Avrupa, etnik bakımdan, eskiden hiç olmadığı kadar heterojen bir hale gelmektedir.



Benzer belgeler
KAPSAYICI EĞİTİM. Kapsayıcı Eğitimin Tanımı Ayrımcılığa Neden Olan Faktörler

DÜNYA SERAMİK SAĞLIK GEREÇLERİ İHRACATI. Genel Değerlendirme

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

TÜFEK, MİKROP VE ÇELİK

Dünya Mültecileri Hakkında Anahtar İstatistikler

TOPLUMSAL TABAKALAŞMA ve HAREKETLİLİK

Kadınların Ġstihdama Katılımı ve YaĢanan Sorunlar

21. YÜZYILDA TEMEL RİSKLER KÜRESEL EKONOMİYİ ROTASINDAN ÇIKARABİLECEK 10 BÜYÜK TEHLİKE

24 HAZİRAN 2014 İSTANBUL

ULS344 - Milliyetçilik ve Azınlıklar. İlkçi Yaklaşımlar - Primordializm

GAR - GÖÇ ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ

sorular-sorular-sorular

Özet Metin. Uluslararası Göç Eğilimleri. Overview Trends in International Migration

İktisat Tarihi II. 13 Nisan 2018

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

Hofstede, Kültürleri Birbirinden Ayıran Öğeler. 40 ülkedeki IBM çalışanlarının (116 bin) tutum ve değerlerini ölçen anketler uyguladı

Chapter 4 (devam) Uluslararası İşgücü Hareketi

EUMC Raporu nun Önemli Başlıkları Avrupa Birliği nde Müslümanlar: Ayrımcılık ve İslamofobi

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ II

Türkiye de hayvancılık sektörünün önündeki sorunları iki ana başlık altında toplamak mümkündür. Bunlar;

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

Doğu ATEŞ ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ 2007 NÜFUS SAYIMI SONUÇLARI HAKKINDA İLK YORUMLAR

Toplumsal cinsiyet ve şiddet

Siyasette kutuplaşma. Ahval 13/8/2018

SOSYAL PSİKOLOJİ G İ R İ Ş

KURAMSALLAŞMANIN YÖNÜ İNCELEME DÜZEYİ

DİN VEYA İNANCA DAYANAN HER TÜRLÜ HOŞGÖRÜSÜZLÜĞÜN VE AYRIMCILIĞIN TASFİYE EDİLMESİNE DAİR BİLDİRİ

EFA 2008 Küresel İzleme Raporu e Kadar Başarabilecek miyiz? Önemli Noktalar

SOSYOLOJİNİN TEMELLERİ

Kuşaklararası Öğrenme

DAVRANIŞ BİLİMLERİNİN TEMEL KAVRAMLARI

DEĞERLER EĞİTİMİ FARKLILIKLARA SAYGI

Kategori Alt kategori Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki

SERAMİK SEKTÖRÜ NOTU

IFLA/UNESCO Çok Kültürlü Kütüphane Bildirisi

Göç ve Serbest Dolaşım Eğilimler ve Engeller. Ayşegül Yeşildağlar Ankara, Turkey

IRK KAVRAMI ve GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE IRKLARIN ÇEŞİTLENİP GELİŞMESİ

DÜNYA SERAMİK KAPLAMA MALZEMELERİ SEKTÖRÜNE GENEL BAKIŞ

Deutsche Islam Konferenz

İçindekiler. Değişim. Toplumsal Değişim. Değişim Eğitim ilişkisi. Çok kültürlülük. Çok kültürlü eğitim. Çok kültürlü eğitim ilkeleri

Atoller (mercan adaları) ve Resifler

Erken Yaşlardaki Evlilikler ve Gebelikler

MEDYADA ETNİK TEMSİL ÖRNEĞİ

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

OMURGALI GÖÇLERİ VE ANADOLU. Prof. Dr. Ayla SEVİM EROL

TÜRKİYE DE BULUNAN SURİYELİ MÜLTECİLER

ÖZEL EGEBERK ANAOKULU Sorgulama Programı. Kendimizi ifade etme yollarımız

İçindekiler Teşekkür 7 Tablolar ve Grafikler Listesi 15 GİRİŞ 19 BİRİNCİ BÖLÜM SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ KAVRAMLARI I. SAPMA, SUÇ VE KRİMİNOLOJİ

1. BÖLÜM KAVRAM, TARİHÇE VE KAVRAMLAR ARASI İLİŞKİLER BAĞLAMINDA KENDİ KADERİNİ TAYİN

AVRUPA BİRLİĞİ OTOMOTİV SEKTÖRÜ

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM TÜRKİYE'DE ORTAK BİR KİMLİK OLARAK "ÖTEKİLİK" İKİNCİ BÖLÜM ARAŞTIRMADA İZLENEN YÖNTEM... 27

ULUSLARARASI TRAVMA ÇALIŞMALARI PROGRAMI - İSTANBUL - NEW YORK İSTANBUL BİLGİ ÜNİVERSİTESİ

TÜRKİYE'NİN GSYH PERFORMANSI TARİHSEL GELİŞİM ( )

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE KUR TANIMLARI

bilgilerle feminizm hakkında kesin yargılara varıp, yanlış fikirler üretmişlerdir. Feminizm ya da

Demokrasiler ve Azınlık Talepleri

Ana fikir: Oyun ile duygularımızı ve düşüncelerimizi farklı şekilde ifade edebiliriz.

Tabakalaşma ve Sınıf. Lütfi Sunar. Sosyolojiye Giriş / 11. Ders

SCA Davranış Kuralları

TÜTÜNÜN TARİHÇESİ. Prof. Dr. Y. İzzettin Barış

FİNANSAL SİSTEM DÜZENLEMELERİ VE EKONOMİK BÜYÜME

Kadına YÖNELİK ŞİDDET ve Ev İçİ Şİddetİn Mücadeleye İlİşkİn. Sözleşmesi. İstanbul. Sözleşmesİ. Korkudan uzak Şİddetten uzak

- Dünya'da aile içi şiddet: - Yanlış İnanış: "Aile içi şiddet sanıldığı kadar yaygın değildir."

CİNSİYET EŞİTLİĞİ MEVZUAT ÇERÇEVESİ: AB/TÜRKİYE

Avrupa da Yerelleşen İslam

tepav Ağustos2012 N ALMANYA DAKİ TÜRK KADINLARININ İŞGÜCÜNE KATILIMI Yapısal ve Kültürel Faktörlerin Etkisi DEĞERLENDİRMENOTU

ÇOCUK HAKLARI HAFTA 2

1. ABD Silahlı Kuvvetleri dünyanın en güçlü ordusu

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...7

Beyin Gücünden Beyin Göçüne...

2007: Avrupa Birliği Herkes İçin Fırsat Eşitliği Yılı

yılları arası Tekstil Makineleri Yatırım Durumu

TÜ ROFED TÜRİ ZM BÜ LTENİ

ULUDAĞ MEYVE SEBZE MAMULLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ DIŞ TİCARET DEĞERLENDİRME RAPORU OCAK-EYLÜL 2017

ASYA-PASİFİK MUCİZESİNİN SIRRI

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015

ULUDAĞ MEYVE SEBZE MAMULLERİ İHRACATÇILARI BİRLİĞİ DIŞ TİCARET DEĞERLENDİRME RAPORU OCAK-EKİM 2017

Tabip Dr. Mevlüt Katırcı

-Anadolu Türkleri arasında efsane; menkabe, esatir ve mitoloji terimleri yaygınlık kazanmıştır.

2, istekli /gönüllü veya dönemlik / geçici veya kesin / kalıcı göç biçiminde olmaktadır. Afrika da meydana gelen göçlerin doğrultuları ise hemen her y

Tavuk yetiştiriciliği

Sekreterlik ve Büro Hizmetleri. Ders-9 Bürolarda Mobbing (Psikolojik Taciz)

ÜNİTE:1. Sosyal Psikoloji Nedir? ÜNİTE:2. Sosyal Algı: İzlenim Oluşturma ÜNİTE:3. Sosyal Biliş ÜNİTE:4. Sosyal Etki ve Sosyal Güç ÜNİTE:5

İLETİŞİM VE TOPLUM B A H A R D Ö N E M İ N İ S A N D E R S S U N U M U

EYLÜL 2018 TAŞIMACILIK İSTATİSTİKLERİ DEĞERLENDİRME RAPORU

İş Sağlığı ve Güvenliği

Karar Verme ve Pazarlama Bilgisi: Yönetim Kurulu Odasına Giden Yol

SERAMİK SANAYİİ. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

Değerli S. Arabistan Cidde Uluslararası Türk Okulu

ALTIN MÜCEVHERAT. Hazırlayan Birsen YILMAZ T.C. Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi

Dünya Sağlık Örgütü nün tanımına göre sağlık fiziksel, zihinsel ve sosyal açılardan tam bir iyilik halidir.

DÜNYA TARIMININ BAŞLICA SORUNLARI

ÇİN ÜLKE RAPORU

ORMAN ENDÜSTRİ POLİTİKASI DERS 3 DÜNYA VE AVRUPA ORMANLARI

ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ ZORUNLU GÖÇLER, SÜRGÜNLER VE YOL HİKAYELERİ: ULUPAMİR KIRGIZLARI ÖRNEĞİ

G İ R İ Ş. SBÖ115 SOS. PSİ. - Prof.Dr. H. HARLAK

AYRILMA, BOŞANMA VE İLİŞKİ HAKKINDA NE BİLİYORUZ?

Transkript:

Etnik Durum ve Irk Anthony Giddens Bugün dünyanın pek çok bölgesinde, farklı kültür ve ırk grupları arasında gerçekleşen, bunlardan bir bölümünün yoğun kin duyguları ile kanlı çatışmalara kadar gittiği çatışmalar sözkonusudur. Böyle kökenlere dayanan kanlı savaşlar, başka bölgelerin yanı sıra, Bosna-Hersek gibi (eski Yugoslavya da), Etiyopya (Afrika da) ve Gürcistan da (eski Sovyetler Birliği içinde) gerçekleşmiştir. Aynı zamanda, ya bu tür çatışmalardan ya da daha iyi bir yaşam umuduyla yoksulluktan kaçmaya çalışan mülteci ve göçmen dalgaları, dünyanın farklı bölgeleri arasında, durmaksızın hareket etmektedir. Bu insanlar yeni bir ülkeye geldiklerinde çokluk, yalnızca, kendileri de birkaç kuşak önce göçmen olan insanlardan kötü davranış görmektedirler. Bu durum, örneğin, ABD ye gelen pek çok insan için geçerlidir. ABD, kültürel bakımdan dünyadaki en karışık ülkedir. Bu bir göçmen toplumudur: Başlangıçtaki nüfus, Amerikan kızılderilileri, bugün ABD toplam nüfusunun yalnızca %1 lik bir bölümünü oluşturmaktadır. Bununla birlikte, İngiltere ve Avrupa da hızla ABD kadar kültürel bakımdan karışık duruma gelmektedir. Kuşkusuz, Kuzey Amerika ya ilk göç edenler Avrupalılardı; bunlar çok yakın zamanlara kadar ABD ve Kanada ya göç edenlerin çoğunluğunu oluşturmaktaydı. Bugün, Batı Avrupa nın kendisine yapılan, yasal ya da yasadışı yeni göç dalgaları söz konusudur. Göçmenler, Doğu Avrupa dan, Afrika dan, Yakın Doğu dan ve Asya dan gelmektedirler. ABD nin göç sonucu karşı karşıya geldiği pek çok ikilem, çatışma ve gerilim yararlar ile fırsatların yanı sıra artık Avrupa da yaşanmaktadır. Avrupa, etnik bakımdan, eskiden hiç olmadığı kadar heterojen bir hale gelmektedir. Etnik Durum Etnik durum, belirli bir insan topluluğunu ötekilerden ayıran kültürel pratiklerle bakış açılarına göndermede bulunmaktadır. Etnik grupların üyeleri, kendilerini toplumdaki öteki gruplardan kültürel bakımdan ayrı görürler; buna karşılık toplumun diğer üyelerinin onlara bakışı da aynıdır. Etnik grupların birbirinden ayırt edilmesini sağlayan farklı özellikler olmakla birlikte, bunların en yaygın olanları, dil, tarih ya da atalar (gerçek ya da düşsel), din ve giyim, takı farklılıklarıdır. Etnik farklılıklar bütünüyle öğrenilmiş niteliktedir; kimi grupların ne kadar sık yönetilmek için doğmuş ya da uyuşuk, geri zekalı vs. diye görüldüklerini anımsayana kadar açıkça ortada görünen bir nokta. Azınlık Grupları Azınlık grupları (ya da etnik azınlıklar) sosyolojide yaygın olarak kullanılır ve sayısal bir ayrımdan da daha fazlasını ifade eder. İstatistiksel anlamda, iki metrenin üzerindeki ya da yüz kilodan ağır insanlar gibi pek çok azınlık bulunmaktaysa da, bunlar sosyoloji bakımından azınlık sayılmaz. Sosyolojide, bir azınlık grubun üyeleri, nüfusun çoğunluğuna göre dezavantajlıdır ve bir grup dayanışmasına, birbirlerine ait olma duygusuna sahiptirler. Önyargı ve ayrımcılıkla karşılaşma deneyimi genellikle, ortak bağlılık ve çıkar durumlarını güçlendirmektedir.

Azınlık gruplarının üyeleri kendilerini sık sık, çoğunluktan aynı insanlar diye görülürler. Azınlık grupları genellikle fiziksel ve toplumsal olarak toplumun genelinden yansıtılmışlardır. Bunlar belirli semtlerde, ülkedeki belirli kentlerde ya da bölgelerde yoğunlaşma eğilimi gösterirler. Çoğunluğa dahil olanlarla azınlık grubunun üyeleri ya da değişik azınlık grupları arasındaki evlilikler oldukça azdır. Azınlıklar içindeki insanlar kimi zaman, kendi kültürel kimliklerini canlı tutmak için endogamiyi (grup içindeki evlilik) özendirirler. Çoğu azınlık, hem etnik hem de fiziksel olarak nüfusun geri kalanından ayrıdır. Bu durum, örneğin, İngiltere deki Batı Hint ve Asya kökenliler için; ABD deki Afrikalı Amerikalılar, Çinliler ya da öteki gruplar için geçerlidir. Deri rengi gibi fiziksel farklılıklar yaygın olarak ırk farklılıkları diye adlandırılır. Etnik ayrımlar ender olarak yansızdır; bunlar genellikle servet ve güç eşitsizliklerinin yanı sıra gruplar arasındaki karşıtlıklarla eşleşmektedir. Etnik gruplarda söz konusu olan gerilimler arasında, ırka dayananlar özellikle yaygındır. Irk ve Biyoloji Çoğu insan, yanlış bir biçimde, insanların kolayca biyolojik bakımdan farklı ırklara ayrılabileceğine inanır. Bu durum, araştırmacıların dünyadaki insanları ırklara göre sınıflama yönündeki sayısız çabaları dikkate alındığında pek şaşırtıcı değildir. Kimi yazarlar dört ya da beş, kimileri de üç düzenie kadar temel ırk ayırt etmişlerdir. Ne ki, bu sınıflamaların işe yararlılığını ortadan kaldıracak çok fazla istisna bulunmaktadır. Örneğin, yaygın olarak kullanılan bir tip, siyah ırktır; bunun koyu renkli derileri, kıvırcık siyah saçları ve öteki başka belirgin nitelikleri olan, insanlardan oluştuğu varsayılır. Yine de Avustralya nın ilk yerlileri, Aborjinler, derileri koyu renk olsa da, dalgalı, kimi zamanda sarı saçlıdırlar. Çok sayıdaki başka örnek, yalın herhangi bir sınıflama yapılmasını engellemektedir. Açık seçik, ırklar yoktur; yalnızca insanlar arasındaki fiziksel türden farklılıklar, farklı toplumsal ya da kültürel grupların birbirleriyle biraraya gelme derecelerine bağlı olan nüfusun karışmasıyla ortaya çıkarlar. İnsan nüfus grupları bir süreklilik gösterir. Nüfus içindeki, görünür fiziksel özellik farklılıkları, bunlar arasındaki çeşitlilik kadar fazladır. Bu olgular yüzünden pek çok biyolog, antropolog ve sosyolog, ırk kavramının tümden bırakılması gerektiğine inanmaktadır. İnsanlar arasında açık fiziksel farklılıklar vardır ve bunların bir bölümü de kalıt yoluyla edinilir. Ancak neden kimi farklılıkların toplumsal ayrımcılık ve önyargı yaratırken, ötekilerin bunu yaratmadığı sorusunun biyolojiyle hiçbir ilişkisi yoktur. Dolayısıyla, ırk farklılıklarının, bir topluluk ya da toplumun üyeleri tarafından toplumsal olarak önemli diye düşündükleri fiziksel farklılıklar olarak anlaşılması gerekmektedir. Örneğin, der, rengindeki farklılıklar önemli diye görülürken, saç rengindeki farklılıklar böyle görülmez. IRKÇILIK, toplumsal olarak önemli fiziksel ayrımlara dayanan bir önyargıdır. Bir ırkçı, kimi bireylerin bu ırk farklılıkları sonucunda ötekilerden üstün ya da aşağıda olduğuna inanan bir kişidir. Önyargı ve Ayrımcılık Irk kavramı çağcı bir kavram olmakla birlikte, önyargı ve ayrımcılık insanlık tarihine çok yaygın olmuştur; ilk olarak, bunlar arasında bir ayrım yapmamız gerekiyor. ÖNYARGI, bir grubun üyelerinin bir başka gruba karşı benimsedikleri düşünce ya da tutumlara göndermede bulunur. Önyargılı bir insanın

devraldığı görüşler, doğrudan kanıt yerine söylentiye dayanır ve yeni bilginin ortaya çıkışıyla bile kolay kolay değişmezler. İnsanlar kendilerini özdeşleştirdikleri gruplara olumlu, ötekilere karşı ise olumsuz önyargılar besleyebilir. Belirli bir gruba karşı önyargı besleyen birisi, bu gruba tarafsız yaklaşamaz. AYRIMCILIK, öteki gruba karşı gerçekleşen davranışa göndermede bulunmaktadır. Ayrımcılık, başkalarına açık olan fırsatların bir grubun üyelerine kapatılması etkinliklerinde görülebilir; bir siyah İngiliz e, beyaz bir kişiye açık olan bir işin verilmemesi uygulamasında olduğu gibi. Önyargı çokluk ayrımcılığın temeli ise de, ikisi birbirinden ayrı varolabilir. İnsanların davranışlarına yansımayan önyargıları olabilir. Aynı derecede önemli bir nokta da, ayrımcılığın doğrudan önyargıdan kaynaklanmasının gerekmediğidir. Örneğin, ev almak isteyen beyazlar çoğunlukla siyahların yaşadığı semtlerden ev almakta isteksiz olabilir; buralarda yaşayanlara karşı duydukları düşmanlıktan değil, evlerinin değerinin düşeceğinden korktukları için. Bu örnekte, önyargılı tutumlar, dolaylı da olsa ayrımcılığı etkilemektedir. Klişe Düşünceler ve Günah Keçileri Önyargı esas olarak, sabit ve esnek olmayan kategorilerle düşünme anlamına gelen klişelerle düşünme yoluyla etki göstermektedir. Klişeler yaratma çokluk, düşmanlık ya da kızgınlık duygularının, bu duyguların gerçek kaynağı olmayan nesnelere yöneltildiği ruhsal saptırma mekanizmasıdır. İnsanlar karşıtlıklarını, günah keçilerine, kendi suçları olmayan şeyler yüzünden suçlanan insanlara yöneltirler. Gğnah keçisi terimi, her yıl bütün günahlarını, daha sonra kıra salıverilecekleri bir keçiye yükleme ayini yapan eski İbranilere dayanmaktadır. Günah keçisi yaratmak, durumları kötü olan iki etnik grubun birbirleriyle ekonomik çıkarlar için rekabet ettiği durumlarda yaygındır. Örneğin, siyahlara karşı ırkçı saldırılarında bulunanların çokluk, ekonomik durumları onlarınkine benzerdir. Bu insanlar siyahları, gerçek kökenleri başka yerde olan dertleri yüzünden suçlarlar. Günah keçisi yaratmak, çokluk yansıtmayı, kişinin kendi istek ya da özelliklerini bilinçsiz bir biçimde başkalarına atfetmesini içerir. Burada cinsellik sözkonusu olabilir. Araştırmalar sürekli olarak, çoğunluk grubunun üyeleri bir azınlığa şiddet uyguladıklarında ve onu cinsel olarak sömürdüklerinde, bu cinsel şiddet özelliklerini azınlık grubunun kendisinin taşıdığına inanma eğiliminde olduklarını göstermektedir. Örneğin, eskiden Amerika nın Güney eyaletlerinde beyazların, Afrikalı, Amerikalı erkeklerin şehbet düşkünü olduklarına inanmaları, olasılıkla kendi cinsel sorunlarından kaynaklanmaktadır, çünkü beyaz kadınlara cinsel bakımdan ulaşmak, yasanın biçimsel yapısı gereği yasaktı. Benzer biçimde, Güney Afrika da ki, siyah erkeklerin cinsel bakımdan özellikle güçlü olduklarıi siyah kadınların ise şehvetli oldukları inancı, beyazlar arasında çok yaygındı. Siyah erkeklerin cinsel bakımdan beyaz kadınlar için çok tehlikeli olduğu düşünülmekteydi gerçekte ise, cinsel temasların hemen hemen hepsi, beyaz erkekler tarafından siyah kadınlara yöneltilmekteydi. Irkmerkezcilik, Grup Kapanması ve Kaynak Dağıtımı Genel bir düzeyde, etnik çatışmalarda söz konusu olan sosyolojik kavramlar, Irkmerkezcilik, grup kapanması ve kaynak dağıtımı kavramlarıdır. Irkmerkezcilik dışarıdakiler hakkıda beslenen kuşkuyla birlikte, başkalarını kişinin kendi kültürüne dayanarak değerlendirmesi- daha önce karşılaştığımız bir kavramdır. Hemen hemen bütün kültürler bir ölçüye kadar ırkmerkezcidir; ırkmerkezciliğin klişelerle düşünme eğilimleriyle birleştiklerini görmek de kolaydır. Dışarıdakilerin, yabancılari barbarlar ya da ahlaki ve zihinsel bakımdan aşağıda oldukları düşünülür. Bu, örneğin, çoğu uygarlığın daha küçük

kültürlere nasıl baktığını ve bu tutumun tarihteki sayısız etnik çatışmalara nasıl yol açtığını açıklamaktadır. Irkmerkezcilik ve grup kapanması, genellikle elele gider. Kapanma, grupların kendileirni ötekilerden ayıran sınırları koruma sürecine göndermede bulunmaktadır. Bu sınırlar, bir etnik grubu bir başkasından ayıran farklılıkları keskinleştiren dışlama aygıtları aracılığıyla oluşturulmaktadır. Bu tür aygıtlar arasında, gruplar arasındaki evlilikleri sınırlamak ya da yasaklamak, toplumsal ya da ticaret gibi ekonomik ilişkilere sınırlamalar getirmek ve grupların fiziksel olarak birbirlerinden ayrılması (etnik gettolarda olduğu gibi) yer almaktadır. ABD deki Afrikalı Amerikalılar, bu üç dışlama aygıtıyla da karşılaşmışlardır: Kimi eyaletlerde ırklar arasındaki evlilikler yasaklanmıştır; Güneyde ekonomik ve sosyal ayrımlar yasayla belirlenmiştiri ayrılmış siyah gettolar da çoğu büyük kentte hala varlıklarını sürdürmektedir. Kimi zaman eşit güçte olan gruplar karşılıklı olarak kapanma sınırlarını belirlerler: Bu grupların üyeleri birbirlerinden uzak dururlar; ancak hiçbir grup ötekine baskın çıkamaz. Bununla birlikte daha yaygın bir uygulama, bir etnik grubun öteki üzerinde gücü elinde tutmasıdır. Bu koşullarda, grup kapanması, servet ve maddi malların bölüşümündeki eşitsizlikleri kurumlaştıran kaynak dağıtımı ile çakışır. Etnik gruplar arasındaki en yoğun çalışmalardan bir bölümü, bunlar arasındaki kapanma sınırları çevresinde kümelenir; bunun nedeni bu sınırların tam olarak servet, güç ya da toplumsal konum eşitsizliklerini göstermesidir. Etnik grup kapanması kavramı, insan topluluklarını birbirlerinden ayıran, hem çarpıcı hem de daha üstü kapalı nitelikteki farklılıkları anlamamıza yardımcı olmaktadır insanların yalnızca neden vurulduklarını, linç edildiklerini, dövüldüklerini ya da taciz edildiklerini anlamakta değil, neden iş bulamadıklarını, iyi bir eğitim göremediklerini ya da yaşayacak iyi bir yer edinemediklerini de anlamamızı sağlayabilir. Güç, servet ve toplumsal statü, kıt kaynaklardır kimi gruplar bunlara ötekilerden daha çok sahiptirler. Kendi üstün konumlarını sürdürebilmek için ayrıcalıklı gruplar kimi zaman ötekilere karşı şiddete başvurabilir. Benzer biçimde, ayrıcalıkları az olan gruplar da, kendi durumlarını iyileştirmek için şiddete başvurabilirler. Etnik Karşıtlık: Tarihsel Bir Bakış Açısı Günümüzdeki etnik ilişkiler ve etnik karşıtlıkları bütün boyutlarıyla çözümleyebilmek için, tarihsel bir bakış açısı benimsemek zorundayız. Bugünkü ayrılıkları, Batı sömürgeciliğindeki genişlemenin dünyanın geri kalanını etkisi altına aldığına özel bir önem vermeden anlamak olanaksızdır. On beşinci yüzyıldan başlayarak, Avrupalılar daha önce keşfedilmemiş denizler ve topraklara doğru, keşif ve ticaret amacıyla oldupu kadar yerli halkları egemenlikleri altına almak ve boyun eğdirmek için de, açıldılar. Avrupalılar, bu yeni bölgelere yerleşmek amacıyla Avrupa dan milyonlarca kişiyi getirdiler. Bunun yanında köle ticareti yoluyla da, Afrika dan Amerikalara çok syıda insan getirdiler. Geçmiş 350 yıl civarında ortaya çıkan olağanüstü nüfus hareketleri şöyledir: Avrupa dan Kuzey Amerika ya. On yedinci yüzyıldan günümüze kadar Avrupa dan, 45 milyon kadar kişi bugün ABD ile Kanada olan yerlere göç ettiler. Kuzey Amerika da bugün yaşayan yaklaşık 150 milyon kişi, kendi köklerini bu göçte bulabilir.

Avrupa dan Orta ve Güney Amerika ya. Avrupa dan, özellikle İspanya, Portekiz ve İtalya dan yaklaşık 20 milyon kişi, Orta ve Güney Amerika ya göç ettiler. Bugün bu bölgelerde yaşayan yaklaşık 50 milyon kişi, Avrupa kökenlidir. Avrupa dan Afrika ve Avustralya ya. Bu kıtalarda yaşayan yaklaşık 17 milyon kişi, Avrupa kökenlidir. Afrika da, çoğunluk, esas olarak İngilizler ve Hollandalılar tarafından sömürgeleştirilmiş olan Güney Afrika ya göç etmiştir. Afrika dan Amerikalara. On altıncı yüzyıldan başlayarak, yaklaşık 15 milyon siyah, kendi istekleri dışında Kuzey ve Güney Amerika kıtalarına taşındılar. Bunların neredeyse 1 milyonu, on altıncı yüzyılda, 1,3 milyonu on yedinci yüzyılda, 6 milyonu on sekizinci yüzyılda ve 2 milyonu da on dokuzuncu yüzyılda buralara vardı. Siyah Afrikalılar Amerikalara, köle aileler olarak hizmet vermek üzere, zincire vurularak getirildiler; bu süreç sırasında bir bütün olarak topluluklar vahşice yok edildiler. Bu nüfus akımları, ABD, Kanada, Orta ve Güney Amerika ülkeleri, Güney Afrika ve Avustralya ile Yeni Zelanda nın bugünkü etnik bileşiminin temelini oluşturmuştur. Bu toplumların hepsinde, yerli nüfus Avrupa egemenliğine boyun eğdirilmiştir ve bugün, Kuzey Amerika ile Avustralya da küçük etnik azınlıklar haline gelmişlerdir. Avrupalıların kendileri de değişik kökenlerden geldikleri için, bu yeni yurtlarında da sayısız etnik ayrılığı yerleştirmişlerdir. Sömürge çağının en üst düzeyinde, on dokuzuncu yüzyıl ile yirminci yüzyılın başlarında, Avrupalılar öteki pek çok bölgedeki yerli nüfusu da egemenlikleri altına almışlardır:: Hinfistan, Burma, Malezya ve Orta Doğu nun kimi bölgeleri. Avrupa nın yayılma döneminin büyük bölümünden ırkmerkezci tutumlar, kendilerinin dünyanın geri jalanına uygarlık götürme görevlerinin olduğuna inanan sömürgeciler arasında çok yaygındı. Daha liberal Avrupalılar bile, kendilerini karşılaştıkları yerli halktan daha üstün görüyordu. Avrupalılar kendi bakış açılarının dikkate alınmasını sağlayacak güce sahip olduklarından, yerli halkın büyük bölümünün sömürgeciler hakkında tam da aynı şeyi düşünüyor olmalarının hiçbir önemi yoktu. Sömürgeciliğin ilk dönemleri, ırkçılığın yükselişi ile çakışmaktadır; o günden bu zamana kadar da eski ırk ayrılıkları ile çatışmaları, bir bütün olarak etnik çatışmalarda öncelikli yer tutmaktadır. Özellikle, beyazları siyahlardan ayrı tutan ırkçı görüşler, Avrupalı tutumunda merkezi bir yer tutmaktadır.