ÇOCUKLUK ÇAĞI AKCİĞER TÜBERKÜLOZU



Benzer belgeler
Hepatit B Virüs Testleri: Hepatit serolojisi, Hepatit markırları

LENFOMA NEDİR? Lenfoma lenf dokusunun kötü huylu tümörüne verilen genel bir isimdir.

Akciğer Kanserinde Tanı Yöntemleri

HEPATİT C SIK SORULAN SORULAR

Romatizmal Ateş ve Streptokok Enfeksiyonu Sonrası Gelişen Reaktif Artrit

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

4- Solunum Sisteminin Çalışması : Solunum sistemi soluk (nefes) alıp verme olayları sayesinde çalışır.

Tüberküloz Sorun mudur? Tüberkülozun güncel tanısı ve sorunlar

PNÖMONİ: RADYOLOJİK BULGULARI

Meme Radyoterapisi sonrası komplikasyonlar. Dr. Görkem Aksu Kocaeli Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi AD

D VİTAMİNİ TARİHSEL BAKI D vitamini miktarına göre değişir. öğünde uskumru yesek de, böbrekler her

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Hepatit C virüs enfeksiyonunun laboratuar testleri:

HİÇBİR KADIN YAŞAM VERİRKEN ÖLMEMELİ! GÜVENLİ ANNELİK. Doç. Dr. Günay SAKA MAYIS 2011

Mikobakteriyoloji Laboratuvarı: Sorular - Sorunlar

TÜBERKÜLOZ BULAŞMA, TANI, KORUNMA VE TEDAVİ

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Ayşe YÜCE Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD.

Çocuk Hekimleri için Akıl Defteri / Radyolojik Değerlendirmeler*

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

AFRİKA HASTALIĞI -SIĞIRLARIN NODÜLER EKZANTEMİ -LUMPY SKIN DISEASE (LSD)

KİST HİDATİK. Yrd.Doç.Dr Süreyya YILMAZ

Ödem, hiperemi, konjesyon. Doç. Dr. Halil Kıyıcı 2015

VİTAMİN D VE İMMÜN SİSTEM VİTAMİN D

CROSSMATCH (ÇAPRAZ KARŞILAŞTIRMA TESTİ)

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

KISA ÜRÜN BİLGİSİ. 1. BEŞERİ TIBBİ ÜRÜNÜN ADI MEDOTİLİN 1000 mg/4ml İ.M./İ.V. enjeksiyonluk çözelti içeren ampul

Proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler. Fonksiyonlarına göre proteinler

KULLANMA TALİMATI HEKSA DERİ MERHEMİ. Deriye lokal olarak uygulanır. Etkin madde:

ÇALIŞAN SAĞLIĞI BİRİMİ İŞLEYİŞİ Hastanesi

Doğada yaşayan canlıların tamamı hücrelerden oluşmuştur. Canlılardan bazıları tek bir

VENTİLATÖR İLİŞKİLİ PNÖMONİ(VİP) TANISINA İNVAZİV YAKLAŞIM

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

İleri Diferansiyel Denklemler

BEBEK VE ÇOCUK ÖLÜMLÜLÜĞÜ 9

BİYOEŞDEĞERLİK ÇALIŞMALARINDA KLİNİK PROBLEMLERİN BİR KAÇ ÖZEL OLGUYLA KISA DEĞERLENDİRİLMESİ Prof.Dr.Aydin Erenmemişoğlu

HIV Enfeksiyonu ve Tüberküloz Birlikteliğinin Değerlendirilmesi

ÇOCUKLUK ÇAĞI AKCİĞER TÜBERKÜLOZUNDA TANI

Akciğer kanserinde radyolojik bulgular, değerlendirme. Dr. Canan Akman İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

Emilebilir, Mikro gözenekli Doğal Epitelyum Eşdeğeri Sentetik Yanık ve Yara Tedavi Ürünü GEÇİCİ DERİ EŞDEĞERİ

Buzağılarda Protein Beslemesi ve Buzağı Mamasının Önemi. Sayı:2013/Rm-37 Sayfa:

KAPLAMA TEKNİKLERİ DERS NOTLARI

T.C. SAĞLIK BAKANLIĞI TIPTA UZMANLIK KURULU. Endodonti Uzmanlık Eğitimi Müfredat Oluşturma ve Standart Belirleme Komisyonu

Sizinle araştırmalar bir adım daha ileriye gidecek. Hastalara ait veri ve tahlillerin kullanılması hakkında bilgiler

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

Tarifname KRONİK YORGUNLUK SENDROMUNUN TEDAVİSİNE YÖNELİK BİR KOMPOZİSYON

BALIK YAĞI MI BALIK MI?

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onikinci kez gerçekleştirilmiştir.

Araştırma Notu 15/177

Doç. Dr. Orhan YILMAZ

VİRUS HASTALIKLARINDA TANI YÖNTEMLERİ

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

HEMŞİRE İNSANGÜCÜNÜN YETİŞTİRİLMESİ VE GELİŞTİRİLMESİ

Çölyak Hastalığı Serolojik Tanısı DR. BURÇİN ŞENER

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

İŞLETMENİN TANIMI

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

Tablo 45 - Turizm İşletme Belgeli Tesislerde Konaklama ve Belediye Sayıları

BUĞDAY RUŞEYMİ (WHEAT GERM)

KORELASYON VE REGRESYON ANALİZİ

SORULAR. Prof. Dr. Abdurrahman ŞENYİĞİT Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz A.D.

Türk Toraks Derneği. Akut Bronşiyolit Tanı, Tedavi ve Korunma Uzlaşı Raporu Cep Kitabı. Cep Kitapları Serisi.

2008 YILI SOSYAL GÜVENLİK KURUMU SAĞLIK UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR TEBLİĞ YAYIMLANDI

LABORATUVARIN DÖNER SERMAYE EK ÖDEME SİSTEMİNE ETKİSİ. Prof. Dr. Mehmet Tarakçıoğlu Gaziantep Üniversitesi

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

Türkiye de Dış Ticaret ve Dış Ticaret Finansmanı: İhracattaki Düşüşte Finansman Sıkıntısı Ne Kadar Etkili?

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ BİLGİSAYAR MÜHENDİSLİĞİ BÖLÜMÜ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ LABORATUARI YÜZEY DOLDURMA TEKNİKLERİ

TÜBERKÜLOZDA TANI. Dr.SELAHATTİN ÖZTAŞ SÜREYYAPAŞA GÖĞÜS HASTALIKLARI VE GÖĞÜS CERRAHİSİ EĞİTİM ARAŞTIRMA HASTANESİ

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

EĞİTİM BİLİMİNE GİRİŞ 1. Ders- Eğitimin Temel Kavramları. Yrd. Doç. Dr. Melike YİĞİT KOYUNKAYA

Diyabet te Sağlık Önerileri. Diyabet

TÜRKİYE İLAÇ VE TIBBİ CİHAZ KURUMU KOZMETİK ÜRÜNLERDE AĞIR METAL SAFSIZLIKLARINA İLİŞKİN KILAVUZ

Emtia Fiyat Hareketlerine Politika Tepkileri Konferansı. Panel Konuşması

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

HAVA KİRLİLİĞİ VE ÇOCUKLARDA SOLUNUM YOLU ENFEKSİYONLARI. Dr. Fazilet Karakoç Marmara Üniversitesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

İş Sağlığı İş Sağlığı nedir? Çağdaş İş Sağlığı anlayışı nedir?

Gebelikte Viral Enfeksiyonlar

YEDİNCİ KISIM Kurullar, Komisyonlar ve Ekipler

Kent Hastanesi, Hepimizden Önce Çocuklarımızın Hastanesi!

TUĞLA VE KİREMİT RAPORU

II. Bölüm HİDROLİK SİSTEMLERİN TANITIMI

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

EOZİNOFİLİK ÖZOFAJİT ANTALYA 2016 DR YÜKSEL ATEŞ BAYINDIR HASTANESİ ANKARA

BAĞDAT CADDESİ LEVENT ACARKENT

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

TİSK GENEL SEKRETERİ BÜLENT PİRLER'İN DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ÇOCUK İŞGÜCÜNE İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİDİR

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

ÖLÇÜ TRANSFORMATÖRLERİNİN KALİBRASYONU VE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

Olgu sunumu. Doç. Dr. Erkan Çakır. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı

EGZERSİZ REÇETESİNİN GENEL PRENSİPLERİ DOÇ.DR.MİTAT KOZ

ZAĞNOS VADİSİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ

UÜ-SK ORGAN VE DOKU NAKLİ PROSEDÜRÜ

Transkript:

21. Yüzyılda Tüberküloz Sempozyumu ve II. Tüberküloz Laboratuvar Tanı Yöntemleri Kursu, Samsun ÇOCUKLUK ÇAĞI AKCİĞER TÜBERKÜLOZU Prof. Dr. Nural Kiper Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Ankara Tüberküloz hastalığı (TB), tedavisindeki ilerlemelere rağmen yüksek mortalite ve morbidite hızı nedeniyle dünyada ve ülkemizde hala önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir.1990 yılında dünya nüfusunun üçte birinin mikobakterium tüberkülozis (M.tb) ile enfekte olması, yaklaşık sekiz milyon yeni TB vakasının ortaya çıkması ve üç milyon kişinin ölümüyle sonuçlanmıştır. TB sadece gelişmekte olan ülkelerin değil, gelişmiş ülkelerin de önemli bir sorunu olmaya devam etmektedir. Amerika Birleşik Devletleri nde TB nin yeniden patlak vermesinin sebeplerinin, bu ülkede HIV virüsü ile enfekte olan erişkinlerin sayısının giderek artması ve TB hastalığının endemik olduğu bölgelerden ABD ye göç eden erişkinlerin çevrelerini, özellikle de çocukları enfekte etmesi olduğu bilinmektedir.tb eradikasyonu sadece antitüberküloz ajanların geliştirilmesi ve yaygın kullanımı ile değil, kaynak bireyin bulunması, erken tanı, BCG immünizasyonunun akıllıca uygulanması ile mümkün olabilir. Dünya Sağlık Örgütü nün (WHO) 1991 verilerine göre gelişmekte olan ülkelerde 15 yaş altı çocuklarda her yıl 1.3 milyon çocuk TB tanısı alırken TB hastalığı 450 bin çocuğun ölümüne yol açmaktadır. Pulmoner tüberküloz patogenezi Pulmoner tüberküloz, M.tb basilinin inhale edilerek alveole ulaşması ile oluşur. İnhale edilen basiller genellikle pulmoner alveoler makrofajlar (PAM) tarafından yokedilirler. Basil sayısı fazlaysa, virülansı yüksekse ve konakçının immünitesi zayıfsa PAM basili öldüremez, basil PAM içinde çoğalarak onu parçalar. Bunun ardından bölgeye monositmakrofaj, nötrofil ve T-lenfosit göçü olur, epiteloid hücreler ile Langerhans tipi dev hücreler ortaya çıkarak tüberkül formasyonu oluşturup olayı sınırlamaya çalışırlar. Tüberkül, merkezinde nekroz ve fibrozis gelişmesi sonucunda granüloma halinin alır. Bu primer lezyon (primary focus) iyileşebilir, kalsifiye olabilir (Ghon kompleksi) ya da kazeöz likefaksiyon oluşturarak basillerin çoğalması için uygun ortam saplanarak intrapulmoner (kaviter lezyon, pnömoni, endobronşial hastalık, plöritis) ya da sistemik yayılımla (milier TB, diğer organ yayılımı) seyrini sürdürebilir. Basil tüberkül formasyonundan komşu lenf nodlarına nötrofillerle taşınır. Primer lezyon, enfekte

Çocukluk Çağı Akciğer Tüberkülozu bölgesel lenf nodu ve lenfatik damar üçlüsü primer kompleksi oluşturur. M.Tb basili bölgesel lenf nodlarından lenfatik ve hemotojen yayılımla ekstrapulmoner organlara yayılır. Basil bu organlarda hastalığa sebep olabilir ya da organların duku makrofajlarında yıllarca sessiz kalarak, buralarda yıllar sonra bile TB oluşturabilir. İNHALASYON ALVEOL PAM IN İÇİNE ALINMASI BASİLİN YOKEDEİLMESİ BASİLİN PAM İÇİNDE ÇOĞALMASI PAM IN PARÇALANMASI TÜBERKÜL FORMASYONU HİLER LENF NODLARI İYİLEŞME KALSİFİKASYON LİKEFAKSİYON HEMOTOJEN YAYILIM GHON KOPMPLEKSİ SEKONDER AKCİĞER LEZYONLARI KARACİĞER, DALAK BÖBREK, BEYİN, KEMİK VE DİĞER ORGANLAR. Şekil 1. Pulmoner tüberküloz patogenezi. 107

Nural Kiper Çocuklarda pulmoner tüberkülozun klinik tipleri 1.Primer pulmoner tüberküloz (Hiler lenfadenopati (LAP) ile veya LAP olmadan primer parenkimal hastalık), 2.Progresif primer pulmoner tüberküloz (pnömoni, endobronşial hastalık), 3.Kronik pulmoner tüberküloz (kaviter, fibrotik, tüberküloma), 4.Milier tüberküloz, 5.Tüberküloz plevral efüzyonu. Pulmoner tüberkülozda lezyonlar Lenf nodları : hiler, paratrakeal ve mediastinal lenadenopati (LAP) Parenkim : primer alan, pnömoni, atelektazi, tüberküloma, kavite Havayolu : hava hapsi, endobronşial hastalık, trakeobronşit, bronşial stenoz, bronkoplevral fistül, bronşektazi, bronkoözefagial fistül Plevra : efüzyon, bronkoplevral fistül, ampiyem, pnömotoraks, hemotoraks Kan damarları: milier yayılım, pulmoner kanama Primer pulmoner tüberküloz Primer pulmoner tüberküloz terimi, akciğerde primer kompleks oluşumunu ifade eder. Çocuklarda çoğunlukla akciğer grafisinde büyümüş mediastinal lenf nodu dikkati çekerken, primer parenkimal lezyon gözlenemez. İyileşme olursa, akciğerde bir veya daha fazla alanda ve hilusta kalsifikasyonlar görülür. Akciğerde primer kompleks görünümü oluştuktan sonra lezyon birkaç ay boyunca ilerlemesini sürdürebilir, 3-4 ayda boyutları küçülür ancak 6-12 ay süresince hala görülebilir durumdadır. Kalsifikasyonlar primer tüberküloz oluşumundan ortalama 6 ay sonra görülmeye başlar, kalsifikasyonların radyolojik olarak görüldüğü bir hastada hastalığın en az 6 ay önce başladığı düşünülebilir. Primer pulmoner tüberkülozun prognozu hastanın yaşına, hastalığın süresine, basilin virulansına, hastanın immün durumuna, ve primer lezyonun boyutlarına bağlıdır. Kalsifikasyonların varlığı iyi prognoz olarak bilinse de basiller kalsifiye alanları içinde uzun süre sessiz halde kaldıktan sonra hastalık oluşturabilirler. Progresif primer pulmoner tüberküloz Primer kompleksin pulmoner parenkimal komponenti lokal progresyon gösterirse kazeöz alan genişler, likefaksiyon gelişir, içeriği bronşa yayılır ve böylece pnömoni ve tüberküloz inflamasyonunun bronş duvarını erode etmesiyle bronşektazi, büyümüş lef bezlerinin basısına bağlı atelektaziler, hava hapsi, havayolu stenozu gibi akciğerde yeni fokal lezyonlar gelişir. Endobronşial tüberküloz, sıklıkla enfekte lenf nodlarının ya da likefiye olmuş primer lezyonun komşu bronşa yapışıp enfeksiyonun bronş duvarından geçerek mukozaya ilerlemesi sonucunda oluşur. Mukozanın ülserasyonu ve mukozada meydana gelen granülasyon dokusu sıklıkla sağ orta lob bronş lümenini tamamen obstrükte ederek akciğer grafisinde atelektaziye bazen de hava 108

Çocukluk Çağı Akciğer Tüberkülozu yolunun parsiyel tıkanması nedeniyle hiperaerasyona neden olabilir. Hastanın kliniği oldukça kötü olup persistan ateş, iştahsızlık, kilo kaybı, öksürük, balgam çıkarma, takipne, dispne ve akciğerlerde dinleme bulguları vardır. Primer pulmoner tüberkülozda bu formun gelişmesini önlemek için antitüberküloz tedavinin erken başlatılması gereklidir. Milier tüberküloz Miler tüberküloz, primer kompleksten çıkan basillerin lenfohematojen yollarla sistemik yayılımıyla oluşan, pek çok organda multiple yaygın nodüllerin varlığı ile karakterize bir hastalık olup her iki akciğer de daima tutulmuştur. Milier tüberküloz primer tüberkülozun komplikasyonu olarak genellikle 6 ay sonra ortaya çıkar. Her yaşta görülebileceği gibi infant ve çocuklarda görülme sıklığı daha fazladır. Basilin organ kapillerlerinde yerleşmesi sonucu başta pulmoner kapiller yatak olmak üzere diğer organlarda da kapiller oklüzyon ve damar duvarlarında nekroz meydana gelir.akciğerler ve diğer organlarda 1-3 mm boyutlarında beyaz-sarı renkli, uniform dağılım gösteren çok fazla sayıda tüberkül oluşur, tüberküllerin boyutları ve sayısı konakçının immün durumuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Klinik başlangıç genellikle akut olup yüksek ateş gözlenir. Respiratuar hastalığa ait semptomlar daha sonra ortaya çıkabilir. Organomegali ve LAP vakaların yarıdan fazlasında mevcut olup hastalığın başlangıcından ortalama 1-2 hafta sonra direkt grafilerde karakteristik ince retikülogranüler lezyonlar ortaya çıkar.tedavi edilmezse mortalitesi %100 olup ölüm genellikle TB menenjit nedeniyledir. Plevral effüzyon Primer pulmoner tüberkülozun erken bir komplikasyonu olarak sıklıkla daha büyük çocuklarda oluşur. Efüzyon genellikle tek taraflı olup vakaların çoğunluğunda plevra altındaki bir odaktan enfeksiyonun yayılması ile gelişir. Tüberküline karşı hipersensitivite de etyolojide rol oynayabilir. Başlangıç akuttur, yakınmalar yüksek ateş ve göğüs ağrısı ile başlar. Efüzyon artarsa dispne, öksürük, takipne, solunum seslerinin aynı tarafta az duyulması, hipoksemi gelişebilir. PPD reaksiyonu pozitif olan ve seröz plevral efüzyonu bulunan her hastada aksi ispat edilene kadar TB efüzyonu düşünülmeli ve hemen tanısal torasentez yapılmalıdır. Alınan sıvı genellikle eksüda vasfında olup protein 4 gr/dl üzerinde, glukoz 30 mg/dl altında, LDH yüksek, hücre sayısı 200-10.000/mm 3 arasında, sıvı lenfositten zengindir. Hem basilin sayıca azlığı hem de etyolojide tüberküline karşı hipersensitivite reaksiyonu olması nedeniyle vakaların ancak yarısında plevral sıvıda M.tb üretilebilir. Komplikasyonları spontan pnömotoraks, hemotoraks ve ampiyemdir. Kronik pulmoner tüberküloz Kronik pulmoner tüberküloz, genellikle M.tb ile oluşan enfeksiyonun geç dönemlerinde sıklıkla adölesanlarda gelişir. Kronik pulmoner tüberküloz, eksojen yolla M.tb alınmasına bağlı olarak süperenfeksiyon sonucunda oluşabileceği gibi genellikle vakaların büyük kısmında akciğerde sessiz kalan tüberküloz enfeksiyonunun 109

Nural Kiper reaktivasyonuna bağlı alarak endojen yolla meydana gelir. Kronik pulmoner tüberkülozda lezyon genellikle apikal ve subapikal bölgededir. Basil çoğalması oluştuktan sonra lezyon ülserleşir, nekrotik materyal bronşa açılır ve tedavi verilmezse olay ilerleyerek geniş akciğer alanlarının hasar görmesine, kaviteler ve nadir olmasına rağmen larenjit gelişmesine neden olabilir. Kronik pulmoner tüberküloz gelişen çocuklarda klinik tablo öksürük, halsizlik, kilo kaybı ve amenore gibi nonspesifik bulgular şeklindedir. Lezyonlardaki iyileşme fibrozis ve kalsifikasyonla olur ve uygun antitüberküloz kemoterapi ile kaviteler oblitere olarak kapanır. Tüberkülomalar, kronik pulmoner tüberkülozda oluşan, parenkimal kazeöz nekrozla birlikte lenfositler, epiteloid, plazma ve Langerhans hücrelerinin sağlam dokudan fibröz dokuyla ayrıldığı oluşumlardır. Oval veya yuvarlak şekilli tek veya birden fazla sayıda olabilirler ve kalsifikasyon gösterebilirler. Tüberkülozun pulmoner komplikasyonları 1.Havayolu stenozu 2.Atelektazi 3.Bronşektazi 4.Kaviteler 5.Endobronşial hastalık 6.Fibrozis 7.Fistüller (bronkoplevral, bronkoözefagial) 8.Hiperaerasyon 9.Milier tüberküloz 10.Plevral effüzyon, plevral adezyon 11.Pnömoni 12.Pnömotoraks. 13.Pulmoner kanama 14.Trakeobronşit 15.Tüberküloma Tüberkülozda Tanı Çocukluk yaş grubunda tüberküloz tanısı; klinik belirtiler, radyolojik bulgular, pozitif tüberkülin testi varlığı ve çocuğun yakın çevresindeki tüberkülozlu erişkinle temas öyküsü ile konulur. Öykü ve Fizik Muayene bulguları Erişkinlerin aksine pulmoner tüberkülozu olan çocuklarda klinik bulgular oldukça hafiftir. Erişkinlerde sıklıkla görülen ateş, iştahsızlık, halsizlik, kilo kaybı ve balgamlı öksürük gibi gibi yakınmalara çocuklarda oldukça az oranda rastlanır. Progresif TB olan çocuklarda bile bulgu ve belirtiler beklenenden hafiftir. Tüberkülin deri testi ve fizik muayene bulguları (ral, ronkus duyulması, hepatosplenomegali, eklem ve kemiklerde hassasiyet, hareket kaybı, phyctenular konjunktivit, eritema nodosum, lupus vulgarisin varlığı) ile tanıya yaklaşılır. Radyolojik Bulgular Çocuklarda primer tüberküloz hastalığının oluşum yeri akciğer parankimidir (%95). Bu nedenle TB hastalığından şüphelenilen her çocukta ön-arka ve yan akciğer grafileri çekilip, primer odak ve lenfadenopati açısından incelenmelidir. Tüberkülin deri testi pozitifleştiği anda grafilerde primer kompleks saptanabilir. Bazen bilgisayarlı tomografi (BT) çekilerek düz grafilerde gözlenemeyen parankimal nodüller ve lenfadenopatiler yakalanabilir. Yayınlanan bir çalışmada normal akciğer grafisine sahip olan enfekte çocukların yarısında BT görüntülerinde büyümüş lenf nodlarına rastlanmıştır. Yaygın, homojen retikülonoduler infiltrasyon varlığı ise miliyer tüberküloz için aksi ispat 110

Çocukluk Çağı Akciğer Tüberkülozu edilinceye kadar tüberküloz lehine kabul edilmelidir. Tüberkülozda ayrıca akciğer grafisinde pnömonik infiltrasyon, konsalidasyon, hiperinflasyon, amfizem, atelektazi, apse, kalsifikasyon, plevral effüzyona ait bulgular da görülebilir. Tüberkülin deri testi Bu testte tüberküloz basilinin ısı ile öldürülüp filtre edilmesiyle elde edilen saflaştırılmış protein türevi (PPD) kullanılmaktadır. Genellikle 5 TÜ lik PPD uygulanır (menenjit tüberküloz, miliyer tüberküloz ve malnutrisyonlu çocuklarda 5 TÜ lik PPD testi negatif sonuç verebileceği için bu durumlarda 250 TÜ lik PPD ile test tekrarlanmalıdır). Ön kolun alt üçte iki iç yüzüne 0.1 ml intrakütan olarak yapılır. Zerk edildiği yerde 5-6 mm çapta papül oluşması testin doğru yapıldığını gösterir. Değerlendirme 48-72 saat sonra oluşabilecek endurasyonun en geniş çapının ölçülmesi ile yapılır. Negatif tüberkülin deri testi hiçbir zaman tüberküloz hastalığını ekarte ettirmez. Kişi ile ilgili faktörler, kullanılan tüberkülin solüsyonu ile ilgili faktörler bu durumdan sorumlu olabilir. M.tb. ile enfeksiyonu yansıtan anlamlı tüberkülin reaksiyonunun sınırı, kullanılan tüberkülinin dozu, dilusyonu ve niteliğinden, immünolojik faktörlerden ve toplumda M.tb ve diğer mikobakterilerin prevalansından etkilenir. Bu nedenle her toplumun yukarıda belirtilen değişkenlere göre kendi anlamlı tüberkülin reaksiyon büyüklüğünü saptaması önerilmektedir. Amerikan Pediatri Akademisi ile Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi farklı gruplarda pozitif PPD reaksiyon büyüklüğü ile ilğili değişik sınırlar önermektedir. Yüksek risk grubuna giren çocuklarda (tüberkülozlu erişkinle temas, klinik veya radyolojik olarak tüberküloz bulguları olanlarda ve HIV seropozitiflerde ) 5 mm ve üzerindeki reaksiyonlar; tüberküloz riskini arttırdığı bilinen koşullarda yaşayan bebek ve çocuklarda 10 mm ve üzeri; tüberküloz için riskli olmayanlarda ise 15 mm ve üzerindeki reaksiyonların pozitif kabul edilmesi önerilmektedir. Gruplara göre pozitif PPD reaksiyon sınırları PPD: 5-9 mm Tüberkülozlu erişkinlerle temaslılar Klinik veya radyolojik olarak tüberküloz bulguları olanlar HIV seropozitifliler PPD: 10-14 mm Yüksek prevalanslı bölgede doğup yaşayan bebek ve çocuklar İntravenöz ilaç bağımlılığı Tüberküloz riskini arttırdığı bilinen koşullarda yaşayanlar İmmunosupresif ilaç alan ya da hastalığı olanlar PPD 15 mm Risk bulunmayan kişiler Tüberkülozda mikrobiyolojik tanı yöntemleri Tüberküloz hastalığının tanısında basilin gösterilmesi önemli bir bulgudur. Balgam çıkaramayan çocuklarda açlık mide sularından ve diğer vücüt sıvılarından alınan örneklerde basil aranır. Üç gün arka arkaya yapılan gastrik lavajla basil gösterilme oranı %40 ı geçmemektedir (%28-40). Son zamanlarda invaziv olan bu yöntem yerine, beslenme kateteriyle öksürük refleksi 111

Nural Kiper uyarıldıktan sonra bronşlardan gelen sekresyonların nazofarinksten aspirasyonu yapılarak örnek alınması önerilmektedir (nazofaringeal aspirasyon). M. tb izolasyonunda BAL sıvısı alınmasının gastrik aspirasyondan üstünlüğü yoktur. Erişkin hastalarda yayınlanan çalışmalarda balgam indüksiyonu ile elde edilen balgamın gastrik lavaj sıvısına göre tüberküloz basilini göstermede daha etkili olduğu gösterilmiştir. H.J. Zar ve arkadaşlarının ortalama yaşları 9 ay olan 149 infantta yaptığı bir çalışmada balgam indüksiyonu yönteminin M. tb izolasyonunda gastrik lavaj yönteminden daha etkili olduğunu gösterilmiştir. Balgam indüksiyon yönteminde önce çocuklara gelişebilecek bronkokonstrüksiyonu önlemek için 200 µg salbutamol, ardından jet nebülizerle 5 ml %5 steril tuzlu su 15 dakika boyunca inhale ettirilir. İnhalasyondan sonra postural drenaj yapılır. Oluşturulan balgam, çıkarabilen çocuklarda direk, çıkaramayan çocuklarda ise nazofarinks ya da orofarinkse uygulanan steril bir kateter yardımıyla alınır. Bu yöntemle oygulanan hipertonik tuzlu su alt solunum yollarında birikerek ozmotik etkisiyle interstisiel sıvıyı içeri çeker, öksürük refleksini stimüle eder ve sekresyonların alt solunum yollarından üst solunum yolarına doğru hareket etmesini sağlar. Her asidorezistan basilin insan tipi tüberküloz basili olmadığı, atipik mikobakteri de olabileceği gözönüne alındığında tüberkülozda kesin tanı basilin gösterilmesi değil üretilmesi ile konulur. Besi yerleri olarak Löwenstein- Jensen, Petragnanı, Middilebrook ve BACTEC (12B ya da 13B şişeleri) kullanılmaktadır. Klasik tüberküloz kültür ortamı olan Löwenstein-Jensen besi yerinde tüberküloz basilinin görünür koloniler yapması 6-8 hafta gibi uzun süre alması nedeni ile hızlı kültür yöntemleri üzerinde çalışılmıştır; Hızlı sonuç veren kültür sistemleri BACTEC sisteminde kültür sonuçlarına 10 gün içerisinde ulaşılabilir. Örnekler C 14 ile işaretlenmiş palmitik asit besi yerine ekilir. Mikobakteriler üreme sırasında yağ asidini metabolize ederek 14 CO 2 oluştururlar. CO 2 nin radyometrik yöntem ile ölçülmesi ile sonuca gidilir. Bu yöntemle üreyen mikobakterilerin tiplendirilmesinin yapılması ve antibakteriel duyarlılık incelemesi mümkündür. Floresan yöntemle mikobakterinin üremesi floresan bir madde içeren tüpte (MGIT) kültür yapılarak gösterilebilir. Mikobakterileri enfekte eden mikobakteriofajlar da hızlı sonuç veren kültür yöntemlerinde kullanılırlar. Lusiferöz enzim geni taşıyan mikobakteriofaj ile enfekte mikobakteriler ortama lusiferin eklendiğinde görünür hale gelirler. Lusiferaz, ATP varlığında lusiferini oksitler ve ışık oluşmasını sağlar. Reaksiyonun oluşması için ATP nin olması gerekliliğini canlı ve cansız bakteri ayırımı yapılmasını da sağlar. Bu yöntemle ilaç direnci çalışmaları da dört saat gibi kısa bir sürede mümkün olabilmektedir. Nükleik asit çoğaltma yöntemleri Birçok alanda kullanılan bu yöntemle mikobakterilere ait DNA dizisinin çoğaltılarak saptanması mümkün olmaktadır. Bu amaçla kullanılan tetkikler arasında polimeraz zincir 112

Çocukluk Çağı Akciğer Tüberkülozu reaksiyonu (PCR) en sık kullanılanıdır. Bu yöntemde istenilen DNA parçası çoğaltıldıktan sonra DNA elektroforezi yöntemiyle gösterilir. PCR ile günümüzde 10 kadar basili saptamak mümkündür. Bu yöntemin pahalı olmasının yanında laboratuardaki kontaminasyon ile yanlış pozitif sonuçlar vermesi de sözkonusudur. Erişkinlerde yapılmış çalışmalarda bu yöntemin duyarlılık ve özgüllülüğü %90 dan fazla olarak gösterilmiştir. Çocuklarda yapılan çalışmalarda ise sonuçlar erişkinler kadar parlak değildir. Pierre ve ark. Mikobakterial DNA markırı olarak IS6110 u kullanarak yaptıkları çalışmada, 22 akciğer tüberkülozlu çocuğun açlık mide suları araştırıldığında PCR ile ancak 59 örneğin %25 inde pozitif sonuç bulurken, kontrol olarak alınan 65 örneğin 2 sinde yanlış pozitif sonuç saptamışlardır. Smith ve ark.nın 35 tüberkülozlu çocuğu değerlendirdikleri çalışmada ise PCR ın duyarlılığı %40, özgüllüğü %80 olarak bulunmuştur. Delacourt ve ark. ise tüberkülozlu çocuktan aldıkları 199 örnekteki tüberküloz PCR çalışmasında örneklerin %83 ünde pozitif sonuç elde etmişler, buna karşılık yaymada basil pozitifliği %21, kültür seropozitifliği ise %42 olarak bulunmuştur. Ancak tüberkülozla enfekte olan, hastalık bulunmayan çocuklarda da %39 oranında PCR pozitif bulunmuştur. Çocuklarda yapılan bu çalışmalar PCR ın tüberküloz hastalığının tanısında faydalı, ancak sınırlı yeri olduğunu göstermektedir. DNA nın parmak izi (DNA finderprinting) Bu amaçla kullanılan RFLP (restriction fragment-lenght polymorphism) yönteminde DNA yı belli tarama noktalarında kesen özgül enzimler kullanılmaktadır. Bu yöntemle ayrılan DNA parçaları değerlendirilerek mikobakteriumun DNA sının tiplendirilmesi mümkün olmaktadır. Özellikle epidemiyolojik amaçla kullanılan bu yöntemle aynı mikobakteri DNA yapısını gösteren kişilerin, birbirlerinden veya aynı kaynaktan enfekte oldukları düşünülebilir. Serolojik testler M.tb in pürifiye veya kompleks antijenlerine karşı oluşmuş olan antikorların serolojik olarak saptanması amacıyla en sık kullanılan yöntem ELISA (Enzyme linked immunosorbent assay) testleridir. ELISA ile tüberküloza spesifik ppd, 5, 6, A60, 5T, 12T, 38 kd, P32, 85 ve lipoarabinomannan gibi antijenlere karşı oluşturulmuş antikorlar çalışılmıştır. Erişkinlerde yapılan çalışmalarda ELISA nın duyarlılığı ve özgüllüğü %80 civarındadır. Çocuklarda yapılan çalışmalarda sonuçlar değişken olup A60 antijenine karşı oluşan IgG nin klinik olarak hastalığı olan çocukların %68 inde pozitif bulunduğu, IgM nin ise hastaların %19 unda pozitif bulunduğu saptanmıştır. Buna karşın ELISA nın özgüllüğü %95 dir. Başka bir çalışmada ise A60 antijenine karşı oluşan antikorların duyarlılığı %92, özgüllüğü %75.5 olarak bulunmuştur. Bütün bu sonuçlar gözönüne alındığında, çocuklarda henüz tüberküloz tanısında seroljik testlerin belirli bir standardizasyona ve geçerliliğe sahip olamadığı görülmektedir. Antijen saptanmasına yönelik testler Tuberculostearik asit bu amaçla kullanılan M. tb in yapısal bir komponentidir. 113

Nural Kiper Erişkinlerde BOS da yapılan çalışmalarda duyarlılığı ve özgüllüğü oldukça yüksek görülmekte, çocuklarda ise etkinliliği bilinmemektedir. Enzim saptanmasına yönelik testler Bu amaçla en sık kullanılan adenozin deaminazdır (ADA). ADA pürin metabolizmasında rol oynayan bir enzimdir. Monosit, makrofaj, T lenfosit gibi birçok hücrenin olgunlaşmasında rol oynar. Tüberküloz dışında kollajen duku hastalıkları, malignensilerde de yüksek olduğu bilinmekle beraber özellikle yüksek değerlerde özgüllüğü yüksektir. En sık BOS ve plevral sıvılarda ölçümü kullanılmaktadır. Son yıllarda metodun özgüllüğünü arttırmak için ADA izoenzimleri kullanılmaktadır. Plevral tüberkülozlu hastalarda ADA nın 40 IU ve üzerindeki değerlerde duyarlılığı %88.8, özgüllüğü %92 bulunmuş, ADA 1 /ADA oranı kullanıldığında ise 0.42 ve altındaki düzeylerde duyarlılık %100, özgüllük %98.6 olarak bulunmuştur. İmmünolojik testler Tüberkülozlu hastaların serum, plevral sıvı, BAL sıvısı ve BOS da IL-1 ve 2, IFN-gama, TNF-alfa, CD4+T lenfositler, IgG, A, M ve fibronektinin değerlendirilmesi tedaviye yanıtta ve ayırıcı tanıda kullanılması ile ilgili araştırmalarda sürmektedir. Çocukluk çağı tüberkülozunda tanı yöntemleri En değerli Pozitif PPD testi Akciğer grafisi bulguları Tüberkülozlu erişkin ile temas öyküsü Pozitif sonuçların varlığında değerli Balgam, açlık mide suyunda M. tb için yayma/ kültür potifliği Biyopside tiberküloz düşündüren bulgular Spesifik olmayan Fizik muayene, semptomlar, tedaviye cevap diagnostic value of clinical features and special KAYNAKLAR: 1. Eisenach KD. New diagnostic techniques for mycobacterial infections. Semin Pediatr Infect Dis 1993; 4: 214-9. 2. Valdes L, San Jose E, Alverez D, et al. investigations. Ped Infect Dis 1995; 14: 189-94. 4. Vallejo JG, Starke JR. Intrathoracic tuberculosis in children. Semin in Respir Infect 1996; 11(3): 184-95. 5. Inselman LS. Tuberculosis in children. Pediatr Pulmonol 1996; 21: 101-20. Diagnosis of pulmonary pleurisy using the 6. Lagrange PH, Simonney N, Wargnier A, biologic parameters adenosine deaminase, Herrmann JL. Usefulness of serological tests in lysozyme and interferon gamma. Chest 1993; 103: 458. childhood TB. Pediatr Pulmonol 2001; Suppl 23: 61-4. 3. Schaaf HC, Beyers N, Gie RP, et al. Respiratory tuberculosis in childhood: the 114

Nural Kiper 2