basın açıklamaları NÜKLEER YASA TASARISI İLE ÜLKEMİZİN ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞI BİR KEZ DAHA TESCİLLENMEKTEDİR Basına ve Kamuoyuna, 8 Kasım 2007



Benzer belgeler
mmo bülteni þubat 2005/sayý 81 doðalgaz temin ve tüketim politikalarý raporu da basýn mensuplarýna daðýtýlmýþtýr.

Elektrikte bir yıllık 'denge' zararı; 800 milyon YTL

TTGV Enerji Verimliliği. Desteği

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARIMIZ VE ELEKTRİK ÜRETİMİ. Prof. Dr. Zafer DEMİR --

ELEKTRİK BEDELİNDE TRT PAYININ KALDIRILMASI EKONOMİK KRİZİ ÖNLER Mİ?

ELEKTRİK ENERJİSİ TALEP TAHMİNLERİ, PLANLAMASI ve ELEKTRİK SİSTEMİNİN DETAYLI İNCELENMESİ

TÜRKİYE NİN RÜZGAR ENERJİSİ POLİTİKASI ZEYNEP GÜNAYDIN ENERJİ VE TABİİ KAYNAKLAR BAKANLIĞI ENERJİ İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Türkiye nin Enerji Teknolojileri Vizyonu

TÜRKİYE'DE YENİLENEBİLİR ENERJİ

Yenilenebilir Enerjiye Dayalı Elektrik Enerjisinin Sertifikasyonu

BÖLÜM 13. BASIN BİRİMİ ÇALIŞMALARI

2010 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TÜRKİYE ELEKTRİK PİYASASI (Piyasa Yapısı ve Yatırım Fırsatları)

Şehir Etkinlikleri 2013 Konya. 22 Ocak 2013, İstanbul

ELEKTRİK ve PLANLAMA 21. YÜZYILDA PLANLAMAYI DÜŞÜNMEK. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Cengiz GÖLTAŞ 14 Mayıs 2011

TEMİZ ENERJİ TEKNOLOJİLERİ KURSU. Harran Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makina Mühendisliği Bölümü Osmanbey Kampüsü, Şanlıurfa

Enerji Sektörüne İlişkin Yatırım Teşvikleri

Şehir Etkinlikleri 2013 Konya. 22 Ocak 2013, İstanbul

Sayın Arsuz Belediye Başkanım,/ Saygıdeğer Konuşmacılar,/

1997 den 2011 e Rüzgâr Santrallerinde 15 Yılın Deneyimleri

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI. OLGUN SAKARYA / SBF-ANKARA EMO Enerji Birim Koordinatörü 1

Tüketildiği Yerde Enerji Üretiminde PV Uygulamalarının Önemi

2ME ENDÜSTRİYEL TESİSLER MADENCİLİK LTD.ŞTİ EMİN BİLEN (TEMMUZ 2017-İSTANBUL)

Sera Gazlarının İzlenmesi ve Emisyon Ticareti. Politika ve Strateji Geliştirme. Ozon Tabakasının Korunması. İklim Değişikliği Uyum

TÜRKİYE de ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KURUMU UYGULAMA POLİTİKALARI

Enerjide yüksek ithalat ekonomiye büyük risk

Türkiye Elektrik Piyasası Yapısı, YEK Elektrik Üretimi ve İlgili Mevzuat Mustafa SEZGİN

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MEVZUATINDA ODAMIZIN YERİ VE GÖREVLERİ

Bakan Güler, "Türkiye rüzgar enerjisinde AB ülkeleri arasında 1'inci, olacak" dedi

Türkiye nin Enerji Politikalarına ve Planlamasına Genel Bakış

5 Mayıs 2010 Mersin Üniversitesi. KORAY TUNCER MMO Enerji Birimi / Teknik Görevli Makina Yüksek Mühendisi

Ülkemizde Elektrik Enerjisi:

Company Presentation RESWELL YENİLENEBİLİR ENERJİ ÇÖZÜMLERİ A.Ş. şirket sunumu

Türkiye yi Güçlendirmek Pazar ve Politika Güncellemeleri

ENERJİ. KÜTAHYA

ENERJĠDE DIġA BAĞIMLILIK 2 Nisan 2010 MMO Adana ġube. Koray TUNCER MMO Enerji Birimi Teknik Görevli Mak. Yük. Müh.

İzmir Kalkınma Ajansı Sunum. 7 Ocak 2013, İzmir

TÜRKİYE İÇİN DEMOKRATİK ENERJİ PROGRAMI: BİZ NE İSTİYORUZ?

TÜRKİYE DOĞAL GAZ MECLİSİ KIŞ DÖNEMİ DOĞAL GAZ GÜNLÜK PUANT TÜKETİM TAHMİNİ VE GELECEK YILLARA İLİŞKİN ALINMASI GEREKEN TEDBİRLER

01 OCAK MART 2014 DÖNEMİ YÖNETİM KURULU FAALİYET RAPORU ÇAMLICA HES YAMULA HES

TÜRKİYE DE GÜNEŞ ENERJİSİ

ENERJİ. Sürekli, Güvenilir ve Ekonomik olarak karşılanmalıdır.

Dünya Birincil Enerji Tüketimi Kaynaklar Bazında (%), 2015

Türkiye Elektrik Sektörü Serbestleşen bir piyasa için gelecek senaryoları. Mayıs 2012 Uygar Yörük Ortak I Danışmanlık I Enerji ve Doğal Kaynaklar

Türkiye de Kojenerasyon Potansiyeli, Uygulamaları ve Yasal Durum

Enerji Yatırımları ve Belirsizliklerin Önemi

TÜRKİYE DE ENERJİ SEKTÖRÜ SORUNLAR ve ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. 25 Kasım 2015

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ Bölüm 1 GENEL KAVRAMLAR Bölüm 2 BİREYSEL İŞ HUKUKU

BÖLGEMİZİN YENİLENEBİLİR ENERJİ POTANSİYELİNİN KULLANILMASI İÇİN YAPILAN ÇALIŞMALAR

Kartal USLUEL. Yönetim Kurulu Başkanı

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARI

LİNYİTLERİMİZ ENERJİ İHTİYACIMIZI KARŞILAR MI?

İZMİR KEMALPAŞA ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ GÜNEŞ SANTRALİ UYGULAMASI

YENİLENEBİLİR ENERJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ (YEGM)

ENERJİ STRATEJİLERİ VE YATIRIM PLANLAMA KRİTERLERİ. 01 KASIM 2014 İZMİR N.Bülent DAMAR EMO Enerji Çalışma Grubu Bşk.

4646 SAYILI DOĞAL GAZ PİYASASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI TASLAĞI İLE ÖNGÖRÜLEN DÜZENLEMELER

Kurulu Kapasite (MW) Denizli, Kızıldere 15, Faaliyette

Rüzgar Enerji Santralleri Yatırım Deneyimleri. Kenan HAYFAVİ Genel Müdür Yardımcısı

Türkiye Rüzgar Enerjisi Sektör Toplantısı ( TÜRES 2017/1 )

GÖRSEL ve İŞİTSEL MEDYADA EMO

ÜLKEMİZDE ELEKTRİK ÜRETİM TESİSLERİNİN PROJELENDİRİLMESİ, TESİSİ VE İŞLETMEYE ALINMASI İLE İLGİLİ MEVZUAT

ANKARA İLİ ELEKTRİK ÜRETİM-TÜKETİM DURUMU

TMMOB ELEKTRİK MÜHENDİSLERİ ODASI. 31 Ocak 2019

ICCI Enerji Zirvesi. Levent Gülbahar Yönetim Kurulu Başkanı. 29 Kasım 2010 ICCI Organizasyon Komitesi WoW Convention - İstanbul

ENERJİ VERİMLİLİĞİ (ENVER) GÖSTERGELERİ VE SANAYİDE ENVER POLİTİKALARI

Değerli basın emekçileri

basında odamız Eylül 2007 Eylül 2007 Eylül 2007 Eylül 2007 Eylül 2007 Eylül 2007 Eylül 2007 Eylül 2007 Eylül 2007

Ülkemizinin Hidroelektrik Potansiyeli

ENERJİ TASARRUFUNDA KOMBİNE ÇEVRİM VE KOJENERASYONUN YERİ VE ÖNEMİ. Yavuz Aydın 10 Ocak 2014

2023 e Doğru Kentsel Dönüşüm, Ulusal Çevre Politikaları ve Sektörden Beklentiler. 23 Ocak 2015, İstanbul. Sayın Bakanım,

GDF SUEZ de Su Ayak İzi ve Su Risklerinin Yönetimi. Peter Spalding: HSE Manager, GDF SUEZ Energy International April 2015

YÖNETMELİK ELEKTRİK PİYASASI KAPASİTE MEKANİZMASI YÖNETMELİĞİ

2 Mayıs Sendromunun Türkiye Rüzgar Enerjisi Sektörüne Etkileri Raporu

SÜREYYA YÜCEL ÖZDEN GAMA HOLDİNG A.Ş. Yön. Krl. Başdanışmanı DEİK Enerji İş Konseyi Başkanı

ELEKTRÝK ENERJÝSÝNDE ÖZELLEÞTÝRME

YENİLENEBİLİR ENERJİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ÇALIK ENERJİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKET VE BAĞLI ORTAKLIKLARI DÖNEMİ YILLIK FAALİYET RAPORU

SOMA DAN SONRA: TÜRKİYE DE ENERJİ KAYNAKLARI, ÜRETİM VE TÜKETİMİ, ALTERNATİF ENERJİLER, ENERJİ POLİTİKALARI 18 HAZİRAN 2014

2013 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

ENERJİ VERİMLİLİĞİ MÜCAHİT COŞKUN

Türkiye de Yenilenebilir Enerji Piyasası. Dünya Bankası Shinya Nishimura 28 Haziran 2012

TÜRKİYE ELEKTRİK SİSTEMİ (ENTERKONNEKTE SİSTEM)

Güneşten Elektrik Üretme Zamanı! Etik Olarak Doğru, Finansal Olarak Akılcı, Çocuklarımızın Geleceği için Kritik Bu Yatırımı Yapmalıyız!

Tablo No Yürürlükteki AB mevzuatı Taslak Türk mevzuatı Kapsam Sorumlu kurum Yayım tarihi /55/AT ve 2004/67/AT sayılı Direktifler

İÇİNDEKİLER TABLO VE ŞEKİLLER...

Enerji Verimliliği Forum ve Fuarına Enervis Çıkartma Yaptı

TÜRKİYE ELEKTRİK ENERJİSİ 10 YILLIK ÜRETİM KAPASİTE PROJEKSİYONU ( ) Özet

ENERJİ VERİMLİLİĞİ. Etüt Çalışmaları ve Yasal Durum. Erdal ÇALIKOĞLU Sanayide Enerji Verimliliği Şube Müdürü V.

Fatih YAZITAŞ Yenilenebilir Enerji Genel Müdürlüğü Yeni Teknolojiler ve Destek Daire Başkanı

Yenilenebilir Enerji Kaynaklarımız ve Mevzuat. Hulusi KARA Grup Başkanı

Elektrik Enerji Sistemlerinin Ekonomik İşletilmesi ve Enerji Verimliliği

TÜRKİYE ELEKTRİK SANAYİ BİRLİĞİ

ENERJİ ÜRETİMİ VE ÇEVRESEL ETKİLERİ

2012 SEKTÖR RAPORU TEMSAN TÜRKİYE ELEKTROMEKANİK SANAYİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

TURCAS PETROL A.Ş YILI İLK ÇEYREK FİNANSAL DEĞERLENDİRMESİ. İstanbul, Türkiye, 12 Mayıs 2014 Turcas Petrol A.Ş. (BIST: TRCAS ) ( Turcas )

YAŞAR ÜNİVERSİTESİ Mühendislik Fakültesi

BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Türkiye nin Enerji Görünümü Işığında Arama Üretim Sektörü & Doğalgaz Piyasasına İlişkin PETFORM Önerileri

Enerji Sektörümüzün Negatif Görünümü

ICCI 2016 TÜREB Özel Oturumu Yenilenebilir Enerji Yatırımlarının Ülke Ekonomisine Katkısı

Transkript:

Basına ve Kamuoyuna, 8 Kasım 2007 NÜKLEER YASA TASARISI İLE ÜLKEMİZİN ENERJİDE DIŞA BAĞIMLILIĞI BİR KEZ DAHA TESCİLLENMEKTEDİR Nükleer Santrallerin Enerji Sorununun Çözümü Olacağı İddiaları Tamamen Gerçek Dışıdır TBMM gündeminde görüşülen Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun Tasarısı hakkında Makina Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz bir basın açıklaması yaptı. Basın açıklaması metni aşağıdadır. Bir süre önce resmi çevrelerce, 2008 veya en geç 2009 yılından başlayarak Türkiye nin elektrik enerjisi açığıyla karşı karşıya kalacağı ve bu açığın kapatılması için 2015 yılından itibaren devreye girecek şekilde nükleer santral yatırımlarının başlatılacağı ifade edilmişti. Bu tür açıklamalardan sonra nükleer santral yanlısı çeşitli çevreler, nükleer santrallerin Türkiye nin elektrik enerjisi sorununun tek çözümü olduğu iddialarını sıkça dile getirmiştir. Böylece şu an TBMM gündeminde bulunan Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Kanun Tasarısı na meşruiyet oluşturulmaya çalışılmıştır. Diğer yandan, geçen yasama döneminde Cumhurbaşkanı nın vetosu nedeniyle yasalaşmayan nükleer santral kurulumuna ilişkin yasa tasarısı, TBMM Enerji Komisyonu nda yeniden görüşülerek, neredeyse tamamen değiştirilmiştir. Böylece ilk hazırlanan tasarının ne kadar yetersiz olduğu da kabul edilmiştir. Ancak; TBMM Genel Kurulu ndaki yeni yasa da aynı ölçüde sorunludur. Enerjide dışa bağımlılık oranının yüzde 72 olduğu Türkiye de; yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelim kamuoyunda tam da yankı bulmuşken, uluslararası lobilerin etkisiyle bu yönelimin önü kesilmek ve dışa bağımlı nükleer santral yatırımlarına yol açılmak istenmektedir. Sayıştay Raporlarında bile nükleer enerji en pahalı yatırım olarak tanımlanırken, birden nükleer santraller konusunun ısıtılması dikkat çekicidir. Dünyada işsiz kalan nükleer lobilerin kâr hırslarına dayalı bu tür iddiaların yarattığı baskılanmayla, nükleer santrallere, yeni ithal kömür ve doğal gaz santrallerine ve özel sektörün elektrik üretimine ilave teşvikler verilmesine dayanak oluşturulmaya çalışılmaktadır. Oysa Batıda nükleer santrallere yönelim neredeyse durmuş, belirli bir doygunluğa ulaşmıştır. Birçok ülkede yeni nükleer santral yapılmadığı gibi, mevcutların ise belirli bir plan dahilinde kapatılmakta ve pazar bulamayan eski teknolojiler, bizim gibi ülkelere dayatılmaktadır. ÖNGÖRÜLEN NÜKLEER SANTRALLERİN YARATACAĞI ENERJİ ARZI SINIRLIDIR Kurulması öngörülen nükleer santrallerin kapasitesi, her biri 1500 MW olmak üzere toplam 4500 MW dir. Bu santrallerin inşa ve devreye alma süreleri ise asgari 10 12 yıldır. Türkiye de bu tür yatırımların daha da geç sonuçlandığı ise bilinmektedir. En erken 2020 yılında devreye girmesi söz konusu olan bu santrallerin, 2020 yılı için Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB) analizlerinde öngörülen 96348 MW kurulu güç içindeki payı % 4,67; 544 milyar kwh, üretim içindeki payı ise hiç durmadan çalıştıkları kabul edilse bile % 7,2 olacaktır. 76

Bu rakamlar, toplam 4.500 MW kurulu güçteki nükleer santrallerin, devreye girmeleri öngörülen tarihler için planlanan Türkiye yıllık üretim hedeflerinin ancak çok küçük bir yüzdesini karşılayacağını ve iddia edildiği gibi enerji sorununu çözemeyeceğini ortaya koymaktadır. NÜKLEER SANTRALLERİN DEZAVANTAJLARI Enerji sorunun çözümü gibi gösterilen nükleer santrallerin bir dizi dezavantajı da vardır. İlk yatırım maliyetleri diğer yakıtlı santrallere göre çok daha pahalıdır. Yatırım dönemleri asgari (10 12 yıl) olup, çok uzundur. Yakıt yönünden tamamen dışa bağımlıdır. Üretilen elektrik ucuz değil, aksine pahalıdır. Atıkların korunması sorunlu ve pahalıdır. İşletilmeleri teknolojik riskler içermektedir. Ekonomik ömürleri dolunca, söküm maliyetleri ilk yatırım maliyetlerini aşabilmektedir. Bu dezavantajlarıyla öngörülen nükleer santral yatırımları, Türkiye nin enerji sorununa çözüm değil, ekonomi ve topluma ek yükler getirecektir. NÜKLEER SANTRAL YATIRIMI PAHALI VE KAMU KAYNAKLARI TALANINA DAYALIDIR Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) araştırmalarına göre, nükleer santrallerde yatırım maliyetleri üretilecek kws başına 3.000 4.000 dolara ulaşmaktadır. Bu durumda kurulması öngörülen 1.500 MW lık her bir santral için 4,5 6milyar dolar, üç santral için toplam 13,5 18 milyar dolar yatırım söz konusu olacaktır. Bu çaptaki bir yatırımı özel sektör yapmayacağına göre, yatırım kamu kaynaklarından karşılanacaktır. Bu durumun bir tek anlamı vardır: Bu santralleri satacak olan şirketler, onların yerli temsilcileri ve yapım aşamasında onların taşeronluğunu yapacak olan müteahhit şirketlerin memnun edilmesi ve kamu kaynaklarının bu çevrelere aktarılmasıdır. Nitekim nükleer santral yapımına talip olan yerli şirketler, bu yatırımı karşılayacak güçte olmadıkları gerekçesiyle kamu ortaklığı, üretilecek elektriğe alım garantisi vb. taleplerde bulunmaktadır. Enerji sektöründe liberalleşmeyi savunan sermaye çevrelerinin, konu nükleer santrallere gelince; kamu ortaklığı, kamu desteği, alım garantisi vb. taleplerde bulunmaları sermayenin kamu kaynaklarını talan arzusunun bir başka örneği olmaktadır. YERLİ ENERJİ KAYNAKLARI DEĞERLENDİRİLMEYİ BEKLİYOR Odamız nükleer teknolojiye karşı çıkmamakta, özellikle AR-GE ve uzun vadeli planlama eşliğinde ülkemizin de adım atması gerektiğine inanmaktadır. Ancak gerek eski teknolojilere dayalı teknolojik bağımlılık riski ve gerekse yakıt temini, atık depolanması ve güvenliğinde Türkiye nin altından kalkamayacağı sorunlar nedeniyle yeni bağımlılık alanları oluşturacak yaklaşımlar reddedilmelidir. Türkiye nin enerji sorunu; teknolojisi, yakıtı tamamen dışa bağımlı, atık sorunu çözülmemiş, çalıştırılması bir dizi teknolojik riskler içeren nükleer santraller ile değil, yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına ağırlık veren, enerjide kamu örgütlülüğünü yeniden oluşturarak ulusal ve kamusal çıkarları gözeten bir enerji planlamasıyla, ülke, kamu ve halk çıkarlarını gözeten politika ve programların uygulanmasıyla çözülür. Bugün değerlendirilmeyi bekleyen 130 milyar kwh hidroelektrik,120 milyar kwh rüzgâr, 70 milyar kwh linyit, 5 milyar kwh taş kömürü, 5 milyar kwh jeotermal olmak üzere toplam 330 milyar kwh yerli kaynaklara dayalı ilave elektrik üretim potansiyeli mevcuttur. Öte yandan nükleer santraller için ayrılacak kamu kaynaklarının çok küçük bir bölümüyle, konutlarda, sanayide ve ulaşımda enerji verimliliğini % 15 30 oranında arttırmak, dağıtım şebekelerinde % 17 ye varan kayıpları azaltmak mümkün olabilir. Ülkemizin yakın gelecekte bir enerji kriziyle karşı karşıya kalmaması için tüm milletvekillerini, yapımı 10 15 yıl sürecek, kurulum, işletim ve söküm maliyetleri yüksek, pahalı, tehlikeli, dünyada atık sorunu henüz çözülememiş nükleer enerji santrali değil, ülke kaynaklarını kullanmayı sağlayacak yasal düzenlemeler üzerinde çalışmaya davet ediyoruz. 77

Basına ve Kamuoyuna, 11 Kasım 2007 Enerji sorununun çözümü doğrultusunda BOTAŞ ve TPAO birleşmeli, aynı şekilde elektrik üretim, iletim ve dağıtım kuruluşları da tekleşmelidir... ODAMIZ KAMU KURULUŞLARINI KÜÇÜLTMEYE, BÖLMEYE, İŞLEVSİZLEŞTİRMEYE VE ÖZELLEŞTİRMEYE KARŞIDIR Şimdi BOTAŞ ve TPAO nun birleştirilmesi istemleri, geç kalmış da olsa doğru bir girişimdir. Çünkü petrol ve doğal gaz arama, üretim, iletim, dağıtım ve satış faaliyetleri dikey bütünleşmiş bir yapıda sürdürülmelidir. Dünyanın birçok ülkesinde bu böyledir. BOTAŞ ı da bünyesine alacak TPAO, Türkiye Petrol ve Doğal Gaz Kurumu olarak; arama, üretim, iletim, depolama, dağıtım faaliyetlerinin yanı sıra, petrol ve doğal gaz satış, pazarlama faaliyetleri ve petrol rafinaj hizmetlerini de kamu eliyle vermelidir. Oda Emin Koramaz ın konu ile ilgili olarak yaptığı basın açıklaması yazının devamındadır. Odamız, yıllardır enerji, petrol ve doğal gaz sektöründeki kamu kuruluşlarını küçültmeye, bölmeye, işlevsizleştirmeye ve özelleştirmeye yönelik girişim ve uygulamalara karşı çıkmaktadır. TPAO, 1984 yılında yeniden yapılandırılırken kurumun entegre yapısı bozulmuş ve daha sonra Kanun Hükmünde Kararname ile bünyesinde bulunan ve doğal gaz ithalat, iletim, dağıtım ve satışından sorumlu olan iştiraki BOTAŞ, TPAO dan ayrılmıştı. 4646 sayılı Doğal Gaz piyasası Yasası ile: Kentsel doğal gaz dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesi, BOTAŞ ın doğal gaz alım sözleşmelerinin özel sektöre devri ve BOTAŞ ın küçültülerek yalnızca iletim şirketi olarak faaliyet göstermesi öngörülmüştü. Kamu kuruluşları olan EÜAŞ ve HEAŞ, BOTAŞ a 7 milyar 300 milyon YTL ye ulaşan borçlarını ödemezken, özelleştirilecek EGO nun BOTAŞ a olan 780 milyon YTL borcunun faizi yasa ile silinmişti. Alacaklarını tahsil edemeyen BOTAŞ, ticari bankalara borçlanmak zorunda bırakılmıştı. BOTAŞ ın etkin çalışmasının önlenmesi için yönetim mekanizması adeta felç edilmişti. Sektörün serbestileştirilmesi gerekçesiyle Avrupa Birliği nin BOTAŞ vb. enerji kuruluşlarının, özelleştirilmesini dayatan; ancak kendi kamu enerji şirketlerini satın almasından korkarak, övündükleri serbest piyasalarını GAZPROM a karşı nasıl kapatacaklarını planlamakta oldukları ise bilinmektedir. Odamız kamuyu küçültmeye yönelik bu sakat uygulamaları her zaman eleştirmiş ve ulusal ve kamusal nitelikli bu kuruluşların güçlendirilmesi gerektiğini savunmuştur. Şimdi BOTAŞ ve TPAO nun birleştirilmesi istemleri, geç kalmış da olsa doğru bir girişimdir. Çünkü petrol ve doğal gaz arama, üretim, iletim, dağıtım ve satış faaliyetleri dikey bütünleşmiş bir yapıda sürdürülmelidir. Dünyanın birçok ülkesinde bu böyledir. BOTAŞ ı da bünyesine alacak TPAO, Türkiye Petrol ve Doğal Gaz Kurumu olarak, arama, üretim, iletim, depolama, dağıtım faaliyetlerinin yanı sıra, petrol ve doğal gaz satış, pazarlama faaliyetleri ve petrol rafinaj hizmetlerini de kamu eliyle vermelidir. Doğal gaz alım sözleşmeleri devri uygulaması sona ermelidir. Yeni arama ve üretim çalışmaları için, oluşturulacak Türkiye Petrol ve Doğal Gaz Kurumu desteklenmeli, bu kurum, çalışanların da yönetim ve denetimde söz sahibi olacağı bir yapıda, devlet bünyesindeki özerk bir şirket olarak ve gündelik siyasi çekişmelerden etkilenmeyecek, liyakat sahibi kamu yöneticileri tarafından yönetilmelidir. Bu birleşme enerji sektörü için örnek olmalı, elektrik üretim, iletim ve satışı alanında faaliyet gösteren EÜAŞ, TEİAŞ, TEDAŞ ve TETAŞ, eskiden olduğu gibi Türkiye Elektrik Kurumu olarak tek bir yapı içinde yer almalıdır. Enerjinin bir kamusal hizmet, ucuz ve nitelikli enerjiye erişimin ise bir insan hakkı olduğu gözetilerek, enerji sektöründe ulusal ve kamusal çıkarları esas alan strateji ve politikalar izlenmelidir. 78

Basına ve kamuoyuna, 14 Kasım 2007 TELEKOM GREVİNE SAHİP ÇIKALIM! Türk Telekom da sürmekte olan grev ile ilgili olarak KESK Haber- Sen, TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası ve ortak bir çağrı yaparak herkesi greve sahip çıkmaya çağırdı. Ortak çağrı metni yazının devamındadır. Türk Telekom da sendikasız çalışmak zorunda bırakılan dostlar, Türk Telekom işçileri, 16 Ekim 2007 den bu yana grevde. Çünkü işveren, Türk Telekom işçilerinin en temel hakkını, örgütlenme hakkını gasp etmek istiyor. Grevi engelleyemeyen işveren, çirkin iddialarla, grevci işçileri halkın hedefi haline getirmeye çalışıyor. Bunlar, haklı taleplerin üstünü örtemez. Grev, işçilerin yüz yılı aşkın bir süre mücadele ederek, çok ağır bedeller ödeyerek kazandığı meşru bir haktır ve bugün Anayasa nın, yasaların güvencesindedir. 2822 Sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu, Madde 43: İşveren, kanuni bir grevin veya lokavtın süresi içinde, 42. madde hükümleri gereğince hizmet akitlerinden doğan hak ve borçları askıda kalmış olan işçilerin yerine, hiçbir surette daimi veya geçici olarak başka işçi alamaz veya başkalarını çalıştıramaz. Telekom yönetimi, grevi kırmak için Yasaları bile ihlal ediyor, her türlü yöntemi kullanıyor. Bazı işyerlerinde arızalara ve şebeke işlerine taşeron firma elemanlarını gönderiyor. Bazı işyerlerinde ise; 1. Tip, 2. Tip ya da kapsam dışı statüdeki kurum çalışanları grevdeki işçilerin işlerini yaptırmaya zorluyor. Bu uygulamaların tamamı hukuk dışıdır. Grevdeki işçiler bu durumları tespit ederek bulundukları ilin Cumhuriyet Savcılığına başvurmakta, işçilerin yerine çalıştırılanlar ve sorumlu yöneticiler hakkında suç duyurusunda bulunmaktadır. Değerli arkadaşlar, Sizler, nakle tabi personel olarak devlet memurlarının tüm haklarına sahip biçimde, geçici süreli Telekom da çalışıyorsunuz. İşveren sizleri, görev tanımınızın dışında ve unvanınıza uygun olmayan hiçbir işte zorla çalıştıramaz. Size bu yönde bir baskı yapamaz. Yapanlar suç işlemektedir! Bu yöneticileri işçi sendikasına bildirir ve durumu tutanak haline getirirseniz, ilgili kişiler hakkında her türlü yasal işlem yapılacaktır. Bizler, Türk Telekom un peşkeş çekilmesine karşı yıllarca hep birlikte mücadele verdik. Özelleştirmenin öncelikle çalışanları ve halkı mağdur edeceğini her platformda söyledik. Şimdi yaşananlar, yıllardır söylediklerimizin ve mücadelemizin ne kadar haklı olduğunun kanıtıdır. Oger firması, AKP Hükümetinden aldığı güçle, işçilerin tüm kazanılmış haklarını yok etmeye ve sendikal örgütlenmeyi bitirmeye çalışıyor. Amacı; Telekom da her istediğini yapabileceği bir ortam yaratmak. Bunu önlemek, emekçilerin ülkemizdeki kazanımlarına sahip çıkmak, hepimizin görevi. Bu mücadele meşrudur ve haklıdır. Grevin kazanımlarından, yarın çocuklarımız yararlanacak. Telekom un özelleştirilmesi sürecinde kamu çalışanı statüsündeki personele y a p t ı k l a r ı n ı (farklı tipte sözleşmelerle, ekonomik ve sosyal hakların gasp edilmesi) şimdi işçi statüsündeki personele yapmak istiyorlar. Buna izin verirsek, çorap söküğü gibi ülkenin tüm kurumlarına yayacaklar bu virüsü. Şimdi işçilerin haklı ve onurlu mücadelesine destek vermek gerekiyor. Bu grev, emekçilerin bundan sonraki mücadelelerine ışık tutacaktır. Bu grevin başarıya ulaşmasından sadece işçiler değil, sendikasız çalışmak zorunda bırakılan tüm Telekom çalışanları da kazançlı çıkacaktır. Ülke genelinde ise, AKP nin özelleştirmeci ve piyasacı anlayışına karşı mücadele edenler büyük bir moral kazanacak ve yönetim bu dayatmacı tavrının bedelini ödeyerek haddini bilecektir. İşte bu nedenlerle, sizin işçilere vereceğiniz destek çok önemlidir. Değerli Arkadaşlar; - Göreviniz olmayan hiçbir işi kesinlikle yapmayın. Göreviniz ve unvanınız dışındaki işleri yapmanızı isteyen yöneticilerden, talimatı yazılı vermesini isteyin! - Sizi göreviniz olmayan işleri yapmaya zorladıklarında; - Taşeron ya da dışarıdan elemanlar işlere müdahale ettiğinde, - Bize ya da Haber-İş e bildirin! Bu ülkede yasalar var. Herkes bu yasalara uymak zorundadır. Anayasal hakkını kullanan işçilerin grevini hukuk dışı yöntemlerle kırmaya çalışanlara karşı, hakkın ve hukukun yanında yer almalıyız. Onlara en sert tavrı hep birlikte göstermeliyiz. Yaşadığımız deneyimler, sustukça sıranın herkese geldiğini bugüne kadar defalarca gösterdi. Bugün Telekom daki greve destek vermek hepimizin tarihsel görevidir. Kurtuluş Yok Tek Başına, Ya Hep Beraber Ya Hiçbirimiz! KESK HABER-SEN TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası 79

Basına ve Kamuoyuna, 20 Kasım 2007 12 KASIM DA GÖLCÜK VERGİ DAİRESİ YEMEK SALONUNDA GERÇEKLEŞEN PATLAMA HUKUKSUZLUĞUN SONUCUDUR Yerel gaz dağıtım kuruluşları, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) ve tesisat firmaları, Makina Mühendisleri Odası nın Mesleki Denetim ile ilgili yürürlükteki yönetmeliklerine uygun davranmak zorundadır. 12 Kasım günü Gölcük Vergi Dairesi yemek salonunda meydana gelen patlamada 11 yurttaşımız yaralanmıştır. Patlamanın ardından Odamız Kocaeli Şubesi nce yapılan incelemelerde, patlamanın yemek salonundaki doğal gaz tesisatındaki çeşitli teknik eksik ve aksaklıklar nedeniyle ortaya çıkan LPG sızıntısından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Bilindiği üzere doğal gaz tesisatı, Odamızın temel meslek alanları arasında olup, yürürlükteki mevzuat gereğince de proje ve uygulama aşamaları, Odamızdan yetki belgesi almış makina mühendislerince gerçekleştirilmektedir. Patlama ile ilgili olarak Makina Mühendisleri Odası Emin Koramaz bir basın açıklaması yaptı. Makina Mühendislerinin Odamızda yetkilendirilmesi, belgelenmesi ve denetlenmesi, 22.11.2001 tarih ve 24591 sayılı Resmi Gazete de yayımlanan, Serbest Müşavirlik Mühendislik Büroları Tescil ve Mesleki Denetim Yönetmeliği, Uzmanlık ve Belgelendirme Yönetmeliği, TMMOB Makina Mühendisleri Odası Mekanik Tesisat Uzmanlık ve Belgelendirme Yönetmeliği uyarınca yapılmaktadır. Odamız Yönetmelikleri 6235 Sayılı TMMOB Kanunu uyarınca çıkarılmış olup, söz konusu olayda da eksikliği görülen mesleki denetim e ilişkindir. Gölcük Vergi Dairesi doğal gaz tesisatı proje ve taahhüdünü üstlenen firmanın, Makina Mühendisleri Odası tarafından verilen ve 2007 yılı için geçerli Serbest Müşavirlik Mühendislik Büro Tescil Belgesi bulunmamaktadır. Oda kayıtlarımıza göre firmanın yetkili makina mühendisi olarak görünen üye, 23 Kasım 2006 tarihi itibarıyla firmadan ayrılmış olup, söz konusu firmada şu an için yetkili bir makina mühendisi çalıştırılmamaktadır. Ayrıca firma söz konusu işin doğal gaz tesisatı projelerini Oda Mesleki Denetimi ne de getirmemiştir. EPDK Yönetmeliklerine göre Kent İçi Doğalgaz dönüşüm işlerinin yürürlükteki mevzuatlar ve teknik kurallara uygun olarak yapılmasını/yaptırılmasını sağlamak görevi yerel gaz dağıtım şirketlerine verilmiştir. EPDK nın da yerel gaz dağıtım şirketlerinin çalışmalarını izlemek, denetlemek gibi bir görevi bulunmaktadır. Odamız konuya ilişkin olarak gerek EPDK ve gerekse bazı yerel gaz dağıtım şirketlerini yazışmalar yoluyla defalarca bilgilendirmiştir. Ancak bu kurumlar yeterli duyarlılığı göstermemekte ısrarcı davranmaktadır. Gaz dağıtım şirketleri, firmalara sertifika verirken Odamız Yönetmeliklerinde belirtilen Büro Tescil Belgesi sahibi olma koşulunu aramak zorundadır. Bu uygulama ile Odamızca bir mühendisin hangi firmada çalıştığı merkezi olarak izlenebilmekte ve kayıt altına alınmaktadır. Gaz dağıtım şirketleri, Odamızdan yetki almamış kişi ve bürolarca hazırlanmış ve Odamız mesleki denetiminden geçmemiş projeleri onaylamakla suç işlemektedir. Çünkü mesleki denetimde mühendisin hala firmada çalışıp çalışmadığı ve sicil cezası alıp almadığı kontrol edilmektedir. EPDK bu konudaki uyarılarımıza duyarsız kalarak, kamunun can ve mal güvenliğini doğrudan tehlikeye atmaktadır. Gaz dağıtım şirketleri akıl, bilim ve hukuk dışı uygulamalarının gerekçesi olarak, EPDK tarafından yürürlüğe konulan yönetmelik düzenlemelerinde bu hususlara yer verilmemiş olmasını göstermektedirler. Oysa bir kamu idaresinin Yönetmelik düzenlemelerinin hüküm ifade edebilmesi, başka bir kamu idaresinin yönetmelik düzenlemelerinde bu düzenlemelere yer vermiş olmasına bağlı değildir. Bu husus gayet açık ve anlaşılabilir bir şekilde EPDK tarafından gaz dağıtım şirketlerine bildirilmelidir. Sonuç olarak Gölcük te meydana gelen üzücü patlamanın benzerlerinin daha vahim sonuçlarla yaşanmaması için EPDK yı göreve çağırıyor, Odamızın mesleki denetim uygulamalarını kolaylaştırıcı bir tutum geliştirmesi talebimizi kamuoyu önünde bir kez daha dile getiriyoruz. 80