REZERV YÖNETİMİ İÇİNDE RİSK YÖNETİMİ



Benzer belgeler
BANKACILIKTA RİSK YÖNETİMİNİN GELİŞİMİ VE ÖNEMİ

tarihli Bankaların İç Sistemleri Hakkında Yönetmelik in Risk Yönetimine İlişkin Düzenlemeleri

F. Gülçin Özkan York Üniversitesi

Finansal Ekonometri. Ders 3 Risk ve Risk Ölçüleri

BANKACILIK DÜZENLEME VE DENETLEME KURUMU

Sayı:2008/ KKTC DE YAŞANAN DURGUNLUĞU AŞMAK ÜZERE HÜKÜMET YETKİLİLERİ İLE KKTC MERKEZ BANKASI NIN YAPTIĞI BASIN TOPLANTISI

2005 YILI İLERLEME RAPORU VE KATILIM ORTAKLIĞI BELGESİNİN KOPENHAG EKONOMİK KRİTERLERİ ÇERÇEVESİNDE ÖN DEĞERLENDİRMESİ

Hazine Müsteşarı Sayın İbrahim H. Çanakcı nın 3 üncü Arap-Türk Bankacılık Forumu nda Yaptığı Konuşma. 13 Mart 2014, İstanbul

Denetim & Yeminli Mali Müşavirlik SÜREKLİLİK İÇİN

BAŞLANGIÇ TEMİNATI VE GARANTİ FONU HESAPLAMASI

UFRS Bülten Brexit Sürecinin Finansal Raporlara Olası Etkileri Temmuz 2016 Uluslararası Finansal Raporlama Standartları Bülteni

KAMU BORÇ İDARESİNDE OPERASYONEL RİSK VE İŞ SÜREKLİLİĞİ YÖNETİMİ

OPSİYONLARDAN KAYNAKLANAN PİYASA RİSKİ İÇİN STANDART METODA GÖRE SERMAYE YÜKÜMLÜLÜĞÜ HESAPLANMASINA İLİŞKİN TEBLİĞ

GENEL DEĞERLENDİRME TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ (KRY) EĞİTİMİ KURUMSAL RİSK YÖNETİMİ: KAVRAMSAL VE TEORİK ÇERÇEVE

PERFORMANS SUNUŞUNA İLİŞKİN TANITICI BİLGİLER, PERFORMANS BİLGİSİ VE DİPNOTLAR 1-5 A TANITICI BİLGİLER 1-3 B PERFORMANS BİLGİSİ 4 C DİPNOTLAR 5

Marjinal VaR Ratio Instruments PV VaR VaR/PV Portfolio PV Marjinal VaR

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ Bölüm 1 KRİZ YÖNETİMİ 11

Doğal Gaz Dağıtım Sektöründe Kurumsal Risk Yönetimi. Mehmet Akif DEMİRTAŞ Stratejik Planlama ve Yönetim Sistemleri Müdürü İGDAŞ

MAYIS 2012 FON BÜLTENİ

TEB HOLDİNG A.Ş YILI 2. ARA DÖNEM KONSOLİDE FAALİYET RAPORU

Merkez Bankası 1998 Yılı İlk Üç Aylık Para Programı Gerçekleşmesi ve İkinci Üç Aylık Para Programı Uygulaması

STRATEJİ PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. STRATEJİ PORTFÖY İKİNCİ HİSSE SENEDİ FONU (HİSSE SENEDİ YOĞUN FON)

Haftalık Para ve Banka İstatistikleri ne İlişkin Yöntemsel Açıklama

SOLVENCY II ve OPERASYONEL RİSKLER AKTÜERYAL BAKIŞ AÇISI. Orhun Emre ÇELİK 3 Aralık 2012

BASEL II BANKACILIK DÜZENLEMELERİ VE İÇ DENETİM Prof. Dr. Güler ARAS, Yıldız Teknik Üniversitesi

AKTİF YATIRIM BANKASI A.Ş. B TİPİ TAHVİL BONO FONU PERFORMANS SUNUM RAPORU

Türkiye nin Sera Gazı Emisyonlarının İzlenmesine Destek için Teknik Yardım Projesi

SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI SN. DOÇ. DR. TURAN EROL UN

Operasyonel Risk ve Sigortacılık

PERFORMANS SUNUŞUNA İLİŞKİN TANITICI BİLGİLER, PERFORMANS BİLGİSİ VE DİPNOTLAR 1-4 A TANITICI BİLGİLER 1-2 B PERFORMANS BİLGİSİ 3 C DİPNOTLAR 4

Proje İzleme: Neden gerekli?

STRATEJİ PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. STRATEJİ PORTFÖY BİRİNCİ HİSSE SENEDİ FONU (HİSSE SENEDİ YOĞUN FON)

oluşturulmuş, finansal kuruluşa özel olmayan yöntemlerdir. Boş bırakılan yere aşağıdakilerden

ZİRAAT PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. KATILIM ŞEMSİYE FONU NA BAĞLI ZİRAAT PORTFÖY KISA VADELİ KİRA SERTİFİKASI KATILIM FONU

Takasbank- MKT Stres Testi Uygulamaları

vizyon escarus hakkında misyon hakkında Escarus un misyonu, müşterilerine sürdürülebilirlik çözümleri sunan öncü bir şirket olmaktır.

Suistimal Riski ve Analitik Yaklaşımlar

KURUM İÇ DEĞERLENDİRME RAPORU HAZIRLAMA KILAVUZU

BANKALARDA OPERASYONEL RİSK DENETİMİ

ÖĞRETİM TEKNOLOJİLERİ VE MATERYAL TASARIMI Yrd. Doç. Dr. FATİH ÇINAR TEMEL KAVRAMLAR. Öğretim teknolojisi

Taaleri Portföy Yönetimi A.Ş. Borçlanma Araçları Şemsiye Fonu na Bağlı TAALERİ PORTFÖY YABANCI BORÇLANMA ARAÇLARI FONU

İnsan Kaynakları Yönetimi ve Uygulamaları. Prof.Dr.Kadir Ardıç Doç.Dr. Yasemin ÖZDEMİR

Türkiye de Pilot ETS tasarım ve eylem planı

Merkez in 2016 Para ve Kur Politikası..! Kararlı para politikası duruşu enflasyonu düşürmekte temel belirleyici olmuştur..!

TÜRK YE HRACATÇI B RL KLER

KÜRESEL PAZARLAMA Pzl-402u

TR: Ödemeler Dengesi, Kasım 15

BİREYSEL PORTFÖY YÖNETİMİ

31 Aralık 2012 Tarihinde Sona Eren Hesap Dönemine Ait Finansal Tablolar ve Bağımsız Denetim Raporu

İSTANBUL PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETİ A.Ş. NİN KURUCUSU OLDUĞU /YÖNETTİĞİ İSTANBUL PORTFÖY İKİNCİ DEĞİŞKEN FONUNA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

İŞLETME RİSK YÖNETİMİ. Yrd. Doç. Dr. Tülay Korkusuz Polat 1/29

ZİRAAT HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS SUNUŞ RAPORU VE YATIRIM PERFORMANSI

ULUSLARARASI TİCARET VE FİNANS TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERS MÜFREDATI

7. Orta Vadeli Öngörüler

PERFORMANS SUNUŞUNA İLİŞKİN TANITICI BİLGİLER, PERFORMANS BİLGİSİ VE DİPNOTLAR 1-5 A TANITICI BİLGİLER 1-3 B PERFORMANS BİLGİSİ 4 C DİPNOTLAR 5

KT Portföy Yönetimi A.. KT Portföy Birinci Kat!l!m Fonu

BÖLÜM KÜÇÜK İŞLETMELERİN SORUNLARI VE ÇÖZÜM YOLLARI

TR: Ödemeler Dengesi, Ekim 15

19 Ağustos 2015 ÇARŞAMBA Resmî Gazete Sayı: YÖNETMELİK

Programın Denenmesi. Hazırlanan program taslağının denenmesi uygulama sürecinde programda gerekli düzeltmelerin yapılmasına olanak sağlamalıdır.

İSTANBUL PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETİ A.Ş. TARAFINDAN KURULAN/YÖNETİLEN İSTANBUL PORTFÖY BİRİNCİ DEĞİŞKEN FONA AİT PERFORMANS SUNUM RAPORU

7. Orta Vadeli Öngörüler

Planlama Nedir? Planlama Ne Değildir? Başarılı Bir Plan Pazarlama Planlaması

Anketin bilgilendirme cümlesi olarak aşağıdaki ifadeye yer verilmiştir.

HALK HAYAT VE EMEKLİLİK A.Ş. GELİR AMAÇLI KARMA BORÇLANMA ARAÇLARI DÖVİZ EMEKLİLİK YATIRIM FONU HESAP DÖNEMİNE AİT PERFORMANS

İHRACATIN FİNANSMANI METİN TABALU / TİM GENEL SEKRETER YARDIMCISI

DEVLET BAKANI VE BAŞBAKAN YARDIMCISI SN. ABDULLATİF ŞENER İN BASEL-II YE GEÇİŞE İLİŞKİN KONUŞMA METNİ. Değerli Basın Mensupları ve Konuklar;

KATILIMCILAR Konuyla ilgili bankacıların katılımına yöneliktir.

Meslek seçmek;hayat biçimini seçmek demektir.bu nedenle doğru ve gerçekçi seçim yapılması önemlidir.

KT Portföy Yönetimi A.Ş. KT Portföy Küresel Kira Sertifikaları (Döviz) Serbest Fon

Türk Bankacılık ve Banka Dışı Finans Sektörlerinde Yeni Yönelimler ve Yaklaşımlar İslami Bankacılık

KT Portföy Yönetimi A.. KT Portföy kinci Katılım Serbest Fon

İSTANBUL ATIK MUTABAKATI

Rapor N o : SYMM 116/

Yatırım Ve Yönetime İlişkin Bilgiler

KT Portföy Yönetimi A.. KT Portföy Birinci Katılım Serbest Fon

ZİRAAT HAYAT ve EMEKLİLİK A.Ş. LİKİT ESNEK EMEKLİLİK YATIRIM FONU 6 AYLIK RAPOR

YENİDEN YAPILANDIRMA SÜRECİNDE KDM FİNANSAL DANIŞMANLIK. Eylül 2014

Dış Kırılganlık Göstergelerinde Bozulma Riski

Denetleme Kurumu. BASEL II ve TEKNOLOJĐ. Ahmet Türkay VARLI Bilgi Yönetimi Daire Başkanı

ZİRAAT PORTFÖY YÖNETİMİ A.Ş. KATILIM ŞEMSİYE FONU NA BAĞLI ZİRAAT PORTFÖY KİRA SERTİFİKALARI (SUKUK) KATILIM FONU

İnovasyon, farklı, değişik, yeni fikirler geliştirmek ve bunları uygulamaktır.

TR: Ödemeler Dengesi, Haziran 16

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM GENEL OLARAK YATIRIM VE YATIRIM PROJELERİ

REIDIN.com Konut Satın Alma ve Kiralama Gücü Endeksleri

Bilgi Sistemleri Risk Yönetim Politikası

BANK MELLAT Merkezi Tahran Türkiye Şubeleri 2015 II. ARA DÖNEM FAALİYET RAPORU

Bölüm 5. Çevre Unsurlarının Ölçülmesi ve Durum Belirleme Matrisleri Ülgen&Mirze Genel Çevre Ölçümleme Teknikleri

TR: Gıda ve Kur Hareketi Manşetin Bozulmasına Neden Oldu, Aralık 15

Türkiye de Emisyon Ticareti Sisteminin Yol Haritası

Türkiye de Yabancı Bankalar *

Yerel Yönetimler ve Halk Kütüphaneleri: Almanya Örneği ve Türkiye Üzerine Bazı Değerlendirmeler

Fon Bülteni Ocak Önce Sen

MİLLİ PRODÜKTİVİTE MERKEZİ Denizli Verimliliği Artırma Projesi

PERFORMANS SUNUŞUNA İLİŞKİN TANITICI BİLGİLER, PERFORMANS BİLGİSİ VE DİPNOTLAR 1-5 A TANITICI BİLGİLER 1-3 B PERFORMANS BİLGİSİ 4 C DİPNOTLAR 5

Kuruluşlarına İlişkin Esaslar Tebliği ne göre aşağıdakilerden hangisi doğru değildir?

Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı. Dr. Vahdettin Ertaş. Finansal Erişim Konferansı. Açılış Konuşması. 3 Haziran 2014

İÇİNDEKİLER. Sayfa No PERFORMANS SUNUŞUNA İLİŞKİN TANITICI BİLGİLER, PERFORMANS BİLGİSİ VE DİPNOTLAR

Transkript:

REZERV YÖNETİMİ İÇİNDE RİSK YÖNETİMİ World Bank Conference İstanbul, May 4-5, 2000 Konuşmama başlamadan önce, hepimiz için son derece faydalı olacağına inandığım böyle bir konferansı düzenleyen Dünya Bankası na teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Bu toplantıda, rezerv yönetimindeki yeni gelişmelere ilişkin önemli konuların bir çoğunun ayrıntılı bir biçimde ele alınacağından eminim. Ancak önce rezerv yönetimi içinde risk yönetimi alanında yaşanan son gelişmelerle ilgili görüşlerimi kısaca aktarmak ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası olarak bu konudaki deneyimlerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum. Hepinizin yakından bildiği gibi, son yirmi yılın finans haberleri hep peşpeşe gelen felaket hikayeleriyle doluydu. Bu gelişmelerin olası nedenleri olarak ekonomi politikalarındaki yanlışlar, yetersiz gözetim ve çoğu durumda piyasa oyuncularının zayıf risk yönetimini sayabiliriz. Bunun da ötesindeki temel sorun, önceden bilinemeyen durumlara karşı mali sistemin hazırlıksız yakalanmasıdır. Hepimiz bu olumsuz deneyimlerden çok şey öğrendik ancak hızla değişen bir dünyada yaşıyoruz. Bu değişimler etkilenenler açısından iyi veya kötü olabilir. Dolayısıyla değişim kazanma veya kaybetme risklerini beraberinde taşır ve hepimizin bunlardan haberdar olması gerekir. Karşılaşılan risklerin farkında olmak, onları tümüyie yaşamımız dışında tutmaya çalışmak anlamına gelmemektedir. Bu zaten mümkün değildir. Ancak bu, risklere karşı hiç bir şey yapmadan oturup acı sonuçlarına katlanmak demek de değildir. Bunun anlamı

şudur: Riski mutlaka biz yönetmeliyiz. Riskleri yönetebilmek için hangi risklerden kaçınacağımıza, hangi riskleri hangi koşullarda kabul edeceğimize ve hangi yeni riskleri alacağımıza karar vermemiz gerekmektedir. Son yirmibeş yılda risk yönetiminin teorisinde ve uygulamasında çok önemli gelişmeler kaydedildi. Kuramsal açıdan risk yönetimi artık finans teorisinin ayrı bir alt branşı sayılmakta ve lisansüstü ve MBA programlarında ayrı bir ders olarak ele alınmaktadır. Konu sadece finans uzmanlarının değil aynı zamanda fizikçilerin ve konuya entellektüel açıdan bakanların da ilgisini çekmiştir. Risk yönetimindeki bu değişime katkıda bulunan en önemli faktör, konuşmamın başında da belirttiğim gibi, finans piyasalarındaki istikrarsızlığın yüksek seviyelere ulaşmış olmasıdır. Diğer faktörler ise, bilgi teknolojisindeki hızlı gelişim, ticaret hacmindeki büyüme ve yeni bir mali enstrumanların örneğin türev entsrümanların geliştirilmesi olarak sayılabilir. Finans piyasalarındaki küreselleşmeyle beraber bütün bu gelişmelerin sonucunda tüm ticari kuruluşlar dünya ekonomilerindeki ve mali piyasalarındaki değişimlerden daha fazla etkilenir hale geldiler. Bu da, merkez bankaları dahil tüm kuruluşları, daha önceleri dolaylı bir risk yönetimi uygulamaları olmasına rağmen, riskleri daha sistematik bir biçimde yönetmeye yönelik yeni yöntemler geliştirmeye yöneltti. Risk yönetimindeki bu gelişmelere paralel olarak son on yılda çoğu merkez bankasının rezerv yönetimi uygulamaları da önemli ölçüde değişikliğe uğradı. Bir zamanlar anaparanın değerini korumaya ve maksimum likiditeyi sağlamaya yönelik kısa dönemli pasif yatırım stratejileri revaçta iken, şimdilerde bir çok merkez bankası portföylerinin vadesini uzatmak ve performans

kriterlerini geliştirmek için çok çeşitli enstrümanlar kullanıyorlar. Merkez bankalarının risk yönetimine verdikleri önemin giderek artması ve rezerv yönetimindeki yeni yaklaşımlarının nedeni, merkez bankalarının misyonlarındaki herhangi bir değişiklik nedeniyle olmamıştır. Merkez bankacılığının temel görevlerinin yerine getirilmesi sırasında kaçınılmaz olarak mali risklere maruz kalınacağının farkedilmesi ve merkez bankasında oluşan karların kamu gelirlerine olan katkısı konuyu risk yömetimine yönlendirmiştir. Finansal risk yönetimindeki gelişmeler, ana hedefleri likiditeyi arzu edilen düzeyde tutmak olan merkez bankalarına, ayrıca portföy gelirlerini artırmak için daha geniş olanaklar sağlamıştır. Burada ortaya çıkan önemli bir soru; etkin bir risk yönetim sisteminin nasıl geliştirilebileceğidir. Bu sorunun cevabı kurumun amaçlarına veya büyüklüğüne göre değişmez. Sadece, karmaşık örgütlerde daha kapsamlı bir teknik altyapıya gereksinim vardır. İyi oturtulmuş, diğer bir deyişle, etkin çalışan bir risk yönetim sistemine sahip olabilmenin ilk şartı, kurumlarımızda risk kültürünü geliştirerek her düzeydeki personeli kurumun karşı karşıya bulunduğu riskler konusunda bilinçlendirmektir. Risk konusunda açık bir yaklaşım sergileyerek bu tür bilgileri aktarmak en başta gelen uğraşı olmaktadır. Bu nedenle, risk yönetimi sürecinde ilk adım, kurumun karşı karşıya bulunduğu riskleri tanımlamak ve bu riskleri ölçmektir. Etkin bir risk yönetiminde, risk analizi için tutarlı bir yöntem geliştirmek gerekli olmaktadır. Risk yönetiminin önemli aşamalarını şöyle sıralayabiliriz: - Temel mali akımların tanımlanması; - Uygun vade yapısının belirlenmesi;

- Başarı kriterlerinin ölçülmesi; - Kar hedeflerinin ve risk tanımlarının ne olduğunun gösterilmesi. Hepinizin bildiği gibi, en fazla ilerleme piyasa riskinin ölçülmesi konusunda kaydedilmiştir. Daha iyi bir kredi risk yönetim modelleri oluşturulması konusunda pek çok çalışma yapılmakta, teknikler geliştirilmektedir. Kredi riskinin ölçülmesinde karşılaşılan güçlükler, bireylerin yükümlülüklerini yerine getirememe olasılıkları ile ilgili yeterli istatistiklerin mevcut bulunmamasından kaynaklanmaktadır. Ancak, bu olasılıklar büyük ölçüde tahmin edilebilse bile, bunların potföy değerlemelerine dahil edilmeleri yine de oldukça zordur. Bunun nedeni kısmen, değişkenler arasındaki etkileşim hakkında istatistiki bilginin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla, geliştirilen modeller çoğunlukla sübjektif yargılar üzerine kurulu varsayımlara dayanmaktadır. Risk ölçüm yöntemlerinin teknik ayrıntılarına girmek istemiyorum. Ancak, bunların sağlam yargı ve sağduyu ile ele alınmalarının gerekli olduğunu vurgulamak isterim. Bu modeller gerçek dünyanın basitleştirilmiş ve sınırlı yansımaları olduklarından, karaları sadece bu modellerin sonuçlarına bakarak almamak gerekir. Sonuçlar, senaryo analizleri, stres testleri ve en önemlisi, karar vericilerin akılcı yargıları tarafından bir kez daha test edilmelidir. Risk analizini kapsamlı bir yaklaşımla ele almak da bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Diğer bir deyişle, karar vermeyi kolaylaştırabilmek için farklı risk türlerinin analiz sonuçları birbirleriyle kıyaslanabilmelidir. Değişik risk türlerinin analizinde kullanılan varsayımların, verilerin, değerleme modellerinin aynı veya en azından birbirleriyle tutarlı olmaları gerekir. Örgütsel açıdan risk analizinde

bütünlüğün sağlanması, tüm kuruluşu kapsayacak tek ve ortak bir risk yönetim otoritesinin varlığını gerektirmektedir. Başlangıçta risk analizine kurum genelinde bakabilmek kolay olmayabilir. Zira bu iş, gerek teknolojik, gerek insangücü olarak önemli miktarda sermaye tahsis edilmesini gerektirmektedir. Bunun yanısıra, risk yönetim sistemi bu alandaki hızlı gelişmelere ayak uydurabilecek ölçüde esneklikle donatılmalıdır. Sonuçta kurulacak risk yönetim sistemi, elde mevcut sınırlı veriler olduğunda operasyonel ve yasal riskler gibi risk faktörleri için bile elmaları elmalarla bire bir kıyaslayabilme imkanını yönetime vermelidir. Başlarda belirttiğim gibi, yönetimin görevi sadece risk politikaları için standartlar belirlemek değil, aynı zamanda bunların kurum içine duyurularak personel tarafından anlaşılmasını sağlamaktır. Yeniden vurgulamak isterim ki, kurum içi iletişim kanallarını etkin kılmadan, risk kültürünü geliştirmek mümkün değildir. Bu aşamada, risk yönetim sürecini tamamlayan önemli adımlar olan raporlama ve izleme konularında bir kaç söz söylemek istiyorum. Raporlama ve izleme sistemin etkinliğini ölçmek için gerçekten çok önemlidir. Bu nedenle, risk yönetim sistemi kurumun karşılaştığı riskleri etkin bir biçimde değerlendirebileceği ve kendi risk standartlarına uyup uymadığını görebileceği bağımsız bir raporlama sistemine sahip olmalıdır. Bu işlevleriyle raporlama risk sürecinin ana unsurudur. Çünkü, raporlama risk yönetimi sonuçlarının bir penceresi ve kurumun karşı karşıya bulunduğu riskleri duyurma aracıdır. Bu nedenle, doğru risk sonuçlarının zamanında ve gerekli gizlilik düzeyinde elde edilebilmesi için veri toplanması ve bunların işlenmesi son derece etkin bir şekilde yerine getirilmelidir.

Biz Merkez Bankası nda, yaklaşık iki yıl önce böyle bir risk yönetimi bölümü oluşturduk. Böyle bir birim oluşturma ihtiyacı bir çok etkene bağlı olarak ortaya çıktı. Bu faktörleri dışsal ve içsel olarak iki gruba ayırabiliriz. Konuşmamın birinci bölümünde de belirttiğim gibi, dışsal etkenler; mali piyasalarda artan istikrarsızlık, bilgi teknolojisindeki hızlı gelişmeler, ticaret hacmindeki büyüme ve mali piyasalardaki küreselleşmeyle birlikte ortaya çıkan yeni mali enstrümanlardır. İçsel faktörler ise; 1997 yılında başlayan net döviz rezervlerdeki birikim ve Türk mali piyasalarındaki liderlik konumu nedeniyle Bankamızın artan sorumluluğudur. Risk yönetimi oluşturulması sırasında çalışmalarımız sürerken, etkin bir risk yönetimine sahip olabilmek için rezerv yönetimimizin de yeniden yapılandırılması gereği ortaya çıktı. Bu bağlamda, yeterli likiditeye sahip olmak ve güvenliği korumak şeklindeki ana hedeflerimizi değiştirmeden, gelir faktörünü de göz önünde bulundurmaya karar verdik. Rezerv yönetimine ağırlık veren merkez bankalarının çoğunda olduğu gibi biz de rezervlerimizi, biri operasyonel, biri likidite ve bir diğeri de yatırım olmak üzere, farklı amaçlara hizmet eden değişik dilimlere ayırdık. Bu çerçevede, riske dayalı performansımızı değerlendirmek amacıyla rezervlerimiz için bir performans kriteri geliştirdik. Tarafsız durumu yansıtan bu kriter, Bankanın hedefleri, varlık-yükümlülük yapısı ve bir yıllık likidite ihtiyacı gözetilerek oluşturuldu Kuşkusuz zaman içinde ve gelişmelere göre yeniden gözden geçirilmesi de kaçınılmazdır. Merkez Bankasında kurulan Döviz Risk Yönetim Müdürlüğü, risk analizleri yaparak elde ettiği sonuçları ilgili birimlere iletecek bir sistem kurma aşamasındadır. Son bir yıldır, döviz rezervlerinin faiz ve döviz risklerini yansıtan

(VaR) rakamları ile cari oran (likit varlıkların toplam yükümlülükler içindeki payı) gibi likidite göstergeleri izlenmektedir. Ancak, bu raporlar piyasa ve likidite riski düzeyleri hakkında genel bir fikir veriyor olmalarına rağmen, kapsamlı bir risk ölçümünün bir parçası olarak işlev görmemektedir. Risk pozisyonu, ancak rezerv portföyünün yeniden yapılandırılması ve başarı kriterlerinin bu raporlara dahil edilmesiyle güç kazanacaktır. Piyasa riskine ilişkin olarak planlanan risk yönetim süreci; portföylerin günlük piyasa değerini bulmasını; döviz ve vade limitleri cinsinden risk limitlerinin izlenmesini; döviz ve faiz risklerine ilişkin olarak portföyün gerçek (VaR) rakamlarının günlük ölçülmesini; likidite oranlarının izlenmesini ve stres ölçüm raporlarıyla birlikte bunların üst yönetime haftalık raporlar halinde sunulmasını kapsamaktadır. Spesifik olarak katlanılabilir bir risk limiti bulunmamakla birlikte, kurumsal hedef ve kısıtlarımız portföy kriterlerine yansıtılmaktadır. Kredi riski yönetiminde, taraflara tüm kredi ve piyasa risk türlerini kapsayan bir işlem limiti tahsis edilmektedir. Bu limitler günlük piyasa değerine göre belirlenmekte ve bankanın işleme taraf olanlarla birlikte yüklenebileceği risk miktarını yansıtmaktadır. Kredi limitleri, karşı tarafın dış kredibilitesini, mali bilgilerini ve Bankamızla olan ilişkisinin niteliği veya mali zorlukla karşılaştığında devletten destek görme imkanları gibi bazı bilgileri kapsayan bir iç puanlama modeli kullanılarak saptanmaktadır. Aynı zamanda, bankanın bulunduğu ülkenin kredi derecesi de dikkate alınmaktadır. Limitleri izlemeye ilişkin raporlar düzenli olarak çıkartılmaktadır.

Sözlerime son verirken, rezervlerimizi dünyada yaşanabilecek mali istikrarsızlıklardan korumak için etkin bir risk yönetimine sahip olmanın ne denli önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Rezerv yönetimindeki hızlı değişimleri, teknolojik gelişmeler ve ekonomik koşullar açısından çok yakından izlememiz ve vakit geçirmeden kurumlarımızı bu değişimlere hazır hale getirmemiz gerekmektedir. Teşekkür ederim.