T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR VERGİLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ



Benzer belgeler
Özelge: Kredi kullanılarak satın alınan gayrimenkulün, kiralanması ve satışının KDV, KV ve Vergi Usul Kanunu karşısındaki durumu hk.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI KOCAELİ VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : [ /5]

TRANSFER FİYATLANDIRMASI

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : KDV /07/2014

SİRKÜLER İstanbul,

Bedelsiz mal teslimi belge düzeni ve Form Ba-Bs Hk.

Özelge: Şirket hissedarlarına ait arsanın kiralanarak arsa üzerine yapılacak binanın inşaasına ilişkin harcamaların GV ve KDV karşısındaki durumu.

Özelge: Elde edilen gelirin alım miktarına bağlı olarak değişen oranlarda bir bölümünün şirkete üye olan gruplara aktarılması hk.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

YENİ KURUMLAR VERGİSİ KANUNU TASARISINA GÖRE TRANSFER FİYATLANDIRMASI YOLUYLA ÖRTÜLÜ KAZANÇ DAĞITIMI

: Son Zamanlarda Verilen Bazı Özelgeler

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Transfer FiyatlandırmasıYoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı. Adnan Ertürk Gelir İdaresi Daire Başkanı Tel: (312)

T.C. ORDU VALİLİĞİ Defterdarlık Gelir Müdürlüğü. Serbest Meslek Kazancından İndirilebilecek Giderler.

DUYURU ( )

ISI YALITIMI VE ENERJİ TASARRUFU SAĞLAMAYA YÖNELİK HARCAMALARIN GİDER YAZILABİLME DURUMU?

Sayısı : VUK-40/2009-2/POS Belgesi -2, Katılım Payı -1. İlgili Olduğu Madde : Gelir Vergisi Kanunu Madde 61, 65 ve 94,

Özelge: Yurt Dışında Yapılan İnşaat Onarım Montaj Teknik Hizmet İşlerinin Vergi Kanunları İle Ba ve Bs Bildirim Formları Karşısındaki Durumu hk.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BURSA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü. Sayı : [I

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü. Sayı : [ /9]

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI. Konya Vergi Dairesi Başkanlığı. Sayı :

KURUM KAZANCININ TESPİTİNDE KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER

VUK SĐRKÜLERĐ. Đkametgâhlarını işyeri adresi olarak gösteren hekimlerin durumu

MUKTEZALAR IŞIĞINDA SERBEST MESLEK ERBABI HANGİ FAİZLERİ GİDER YAZABİLİR?

Konu : Bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları ile şahıs sigorta primleri

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Özelge: Yabancı plakalı araç kiralamada KDV tevkifatı hk.

Özelge: AR-GE harcamalarında istisna uygulaması ve söz konusu harcamaların muhasebeleştirilmesi hk.

ADİ ORTAKLIK KASASINDAKİ NAKİT FAZLASININ ORTAKLARA

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü)

Özeti Mesleki sorumluluk sigortası prim giderlerinin kazancın tespitinde hasılattan indirilmesinin mümkün olup olmadığı.

SİRKÜLER. TARİH KONU Çalışanlara ramazan paketi verilmesi hk. ÖZET ÇALIŞANLARA RAMAZAN PAKETİ VERİLMESİNİN VERGİSEL BOYUTU

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

Yurt dışındaki rmadan uydu yayını için hizmet alımında ödenen bedelin vergisel durumu.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

-Satış konusunun taşınmaz, iştirak hissesi, kurucu senetleri,intifa senetleri, rüçhan hakkı olması,

2. HANGİ İŞLEMLER TRANSFER FİYATLANDIRMASININ KAPSAMINA GİRER

YANIT SORU - YANIT??? SORU

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI. Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Gelir İdaresi Başkanlığı. Gelir Vergisi Sirküleri / 98

SİRKÜLER 2015/39. Söz konusu özelgeye göre özetle e-fatura olarak düzenlenmesi gerekirken kağıt ortamında alınan fatura;

SİRKÜLER NO: POZ-2015 / 5 İST, yılında geçerli olacak VUK nda yer alan bazı tutar ve hadler belirlendi.

TEKNOLOJİ GELİŞTİRME BÖLGESİNDE FAALİYET GÖSTEREN FİRMALARIN BU BÖLGELER DIŞINDA GERÇEKLEŞTİRDİĞİ AR-GE FAALİYETLERİNİN VERGİSEL DURUMU

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü

Özelge: İnternet üzerinden verilen hizmetlerin vergilendirilmesi hk.

Know-how mı, danışmanlık mı? (Stopaj var mı, yok mu?)

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ESKİŞEHİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI MERSİN VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

1- Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımının Esası

T.C. GELĠR ĠDARESĠ BAġKANLIĞI. ĠSTANBUL VERGĠ DAĠRESĠ BAġKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü. Sayı :

KİRA GELİRİ İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER

86 SERİ NO'LU GİDER VERGİLERİ GENEL TEBLİĞ TASLAĞI

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLERE TASDİKİ ZORUNLU İŞLEMLER YENİDEN DEĞERLEME ORANLARI YILLIK GELİR VERGİSİ BEYANNAMESİ VERİLMEYEN HALLER (2011 Yılı Gelirleri

T.C. ERZİNCAN VALİLİĞİ. Defterdarlık Gelir Müdürlüğü. Sayı : /GVK PROMOSYON ÜRÜNLER

Özelge: Mükelle yet Tesisi hk.

ÖZEL MALİYET BEDELİ. İlker Şadi İŞLEYEN *

RASYO YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK LTD.ŞTİ.

Özelge: Yurt dışı mukimi 硸rmalardanشى alınan hizmetlerin gelir ve kurumlar vergisi ile KDV karşısındaki durumu ve belge düzeni hk.

Arkan & Ergin Uluslararası Denetim ve Y.M.M. A.Ş.

6327 sayılı kanun ile yapılan değişikliklerin vergi uygulamalarına etkileri madde madde aşağıdaki gibidir.

Özelge: Hollanda mukimi şirketten alınan hizmetler için kurumlar vergisi stopajı yapılıp yapılmayacağı hk.

T.C.GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

1-Özel Kartlar veya Yemek Çekleri Kullanılmak Suretiyle Lokanta veya Hizmetlere İlişkin Belge Düzeni

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü)

GRUP ŞİRKETLERİ ARASINDAKİ KREDİ İLİŞKİLERİNİN ÖRTÜLÜ İNCELENMESİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

SİRKÜLER NO: POZ-2012/ 72 İST. 04/07/2012 BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİNDE DEVLET KATKISI. Katılımcılardan bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra;

DEĞER YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

SİRKÜLER. Tarih: Sayı:2017/20 KATMA DEĞER VERGİSİ GENEL UYGULAMA TEBLİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPAN 10 SERİ NOLU KDV TEBLİĞİ HAKKINDA

ÖZEL MALİYET BEDELİNİN İTFASI

Yaklaşım Dergisinin 252 Sayısında Yayınlanmıştır.

MALİ MEVZUAT SİRKÜLERİ

TAŞINMAZ SATIŞLARINDA KDV İSTİSNASI KONUSUNDA KDV GUT NDE YAPILAN DÜZENLEME VE AÇIKLAMALARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü)

Ücretlinin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, işsizlik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü. Sayı

Türkiye de Yerleşmiş Olmayan Yabancıların ve Türk Vatandaşlarının Türkiye deki Kira Gelirlerinin Beyanı

Özelge: Rusya'da mukim grup rması tarafından Türkiye'de görevlendirilen personele ödenen ücretlerin vergilendirilmesi hk.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI BÜYÜK MÜKELLEFLER VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü

BİLGİ BAĞIMSIZ DENETİM VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK A.Ş.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

6728 SAYILI KANUNLA KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU İLE DİĞER BAZI VERGİ KANUNLARINDA YAPILAN DÜZENLEMELER 09/08/2016 tarih ve sayılı Resmi Gazete

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü)

2009/ Konu: 15 ve 30 ncu Maddedeki Tevkifat Oranlarıyla İlgili Düzenlemeleri Açıklayan Kurumlar Vergisi Sirküleri

Sayı :2014/ S-82 Ankara, Konu : Transfer Fiyatlandırması Kapsamında İlişkili Kişi Kavramının Değerlendirilmesi SİRKÜLER 2014/82

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü)

SİRKÜLER 2017/16. Bu sirkülerimizde, 6770 Sayılı Kanun ile yapılan düzenlemeler özetlenmiştir.

Saðlýk Kuruluþlarýnda Çalýþan Hekimler ile Ýþyeri Hekimlerinin Ne Þekilde Vergilendirileceðine Ýliþk Cuma, 20 Þubat 2009

İstanbul, SİRKÜLER ( )

Tarih : Sayı : İST.YMM.2016/1376 Sirküler No : İST.YMM.2016/56

Özelge: Bilgisayar oyunları için lokalizasyon, tercüme, uyarlama faaliyetinin gelir vergisi ve çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmasına göre durumu

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI. Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü

- Tüm kurumlar vergisi mükelleflerinin ilişkili kişilerle yaptıkları yurt dışı işlemleri,

Transkript:

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İZMİR VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI MÜKELLEF HİZMETLERİ GELİR VERGİLERİ GRUP MÜDÜRLÜĞÜ Tarih : 14/11/2011 Sayı : B.07.1.GİB.4.35.16.01-176200-611 Konu : Mesleki sorumluluk sigortası hk. İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda,... Vergi Dairesi Müdürlüğünün... vergi kimlik numarasında serbest muhasebeci mali müşavir olarak faaliyette bulunduğunuz ve mesleki sorumluluk sigortası kapsamında yaptığınız ödemelerin gider kaydedilmesi hususunda tereddüt hasıl olduğu belirtilerek konu hakkındaki Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun "Serbest Meslek Kazancının Tarifi" başlıklı 65 inci maddesinde, "Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır. Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmıyan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır......."hükmü yer almaktadır. Anılan Kanunun 68 inci maddesinde de serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan hangi giderlerin indirilebileceği hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, 16 Mart 2006 tarihli ve 26110 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve 03 Mayıs 2007 tarihli ve 6511 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Mesleki Sorumluluk Sigortası Genel Şartları Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavir Mesleki Sorumluluk Sigortası Klozu ile Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlik mesleğini icra edenlerin de mesleki sorumluluk sigortası kapsamına alınmaları imkanı getirilmiş bulunmaktadır. Buna göre, sigortalının poliçede belirtilen ve ilgili taraflarca konusu tarif edilerek sınırları çizilen mesleki faaliyeti ifa ederken meydana gelen zarar, ziyan ve tazminatlar belli şartlar dahilinde sigorta kapsamına alınabilecektir. Ancak, söz konusu düzenlemelere göre Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavir ve Yeminli Mali Müşavirlerin mesleki sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunluluğu bulunmadığından, isteğe bağlı olarak yaptırılan söz konusu sigorta giderlerinin serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilmesi mümkün bulunmamaktadır. Öte yandan, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinde, gelir vergisi matrahının tespitinde gelir vergisi beyannamesinden yapılacak indirimlere yer verilmiş olup, 1 numaralı bendinde, "Beyan edilen gelirin %10'unu (bireysel emeklilik sistemi dışındaki şahıs sigorta primleri için beyan edilen gelirin % 5'ini) ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla, mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat, ölüm, kaza, hastalık, sakatlık, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri ile bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları (sigortanın veya emeklilik

sözleşmesinin Türkiye'de kain ve merkezi Türkiye'de bulunan bir sigorta veya emeklilik şirketi nezdinde akdedilmiş olması, prim ve katkı tutarlarının gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması ve ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin safi tutarının hesaplanması sırasında ayrıca indirilmemiş bulunması şartıyla, eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait prim ve katkı payları kendi gelirlerinden indirilir)..." hükmü yer almıştır. Mesleki sorumluluk sigortasının şahıs sigortası kapsamına girip girmediği yönünde Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı'ndan bilgi istenmiş ve konu ile ilgili olarak alınan 17.12.2010 tarih ve 58352 sayılı yazıda, "...Bilindiği üzere, sigortacılık mevzuatında ayrım can ve mal sigortaları şeklinde yapılmıştır. Anılan sigorta da şahsı değil şahsın sorumluluğu nedeniyle mal varlığında meydana gelecek zararları sigortalayan bir mal sigortasıdır. Dolayısıyla, bu sigorta türünün anılan maddede yer alan "şahıs sigortası" kapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır." denilmiştir. Bu hüküm ve açıklamalara göre, mesleki faaliyeti ifa ederken meydana gelecek zararlara karşı ödenen mesleki sorumluluk sigortasının, Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin 1 numaralı bendinde yer alan şahıs sigortası kapsamında olmaması nedeniyle, yıllık beyanname üzerinden de indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır. Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANTALYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Gelir Grup Müdürlüğü Tarih : 04/03/2013 Sayı : 49327596-120[65.GVK.2012.307]-51 Konu : Sigorta eksperliği faaliyetinden elde edilen kazancın ticari kazanç mı, yoksa serbest meslek kazancı olarak mı vergilendirileceği İlgide kayıtlı özelge talep formunda; sigorta eksperliği faaliyetinden dolayı elde etmiş olduğunuz kazancın ticari kazanç mı yoksa serbest meslek kazancı mı olduğu konusunda Başkanlığımızdan görüş talep ettiğiniz anlaşılmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde; "Ücret, işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir. Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez." hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin üçüncü fıkrasında da ücret kapsamına girmeyen ancak bu Kanunun uygulanmasında ücret olarak vergilendirilmesi uygun görülen bazı ödemeler bentler halinde sayılmış olup, söz konusu fıkranın 5 inci bendinde; "Bilirkişilere, resmî arabuluculara, eksperlere, spor hakemlerine ve her türlü yarışma jürisi üyelerine ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatler"in ücret olarak vergilendirileceği hükme bağlanmıştır. Bu hükümlere göre; sigorta eksperliği faaliyetinden elde edilen kazancın ücret olarak kabul edilerek vergilendirilmesi gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü) Tarih : 12/02/2013 Sayı : 27575268-105[2012- -313-5176]-108 Konu : Şirket bünyesinde üretilen yazılımların aktifleştirilerek amortismana tabi tutulup tutulmayacağı hk. İlgi dilekçenizde;... Vergi Dairesi Müdürlüğünün... vergi numaralı mükellefi olan şirketinizin... ve... ile parçalarının yapımı faaliyetiyle iştigal ettiği, şirketinizin idari, mali, üretim planlama ve üretim departmanlarında kullanacağı yazılımları piyasadan temin etmek yerine şirketiniz bünyesinde üretildiği belirtilerek, şirketiniz bünyesinde üretilen yazılımların aktifleştirilerek amortismana tabi tutulup tutulmayacağı hususunda Başkanlığımızdan görüş verilmesi talep edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 313 üncü maddesinde, "İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269 uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder.... Değeri (01.01.2012 den itibaren) 770 TL'yi aşmayan peştemallıklar ile işletmede kullanılan ve değeri (01.01.2012 den itibaren) 770 TL'yi aşmayan alet, edevat, mefruşat ve demirbaşlar amortismana tabi tutulmayarak doğrudan doğruya gider yazılabilir." hükmü bulunmaktadır. Bu hükme göre bir iktisadi kıymetin amortismana tâbi tutulabilmesi için, işletmenin aktifinde kayıtlı olması, kullanıma hazır halde bulunması, işletmede bir yıldan fazla kullanılması, yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunması ve değerinin yukarıda belirtilen haddin üzerinde olması gerekmektedir. Mezkur Kanunun 5024 sayılı Kanunla değişen 315 inci maddesinde; "Mükellefler amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa ederler. İlan edilecek oranların tespitinde iktisadi kıymetlerin faydalı ömürleri dikkate alınır." hükmü yer almaktadır. Bu hükmün Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak "Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları" tespit edilmiş ve bu oranlar 333, 339, 365, 389, 399 ve 406 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile açıklanmıştır. 339, 365, 389, 399 ve 406 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile değişik 333 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine ekli listede;

- Gayrimaddi hakların faydalı ömrü ve amortisman oranı "55. Gayri Maddi İktisadi Kıymetler: İmtiyaz hakları (Franchising), patent, formül, dizayn, örnek kalıp, teknik bilgi (Know-how), format, telif hakkı ve benzeri kalemler, lisans, kullanım hakkı ve izni veya devlet kurum ve kuruluşları tarafından verilen diğer haklar (işletme hakkı gibi) ve bunların benzerleri" ayrımında 15 yıl ve % 6,66 olarak, - Araştırma-Geliştirme harcamalarının faydalı ömrü ve amortisman oranı ise 57. ayrımda 5 yıl ve % 20,00 olara,k tespit edilmiştir. Öte yandan 333 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine ekli listede 57. ayrımla ilgili olarak; - Mükelleflerin 5220 sayılı Kurumlar Vergisi ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunlarında yer alan, "mükelleflerin işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları" kapsamında işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri araştırma ve geliştirme faaliyetleri neticesinde, gayrimaddi hak niteliğinde aktifleştirilmesi gereken bir kıymete ulaşılması halinde, gayrimaddi hakka yönelik olarak yaptıkları araştırma ve geliştirme harcamaları bu sınıf uyarınca itfa edileceği, - Mezkur Kanunlar kapsamında ar-ge faaliyeti olarak değerlendirilmeyen, mükelleflerin işletmeleri bünyesinde gerçekleştirmedikleri, dışarıdan hizmet satın alma yoluyla veya benzeri şekilde gerçekleştirdikleri gayri maddi hakka yönelik harcama tutarlarının ise, iktisap edilen veya yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan kıymetin niteliğine göre (patent, formül, dizayn, örnek kalıp vb.), 55. ayrım uyarınca itfa edileceği, açıklanmıştır. Diğer taraftan, 1 sıra no.lu Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliğinde "26. Maddi Olmayan Duran Varlıklar" hesap grubu, herhangi bir fiziksel varlığı bulunmayan ve işletmenin belli bir şekilde yararlandığı veya yararlanmayı beklediği aktifleştirilen giderler ile belli koşullar altında hukuken himaye gören haklar ve şerefiyelerin izlendiği hesap grubu olarak ifade edilmiştir. Buna göre, gayrimaddi haklar bir malın üretiminde ya da bir hizmetin sağlanmasında kullanılan patentler, know-how, dizaynlar ve modeller ile ticari faaliyetin işletiminde kullanılan (bilgisayar yazılım programları gibi) ticari varlık niteliğine sahip gayrimaddi hakları ifade etmektedir. Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar uyarınca; 1-5220 sayılı Kurumlar Vergisi ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunlarına göre şirketiniz bünyesinde gerçekleştirilen münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme faaliyetleri neticesinde dilekçenize konu gayrimaddi hak niteliğinde yazılımların üretilerek aktifleştirilmesi gereken bir kıymete ulaşılması halinde, gayrimaddi hakka yönelik olarak yapılan bu harcamaların 57. ayrıma göre 5 yılda, 2- Şirketiniz bünyesinde gerçekleştirilen ve münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları kapsamında olmayan harcamalar neticesinde üretilerek gayrimaddi hak niteliğinde aktifleştirilmesi gereken bir kıymete ulaşılması durumunda 55. ayrıma göre 15 yılda, itfa edilmesi gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup Müdürlüğü) Tarih : 16/08/2012 Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01-125[6-2012/158]-2601 Konu : "Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı"nda izlenen tutarın kayıtlardan çıkartılması durumunda kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamelerinin düzeltilmesinin gerekip gerekmediği. İlgide kayıtlı özelge talep formunda, 2009 yılında sahte ve muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyen firmadan mal ve hizmet alımında bulunduğunuzu ve bu mal ve hizmet alımına ilişkin tutarın "Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı"nda kayıtlı olduğunu belirterek geçici vergi ve kurumlar vergisi beyannamesinin nasıl düzeltileceği hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşleri aşağıda açıklanmıştır. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinin birinci fıkrasıyla kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, maddenin ikinci fıkrasıyla da safi kurum kazancının tespitinde Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtilmiş olup 38'inci maddesinin birinci fıkrasında da; "Bilanço esasına göre ticari kazanç, teşebbüsdeki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müsbet farktır. Bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce: 1. İşletmeye ilave olunan değerler bu farktan indirilir; 2. İşletmeden çekilen değerler ise farka ilave olunur. Ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanunu'nun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41'inci maddeleri hükümlerine uyulur." hükmüne yer verilmiştir. Bu hükümlere göre, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleyen firmadan aldığınız ve "Yapılmakta Olan Yatırımlar Hesabı"na kaydedilen tutarların gelir ve gider hesaplarıyla ilişkilendirilmemiş olması kaydıyla ilgili dönem kurumlar vergisi ve geçici vergi beyannamelerinin düzeltilmesine gerek bulunmamaktadır. Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü Tarih : 31/08/2012 Sayı : B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-2704 Konu : Kredi kullanılarak satın alınan gayrimenkulün, kiralanması ve satışının KDV, KV ve Vergi Usul Kanunu karşısındaki durumu. İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, şirketiniz faaliyetlerinde hem ofis olarak hem de ortaklarınızın ikamet etmesi amacıyla banka kredisi kullanmak suretiyle bir ev/ofis almayı düşündüğünüzü belirterek, satın alacağınız taşınmaz için kullanılacak kredi taksitlerine isabet eden faiz tutarları ile BSMV'nin gider veya maliyet olarak dikkate alınıp alınamayacağı, söz konusu taşınmazın aktifinizde iki yıl bulundurulduktan sonra satılması halinde, taşınmaz satış kazancı istisnasından faydalanılıp faydalanılamayacağı ile taşınmazın ortaklarınızca konut olarak da kullanılması nedeniyle ortaklarınıza kira tahakkuku yapılıp fatura düzenlenmesi gerekip gerekmediği hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir. 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 6 ncı maddesinde; kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, safi kurum kazancının tespitinde 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Gelir Vergisi Kanununun "Bilanço Esasında Ticari Kazancın Tespiti" başlıklı 38 inci maddesinde ise; bilanço esasına göre ticari kazancın, teşebbüsteki öz sermayenin hesap dönemi sonunda ve başındaki değerleri arasındaki müspet fark olduğu, bu dönem zarfında sahip veya sahiplerce işletmeye ilave olunan değerlerin bu farktan indirileceği, işletmeden çekilen değerlerin ise farka ilave olunacağı, ticari kazancın bu suretle tespit edilmesi sırasında, Vergi Usul Kanununun değerlemeye ait hükümleri ile bu kanunun 40 ve 41 inci maddeleri hükümlerine uyulacağı hükme bağlanmıştır. Anılan Kanunun 40 ıncı maddesinde de; safi kazancın tespit edilmesinde indirilecek giderler sayılmış olup, maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde, ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderlerin, (6) numaralı bendinde de, işletme ile ilgili olmak şartıyla; bina, arazi, gider, istihlak, damga, belediye vergileri, harçlar ve kaydiyeler gibi ayni vergi, resim ve harçların safi kazancın tespit edilmesinde indirilebileceği belirtilmiştir. 5520 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde, kurumların, en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75'lik kısmının istisna kapsamında değerlendirilebileceği, menkul kıymet veya taşınmaz ticareti ve kiralanmasıyla uğraşan kurumların bu amaçla ellerinde bulundurdukları değerlerin satışından elde ettikleri kazançların ise istisna kapsamına girmediği hükme bağlanmıştır.

Söz konusu istisnanın uygulamasına ilişkin ayrıntılı açıklamalar 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin "5.6." bölümünde yapılmıştır. Yine aynı Kanunun, "Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı" başlıklı 13 üncü maddesinde, "(1) Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır. Alım, satım, imalat ve inşaat işlemleri, kiralama ve kiraya verme işlemleri, ödünç para alınması ve verilmesi, ikramiye, ücret ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler her hal ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir. (2) İlişkili kişi; kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder. Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılır. Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili kişilerle yapılmış sayılır. (3) Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade eder. Emsallere uygunluk ilkesi doğrultusunda tespit edilen fiyat veya bedellere ilişkin hesaplamalara ait kayıt, cetvel ve belgelerin ispat edici kâğıtlar olarak saklanması zorunludur. (4) Kurumlar, ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri, aşağıdaki yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit eder: a) Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi: Bir mükellefin uygulayacağı emsallere uygun satış fiyatının, karşılaştırılabilir mal veya hizmet alım ya da satımında bulunan ve aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilerin birbirleriyle yaptıkları işlemlerde uygulayacağı piyasa fiyatı ile karşılaştırılarak tespit edilmesini ifade eder. b) Maliyet artı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, ilgili mal veya hizmet maliyetlerinin makul bir brüt kâr oranı kadar artırılması suretiyle hesaplanmasını ifade eder. c) Yeniden satış fiyatı yöntemi: Emsallere uygun fiyatın, işlem konusu mal veya hizmetlerin aralarında herhangi bir şekilde ilişki bulunmayan gerçek veya tüzel kişilere yeniden satılması halinde uygulanacak fiyattan, makul bir brüt satış kârı düşülerek hesaplanmasını ifade eder. ç) Emsallere uygun fiyata yukarıdaki yöntemlerden herhangi birisi ile ulaşma olanağı yoksa mükellef, işlemlerin mahiyetine uygun olarak kendi belirleyeceği diğer yöntemleri kullanabilir.

(5) İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanacak fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak belirlenebilir. Bu şekilde belirlenen yöntem, üç yılı aşmamak üzere anlaşmada tespit edilen süre ve şartlar dahilinde kesinlik taşır. (6) Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi Kanunlarının uygulamasında, bu maddedeki şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılır. Daha önce yapılan vergilendirme işlemleri, taraf olan mükellefler nezdinde buna göre düzeltilir. Şu kadar ki, bu düzeltmenin yapılması için örtülü kazanç dağıtan kurum adına tarh edilen vergilerin kesinleşmiş ve ödenmiş olması şarttır..." hükmü yer almaktadır. Konu ile ilgili olarak ayrıntılı açıklamalara 1 seri no.lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğde yer verilmiştir. Buna göre, ortaklarından bağımsız ayrı bir tüzel kişilik olarak kurulan sermaye şirketlerinin taşınmaz alımında bulunmaları ve bunları aktiflerine kaydetmeleri mümkündür. Aktife kayıt edilen söz konusu taşınmazların şirket ortağına kiralanması durumunda ise kira alınması ve kiralamaya ilişkin bedelin emsallere uygun olması gerekmektedir. Emsallere uygun bedelin tespitinde, Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesi hükmü ile 1 seri no.lu Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü Kazanç Dağıtımı Hakkında Genel Tebliğde açıklanan yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanının kullanılacağı tabiidir. Öte yandan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde; "maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder" şeklinde tanımlanmış olup, aynı Kanunun 269 uncu maddesinde iktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkullerin maliyet bedeli ile değerleneceği hüküm altına alınmıştır. Bu itibarla; kredi kullanılarak satın alınan gayrimenkullerin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemeler ve bunlara ilişkin her türlü giderlerin maliyet bedelini oluşturacağı tabiidir. 163 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde, yatırımların finansmanında kullanılan kredilerle ilgili kuruluş dönemine ait faizlerin sabit kıymetlerle birlikte yatırımın maliyetine eklenmesinin zorunlu olduğu, işletme dönemine ait olan faizlerin ise ilgili bulundukları yıllarda doğrudan gider yazılmasının ya da maliyete intikal ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulmasının mümkün olduğu, açıklamasına yer verilmiştir. Bu hüküm ve açıklamalara göre; - Banka kredisi kullanılmak suretiyle alınan taşınmazın, aktifleştirildiği hesap döneminin sonuna kadarki faiz giderlerinin taşınmazın maliyetine ilave edilmesi zorunlu olup, sonraki yıllarda oluşan faiz giderlerinin ise maliyete eklenmesi veya gider olarak dikkate alınması ihtiyaridir. Ancak, taşınmaz ile

ilgili kredi faizlerini ilgili bulundukları yılda doğrudan gider mi yazılacağı yoksa amortismana mı tabi tutulacağı hususundaki tercihin başlangıçta yapılması gerekmektedir. Gider yazma yolunun seçilmesi halinde daha sonraki yıllarda bu tür giderlerin gayrimenkulün maliyetine eklenerek amortisman yolu ile itfa edilmesi veya önce amortisman ayırmaya başlayıp sonra gider yazma yoluna gidilmesine kanunen imkân bulunmamaktadır. - Şirket tarafından satın alınacak taşınmazla ilgili olarak banka kredisi kullanılması nedeniyle ödenen BSMV'nin kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun 40 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (6) numaralı bendi uyarınca gider olarak dikkate alınabileceği tabiidir. - Şirketinizce satın alınan ve ofis olarak kullanılacak olan taşınmazın aktifinizde iki yıl bulundurulduktan sonra satılması halinde, 5520 sayılı Kanunun 5/1-e maddesinde belirtilen şartlarla satıştan elde edilen kazancın % 75'inin kurumlar vergisinden istisna edilmesi mümkündür. Söz konusu ofisin aynı zamanda ortaklar tarafından ikametgâh olarak kullanılması taşınmaz ticareti ile uğraştığınız anlamına gelmemektedir. - Söz konusu ofisin ortaklara ikametgah olarak kullandırılması nedeniyle, ortaklardan kira alınmaması ya da alınan kira bedelinin emsallere uygun olmaması halinde, örtülü kazanç dağıtımı yapıldığı kabul edilerek örtülü olarak dağıtılan kazanç tutarı kurum kazancına ilave edilecektir. Ayrıca, örtülü olarak dağıtılan kazanç tutarının, örtülü kazanç dağıtılan nezdinde, anılan maddede belirtilen şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı sayılması sebebiyle, bu şekilde dağıtılmış kâr payının, net kâr payı tutarı olarak kabul edilerek brüte tamamlanması sonucu bulunan tutar üzerinden vergi kesintisi yapılacaktır. 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin 1 inci fıkrasına göre, Türkiye'de ticari, sınaî, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin; 1 inci maddesinin 3 üncü fıkrasının (f) bendine göre, Gelir Vergisi Kanununun 70 inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin katma değer vergisine tabi olduğu hükme bağlanmıştır. Kanunun 4 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında, hizmetin; teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, bu işlemlerin bir şeyi yapmak, işlemek, meydana getirmek, imal etmek, onarmak, temizlemek, muhafaza etmek, hazırlamak, değerlendirmek, kiralamak, bir şeyi yapmamayı taahhüt etmek gibi şekillerde gerçekleşeceği belirtilmiştir. Kanunun 17 nci maddesinin 4 üncü fıkrasının (r) bendinde, kurumların aktifinde veya belediyeler ile il özel idarelerinin mülkiyetinde, en az iki tam yıl süreyle bulunan iştirak hisseleri ile taşınmazların satışı suretiyle gerçekleşen devir ve teslimler ile bankalara borçlu olanların ve kefillerinin borçlarına karşılık taşınmaz ve iştirak hisselerinin (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dahil) bankalara devir ve teslimlerinin vergiden istisna olduğu, istisna kapsamındaki kıymetlerin ticaretini yapan kurumların, bu amaçla aktiflerinde bulundurdukları taşınmaz ve iştirak hisselerinin teslimlerinin ise istisna kapsamında yer almadığı; istisna kapsamında teslim edilen kıymetlerin iktisabında yüklenilen ve teslimin yapıldığı döneme kadar indirim yoluyla giderilemeyen katma değer vergisinin teslimin yapıldığı hesap dönemine ilişkin gelir veya kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır.

Dolayısıyla şirket aktifine kayıtlı gayrimenkulün şirket faaliyetine ilişkin ortaklara kullandırılan bölümüyle ilgili emsallere uygun kira bedelinin, yukarıda belirtilen hükümlere göre hesaplanması suretiyle tespit edilen tutarlar üzerinden şirket için gelir kaydedilmesi gerekmekte olup, söz konusu kira bedeli üzerinden katma değer vergisi hesaplanarak ortaklara fatura edilmesi zorunludur. Söz konusu gayrimenkulün ticari amaçla elde bulunduruluyor olmaması ve en az iki tam yıl süre ile şirket aktifinde bulunması halinde, söz konusu gayrimenkulün satışı 17/4-r maddesi hükmü uyarınca katma değer vergisinden istisna olacaktır. Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C. GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI (Mükellef Hizmetleri Usul Grup Müdürlüğü) Tarih : 27/12/2012 Sayı : 27575268-105[272-2012-9446]-1336 Konu : Faydalı ömrü bitmeden veya bittikten sonra kullanımına devam edilen iktisadi kıymetlere yapılan bakım ve onarım giderlerinin itfası hk. İlgi özelge talep formunuzda;... Vergi Dairesi Müdürlüğünün... vergi numaralı mükellefi olduğunuzu, işletmenizde kullanılan iktisadi kıymetlerin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun ilgili hükümleri uyarınca belirlenen faydalı ömür ve amortisman oranları dikkate alınarak amortismana tabi tutulduğu, ancak bu iktisadi kıymetler içerisinde yer alan ve faydalı ömürleri bitmeden veya bittikten sonra da kullanımına devam edilen araçlara, bakım ve onarımların yapıldığı belirtilerek, söz konusu bakım ve onarım bedellerinin iktisadi kıymetlerin maliyetine ilave edilmek suretiyle amortismana tabi tutulup tutulamayacağı hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmiştir. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 262 nci maddesinde hüküm altına alındığı üzere, maliyet bedeli, iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebetiyle yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade eder. Kanunun, 269 uncu maddesinde; "İktisadi işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedelleri ile değerlenir. Bu kanuna göre, aşağıdaki yazılı kıymetler gayrimenkuller gibi değerlenir: 1. Gayrimenkullerin mütemmim cüzüleri ve teferruatı; 2. Tesisat ve makinalar; 3. Gemiler ve diğer taşıtlar; 4. Gayrimaddi haklar." 272 nci maddesinde "Normal bakım, tamir ve temizleme giderleri dışında, gayrimenkulü veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarını genişletmek veya iktisadi kıymetini devamlı olarak artırmak maksadıyla yapılan giderler, gayrimenkulün veya elektrik üretim ve dağıtım varlıklarının maliyet bedeline eklenir.

(Bir geminin iktisap tarihindeki süratini fazlalaştırmak, yolcu ve eşya yükleme ve barındırma tertibatını genişletmek veya değiştirmek suretiyle iktisadi kıymetini devamlı olarak artıran giderlerle bir motorlu kara nakil vasıtasının kasa veya motorunun yenisi ile değiştirilmesi veya alımında mevcut olmayan yeni bir tertibatın eklenmesi için yapılan giderler maliyet bedeline eklenmesi gereken giderlerdendir.)... Gayrimenkuller veya elektrik üretim ve dağıtım varlıkları için yapılan giderler hem tamir, hem de kıymet artırma giderlerinden terekküp ettiği takdirde, mükellef bu giderlerden maliyet bedeline eklenecek kısmı ayrı göstermek mecburiyetindedir." hükümleri yer almaktadır. Diğer taraftan, mezkur Kanununun 313 üncü maddesinin birinci fıkrasında; "İşletmede bir yıldan fazla kullanılan ve yıpranmaya, aşınmaya veya kıymetten düşmeye maruz bulunan gayrimenkullerle 269'uncu madde gereğince gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin, alet, edavat, mefruşat, demirbaş ve sinema filmlerinin birinci kısımdaki esaslara göre tespit edilen değerinin bu Kanun hükümlerine göre yok edilmesi amortisman mevzuunu teşkil eder." hükmü mevcuttur. Anılan Kanunun 315 inci maddesine göre de, mükelleflerin amortismana tabi iktisadi kıymetlerini Maliye Bakanlığının tespit ve ilan edeceği oranlar üzerinden itfa edecekleri ve ilan edilecek oranların tespitinde iktisadi kıymetlerin faydalı ömürlerinin dikkate alınacağı hükme bağlanmış olup, söz konusu maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden amortismana tabi iktisadi kıymetler için uygulanacak "Faydalı Ömür ve Amortisman Oranları" tespit edilmiş ve bu oranlar 333, 339, 365, 389, 399, 406 ve 418 Sıra Numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri ile açıklanmıştır. Bu itibarla, gayrimenkuller ve gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin aktife alınmalarından sonra yapılan giderler niteliğine göre maliyet bedeline dahil edilir veya genel gider olarak kaydedilirler. Buna göre; İktisadi kıymetin ilk iktisabı sırasında bulunmayan özelliklerin kazandırılması veya ilk iktisap sırasında bulunan özelliklerinin geliştirilmesi için yapılan giderler değer arttırıcı giderler sayılır ve amortisman süreleri iktisadi kıymetin kalan ömrüne göre belirlenir. İktisadi kıymetin ilk iktisabı sırasındaki beklenen ömrünü uzatmak amacıyla yapılan giderler, aktifleştirildikleri yıldan başlayarak iktisadi kıymet için belirlenen oran ve süreye göre amortismana tabi tutulur. İktisadi kıymet için yapılan normal bakım, onarım ve temizlik gibi giderler ise maliyet olarak kabul edilmeyip doğrudan gider olarak yazılması gerekmektedir. Diğer taraftan, gayrimenkuller ve gayrimenkul gibi değerlenen iktisadi kıymetlerin amortisman sürelerini tamamlayarak itfa edilmesinden sonra, ekonomik ömrünü ve değerini arttırıcı nitelikteki

bütün giderler aktifleştirilir. Bu giderlerden iktisadi kıymetlerin ekonomik ömrünü uzatıcı nitelikte olanlar, iktisadi kıymete ait amortisman oran ve süresinde aktife alındığı tarihten itibaren itfa edilir. İktisadi kıymetlerin değerini arttırıcı nitelikte olanlar da iktisadi kıymetin ömrünü uzatan giderler gibi iktisadi kıymet için belirlenen oran ve sürede amortismana tabi tutulacaklardır. Bilgi edinilmesini rica ederim.

T.C. KÜTAHYA VALİLİĞİ Defterdarlık Gelir Müdürlüğü Tarih : 28/11/2012 Sayı : 61504625-14666/8276-73 Konu : Ba Bs Formu düzenleme İlgi kayıtlı dilekçenizde;... Vergi Dairesi Müdürlüğünün... Vergi Kimlik Numaralı mükellefi olarak halk otobüsü işletmeciliği faaliyetinde bulunduğunuzu, günlük kazancınızı belgelemek için muhtelif müşteriler adına fatura kesip kesemeyeceğinizi, fatura düzenlenmesi ve fatura tutarının 5.000.-TL'yi aşması durumunda ne gibi bir işlem yapmanız gerektiği hususunda, Defterdarlığımızdan görüş verilmesi talep edilmektedir. Bilindiği üzere, 382 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde özel kartlar kullanılarak yapılan şehir içi yolcu taşımacılığında belge düzenine ilişkin açıklamalara yer verilmiştir. Bu çerçevede, anlaşmalı yolcu taşıma işletmelerince verilen yolcu taşıma hizmetine ilişkin bedellerin özel kartlarla ödenmesinde mezkur Tebliğ'de belirtilen şartlara uyulması kaydıyla, söz konusu hizmetin bu Tebliğ'de yapılan açıklamalar çerçevesinde belgelendirilmesi uygun görülmüş olup, "Yukarıda belirtilen şartları haiz olarak yürütülen şehir içi yolcu taşımahizmetlerinde, söz konusu kartların anlaşmalı yolcu işletmelerine ait taşıtlarda kullanılmasına kadar olan aşamalarda, bankalarca bayilere yükleme hakkı verilmesi ve yolcuların ellerinde bulunan özel kartlara bayilerden yükleme yaptırmalarında henüz yolcu taşıma hizmeti gerçekleşmemiş olduğundan Vergi Usul Kanununda sayılan herhangi bir belgenin düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır. Anlaşmalı yolcu taşıma işletmeleri tarafından, bedeli söz konusu kartlar kullanılmak suretiyle ödenmiş bulunan taşıma hizmetlerine ilişkin olarak, elektronik ortamda tutulan ve muhafaza edilen kayıtlara istinaden, gün sonunda "muhtelif müşteriler" ibareli bir fatura düzenlenecektir. Diğer taraftan, bayilerce sunulan hizmet dolayısıyla özel kartları satışa sunan firmalardan; bu firmalarca da anlaşmalı yolcu işletmelerinden alınacak komisyon vb. bedeller için, hizmetin tamamlanmasından itibaren yedi günlük süre dahilinde fatura düzenlenmesi gerekmektedir...." açıklamasına yer verilmiştir. Buna göre, adı geçen mükellefin, mezkur Tebliğ'de belirtilen şartlara uygun olarak yürüttüğü ve bedeli söz konusu kartlar kullanılmak suretiyle ödenmiş bulunan şehir içi yolcu taşıma hizmetlerine ilişkin olarak, elektronik ortamda tutulan ve muhafaza edilen kayıtlara istinaden, gün sonunda "muhtelif müşteriler" ibareli bir fatura düzenlemesi gerekmektedir. Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 148, 149 ve Mükerrer 257 nci maddelerinin verdiği yetkiye dayanılarak, 350 sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi aşan mal ve hizmet alımlarını "Mal ve Hizmet Alımlarına

İlişkin Bildirim Formu (Form Ba) ile; mal ve hizmet satışlarını ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" ile bildirmeleri hususunda yükümlülük getirilmiştir. Öte yandan, bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin 2010 ve müteakip yıllara ilişkin mal ve/veya hizmet alımları ile mal ve/veya hizmet satışlarının bildirilmesinde uygulanacak usul ve esaslar ile bildirim hadleri 04.02.2010 tarih ve 27483 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 396 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğ ile yeniden belirlenmiştir. Tebliğin 1.2.1. bölümünde; "Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilecektir" ve 1.2.2. bölümünde "Mükelleflerin 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000 TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre, bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, "Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (FormBa)" ile; bir kişi veya kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları ise "Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Bs)" nun Tablo II alanında bildirilecektir. Söz konusu hadlerin uygulanmasında, özel matrah şekline tabi mal ve/veya hizmet alış/satışlarında katma değer vergisi, özel tüketim vergisine tabi işlemlerde ise özel tüketim vergisi dâhil tutarlar dikkate alınacaktır" hükümleri yer almaktadır. Yukarıda yer alan açıklamalara göre; bilanço esasına göre defter tutmanız dolayısıyla 382 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğine istinaden gün sonunda elde ettiğiniz kazanç ile ilgili "muhtelif müşteriler" ibareli fatura düzenlenmesinde 213 sayılı Vergi Usul Kanunu açısından yasal bir isabetsizlik bulunmamakta olup, bir kişi veya kurum adına düzenlenmeyip muhtelif müşteriler adına gün sonunda düzenlenen fatura bedelleri katma değer vergisi hariç 5.000 TL'yi geçmesi durumunda Bs bildirim formu ile bildirilmesi gerekmektedir. Bilgi edinilmesini rica ederim.