İNSANIN FİZİKSEL BOYUTLARINDAKİ DEĞİŞMELER VE ERGONOMİK AÇIDAN ÖNEMİ



Benzer belgeler
SEKÜLER TREND BARıŞ ÖLMEZ. İNSANDA SEKÜLER DEĞİŞİM Türkiye de Seküler Değişim

ANKARA DA YAŞAYAN ÇOCUKLARIN BAZI ANTROPOMETRİK ÖLÇÜLERİNDE YILLARI ARASINDA GÖZLENEN DEĞİŞİMLER. İzzet DUYAR 1

Cinsiyet Eşitliği MALTA, PORTEKİZ VE TÜRKİYE DE İSTİHDAM ALANINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİ İLE İLGİLİ GÖSTERGELER. Avrupa Birliği

2016 Ocak SEKTÖREL GÜVEN ENDEKSLERİ 25 Ocak 2016

Türkiye Cumhuriyeti-Ekonomi Bakanlığı,

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

6.6. Korelasyon Analizi. : Kitle korelasyon katsayısı

MATEMATİK DERSİNİN İLKÖĞRETİM PROGRAMLARI VE LİSELERE GİRİŞ SINAVLARI AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

Ertan Yesari HASTÜRK a Murat Uzel b

HAZIRGİYİM VE KONFEKSİYON SEKTÖRÜNÜN 2014 HAZİRAN İHRACAT PERFORMANSI ÜZERİNE KISA DEĞERLENDİRME

Türkiye: Gelecek Nesiller İçin Fırsatların Çoğaltılması. Erken Çocukluk Gelişimi Konferansı Ekim 2010

TÜRK SANAYĠSĠNĠN KALBĠ TEKSTĠL VE HAZIR GĠYĠM SEKTÖRÜNDEKĠ GELĠġMELER

Türkiye İnsani Gelişme Raporu kapsamında İGE değerleri ve sıralamalarındaki değişiklikler

ECZACILIK SEKTÖRÜ T.C. GÜMRÜK VE TİCARET BAKANLIĞI RİSK YÖNETİMİ VE KONTROL GENEL MÜDÜRLÜĞÜ EKONOMİK ANALİZ VE DEĞERLENDİRME DAİRESİ

AR& GE BÜLTEN ARAŞTIRMA VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ HAZİRAN. Turizm Sektörü Genel Değerlendirmesi ve Sektörde Çalışanların İş Tatmini

GAZİ ÜNİVERSİTESİ KAMU YÖNETİMİ BÖLÜMÜ STRATEJİK PLANI

Gazi Üniversitesi Patent Destek Birimi Deneyimleri

KONUT MUTFAKLARINDA ERGONOMİK VE ANTROPOMETRİK YAKLAŞIMIN BİREY YAŞAMINA ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI

TÜTÜN ÜRÜNLERİ İMALATI SEKTÖRÜ

ANKARA İLİ BASIM SEKTÖRÜ ELEMAN İHTİYACI

Mart Ayı Enflasyon Gelişmeleri

Özet. Giriş. 1. K.T.Ü. Orman Fakültesi, Trabzon., 2. K.Ü. Artvin Orman Fakültesi, Artvin.

Dünya Nüfus Günü, 2016

ÜNİTE:1. Sosyal Politikaya İlişkin Genel Bilgiler ve Sosyal Politikanın. Araçları ÜNİTE:2. Sosyal Politikanın Tarihsel Gelişimi ÜNİTE:3

Ç.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Cilt 19, Sayı 2, 2010, Sayfa Doç. Dr. Songül TÜMKAYA İlknur ÇAVUŞOĞLU

İLK ÖĞRETİM MÜFREDATINDA DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ

AVRASYA ÜNİVERSİTESİ

Fon Bülteni Ağustos Önce Sen

Okullarda bulunan kütüphanelerin fiziki koşulları nelerdir? Sorusuna tarama yöntemi kullanarak yanıt aranabilir. Araştırmacı, okul kütüphanelerindeki

TEFE VE TÜFE ENDEKSLERİ İLE ALT KALEMLERİNDEKİ MEVSİMSEL HAREKETLERİN İNCELENMESİ* Soner Başkaya. Pelin Berkmen. Murat Özbilgin.

Nicel araştırmalar altında yer alan deneysel olmayan araştırmaların bir alt sınıfında yer alır. Nedensel karşılaştırma, ortaya çıkmış ya da daha

SİGORTACILIK VE BİREYSEL EMEKLİLİK SEKTÖRLERİ 2010 YILI FAALİYET RAPORU YAYIMLANDI

Hipotez Testinin Temelleri

Geçerliliği olasılık esaslarına göre araştırılabilen ve karar verebilmek için öne sürülen varsayımlara istatistikte hipotez denir.

Kuru Kayısı. Üretim. Dünya Üretimi

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

Yard. Doç. Dr. Necmettin ÖZEL Abant İzzet Baysal Üniversitesi Öğr. Grv. İbrahim KARAGÖZ Abant İzzet Baysal Üniversitesi

SOSYOLOJİSİ KISA ÖZET KOLAYAOF

HAZIR GİYİM İŞLETMELERİNDE İNSAN MAKİNE SİSTEMLERİNİN TASARIMINDA ANTROPOMETRİK UYUM

EKİM twitter.com/perspektifsa

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Eylül 2012, No: 39

İSTANBUL SANAYİ ODASI TÜRKİYE NİN İKİNCİ 500 BÜYÜK SANAYİ KURULUŞU-2015 ARAŞTIRMA SONUÇLARINI AÇIKLADI

Horton'nun (2001) belirttiği üzere web tabanlı öğretim ortamlarında genel olarak kullanılan ders yapıları aşağıdaki gibidir:

MODERN MÜHENDİSLİK HESAPLAMALARI İLE ASANSÖR BİLEŞENLERİNİN GÜVENİRLİKLERİNİN ARTTIRILMASI

Temel Bilgisayar Kullanımı Derslerinde Öğretici Tutumunun Öğrenmeye Etkisi

Türkiye'nin İklim Özellikleri

Önsöz. Değerli Meslektaşlarım,

TC T.C. ULAŞTIRMA BAKANLIĞI

Avrupa da UEA Üyesi Ülkelerin Mesken Elektrik Fiyatlarının Vergisel Açıdan İncelenmesi

İş kazalarında yaşamını yitiren binlerce işçinin anısına...

DOĞAL KAYNAKLAR VE EKONOMİ İLİŞKİLERİ

ULUSLARARASI İŞLETMECİLİK

SOYA VE HASADI TANSU BULAT GAMZE DİDAR KIZGIR

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü

FINDIK. Erdal SIRAY Ziraat Y. Mühendisi Fındık Araştırma İstasyonu, 2013

Kalite Kontrol Çemberleri (Kalite Çemberleri)

MALZEMELERİN GERİ DÖNÜŞÜMÜ. Prof.Dr. Kenan YILDIZ

ERGONOMİ SORULARI. 2. Aşağıdakilerden hangisi temel olarak iş fizyolojisi kapsamında ele alınacak konulardan birisi değildir? (A sınıfı 13 Mayıs 2012)

2013 Yılında Yabancıların Gayrimenkul Alımı Yüzde 15,7 Artarak 3,0 Milyar Dolar Oldu

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş. Kurumsal Yönetim Derecelendirmesi

KORELASYON VE TEKLİ REGRESYON ANALİZİ-EN KÜÇÜK KARELER YÖNTEMİ

... OKULU 7/... SINIFI SOSYAL BİLGİLER DERSİ YILLIK BEP ÇALIŞMA PROGRAMI. İletişimi olumsuz etkileyen davranışlara örnekler verir

21. Yüzyılın Başında II. Kırıkkale Sempozyumu Mart 2008 Kırıkkale

Çocuk, Ergen ve Genç Yetişkinler İçin Kariyer Rehberliği Programları Dizisi


Sektör eşleştirmeleri

İZMİR TİCARET ODASI BREZİLYA ÜLKE RAPORU

Deri ve Deri Ürünleri Sektörü 2016 Nisan Ayı İhracat Bilgi Notu

SINIF ÖĞRETMENLİĞİ ÖĞRENCİLERİNİN FEN BİLGİSİ LABORATUVARI UYGULAMALARI VE LABORATUVAR ŞARTLARINA İLİŞKİN GÖRÜŞLERİ

Çocuklarımızın etraflarındaki dünyayı keşfedebilmeleri için eğitim ortamımızı, canlı, renkli ve bütün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarladık.

METALİK OLMAYAN DİĞER MİNERAL ÜRÜNLERİN İMALATI Hazırlayan Filiz KESKİN Kıdemli Uzman

Esneklik... Talebin Fiyat Esnekliği. Esneklikler. Talebin Fiyat Esnekliğini Belirleyen Faktörler

EĞİLİM YÜZDELERİ (Trend) ANALİZİ

Kurumsal Yönetim ve Kredi Derecelendirme Hizmetleri A.Ş.

TÜRK EKONOMİSİNDEKİ SON GELİŞMELER PARA POLİTİKASINA İLİŞKİN BEKLENTİLER GAZİ ERÇEL. BAŞKAN Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası

BOSSA DIŞ GİYİM İŞLETMESİNDE FASON İPLİK İMALATI TERMİN SÜRELERİNE ALTI SIGMA ARAÇLARI İLE İSTATİSTİKSEL YAKLAŞIM

FARKLI TİP AYDINLATMA AYGITLARININ HARMONİK ETKİLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

YÖNETİM MUHASEBESİ ve Uygulamaları

İNŞAAT MALZEMELERİ SANAYİ ENDEKSLERİ SAYI-7 TEMMUZ 2015

ULUDAĞ OTOMOTĠV ENDÜSTRĠSĠ ĠHRACATÇILARI BĠRLĠĞĠ 2015 YILI OCAK-HAZĠRAN DÖNEMĠ DIġ TĠCARET DEĞERLENDĠRME RAPORU

Olasılık ve İstatistiğe Giriş-I (STAT 201) Ders Detayları

ÇALIŞAN BAĞLILIĞINA İTEN UNSURLAR NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR?

MİSYONUMUZ Okulumuzun varlık nedeni, bilimsel bilgi ışığında, değişime ve gelişime açık, toplumsal duyarlılık ve sorumluluğu olan, sorun çözme yeteneğ

HABER BÜLTENİ Sayı 66

Koruma Önleminin Uzatılmasına İlişkin Görüşlerimiz. 22 Kasım 2011

6. Kamu Maliyesi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası. Tablo 6.1. Merkezi Yönetim ve Genel Devlet Bütçe Dengesi (GSYİH'nin Yüzdesi Olarak)

Vatandaş krediye hücumda, borç ise borçla kapatılıyor

Demir Cevheri Fiyatlarında Son Dönemde Kaydedilen Gelişmeler ve Türkiye Ekonomisine Muhtemel Etkileri

E-DERS İZLENCESİ. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi.

MATEMATİK VE SOSYAL BİLİMLERİN UYUMUDUR PAZAR ARAŞTIRMALARI

Polonya 2014 Ekonomi Raporu :36:00

Değerlendirme testleri:

Genel Yetenek ve Eğilim Belirleme Sınavı

İnönü Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü 321 Cevher Hazırlama Laboratuvarı I HİDROSİKLON İLE SINIFLANDIRMA

Risk Tanımı Fırsat - Tehdit Risk Yönetimi Risk Yönetme Süreci Risklerin Tespit Edilmesi Risklerin Değerlendirilmesi Risklere Cevap Verilmesi

İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ (İBB), BAĞLI KURULUŞLARI VE ŞİRKETLERİNİN HARCAMALARI: Nurhan Yentürk

YAPI İŞLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ YÖRESEL MİMARİ ÖZELLİKLERE UYGUN TİP KONUT PROJESİ ŞANLIURFA EVLERİ

Akaryakıt kaçakçılığına geçit yok

GİRİŞ. Eğitimdir ki, bir milleti hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum halinde yaşatır veya bir milleti kölelik ve yoksulluğa terk eder.

Bu sektör raporu kapsamına giren ürünler şu şekilde sınıflandırılmaktadır: Ürün Adları. Eşyası. Yastık, Yorgan ve Uyku Tulumları

Transkript:

5. ERGONOMİ KONGRESİ:180-189 İNSANIN FİZİKSEL BOYUTLARINDAKİ DEĞİŞMELER VE ERGONOMİK AÇIDAN ÖNEMİ İzzet Duyar Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Fizik Antropoloji Anabilim Dalı ÖZET Antropometrik araştırmalar, son yüzyıl içerisinde pek çok toplumda insanın fiziksel boyutlarında seküler değişmeler olduğunu ortaya koymaktadır. Bu değişimin en belirgin olduğu ölçü boydur. Boyda meydana gelen pozitif seküler değişme büyük oranda bacak uzunluğundaki artıştan kaynaklanmaktadır. Bu sürecin Türkiye'de de geçerli olduğu yönünde bulgular vardır. Fiziksel boyutların değişmesi, insan-makine-çevre ilişkilerini düzenlemeyi ve bu düzenlemelerin insana uygun biçimde gerçekleştirilmesini amaç edinen ergonomi için, özellikle ileriye dönük tasarımlarda, dikkate alınması gereken bir noktadır. Fiziksel boyutlardaki değişmeler, insanın kullandığı tüm araç, gereç, donanım ve mimari yapılarda yeni düzenlemelere gidilmesini zorunlu kılmaktadır. Anahtar Kelimeler: Antropometri, seküler değişme, boy, vücut oranları, ergonomi CHANGES OF HUMAN BODY DIMENSIONS AND THEIR IMPLICATIONS IN ERGONOMICS ABSTRACT Anthropometric researches indicate that a positive secular trend has been observed in human physical dimensions, especially in terms of standing height, in many countries over the past century. This positive secular trend observed in the stature is almost due to increase in lower segment of the body. According to the anthropometric studies carried out in Turkey during the recent decades indicate that a similar trend has also been documented in this country. However, the

increase in the mean standing height is comparatively lower than the developed countries. The apparent changes in the physical dimensions are of particular importance for ergonomics, the main aim of which is to reorganize relationship of man-machine-environment. Therefore this fact must be taken into consideration for the application of principles of ergonomics aiming at designing furniture, building, clothing, etc., for future needs. Key words: Anthropometry, secular change, stature, body proportions, ergonomics 1. GİRİŞ İnsanoğlu milyonlarca yıldır çevresini bilinçli ve amaçlı olarak değiştirme uğraşısı içerisindedir. İnsanın doğayı değiştirme serüveni Homo habilis 'in yaklaşık 2,5 milyon yıl önce ilk taş aletleri yapmasıyla başlamıştır. Eski Taş Çağı olarak bilinen ve insanlık tarihinin büyük bir bölümünü oluşturan bu evrede insanın doğayı değiştirme hızı oldukça düşük düzeydedir. İnsanın çevresiyle ilişkilerinde ikinci büyük sıçrama günümüzden aşağı yukarı 10 bin yıl önce yaşanmıştır. Yeni Taş Çağı olarak da tanımlanan bu evrede insanoğlu toprağı ekip biçmeye başlamış ve üretici konumuna geçerek (Neolitik Devrim) doğayı değiştirme sürecine önemli bir ivme katmıştır. İnsanın çevreyi değiştirme uğraşısının üçüncü dönüm noktası 19. yüzyıl başlarında gerçekleşen Sanayi Devrimidir. Bu dönemin en büyük özelliği, insanın kendi yaptığı karmaşık makineler aracılığıyla doğayı ve çevresini değiştirme sürecine o güne dek görülmemiş olağanüstü bir hız vermesidir. İnsan, yaşamını daha iyi koşullarda sürdürmek için çevreyi ve doğayı değiştirmekte ve/veya yeniden düzenlemektedir. Ancak bu süreç yalnızca çevrenin değişmesiyle sonuçlanan tek yönlü bir gelişme değildir. Aksine, çevredeki değişimler, beraberinde insanın da değişmesine yol açmaktadır. Bu değiştirme/yeniden düzenlemeler için günümüz insanın elindeki en önemli araç makinelerdir. İnsan, değişen bu çevre koşullarına uyum için yeni yaşam biçimleri ve davranış kalıpları geliştirir. Tanımlanan bu sistemin dikkati çeken diğer bir özelliği, sistemi oluşturan her bir öğenin zaman içerisinde değişmesidir ki bu da durağan olmayan bir sistemle karşı karşıya olduğumuzu gösterir (Çizim 1). İnsan, yaşadığı çevreyi değiştirirken dolaylı yoldan kendisini de değiştirdiği gerçeğini 19. yüzyılın sonlarına doğru algılamaya başladı. Çevrede yapılacak yeni düzenlemelerin ve insan tarafından kullanılacak olan her türlü araç, gereç ve mimarinin insana uygun olması gerektiği düşüncesi ise ancak 20. yüzyılın ikinci yarısında filizlerini vermeye başladı. Bu aslında, insanın çevreyi değiştirirken ne

denli bilinçsiz davrandığını da kavramasıydı. İşte bir disiplin olarak ergonominin temellerinin atılması ve serpilmesi bu tarihsel gelişimin bir sonucudur. İNSAN MAKİNA ÇEVRE Çizim 1: İnsan-makine-çevre etkileşim modeli. Ergonomik yaklaşımda insan-makine-çevre ilişkileri üçlü bir sacayağı olarak düşünülebilir. İnsan için çevre ve makine vazgeçilmez öğeler olduğuna göre, insanın geleceği sacayağını dengeye oturtmasına ve dengeyi sürdürmesine bağlıdır. Yukarıda söz edildiği üzere, insanın fiziksel yapısında sürekli bir değişim gözlenmektedir. Bu nedenle, insanın fiziksel yapısında gözlenen boyut değişimlerinin niteliğinin belirlenmesi ve sistemin diğer öğelerinin de buna göre yeniden düzenlenmesi gerekir. Bir toplumun fiziksel boyutlarında ne gibi değişmelerin ortaya çıktığını ve ileride ne gibi değişmelerin yaşanacağını öngörmenin iki yolu vardır. Bunlardan ilki, eskiye dönük antropometrik çalışmaların dikkate alınarak belli periyotlar halinde bu değişimin yönünün çıkartılmasıdır. İnsan boyutlarındaki değişimleri belirlemenin ikinci yolu, optimal ve aktüel nitelikli antropometrik verilerin karşılaştırılmasıdır. Bu yazıda, Türk toplumu esas alınarak insan boyutlarının özellikle boy yönünden değişip değişmediği ele alınmakta; ayrıca, söz konusu değişimlerin ergonomi ve verimlilik açısından önemi üzerinde durulmaktadır. 2. SEKÜLER DEĞİŞME İnsanın fiziksel boyutlarında (antropometrik ölçülerinde) kuşaklar arasında ya da uzun bir zaman diliminde değişmelerin olmasına seküler değişme denir. Sözü edilen değişme artma yönünde ise pozitif seküler eğilim, azalma yönünde

ise negatif seküler eğilim terimleri kullanılır (Tobias 1985). Karşılaşılan üçüncü bir durum da ölçülerde herhangi bir değişmenin gözlenmemesidir, ki bu da seküler değişmenin olmadığı anlamına gelir. Nedeni tam olarak bilinmese de yeryüzünün büyük bir bölümünde hem çocukların hem de yetişkinlerin önceki kuşaklardan daha uzun boylu ve ağır oldukları gözlenmektedir (Meredith 1976; Tobias 1985; Tanner 1988; Malina 1990). Örneğin Tanner (1988), Britanya, İskandinavya, Almanya, Polonya ve Kuzey Amerika verilerini bir arada değerlendirerek, 5 7 yaş grubu çocuklarda ve erişkinlerde 100 yıllık zaman diliminde boyda her on yılda yaklaşık 1 cm, ağırlıkta ise 0,5 kg artış olduğunu ileri sürmektedir. Aynı araştırmacıya göre ergenlik çağı çocuklarında sözü edilen artışlar boyda yaklaşık 2,5 cm iken ağırlıkta 7 kg'dır. Seküler değişme konusunda çeşitli araştırmacılar yukarıdaki bulguları destekleyen sonuçlara ulaşmışlardır. Sözgelimi Meredith (1976), Asya, Avustralya, Avrupa ve Kuzey Amerika'da yapılan bölgesel çalışmaları gözden geçirerek, her on yılda boyda gözlenen artışın geç çocukluk dönemindekiler için yaklaşık 1,3 cm, ergenlik çağındakiler için 1,9 cm ve genç yetişkinler için 0,6 cm olduğunu bildirmektedir. Pozitif seküler değişme pek çok ülkede ve özellikle de gelişmiş toplumlarda karşımıza çıkan bir olgudur. Buna karşılık Afrika, Asya, Latin Amerika ve Orta Doğu toplumlarının bazılarında ya seküler değişmenin olmadığı ya da negatif yönde bir seküler eğilimin olduğu yönünde bulgular vardır (Tobias 1985). Bu saptamada ülkemizi ilgilendiren nokta, Kenntner adlı araştırmacının (aktaran Tobias 1985) seküler değişmenin olmadığı ülkeler arasında Türkiye'yi de saymasıdır. 2.1. Türkiye'de Seküler Değişme Ülkemiz insanın fiziksel boyutlarında kuşaklar arasında değişmenin olup olmadığı konusunda kapsamlı ve ayrıntılı bilgilere sahip değiliz. Ülkemizde seküler değişime ilişkin bilgiler çoğu zaman başka konuları irdeleyen çalışmalarda ve satır aralarında bir kaç tümceyle yer almaktadır. Seküler değişme araştırmalarının bu denli kısır kalmasının en önemli nedeni, eskiye dönük kapsamlı ve örneklemi iyi tanımlanmış antropometrik araştırmaların sayıca yetersiz olmasıdır. Bilindiği üzere sosyoekonomik etmenler fiziksel yapının önemli belirleyicileri arasında yer alır ve bu yüzden seküler eğilimi konu alan araştırmalarda karşılaştırılan grupların sosyoekonomik özellikler yönünden aynı ya da benzer olmaları önkoşulu vardır. Ancak, eski tarihli araştırmalarda ölçülen bireylerin sosyoekonomik özelliklerinin ya hiç ele alınmamış ya da iyi

tanımlanmamış olması günümüz çalışmalarıyla karşılaştırılmasını engellemektedir. Seküler değişme araştırmalarının yapılmasını güçleştiren diğer bir etmen de eski tarihli incelemelerde verilerin istatistiksel açıdan yeterince işlenmemesidir. Ülkemizde yapılan seküler değişme araştırmalarını çocuklar ve yetişkinler üzerinde yapılanlar olmak üzere iki ana başlık altında toplayabiliriz. Ülkemiz çocuklarının fiziksel boyutlarında ve büyüme örüntüsünde gözlenen seküler eğilimin yönü konusunda kaynak olarak kullanılabilecek çalışmalardan ikisi Bostancı (1950, 1954) ve Kayış (1986)'a aittir. Duyar (1995), Ankara'da yaşayan ilkokul öğrencileri üzerinde gerçekleştirilen bu iki araştırmanın verilerini (9 11 yaş grubu) seküler değişme açısından incelemiş ve erkek çocukların ortalama boyunun her on yılda 0,96 cm, kız çocuklarınkinin ise 0,94 cm arttığını ortaya koymuştur. Sözü edilen her iki çalışmada da örneklemler toplumun "genel"ini yansıtmakta ve sosyoekonomik açıdan tüm yelpazeyi kapsamaktadır. Türkiye'de yetişkinler üzerinde seküler değişmeye değinen ilk araştırmacılardan birisi Refakat Çiner'dir. Araştırmacı, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden 18 40 yaş arasında 2501 kadının antropometrik özelliklerini ele alarak bulgularını 1937 yılında yapılan Türkiye Antropometri Anketi'nin verileriyle karşılaştırmış ve kadınların boyunda seküler bir artışın gözlendiğini vurgulamıştır (Çiner 1960). Çiner'in bu görüşleri daha sonraki yıllarda çeşitli araştırmacılar tarafından da doğrulanmıştır. Örneğin Özok (1981, 1988), 1000 sanayi işçisinin fiziksel boyutlarını Türkiye Antropometri Anketi sonuçlarıyla karşılaştırmış ve boyda 1937 1980 arasında ortalama 2,7 cm, ağırlıkta ise 4,46 kg'lık bir artış olduğunu belirlemiştir. Aynı yazara göre yetişkin erkeklerde on yıllık boy artışı 0,7 cm iken, on yıla düşen ağırlık artışı 1,05 kg'dır. Seküler değişmeyi konu alan diğer bir çalışma Koçoğlu (1990) tarafından Sivas'ta 1960 1985 yılları arasında askere alınan genç erkeklerin kayıtlarının incelenmesiyle gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmanın bulgularına göre, köyden başvuran asker adaylarının boyunda 25 yılda ortalama 2,30 cm, kentten başvuranlarda ise 4,32 cm artış olmuştur. Tüm bu bulgular bir arada değerlendirildiğinde, Kenntner'in bulgularının aksine, Türk toplumunda pozitif yönde bir seküler değişmenin olduğu söylenebilir. Söz konusu değişme hem çocukların büyüme örüntüsü hem de yetişkinlerin fiziksel boyutları için geçerli gibi görünmektedir. Ancak, burada üzerinde durulması gereken nokta, Türk insanındaki seküler değişmenin gelişmiş ülkelerin gerisinde kaldığıdır. Yukarıdaki satırlarda da söz edildiği üzere (Tanner 1988), gelişmiş ülkelerde boydaki on yıllık artış miktarı ergenlik dönemi için yaklaşık 2,5 cm iken Ankara'daki çocuklarda bu değer yaklaşık 0,9 cm'dir. Ancak

Ankaralı çocukların ergenlik çağında olmayıp bu dönemin hemen öncesinde olduğu gözden ırak tutulmamalıdır. Yani, ergenlik çağındaki çocuklar araştırılabilseydi yukarıda verilen 0,9 cm/on yıl değerinin biraz daha yüksek olması beklenirdi (Meredith 1976). Yetişkinler için de durumun yaklaşık aynı olduğu görülmektedir: Gelişmiş ülkelerde yetişkinlerin boyları her on yılda yaklaşık 1 cm artarken Türk toplumu için bu değer Özok (1981)'un bulgularına göre 0,7 cm dolayındadır. 2.2. Vücut Oranlarındaki Değişmeler İnsanın boyutlarındaki bu değişimlerin vücudun alt bölümlerine yansıması ne düzeydedir? Soruyu daha da özelleştirirsek; boydaki artış bedenin alt bölümünden (bacak uzunluğu) mi yoksa üst kısmından (oturma yüksekliği) mı kaynaklanmaktadır? Eldeki veriler boydaki seküler artışın büyük ölçüde bacaktaki uzamaya bağlı olduğu yönündedir. Boydaki seküler artışın bacak uzunluğundan kaynaklandığını bilim çevrelerinde dile getiren ilk araştırmacılardan biri Çiner'dir. Çiner (1960), yetişkin Türk kadınları üzerinde yaptığı antropometrik araştırmanın bulgularına dayanarak, ülkemizde 1937 1960 yılları arasında yetişkin kadınların boy ortalamasında artış olduğunu ve bu artışın daha çok alt tarafta gerçekleştiğini vurgulamıştır. Aynı yöndeki bulgulara, Norveç'te 1921 ve 1962 yılları arasında askere alınan gençlerin antropometrik değişimini inceleyen Udjus adlı araştırmacı da ulaşmıştır (aktaran Tanner ve ark. 1982). Udjus'un bulgularına göre, gençlerin alt taraf uzunluğundaki artış, 4,1 cm iken oturma yüksekliğindeki artış yalnızca 1,0 cm'dir. Bu konudaki en ayrıntılı çalışmalardan birini Tanner ve arkadaşları (1982) gerçekleştirmiştir. Sözü edilen çalışmada Japon okullarında 1957, 1967 ve 1977 yıllarında alınan boy ve oturma yüksekliği verileri Preece-Baines I büyüme modeli kullanılarak incelenmiş ve yetişkin erkeklerin boyunda 30 yıl içerisinde 4,3 cm, kadınların boyunda ise 2,7 cm artış olduğu belirlenmiştir. Tanner ve arkadaşları (1982) bu bulguları ayrıntılı incelediklerinde, boydaki artışın oturma yüksekliğinden değil, tamamen bacak uzunluğundaki artıştan kaynakladığı sonucuyla karşılaştılar. Ülkemizde bu konuda yapılan araştırmalara göz atılacak olursa yukarıdaki bulgulara benzer sonuçlara ulaşıldığı görülür. Örneğin Duyar (1995), Ankaralı çocuklar üzerinde yapılan iki araştırmanın (Bostancı 1954; Duyar 1990) verilerini temel alarak 10 yaşındaki ilkokul öğrencilerinin boyunda gözlenen artışın yaklaşık % 65'inin alt taraf uzunluğunda gerçekleştiğini ortaya koymuştur. Bu bulgulara koşut olarak, ele alınan yaş dilimindeki çocuklarda oturma yüksekliğinin boya

oranının azaldığı, buna karşılık alt taraf uzunluğunun boya olan katkısının arttığı görülmektedir (Duyar 1995). 3. OPTİMAL VE AKTÜEL ANTROPOMETRİK DEĞERLER İnsanın fiziksel boyutlarında oluşabilecek değişimler hakkında bilgi edinmenin ikinci yolu, optimal ve aktüel nitelikli antropometrik verileri karşılaştırmaktır. Optimal değerler toplumun üst sosyoekonomik kesiminde bulunan ve olumsuz çevre koşullarından en az etkilenen gruplardan elde edilir. Diğer bir deyişle, optimal değerler, verilen toplum için ulaşılacak fiziksel boyut kapasitesinin üst sınırlarını yansıtır. Buna karşılık aktüel veriler ele alınan grubun ortalamasını, yani mevcut durumunu yansıtır (Duyar 1992). Alt ve orta sosyoekonomik katmanlarda yer alan grupların yaşam koşullarının iyileştirilmesi halinde bu bireylerin ortalamasının optimal değerlere yaklaşacağı ve sosyal sınıflar arasında gözlenen boyut farkının ortadan kalkacağı söylenebilir. Bunun örnekleri bazı İskandinav ülkelerinde yaşanmıştır (Tanner 1990). Türkiye'de yapılan antropometrik araştırmalara bu açıdan bakılacak olursa, aktüel değerlerle optimal değerler arasında önemli farklılıkların olduğu görülür. Kayış (1986) ve Saatçioğlu (1988)'nun araştırmaları sırasıyla aktüel ve optimal veriler için örnek olarak alınırsa, 7 11 yaş arası ilkokul çocukları için bazı yorumlar yapmak mümkün olur. Çizelge 1'den de Çizelge 1: Optimal ve Aktüel Nitelikli Araştırmalara Göre 7 11 Yaş Grubu Türk Çocuklarında Boy Ortalaması (Kaynak: Saatçioğlu 1988; Kayış 1986)* Erkekler Kızlar Yaş Optimal Aktüel Fark Optimal Aktüel Fark 7 123,04 116,7 6,34 121,04 115,1 5,94 8 128,55 121,0 7,55 126,20 120,5 5,70 9 132,91 126,7 6,21 132,06 125,7 6,36 10 137,58 131,8 5,78 137,60 131,6 6,00 11 141,19 136,4 4,79 141,88 136,2 5,68 * Yaş dilimlerini oluşturma açısından iki araştırma arasında farklılık vardır; örneğin, Kayış ın araştırmasında 10 yaş grubunu 10,0 10,9 yaşlarındakiler oluştururken Saatçioğlu nun araştırmasında bu yaş grubu için 9,5 10,4 olanlar seçilmiştir görüleceği gibi, optimal değerlerle aktüel değerler arasındaki fark yaklaşık 5 7 cm arasındadır. Farklı bir anlatımla, ülkemizde toplumun alt ve orta tabakalarında

yer alan kesimlerin sağlık, beslenme ve çevre koşullarında iyileştirmeler sağlanabilirse, yukarıdaki rakamlar, toplumun büyük bölümünü oluşturan bu kesimlerin boyunda meydana gelecek artış hakkında bize ipuçları verir. Optimal ve aktüel veriler yetişkinler açısından ele alındığında yukarıdakine benzer bir durumla karşılaşılır. Örneğin Özok (1981)'un araştırması yetişkin sanayi işçileri üzerinde gerçekleştirilmiş olması nedeniyle bir bakıma aktüel değerleri ifade eder. Bu araştırmada 1000 yetişkin erkeğin boy ortalaması 168,08 cm olarak bulunmuştur. Toplumumuzda yetişkin erkek boyutlarını konu alan ve aktüel değerlere ilişkin fikir verebilecek diğer bir çalışma 20 26 yaş arasındaki erler üzerinde yürütülmüş ve ortalama boy 170,19 cm olarak bulunmuştur (Kayış 1989). Ancak, askere alınacak adaylarda bazı bedensel özelliklerin elemeye tabi tutulması nedeniyle toplum bazında verilen değerin biraz daha düşük çıkma olasılığı yüksektir. Buna karşılık 1989 1990 yıllarında yapılan optimal nitelikli bir araştırmada 17 yaş grubu erkek çocukların boyları 174,58 cm olarak bulunmuştur (Duyar 1992). İstanbul da yaşayan ve üst sosyoekonomik düzeyde yer alan (optimal) ailelerin çocukları üzerinde yapılan başka bir araştırmada 17 yaş grubu için bulunan değer 173,5 cm'dir (Neyzi ve ark. 1978). Görüldüğü üzere, yetişkinlerin optimal ve aktüel değerleri arasında ortaya çıkan farklılık çocuklarda gözlenen farklılığa büyük ölçüde benzemektedir. 4. FİZİKSEL BOYUTLARDAKİ DEĞİŞMELERİN ERGONOMİK AÇIDAN ÖNEMİ Türkiye de yapılan antropometrik araştırmaların bulguları bir araya getirildiğinde fiziksel boyutların değişimi konusunda şu sonuçlara varılabilir: (1) Çoğu toplumda olduğu gibi ülkemizde de günümüzde çocukların daha hızlı büyüdükleri ve yetişkinlerin önceki kuşaklardan daha uzun boylu oldukları yolunda güçlü kanıtlar vardır; (2) Boydaki artıştan vücudun alt birimleri eşit düzeyde etkilenmemektedir; (3) Optimal ve aktüel antropometrik değerler arasında belirgin farklılıklar vardır. Bu bulguların diğer bir anlamı, ileriki yıllarda ülkemizde ortalama boyda artış olacağıdır. Boyda meydana gelecek artış miktarını, büyük ölçüde, toplumun alt ve orta kesiminde yer alan kitlelerinin yaşam standardı ve sağlık koşullarının iyileştirilme derecesi belirleyecektir. Çünkü, seküler eğilimin nedeni tam olarak bilinmese de, bilim çevreleri bu eğilimde çevresel faktörlerin (beslenme, hijyen, eğitim vb.) etkisinin gözardı edilmemesi gerektiğini vurgulamaktadırlar (van Wieringen 1986). Bu bulguların ergonomik açıdan önemi nedir? Yazının giriş bölümünde de değinildiği üzere, insan, ergonomik yaklaşımın temel bileşenlerinden biri

durumundadır. Bu yüzden, ergonomi, insanın yaşadığı ortamın ve onun kullandığı her türlü araç ve donanımın insana ve topluma uygun olmasını amaçlar. Bu bağlamda, insanın fiziksel yapısında meydana gelecek değişimler beraberinde yaşanılan ortamın, kullanılan araç, gereç ve donanımın da değiştirilmesini zorunlu kılar. Dünya üzerinde yaşayan insan topluluklarının fiziksel boyutlar yönünden farklılıklar gösterdiği herkes tarafından bilinen bir gerçektir. Bu nedenle pek çok toplum kendi fiziksel boyutlarını belirlemeye çalışmakta ve o toplum tarafından kullanılacak araç, gereç, alet, makine, donanım ve mimari yapıların kendi boyutlarına uygun olarak üretilmesi için çaba harcamaktadır. Bu görüşten hareketle ülkemizde de insan boyutlarını belirlemeye yönelik ergonomik amaçlı bazı antropometrik araştırmaların yapıldığı görülmektedir (Özok 1981; Kayış 1986, 1987, 1989; Bayazıt 1988; İkbal 1988; Gönen ve ark. 1990, 1991). Ancak ileriye dönük tasarımlarda Türk toplumunun boyutlarının değişeceği öngörüsü de hesaba katılması gereken bir unsurdur. Bu nedenle toplumun ileride hangi boyutlara ulaşacağını kestirmek ve tasarımları buna göre yapmak ergonomi ve verimlilik açısından önemli bir konudur. Örneğin, ülkemizde insan taşınmasında ağırlığın önemli bir kısmını yüklenen otobüslerde koltuklar arasındaki mesafenin önümüzdeki bir kaç on yıl içerisinde yeniden ele alınması gerekmektedir. Çünkü ülkemizde insan boyu giderek artmakta ve artışın büyük bir kısmı da bacaklarda olmaktadır. Benzer şekilde hazır giyim alanında, sandalye ve koltuk üretiminde, okullarda sıraların yapımında, taşıtların boyutlarında ve mimaride yeni düzenlemelere gidilmesi zorunlu hale gelecektir. Seküler değişme yalnızca boyu etkileyen bir süreç olmayıp, olasılıkla bedenimizin diğer bölümlerinde de değişmelere neden olmaktadır. Ancak, ülkemiz açısından vurgulanması gereken nokta, vücudun diğer bölümlerinin bu gelişimden nasıl etkilendiği konusunda hemen hiçbir bilgiye sahip olmadığımızdır. Bu çerçevede, boy dışındaki diğer antropometrik değişkenlerde oluşan seküler değişmeleri izleyebilmek ve gelecekteki gelişimine ışık tutabilmek için ayrıntılı antropometrik araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır. YARARLANILAN KAYNAKLAR Bayazıt, N. (1988) Konut donatım standartları belirlemek için gerekli antropometrik ölçüler: mutfak dolapları. 1. Ulusal Ergonomi Kongresi. Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi Yay. No. 372, 440 446.

Bostancı, E.Y. (1950) Türk Okul Çocuklarında Beden Gelişimi Üzerinde Bir Araştırma. Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Bostancı, E.Y. (1954) Ankara'da Türk okul çocuklarında boy büyümesi üzerinde bir araştırma. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 12: 41 75. Çiner, R. (1960) Türkiye kadınlarının antropolojisi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih- Coğrafya Fakültesi Dergisi, 18: 161 206. Duyar, İ. (1990) 10 yaş grubu çocukların antropometrik ölçülerinde eşeysel ve sosyoekonomik konuma göre görülen farklılıklar. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 34: 69 79. Duyar, İ. (1992) 12 17 Yaşlarındaki Türk Çocuklarının Büyüme Standartları. Ankara: Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Duyar, İ. (1995) Ankara'da yaşayan çocukların bazı antropometrik ölçülerinde 1950 1986 yılları arasında gözlenen değişimler. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, 12: (Baskıda). Gönen, E., V. Kalınkara, Ö. Özgen (1990) Mutfak Çalışma Merkezlerinde Optimum İş Yüksekliği ve Antropometrik Ölçüm İlişkisi Üzerine Ergonomik Bir Araştırma. Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi Yay. No. 408. Gönen, E., M. Bayraktar, Ö. Özgen (1991) Hazır giyim tüketiminde antropometri. 3. Ergonomi Kongresi. Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi Yay. No. 441, 118 131. İkbal, Ş. (1988) Ev ergonomisi açısından mutfak tasarımı. 1. Ulusal Ergonomi Kongresi. Ankara: Milli Prodüktivite Merkezi Yay. No. 372, 371 389. Kayış, B. (1986) İlkokul Öğrencilerinin Boyutsal Ölçülerinin Saptanması. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Rapor No. h 128. Kayış, B. (1987) İlkeğitim Yapılarına Yönelik Ergonomik Tasarımlarda Boyutsal Verilerin Kullanımı. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Rapor No. a 67. Kayış, B. (1989) Türk Erkek Toplumunun Antropometrik Ölçülerinin Belirlenmesi. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Rapor No. a 71. Koçoğlu, G. (1990) 1960 1985 yılları arasında erişkin erkeklerin boy uzunluğundaki değişiklikler. Beslenme ve Diyet Dergisi, 19: 209 216. Malina, R.M. (1990) Research on secular trend in auxology. Anthropologischer Anzeiger, 48: 209 227.

Meredith, H.V. (1976) Findings from Asia, Australia, Europe, and North America on secular change in mean height of children, youths and young adults. American Journal of Physical Anthropology, 44: 315-326. Neyzi, O., P. Binyıldız, H. Alp (1978) Türk çocuklarında büyüme ve gelişme normları I. Tartı ve boy değerleri. İstanbul Tıp Fakültesi Mecmuası, 41 (Ek 74): 1 22. Özok, A.F. (1981) Türk Sanayi İşçileri Üzerine Antropometrik Bir Araştırma. Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu, Proje No. MAG 533. Özok, A.F. (1988) Ergonomik Açıdan Çalışma Yeri Düzenleme ve Antropometri. İstanbul: MESS Yay. No. 125. Saatçioğlu, A. (1988) Growth Standards for 7 to 11-Year-Old Turkish Children. Kuopio: University of Kuopio Tanner, J.M. (1988) Human growth and constitution. Human Biology: An Introduction to Human Evolution, Variation, Growth, and Adaptability. (3rd ed.) G.A. Harrison, J.M. Tanner, D.R. Pilbeam, P.T. Baker, Oxford: Oxford University Press, 37 435. Tanner, J.M. (1990) Growth as a mirror of conditions in society. Growth as a Mirror of Conditions in Society. G. W-Lindgren (ed.), Stockholm: Stockholm Institute of Education Press, 9 48. Tanner, J.M., T. Hayashi, M.A. Preece, N. Cameron (1982) Increase in length of leg relative to trunk in Japanese children and adults from 1957 to 1977: comparison with British and with Japanese Americans. Annals of Human Biology, 9: 411 423. Tobias, P.V. (1985) The negative secular trend. Journal of Human Evolution, 14: 347 356. van Wieringen, J.C. (1986) Secular growth changes. Human Growth, V. 3. (2nd ed.) F. Falkner, J.M. Tanner (ed.), New York: Plenum Press, 307 331.