BAŞINI BİRAZ DAHA YUKARI KALDIR 1 Aralık 2008 de hilal şeklini almış ay ile Venüs yıldızı birbirlerine o kadar yaklaştılar ki, tam bir Türk Bayrağı görüntüsü oluştu. Ay ve Venüs ün bu hali bana hemen Üsküp gezimi hatırlattı. Bildiğiniz gibi Üsküp 1991 yılında Yugoslavya dan ayrılıp bağımsızlığını ilan eden Makedonya Cumhuriyeti nin başkenti 650 bin nüfusa sahip olan Üsküp te 80 bin civarında Türk yaşıyor. Ayrıca Müslüman Arnavutlar ve çok sayıda Törbeş var. Biraz da Musevi. Gerisi ise hiristiyan. Törbeş Müslümanlığı kabul etmiş Makedon demek. Makedonya da hiristiyanı da, müslümanı da Yunanistan a soğuk duruyor.türkiye ye ise sıcak.yunanistan da onlara soğuk ki ülkeyi hala tanımamış. HER TARAFTAN GÖRÜLEN HAÇ Her ne kadar her kesim Türkiye ye sıcak baksa da 2001 yılında çıkan karmaşada önemli bir kimlik mücadelesi verilmiş. Hiristiyan Makedonlar sayıca çok olma avantajı ile üstünlük kurmak için diğerlerine baskı uygulamışlar. Yeniden yapılanan devlet içinde avantaj elde etmek uğruna diğerlerine uygulanan psikolojik bir baskıymış bu. Bu baskının en önemli biçimi şehrin hemen yanı başındaki tepeye her yerden görülebilecek, gece de ışıklandırılmış dev bir haç dikmek istemeleri olmuş.diğerleri, Müslüman nüfus ile hiristiyanların neredeyse eşit olduğunu söyleyerek,böyle bir isteğin kurulmaya çalışılan birliği yıkabileceğini savunmuşlar. Ama birliğin oluşmasını engellemeye çalışan provakatörler bu uyuşmazlığa dört elle sarılmış; Herkes Üsküp te başını yukarı kaldırdığında haçı görmeli diyerek meydan okumuşlar. Makedonya nın birliğine çok önem veren Türkler ise hemen arabulucu olarak, haçın yapılmasına (devlet mekanizması içinde önemli tavizler alarak) izin vermişler. Türkler başta milletvekilliği olmak üzere birçok taviz almaları yanında 1000 rakımlı tepeye haç yapılmasını verilmiş bir taviz olarak görmüyorlar. Nasıl yani? diye sorarsanız cevapları da hazır; Biz başımızı kaldırınca haçı göreceğiz ama, başını biraz daha yukarıya kaldıranlar daima ay ve yıldızı görecekler. İşte bu yüzden gökte Ay ve Venüs ün yarattığı komposizyonu görünce Üsküp aklıma geldi. *** Günümüzde Üsküp e girdiğinizde dikkatinizi çeken ilk şeyin, şehrin yanı başında yükselen tepedeki dev haç olduğunu tahmin edersiniz. Bu haçı görünce kentin yapısı hakkında çabucak yargıya varan ziyaretçiler de olabilir. Ama şehri dolaşıp Osmanlı ve (az da olsa )Musevi yapılarını görmeye başlayınca haçın yaratmış olduğu tek taraflı önyargı yerini Antakya veya Toledo daki gibi çok kültürlü bir hoşgörü kenti izlemine bırakıyor.üsküplülerle konuştukça da Türkiye den olmanın bir ayrıcalık olduğunu hissedebiliyorsunuz. Bu ayrıcalığı sadece insanlar değil, kent mimarisi ve tarihe dayanan kültürel birikimi de yaratıyor. Avrupa kentlerinin kendine özgü bir havası vardır. Yüzeyleri heykellerle süslü taş binalar Hiç sapmadan uzanan düzenli sokaklar Yaşam alanını (sokaktan tecrit ederek) arka bahçeye taşımış, yani adeta sırtını komşusuna dönmüş bir yaşam tercihi Her şey düzenli ama maket gibi İnsana ve yaşama soğuk Birkaç marka olmuş şehri gördüğünüzde, başkalarını görmekten sıkılabileceğiniz bir sıradanlık. Üsküp de bu sıradanlıktan kurtuluverdiğimi hatırlıyorum. Sanki bir Avrupa şehrinde değil de Anadolu nun bir yerindeyim.sık sık Türkçe selam verip geldiğimiz yeri soran yüzü insana dönük Üsküplülerin hakkını inkar etmiyorum ama,başta Taşköprü olmak üzere Müslüman, hiristiyan ve diğer etnik gurupların yarattığı, simetriyi bozan mimari doku, Avrupai sıradanlığın bozulmasında etkili oluyor. ÜSKÜP ÜN TAŞKÖPRÜSÜ
Taşköprü deyince Adanalı okuyucularımın hemen dikkat kesildiğini biliyorum. Çünkü onların da aynı isimle anılan tarihi bir köprüleri var. Üsküp ün Taşköprü sü 1400 yılında yapılmış ve isimdaşından en az 1000 yıl daha genç. Ama adanalıların Üsküp ün Taşköprüsü nden alacakları ders var gibi. Üsküp te de aynı Adana gibi Taşköprü trafiğe kapatılmış.ama farklı olarak her iki tarafı kafelerin yeraldığı, geniş meydanlarla süslenmiş. Yani köprü kent elitinin (ve gençlerin) zamanını geçirdiği bir mekana dönüştürülmüş. Kent elitinin yaşadığı yerlere uğrama alışkanlığı nedeniyle, turistler ilk defa Taşköprü yü ziyaret ediyorlar. YAHYA KEMAL BEYATLI Üsküp ün çok kültürlü dokusunu sadece mimarisinde değil yetiştirdiği değerlerde de görme şansına sahipsiniz. Yüzünüzü mimariden kültürel yaşama döndürdüğünüzde de karşınıza o renkli çeşitlilik çıkıyor. Nobel barış ödülü sahibi Rahibe Terasa nın, sinema sanatının kurucusu sayılan Tanaki kardeşlerin ve Cumhuriyet döneminin en önemli şairlerinden Yahya Kemal Beyatlı nın Üsküplü olduğunu biliyor muydunuz? Hani şiirinde; Artık demir almak günü gelmişse zamandan Meçhule giden bir gemi kalkar limandan. Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol; Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol. diyen Yahya Kemal Kısacası Üsküp ün çok kültürlü dokusunu mimarisinde de, yetiştirdiği değerlerinde de görme şansına sahipsiniz. Yeter ki kendinizi tepenize yerleştirilmiş bir doğmaya teslim etmeyip, başınızı biraz daha yukarı kaldırınız. Kutu1 GİTMİŞKEN Üsküp e gitmişken Kale, Mustafa Paşa Cami, Murat Paşa Camisi ni, Paşalar Camisi ni, Sveti Spas Manastırı nı,saat Kulesi ni, günümüzde sanat galerisi haline getirilmiş Davutpaşa Hamamı nı ve Kapan Han ı görmeli, Kapan Han civarındaki eski çarşıda dolaşmalısınız. Her zaman Türkçe bilen birine rastlayacaksınız. Kutu2 Ne yenir? Kapan Hanın içinde ve giriş kapısında spesiyalitesi pastırmalı kuru fasulye olan lokantalar var.bu lokantada ağız tadı bize uyan diğer yöre yemeklerini de bulabileceksiniz.fiyatlar ise çok uygun. Kutu 3 Bunu Biliyor musunuz? Makedonya nın Kosova dan sonra Avrupa nın en fakir ülkesi olduğunu. Ortalama gelirin ancak 200 dolar civarında olduğunu biliyor muydunuz?