN GELEN DAVRANIŞLAR



Benzer belgeler
ÖĞRENMEDE DAVRANIŞSAL YAKLAŞIMLAR Sevim Çiftçi

EDİMSEL KOŞULLANMA. Doç. Dr. Tülin ŞENER

Eğitim bilimlerinde birbiri ile karışan kavramlar.

1. ÜNİTE İÇİNDEKİLER EĞİTİM PSİKOLOJİSİ / 1

Edimsel Koşullama ÖĞRENMEDE ÖDÜL VE CEZANIN ROLÜ. Doç.Dr.Hacer HARLAK

ÖĞRENME. Temel Kavramlar

ÖĞRENME KURAMLARI. Davranışçı Kuram Bilişsel Kuram Duyuşsal Kuram

BİTİŞİKLİK KURAMI. Hzl: ELİF ŞİRİNGÜL ASLIHAN AKBAĞ

30 GÜNDE EĞİTİM BİLİMLERİ

BAĞLAŞIMCILIK. HAZIRLAYAN: Mustafa GÜNENDİ

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

İÇİNDEKİLER. BİRİNCİ BÖLÜM Seval FER, İlker CIRIK. İKİNCİ BÖLÜM Sertel ALTUN, Esma ÇOLAK

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III ÜNİTE: 1. PSİKOLOJİ VE GELİŞİM PSİKOLOJİSİ15

ÖĞRENME KLASİK VE EDİMSEL KOŞULLAMA

Eğitimin Psikolojik Temelleri

BÖLÜM I GELİŞİM İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE 2. ÜNİTE. ÖNSÖZ... v YAZARLAR HAKKINDA... vii

BĠLĠŞSEL GELĠŞĠM. Jean Piaget ve Jerome Bruner. Dr. Halise Kader ZENGĠN

Değerlendirme. Psikolojiye Giriş. Haftalık okuma raporları. Arasınav (%30) Final (%35) Haftalık okuma raporları (%15) Kitap inceleme (%20)

Öğrenme, Örgütsel Öğrenme

Psikoloji biliminin konusu gözlenebilir davranışlardır.

Öğrenmenin Önemi. İnsan dışındaki birçok tür de yaşam süreleri boyunca birçok şey öğrenirler.

Davranışsal Öğrenmenin Temel İlkeleri Mehmet DOĞAN

EDIMSEL KOŞULLANMA ELİF GÖKALP TAŞ EMEL DOKUR MERMERDAŞ

ÖĞRENME. Temel Kavramlar. Doç.Dr.Hacer HARLAK

Öğrenmede Davranışsal Yaklaşımla Mehtap Turan

Öğrenmeye Bilişsel Yaklaşım

1.Giriş İÇİNDEKİLER. Önsöz... xxv Teşekkür... xxvii Çeviri Eser İçin Önsöz... xxix İkinci Baskı İçin Önsöz... xxx.

Gelişim Psikolojisinde Temel Kavramlar ve Gelişimi Etkileyen Faktörler

Okula o gün kırmızı çizgili gömleğinizle gittiniz. Arkadaşlarınız size çok yakıştığını söyledi. Sonraki davranışınız ne olurdu?

ADIM ADIM YGS LYS Adım DAVRANIŞ 2

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI PSİKOLOJİ DERSİ 10. SINIFLAR I. DÖNEM II. ORTAK YAZILI SINAVI

EĞİTİM-ÖĞRENME-ÖĞRETİM İLİŞKİSİ VE TEMEL KAVRAMLAR

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ. kpss SORU. Önce biz sorduk. Güncellenmiş Yeni Baskı. Eğitim Bilimleri. 80 Soruda 64

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...III

İÇİNDEKİLER ÖN SÖZ...III

GİRNE AMERİKAN ÜNİVERSİTESİ EĞİTİM FAKÜLTESİ OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLİĞİ AKTS

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ GİRİŞ BÖLÜM I TEMEL KAVRAMLAR 1-10 Kaynakça. 7 OKUMA PARÇASI (Baba Emzirmesi). 8

UYGULAMALI DAVRANIŞ ANALİZİ. UDA nın Kökenleri

KPSS. Eğitim Bilimleri. ezberbozan. serisi. KPSS Ders Notları. özetlenmiş içerik pratik bilgiler kritik notlar ilgi çekici görseller

Öğretim Tasarımı ve Eğitim Teknolojisi. Yrd.Doç.Dr. Gülçin TAN ŞİŞMAN

BEYİN GELİŞİMİNİN HİKAYESİ

Eğitim: İstendik davranış değiştirme ya da oluşturma. Öğrenme: Bireyin kendi yaşantısı yoluyla davranışlarında meydana gelen değişmeye denir.

kpss eğitim bilimleri Türkiye nin En Çok Satan Ders Notları ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ Hakan Araz ogretiakademi

SINIF YÖNETİMİNİN TEMELLERİ

Şu davranışçılar da sadist midir, anlamadım gitti yahu!!! Biri zavallı köpekleri et,et diye inletir, biri de kedileri kafese kapatır.

boarding school lunchtime Dr. Abdullah ATLİ

OYUN VE ÇOCUK. -Çocuğun iç dünyasını anlayabilmek. -Çocuğun olayları anlamasına yardım etmek. -Çocuğa olaylarla baş etme becerileri kazandırmak

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ. soru KPSS 2017 EĞİTİM BİLİMLERİ. önce biz sorduk. Eğitimde

ĠNSAN NASIL ÖĞRENĠR?

GELİŞTİRMENİN KURAMSAL TEMELLERİ PROGRAM GELİŞTİRMENİN PSİKOLOJİK TEMELLERİ. Temel Kavramlar. Temel Kavramlar. Program Geliştirme ve Psikoloji

Etoloji(Davranış Bilimi) :Doğal koşullarda hayvan davranışını inceleyen bilim dalına denir.

Kişinin çevresiyle etkileşimi sırasında kişide ve çevrede oluşan gözlenebilir ve ölçülebilir değişikliklere davranış denir.

İÇİNDEKİLER. BÖLÜM 1 EĞİTİM PSİKOLOJİSİ: ÖĞRETİM İÇİN YAPILANMA Prof. Dr. Ayşen Bakioğlu - Dilek Pekince EĞİTİM ve PSİKOLOJİ... 3 İYİ ÖĞRETMEN...

Birey ve Çevre (1-Genel)

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ I. Öğrenme İle İlişkili Temel Kavramlar Temel Öğrenme Yaklaşımlarına Giriş

İçindekiler. Ön Söz Çeviri Editörünün Sunuşu. xvii xix

KONU TEKRAR SEMİNERİ

ogretiakademi 3240 SORU EĞİTİM BİLİMLERİ kpss TAMAMI ÇÖZÜMLÜ SORU BANKASI ÇÖZÜM KİTAPÇIĞI

Öğrenme Psikolojisi Özel Sorularının Çözümleri

ÖĞRENMENIN DOĞASI Gülay ÇENGEL

ÖĞRETİM YÖNTEM VE TEKNİKLERİ

BÖLÜM Organizma ve Çevre İlişkileri Organizma, Davranış ve Zihinsel Süreçler Çevre Fizik Çevrenin Organizmayı Etkilemesi

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ TARAMA-1 (UĞUR YILMAZER)

Öğrenme nedir? Büyüme ve yaşa atfedilmeyecek yaşantılar sonucunda davranış ve tutumlarda meydana gelen nispeten kalıcı etkisi uzun süre

TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI SORU VE CEVAPLARI

Yaşam Boyu Sosyalleşme

III.Ünite: ÖĞRENME, DÜġÜNME, BELLEK

GÜDÜLENME. Doç.Dr. Hacer HARLAK - Psikolojiye Giriş I

DUYGUSAL ZEKA. Birbirinden tamamen farklı bu iki kavrama tarzı, zihinsel yaşantımızı oluşturmak için etkileşim halindedirler.

Sınama Durumları. Sınama durumlarını düzenlerken dikkat edilecek hususlar şunlardır:

Pavlovian koşullamada uyarıcı ilişkileri.

BELLEK. 1- KISA SÜRELİ BELLEK: Kısa süreli bellek de iki aşamalıdır. -Duyumlarla elde edilen bilgilerin - Çok kısa süreli bellekten gelen

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

Program Geliştirme ve Öğretim. Yard. Doç. Dr. Çiğdem HÜRSEN

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI

ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ. Hata ve önerilerinizi lütfen bildiriniz! Mail: Web Site:

İçindekiler KISIM 1 BÖLÜM 1 KISIM 2 BÖLÜM 3 BÖLÜM 2

BİTİŞİKLİK VE BAĞDAŞIMCILIK KURAMLARI. John Broadus Watson Edwin Ray Guthrie Edward Lee Thorndike

İNSAN NASIL ÖĞRENİR?

O Psiko-motor gelişim farklı değişikliklere uğrasa da bireyin tüm yaşamı boyunca devam eden bir süreçtir.

ZİHİNSEL ENGELLİ ÇOCUKLAR

T.C. MİLLÎ EĞİTİM BAKANLIĞI Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü MESLEKİ GELİŞİM EĞİTİM PROGRAMI

Güdülenme. Öğr.Gör. Dr. Şirin KARADENİZ

Gestalt Kuramı. Doç. Dr. Tülin ŞENER

İÇİNDEKİLER. Test 11 (Bitişiklik Kuramı) Test 12 (Bilişsel - Davranışçı Kuramlar) Test 13 (Bilişsel - Davranışçı Kuramlar)...

DAVRANIŞ BİLİMLERİ ÖĞRENME VE ÖĞRENME TEORİLERİ

BÖLÜM Öğrenme - Bellek Düşünme - Bilinç Öğrenme

KPSS KONU ANLATIMI. Web: Mail:

GESTALT KURAMI Gestalt kuramcılarına göre bütün, parçaların toplamından daha anlamlıdır ve farklıdır. Birey herşeyi bir bütün olarak algılama

Komisyon KPSS ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ TAMAMI ÇÖZÜMLÜ 20 DENEME. E-ileti: ISBN

Yönetici tarafından yazıldı Pazartesi, 18 Mayıs :56 - Son Güncelleme Pazartesi, 18 Mayıs :58

BİREY EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ. Biyolojik. Sosyal. Kültürel EĞİTİM VE ÖĞRETİM KAVRAMLARI

KPSS. Eğitim Bilimleri. ezberbozan. serisi. KPSS Ders Notları. özetlenmiş içerik pratik bilgiler kritik notlar ilgi çekici görseller

REHBERLİK VE İLETİŞİM 2

Eğitim Bilimlerine Giriş

Türkiye de obezite. (Kaynak: TÜİK)

ZEÖ/İEÖ217 ERKEN ÇOCUKLUKTA ÖZEL EĞİTİM 1. ÜNİTE: EÇÖZE YE İLİŞKİN TEMEL KAVRAMLAR. 2. MODÜL: EÇÖZE: Kuramsal Temeller

Transkript:

İÇİNDEKİLER *EĞİTİM-ÖĞRENME İLİŞKİSİ ve TEMEL KAVRAMLAR: Yaşantı, davranış vb. temel kavramlar, öğrenme ve öğretme ilişkisi, öğrenmeyi etkileyen faktörler vb. EĞİTİM PSİKOLOJİSİ *BİTİŞİKLİK KURAMLARI: Watson ve Guthrie, SINAMA- YANILMA YOLUYLA ÖĞRENME: Thorndike *KLASİK KOŞULLANMA: Tepkisel (klasik) koşullanma-pavlov (süreç, etkileyen faktörler, temel ilkeleri, eğitime yansımaları vb) 1 *EDİMSEL KOŞULLANMA: Skinner (süreç, etkileyen faktörler, temel ilkeleri, eğitime yansımaları vb ), pekiştireç ve ceza vb 4.Hafta 2 EĞİTİM-ÖĞRENME İLİŞKİSİ ÖĞRETME KURAM VE YAKLAŞIMLARI TEMEL KAVRAMLAR Davranış Bir organizmanın direkt ya da dolaylı olarak gözlenebilen her türlü etkinliğine davranış denir. Davranış TEMEL KAVRAMLAR Doğuştan Gelen Davranışlar Öğrenilmiş Davranışlar Geçici Davranışlar 3 İstendik davranışlar İstenmedik davranışlar 4 A. DOĞUŞTAN GELEN DAVRANIŞLAR 1. Refleks Doğuştan getirilen, birçok türde aynı şekilde görülen (türe özgü olmayan), belli bir uyarıcısı olan, ertelenebilir, ani ve basit davranışlardır. Refleksler kendi içlerinde ilkel refleksler ve hayatta kalma refleksleri olarak ikiye ayrılırlar. İlkel refleksler doğumla birlikte var olup bir süre sonra ortadan kaybolurken, hayatta kalma reflekslerinin birçoğu süreklidir. A. DOĞUŞTAN GELEN DAVRANIŞLAR 2. İçgüdü Doğuştan getirilen ya da potansiyel olarak var olup olgunlaşma sonucu ortaya çıkan, yalnızca belli bir türde ve türün tüm üyelerinde aynı şekilde görülen (türe özgüdür), ertelenemeyen, uyarıcısı belirgin olmayan, karmaşık davranışlardır. Kural olarak içgüdünün sadece hayvanlarda var olduğu, insanlarda görülen ve içgüdüye benzeyen davranışlarınsa içgüdüsel davranış olarak nitelendirilmesi gerektiği kabul edilir. 5 6 1

A. DOĞUŞTAN GELEN DAVRANIŞLAR 3. İçgüdüsel Davranış İçgüdüsel davranışlar bir yönüyle reflekslere, bir yönüyle de içgüdülere benzer. Birçok türde aynı şekilde görülebilmesi reflekse benzeyen yönüdür. Bununla birlikte karmaşık bir yapıya sahip olması ve ertelenememesi de içgüdüye benzeyen yönüdür. Annelik içgüdü değil, içgüdüsel davranıştır. B. GEÇİCİ DAVRANIŞLAR Alkol, uyuşturucu, narkoz, ilaç vb. etken madde alımına ya da hastalık, yorgunluk gibi etkenlere bağlı olarak ortaya çıkan davranışlardır. Bu davranışlar öğrenme olarak kabul edilemezler. 7 8 C. SONRADAN KAZANILAN DAVRANIŞLAR (ÖĞRENME) Üşümeyi ya da buna bağlı olarak titremeyi öğrenemeyiz. Ancak üşüyen biri nasıl ısınacağını, üşümemek için neler yapması gerektiğini öğrenir ve yaşamını sürdürebilmesi için bunun gibi çok sayıda davranışı da öğrenmesi gerekir. Davranışların öğrenilmesi iki yolla mümkündür: 1. Planlı programlı eğitim (Formal eğitim) 2. Gelişigüzel kültürleme yoluyla (İnformal eğitim) ÖĞRENME Öğrenme, tekrar ya da yaşantı yoluyla organizmanın davranışlarında meydana gelen kalıcı ya da izli değişikliklerdir. Öğrenmenin Özellikleri a. Öğrenme yaşantı ürünüdür. b. Öğrenme kalıcı ya da izlidir. c. Öğrenme sonucunda davranış değişikliği meydana gelmelidir. d. Doğuştan getirilen davranışlar öğrenme kabul edilemez. e. Sadece büyüme veya olgunlaşma sonucu oluşan davranışlar öğrenme kabul edilemez. 9 10 Annenin kokusunu alan bebeğin rahatlaması? Diline limon değen bir kişinin ağzının sulanması? «Limon» kelimesini duyan ya da limonu gören bir kişinin ağzının sulanması? DAVRANIŞLARIN OLUŞUMU a. Uyaran (Etken) Uyaran organizmanın duyu organları tarafından fark edilen ve organizmada tepkiye yol açan etkidir. Uyaran, bir uyarıcının ortama eklenmesi ya da ortamdan çıkartılması şeklinde karşımıza çıkabilir. Alkolün etkisindeki bir kişinin yalpalayarak yürümesi? Yatağının üzerinde asılı ipi çekince müzik kutusundan ses geldiğini tesadüfen fark eden bebeğin, aynı sesi duyma adına sürekli çekmesi? Bir yetişkinin gözünde tik olması ve onca uğraşına rağmen bu tikten kurtulamaması? 11 Örneğin, öğretmen öğrencisine bir soru yönelttiğinde, bu soru bir uyarıcıdır. Burada ortama "soru" uyarıcısı eklenmiştir. Uyaranlar organizmanın kendi içerisinde oluşuyorsa (üşüme, acıkma, susama, ağrı vb.) içsel uyaran, organizmanın kendi dışında oluşuyorsa (siren sesi, birinin bize seslenmesi, çevremizde gördüğümüz objeler vb.) dışsal uyaran olarak adlandırılır. 12 2

DAVRANIŞLARIN OLUŞUMU b. Tepki Tepki, organizmanın herhangi bir uyaran nedeniyle oluşan duruma uyum sağlayabilmek için gösterdiği davranıştır. Öğretmenin yönelttiği soru bir uyaran ise, öğrencinin verdiği cevap da bir tepkidir. Ani ve yüksek bir ses duyduğumuzda, duyduğumuz ses bir uyaran ise, irkilmemiz tepkidir. DAVRANIŞLARIN OLUŞUMU c. Karşılık Organizmanın vermiş olduğu tepkiye, çevrenin vermiş olduğu davranış (ya da uyarıcı) bir karşılıktır. Öğrencinin verdiği cevap üzerine, öğretmenin "Aferin, çok güzel olmuş, sana artı veriyorum" ya da "Yine yanlış cevap veriyorsun, hiç çalışmamışsın, sana eksi veriyorum" demesi birer karşılıktır. 13 14 ÖĞRENMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER Öğrenen İle İlgili Faktörler Yöntemle İlgili Faktörler Öğrenme Malzemesi İle İlgili Faktörler ÖĞRENEN İLE İLGİLİ FAKTÖRLER a. Türe Özgü Hazıroluş Organizmanın öğrenilecek davranışı öğrenebilmek için gerekli biyolojik donanıma sahip olmasıdır. Türe Özgü Hazıroluş Olgunlaşma Genel Uyarılmışlık Hali Konunun Yapısı Zaman Algısal Ayırt Edilebilirlik Anlamsal Çağrışım Uygun bir cins papağana, insana özgü sesleri çıkartması öğretilebilir ancak, bir köpek üzerinde ne kadar uğraşılırsa uğraşılsın, köpekten bu sesleri çıkartması beklenmemelidir Güdü Eski Yaşantılar Geribildirim Kavramsal Gruplandırma Dikkati Odaklama Katılım Telaffuz Edilebilirlik 15 16 ÖĞRENEN İLE İLGİLİ FAKTÖRLER b.olgunlaşma Olgunlaşma, bireyin vücut organlarının kendinden beklenen görevleri yerine getirebilecek düzeye ulaşmasıdır. ÖĞRENEN İLE İLGİLİ FAKTÖRLER c. Genel Uyarılmışlık Hali ve Kaygı Düzeyi Uyarılmışlık düzeyi, bireyin dışarıdan gelen uyarıcıları alma derecesidir. 12 aylık bebek tuvaletini tutamaz, 3 yaşındaki bir çocuk ipliği iğneden geçiremez 17 18 3

Uyarılmışlık düzeyi, bireyin içinde bulunduğu çevre koşullarından güçlü şekilde etkilenir. Bu nedenle eğitimciler şu tip önerilerde bulunur: Hem televizyon izleyip hem ders çalışmayın. Uzanarak ya da ayakta dolaşarak ders çalışmayın, mutlaka masa başında sandalyeye oturun. Belirli ders çalışma sürelerinin ardından kısa dinlenme aralıkları verin. Aralıksız olarak ders çalışmayın. Çalışma yaptığınız ortamın aşırı sıcak ya da aşırı soğuk olmamasına dikkat edin. Çalışma yaptığınız ortamın iyi aydınlatılmış, havalandırılmış olmasına dikkat edin. Karnınız aç şekilde okula gelmeyin, ya da yemek yerken fazla abartmayın. Uyarılmışlık düzeyi ile ilgili açıklamalar kaygı seviyesi için de geçerlidir. 19 GÜDÜ (MOTİVASYON) Organizmanın harekete geçmesi için, en önemli etken güdüdür. Güdülerin kaynağı ihtiyaçlarımız, sonucu ise davranıştır. Dürtü ise organizmanın biyolojik olarak dengede kalmasını sağlayan, fizyolojik ihtiyaç alanlarıdır. Açlık (yeme), susuzluk (içme), uyku, ısı dengesinin korunması gibi dürtülerimizin yaşamsal önemi var iken, cinsellik, üstünlük gibi dürtülerimizin yaşamsal önemi yoktur. Ancak ister yaşamsal öneme sahip olsun, ister olmasın bu dürtülerden herhangi birine ilişkin ihtiyaç hali karşılanmazsa organizmanın denge durumu bozulmaktadır. 20 Güdüler kendi içlerinde birincil güdüler ve ikincil güdüler olmak üzere ikiye ayrılır. Birincil güdüler, biyolojik dengeyi sağlayan yeme (açlık), içme (susuzluk), cinsellik gibi dürtülerle ilişkilidir. İkincil güdüler,başarı, beğenilme, takdir edilme gibi doğuştan getirilmeyip sonradan öğrenilmiştir. Güdüler, güdü kaynağının bireye göre bulunduğu yer açısından içsel güdüler ve dışsal güdüler olarak ikiye ayılır. İçsel güdülerde, güdülenmenin kaynağı yani bireyi davranışa iten güç yine bireyin kendisindedir. Bu nedenle bütün birincil güdüler, aynı zamanda içsel güdüdür. Ayrıca merak, isteklilik, başarma arzusu, estetik gibi ihtiyaçlar da içsel güdüler arasında yer alır. Dışsal güdülerde, güdülenmenin kaynağı, bireyin içinde yaşadığı çevredir. Bireyin davranışlarında kendisini kabul ettirme, beğendirme önemli rol oynar. 21 ESKİYAŞANTILAR (ÖĞRENMENİN AKTARILMASI) Olumlu Aktarma (Pozitif Transfer) Öğrenmenin Aktarılması Olumsuz Aktarma (Negatif Transfer) İleriye Ket Vurma Ket Vurma Geriye Ket Vurma 22 I. OLUMLU AKTARIM (POZİTİF TRANSFER): Bir alandaki öğrenmenin, başka bir alandaki öğrenmeyi ya da başka bir deyişle önceki öğrenmelerimizin bugünkü öğrenme sürecini kolaylaştırmasıdır. Matematik dersinin yazılı sınavına çok çalışan Ahmet, özel bir çaba göstermediği halde Fizik dersinin sınavından da yüksek puan almıştır. Bisiklet kullanmayı bilen Ayşe, motosiklet kullanmayı daha kolay öğrenmiştir. Daktiloda yazı yazmayı öğrenen Murat, bilgisayarda yazı yazmayı daha kolay öğrenmiştir. II. OLUMSUZ AKTARIM (NEGATİF TRANSFER): Bir alandaki öğrenmenin, başka bir alandaki öğrenmeyi ya da başka bir deyişle önceki öğrenmelerimizin bugünkü öğrenme sürecini zorlaştırmasıdır. Bilgisayarda Q klavye ile yazı yazmaya alışmış bir kişi F klavye ile yazmayı öğrenmek ister. Ancak F klavye ile yazmaya başladığında uzun bir süre yanlış harflere basmıştır. Aletli jimnastik alanında üstün başarılar sergileyen bir sporcu, alanında bazı hareket kurallarının değişmesinin ardından yeni kurallara uyum sağlamada zorlanmakta, ara sıra önce eski hareketleri yapıp sonra yeni hareketleri yapmaktadır. 23 24 4

III. KET VURMA: Gerçekleştirdiğimiz bir öğrenmenin, kendinden önceki ya da sonraki öğrenmeleri engellemesi - unutturmasıdır. Kendi içerisinde ileriye ket vurma ve geriye ket vurma olmak üzere ikiye ayrılır. 1. İLERİYE KET VURMA: Olumsuz aktarım ile aynı işleve sahiptir. Ancak olumsuz aktarım daha çok davranışçı kuramlar tarafından kullanılan ve devinişsel hareketlerle (gözlenip - ölçülebilen) ilgiliyken, ileriye ket vurma bilişsel kuramcılar tarafından kullanılan ve unutma - hatırlama süreçleriyle ilgilidir. İleriye ket vurma, önceki öğrenmenin yeni öğrenmeyi unutturmasıdır. Yani yeni öğrendiğimiz bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda hatırlamada zorlanıyorsak ya da yerine eski bilgiyi kullanıyorsak ileriye ket vurma durumu gerçekleşir. 25 Ahmet Bey bir müşterisine çek keserken, yanlışlıkla bir önceki yılın tarihini atmıştır. Yeni bir telefon hattı alan Ayşe Manim, telefon numarasını soranlara eski numarasını söylemektedir. 26 2. GERİYE KET VURMA: Yeni öğrenmenin önceki öğrenmeyi unutturmasıdır. Yani eski öğrendiğimiz bilgiye ihtiyaç duyduğumuzda hatırlamada zorlanıyorsak ya da yerine yeni bilgiyi kullanıyorsak geriye ket vurma durumu gerçekleşir. Ahmet Bey'in bankacılık işlemlerinden çevrimiçi faydalanmak istemektedir. Bunun için telefonla bankasına ulaşır. Banka, güvenlik için Ahmet Bey'in telefon numarasını ister ancak Ahmet Bey'in verdiği telefon numarası ile bankadaki kayıtlar uyuşmaz. Ahmet Bey banka görevlisine, kayıtlı olan numarasının bir önceki telefonuna ait olduğunu ve bu numarayı hatırlayamadığını söyler. DİKKATİ ODAKLAMA Çevremizde her an binlerce uyaran bulunmaktadır. Bu uyaranların her birinin bilince aktarılması söz konusu değildir. İşte bu noktada dikkat devreye girer. Dikkat, belirli bir uyarıcıya yönelmek, ya da zihinsel enerjinin belli bir uyarıcıya yöneltilmesidir. Karnı aç olan bir kişinin çevredeki onca dükkan arasında öncelikle lokantaları görmesi 27 28 ÖĞRENME YÖNTEMİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER Ele alınan konunu yapısına göre öğrenme yöntemleri parçalara bölerek çalışma ve bütün halinde çalışma olarak ikiye ayrılabilir. Hangisinin daha yararlı olduğu ele alınan konuya göre değişmektedir. ZAMAN Zaman, öğrencilerin çalışmaya ayırdıkları süreyi bildiren bir yöntem olarak aralıklı çalışma ve toplu çalışma olmak üzere iki ayrılır. 29 30 5

GERİBİLDİRİM (DÖNÜT) Konunun öğretimi sürecinde düzenli ve sık bir şekilde geribildirimler verilmelidir. Çünkü geribildirimler, öğrencinin konuyu ne derece öğrenip ne derece öğrenmediğini ya da hangi konularda başarılı olup hangi konuları tekrar etmesi konusunda en önde gelen fikir kaynağıdır. Geribildirim mümkün olduğunca çabuk - hemen - verilirse, etkisi daha da artar. ÖĞRENCİ-ÖĞRETMEN ETKİNLİĞİ (ETKİN KATILIM) Salt öğretmen etkinliğine dayalı öğrenme yönteminden mümkün olduğunca kaçınılmalı, öğrencinin öğretim etkinliğine fiili olarak katılımı sağlanmalıdır. Anlatırsan, unutabilirim, gösterirsen, anımsayabilirim, beni işin içine katarsan asla unutmam, öğrenirim. (Kızılderili atasözü) Yapılan bir çalışmada, sınıf içindeki öğrenciler iki gruba ayrılmış; birinci gruba yıl boyunca girdiği sınavların sonuçlan bildirilmiş, diğer gruba ise herhangi bir bildirimde bulunulmamıştır. Yılsonunda, sınav sonuçları bildirilen birinci grubun, ikinci gruba göre çok daha başarılı olduğu görülmüştür. 31 32 ÖĞRENME MALZEMESİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER a. Algısal Ayırt Edilebilirlik Öğrenme malzemesinin, çevredeki uyarıcılardan ayırt edilebilme yeteneği ne derece fazla ise, o derecede daha fazla ve daha rahat algılanır. Örneğin, okuduğunuz bu kitaba hâkim olan temel yazı tipinin yanı sıra, başlıklar koyu ve pembe olarak, temel yazı tipinin içindeki önemli yerler ise farklı bir karakterle - vurgulu olarak yazılmıştır. Sizlerin de fark ettiği gibi, ortama hâkim olan uyarıcılardan farklı olan uyarıcılar, diğerlerine göre daha rahat algılanmaktadır. ÖĞRENME MALZEMESİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER b. Anlamsal Çağrışım Öğrenme malzemesi, yeni bir konunun öğretiminde, öğrencilerin önceki öğrenmeleriyle ilişki kurmayı sağlamalıdır. Böylece öğrenciler zihinlerinde yer alan olaylar - durumlarla yeni konuyu birleştirebilir. Öğrenmede olumlu aktarım dediğimiz durum, anlamsal çağrışımla yakından ilgilidir. 33 34 ÖĞRENME MALZEMESİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER c. Kavramsal Gruplama Kavramsal gruplandırmanın gerçekleştirilebilmesi için, kavram haritası hazırlanır. Kavram haritası, bir konunun içerisinde yer alan alt başlıkların hiyerarşik olarak sıraya dizilmesiyle oluşturulan, iki boyutlu, bağlantıları içeren şemalardır. ÖĞRENME MALZEMESİ İLE İLGİLİ FAKTÖRLER d. Telaffuz Edilebilirlik Telaffuz kolaylığı, konunun ve içinde geçen terimlerin kolayca ifade edilebilmesine karşılık gelmektedir. Kolay okunan, kolay söylenen terim ve içeriğin anlaşılması kolaylaşırken, zor ifade edilen, farklı ya da daha önce hiç karşılaşmamış sembollerden oluşan terimlerin anlaşılması da zorlaşacaktır. 35 36 6

ÖĞRENME KURAMLARI Davranışçı Kuramlar Tepkisel Koşullanma PAVLOV Bitişiklik WATSON GUTHRIE Bağlaşımcılık THORNDIKE Edimsel Koşullanma SKINNER Bilişsel Ağırlıklı Davranışçı Kuramlar İşaret/Gestalt TOLMAN Sosyal Öğrenme BANDURA Bilişsel Kuramlar Gestalt KOFFKA KOHLER Bilgiyi İşleme GAGNE İnsancıl Kuramlar İhtiyaçlar Hiyerarşisi MASLOW Danışan Odaklı Terapi ROGERS Yapılandırmacı lık Nörofizyolojik Kuram Bilişsel Yapılandırmacı lık PIAGET Sosyal Yapılandırmacı lık VYGOTSKY Nörofizyolojik Kuram HEBB Konu Değerlendirme Soruları Sistematik Davranış HULL 37 38 Aşağıdaki örneklerden hangisinde, öğrenmeye ilgili bir olgu söz konusu değildir? A) Bisiklete binmeyi bir kez öğrenen bir çocuğun bunu hiç unutmaması B) Daktiloda yazı yazan birinin bilgisayarla yazı yazmayı daha kolay öğrenmesi C) Çarpım tablosunu ezbere bilen bir çocuğun çarpmada başarılı olması D) Bisikletten düşen bir çocuğun ayağını incitip pedal çevirememesi E) Yemek pişirme dersleri alan bir annenin lezzetli yemekler yapması İyi bir masa tenisi oyuncusu olan Aylin tenise başlamaya karar vermiştir. Aylin masa tenisi raketini kullanma becerisi sayesinde tenis raketiyle yapması gereken bazı vuruşları kolayca öğrenmiştir. Aylin'in bazı vuruşları kolayca öğrenmesi aşağıdakilerden hangisinin sonucudur? A) Aralıklı öğrenme B) İleriye ket vurma C) Öğrenmenin aktarılması D) Parçalara bölerek öğrenme E) Alışma 39 40 Bir öğrenci sürekli olarak bir yıl önceki müsamerede okuduğu şiiri hatırlaması nedeniyle, bu yılki müsamerede okuyacağı şiiri öğrenmekte güçlük çekmesi aşağıdakilerden hangisinin sonucudur? A) Örtük (gizil) öğrenme B) Bastırma C) Geriye ket vurma D) Amnezi E) İleriye ket vurma Aşağıdakilerden hangisi, öğrenmenin en uygun tanımıdır? A) Bireyin içerisinde yaşadığı kültürün değerlerini kazanma süreci B) Bireyin çevresiyle etkileşiminde meydana gelen değişme C) Yeni ve kalıcı bilgilerin edinilmesi için yararlanılan yöntem D) Yaşantılar yoluyla meydana gelen nispeten kalıcı davranış değişikliği E) İstenilen davranış değişikliğini oluşturmak amacıyla bireyin gösterdiği bilinçli çaba 41 42 7

Bir papağana bazı kelimeleri söylemeyi öğretebilirsiniz; ancak ne kadar çabalarsanız çabalayın bir serçeye bir kelime bile öğretmeniz mümkün değildir. Öğrenme açısından papağanla serçe arasında görülen bu fark, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? A) Türe özgü hazır oluş B) Dikkat bozukluğu C) Aşırı uyarılma D) Güdülenme E) Büyüme Aşağıdakilerden hangisi, öğrenme ürünü olan bir davranış değildir? A) Limon kelimesini duyan bir kişinin ağzının sulanması B) Yoldan geçmekte olan bir yayanın klakson sesiyle irkilmesi C) Bir çocuğun salıncak kurup küçük kardeşini sallaması D) Bir kişinin zehirli olduğunu düşünerek böceklerden korkması E) Acıkan birinin mutfağa yönelmesi 43 44 Bebeklerin kişilikleri doğduklarında şekillenmemiş bir kil kültesi gibidir. Geçirdikleri yaşantılar, kişiliklerini bir heykeltıraşın kil kütlesini şekillendirmesine benzer biçimde şekillendirir. Yukarıdaki görüşü savunan yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? A) Davranışçı B) Psikoanalitik C) Bilişsel D) Ekolojik E) Yapısalcı KPSS 2008 Seda Hanım yeni taşındığı evde mutfağının uygun olmaması nedeniyle, sağa doğru açılan buzdolabı kapağını sola doğru açılacak şekilde değiştirmiştir. Ancak kapağı açması gerektiğinde, uzun bir süre dolap kapağını önce sağa doğru açmaya çalışmıştır. Seda Hanım'ın uzun süre dolabın kapağını sağa doğru açmaya çalışmasını en iyi açıklayan kavram aşağıdakilerden hangisidir? A) Sönme B) Ket vurma C) Öğrenilmiş çaresizlik D) Olumsuz aktarma E) Öncelik etkisi 45 46 KPSS 2008 Yeni yılın ilk günlerinde tarih atarken, bir önceki yılın tarihinin yazılması sık karşılaşılan bir hatadır. Bu hata aşağıdakilerden hangisinin sonucudur? A) Tepki genellemesi B) Sonralık etkisi C) Geriye doğru ket vurma D) Alışma E) İleriye doğru ket vurma KPSS 2009 Aşağıdaki davranışlardan hangisi öğrenme yoluyla kazanılmamıştır? A) Bir köpeğin eve ilk kez gelen bir misafiri görünce huysuzlanması B) İşine her zaman vaktinde giden bir kişinin çalar saati bozulduğu için işe geç kalması C) Bir oto tamircisinin motorun sesinden arızanın nerede olduğunu anlaması D) Bir annenin bebeğinin altını değiştirmesi E) Bir bebeğin babasını görünce gülümsemesi 47 48 8

KPSS 2009 İyi birer tenisçi olmaları için üç yaşındaki oğluyla altı yaşındaki kızını çalıştırmaya başlayan bir baba, kısa sürede altı yaşındaki kızının raketi kavramayı ve temel hareketleri yapmayı daha çabuk öğrendiğini fark eder. Aşağıdakilerden hangisi, çocukların raketi kavrama ve temel hareketleri yapmayı öğrenme hızları arasında gözlenen farklılıkların nedeni olamaz? A) Olgunlaşma B) Türe özgü hazıroluş C) Yaşantı farklılıkları D) Yetenek E) Güdülenme düzeyi 50 DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI 49 DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI J. B. Watson (İlk kurucusu ve savunucusu) Guthrie John Locke (Felsefi alt yapı) Ivan Petroviç Pavlov (Fizyolojik alt yapısı) E. L. Thorndike (Psikolojik alt yapısı) B.F. Skinner (Psikolojik alt yapısı) Hull ve L. L. Bernard (Psikolojik alt yapısı) DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI Davranışçılıkta anahtar kavramlar; Hedef alanı davranıştır. Hisler ve diğer bilişsel süreçler gibi kavramlara kuşkuyla yaklaşırlar. Davranışçı sadece gözlemlenebilen ve kanıtlanabilen kuramları ele alır ve bilişsel temelli araştırmalardan uzak durur. 51 52 DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI Davranışlar; klasik koşullanma, edimsel koşullanma ve gözlem yoluyla kazanılır. Davranış bozuklukları yanlış öğrenme sonucudur. Yeniden öğrenme ile düzeltilebilir. WATSON-GUTHRIE Teknikler ise, karşıt koşullama, sistematik duyarsızlaştırma, yeniden koşullama ve deneysel söndürmedir. 54 53 9

DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI- WATSON DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI- WATSON Davranışçı yaklaşım insan davranışını tamamen refleksler, uyarıcı-tepki ilişkisi ve pekiştiricinin etkisi ile açıklar. Farelere küçük bir oyun kutusunu bir yiyecek ödülüyle açmayı öğretebileceğini gördü. Watson uyarıcı-tepki ikileminin tekrarlanma sıklığı ile ilgilendi. Basit bir labirentte koridorun sonundaki yiyeceği bulan farenin, diğer seferleri otomatik olarak labirenti tamamladığını gördü. 55 56 DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI- WATSON WATSON Bilişsel süreçlere tamamen karşı çıkmıştır. Ona göre düşünce açıklanabilir ve konuşma da öğrenilebilecek basit bir davranış biçimidir. Watson iç gözleme dayanan psikoloji kuramlarına tepki olarak davranışçılığın ilkelerini belirlemiştir. Watson, öğrenmeyi davranış gelişiminin temel süreci olarak kabul etmiş ve bir insan ne öğrenmişse odur anlayışını geliştirmiştir. Watson davranışın kalıtsal olmayıp insanın çocukluğundan beri çevresindeki belli uyarıcılarla belli tepkilerin birleşmesi sonucu U-T bağlarının birbiri üzerine şartlanma yoluyla inşa edilmesi sonucunda geliştiği görüşünü savunur. 57 Bu görüşe göre bir davranışçı bakıştan vazgeçmeli, yalnızca fizikte ya da kimyada olduğu gibi, bağımsız gözlemcilerin aynı nesne ya da olay üzerinde yapacakları gözlemler geçerli sayılmalıdır. 58 WATSON GUTHRIE Watson, öğrenmeyi davranış gelişiminin temel süreci olarak kabul etmiş ve bir insan ne öğrenmişse odur anlayışını getirmiştir. Watson a göre, davranışın oluşmasının, kalıtsal niteliği yoktur. Sadece çevresel etmenlerle ortaya çıkan, öğrenilmiş olma niteliği vardır. Watson tüm davranışlarımızın klasik koşullanmanın ürünü olduğuna inanmaktadır. İnsanın uygun bir öğrenme programıyla her şeyi başarabileceğini ya da her şey (hırsız, bilim adamı, doktor.) olabileceğini iddia etmiştir. 59 Bitişiklik, uyaran ile tepki arasındaki çağrışım için tek koşulun, ikisi arasında zaman olarak yakın bir ilişki bulunması olduğunu vurgulayan öğrenme kuramıdır. Bu kurama göre koşullu uyaran ile tepki aynı anda ortaya çıktığı sürece, pekiştirmeye bağlı olmaksızın öğrenme gerçekleşecektir. Kuram Watson ve Guthrie tarafından savunulmuştur. Guthrie nin bitişikliği uyarıcı-tepki bitişikliğidir. 60 10

GUTHRIE GUTHRIE Guthrie ye göre bir etkinlik birçok davranışsal eylemi kapsadığı gibi, bir beceride birçok etkinliği kapsamaktadır. Etkinlik birçok hareketten oluşur, aynı etkinliğin değişik durumlarda gösterilmesi sırasında değişik davranışlarda bulunmak gerekir. Guthrie ye göre çok sayıdaki bu bağların oluşabilmesi için zaman ve alıştırma gereklidir. Dikkat edilen şey, yapılan şey için işaret haline gelir. Organizma çok sayıda uyarıcıyla karşı karşıya gelmektedir. Bunlardan hepsine birden tepkide bulunması mümkün değildir. Bu nedenle organizma kendisine gelen uyarıcılardan ancak küçük bir kısmını seçerek tepkide bulunur. Sonuç olarak çağrışım, sadece seçilen uyarıcılarla gösterilen tepki arasında meydana gelir 61 62 GUTHRIE GUTHRIE Guthrie ye göre, çağrışımsal U-T bağlarının kuruluşunun tek Ona öğrenmenin tek bir denemede, uyarıcı ve tepkilerin yasası işaret ve tepki bitişikliğidir. zamanda yakınlıkları dolayısıyla koşullanma ya da çağrışımla olacağını belirtmektedir. Guthrie nin önerdiği sistemde, şartlı uyarıcılar aslında, hareket Öğrenme ilkelerini de en son tepki ve yakınlık olarak iki tepkilerinin meydana getirdiği uyarıcılardır. Bu uyarıcılar başlık halinde toplamıştır. Belirli özel bir uyaran duruma yapılan alışkanlıklara bir bütünlük ve devamlılık kazandırırlar. tepkide son şey öğrenilir. Farklı bir ifade ile son yapılan tepki tekrar edilir şeklinde temel öğrenme görüşü özetlenebilir. 63 64 GUTHRIE Guthrie nin en önemli katkılarından birisi davranış değişikliğini açıklaması ile ilgilidir. Ödül ve cezanın öğrenmede yerinin olmadığını iddia eden Guthrie, öğrenmenin oluşmasından sonraki olayların öğrenmeyi etkilemeyeceğini savunmuştur. 1. Yorma: Bu yöntemde organizma istenilen duruma sokulmadan önce biyolojik olarak aşırı şekilde yorulur. Böylece istenmeyen davranışı gösterecek hali kalmadığı için istenmeyen davranış Öğrenmenin mekanik bir olay olmadığını savunmuştur. Öğrenme için önce hedeflerin belirlenmesini gerektiğini ve böylece istenen tepkileri oluşturacak uyaranların bulunabileceğini söylemiştir. ortaya çıkmaz. 2. Çatışan uyarıcı verme: Bu teknikte organizma öyle bir uyarıcı ile karşı karşıya bırakılır ki; istenmeyen davranışı yerine getiremez. 65 66 11

DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI- THORNDIKE 3. Yavaş yavaş alıştırma: Bu teknik sistematik duyarsızlaştırmaya benzemektedir. Bu teknikte organizmaya istenmeyen davranışı Thorndike, davranışlar ve refleksler arasında ilişki kurmuştur. göstermesine değmeyecek büyüklükte bir uyarıcı verilir. Organizmanın tepki göstermemesi sağlandıktan sonra uyarıcının Davranışların çevredeki uyarıcılardan dolayı meydana geldiğini söylemiştir. Bu görüş, uyarıcı-davranış modeli üzerine kuruludur. şiddeti arttırılır. Ancak artık çok fazla değildir, bu yüzden organizma yine tepki göstermeye değmeyeceğini düşünür. Bir uyarıcı karşısında oluşan davranışın gelecekteki davranışları etkilediğini söylemiştir. 67 68 DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI- THORNDIKE DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI- THORNDIKE Etki Yasası Thorndike göre, eğer bir davranış o çevrede bir doyuma ulaşıyorsa aynı ortamda o davranışın oluşma olasılığı artmaktadır. Eğer, davranış doyum getirmeyen bir değişikliğe ulaşıyorsa o davranışın oluşma sıklığı giderek düşmektedir. * Şu anki davranış, gelecekteki davranışı etkiler. * Doyum sağlanmıyorsa, davranış daha az görülür. * Memnuniyet ve hoşnutsuzlukla ilişkilidir. 69 Thorndike kedi ve köpeklerin mekanik olarak problem çözme yetenekleri üzerine bir objektif deneysel yöntem geliştirmeye çalışmıştır. Kedileri kutuların içerisine koyarak onların kutu içerisinde bulunan yiyeceğe ulaşmalarını gözlemiştir. Kedilerin belli bir süre sonra aynı davranışlarla tek yolla yiyeceğe ulaştıklarını gözlemiştir. 70 PAVLOV 71 1800 lü yılların sonunda Fizyolog Pavlov, deneysel öğrenme çalışmalarıyla gündeme gelmiştir. 72 12

DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI Pavlov, yiyeceğin sindirilmesinde fizyolojik salgının rolünü belirlemek amacıyla hayvanların sindirim sistemi üzerinde araştırma yaparken, denek olarak kullandığı köpeğin yiyeceği ağzına almadan, hatta giderek yiyecek getiren kişiyi gördüğünde ağzından salya aktığının farkına varır. Klasik Koşullanma 73 Yaptığı çalışmanın fizyoloji kadar psikolojiyi de ilgilendirdiğini anlar. Bu olguyu sistematik olarak deney ortamında araştırır. 74 KLASİK KOŞULLAMA 75 76 Koşullu Uyarıcı Kontrollü deney ortamında köpeğe zil sesini yarım saniye aralıkla izleyen besin veriyor. Önce zil sesi sonra besin olarak verilen uyarımlar belli aralıklarla tekrarlanıyor Koşullu Uyarıcı ve Koşulsuz Uyarıcı Koşullu Uyarıcı 77 78 84 13

KLASİK KOŞULLAMA Et verilmese de zil sesine salya çıkararak tepki vermeye devam ediyor. Aç kalmış bir köpeğin doğal ve şartsız uyarıcı olan ete karşı salya çıkarması şartsız tepki olarak nitelendirilmektedir. Etin habercisi olan zil sesi nötr uyarıcı olmaktan çıkıp, şartlı uyarıcı, köpeğin salya salgılaması ise şartlı tepki haline gelir. Nötr olan bir uyaranın, geçirilen yaşantılar sonucunda şartlı uyarım haline gelmesine klasik koşullama denir. 79 KLASİK KOŞULLAMA Zil sesi (nötr uyarıcı) karşısında salya çıkarma gibi bir tepki göstermeyen köpek, bu sistem içinde uyarım verme işleminin birkaç tekrarından sonra zil sesini duyar duymaz salya çıkarmaya başlıyor. KLASİK KOŞULLAMA 80 KLASİK KOŞULLAMA salya Işık (2. Derece şartlı uyarıcı) Zil (1. derece şartlı uyarıcı) Et (şartsız uyarıcı) Salya (doğal tepki) 81 KLASİK KOŞULLAMA KLASİK KOŞULLAMA salya Dereceli şartlanma/üst düzey şartlanma: Zile gösterilen tepkinin ışığa gösterilmesi 83 ışık 82 Öğrenme, uyaran tepki bağıdır. Bu bağı belli sayı ve yoğunlukta tekrarlayarak pekiştirebiliriz. Böylece öğrenilen tepki, organizmaya yerleşir ve aynı şekilde devam eder. Buna pekiştirme denir. Bir çok refleksimiz, bazı durumlara karşı olan duygularımızın altındadır, limon sözcüğünü işittiğimizde ağzımızın sulanması şartlı tepkidir. Ör: Sınav kaygısı yaşantı sırasında meydana gelen şartlanmalar sonucudur. Fobi vb. bunların ürünüdür. 84 14

KLASİK KOŞULLAMA ÖRNEK Genelleme; aynı türden olan ya da birbirine benzer uyarıcıya karşı daha önce kazanılan tepkinin verilmesidir. Ör: Çocuk annesinin sesini duyunca ihtiyaçlarının karşılanacağını bilir. Annesine benzeyen, onun gibi giyinen kadınlara benzer tepki verir. Sıcak bir sobaya dokunan küçük bir çocuğun eli yanmış ve hızla elini çekmiştir. Çocuk doğal uyarıcı sıcak soba karşısında koşulsuz bir tepki vermiş ve elini çekmiştir. Daha sonra, çocuktan soba yanmaz durumdayken sobaya dokunması istendiğinde sobaya dokunmaktan kaçınmıştır. Bütün sobaların sıcak olacağı yönünde bir genelleme yapmış ve koşullanma yoluyla sobalara dokunmaması gerektiğini öğrenmiştir. BENZERLİKLER ÖNEMLİ! 85 86 KLASİK KOŞULLAMA KLASİK KOŞULLAMA Ayırt etme; birbiriyle yakınlıkları olsa bile uyarımlar arasındaki farkı anlayabilmedir. Ayırt etme olmazsa kararsızlık organizmada gerilim yaratır. Ayırt etme; günlük hayatımızda öğrenilmiş ayırt etmeler pek çoktur. Bebeğin parmak ile emziği ayırt etmesi, çocuğun elmayı armuttan ayırt etmesi. Ör: Farklı frekanslarda verilen iki ses tonundan birincisini elektrik şoku, ikincisini güzel sesli bir müzik izlesin. Başlangıçta birey için nötr iken, tekrarlandıkça 1. sesten kaçınma, ikinci seste ise rahatlama davranışları görülecektir. Bu ayırt etmelerde farklı uyarıcılara farklı davranımlar bağlarız. FARKILIKLAR ÖNEMLİ! 87 88 KLASİK KOŞULLAMA KLASİK KOŞULLAMA Şartlı tepkinin (salya) kaybolmasına sönme denmektedir. Şartsız uyarım (et) verilmediğinde gerçekleşir. Davranış örüntüsünün kazanılması tekrar ve pekiştirme olgusuyla doğru orantılıdır. Pekiştirme işleminden ya da şartsız uyarıcıdan yoksun bırakılan davranışlar kendiliğinden kaybolacaktır. Sirklerde neden istenilen hareket yapıldığında hayvanlar zaman zaman bakıcıları tarafından yiyecekle ödüllendirilir? 89 90 15

KLASİK KOŞULLAMA ÖRNEK Sönme davranışın tamamen bellekten silindiği anlamına gelmez, şartlı uyarıcı yada benzeri verildiğinde yeniden ortaya çıkar bu duruma kendiliğinden geri gelme dedir. 17 Ağutos depremini yaşamış bir genç her gece saat üç sularında uyanır. Deprem olacağı korkusuyla kaygı düzeyi yükselir ve tekrar uykuya dalmakta zorlanır. Verilen örnekte görüldüğü gibi klasik koşullanma kimi zaman korku ve fobilerin gelişmesine neden olabilir. Koşulsuz uyarıcı: Deprem deneyimi Koşulsuz tepki: Deprem korkusu Koşullu uyarıcı: Gece üç suları 91 Koşullu tepki: Deprem korkusu, kaygı 92 Konu Değerlendirme Soruları 93 94 Aşağıdakilerden hangisi, tepkisel koşullanmanın ayırt edici özelliğidir? A) Öğrenilecek davranışın zihinsel şemasının oluşturulması B) Önceden aralarında bağlantı bulunmayan bir uyarıcı ile bir tepki arasında bağ kurulması C) Davranışın tekrarlama olasılığının kendi yarattığı sonuca bağlı olarak değişmesi D) Bir bütünün parçaları arasındaki ilişkilerin çeşitli durumlar denenerek öğrenilmesi E) Bir dizi yaşantı sonucunda koşulsuz bir uyarıcıya tepki verilmeye başlanması 95 İkincil pekiştireçler pekiştirici değerlerini, öğrenme yoluyla kazanırlar. Buna göre, ikincil pekiştireçlerle tepkisel koşullanmada yer alan aşağıdaki öğelerden hangisi arasında bir paralellik kurulabilir? A) Koşullu uyarıcı B) Uyarıcı genellemesi C) Nötr uyarıcı D) Tepki genellemesi E) Koşulsuz uyarıcı 96 16

Otobüsüyle seyahat eden bir kişi, aniden acı bir fren sesi duymuş, ardından otobüs, karşıdan gelen araca büyük bir gürültüyle çarpmıştır. Bu kazada ciddi biçimde yaralanan bu kişi, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen, her fren sesi duyduğunda korkuyla yerinden fırlamaktadır. Bu örnekte, fren sesi kişinin korku tepkisini ortaya çıkaran ne tür bir uyarıcıdır? A) Pekiştirici B) Koşulsuz C) Uyandırıcı D) Nötr E) Koşullu Koşullu bir tepkiyi ortaya çıkaran bir uyarıcının tekrar tekrar verilmesi sonucunda bu uyarıcının söz konusu tepkiyi ortaya çıkarma gücünün azalması, aşağıdaki süreçlerden hangisiyle en iyi açıklanabilir? A) Kendiliğinden geri gelme B) Sönme C) Alışma D) Karşıt koşullama E) Tepkisel koşullama 97 98 Anaokuluna başladığı ilk gün bir başka çocuk tarafından rahatsız edilen Ayşe'de okul korkusu oluşmuş, ancak ilerleyen günlerde benzer bir olayın meydana gelmemesi nedeniyle bu korku giderek azalmış ve sonuçta ortadan kalkmıştır. Ayşe'de okul korkusunun oluşması ile bu korkunun zayıflayarak ortadan kalkması, aşağıdakilerden hangisinde verilen süreçlerle açıklanabilir? A) Ceza / alışma B) Edimsel koşullanma / duyarsızlaşma C) Bilişsel öğrenme / karşıt tepki oluşturma D) Tepkisel koşullanma / sönme 99 E) Aralıklı pekiştirme / sönme Bir anne bebeğini sevmek üzere parmaklarını oynatarak yaklaşıp onun karnını gıdıklamış; bebek, gıdıklanmaya karşı gülme ve kasılma tepkisi vermiştir. Bu olay birkaç kez tekrarladıktan sonra bebek annesinin parmaklarını oynatarak kendisine yaklaştığını görür görmez gülme ve kasılma tepkisi vermeye başlamıştır. Bebeğin annesinin parmaklarını oynattığını görünce gülme tepkisi vermesi aşağıdakiler-den hangisinin sonucudur? A) Karşıt tepki oluşturma B) Kavrama yoluyla öğrenme C) Olumlu pekiştirme D) Duyarlılık kazanma E) Tepkisel koşullanma 100 Annesi tarafından banyo yaptırılırken birkaç kez gözüne sabun kaçan bir bebek, annesinin elinde ne zaman banyo havlusunu görse ağlamaya başlamaktadır. Banyo havlusu, koşullanma yoluyla öğrenme sürecinde yer alan aşağıdaki öğelerden hangisine karşılık gelmektedir? A) Nötr uyarıcı B) Koşulsuz uyarıcı C) Ceza D) Pekiştirici uyarıcı E) Koşullu uyarıcı Evlerindeki köpeğe 'kuçu kuçu' demeyi öğrenen Can, bir gün bahçelerine giren kuzuya da 'kuçu kuçu' demiştir. Can`ın bu davranışı, aşağıdakilerden hangisine örnektir? A) Algısal değişmezlik B) Uyarıcı genellemesi C) Ayırt etme D) Algı çarpıtması E) Öğrenmenin aktarılması 101 102 17

KPSS 2008 Melek, ilköğretimin ilk yıllarında matematik dersinde başarılı olamamış ve matematiğe karşı olumsuz bir tutum geliştirmiştir. Altıncı sınıfa başladığında matematik öğretmenini çok seven ve onun yakın ilgisinden mutlu olan Melek, matematik çalışmaktan hoşlanmaya başlamıştır. Melek'in matematikten hoşlanmaya başlaması aşağıdakilerden hangisiyle en iyi açıklanabilir? A) Sosyal öğrenme B) İşaret öğrenme C) Kendiliğinden geri gelme D) Karşıt koşullanma E) Kavrama yoluyla öğrenme 103 Hamileliği dolayısıyla midesi bulanan bir anne adayı, sabahlan bir yandan midesi bulanırken bir yandan da televizyondaki bir sabah programını İzlemektedir. Anne, doğum yaptıktan sonra, ekranda ne zaman aynı programın sunucusunu görse, yine midesinin bulandığını hissetmektedir. Yukarıdaki örnekte yer alan program sunucusu, aşağıdakilerden hangisinin işlevini görmektedir? A) Koşulsuz uyarıcı B) Koşullu tepki C) Pekiştirici uyarıcı D) Koşullu uyarıcı E) Nötr uyarıcı 104 KPSS 2008 KPSS 2009 Akşama doğru midesi bulanan Esra, öğle yemeğindeki mayonezden zehirlendiğini düşünmüş ve bu olaydan sonra uzun süre mayonez yememiştir. Esra'nın uzun süre mayonez yememesi aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? A) İkinci derece koşullama (üst düzey) B) Batıl davranış C) Ayırt etme D) Koşulsuz tepki E) Olumsuz tat koşullaması (Garcia etkisi) Üyesi olduğumuz elektronik posta haberleşme grubunun bir üyesi sürekli olarak bizi öfkelendiren iletiler yollarsa bir süre sonra, gelen posta kısmında bu üyenin ismini görünce öfkeleniriz. Başlangıçta bizde olumlu ya da olumsuz bir duygusal tepki uyandırmayan bu ismin bizi öfkelendirir hale gelmesi, aşağıdaki süreçlerden hangisinin sonucudur? A) Öğrenmenin genellenmesi B) Tutum değişmesi C) Sosyal karşılaştırma D) İçgörü kazanma E) Tepkisel koşullanma 105 106 KPSS 2009 Ders zili çaldığı halde sınıfa girmeyip bahçede oynamaya devam ettiği için öğretmeninden azar işiten Ayşe, izleyen hafta sonunda gittiği sinemada filmin başlayacağını belirten zilin sesini duyar duymaz annesinin elini tutarak salona doğru koşmaya başlamıştır. Ayşe'nin sinemada zil sesini duyunca salona doğru koşması aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? A) Olumsuz aktarma B) Tepkisel koşullanma C) Ayırt etmeyi öğrenme D) Öğrenmenin genellenmesi E) İkinci dereceden koşullanma 107 KPSS 2009 Kendisini ısıran bir köpekle her karşılaştığında korku tepkisi veren bir çocuk, birkaç kez bu köpeği sahibiyle birlikte gördükten sonra, köpek yanında olmasa bile sahibini görünce korku tepkisi vermeye başlar. Çocuğun, köpeğin sahibinden de korkamaya başlaması aşağıdaki süreçlerden hangisiyle açıklanabilir? A) Uyarıcı genellemesi B) İkinci dereceden koşullanma C) Tepki genellemesi D) Etki yayılması E) Psikolojik tepkisellik 108 18

KPSS 2009 Tıp fakültesini iyi bir dereceyle bitiren Ali, birkaç kez girdiği Tıpta Uzmanlık Sınavında başarısız olmuştur. Ailesinin ısrarıyla bu yıl da sınava başvurmasına rağmen Ali bu sınav uygulaması devam ettikçe hayalini kurduğu dahiliye uzmanlığı eğitimini hiçbir zaman alamayacağını düşünmektedir. Ali'nin bu düşüncesi aşağıdakilerden hangisinin göstergesi olabilir? A) Öğrenilmiş çaresizlik B) Dışsal denetim odağı C) Kendini gerçekleştiren kehanet D) Mantığa bürüme E) Kolektif yeterlik inancının düşük olması 110 SKINNER 109 DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI- SKINNER Edimsel Koşullama Klasik şartlanmada temel olan uyarıcıyı her zaman tahmin etmek mümkün değildir. Bu nedenle öğrenme, insan davranışlarını açıklamada sınırlı kalmıştır. Skinner, bu nedenle edimsel koşullama kavramı ile açıklamaya çalışmıştır. Davranış ve sonuç ilişkisi üzerinde durmuştur. 111 DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI- SKINNER Edimsel Koşullama Skinner da davranış-sonuç ilişkisi üzerinde durmuştur. Örneğin bireyin davranışı hoş bir şeyle sonuçlanırsa o davranışı birey, tekrar yapmaya yönelir. Hoş ve hoş olmayan sonuçların bireylerin davranışlarında yarattığı değişikliklere edimsel koşullama denir. Skinner ın çalışmalarında denekler kontrol ortamında tutularak, davranışları sistematik olarak sonuçları bağlamında incelenmektedir. 112 DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI- SKINNER DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI- SKİNNER Edimsel Koşullama Skinner Kutusu diye bilinen, fareler ve güvercinler için kullanılan deneysel ortamlar geliştirmiştir. Fareler için olan kutuda, farelerin basacağı bir düğme koymuş olup her basışlarında yiyecek ve başka bir düğmeyle su alabildiği bir düzenekten oluşmuştur. Edimsel Koşullama Edimsel davranış için çok belirgin bir uyarıcı yoktur. İlk nedeni organizmanın içindedir. Organizma çevresiyle ilişki halindeyken, doğuştan sahip olduğu kas ve kemik yapısını kullanmaktadır. İnsanın yürüyüp, koşması, kuşun uçması bir uyarıcı olmadan d meydana gelir. Bu davranışlar o canlıların biyolojik yapısında vardır. Bütün uyarıcılar kontrol altındadır. Tesadüfi olarak farenin düğmeye birkaç kez basmasından sonra fare sıklıkla yiyecek alabilmek için her seferinde düğmeye basmaya başlamıştır. 113 Herhangi bir ihtiyaç durumunda, organizmanın kendiliğinden ortaya koyduğu bu davranışlara edim denir. 114 19

DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI- SKİNNER Edimsel Koşullama Herhangi bir güdünün etkisiyle eyleme geçen organizma, hedefine varabilmek için çeşitli tepki ve davranışlarda bulunacaktır. O anda içinde bulunduğu şartlarla ilgili daha önce kazanmış olduğu deneyimleri yoksa, hedefe varmak için çeşitli tepki ve davranışlarda bulunarak denemeler yapacaktır. Duruma göre belli sayıda deneme-yanılmanın sonunda hedefe ulaşacaktır. Böylelikle organizma, ya bir ödül elde edecek ya da bir cezadan kurtulacaktır. Süreç içinde yaşanan tekrarla sonucu hedefe ulaştırıcı tepkilerin sayısı artarken sonuca götürmeyen davranışlar elenir ve hedefe ulaştırıcı tepkiler giderek öğrenilmiş davranış durumuna gelirler. 115 Karşılaştırma Boyutu Uyarıcı Klasik Koşullama Belirgin bir doğal uyarıcı ile eşleştirilen nötr uyarıcı var Edimsel (Operant) Koşullanma Belirgin bir uyarıcı yok, organizmanın ihtiyaca dayalı ortaya koyduğu EDİM ler Koşullanma Uyarıcı-Davranış arasında Davranış-sonuç arasında Ön Koşul Pekiştirme Davranış Planı Davranış Türü Doğal uyarıcı-doğal tepki bağlantısının var olması Tekrar yoluyla şartsız uyaran şartlı uyaranla birlikte verilecek Genellikle duyuşsal davranışlar Refleksif (Genetik donanıma bağlı öğrenilmiş tepkiler) Kuramcı Pavlov Skinner Öğrenme Şekli DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI İstem dışı (birey davranışını kontrol edemez) Ortaya konan edimin bir ihtiyacı giderici olması, hedefe ulaşmada işe yaraması Pekiştireçler ile cezadan kaçınma ile Genellikle psiko-motor davranışlar Organizmanın kendiliğinden ortaya koyduğu davranışlar (Edimler) 116 Gönüllü (birey davranışını kontrol eder) DAVRANIŞÇI ÖĞRENME KURAMLARI- SKİNNER DAVRANIŞÇI ÖĞRENMENİN TEMEL İLKELERİ Edimsel Koşullama Edimsel öğrenmede önemli olan davranışın sonucu ve doğurduğu etkidir. Davranışın, organizmanın belli bir gereksinimini gidermesi önemlidir. Organizmayı ödülü veya cezaya götüren davranış çevresel uyaranlardan bağımsız olarak kendiliğinden gelişmektedir. Skinner öğrenme, davranışın kendi doğurduğu sonuçlara bağlı olarak değişikliğe uğrama sürecidir. 117 Uyarıcıların rolü Hoş olan sonuçlar o davranışı güçlendirmekte, hoş olmayan sonuçlar ise, o davranışın olma olasılığını zayıflatmaktadır. Ör: Bir öğrenci okuduğundan zevk almışsa, daha fazla okuyacaktır. Pekiştireçler Pekiştireç; Davranışın oluşmasını güçlendiren, olma sıklığını artıran bir uyarıcıdır. Ör: Şekerleme çocuklar için pekiştireçtir ancak güzel bir yemek olduğunda cazibesini yitirebilir. 118 DAVRANIŞÇI ÖĞRENMENİN TEMEL İLKELERİ DAVRANIŞÇI ÖĞRENMENİN TEMEL İLKELERİ Pekiştireçler Birincil ve ikincil pekiştireçler Birincil pekiştireçler, insanların fiziksel ihtiyaçlarını karşılayanlardır. Ör: Yiyecek, su, güvende hissetmek gibi Pekiştireçler İkincil pekiştireçler 3 temel gruba ayrılır; - Sosyal pekiştireçler (övgü, gülümseme, kucaklama vb.) İkincil pekiştireçler (koşullu pekiştireç), birincil pekiştireçlerle ortaya çıkanlardır. Ör: Para çocuk için önemsizdir. Bir şeylerin para ile alınabildiğini öğrendiğinde durum değişir. - Faaliyetsel pekiştireçler (oyun oynama) - Sembolik pekiştireçler (para, not, yıldız, puan) 119 120 20

DAVRANIŞÇI ÖĞRENMENİN TEMEL İLKELERİ Davranış ve sonucu Pekiştireçler Olumlu ve olumsuz pekiştireçler Okulda bazen olumlu pekiştireçler (övgü, not ve yıldız) bazen de olumsuz durumdan kaçmak için verilen pekiştireçler vardır. Ör: Dersini yaparsa, bulaşık yıkamayacağı gibi Pekiştireç (Hoşa gidici uyarıcı) Ceza (Hoşa gitmeyen uyarıcı) Olumsuz pekiştirecin cezadan farkı; Pekiştireçler, davranışın oluşumunu güçleştirir, ceza, davranışı azaltır. Olumlu (Hoşa giden uyarıcının verilmesi) Olumsuz (Hoşa gitmeyen uyarıcının ortamdan çekilmesi) I. Tip Ceza (Hoşa gitmeyen uyarıcının verilmesi) II. Tip Ceza (Hoşa gidici uyarıcının ortamdan çekilmesi) Edimsel koşullamada pekiştireç, istenilen davranış gerçekleştikten sonra verilir. Klasik koşullamada pekiştireç, davranıştan önce gelir. 121 Davranış devam eder Davranış zayıflar ya da durur 122 Derslerine çalışan ve başarılı olan öğrenci Kopya çeken öğrenci Pekiştireç (Hoşa gidici uyarıcı) Ceza (Hoşa gitmeyen uyarıcı) Olumlu (Okul gezisine hak kazanması) Olumsuz (Sınıf temizliğinden muaf tutulması) I. Tip Ceza (Disiplin cezası) II. Tip Ceza (Öğretmenin destekleyici tavrının sona ermesi) Davranış devam eder 123 Davranış zayıflar ya da durur 124 DAVRANIŞÇI ÖĞRENMENİN TEMEL İLKELERİ Pekiştireçler Pekiştirme tarifesi (Davranış üzerinde pekiştirmenin etkili olması sıklığına bağlıdır) Sabit oranlı Sabit sayıda davranış yapıldığı takdirde pekiştirecin verilmesidir. Ör: Öğretmenin on tane problemi yapıp bitiren öğrencilerin dışarıya çıkabileceklerini söylemesi gibi. Parça başı ücret ödeme sabit oranlı bir pekiştireçtir Değişken oranlı Pekiştirecin uygulanacağı davranış sayısı tahmin edilmez öte yandan davranışın ödüllendirileceği olgusu kesindir. Ör: Para veren oyun makineleri Bazen ilk kerede para alabilirsiniz bazen de birkaç kez düğmeye bastıktan sonra. Ör: Öğrencilerin parmak kaldırması 125 DAVRANIŞÇI ÖĞRENMENİN TEMEL İLKELERİ Pekiştireçler Pekiştirme tarifesi (Davranış üzerinde pekiştirmenin etkili olması sıklığına bağlıdır) Sabit aralıklı pekiştireç bazı periyodik zamanlarda verilir. Ör: Çocukların harçlıklarını haftalık, memurların maaşlarını aylık alması gibi. Değişken aralıklı Bazı durumlarda verilir bazı durumlarda verilmez. Ne zaman ödüllendirileceği ile ilgili bir fikir yoktur. Ör: Öğretmenin ödev kontrolü yapması, işaret koyması gibi. Ör: Polislerin trafik kontrolü yapması gibi. 126 21

DAVRANIŞÇI ÖĞRENMENİN TEMEL İLKELERİ Pekiştireçlerin eğitim ortamında kullanılması gerektiği hususunu göz önünde bulundurursak öğretmenin göz önünde bulundurması gerektiği bazı kurallar vardır; Pekiştireçler Premack ilkesi (Büyükanne kuralı) Davranışları kuvvetlendiren davranımlar olarak nitelenir. Ör: Yemeğini yersen, dondurma yiyebilirsin. 1. Öğretmen ilk derste her doğru yanıta pekiştireç vermelidir. 2. Öğretmen özellikle çekingen öğrencileri yüreklendirmek ve onların derse olan katılımını sağlamak için uygun zamanda pekiştireç vermelidir. Her organizmanın kendine özgü bir pekiştirme hiyerarşisi vardır. Organizma için hiyerarşideki her etkinlik kendisinin üstünde yer alan bir etkinlikle pekiştirilir. Davranışçılar, az tercih edilen davranışı, çok arzulanan bir davranışla eşleştirerek yapılmasını sağlarlar. 127 3. Öğrenci pekiştireci hangi davranışın sonucunda aldığını fark etmelidir. Bunu sağlamak için pekiştirecin doğru davranıştan hemen sonra verilmesi gerekir. Aradan zaman geçtiyse, öğrenciye verilen pekiştirecin hangi davranış için olduğu belirtilmelidir. Ör: İlköğretim çocuğuna sessiz olduğun için aferin demek yerine dersi dikkatli dinlediğin için aferin denilmesi, öğrencinin davranışla pekiştireç arasında ilişki kurmasını sağlar. 128 4. Öğretmen pekiştireci verirken öğrencinin ihtiyacını göz önünde bulundurması gerekir. Yani okulu bırakmaya niyetli olan ve dersleri önemsemeyen bir öğrenciye pekiştireç olarak verilen notlar öğrenci için hiçbir anlam ifade etmemektedir. 5. Öğretmen öğrenciye ceza yerine olumsuz pekiştireç vermelidir. Yani öğretmen ceza ile olumsuz pekiştireci karıştırmamalıdır. Eğer öğretmen ceza uygulayacaksa da ceza uygulamasında öğretmen tutarlı olmalıdır. 6. Öğretmen ilk derslerde her doğruya pekiştireç vermelidir. Daha sonraki derslerde sabit oranlı, dersler ilerledikçe de değişken oranlı pekiştireç tarifelerini uygulamalıdır. Pekiştireçler hedef davranışlarla ilgili olmalıdır. Yani istendik davranışı gösterenlere pekiştireç verilmelidir. Öğretmen kendisinin hoşlandığı herhangi bir davranışa pekiştireç vermemelidir; çünkü pekiştireçler hedef davranışı kazandırmak için işe koşulurlar. 129 DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMLARIN SINIF ORTAMINDA UYGULANMASI Basit yöntemlerle gerçekleştirilir. Tekrarlanmasını istediğiniz davranışları pekiştirin. İstenilen davranışın oluşması ve tekrarlanması için gerekli ilkeler; İstenilen davranış belirlenir. O davranış pekiştirilir. Ör: Ödevini yapanların ödüllendirilmesi gibi. Beklenilen davranışlar belirtilir ve yaptıkları takdirde ödüllendirilecekleri söylenir. Gerekçesi açıklanır. 130 DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMLARIN SINIF ORTAMINDA UYGULANMASI Uyarıcıların hazır olması: Uyarıcılar zaman geçirilmeden, ertelenmeden verilmelidir. Anında verilen pekiştireçlerin öğrenmeye veya istenilen davranışların oluşmasına daha çok fayda sağlayacağı bilinmektedir. Ör: Başarılı bir öğrenciyi, başarısından dolayı zaman geçirmeden ödüllendirmek 131 DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMLARIN SINIF ORTAMINDA UYGULANMASI Şekillendirme (Davranış biçimlendirme): Pekiştirecin anında kullanılması önemli ama bir o kadar ne tür bir pekiştireç olacağına olacagına karar verilmesi de, o kadar önemlidir. Şekillendirme, yeni davranışlar kazandırırken öğrenciyi her aşamada ödüllendirerek en son hedeflenen amaca ulaşmak için yapılan çalışmalar bütünlüğüdür. Ör: Bir paragraf yazdıran öğretmen, önce başlık cümlesinin nasıl yazılacağı, ardından destekleyici cümlelerin nasıl oluşturulacağı gösterilmeli ve son olarak da sonuç cümlelerinin nasıl olacağı öğretilmelidir. Önemli nokta; Her aşama üzerinden sıralı bir şekilde geçilmeli ve öğrenciler her basamakta güdülenmeli, geribildirim ve pekiştireç verilmelidir. 132 22

DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMLARIN SINIF ORTAMINDA UYGULANMASI DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMLARIN SINIF ORTAMINDA UYGULANMASI Şekillendirme (Davranış biçimlendirme): Geribildirim vermek Amacınızı belirlemek Bireyin şu anki durumunu bilmek, Tersine zincir: Paragraf yazma öğretilen bir derste öğrencilere, sonuç cümlesi eksik olan bir paragraf verilir. Öğrencilerden buraya uygun bir cümle bulmaları istenir. Bu denemenin son noktası paragrafı tamamlamaktır. Sonra öğrencilere eksik bir paragraf daha verilip, bir destekleyici cümle ve sonuç cümlesi yazarak paragrafı tamamlamaları istenir. En sonunda başlık verilip destekleyici cümleler ve sonuç cümlesi yazmaları istenir. Amaç için basamaklar oluşturmak 133 134 DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMLARIN SINIF ORTAMINDA UYGULANMASI DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMLARIN SINIF ORTAMINDA UYGULANMASI Sönme: Pekiştireç ortamdan çekilirse davranış zayıflar ve bir süre sonra yok olur. Sönme süreci genelde kolay bir süreçtir. Ör: Kilitli bir kapıyı açmaya çalışmak, uğraşmak, vazgeçmek, yine de ara sıra denemek Ör: Okulun ilk günü korku yaşayan çocuk, korkuyu pekiştiren şeyler olmazsa o duyguyu bir daha yaşamayabilir 135 Önceki yaşantıların yeni davranışlara ve yeni yaşantılara etkisi: İpuçları: Önceki uyarıcılardır, geçmişte hangi davranışlarımızın ödüllendirildiği hangilerinin cezalandırıldığı konusunda bilgi vermektedir. Ayırdetme: İpuçlarının, sinyallerin veya davranışlarımızın ne zaman ödüllendirileceğini anlamamıza yarar. Patronun ruh hali gibi. Genelleme: Yapılan davranış ödüllendirildiğinde, aynı davranış başka durumlarda da sergilenir. Planlı olmalıdır. Ör: Matematik dersinde ödevini yapan, dersi dinlediği için pekiştirilen öğrenci aynı davranışları İngilizce dersinde de gerçekleştirir. 136 DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMLARIN SINIF ORTAMINDA UYGULANMASI Olumlu pekiştirme (ödül): Çocuğun yaptığı bir davranışı tekrar etmesi için onun hoşuna gidecek bir ödül sunulması (hoşa giden uyarıcı ortama katılıyor) - Aferin; masanı ne güzel toplamışsın. - Arkadaşına yardım etmenden çok etkilendim, seninle gurur duyuyorum. Ödülün fazla kullanılması etkiyi azaltabilir! Olumsuz pekiştirme: Çocuğun yaptığı bir davranışı tekrar etmesi için onun hoşuna gitmeyen bir durumdan kurtarılması (Hoşa gitmeyen uyarıcı ortamdan çekiliyor) - Tabağını bitiren Ali ye, annesi sevmediği balık yağı hapını içirmiyor. - Yazılı sınavdan yüksek not alan Zeynep i öğretmen sözlüye kaldırmıyor. 137 DAVRANIŞÇI YAKLAŞIMLARIN SINIF ORTAMINDA UYGULANMASI Davranışçı yaklaşım, öğrenenin öğrenme sürecine aktif olarak katılmasına dayanan bir yaklaşımdır. Öğrenmenin gerçekleşebilmesi, davranışların tekrar edilme sıklığının arttırılmasına, bunun için de pekiştireçlerin doğru ve zamanında kullanılmasına bağlıdır. 138 23