Akciğer Kanserinde Tanı ve Tedavi Gecikmesi



Benzer belgeler
Akciğer Kanserinde Tanı Gecikmesine Hastanın ve Hekimin Etkisi

Göğüs Cerrahisi Kuthan Kavaklı. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

AÜTF İBN-İ SİNA HASTANESİ GÖĞÜS HASTALIKLARI POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ VE HASTALIKLARININ SİGARAYLA OLAN İLİŞKİSİ

Ulusal Akciğer Kanseri Kongresi İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserlerinde Neoadjuvan Tedavi Sonrası Pulmoner Rezeksiyon Sonuçlarımız

Dr. Fatma PAKSOY TÜRKÖZ Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Tıbbi Onkoloji

AKCİĞER KANSERİ AKCİĞER KANSERİNE NEDEN OLAN FAKTÖRLER

Kronik Öksürük. Dr. Kürşat Uzun N.E. Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları AD ve Yoğun Bakım Bilim Dalı

Yediyüzyetmişiki Akciğer Kanseri Olgusunda Cilt Metastazı: 5 Yıllık Deneyimin Analizi

Quality of life assesment in patients with non-small cell lung cancer patients who have or have not received second line chemotherapy

Bilim Uzmanı İbrahim BARIN

Yatan Hasta Memnuniyeti. Patient Satisfaction in Clinic Deparments

KOAH TEDAVİSİNDE SFT ZORUNLULUĞUNUN KALDIRILMASINA HÜKMEDEN SUT MADDELERİNE YÖNELİK SPÇG GÖRÜŞÜ

Doç.Dr. Nilay ÇÖPLÜ. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı Salgın Hastalıklar Araştırma Müdürlüğü

Sağlık Bakanlığından Muaf Hekimin Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Ünvanı - Adı Soyadı. Bildiriyi Sunacak Kişi Kurumu

Vaka Sunumu Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanserinde(KHDAK) Hedefe Yönelik Tedavi Seçenekleri

AKCİĞERİN NÖROENDOKRİN TÜMÖRLERİ. Doç. Dr. Mutlu DEMİRAY Bursa Medical Park Hastanesi

HEMODİYALİZ HASTALARININ HİPERTANSİYON YÖNETİMİNE İLİŞKİN EVDE YAPTIKLARI UYGULAMALAR

Akciğer Kanserinde Evreleme SONUÇ ALGORİTMİ

Sigara çenlerde ve çmeyenlerde Akci er Kanseri: Genel Özelliklerde Farkl l k Var m?

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

Ateş Nedeniyle Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğine Yatırılarak Takip ve Tedavi Edilen Hastaların Değerlendirilmesi

Doç. Dr. Ahmet ALACACIOĞLU

AKCİĞER KANSERİ. Doç.Dr.Filiz Koşar

METASTATİK KÜÇÜK HÜCRELİ DIŞI AKCİĞER KANSERİ TANISI SAĞKALIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Bir Hastada Astım Hastalığı İle Karıştırılan Yabancı Cisim Aspirasyonunda Röntgen Grafisinin Önemi: Ne Umduk,Ne Bulduk?'

AKCİĞER KANSERİ. hakkında her şey T Ü S A D

ACİL CERRAHİ GİRİŞİM GEREKTİREN ENDOKRİN PATOLOJİLER: ERKEN TANI & HIZLI TEDAVİ

Acil Servise Başvuran Doğurganlık Yaş Grubu Kadınlardan İstenilen β-hcg Testinin Pozitifliğinin Araştırılması

Over Kanseri Taraması ve İngiliz Grubu Over Kanseri Tarama Çalışması

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

Renin-Angiotensin System Blockers May Prolong Survival of Metastatic Non-Small Cell Lung Cancer Patients Receiving Erlotinib

Postmenopozal Kadınlarda Vücut Kitle İndeksinin Kemik Mineral Yoğunluğuna Etkisi

Kronik Böbrek Hastalarında Eğitim Durumu ve Yaşam Kalitesi. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nefroloji Kliniği, Prediyaliz Eğitim Hemşiresi

NEOADJUVAN TEDAVİ SONRASI CERRAHİ İLE PATOLOJİK DOWNSTAGE (T0N0-T1-2N0) OLDUĞU TESPİT EDİLEN HASTALARDA BEKLENİLMEYEN OLDUKÇA İYİ SAĞKALIM

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Tanı ve Tedavi

Tamamlayıcı Tiroidektomi ve Total Tiroidektomi Komplikasyonlarının Karşılaştırılması. Doç. Dr. Mehmet Ali GÜLÇELİK

Akciğer Kanserini Hangi Evrede Yakalıyor ve Nasıl Tedavi Ediyoruz?

SANATORYUM ATATÜRK ÜN HAYALİNDEKİ HASTANE: Hastanemizin kuruluş düşüncesi 1930 lu yıllara dayanmaktadır. Toraks Bülteni 33

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesinin Beş Yıllık ( ) Kansere Bağlı Ölüm Kayıtlarının Değerlendirilmesi

Akciğer Kanserinde Cilt Metastazları

KOLOREKTAL KARSİNOMLU HASTALARDA PRİMER İLE METASTAZ ARASINDA KRAS DİSKORDANSI

Alevlenmelerin en yaygın nedeni, trakeobronşiyal enfeksiyonlar ve hava kirliliğidir. Şiddetli alevlenmelerin üçte birinde neden saptanamamaktadır

UÜ-SK GÖĞÜS HASTALIKLARI VE TÜBERKÜLOZ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI

Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim Öğretim Yılı. Dönem 4 GÖĞÜS HASTALIKLARI STAJ TANITIM REHBERİ

BIR GRİP SEZONUNUN BAŞıNDA İLK OLGULARıN İRDELENMESİ

PATOLOJİ PREANALİTİK SÜREÇTE TETKİK İSTEK FORMU: KLİNİSYEN İLGİ VE ALGI DÜZEYİ

Küçük Hücreli Akciğer Kanserinde Cerrahinin Yeri Var mı? Dr.Ali Kılıçgün Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi

UÜ-SK AİLE HEKİMLİĞİ ANABİLİM DALI HİZMET KAPSAMI

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

DÜŞÜK PREVALANS HEKİMLİĞİ. Yrd. Doç. Dr. Yasemin ÇAYIR Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği AD

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

ASTIM «GINA» Dr. Bengü MUTLU SARIÇİÇEK

Tüberküloz Kontrolünde Hasta ve Doktor Gecikmesi

1. OLGU. Tüberküloz Kursu 2008 Antalya

SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ GÖĞÜS CERRAHİSİ ANABİLİM DALI EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI DÖNEM-V DERS PROGRAMI

Akciğer Karsinomlu Olgularda İntraoperatif Plevra Yıkama Sıvısında Malign Hücre Saptanmasının Sağkalıma Etkisi #

GÖĞÜS AĞRISI ŞİKAYETİ İLE BAŞVURAN ÇOCUKLARIN KLİNİK İZLEMİ

TÜRKİYE DE MİDE KANSERLERİ SIKLIĞI, COĞRAFİ DAĞILIMI VE KLİNİK ÖZELLİKLERİ. Prof.Dr.Fikri İçli

HİPOFARİNKS KANSERİ DR. FATİH ÖKTEM

Prof. Dr. H. Zafer Güney Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi

Akci er Kanseri Tan ve Tedavisinde Gecikmeler

Primer Akciğer Kanserlerinde Bilgisayarlı Tomografi Verilerinin Genetik, Kişisel ve Çevresel Risk Faktörleri ile Değerlendirilmesi

KANSER İSTATİSTİKLERİ

GATA HASTANESİ 2001 YILI MALİGNİTE OLGULARININ İNCELENMESİ

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

Kanser Hastalarında Tanı ve Tedavi Sürecini Etkileyen Değişkenler

29 yaşında erkek aktif şikayeti yok. sağ sürrenal lojda yaklaşık 3 cm lik solid kitlesel lezyon saptanması. üzerine hasta polikliniğimize başvurdu

HEMODİYALİZ HASTALARINDA HUZURSUZ BACAK SENDROMU, UYKU KALİTESİ VE YORGUNLUK ( )

giriş evre IV akciğer ca : KHDAK % 39 (2006 NCI ; SEER) 2 yıl sağkalım = % 5! prognostik faktörler : performans ve kilo kaybı metastaz sayısı??

Tanı: Metastatik hastalık için patognomonik bir radyolojik. Tek veya muitipl nodüller iyi sınırlı veya difüz. Göğüs Cerrahisi Hasan Çaylak

İNFEKSİYÖZ ENSEFALİTLER: HSV-1 E BAĞLI OLAN VE OLMAYAN OLGULARIN KARŞILAŞTIRILMASI

NAZOFARENKS KARSİNOMUNDA CLAUDIN 1, 4 VE 7 EKSPRESYON PATERNİ VE PROGNOSTİK ÖNEMİ

KANSER TEDAVİSİ SIRASINDA VERİLEN EĞİTİMİN YAŞAM KALİTESİNE ETKİSİ. Doç. Dr. Özgül Karayurt Dokuz Eylül Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi

Akciğer Kanserinde Güncel Tanı ve Tedavi Yaklaşımı

Dünya da ve Türkiye de Erken Evre Meme Kanseri İnsidansı ve Farklılıkları

Romatizmal Mitral Darlığında Fetuin-A Düzeyleri Ve Ekokardiyografi Bulguları İle İlişkisi

Türkiye de Biyosidal Uygulayıcılarında Yapılan Araştırma Verilerinin Değerlendirilmesi

Akut İshalli Çocuklarda İshal Etkenleri, Çevresel Etkenler ve Diyette Doğal Probiyotik Tüketiminin İshal Şiddeti İle İlişkisi

LENFÖDEM ERKEN TANI VE ERKEN TEDAVİ GEREKTİREN BİR HASTALIKTIR!

Kırım-Kongo Kanamalı Ateş hastalarında tip I (α, β) interferon ve viral yük düzeyleri ile klinik seyir arasındaki ilişkinin araştırılması

SELÇUK ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI DÖNEM II TOPLUMA DAYALI TIP UYGULAMALARI ÖĞRENCİ REHBERİ

TAM KAN SAYIMININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Mide Kanseri Tanısı Olan Hastalarda Lenf Nodu Tutulum Oranı ve Sağkalım İlişkisi

OLGU SUNUMU. Dr. Ömer Fatih ÖLMEZ Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilimdalı

1. Amaç: Bu talimat, UÜ-SK ya başvuran çocuk hastalara detaylı tıbbi değerlendirme yapılmasına yönelik bir sistem oluşturmayı amaçlamaktadır.

Ventilatör İlişkili Pnömoni Tanısında Endotrakeal Aspirat Kantitatif Kültürü ile Mini-Bal Kantitatif Kültürü Arasındaki Uyum

İnvaziv olmayan mekanik ventilasyon tedavisinde klinik ve polisomnografik izlem: Basınç ayarı kontrolü rutin olarak yapılmalı mı?

Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı 5. Sınıf ders programı:

KANSER HASTALARINDA ANKSİYETE VE DEPRESYON BELİRTİLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ UZMANLIK TEZİ. Dr. Levent ŞAHİN

BEL AĞRISI OLAN SINIF ÖĞRETMENLERİNDE AĞRI VE GÜNLÜK YAŞAM KALİTELERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

AKC ER KANSER NDE TEfiH S ANINDA GENEL KL N K VER LER: B R GÖ ÜS HASTALIKLARI ONKOLOJ POL KL N N N B R YILLIK KAYITLARI

IASLC Kongresi nin ardından

KRONİK HİPERSENSİTİVİTE PNÖMONİSİ. Dr. Gamze KIRKIL Fırat Üniversitesi Göğüs Hastalıkları AD

AKC ER KANSER NDE TANI GEC KMES N ETK LEYEN FAKTÖRLER

ALZHEİMER ve HALK SAĞLIĞI. Doç. Dr. Suphi VEHİD

Multidisipliner Konseyin Endokrin Hastalıkların Tanı Ve Tedavi Süreci Üzerine Etkisi

Göğüs Cerrahisinde Önemli Olan Semptom ve Belirtiler. 29 Eylül 12 Cumartesi

Küçük Hücreli Dışı Akciğer Karsinomunda Neoadjuvant Kemoterapi

Transkript:

Tarkan ÖZDEMİR, Nihal BAŞAY, Neslihan MUTLUAY, Hülya BAYIZ, Bahadır BERKTAŞ, Mine BERKOĞLU Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Kliniği, ANKARA ÖZET Amaç: Akciğer kanseri olgularında tanı ve tedavi gecikmesine neden olan, hasta ve hekimle ilişkili faktörler bu prospektif çalışmada değerlendirildi. Gereç ve Yöntem: Akciğer kanserli 149 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Yüz dört olgu (%69.8) küçük hücreli dışı akciğer kanseri, 45 olgu (%30.2) küçük hücreli akciğer kanseri idi. Yüz otuz bir olgu (%87.9) erkek, 18 olgu (%12.1) kadındı. Sonuçlar: Olguların ilk yakınmalarının başlangıcından doktora başvurmalarına kadar geçen süre ortalama 52.37 gün (0-291), ilk doktora başvuru ile ilk akciğer grafisi istemi arasında geçen süre ortalama 19.97 gün (0-305), ilk doktora başvurması ile ilk göğüs hastalıkları merkezine başvurması arasındaki süre 123.26 gün (5-403), ilk yakınmadan tanı konmasına kadar geçen süre ortalama 135.70 gün (0-411), tanıdan tedaviye kadar geçen süre 18.35 gün (1-114) ve ilk göğüs hastalıkları uzmanına başvuru ile tedavi başlanana kadar geçen süre ortalama 30.88 gün (7-125) olarak bulundu. Yorum: Hastanın cinsiyetinin, yerleşim biriminin, eğitim durumunun ve başvurulan doktor sayısının tanı gecikmesinde rol oynadığı saptandı. Hastanın sosyal güvencesinin türü ise anlamlı bulunmadı. ANAHTAR KELİMELER: Akciğer kanseri, tanı ve tedavide gecikmeler Geliş tarihi: 12 Haziran 2007 Düzeltme sonrası kabul tarihi: 31 Aralık 2007 SUMMARY DELAY IN DIAGNOSIS AND TREATMENT IN LUNG CANCER Aim: Factors relating to the patients and doctors that cause delay in diagnosis and treatmant of lung cancer were evaluated in this prospective study. Material and Methods: One hundred forty nine lung cancer patients were evaluated prospectively; 104 (69.8%) with non small cell lung carcinoma and 45 (30.2%) with small cell lung carcinoma were included in the study. 131 of them were men, 18 of them were women. Results: The median delay in patient, presentation from first symptoms to first appointment was 52.37 days (0-291).The first chest radiographic investigation was done in 19.97 days period (0-305). The median delay from first doctor visit to referre to the chest hospital was 123.26 (5-403) days.the median time from first symptom to the diagnosis was 135.70 (0-411) days. Treatment was started in median 18.35 (1-114) days after the diagnosis. The median time for treatment was 30.88 (7-125) days from the first visit of chest physician. 100

Conclusion: Factors influencing the delays in diagnosis were the sex, the educational status, the numbers of visiting doctors and the place where the patients live. The type of social insurance of the patients was not important. KEY WORDS: Lung cancer, delays in diagnosis and treatment Received: June 12, 2007 Accepted after revision: December 31, 2007 GİRİŞ Akciğer kanseri 20. yüzyılın başlarında nadir görülen bir hastalık iken, sigara içme alışkanlığındaki artışa paralel olarak sıklığı giderek artmış ve dünyada en sık görülen kanser türü haline gelmiştir. Tüm dünyada kanser olgularının %12.8 inden ve kanser ölümlerinin %17.8 inden sorumludur. Sağlık Bakanlığı verilerine göre akciğer kanseri insidansı Türkiye de 11.5/100.000 dir (1). Geçen zaman içinde erken tanı koymaya yönelik çalışmaların artmış olmasına rağmen, halen toplum sağlığını ciddi anlamda tehdit etmektedir. İnsanları hastalıklardan korumak için bilinçlendirmek ilk hedef olmalıdır. Ancak, hastalık geliştikten sonra da uygun tedaviyle yaşam sürelerini uzatmak ikinci ve en önemli hedefi oluşturmaktadır. Bu nedenle şüpheli olgular ileri tetkik ve tedavinin yapılabileceği merkezlere bir an önce yönlendirilmeli ve yine bu merkezlerde gerekli işlemler seri bir şekilde yapılarak sonuca gidilmelidir. Biz bu çalışmada, semptomların başlangıcından tedavi başlayana kadar yukarıda bahsettiğimiz süreci nelerin etkileyebileceğini, özellikle gecikmede hastaya ve doktora ait faktörleri inceledik. GEREÇ ve YÖNTEM Çalışmamıza Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvuran 131 i erkek 18 i kadın 149 hasta alındı. Histopatolojik olarak akciğer kanseri tespit edilen bu olgularda tanı ve tedavi gecikmesini etkileyebilecek hastaya ve doktora ait faktörler araştırıldı. Olguların sosyal güvenceleri, sigara içme durumları, yerleşim yerleri, eğitim düzeyleri, ilk yakınmaları, başvurdukları doktor sayısı ve gecikme nedenleri kaydedildi. Bu bulgular daha sonra olguların gecikme süreleriyle ilgili kronolojik verileriyle karşılaştırıldı. Çalışma grubundaki tüm hastalara bilgi verildi ve bu amaçla hazırlanan anket formu birebir görüşmede doldurulup, hastalardan sözlü izin alındı. Çalışmaya alınan olguların ortak özellikleri: 1. Histopatolojik olarak akciğer kanseri tanısı almış olanlar, 2. Yeni tanı almış olanlar, 3. Gerekli tetkikler sonrası klinik evreleme yapılmış olanlar, 4. Rahatlıkla iletişim kurulabilen, bilişsel fonksiyonları iyi olanlar, 5. Kronik obstrüktif akciğer hastalığı, bronşektazi, astım gibi kronik solunum sistemi semptomlarına neden olan hastalıkları olmayanlar, 6. Tedavisi başlanmış olanlar. Histopatolojik tip, evre, performans durumları kaydedildi. İstatistiksel değerlendirme Statistical Package for Social Sciences yazılımı ile yapıldı. İki yönlü p değeri < 0.05 anlamlı kabul edildi. Dağılım ölçütleri olarak ortanca ve çeyrekler arası uzaklık (%75-25 genişliği) kullanıldı. SONUÇLAR Olguların 131 (%87.9) i erkek ve 18 (%12.1) i kadındı. Yüz dört (%69.8) olgu küçük hücreli dışı akciğer kanseri (KHDAK) olup, bu olguların 23 (%22.1) ü Evre I-IIIA, 81 (%77.9) i Evre IIIB ve IV olgularıydı. Kırk beş olgu (%30.2) küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) olup, bu olguların da 13 (%29) ü sınırlı, 32 (%71) si yaygın evredeydi. Olguların %82.6 sının performansı Eastern Cooperative Oncology Group (ECOG) 2 ve üstü idi. Olguların cinsiyeti, sigara içme durumları, histolojik tipleri, evreleri ve performans durumları Tablo 1 de verildi. Olguların yerleşim birimlerine göre dağılımı ise 43 olgu köyde, 41 olgu ilçede, 65 olgu ise ilde yaşamaktaydı. Eğitim düzeyi yüksekliği (ortaokul ve üzeri) ile gecikme süreleri arasında anlamlı korelasyon Tablo 2 de gösterildi. 101

Özdemir T, Başay N, Mutluay N, Bayız H, Berktaş B, Berkoğlu M. Tablo 1. Olguların özellikleri. n % Cinsiyet Kadın 18 12.1 Erkek 131 87.9 Sigara İçen 108 72.5 İçmeyen 23 15.4 Bırakmış olan 18 12.1 Histolojik tip KHDAK 104 69.8 Evre-I-IIIA 23 22.1 Evre-IIIB-IV 81 77.9 KHAK 45 30.2 Sınırlı evre 13 29 Yaygın evre 32 71 Performans ECOG: 1 26 17.4 ECOG: > 2 123 82.6 KHDAK: Küçük hücreli dışı akciğer kanseri, KHAK: Küçük hücreli akciğer kanseri, ECOG: Eastern Cooperative Oncology Group. Tablo 2. Olguların eğitim durumları. Eğitim düzeyi Sayı % Okuma yazması yok 29 19.5 Okuryazar 25 16.8 İlkokul mezunu 83 55.7 Ortaokul mezunu 8 5.4 Lise mezunu 4 2.7 Toplam 149 100 Olguların yedisinin hiçbir sosyal güvencesi olmayıp 44 ü yeşil kartlı, 98 i ise sosyal güvenlik kurumuna bağlıydı. Olguların doktora başvurusundan önceki yakınmaları Tablo 3 te görülmektedir. Tablo 4 te olguların kronolojik verileri görülmektedir. Ortalama hasta gecikmesi 53.37 gündür. Hastanın ilk doktora başvurusundan ilk radyolojik tetkik istenene kadar geçen süre ortalama 19.97 gün (0-305), ilk doktora başvurması ile ilk göğüs uzmanına başvurması arasında geçen süre ortalama 71.47 gün (0-348), ilk yakınma başlangıcından tanı anına kadar geçen süre ortalama 135.70 gün (0-411), göğüs hastalıkları merkezine başvurudan tedaviye kadar geçen süre ortalama 30.88 gün (7- Tablo 3. Olguların ilk yakınmaları. Yakınma Sayı % Öksürük 42 28.2 Hemoptizi 5 3.4 Nefes darlığı 16 10.7 Zayıflama 4 2.7 Halsizlik 14 9.4 İştahsızlık 5 3.4 Göğüs ağrısı 40 26.8 Göğüs ağrısı dışındaki ağrılar 12 8.1 Ateş 3 2.0 Boyunda şişlik 2 1.3 Kolda uyuşma 1 0.7 Ses kısıklığı 4 2.7 125), tanıdan tedaviye kadar geçen süre ise ortalama 18 gün (1-114) dür. Gecikme sürelerini etkileyen faktörler değerlendirildiğinde; doktora başvurudan ilk tetkik yapılana kadar geçen süre kadınlarda ortalama 5.0 gün, erkeklerde 0.0 gün (p= 0.023), ilk doktora başvuru ile ilk göğüs hastalıkları merkezine başvuru arasında geçen süre kadınlarda 89.0 gün erkeklerde 40.0 gün (p= 0.036) olarak bulundu. Bu süreler kadınlarda istatistiksel olarak anlamlı derecede uzun bulundu. 102

Tablo 4. Olguların kronolojik verileri. Gecikme süresi (gün) Min. Maks. Ortalama SD İlk yakınmadan ilk doktora gidinceye kadar geçen süre 0 291 52.37 59.78 İlk doktora başvuru-ilk radyolojik tetkik 0 305 19.97 46.28 İlk yakınmadan ilk radyolojik incelemeye kadar geçen süre 0 315 72.48 72.20 İlk doktora başvurması ile ilk kez göğüs hastalıklarına 0 348 71.47 74.44 başvurması arasında geçen süre İlk yakınmadan ilk göğüs hastalıkları 5 403 123.26 91.66 merkezine gidinceye kadar geçen süre İlk yakınmadan tanı konmasına kadar geçen süre 0 411 135.70 92.74 Tanıdan tedaviye kadar geçen süre 1 114 18.35 18.72 İlk yakınmadan tedavi başlangıcına kadar geçen süre 30 428 154.22 92.63 Göğüs hastalıkların merkezine başvurudan tedaviye kadar geçen süre 7 125 30.88 19.62 SD: Standart sapma, Min: Minimum, Maks: Maksimum. İlk yakınmadan tedavi başlangıcına kadar geçen süre ele alındığında yerleşim birimleri arasında fark bulundu. İlçede oturanlarda bu süre köyde ve şehirde oturanlara kıyasla daha uzun saptandı (p= 0.041 ve 0.027). İlk yakınmadan ilk doktora gidinceye kadar geçen süre nefes darlığı olanlarda ortalama 13.5 gün iken, öksürüğü olanlarda ise ortalama 41 gün olarak bulundu. Başvurulan doktor sayısının tanı konulma süresini uzattığı saptandı. Gidilen doktor sayısı ortalama 6.55 di. Olgulara doktora geç başvurmalarının nedeni sorulduğunda %59.1 olgunun semptomları önemsemediği, %20.8 olgunun maddi imkansızlık, %17.4 Tablo 6 da olgunun gecikmediğini düşündüğü, %1.3 olgunun korku, %1.3 olgunun da bulgularını mevcut kronik hastalığına bağladığı saptandı. Köyde yaşayan olguların bir sağlık merkezine uzaklıkları 15.98 + 11.29 km (3-60) ve buraya ulaşmak için gereken zaman 26.74 + 19.64 dakika (5-90) olarak bulundu. Olguların doktora başvurmadan önceki yakınmaları tek tek sorgulandı (Tablo 3). Karşılaştırmalar 1. Cinsiyet: İlk doktora başvuru ile ilk radyolojik tetkik arasında geçen süre ve ilk doktora başvuru ile göğüs hastalıkları merkezine başvuru arasında geçen süre bakımından erkek ve kadınlar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulundu. Her iki sürenin kadınlar için daha uzun olduğu tespit edildi. 2. Yaş: Olguların yaşları ile çeşitli aşamalardaki gecikme süreleri arasında istatistiksel anlamlı korelasyon saptanmadı. 3. Sosyal güvence: İncelenen tüm gecikme süreleri bakımından sosyal güvenceler arasında anlamlı farklılık saptanmadı. 4. Eğitim durumu: Birçok gecikme türü ile eğitim düzeyi arasında anlamlı korelasyonlar bulundu (Tablo 5). 5. Yerleşim birimi: İlk yakınmadan tedavi başlanmasına kadar geçen süre de yerleşim birimleri arasında fark bulundu. Bu fark ilçe yerleşim yerinden kaynaklandı (p= 0.049). Yani bu süre ilçede oturanlarda, köyde ve şehirde oturanlardan daha fazla bulundu (p= 0.041 ve 0.027). Köyde yaşayanların bir sağlık merkezine uzaklıkları (km ya da dakika olarak) ile gecikme süreleri arasında istatistiksel olarak anlamlı korelasyon saptanmadı. 6. İlk yakınmanın gecikmeye etkisi: İlk yakınmadan ilk doktora gidinceye kadar geçen süre, nefes darlığı olanlarda 13.5 (27-25) gün, öksürüğü olanlarda ise 41 (136-75) gün (ortanca ve çeyrekler arası uzaklık) olarak bulundu. Sonuç olarak, nefes darlığı olanların öksürüğü olanlara göre doktora daha erken gittikleri belirlendi. İlk yakınmadan ilk göğüs hastalıkları merkezine başvuruncaya kadar geçen süre; ilk yakınmadan ilk radyolojik incelemeye kadar geçen süre; ilk yakınmadan tedavi başlanın- 103

Özdemir T, Başay N, Mutluay N, Bayız H, Berktaş B, Berkoğlu M. Tablo 5. Eğitim düzeyi ve gecikme süreleri arasındaki ilişki. Eğitim düzeyi Korelasyon Gecikme süresi kat sayısı* p İlk yakınmadan ilk doktora gidinceye kadar geçen süre.065.432 İlk yakınmadan ilk göğüs hastalıkları merkezine gidinceye kadar geçen süre -.174.034 İlk yakınmadan ilk radyolojik incelemeye kadar geçen süre.006.946 İlk yakınmadan tedavi başlangıcına kadar geçen süre -.178.037 İlk yakınmadan tanı konmasına kadar geçen süre -.176.032 Tanıdan tedaviye kadar geçen süre -.064.458 Göğüs hastalıkları merkezine başvurudan tedaviye kadar geçen süre -.038.653 İlk doktora başvurma ile ilk radyolojik tetkik arasındaki süre -.009.913 İlk doktora başvurma ile ilk kez göğüs hastalıklarına başvurma arasında geçen süre -.190.021 * Spearman Rho. caya kadar geçen süre açısından da ilk yakınma grupları arasında anlamlı farklılıklar saptandı. Ancak bu üç gecikme türünde de farklılık, ilk doktora başvurmanın gecikmesi nedeniyle olmuştu. 7. Gidilen doktor sayısı: Gidilen doktor sayısı minumum %0.7 ile maksimum %46.3 idi (ortalama 6.55). Gidilen doktor sayısı ile ilk yakınmaların başlangıcından tanı konmasına kadar geçen süre arasında istatistiksel anlamlı korelasyon (p= 0.0001 r s = 0.387) saptandı. Yine gidilen doktor sayısı ile ilk yakınmaların başlangıcından tedavi başlanmasına kadar geçen süre arasında istatistiksel anlamlı korelasyon (p= 0.0001 r s = 0.378) saptandı. Doktor sayısı arttıkça tanı konulma süresinin uzadığı gözlendi. Eğitim durumu ve sosyal güvence ile gidilen doktor sayısı arasında anlamlı korelasyon saptanmadı. Olguların doktora geç başvurma nedenleri arasında önemsememe ve maddi imkansızlık ilk iki sırayı almaktaydı. Bu iki nedenle geciken hastaların çeşitli gecikme süreleri incelendiğinde aralarında istatistiksel anlamlı fark saptanmadı (Tablo 6). TARTIŞMA Özellikle KHDAK, halen tek küratif tedavi seçeneğinin cerrahi yöntemlerle olduğu ve olguların ancak %20 sine cerrahi işlem yapılabildiği düşünülürse hastaların uygun evrede yakalanmasında tanı ve tedavi gecikmesinin önemi anlaşılacaktır. İngiliz Toraks Derneği (BTS), akciğer kanseri klinik bulgularını taşıyan hastaların bir hafta içinde göğüs Tablo 6. Olguların doktora geç başvurma nedeni. Gecikme nedenleri Sayı % Önemsememe 88 59.1 Maddi imkansızlık 31 20.8 Gecikmediğini düşünme 26 17.4 Korku 2 1.3 Yakınmalarını mevcut 2 1.3 kronik hastalığına bağlama Toplam 149 100 hastalıklarına sevk edilmesini, bu olguların da iki hafta içinde tanısal işlemlerinin tamamlanması ve göğüs uzmanı ilk konsültasyonu ile torakotomi arasında geçen sürenin sekiz haftadan uzun olmamasını önermektedir (2). Bu çalışmada tanı ve tedavi gecikmesine hastanın ve doktorun katkısı nedir sorusuna cevap aramak için kronolojik veriler tespit edildi. Olgular ilk yakınmaları başladıktan kaç gün sonra doktora gidiyor sorusunun cevabı çalışmamızda 52 gün olarak bulundu. Fransa dan Milleron ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada ise 103 gün bulunmuştur (3). Japonya da Ichione ve arkadaşlarının 48 Pancoast tümörlü hastada yaptıkları çalışmada hasta gecikmesi ortalama 55.8 gündür (4). Tanı gecikmesine hastanın katkısını değerlendiren en önemli parametre bu süredir. 104

Araştırmamızda neden doktora geç gittiniz sorusuna verilen cevapta %59.1 i yakınmalarını önemsemediğini bildirdi. Tamamına yakını sigara içicisi olan hastalar semptomlarını önemsememektedir. Corner ve arkadaşları, hasta ve pratisyen doktorların akciğer kanseri ile ilişkili semptomlara yaklaşımlarıyla ilgili yaptıkları anket çalışmasında doktor ve hastaların öksürük, nefes darlığı, ağrı ve sistemik semptomları hastalıkla ilişkilendirmediklerini saptadılar (5). İkinci süremiz hastanın ilk doktora başvurusundan kaç gün sonra akciğer filmi istendiği idi. Bu süre çalışmamızda ortalama 19.97 gün olarak bulundu. Billing ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada ise 26 gün bulunmuştur (6). Bu durumun nedeni, bizim hastalarımızın, ilk basamak sağlık hizmetlerinin verildiği sağlık ocaklarını atlayıp ilçe ya da ildeki hastaneleri tercih etmeleri olabilir. Burada akla gelen ikinci soru solunum sistemine ait semptomlarla doktora başvuran her hastada akciğer filmi çekilmeli midir? Memorial-Sloan Kettering çalışmasında, John Hopkins ve Mayo Klinik çalışmasında akciğer filmine ilave olarak balgam sitolojisi değerlendirilmiştir. Taranan gruplarda sadece akciğer filmi çekilen ile akciğer filmi artı balgam sitolojisi yapılan gruplar karşılaştırıldığında mortalite açısından anlamlı farklılık bulunmamıştır. Risk faktörü olan gruplar akciğer grafisi ile düzenli olarak tarandığında erken evrede saptama olasılığı artacak ve fatalite düşecektir (7). Bu nedenle olayın ekonomik boyutunu da düşünerek en azından yaşlılık, sigara veya diğer karsinojenlerle maruziyet ve genetik yatkınlık gibi risk faktörü taşıyıp, mevcut şikayetleriyle doktora başvuran hastalarda semptomlar ve fizik muayene bulguları da değerlendirilerek akciğer filmi çekilmelidir diye düşünmekteyiz. İlk yakınmadan tedavi başlangıcına kadar geçen süre çalışmamızda 154.22 gün bulunmuş olup, Milleron ve arkadaşlarının yaptığı çalışmada 191 gün olarak tespit edilmiştir (3). Yüz doksan bir günün büyük kısmının ilk doktora başvurana kadar geçen süre olduğunu daha önce belirtmiştik. Salomaa 132 hastada yaptığı retrospektif çalışmada bu süre ortalama dört aydır (112 gün). Bu sürenin üç aylık kısmı göğüs hastalıkları merkezine başvurudan tedavi anına kadar geçen süreden oluşmaktadır (8). Yine İsveç çalışmasında ilk yakınmadan tedavi anına kadar geçen süre yedi ay olup bu sürenin 5.5 ayının doktorlara ait olduğu saptanmıştır (9). İsveç Akciğer Kanseri Çalışma Grubu göğüs hastalıklarına başvurudan sonra dört hafta içinde tanısal işlemin tamamlanıp iki hafta içinde de tedavinin başlamasını önermektedir. Çalışmamızda ilk doktora başvuru ile tanı konulmasına kadar geçen süre ortalama 83 gün, tedavi başlangıcına kadar geçen süre ise 102 gündür. Tanı ile tedavi arasındaki süre ortalama 18.35 gündür. Göğüs hastalıkları merkezine başvurudan tedaviye kadar geçen süre ise 30.88 gündür. Çalışmamızdaki bu süre BTS nin önerilerine uymaktadır. Devbhandari nin 342 olguyu içeren çalışmasında hastaların iki hafta içinde göğüs hastalıkları merkezine refere edildikleri ancak tanı konulmasından sonraki sürede radyoterapi için ortalama 43 gün, torakotomi için 25 gün ve kemoterapi için 16.5 gün bekledikleri saptandı (10). Karşılaştırma yaptığımız çalışmalar gelişmiş ülkelerden yayınlanmış olup arada ciddi farklılıkların olmadığı görülmektedir. Özellikle hastaneye kabulden sonra, tanı ve tedaviye yönelik işlemler açısından önerilere uymaktadır (3-11). Ülkemizde bu konu adli yönden çok fazla gündeme gelmese de İngiltere de sık karşılaşılan dava nedenlerinden biridir. Tanı gecikmesi üç aydan kısa ise genelde davalının lehine, altı aydan uzun ise davacının lehine karar verilmektedir (6). Hastaların neden doktora geç gittiniz sorusuna verdiği cevap değerlendirildiğinde %59.1 inde önemsememe %20.8 inde maddi olanaksızlık cevabı alındı. Tamamına yakını sigara içicisi olan bu hastaların verdiği önemsememe cevabı bu konuda yeterince bilinçlendirilmediklerinin açık bir göstergesidir, ikinci cevap ise ülkemizin sosyal durumunun ve sağlığa verdiği önemin özetidir. Yaş, cinsiyet, meslek, eğitim durumu, sosyal güvence, yerleşim birimi, ilk yakınma ve gidilen doktor sayısının gecikmeye etkisi olup olmadığı incelendi. Yaş, meslek ve sosyal güvence ile gecikme süreleri arasında anlamlı ilişki kurulamadı. Fakat çalışmamıza aldığımız hasta sayısı nedeniyle, bu faktörlerle özellikle hasta gecikmesi arasında ilişki olmadığını kesin olarak ifade edemiyoruz. Eğitim durumu açısından ilk yakınmadan ilk doktora başvuruncaya kadar geçen sürede anlamlı bir fark bulunmadı. Yani hastaların eğitim durumu iyi de olsa kötü de olsa hemen hemen aynı sürede doktora gidiyorlardı. Fakat ilk doktora başvurduk- 105

Özdemir T, Başay N, Mutluay N, Bayız H, Berktaş B, Berkoğlu M. tan sonraki süreler eğitimli olan grupta daha kısaydı. Eğitimli grubun durumu fark ettikten sonra daha seri hareket ettiği ve içinde birçok prosedürleri de barındıran basamakları daha çabuk geçtiği düşünüldü (Tablo 5). Yerleşim yeri açısından ilk yakınmadan tedavi başlangıcına kadar geçen sürede fark bulundu. Fakat bu fark beklenenin aksine köylerden değil ilçe yerleşim yerlerinden kaynaklanıyordu. Yani ilçede yaşayanlarda tanı ve tedavi süresinin uzadığı tespit edildi. Sağlık sistemimiz içinde normal şartlarda olması gereken sıralama sağlık ocağı, ilçe devlet hastanesi ve il devlet hastanesi şeklindedir. Yani hasta ilk önce sağlık ocağına gider ve daha sonra gerek görülürse sevk zinciri işler. Fakat bu sıralama genelde böyle olmamaktadır. Özellikle köylerde yaşayan insanımız büyük şehirdeki olanakların daha fazla olduğu bilinciyle il merkezine gitmeyi tercih etmektedir. İlçelerdeki gecikmenin sebebi nedir? Bilindiği gibi akciğer kanseri klinik ve radyoloji ile şüphelenilip ilgili işlemler sonrasında patolojiyle tanı konulan bir hastalık grubudur. İlçelerde donanım eksiği vardır ve genelde göğüs hastalıkları uzmanı kadrosu bulunmamaktadır. Bu şartlar ancak il devlet hastanelerinde mevcuttur ve bu nedenle hastalar ilçede gerekli incelemelerden sonra en azından tedavi için yine ile sevk edilmektedir. İlk yakınmanın gecikmeye etkisi araştırıldığında ilk yakınmanın başlamasından ilk doktora gidinceye kadar geçen süre nefes darlığı olanlarda 13.5 gün, öksürüğü olanlarda 41 gün tespit edildi. Sonuç olarak, nefes darlığı olanların daha çabuk doktora gittiği tespit edildi. Olgularımızın hemen hemen tamamı sigara içicisiydi. Bu nedenle öksürüğün niteliğindeki değişmeyi önemsememiş olmaları muhtemeldir. Ayrıca, nefes darlığı öksürükten daha fazla yaşam kalitesini etkileyen ve tedirginlik veren bir semptomdur (12). Gidilen doktor sayısı ile ilk yakınmanın başlangıcından tedavi başlanana kadar geçen süre arasında anlamlı ilişki bulundu. Yani doktor sayısı arttıkça tedavi başlama süresi uzuyordu. Özellikle başlangıç döneminde hastalığın tanısından uzak ön tanılar (infeksiyon, bronşit, tüberküloz vs.) ve çeşitli tedaviler verildiği ve ancak bunlara cevap alınamadığı durumlarda ileri tetkiklerin yapılıp ilgili merkezlere sevk edildiği bir gerçektir. Hastalar yakınmalarının düzelmemesi nedeniyle farklı doktorlara gitmektedirler. Farklı doktorlar ve farklı tedavilerin ardından şüphe üzerine çekilen akciğer filmi ile asıl süreç başlamaktadır. Bu nedenle daha öncede belirttiğimiz gibi risk grubunda olan her hastaya akciğer filmi çekilmeli ve bu ön tanı mutlaka elenmelidir. İlk doktora başvuru ile radyolojik tetkik istem tarihi arasında geçen süre (p= 0.023) ve ilk doktora başvuru ile göğüs hastalıkları merkezine başvuru arasında geçen süre (p= 0.036) bakımından kadınlar ve erkekler karşılaştırıldığında, kadınların aleyhine anlamlı farklılık bulundu. Olgularımızın %60 ına yakın bir bölümünün kırsal kesimden ve illerde oturanların büyük bir kısmınında gecekondu bölgelerinden geldiğini göz önüne alırsak, sosyoekonomik ve kültürel açıdan düşük düzeyde olan kadın hastalarımızın özellikle dertlerini dile getirmelerinde ve tüm açıklığı ile anlatmalarında problem olduğu bilinmektedir, yakınmaları müphemdir. Ayrıca bu olgularımızda sigara öyküsü yoktur. Ciddi bir hastalık çıkar, uzun süre hastanede yatmak gerekebilir diye yakınmalarının bir kısmını saklayabilirler. Bu durumda hekim ancak dikkatli bir fizik muayene ile kansere ait ipuçlarına ulaşabilir. Sonuç olarak, akciğer kanserinde tanı konmasından tedavi başlamasına kadar geçen sürenin kısaltılması oldukça önemlidir. Bu da en başta halkın akciğer kanseri konusunda bilinçlendirilmesi ile mümkün olmaktadır. KAYNAKLAR 1. Akciğer kanseri tanı ve tedavi rehberi. Toraks Dergisi 2006;7(Ek 2). 2. British Thoracic Society (BTS) recommendations to respiratory physicians for organising the care of patients with lung cancer: The Lung Cancer Working Party of the British Thoracic Society Standards of Care Committee.Thorax 1998;53:1-8. 3. Milleron B, Mangiapan G, Terroux PH, et al. In the diagnosis and treatment of lung cancer. Thorax 1997;52:398. 4. Ichione K, Takahashi M, Tooyama N, et al. Delay by patient and doctors in treatment of Pancoast tumor. Wiener Klinische Wochenschrift. Abstract 2006;118:405-10. 5. Corner J, Hopkinson J, Fitzsimmons D, et al. Is latediagnosis of lung cancer inevitable? Interview study of patients recollections of symptoms before diagnosis. Thorax 2005;60:268-9. 6. Billing JS, Welis FC. Delays in the diagnosis and surgical treatment of lung cancer. Thorax 1996;51:903-6. 7. Fontana RS, Sanderson DR, Woolner LB, et al. Screening 106

for lung cancer: A Critique of the Mayo lung poject. Cancer 1991;67:1155-64. 8. Salomaa ER, Sallinen S, Hiekkanen H. Delays in the diagnosis and treatment of lung cancer. Chest 2005;128:2282-8. 9. Koyi H, Hillerdal G, Branden E. Patient s and doctors delays in the diagnosis of chest tumours. Lung Cancer 2002;35:53-7. 10. Devbhandari MP, Bittar MN, Quennell P. Are we achieving the current waiting time targets in lung cancer treatment? Resultof a prospective study from a large United Kingdom teaching hospital. J Thorac Oncol 2007;2:588-9. 11. Boldy DAR, Lim VS, Salama FD. Delays in the diagnosis and surgical treatment of lung cancer. Thorax 1997;52:83. 12. Bircan A, Berktaş B, Bayiz H, et al. Effect of chemotherapy on quality of life for patient with lung cancer. Turkish Respiratory Journal 2003;4.61-6. Yazışma Adresi Nihal BAŞAY Atatürk Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Keçiören-ANKARA e-mail: nihalbasay@hotmail.com 107