LİDYA DEVLETİ VE LİDYA (KARUN) HAZİNELERİ
LİDYA DEVLETİ VE LİDYA (KARUN) HAZİNELERİ FECRİ POLAT
LİDYA DEVLETİ VE LİDYA (KARUN) HAZİNELERİ Fecri Polat Yayına Hazırlayan Fecri Polat Kapak Tasarımı Hakan Yeleş Her türlü yayın hakkı saklıdır. Fevzipaşa Mah. Tıflı Sokak No: 12, 17100 Çanakkale Tel.: 0286 213 72 12 Fax: 0286 213 58 56
ÖZET Bu çalışmada Tarihte Zenginliği ile bilinen Lidya Devleti ve Lidya (Karun) Hazineleri incelenmiştir. Antik Çağ da Anadolu nun batısında yer alan, güneyi Karia, kuzeyi Mysia, doğusu Frigya, batısı Ionia ve Aiolia bölgeleri ile çevrili alana Lidya denmektedir. Ünlü tarihçi Heredot a göre üç sülalenin yönettiği Lidya nın son sülalesi Meermnandlar 141 yıl egemen olmuş, Lidya nın bölgede siyasal ve ekonomik yönden önemli ülke olmasını sağlamışlardır. Saray entrikaları ile 2. sülale Heraklidlerden krallığı ele geçiren 3. sülale Mermenandlar Kral Gyges ile başlar. Ardys, Sadyattes, Alyattes ile devam edip Kroisos yani Karun ile son bulur. Milattan önce 7. yy ın ilk yarısında Gygesil e başlayan Lidya İmparatorluğu parayı icat ederek insanlık tarihinde önemli buluşlardan birini gerçekleştirmişlerdir. Bu buluş, ilk çağ dünyasının ekonomik gelişimini bir olay olmuştur. Lidya nın ilkçağ dünyasının en zengin ülkesi olmasının bir nedeni Tmolos dağlarından çıkan ve Hermos Nehrine karışan, başkent Sardes ten geçen Paktalos deresinin alüvyonları içindeki altındır. Buradan çıkarılan altın Lidya nın kaderini belirlemiştir. 3. sülalenin son kralı Kroisos babası Alyattes in ölümünden sonra M.Ö. 560 ta tahta geçmiş ve akıl almaz zenginliği sayesinde Karun kadar zengin deyimiyle günümüze kadar taşımıştır. i
Karun hazineleri hakkında bilgi edinebilmek için Lidya krallığını incelemek gerekir. M.Ö. 560 546 yılları arasında ülkesini yöneten bu kralın dönemine ait Uşak ın 25 km batısında ve İzmir karayolu üzerinde bulunan Güre köyü yakınlarında Lidya tümülüslerinden çıkarılarak kaçırılan ve 1993 yılında geri alınan eserlere Karun Hazineleri denmektedir. ii
İÇİNDEKİLER ÖZET.....i İÇİNDEKİLER... iii KISALTMALAR.....vi ÖNSÖZ.......vii GİRİŞ.........1 LİDYA DEVLETİ VE KARUN HAZİNELERİ 1. LİDYA DEVLETİ a-) Tarihte Lidya(Lydia) Devleti.2 b-) Lydialılar ın Kökeni. 5 c-) Lydia Tarihi 6 d-) Paranın Bulunuşu (Sikkenin İcadı).11 e-) Ekonomi ve Ticaret..17 f-) Lydia Dini 19 g-) Ölü Gömme Geleneği...21 h-) Lydia da Dil ve Yazı...26 ı-) Mimarlık...28 i-) Heykeltıraşlık...31 j-) Keramik (Seramik)... 34 k-) Küçük El Sanatları....36 iii
l-) Günlük Yaşam..38 2. BAŞKENT SARDİS.41 3. TÜMÜLÜSLER...45 a-) Bintepe Tümülüsleri..46 b-) Basmacı Tümülüsü..48 c-) Harta Tümülüsü.49 d-) Aktepe Tümülüsü. 53 e-) İkiztepe Tümülüsü...56 f-) Toptepe Tümülüsü...59 4. LYDIA (KARUN) HAZİNELERİ. 62 5. HAZİNELERİN KAÇIRILIŞ ÖYKÜSÜ.64 KATALOG 1. HARTA TÜMÜLÜSÜ BULUNTULARI.69 2. İKİZTEPE TÜMÜLÜSÜ BULUNTULARI.74 3. TOPTEPE BULUNTULARI..124 4. KAYNAĞI BİLİNMEYEN BULUNTULAR (Prıvenance Unknown):...133 5. BASMACI TÜMÜLÜSÜ BULUNTULARI...144 iv
KISALTMALAR km m cm : Kilometre : Metre : Santimetre M.Ö. : Milattan Önce İ.Ö. : İsa dan Önce M.S. : Milattan Sonra yy Y G A : Yüzyıl : Yükseklik : Genişlik : Ağırlık v
vi
ÖNSÖZ Arkeolojinin bir uğraş olarak ortaya çıkmasının rönesansa denk geldi. Bunun nedeni o dönem hümanistlerinin Eski Yunan'daki felsefeye, demokrasiye. Özgür düşünce ortamına ve insana verilen değerden kaynaklandığını söyleyebiliriz. Bu nedenlerden dolayı özellikle soylu kesimler, zengin aileler, kardinaller vb. eski Yunan dönemine ait eserleri toplamaya ve sergilemeye başladılar. Bir nevi moda olarak da görülebilir bu. O zamanlar arkeoloji daha çok zengin kesim için bir nevi uğraştı. Fakat sonraları bu uğraş, çıkan eserler o kadar merak uyandırıcı oldu ki insanlar arkeolojiye daha bilimsel bir gözle yaklaşmaya başladılar. Bu noktada en büyük etkenlerden biri hiç kuşkusuz 18. yüz yılda M.Ö. 71 yılında yanardağ patlaması sonucu lav altında kalmış Pompei kentinin incelenmeye başlamasıdır. Lav altında kaldığı için eserler çoğu bozulmadan az hasar görerek yüzlerce yıl orada yatmıştır. Yani Pompei şehri arkeolojiye ve Eski Yunan medeniyetine meraklı olanlar için adeta bir cennet niteliğindeydi. Bu noktada J.J.Wincklemann Pompei kentinde yaptığı kazıları bir eserde toplamış ve konu hakkındaki ilk akademik eseri veren şahıs olmuştur. Bundan sonra arkeoloji bir bilim olarak kabul görmeye başlamıştır. Bu bilim dalı gün geçtikçe gelişmeye başlamış ve günümüzde çok önemli ve disiplinler arası bir bilim dalı haline gelmiştir. Birçok bilim dalı ile birlikte çalışmaya vii
başlamıştır. Kendi içinde de alt bilim dallarına ayrılmıştır. Lidya Devleti ve Hazineleri de arkeoloji içerisinde önemli bir tutmaktadır. Bu çalışmada Tarihte Zenginliği ile bilinen Lidya Devleti ve Lidya (Karun) Hazineleri incelenecektir. viii
GİRİŞ Arkeoloji bilimi, insanların tüm kültür öğelerini ve özelliklerini ortaya koymaya çalışan ve bunu yaparken insanların yaşama biçimini ve yaşadıkları doğal çevreleri arasında bir ilişki kurmaya çalışmaktadır. Bu yüzden veri olma özelliği taşıyan, tüm kaynaklardan yararlanmaktadır. Lidya Devleti bu konuda arkeoloji ve tarih için çok büyük bir zenginliğe sahiptir. Hem yaşam tarzları hem de bıraktıkları eserler bakımından Lidyalılar tarihin en önemli devletlerinden bir tanesidir. Bu çalışmada Lidya tarihinin yanı sıra Lidya Devleti nin bıraktığı özel ve günlük kullanım eşyaları incelenmiştir. Tümülüsler tek tek ele alınarak çıkan buluntular sınıflandırılmıştır. Tümülüsler Lidya da en yüksek statüye sahip mezarlardı. Bu mezarlara diğer mezarlara oranla daha fazla emek harcanırdı. Tümülüslerin daha çok Bintepe ye yapılmalarının nedeni kent merkezinden ve Gediz Vadisi nden rahatlıkla görülmesidir. Özellikle yurtdışına kaçırılan hazineler üzerinde durulmuştur. 1
LİDYA DEVLETİ VE KARUN HAZİNELERİ 1. LİDYA DEVLETİ a-) Tarihte Lidya(Lydia) Devleti Bölgenin tarihsel coğrafyasını kabaca ele alırsak bugünkü Küçük Menderes ve Gediz vadilerinin bulunduğu yeri kapsamaktaydı. İlk çağda bu bölge Lydia olarak adlandırılmıştır. Lydia Bölgesinde önemli ırmaklar yer alır. Bunlar; Bakırçay (Kaikos), Gediz (Hermos), Küçük Menderes (Kaystros) tir. Lydia nın güneyinde Aydın Dağları (Mesogis) ve Boz Dağlar (Tmolos) yer alırken, kuzey kesimini ise Simav Dağı (Temnos) oluşturuyordu. Lydia Devletine sınır bölgeler ise doğuda Phyrygia, batıda Yunan Ion ve Aiol kent devletleri, güneyde Karia, kuzeyde Mysia dır. Resim 1: Arkeolojik Yerlerini Gösteren Harita (Özgen, İ. Öztürk, 1996) 2
Strabon, Bu bölgeden Toroslar a kadar ulaşan yöreler öylesine iç içe geçmiştir ki artık Phryg i Karia dan, Mysia yı Lydia dan ayırmak olası değildir 1 der. Anadolu nun bu yöresi kültürel ve etnik açıdan o kadar çeşitlidir ki kültürel sınırlar ile politik sınırlar örtüşmemektedir. Lydia bölgesi önemli yer altı kaynaklarına sahipti. Altın-gümüş karışımı elektron bunun en güzel örneğidir. Paktalos Çayı (Sart) ve diğer çaylarda bulunur. İ.Ö. 7. ve 6. yüzyıllarda Lydia Krallığına zenginlik getirmiştir. Resim 2 : Büyük Menderes Lidya nın Güney Sınırıdır.(Özgen, İ. Öztürk, 1996) 1 Bkz. Demir Kayalar Phrygia ve Lydia Arkeoatlas, S. 5, 2006, İstanbul 3
Lydia Uygarlığının sınırlarını belirlemek isteyen araştırmacılar Tümülüslerden ve Lydce yazıtlardan yararlanmışlardır. Resim 3: Lidce Yazıtlar (Özgen, İ. Öztürk, 1996) Lydia Bölgesi önemli doğal kaynaklara sahipti. Vadiler yeşil verimli bir toprağa sahipti. Gediz (Hermos) ve Bakırçay (Kaikos) balık ağına sahip önemli nehirlerdi. Kereste bakımından zengindi çünkü yağış oranı fazlaydı. Keresteler ev yapımı ve ateş yakmak için önemliydi. Tarım ve hayvancılık için elverişli alanlar fazlaydı, vadiler geniş otlaklarla kaplıydı. Mermer yatakları bakımından önemli bir yere sahipti. Bu mermerlerden lahit ve yontu yapımı için yararlanılıyordu. Şarap üretiminde önemli bir bölgeydi. Tatlı olan bu şaraplar tek başına içilmezdi. Kaliteli sert şaraplar karıştırılıyor. Sonra içiliyordu. Lydia Devletini önemli kılan zenginliklerden biride yaptığı ve ihraç ettiği parfümlerdi. Bunlar safran denilen bitkinin toplanmasıyla yapılırdı. Bölge maden bakımından önemliydi. Bakır ve gümüşün yanı sıra ilaç ve kozmetik yapımında antimuon, boya yapımında ise arsenik 4
kullanılıyordu. Bu madenler burada yoğun bir şekilde bulunuyordu. 1. yüzyıl yazarlarından Plinius a göre mühür yapımında kullanılan koyu kırmızı bir çeşit kuartz taşı ilk kez Sardeis te bulunmuştu. 2 Bu kentin yakınlarında boyacılıkta kullanılan sarı renkli aşı boyası ve yünleri yumuşatmakta yararlanılan kükürt yatakları da vardır. Lydia Devleti, dokumada ve kumaş boyamada önemli bir yere sahipti. Araştırmacılara göre yün boyamayı ilk kez Sardesliler bulmuştur. Battaniye yapımı, halı dokumak, yastık yapmakta kullanmışlardır. Lydia Devletini asıl önemli bir konuma getiren şey nehirlerdeki altın yataklarıydı. b-) Lydialılar ın Kökeni Lydialılar ın bu bölgeye ne zaman geldikleri bilinmemektedir. Bunun yanı sıra araştırmacılar arasında görüş ayrılığı vardır. Kimilerine göre Friglilerle aynı zamanda, İ.Ö. 1200 yıllarındaanadolu ya gelmişlerdir. Bazı araştırmacılara göre de 2. bin yılın başlarında Batı Anadolu ya gelip buraya yerleşmişlerdir. Lydia ve Hitit dili arasında bir ilişki olduğunu söylemişlerdir. Heredotos Mylasa daki (bugünkü Milas) Karialılar a ait Zeus Karios Tapınağına kardeş uluslar olarak yalnızca Mysialılar ve Lydialılar ın alındığını yazar. Lydialılar ise 2 Bkz. Sevin, Veli, Anadolu Uygarlıkları, Görsel Anadolu Tarihi Ansiklopedisi I, cilt 2, s. 276 308, Görsel Yayınları, İstanbul, 1982. 5
kendilerini güney komşuları Karialılar ve kuzey komşuları Mysialılar ile aynı kökene dayandırırlar. 3 c-) Lydia Tarihi Lydia Uygarlığı farklı üç kral sülalesi tarafından yönetilmiştir. Bunlar Atyadlar, Heraklidler, ya da Taylonidler ve Mermnadlar sülalesidir. Atyad sülalesi adını 2. binyıl ikinci yarısında Lydia da yaşayan Tanrı Manes in oğlu Atys den almıştır. Heredota göre, Atyadlar Sülalesi Atys in oğlu Lydos ile başlar; Lydos tan sonraki kralların sıraları ve hatta adları bile kesin değildir. 2. binyılın ikinci yarısı içinde yaşamış olmaları gereken Adyad sülalesi krallarının gerçekte var olmadığı, tüm eskiçağ toplumlarındaki gibi, Lydialılar ın çok eski bir geçmişe sahip olma istekleri sonucunda ortaya çıktığı önerilmiştir. 4 Atyad Sülalesi nin yerini Heraklidler alır. Heredotos, Heraklid Sülalesi nin bölgede 22 kuşak boyunca 505 yıl hüküm sürdüğünü yazar. Heredotos un kronolojisiyle Heraklidler in başlangıcı İ.Ö. 1185 yıllarına, yani İ.Ö. 1200 yıllarındaki Thrak göçleriyle aynı zamana rastlamaktadır. Yunanlılarca Tanrı Herakles ile ilişkiye getirilerek Heraklidler denen sülaleye 3 Bkz. Sevin, Veli, Anadolu Uygarlıkları, Görsel Anadolu Tarihi Ansiklopedisi I, cilt 2, s. 276 308, Görsel Yayınları, İstanbul, 1982. 4 Bkz. Sevin, Veli, Lydia Devletinin Ana Hatları, Arkeoloji ve Sanat Dergisi, 6 7, s. 13 18. 6
Lydialılarca, Tylon adlı bir kahraman nedeniyle Tylonidler adı verilmiştir. 5 Bu sülaleye ait pek fazla bilgi yoktur. Sahip olduğumuz bilgilerin çoğunu bize 1. yüzyıl yazarı Damascuslu Nicolaos aktarmıştır. Bunun yanı sıra Lydialı tarihçi Xanthos un (İ.Ö. 5. yüzyıl) bilgilerini de onun sayesinde öğrenmiş oluyoruz. Heraklid-Tylonid sülalesi Lydia da İ.Ö. 1185 680 yılları arasında egemenliklerini sürdürmüşlerdir. Son kralları Kandaules tir. Yunanlılar tarafından Myrsilos olarak bilinir. Kandaules adı köpekboğan anlamına geliyordu. Mermnad hanedanlığından Gyges tarafından tahttan indirilmiştir. Kandaules in tahttan indirilmesinden sonra Heraklid-Tylonid Sülalesi de son bulmuştur. Bunun yerini son hanedanlık olan Mermnadlar almıştır. Lydia nın yükselişi bu hanedanlığın başa gelmesiyle başlamıştır. İlk kralı Gyges tir. Krallığı Delfoi Kâhini nden almıştır. Heredotos a göre Frygia Kralı Midas tan sonra Delfoi ye armağan gönderen ilk barbar Gyges tir. 6 Gyges döneminde önemli gelişmeler yaşandı. Her alanda reformlar yapmaya başladı. Lydia Krallığı bu dönemde siyasal güç olmaya başladı. Karal Gyges döneminde Kimmerler tehdit edici bir güç olmaya başladılar. Gyges 5 Bkz. Sevin, Veli, Anadolu Arkeolojisi, Der Yayınları, 1999, İstanbul. 6 Bkz. Sevin, Veli, Anadolu Arkeolojisi, Der Yayınları, 1999, İstanbul. 7
uzun mızraklı süvari birliklerinden oluşan bir ordu kurdu. Troas Bölgesine bir sefer düzenleyerek ülke topraklarını genişletmeyi amaçlamıştır. Batı ve Kuzeybatı Anadolu dan genişleme politikaları izlemiştir. Assur Kralı Assurbanipal (M.Ö. 668 627) ile diplomatik ilişkiler kurarak, Phrygia dan sonra Lydia üzerine yönelen Kimmer tehlikesini savuşturmaya çalışmıştır. Kimmerler tarafından savaş alanında M.Ö. 645 yılında öldürüldü. Krallığı 35 yıl sürmüştür. Gyges döneminde Lydia nın güçlenmesindeki en büyük etken Paktalos Çayı ndaki alüvyal altının olmasıydı. O dönem Akdeniz Bölgesi nde altın hiç yoktu. Gyges in Krallığı döneminde Lydia, siyasi ekonomik ve askeri alanda önemli bir güç konumundaydı. Gyges ten sonra yerine oğlu Ardys geçmiştir. Kimmer saldırıları bu dönemde de devam etmiştir. Kuzeyli bir göçebe topluluk olan Trerlerle birleşerek başkent Sardes i yağmaladılar. Ardys Kimmer saldırılarına karşı koymak için Assur Kralı Assurbanipal ile diplomatik ilişkiler kurarak yardım istemiştir. Ardys in ölümü hakkında kesin bir bilgi yoktur. 49 yıl egemenliği sürmüştür. Ölümünden sonra yerine Sadyattes ve oğlu Alyattes geçmiştir. Alyattes Lydia Devleti nin en yetenekli ve etkin kralı olarak bilinir. Alyattes bu dönemde sınırlarını doğudan Kızılırmak a kadar genişleterek İon Kent Devletlerine karşı üstünlük sağlamıştır. Bu sırada İranlı Medlerle komşu olunmuştu. Çıkış nedeni hakkında pek bilinmeyen ve beş yıl süren Lydia-Med savaşı Kızılırmak kavsi içinde yapılmıştır. Bu savaş M.Ö. 28 Mayıs 585 yılında meydana gelen bir 8
güneş tutulmasıyla sona ermiştir. Miletoslu Tales bu güneş tutulmasını daha önceden hesaplamıştı. Bu savaş sonucunda yapılan antlaşmaya göre Kızılırmak her iki devlet arasında sınır kabul edildi. Bu barış antlaşmasıyla Lydialılar Yunanlılara karşı saygınlık kazanmanın yanı sıra doğu sınırı kesinlik kazanmıştır. Kızılırmak Savaşı eski Ön Asya tarihinin en önemli siyasi olaylarından biri ve Anadolu nun kaderini belirleyecek olan ilk doğu-batı savaşıdır. Ön Asya tarihinde ilk kez doğunun büyük imparatorluklarından biri, Anadolu nun bu denli içlerine sokulup, Lydia Devleti ile bu devletin gölgesinde yaşayan İon Kent Devletleri nin gözünü korkutuyordu. Batı Anadolu Yunanlılarını çok ürküten bu olay Medler in adını ölümsüzleştirdiği gibi, Yunanlılar ın daha sonra ortaya çıkan Persler i sürekli olarak Medialılar olarak adlandırmalarına neden oldu. 7 Alyattes in Krallığı 57 yıl sürmüştür. Onun döneminde Lydialılar ve Yunanlılar arasındaki ilişkiler önem kazanmıştır. Bu kraldan sonra Lydia Uygarlığı nda Yunan etkisi görülmeye başlandı. Alyattes ten sonra yerine oğlu Kroisos geçer (M.Ö. 560 547). Mermnad hanedanlığının son kralıydı. Zenginlikleri ve cömertliğiyle Yunanlılar ın gözünde büyük ün kazanmıştı. Kroisos tahta çıktığında 35 yaşındaydı. Grek yazarları onun ünlü ve akıl almaz zenginliğinden söz ederler: M.Ö. 5. yüzyıl lirik Ozanı Pindaros, Kroisos için,.iyiliklerinin ve 7 Bkz. Sevin, Veli, Anadolu Arkeolojisi, Der Yayınları, 1999, İstanbul. 9
yardımseverliğinin anası ölmez der. Ünlü Grek aristokratları oğullarına Kroisos adını koyarak onun sevgisini kazanmaya çalışırlar. 8 Kroisos un krallığında yaptığı önemli işlerin başında şüphesiz Kimmerler tarafından yakılıp yıkılan Ephesos Artemis Tapınağı nın inşası için yardımda bulunmaktı. Kral Kroisos vakıf etti şeklinde Grekçe yazıt kabartmalarla süslü sütun parçaları üzerinde yazılıydı. Kroisos Dönemi nde başkent Sardes kültürel etkinliğin yapıldığı bir merkez olmasının yanı sıra M.Ö. 6. yüzyılın ortalarında ise Arkaik Doğu Yunan Sanatı nın merkezi konumuna gelmiştir. Kroisos Dönemi nde Lydia Devleti M.Ö. 5. yüzyıl oyun yazarı Aiskhylos un deyimiyle; Altın Sardes yada Altın Yatağı Sardes zenginliğinin ve kültürel gelişiminin doruğuna ulaştı. Başkentin bu göz kamaştıran görkem ve zenginliği büyük merak konusu, giderek bir Lydia hayranlığının meydana gelmesine neden oldu. Örneğin Lydia da üretilen Lydion denen özel vazocuklarda piyasaya sürülen parfüm ve kremler Kroisos döneminde o zamanki dünya piyasasının en çok aranan malları durumuna geldi. 9 Kroisos Dönemi nde İran daki Med Devleti nin yerini Persler almıştı. Pers ordusunun başında Kyros vardı. Lydia Ordusu ve Persler arasında M.Ö. 547 yılında 8 Bkz. Sevin, Veli, Lydia Devletinin Ana Hatları, Arkeoloji ve Sanat Dergisi, 6 7, s. 13 18 9 Bkz. Sevin, Veli, Lydia Devletinin Ana Hatları, Arkeoloji ve Sanat Dergisi, 6 7, s. 13 18 10
savaş yapıldı. İki ordu Kızılırmak Kavsi içinde karşı karşıya geldi, savaş üç ay sürdükten sonra bir sonuç alınamadı. Yaklaşan kış şartları iki orduyu etkileyeceği için Kroisos ordusunu geri çekip gelecek yıl aynı yerde savaşmak üzere oradan ayrıldı. İlk çağda savaşlar kış aylarında değil ilkbahar ve yaz aylarında yapılırdı. Fakat Pers ordusu bu kurala uymadı. Kyros gizlice orduyu takip ederek Lydia başkenti Sardes önlerine geldi. Savunmasız kalan Lydia ordusunu on günlük kuşatmadan sonra kenti ele geçirdiler. Böylece Lydia Devleti ne son verdiler. Sardes in M.Ö. 547 yılında Pers İmparatorluğu nun eline geçmesi Ön Asya ve Yunan Uygarlığını derinden etkilemiştir. Çünkü Yunanlılar Lydia Devleti gibi güçlü ve zengin bir uygarlığın Persler in saldırılarıyla çok çabuk yıkılacağını düşünmemişlerdi. d-) Paranın Bulunuşu (Sikkenin İcadı) Sikkenin ne zaman icat edildiği uzmanlar tarafından tam olarak bilinmemektedir. İlk sikkelerin Lydia Krallığı döneminde yapıldığı antik kaynaklar ve kazılar sonucu çıkarılan ilkel şekildeki elektron sikkelerle doğrulanmıştır. Tarihin babası olarak kabul edilen Halikarnasoslu (Bodrum) ünlü tarihçi Heredot bu konuda şunları söyler: Bizim bildiklerimiz içinde ilk olarak altın ve gümüş 11
sikke basan ve kullanan ve ilk olarak ufak tefek ticaret işlerine girişenler bunlardır (Lydlerdir). 10 Lydia Uygarlığı nın parayı icat etmesi, insanlık tarihine yaptıkları en büyük katkı olmuştur. Bu gelişme ilk çağ uygarlıklarının hepsini ekonomik anlamda etkilemiştir. Artık değiş tokuş yapmak yerine para kullanılmıştır. Resim 5: Sikke Kullanımı, (Altınoluk, Sencan, 2008) 10 Bkz. Demir Kayalar Phrygia ve Lydia Arkeoatlas, S. 5, 2006, İstanbul 12
Bu madeni değer birimi 1500 yıl öncesine kadar vardı; fakat ilkel bir temele dayandığı için tam olarak bilinmiyordu. Sikkenin bulunmasındaki en büyük etkenlerden biride yoksul halkın, küçük esnafların ve köylülerin sınırlı imkânlara sahip olmalarıydı. Onlar zengin büyük tüccarlar gibi altın ve gümüş külçelerini ölçü olarak kullanmıyorlardı. O dönem Akdeniz Bölgesi ve Kıbrıs ta (M.Ö. 2. binyılda) ölçü birimi, 30 kg ağırlığında bakır külçeydi. Bu külçeler hayvan postu şeklindeydi. Antik yazarlardan Heredot ise diğer yazarlar gibi ilk kez altın ve gümüş sikke basanların Lydialılar olduğunu söyler. Bu sikkelerin ilk örnekleri M.Ö. 610-561 yılında Kral Alyattes döneminde basılır. İlk sikkelerin altın ve gümüş karışımı olan elektrondan basıldığını görüyoruz. Resim 6: EL, MÖ 7. yy ın ikinci yarısı Sardes, Öy.: Aslan pençesi, Ay.: Incuse (Altınoluk, Sencan, 2008) 13
Kral Kroisos dönemine (M.Ö. 561 546) gelindiğinde ise elektrondan sikke yapımı bırakılır. Bunun yerine farklı iki metalden yani gümüş ve altından sikkelerin yapımı alır, altın sikke birimleri tam stater, yarım stater ve üçte bir stater olarak adlandırılmıştır. Resim 7: AV, Kroisos dönemi Sardes, Öy.: Karşılıklı duran aslan ve boğa, Ay.: Incuse (Altınoluk, Sencan, 2008) Antik dönemdeki adı bilinmediği için gümüş sikke birimine ise Kroisos un adına göre Kroesoid denir. İlk Lydia sikkeleri olan elektron sikkeler biçim olarak baklaya benzerler. Ön yüzleri önceleri düz bir şekildeyken sonraları çizgili ve resimli olmuştur. Arka yüzlerinde ise; bir, iki yada üç adet derin dört köşe, dikdörtgen yada üçgen çukurluklar vardır. Resimli olan ön yüzde önceleri aslan başı (bu aynı zamanda krallığın armasıydı), pençesi yada karşılıklı duran iki aslan yer alıyordu. Sikkelerin hepsi yazısız olurken sadece bir tanesinin üzerinde Lydce Valveş yani Kral Alyattes in adı yazılıydı. Ayrıca bu buluşun sonucunda, işini iyi bilen yazıcılara, ortak bir okuryazarlığa gereksinme duyuldu, 14