Sâdık Abdâl Dîvânı nda Hacı Bektaş Veli, Dergâh Ve Makâlât. İsmail Kaygusuz



Benzer belgeler
YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

TEŞEKKÜR Bizler anne ve babalarımıza, bize her zaman yardım eden matematik öğretmenimiz Zeliha Çetinel e, sınıf öğretmenimiz Zuhal Tek e, arkadaşımız

"Demiri demirle dövdüler; biri sıcak biri soğuktu, insanı insanla kırdılar; biri aç biri toktu."

Cimcime yemek masasına kurulmuş, ödev yapıyordu.

İşletme Gelişimi Atölye Soruları

Devleti Yönetecek Güç Sandıktan Çıkan İradedir

1.Temel Kavramlar 2. ÆÍlemler

YETİŞKİNLER DİN EĞİTİMİ Akdeniz Müftülüğü

ÖĞRENME FAALĠYETĠ 6 ÖĞRENME FAALĠYETĠ NESNE ĠġLEMLERĠ

ELAZIĞ - TUNCELİ ZİYARETİ

DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Ek 1. Fen Maddelerini Anlama Testi (FEMAT) Sevgili öğrenciler,

Anaokulu /aile yuvası anketi 2015

HAZİNE MÜSTEŞARLIĞI MALİ SEKTÖRLE İLİŞKİLER VE KAMBİYO GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YURTDIŞI DOĞRUDAN YATIRIM RAPORU 2013

OSMAN HAMDİ BEY ÜLKEMİZE MÜZECİLİK

TORKIYE'DE MiSYONERLİK

İngilizce Öğretmenlerinin Bilgisayar Beceri, Kullanım ve Pedagojik İçerik Bilgi Özdeğerlendirmeleri: e-inset NET. Betül Arap 1 Fidel Çakmak 2

Resim 1: Kongre katılımı (erken kayıt + 4 günlük kongre oteli konaklaması) için gereken miktarın yıllar içerisindeki seyri.

İSTANBUL KÜLTÜR ÜNİVERSİTESİ KURULUŞ, ÖRGÜTLEME ve İŞLEYİŞ YÖNETMELİĞİ

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

YAZILI YEREL BASININ ÇEVRE KİRLİLİĞİNE TEPKİSİ

ETE KEMĐĞE BÜRÜNMÜŞ ŞĐĐRLER: OSMANLININ GÖRSEL ŞĐĐRLERĐ

K12NET Eğitim Yönetim Sistemi

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNDEN

Rekabet Kurumu Başkanlığından, REKABET KURULU KARARI

WEB SAP (ORION) STAJ BAŞVURU KULLANICI DÖKÜMANTASYONU. Süheyla GÜVEN

Firmadaki Mevcut Öğrenme Faaliyetleri 2.2. Aşama

T.C. NUH NACİ YAZGAN ÜNİVERSİTESİ YAZILIM KULÜBÜ TÜZÜĞÜ. BİRİNCİ BÖLÜM Kuruluş Gerekçesi, Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Sayın Valim, Sayın Rektörlerimiz, Değerli Hocalarımız ve Öğrencilerimiz Ardahan Üniversitesi Değerli öğrenciler, YÖK Kültür Sanat Söyleşileri

VERGİ DENETMENİ TANIM

2008 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇESİ ÖN DEĞERLENDİRME NOTU

Türk İşaret Dili sistemi oluşturuluyor

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi. Orman Endüstri Mühendisliği Bölümü PROJE HAZIRLAMA ESASLARI

MİKRO İKTİSAT ÇALIŞMA SORULARI-10 TAM REKABET PİYASASI

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

ÖĞRENME FAALĠYETĠ GELĠġMĠġ ÖZELLĠKLER

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 01/12/2014 Sayı: 2014/107 Ref : 6/107. Konu: MISIR MENŞELİ POLİSTİREN İTHALATINDA DAMPİNG SORUŞTURMASI AÇILMIŞTIR

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 26/12/2014 Sayı: 2014/127 Ref : 6/127

MAKÜ YAZ OKULU YARDIM DOKÜMANI 1. Yaz Okulu Ön Hazırlık İşlemleri (Yaz Dönemi Oidb tarafından aktifleştirildikten sonra) Son aktif ders kodlarının

alternatif cevabı olabilir fakat anlatmak veya vurgulamak istediğim konu insanların alışveriş merkezlerine ihtiyacı olsun olmasın gitme durumları.

T.C ATAŞEHİR ADIGÜZEL MESLEK YÜKSEKOKULU

B02.8 Bölüm Değerlendirmeleri ve Özet

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

6663 SAYILI KANUNLA SOSYAL GÜVENLİK YASALARINDA YAPILAN DÜZELMELER. Değerli Meslek Mesubumuz,

Başkan Acar Bursa da Sosyal Güvenlik Reformunu Anlattı

Araştırma Notu 15/177

İSTEK ÖZEL KAŞGARLI MAHMUT LİSESİ

BBY 310 BİLGİ SİSTEMLERİ TASARIMI TASARIM PLANI ÖDEVİ [HİLAL ŞEKER& GÜLÜMCAN KAYI]

İZMİR TİCARET ODASI MİDİLLİ İŞ VE İNCELEME GEZİSİ HAZİRAN 2013 DIŞ EKONOMİK İLİŞKİLER VE ULUSLARARASI ORGANİZASYONLAR MÜDÜRLÜĞÜ

Veri Toplama Yöntemleri. Prof.Dr.Besti Üstün

: Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR, Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr.

2001 yılında otomotiv sektörünün dolar bazında cirosu 1997 yılı düzeyine, tekstilin cirosu ise 1999 yılı düzeyine geriledi.

MAT223 AYRIK MATEMATİK

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Bodrum da hafriyat atıkları geri kazanım tesisi hizmete başladı

DERS 1. Ben de Varım! Farklılıkları Gözetmek. DÜZEY: 3. Sınıf

Topoloji değişik ağ teknolojilerinin yapısını ve çalışma şekillerini anlamada başlangıç noktasıdır.

LİSE 12. SINIFLARA HIZLI OKUMA TEKNİKLERİ SEMİNERİ VERİLDİ

YÜKSEK HIZLI DEMİRYOLU YOLCULUKLARININ ÖZELLİKLERİ

YÖNETMELİK ANKARA ÜNİVERSİTESİ YABANCI DİL EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

SERMAYE PİYASASI KURULU İKİNCİ BAŞKANI SAYIN DOÇ. DR. TURAN EROL UN. GYODER ZİRVESİ nde YAPTIĞI KONUŞMA METNİ 26 NİSAN 2007 İSTANBUL

BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR

İnşaat Sanayi KSO da buluştu

3- Kayan Filament Teorisi

HİZMET ALIMLARINDA FAZLA MESAİ ÜCRETLERİNDE İŞÇİLERE EKSİK VEYA FAZLA ÖDEME YAPILIYOR MU?

01 OCAK 2015 ELEKTRİK AKIMI VE LAMBA PARLAKLIĞI SALİH MERT İLİ DENİZLİ ANADOLU LİSESİ 10/A 436

VATAN İŞLERİNDE CÜR ETKARLIKLARIM

HAKSIZ REKABET KURULU ÇALIŞMA RAPORU ANTALYA SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLER ODASI ANTALYA HAKSIZ REKABETLE MÜCADELE KURULU FAALİYET RAPORU

TÜBİTAK Araştırma Destek Programlarına Yönelik ARAŞTIRMA PROJE YAZMA REHBERİ

YÜKSEKÖĞRETİM KANUNU

Ancak İş-Kur lara bu konu ile ilgili bakanlıktan gelen bilgi notu var.

J. MELLAART ÇATALHÖYÜK Ü BULUNCA, TARİH DEĞİŞTİ

Ç13 2Ç13 3Ç13 4Ç13 1Ç14 2Ç14

Rekabet Kurumu Başkanlığından,

KİTAP İNCELEMESİ. Matematiksel Kavram Yanılgıları ve Çözüm Önerileri. Tamer KUTLUCA 1. Editörler. Mehmet Fatih ÖZMANTAR Erhan BİNGÖLBALİ Hatice AKKOÇ

T.C. SOSYAL GÜVENLİK KURUMU BAŞKANLIĞI Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü GENELGE 2016/6

İşte Eşitlik Platformu tanıtıldı

KAVRAMLAR. Büyüme ve Gelişme. Büyüme. Büyüme ile Gelişme birbirlerinden farklı kavramlardır.

DOĞRUDAN FAALİYET DESTEĞİ PROGRAMI PROJE UYGULAMA EĞİTİMLERİ

MÜDÜR YARDIMCILARI HİZMET İÇİ EĞİTİMİ

2010, GÜÇLÜ BİR YENİ YIL!

DÜNYA EKONOMİK FORUMU KÜRESEL CİNSİYET AYRIMI RAPORU, Hazırlayanlar. Ricardo Hausmann, Harvard Üniversitesi

SORU BANKASI 44. SAYFA KONU ANLATIM KİTABI 79. SAYFA KONU ANLATIM KİTABI 80. SAYFA

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

İçinde x, y, z gibi değişkenler geçen önermelere açık önerme denir.

EK 2 ORTA DOĞU TEKNĐK ÜNĐVERSĐTESĐ SENATOSU 2011 YILI ÖSYS KONTENJANLARI DEĞERLENDĐRME RAPORU

Walt Whitman. - şiirler - Yayın Tarihi: Yayınlayan: Antoloji.Com Kültür ve Sanat

GÖKTAŞ İNŞAAT TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ 2012 YILI FAALİYET RAPORU

Ümmü Kühhâ. Burak tarafından yazıldı. Çarşamba, 09 Eylül :26

ALMANYA DA 2011 OCAK AYI İTİBARİYLE ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK ALANINDA MEYDANA GELEN ÖNEMLİ GELİŞMELER. 1. İstihdam Piyasası

Bütün hayvanlar eşittir, ama domuzlar daha

İŞYERİ STAJ EĞİTİMİ FORMU

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Dünya Çavdar ve Yulaf Pazarı

Kıbrıs ın Su Sorunu ve Doğu Akdeniz in Hidrojeopolitiği

Halkla İlişkiler ve Organizasyon

Transkript:

İsmail Kaygusuz Dimetoka daki Seyyid Ali Sultan (Kızıl Deli) dergâhında 22 yaşında hizmete başlamış ve yirmi gört yaşında Kızıl Deli Sultan dan nasip alarak derviş olmuş Sâdık Abdal[1], Divan ında Hacı Bektaş Veli, Kızıl Deli Sultan, Abdal Musa Sultan, dergâhlar (Hânkâh/tekkeler) ve Makâlât ve Bektaşilik üzerinde özgün bilgiler vermektedir. Yazmanın 1742 tarihli nüshasını yayına hazırlamış olan Dursun Gümüşoğlu nun dediği gibi, Hacı Bektaş Veli nin Hakk a yürümesinden çok çok sonraları isim yapmış ve önem kazanmış; Bektaşiliğin de Balım Sultan dan (ö.1516-1518) sonra kurumlaştığı iddialarının geçersizliğini Sadık Abdal Divânı kanıtlamış durumdadır. Seyid Ali Sultan ın (ö.1412-20) halifeleri ve dergâhı çevresinde yaşamını geçirmiş bulunan Sadık Abdal, Divanı nı Kızıl Deli hayattayken, olasılıkla1390 lı yılların sonunda kaleme almıştır. Divân ında hayranlıkla birkaç şiirinde sözettiği Kaygusuz Abdal la çok büyük olasılıkla tanışmış ve onun 1397/8 de yazdığını bildiğimiz Dilgûşa yı bizzat yazar nüshasından okumuş olmalı. Ancak Kaygusuz un diğer tasavvufî yapıtlarından, şiirlerinden tek kelime etmeyişi düşündürücü olsa da, Divân ın tertibedilmesine post quem oluşturur; yani bu tarihten sonra ve hemen bu tarihi izleyen yıllardan birinde, son şiirinde dediği gibi altmış gün içinde onu yazmıştır. Olasıdır ki bu Kızıl Deli Sultan dervişinin bize ulaşamayan başka eserleri de vardı. Hacı bektaş Veli nin söylencesel yaşamının en geniş kaynağı olarak bilinen Menakıb-i Hacı Bektaş Veli (Velâletname) den 90 yıl önce yazıldığı düşünülecek olursa, Sadık Abdal ın divân şiiri kalıpları (vezniyle) içinde yazıp, düzenlemiş olduğu bu manzum eserindeki bilgiler büyük önem kazanmaktadır. Sâdık Abdâl Velâyetname de geçen ve geçmeyen pek çok kerametlerini kısa ve öz, yorumlara açık biçimde beyitlerinde ustalıkla vermektedir. Ancak unutmayalım ki bize ulaşan yazma, özgün yazar nüshasından yaklaşık üçyüz elli yıl sonra istisah edilmiştir. Özellikle Babagan Bektaşi dervişi veya babası müstensihleri tarafından özümsedikleri kendi geleneksel bilgilerin de beyitler halinde eklenmiş, bazılarının da çıkarılmış olabileceğini gözardı etmemek gerekir. Elyazmaları ve cönk defterlerinde bu tür tahrifatların çok örnekleri vardır. Ne yazık ki, kitabın başına yaklaşık elli sayfalık olumlu denecek bir açıklama yazısı koymuş olan Dursun Gümüşoğlu bu gerçeği görmek istememiş. 1742 yılında Arnavutluk/İşkodra da, eline geçen Sadık Abdal Divânı nın eski bir elyazmasını, şiirleri arabaşlıklar altında işlenen konulara göre sınıflandırarak ve arkasına da bir sözlük koyarak yeniden düzenleyen Rüstem Abdal ın bu çalışmasına yazar nüshası gözüyle bakmıştır....okuyan ihvâna âsân olma içün, bi-çâre Rüstem Abdâl essah ma nâ ile şerh eyledi diyen müstensihin, okuyucunun şiirlerin gerçek anlamını kolayca kavraması için yaptığı açıklamalar ne denli güven vericidir? Üç yüz elli yıl önce yazılmış bir metnin tamamıve doğru olarak istinsah edilmiş midir? Yoksa daha önceki müstensihler ya da Rüstem Abdal düzenleme yaparken şiirlere kendi inanç, anlayış ve bilgilerine uygun biçimde bazı beyitler eklemişler midir? Günümüze ulaşan elyazmalarını incelerken bu tür soruların ışığı altında hareket etmek gereğini 1 / 9

unutmamalıyız. Örneğin Varak 2b de son beyit (s.60) Şecâ atla nazar kılmış Yeniçeri kullarına ol/sezâ oldu anınçün anlara ol fırsat-ı kübrâ (O, Yeniçeri kullarına yiğitlik ve cesaret dileyerek nazar etmiş(bakmış)/ Onun içindir ki onlar büyük fırsatlara lâyık oldu) nın sonradan eklenmiş olduğu anlaşılıyor. Çünkü 1362/3 de Çandarlı Halil Paşa nın kurduğu Yeniçeri teşkilâtı mensuplarına doksan yıl önce Hakk a yürümüş Hacı Bektaş Veli nin nazar kılmış olması olası değildir. Bu beyiti, Kızıl Deli Sultan a ikrar verip el almış Sadık Abdal ın kendisi yazmış olamaz, ama bunun doğru olduğunu sanan şiir yazma yeteneği olan bir Babagan Bektaşisi müstensih yazabilir. Hacı bektaş Veli nin kerametlerini ve Makâlât ını anlatan uzunca (27 beyitlik) manzumeninin içine ilgisiz bir biçimde bu (15.) beyit sokuşturulmuştur. Kendisi de Babagan Bektaşisi olan Dursun Gümüşoğlu dostumuz buna inanıyor olmalı ki, beyiti kanıt olarak sunuyor. Yazarın bir başka iddiası daha var; Hacı Bektaş Veli nin 1270 li yıllarda dünyadan göçmediğini ve Abdal Musa Musa yı da gördüğünü kanıtlayan(!) bir başka beyit sunuyor. Bunun için bakmak, bakış atmak, iltifat etmek-övmek, düşünmek vb. anlamlarına gelen nazar kılmak deyimini destek yapıyor: Ki zâhirde nazar kılmış ana Sultân Hacı Bektaş Hakikat bâtının bil kim anın sırrıdır ey binâ Bu beyiti Gümüşoğlu Ona Sultan Hacı Bektaş açıktan bakmıştır. Ey gözü açılmış, bâtıni hakikatleri bilmek onun sırrıdır biçiminde açıklamış. Öyleyse 44.şiirin 2.beyitinde Sadık Abdal Benim pirim efendim Hacı Bektaş nazar kılmış bana... dediğine göre, bu Bektaşi dervişi Hünkâr ın zamanında mı yaşamış oluyor? Gerçekte Abdal Musa Sultan ı ve onun kerametlerin anlatan Sadık Abdal ın 4. şiirinin bu 12. beyitinde bir bâtınî derinlik vardır ve bu beyiti Sultan Hacı Bektaş, Abdal Musa yı gönül gözüyle bakarak onu açıkça (zâhirdeymiş gibi) görmüştür. Ey bâtıni gerçekleri gören kişi bil ki, Abdal Musa Hacı Bektaş ın sırrıdır biçiminde anlamak gerekir. Hemen arkasındaki beyit zaten bunu tamamlıyor: Dediler ismine Abdal Musa Sultân bu zâhirde Velî bâtında ismi çok anı fehm eylemez ednâ (Bu açık dünyada ona Abdal Musa Sultan adını koydular. Bâtında-gizli alemde ise onun adı (Hacı bektaş) Velî dir; çok sıradan ve bayağı kişiler bunu anlamaz.) Abdal Musa Velâyetname sinin girişinde bu inancı belirleyen cümlelere bir gözatalım:...ol esrâr sözlü ve gülcîsi tuzlu ve latîf gözlü ve güler yüzlü Sultan Hacı Bektaş el-horasâni (Ḳaddese Allâhu sırrahu l- azîz) bir gün hayatında otururiken mübarek nefsinden nutḳa gelüp ayıtti: Yâ Erenler, Gencelî de genc ay gibi doğdum- adım Abdal Musa çağırdırım dedi Beni isteyen anda gelsün bulsun dediydi. Hünkârî Hacı Bektaş vefat edicek Abdal Musa zuhûra geldi. Seyyid Hasan Gazioğlu Seyyid Musa anasından yetim kaldı... Görüldüğü gibi Hacı Bektaş Veli 1271-73 te Hakk a yürümeden önce, Abdal Musa nın kendi donunda ve Genceli de dünyaya geleceğini haber vermiş. Ve ona bağlanılmasını buyurmuştur. Kısacası Anadolu Alevi-Bektaşilerinin Hacı Bektaş Veli Ali nin kendisi olduğuna inandıkları gibi, Abdal Musa Sultan da Hacı Bektaş tır ve dolayısıyla zamanın Velisi-İmamı Ali nin 2 / 9

kendisidir. Zaten şiirinde de belirtiyor: Ali oldum adım oldu bahane Abdal Musa oldum geldim cihana Yine Velâyetname ye göre Abdal Musa, Seyid Ali Sultan ı kırk Abdalla birlikte Hacı Bektaş Dergahı ndaki emanetleri almaya gönderdiğinde, Hacı Bektaş olup dünyaya geldigü vakt onları nereye koyduğunu da tek tek söylüyor.[2] Sadık Abdal, Divân ın birkaç yerinde Abdal Musa nın, Hacı Bektaş ın sırrı ve Seyyid Ali Sultan ının da Abdal Musa nın sırrı olduğu vurgulanmaktadır ki, bu sır Ali ye dayanmaktadır. Alevi-Bektaşi inancında her biri zamanın İmamı ya da Veli sidir ve Ali donunda zuhur etmişlerdir. Divân da Hacı Bektaş Veli ve Makâlât ı Konuyu daha fazla genişletmeden Sadık Abdal ın Hacı Bektaş Veli yi ve Makâlât ı şiirlerinde nasıl anlattığına değinelim. O, Hacı Bektaş ın temiz adının tanınmışlığını ve âlemlerin kutbu, cihanı yöneten eşsiz-benzersiz Şah olduğunu şöyle vurguluyor: Cihânın nâzırı ol kutb-ı âlem Şâh-ı bî-hem-tâ Cihânda ism-i pâki Hacı Bektaş-i Velî meşhûr Hemân oldur kamu dillerde destân zât-ı bî-heh-tâ (Cihanı yöneten o alemlerin kutbu benzersiz Şah tır... İsmi temiz Hacı Bektaş Veli dünyada ün kazanmıştır Bütün dillerde onun benzersiz kişiliği hemen destan oldu) Ve sonra, Dünyadaki cansız ve zayıf gönülleri canlandırmak için, O Şah lütfeyleyerek (cömertlik edip) sayısız zaviyeler oluşturdu.(cihânda nâtuvân mürde-i dilânı kılmaga zinde/keremden eyledi ol Şâh adedsiz zâviye peyda (s.57) diyor Sadık Baba. Böylece Hacı Bektaş ın Velâyetname de geçen 360 halifesini Rûm ülkesine dağıtıp tekkeler kurması için görevlendirdiği ve 36 bin derviş yetiştirmiş olduğunu dolaylı yoldan kanıtlıyor. Ve Sadık Abdal diyor ki: Hacı Bektaş Veli nin Ali nin sırrı olduğunu biliniz. Ki iki âlemde istenilen ve cümleye karşılık (ses) veren O ydu. İki cihanın talebettiği ya da iki cihanda istenilen Hacı Bektaş Veli dir.ezelden ebede kadar ona son olmaz ve olmayacaktır. Alemin bütün istediği O, baştan ayağa nur idi. Sığınacak yerimiz de O dur ve O ndan yardım bekleriz.[3] (Ol Ali nin sırrıdır bil Hacı Bektaş-ı Veli Oldurur matlub-ı kevneyn cümleye hem verdi ses(s.125) Ki ya ni Hacı Bektaş-ı Velî matlûb-ı ol kevneyn Mine l-evvel ille l-âhir ana olmaz ebed inkâz Ser-â-pa nûr idi ol âlemin bi l-cümle maksûdu Penâh-ı ilticamız ol hem andan dileriz a vâz) (s. 133) Bakalım Sadık Baba Hacı Bektaş Dergahı(Hânkâh ı) ve ona bağlı Kızıl Deli hânkâhını nasıl nitelendiriyor? 3 / 9

Hakikati araştırma aracı-yeri olan (Hacı Bektaş) dergâhı çok yüce Ka be (gibi) onurlandı. Hem (orada) nurlanan(ışık saçan) onun yolunu (tariki) Nuh un gemisi olarak anla ki asla yıkılmayacaktır. Onun uluhânkâhı-dergâhı hem yüce Kâbe dir. O gökte imar edilmiş, yasaksız ve vazgeçilmez kutsal evdir. Tanrısal sırla olgunlaşmış olan sâdıklara, (Hacı Bektaş) Veli dergâhı/hânkâhı, en yüce makam olan arş-ı a lâ, yani tanrının oturduğu makamdır. (Müşerref hânkâh-ı Kâ be-i ulya ale t-tahkik Münevver hem tarik-i keşt-i Nuh anla bi-enkâz(s.133) Hânkâh-ı a zam hem Kâbe-i ulya durur Beyt-i ma mûr ol semâi bî-yasag u bî- ferag) (s.153) Ol ulûhi sırrına ekmel olan sâdıklara Hânkâhı arş-ı a lâ sidre-i âli makâm (s.182) SadıkAbdal Makâlât hakkında da şunları söylüyor: Onun ayin ve erkânı benzersiz nurdan (ışıktan) delildir. Tanrıya kavuşmanın klavuzu/rehberi onun işareti olan Makâlât tır. Hem onun bilgelik giysisi baştan ayağa kudret sahibidir. Ve yokolmayan nuru (ışığı) açıkça cümleye yolgöstericidir. Makâlât ta) Varlığın birliği Tanrı, dolaylı olarak (kinayeyle) yazılmıştır. Onu okuyan olgunlaşır, kemal ehli olur ve kendilerine yardım ulaşır. Cümle kelimeleri öyle bir güçdür-kudrettir ki, her sözünde bin hikmet (bilgelik) vardır. Onun en kutsal sözleri Makâlât-ı Şerif tedir. Onun erkân olarak buyurduğu ilkeler aynısıyla Hakk ın sözleridir.o erkânı yürütmede becerikli olanlar bil ki şerefli ve yücedir. Bize Pir imizin o Makâlât ı yeter;bu âlem aynasında hicap etmeden salına salına gezebilmemiz için. (Anın â yin [ü] erkânı delil-i nûr-ı bî-hem-tâ Delil-i vuslat-ı Yezdân Makâlât dır anın ağmaz Ser-â-pâ hem libâs-ı hikmeti zü l-kuvvedir anın Ayânen cümleye burhân delili nûr-ı bî-enkâz Kinâyetle yazılmışdır ilâh-ı vâhid-i mevcud Okur anı kemâl ehli olur anlara hem a vâz (s.134) Kelâmı cümle kudrettir ki her lafzında bin hikmet Dahi lafz-ı ulûhisi Makâlât ı Şerif a lâ Hakk ın aynı kelâmıdır anın buyurduğu erkân Ol erkâna olan mâhir olardır bil şerif a lâ (s. 57-58) Pir imizin ol Makâlât ı yeter 4 / 9

Çam-ı çem(?) mirat-ı âlem bî-hicab (s. 66) 14. yüzyılın sonlarında Sadık Abdal ın Makâlât a ilişkin açıklamaları, bu eserin Hacı Bektaş Veli ye ait olmadığını ileri sürenlerin veya kuşkuyla bakanların yanlış düşündüklerini artık anlamaları gerektiğini gösteriyor. Ayrıca 16.yüzyılda yaşamış olan büyük Alevi-Bektaşi ozanı Virânî Baba nın İlm-i Cavidan adlı eserinde şu alıntıya rastlıyoruz: Makâlât-ı Hacı Bektaş Veli de buyurulur: Yel esmese dâneler samandan ayrılmaz [4] Sâdık Abdâl ın Hacı Bektaş Veli hakkında yukarıdaki anlattıklarıyla kalmamış, yer ve gök cümle âlim şair olsa onun onurlu nitelik ve erdemlerini ahlâkını tanımlayamaz (Anın evsafı esrafını iş ar eylemek olmaz/eger şâir olusar cümle ahlakı semâ gabre) diyor. Sonra adının anlamından başlayarak yaptıklarını ve yaşamından kesitleri kerametler bağlamında, hem Hacı Bektaş ın hem de Bektaşilerin sırlarını veriyor birkaç manzume içinde. Yorumsuz olarak iki örnek şiiri daha aşağıya alıyoruz: S.149-151: Hacı Bektaş Veli nin ve Bektaşilerin sırları Eyâ cûyende-i ân sırr-ı nâfi Eyâ beninde hâl-i za âzi (Ey zamanın Tanrı adlarından (esmanın) Nâfi nin (en yararlı)sırrını Ve ey (avucundaki) benin sarsıcı durumunu arayan!) Kamu ser Hacı Bektaş-i Veli dir Ser-â-ser âleme eltâfı vasi (Cümlenin başı Haci Bektaş Veli dir, Baştan başa aleme geniş yardımları olan da (O dur.) Elifî tâcı dâl olmuştur anın Muhavvel oldurur âlemde sâni (Elifî tacı simge olmuştur onun. O dur Tanrı tarafında âlemlere gönderilen.) Libâsı hem elifîdir anın çün Ulûhi hikmeti söyler o şâri (Giysisi de elifî olduğu için, Tanrısal hikmeti söyler o yasa koyucu.) Ki ol sultanın ismi Hacı Bektaş Nedir Bektaş anı bil olma şâsi (Ki o sultanın adı Hacı Bektaş tır. Bektaş ne demektir? Anlamını bil ırak olma.) Berâber dahi bir olmak demektir Ulûhi bildirir hem bî-te âti ( Birlikte olmak, bir olmak demektir. Hem (benzeri) olmayan Tanrılığı bildirir).[5] Serir-i saltanat tahtı bil ol tarîki 5 / 9

Ki andan sâdıkân olmadı şâsi (O yolu saltanat tahtı bil Ki doğrular-bağlı olanlar ondan uzak olmadı.) Ki oldur râh-ı matlûbun bilirsen Hem oldur râh-ı mi râc-ı şevâri (Eğer bilirsen istenilen-arzu edilen yol odur. Hem o miracı ve yolların yoludur.) Muhakkıklar bilir anın anın târıkin Taakul edemez cîfe ta bâyi (Ancak hakikatı araştıranlar bilir onun tarikatını. Akıl edemez dünya hırsına kapılanlar.) Ki zâhid dedi Bektaşi târîki Ne bilsin ma nisin ol giz tabâyi (Zahid-Sünni Bektaşi Yolu diyor, Ama bağlı (tabi ) olduğu gizin-sırrın anlamını ne bilsin?) Ki Bektaşi Hak ile Hak demektir Hemân oldur bilirsen sana nâfi (Bektaşi Hak ile Hak (Tanrıyla bir) demektir. Bilebilirsen işte budur sana yararlı olan.) Târîk-i lütfunu bil keştî-i Nûh Neci oldu kamu dâhil tabâyi (Bil ki, Tarikatın lütfu Nuh un gemisine benzer. Ona bağlanıp girenlerin hepsi kurtulmuş oldu.) Eyâ Sâdık kamu erbâb-ı irfan Eger evvel eger son ana tâbi (Ey Sadık, marifet ehli olanların hepsi, Başlangıçta veya sonunda O na (Hacı Bektaş a) bağlanacaklar!) S.183-187: İki Cihan Şahı Hacı Bektaş Veli nin kerametleri Kutb-ı âlem şâh-ı kevneyn Hacı Bektaş-ı Veli Zahiren nâm-ı bülend hem bâtınen şâh-ı devâm (Hacı bektaş veli alemin kutbu ve iki cihanın şahıdır. Hem zahirde adı yücedir, hem de bâtında her zamanın şahıdır (imamıdır) Nâmı çokdur cümle dilde ehl-i diller fehm eder Cümleye andan erişir fehm edersen cümle nâm (Cümle dillerde ünü yaygındır, gönül ehli olanlar bunu anlar. Herkese ondan nam erişir, eğer anlarsan.) 6 / 9

Zü l-cemâl ü zü l celâlin sırrını kıldı beyân Sâdıkânı kıldı ihyâ hem münevver müstedam (Tanrının cemal (güzel) ve celal (ulu) adlarının sırrını açığa vurdu, yani Tanrının cemal ve celali onda tecelli etti, açığa çıktı. Kendisine sadık olanları, inananlara hayat verdi canlandırdı ve onları sürekli aydınlattı (nurlandırdı.) Hem velâyet kuvve-i destinde dâi m cümle kevn Oldurır maksûd-i sâdık âşıkâne kâm-ı tâm (İki cihanın tümü daima onun velilik elinin kudreti altındadır. Sadık(inançlı) olanların amacı ve aşıkların tam isteği odur.) Ol ulûhi sırrına ekmel olan sâdıklara Hânkâhı arş-ı a lâ sidre-i âli makâm (Tanrısal sırrına erip olgunlaşmış sadıklar için; Onun (Hacı Bektaş ın) dergâhı arş-ı alâ (Tanrının tahtının bulunduğu göğün en yüksek katı, makamı ise sidre-i âli, yani arşın altında yedinci kattaki yüce makamdır.) Her ulüvvi tâc-ı Bektaşi giyerler sâdıkân Râh-ı Hak dır ol tarıki andan isterler kirâm (Yücelmiş doğru kişilerin hepsi Bektaşi tacı giyerler. Ulular (kiram) Hak yolu olan bu yolu (tarıki) isterler) Şâh-ı bî-hem-tâ göründü ârife oldu ayân Gördüler destinde anın Zü l-fikâr ı bî-niyam (Benzersiz Şâh arif olana açıkça göründü. Hem zülfikârı elinde kınsız gördiler.) Yürüdüp cansız kayayı bellidir şimdi yeri Su çıkardı bunca yerden câridir anlar müdâm (O, şimdi yeri belli olan cansız kayaya binip yürüttü Onca yerden su çıkardı ki daima akmaktadır.) Yek deminden tâzelendi kış gününde huşk agaç Göz yumunca verdi meyve ekl olundu ol ta âm (Kış gününde bir nefesinden kuru ağaç yeşerdi, yeşillendi. Göz yumunca meyve verdi ve o meyve yendi.) Söyletdi mürg-i hamâmı kudretinden aşikâr Söyletdi hem taşları ol gördü anı çok enâm (Kudretinden güvercin kuşunu açık açık konuşturdu. Hem de o taşları söyletti; çok yaratıklar bunu gördü.) Nefhasından oldu ihdâs bunca yerde hem nemek Münkirin erzâkını taş eyledi Şâh-ı tâm (Nefes etti bunca yerde tuz meydana geldi. O gerçek Şah, inkârcıların yiyeceklerini taş eyledi.) 7 / 9

Yog idi ol dagda asla hurde benzâr bir agaç Bir nazar kıldı dedi hem bitsin agaç müstedâm (O dağda ufacık bir ağaç bile yoktu. Bir bakış attı, dedi: hemen ağaçlar yetişsin sürekli ) Ser-ber-ser bitdi agaçlar hem yeşerdi cümle dag Göz yumunca büyüyüp hem kestiler dıraht-ı tâm (Baştan başa ağaçlar yetişti ve bütün dağ yemyeşil oldu. Göz açıp kapayıncaya kadar büyüdüler ve tüm ağaçları kestiler.) Göz yumunca ol Horasan dan gidip hem Kâbe ye Bir dem içre geldi geldi Rum a ol Horâsân dan tamâm (Göz yumunca Horasan dan Kâbe ye gitmişti. Bir an içinde de Horasan dan Rum a (Anadolu ya) geldi.) Rûm da iken Bahr-i Hind e hem uzatdı ol elin Gark olurken keşteyi ol kurtarıp kıldı kiram (O, Anadolu da iken Hint denizine elini uzattı. Tam gemi denizde batarken onu kurtararak ululuğunu gösterdi.) Bunca a mâya verip göz derdmende hem devâ Bunca rencanı elemden kıldı nâci ol tamâm (Bunca köre göz ve dertliye deva verip, Onca dertlileri ve sıkıntı çekenleri tamamıyla kurtardı.) Bî-hezârân bî-aded her dem kerâmâtı ayân Mümkîn olmaz bahrinin bir katresin yazmak tamâm (Binleri aşan sayısız kerametleri her an ortadadır. Onun keramet denizinin bir damlasını bile tam yazabilmek olanaksızdır.) Nefha-i sırrında anın kâf u nûn ey Sâdıkâ Zât-ı elif ol elifî tâcı verir hem peyâm (Ey Sadık, onun nefesinin sırrında kün (ol) emri mevcut. Onun (Tanrı simgesi) Elif kişiliği, elifî tacın haberini verir.) [1] Sadık Abdal Dîvânı, Yayına Hazırlayan: H.Dursun Gümüşoğlu, Horasan Yayınları, İstanbul, 2009: Yigirmi iki yaşına erince/gezerken aşk ile hayran bî-azz, Erişdim Tekke-i Kızıl Deli ye/hudâmı oldum anın dahi bî-gayz, Erişdim çün yigirmi dört yaşa ben/bana lutfeyledi Kızıl Deli bî-azz, Ki oldur sırr-ı şâhım Hacı Bektaş... s.146-147. Bu eseri yayına hazırlayarak Alevi-Bektaşi Edebiyatının zenginleşmesine katkıda bulunduğu için Dursun Gümüşoğlu nu kutluyorum. İ.K. [2] Geniş bilgi ve yorumlar için bkz. İsmail Kaygusuz, Abdal Musa Sultan Velâyetnamesi, Karacaahmet Sultan Derneği yayınları, İstanbul-2008, s.63, 103 8 / 9

[3] Şiirlerin bugünün Türkçesiyle açıklamalarında D.Gümüşoğlu nun daha dikkatli olmasını dilerdim. Bu yüzden birçoğunu değiştirmek zorunluğu duyduk. [4] İlm-i Cavidan, Yayına Hazırlayan: Doç.Dr. Osman Eğri, Diyanet Vakfı yayınları, Ankara, 2008, s.141-143 [5] Bu açıklama, Bektaş =Bek-daş ın Tanrıyla eşit-eşdeğer, anlamına geldiği görüşüyle tıpatıp uyuşmaktadır. 9 / 9