AB UYUM SÜRECİNDE TÜRKİYE DE HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜN YAPISAL ANALİZİ ve GELİŞTİRMEYE YÖNELİK POLİTİKALAR



Benzer belgeler
SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

TEŞVİK SİSTEMİNDE TARIM YATIRIMLARI VE KONYA

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Hayvancılığın Desteklenmesi Hakkında Karar. Bakanlar Kurulu Kararı -BKK. Tarih: 15 Nisan Salı. Resmi Gazete Sayısı: 26848

POMPA ve KOMPRESÖRLER

Almanya dan Bir Örnek WESER-EMS UNION

SÜREÇ YÖNETİMİ VE SÜREÇ İYİLEŞTİRME H.Ömer Gülseren > ogulseren@gmail.com

KURUYEMİŞ SEKTÖR RAPORU

ORTA VADELİ MALİ PLAN ( )

İZMİR BÖLGE PLANI İLÇE LANSMAN SÜRECİ KINIK SONUÇ RAPORU

ULUSAL TARIM KURULTAYI HAYVANSAL ÜRETĐMDE SORUNLAR ÇALIŞTAYI RAPORU

Dünya Hububat Pazarında Neredeyiz?

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

AB Mevzuatının Uygulanmasına Yönelik Teknik Desteğin Müzakere Edilmesi

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

TÜSİAD Rekabet Çalışma Grubu Toplantısı DEVLET YARDIMLARI. Abdulgani GÜNGÖRDÜ Rekabet Uzmanı

DEMİRYOLUNUN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN YENİ YAPILANMA SERBESTLEŞME TÜRKİYE DEMİRYOLU ALTYAPISI VE ARAÇLARI ZİRVESİ EKİM 2013 İSTANBUL TÜRKİYE

ÇUKUROVA'DA OKALİPTÜS YETİŞTİRİCİLİĞİ VE İDARE SÜRELERİNİN HESAPLANMASI

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

YERLİ ÜRETİCİLER TARAFINDAN ÇİN HALK CUMHURİYETİ MENŞELİ PVC İTHALATINA YÖNELİK YAPILAN KORUNMA ÖNLEMİ BAŞVURUSUNUN GİZLİ OLMAYAN ÖZETİ

TOHUMCULUK ÜRETİM. Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

1 Kasım 2009 PAZAR Resmî Gazete Sayı : (Mükerrer) 2010 YILI PROGRAMI

PETROL VE LPG PİYASASI FİYATLANDIRMA RAPORU

ELEKTRİK ÜRETİM SANTRALLERİNDE KAPASİTE ARTIRIMI VE LİSANS TADİLİ

d) Çiftçi kayıt sistemi: Bakanlık tarafından oluşturulan çiftçilerin kayıt altına alındığı tarımsal veri tabanını,

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU ÜÇÜNCÜ 3 AYLIK RAPOR

Akaryakıt Fiyatları Basın Açıklaması

DÜNYA KROM VE FERROKROM PİYASALARINDAKİ GELİŞMELER

TİSK GENEL SEKRETERİ BÜLENT PİRLER'İN DÜNYADA VE TÜRKİYE'DE ÇOCUK İŞGÜCÜNE İLİŞKİN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİDİR

PORTFÖY ÜRETİM ŞİRKETLERİNİN OLUŞTURULMASI VE ELEKTRİK ÜRETİM ANONİM ŞİRKETİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI. Sefer BÜTÜN. EÜAŞ Genel Müdürü ÖZET:

A N A L Z. Seçim Öncesinde Verilerle Türkiye Ekonomisi 2:

YÖNETMELİK KAFKAS ÜNİVERSİTESİ ARICILIĞI GELİŞTİRME UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

KAMU İHALE KURULU KARARI. Toplantıya Katılan Üye Sayısı : 7 : Elektrik ihtiyacının temini.

Ekonomik Rapor ULUSLARARASI MAL PİYASALARI 67. genel kurul Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği /

MEYVE SULARI. Hazırlayan Nilüfer YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI ENGELLİLER DANIŞMA VE KOORDİNASYON YÖNETMELİĞİ (1) BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

HABER BÜLTENİ Sayı 23

Doç.Dr.Mehmet Emin Altundemir 1 Sakarya Akademik Dan man

Araştırma Notu 15/177

Demiryolu Taşımacılığı ve Bilişim Teknolojileri. Mete Tırman

HABER BÜLTENİ Sayı 67

Kırsal Kalkınmada Yönetişim. Şanlıurfa Örneği Ülker Şener-Evren Aydoğan

SİRKÜLER 2009 / İşsizlik Ödeneği Almakta Olan İşsizleri İşe Alan İşverenlere Yönelik Sigorta Primi Desteği

Gürcan Banger Enerji Forumu 10 Mart 2007

Dikkat! ABD Enerji de Yeni Oyun Kuruyor!

AB ÜLKELERİNDE KUYUMCULUK SEKTÖRÜNDEKİ UYGULAMALAR

KADININ STATÜSÜ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ. Tarımda Kadınların Finansmana Erişimi Esra ÇADIR

YENİLENEBİLİR ENERJİ ÜRETİMİ AMAÇLI YATIRIMLARA SAĞLANAN HİBE VE KREDİLER

KÜRESEL EKONOMİK ÇEVRE

Banka Kredileri E ilim Anketi nin 2015 y ilk çeyrek verileri, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankas (TCMB) taraf ndan 10 Nisan 2015 tarihinde yay mland.

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

Brexit ten Kim Korkar?

PROJE. Proje faaliyetlerinin teknik olarak uygulanması, Sanayi Genel Müdürlüğü Sanayi Politikaları Daire Başkanlığınca yürütülmüştür.

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

VAKIF MENKUL KIYMET YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. (ESKİ UNVANI İLE VAKIF B TİPİ MENKUL KIYMETLER YATIRIM ORTAKLIĞI A.Ş. )

GYODER SEKTÖR BULUŞMASI 28 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ

KONYA TİCARET ODASI İÇİNDEKİLER. 1- Konya Perakende Güven Endeksi (KOPE) 2 Konya Hizmet Sektörü Güven Endeksi (KOHİZ)

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU

Başbakanlık (Hazine Müsteşarlığı) tan:

ZENTIVA YA BAKIŞ İÇİNDE NE OLDUĞU ÖNEMLİDİR

Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu Genel Başkanı olarak şahsım ve kuruluşum adına hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

İnşaat Sanayi KSO da buluştu

Grafik-1: Avrupa Birliğinde Haftalık Dana Karkas Ortalama Fiyatları / 100 KG

Yrd. Doç. Dr. Emre HORASAN

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

YÜZÜNCÜ YIL ÜNİVERSİTESİ

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU

Elektrik Dağıtım Şirketlerinin Satın Alma-Satma ve İhale Prosedürlerinin Hazırlanması ve Uygulanmasına İlişkin Yeni Yönetmelik Yayımlandı

Yapı ve Deprem Yönetmelikleri, alan kullanım yönetmeliklerinin gözden geçirilmesi ve gerekiyorsa yeniden düzenlenmesi

2016 Ocak ENFLASYON RAKAMLARI 3 Şubat 2016

Kamu Sermayeli İşletmelerde İyi Yönetişim. Mediha Ağar Dünya Bankası, Kıdemli Ekonomist Dünya Bankası

AYDIN TİCARET BORSASI

BASIN DUYURUSU 2001 YILI PARA VE KUR POLİTİKASI

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

İş Sözleşmesi Türlerinin Uygulaması ve Mesleki Faaliyet Olarak Geçici İş İlişkisi. Prof. Dr. Gülsevil ALPAGUT

ADANA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJELERİ

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

Analiz aşaması sıralayıcı olurusa proje yapımında daha kolay ilerlemek mümkün olacaktır.

ELEKTRİK PİYASALARI 2015 YILI VERİLERİ PİYASA OPERASYONLARI DİREKTÖRLÜĞÜ

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

2. KIRSAL KALKINMA MALİ DESTEK PROGRAMI İLE İLGİLİ SORULAR

SOSYAL POLİTİKALAR VE ÇALIŞMA HAYATI

SÜRDÜRÜLEBİLİR ALABALIK YETİŞTİRİCİLİĞİ ÇALIŞTAY SONUÇ RAPORU

ĠliĢkin Usul Ve Esaslarda Yapılan DeğiĢiklikler Hakkında.

GİTES DEMİR-ÇELİK ve DEMİR DIŞI METALLER EYLEM PLANI

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

3201 Debagatte Kullanılan Bitkisel Menşeli Hülasalar Ve Türevleri Debagatte Kullanılan Sentetik Organik, Anorganik Maddeler Müstahzarlar

BATI AKDENİZ KALKINMA AJANSI (BAKA) BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ BAKANLIĞI KÜMELENME DESTEKLERİ

ORGANİZE SANAYİ BÖLGELERİ KÜÇÜK SANAYİ SİTELERİ TEKNOPARKLAR Oda Raporu

SORU: Bölgeye katkı sağlayacak özel bir proje sahibi iktisadi kalkınma programında %50 hibeden fazlasını karşılayamıyorsa bir destek var mı?

ZONGULDAK İLİNDE 2016 YILINDA DÜZENLENECEK ÇİFTÇİ TOPLANTILARININ PROGRAMI Form: 3 Çiftçi Toplantısında. Düzenlenecek Toplantının Faaliyet Amacı

Transkript:

1 AB UYUM SÜRECİNDE TÜRKİYE DE HAYVANCILIK SEKTÖRÜNÜN YAPISAL ANALİZİ ve GELİŞTİRMEYE YÖNELİK POLİTİKALAR Yrd.Doç.Dr.H.Naci BAYRAÇ Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü nbayrac@ogu.edu.tr Özet Yrd.Doç.Dr.Fatih ÇEMREK Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Fen ve Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü fcemrek@gmail.com Sürdürülebilir gelişme sürecinde hayvancılık ve hayvansal üretim sektörü, ülkelerin ekonomik ve sosyal gelişimlerinde büyük önem taşımanın yanı sıra, uluslararası rekabette de ülkelere büyük katkılar sağlamaktadır. Hayvancılık dünya da olduğu gibi Türkiye de de, hızla artan nüfusun yeterli ve dengeli beslenmesinin sağlanması, birçok alanda sanayi hammaddesi olarak kullanımı, kırsal kalkınmanın gerçekleştirilmesi, tarım işsizliğinin azaltılarak köyden kente göçün önlenmesi gibi ekonomik ve sosyal açılardan stratejik bir öneme sahiptir. Türkiye coğrafi ve iklim özellikleri açısından tarım ve hayvancılık sektörlerinde büyük bir potansiyele sahip olmasına karşın, olması gereken seviyeye henüz ulaşamamıştır. Tarım sektöründe yaşanan yıllık % 1.4 düzeyindeki yetersiz büyüme süreci sonucu, bitkisel ve hayvansal üretimdeki artış, nüfus artış hızından daha düşük oranda gerçekleşmiş ve ülke giderek dışa bağımlı bir hale gelmiştir. AB de hayvancılık sektörünü desteklemeye yönelik geniş kapsamlı politikalar geliştirilip uygulamaya konulmasına karşın Türkiye de, hayvancılık sektöründe uygulanan politikaların yetersizliği, üretim maliyetlerin yüksek olması, kayıt dışılık, verimsizlik, örgütsel ve yönetimsel sorunlar gibi çeşitli faktörler, üretim ve rekabeti olumsuz yönde etkilemektedir. Tarım ve hayvancılık ürünlerinde son yıllarda ortaya çıkan fiyat artışları nedeniyle, ülkeler açlık ve gıda güvenliği sorunu ile karşılaşmışlardır. Gıda güvenliği; insanların sürdürülebilir, güvenilir, uygun fiyatta, kaliteli, sağlıklı beslenme alışkanlığını geliştirecek besinleri satın alma ve tüketme hakkına sahip olduğunu ifade etmektedir. Dünya da ve Türkiye de tarımsal ve hayvansal ürün fiyatlarında oluşan artışların ekonomik, sosyal, coğrafi ve politik yönlü birçok nedeni bulunmaktadır. Fiyat artışları özellikle dünya nın yoksul kesimlerinin ve gıda ithalatçısı konumundaki ülkelerin temel sorunu haline gelirken, dünya ticaretinde de daralmalara neden olmaktadır. Türkiye de dünyadakine benzer eğilimlerin ortaya çıkması, gıda güvenliğinin sağlanması konusunda önlemler alınması gerekliliğini gündeme getirmiştir. Türkiye de gıda güvencesi öncelikli olarak, bir tarımsal üretim sorunudur. Ülkenin tarımsal potansiyelinin etkin olarak değerlendirilmesini sağlayan ve üretim artışını sürekli hale getirmeye yönelik politikaların hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada AB ye tam üye olma konusunda müzakereler yürüten Türkiye nin uyum sürecinde hayvancılık sektörünün mevcut durumu, yapısal özellikleri ve AB ile karşılaştırması yapıldıktan sonra Ortak Piyasa Düzenleri çerçevesinde üretim, verim ve rekabet gücünü belirlemeye

2 yönelik politikalar ele alınmaktadır. Bunun için AB üyesi ülkeler ile Türkiye için hayvancılığa yönelik veriler kullanılarak, bu ülkelerin gruplanması amacıyla kümeleme analizi yapılacaktır. Giriş Hayvancılık sektörü bütün dünyada olduğu gibi Türkiye de de sürekli artan nüfusun yeterli ve dengeli beslenmesi ve birçok alanda endüstri hammaddesi olarak kullanılması açısından önemli bir yere sahiptir. Hayvancılık sektörü diğer sektörlerden farklı olarak, içerisinde birçok alt sektörü barındırmakta ve ülkenin toplumsal sorunlarına da çözüm getirmektedir. Hayvancılık kırsal kalkınmanın sağlanması açısından, bazı toplumsal ve ekonomik fonksiyonlara sahiptir. Kırsal alandaki işsizliğin azaltılarak köyden kente göçün önlenmesi, çarpık kentleşme ve nüfus baskısının azaltılması gibi toplumsal sorumluluklarının yanı sıra, ülkedeki kalkınmanın dengeli olarak gerçekleştirilerek ferahın arttırılması, et, süt, deri, kozmetik, ilaç vb. diğer alt sektörlere hammadde temin edilmesi gibi yükümlülükleri de yerine getirmektedir. Hayvancılık ülke kalkınmasının sağlanmasında, birim yatırım karşılığında yüksek kazanç ve en düşük maliyetle istihdam olanağı tanıyan önemli bir sektördür. Günümüzde sanayi sektöründe bir kişiye istihdam olanağı yaratabilmek için, gereken yatırım ihtiyacının 1/5 i hayvancılık için yeterli olmaktadır. Türk tarım ve hayvancılığı; ekonomideki yeri ve önemi, uygulanan politikalar, tarımın yapısı, işletme büyüklüğü, organizasyonu, dağılımı, üretim deseni, üretim hacmi, verimlilik düzeyi, genel performansı gibi konular itibarıyla AB ne oranla önemli ölçüde farklılıklar göstermektedir. AB tarım politikaları Ortak Tarım Politikasına (OTP) ve bu kapsamda Ortak Piyasa Düzenleri (OTP) aracılığı ile yürütülmektedir. Türkiye de ise, bu düzeyde sistematik bir politika bulunmamaktadır. Bu nedenle üyelik sürecinde Türkiye nin OTP ye uyum sağlaması ve AB hayvancılık sektörü karşısında Türk hayvancılığının rekabet gücüne ulaştırılması gerekmektedir. Türkiye nin AB ne tam üyeliği halinde OTP, fiyat, rekabet ve üçüncü ülkelerle yapılacak ticaret konularında uyum zorunluluğu söz konusu olacaktır. Bu nedenle yeni politikalar oluşturmak için mevzuat ve teşkilatlanma yapısında AB benzeri yeni düzenlemelere gereksinim vardır. 1. AB ve Türkiye de Hayvancılık Sektörünün Yapısı Hayvancılık sektörü, ülkenin yeterli ve dengeli olarak besin ihtiyacının karşılanması, istihdam potansiyeline sahip olması ve dış ticaret açısından avantajlı olması nedenleri dolayısıyla stratejik öneme sahiptir. Hayvancılık et, süt, yumurta, tekstil, yün ve deri gibi ürünler aracılığı ile çeşitli endüstri kollarına hammadde sağlamakta, yem, ilaç ve ekipman gibi yan sanayi dallarının kurulması ve gelişmesine yardımcı olmakta ve ülke ihracatına katkı yapmaktadır. Ayrıca hayvan gübreleri bitkisel üretimde, toprağın fiziksel yapısını iyileştirme ve verimliliğini arttırmada kullanılmaktadır. Hayvancılık, tarım işletmelerinde özellikle bitkisel üretim faaliyetlerinin olmadığı kış döneminde, işletmedeki boş işgücünün değerlendirilmesine imkan tanımaktadır. Bitkisel üretimin iklim koşullarına bağlılığı nedeniyle, hayvancılık tarım işletmeleri için ek gelir kaynağıdır. Bu nedenlere bağlı olarak, hayvancılık sektörü hemen her ülke tarafından çeşitli biçimlerde desteklenmektedir. Türkiye de ülke nüfusunun önemli bir bölümü tarımla uğraşmaktadır ve toplam istihdam içinde tarımsal istihdamın oranı yaklaşık % 35 gibi oldukça yüksek olmasına karşılık, AB de bu oran % 5 dolayındadır. Tarımın GSMH dan aldığı pay Türkiye de % 14 ve AB de % 1.9 dolaylarındadır. Bu durum Türkiye de tarımın, halen önemli bir sektör olduğunu göstermektedir.

3 Tarımsal açıdan gelişmiş ülkelerin çoğunluğunda hayvancılığın, tarımsal üretim içindeki payı % 50 dolaylarındadır. AB de hayvansal üretim % 49.4 ve bitkisel üretimin % 50.4 oranında olduğu dengeli bir dağılım mevcut iken, Türkiye de tarımsal üretimin yaklaşık % 76.3 ü bitkisel, % 23.7 si ise hayvansal üretim olarak, bitkisel üretim ağırlıklı bir şekilde gerçekleştirilmektedir (Peşmen ve Yardımcı, 2008, 52). Türkiye de hayvansal üretimin tarıma göre düşük olmasının birçok nedeni olmakla birlikte, temel olarak Türkiye de hayvancılığın ticari bir faaliyet olarak algılanmamasından kaynaklanmaktadır. Geleneksel tarım kültürü içinde bitkisel üretim ana üretim faaliyeti iken, hayvansal üretim ek faaliyet alanı konumundadır. Bu durumun ortaya çıkmasına, genel tarım politikası içinde hayvancılığa gereken önemin yeterince verilmemesi neden olmaktadır. Türkiye de son dönemlerde uygulanan tarım politikaları, Doğrudan Gelir Desteği (DGD) ve daha çok bitkisel üretimin attırılması ve kalite olarak iyileştirilmesine yöneliktir, hayvancılık için yem bitkileri üretimi ve süt teşviki gibi özendirici ve geliştirici tedbirlerin dışında önemli bir politika izlenmemektedir (Saçlı, 2007, 22). 1.1. Hayvancılık İşletmelerinin Yapısı Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) 2009 yılında yaptığı Genel Tarım Sayımı sonuçlarına göre; Türkiye de tarım kesiminde toplam 3.075.516 adet işletme bulunmaktadır. Bu işletmelerin % 67.42 sinde hem bitkisel hem de hayvansal üretimin birlikte yapılmaktadır. Geri kalan işletmelerin % 30.22 de sadece bitkisel üretim, % 2.36 da ise sadece hayvansal üretim yapılmaktadır. Sektörde, süt sığırcılığı işletmelerinin % 71.83 gibi büyük bir bölümü 1-4 baş hayvana sahip bulunmaktadır. Benzer biçimde faaliyet gösteren sığır besi çiftliklerinin ise % 87 si 10 başın altında hayvana sahiptir (Peşmen ve Yardımcı, 2008, 51). AB de 2008 yılında, kırsal alanda üretim yapan toplam 7.8 milyon işletmenin yaklaşık % 28.8 ini besi ve süt sığırcılığı işletmeleri meydana getirmektedir. AB de 1980 sonrası hayvancılık işletmeleri sayısal olarak azalırken, işletme başına düşen ortalama hayvan sayısı artmış, başka bir ifadeyle işletme ölçeği büyümüştür. 1985 yılında 2.150.000 olan besi sığırı işletmelerinde işletme başına düşen ortalama hayvan sayısı 36 baş iken, 2008 yılında işletme sayısı 1.477.000 e azalmış, işletme başına düşen ortalama hayvan sayısı yükselerek 48 baş olmuştur. AB de işletme başına düşen hayvan sayısı arttıkça, modern üretim araçlarının kullanım miktarında artış görülmekte ve bu durum verimlilik üzerinde olumlu yönde etki yapmaktadır. Türkiye de toplam süt üretiminin % 88 i ve kırmızı et tüketiminin % 67 si sığır varlığından karşılanmaktadır. Bu nedenle sığır yetiştiriciliği hayvansal gıda ihtiyacının karşılanması ve ülke ekonomisi açısından son derece önemli bir sektördür. 2010 yılı verilerine göre, 12.661.924 baş sığır bulunmaktadır. Sığır varlığının % 33 ü kültür ırkı, % 41 i kültür ırkı melezi ve % 26 sı yerli ırklardan oluşmaktadır. 223.974.591 baş olan koyun varlığının % 96 sı yerli ırk, % 4 ü merinos ırkıdır. Kıl keçisi varlığı 5.435.393 ve tiftik keçisi varlığı ise, 158.168 baştır (Taş, 2010, 36). AB de Türkiye nin tersine yoğun olarak, domuz üreticiliği yapılmakta bunu koyun ve sığır yetiştiriciliği izlemektedir. AB toplam tarımsal üretim değerinin % 13.7 si süt, % 9.6 sı sığır, % 8.5 i domuz, % 2.3 ü koyun ve keçi, % 2.2 si yumurta ve % 4.1 de kanatlı etlerinden sağlanmaktadır. AB de 153 milyon baş ile domuz ilk sırayı almakta bunu 102.9 milyon ile koyun ve 88 milyon baş ile sığır izlemektedir. AB de sığır varlığı genel olarak kültür ırkı olarak adlandırılan saf ırk sığırlardan oluşmaktadır. AB de başlatılan ıslah çalışmalarından sonucunda, birlik diğer ülkelere damızlık hayvan ve teknoloji ihracatçısı durumuna gelmiştir.

4 Türkiye nin tarımsal yapısı, AB den çok büyük farklılıklar göstermektedir. Türkiye de tarım işletmeleri çoğunlukla, geçimlik veya yarı geçimlik aile işletmeleri yapısındadır. Bu nedenle AB ne tam üyelik durumunda tarım sektörü içinde özellikle hayvancılık alt sektörü büyük bir rekabet ortamı ile karşılaşacaktır. Türkiye rekabet edebilirliği sağlamak amacıyla hayvan sağlığı, hayvan refahı ve özellikle doğu sınırlarındaki kaçakçılığı önlemek için gereken tedbirleri almak zorundadır. 1.2. Süt Üretimi Türkiye de süt üretimi AB den farklı olarak, küçük aile işletmelerinde gerçekleştirilmektedir. Bu durum süt üretiminin piyasa yerine daha çok aile içi tüketimi karşılama amacıyla yapıldığını göstermekte ve hane ihtiyacından fazla olan sütün satışı, kayıt dışı üretime ve sokak sütçülüğüne neden olmaktadır. Türkiye de 2008 yılında süt üretimi 12.2 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. Bu miktarın % 91.9 u inek sütü, % 6.1 i koyun sütü, % 1.7 si keçi sütü ve % 0.3 de manda sütü olarak gerçekleşmiştir. Yapılan üretimin içinde kültür ırkı sığırların payı % 43.9, melezlerin payı % 36.9 ve yerli ırkların payı ise % 11.1 olmuştur. Süt sığırı varlığı 4.1 milyon dolayındadır. AB de 2008 yılında 133.7 milyon ton süt üretimi gerçekleştirilmiş ve üretimin % 97 gibi çok büyük bir oranı sığırlardan elde edilmiştir. Süt sığırı varlığı 24.2 milyon adettir. AB üye ülke sayısının artması sonucu süt ve süt üretiminde önemli ölçüde artışlar kaydedilmiştir. Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda, İtalya ve Polonya AB de üretilen sütün yaklaşık % 70 ini üretmektedirler. Türkiye nin ortalama süt verim miktarı 2.75 kg/baş ve AB de ortalama 5.51 kg/baş dolayındadır. Buna göre Türkiye de süt verimliliği, ortalama olarak AB nin 1/3 ü düzeyindedir. Bu nedenle Türkiye de, süt hayvanlarının verim düzeyinin arttırılması için kapsamlı ıslah çalışmalarına, üreticilerin eğitilmesine, kayıt dışılığın önlenmesine ve büyük ölçekli işletme tipine dönüşme gereksinimi vardır. 1.3. Kırmızı Et Üretimi Türkiye de 2010 yılında kırmızı et üretimi 482.5 bin ton olmuştur. Bu üretimin % 76.8 i sığır etinden, % 20.1 i koyun etinden, % 2.9 u keçi etinden ve % 0.28 manda etinden sağlanmıştır. Türkiye de toplam 628 bin besi işletmesinin % 93.7 si 1-25 baş, % 5.3 ü 25-50 baş, % 9.83 si 50-100 baş ve % 0.18 i ise 100 baş ve üzeri kapasiteye sahiptir. İşletmelerin büyük bir kısmı çok küçük ölçekli işletmelerdir. Hayvan başına verim AB den oldukça düşük düzeydedir. Meraların tam olarak kullanılamaması ve kurak iklim şartları, kaçak et ve canlı hayvan ticareti hayvancılığı olumsuz yönde etkilemektedir. AB nin toplam et üretimi içinde 1990 larda sığırlarda görülen Deli Dana Hastalığı (BSE) nedeniyle domuz etinin önemli bir yeri mevcuttur. Bu nedenle toplam üretim içinde domuz ve piliç etinin payı artmıştır. 2008 yılında domuz eti üretimi 22.6 milyon ton piliç eti üretimi ise, 8.3 milyon ton olarak gerçekleşmiştir. 2010 yılı verilerine göre Türkiye de kişi başına et tüketimi 10-12 kg/yıl dolayındadır. Ancak bu rakamın kayıt dışı arz ve tüketimden dolayı 25 kg/yıl olabileceği tahmin edilmektedir. AB de ise kişi başına et tüketimi 70 kg/yıl düzeyinde gerçekleşmektedir. 2. Hayvancılık Sektöründe Yaşanan Sorunlar Türkiye hem gıda güvenliği ve standartları açısından hem de verimlilik açısından AB nin oldukça gerisinde kalmaktadır. Türkiye yıllık yaklaşık 12.5 milyon ton çiğ süt üretimi ile dünyada önde gelen üreticiler arasında yer almasına rağmen, sektördeki pek çok işletmenin kârlılık oranlarının düşük olması ve üretilen sütün büyük bir bölümünün AB gıda güvenliği standartlarının çok altında olması nedenleriyle rekabet gücü azalmaktadır.

5 Türkiye de çiğ süt ve ürünlerinin pazarlama biçimleri AB de olduğu gibi fiyat istikrarının sağlayıcı düzenlemelerin uygulanmaması nedeniyle, üreticiler çeşitli sorunlar yaşamaktadırlar. İlkbahar döneminde süt üretiminin fazla buna karşın talebin az olması nedeniyle, aşırı stok yapma durumunda kalan üretici ve sanayicinin depolama yardımı, ihracat destekleri vb. yöntemlerle korunmaması, süt tüketiminin arttırılamaması ve fiyat istikrarının sağlanamaması sonucu sorunlar giderek artmaktadır. Türkiye de çiğ süt pazarlanmasında mahalli idareler, hizmet birlikleri, kooperatifler, birlikler vb. çok parçalı bir yapı bulunmaktadır. Hayvan başına düşen süt veriminin azlığı, hayvan beslemede meraların ve kaba yemlerin yeterince kullanılamaması, yem fiyatlarının yüksekliği vb. nedenler üreticileri dünya süt fiyatları üzerinde fiyat beklentisine yöneltmektedir. Türkiye de çiğ süt üretim miktarı, kalitesi, toplanması, altyapı ve soğuk zincir ve pazarlama açısından çeşitli sorunlar mevcuttur. Hayvancılığın desteklenmesi uygulamalarında süt toplama ve soğutma merkezlerinin kurulması, kaliteli ve sağlıklı süt elde edilmesinde ve çiğ sütün pazarlanmasında kolaylıklar sağlanmalıdır. Kırmızı et sektöründe ise, verimsizliğin yanı sıra, üretimin giderek azalması ve fiyatların yükselmesi, beyaz eti kırmızı etin ikame ürünü haline getirmiştir. AB de yıllık 17.7 kg olan kırmızı et tüketimi Türkiye de 5.6 kg kadar düşmüştür. Türkiye de canlı hayvan ve hayvan ürünlerinin pazarlanmasında, örgütlenme yetersizliği sonucu aracı kurumlar önemli bir yere sahiptir. Bu nedenle üreticiler ürünlerini değerinde satamadıkları gibi tüketiciler de hayvansal ürünleri daha pahalı satın almak zorunda kalmaktadırlar. AB de sütün önemli bir kısmı kooperatifler aracılığı ile damızlık hayvanlar ise, genellikle sürü katalogları aracılığı ile pazarlanmaktadır. Türkiye de ise, kooperatiflerin pazarlamadaki rolü çok düşük düzeydedir. Türkiye de 1980 sonrası uygulanmaya başlanan piyasa ekonomisine geçiş politikaları çerçevesinde EBK, YEMSAN ve SEK gibi kuruluşlar özelleştirilmiştir. AB de Üretici Birlikleri OTP nın bütün üye ülkelerde eş zamanlı işlemesi ve bilgi akışını sağlanmasında önemli rol bir rol oynamaktadırlar. AB de hayvancılık dahil tarımsal üretimin her konusunda faaliyet gösteren üretici örgütleri, AB Komisyonunda temsil edilmekte, tarımsal politikaların belirlenmesi ve karar alma sürecinde oldukça etkin bir konuma sahiptirler. AB de hayvancılık konusunda faaliyet gösteren üretici birliklerinin başlıca çalışma alanları; verimlilik, damızlık seçimi, suni tohumlama, pazarlama, eğitim, Ar-Ge, üretim teşvik ve sağlık konuları iken, özellikle süt-et üretimi ve pazarlanması alanlarında kooperatifler önemli yere sahiplerdir (Saçlı, 2007, 61). 3. Hayvancılık Sektöründe Uygulanan Politikalar Hayvancılık politikalarının temel amacı; uygun biçimde örgütlenmiş, yüksek rekabet gücüne sahip, sürdürülebilir bir hayvancılık sektörünün oluşturulmasıdır (Taş, 2010, 32). Türkiye, hayvancılık sektörünün gelişmesi bakımından yeterli ekolojik ve doğal kaynaklara sahiptir. Ancak hayvancılığa yönelik politikaların yetersiz oluşu, hayvancılık faaliyetlerinin genel olarak tabiata bağlı geleneksel yöntemleri kullanması, hayvan başına verimliliğin azlığı ve sektördeki mevcut yapısal sorunlar nedeniyle, hayvancılık sektöründe istenilen seviyeye ulaşılamamıştır. Bu nedenle, Türkiye nin AB uyumu konusunda hayvancılık sektöründe yapısal anlamda değişiklikler yapması gerekmektedir. 3.1. Türkiye de Uygulanan Politikalar Türkiye de hayvancılık politikaları sıklıkla kamu müdahalesine maruz kalmaktadır. Üretimin her aşamasında yol gösterici, teşvik edici, denetleyici, vergi toplayıcı ve dış piyasa ile ilişkileri

6 belirleyici olan kamu örgütlenmesi üretim ve üreticileri önemli ölçüde etkilemektedir. Hayvancılık politikaları ile, hayvansal protein açısından dengeli beslenme için gerekli üretim artışının sağlanması amaçlanmaktadır. Bunun için aşağıda yer alan temel ilkeler kabul edilmiştir. i. Hayvan ıslahının, kaliteli yem ve yem bitkilerinin arttırılması, ii. Hastalık ve zararlılarla etkili mücadele ve yayım hizmetlerinin geliştirilmesi, iii. İç talebin karşılanması ve ihracata dönük üretim düzeyinin sağlanması, iv. Et ve süte dayalı sanayinin ülke geneline yayılması. Belirtilen amaçlar ve saptanan ilkeler çerçevesinde, planlanan kanuni düzenlemelerden başlıcaları; hayvan ıslah komisyonunun kurulması, genel hayvan sayımının yapılması, üretici birliklerinin, şirketlerinin, kooperatifçiliğin özendirilmesi, damızlık işletme sayısının arttırılması, pazarlama kolaylıklarının çoğaltılması, suni tohumlamanın arttırılması, hayvan hastalık ve zararlılarınla mücadele ve korunmanın sağlanması için ithalatın denetlenmesi gibi uygulamalar yürürlüğe konmuştur. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren tarım politikaları kapsamında bitkisel üretim önemli ölçüde desteklemeye konu olurken, daha sonraki yıllarda hayvancılığa sağlanan destekler giderek sınırlı ölçüde kalmıştır. Bunun sonucu olarak, 1980 li yıllardan itibaren hayvancılık sektöründe önemli sorunlar yaşanmaya başlamıştır. 1980 sonrası uygulanan politikalar, canlı hayvan ve hayvansal üretimi miktar ve kalite yönlerinden olumsuz etkileyerek, ürün fiyatları ve üretici gelirleri istikrarsız hale gelmiştir. Bu istikrarsızlığı düzeltmek isteyen hükümet Tarım Paketi önlemlerini 1987 yılında yürürlüğe koyarak, damızlık hayvan ihracatı ve karma yem satışında sübvansiyon ödenmesi, süt için de teşvik primi ödemesi, belirli dönemlerde kırmızı ve beyaz ette destekleme ödemeleri yapılmıştır (Ören ve Bahadır, 2005, 3). Ancak yapılan desteklemelerin yetersiz olması nedeniyle, tarım politikalarında köklü değişiklikler yapılması gerekmiştir. 2000 yılında 467 sayılı Hayvancılığın Desteklenmesi Kararnamesi ile yem bitkisi üretimine, suni tohumlamaya ve burada kullanılacak aletlere, damızlık belgeli hayvanlara ve soy kütüğü kayıtlarının tutulmasına yönelik destekler verilmiş ve 2003 yılında bu destekler arttırılarak günün koşullarına göre güncellenmiştir. Türkiye de tarımın önemli bir kolu olan hayvancılık sektörüne kamunun yönlendirme ve destekleme amaçlı politikalarında en fazla başvurulan araçlar teşvik ve sübvansiyon olmuştur. Müdahalelerde genellikle ya gıda sanayinin hammadde ihtiyacını karşılama ya da tüketiciyi koruma amacı taşımaktadır. Buna karşılık, üretim yetersizliği olan ülkelerde devlet müdahalesinin ana amacı, üretimde süreklilik ve yeterliliği sağlamak üreticiyi korumak ve maliyetleri düşürmek olmalıdır. Hayvancılıkla ilgili politikaların oluşturulması ve öngörülen politikaların uygulanmasında üreticiler tarafından kurulan örgütler henüz etkin konuna gelememişlerdir. Türkiye de yaygın olan küçük ölçekli işletmelerin hem ürün satışı hem de girdi temininde pazarlık güçleri oldukça zayıftır. Bu durum öncelikle üreticileri ürünlerini düşük fiyattan satmak, girdileri de yüksek fiyattan almak zorunda bırakmaktadır. Sektörde hakim konumda olan küçük işletmeler, teknoloji yenileme, ürün çeşitlendirme, ürün kalitesini yükseltme ve ürünlerini işlemede yetersiz kalmaktadır. Ayrıca bir araya gelecek ortak hareket etme imkanı olmayan üreticilerin temel politikalar üzerinde etkili olma ve çıkarlarını koruma imkanlarında mümkün değildir (www.zmo.org.tr/resimler/ekler/a9dcba2349fef2b_ek.pdf, Erişim Tarihi: 26.11.2011). Türkiye de hayvancılıkla ilgili desteklemeler, bitkisel üretim sektörü ile karşılaştırıldığında; süreklilik göstermemesi ve destekleme politikalarının uygulanması için gereken altyapının yetersizliği nedenlerinden dolayı, hayvancılıkta istenilen seviyede üretim artışı gerçekleştirilememiştir.

7 AB çalışmaları çerçevesinde Türkiye de 25.02.2008 tarihi itibarıyla, resmi olarak IPARD (Kırsal Kalkınma Bileşeni) planı kabul edilmiştir. Bu planda kırsal kalkınma politikası uygulamasında desteklenecek iller, sektör ve alt sektörler, destekleme biçimleri ve tedbirler için arılan bütçeler belirlenmiştir. IPARD planı 2007-2013 yılları arasında geçerli olup, destekleme proje bazında yapılacaktır (Ekin, 2008, 53). AB tarafından Türkiye nin kırsal kesimine aktarılacak olan IPARD hibelerinde, et ve süt ürünlerine öncelik verilecektir. Et ve süt sektörleri IPARD tedbirlerinin birincisi olan Tarımsal İşletmelerin Yeniden Yapılandırılması ve Birlik Standartlarına Ulaşılmasına Yönelik Yatırımlar ile ikincisi olan Tarım ve Balıkçılık Ürünlerinin İşlenmesi ve Pazarlanmasının Yeniden Yapılandırılması ve Birlik Standartlarına Ulaşılmasına Yönelik Yatırımlar tedbirlerinde öncelikli olarak hedeflenen sektörler arasında yer almaktadır. IPARD kapsamında verilecek destekler, et ve süt sektöründe Türkiye nin verimlilik ve gıda güvenliği sorunlarını yaşadığı işletmelerin hem nicel olarak büyümesi hem de ürün kalitelerinin arttırılması amacını taşımaktadır (Bozçağa, 2010, 36). Ayrıca IPARD fonlarından yararlanmak için kurulması ön şart olan Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu, hayvancılık için alacağı tedbirler ve desteklemelerde, hayvan refahını da dikkate alacaktır. Kurum 2007-2013 yılları arasında geçerli olan IPARD planını uygulamaktan sorumludur. Bu tarihe kadar veya 2014 itibarıyla Türkiye de AB ye üye olduğu taktirde kurum, tüm tarımsal ödemelerin tek elden yapıldığı bir ödeme kuruluşu haline gelecektir. Üye devletler için uygulama zorunluluğu olması, üçüncü ülkeler için ise, AB ne yapacakları ihracat için onay numarası alınmasında gerekli olması nedeniyle, hayvan refahı önemli bir uygulamadır. Hayvan refahı, hayvanlara uygun ortam sağlama, bunu sonucunda ürün kalitesinin korunması ve böylece pazar kaybı riskinin ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir. Hayvancılık sektörünün günümüzde tüketici odaklı bir faaliyete doğru yönelmesi sonucu hayvan refahı kavramı, kaliteli ve güvenli gıda talebindeki artışa paralel biçimde gittikçe önem kazanmaktadır. 3.2. Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikası AB OTP, birliğe üye ülkelerin tarım politikalarının ekonomik ve siyasi yönlerden ortak bir çerçevede yönetilmesi esasına dayanmaktadır ve AB bütçesinin yaklaşık yarısına sahiptir. OTP nin amaçları, birlik içerisinde gıda yetersizliklerinin önüne geçilmesi, tarımda çalışan kesimin gelir düzeyinin arttırılması, piyasa mekanizmaları arasındaki farklılıkların giderilmesi ve istikrarın sağlanması, üretim standartlarıyla tarım teknolojisinin geliştirilmesi ve dolayısıyla verimliliğin artırılması, tarımsal üretim araçlarının etkili kullanımının ve ürün arzı güvenliğinin sağlanması, üretim faktörlerinin ve özellikle işgücünün optimal kullanımın sağlanması, tüketicilere uygun fiyatlarla ulaştırılmasının sağlanması ve fiyatların üyeler arasında haksız rekabete yol açmasının engellenmesi olarak belirlenmiştir (http://www.ikv.org.tr/pdfs/tarim.pdf, Erişim Tarihi: 03.12.2011). OTP nin bu amaçları yerine getirmesinde AB ülkeleri arasında vergilerin kaldırılarak ürünlerin serbest dolaşımı, fiyatların tüm üye ülkelerde aynı düzeyde tutulması ve verilen destekler çok önemli yer tutmaktadır. OTP üç temel ilkeye dayanmaktadır (Bayraç ve Yenilmez, 2005, 25). Tek Pazar İlkesi ; üyeler arasında tarım ürünlerinin serbest dolaşımını engelleyen tüm kısıtlamaların kaldırılarak tek bir pazar oluşturulmasını öngörmektedir. Topluluk Tercihi İlkesi ; birlik içinde üretilen ürünlere öncelik tanınmasını amaçlamakta, bunun için AB tarım ürünlerinin ithalata karşı korunması, ihracatın ise sübvansiye edilmesi gerekmektedir. Ortak Mali Sorumluluk İlkesi ; OTP ye ilişkin harcamaların tümünün birlik üyeleri tarafından ortaklaşa üstlenilmesini amaçlamaktadır. Bu harcamaların

8 finansmanını sağlamak amacıyla, Avrupa Tarımsal Yönlendirme ve Garanti Fonu (FEOGA) kurulmuştur. AB, OTP karar alma sürecinde, diğer ortak politika alanlarına oranla üyeler üzerinde daha fazla yetki sahibidir. OTP nin fiyat ve piyasa mekanizmalarının belirlenmesi tamamıyla birliğin sorumluluğu altında gerçekleştirilmektedir. 3.2.1. Ortak Piyasa Düzenleri (OPD) OTP nin işleyişinin temelinde Ortak Piyasa Düzenleri (OPD) yer almaktadır. OPD, ürün bazında yapılmaktadır ve ürünlerin hepsinde ortak bir fiyat sistemi temel alınmaktadır. OPD birlik içinde; tarım ürünleri ticaretine konan her türlü kısıtlamaların ortadan kaldırılmasını, ithalat ve ihracat için ortak sınır düzenlemeleri yapılmasını ve rekabetin sağlanması için ortak rekabet kurallarının uygulanmasını gerektirmektedir. OPD uygulamaları ilgili ürüne iç piyasada destek, dış rekabete karşı ise koruma sağlamaktadır (Dura ve Atik, 2007, 356). Birliğin uyguladığı hayvancılık politikasıyla, üreticilere fiyat ve pazar garantisi sağlanmakta ve üreticiler yıl içinde elde edeceği geliri bilerek faaliyetlerini sürdürmektedirler. AB de, hububat (tahıl), taze-işlenmiş sebze ve meyva, pirinç, şeker, zeytinyağı, ham tütün, keten ve kenevir, şerbetçi otu, tohumluklar, sığır ve dana eti, koyun ve keçi eti, kümes hayvanları etleri ve yumurta, domuz eti, süt ürünleri, şarap, kurutulmuş hayvan yemleri ile çiçekler ve canlı bitkiler için ayrı ayrı OPD oluşturulmuştur. Su ürünleri OPD ise, Ortak Balıkçılık Politikası altında ele alınmaktadır (Baş, 2004, 5). Yukarıda belirtilen ilkelere bağlı olarak oluşturulan OPD aracılığı ile tarımsal ürünlerin üretimi, desteklenmesi ve dış ticaretine ilişkin politikalar yürütülmektedir. OPD nin içerdiği başlıca unsurlar, ortak fiyat ve müdahale mekanizmaları, birlik içi serbest dolaşım, üçüncü ülkelerle ticaret, rekabet ve finansmana ilişkin konulardır (Karluk, 2005, 436). Tarım ürünlerinin fiyatlarının düşmesi ve üreticilerin gelir düzeylerinin azalmasını engellemek amacıyla OPD kapsamında yer alan ürünler için her yıl ortak fiyatlar belirlenmektedir. Fiyatların düşmesi durumunda piyasaya müdahale edilmesi ve aradaki farkın desteklerle AB bütçesinden karşılanması OTP nin pazar ve fiyat mekanizmasının temelini oluşturmaktadır. İç piyasada ortak fiyat, hedef ve müdahale fiyatları aracılığı ile oluşturulmaktadır. Hedef fiyat; tüketicilerin aşırı fiyat dalgalanmalarından korunmasını sağlamanın yanı sıra, tarımsal üreticilerin gelir düzeylerini en makul düzeyde tutacak tavan fiyat niteliğindedir. Birlik içinde bütün piyasa destekleme mekanizmaları hedef fiyat ilkesine dayanmaktadır. Müdahale fiyat ise; piyasa fiyatlarının hedef fiyatın altına düşmesi halinde, üreticilere sağlanan en düşük garanti seviyesini ifade eden taban fiyat niteliğindedir. Belirlenen ürünlerde üretim fazlası oluşur ve fiyatlar beklenen seviyenin altına düşerse, ürün fazlalığı bu fiyattan satın alınmaktadır. AB OTP kapsamında yürütülmekte olan dış piyasalara yönelik fiyat politikaları, ithalat ve ihracat politikalarındaki gelişmelerden etkilenmektedir. İthalat politikası kapsamında Dünya Ticaret Örgütü (WTO) Tarım Anlaşmasıyla belirlenen gümrük tarifesi üst sınırları çerçevesinde gümrük vergileri alınmaktadır. İhracat politikası kapsamında ise, birliğin çoğunlukla dünya fiyatlarının üzerinde olan yüksek fiyatlı tarım ürünleri ihracatının desteklenmesi amacıyla dünya fiyatları ile AB müdahale fiyatları arasındaki fark ihracat iadesi olarak ihracatçılara ödenmektedir. Dünya fiyatlarının AB fiyatlarından nadir olarak yüksek olduğu durumlarda da ihracatçılardan aradaki fark kadar vergi alınmaktadır.

9 AB de üreticiler ayrıca doğrudan ödemeler aracılığı ile de desteklenmektedir. Örneğin; keten, kenevir ve ipek kozası gibi ürünlerin üretimini desteklemek için üretim desteği, belirli ürünler için verilen işleme desteği, zeytin yağı gibi bazı ürünlerin tüketimini teşvik etmek için sağlanan tüketim desteği ve üreticilerin ürünlerini piyasaya sürmekleri yerine özel depolarda saklamaları özendirmek için depolama desteği verilmektedir. 3.2.2. Hayvancılık Sektöründe Ortak Piyasa Düzeni Uygulamaları Günümüzde OPD nin amaçları; fiyat istikrarını sağlamak, sektörün rekabet gücünü arttırmak, gıda güvenliğini sağlamak, hayvan refahına ve çevreye duyarlı üretimi teşvik etmek ve üreticilere diğer sektörlerde çalışanlara eşdeğer bir düzeyde yaşam standardı sunmaktır. AB OPD kapsamında yer alan 23 tarım ürünü içinde OPD ne tabi olan başlıca hayvansal ürünler; süt ve süt ürünleri, sığır-dana eti, koyun-keçi eti, kümes hayvanları eti, yumurta, domuz eti, kurutulmuş hayvan yemleri ve ipekböceği yer almaktadır. AB de hayvansal ürünlerde uygulanan politikalar ele alındığında, AB nin önce özellikle fiyat destekleriyle hayvancılık sektörünü yüksek oranda koruduğu daha sonra, üretim fazlalıklarının ortaya çıkmasıyla bunların önlenmesine yönelik tedbirler alındığı fakat, OTP araçlarında değişiklik yapılsa da üreticilere makul bir gelir seviyesinin sürekli sağlanmaya çalışıldığı görülmektedir. OTP nin uygulamaya başlandığı dönemde, birlik içinde arz yetersizliği söz konusu olduğunda gıda arzını dengeleyecek dünya piyasa fiyatları üzerindeki fiyatlara dayalı bir uygulama söz konusu iken, daha sonraki yıllarda tarımda yaşanan teknolojik ilerlemelere bağlı olarak birçok üründe üretim fazlalıklarının oluşmasına neden olmuştur. Bu üretim fazlalıklarının maliyeti, dış ticaret ortamı, gıda güvenliği ve hayvan refahı ile çevresel konularda giderek artan ilgi sonucu çeşitli reformların yapılmasını gerektirmiştir (http://www.abgs.gov.tr/files/uzmanl%c4%b1k%20tezleri/ahmet_atay.pdf, Erişim Tarihi: 03.12.2011). i. Süt ve Süt Ürünleri Ortak Piyasa Düzeni AB de süt ve süt ürünleri piyasası 1968 yılında yayınlanan 804/68 sayılı yönetmelikle düzenlenmiştir. Süt ve süt ürünleri OPD nin amacı başlangıçta, üretim miktarını verimlilik artışlarıyla sağlamak iken, zaman içinde verim ve üretimde oluşan artışların neden olduğu üretim fazlalıkları OPD çerçevesinde çeşitli reformların yapılmasını gerektirmiştir. Süt ve süt ürünleri OPD nin kapsamını; süt ve krema, tereyağı, peynir ve lor, laktoz ve laktoz şurubu ile süt esaslı hayvan yemleri oluşturmaktadır. Süt ve süt ürünleri OPD de destekleme sistemi; fiyat ve müdahale sistemi, özel depolama yardımları, süt kotaları, süt ürünlerinin birlik pazarında değerlendirilmesini teşvik eden destekler ve ihracat destekleri yer almaktadır (Demirtaş, 2005, 107). AB de bakanlar kurulu tarafından her yıl süt destekleme dönemi olarak 1 Temmuz-30 Haziran arasında hedef ve müdahale fiyatı belirlenmektedir. Hedef fiyat üreticilerin birlik içinde ve dış piyasalarda tüm süt satışlarından elde etmesi amaçlanan fiyattır. Bu fiyat, süt işletmelerine teslim edilen ağırlıkça % 3.7 yağ içeren sütler için geçerlidir. Müdahale fiyatı ise, müdahale kuruluşlarının belirli kalite kriterlerini karşılayan sütleri müdahale süresince almak zorunda oldukları fiyattır. Müdahale fiyatı halen tereyağı ve süttozunda uygulanmaktadır. Özel depolama yardımları; tereyağı, taze krema, değişik peynir çeşitleri ve yağsız süttozunu özel depolarda stoklayanlar için yapılan yardımlardır.

10 AB büyük boyutlara ulaşan süt ve süt ürünlerinin üretim miktarlarını azaltmak için kota uygulaması yapılmaktadır. Bu uygulamada üreticilerin belirlenen kotaları aşmaları halinde süt ve süt ürünü alımı yapanlara veya doğrudan tüketime verdikleri süt ürünleri için, ek vergi uygulanmaktadır. Kotaların hesaplanmasında her üyenin geçmişteki üretim miktarları dikkate alınarak belli bir toplam miktar garanti edilmekte ve kota üreticiler arasında paylaşılmaktadır. Kotanın aşılması durumunda üye ülkelere sütün işleyici tarafından alımı sırasında ek verginin tahsili söz konusu olmaktadır. AB de depolanan ürün fazlasını eritmek ve depolama maliyetlerini azaltmak amacıyla tereyağının unlu mamuller, dondurma ve diğer çeşitli gıda sanayi üretimlerinde kullanımını sağlayıcı teşvikler verilmiştir. Ayrıca ithalat ve ihracat lisansları, ihracat sübvansiyonları, ithalatta ek vergiler, tarife kotaları ve diğer koruma tedbirleri birlik tarafından süt ve süt ürünleri OPD tarafından uygulanan dış ticaret önlemleri arasında yer almaktadır. AB ve Türkiye de süt piyasalarına ilişkin temel uygulama farklılıkları ve AB OPD çerçevesinde uyguladığı yüksek koruma oranlar sonucunda süt sektörü açısından Türkiye ve AB arasında yapısal farklar söz konusudur. AB de işletme sayısı azalıp sürü büyüklükleri artarken, Türkiye de sürü inek sayısı itibarıyla işletmelerin son derece küçük olduğu görülmektedir. Türkiye de 1-9 baş süt sığırına sahip işletmelerin oranı tüm işletmelerin yaklaşık % 82 ini oluştururken, AB de 30 ve üzeri süt sığırına sahip işletmelerin oranı toplam işletmelerin yaklaşık % 72 ini oluşturmaktadır. İşletme büyüklüğü açısından oluşan bu fark süt verimliliğinde de mevcuttur. AB ortalaması için 6000 kg/baş düzeyinde olan ortalama süt verimi Türkiye de ırklar itibarıyla değişmekle birlikte ortalama olarak 1888 kg/baş düzeyindedir (Demirtaş, 2005, 113). Üretilen sütün sanayiye aktarılma oranlarına bakıldığında AB de üretilen sütün % 95 i sanayiye aktarılırken, bu oran Türkiye de % 9 düzeyinde olduğu görülmektedir. ii. Sığır ve Dana Eti Ortak Piyasa Düzeni AB de Sığır ve Dana Eti OPD ni 1964 yılında oluşturulmuş ve 27.06.1968 yılında 805/68 sayılı tüzük ile uygulamaya konulmuştur. Sığır ve Dana Eti OPD; canlı sığır ve danalar, bunların tazesoğutulmuş-dondurulmuş-tuzlanmış-füme edilmiş etleri, sakatatları, diğer işlenmiş ve konserve edilmiş biçimleri ve et yağlarını kapsamaktadır. Sığır ve Dana Eti OPD; gerek üretim düzeyi ve gerekse istihdam oranı ve AB bütçesinden aldığı pay açısından en önemli OPD den birisi olarak kabul edilmektedir. Bu OTP nin amacı; sığır yetiştiriciliğini yönlendirmek, sığır ve dana eti piyasasında istikrarı sağlamak, uluslararası piyasalarda rekabet etmek, bu piyasaların geleceğine ilişkin tahminlerde bulunmak ve et üreticilerine yeterli geliri sağlayabilmektir (Aksoy, 2007, 99). Sığır ve Dana Eti OPD de müdahale rejiminin amacı, AB içindeki piyasa fiyatlarını belirlenmiş ortak fiyat düzeyine mümkün olduğu kadar yakınlaştırmaktır. Bu amaçla, iç piyasalarda destekleme alımları, depolama yardımları ve prim ödemeleri yapmak, üçüncü ülkelerden yapılacak ithalatı düzenlemek ve bu ülkelere yapılacak ihracatı geri ödemeler yoluyla desteklemek üzere bir mekanizma kurulmuştur (Saçlı, 2007, 109). i. İç Piyasaya Yönelik Desteklemeler; temel fiyat destek mekanizmaları, destekleme alımları, özel depolamaya ilişkin primler ve prim ödemeleri şeklindedir. Sığır ve Dana Eti OPD de yönelim fiyatı denilen ve tavan fiyat niteliğinde olan hedef fiyat ile, taban fiyat niteliğinde olan müdahale fiyatı esas alınmaktadır. Sığır-dana eti fiyatının belirli bir fiyat düzeyinin altına düşmesi halinde birliğin ilgili müdahale kuruluşlarınca piyasaya müdahale edilmekte ve oluşan fark FEOGA nın Garanti Bölümünden karşılanmaktadır.

11 ii. Dış Piyasaya Yönelik Desteklemeler; AB ye ithalatı etkileyecek önlemler ile üçüncü ülkelere gerçekleştirilen AB nin dışsatımına geri ödemeler (ihracat iadesi) biçimindedir. Burada birlik üreticilerini düşük fiyatlı et ithalatından korumak amacıyla, gümrük vergisi ve ek prelevman alınmaktadır. İthalatla ilgili olarak, 1995 de WTO anlaşması ile gümrük tarifeleri sistemi yürürlüğe girmiştir. Prelevman ve vergiler, eşdeğer gümrük vergisine dönüştürülmüştür. İhracat açısından, birlik sığır-dana eti ihracatını teşvik etmek için ihracatçılara dünya fiyatı ile müdahale fiyatları arasındaki fark ihracat iadesi olarak verilmektedir (Saner ve Çukur, 2005, 99). Sığır ve Dana Eti OPD de zaman içinde günün koşullarında bazı değişiklikler yapılmıştır. AB gerçekleştirilen Gündem 2000 reformları çerçevesinde; sığır etinde iç ve dış piyasa rejimlerinin yeniden düzenlenmesi, sığır eti ve ürünlerinin etiketlenmesi, ürün güvenliğinin sağlanması, pazar desteklerinin azaltılması, çevre koruma ile OTP nin entegrasyonu, sığır etinde özel piyasa desteğine ilişkin önlemlerin alınması amaçlanmış ve bunlara yönelik çeşitli düzenlemeler yapılmıştır. Sığır ve Dana Eti OPD de hayvan türlerine göre derecelendirme cetveli oluşturulmuştur. Buna göre AB de ortalama bir fiyat belirlenmekte, erişkin büyükbaş hayvanlara göre belirlenen haftalık ağırlıklı ortalama fiyat AB de piyasa fiyatı olarak tanımlanmaktadır. iii. Koyun ve Keçi Eti Ortak Piyasa Düzeni AB de koyun ve keçi eti OPD 1980 yılında oluşturulmuş ve 1988 yılında bazı değişiklikler yapılmıştır. 1989 da koyun ve keçide üretim fazlası ve dengesizliklerden dolayı 3013/89 sayılı düzenleme kapsamında en yüksek garanti miktarı ve prim düzeyinin azaltılması uygulamasına gidilmiştir (Saçlı, 2007, 113). Koyun etinde 2001 yılı sonuna kadar temel fiyat, müdahale fiyatı ve üretim bölgelerine göre referans fiyatı uygulanmıştır. 2002 yılından itibaren süt ve besi koyunları için prim uygulamaları ağırlıklı olarak uygulanmaya başlamıştır. AB WTO Tarım Anlaşmasına göre, koyun ve keçi eti ile ilgili destekler doğrudan ödemeler yoluyla verilmektedir (Saner ve Çukur, 2005, 101). Bu ödemenin yapılabilmesi için hayvan varlığının 10-50 baş arasında olması gereklidir. Ayrıca özel stoklama yardımları da yapılmaktadır. iv. Kümes Hayvanları ve Yumurta Ortak Piyasa Düzeni Kümes Hayvanları ve Etleri ile Yumurta OPD leri temel olarak birbirlerinden farklı olmalarına rağmen, genel olarak birlikte ele alınmaktadırlar. Kanatlı etleri ve yumurtaya ilişkin ilk düzenlemeler 1967 yılında oluşturulmuştur. Daha sonra yapılan düzenlemelerde temel olarak; birlik içinde tek bir pazar oluşturulması, üçüncü ülkelere karşı tek bir ticaret sisteminin kurulması, gümrük tarifelerinin ve ihracat iadelerinin iç pazarın ihtiyacına göre belirlenmesi, pazara doğrudan bir müdahale veya destekleme yapılmaması, AB de iç fiyatların doğrudan arz-talep dengesi içinde oluşması hedeflenmektedir. Kanatlı eti OPD, canlı kümes hayvanları, bunların taze, konserve, salamura, tuzlanmış, soğutulmuş veya donmuş olarak etleri ve sakatatlarını kapsamaktadır. Kanatlı eti OPD fark giderici vergi ve ihracat iadeleri ile yürütülmektedir. Yumurta OPD ise, taze veya dondurulmuş kabuklukabuksuz yumurtaları ve insan tüketimine sunulacak yumurta sarısı ile, kurutulmuş ve tatlandırılmış yumurtaları içermektedir. Kanatlı eti ve yumurta için belirlenmiş pazarlama stratejileri; kalite, ağırlık, paketleme, depolama, taşıma, sunuş, işaretleme faaliyetlerinden oluşmaktadır. Destek ve ödemeler açısından müdahale alımları ve istisnai pazar önlemleri kullanılmaktadır.

12 Birliğin uluslararası kümes hayvanları ticaretine katılımını garanti altına alınması için ilgili üründe birlik ve dünya piyasası arasındaki fiyat farklılığını ortadan kaldıracak bir ödeme ihracat iadeleri adı altında ihracat sırasında ihracatçılara ödenmektedir (Türkekul, 2005, 129). Birliğe ithal ve ihraç edilen kanatlı eti ve yumurta lisansa tabidir. İthalatta temel gümrük vergileri uygulanmaktadır. Dünya fiyatları tetik fiyatın, ithalatta tetik fiyatına altına düşerse ilave bir vergi uygulanmaktadır. Birlik fiyatları önemli ölçüde artarsa ithalat vergileri askıya alınabilmektedir. Tercihli koşullar çerçevesinde, belirli bir tarife kotası altındaki kanatlı eti ve yumurta ürünleri ithalatında daha düşük vergiler de uygulanabilmektedir. Kanatlı eti ve yumurta ithalatı, en azından üç ayda bir tespit edilen ihracat sübvansiyonlarından yararlanmaktadır (http://www.tavsiyeediyorum.com/makaleler/14788_ab_otp_kanatli_politikasi.pdf, Erişim Tarihi: 10.12.2011). Türkiye de tavukçuluk sektörü en fazla gelişmiş hayvansal üretim alanı olarak kabul edilmektedir. 1970 lerde aile işletmeciliği biçiminde sınırlı kapasiteyle yapılan üretim, 1980 li yıllardan itibaren piliç eti entegre tesislerinin artması ve sözleşmeleri tarım uygulamaları sonucunda önemli ölçüde artmıştır. 1990 lı yıllardan itibaren özel sektörün yaptığı yatırımlar sonucu sektör dünya standartlarına ulaşmıştır. 2003 yılında gerçekleştirilen OTP reformu ile belirli hayvansal ürünler için yapılan doğrudan gelir desteğinin 2012 ye kadar sürdürülmesi fakat miktarının aşamalı olarak azaltılması hedeflenmektedir. Doğrudan gelir desteği yerine 1.1.2005 yılından itibaren yürürlüğe konulan Tek Ödeme Planı Uygulaması (Tek Çiftlik Ödemesi) aracılığı ile ödemeler üretimden bağımsız hale getirilmiştir. Tek Ödeme Planın yanı sıra, üreticiler yapılan ödemeler 2005 yılında % 3, 2006 yılında % 4, 2007-2012 yılları arasında % 5 er olmak üzere azaltılacaktır. Buna karşın doğrudan ödemeler halk, bitki ve hayvan sağlığı ile çevre ve hayvan refahı gibi belirli koşulların karşılanması durumda verilmeye devam edilecektir (Aksoy, 2007, 100). Bu çalışmada, AB ne aday Hırvatistan ve Türkiye ile AB-27 ülkelerinin hayvancılık sektöründeki durumunu belirlemek amacıyla, kümeleme analizi uygulanmıştır. Söz konusu ülkeler çeşitli kümeleme teknikleri kullanılarak, küme sayısının 2 ve 3 olduğu durumlar için sınıflandırılmıştır. 4. Kümeleme Analizi Kümeleme Analizi grupları belli olmayan verileri çeşitli benzerlik ölçütlerine göre gruplamak amacıyla kullanılan bir tekniktir. Kümeleme Analizinde küme sayısı bilenmemekte ve elde edilen sonuçların gelecekte kullanılması söz konusu olmamaktadır. Kümeleme Analizi çeşitli aşamalardan oluşmaktadır. İlk olarak veriler için uzaklık matrisi elde edilmekte daha sonra, kümeleme yöntemi (aşamalı veya aşama sıralı, aşamalı olmayan) seçilmekte ve küme sayısı belirlenmektedir (Johnson and Wichern, 2007 ). 4.1. Kümeleme Analizinde Kullanılan Bazı Benzerlik ve Uzaklık Ölçütleri Kümeleme analizinin ilk aşaması olan benzerlik matrisinin belirlenmesinde aşağıda yer alan bazı ölçütler kullanılmaktadır. Bu ölçütler birimlerin birbirine olan uzaklıklarına ya da birimler arasındaki ilişkilere dayalı olarak hesaplanmaktadır. Bu çalışmada uzaklık ölçütlerine dayalı olarak kümeleme analizi gerçekleştirilmiştir. Uzaklık ölçütü olarak da Öklit (Euclidean) uzaklığı kullanılmıştır. Farklı uzaklık ölçütleri için de benzer hesaplamalar yapılabilmektedir. Minkowski Uzaklığı

13 d λ (x i,x j )= p k= 1 1/ λ λ x ik x jk ; λ 1 için (1) Manhattan City-Block Uzaklığı ( λ = 1 durumu) p d 1 (x i,x j )= x ik x jk (2) k= 1 Öklit (Euclidean) Uzaklığı ( λ = 2 durumu) d 2 (x i,x j )= p k= 1 x ik x jk 2 1/ 2 (3) d (x i,x j )=d ij : x i ve x j gözlem vektörleri arasındaki uzaklıktır. Ölçekli Öklit Uzaklığı * d 2 (x i,x j )= p k= 1 w 2 2 k (xik x jk ) 1/ 2 (4) w k : k ıncı değişkenin standart sapma değerinin (s k ) ya da dağılım aralığı değerinin tersidir. Mahalonobis Uzaklığı d (x i,x j ) = 2 D = x x ) ( i j 1 ( xi x j (5) S ) Hotelling T 2 Uzaklığı n n T 2 = 1 2 ( x x j n ) i Canberra Uzaklığı 1 ( xi x j (6) S ) d (x i,x j ) = p p x ik x jk / x ik + x jk (7) k= 1 k= 1 Uzaklık matrisi belirlendikten sonra kullanılacak olan kümeleme yöntemleri, Aşamalı Yöntemler ve Aşamalı Olmayan Yöntemler olarak iki gruba ayrılmaktadır. Bu çalışmada aşamalı ve aşamalı olmayan kümeleme tekniklerinin her ikisi için de analiz yapılmıştır. Uygulamada en çok kullanılan aşamalı kümeleme teknikleri; Tek Bağlantı, Ortalama Bağlantı, Tam Bağlantı, McQuity Bağlantı, Küresel Ortalama, Gruplariçi, Gruplararası, Medyan Bağlantı ve Ward Kümeleme teknikleridir. Aşamalı olmayan kümeleme tekniği olarak da k ortalamalar tekniği kullanılmaktadır. En çok kullanılan aşamalı kümeleme teknikleri olan Tek Bağlantı ve Tam Bağlantı kümeleme teknikleri ile aşamalı olmayan kümeleme teknikleri içinde en çok kullanılan k ortalamalar tekniği kısaca açıklanmıştır.

14 Tek Bağlantı Tekniği: Johnson tarafından önerilmiştir. i inci ve j inci bireyler birleştirilmiş ise birleştirilen k ıncı küme ile ilişkisi uzaklık ölçütü olarak d k (i,j) = Enküçük(d ki,d kj) (8) biçiminde ifade edilmektedir. Tam Bağlantı Tekniği: Tek bağlantı tekniğine çok benzerdir. Farklı olan yanı ise, iki küme arasındaki uzaklık olarak her kümedeki eleman çiftleri arasındaki uzaklığın en büyüğü incelenmektedir. d k (i,j) = Enbüyük(d ki,d kj) (9) k Ortalama Tekniği: Kümeleme analizinde araştırılan konuda küme sayısı hakkında bir fikir sahibi olunursa, Aşamalı Olmayan Yöntemler tercih edilir. En çok kullanılan Aşamalı Olmayan Kümeleme Yöntemi ise Mac Queen in geliştirdiği k ortalama ve en çok olabilirlik (Maximum likelihood) yöntemleridir (Tatlıdil, 1996; Jobson, 1991; Hair et al.,1995; Kalaycı, 2005; Sharma, 1996) k ortalamalar tekniğinde birimlerin sınıflandırılmasında W n = n 1 min 2 n i= 1 1 i a jn j k x (10) kümeleme kuralı kullanılır. Kümeleme Analizi, tarım, hayvancılık (Selanik, 2007; Gevrekçi ve arkadaşları, 2011; Kılıç ve Beyaz, 2011), kredi kartı kullanan müşterilerin sınıflandırılması (Aşan, 2007; Kızgın, 2009) ve diğer pek çok alanda (Çakmak ve arkadaşları, 2005; Yılmaz ve Kaya,2005; Işık ve Çamurcu, 2007; Toprak, 2010; Koltan Yılmaz ve Patır, 2011; Berberoğlu, 2011) kullanılan bir yöntemdir. 5. Kümeleme Analizi Uygulaması Türkiye, Hırvatistan ve AB üyesi 27 ülkenin hayvancılık sektörüne ilişkin kümeleme analizinde kullanılan değişkenler ve incelenen ülkeler aşağıdaki Tablo 1 de verilmiştir. Ek 1 de yer alan veriler, Türkiye için Türkiye İstatistik Kurumu ndan AB üyesi ülkeler için ise, AB nin resmi internet sitesinden ve Agriculture and Fishery Statistics Main Results 2009 2010 adlı yayından elde edilmiştir. Tablo 1: Çalışmada İncelenen Ülkeler ve Değişkenler Ülkeler Değişkenler Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, X1: Toplanan İnek Sütü (1000 Ton) Danimarka, Almanya, Estonya, İrlanda, X2: Süt Fiyatı (Euro/100 kg) Yunanistan, İspanya, Fransa, İtalya, X3: Sığır Eti Üretimi (1000 Ton) Güney Kıbrıs, Letonya, Litvanya, X4: Koyun-Keçi Eti Üretimi (1000 Ton) Lüksemburg, Macaristan, Malta, X5: Kümes Hayvan Eti Üretimi (1000 Ton) Hollanda, Avusturya, Polonya, Portekiz, X6: Süt İneği Sayısı (1000 Baş) Romanya, Slovenya, Slovakya, X7: Sığır Sayısı (1000 Baş) Finlandiya, İsveç, Birleşik Krallık, X8: Koyun Sayısı (1000 Baş) Hırvatistan ve Türkiye. Küme sayısı iki olarak alındığında ve k ortalamalar, tek bağlantı ve tam bağlantı kümeleme teknikleri uygulandığında elde edilen sonuçlar Tablo 2 de verilmiştir. Buna göre, Küme sayısı iki olduğunda, k ortalama tekniğinde, Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Birleşik Krallık, Türkiye ayrı

15 bir kümede, kalan 23 ülkenin de ayrı bir kümede toplandığı görülmektedir. Tek bağlantı ve tam bağlantı kümeleme tekniğinde ise, Almanya ve Fransa bir grupta yer almaktadır. Tablo 2: Küme Sayısı 2 Olduğunda Elde Edilen Sonuçlar KÜMELEME TEKNİĞİ :k Ortalama KÜME1 Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, İrlanda, Yunanistan, İspanya, Güney Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Avusturya, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovenya, Slovakya, Finlandiya, İsveç, Hırvatistan. KÜMELEME TEKNİĞİ :Tek Bağlantı KÜME1 Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, İrlanda, Yunanistan, İspanya, İtalya, Güney Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Hollanda, Avusturya, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovenya, Slovakya, Finlandiya, İsveç, Birleşik Krallık, Hırvatistan ve Türkiye. KÜMELEME TEKNİĞİ :Tam Bağlantı KÜME1 Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, İrlanda, Yunanistan, İspanya, İtalya, Güney Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Hollanda, Avusturya, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovenya, Slovakya, Finlandiya, İsveç, Birleşik Krallık, Hırvatistan ve Türkiye. KÜME2 Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Birleşik Krallık, Türkiye KÜME2 Almanya, Fransa, KÜME2 Almanya, Fransa, Küme sayısı üç olarak alındığında elde edilen sonuçlar Tablo 3 de yer almaktadır. Küme sayısı üç olduğunda, k ortalamalar tekniğinde, Yunanistan, İsveç, Türkiye bir kümede, Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık bir kümede ve kalan 23 ülke bir kümede toplanmıştır. Tek bağlantı kümeleme tekniğine göre ise, Almanya ve Fransa bir kümede, Türkiye tek başına başka bir kümede ve kalan 26 ülke ayrı bir kümede toplanmışlardır. Tam bağlantı kümeleme tekniği uygulandığında ise, Almanya, Fransa bir kümede; Yunanistan, İsveç ve Türkiye de bir kümede yer almışlardır. Tablo 3: Küme Sayısı 3 olduğunda Elde Edilen Sonuçlar KÜMELEME TEKNİĞİ :k Ortalama KÜME1 KÜME2 KÜME 3 Yunanistan, İsveç, Türkiye Almanya, Fransa, Birleşik Krallık Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, İrlanda, İspanya, İtalya, Güney Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Hollanda, Avusturya, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovenya, Slovakya, Finlandiya, Hırvatistan KÜMELEME TEKNİĞİ :Tek Bağlantı KÜME1 KÜME2 KÜME 3 Almanya, Fransa Türkiye Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, İrlanda, Yunanistan, İspanya, İtalya, Güney Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Hollanda, Avusturya, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovenya, Slovakya, Finlandiya, İsveç, Birleşik Krallık, Hırvatistan KÜMELEME TEKNİĞİ :Tam Bağlantı KÜME1 KÜME2 KÜME 3 Almanya, Fransa Yunanistan, İsveç, Belçika, Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Almanya, Estonya, İrlanda, İspanya, Fransa, İtalya,

16 Güney Kıbrıs, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Hollanda, Avusturya, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovenya, Slovakya, Finlandiya, Birleşik Krallık, Hırvatistan Türkiye Bu çalışmada AB-27 ülkeleri ile aday konumda olan Türkiye ve Hırvatistan olmak üzere 29 ülkenin hayvancılık sektöründeki durumunu karşılaştırmak üzere kümeleme analizi uygulanmıştır. Söz konusu ülkeler çeşitli kümeleme teknikleri kullanılarak, küme sayısının 2 ve 3 olduğu durumlar için sınıflandırılmışlardır. Elde edilen sonuçlara göre, küme sayısı iki olduğunda, Almanya ve Fransa nın aynı kümede yer aldığı görülmüştür. Bu da AB nin kurucularından olan ve Birlik üzerinde büyük etki ve güce sahip olan bu iki ülkenin, hayvancılık alanında da güçlü ve lider ülke olduklarını göstermektedir. Küme sayısı üç olduğunda ise, k ortalamalar tekniğinde, Yunanistan, İsveç, Türkiye bir kümede yer alırken, Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık bir kümede ve kalan 23 ülke bir kümede toplandığı görülmüştür. Tek bağlantı kümeleme tekniğine göre ise, yine, Almanya ve Fransa bir kümede yer almış, Türkiye tek başına başka bir kümede toplanmış ve kalan 26 ülke ayrı bir kümede yer almış oldukları belirlenmiştir. Sonuç Türk tarımının, tarım işletmelerinin, parçalı ve küçük arazi varlığı, geçimlik aile işletme yapısının ön planda olmasından kaynaklanan sorunlar, teknoloji kullanımındaki yetersizlik, düşük verimlilik gibi nedenlerden dolayı çoğu tarım ürününde ve özellikle hayvancılıkta, dünya piyasalarıyla rekabet gücü oldukça düşük seviyededir. AB ye yapısal uyum sürecinde, çok sayıda hayvan üreticisinin sektörü terk etmek zorunda kalacağı beklenmektedir. Aile işletmelerinin yaratacağı işsizlik, köyden kente göç sorununu daha da arttıracaktır. Bunun önüne geçmek için işsiz kalacak nüfusun ve dolayısıyla vasıfsız işgücünün kentlere göç etmelerinin engellenmesine yönelik uygulamalara gerek vardır. Tam üyeliğe geçiş sürecinde, kırsal sanayiyi geliştirme ve kırsal kalkınma amaçlı politikalara ağırlık verilerek kırsal alanda istihdam potansiyeli yaratılmalıdır. IPARD planının 2007-2013 yılları arasında toplam 42 ilde uygulanması ön görülmüştür. Diğer illerde de IPARD benzeri programların uygulamaya alınması bölgesel dengesizliklerin giderilmesi açısından yerinde olacaktır. Dünya ve AB de hayvancılık sektöründe rekabet gücünü arttırmak için, Türkiye de sektörde yer alan aile ve küçük işletmelerin kooperatif, birlik, şirket vb. biçimlerde yeniden örgütlenmesi, uzmanlaşma, teknoloji kullanımı, markalaşma ve dış ticarete açılma yönünde politikalar oluşturulmalı ve bunlar yaygınlaştırılarak desteklenmelidir. AB-27 ile aday statüsünde yer alan Türkiye ve Hırvatistan ın, hayvancılık sektöründeki durumunu karşılaştırmak üzere yapılan Kümeleme Analizi sonuçlarına göre, küme sayısı iki olarak alındığında, k ortalamalar tekniği uygulandığında, Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Birleşik Krallık, Türkiye nin bir küme; diğer 23 ülkenin de başka bir küme oluşturduğu belirlenmiştir. Tek bağlantı ve tam bağlantı kümeleme tekniğinde ise, Almanya ve Fransa bir grupta yer almıştır. Küme sayısı üç olarak belirlenirse, k ortalamalar tekniğine göre, Yunanistan, İsveç, Türkiye bir kümede, Almanya, Fransa ve Birleşik Krallık bir kümede ve kalan 23 ülke bir kümede toplanmıştır. Tek bağlantı kümeleme tekniğine göre, Almanya ve Fransa bir kümede yer almış;

17 Türkiye tek başına başka bir küme oluşturmuş ve kalan 26 ülke ayrı bir kümede toplanmışlardır. Tam bağlantı kümeleme tekniğine göre ise, yine Almanya, Fransa bir kümede yer aldığı; Yunanistan, İsveç ve Türkiye nin başka bir küme oluşturduğu ve diğer ülkelerin de başka bir kümede toplandığı sonucu elde edilmiştir. Bu sonuçlar, tarım ve hayvancılık alanında önemli potansiyele sahip olan Türkiye nin, AB ortak tarım ve hayvancılık politikaları uygulamaları sonucunda daha da güçlü olacağı ve Almanya, Fransa ile birlikte birliğin lokomotif ülkeleri arasında yer alacağı şeklinde yorumlanabilir. Kaynaklar Aksoy, Adem (2007), AB de Sığır ve Dana Eti Ortak Piyasa Düzeni ve Türkiye Açısından Bir Değerlendirme, Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Dergisi, No: 38, Sayı: 1, Erzurum, s: 97-103. Aşan, Z., (2007), Kredi Kartı Kullanan Müşterilerin Sosyo Ekonomik Özelliklerinin Kümeleme Analiziyle İncelenmesi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:17, Nisan, 2007, s: 256-267. Baş, Erhun (2004), Avrupa Birliğinde Ortak Tarım Politikası Alanında 2003 ve 2004 yılında Gerçekleştirilen Reformların Genişleme Süreci ve Türkiye nin Adaylığı Göz Önüne Alınarak İncelenmesi, Uzmanlık Tezi, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği Tarım ve Balıkçılık Dairesi, Ankara, (http://www.abgs.gov.tr/files/uzmanl%c4%b1k%20tezleri/erhun_bas.pdf, Erişim Tarihi: 29.11.2011). Bayraç, Hüseyin Naci ve Füsun Yenilmez (2005), Türk Tarımının AB Ortak Tarım Politikasına Uyum Çalışmaları ve Olası Ekonomik Etkileri, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt: 6, Sayı: 1, Haziran, Eskişehir. Berberoğlu, B. (2011), 2008 Global Krizinin Türkiye Ve Avrupa Birliği ndeki Etkilerinin Kümeleme Analizi İle İncelenmesi, Anadolu Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt:11, Sayı:1, s: 105-130. Bozçağa, M. Özgür (2010), Sektörel Analiz: Kırmızı Et ve Süt Sektörü İktisadi Kalkınma Dergisi, Sayı: 154, Eylül 2010, İstanbul, s. 35-41. Çakmak, Z., Uzgören, N., Keçek, G., (2005), Kümeleme Analizi Teknikleri İle İllerin Kültürel Yapılarına Göre Sınıflandırılması Ve Değişimlerinin İncelenmesi, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı:12, Haziran 2005. Coşkun, F. (2008), Karayaka Kuzularında Çeşitli Karkas Özeliklerinin Çok Değişkenli İstatistiksel Analiz Yöntemleri Kullanılarak Yorumlanması, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Ankara. Demirtaş, Nevin (2005), AB de Süt ve Süt Ürünleri Ortak Piyasa Düzenleri ve Türkiye nin Uyumu Açısından Değerlendirilmesi, Türk Tarım Politikasının Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikasına Uyumu, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü Yayını No: 134, Editörler: Erdoğan Oktay-Renan Tunalıoğlu, Ankara. Dura, Cihan ve Hayriye Atik (2007), Avrupa Birliği, Gümrük Birliği ve Türkiye, Genişletilmiş 3. Baskı, Nobel Yayını No: 164, İktisadi ve İdari Bilimler Dizisi: 191, Ankara. Ekin, Nurullah Alp (2008), AB Kırsal Kalkınma Politikasının Hayvancılık Sektörüne Etkileri ve Türkiye Hayvancılığına Muhtemel Yansımaları, T.C. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı, Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Koordinasyon Dairesi Başkanlığı, AB Uzmanlık Tezi, Ankara. Eurostat Pocket Books, (2011), Agriculture and Fishery Statistics, Main Results 2009 10

18 Gevrekçi, Y., Ataç, F.E., Takma, Ç., Akbaş, Y., Taşkın, T., (2011), Kafkas Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Dergisi, 17, 5,s: 755-760. Hair, J.F., Anderson, R.E., Tatham, R.L. and Block, W.C., (1995), Multivariate Data Analysis with Readings, McMillan Book Company, London. Işık M. ve Çamurcu A.Y., (2007), K-Means, K-Medods Ve Bulanık C-Means Algoritmalarının Uygulamalı Olarak Performanslarının Tespiti, İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi Sayı:11, Cilt:1, s: 31-45. Jobson, J. D., (1991), Applied Multivariate Data Analysis Springer-Verlag, New York. Johnson, R.A., Wichern, D.W., (2007), Multivariate Data Analysis, 6th Edition, Prentice-Hall, Englewood Cliffs, New Jersey. Kalaycı, Ş. (Editör) (2005), SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, Asil Yayın Dağıtım Ltd. Şti.,Ankara. Karluk, Rıdvan (2005), Avrupa Birliği ve Türkiye, 8. Baskı, Beta Yayını No: 1313, Avrupa Birliği Dizisi No: 3, İstanbul. Kılıç, İ., Özbeyaz C. (2011), Classification of Karayaka and Bafra (Chios x Karayaka B1) Sheep According to Body Measurements By Different Clustering Methods, Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Dergisi 58, s: 203-208. Kızgın, Y., (2009), Tüketicilerin Kredi Kartı Marka Tercih Nedenlerinin Kümeleme Analizi İle İncelenmesi: Muğla Örneği, Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt : 7 Sayı: 2, s: 93-110. Koltan, Yılmaz, Ş., Patır, S. (2011), Kümeleme Analizi ve Pazarlamada Kullanımı, Akademik Yaklaşımlar Dergisi,İlkbahar 2011, Cilt :2, Sayı:1, s: 91-113. Ören, Necat M. ve Betül Bahadır (2005), Türkiye de ve OECD Ülkelerinde Hayvansal Ürün Politikaları ve Bu Politikalar Sonucu Ortaya Çıkan Transferler, Hayvansal Üretim, Cilt: 46, Sayı: 1, s. 1-7, (www.zooteknidernegi.org/dergi/icerik/makale/2005_46_1_01-07.pdf, Erişim Tarihi: 26.11.2011). Peşmen, Günnur ve Mehmet Yardımcı (2008), Avrupa Birliğine Adaylık Sürecinde Türkiye Hayvancılığının Genel Durumu, Veteriner Hekimleri Derneği Yayını No: 79, Sayı: 3, s. 51-56, (http://www.vethekimder.org.tr/dergi/archive/2008(cilt79)/sayi3/b31-36.pdf, Erişim Tarihi: 26.11.2011). Saçlı, Yurdakul (2007), AB ye Uyum Sürecinde Hayvancılık Sektörünün Dönüşüm İhtiyacı, DPT Uzmanlık Tezi, İktisadi Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü, Yayın No: 2707, Ankara. Saner, Gamze ve Fiğen Çukur (2005), AB de Sığır/Dana Eti ve Koyun/Keçi Eti Ortak Piyasa Düzenleri ve Türkiye nin Uyumu Açısından Değerlendirilmesi, Türk Tarım Politikasının Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikasına Uyumu, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü Yayını No: 134, Editörler: Erdoğan Oktay-Renan Tunalıoğlu, Ankara. Selanik, M. (2007), Türk Tarımının Avrupa Birliği İçindeki Yerinin Kümeleme Analizi ile Belirlenmesi, Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Ekonometri Anabilim Dalı, Yayımlanmamış Yüksek Lisans tezi, Ankara. Sharma, S. (1996), Applied Multivariate Techniques, Wiley&Sons Inc., New York.

19 Taş, Muzaffer (2010), AB ye Uyum Sürecinde Türkiye de Büyükbaş Hayvancılık, İTO Yayını, Yurtiçi Sektörel Etütler, Yayın No: 2010-72, İstanbul. Tatlıdil, H., (1996), Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistiksel Yöntemler, Cem Web Ofset, Ankara,1996. Toprak, M.S. (2010), İmalat Sanayinde Firma Risklerinin Belirlenmesi: Kümeleme Analizi Yöntemiyle Ampirik Bir Çalışma, Ekonometri ve İstatistik Sayı:11, 100 127. Türkekul, Berna (2005), AB de Kümes Hayvanları ve Yumurta Ortak Piyasa Düzenleri ve Türkiye nin Uyumu Açısından Değerlendirilmesi, Türk Tarım Politikasının Avrupa Birliği Ortak Tarım Politikasına Uyumu, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Ekonomisi Bölümü Yayını No: 134, Editörler: Erdoğan Oktay-Renan Tunalıoğlu, Ankara. Yılmaz, Ö., Kaya, V. (2005), Genişleme Sürecindeki Avrupa Birliği: Ekonomik Performansa Dayalı Kümeleme Analizi, Atatürk üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt:5, Sayı:1, 361-376. www.zmo.org.tr/resimler/ekler/a9dcba2349fef2b_ek.pdf, Erişim Tarihi: 26.11.2011. http://www.ikv.org.tr/pdfs/tarim.pdf, Erişim Tarihi: 03.12.2011. http://www.tavsiyeediyorum.com/makaleler/14788_ab_otp_kanatli_politikasi.pdf, Erişim Tarihi: 10.12.2011. http://epp.eurostat.ec.europa.eu/portal/page/portal/agriculture/data/main_tables, Erişim Tarihi: 10.12.2011. http://www.clal.it/en/index.php?section=confronto_baltic, Erişim Tarihi:15.12.2011. http://data.mongabay.com/commodities/category/1-production/3-live+animals/976-sheep/11-stocks, Erişim Tarihi: 15.12.2011. Ek 1: Çalışmada Kullanılan Veriler (2010 yılı) Ülkeler İnek Sütü Üretimi (1000 Ton) Süt Fiyatı (Euro/100 kg) Sığır Eti Üretimi (1000 ton) Koyun-Keçi Eti Üretimi (1000 ton) Kümes hayvan üretimi (1000 Ton) Süt ineği sayısı (1000 baş) Sığır Sayısı (1000 baş) Koyun Sayısı (1000 baş) Belçika 3066,63 30,39 263,142 2,715 505,882 517,7 2509,50 1368,00 Bulgaristan 564,55 27,62 4,51 4,359 96,018 291,6 531,10 1474,85 Çek Cum. 2312,23 29,4 74,258 0,149 188,177 375,4 1319,40 196,913 Danimarka 4830,20 32,23 131,2 1,7 184,3 573 1630,00 1799,70 Almanya 29075,97 31,23 1186,722 20,231 1379,562 4181,7 12706,20 2370,10 Estonya 621,10 30,95 8,956 0,086 15,85 96,5 236,30 3122,00 İrlanda 5327,01 28,15 559 47,796 123,635 1027 5917,70 8980,00 Yunanistan 672,90 37,33 58,028 107,051 178 144 679,00 18551,60 İspanya 5877,10 29,56 606,591 141,849 1349,428 845,3 6075,10 6904,00 Fransa 23557,65 29,94 1521,166 90,06 1712 3641 18992,00 7009,00 İtalya 10500,00 37,46 1075,414 37,256 1179,874 1746,1 5832,50 328,90 GüneyKıbrıs 150,98 51,53 4,482 4,843 27,706 23,4 54,70 267,308 Letonya 625,24 25,11 17,61 0,173 23,394 164,1 379,50 58,50 Litvanya 1278,13 25,01 42,649 0,092 71,931 359,8 748,00 7,50

20 Lüksemburg 281,79 29,73 9,553 0,038 0,082 46 194,00 1181,00 Macaristan 1321,86 26,09 27,091 0,197 359,994 239 681,00 12,40 Malta 39,91 a 41,34 1,42 0,077 4,398 6,4 15,00 1211,00 Hollanda 11626,12 33,20 388,61 14,528 798,648 1518 3960,00 358,40 Avusturya 2771,02 29,00 224,79 8,029 112,656 532,7 2013,30 213,70 Polonya 9002,41 26,68 385,981 1,081 1342,317 2529,4 5561,70 2512,00 Portekiz 1828,85 28,98 93,664 11,207 296,347 275,1 1374,80 8417,40 Romanya 903,75 22,32 28,315 4,432 287,47 1178,6 2001,10 8882,00 Slovenya 519,50 27,34 35,772 0,115 61,43 109,5 470,10 394,20 Slovakya 799,95 27,31 13,609 0,721 63,958 159,3 467,10 376,978 Finlandiya 2288,56 39,41 82,132 0,718 96,33 284,3 908,90 274,30 İsveç 2862,21 35,13 148,344 4,996 119,397 348,6 1474,50 21295,00 Birleşik Krallık 13581,90 27,92 924,673 281,027 1570,905 1847 9896,00 630,00 Hırvatistan 675,29 27,52 55,405 0,814 92,4 206,5 444,30 619,00 Türkiye 11583,31 b 45,54 325,86 86,25 232,72 4133 10724 21749,00 a: 2008 yılı verisi, b:2009 yılı verisi Bazı veriler aşağıdaki internet sitelerinden derlenmiştir: http://www.clal.it/en/index.php?section=confronto_baltic http://data.mongabay.com/commodities/category/1-production/3-live+animals/976-sheep/11-stocks