KPSS Eğitim Bilimleri ezberbozan serisi özetlenmiş içerik pratik bilgiler kritik notlar ilgi çekici görseller
EDİTÖR: Savaş Doğan KPSS DERS NOTLARI ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ ISBN 978-605-364-931-1 Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir. 2016, Pegem Akademi Bu kitabın basım, yayın ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic. Ltd. Şti.ne aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik, kayıt ya da başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. Bu kitap T.C. Kültür Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz. 3. Baskı: 2016, Ankara Yayın-Proje: Neslihan Gürsoy Dizgi-Grafi k Tasarım: Gülnur Öcalan Kapak Tasarımı: Gürsel Avcı Baskı: Vadi Grup Ciltevi A.Ş. İvedik Organize Sanayi 28. Cadde 2284 Sokak No:105 Yenimahalle/ANKARA (0312 394 55 91) Yayıncı Sertifi ka No: 14749 Matbaa Sertifi ka No: 26687 İletişim Karanfi l 2 Sokak No: 45 Kızılay / ANKARA Yayınevi 0312 430 67 50-430 67 51 Yayınevi Belgeç: 0312 435 44 60 Dağıtım: 0312 434 54 24-434 54 08 Dağıtım Belgeç: 0312 431 37 38 Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60 İnternet: www.pegem.net E-ileti: pegem@pegem.net
İÇİNDEKİLER Öğrenme Psikolojisi Temel Kavramlar...1 Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler...9 Davranışçı Kuramlar...20 Bilişsel Davranışçı Kuramlar...74 Bilişsel Kuramlar...86 Hümanistik (İnsancıl) Yaklaşım...111 Kaynakça...115
1 1. BÖLÜM Temel Kavramlar Öğrenme Öğrenme Nedir? Öğrenme, organizmanın içinde yaşadığı çevreyle kurduğu etkileşimler sonucu, yaşantı kazanma yoluyla davranışlarında meydana gelen değişikliktir. Pür D kkat Olgunlaşma, büyüme, refleks, içgüdü, sakatlanma, hastalık, yorgunluk, ilaç ya da alkol alma gibi nedenlerle ortaya çıkan bedensel değişiklikler, çevreyle etkileşim sonucu gerçekleşmediğinden öğrenme olarak kabul edilmez. O O O Bir bebeğin doğumdan ancak 3 ay sonra başını dik tutabilmesi öğrenme olarak kabul edilemez. Çünkü bebekte gözlenen davranış değişikliğinin nedeni yalnızca olgunlaşmadır ve yaşantı kazanma neticesinde oluşmamıştır. Bir güvercinin çalı çırpı toplayarak yuva yapması türe özgü bir içgüdüdür ve sonradan öğrenilmemiştir. Göze hızla yaklaşan bir cisim karşısında gözün aniden kırpılması istemsiz bir tepkidir ve sonradan öğrenilmemiştir. Öğrenmenin gerçekleşmesi için çevreyle etkileşim şarttır.
2 Davranış Davranış, organizmanın bilinçli ya da bilinçsiz gerçekleştirdiği gözlenebilen/gözlenemeyen her türlü etkinliktir. Örn - Örn Örn Örn Organizmanın gözlenemeyen etkinlikleri de davranıştır: düşünme, korkma, kalbin çalışması...
3 Refleks ve İçgüdü Refleks O O O O O Not: O O O O İnsanlarda içgüdü yoktur, içgüdüsel davranış vardır. Annelik içgüdü değil, içgüdüsel davranıştır. İnsanlarda içgüdü yoktur, annelik, cinsellik, saldırganlık gibi içgüdüsel davranışlar vardır.
4 Refleks ve İçgüdü Arasındaki Farklar Refleks Performans (Edim) Öğrenilen ya da doğuştan getirilen özelliklerin etkisiyle ortaya çıkan davranış düzeyidir. Bir kişinin gösterebildiği tüm davranışlar, kişinin performansını oluşturur. Performans, kişinin yaptığı davranışın düzeyini (belirli bir standart ölçütüyle) belirtir. O O KPSS ye giren bir öğretmen adayı 120 sorunun 118 tanesini doğru yanıtlayabildiyse yüksek bir performans sergilediği; 120 sorunun 30 tanesini doğru yanıtladıysa düşük performans sergilediği anlaşılır. Çok iyi bir basketbolcu olan Murat, bir maçta kendinden beklenen davranış, gösteremediği için "Düşük performans sergiledi." denebilir. Öğrenme doğrudan gözlenemez. Gözlenebilen, bireyin performansııdr.
5 Uyarıcı-Tepki-Karşılık Uyarıcı: Organizmanın duyu organlarını harekete geçiren ve organizmada bir tepkiye yol açan iç ve dış durum değişikliğidir. Tepki: Uyarıcının etkisiyle organizmanıın gösterdiği her türlü sinir, kas, salgı hareketi gibi davranışlardır. Karşılık: Organizmanın herhangi bir uyarıcıya yönelik olarak gösterdiği tepki sonucunda çevreden almış olduğu uyarıcı ya da davranıştır. Organizmanın almış olduğu üç tür karşılık vardır: Pekiştirme, Ceza ve Görmezden Gelme. Tepki Derse ödevini yapmadan sergilemesi dövmesi esi
6 Duyarlılaşma ve Alışma Organizmanın çevresiyle girdiği etkileşim sonucunda oluşan duyarlılaşma ve alışma gibi davranış değişiklikleri de öğrenme olarak kabul edilir. N N 2 2 Alışma olgusu duyarsızlaşmaya yol açar.
Duyusal Uyum (Duyusal Adaptasyon) Fizyolojik olarak duyu organlarının çevreye uyum sağlaması, tepki vermemeye başlamasıdır. 7 C C C Karanlık bir ortamdan aydınlık bir ortama (ya da tam tersi) çıkıldığında kişinin başlangıçta görme sorunu yaşaması fakat bir süre sonra yeni duruma alışması Denize ilk girdiğinde üşüyen birine kısa bir süre sonra suyun normal gelmesi Burnun, bir süre sonra, şiddetli bir kokuya alışması Pür D kkat Alışmayı, duyusal uyum (duyusal adaptasyon) kavramı ile karıştırmamak gerekir. Alışma, yaşantı sonucu gerçekleştiği için öğrenme olarak kabul edilirken, duyuşsal uyum fizyolojik kökenli olduğu için öğrenme kabul edilemez. Alışkanlık ve Alışkanlık Kazanma Alışkanlık: Aynı eylemin sık sık yapılması sonucu neredeyse otomatikleşen ve kolayca, çabasızca gerçekleştirilebilen nispeten kalıcı, öğrenilmiş davranışlardır. Alışkanlık kazanma: Alışkanlık niteliğindeki davranışların, düzenli ve sürekli olarak yinelenmesi sonucunda, yerleşmesidir. Oturulan apartmana girip asansöre yönelme ve asansörde oturulan katın düğmesine basma ya da işe giderken hep aynı yolu kullanma
8 4 Yüksekten tedirgin olan bir katlarda bu korkusunun 4 Yeni atanan bir zihinsel engelli 4 4 4 4 süre sonra bu sesi
9 2. BÖLÜM Öğrenmeyi Etkileyen Faktörler Öğrenmeyi etkileyen faktörler üç ana grupta toplanabilir: Öğrenenle İlgili Faktörler Türe Özgü Hazıroluş Organizmanın bir davranışı öğrenebilmesi için gerekli olan biyolojik donanıma sahip olmasıdır. Organizmanın öğrenme kapasitesi sahip olduğu genetik özelliklerle sınırlıdır. 7 Köpeklere havaya fırlatılan bir frizbiyi havada yakalamaları öğretilebilirken bir koyuna bunu öğretmek mümkün değildir. 7 Şempanzelere öğretilebilen birçok davranışı diğer hayvanlara öğretmek mümkün değildir.
10 Olgunlaşma Organizmanın kendinden beklenen kendisinden beklenen fonksiyonları yerine getirecek düzeyine (öğrenme olmaksızın) ulaşmasıdır. Yaş ve zekânın etkileşimi olgunlaşmayı sağlar. Pür D kkat Olgunlaşma; O O O 7 Zihinsel ve fiziksel olarak yeterli olgunlaşma düzeyine ulaşmamış normal bir çocuğa okuma-yazma öğretilemez. 7 Bir bebek yeterli olgunluğa erişmeden (yaklaşık 12 ay civarı) çevresinde kullanılan bir sözcüğü anlamlı bir şekilde kullanmayı öğrenemez. Öğrenmeden bağımsızdır. Kendiliğinden gerçekleşir. Yaş ve zekâ ön koşuldur. Yaş: Öğrenmenin gerçekleşmesi için organizmanın o davranışı öğrenecek düzeye gelmesi gerekir. Çocuğun kalem tutup yazı yazabilmesi için yaklaşık 5 yaşına gelmesi gerekir. Zekâ: Belli bir davranışı öğrenmek için belli bir zekâ yaşına ulaşmak gerekir. Çocukların okuma yazmayı öğrenebilmesi için ortalama 6-6,5 zekâ yaşında olmaları gerekir. Güdülenme Bir amaca ulaşmak; bir varlığı, bir hazzı elde etmek için eylemde bulunma isteğidir. Güdülenme içsel ve dışsal olmak üzere ikiye ayrılır.
11 İçsel Güdülenme: Birey kendi ihtiyaçlarını karşılamak, merakını gidermek ya da yaptığı işten zevk aldığı için belli bir eylemde bulunur. O O O Bir öğretmenin mesleki bilgi ve yeteneklerini geliştirmek için alanıyla ilgili yayınları takip etmesi ve kurslara katılması Bir kimsenin merak ettiği için suda yaşayan canlılar ilgili bir belgesel izlemesi Yeni evli bir bayanın eşini sevdiği için ona güzel yemek yapmaya çalışması Dışsal Güdülenme: Birey, dışarıdan bir ödül almak, ceza almamak, başkalarının beğenisini kazanmak ya da onları memnun etmek için eylemde bulunur. Not: 6 Bir öğrencinin babasının kendisine vaat ettiği ödülü elde etmek için derslerine çalışması 6 Bir gencin entelektüel arkadaşları arasında kabul görebilmek için felsefeyle ilgilenmesi 6 Yeni evlenen bir bayanın eşinden korktuğu için ona güzel yemek yapmaya çalışması Güdülenmenin temelinde güdü vardır. Güdü, organizmanın hareketini başlatan, yönlendiren ve sürdüren güçtür. Fizyolojik Güdüler: Organizmanın yaşaması için gerekli güdülerdir: Açlık, susuzluk, cinsellik vb Sosyal Güdüler: Sosyal güdülerin amacı, bireylerin toplumda kabul edilmelerini sağlayan davranışlara götürmektir: Beğenilme, başarma vb Genel Uyarılmışlık Hâli Uyarılmışlık düzeyi, bireyin çevreden gelen uyarıcıları alma derecesidir. Herhangi bir öğrenmenin gerçekleşebilmesi için bireyin belli bir uyarılmışlık düzeyine gelmiş olması yani çevreden gelen uyarıcılara belirli bir ölçüde açık olması gerekir.
12 Yetersiz Uyarılmışlık Kişi tamamen uyanık değilse, enerjisini ve ilgisini yaptığı iş üzerinde yoğunlaştırmamışsa iyi bir öğrenme gerçekleştirmesi beklenemez. 7 Uykusunu yeterince alamamış bir öğrenci yarı uyuklar bir durumdayken derste anlatılanları öğrenemez. 7 Yatağına uzanarak ders çalışan öğrenci bir süre sonra okuduklarından pek bir şey anlamamaya başlar. Çünkü uzanmayla birlikte bedenin gevşemesi ve genel uyarılmışlık düzeyinin düşmesi söz konusudur. Aşırı Uyarılmışlık Çok fazla uyarılmışlık öğrenmeyi engeller. Çünkü bu durumda birey dışarıdan gelen her türlü uyarıcıya çok fazla açık olacaktır. Bu da onun dikkatini öğreneceği şey üzerine odaklamasını engelleyecektir. Panik, heyecan, kaygı gibi durumların etkisiyle öğrencinin derste anlatılanlara dikkatini verememesi Öğrenme Yeteneği Uyarılmışlık Düzeyi Sağlıklı bir öğrenme için uyarılmışlık düzeyinin orta düzeyde olması gerekir.
13 Pür D kkat Uyarılmışlık kavramı ile güdülenme kavramlarını karıştırmayınız. Uyarılmışlık, organizmanın dış dünyadan gelen uyarıcılara ne ölçüde açık olduğu anlamına gelir. Bir anlamda organizmanın uyanıklık derecesidir. Güdülenme ise davranışı yapmaya istekli olmak demektir. Kişi yeterince güdülenmiş olduğu hâlde uyarılmışlık seviyesi yeterli olmazsa öğrenme yine gerçekleşmez. Not: Ders çalışmaya güdülenmiş (bunu istiyor) olabilirsiniz ama önceki gece uyuyamamışsanız bu nedenle de uykunuz geliyorsa okuduklarınızı anlamanız ve öğrenmeniz mümkün olmayacaktır. Kaygı, kişinin karşılaştığı durum ve olaylar karşısında duyduğu ve engellemekte zorluk çektiği aşırı endişe ve uyarılmışlık hâlidir. Kaygı, çok hafiften ağır paniğe kadar bir duygu aralığında yaşanabilir. Dikkat Dikkat, düşünceyi belli bir şey üstünde yoğunlaştırabilme gücüdür. Öğrencinin daha etkili olabilmesi için bireyin öğrenme malzemesi üzerinde dikkatini toplaması gerekir. İstemli dikkat (Seçici dikkat): Öğrencinin ders sırasında öğretmenin söylediklerine odaklanması ya da kantinde arkadaşıyla konuşurken onu dinleyip diğer seslere aldırış etmemesi İstemli dikkat: Bölünmüş dikkat: Dersi dinlerken arkamızda oturan kişinin yanındaki arkadaşıyla konuşmasının dikkatimizi çekmesi ya da kitap okurken çevreden gelen kimi seslerin zihinsel süreçlerimize dahil olması Araba kullanırken radyodaki haberleri dinlemek, bir işi yaparken aynı anda arkadaşımızla sohbet etmek... gibi aynı anda farklı iki etkinliğe dikkat edilmesi
14 Not: Bireyin dikkat düzeyinde iç dünyasındaki özellikler (ilgi, ihtiyaçlar, kişilik özellikleri) ve dış çevre faktörleri (uyarıcının büyüklüğü, şiddeti farklılığı hareketliliği) rol oynar. Fizyolojik Durum Öğrenmenin etkili bir şekilde gerçekleşebilmesi için kişinin fizyolojik açıdan sağlıklı olması gerekir. Özellikle görme, işitme gibi duyum bozuklukları ya da kronik bir hastalık gibi durumlar öğrenmeyi olumsuz yönde etkiler. Geçmiş Yaşantılar (Ön Öğrenmeler) Her yeni bilgi daha önceki bilgilerin üzerine inşa edilir. Eski bilgiler, yeni bilgilerin öğrenilmesini kolaylaştırabileceği gibi zorlaştırabilir de. Eski öğrenilenlerin yeni öğrenilecekler üzerindeki kolaylaştırma ya da zorlaştırma etkisine transfer ya da öğrenmenin aktarılması denir. Eski yaşantıların aktarılması iki başlıkta ele alınır: Olumlu (Pozitif) Transfer Bireyin önceki bilgi ve becerilerinin yeni 7 Saz çalmayı bilen birinin gitar çalmayı daha rahat öğrenmesi 7 Anaokuluna giden öğrencilerin ilkokulda daha başarılı olması 7 Fransızca bilen bir kimsenin İtalyanca ya da İspanyolcayı daha kolay öğrenmesi 7 Bisiklet kullanan birinin motosikleti daha rahat kullanması
15 Olumsuz (Negatif) Transfer Bireyin önceki bilgi ve becerilerinin yeni 7 Otomatik vites kullanan birinin düz vitesli araba kullanmakta zorluk çekmesi 7 F klavye kullanmayı öğrenen bir kimsenin Q klavye kullanmayı öğrenirken zorlanması 7 İngiltere de araba kullanmayı öğrenen birinin Türkiye de araba kullanırken zorlanması 7 Lisede matematik dersini İngilizce alan bir öğrencinin üniversitede Türkçe olarak dinlerken zorlanması Hazırbulunuşluk Hazırbulunuşluk, organizmanın olgunlaşma düzeyini, geçmiş öğrenmelerini, güdülenme düzeyini, ilgileri gibi öğrenme için gerekli olan birçok faktörün birleşimidir. Öğrenme Yöntemi İle İlgili Faktörler Öğrenmeye Ayrılan Zaman Öğrenme için ayrılan zamanın nasıl düzenlendiğine bağlı olarak öğrenme yöntemleri aralıklı çalışma ve toplu çalışma şeklinde sınıflandırılabilir.
16 Aralıklı Çalışma: Öğrenilecek malzemenin belirli zaman aralıklarıyla tekrar edilmesi ve derse düzenli bir şekilde çalışılması anlamına gelir. Aralıklı çalışma uzun vadede bilginin daha kalıcı olmasını sağlar. Toplu Çalışma: Derse sadece sınav öncesinde çalışmayı ifade eder. Pür D kkat Toplu çalışmanın bazı avantajları vardır. A A Güdülenmeyi sağlar: Ertesi gün sınav olduğunda öğrencilerin ders çalışmaya güdülenme düzeyleri, ileri bir tarihte yapılacak sınava her hafta düzenli olarak çalışırken olduğundan daha yüksek olacaktır. Unutma eğrisinden en iyi biçimde yararlanılır: Sözel öğrenmelerde unutma daha çabuk gerçekleşir. Bu durum da son gün çalışan öğrencilerin öğrenmiş oldukları bilgileri unutmadan sınavda kullanabilmelerini ve yüksek notlar almalarını sağlayabilir. Konunun Yapısı Her konunun yapısı kendine özgüdür. Dolayısıyla farklı yöntemler kullanılabilir. Öğrenci, öğrenmeye çalıştığı konunun yapısına bağlı olarak parçalara bölerek çalışma ya da bütün hâlinde çalışma yöntemlerinden birini seçebilir ya da her ikisini birden kullanabilir. Not: Her iki yöntemin de avantaj ve dezavantajları vardır bu yüzden hangisinin daha yararlı olacağı ele alınan konunun yapısına göre belirlenir.
17 Öğrencinin Aktif Katılımı En etkili öğrenme, öğrencinin bütün duyu organlarıyla elde ettiği öğrenmelerdir. Bireysel farklılıklara (öğrenme stillerine) göre farklı yöntemler (dinleme ya da okuma) farklı bireyler için daha faydalı olabilse de genel olarak en etkili öğrenme yaparak ve yaşayarak öğrenmedir. Geribildirim Geribildirim, öğrenenin öğrenmesinin doğru ve yeterli olup olmadığının kendisine bildirilmesidir. Kendisinin ne kadar yeterli ya da eksik olduğu hakkında hemen geribildirim alan öğrenci, genellikle çabuk öğrenir. Ne kadar öğrendiğiyle ilgili herhangi bir dönüt alamayan öğrenci ise genellikle yavaş öğrenir, hatta çoğu kez öğrenmeyebilir. Not: Programlı Öğretim (programlanmış öğrenme), bu ilkeye dayanarak geliştirilmiş bir öğretim yöntemidir. Bu yöntemin temel ilkelerinden biri öğrencinin öğrenip öğrenmediği konusunda kısa zamanda dönüt almasıdır. Öğrenme Malzemesi İle İlgili Faktörler Telaffuz Edilebilirlik Öğrenme malzemesinin açık, net, sade bir şekilde sunulmasıdır. Yazıda ya da konuşmada yabancı sözcük seçimi, uzun cümleler kullanılması öğrenmeyi güçleştirebilir.
18 Algısal Ayırt Edilebilirlik Öğrenme malzemesi çevresindeki uyarıcılardan ayırt edilebilir olmalıdır. Ayırt edilebilirlik dikkati çeker ve bir şeye ne kadar dikkat edilirse öğrenilmesi o kadar kolaylaşır. Kelimelerin altının çizilmesi, yıldız konması, kalın ya da italik yazılması gibi. Anlamsal Çağrışım Öğrenme malzemesinin öğrenen kişinin önceki bilgileriyle ilişkilendirilebilir olması o malzemenin öğrenilmesini kolaylaştıracaktır. Bu duruma (daha önce sözü edilen) olumlu aktarma, malzemenin bu özelliğine ise anlamsal çağrışım adı verilir. Kavramsal gruplandırma (Kavramsal benzerlik) Birçok bilgi ve kavramın gruplandırılarak öğrenme sürecine sokulmasıdır. Kavram haritaları öğrencilerin bilgileri organize etmesini ve anlamlı öğrenmeyi sağlar.
19 Kuramlar -