DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER BÜLTENİ



Benzer belgeler
Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ GELİŞMELER

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

Ekonomi Bülteni. 29 Haziran 2015, Sayı: 17. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 15 Ağustos 2016, Sayı: 32. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

INTERNATIONAL MONETARY FUND IMF (ULUSLARARASI PARA FONU) KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜM OCAK 2015

Dünya Ekonomisindeki Son Gelişmeler

NUROL YATIRIM BANKASI A.Ş YILI İKİNCİ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Ekonomi Bülteni. 14 Aralık 2015, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ORTA VADELİ PROGRAMA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME ( )

Ekonomi Bülteni. 29 Ağustos 2016, Sayı: 34. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

İTKİB Genel Sekreterliği AR&GE ve Mevzuat Şubesi

Ekonomi Bülteni. 22 Mayıs 2017, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKon/HED/13-39 DEĞERLENDİRME NOTU. Faks: +90 (212) TÜRKİYE EKONOMİSİ. Sanayi üretiminde kritik gerileme.

Ekonomi Bülteni. 21 Kasım 2016, Sayı: 45. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 14 Kasım 2016, Sayı: 44. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Kıvanç Duru 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Programı Değerlendirmesi

Ekonomi Bülteni. 08 Haziran 2015, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 03 Ağustos 2015, Sayı: 21. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 22 Haziran 2015, Sayı: 16. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Yılları Bütçesinin Makroekonomik Çerçevede Değerlendirilmesi

5.21% -11.0% 25.2% 10.8% % Eylül 18 Ağustos 18 Eylül 18 Ekim 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 8 Mayıs 2017, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

plastik sanayi Plastik Sanayicileri Derneği Barbaros aros DEMİRCİ PLASFED Genel Sekreteri

İTKİB Tekstil, Deri ve Halı Şubesi

Aralık Tekstil ve Hammaddeleri Sektörü 2014 Ocak-Kasım Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği

RUS TÜRK İŞADAMLARI BİRLİĞİ (RTİB) AYLIK EKONOMİ RAPORU. Rusya ekonomisindeki gelişmeler: Aralık Rusya Ekonomisi Temel Göstergeler Tablosu

Ekonomi Bülteni. 17 Ağustos 2015, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 27 Temmuz 2015, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7.36% 2.9% 17.9% 9.7% % Temmuz 18 Nisan 18 Temmuz 18 Ağustos 18

Ekonomi Bülteni. 17 Ekim 2016, Sayı: 40. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Aralık 2016, Sayı: 47. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

MALİYE BAKANI SAYIN MEHMET ŞİMŞEK İN MAKROEKONOMİK GELİŞMELER İLE 2013 YILI İLK YARI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE GERÇEKLEŞMELERİNİ

TÜRKİYE DÜZENLİ EKONOMİ NOTU

GÜNLÜK BÜLTEN 23 Mayıs 2014

7,36% 5,1% 15,4% 10,1% 87,1 57,1 2,7 17,75% Mayıs 18 Nisan 18 Mayıs 18 Haziran 18

Ekonomi Bülteni. 13 Nisan 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 20 Şubat 2017, Sayı: 8. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7.26% 9.9% 10.8% 10.8% % Mart 18 Şubat 18 Mart 18 Nisan 18 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER. Piyasalar

Ekonomi Bülteni. 18 Temmuz 2016, Sayı: 28. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 9 Mayıs 2016, Sayı: 19. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ocak 2015 HALI SEKTÖRÜ Ocak Aralık Dönemi İhracat Bilgi Notu. Tekstil, Deri ve Halı Şubesi İTKİB Genel Sekreterliği 01/2015 Page 1

BASIN DUYURUSU PARA POLİTİKASI KURULU TOPLANTI ÖZETİ. Sayı: Mart Toplantı Tarihi: 24 Şubat 2015

Ekonomi Bülteni. 3 Temmuz 2017, Sayı: 27. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

TÜRKİYE PLASTİK SEKTÖRÜ 2014 YILI 4 AYLIK DEĞERLENDİRMESİ ve 2014 BEKLENTİLERİ. Barbaros Demirci PLASFED - Genel Sekreter

Ekonomi Bülteni. 26 Haziran 2017, Sayı: 26. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ORTA VADELİ PROGRAM ( ) 8 Ekim 2014

Ekonomi Bülteni. 15 Haziran 2015, Sayı: 15. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 5 Haziran 2017, Sayı: 23. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

NUROLBANK 2011 YILI ÜÇÜNCÜ ÇEYREK ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

GÜNLÜK YATIRIM BÜLTENİ 22 Mart 2012

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜ 2017 EKİM AYLIK İHRACAT BİLGİ NOTU. İTKİB Genel Sekreterliği. Hazırgiyim ve Konfeksiyon Ar-Ge Şubesi.

Ekonomi Bülteni. 28 Aralık 2015, Sayı: 41. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2017 AĞUSTOS FİNANSAL TREND RAPORU

HALI SEKTÖRÜ 2015 ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Nisan 2015

Ekonomi Bülteni. 24 Ağustos 2015, Sayı: 24. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

2010 YILI OCAK-MART DÖNEMİ TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

FİNANS KILAVUZ COINKILAVUZ GÜNLÜK BÜLTEN FOREXKILAVUZ HİSSEKILAVUZ. /finanskilavuz. /forexkilavuz. /hissekilavuz.

IMF KÜRESEL EKONOMİK GÖRÜNÜMÜ

2014 YILI EYLÜL AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

BAKANLAR KURULU SUNUMU

TÜRKİYE EKONOMİSİ MAKRO EKONOMİK GÖSTERGELER (NİSAN 2015)

Ekonomi Bülteni. 01 Haziran 2015, Sayı: 13. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

ULUSLARARASI GELİŞMELER

EKONOMİK VE MALİ POLİTİKA GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2011, No:5

GÜNLÜK BÜLTEN 04 Nisan 2014

Ekonomi Bülteni. 22 Ağustos 2016, Sayı: 33. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomi Bülteni. 8 Ağustos 2016, Sayı: 31. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Global Ekonomi ve Yurtdışı Piyasalar. Temmuz 2011

2014 YILI EKİM AYI TÜRKİYE DERİ VE DERİ ÜRÜNLERİ İHRACATI DEĞERLENDİRMESİ

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GRUPLARA YÖNELİK GELİR AMAÇLI KAMU BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

DÜNYA EKONOMİSİ. FED in faiz artırımı sürecine yönelik zamanlamayı fiyatlandırmakla güçlük çeken küresel piyasalar,

Ekonomi Bülteni. 15 Mayıs 2017, Sayı: 20. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ö Z E L B Ü L T E N. Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler. Sayı : 2017/229 9 Tarih : YARARLANILAN KAYNAKLAR

Ekonomi Bülteni. 4 Nisan 2016, Sayı: 14. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

EKONOMİK GÖRÜNÜM MEHMET ÖZÇELİK

Ekonomi Bülteni. 5 Eylül 2016, Sayı: 35. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

7.36% 7.0% 15.8% 9.6% % Haziran 18 Mayıs 18 Haziran 18 Temmuz 18

Ekonomi Bülteni. 10 Ağustos 2015, Sayı: 22. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

-2.98% -7.3% 19.7% 13.5% % Şubat 19 Ocak 19 Şubat 19 Mart 19

Ekonomi Bülteni. 19 Aralık 2016, Sayı: 49. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

5.21% 4.6% 21.6% 11.1% % Ekim 18 Eylül 18 Ekim 18 Kasım 18

TEKSTİL VE HAMMADDELERİ SEKTÖRÜ 2015 YILI ŞUBAT AYI İHRACAT PERFORMANSI. Genel ve Sanayi İhracatında Tekstil ve Hammaddeleri Sektörünün Payı

1.56% -4.1% 20.3% 11.4% % Kasım 18 Ekim 18 Kasım 18 Aralık 18

2010 OCAK AYI HALI SEKTÖRÜ İHRACATININ DEĞERLENDİRMESİ

IŞIKFX Uluslararası Piyasalar Departmanı Günlük Yorum

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ağustos 2013

Ekonomi Bülteni. 11 Mayıs 2015, Sayı: 12. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

%7.26 Aralık

KÜRESEL EKONOMİ VE TÜRKİYE EKONOMİSİNDE BEKLENTİLER

Haftalık Ekonomi ve Dış Ticaret Görünümü

Ekonomi Bülteni. 10 Ekim 2016, Sayı: 39. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Ekonomik Görünüm ve Tahminler: Ekim 2014

ANADOLU HAYAT EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU YILLIK RAPOR

-2.98% -10.0% 19.7% 13.5% % Ocak 19 Ocak 19 Şubat 19 Şubat 19 AYLIK EKONOMİ BÜLTENİ ÖZET GÖSTERGELER.

Ekonomi Bülteni. 3 Ekim 2016, Sayı: 38. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Transkript:

DÜNYA EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER BÜLTENİ EKONOMİK MODELLER VE STRATEJİK ARAŞTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Küresel Ekonomik Gelişmeleri İzleme Değerlendirme Dairesi Sayı 7 Ekim 2013 YÖNETİCİ ÖZETİ IMF tarafından Ekim ayında yayınlanan Küresel Ekonomik Görünüm Raporunda, küresel ekonomik büyümenin yavaş tempoda devam ettiği ve mevcut risklerle birlikte önümüzdeki dönemde ekonomik görünümü etkileyecek iki temel gelişme olduğu belirtilmiştir. Bunlardan biri Çin in geçmiş yıllara nazaran büyümesinin yavaşlaması ve diğeri ise FED in para politikasında önümüzdeki dönemde atacağı adımlardır. Ayrıca gelişmekte olan ekonomilerdeki sermaye çıkışlarının ekonomileri zayıflatması nedeniyle küresel ekonomik büyümeyi bir miktar sınırlandıracağı öngörülmüştür. IMF, dünya büyüme tahminlerini 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla yüzde 3,2 den yüzde 2,9 a ve yüzde 3,8 den yüzde 3,6 ya düşürmüştür. ABD Merkez Bankası (FED) 17-18 Eylül tarihlerindeki toplantısında piyasa beklentisinin aksine aylık tahvil alım programının büyüklüğünü değiştirmemiştir. Küresel piyasalarda beklenti FED in 85 milyar dolarlık tahvil alım programını bu toplantıdan itibaren kademeli olarak azaltmaya başlayacağı yönündeydi. Mevcut parasal genişleme politikasına devam edeceğini açıklayan FED in yaşanan mali sıkıntılar nedeniyle tahvil alımını durdurma kararını bir süre erteleyeceği beklenmektedir. ABD de Ekim ayının ilk yarısı, mali dengesizliklerin siyasi krizlere yol açtığı bir dönem olmuştur. 17 Ekim tarihinde borç tavanına ulaşan ABD deki borç krizi geçici olarak çözümlenmiş ve Hazine nin 7 Şubat 2014 e kadar borçlanabilmesine imkan sağlanmıştır. Avro Bölgesinde son altı çeyrektir devam eden daralma 2013 yılının ikinci çeyreğinde sona ermiş ve bölgede tedrici bir toparlanma başlamıştır. Bu doğrultuda IMF, Küresel Ekonomik Görünüm Ekim 2013 Raporunda Avro Bölgesinin büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmiştir. Bölgenin 2013 yılında yüzde 0,4 oranında daralacağı, 2014 yılında ise yüzde 1 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir. Japonya 5 trilyon yen tutarında yeni bir mali teşvik paketi açıklamıştır. Paketin kapsamında yatırımcıları destekleyecek vergi indirimleri ve çeşitli önlemler yer almaktadır. Çin de de son açıklanan ekonomik veriler daha olumlu bir görünüme işaret etmektedir. Merkezi hükümetin mini genişleme adımları neticesinde Çin, yılın üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 7,8 oranında büyümüştür. Göstergelerde kaydedilen olumlu gelişmeye Bu bültende, 15.09.2013-24.10.2013 tarihleri arasında dünya ekonomisinde öne çıkan başlıca gelişmeler özetlenmektedir. 1

rağmen, konut sektörü ve gölge bankacılık kaynaklı kredi artışları risk unsuru olmaya devam etmektedir. IMF e göre, Eylül ayında ham petrol fiyatları güçlü talep, arz kesintileri ve artan jeopolitik gerilimler gibi sebeplerle yüzde 0,7 oranında artarak varil başına 108,8 dolar olarak gerçekleşmiştir. Eylül ayının başlarında varil başına 112 dolar gibi yüksek seviyelerde seyreden fiyatlar Libya dan gelen üretimin artması ve Suriye ile İran a yönelik kaygıların azalmasıyla Ekim ayının başlarında varil başına 106 dolar seviyelerine inmiştir. Önceki aylarda boru hattı kapasitesinin artmasıyla azalan Brent ve WTI arasındaki fark tekrar artmıştır. I. KÜRESEL GÖRÜNÜM IMF tarafından Ekim ayında yayınlanan Küresel Ekonomik Görünüm Raporunda, küresel ekonomik aktivitenin güçlenmeye başlamamasına karşın aşağı yönlü küresel risklerin devam ettiği belirtilmiştir. Önümüzdeki dönemde dünya büyümesine gelişmiş ekonomilerin daha fazla katkı vereceği beklenmekle birlikte ekonomik görünümü etkileyecek iki temel gelişme olduğu belirtilmiştir. İlki Çin in geçmiş yıllara nazaran büyümesinin yavaşlaması ve diğeri ise FED in para politikasında önümüzdeki dönemde atacağı adımlardır. Ayrıca gelişmekte olan ekonomilerdeki sermaye çıkışlarının ekonomileri zayıflatmasının küresel ekonomik büyümeyi bir miktar sınırlandıracağı öngörülmüştür. Raporda, küresel ekonomik büyümenin 2013 yılında yüzde 2,9, 2014 yılında ise gelişmiş ekonomilerdeki toparlanma neticesinde yüzde 3,6 olacağı tahmin edilmektedir. Gelişmiş ekonomilerin, başta ABD ekonomisindeki güçlü bir canlanma ve Japonya daki parasal genişlemeler neticesinde 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla yüzde 1,2 ve yüzde 2 büyüyeceği tahmin edilmektedir. Avro Bölgesinde çevre ülkelerdeki zayıf ekonomik performans nedeniyle büyümenin zayıf kalacağı, bölgenin 2013 yılında yüzde 0,4 oranında daralması, 2014 yılında ise bir miktar toparlanarak yüzde 1 oranında büyümesi beklenmektedir. ABD ekonomisinde kamu ve özel sektör talebinin güçlenmeye başlamasıyla birlikte, ekonominin 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla yüzde 1,6 ve yüzde 2,6 büyüyeceği tahmin edilmektedir. Gelişmekte olan ekonomilerin büyüme tahminleri, FED in para politikasındaki atacağı adımlar, mali politikanın nötr kalması, reel faizlerin düşük kalması, sermaye akımlarında yavaşlama ve ülkelerin yapısal ekonomik sorunları gibi nedenlerle 2013 Temmuz ayı tahminleri yaklaşık 0,5 puan azaltılmıştır. Gelişmekte olan ekonomilerin 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla yüzde 4,5 ve yüzde 5,1 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir. Aynı dönemde Çin in finansal istikrarı ve ekonomik dengeyi sağlama amacıyla uyguladığı politikalar neticesinde yüzde 7,6 ve yüzde 7,3 oranında büyümesi beklenmektedir. 2013 yılının ikinci yarısında küresel ekonomik aktivitenin, yılın ilk yarısına göre daha güçlü olması bekleniyor olsa da 2013 yılında asıl tema gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomiler arasındaki büyüme farklılıkları olacaktır. Gelişmiş ekonomilerde, Avro Bölgesinde toparlanmaya rağmen sorunlar devam ederken, ABD, Japonya ve İngiltere ekonomilerinde yeniden bir ivmelenme görülmektedir. Gelişmekte olan ekonomilerde ise Latin Amerika ve Asya daki belli başlı büyük ekonomilerde büyüme yavaşlamakta veya ılıman seyir izlemektedir. Gelişmekte olan ekonomilerdeki yavaşlamanın nedeni geçmiş yıllarda gelişmiş ekonomilerin uyguladığı para politikalarının oluşturduğu büyüme için elverişli ortamın artık devam etmemesidir. Gelişmekte olan ekonomiler açısından bundan sonraki süreçte daha büyük zorluklar ve sorunlar yaşanması muhtemeldir. Özellikle gelişmekte olan ekonomilere yönelen sermaye akımındaki yavaşlama, bu ülkelerdeki varlık fiyatları, cari açık ve kurlar üzerindeki 2

baskıyı artıracaktır. Bunun yanında gelişmiş ekonomilerde büyümenin toparlanmasıyla beraber faizlerin artması yatırımların yönünün değişmesine yol açabilecektir. Business Monitor International (BMI) tarafından yapılan tahminlerde küresel ekonominin 2013 ve 2014 yıllarında sırasıyla yüzde 2,6 ve yüzde 3,1 oranlarında büyümesi beklenmektedir. Aynı dönemde ABD için yüzde 1,8 ve yüzde 2,8, Çin için yüzde 7,5 ve yüzde 6,7 büyüme beklenmektedir. Avro Bölgesinin ise 2013 yılında yüzde 0,4 oranında daralması, 2014 yılında yüzde 1 büyüme beklenmektedir. ABD Merkez Bankası (FED) 17-18 Eylül tarihlerindeki olağan toplantısında piyasa beklentisinin aksine aylık tahvil alım programının büyüklüğünü değiştirmemiştir. Küresel piyasalarda FED in 85 milyar dolarlık tahvil alım programını bu toplantısından itibaren kademeli olarak azaltmaya başlayacağı beklenmekteydi. FED in parasal genişlemeden vazgeçeceğine yönelik endişeler neticesinde Haziran ayından bu yana dolar karşısında ciddi değer kaybeden gelişmekte olan ekonomilerin para birimleri, FED in son toplantısından sonra kaybını bir miktar telafi etmiştir. Gelişmekte olan ekonomilerde kurlarda geçici bir rahatlama yaşanmış olsa da bundan sonraki süreçte, başta Hindistan ve Brezilya olmak üzere cari açık gibi yapısal sorunları olan gelişmekte olan ekonomiler üzerindeki kur baskısının ve kurlardaki dalgalanmanın devam etmesi beklenmektedir. 2013 yılının başından itibaren Çin hariç gelişmekte olan ekonomiler dolar karşısında değer kaybetmeye devam etmektedir. JPMorgan tarafından hazırlanan küresel imalat PMI verisi Eylül ayında 53,5 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde HSBC tarafından gelişmekte olan ekonomilere yönelik hazırlanan PMI verisi Eylül ayında 50,8 ile krizin başlangıcı olan 2009 yılının ilk çeyreğinden bu yana en düşük seviyede gerçekleşmiştir. Çin de ılımlı toparlanma görülürken Hindistan ekonomisinde hizmetler sektöründeki zayıflama nedeniyle ekonomik aktivite 2009 yılı Mart ayından bu yana en düşük seviyede gerçekleşmiştir. Gelişmekte olan ekonomilerdeki yavaşlamanın aksine küresel PMI da gelişmiş ekonomiler kaynaklı yukarı yönlü ivmelenme, ekonomik büyüme farkının daralmaya ve küresel ekonominin dengelenmeye başladığına işaret etmektedir. IMF tarafından ortalama Brent petrol fiyatı 2013 yılında varil başına 104,5 dolar olarak tahmin edilmiştir. Gıda fiyat endeksinin de 2013 yılında bir miktar artması beklenmektedir. ODKA Bölgesi nde artan huzursuzluk ve jeopolitik gerilim nedeniyle petrol fiyatlarında artış riski yükselmiştir. Yükselen piyasalardaki büyümenin yavaşlamasının emtia fiyatları üzerinde hissedilir derecede etkisi olmuştur. Emtia fiyatları ve yükselen piyasalardaki ekonomik büyüme hızı arasındaki korelasyon yüksektir. Petrol talebi özellikle Çin, Hindistan ve Orta Doğu da azalmıştır. Kömür ve doğal gaz fiyatları düşse de petrol fiyatları çeşitli arz kesintileri ve ODKA Bölgesi ndeki jeopolitik kaygılarla varil başına 105 doların üstünde kalmıştır. 3

II. BÖLGESEL GÖRÜNÜM A. GELİŞMİŞ EKONOMİLER 1. ABD IMF Raporunda ABD nin 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin büyüme rakamları sırasıyla 0,1 ve 0,2 puan indirilerek yüzde 1,6 ve yüzde 2,6 olarak tahmin edilmiştir. Aynı paralelde FED, 17-18 Eylül tarihindeki toplantısında, ekonomiye ilişkin tahminlerini aşağı yönlü revize etmiştir. Haziran ayında 2013 yılına ilişkin olarak yüzde 2,3-2,6 aralığında tahmin edilen büyüme, Eylül ayında yüzde 2,0-2,3 olarak revize edilmiştir. 2014 yılı büyüme tahmini ise yüzde 3-3,5 aralığından yüzde 2,9-3,1 aralığına indirilmiştir. 17-18 Eylül tarihinde yapılan FED toplantısında tahvil alımına devam edilmesi yönünde karar alınmasının yanı sıra, FOMC toplantılarındaki katılımcıların hemen hemen hepsinin 2015 yılında yüzde 0-0,25 bant aralığındaki düşük faiz oranı politikasından çıkılması ve faiz artırımına gidilmesi gerektiği yönünde görüşe sahip olması, gelişmekte olan ülkelere rahat bir nefes aldırmıştır. Son dönemde yaşanan mali sıkıntıların da eklenmesiyle birlikte FED in tahvil alımını durdurma kararını erteleyeceği ihtimali de güçlenmektedir. Ekim ayının ilk yarısı, mali dengesizliklerin siyasi krizlere yol açtığı bir dönem olmuştur. Öncelikle, 1 Ekim tarihinde başlayan 2014 mali yılı bütçe görüşmelerinde Obamacare olarak bilinen sağlık reformuna ilişkin anlaşmazlıklar nedeniyle Kongre de uzlaşı sağlanamamış ve Senato ya gelen bütçe, 46 evet oyuna karşılık 54 hayır oyuyla reddedilmiştir. Yaşanan uzlaşmazlık, harcama yetkisi sona eren hükümetin faaliyetlerinin durmasına neden olmuştur. 16 gün boyunca yaşanan bütçe krizine ek olarak, 17 Ekim tarihinde borçlanma limitine ulaşılacak olması da diğer bir mali problem olarak gündemde yer almıştır. G-20 maliye bakanları ve merkez bankası başkanları, ABD'nin küresel ekonomide de belirsizliklere yol açan kendi bütçe sorunlarıyla başa çıkma yolunda acil adımlar atması çağrısında bulunmuştur. Ancak yaşanan mali kriz, 16 Ekim gecesi Başkan Obama nın hükümetinin kapanmasına son veren ve ülkenin borç limitini 7 Şubat 2014 tarihine kadar yükselten kanunu imzalamasıyla son bulmuştur. Yaşanan bütçe krizinin bilançosu şöyledir: Kısa vadede; güvenlik, sağlık ve posta gibi alanlar dışında kalan kamu görevlilerinin zorunlu olarak ücretsiz izne gönderilmesi, kriz çözülünceye kadar zorunlu olmayan tüm federal hizmetlerin durdurulması, NASA nın faaliyetlerinin durması, federal fonlardan gelir sağlayan belediye hizmetlerinin aksaması ile müze ve ulusal parkların kapanması gibi etkiler yaratmıştır. S&P nin yaptığı çalışmaya göre, ABD hükümetinin, 1 Ekim'den itibaren harcama yapma yetkisi bulunmadığı için 800 bin kamu çalışanını zorunlu izne göndermesinin ABD ekonomisine yaklaşık 24 milyar dolar zarar verdiği tahmin edilmiştir. Siyasi belirsizlik ortamının yılın dördüncü çeyreğindeki büyüme oranını daha da düşüreceği ve yatırımcı üzerinde olumsuz etki yaratacağı tahmin edilmektedir. Yaşanan anlaşmazlıkların ABD büyümesini olumsuz etkileyeceğine yönelik tahminler, FED in tahvil alımını azaltma yönündeki politikasını bir süre daha erteleyeceği beklentilerine neden olmuştur. Buna bağlı olarak, dolar diğer ülke paraları karşısında değer kaybetmiştir. Buna 4

ek olarak, kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, borçlanma limitinin zamanında artırılamaması ihtimaline dikkat çekerek ABD'nin AAA olan kredi notunun görünümünü "negatif"e indirmiştir. ABD'de tarım dışı istihdam Eylül ayında beklentilerin oldukça altında kalarak, 148 bin kişi olarak gerçekleşmiştir. İşsizlik oranı ise yüzde 7,2 oranına gerileyerek 2008 yılı Kasım ayından bu yana en düşük seviyeye inmiştir. Ağustos ayında 81,8 endeks seviyesinde olan tüketici güveni, Eylül ayında bir miktar daha gerileyerek 79,7 seviyesinde gerçekleşmiştir. Son dönemlerde yaşanan politik çıkmazların ve borç tavanı tartışmalarının genişlemeye zarar verebileceği endişesiyle, Ekim ayında endeksin daha da düşeceği tahmin edilmektedir. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) tarafından yayınlanan rapora göre, bu yılın son 2 çeyreğinde günlük 10 milyon varil petrol üretimine ulaşan ABD'nin 2014 yılında petrol üretiminde Rusya'yı geçeceği değerlendirilmektedir. Rapora göre, 2014'te ABD nin petrol üretimi günlük 11 milyon varil düzeyine çıkacaktır. Ajans, dünyanın en büyük petrol üreticileri arasında yer alan Rusya'nın ise 2014 yılı petrol üretimini günlük 10,86 milyon varil olarak öngörmüştür. 2. Japonya Japonya ekonomisinde, toparlanma ılımlı bir şekilde sürmektedir. 2013 yılı ikinci çeyrek büyümesi yüzde 2,6 dan yüzde 3,8 e revize edilmiştir. İhracatta kaydedilen aşamalı yükseliş, şirket karlarındaki artışlar ve buna bağlı olarak yatırımlardaki artışlar, istihdam piyasasındaki olumlu görünüm, özel tüketimin artan bir eğilim sergilemesi ve son dönemde fiyatlardaki gelişmelerin deflasyonun bittiği yönünde sinyaller vermesi bu toparlanmanın arkasında yatan nedenler arasında sayılabilir. Diğer yandan, Japonya nın 2020 Olimpiyatları'nı düzenleme hakkını kazanmasının, inşaat, altyapı, turizm gibi birçok alanda olumlu etki göstereceği ve güveni destekleyerek ülkenin toparlanmasına yardımcı olabileceği düşünülmektedir. Japonya Hükümeti, 1 Ekim 2013 tarihinde 5 trilyon dolarlık teşvik paketini açıklamıştır. Bu teşvik paketi kapsamında yatırımcıyı rahatlatacak vergi indirimleri de gündeme alınmıştır. Böylelikle, yasaların yeniden gözden geçirilmesi ve şirketlerin önünün açılması planlanmaktadır. Deflasyonist durumdan çıkış için tüketimi canlandırmaya yönelen politika yapıcılar, yüksek borç oranları ve bozulan kamu dengeleri nedeniyle karar almada zorluk yaşamaktadır. Dolayısıyla ekonominin finansmanı için 1997'den bu yana ilk kez satış vergisinde artırıma gidecek olan Japonya da satış vergisinin de yüzde 5 oranından yüzde 8 oranına çıkarılması planlanmaktadır. Mali sıkılaşmanın, tüketim harcamalarını olumsuz etkileme riski bulunmaktadır. Japonya Merkez Bankası (BOJ) FED in aksine, küresel büyümeyi desteklemeyi sürdüreceğini dile getirmiş ve bu paralelde, 4 Ekim 2013 tarihli toplantı sonrasında para politikasına devam edeceğini açıklamıştır. Ancak Hükümetin ek mali teşvik paketi açıklaması karşısında, ilave parasal teşvik politikası benimsenmemiş ve mevcut parasal teşvik politikasının devam edeceği belirtilmiştir. Yüzde 2 enflasyon hedefiyle uyumlu olarak niteliksel ve niceliksel para politikasına devam edeceğini ve para tabanını yıllık 60-70 trilyon yen artırma planını değiştirmediğini açıklayan BOJ un aldığı kararın alt detayları şöyledir: Yıllık ortalama 50 trilyon yen tutarında kamu tahvili satın alınacaktır. Alınacak bu tahvillerin vadesi ortalama yedi yıl olarak belirlenmiştir. Banka, yıllık ortalama 1 trilyon yen tutarında borsa yatırım fonu ve 30 milyar yen tutarında gayrimenkul yatırım fonu satın alacaktır. 5

Şirket tahvilleri alımlarına ise, 2013 yılı itibarıyla ticari kâğıtların miktarı 2,2 trilyon yene ve şirket tahvillerinin miktarı 3,2 trilyon yene ulaşana kadar devam edilecektir. 3. Avro Bölgesi Avro Bölgesinde son altı çeyrektir devam eden daralma 2013 yılının ikinci çeyreğinde sona ermiş ve bölgede tedrici bir toparlanma başlamıştır. Bu doğrultuda IMF, Küresel Ekonomik Görünüm Ekim 2013 Raporunda Avro Bölgesinin büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmiştir. Bölgenin 2013 yılında yüzde 0,4 oranında daralacağı, 2014 yılında ise yüzde 1 oranında büyüyeceği tahmin edilmektedir. Ağustos ayında 51,5 olarak gerçekleşen ve son 5 aydır yükseliş gösteren PMI endeksi, Eylül ayında geçtiğimiz 27 ayın en yükseği olan 52,2 seviyesine yükselmiştir. PMI endeksine ülkeler bazında bakıldığında ise geçtiğimiz 29 ayın en hızlı yükselişini İtalya gerçekleştirmiştir. İtalya da reel ekonomik faaliyetin canlanmasıyla birlikte, iş kayıpları Nisan 2011 tarihinden bu yana olan dönemdeki en düşük seviyesine gerilemiştir. Fransa da endeks 50,5 seviyesiyle geçtiğimiz 20 ayın en yüksek değerine ulaşmıştır. 2013 yılının ikinci çeyreğinde gerçekleşen pozitif büyüme Almanya nın öncülüğünde, Fransa nın da yeniden canlanmaya başlaması sayesinde gerçekleşmiştir. Avro Bölgesi mevsimsel düzeltilmiş sanayi üretimi verilerine bakıldığında Almanya ve Hollanda da bir ivmelenme görülmektedir. Ağustos ayında sanayi üretimi bölge genelinde yüzde 1 oranında artmıştır. Birleşmiş Milletler tarafından 9 Ekim 2013 tarihinde yayınlanan Aylık değerlendirme raporunda, Avro Bölgesinde tedrici bir toparlanmanın yaşandığı belirtilmiştir. Toparlanmaya paralel olarak, Avrupa Duyarlılık Endeksi hem Avro Bölgesi hem de Birlik genelinde yükselmeye devam etmiş, Bölgede Ağustos ayında 95,3 seviyesinde gerçekleşen endeks Eylül ayında 96,9 seviyesine yükselmiştir. Ekonomideki iyileşmenin itici gücünü merkez ülkeler ve özel kesimin tüm sektörleri oluşturmuştur. Avrupa Merkez Bankası Para Kurulu tarafından 2 Ekim 2013 tarihinde gerçekleştirilen toplantı sonrasında, faiz oranlarında herhangi bir değişikliğe gidilmeyeceği belirtilmiştir. Avro Bölgesinde, 2013 yılının ikinci çeyreğinde pozitif büyüme gerçekleştiği fakat bu iyileşmenin tedrici olduğu tespit edilmiştir. Yurtiçi talebi desteklemek ve finansal piyasalardaki iyileşmelerin reel ekonomiye daha güçlü bir şekilde yansımasını sağlayabilmek için geleneksel olmayan para politikalarına devam edileceği belirtilmiştir. Çünkü Bölgede işsizlik oranları hala yüksek seviyelerde seyretmekte, kamu ve özel kuruluşlar bütçelerini düzeltmeye devam etmektedirler. Avrupa Birliği ile Kanada arasında görüşmelerine 2009 yılında başlanan serbest ticaret anlaşması AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ile Kanada Başbakanı Stephen Harper tarafından imzalanmıştır. Avrupa Birliğiyle ilk defa bir G-8 ülkesi arasında imzalanan bu anlaşmanın AB nin transatlantik pazarı açısından kritik önem taşıdığı belirtilmiştir. 22 Eylül tarihinde yapılan Almanya federal seçimini beklenildiği üzere Angela Merkel yüzde 40 ı aşan bir oranla kazanmış ve sandalye çoğunluğunu elde etmiştir. Ancak seçim zaferi Merkel in tek başına iktidar olmasına yetmemektedir. Koalisyon hükümeti kurulması için görüşmeler devam etmektedir. Seçim sonuçları Almanya nın Avro Bölgesi politikalarında bir değişiklik yaşanmayacağına işaret etmektedir. Almanya nın mali konsolidasyon politikalarındaki sıkı duruşunda bir yumuşama ve yapısal reformların hızlandırılması konusunda istekliliğinin de artacağı beklenmektedir. 6

B. YÜKSELEN VE GELİŞMEKTE OLAN EKONOMİLER 1. Çin Çin de GSYH büyümesi yılın üçüncü çeyreğinde uygulanan mali politikalar neticesinde yüzde 7,8 ile beklentilerin bir miktar üzerinde gerçekleştirmiştir. Bu çeyrekte hizmetler sektörü büyümesi yüzde 8,4, sanayi sektörü büyümesi yüzde 7,8 olarak gerçekleşmiştir. Çin merkezi hükümetinin özellikle büyümeyi desteklemek amacıyla demiryolu harcamalarını artırması ve vergi kesintilerine gitmesi üçüncü çeyrekteki büyümeyi olumlu etkilemiştir. Yılın ilk üç çeyreğinde yıllık bazda yüzde 7,7 ile yüzde 7,5 olan büyüme hedefinin üzerinde büyüme sağlanmıştır. Çin merkezi hükümeti tarafından yılın geri kalanında büyüme hedefini gerçekleştirmek için küçük ölçekli şirketlere finansal destek verilmesi, dış ticaret büyümesinde istikrar sağlanması, kapasite fazlalarında kesinti yapılması ve tüketim için yeni çözümler üretilmesi yönünde adımlar atılacağı belirtilmiştir. Bununla birlikte konut fiyatlarının artmaya devam etmesi, gölge bankacılık kaynaklı kredilerde artışın devam etmesi yılın ikinci yarısında büyüme üzerindeki olumsuz riskler olmaya devam etmektedir. Açıklanan aylık ekonomik göstergeler ekonomide bir ivme yakalandığını göstermektedir. Sanayi üretimi Eylül ayında yüzde 10,2, perakende satışları ise yüzde 13,3 artarak yılın son çeyreğindeki büyüme açısından iyimser sinyaller vermiştir. Ayrıca HSBC tarafından açıklanan öncü veriye göre Ağustos ayında 50,1 seviyesinde olan imalat PMI Eylül ayında 50,2 ye yükselmiştir. Resmi hizmet PMI verisi ise Eylül ayında bir önceki aya göre 53,9 dan 55,4 seviyesine yükselerek son altı ayın en yüksek seviyesinde gerçekleşmiştir. Bununla birlikte, gıda fiyatlarında yaşanan artış nedeniyle Ağustos ayında yüzde 2,6 olan enflasyon oranı Eylül ayında yüzde 3,1 e yükselmiştir. Aynı dönemde gıda fiyatları yüzde 6,1 oranında artmıştır. Son dönemde yavaşlama eğilimi sergileyen Çin ekonomisinde, üçüncü çeyrek büyüme verisinden sonra yılın geri kalanı için iyimser bir beklenti oluşmuştur. GSYH ya katkılar incelendiğinde yatırımların büyümeye katkısının halen yüksek seviyelerde olduğu görülmektedir. Çin ekonomisinin iç tüketime odaklı bir ekonomi haline getirme reformlarının hala istenen seviyede olmadığı ve etkilerinin kısa vadede görülmesinin zor olduğu anlaşılmaktadır. Önümüzdeki dönemde yüksek olan hane halkı tasarruflarının tüketime kaydırılması için ilave adımların atılması gerekli görülmektedir. Çin de Ekim ayında yapılan 18. Çin-Rusya Başbakanlar toplantısında taraflar arasında stratejik işbirliklerini artırmak amacıyla yirmi bir alanda ikili işbirliği antlaşmasına imza atılmıştır. İki ülke arasında yapılan görüşmelerde temel amaç tarafların ileri teknoloji ve inovasyon alanlarında işbirliğini güçlendirmektir. Yapılan görüşmelerde ekonomi, yatırım ortaklığı, enerji kaynaklarına erişim, nükleer enerji, kültür, kamu, öğrenci değişimi, spor ve 7

turizm gibi alanlarda uzlaşma sağlanmıştır. Bununla beraber iki ülke arasındaki görüşmelerde temel konu enerji konusu üzerinde yoğunlaşmış bulunmaktadır. 2. Hindistan Yükselen Asya nın iki büyük devinden biri olan Hindistan da- gıda fiyatlarındaki artışın da etkisiyle-enflasyonist baskılar ivme kazanmıştır. Düşük büyüme ve yüksek enflasyonun yanı sıra ülke yüksek bütçe ve dış açıklarla karşı karşıya kalmıştır. Harcamaların yüksek, gelirlerin düşük olması mali dengesizlikleri artırmış, buna bir de finansal kısıtlar eklenmiştir. Arz tarafındaki darboğazlar nedeniyle ithalat talebinin artması ihracat performansı üzerinde baskı oluşturmuştur. Hindistan rupisinin tekrar bir miktar istikrar kazanması ve ticaret açığının daralmasıyla ülkede makroekonomik görünüm iyileşmiştir. BMI Yükselen Piyasalar İzleme Raporunda Hindistan ekonomisine yönelik tespitlerde bulunulmuştur.. Mali dengesizlikleri gidermek için sürdürülebilir sağlam politikalar uygulanmalı, vergi ve sübvansiyon reformları yapılmalı, finansal kısıtlamalar azaltılmalıdır. Potansiyel hasılayı artırmak ve orta vadede cari dengedeki bozulmayı düzeltmek, arz darboğazlarını azaltmak için politikalar geliştirilmeli, politik belirsizlik azaltılmalı ve ticari ortam geliştirilmelidir. 3. Brezilya Brezilya da enflasyonun hızlı ve hedefin üzerinde olması nedeniyle Brezilya merkez bankası faiz artırımına gitmiştir. Real son 6 ayda önemli para birimleri arasında en çok değer kaybeden para birimi olmuştur. Merkez Bankası 10 Ekim 2013 tarihinde zayıf para biriminin enflasyonu yavaşlatma çabalarını zorlaştırması nedeniyle politika faizi olan Selic faizini yüzde 9'dan yüzde 9,5'e çıkarmıştır. Brezilya Merkez Bankası Nisan'dan bu yana borçlanma maliyetlerini 200 baz puan artırmıştır. Brezilya, son 3 yılda enflasyonun, hedef seviyenin orta noktası olan yüzde 4,5'in üzerinde seyretmesinden ötürü borçlanma maliyetlerini en çok yükselten ülke olmuştur. Kaynaklar: 1) IMF IFS veri seti 2) Eurostat ve AB Komisyonu 3) Thomson Reuters Datastream 4) OECD Main Economic Indicators 5) National Bureau of Statistics of China 6) IMF World Economic Outlook (Temmuz ve Ekim 2013) 7) Avrupa Merkez Bankası (ECB) 8) The Institute of International Finance (IIF) 9) Business Monitor International 10) World Bank-Developing Trends 11) IMF- Comodity Market Review 8