1. abdomen: karın bölgesi 2. abolitionist: köleliğin kaldırılmasından yana olan 3. accuracy: doğruluk, kesinlik 4. acquisition: edinim, edinme, kazanma 5. admission: kabul, itiraf 6. advisory: danışman, rehber 7. affluence: zenginlik (richness) 8. alien: (1) uzaylı (extraterrestrial) (2) yabancı 9. allocation: birine tahsis etme, ayırma 10. alteration: değişiklik, düzenleme 11. ambassador: büyükelçi 12. ambition: (1) tutku, hırs (2) hedef, amaç 13. amendment: değişiklik, tadilat 14. appendix: (1) apandis (2) ek bölüm 15. appetite: iştah 16. aracnophobia: örümcek/böcek korkusu 17. assessment: değerlendirme (evaluation) 18. assignment: (1) görev (2) tayin (3) ödev 19. assumption: varsayım, çıkarsama (conclusion) 20. assurance: (ev, araba vb için) sigorta, kasko 21. avenue: bulvar 22. axis: eksen, yörünge 23. bandit: eşkıya, haydut 24. beast: (iri, vahşi) hayvan 25. benefit: kar 26. beverage: içecek, meşrubat 27. blizzard: kar fırtınası, tipi 28. body: (1) vücut, beden (2) cisim, kütle (3) ceset 29. boldness: cesaret (bravery) 30. border: (1) sınır, hudut (2) kenar 31. boundary: sınır 32. cannon: top güllesi 33. capital: sermaye 34. carnivore: etçil 35. cavity: oyuk, boşluk 36. celebration: kutlama 37. cemetery: mezarlık (graveyard) 38. charge: (1) ücret (2) suçlama (3) şarj 39. chastity: iffet, ar, namus 40. amnesty: genel af 41. circle: çember, daire 42. circuit: elektrik devresi 43. cirrhosis: siroz hastalığı, karaciğer iflası 44. citizen: vatandaş 45. clemency: af, merhamet (forgiveness) 46. coincidence: tesadüf, rastlantı 47. collapse: çökme, çöküş 48. colleague: meslektaş, iş arkadaşı 49. command: (1) hakimiyet (2) komut, emir 50. commodity: ticari eşya 51. community: camia, toplum 52. comparison: karşılaştırma, mukayese 53. competence: yeterlik, ustalık 54. complexion: ten rengi, sima 55. compulsion: zorlama 56. condolences: başsağlığı 57. congregation: kongre, toplantı (congress) 58. consent: rıza, razı olma durumu, kabul 59. constitution: (1) anayasa (2) bünye, yapı 60. controversy: tartışma, ihtilaf, anlaşmazlık 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 1 - www.sistemdil.com
61. conversation: konuşma, muhabbet 62. conversion: dönüşüm 63. core: (1) öz, iç (2) eşelek, göbek 64. correspondence: yazışma, muhabere 65. cost: paha, bedel 66. counterfeit: kalpazanlık, sahte para basmak 67. counterpart: rakip, muadil 68. courage: cesaret 69. courtesy: nezaket 70. coverage: sigorta kapsamı ve miktarı 71. craft: (1) zanaat, el sanatı (2) maharet 72. creature: yaratık 73. cremation: ölü yakma 74. criticism: eleştiri 75. crop: mahsül, ekin, ürün 76. crucifixion: çarmıha germe 77. dehydration: vücutta meydana gelen sıvı kaybı 78. delivery: (1) teslimat, dağıtım (2) doğum 79. delusion: hezeyan, deli saçması 80. demonstration: gösteri 81. depiction: betimleme, tasvir (description) 82. detriment: zarar, ziyan (damage, harm) 83. disarmament: silahsızlanma 84. disaster: felaket 85. discretion: (1) akıllılık (2) takdir, insiyatif 86. disorder: hastalık, bozukluk (disease) 87. disposal: imha etme, elden çıkarma, tasfiye 88. distress: (1) sıkıntı, üzüntü (2) felaket 89. distribution: dağıtım, dağılım, taksim 90. domain: (1) çalışma/ilgi alanı (2) muhit, çevre 91. draught: (1) cereyan, hava akımı (2) yasa tasarısı 92. drive: dürtü, güdü (stimulation) 93. efficiency: verimlilik, etkin olma 94. enmity: düşmanlık, husumet (hostility) 95. equivalent: eşit, denk, muadil 96. exchange: takas, değiş tokus 97. excommunication: aforoz, toplumdan dışlama 98. excursion: yore gezisi, kısa yolculuk 99. exodus: zorunlu göç, tehcir 100. extension: (1) ek süre (2) ilave bina (3) dahili hat 101. extent: boyut, kapsam, mesafe 102. exterior: bir mekanın dış kısmı 103. forgery: sahtekarlık, kalpazanlık 104. fortune: (1) talih (2) servet 105. friendship: arkadaşlık 106. fungus: (hastalık anlamında) mantar 107. genocide: katliam, soykırım (massacre) 108. glory: ihtişam, görkem 109. gravity: (1) yer çekimi (2) vahamet, ciddiyet 110. guideline: yönerge, kılavuz, tüzük 111. harbour: liman (port) 112. herbicide: zararlı otlar için ziraat ilacı 113. hideout: sığınak 114. homicide: cinayet (murder) 115. household: (1) ev halkı (2) ev ile ilgili 116. identification: teşhis, tanımlama 117. illustration: örneklerle açıklama 118. imagination: hayal gücü 119. information: bilgi, malumat 120. initiative: girişkenlik, inisiyatif 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 2 - www.sistemdil.com
121. inoculation: aşı (vaccination) 122. input: girdi, veri, dilde maruz kalınan şeyler 123. inquiry: sorgu, soruşturma (investigation) 124. insight: (1) içgörü, kavrayış (2) geleceği görme 125. insolence: küstahlık 126. insomnia: uykusuzluk 127. integration: entegrasyon, birleşme, bütünleşme 128. intelligence: (1) zekâ (2) istihbarat 129. intention: niyet, maksat, amaç (goal) 130. interest: (1) ilgi (2) menfaat (3) faiz (interest rates) 131. interpretation:(1) yorumlama (2) tercüme 132. interrogation: sorgulama (investigation) 133. interval: (1) aralık, ara (2) (sinemada) mola 134. intervention: müdahale 135. jaundice: (1) düşmanlık (hostility) (2) sarılık hastalığı 136. joint: eklem 137. journal: gazete 138. journalist: gazeteci 139. joy: neşe, keyif, haz (rejoice) 140. judgment: hüküm, yargı 141. kidnap: çocuk/adam kaçırma (abduction) 142. kind: tür, çeşit 143. kingdom: kraliyet, krallık 144. labour: (1) doğum (2) iş 145. lag: duraklama, gecikme 146. lamentation: yas tutma, dövünme 147. leadership: liderlik 148. lecture: (1) ders (2) konferans 149. legislation: yasama, mevzuat, kanunlar 150. legume: baklagiller 151. magistrate: sulh hakimi, yargıç (judge) 152. magnitude: (depremin büyüklüğü/şiddeti 153. manslaughter: adam öldürme (murder) 154. manufacturer: fabrikatör, fabrika sahibi 155. marrow: ilik 156. mass: (1) kütle, hacim (2) seri, toplu halde 157. matter: (1) madde (2) mesele, konu 158. measure: önlem, tedbir (take measure: önlem almak) 159. measurement: ölçüm 160. medication / medicine: ilaç, derman, deva 161. membership: üyelik 162. membrane: hücre zarı 163. merger: iki şirketin birleşmesi, şirket evliliği 164. molestation: sarkıntılık, taciz 165. mortality: ölüm 166. mortar: (1) (inşaat) harç (2) havan 167. motive: sebep, itici güç 168. movement: (1) (edebiyatta) akım (2) hareket 169. mutiny: isyan, başkaldırı (riot, rebellion) 170. necessity: gereklilik 171. nocturnal: gece ortaya çıkan hayvanlar 172. objective: hedef, amaç (goal) 173. obscurity: (1) belirsizlik (2) iyi tanınmama 174. observation: gözlem 175. occupation: (1) iş (2) işgal, istila 176. offence: (1) suç (2) saldırı (3) hakaret 177. offspring: (1) çoluk çocuk, (2) hayvan yavru 178. omnivore: hem etçil hem otçul 179. outline: taslak, kroki 180. output: (1) ürün, çıktı (2) randıman, faaliyet 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 3 - www.sistemdil.com
181. pace: (1) adım (2) hız, tempo 182. principle: ilke, kural, prensip 183. probe: araştırma, soruşturma (investigation) 184. process: süreç 185. production: üretim 186. productivity: üretkenlik (resourcefulness) 187. prophecy: (1) peygamberlik (2) kehanet 188. proportion: oran, orantı 189. proposal: öneri, teklif 190. prosecution: adli/yasal soruşturma 191. prosperity: (1) zenginlik, refah (2) başarı 192. pulse: nabız 193. qualification: yetenek, nitelik 194. recognition: (1) şöhret, tanınma (2) onur, şeref 195. recommendation: tavsiye, öneri 196. redemption: arındırma, günahtan arınma 197. reduction: (1) azaltma (2) özetleme 198. redundancy: (1) ihtiyaç fazlası (2) işsizlik 199. registration: kayıt işlemi 200. regulation: (1) düzenleme (2) yönerge, talimat 201. relic:(1) eski zamanlardan kalma (2) kutsal emanetler 202. repentance: tövbe, pişmanlık 203. requirement: gerekçe 204. resistance: (1) direniş, muhalefet (2) direnç 205. resuscitation: (kalp masajı ile) dirilme 206. revelation: (1) vahiy (1) ortaya çıkan gerçekler 207. rumination: geviş getirme 208. section: bölüm, kısım 209. selection: seçme 210. self-confidence: öz güven 211. selfishness: bencillik 212. sentence: hapis cezası, hüküm 213. seriousness: ciddiyet 214. settlement: (1) bir mekana yerleşme (2) çözüm 215. significance: (1) anlam (2) önem 216. specialist: uzman 217. spine: bel, sırt 218. stance: duruş, tavır 219. state: devlet, eyalet 220. steam: buhar 221. stimulant: (kafein vb için) uyarıcı madde 222. strictness: katı tutum 223. strike: (1) grev (2) darbe, vuruş 224. subsidiary: yan kuruluş, alt şube 225. sugarcane: şeker kamışı 226. suspicion: şüphe 227. sustenance: rızık 228. swindle: dolandırıcılık (fraud) 229. talent for: yetenek 230. target: hedef (goal) 231. tax: vergi 232. taxation: vergilendirme 233. tedium: can sıkıntısı (boredom) 234. temper: mizaç, huy 235. temple: (1) tapınak (2) şakak 236. temptation: ayartma, başta çıkarma, günaha teşvik 237. territory: bölge 238. threat: tehdit (menace) 239. uncertainty: belirsizlik 240. union: birlik, sendika 241. unity: birlik, beraberlik 242. universe: evren, kainat 243. venom: yılan veya akrep zehri 244. verdict: jüri kararı 245. vibration: titreşim 246. viewpoint: bakış açısı, fikir, düşünce 247. warmth: sıcaklık 248. weakness: zayıflık, güçsüzlük 249. wrinkle: buruşukluk (crease) 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 4 - www.sistemdil.com