Peygamberimiz ve Ýnsan Onuru Temalý 2013 Kutlu Doðum Programlarý



Benzer belgeler
ÇEVRE VE TOPLUM. Sel Erozyon Kuraklýk Kütle Hareketleri Çýð Olaðanüstü Hava Olaylarý: Fýrtýna, Kasýrga, Hortum

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz... nisan 2005/sayý 83

Gökyüzündeki milyonlarca yýldýzdan biriymiþ Çiçekyýldýz. Gerçekten de yeni açmýþ bir çiçek gibi sarý, kýrmýzý, yeþil renkte ýþýklar saçýyormuþ


ünite 3. Ýlkokullarla ilgili aþaðýdakilerden hangisi yapýlýr? Vatan ve ulus sevgisinin yerdir. 1. Okulun açýlýþ töreninde aþaðýdakilerden

.:: TÇÝD - Tüm Çeviri Ýþletmeleri Derneði ::.


STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

Sunuþ. Türk Tabipleri Birliði Merkez Konseyi

ERHAN KAMIŞLI H.Ö. SABANCI HOLDİNG ÇİMENTO GRUP BAŞKANI OLDU.

ünite1 3. Burcu yla çocuk hangi oyunu oynayacaklarmýþ? A. saklambaç B. körebe C. evcilik (1, 2 ve 3. sorularý parçaya göre yanýtlayýn.

Kanguru Matematik Türkiye 2017

01 EKİM 2009 ÇARŞAMBA FAİZ SAYI 1

2. Kazlarýn bulunduklarý gölü terk etmelerinin nedeni aþaðýdakilerden. A. kuraklýk B. þiddetli yaðýþlar C. soðuklarýn baþlamasý

BÝLGÝLENDÝRME BROÞÜRÜ

Benim adým Evþen, annem bana bu adý, evimiz hep þen olsun diye vermiþ. On yaþýndayým, bir ablam bir de aðabeyim var. Ablamla iyi geçindiðimizi pek


ÝÞÇÝ SAÐLIÐI VE ÝÞ GÜVENLÝÐÝ PROJESÝ

Fiskomar. Baþarý Hikayesi

Spor Bilimleri Derneði Ýletiþim Aðý

ünite1 Kendimi Tanıyorum Sosyal Bilgiler 1. Resmî kimlik belgesi Verilen kavram ile aþaðýdakilerden hangisi iliþkilendirilemez?


Konular 5. Eðitimde Kullanýlacak Araçlar 23. Örnek Çalýþtay Gündemi 29. Genel Bakýþ 7 Proje Yöneticilerinin Eðitimi 10

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz aralýk 2005/sayý 91 Kasým

TEST. 8 Ünite Sonu Testi m/s kaç km/h'tir? A) 72 B) 144 C) 216 D) 288 K 25 6 L 30 5 M 20 7

GRUP TOPLU ÝÞ SÖZLEÞMESÝ GÖRÜÞMELERÝNDE UYUÞMAZLIK

DOÐALGAZ ÝÇ TESÝSAT MÜHENDÝS YETKÝLENDÝRME KURSU DÜZENLENDÝ

mmo bülteni ...basýnda odamýz...basýnda odamýz...basýnda odamýz Basýnda Odamýz eylül 2005/sayý 88 Aðustos 2005 Aðustos 2005 Aðustos

1. ÝTHÝB TEKNÝK TEKSTÝL PROJE YARIÞMASI

Yükseköðretimin Finansmaný ve Finansman Yöntemlerinin Algýlanan Adalet Düzeyi: Sakarya Üniversitesi Paydaþ Görüþleri..64 Doç.Dr.



Kanguru Matematik Türkiye 2017

ALPER YILMAZ KIZILCAÞAR MAHALLESÝ MUHTAR ADAYI

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

T.C YARGITAY 9. HUKUK DAÝRESÝ Esas No : 2005 / Karar No : 2006 / 3456 Tarihi : KARAR ÖZETÝ : ALT ÝÞVEREN - ÇALIÞTIRACAK ÝÞÇÝ SAYISI

ünite1 Sosyal Bilgiler Verilenlerden kaçý sosyal bilimler arasýnda yer alýr? A. 6 B. 5 C. 4 D. 3

2003 ten 2009 a saðlýkta dönüþüm þiddet le sürüyor

SSK Affý. Ýstanbul, 21 Temmuz 2008 Sirküler Numarasý : Elit /75. Sirküler

Bakým sigortasý - Sizin için bilgiler. Türkischsprachige Informationen zur Pflegeversicherung. Freie Hansestadt Bremen.

FSAYT ÇORUM GAZETESÝ NÝN KATKISIZ ORGANÝK SPOR-MAGAZÝN-MÝZAH EKÝDÝR. FÝYATI: Okuyana Beleþ


7. ÝTHÝB KUMAÞ TASARIM YARIÞMASI 2012

07 TEMMUZ 2010 ÇARŞAMBA 2010 İLK ÇEYREK BÜYÜME ORANI SAYI 10

Barodan Haberler. Edinilmiþ Mallara Katýlma Semineri (Akþehir) Anayasa Mahkemesine Bireysel Baþvuru Semineri. Türk Borçlar Kanunu Semineri

Kanguru Matematik Türkiye 2017

ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ KURUMSAL KÝMLÝK KILAVUZU ADIYAMAN ÜNÝVERSÝTESÝ 2006

ünite1 Sosyal Bilgiler

mmo bülteni mart 2005/sayý

01 Kasým 2018

STAJ BÝLGÝLERÝ. Önemli Açýklamalar

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi Açýldý TOHAV'ýn mülteci ve sýðýnmacýlara yönelik devam ettirdiði çalýþmalar kapsamýnda açtýðý SURUÇ MÜLTECÝ DANIÞM

Simge Özer Pýnarbaþý

Dar Mükellef Kurumlara Yapýlan Ödemelerdeki Kurumlar Vergisi Kesintisi

SENDÝKAMIZDAN HABERLER

Programýmýz, Deneyimimiz, Çaðdaþ Demokrat Ekibimiz ve Çaða Uygun Vizyonumuz ile Yeniden

Ne-Ka. Grouptechnic ... /... / Sayýn Makina Üreticisi,


TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler *1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

BÝMY 16 - TBD Kamu-BÝB XI Bütünleþik Etkinliði

TOHAV Suruç Mülteci Danýþma Merkezi'nden Haberler 1 Þubat 2016 tarihinde faaliyetlerine baþlayan Suruç Mülteci Danýþma Merkezi; mülteci, sýðýnmacý ve

Firmamýz mühendisliðinde imalatýný yaptýðýmýz endüstriyel tip mikro dozaj sistemleri ile Kimya,Maden,Gýda... gibi sektörlerde kullanýlan hafif, orta

Týp Fakültesi öðrencilerinin Anatomi dersi sýnavlarýndaki sistemlere göre baþarý düzeylerinin deðerlendirilmesi


ÝÇÝNDEKÝLER 1. TEMA OKUL HEYECANIM Kazaným Testi Fiziksel Özelliklerim Duygularým Haftanýn Testi...


Kanguru Matematik Türkiye 2015

TUM DERS LER SOR U BAN K AS I HAYAT BİLGİSİ FEN BİLİMLERİ - TÜRKÇE MATEMATİK - İNGİLİZCE


Gelir Vergisi Kesintisi

Romalýlar Mektubu Kursu Doðrulukla Donatýlmak

Larson'un 1960'larda veciz olarak belirttiði gibi,

Ücretlerin Bankalardan Ödenmesi Zorunlu Hale Getirilmiþtir

MALÝYE DERGÝSÝ ULAKBÝM ISSN

Halis Aða'ya 'Düðün Hediyesi' 20 Þirkete Haciz

Dövize Endeksli Kredilerde KKDF

Genel Bakýþ 7 Proje nin ABC si 9 Proje Önerisi Nasýl Hazýrlanýr?

Faaliyet Raporu. Banvit Bandýrma Vitaminli Yem San. A.Þ. 01 Ocak - 30 Eylül 2010 Dönemi

Bowling Turnuvasý Yapýldý Ocak ayý sosyal etkinlik çerçevesinde Cuma günü Carrefour - Cosmic salonunda bowling turnuvasý gerçekleþti.

DONALD JOHNSTON OECD GENEL SEKRETERÝ INTERVIEW DONALD JOHNSTON OECD GENERAL SECRETARY

TABLO-2 A GRUBU KADROLARA PERSONEL ALIMINA ÝLÝÞKÝN BAZI BÝLGÝLER

DENEME Bu testte 40 soru bulunmaktadýr. 2. Bu testteki sorular matematiksel iliþkilerden yararlanma gücünü ölçmeye yöneliktir.

TOPLUMSAL SAÐLIK DÜZEYÝNÝN DURUMU: Türkiye Bunu Hak Etmiyor

MALÝYE DERGÝSÝ ÝÇÝNDEKÝLER MALÝYE DERGÝSÝ. Ocak - Haziran 2008 Sayý 154

d es ý KÝTAGAMÝ Nasýl Yapýlýr

Ovacýk Altýn Madeni'ne dava öncesi yargýsýz infaz!

25 Mart 2007 Kol Toplantýsý

BASIN AÇIKLAMALARI TMMOB EMO ADANA ÞUBESÝ 12. DÖNEM ÇALIÞMA RAPORU BASIN AÇIKLAMALARI



Corporate Stars, Türkiye nin en iyi markalarını bir araya getiren sosyal bir iş platformudur.


DÜZENLEME KURULU YÜRÜTME KURULU. Sezai ONARAL Sami KAZICI Ünal AYDIN Tayfun BEÞE Nevzat BARAK Yaþar BASKIN Hasan AKTAÞ Abdi ÇALIÞIR

ÝNSAN KAYNAKLARI VE EÐÝTÝM DAÝRE BAÞKANLIÐI

3. Çarpýmlarý 24 olan iki sayýnýn toplamý 10 ise, oranlarý kaçtýr? AA BÖLÜM

17 ÞUBAT kontrol


ünite1 3. Aþaðýdaki altý çizili sözcüklerden hangisi yan anlamda kullanýlmamýþtýr? A. Terazinin dili yaklaþýk 300 kg gösteriyordu.

Transkript:

8 AKP'nin emekçilere yönelik yasakçý zihniyeti bu 1 Mayýs'ta da kendisini günler öncesinden gösterdi. Ýçiþleri Bakaný Muammer Güler, bu sene 1 Mayýs Ýþçi Bayramý'nýn emekçilerle birlikte Taksim'de kutlanmasýna izin vermeyeceklerini söyledi. Sendikalar ise kararý kabul edilemez buldu. 1 Mayýs'a günler kala AKP'nin Taksim fobisi yeniden ortaya çýktý. Ýçiþleri bakaný Muammer Güler, Swissotel'de düzenlediði basýn toplantýsýnda 1 Mayýs ýn Taksim de kutlanýp kutlanmayacaðýna iliþkin soru üzerine, "Emek ve dayanýþma gününde sendikalar Taksim alanýnda örgüt yöneticileriyle, sendika yetkilileriyle, mensuplarýyla basýn açýklamasý, alana çiçek konulmasý, Kazancý yokuþuna çiçek býrakýlmasý, saygý duruþunda bulunulmasý basýn açýklamasý gibi etkinliklerini yapabilecekler. Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver, 20. Yüzyýlýn hemen baþýnda uygar dünya ülkeleri tarafýndan "Hasta Adam" olarak niteledikleri büyük Türk Milleti nin, yüreðinde yüzyýllar boyunca yaþattýðý sarsýlmaz inancý ve baðýmsýz yaþama azminden aldýðý güç ile ortaya koyduðu gün olan 23 Nisan 1920 nin, Türk tarihinin dönüm noktalarýndan biri olduðunu belirtti. Belediye Baþkaný Hasan Ünver 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramý nedeniyle bir mesaj yayýnladý. 19 Nisan 2013 Cuma günü Hacýbektaþ Müftülüðü nce Kutlu Doðum Haftasý nedeniyle Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezi Salonunda düzenlenen Peygamberimiz ve Ýnsan Onuru Temalý 2013 Kutlu Doðum Programlarý etkinlik saat 14.00 de baþladý. Program, açýlýþ, saygý duruþu ve Ýstiklal Marþýmýzýn okunmasýnýn devamýnda Kur an-ý Kerim ve Meali sonrasý Hacýbektaþ Ýlçe Müftüsü Remzi Bircan, program açýlýþ konuþmasýný yaparak salonu dolduran konuklarý selamladý. Program akýþýna göre Kutlu Doðum Sinevizyonu yapýldý. Sinevizyon gösterimi sonrasý Hz. Peygamber ve Ýnsanlýk Onuru konulu konferansý; DÝB Eðitim Hizmetleri Genel Müdürlüðü Program Geliþtirme Daire Baþkaný Bünyamin Albayrak verdi. Programýn Ýlahi Konseri bölümünü Grup Vâv gerçekleþtirdi. Ardahan Üniversitesi Ýnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Âþýk Zülali Konferans Salonu nda, ARÜ Öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan Kükrer in konuþmacý olarak katýldýðý "Halk Saðlýðý Açýsýndan Çýldýr Gölü nün Kirlilik Düzeyi" isimli bir konferans gerçekleþtirildi. Louis Althusser, Tek Materyalist Gelenek: 1. Spinoza da (çev. Cemal Bâli Akal), Etika nýn birinci kitabýnýn, Ek bölümüne dikkat çekerek, Spinoza nýn, bu bölümde dinsel ideoloji eleþtirisi yaptýðýný söyler. Spinoza, insanlarýn, doðadaki tüm þeylerin týpký... Diyarbakýr 78 liler Derneði, Diyarbakýr 5 No lu Cezaevi Müze olsun talebiyle Cezaevinin Ýnsan Haklarý Müzesi yapýlmasý için topladýklarý 100 bine yakýn imzayý...

Genç bir kadýn yaklaþýyor takým elbiseli adamlarýn yanýna. Saçlarý kazýnmýþ ve üzerinde bir hýrka var. Yaklaþýyor takým elbiselilerin ortasýndaki adama. Derdini anlatmaya çalýþýyor. Bir an olsun insan yerine konulup dinlesinler kendini istiyor. Bir kez gözünün içine bakýlsýn, üzülme denilsin istiyor. Bir kez olsun kendisine bakan ve ancak baktýðýnda anlayan biri olsun istiyor karþýnda. Diyor ki ilaçlar! Sonra büyüyor çaresizlik. Benim ilaçlarým. Ya yan yatakta yatan çocuðun, ya öteki odada yatan iþçi Ahmet in, ya çaresizlik içinde gözünün feri sönen Zehra teyzenin ilaçlarý. O ilaçlarý eczanelerde bulamýyorsunuz. Yurt dýþýndan getirtmek lazým ama o dünyanýn parasý. Zaten bugünden yarýn ne yiyeceðini düþünenler için imkansýz. Ýlaçlar diyebiliyor genç kadýn. Ailemle ben lenf kanseri olduðumu öðrendiðimizden beri yattýðýmýz yeri bilmiyoruz. Evde miyiz gökte miyiz belli deðil. Hep randevu dediler, bir türlü de diyecek belki. Ýlaçlar diyebiliyor yalnýz. Para diyor adam. Eli cebine gidiyor. Bir miktar para çýkarýyor. Hayýr diyor genç kadýn. Genç kadýnýn cebine sokuþturuyor parayý adam. Al iþte parayý bu para ile al ilaçlarý, baþka ne yapacaðým?! diyor Bakan sýfatýný bir küfür gibi taþýyarak. O hayýr dan sonra emin olamýyor bir türlü paranýn deðerinin bilindiðinden genç kadýnýn. En azýndan kendisi kadar bildiðinden. Düþürme cebinden diye de tembihliyor üstüne bu yüzden. Tabii koskoca bakan, baþka ne yapabilir ki saðlýðý bedava yaptýk diye böbürlenen bir hükümetin bakaný olarak? Ýlaçlarýný bulamayan, bulsa bile alamayan binlerce, milyonlarca kanser hastasýndan biri derdini anlatýnca eline dilenci gibi para tutuþturmaya kalkmaktan baþka ne yapabilir?! Ýlaçlarýnýn ulaþýlamadýðý yerde, hastanelerde doktorlarýn Allah yardýmcýnýz olsun! demek durumunda kaldýðý Dilek Özçelik e ne desin bakan? Hayattaki imtihandan, sýnamadan sýnýfta kaldýðýný bildiði için belki, öteki dünyadaki sýnava yatýrým yapmak için hýzla, koþa koþa namaza kaçýyor. Ama belli ki bitmemiþ çilesi bakanýn. Namazýn ardýndan, bir kez daha dikiliyor insanlýk bakanýn karþýsýna kemoterapi görmüþ bir genç kadýn kýlýðýnda. Ben dilenci deðilim diye haykýrýyor genç kadýn. Yanlýþ anlaþýldým. Ýnsanlýk konusunda bir kez daha hayal kýrýklýðýna uðradým Hala yardým edeyim sana diye sayýklýyor bakan. Zira kadýnýn zaten hakký olan bir þeyi talep ettiðini düþünemiyor. Niye kanser oluyoruz? diye sormamýþken biz, buradaki sorumluluðunuzu bile sorgulamamýþken, yalnýz hakkýmýz olan ilacý talep ederken, o lütfetmiþ, merhamet etmiþ bir kaç kuruþu sýkýþtýrmýþ iþte genç kadýnýn eline. para mý yetmedi acaba diye düþünüyor içinden mutlaka. Neye itiraz ettiðini, eline para tutuþturulmasýna niye öfkelendiðini anlayamýyor genç kadýnýn. Haykýrýyor kadýn hayatýnýzda hiç çaresizliði tatmamýþsýnýz diye. Hayatta her çaresizliði para ile çözebileceðini düþünenlerden halbuki bakan. Binlercesinin çaresizliðini vuruyor yüzüne kadýn. Ölmek istemediði için çaresizlik içinde geldiði son kapýda dilenci durumuna düþürüldüðüne kahrolarak, yine de o anda bile yalnýz kendisi için deðil, kendisi ile ayný durumda olan tün hastalarýn derdinin peþine düþme cesaretini gösteriyor. Yalnýz kendi bacaðýndan asýlacak bir koyun olmayý reddediyor. Ellerinden kurtuluyor onlarýn. Saçlarýný ellerinin altýnda hissetmemenin verdiði yoksunluk hissiyle ellerini baþýna götürüyor. Yüzü iki elinin arasýnda, aðlayarak terk ediyor orayý. Para ile yönetemedikleri, hayatý söz konusu olduðu halde yalnýz kendini düþünmeyi reddeden bir genç kadýn kýlýðýnda insanlýkla karþýlaþmanýn þoku içinde býrakarak geride kalanlarý. Ve siz geride kalanlar, biliyor musunuz biz iþte o insanlýða güveniyoruz biz sizin karþýnýzda. Yani iþte sizin korktuðunuz kadar var. AKP'nin emekçilere yönelik yasakçý zihniyeti bu 1 Mayýs'ta da kendisini günler öncesinden gösterdi. Ýçiþleri Bakaný Muammer Güler, bu sene 1 Mayýs Ýþçi Bayramý'nýn emekçilerle birlikte Taksim'de kutlanmasýna izin vermeyeceklerini söyledi. Sendikalar ise kararý kabul edilemez buldu. 1 Mayýs'a günler kala AKP'nin Taksim fobisi yeniden ortaya çýktý. Ýçiþleri bakaný Muammer Güler, Swissotel'de düzenlediði basýn toplantýsýnda 1 Mayýs ýn Taksim de kutlanýp kutlanmayacaðýna iliþkin soru üzerine, "Emek ve dayanýþma gününde sendikalar Taksim alanýnda örgüt yöneticileriyle, sendika yetkilileriyle, mensuplarýyla basýn açýklamasý, alana çiçek konulmasý, Kazancý yokuþuna çiçek býrakýlmasý, saygý duruþunda bulunulmasý basýn açýklamasý gibi etkinliklerini yapabilecekler. Ama biz onlara hem yürüyüþ için hem de toplantý için baþka alanlarý saðlýklý bir þekilde yapýlmasý için önereceðiz" cevabýný verdi. 'Fiziki Koþullar Yetersiz' Taksim Meydaný'nda inþaatý süren yayalaþtýrma projesinin alanda gösteri yapmayý imkânsýz kýldýðýný belirten Güler, "Ýdare olarak bizler toplantý ve Sulucakarahöyük/GÖREME Hasan KANKAL Nevþehir in merkez ilçeye baðlý Göreme beldesinde yaðan yaðmurlar ve zamanla kýsmi bozulmalarýn meydana geldiði bað yollarýnda, yeniden düzeltme çalýþmalarý yapýlýyor. Göreme Belediye Baþkaný Nuri Cingil yaptýðý açýklamada Göreme de, turistik vadilerde ve bað yollarýnda, toprak yol olmasý nedeniyle kýsmi bozulmalar meydana geldiðini ve bununda belediye tarafýndan onarýldýðýný söyledi. Beldede yaþayan vatandaþlarýn bu aylarda bað ve bahçelere sýk gittiðini ve gösteri yürüyüþlerinde hem o toplantý ve yürüyüþe katýlan insanlarýn hem de diðer insanlarýnda can güvenliklerini saðlamak durumundayýz. Alacaðýmýz tedbir hem o toplantýya katýlan insanlarýnda güvenliklerini saðlayacak nitelikte olacak hem de diðer insanlarýn veya kamu düzeninin genel asayiþin yürümesine de uygun olacak. Taksim alanýnýn þuanda içinde bulunduðu fiziki koþullarýn yetersizliðini de nazara alacak oraya katýlacak insanlarýnda herhangi bir þekilde zarar görmesini Allah korusun sýkýntý daha önce de yaþanan o sýkýntýlý ortamlarýn olmamasý anlamýnda" diyerek, sendikalarla baþka bir alanda 1 Mayýs Ýþçi Bayramý'nýn kutlanmasý için görüþmeler yapacaklarýný söyledi. 3 Bin Öðrenci Kýþkýrtýyor Basýn toplantýsýnda üniversitelerde yaþanan þiddet olaylarýnýn faturasý ise 'bir grup öðrenciye' kesildi. Güler, "Þu ana kadar 35 ilde irili ufaklý bunlarýn aðýrlýklý kýsmý 5 ildir. Ýstanbul, Ankara, Ýzmir, Konya, Kayseri, Diyarbakýr gibi illerde ortaya çýkan... Yaklaþýk bugüne kadar 109 eylem gerçekleþti. Bununla ilgili 261 öðrenci gözaltýna alýndý. Bunlarýn 13'ü tutuklandý. Bu olaylara karýþan öðrenci sayýsý 2 bin 500 bilemediniz 3 bin kiþiyi geçmemektedir. Polisin herhangi bir tavizi söz konusu turizm sezonunun açýlmasý ile birlikte vadi yürüyüþ yollarýn da bozulmalarýn meydana geldiðinin altýný çizen Cingil: "Vatandaþlarý maðdur etmemek için bað yollarýnda meydana gelen bozulmalara müdahale ettik. Þu an bozulma olan olmayan bütün bað yollarýný kontrol ettik. deðildir" dedi. Taksim Yasaklanamaz Ýçiþleri Bakaný Güler'in açýklamalarýna sendikalardan tepki ise gecikmedi. KESK Genel Baþkaný Lami Özgen, 1 Mayýs'ýn Taksim alanýnda kutlanmasýnýn zorunluluðunu belirttiði açýklamasýnda, "Geçen yýl da benzer yasak çýkýþlarý oldu. Ýçiþleri Bakaný, Vali ve Emniyet Müdürlüðü ile görüþmeler yaparak ikna etmiþtik. Bu sene de ikna edebiliriz. Meydanda süren çalýþmalar gerekçe gösterilebilir. Ama meydandaki çalýþmalar 1 Mayýs'ýn bu alanda kutlanmamasý için bir etken deðil. Geçen yýl güvenlik önlemlerinin yetersiz kalacaðý gerekçesiyle izin verilmek istenmemiþti. Ancak izin çýktýðýnda güvenlik önlemlerine gerek kalmadýðýný 1 Mayýs'ýn bayram havasýnda kutlandýðýný göstermiþtik. Bu sene ayný þekilde kutlamak mümkün." þeklinde konuþtu. Ne Olursa Olsun Taksim'deyiz DÝSK Genel baþkaný Kani Beko ise Ýstanbul'da 1 Mayýs'ýn Taksim'de kutlanma kararý aldýklarýný bildirdiði açýklamasýnda Taksim'de gerekçe gösterilen fiziki koþullarý yerinde incelediklerini belirterek, "Fiziki koþullar elbette bir handikap. Ancak Taksim'in bizim için ne anlama geldiðini kamuoyu biliyor. Biz ne olursa olsun 1 Mayýs Birlik, Dayanýþma ve Mücadele gününü Taksim Meydaný'nda kutlayacaðýz. Yönetim Kurulu toplantýmýzda önceki yýllarda olduðu gibi 1 Mayýs Birlik, Dayanýþma ve Mücadele Günü'nün Ýstanbul'da Taksim baþta olmak üzere bütün alanlarda kutlanacaðý kararý aldýk" þeklinde konuþtu. Demokraside Israr Ediyoruz DÝSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoðlu da Bakan Güler'in "Taksim 1 Mayýs'a yasak" açýklamasýna yanýt verdi. Çerkezoðlu, "Taksim'de ýsrar, demokrasi ýsrarýdýr. Taksim konusunda duruþumuz net. 1 Mayýs günü Taksim'deyiz" dedi. Çerkezoðlu, "Taksim'de bir takým teknik problemler olduðunun farkýndayýz. Bir takým düzenlemeler yapmaya çalýþýyoruz. Taksim kazanýlmýþ bir alandýr. 1 Mayýs günü Taksim'de olacaðýz dedi. Kaynak:BirGün Gazetesi Vatandaþlarýmýz bað ve bahçelerine rahatça ulaþabileceklerdir. Göreme halký için gece gündüz çalýþmaya devam edeceðiz" diye konuþtu. Cingil vadi ve bað yollarýnda zaman zaman düzenlemelerin yapýlacaðýný da sözlerine ekledi.

Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hüseyin KAÝM Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan Ünver, 20. Yüzyýlýn hemen baþýnda uygar dünya ülkeleri tarafýndan "Hasta Adam" olarak niteledikleri büyük Türk Milleti nin, yüreðinde yüzyýllar boyunca yaþattýðý sarsýlmaz inancý ve baðýmsýz yaþama azminden aldýðý güç ile ortaya koyduðu gün olan 23 Nisan 1920 nin, Türk tarihinin dönüm noktalarýndan biri olduðunu belirtti. Belediye Baþkaný Hasan Ünver 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramý nedeniyle bir mesaj yayýnladý. Ünver mesajýnda, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramý nýn taþýdýðý anlam ve önemin her Türk insaný için büyük bir önem taþýdýðýný ifade etti. Ünver, 20. yüzyýlýn baþýndan itibaren içte ve dýþta yaþanýlan sorunlardan dolayý büyük bir duraklamanýn içerisine giren Türk Milletinin bu süreçte de sahip olduðu topraklarýnýn emperyalist güçler tarafýndan iþgal edilmeye baþladýðýný vurguladý. Birbiri ardýna yaþanan savaþlarla cephelerde büyük darbeler alan Osmanlý Ýmparatorluðunun daðýlma sürecinde Türk Milletinin baðýmsýzlýk meþalesini yakan ulu önder Gazi Mustafa Kemal Paþa etrafýnda bir ve beraber olarak, topraklarýný dört bir yandan istila etme peþinde koþan dünyanýn en süper savaþ araç ve gereçleriyle donanýmlý güçlerine karþý,baðýmsýz yaþama konusunda hür iradesini kurduðu Türkiye Büyük Millet Meclisi ile adeta taçlandýrdýðýný dile getiren Ünver mesajýnda þunlarý kaydetti, "Tarihinde bir baþka ülkenin boyunduruðu altýnda yaþamamýþ Türk Milletinin, her türlü imkansýzlýklara raðmen, kendi temsilcilerini bir araya toplayarak oluþturduðu Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk insanýnýn azim ve kararýný ortaya koymuþ, baðýmsýzlýða doðru gidilen yolda tüm düþünceler TBMM çatýsý altýnda ele alýnarak hayata geçirilmiþtir. 23 Nisan 1920 tarihi bu açýdan Türk tarihinin en önemli dönüm noktalarýndan birini oluþturmaktadýr. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, TBMM nin açýldýðý 23 Nisan 1920 gününü, bir bayram olarak tüm çocuklara armaðan etmiþ ve bu yönüyle de dünya ölçeðindeki eþsiz liderliðini bir kez daha göstermiþtir" dedi. Ünver, mesajýnýn son bölümünde de, yarýnýn büyüðü olarak bu ülkenin her kademesinde görev alacak çocuklarýn aileleri ile birlikte daha iyi þartlarda hayat sürmelerini saðlamayý temel bir görev olarak ele alarak çalýþmalar yaptýklarýný kaydetti. Ünver sözlerini þöyle sürdürdü: "Tüm gayret ve çabamýz yarýnlarýmýzý onurla teslim edeceðimiz çocuklarýmýzýn hayat standartlarýný daha da artýrarak daha iyi þartlarda hayatlarýný sürdürebilmeleri. Bu vesile ile tüm milletimiz ve çocuklarýmýzýn 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramýný kutluyor, saðlýk, mutluluk ve baþarý dileklerimi iletiyorum." Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Cuma Onur ÞAHÝN 19 Nisan 2013 Cuma günü Hacýbektaþ Müftülüðü nce Kutlu Doðum Haftasý nedeniyle Hacý Bektaþ Veli Kültür Merkezi Salonunda düzenlenen Peygamberimiz ve Ýnsan Onuru Temalý 2013 Kutlu Doðum Programlarý etkinlik saat 14.00 de baþladý. Program, açýlýþ, saygý duruþu ve Ýstiklal Marþýmýzýn okunmasýnýn devamýnda Kur an-ý Kerim ve Meali sonrasý Hacýbektaþ Ýlçe Müftüsü Remzi Bircan, program açýlýþ konuþmasýný yaparak salonu dolduran konuklarý selamladý. Program akýþýna göre Kutlu Doðum Sinevizyonu yapýldý. Sinevizyon gösterimi sonrasý Hz. Peygamber ve Ýnsanlýk Onuru konulu konferansý; DÝB Eðitim Hizmetleri Genel Müdürlüðü Program Geliþtirme Daire Baþkaný Bünyamin Albayrak verdi. Programýn Ýlahi Konseri bölümünü Grup Vâv gerçekleþtirdi. Sema gösterimi devamýnda Semah dönülerek Hacýbektaþ Ýlçe Müftülüðünce düzenlenen 2013 Kutlu Doðum Programlarý sona erdi. Nevþehir de inþaat sektörünün hafif yapý elemanlarýnýn üretimini yapan bir firma tarafýndan geliþtirilen bims ürünü, inþaatlarda yaygýn þekilde kullanýmla Türkiye nin enerji tüketimine her yýl 6 milyar dolarlýk katký saðlayacak. Ertaþ Group Yönetim Kurulu Baþkaný Musa Ertaþ yaptýðý açýklamada, Nevþehir in merkez ilçeye baðlý Kaymaklý beldesi yakýnlarýnda faaliyet gösteren Ertaþ Group a baðlý Blokbims Ýzolasyonlu Hafif Yapý Elemanlarý Maden Ýnþaat Sanayi ve Ticaret A.Þ. nin AR-GE birimi tarafýndan geliþtirilen Klima Bloklarýnýn, pomza madeninin içerisindeki bazalt baþta olmak üzere diðer yabancý maddelerin yýkanmasý ile meydana getirilen saf pomzadan üretildiðini söyledi. Ulusal Teknik Onay belgeli Klima bloklarýnýn ticarethane ve binalarda kullanýmý ile ülke ekonomisine de ciddi anlamda katkýlar saðlayacaðýný ifade eden Ertaþ, enerjide dýþa baðýmlý ülkelerden biri olan Türkiye de, ithal edilen enerjinin yüzde 30'luk bölümünün de binalarýn ýsýnma ve soðutma amaçlý olarak kullanýldýðýnýn bilindiðini belirtti. Ertaþ Her yýl kendini yenileyen AR-GE çabalarýyla, inþaat sektörünün ana yapý malzemesi konumundaki blok üretiminde Avrupa ülkeleri arasýnda da ilk sýrada yer alan tesisimizde günlük 250 bin adet blok üretimi gerçekleþmekte ve 250 civarýnda kiþinin istihdamý saðlanmaktadýr. Dünya genelinde deprem kuþaðýnda bulunan ülkeler arasýnda yer alan ülkemizde, binalarýn depreme dayanýklý normlarda üretimlerinin yapýlmasý, ses ve ýsý izolâsyonunun etkin þekilde saðlanmasý, yapýlardaki ürünün hafifliði gibi artýk bilimsel düzeyde olmazsa olmazlarý bir bütün olarak tek baþýna karþýlayabilecek pomza madeninden elde edilen bims ürünleri, inþaat sektöründe de yaygýn bir kullaným aðýna sahip. Sektördeki diðer kullanýlan malzemelere oranla konut konforuna da ivmeler kazandýran, oldukça ekonomik olmasý ve her þeyden önce ithalata dayalý bir malzeme olmamasý ile de enerji verimliliðini en üst seviyeye taþýyan Ulusal Teknik Onay belgeli Klima bloklarýnýn, ülke genelinde yaygýn bir kullanýmla her yýl 6 milyar dolara ulaþan bir düzeyde de tasarruf saðlayabileceði, bilimsel yöntemlerle de ortaya konulmuþtur. Bu oranýn bile ülkedeki cari açýðýn kapanmasýnda önemli bir rakam olduðunun da bilinmesinde yarar görüyoruz diye konuþtu. MANTOLAMAYA BÝLE GEREK DUYULMUYOR Ertaþ, inþaatlarda yeni geliþtirilen bu ürünün kullanýmý ile bina sahiplerine de ek bir külfet getiren mantolamaya bile gerek duyulmadan yüksek enerji verimliliðinin saðlanabileceðini öne sürerek þöyle konuþtu; Dünyada bilinen pomza rezervlerinin yüzde 50 sine sahip ülkemizin en kaliteli pomza rezervlerine sahip Nevþehir de, tesislerimizin AR-GE si tarafýndan geliþtirilen Klima bloklarý, yüksek yapý teknolojisine uygun yapýlandýrýlmasý ile de ekstra ýsý yalýtýmý yapmadan yani mantolamaya bile gerek görülmeden kullanýlabilecek bir özelliðe de sahiptir dedi. Kaynak:Nevþehir Gazete Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hasan KANKAL Kapadokya Fotoðraf ve Sinema Amatörleri Derneði (KAFSÝD) tarafýndan düzenlenen 12.Temel Fotoðraf Eðitimi sona erdi. Türkiye'nin peri bacalarý ile ünlü önemli kültür ve turizm merkezi Kapadokya'da fotoðrafçýlýk ve sinema branþlarýnda açtýðý eðitici kurslarla ön plana çýkan KAFSÝD'in yaklaþýk iki hafta süren 12.Temel Fotoðraf Eðitimi sona erdi. Nevþehir Alibey Camii karþýsýndaki dernek binasýnda verilen eðitimde Kafsid Eðitim Birimi Sorumlularýndan Mehmet Ayhan tarafýndan katýlýmcýlara fotoðrafa giriþ, fotoðraf makineleri, objektifler, filtreler, aksesuarlar, ýþýk, deðiþkenler arasýnda baðlantýlar, görüntü düzenleme, dijital fotoðrafçýlýk, çekim uygulamalarý gibi konular anlatýldý. 12.Temel Fotoðraf Eðitiminin sonunda Ürgüp'ün Baþdere Beldesi'nde uygulamalý fotoðraf eðitimi ve sosyal sorumluluk projesi kapsamýnda 100 adet çam fidaný dikimi gerçekleþtirildi. Temel Fotoðraf Eðitiminde baþarýlý olan kursiyerlere sertifikalarýnýn 25 Nisan'da verileceði belirtildi.. Temel Fotoðraf Eðitimlerinin 13.sünün mayýs ayý içerisinde gerçekleþtirileceði bildirildi.

Bugün yaþ 55 elimden geldiðince devam ediyorum yolu yarýda býrakmamaya. Bu günleri hiç unutmuyorum ayrýca en ince ayrýntýsýna kadar. Ama bu yazýyý yazdýran 12 Eylül Mahkemesinde sanýk avukatýnýn bizim yaþadýðýmýzý bize anlatmasýydý. En güzel yaþlar, en güzel yýllar ve çoðumuz için yaþanmamýþ ve alacaklý yýllarýmýz. Aradan çok uzun yýllar geçip, çocuklar büyüyüp aramýzda bir sorun yaþadýðýmýzda karþýmýza çýkan bir soru vardýr ÇOCUKLUÐUMDA HER ZAMAN SENÝ YANIMDA BULAMADIM, SÝZ SÝYASET YAPTINIZ diye serzeniþe çok kez þahit olduk. Bizim çocuklarýmýz yetiþtirdiðimiz çocuklar demedi ki bütün bu yapýlanlar sadece daha iyi bir dünya içindi, bizler içindi demediler. Zamaný gelince mi anýmsanýyor geçmiþ yoksa hiç mi unutulmuyor onu tam bilemiyorum ama ben dünyanýn bu koþullarýna, bu riyakarlýða, bu sýrttan vurmaya, bu her þeyin satýlýp alýndýðý dünya da hala bu kadar duygusallýk doðrumu diye sorguluyorum kendimi. Evet duygusalým yaþadýðým acýlarý, tatlý þeyleri, göz yaþýný, yürek acýmý kolay kolay unutamýyorum. Ama bunlarý yapanlara asla kin duymuyorum çok sevdiðim acýttýysa beni hep içim yanýyor ama. Yýl dedim ya 1977 ve çok taze bir anneyim o zamanlar dünya da her þeyden çok sevdiðim minicik bir kýzým var. Kývýrcýk saçlarý, renkli gülen gözleri, hafif göbeði anlatamam ne dayanýlmaz bir sevgi. Annelik böyle bir duygu zaten anlatýlamaz, büyüdükleri zaman kýrar dökerler seni ama evlat dersin onun söylediðine kýrýlýrsýn küsemezsin, ihtiyacým var der sen aç kalýrsýn elindekini avucundakini ona ulaþtýrýrsýn canýný ister hiç tereddütsüz canýný verirsin evlat ya. Ýþte ben büyük bir heyecanla 1977 yýlýnda TMMOB ile Ýstanbul a gitmek üzere kýzýmdan ilk kez ayrýlmýþtým. Ne heyecan yaþanýyordu, sýra sýra dizili yüzlerce otobüs, bizler gibi öðrenciler, büyüklerimiz. Hoþtu heyecanýmýz aslýnda heyecan deðildi o günkü inançtý, inanç. Bugün birçoðumuzun yitirdiði, bir çoðumuzun sadece muhabbette anýmsayýp hatta gözyaþý döktüðü mazimiz ve inancýmýz. Ýnancýný yitirmeyenler devam ediyor geçmiþi ve deðerleri anýmsamaya ve katký koyabildiðince meydanda mücadeleye ah o inanç neler yaptýrýr insana. Bana da 8 aylýk kýzýmý býraktýrýp Taksim e götürmüþtü o inanç 1977 yýlýnda. Bizim otobüslerde ön sýralara büyüklerimiz oturmuþtu, þimdi o büyüklerden bazýlarý ile hala meydanlarda birlikteyiz, bazýlarý da alacaðýný alamadan çoktan hakka yürüdü. Öyle kalabalýktý ki otobüs sýðamadýk ve bizim sýraya biz 3 kiþi oturduk. Liseden birlikte okuduðumuz Ayþe, Melih ve ben 2 kiþilik koltuðun 3 kiþisiydik. Ýnsan doluydu otobüs ama sýkýþmýyorduk, insan kadar da döviz, pankart vardý. BOLU DAÐI HEP SÝSLÝ MÝ OLUR? Bolu Daðýnda mola verecektik marþlar, türküler ve en önemlisi muhabbet inletiyordu otobüsü. Yemek için mola verdiðimiz yerdeki yiyecekler oradan ayrýlýrken tükenmiþti, hatta bazý arkadaþlarýmýz hiçbir þey yememiþti. Hani yanýmýzda aðabey, ablalar vardý ya onlar biraz daha hazýrlýklý gelmiþti onlarýn azýklarý aç kalanlara daðýtýldý tekrar yola koyulduk. Sisten göz gözü görmüyordu ön sýralarda oturanlar yavaþ yavaþ uyumaya baþlamýþtý ama ne gezer bizlerden onlarýn uyuma þansý yoktu hiç uyumadýk, hiç uyutmadýk. Ýstanbul dünya tarihi ve dünya güzelliðinin þehri uygarlýklarýn, farklýlýklarýn beraber yaþadýðý dünya þehri sana gelmiþtik. Aramýzda bu dünya þehrini ilk kez gören arkadaþlar vardý, köprüden geçerken kasýtlý olarak gürültüyü artýrdýk herkes uyansýn ve bu güzelliði birlikte paylaþalým diye. Gün yeni aðarýyordu, hafif bir sis vardý boðazýn üstünde ama bulutlarýn altýný hayal etmekte çok güzeldi gençtik ancak büyün bu güzellikleri de biliyorduk. Ýstanbul a ilk gelenler için otobüsün yer deðiþmesi durumunda nerelere gidileceði, buluþma yerleri bilgi olarak verildi. Otobüsler Beþiktaþ iskelesine yakýn bir yere býrakýldý ve bizler inmeye baþladýk otobüsten. Benim yanýmda aðabeyim de vardý. Onun arkadaþlarý ve TMMOB den benim tanýdýðým yakýn arkadaþlarým. Daha doðrusu bu otobüslerle gelen herkesi neredeyse tanýyordum çünkü öðrenci olanlar TMMOB gidip gelen öðrencilerdik. Büyüklerse eþimin oda yönetiminde olmasý nedeniyle çoðuyla yakýn iliþkilerim vardý. Otobüsten indikten sonra Teoman aðabey düþtü önümüze. O anda karþýmýzda duran hafif yokuþ olan bir yoldan Taksim meydanýna girecektik. Buram buram bir ekmek kokusu sardý etrafý, insanýn baþýný döndürüyordu cebimizde ki paralara bakarak sýcak ekmek, zeytin ve biraz kaþar aldýk, bölüþtük.( o zaman bölüþme vardý.) Anlatamam ne lezzetliydi bir an aklýma kýzým geldi aslýnda meme emiyordu da o zaman bedenim her annede olduðu gibi onun meme saatlerinde sinyal verirdi öylede oldu bir an içim çekildi. Caným kývýrcýk saçlým uyanmýþtýr, babasý çok ilgiliydi, aralarý çok iyiydi. Yýlýn çok uzun zamaný Ankara da olmadýðý için 1 Mayýs a Ýstanbul a gitme sýrasýný bana o önermiþti. Güvenerek çýkmýþtým yola ama irkildim, içim üþüdü herhalde yaþanacaklarý hissetmiþtim. Feridun un yanýmda olmamasý nedeniyle bir saniye yalnýz býrakmýyordu can dostlarým biri gidiyor biri geliyordu yanýma ve Teoman aðabey ve eþi hiç ayrýlmadýk alana girene kadar. Teoman aðabeyin eþi ilk kez böylesi bir eyleme katýlýyor biraz çabuk yoruluyor, üþüyor, acýkýyor ve bazen de þikayet ediyordu Teoman aðabey büyük bir sabýrla isteklerini yerine getiriyordu. Karýnlar doymuþtu meydan da bulunan ( o yýllarda tek tük olan) kafeler çay içmek için ve tuvalet ihtiyacý için sýra bekleyen insanlarla dolmuþtu. Adeta her yer daha sonra ki yýllarda tanýþtýðým metro duraðý gibiydi. Zaman yavaþ yavaþ ilerliyordu ancak biz daha hareket edememiþtik o yýllar telefon olmamasý nedeniyle arkadaþlar tabanvayla ön tarafa gidip iliþki kuruyor bize bilgi getiriyorlardý. Sadece müthiþ bir kalabalýðýn olduðunu ve bizleri beklediðini biliyorduk. Hareket edip alana vardýðýmýzda saat 15,30 olmuþtu. Taksim Meydaný hayallerimizdi, gençlik inancýmýzýn yýllardýr beklediði ve bugün þahit olduðu kavgamýzýn birliðiydi. Eðer o günden bugüne kalan acý hatýralarla dolu resimler ve o muhteþem kürsünün olduðu fotoðraf olmasaydý düþlemek ve anlatmak mümkün deðildi. BURASI TAKSÝM MEYDANI MIYDI YOKSA KIZIL MEYDAN MIYDI? Daha sonraki yýllar böylesi bir güzellik görmedik. KORKTULAR BU FOTOÐRAFTAN VE HAREKETE GEÇTÝLER. Kimler yoktu ki alanda sanatçýlar, kadýnlar, gençler, yaþlý kararlý komünistler, çocuklar vardý meydanda çocuklar. Dikkatimi bir sürü sanatçý çekmiþti ama belki ilk kez ve bir kez oraya giden biri vardý o zamanlarýn Cüneyt Arkýn ý beyaz bir takým elbise vardý üzerinde elinde de Cumhuriyet gazetesi kalabalýk bir gruptular. Daha sonra hiç duymadým böylesi bir eylemde demek o gün Taksim Meydaný gerçekten Kýzýl Meydandý. GELECEÐÝMÝZ OLAN ÇOCUKLAR VARDI MEYDANDA. KIZIM NE YAPIYORDU ACABA? Davullar, zurnalar, halaylar, renkler, allar vardý meydanda allar. Konuþmalar baþladýðýnda saat herhalde 17,00 olmuþtu hareket dalgalýydý her taraf konuþmada dinleniliyordu ama coþku artýk taþýyordu. Birden bir þey oldu çok anýmsamýyorum yerde yatýyordum üzerimden 2-3 kiþinin geçtiðini anýmsýyorum. Yerdeyken her iki kolumdan da birer kiþi tuttu biri aðabeyim diðeri Ersin di hýzla yerden kaldýrýp savurdular. Bende akýp giden kalabalýkla akýyordum neresi olduðunu bilmediðim bir yolda. Kafamýzýn üzerinde adeta arý kovanýna çomak sokulmuþ ve arýlar daðýlmýþ gibi bir uðultudur gidiyordu. Bir an sonlarda kaldýðýmý gördüm ve fýrsat bulup geriye baktým arkada büyüklüðü ve azameti müthiþ olan otelden geliyordu bu kovanlar. Hatta çok yakýnýmýzdan geçiyordu. Demek ki o tarafa daha yakýndým. Hýzlandýk aðabeyimle bir duvar vardý önümüzde oradan atlayýp caddeye devam edeceðiz ve odayý biliyordu oraya gidecektik. Kafamý kaldýrdým karþýya doðru baktýðýmda Medet ve Ersin in duvarýn üzerine çýkmýþ ateþin nereden geldiðine baktýðýný gördüm delirmiþlerdi herhalde çünkü kovan daðýlmýþtý ya Arýkovaný etraf arýyla dolmuþtu. Çekip onlarý indirdik duvardan ne yapýyorsunuz diye sorduðumuzda ateþin nereden edildiðine dediler bu þuursuz bir haldi. Þimdi bir maraton baþlamýþtý o ara kýzým aklýma gelmedi þimdi anýmsayýnca gözüm doluyor. Artýk arkamýza bakamýyorduk çünkü tam bir can pazarýna dönmüþtü Taksim Meydaný. Ara sokaklara daðýlan insanlar polis arabalarýyla geri püskürtülüyordu koca caddelerden insanlar akýyordu nereye olduðunu bilemeden. Diðer arkadaþlarýmýz biraz orada kalacaklarýný söylediler bizde cebimizdeki biraz paraya güvenerek sonradan Divan Otel olduðunu öðrendiðim bir otelden içeri girip çay içeriz diye otelin kapýsýna yöneldik kapýdaki görevli kraldan çok kralcý tavrýyla bize saldýrdý öyle bir kovalýyordu ki biz epey süre soluksuz ÝMO doðru koþturuyorduk. Odaya gittiðimizde karþýlaþtýðýmýz manzara çok kötüydü kapý duvar olmuþtu, açýlmadý. Düþünmediðimiz bir durumdu böyle bir olay yaþanacaðý. Tek bir adres almýþtýk yanýmýza, odanýn altýndaki pastanede oturup zaman geçirdik bir süre. Siren sesleri azaldý, aþaðý doðru akan kalabalýk 1 Mayýs için gelenlerin yerine asýl sahiplerine kaldý. Artýk geçen dakikalarla yüzleþme zamaný yaklaþýyordu otobüsleri býraktýðýmýz yere doðru gitmeye baþladýk. Ulaþtýðýmýzda tek tük insanlar vardý birbirimizden haber almaya çalýþýyorduk. Söylenilen saate kadar bekledik bizim otobüsümüz dolmuþtu, diðerleri de büyük ölçüde ama hala yüzleþmemiþtik yaþadýklarýmýzla. Hareket saati gelmiþti en doðru haberi alacaðýmýz yer artýk otobüsün radyosuydu ve açtýk radyoyu heyecanla anlatýyordu spiker; 1 Mayýs Kutlamalarýnýn yapýldýðý Taksim Meydanýnda olay çýktý diyordu ve saymaya baþlamýþtý, 1 ölü, 2 ölü ve devam etti. Gelirken yaþadýðýmýz mutluluk ve heyecanýn yerini kuþku, korku, acý ve isyan sarmýþtý ama ne çare döndük býraktýk bir sürü duygumuzu gömdük Taksim Meydanýnýn asfaltýnýn altýna ve döndük. Gelirken o heyecanla içeri girip yiyip içtiðimiz yerde sadece tuvalet ihtiyacý olanlar için duruldu, yol uzadý, karardý, sis artý adeta dönüþ patlayan bir yanardaðýn muhteþem görüntüsünün ardýndan yakýp yýktýðý köylerin hali gibiydi, omuzlarýmýz düþmüþtü. Kýzým geldi aklýma ama þehre girdiðimiz zaman gün aðarmýþtý. Otobüslerden Kýzýlay da TMMOB nin olduðu yere yakýn bir yerde indirdiler, dolmuþla eve doðru gitmek üzere tekrar yola çýktýk. Eve gittiðimde kýzým tertemiz çamaþýr giydirmiþ babasý yüzükoyun yataðýnda uyuyordu. Belki ilk defa uyandýrdým uykudan sarýldým, kokladým, için acýdý kavuþmakta varmýþ oralarda dostlarý býrakmakta. Çok merak etmiþlerdi bizimle giden arkadaþlarýn aileleri bize gelenler olmuþtu bir haber alabilir miyiz diye bizde sakinleþip dönmüþlerdi. O günlerden sonra çok düþündüm bazý þeyleri unutamadýðýmda otelin kapýsýndan bizi kovalayan otelin güvenlik görevlisiydi, halbuki biz onun içinde gelmiþtik Taksim Meydanýna. Ona anlatamamýþ mýydýk kendimizi yoksa o kendini kurtulmuþ olarak gördüðü için miydi bize öylesine öfkesi. Bir de kýzýmýn kokusu. Ýþte o gün bugündür Taksimde Kýzýl Meydaný daha yaþamadýk, sadece Kýzýl Meydaný deðil o birliði, o dayanýþmayý, O DÝRENCÝ VE DAÐILIÞI. 20.04.2013 Emel, Sungur Uzman

Louis Althusser, Tek Materyalist Gelenek: 1. Spinoza da (çev. Cemal Bâli Akal), Etika nýn birinci kitabýnýn, Ek bölümüne dikkat çekerek, Spinoza nýn, bu bölümde dinsel ideoloji eleþtirisi yaptýðýný söyler. Spinoza, insanlarýn, doðadaki tüm þeylerin týpký kendileri gibi belli bir erek uðruna davrandýðýný sandýðýný ve bu imgelemle hareket ettiðini, bu imgeleminse bir yanýlsama olduðunu ileri sürmektedir. Öyledir ki, der Spinoza, insanlar, tanrýnýn bile tüm þeyleri belli bir ereðe yönelttiðini söyler. Ýmgelem, insanbiçimcidir ve insanbiçimci olduðu ölçüde yanýlsamadýr. Althusser in dinsel ideoloji eleþtirisi derken, ideoloji kavramýyla kastettiði baðlam, iþte bu yanýlsama durumudur. Ýmgelem yanýlsamalardan oluþmaktadýr. Dolayýsýyla denilebilir ki insanýn tüm imgelemi ideoloji içerir. Marx ýn Alman Ýdeolojisi, her ne kadar Spinoza ya atýfta bulunmasa da, Etika nýn birinci kitabýnýn Ek bölümündeki analizi devralarak baþlar. Önsöz deki bu ünlü girizgâh, bilindiði gibi þöyledir: Ýnsanlar þimdiye dek kendileri hakkýnda, ne olduklarý ve ne olmalarý gerektiði hakkýnda daima yanlýþ tasavvurlar geliþtirdiler. Ýliþkilerini, tanrý tasavvurlarýna, normal insan tasavvurlarýna vb. göre düzenlediler. Kendi beyinlerinin ürünlerine hâkim olamadýlar. Yaratýcýlar, kendi yaratýlarýnýn önünde diz çöktü. Biz onlarý boyunduruðu altýnda köreldikleri kuruntulardan, fikirlerden, doðmalardan, hayali yaratýklardan kurtaralým. Fikirlerin bu egemenliðine isyan edelim. Alman Ýdeolojisi, Marx ve Engels in Kutsal Aile ile Komünist Manifesto arasýndaki dönemde birlikte yazdýklarý ama tarihe bakýþ tarzlarýnýn seçikleþtiði bir kitap. Çalýþma, Kutsal Aile ye getirilen dolaylý eleþtirileri geri püskürtmeyi içermekle birlikte, teorik temelde, kendi dönemlerindeki Alman felsefesinin ideolojik tarzlarýyla hesaplaþtýklarý bir çalýþmadýr. Alman Ýdeolojisi, Alman ideolojisinin eleþtirisidir. Dolayýsýyla Komünist Manifesto, Alman Ýdeolojisi ndeki polemikle elde edilen teorik özgüveni içerir. Ýçerik bakýmýndan Ludwig Feuerbach, Bruno Bauer ve Max Stirner gibi düþünürlerin þahsýnda, Alman felsefesinin yeni Hegelci versiyonunun eleþtirisi olan Alman Ýdeolojisi, Marx ve Engels in 1845 ile 1846 yýllarýnda yaptýklarý çalýþmanýn bir sonucudur. Çalýþma, baþlangýçta iki cilt olarak tasarlanýr. Ýlk ciltte, Feuerbach, Bauer ve Stirner in felsefi görüþlerinin eleþtirisini içerirken; ikinci cilt ise, o yýllardaki, Alman düþüncesinde yer alan hakiki sosyalizm görüþünün çeþitli temsilcilerinin eleþtirisini içerecektir. Birinci cilt, iki ana bölüm tarzýnda tasarlanýr. Birinci bölüm, Ludwig Feuerbach ýn felsefesinin eleþtirisini kapsayacaktýr. Bu bölüm, baþlangýçtaki tasarýyý kapsamasý ölçüsünde bitirilememiþ, bugünkü haliyle kalmýþtýr. Daha önce, Alman Ýdeolojisi (Feuerbach) (çev. Sevim Belli) adýyla yayýmlanan edisyon, bu kýsýmdan oluþmaktadýr. Kitabýn kapaðýndaki (Feuerbach) altbaþlýðý da, kitabýn, asýl metnin bütününü deðil, sadece Feuerbach bölümünü içerdiðini belirtir. Kaldý ki, yaygýn olarak Alman Ýdeolojisi diye yayýmlanan versiyon, birinci cildin birinci bölümünden oluþan versiyondur. Leipzig Konsili üstbaþlýðýný taþýyan Bauer ve Stirner ýn görüþlerinin eleþtirisini içeren ikinci bölüm ise, neredeyse tamamlanmýþ. Fakat Marx ve Engels, çalýþmayý yayýmlayacak bir yayýncý bulamaz. Kitaptan bir iki makale yayýmlansa da, Alman Ýdeolojisi bütün halinde bir kitap olarak, Marx ve Engels hayatta iken yayýmlanma imkâný bulamaz. Yapýtýn tamamý, yazýlýþýndan ancak seksen altý yýl sonra Sovyetler Birliði nde, Marx-Engels- Lenin Enstitüsü tarafýndan, 1932 de Almanca, 1933 te ise Rusça olarak yayýmlanýr. Tamamlandýðý yýllarda Almanya da yayýmlansaydý, gerek o dönem içinde gerekse daha sonraki süreçteki etkisi ne olurdu? Bu, kuþkusuz bilgisel temelli bir yanýtý olmayan ancak bir adalet talebini de ifade etmesi bakýmýndan dile getirilmesi gereken bir soru. Ama asýl üzerinde durulmasý gereken soru sanýrým þu: Alman Ýdeolojisi nin tam metni, bize, bugün içinde yaþadýðýmýz dünyanýn sorunlarýnýn zorluðu karþýsýnda, ne türden bir teori saðlayacaktýr? Daha kýsa yoldan dile getirirsek, yani Alman Ýdeolojisi nin tam metni, bugün ne iþe yarar? Biçimsel bakýmdan, hesaplaþýlmasý ve geçersizleþtirilmesi gereken hiçbir argüman, hiçbir dönem ve evrede göz ardý edilmemelidir. Ýçerik bakýmýndan ise, temel kriterin þu argümanda gizli olduðunu dikkatten kaçýrmamak gerekir: Bireylerin ne olduklarý, onlarýn maddi üretim koþullarýna baðlýdýr. Türk solunun bir eðilimi, taraftarlarýna dinsel olanýn tartýþmaya açýlmamasýný, dini konularla ilgili tartýþmalardan uzak durulmasý gerektiðini ileri sürer ve bu ileri sürümü bir tür telkin aracý olarak kullanýr. Bir ihtiyatlýlýk kaygýsýndan çok, bir strateji izlenimi verir bu eðilim. Dayanaðýný, felsefi bir temelden çok, aslýnda teoloji bilgisinin eksikliðinden alan bir stratejidir bu. Tersi durumda, Spinoza nýn Teolojik-Politik Ýnceleme si ile Marx ýn Alman Ýdeolojisi nin yazýlma nedenini nasýl açýklamak gerekir? Açýklayýcý notlar Kitapta, teknik bakýmdan önemli olan, isim dizini nin yanýnda, bir de literatür dizini nin yer almasý. Bu dizinde, Marx ve Engels in alýntýladýklarý çalýþmalarýn, sözünü ettikleri yazýlarýn, künye bilgisi verilmekte. Ama daha önemlisi, açýklayýcý notlar bölümü. Açýklayýcý Notlar da, Marx ve Engels in, tercih ettiði Almanca terimlerin 19. yüzyýldaki baðlamlarý, felsefi anlayýþlarla ilgili terimlerin baðlamlarý hakkýnda bilgi verilmekte. Bu dizin ve notlar, Alman Ýdeolojisi türünden bir kitabýn, özellikle yazýldýklarý dönemden sonra anlaþýlmasý için elzem niteliðindedir. Bu türden kýsýmlar, genellikle kitap maliyetini artýrdýðý gerekçesiyle yaygýn olarak çeviriden düþürülürdü. Alman Ýdeolojisi ni, üniversiteye kayýt yaptýrdýðým sene, 1983 ün güz aylarýnýn birinde almýþtým; Zafer Çarþýsý ndaki kitapçýlarýn birinden, çarþýnýn giriþ merdivenlerinin tam karþýsýna denk gelen kitapçýdan; giriþte, soldaki raflarýn en altýnda, baþka türden kitaplarýn arasýnda unutulmuþ. Unutmam. Þimdi, Alman Ýdeolojisi nin bu tam metin çevirisini, Ankara daki Evrensel Kitabevinde görünce, doðrusu gayriihtiyari çok komik! dedim, çok komik! Daha önceki metnin, asýl metnin tamamý olmadýðýný biliyordum ama asýl metnin de bu denli devasa bir yapýt olduðunu bilmiyordum. Beþ yüz sayfalýk metnin sadece yetmiþ sayfasý çevrilmiþ. Ama sanýrým bu durum sadece Türkiye için geçerli deðil. Son olarak, bu türden bir polemik kitabýnýn çevirme iþinin çok dikkat isteyen zor bir iþ olduðunu belirtmek gerekiyor. Tonguç Ok ile Olcay Geridönmez i tebrik etmek gerekir. ALMAN ÝDEOLOJÝSÝ Karl Marx, Friedrich Engels Çeviren: Olcay Geridönmez, Tonguç Ok Evrensel Basým Yayýn 2013, 600 sayfa, 32 TL. Radikal Kitap

Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Hüseyin KAÝM Ardahan Üniversitesi Ýnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Âþýk Zülali Konferans Salonu nda, ARÜ Öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Serkan Kükrer in konuþmacý olarak katýldýðý "Halk Saðlýðý Açýsýndan Çýldýr Gölü nün Kirlilik Düzeyi" isimli bir konferans gerçekleþtirildi. Ardahan Üniversitesi nin baþlattýðý Çýldýr Gölü ile ilgili "Çýldýr Gölü Yüzey Sedimentlerinde Klorofil Bozunma Ürünleri ve Organik Karbon Seviyelerinin Belirlenmesi" adlý araþtýrmanýn bulgularý ve deðerlendirmelerinin paylaþýldýðý konferansta, Çýldýr Gölü ndeki mevcut kirlilik ve olasý tehlikelerle ilgili dikkat çeken uyarýlar yapýldý. Programa; Ardahan Üniversitesi Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Orhan Söylemez, Ardahan Üniversitesi akademisyenleri ve Ardahan Üniversitesi öðrencileri katýldý. Programýn açýlýþ konuþmasýný Ardahan Üniversitesi Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Orhan Söylemez yaptý. Prof. Dr. Söylemez, Çýldýr Gölü nün önemine deðinerek, Çýldýr Gölü nün denizden 2000 metre yükseklikte ve içilebilir suyu olan dört gölden birisi olduðunu vurguladý. YRD. DOÇ. DR. KÜKRER: ÇILDIR GÖLÜ NDEKÝ KÝRLÝLÝÐE KARÞI ACÝL ÖNLEMLER ALINMASI GEREKÝYO Prof. Dr. Söylemez in ardýndan söz alan Yrd. Doç. Dr. Kükrer ise, Ardahan Üniversitesi akademisyenlerinden Yrd. Doç. Dr. Sebahat Þeker ve Yrd. Doç. Dr. Z. Tuðba Abacý ile Tunceli Üniversitesi nden Yrd. Doç. Dr. Banu Kutlu yla beraber yapmýþ olduklarý "Çýldýr Gölü Yüzey Sedimentlerinde Klorofil Bozunma Ürünleri ve Organik Karbon Seviyelerinin Belirlenmesi" isimli araþtýrmalarýyla ilgili bir sunum gerçekleþtireceklerini bildirdi. Çýldýr Gölü yle alakalý hiçbir araþtýrmanýn bulunmadýðýný, böyle bir çalýþmayý ilk defa Ardahan Üniversitesi nin baþlattýðýný ve bunun neticesinde Çýldýr Gölü nde kirlilik düzeyinin arttýðýný tespit ettiklerini hatýrlatan Yrd. Doç. Dr. Kükrer, "Çýldýr Gölü; ekonomik, turistik, estetik ve ekolojik anlamda Ardahan için büyük bir öneme sahiptir. Buna raðmen endüstriyel atýklarýn gölde neden olduðu kirlilik büyük bir tehlike oluþturmaktadýr. Çünkü önlem alýnmaz ise bu atýklardaki aðýr metaller kanser riskini de arttýrabilir." diyerek, bir an önce önlem alýnmasý gerektiðini ifade etti. Öte yandan su kirliliðine karþý alýnabilecek bazý önlemlere deðinen Yrd. Doç. Dr. Kükrer; "Tarlalarda gübrelerin teraslandýrma yaparak göle ulaþmasý engellenmeli ve ayný zamanda tarýmsal alanlar dikkatle incelenerek bölgenin sürekli izlenmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandý. `SARI BALIK GÖNÜL RAHATLIÐIYLA YENÝLEBÝLÝR Çýldýr Gölü nde tutulan ve yöre halký için önemli bir yere sahip olan `sarý balýk üzerinde yaptýklarý araþtýrmalara da yer veren Yrd. Doç. Dr. Kükrer; "Göldeki aðýr metalleri tespit edince araþtýrmayý bir adým daha ileriye taþýyarak göldeki balýklarý da inceledik ve gölden balýk örnekleri topladýk. Gölün meþhur balýðý olan `sarý balýk ile ilgili örnekleri topladýk. Topladýðýmýz örnekleri Ýzmir e gönderdik ve analizlerini yaptýrdýk. Edindiðimiz sonuçlara göre `sarý balýk ta halk saðlýðý açýsýndan herhangi bir olumsuz sonuca rastlanmadý." sözleri ile Çýldýr Gölü nün meþhur `sarý balýðý nýn gönül rahatlýðýyla yenilebileceðini söyledi. Ayrýca Çýldýr Gölü yle ilgili gerçekleþtirdikleri araþtýrmanýn önemine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Kükrer, "Yaptýðýmýz çalýþma `Uluslararasý Ekoloji Kongresi nden kabul gördü. Haziran ayýnda Nevþehir de uluslararasý bir sempozyumda çalýþmanýn tamamýný sunacaðýz." þeklinde konuþtu. Program, Ardahan Üniversitesi akademisyenleri ve öðrencilerinin sorularýnýn ardýndan sona erdi. Bölümü öðrencileri katýldý. Çalýþtayda Öðretim Görevlisi Leila Rus Pirvana, katýlýmcýlarý cam boyama tekniðinin tarihçesi ve boyama teknikleri hakkýnda bilgilendirdi. Akrilik ve yaðlý boyayla birlikte ahþap çerçeve boyama tekniðinin uygulamalý olarak katýlýmcýlara gösterildiði çalýþtayda, öðrencilerin yaptýklarý çalýþmalar cam üzerine katmanlar halinde renklendirildi. Sulucakarahöyük/NEVÞEHÝR Cuma Onur ÞAHÝN Nevþehir Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde'Cam Boyama Tekniði Çalýþtayý' düzenlendi. Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünde düzenlenen çalýþtaya; Resim Bölümü Baþkaný Yrd. Doç. Dr. Banu Davun, Öðr. Gör. Savaþ Kurtuluþ Çevik, Araþtýrma Görevlileri Ümit Güvendi Ulutaþ, Aslý Çetin, Hatice Aybike Ak'ýn yaný sýra Romanya Ovidius Constanta Üniversitesi Öðretim Görevlisi Leila Rus Pirvana ve Resim Daha sonra vernikle sabitlenen eserler boyanmýþ ahþap çerçevelere monte edilerek sergilendi. Çalýþtay sonunda deðerlendirmede bulunan Resim Bölümü Baþkaný Yrd. Doç. Dr. Banu Davun, düzenlenen çalýþtayýn öðrenciler açýsýndan çok eðitici ve verimli bir þekilde geçtiðini söyledi. Çalýþtay sonunda Öðretim Görevlisi Leila Rus Pirvana tarafýndan katýlýmcýlara sertifikalarý verildi.

1978 aralýk ayýnda yaþanan ve Alevilerin katledildiði Maraþ Katliamý, insanlýðýn gördüðü en vahþi katliamlardan birisidir. Hamile kadýnlarýn karýnlarýndan ceninlerin çýkartýlarak duvarlara vurulduðu bir katliamda baþka nelerin yaþandýðýný, insan denilen yaratýðýn yeryüzündeki canlýlarýn en vahþisi olarak sergilediði marifetleri buraya sýralayarak tüm gününüzü alt üst etmek istemem. Maraþ Katliamý ile ilgili dava, bölge sýkýyönetim mahkemesi tarafýndan yürütüldü. Yargýlamalarda davanýn bir numaralý sanýðý olan Ökkeþ Kenger suçsuz bulundu ve beraat etti. Ökkeþ Kenger üzerine düþen bu kötü imajý silmek için midir bilinmez, soy ismini deðiþtirip Þendiller soyadýný aldý. Daha sonra 1991 yýlýnda düzenlenen genel seçimlerde ise Refah Partisi ile Milliyetçi Çalýþma Partisinin ortak adayý olarak Kahramanmaraþ milletvekili seçildi. Kenger, Meclis Ýnsan Haklarý Ýnceleme Komisyonu üyeliði dahi yaptý. Kenger, MÇP den BBP ye geçti ve 2008 yýlýna kadar, bugünlerde demokrasi kahramaný ilan edilmeye çalýþýlan BBP Genel Baþkaný Muhsin Yazýcýoðlu nun yardýmcýlýðýný yaptý. Geçen yýl, 12 Eylül askeri darbesinin yargýlanmasýna baþlandý. Bu yargýlama sýrasýnda MÝT ten Maraþ Katliamý ile ilgili belgeler istendi. MÝT ten gelen ve dosyaya konan belgeler hayli ilginçti. O belgeler Maraþ Katliamý dosyasýnýn yeniden açýlmasýný ve yargýlamanýn yeniden yapýlmasýný gerektirir niteliktedir. Belgelerin içeriði kamuoyuna yansýdý, birçok gazete ve haber sitesinde de yayýnlandý. O belgeler Ökkeþ Kenger Þendiller in yeniden yargýlanmasýný gerektirir niteliktedir. Oysa bu kiþi 12 Eylül davasýnda da tanýk olarak yer alýrken yine MÝT belgelerine göre zan altýnda bulunan ülkücü hareketin temsilcisi MHP de maðdur sýfatýyla davaya müdahil olarak kabul edildi. Bunlar yetmiyormuþ gibi Ökkeþ Þendiller, 2009 yýlýnda da Alevilerin yaþadýðý sorunlara çözüm bulmak amacýyla düzenlenen Alevi Çalýþtaylarýna da engin fikrini ve zikrini aktarmasý için davet edildi. Tabii ki olan oldu ve Alevi kamuoyu yoðun tepki gösterdi. Þerafettin Halis, Ferhat Tunç gibi isimler çalýþtaylara katýlmayý reddederken birçok katýlýmcý da Ökkeþ gelirse biz katýlmayacaðýz diye bakanlýða bilgi verdi. Alevi kurumlarý da art arda tepkilerini gösterdiler. Bütün bu tepkiler karþýsýnda Ökkeþ Þendiller e gelme denildi ve Ökkeþ çekildi. Aleviler üzerinde yapýlan anket çalýþmalarýnda Çalýþtaylara Ökkeþ in çaðrýlmasý kýrýlma noktasý olarak aktarýlýyor. Yani Ökkeþ in Alevi Çalýþtaylarýna davet edilmesi Alevilerin çözümden yana umudunun sýfýrlandýðý gün olarak akademisyenlerin çalýþmalarýna veri olarak düþülmektedir. Ben de Ökkeþ e en aðýr sözü söylediðim iddiasýyla yargýlandým ve faiziyle birlikte 6 bin TL para cezasýna çarptýrýldým. Ben bir Alevi kurum baþkaný olarak görevimi yaptým. Alevilerin haklý mücadelesinde hassas olduðu konulardaki tepkilerini dile getirdim. Cezanýn bedeli þu veya bu þekilde ödenir. Mesele para deðildir, bu ceza Alevi toplumun ortak tepkisine karþý verilmiþ bir cezadýr. Esas hakareti o kiþiyi Alevi çalýþtayýna çaðýranlar yapmýþtýr. Hükümetin bizimle yaptýðý Alevi çalýþtaylarýndan, Alevilerin hayrýna bir sonuç çýkmadý. Zaten bir umudumuz, beklentimiz de yoktu. Hükümet þimdi otursun baþta Ökkeþ Þendiller olmak üzere Maraþ Katliamý sanýklarý, Çorum Katliamý sanýklarý, Sivas Katliamý sanýklarý, Gazi ve Ümraniye Katliamý sanýklarý ile yeniden bir Alevi Çalýþtayý düzenlesin. Bu arada Dersim Katliamý ile övünen ve failliðini üstlenmeye hevesli çok sayýda Alevi de var zaten, onlarý da alýr heyeti tamamlamýþ olursunuz. Biz de tazminat ödemeye devam ederiz. Biz bu tazminatlarý öderiz ödemesine de siz bu utancý anlýnýzdan silebilir misiniz? Sulucakarahöyük/ANKARA Yýlmaz KIZILIRMAK Diyarbakýr 78 liler Derneði, Diyarbakýr 5 No lu Cezaevi Müze olsun talebiyle Cezaevinin Ýnsan Haklarý Müzesi yapýlmasý için topladýklarý 100 bine yakýn imzayý Meclise sunmak üzere 17 Nisan Çarþamba akþamý Diyarbakýr dan yola çýktýlar. Yola çýkmadan önce, Diyarbakýr Fatih Lisesi önünde bir basýn açýklamasý yapan Diyarbakýr 78 liler Derneði yöneticileri, topladýklarý imzalarý Meclise, Cumhurbaþkanlýðýna, Baþbakanlýða ve Adalet Bakanlýðýna vereceklerini söylediler. Diyarbakýr 78 liler Derneði adýna açýklamayý yapan Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet ANDÝÇ, taleplerini gerçekleþmesi için topladýklarý imza sayýsýnýn 100 binlere ulaþtýðýný ve bunun kendilerinin birkaç yýllýk faaliyetiyle ortaya çýktýðýný söyledi. ANDÝÇ, topladýklarý imza ve talepleriyle ilgili AKP, CHP ve BDP Grup Baþkanlarý ya da vekilleriyle görüþtüler, ayrýca 18 Nisan perþembe günü Ankara da 12 Eylül askeri faþist darbesini gerçekleþtirenlerin yargýlandýðý duruþmaya da katýldýlar. ANDÝÇ yaptýðý açýklamada; Devlet Kürtler ile barýþmak istiyorsa Diyarbakýr 5 No lu Cezaevi ni mutlaka Ýnsan Haklarý Müzesi ne dönüþtürmelidir dedi. Gerçekleþen açýklamanýn ardýndan dernek üyeleri ve dostlarý, otobüse binerek Ankara ya doðru yola çýktý. Gece boyunca yolculuk yapan Diyarbakýr 78 liler Derneði aktivistleri, perþembe günü saat: 13:00 de Meclis e ulaþtý. Aralarýnda ÝHD Diyarbakýr Þube Baþkaný Raci BÝLÝCÝ, Diyarbakýr Barosu Baþkaný Tahir ELÇÝ, Barýþ Analarýndan Sakine ARAT ýn da bulunduðu Diyarbakýr heyeti, TBMM Dikmen Kapýsý önünde BDP Grup Baþkanvekili Ýdris BALUKEN, BDP PM Üyesi Hüseyin GEVHER, BDP Ankara Ýl Eþ Baþkanlarý ve Yönetim Kurulu Üyeleri, ESP, SDP, EHP, TKP 1920 temsilcileri ve 78 liler Giriþimi Sözcüsü Celalettin CAN ile buluþtu. TBMM Dikmen kapýsý önünde, SÖZÜMÜZ VAR DÝYARBAKIR 5 NOLU ASKERÝ CEZAEVÝ ÝNSAN HAKLARI MÜZESÝ OLACAK- PEYMANA ME DÊ GÝRTÎGEHA LEÞKERÎ YA AMEDÊ YE 5 NOLU BÝBE MUZEYA MAFÊN MÝROVAN yazýlý pankart açan Diyarbakýr 78 liler Derneði aktivistleri, burada talepleriyle ilgili bir basýn açýklamasý yaptý. Dernek adýna açýklama, Celalettin CAN tarafýndan yapýldý. Açýklamanýn tamamý þöyle; Diyarbakýr Cezaevi Gerçeðini Araþtýrma ve Adalet Komisyonu nun beþ yýl süren çalýþmalarý ve 1980 1984 döneminde Diyarbakýr Cezaevi nde yatmýþ olanlara daha önce yayýmlamýþ olduklarý tanýklýklar, bu cezaevinin çok özel bir rejime tabi, bir tür toplama ve eziyet kampý olarak iþlev gördüðünü hiçbir kuþkuya yer býrakmayacak þekilde göstermektedir. Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ Sertaç DANACI Alevi örgütleri, 12 Mayýs ta Ankara da düzenleyecekleri Büyük Alevi Kurultayý nda Kürt sorununda gelinen müzakere sürecini konuþacak. Alevi Kültür Dernekleri, Pir Sultan Abdal Kültür Derneði, Narlýdere Alevi Bektaþi Derneði, Çamþýhý Hüseyin Abdal Derneði, Sultangazi Pir Sultan Abdal 1980 1984 askeri cunta döneminde Türkiye deki bütün cezaevlerinde yoðun baský, iþkence ve yýldýrma politikalarý uygulanmýþtýr. Diyarbakýr Cezaevi nde ise buna ek olarak, insanlarýn etnik kimlikleri ve dillerini aþaðýlama ve yok etme hedefiyle, baský ve keyfiyet derecesi katmerli bir þekilde arttýrýlmýþtýr. Bu Cezaevi nde uygulanan iþkence yöntemlerinin çeþitliliði ve dozu, uygun koþullar saðlandýðýnda, 12 Eylül darbecilerinin topluma dönük baský ve terör politikalarýnýn sýnýrsýzlýðýndan öte, insanýn hemcinslerine karþý kötücül yaratýcýlýðýnýn sýnýrsýzlýðýný ortaya koymaktadýr. 1980 1984 döneminde devlet, Diyarbakýr Cezaevi ndeki uygulamalarýnýn apaçýk gösterdiði gibi, Kürt kimliðini baský, aþaðýlama, iþkence ve bazen doðrudan katletme yollarýyla bertaraf etmeyi denemiþtir. Sonuç olarak, bu cezaevinde yatan binlerce ve büyük çoðunluðu Kürt olan insan bedensel ve ruhsal olarak örselenmiþ, onlarcasý katledilmiþ, yüzlercesi sakat býrakýlmýþtýr. Bu Cezaevi nde yaþananlar, Türkiyeli Kürtlerin toplumsal hafýzasýnda Diyarbakýr Cezaevi yoðun acý yüklü sembolik bir yere sahiptir ve maruz kalýnan haksýzlýðý, adaletsizliði ve direniþ ruhunu iþaret eder. Türkiye nin diðer kesimlerine ise Diyarbakýr Cezaevi nde yaþananlar ve bunlarýn sonuçlarý pek bilinmez, gözden ýrak tutulur. Bu cezaevinde uygulanan vahþetin hiçbir sorumlusu hakkýnda þimdiye kadar hiçbir iþlem yapýlmamýþtýr. Hakikatlerimizle yüzleþme konusunda Diyarbakýr Cezaevi nin özel ve kritik bir önemi vardýr. Son dönemde gündemleþen Barýþ ve Çözüm politikalarýný kalýcýlaþtýrmak istiyorsak, toplumsal barýþ ve adalet ekseninde, yakýn tarihimizin böylesi karanlýk sayfalarýnýn bütün ayrýntýlarýný resmi hakikat komisyonlarýyla ortaya sermeli, sorumlularý tespit etmeli, bu bilgiyi toplumsallaþtýrmalý, maðdurlardan resmen özür dileyerek onlarý onurlandýrmalý ve bir daha asla diyebilmek için kötülüðün sembolü haline gelmiþ olan yerleri koruyarak iyiliðin sembolü haline dönüþtürebilmeliyiz. Diyarbakýr Cezaev ni okula dönüþtürmek yada yýkmak oldu bitti, unutalým gitsin demektir. Halbuki bu cezaevi, hem unutulamayacak kadar derin izler býrakmýþtýr, hem de böylesi bir unutma talebi maðdur ve yakýnlarý açýsýndan ciddi bir saygýsýzlýktýr. 17 Nisan 2013 Çarþamba günü/, bir süre önce açtýðýmýz ve sonuçlandýrdýðýmýz imza kampanyasýnda topladýðýmýz 100 bin imzayý, TBMM Dilekçe Komisyonuna ve onun aracýlýðýyla, Cumhurbaþkanlýðýna, Baþbakanlýða, TBMM Baþkanlýðýna, AK Parti, CHP ve BDP Grup Baþkanvekilliklerine sunduk. Talebimiz, Diyarbakýr Cezaevi nin yapý olarak aynen korunarak, yaþanmýþlýklarý sergileyen, maðdurlarý onurlandýran, toplumu eðiten, dolayýsýyla toplumsal hafýzanýn olumlu ve yapýcý bir yönden yeniden kurulmasýna katkýda Derneði, Ankara Dersimliler Derneði, Divriði Kültür Derneði ve Kýzýlýrmak Yerel Dernekler Federasyonu, Hacý Bektaþ Veli Anadolu Kültür Vakfý nýn çaðrýsý ile Türkiye de yaþanan son süreci deðerlendirmek üzere Ankara da bir araya geldi. Gelinen siyasal sürecin ve Alevilerin son durumununda deðerlendirildiði toplantýda, süreçle ilgili bölge toplantýlarýnýn yapýlmasý, çýkacak karar ve sonuçlardan bulunan, barýþ ve kardeþlik sembolü bir Ýnsan Haklarý Müzesi ne dönüþtürülmesidir. Açýklama sýrasýnda kitle sýk sýk GÜN GELECEK DEVRAN DÖNECEK DARBECÝLER HALKA HESAP VERECEK ÝNSANLIK ONURU ÝÞKENCEYÝ YENECEK sloganlarýný haykýrdý. BDP Grup Baþkanvekili Ýdris BALUKEN de yaptýðý konuþmada, yapýlan araþtýrmalara göre Diyarbakýr Cezaevi nin Dünya nýn en insanlýk dýþý iþkencelerinin uygulandýðý cezaevleri sýralamasýnda ilk 10 a girdiðini vurguladý. Diyarbakýr Cezaevi nin ayný zamanda Dünya da en güçlü direniþlerin de gerçekleþtiði bir cezaevi olduðuna iþaret eden BALUKEN, Esat Oktay YILDIRAN ve ekibinin iþkencelerine karþý MAZLUM DOÐANLARIN, HAYRÝ DURMUÞLARIN, FERHAT KURTAYLARIN ortaya koyduklarý direniþlerin inkar, ret ve asimilasyonla Kürt halkýna dayatýlan bütün kirli politikalarý bertaraf eden bir emsal teþkil ettiðini hatýrlattý. Diyarbakýr Cezaevi nin mutlaka bir insan haklarý müzesi olarak yaþatýlmasý gerektiðini belirten BALUKEN, önümüzdeki süreçte Diyarbakýr Cezaevi nin hem bu utanç sayfasýný teþhir edecek þekilde hem de bu görkemli direniþ sayfasýný bütün insanlýða gösterecek þekilde ebedi bir müze olarak kalmasý için her türlü çabayý göstereceklerini söyledi. Toplanýlan 100 bin imzanýn sembolik bir deðer taþýdýðýna iþaret eden BALUKEN, BDP ye oy veren 3 milyona yakýn insanýn imzasýnýn bu dilekçelerin altýnda olduðunu kaydetti. Diyarbakýr Cezaevi nde dayatýlan kimliksizleþtirme politikasýna karþý direnen devrimcilerden Cemal ARAT ýn anasý Sakine ARAT ise yaptýðý kýsa konuþmada, oðlu Cemal in ölüm orucu sonucu yaþamýný yitirdiðini hatýrlattý. Barýþ Anasý Sakine ARAT konuþmasýný þu sözlerle sürdürdü; O cezaevi çok baþ yedi, çok canlarý aldý. O cezaevinin bugün müzeden baþka bir þey olmasý çok sakýncalýdýr. Ve bütün analarýn gözyaþýdýr. Bu cezaevinin müze olmasýyla analarýn gözyaþý bir müddet de olsa biraz duracak ve içleri biraz rahatlayacaktýr. Onun için bu cezaevinin müze olmasýný istiyoruz. Berfo ana oðlunun kemiklerinin bulunmasý hasretiyle öldü. Benim de bu hasretle ölmemem için bütün insanlýðýn yardýmcý olmasýný, o cezaevinin müze yapýlmasýný istiyorum dedi. sonra 12 Mayýs ta Ankara da Büyük Alevi Kurultayý nýn toplanmasý kararý alýndý.

Bu kadar alavere dalavereden sonra çiftçilerin tepkilerinin ve örgütlenmesinin ortaya çýkmasý kaçýnýlmazdý. Bütün bu yoksullaþtýrma ve yoksunlaþtýrma sürecinde ürün bazýnda bir araya gelen çiftçiler, hak mücadelesi vermek için sendikalar kurarak örgütlenmeye baþladý. Hava döndü çiftçiden esiyor yel 2000 li yýllarda IMF nin buyruðuyla TBMM Tütün Yasasý çýkarmaya hazýrlanmaktaydý. Tam da bu sýrada Türkiye siyasi arenasýna sol koldan Özgürlük ve Dayanýþma Partisi girmiþti. Parti, IMF karþýtýydý. Trakya da birinci sýnýf arazilerin üzerine plansýz, programsýz sanayilerin kurulmasýyla Trakya yý bir uçtan diðer uca aþan, hayat veren Ergene Nehri kirletilmiþ, zift gibi akmaya baþlamýþtý. Ergene Nehri ile sulanan tarým topraklarý da kirletilmiþti ve köylü çaresiz kalmýþtý. ÖDP Trakya da, Topraðýna Suyuna Sahip Çýk! þiarýyla iki gün sürecek bir köylü yürüyüþü baþlattý. 20 Temmuz 2001 de Saray da baþlayan yürüyüþ, 21 Temmuz 2001 de Uzunköprü de sonlandýrýldý. Yürüyüþ son durak olan Uzunköprü de adeta mitinge dönüþtü. ÖDP Genel Baþkaný nýn kalabalýða yaptýðý konuþma ile yürüyüþ kamuoyuna mal oldu. ÖDP, köylü yürüyüþünün ardýndan tarýmdaki tahribata dikkat çekmek için ürün bazýnda bir dizi kurultay düzenlemeye giriþti. IMF ve hükümet politikalarý karþýsýnda çiftçilerin sorunlarý ve çözüm arayýþlarýný birlikte belirleyebilmek için düzenlenen ürün bazýndaki kurultaylarda, önemli ve farklý kararlar alýnmýþtý. Kurultaylara siyasiler ve mülki erkan davet edilecek fakat kendilerine mikrofon ve kürsü hakký tanýnmayacaðý iletilecekti. Yani kurultaylarýn temel özelliði kürsüyü ve mikrofonu sadece üretici çiftçilerin kullanacak olmasýydý. Üretici kurultaylarý Ýlk üretici kurultayý, 15 Eylül 2001 de Akhisar da Tütün Üreticileri Kurultayý ismi ile hayata geçti. Tütün Üreticileri Kurultayý ný 25 Mart 2002 tarihinde Burhaniye de Zeytin Üreticileri Kurultayý; 2 Nisan 2002 Alaþehir de Üzüm Üreticileri Kurultayý; 23 Mayýs 2002 Babaeski de Ayçiçeði, Buðday ve Hayvan Yetiþtiricileri Kurultayý; 14 Ekim 2003 Zile de Pancar Üreticileri Kurultayý; 25 Haziran 2003 Ordu da Fýndýk Üreticileri Kurultayý ve 23 Aðustos 2003 Rize de Çay Üreticileri Kurultayý takip etti. Özgürlük ve Dayanýþma Partisi nin Tarým Komisyonu tarafýndan düzenlenen bu kurultaylar için komisyon üyeleri ile bölgedeki partililer köyleri gezdi, köy kahvelerinde konuþmalar yaptý, üreticileri kurultaylara davet etti. Bu ziyaretlerde her ürün bazýnda bilgi verilerek tarýmda yaratýlacak olan tahribata dikkat çekildi. Her kurultayýn sonunda kurultay katýlýmcýlarý tarafýndan belirlenen sorunlardan ve çözüm önerilerinden derlenen birer bildirge oluþturuldu ve yayýmlandý. Ayrýca belirlenen sorunlarýn çözümünde kkatýlýmcýlarýndan oluþan ve gönüllülük temelinde çalýþacak heyetler belirlendi. Türkiye Çiftçi Kurultayý Oluþturulan gönüllü heyetlerin katýlýmýyla 13 Aralýk 2003 tarihinde Ankara da Türkiye Çiftçi Kurultayý düzenlendi. Çiftçi Kurultayý katýlýmcýlarý, kendi aralarýnda gün boyu tartýþtý, sorunlarý masaya yatýrdý, birlikte çözümler aradý. Örgütlenmenin gerekliliði üzerine odaklanýldý ve ürün bazýnda sendika kurma kararý alýndý. Bu karar ile örgütlerinin baðýmsýz olmasý gerektiði de belirlendi. Kurulacak sendikalar hiçbir partinin veya oluþumun arka bahçesi olmayacaktý. Baðýmsýz olacaktý. Ancak ortak mücadelelere destek verilecekti. Köylüden, emekçilerden ve ekolojiden yana ortak tavra sahip kurum ve örgütlerle eþit koþullarda ittifaklar oluþturabilecekti. Köylüler aldýklarý bu kararlarýn arkasýnda durdu. Köyleri tekrar dolaþtý. Sendika kurma düþüncelerini köylülerle tartýþtý ve hep birlikte uygulamaya koydu. Ürün bazýnda ilk kurulan sendika Alaþehir de 8 Mart 2004 tarihinde Üzüm Üreticileri Sendikasý (ÜZÜM-SEN) oldu. Hemen ardýndan tütün üreticileri de Ýzmir de 15 Nisan 2004 günü Tütün Üreticileri Sendikasý ný (TÜTÜN- SEN) kurdular. Bu sendikalarý sýrasýyla 1 Eylül 2004 de Ordu da Fýndýk Üreticileri Sendikasý (FINDIK-SEN); 2 Nisan 2005 te Lüleburgaz da Hayvan Yetiþtiricileri Sendikasý (HAY-YET-SEN); 8 Nisan 2005 te Keþan da Ayçiçeði Üreticileri Sendikasý (AYÇÝÇEK-SEN); 8 Nisan 2005 te Keþan da Hububat Üreticileri Sendikasý (HUBUBAT-SEN); 25 Eylül 2007 de Pazar da Çay Üreticileri Sendikasý (ÇAY-SEN); 28 Ekim 2007 de Orhangazi de Zeytin Üreticileri Sendikasý nýn (ZEYTÝN-SEN) kuruluþu takip etti. Birçok sendika için Valiliklerce, çiftçiler sendika kuramazlar savýyla davalar açýldý. Yerel mahkemelerin kapatma kararý verdiði sendikalara Yargýtay, çiftçiler sendika kurabilir kararlarýný vererek sendikalarýn yasal olarak önü açýldý. Çiftçiler de böylece Türkiye de ilk kez hak arama örgütlerine sahip oldu. Kurulan sendikalar, hak arama amaçlý bir dizi miting de gerçekleþtirdi. Üretici sendika mitingleri Ürün fiyatlarý IMF nin buyruðuyla dampingli dünya fiyatlarýna endeksleniyor ve çiftçi maliyetleri gözardý ediliyordu. Fiyatlara insanca yaþam payý eklenmiyordu. Çiftçilerin kazanýp kazanmamalarýna aldýrýlmýyordu. Ürün bazýnda kurulan sendikalar, ürünlerin hasat dönemlerinden önce referans fiyat açýklamaya ve açýklanan bu fiyatlarýn gerçekleþmesi için mücadele etmeye baþladýlar. Üzüm-SEN 2004 ve 2006 sezonunda hasat zamaný fiyat açýklamayan TARÝÞ e karþý 19 Ekim 2004 ve 15 Aðustos 2006 tarihlerinde Alaþehir de birer Üzüm Mitingi düzenledi. Tütün fiyatlarýnýn olmasý gereken fiyatýn beþte birine kadar gerilemesi sonucunda Tütün-SEN, Ýzmir Ziraat Mühendisleri Odasý, Kýrkaðaç Tütün Satýþ Kooperatifiyle birlikte, 23 Mart 2006 tarihinde Kýrkaðaç ta Tütün Mitingi düzenledi. Geçmiþte fýndýk mücadelelerinin yoðun olarak verildiði Karadeniz de fýndýk fiyatlarý iyice düþmüþ, ÖDP ve Fýndýk-SEN düþen fiyata dikkat çekmek amacýyla miting düzenleme kararý almýþtý. Mitingler öncesinde çeþitli kararlar alýndý. Parti bayraklarý/flamalarý taþýnmayacaktý ve kürsüyü siyasiler deðil üreticiler kullanacaktý. Bu ilkeler doðrultusunda 24 Temmuz 2007 de Fatsa da Fýndýkta Sömürüye Son Mitingi düzenlendi 1. Fýndýk-SEN 8 Eylül 2008 de Bulancak ta hemen ardýndan da 29 Eylül de Trabzon- Ankara Fýndýk Yürüyüþü ne katýlým saðladý. 2 Buðdayýna sahip çýk Buðdayda hasat zamaný gelmeden hükümet, üreticileri kaygýlandýracak ve üzüntüye gark edecek açýklamalarda bulunuyordu. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) fiyat açýklamýyor, yýl içerisinde TMO olarak buðday alýmý yapmayacaklarýný ve üreticilerin baþlarýnýn çaresine bakmalarý gerektiðini söylüyordu. Buðday üreticisi þaþkýn ve çaresizdi. Çünkü ne ürününü bekletecek gücü ne koyacak deposu vardý. Bunun üzerine Hububat-SEN köyleri dolaþarak bilgilendirmeler yaptý ve 9 Temmuz 2005 de Keþan da buðdayýna, emeðine, alýnterine sahip çýk mitingi düzenledi. Sermayenin kendisini yeniden üretme alaný olarak doðayý seçmesi, ekolojik dengeye aldýrmayan saldýrganlýðý ayný zamanda çiftçilerin dünyasýna, yaþamýna, kültürüne ve rýzkýna bir saldýrýydý. Suyun kirletilmesinin yaný sýra þirketler tarafýndan ele geçirilme giriþimleri çiftçileri çileden çýkarmýþtý. Zeytin bölgesi Orhangazi de Ýznik gölünün kenarýnda birinci sýnýf tarým arazilerinin üzerine kurulan fabrikalara karþý Zeytin-SEN 28 Ekim 2007 tarihinde Orhangazi de önce toprak, tohum, su mitingi ni düzenledi. Þirketler ve hükümetler çaydaki oyunlarýna 1984 de çayýn tekelliðini kaldýran yasa ile baþladýlar. Sýra çayýn iþlendiði ÇAY-KUR a baðlý fabrikalarýn özelleþtirilmesine gelmiþti. Hükümet bu doðrultuda giriþimler baþlatmýþtý. Çayýn yetiþtiði Doðu Karadeniz Bölgesi ndeki tüm derelerin Hidro Elektrik Santral (HES) aracýlýðýyla boru ve tünellerin içine alýnmasý karþýsýnda bölgedeki çiftçiler harekete geçmiþti. Çay-SEN 17 Nisan 2010 da Of ta çayýna suyuna sahip çýk mitingi düzenledi. Ordu fýndýk üreticileri mitingi Fýndýk fiyatlarý maliyetlerin altýnda, tüccarýn lehine belirleniyordu. Çiftçiler zarar ederken, fýndýk tüccarlarý kârlarýna kâr katýyordu. Bu durum çiftçileri isyan noktasýna getirmiþti. 30 Temmuz 2007 tarihinde Ordu da Ziraat Odalarý nýn organize ettiði mitinge, yaklaþýk 80 bin kiþi katýlmýþtý. Mitinge katýlým yoðunluðu izleyenlere köylerin þehre aktýðý izlenimini vermiþti. Fýndýk-SEN bayrak ve pankartlarýyla mitinge katýldý. Öðle saatlerinden akþam saatlerine kadar karayolu çiftçiler tarafýndan trafiðe kapatýldý. Birkaç genç gözaltýna alýndý, sonrasýnda ise Ýl Emniyet Müdürü görevden alýndý. Ziraat Odasý yöneticileri konuþmalarýnda, Canik Daðlarý aþýlmaz deðildir, Ankara ya daha güçlü geliriz dediler. Ancak sözlerinde durmadýlar. Eylemin devamýný getirmediler. AK Parti hükümetinin politikalarýna karþý protesto düzenleyenler, FÝSKOBÝRLÝK yönetiminde ortak yönetim oluþturdular. Fýndýk üreticilerinin yaþamý bu ortak yönetimin FÝSKOBÝRLÝK te uyguladýðý politikalar sonrasýnda daha da kötüleþti. Sömürü ve yoksulluk arttý. Mücadelenin küreselleþmesi Türkiyeli çiftçilerin yaný sýra dünyanýn çeþitli ülkelerindeki çiftçiler de dünya genelinde uygulamaya konmuþ olan neoliberal tarým politikalarýndan endiþe duymaktaydý. Ülkelerin çoðunluðu IMF ve Dünya Bankasý nýn çokuluslu þirketler çýkarýna dayattýðý yapýsal reformlardan geçmekteydi. Dünyadaki küçük çiftçiler, yapýsal reform politikalarýnýn bir felaket olduðuna ve küçük/aile çiftçiliðini yeryüzünden sileceði konusunda hemfikir olmuþlardý. Dünyadaki çiftçiler uluslararasý bir örgütün kurulmasý gerekliliðini önce Nikaragua da tartýþtý. Ýlk resmi toplantý 46 çiftçi örgütünün katýlýmýyla Belçika da yapýldý. Belçika da yapýlan bu toplantýda küçük çiftçilerin, kadýn ve yerli üreticilerin rolünün insanlýk yararýna olduðu dile getirildi. Bu saptama baðlamýnda da çiftçilerin hakkýný savunmak için harekete geçmeye karar verildi. Böylece La Via Campesina (Çiftçinin Yolu) 16 Mayýs 1993 te kuruldu. La Via Campesina (LVC) her dört yýlda bir uluslararasý kongre düzenlemektedir. Örgütsel ve politika kararlarýný bu kongrelerde almaktadýr. LVC 4. Kongresi hazýrlandýðýnda Türkiye de henüz sadece Üzüm-SEN ve Tütün-SEN kurulmuþtu. Bu iki sendika LVC nin 4. Kongresi ne üye olmak için baþvuruda bulunmuþtu. Türkiye deki her iki sendika adýna bir kadýn, bir erkek çiftçi delege olarak katýldý. 2004 yýlýnda Brezilya nýn Sao Paulo kentinde yapýlan bu kongrede, Türkiyeli çiftçiler LVC ya üye oldu. Çiftçi Sendikalarý da artýk yerel örgütlenecek, küresel düþünecekti. Kurulmuþ sendikalar bir yandan konfederasyonlaþma çalýþmalarý sürdürdü. Bu amaçla önce Çiftçi Sendikalarý Konfederasyonlaþma Platformu kuruldu ve 24 Mayýs 2008 de Çiftçi Sendikalarý Konfederasyonu (ÇÝFTÇÝ-SEN) adýný alarak konfederasyonlaþtý. Baðlý sendikalarýnda olduðu gibi Konfederasyon için de Ankara Valiliði nce dava açýldý. Dava gerekçesi çiftçiler iþçi de deðil, iþveren de deðil þeklindeydi. Yargýtay çiftçiler sendika kurabilir, þeklinde karar verdi. Konfederasyonun da önü yasal olarak açýldý. Fakat iþlevini tam olarak yapabilmesi için Meclis te iç hukuk düzenlemesinin yapýlmasý gerekmektedir. DÝPNOTLAR (1) Bu mitingi ÖDP ile Fýndýk-SEN birlikte düzenlemiþ fakat kürsüyü yalnýzca çiftçiler kullanmýþtýr. (2) Trabzon-Ankara Fýndýk Yürüyüþü nü ÖDP organize etmiþtir, Fýndýk-SEN ise katýlým saðlamýþtýr. Kaynak:Özgür Gündem