Şizofrenili Hastaların Birinci Derece Yakınlarında Kişilik Bozuklukları



Benzer belgeler
Dr.ERHAN AKINCI 46.ULUSAL PSİKİYATRİ KONGRESİ

ŞİZOFRENİ SPEKTRUMU KİŞİLİK BOZUKLUKLARI

Prof. Dr. Cem Atbaşoğlu AÜTF Psikiyatri AD Nöropsikiyatri Araştırma Birimi AÜ BAUM

Suç işlemiş bipolar bozukluklu olgularda klinik ve suç özellikleri: BRSHH den bir örnek. Dr. Tuba Hale CAMCIOĞLU

ACİL OLARAK PSİKİYATRİ KLİNİĞİNE YATIRILAN HASTALARDA MADDE KULLANIMI TARAMASI

Kalyoncu A., Pektaş Ö., Mırsal H., Yılmaz S., Serez M., Beyazyürek M.

Þizofreninin klinik özelliklerini anlatan kitap ya

Bipolar Bozukluk Tan s Konan Hastalar n Ebeveynlerinde Ruhsal Bozukluklar

SEKÜLER TREND BARıŞ ÖLMEZ. İNSANDA SEKÜLER DEĞİŞİM Türkiye de Seküler Değişim

Cinsiyet Eşitliği MALTA, PORTEKİZ VE TÜRKİYE DE İSTİHDAM ALANINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİ İLE İLGİLİ GÖSTERGELER. Avrupa Birliği

PSİKİYATRİK BOZUKLUKLARIN EPİDEMİYOLOJİSİ*

EĞİTİM VEREN BİR DEVLET HASTANESİ PSİKİYATRİ POLİKLİNİĞİNE BAŞVURAN HASTALARIN TANI GRUPLARINA GÖRE SOSYODEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ

Geçerliliği olasılık esaslarına göre araştırılabilen ve karar verebilmek için öne sürülen varsayımlara istatistikte hipotez denir.

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA İNTİHAR DAVRANIŞININ ARAŞTIRILMASI*

Araflt rmalar/researches M. Emül, M. Dalk ran, fi. Turan, R. Yavuz, A. Duran, M. U ur

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 19, Sayı 2, 2010, Sayfa Doç. Dr. Songül TÜMKAYA İlknur ÇAVUŞOĞLU

Bipolar Bozukluğu Olan Hastaların Birinci Derece Akrabalarında Psikopatoloji ve Kişilik Örüntüleri *

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ İLE KLİNİK DURUM ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI*

Kadın ve Erkek Psikiyatri Kapalı Servislerinde Fiziksel Tespit Uygulamasının Klinik Özelliklerle İlişkisi

ALKOL BAĞIMLILIĞINDA TEDAVİYE BAŞVURU SÜRECİNDE ALKOL KULLANIM ÖZELLİKLERİ VE KLİNİK ÖZELLİKLER ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN ARAŞTIRILMASI

Erişkin Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu nda Prematür Ejakülasyon Sıklığı: 2D:4D Oranı İle İlişkisi

Şizofreni ve Bipolar Duygudurum Bozukluğu Olan Hastalara Bakım Verenin Yükünün Karşılaştırılması

Türkiye: Gelecek Nesiller İçin Fırsatların Çoğaltılması. Erken Çocukluk Gelişimi Konferansı Ekim 2010

Obsesif KompulsifBozukluk Hastalığının Yetişkin Ayrılma Anksiyetesiile Olan İlişkisi

TERAPOTİK MİZAHTA KULLANILAN HASTANE PALYAÇOLARININ AMELİYAT ÖNCESİ DÖNEMDEKİ ÇOCUKLARIN ANKSİYETE DÜZEYLERİNE ETKİSİNİN BELİRLENMESİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

Bipolar duygudurum bozukluğu tanısı konan bireylerin etkilenmemiş birinci derece akrabalarındaki şizotipal özellikler

İstatistik Yöntemleri ve Hipotez Testleri

Evre IB1 serviks kanserli hastalarda tedavi sonuçları: Tek merkez deneyimi

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

ANATOLİA BAĞIMLILIK TEDAVİ KLİNİĞİNDE YATARAK TEDAVİ GÖREN HASTALARIN DESKRİPTİF ANALİZİ. Kalyoncu A., Yılmaz S., Mırsal H., Pektaş Ö., Beyazyürek M.

KRON K fi ZOFREN, fi ZOAFFEKT F BOZUKLUK VE B POLAR AFFEKT F BOZUKLUKTA TANISAL STAB L TE

Samsun da altı yıllık bir psikiyatri muayenehane çalışmasının değerlendirilmesi. Evaluation of psychiatric office studies for six years in Samsun

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

Siklotimik bozukluk, hipomani ve hafif þiddette

Bilge Togay* Handan Noyan** Sercan Karabulut* Rümeysa Durak Taşdelen* Batuhan Ayık* Alp Üçok*

İçindekiler Bilişsel Davranışçı Paradigma 43 Giriş ve Tarihsel Olarak Genel Bakış 1 Ruhsal Bozukluğu Tanımlama 4

DSM-V i BEKLERKEN. Geçmişten geleceğe psikiyatride sınıflandırmalar. Prof. Dr. Soli Sorias

TIKINIRCASINA YEME BOZUKLUĞU

C.Ü. Sosyal Bilimler Dergisi Aralık 2001 Cilt : 25 No:

Karaciğer Sirozunda Dinamik Tiyol-Disülfid Dengesinin Araştırılması

Rapor Hataları. Dr.Nihat Alpay. Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Klinik Şefi ve Adli Tıp Gözlem İhtisas Dairesi Kurul Üyesi

GİRİŞ İki uçlu bozukluk: Manik episod Depresif episod Ötimi (iyilik hali) Kronik gidişli Kesin ilaç tedavisi gerektirir (akut episod ve koruyucu

Özet. Giriş. 1. K.T.Ü. Orman Fakültesi, Trabzon., 2. K.Ü. Artvin Orman Fakültesi, Artvin.

Bir Akut Psikoz Kliniğinde Yatan Erkek Hastalarda Psikoaktif Madde Kullanımı ve Klinik Değişkenler Üzerine Etkisi

Sizofrenide Yasam Kalitesi. Prof. Dr. Köksal Alptekin, Dokuz Eylül Univ. Tip Fak. Izmir-TURKEY (SAYKAD 2004)

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Dönem I Öğrencilerinin Başarı Durumu: Altı Yıllık Deneyim

Bir Üniversite Kliniğinde Yatan Hastalarda MetabolikSendrom Sıklığı GŞ CAN, B BAĞCI, A TOPUZOĞLU, S ÖZTEKİN, BB AKDEDE

Nicel veri toplama araçlarından anket, test ve ölçek kavramlarının birbiri yerine kullanıldığı görülmektedir. Bu 3ü farklı araçlardır.

Makine Öğrenmesi 1. hafta

Nicel araştırmalar altında yer alan deneysel olmayan araştırmaların bir alt sınıfında yer alır. Nedensel karşılaştırma, ortaya çıkmış ya da daha

Üniversite Hastanesi mi; Bölge Ruh Sağlığı Hastanesi mi? Ayaktan Başvuran Psikiyatri Hastalarını Hangisi Daha Fazla Memnun Ediyor?

BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ (BAP) SONUÇ RAPORU SCIENTIFIC RESEARCH PROJECT (SRP) FINAL REPORT

Obsesif kompulsif bozukluk, DSM-IV sınıflandırmasında. Obsesif kompulsif bozukluk hastalar nda sosyodemografik özellikler ve komorbidite

SoCAT. Dr Mustafa Melih Bilgi İzmir Bozyaka Eğitim ve Araştırma Hastanesi

ÜNİTE II: PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİNDE TEMEL KAVRAMLAR VE UYGULAMA STANDARTLARI

Holland ın Kariyer Teorisine Göre Müzik Öğretmeni Adaylarının Kişiliği

ERGENLERDE BAĞIMLILIK VE ÖZKIYIM. Dr. Zehra Arıkan

Şizofreniye Eşlik Eden Kişilik Bozuklukları: 75 Hastadan Oluşan Bir Örneklemin Analizi

Topluma Hizmet Uygulamaları ve Altındağ Belediyesi İş Birliği Örneği

SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI

Şizofrenide Depresyon ve İntihar

PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİ-INTERN HEM 407. Teorik: 4 s/hafta Uygulama: 16 s/hafta. e-posta:

İÇİNDEKİLER. Sayfa No. ÖZET... i. SUMMARY... iü. İÇİNDEKİLER... v. TABLOLAR... xi. ŞEKİLLER... xiii GİRİŞ... 1

Alkol bağımlılarında özellikle yürütücü işlevler, bellek, dikkat ve görsel-mekansal işlevlerde kontrollere göre daha fazla yıkım olduğu görülmüştür (S

Bariatrik cerrahi amacıyla başvuran hastaların depresyon, benlik saygısı ve yeme bozuklukları açısından değerlendirilmesi

RUH SAĞLIĞI VE PSİKİYATRİ HEMŞİRELİĞİ EĞİTİM VE UYGULAMASI ÇALIŞTAYI SONUÇ RAPORU ERZURUM

Kronik Psikiyatrik Bozukluğu Bulunan Hastaların ve Bakım Verenlerinin Bakım Yükü Açısından Değerlendirilmesi

Özkıyım girişimi nedeni ile acil servise başvuran hastalarda hazırlayıcı etkenler 1

OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU. Prof. Dr. Berna Özsungur Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları AD

Kronik Ruhsal Sorunlu Hastaların Primer Bakım Vericilerinde Tükenmişlik ve Depresyon Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

Hemşirelerin Hasta Hakları Konusunda Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi

ÇALIŞAN BAĞLILIĞINA İTEN UNSURLAR NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR?

SAĞLIK MESLEK LİSESİ ÖĞRENCİLERİNİN UYUM DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ*

MATEMATİK DERSİNİN İLKÖĞRETİM PROGRAMLARI VE LİSELERE GİRİŞ SINAVLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA NÖROTİSİZM VE OLUMSUZ OTOMATİK DÜŞÜNCELER UZM. DR. GÜLNİHAL GÖKÇE ŞİMŞEK

TEŞHİS İLİŞKİLİ GRUPLAR VERİLERİNİN İSTATİSTİKSEL ANALİZİ

Adiposit

Depresif semptomatoloji sadece psikiyatri

İSTATİSTİK 1 ( BAHAR YARIYILI) 6. Hafta Örnek soru ve cevapları

Bölüm 10 Teknolojik Yenilik ve Ekonomik Performans

En büyük boşanma sebebi ilgisizlik

BOSSA DIŞ GİYİM İŞLETMESİNDE FASON İPLİK İMALATI TERMİN SÜRELERİNE ALTI SIGMA ARAÇLARI İLE İSTATİSTİKSEL YAKLAŞIM

ANKARA DEVLET KONSERVATUARINDA (H.Ü.) ÖĞRENİM GÖREN ADÖLESAN GRUBU ' ÖĞRENCİLERİN RUHSAL UYUM PROBLEMLERİNİN İNCELENMESİ

Doğum Ardı Psikoz Tanısı Konulan Hastaların Uzun Süreli İzlemi

Kişilik Bozukluklarında Tanı Koyma Araçlarının Karşılaştırılması

Genel Yetenek ve Eğilim Belirleme Sınavı

GİRİŞ. Eğitimdir ki, bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır veya bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder.

ST HDAM. HANEHALKI figücü ANKET SONUÇLARI. Erkek

Hipotez Testinin Temelleri

TEMEL İSTATİSTİK KAVRAMLAR

Şizofreniye Eşlik Eden Kişilik Bozuklukları: 75 Hastadan Oluşan Bir Örneklemin Analizi

BİLİMSEL BİLGİ BİLİMSEL ARAŞTIRMALARLA ÜRETİLİR. İSTATİSTİKSEL YÖNTEMLERE BİLİMSEL ARAŞTIRMA TAMAMLANDIĞINDA DEĞİL, DAHA PLANLAMA

GÖZLEM Dersin İçeriği ve Akış NİTEL ARAŞTIRMADA VERİ TOPLAMA ARAÇLARI-II. 1. Gözlem. 2. Gözlem Türleri. 3. Gözlem Formu. 4.

Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Tıbbi Biyokimya Bölümü, Cebeci, Ankara

GERMENCİK KENTSEL DÖNÜŞÜMÜN SOSYAL ETKİ ANALİZİ PROJESİ ARAŞTIRMA RAPORU

İLKÖĞRETİM MÜZİK DERSLERİNDE KULLANILAN REPERTUVARIN GELENEKSEL MÜZİK BOYUTU

AMNİ YOSENTEZ. Amniyosentez nedir? Bu test nasıl yapılır? Alınan sıvı ile ne yapılır?

Madde Bağımlılığı Olan Hastaların Ebeveynlerinde Psikiyatrik Hastalıklar. Yard. Doç.Dr. Suat Ekinci

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Yazma Becerileri 2 YDA

Transkript:

Şizofrenili Hastaların Birinci Derece Yakınlarında Kişilik Bozuklukları Dr. Ayhan Ergin, Dr. Aytül Gürsu Hariri, Dr. Gülcan Uzuner Özer, Dr. M. Emin Ceylan, Dr. Nihal Ceylan, Dr. Osman Önal 1 ÖZET: fi ZOFREN L HASTALARIN B R NC DERECE YAKINLARINDA K fi L K BOZUKLUKLARI Amaç: Bu çal flmada, flizofrenili hastalar n birinci derece yak nlar kiflilik bozukluklar aç s ndan birbirleri ile karfl laflt r larak; flizofren hastalar n yak nlar na özgün kiflilik bozukluklar n n olup olmad araflt r ld. Yöntem: Bak rköy Ruh ve Sinir Hastal klar Hastanesi ne baflvuran ve DSM-IV tan ölçütlerine göre flizofreni tan s alan 45 olgunun, affektif bozukluk tan s alan 43 olgunun ve herhangi bir psikiyatrik tan almam fl olup, nöroloji klini inde yatarak tedavi gören 42 olgunun anne, baba, kardefl ve çocuklardan oluflan birinci derece yak nlar çal flmaya al nd. Yüz elli olguya SCID II envanteri uyguland. Sonuç: fiizofrenili hastalar n yak nlar da ne A kümesi kiflilik bozukluklar n oluflturan flizoid, paranoid ve flizotipal kiflilik bozukluklar ne de di er kiflilik bozukluklar aras nda ailesel bir iliflki veya özgünlük saptanmad. Tart flma: Bulgular ayr ca literatür fl alt nda tart fl ld. Anahtar sözcükler: flizofreni, aile, flizoid, paranoid, flizotipal, kiflilik bozuklu u, flizofreni spektrum bozuklu u Klinik Psikofarmokoloji Bülteni 2000;10:189-193 SUMMARY: PERSONALITY DISORDERS IN THE FIRST DEGREE RELATIVES OF SCHIZOPHRENIC PATIENTS Objective: In this study, we investigated the first degree relatives of schizophrenic patients by comparing them with regarding to personality disorders to find if there is any personality disorder that s unique to the first degree relatives of schizophrenic patients. Method: For this research we have choosen the first degree relatives ( mother, father, sibling and children) of 45 cases who have been diagnosed as schizophrenia, 43 cases who have been diagnosed as affective disorders according to DSM-IV criteria and 42 cases which showed no psychiatric disorder, but they were hospitalized in a neurology clinic. SC D-II inventory have been applied to the sample groups ( n: 150 ). Results : Any familial relationship, neither Type A personality disorders nor other types of personality disorders, did not demonstrate in the relatives of schizophrenic patients. Conclusions: All the findings of the study have been discussed under the light of literature concerning this issue. Key words: schizophrenia, family, schizoid, paranoid, schizotypal, personality disorder, schizophrenic spectrum disorder Bull Clin Psychopharmacol 2000;10:189-193 GİRİŞ Bindokuzyüzellili yıllarda, Bateson (1956), Lidz (1958) ve Wyne (1958) gibi araştırmacılar tarafından şizofreni ile ilgili değişik teoriler ortaya atılmış olmakla beraber, bu teorilerde özellikle aile üyeleri arasındaki bazı etkileşim biçimlerinin şizofreniye eğilimli bir insan ortaya çıkardığı fikri paylaşılmıştır (1). Oysa, ailede varolan özgün bir psikososyal etkenin şizofreniye neden olduğu şeklindeki eski görüş yerine, günümüzde şizofreninin gerçekte nörokimyasal, yapısal, kalıtımsal ve son görüşlere göre de nörogelişimsel bir hastalık olarak ortaya çıkabileceği kabul edilmektedir (2,3,4,5,6,7). Genetik geçişi araştırmak için yapılan ikiz, evlat edinme ve aile çalışmalarından itibaren, şizofreni ile belirli kişilik özellikleri arasında ailesel bağ olduğu ileri sürülmüş ve Şizofreni Spektrum Bozukluğu" fikri ortaya atılmıştır. Özellikle Kety ve arkadaşlarının çalışmaları, bu bozukluğun günümüzdeki tanımlamaları açısından bir temel oluşturmuştur. 1968 yılında Danimarka Kopenhang da gerçekleştirdikleri evlat edinme çalışmasında kullandıkları Borderline Şizofreni" kriterleri daha çok klinik yönelimli çalışmalardan etkilenerek hazırlanmış olup, halen kabul gören şizofreni spektrum kavramını yakından ilgilendirmektedir (8,9). Ayrıca 1979 yılında Endicott, Gibbon ve Spitzer tarafından daha özgün olarak oluşturulan DSM-III şizotipal kişilik bozukluğu kriterlerinin biçimlenmesinde Kety ve arkadaşlarının 1 Bak rköy Ruh Sa l ve Sinir Hastal klar E itim ve Araflt rma Hastanesi 4. Psikiyatri Birimi, Bak rköy - stanbul Yaz flma Adresi / Address reprint requests to: Dr. Ayhan Ergin, Psikiyatri Uzman,Bak rköy Ruh ve Sinir Hastal klar Hastanesi 4. Psikiyatri Birimi Bak rköy stanbul Tel: +90 (212) 543 6565 189

fiizofrenili Hastalar n Birinci Derece Yak nlar nda Kiflilik Bozukluklar bu çalışmalarının rolü büyüktür (10,11,12). Birçok araştırmacı tarafından yapılan daha sonraki çalışmalarda özellikle şizoid, paranoid ve şizotipal tiplemelerini içeren şizofreni spektrum bozukluğunun, şizofren hastaların aile bireylerinde daha fazla oranlarda bulunduğu gösterilmiştir (13). 1925 te Barret, şizofren ailelerinde soy ağaçlarını inceleyerek, bu ailelerin birçok bireylerinde anormal bir karakter ve özellikle şizoid kişilik olduğunu ileri sürmüştü. Şizofrenik kişilerin yakınlarında birçok gariplik bildirilmiş olmasına rağmen, bu gibi kişileri ilk defa ayrıntılı olarak Kretschmer tarif etmiştir. Kretschmer e göre, şizofrenik hastaların yakınlarında en sık şizoid kişilik bulunur. Bu kişiliğin şizofrenide premorbid olarak bulunduğunun bilinmesine rağmen, özellikle şizofren yakınlarında daha fazla görüldüğüne dikkat çekmiştir. Stephens ve arkadaşları ise, şizofrenlerin aile bireylerinde şizoid kişiliğin yanısıra paranoid kişilik özelliklerinin de belirgin olduğunu ileri sürmüşlerdir (13,14). Kalman ise, tıpkı Kety nin Borderline Şizofreni" tanımlamasına benzer şekilde, şizofren hasta yakınlarında iki tip şizoid kişilik tarif etmiş; bu kişileri Borderline Şizofrenler" ve Şizoid Psikopatlar" diye adlandırarak, şizoid kişiliğin bu iki tipinin birarada Şizoform Anomaliler" ya da Şizofrenik Hastalık Kompleksi" diye adlandırılabileceğini bildirmiştir (13,15,16,17,18,19). Şizofren yakınlarındaki anormal kişilikleri oldukça ayrıntılı olarak tarif edenlerden biri de, Slatter dir. Ona göre, bu kişilerde paranoid özellikler, olağandışılık, duygu dışavurum eksikliği ve enerji azlığı çok belirgindir. Baret, Kalman, Inauye, Kendler gibi diğer bazı yazarların, Slatter inkine benzer tanımlamaları gözden geçirildiğinde, şizofrenlerin nonpsikotik olan birinci derece akrabalarında görülen ortak özelliklerin garip, egzantrik, olağandışı tarz ve davranışlar, sosyal izolasyon, irritabilite, affektif kısıtlılık ve şüphecilik olduğu gözlenmektedir (8,11,12,18,19, 20, 21). Bununla birlikte, aile ve klinik yönelimli olarak iki değişik tarzda çalışma yapan araştırmacılar arasında bazı görüş farklılıkları bulunmaktadır. Aile yönelimli çalışanlar, şizofren yakınlarında özellikle garip konuşma ve olağandışı davranış üzerinde dururlarken, klinik araştırmacılar ise daha çok sapkınlık, sosyal izolasyon, soğukluk, affektif kısıtlılık gibi davranış ve nevrotik semptomların daha fazla gözlendiğini savunmaktadırlar (11, 20, 21). Fakat, Kety ve arkadaşlarının Danimarka çalışmasından sonra, şizofren hasta yakınlarında paranoid ve şizoid kişilik özelliklerindense, şizotipal kişilik özelliklerinin varlığı üzerinde daha çok durulmaya başlanmıştır. Benzer çalışmalar sonucunda elde edilen bulgular, şizotipal kişilik bozukluğu ile şizofreni arasında ailesel ve genetik bir bağ bulunduğunu desteklemişken, diğer kişilik bozuklukları arasında özellikle araştırılan borderline kişilik bozukluğu ile şizofreninin ailesel bir bağının olup olmadığını göstermekte yetersiz kalmıştır. Borderline kişilik hariç, A kümesi dışında kalan diğer kişilik bozukluklarının şizofreni spektrumu kapsamında olup olmadığı ise yeterli olarak incelenmemiştir (8, 9,17,19, 22, 23). Bunun sebebi, şizofren hastalardaki premorbid kişilik özellikleri üzerine yapılmış olan çalışma sonuçları ile ilgili gibi görünmektedir. Sözü edilen çalışmalar nedeni ile şizoid, paranoid ve şizotipal tiplemelerini içeren şizofreni spektrum bozukluğu kavramının şizofren yakınları için geçerli olduğu fikri halen yaygın olarak paylaşılsa da, özellikle son yıllarda yapılan çalışmalarda bir kısım araştırmacılar bu ilişkiyi saptayamamışlardır (13, 15, 24). Bu bağlamda, günümüze değin yapılmış çalışmalarda ileri sürülen şizofreni spektrum kişilik bozuklukları hakkında ayrıntılı bilgi edinmek, şizofren yakınlarına özgün kişilik özellikleri ya da bozuklukları olup olmadığını saptamak ve bu yolla şizofren hastaları ile onların ailelerini daha iyi anlayabilmek, onlara yardımcı ve destek olabilmek amacıyla bu çalışma planlanmıştır. YÖNTEM ve GEREÇLER Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi ne Kasım 1996-Temmuz 1997 tarihleri arasında başvuran ve rastgele örneklem yöntemiyle seçilen, DSM IV tanı ölçütlerine göre şizofreni tanısı almış 45 olgunun, affektif bozukluk tanısı almış 43 olgunun ve herhangi bir psikiyatrik tanısı olmayıp, nöroloji kliniğinde yatarak tedavi görmekte olan 42 olgunun anne, baba, kardeş ve çocuklarından oluşan birinci derece yakınları çalışmaya alındı. Sonuçta, her gruptan 50 şer birinci derece akraba olmak üzere toplam 150 kişi incelendi. Şizofren yakınlarından seçilen olguların dışlama kriterleri aşağıdaki şekilde belirlendi: 1- DSM-IV tanı kriterlerine göre herhangi bir I. eksen tanısı alanlar, 2- Alkol ve madde kötüye kullanımı veya 190

bağımlılığı olanlar, 3- Merkezi sinir sistemini tutan herhangi bir rahatsızlığı olanlar, 4- Onsekiz yaşından küçük olanlar. Çalışmaya alınan hasta yakınlarına, 1990 da Spitzer ve arkadaşlarının geliştirmiş olduğu, hem kişinin kendini ölçmesi hem de klinisyenin değerlendirmesine dayanan yarı yapılandırılmış bir görüşme formu olan SCID II kişilik envanteri uygulandı (25). Sonuçlar, Tek Yönlü Varyans Analizi ve Ki Kare testi kullanılarak, üç grup için ayrı ayrı ve birbirleriyle karşılaştırmalı olarak istatistiksel açıdan değerlendirildi. BULGULAR 1- Şizofreni, affektif bozukluk ve nörolojik hasta yakınlarından oluşan 3 grubun sosyodemografik özellikleri, ortalama değer ve yüzde oranları şeklinde değerlendirildi. Buna göre, 3 grup arasında yaş, medeni durum, meslek, eğitim ve aylık gelir düzeyleri açısından anlamlı bir farklılık saptanmadı (p>0.005). Fakat, cinsiyet açısından nörolojik hasta yakınlarında kadın oranı (%62), diger gruplara göre anlamlı düzeyde yüksek bulundu (p<0.005). 2- SCID II sonuçlarına göre, hasta yakınlarındaki kişilik bozukluklarının total düzeyleri her grup için ayrı ayrı belirlendi. Şizofren hasta yakınlarında %8, affektif bozukluğu olan hasta yakınlarında %20 ve nörolojik hasta yakınlarında ise %16 oranında kişlilik bozukluğu saptandı. Toplam 150 olguda total oran % 14.7 olarak bulundu. 3-150 olgudan toplam 22 sinde kişilik bozukluğu saptanmış olup, bunlar arasında kişilik bozukluğunun tipi açısından da istatistiksel değeri olan bir farklılık gözlenmedi. 4- Şizofren yakınlarından (n=50) sadece 4 kişide saptanan kişilik bozuklukları da 1 paranoid, 1 şizotipal, 1 borderline, 1 kaçıngan kişilik şeklinde sıralandığı için, herhangi bir kişilik bozukluğu tipi ile ilgili anlamlı bir sonuç elde edilmedi. Diğer gruplar için de benzer bulgular saptandı. 5- Kişilik bozuklukları, DSM-III-R de belirtilen kümelere göre incelendiğinde, A kümesi kişilik bozuklukları, şizofren hasta yakınlarında diğer gruplara göre daha yüksek oranda (%4) belirlendi. 6- Şizofreni hasta yakınları, hem affektif bozukluğu olan hasta yakınları hem de nörolojik hasta yakınları ile A ve B kümesi kişilik bozuklukları açısından ayrı ayrı karşılaştırıldı ve şizofreni ile her iki diğer grup arasında istatistiksel değeri olan bir farklılık saptanmadı(p>0.005). 7- C kümesi kişilik bozuklukları ise, affektif bozukluğu olan hasta yakınlarında, diğer gruplara göre anlamlı düzeyde yüksek bulundu (p<0.005). İlginç olan diğer bir bulgu ise, bu gruptaki olgularda saptanan kişilik bozukluklarının hepsinin C kümesine ait olmasıydı: 3 obsessif kompulsif, 3 kaçıngan, 1 bağımlı, 2 pasif agressif, 1 self defeating. 8- Nörolojik hasta yakınlarında ise -tıpkı şizofren hasta yakınlarında olduğu gibi- her 3 kümeden de kişilik bozukluğu saptandı: 1 paranoid, 2 narsistik, 1 borderline, 2 obsessif kompulsif, 2 kaçıngan. 9- B kümesi kişilik bozuklukları ise, nörolojik hasta yakınlarında daha yüksek oranda (%6) saptandı. Fakat, bu bulgu da istatistiksel açıdan anlamlı bulunmadı (p>0.005). TARTIŞMA Çalışmamızda, şizofren hasta yakınlarının yaş ortalaması 46 olarak belirlenmiş ve bu ortalama değer, diğer iki grup ile benzer bulunmuştur. Hasta yakınları, çalışmanın yöntemi gereği cinsiyetlere göre de rastgele örnekleme ile belirlenmiş ve nörolojik hasta yakınlarının diğer gruplara göre istatistiksel açıdan anlamlı düzeyde daha fazla kadın cinsiyetinden seçilmiş olduğu gözlenmiştir. Bunun nedeni, nöroloji servisinde yatarak tedavi gören hasta refakatçilerinin büyük çoğunluğunun kadın yakınlarından oluşmasına bağlanmıştır. Şizofren hasta yakınlarının diğer sosyodemografik özelliklerinden medeni durum, meslek, eğitim ve aylık gelir düzeyleri diğer iki grup ile anlamlı farklılık göstermemiştir. Sonuçta yukarıda sayılan bulgular literatür ile paralellik göstermektedir (15,17, 24, 26). Çalışmada incelenen 150 hasta yakınında, toplam %14.7 oranında kişilik bozukluğu saptanmıştır. DSM-III-R kriterleri kullanılarak yapılan epidemiyolojik çalışmalara göre, tüm kişilik bozukluklarının prevalansı %10-13 arasında değişmektedir. İngiltere de yapılandırılmış görüşme kullanılarak yapılan bir çalışmada, yetişkinlerde bu oran %13 olarak bulunmuştur (27). Görüldüğü gibi bizim çalışmamızda da benzer sonuç elde edilmiştir. Hasta yakınlarında saptanan kişilik bozukluklarının ayrı ayrı incelenmesi sonucu, şizofren hasta yakınlarında en düşük olmak üzere %8, nörolojik hasta yakınlarında %16 ve en fazla olarak da affektif bozukluğu olan hasta yakınlarında %20 oranında 191

fiizofrenili Hastalar n Birinci Derece Yak nlar nda Kiflilik Bozukluklar kişilik bozukluğu belirlenmiştir. Ne tüm kişilik bozuklukları yönünden gruplar arasında anlamlı bir farklılık ne de gruplara göre saptanmış olan kişilik bozukluklarının ayrı ayrı incelenmesinde istatistiksel değeri olabilecek bir sonuç elde edilmemiştir. A kümesi kişilik bozuklukları en fazla şizofren yakınlarında, B kümesi kişilik bozuklukları en fazla nörolojik hasta yakınlarında, C kümesi kişilik bozuklukları en fazla affektif bozukluklu hasta yakınlarında tespit edilmiş olmasına rağmen, bu sonuçlardan sadece sonuncusunun istatistiksel değeri olduğu ortaya çıkmıştır. Bazı literatüre göre, şizofreni spektrum bozukluğu kapsamına sokulan A kümesi kişilik bozukluklarından şizoid, paranoid ve şizotipal kişilik bozukluklarının şizofren ailelerinde belirgin olarak fazla görüldüğü iddiası, bizim çalışmamızda desteklenememiştir. Fakat bulgularımız, Coryell ve Zimmermann ın 1988 ve 1989 yıllarında yaptıkları iki ayrı araştırmada elde ettikleri sonuçlar ile tamamen uyumludur. Onlar da, şizotipal, şizoid paranoid ve diğer kişilik bozukluklarının şizofreni ile ailesel bir ilişkisi olduğunu gösteremedikleri gibi, ayrıca şizofreniden başka herhangi bir psikoz türüyle de kişilik bozuklukları arasında ailesel bir bağ kuramamışlardır (15,24). Bu çalışmada, DSM-III-R C kümesi kişilik bozuklukları şizofreni ile ilişkili bulunmamış olup, bu sonuç konu ile ilgili literatür bilgilerine uyumludur. Oysa, C kümesi kişilik bozuklukları affektif bozukluğu olan hasta yakınlarında (%18 oranında) diğer iki gruba göre anlamlı düzeyde yüksek bulunmuştur. Coryell ve Zimmermann 1989 da yaptıkları çalışmada, yukarıda değinilen kişilik bozuklukları ile I.eksen psikiyatrik hastalıklar arasındaki ailesel bağlantıyı incelemişler ve özellikle C kümesi kişilik bozukluklarından obsessif kompulsif, pasif agresif ve bağımlı kişilik bozukluklarının bipolar mizaç bozukluğu olan hasta akrabalarında -istatistiksel olarak anlamlı olmasa da daha yüksek oranlarda saptamışlardır. Nitekim biz de, affektif bozukluğu olan hasta yakınlarında saptadığımız %20 lik kişilik bozukluklarının hepsinin C kümesinden olduğunu ve bunlardan 3 olgunun obsessif kompulsif, 3 olgunun kaçıngan, 1 olgunun bağımlı, 2 olgunun pasif agresif ve 1 olgunun da self defeating kişilik bozukluğu gösterdiğini belirledik. Fakat, dağılımları hemen hemen birbirine eşit olması ve kendi aralarında incelendiğinde anlamlı farklılık saptanamadığı için bu sonucun da doğrudan affektif bozukluk ile C kümesi kişilik bozuklukları arasında ailevi bir bağ olduğu" şeklinde yorumlanması imkansızdır. Maier ve arkadaşları da DSM-III-R kişilik bozukluklarının unipolar major depresyonla olan ailevi ilişkisini araştırmışlar, A kümesinden paranoid, B kümesinden borderline, C kümesinden ise kaçıngan ve obsessif kompulsif kişilik bozukluklarını, unipolar depresyonlu hastaların ailelerinde istatistiksel anlamda olmasa da, kontrol grubuna göre belirgin düzeyde yüksek bulmuşlardır. Fakat, bu bulgularını ailevi olmayan faktörler ile açıklama yoluna gitmişlerdir (28). Bu çalışmada sonuçları etkileyebileceğini düşündüğümüz bir noktadan sözetmek gerekmektedir. Bazı hasta yakınlarının psikiyatrik görüşmeyi kabul etmeyişleri, hastadan uzak şehirlerde yaşamakda oluşları ya da hastayla iletişimlerinin olmayışı gibi nedenlerden dolayı, bu kişilerin önemli bir oranı ile görüşülememiştir. Giriş bölümünde sözü edilen bazı çalışmaların sonuçları ile bizim bulgularımızın çelişme nedeni, hasta yakınlarının tümüne ulaşamamamız olabilirse de, iddia edildiği gibi şizofren hasta yakınlarında şizoid, paranoid, şizotipal kişilik bozukluklarının fazla görüldüğü" savı diğer bazı çalışmalarda da (13, 15, 24) desteklenmemiştir. SONUÇ Yakın döneme kadar birçok araştırmacının, bu konu ile ilgili yaygın olarak paylaştığı görüşler şunlardır: 1- Şizotipal ve paranoid kişilik bozukluğu, şizofreni spektrum bozukluklarını oluşturmaktadır; 2- Şizoid kişilik bozukluğunun da şizofreni spektrum bozukluğu olup olmadığı henüz kesinlik kazanmamıştır; 3- Şizotipal kişilik bozukluğu, güçlü bir genetik temele sahip gibi görünmekte ve şizofrenlerin ailelerinde şizotipaller bulunmakta iken, şizotipal kişilik bozukluğu olan hastaların aile fertleri arasında anlamlı düzeyde şizofreni bulunmamaktadır. Çalışmamızda, yukarıda değindiğimiz görüşlerle uyumsuz, ancak bazı araştırmacıların ileri sürdükleri şizofreni ile herhangi bir kişilik bozukluğu arasında bir ilişki bulunmadığı" görüşü ile uyumlu sonuçlar elde edilmiştir. 192

Kaynaklar: 1 Liem HJ. Family studies of schizophrenia an update and commentery. Schizophr. Bull. 1980; 5: 429-455. 2 Phillips M.R., Zhao Z., Xiong X., et all. Changes in the positive and negative syndromes at schizophrenics in patients in China. B.J. Psychiatry 1991; 159: 226-231. 3. Öztürk Mo. Ruh Sağlığı ve Bozuklukları. 3. Baskı İstanbul : Evrim Yayınevi, 1990. 4. Key S.R., Fisbein A., Lindanmayer J.P.,et.all. Positive and negative syndromes in schizophrenia as a function of cronicity. Acta Psychiaty Scand. 1986; 74: 507-518. 5. Adreasen N.C. (editor). Schizophrenia from mind to molecule. 1. Edition Washington DC: American Psychiatric Press, Inc, 1994. 6. Weinberger D.R., Hirsch S.R. Schizophrenia Part 2: Biological Aspects Chapter 16: Schizophrenia as a neurodevelopment disorder. Blackwell Science London, 1995: 293-323 7. Ceylan M.C. Araştırma ve Klinik Uygulamada Biyolojik Psikiyatri: Şİzofreni. Cilt 1. İstanbul: 1996 8. Kety S.S., Wender P.H., Jacobsen B., et all. Mental illness in the biological and adoptive relatives of schizophrenia adoptees. Arch. Gen. Psychiatry June 1994; 51: 442-455. 9. Kendler K.S. Familial agregation of schizophrenia and schizophrenia spectrum disorders. Arch. Gen. Psychiatry April 1988; 45: 377-383. 10. Gunderson J.G., Siever L.J., Relatedness of schizotypal to schizophrenic disorders. Schizophr. Bull. 1985; 11: 532-537. 11. Kendler K.S. Diagnostic approaches to schizotypal personality disorder. A historical perspective. Schizophr. Bull. 1985; 11: 538-553. 12. Spitzer R.L., Edincott J. Justification for separating schizotypal and borderline personality disorders. Schizophr. Bull. 1979; 8: 95-100. 13. Thaker G., Adami H., Moran M., et.all. Psychiatric illness in families of subjects with schizophrenic spectrum personality disorders. High morbidity risk for unspecified functional psychosis and schizophrenia. Am. J. Psychiatry 1993; 150 : 66-71. 14. Parnas J., Jorgenson A. Premorbid psychopathology in schizophrenia spectrum. B.J.Psychiatry 1989; 155: 623-627. 15. Coryell W., Zimmermann M. Personality disorder in the families of depressed, schizophrenic and never ill probands. Am. J. Psychiatry 1989; 146:496-502. 16. Silverman J.M., Siever L.J., Harvarth T.B.et all. Schizophrenia- related and affective personality disorders traits in relative of proband with schizophrenia and personality disorder. Am. J. Psychiatry 1993 ; 150: 435-442. 17. Maier W., Lichtermann D., Minges J., et.aa. Personality disorder among the relatives of schizophrenia patients. Schizophr. Bull. 1994; 20: 481-493. 18. Kendler K.S., Masterson C.C., Davis K.L.,et. all. Psychiatric illness in first degree relatives of patients with paranoid psychosis, schizophrenia and medical ilness. B.J. Psychiatry 1985; 147: 524-531. 19. Kety S.S. Schizotypal personality disorder: An operational defination of Bleuler's latent schizophrenia. Schizophr. Bull. 1985; 11: 590-594. 20. Kaplan H.I., Sadock B.J. Comprehensive textbook of psychiatry/iv. Baltimore : Williams Wilkins 1989. 21. Kendler K.S., Gruenberg A.M., Kinney O.K. Independent diagnosis of adoptees and relatives as defined by DSM-III in the provaincal and national samples of the Danish adoption study of schizophrenia. Arch. Gen. Psychiatry 1994; 51: 456-468. 22. Kendler K.S., Mc Guire M., Gruenberg A.M. et.all. The Roscommen family study III. Schizophrenia related personality disorder in relatives. Arch. Gen. Psychiatry Oct. 1993; 50: 781-788. 23. Coryell W., Zimmermann M. The heritability of schizophrenia and schizoaffective disorder. Arch. Gen. Psychiatry April 1988; 45: 323-327. 24. Sorias S. (çev) SCID II Kişilik bozuklukları formu ( DSM III-R yapılandırılmış klinik görüşmesi. Türkçe versiyonu). Ege Üni. Bornova 1990. 25. Varma L.S., Sharma I. Psychiatric morbidity in the first degree relatives of schizophrenic patients. B.J. Psychiatry 1993; 162: 672-678. 26. Gelder M., Gath D., Mayou R., Cowen P. Oxford textbook of Psychiatry. 3. Edition. Oxford University Press, 1996. 27. Maier W., Lichtermann D., et.all. The familial relation of personality disorder (DSM III-R) to unipolar major depression. Affect. Disord. 1992;26:151-156. 193