Kadın Sivil Toplum Örgütleri ve Yerel Demokrasi



Benzer belgeler
YÖNETİŞİM NEDİR? Yönetişim en basit ve en kısa tanımıyla; resmî ve özel kuruluşlarda idari, ekonomik, politik otoritenin ortak kullanımıdır.

Kadın Dostu Kentler Projesi. Proje Hedefleri. Genel Hedef: Amaçlar:

İ Ç İ N D E K İ L E R

Resmi Gazete Tarihi: Resmi Gazete Sayısı: 26313

Siyasi Parti. Siyasi iktidarı ele geçirmek ya da en azından ona ortak olmak amacıyla örgütlenmiş insan topluluklarına siyasi parti denir.

SİYASET NEDİR? Araştırma Soruları

Türkiye nin Anayasa Yapımı Süreci

Prof. Dr. OKTAY UYGUN Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi DEMOKRASİ. Tarihsel, Siyasal ve Felsefi Boyutlar

Bu bağlamda katılımcı bir demokrasi, hukukun üstünlüğü ve insan hakları alanındaki çalışmalarımız, hız kesmeden devam etmektedir.

ZEYTİNBURNU KENT KONSEYİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI UYGULAMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

hemşehri hukuku: Hemşehri hukuku: Herkes ikamet ettiği beldenin hemşehrisidir. Hemşehrilerin, belediye karar ve hizmetlerine katılma, belediye faaliye

BURSA KENT KONSEYİ BURSA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ NİN KATKILARIYLA

KENT YÖNETİMİNE KATILIM DÜNYA ÖRNEKLERİ

TÜRKİYE TİPİ BAŞLANLIK SİSTEMİ MODEL ÖNERİSİ. 1. Başkanlık Sistemi Tartışmasının Temel Gerekçeleri

KONAK KENT KONSEYİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

MİLLÎ EĞİTİM BAKANI SAYIN ÖMER DİNÇER İÇİN DEMOKRATİK VATANDAŞLIK VE İNSAN HAKLARI EĞİTİMİ PROJESİNİN AÇILIŞ KONFERANSI KONUŞMA METNİ TASLAĞI

HALKLA İLİŞKİLER: TEORİK ÇERÇEVE...

Partilerin 1 Kasım 2015 Seçim Beyannamelerinde Mahalli İdareler: Adalet ve Kalkınma Partisi

NİLÜFER KENT KONSEYİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ

Katılımcı Demokrasi STK ları Güçlendirme Önerileri

T.C ALANYA BELEDİYESİ KIRSAL HİZMETLER MÜDÜRLÜĞÜ YÖNETMELİK

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI SEÇİM SİSTEMLERİNİN SEÇMEN İRADESİNE ETKİSİ

1: İNSAN VE TOPLUM...

SAĞLIKLI ŞEHİR HAREKETİ KADIN ÇALIŞMALARI Kasım Eylül 2011

CHP CUMHURİYET HALK PARTİSİ PARTİ İÇİ EĞİTİM YÖNETMELİĞİ

Kamu Yönetimi Bölümü Ders Tanımları

Sivil Toplum Geliştirme Merkezi KATILIMCI DEMOKRASİDE YEREL YÖNETİM-STK İŞBİRLİĞİ 1. TOPLANTI

T.C. YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI Basın Bürosu Sayı: 19

OY HAKKI, SEÇİM ve SEÇİM SİSTEMLERİ

ANAYASAMIZI HAZIRLIYORUZ - 5-

DİASPORA - 13 Mayıs

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Türkiye nin Yeni AB Stratejisi ve Ulusal Eylem Planları

2. BÖLÜM Sinop Kent Konseyi Gençlik Meclisi Amacı, İlkeleri, Oluşumu ve Organları

İÇİNDEKİLER. ÖNSÖZ..i. İÇİNDEKİLER.iii. KISALTMALAR..ix GİRİŞ...1 BİRİNCİ BÖLÜM DEMOKRASİ - VESAYET: TEORİK VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

MADDELER T.C. İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ GENÇLİK MECLİSİ YÖNETMELİĞİ

ULUSLARARASI ÖĞRENCİLER MAHALLİ HEYETLERİNİN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİK

Açık Sistem Öğeleri

Madde 3 - (1) Bu Yönetmelik; 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanununun 76 ncı maddesine dayanılarak hazırlanmıştır.

DEVLET TEŞKİLATINA TEORİK YAKLAŞIMLAR PROF. DR. TURGUT GÖKSU VE PROF. DR. HASAN HÜSEYIN ÇEVIK

ULUSLARARASI ÖRGÜTLER

ANAYASA CEVAP ANAHTARI GÜZ DÖNEMİ YILSONU SINAVI Ocak 2019 saat 13.00

YERELYÖNETİM TARKANOKTAY

ANAYASAL ÖZELLİKLER. Federal Devlet

SÖKE KENT KONSEYİ ÇOCUK MECLİSİ ÇALIŞMA YÖNERGESİ. BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Siyaset Bilimine Giriş I SBG Yüz Yüze / Zorunlu / Seçmeli

KARŞILAŞTIRMALI SİYASAL SİSTEMLER

Kişisel Bilgiler. Adı Soyadı : Abdullah ÇELİK İş Adresi :

KADIN DOSTU KENTLER - 2

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu

Trans Terapi ve Dayanışma Grubu Toplantılarının Yedincisi Gerçekleşti. SPoD CHP Beyoğlu Belediyesi Başkan Aday Adayı Gülseren Onanç ile görüştü

YÖNETİMDE DÜRÜSTLÜK, ŞEFFAFLIK, HESAP VEREBİLİRLİK: NEREDEYİZ, NEREYE GİDİYORUZ? Erol Erdoğan. Genel Başkan Yardımcısı - İstanbul Milletvekili Adayı

İÇİNDEKİLER BİRİNCİ BÖLÜM SİVİL TOPLUM VE İLGİLİ KAVRAMLAR İKİNCİ BÖLÜM SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI (STK) EĞİTİMİ ÜÇÜNCÜ BÖLÜM SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI

KAMUDA KAYNAK KULLANIMI VE DENETİMİ

(DEÜ Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Bölümü Anayasa Hukuku Anabilim Dalı)

SAĞLIK HİZMETLERİNİN SUNUMUNDA SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ YERİ ve ÖNEMİ. Gazi ALATAŞ. 15 Şubat 2018 / Antalya

Değerli misafirler, Kıymetli iş insanları... Basınımızın değerli temsilcileri... Hanımefendiler... Beyefendiler...

18 Aralık 2009, İstanbul Ayşen SATIR

T.C. EYYÜBİYE BELEDİYESİ STRATEJİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ KURULUŞ, GÖREV VE ÇALIŞMA ESASLARI YÖNETMELİĞİ

Amasya da Kadın İstihdamının Artırılmasına Destek Projesi. Ülker Şener 1 Temmuz 2011, Amasya

TÜRKİYE DE KADINLARIN SİYASAL HAYATA KATILIM MÜCADELESİ VE POZİTİF AYRIMCILIK

Demokrat Bireyden Demokratik Topluma

T.C. ÜMRANİYE BELEDİYE BAŞKANLIĞI GENÇLİK VE SPOR HİZMETLERİ MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ. Birinci Bölüm AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

KAMU YÖNETİMİ (İŞL202U)

TÜRKİYE DE YENİ BİR DÖNEM: YEREL YÖNETİMLER REFORMU (3)

SİYASET ÜSTÜ DÜŞÜNMEK Pazar, 30 Kasım :00

SİVİL TOPLUM VE SU. Serap KANTARLI Türkiye Tabiatını Koruma Derneği.

KAMU YÖNETİMİ KAVRAMLAR-SORUNLAR-TARTIŞMALAR

KAMU YÖNETİMİNDE ÇAĞDAŞ YAKLAŞIMLAR

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Yerel Yönetimler YYÖ

T.C AKDENİZ BELEDİYELER BİRLĞİ 2011 YILI ÇALIŞMA PROGRAMI

ÖZGEÇMİŞ. Selçuk Üniversitesi, Karaman İİBF, Kamu Yönetimi Bölümü. Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi, İİBF, Kamu Yönetimi Bölümü

YÖNETMELİK. Üsküdar Üniversitesinden: ÜSKÜDAR ÜNİVERSİTESİ İNSAN ODAKLI İLETİŞİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

ULUSAL ÇALIŞTAY SONUÇLARI

Yönetim Kurulu Strateji Belgesi

BAĞIŞÇILAR VAKFI MODELİNİ DESTEKLEME PROGRAMI

bireysel özgürlük dayanışma eşit haklar öz saygı katılım

DİKMEN BÖLGESİ STRETEJİK GELİŞİM PLANI

DERS BİLGİLERİ SİYASET BİLİMİNE GİRİŞ Yrd. Doç. Dr. Orhan ALDANMAZ

KAMU POLİTİKASI BELGELERİ

DÜŞÜNCE KURULUŞLARI: DÜNYADAKİ VE TÜRKİYE DEKİ YERİ VE ÖNEMİ. Düşünce Kuruluşları genel itibariyle, herhangi bir kâr amacı ve partizanlık anlayışı

ABD - AB SERBEST TİCARET ANLAŞMASI Ve TÜRKİYE ÜZERİNE ETKİLERİ

Genel Kamu İdaresi Reformları Kapsamında Mali Yönetim ve Kontrol

YEREL YÖNETİMLERDE STRATEJİK PLAN ve UYGULAMA ÖRNEKLİ PERFORMANS ESASLI BÜTÇE. Dr. Ali İhsan ÖZEROĞLU Hatice KÖSE

Yerel Yönetim Vizyonu. Emin Dedeoğlu , Eskişehir

PERFORMANS PROGRAMI HAZIRLIK DANIŞMANLIĞI

Berlin Katılım gelişmesinin durumu ve perspektifler

GENÇLİK KOLLARI YÖNETMELİĞİ

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

YÖNT 101 İŞLETMEYE GİRİŞ I

Devam Eden Çatışma Şartları Altında Geçiş Dönemi Adaleti: Mekanizmalar, Dünya Deneyimi ve Türkiye 30 Eylül - 2 Ekim Armada Hotel - İstanbul

Ümit GÜVEYİ. Demokratik Devlet İlkesi Çerçevesinde. Seçimlerin Yönetimi ve Denetimi

ÖZGEÇMİŞ Azerbaycan Cumhuriyeti Anayasası nın Kurduğu Hükümet Rejimi (1998)

Yrd. Doç. Dr. Tevfik Sönmez KÜÇÜK Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi PARTİ İÇİ DEMOKRASİ

SOSYAL BİLGİLER 7 ESKİ VE YENİ MÜFREDAT KARŞILAŞTIRMASI (ÜNİTE YERLERİ DEĞİŞTİRİLMEDEN)

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX

Etkinlik Raporu AYRIMCILIKLA MÜCADELE VE EŞİTLİK YASASI HAZIRLIK SÜRECİNE SİVİL TOPLUM KATILIMI STK ÇALIŞTAYI. 23 Aralık 2014, Ankara

DERS PROFİLİ. POLS 337 Güz

T.C. KÜTAHYA BELEDİYESİ BASIN YAYIN VE HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRLÜĞÜ GÖREV YETKİ SORUMLULUK VE ÇALIŞMA YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM

Transkript:

Kadın Sivil Toplum Örgütleri ve Yerel Demokrasi İstanbul daki Kadın Kuruluşlarının Yerel Düzeydeki Siyasal ve Toplumsal Katılıma İlişkin Tutumları Araştırma Yürütücüsü Prof. Dr. Ömer ÇAHA Araştırma Asistanları Tuncer Ekicioğlu Emine Tuğba Kocabıyık Kübra Dilek Azman Mart 2008 Fatih Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi

İÇİNDEKİLER Sunuş...1 BİRİNCİ BÖLÜM ARAŞTIRMANIN KAPSAMI VE YÖNTEMİ...4 İKİNCİ BÖLÜM KATILIMCI SİYASET, YEREL DEMOKRASİ VE KADIN...11 1. Temsili Demokrasiden Katılımcı Siyasete...11 2. Yerel Demokrasi ve Yönetimde Reform Arayışları...17 3. Türkiye de Merkeziyetçi Yönetim Geleneği ve Yerel Demokrasinin İmkânı...23 4. Türkiye de Kadınlar ve Siyasal Katılım...27 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM KADIN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ: ÖRGÜTLENME BİÇİMİ, ÇALIŞMA SİSTEMİ VE FAALİYET ALANLARI...36 1. Anne Çocuk Eğitim Vakfı...36 2. Amargi Kadın Akademisi...38 3. Gaziosmanpaşa Kadınlar Kültür ve Dayanışma Vakfı...41 4. Hanımlar Eğitim ve Kültür Vakfı...43 5. Hazar Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği...46 6. Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği...49 7. Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı...53 8. Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı...56 9. Türk Kadınları Kültür Derneği...59 10. Ümraniye Kadın Merkezi...62 DÖRDÜNCÜ BÖLÜM KADIN SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ VE KATILIMA İLİŞKİN TUTUMLARI...66 1. Belediyelerle İlişkiler ve Yaşanan Sorunlar...67 2. Valilik ve Diğer Kamu Kurumlarıyla İlişkiler ve Sorunlar...73 3. Kadın Sivil Toplum Örgütleri ve Yerel Siyasete Katılım...79 4. Kadın Sivil Toplum Kuruluşları ve Toplumsal Duyarlılık...85 2

BEŞİNCİ BÖLÜM KADIN SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ KADINLARI ETKİLEME GÜCÜ...92 1. Kadın Sivil Toplum Kuruluşları ve Kurumsal Aidiyet...92 2. Siyasal Katılıma İlişkin Tutumlar...99 3. Sivil Toplum Kuruluşlarına ve Toplumsal Duyarlılığa İlişkin Tutumlar...06 4. Kadın Kuruluşlarına Katılanların Demografik Özellikleri...114 Sonuç...119 KAYNAKÇA...125 EK: SÖYLEŞİLER...134 Anne Ve Çocuk Eğitimi Vakfı...135 Amargi Kadın Kooperatifi...141 Gaziosman Paşa Kadınlar Kültür Ve Dayanışma Vakfı...150 Hanımlar Eğitim Ve Kültür Vakfı...157 Hazar Eğitim Kültür Ve Dayanışma Merkezi...166 Kadın Adayları Destekleme Ve Eğitme Derneği...172 Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı...179 Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı...188 Türk Kadınları Kültür Derneği...203 Ümraniye Kadın Merkezi...215 3

Sunuş Bu çalışmanın temel konusunu, İstanbul da bulunan kadın sivil toplum örgütlerinin, kadınların yerel düzeydeki siyasal ve toplumsal katılıma ilişkin tutumları oluşturmaktadır. Türkiye de 1980 sonrasında değişik kesimler arasında dikkate değer bir kadın hareketi gelişmiştir. İslami kesimden, Kemalist, liberal, sol ve feminist kesimlere kadar gelişen kadın hareketlerinde belli bir örgütlenmeye gidilmiştir. Çoğunlukla dernek veya vakıf şeklinde örgütlenmiş olan kadın kuruluşlarının önemli bir kısmının merkezi İstanbul da bulunmaktadır. Bu kuruluşların, kadınların yerel düzeyde siyasal ve toplumsal faaliyetlere katılımına ilişkin nasıl bir tutum geliştirdikleri araştırmanın ana konusunu oluşturmaktadır. Buradan hareketle İstanbul da faaliyet gösteren on kadın kuruluşu üzerinde çalışılmıştır. Araştırmaya dahil edilen on kadın kuruluşu alfabetik sıraya göre şunlardır: Anne Çocuk Eğitim Vakfı, Amargi Kadın Kooperatifi, Gaziosmanpaşa Kadınlar Kültür ve Dayanışma Vakfı, Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği, Hanımlar Eğitim ve Kültür Vakfı, Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı, Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, Türk Kadınları Kültür Derneği ve Ümraniye Kadın Merkezi. Bu kuruluşların bir kısmı İstanbul daki ilçeler düzeyinde, bir kısmı İstanbul ili düzeyinde bir kısmı ise ulusal düzeyde örgütlenmiştir. Söz konusu kuruluşların seçiminde göz önünde bulundurulan kriterlerden biri örgütlenme düzeyi, biri de siyasal duruşları olmuştur. Örgütlenme düzeyiyle bağlantılı olarak ilçe, il ve ulusal düzeydeki örgütlenmeleri göz önünde bulundurulmuştur. Siyasal duruşları itibariyle de kuruluşların muhafazakâr, Feminist ve Atatürkçü/laik gibi üç duruşa sahip olduğu veya bu üç paradigma içinde hareket ettiği varsayılmıştır. Bu kuruluşların seçiminde göz önünde bulundurulan kriterlere ilişkin bilgiler takip eden bölümde ayrıntılı biçimde verilmektedir. Kadın örgütlerinin, kadınların katılımına ilişkin tutumları ulusal siyaset, yerel yönetimler ve toplumsal duyarlılık olmak üzere üç düzlemde incelenmiştir. Ulusal düzeydeki siyasal katılım kapsamında, kadın örgütlerinin kadınları siyasette ve bunun ana üssü olan siyasal partilerde aktif yer alma konusundaki tutumları ele alınmıştır. Yerel yönetimler düzeyindeki katılımı incelemek üzere, kadın örgütlerinin, kadınları başta belediyeler olmak üzere, İstanbul daki yerel yönetim faaliyetlerinde yer almaya 4

ilişkin tutumları incelenmiştir. Toplumsal duyarlılık alanındaki katılıma ilişkin tutumlarını incelemek üzere de kadın örgütlerinin, kadınları toplumsal duyarlılık alanındaki faaliyetlere hangi düzeyde yönlendirdiği ayrıntılı biçimde analiz edilmiştir. Araştırmada eğitim, sağlık, çevre, yoksulluk, aile içi şiddet ve kültürel-sanatsal etkinlikler gibi beş duyarlılık alanı belirlenmiş ve kadın kuruluşlarının bu alanlara ilişkin performansları mercek altına alınmıştır. Çalışmamızda ana hatlarıyla üç bilgi kaynağından hareketle, kuruluşların performansı incelenmiştir. Bunlardan birincisi her kuruluşun web sayfası ve yayınlarıdır. On kuruluş tarafından yayınlanan eserler (kitap, bülten, dergi, broşür vs) ayrıntılı biçimde incelenerek kuruluşların faaliyetleri hakkında bilgi edinilmiştir. İkincisi kadın kuruluşlarının yöneticileriyle yüz yüze yapılan derinlemesine mülakatlardır. Bu mülakatlarda kadın kuruluşlarının yukarıda ifade edilen üç düzlemde kadınların katılımına ilişkin nasıl bir performans sergiledikleri sorgulanmıştır. Üçüncü olarak da kadın kuruluşlarıyla üye, gönüllü, profesyonel çalışan veya hizmetlerinden yararlanma şeklinde bağlantılı olan belli sayıda kadın üzerinde anket çalışması uygulanmıştır. Anket uygulamasının temel amacı, kadın kuruluşlarının kendi bünyelerindeki kadınları etkileme gücünü ölçmek olmuştur. Çalışma beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde araştırmanın kapsamı ve metodoloji ele alınmaktadır. Çalışmaya dahil edilen kuruluşların seçimi, bu kuruluşlarla ilgili çalışma metodolojisi birinci bölümde ayrıntılı biçimde yer almaktadır. İkinci bölümde genel olarak siyasal katılımla yerel demokrasi kavramlarına ilave olarak Türkiye de kadın ve siyaset konusu ele alınmıştır. Bu bölümde katılımcı demokrasiden yerel demokrasiye uzanan sürecin ve bunun Türkiye deki resminin ayrıntılı bir analizi yapılmıştır. Yine kadınların Türkiye de siyasal katılımı konusu bu bölümde değerlendirilerek kadınların katılım yönündeki performansının hem ulusal hem de yerel düzeydeki resmi çekilmiştir. Üçüncü bölümde araştırmaya dahil edilen on kuruluşla ilgili genel analizler yapılmıştır. Her kuruluşun yayınları, web sayfaları ve kuruluşlar adına yapılan söyleşilerden hareketle on kuruluşun örgütlenme biçimi, çalışma sistemi ve ana faaliyet alanlarıyla ilgili analizlere yer verilmiştir. Dördüncü bölümde kadın kuruluşlarının ulusal ve yerel düzeydeki katılımının analizi yapılmıştır. Son bölümde ise kadın kuruluşlarıyla bağlantılı kadınlar üzerinde uygulanmış olan anket çalışmasının analizine yer verilmiştir. 5

Bu çalışma İstanbul Büyükşehir Belediyesi Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı nın sağlamış olduğu proje desteğiyle yürütülmüştür. Bu bakımdan Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planlama Dairesi yetkililerine sonsuz şükranlarımı sunmak isterim. Çalışmamıza ayrıca Fatih Üniversitesi Araştırma Fonu da destek sağlamıştır. Fatih Üniversitesi Araştırma Fonu na da katkılarından dolayı teşekkür borçlu olduğumu belirtmek isterim. Kuşkusuz bu araştırmanın yapılabilmesi araştırmaya dahil ettiğimiz on kadın kuruluşunun katkılarıyla mümkün olmuştur. Araştırmada yer alan kadın kuruluşları yöneticileri ve üyeleri araştırmanın her aşamasında yanımızda yer alarak büyük katkılarda bulundular. Kadın kuruluşları mülakat vererek, yayınlarına ulaşma imkânı sağlayarak ve anketlerin uygulanmasında yardımcı olarak araştırmamıza büyük destek verdiler. Onların katkısı olmaksızın bu araştırmanın tamamlanmasına gerçekten imkân yoktu. Her tür desteklerinden dolayı burada incelenen on kadın kuruluşunun yöneticilerine, üyelerine ve çalışanlarına sonsuz şükranlarımı sunmak isterim. Çalışma üç asistan arkadaşımızın katkılarıyla yürümüştür. Verilerin temininde, anketlerin uygulanmasında, söyleşilerin gerçekleştirilmesinde ve deşifre edilmesinde büyük emekleri geçmiştir. Kuşkusuz onların katkısı olmaksızın bu çalışmanın yürümesi mümkün değildi. Bu bakımdan araştırma asistanları Mehmet Tuncer Ekicioğlu, Emine Tuğba Kocabıyık ve Kübra Dilek Azman a da sonsuz teşekkürlerimi sunmak isterim. Bu araştırma yaklaşık bir yıllık emeğin ve uzun bir birikimin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Çalışmanın, kadın kuruluşlarının yerel demokrasiye katkısıyla ilgili akademik literatüre katkı sağlayacağını ümit ediyorum. Böyle olması durumunda çalışma amacına fazlasıyla ulaşmış olacaktır. Ömer ÇAHA Mart 2008/ İstanbul 6

BİRİNCİ BÖLÜM ARAŞTIRMANIN KAPSAMI VE YÖNTEMİ İstanbul da faaliyet gösteren kadın sivil toplum örgütlerinin yerel düzeydeki siyasal ve toplumsal katılıma ilişkin tutumlarının araştırıldığı bu çalışmanın ana hatlarıyla iki ayağı bulunmaktadır. Birinci ayağında genel olarak literatüre dayanarak siyasal katılım ve yerel demokrasi ile Türkiye de kadınların bu bağlamda sergiledikleri performansları ele alınmıştır. Konuyla ilgili kapsamlı bir literatür taraması yapılarak siyasal katılım ve yerel demokrasi kavramları ayrıntılı biçimde tartışılmış ve Türkiye de yerel demokrasinin gelişimine ilişkin imkânların neler olabileceği konusu analiz edilmiştir. Yine kadınların Türkiye de siyasal katılım konusunda sergiledikleri performanslarının hem ulusal, hem de yerel düzeyde bir analizi yapılmıştır. Bu kapsamda Türkiye de gelişmiş olan kadın hareketi, kadın hareketinin kurumsallaşma örnekleri, kadın gruplarının Türkiye deki kültürel, siyasal ve hukuksal normların değişimine ilişkin performansları ayrıntılı biçimde analiz edilmiştir. Çalışmamızın esasını oluşturan ampirik ayağında ise İstanbul da faaliyet gösteren on sivil toplum örgütünün yerel düzeydeki siyasal ve toplumsal katılıma ilişkin tutumları ele alınmıştır. Araştırmanın ağırlıklı noktasını oluşturan bu ayağında ana hatlarıyla iki çalışma yapılmıştır: Öncelikle araştırma kapsamına alınan on sivil toplum örgütünün yetkilileriyle niteliksel araştırma kapsamında yüz yüze derinlemesine mülakat yapılmıştır. Her örgütten ortalama iki kişiyle görüşme yapılmasına dikkat edilmiştir. Ancak bazı kurumlarda ikinci kişiyle mülakata gerek kalmadığı için tek kişiyle yetinilirken, bazı kurumlarda da üç kişiyle mülakat yapılmıştır. Araştırmada toplam 19 kişiyle yüz yüze derinlemesine mülakat gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamına alınan tüm kuruluşların genel başkanları ile mülakat gerçekleştirilmiştir. İkinci olarak da her örgütün bağlantılı olduğu kadınlar üzerinde bir anket çalışması yapılmıştır. Anket, ilgili dernek ya da vakfa üye olan, gönüllü olarak çalışan veya faaliyetlerini takip eden kadınlar üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamına alınan on kuruluş titiz çalışmalar sonucunda ve bazı kriterler göz önünde bulundurularak tespit edilmiştir. Öncelikle İstanbul da değişik statülerde faaliyet gösteren tüm kadın örgütlerinin tespiti yapılmış, ardından ön görülen kriterler dikkate alınarak bu kuruluşlar arasından on kuruluş seçilerek araştırmaya dahil 7

edilmiştir. İstanbul daki kadın örgütlerinin tespitinde Dernekler Dairesi, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü ve İstanbul Dernekler Dairesi verilerinden yararlanılmıştır. İstanbul da yer alan tüm kuruluşların resmi kayıtlarının bulunamayacağı varsayımından hareketle, ayrıca internet ortamında da araştırma yapılmıştır. Yapılan araştırmalar sonucunda İstanbul da kadınlar tarafından kurulmuş olup, yine kadınlar tarafından yönetilen ve kadınlara yönelik faaliyet gösteren dernek, vakıf, kooperatif, platform, inisiyatif, birlik, federasyon, komisyon, ağ, merkez veya grup şeklindeki kadın örgütlerinin dökümü Tablo 1 de görülmektedir. Tablo 1: İstanbul da Faaliyet Gösteren Kadın Sivil Toplum Örgütleri Dernekler Vakıflar Diğer Kuruluşlar Çalışan Kadınları Destekleme Anne ve Bebek Sağlığı Vakfı Amargi Kadın Kooperatifi Derneği Hukukçu Hanımlar Derneği Anne-Çocuk Eğitim Vakfı Ana Kültür Kooperatifi Kadın Sağlıkçılar Dayanışma Derneği (KASAD-D) Gaziosmanpaşa Kadınlar Kültür ve Yardımlaşma Vakfı Gökkuşağı İstanbul Kadın Platformu Türk Kadınları Kültür Derneği Hanımlar Eğitim ve Kültür Vakfı (HEKVA) İstanbul Barosu Kadın Hakları Komisyonu Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı İstanbul Barosu Kadın Hakları Uygulama Merkezi Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AK-DER) Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği Bir Umut Kültür Sosyal Day. Kadın Kültür ve İletişim Vakfı Kadın Yurttaş Ağı (KAYA) ve Yardım. Derneği Hanımlar İlim ve Kültür Derneği (HİKDE) Kadının İnsan Hakları-Yeni Çözümler Vakfı Kadından Topluma Eğitim Grubu Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA-DER) Kadınlarla Dayanışma Vakfı Türkiye Soroptimist Kulüpleri Federasyonu Kadın Eczacılar Derneği Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Uluslararası Hukukçu Kadınlar Federasyonu (FIFCJ) Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER) Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı Yaşamı Paylaşalım Kadıköy Kadın Grubu Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği Vakıflar Kız Yurdundan Yetiş.Eğit ve Kültür Vakfı Kadın Haklarını Koruma Derneği Türk Hukukçu Kadınlar Derneği Hazar Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği Aileyi Koruma ve Destekleme Derneği Tabloda görülmekte olan örgütlerin, araştırmamız kapsamında ulaşılabilen örgütler olduğunu ifade etmek gerekiyor. Gerçekte bunların dışında İstanbul da faaliyet göstermekte olup, ancak tarafımızca tespit edilemeyen kuruluşların varlığı da söz 8

konusu olabilir. İlerleyen bölümlerde tartışılacağı gibi, aşağıdaki tabloda yer alan veriler esas alındığında İstanbul da kadın sivil toplum örgütlerinin oldukça az sayıda olduğu gözlerden kaçmamaktadır. Türkiye İstatistik verilerine göre on iki milyon civarında nüfusu olan devasa büyüklükte bir şehirde 40-50 civarında kayıtlı kadın örgütünün bulunması, kadın örgütlerinin sayısal olarak ne kadar yetersiz olduğunu göstermektedir. Bu kuruluşlar içinden araştırmaya dahil edilecek olan on kuruluşun seçiminde bazı zorluklarla karşılaşıldığını belirtmek gerekiyor. Başlangıçta feminist, muhafazakâr, Kemalist, liberal ve sol kimlikli olmak üzere beş farklı siyasal kimliğe sahip ikişer örgütün seçilmesi amaçlanmıştı. Ancak yukarıda yer alan kuruluşlarla ilgili yapılan ön çalışmalarda kadın kuruluşlarını bu şekilde kategorileştirmenin çok ciddi sakıncalar barındırdığı görülmüştür. Yukarıda ifade edilen kimliklerin bazı kuruluşlarda iç içe geçtiğini, bazı kuruluşlarınsa herhangi bir siyasal kimlikten ve tercihten özenle kaçındığı ulaşılan bilgiler arasında yer almaktadır. Bu bakımdan çalışılacak örgüt seçiminde bu denli katı bir tasniften vazgeçilmiştir. Araştırmamızın temel konusu İstanbul da faaliyet gösteren kadın örgütlerinin yerel düzeydeki katılımı olunca, doğal olarak bu örgütlerin yerel düzeydeki kamu kuruluşlarıyla ilişkileri büyük önem taşımaktadır. Yerel yönetimlerin merkezi aktörü durumundaki belediyelerin siyasal karakterli aktörler olduğu bilinen bir gerçektir. Bu bakımdan siyasal eğilimin ya da referansın ana hatlarıyla da olsa göz önünde bulundurulmasının, araştırmamızın amacına daha iyi hizmet edeceği düşünülmüştür. Buradan hareketle kurucularının dünya görüşleri baz alınarak kuruluşların, muhafazakâr, feminist ve Atatürkçü/laik gibi üç kategoride yer alabileceği varsayılmıştır. Burada göz önünde bulundurulması gereken husus şudur: Araştırmada yer alan örgütlerin kurucularının yukarıda ifade edilen üç dünya görüşü içinde hareket etmelerine rağmen, bu kuruluşlar çok sayıda değişik kadınlara hizmet sunmaktadırlar. Bu bakımdan kurucularının belli bir kimliği ya da tercihi olmakla birlikte, hizmet sundukları kadın kitleleriyle birlikte değerlendirildiğinde her bir kuruluşu belli bir değer ya da kimlik üzerinden tanımlamanın oldukça güç olduğu ortaya çıkar. Yine de kadın kuruluşlarını araştırmaya dahil etmede kullanılmak üzere böyle bir kategorileştirmenin işlevsel olacağını düşünmekteyiz. 9

Aşağıdaki tabloda görülen Hazar, HEKVA ve TÜRKKAD örgütlerinin daha çok muhafazakâr ; KA-DER, Mor Çatı ve Amargi örgütlerinin feminist ; KEDV, GOP- KKDV, ÜKD ve AÇEV örgütlerininse Atatürkçü/seküler bir paradigma içinde hareket ettiği varsayılmıştır. Yukarıda ifade edildiği gibi, bu kuruluşların kurucularının, varsaydığımız referans noktalarından hareket etmelerine rağmen çalışanları, gönüllüleri ve faaliyetlerinden yararlananlarıyla bir bütünlük içinde değerlendirildiğinde her birinin iç içe geçmiş değişik kimlik, değer ya da referansla yoğruldukları ya da en azından muhatap oldukları söylenebilir. Bu kuruluşlardan AÇEV in özellikle belli bir kimlik ya da duruş kaygısı gütmekten çok, proje bazlı çalışan profesyonel bir kuruluş hüviyetinde olduğunun altını çizmek gerekiyor. İkinci olarak da, araştırma kapsamına alınan örgütlerin bir kısmının aynı zamanda ulusal, bir kısmının İstanbul genelinde, bir kısmınınsa ilçe düzeyinde faaliyet gösteriyor oluşunun önemli olduğu varsayılmıştır. Ulusal düzeyde örgütlenmiş, merkezi İstanbul ya da başka bir ilde bulunan örgütleri ulusal, İstanbul düzeyinde örgütlenmiş olan kuruluşları yerel-il, ilçe düzeyinde örgütlenmiş olan kuruluşları da yerel-ilçe örgütler olarak tanımlamış bulunmaktayız. Araştırmaya dahil edilen dört kuruluş (KA- DER, TÜRKKAD, AÇEV, Amargi) ulusal, üç kuruluş (Hazar, HEKVA, KEDV, Mor Çatı) yerel-il, iki kuruluş da (GOP-KKDV, ÜKM) yerel-ilçe düzeyinde örgütlenen kadın örgütleri olarak gözükmektedir. Buradan hareketle araştırma kapsamına alınan kuruluşlar aşağıdaki tabloda görülmektedir: Tablo 2: Araştırma Kapsamına Alınan Kadın Sivil Toplum Örgütleri Kuruluş Adı Örgütlenme Düzeyi Kuruluş Yılı Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Ulusal 1993 Amargi Kadın Kooperatifi Ulusal 2001 Gaziosmanpaşa Kadınlar Kültür ve Dayanışma Vakfı (GOP-KKDV) Yerel-ilçe 1991 Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği Yerel-il 1993 Hanımlar Eğitim ve Kültür Vakfı (HEKVA) Yerel-il 1988 Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA-DER) Ulusal 1997 Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) Yerel-il 1986 Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı Yerel-il 1990 Türk Kadınları Kültür Derneği Ulusal 1966 Ümraniye Kadın Merkezi Yerel-ilçe 1994 10

Araştırmaya dahil edilen kuruluşlar, örgütlenme düzeyleri itibariyle üç kategoriye (ulusal, yerel-il, yerel-ilçe) ayrılmakla birlikte, onları faaliyetleri itibariyle bu tür bir ayrıma tabi tutmak oldukça güçtür. Zira ulusal düzeyde örgütlenmiş olan kuruluşlar aynı zamanda il ve ilçeler bazında da faaliyet göstermektedir. Yine İstanbul ili düzeyinde örgütlenmiş olan bazı kuruluşların aynı zamanda ulusal düzeyde ve ilçe bazında da faaliyette bulunduklarını göz önünde bulundurmak gerekiyor. Benzer bir değerlendirmeyi ilçe düzeyinde örgütlenmiş olan iki kuruluş için de yapmak mümkündür. Bu kuruluşlar da ağırlıklı olarak ilçe düzeyinde faaliyet göstermekle birlikte, zaman zaman il düzeyinde de faaliyette bulunmaktadır. Burada yer alan kuruluşların çoğununun aynı zamanda uluslararası düzeyde de faaliyette bulunduklarını belirtmekte yarar vardır. Yukarıda ifade edildiği gibi on kuruluşun ürettiği hizmetlerden yararlananlar üzerinde ayrıca bir anket uygulanmıştır. Bu anketle temel olarak söz konusu kuruluşların kadınları ulusal siyaset ve yerel düzeydeki sorunlarla ilgilenme, siyasete karşı ilgilerini uyandırma ve kendilerini gerçekleştirme konularındaki katkısının ölçülmesi hedeflenmiştir. Anket çalışması, hem söz konusu örgütlerde profesyonel ve gönüllü olarak çalışanlar, hem de bu örgütlerin ürettiği hizmetlerden yararlananlar üzerinde uygulanmıştır. Her kuruluşta ortalama 20 ile 40 kişi anket çalışmasına dahil edilmeye çalışılmıştır. Ancak bazı kuruluşlarda bu sayıyı tam olarak tutturmak mümkün olmamıştır. Bazılarında ise öngörülenin üzerinde kişi üzerinde anket uygulamak mümkün olabilmiştir. Özellikle AÇEV ve Mor Çatı gibi kuruluşlarla doğrudan ilişkili kadın sayısının azlığından dolayı, ancak ulaşılabilen kişiler üzerinde anket uygulanabilmiştir. Bu bakımdan bu kuruluşlara uygulanan anket sayısı diğerlerine göre daha az olmuştur. Anketlerin kuruluşlara göre dağılımı Tablo 3 te görülmektedir. Ancak analizlerin ağırlıklandırılmış veriler üzerinden yapıldığını belirtmek gerekiyor. Buna göre tüm kuruluşlardan alınan anketler 30 üzerinden ağırlıklandırılarak her kuruluşun eşit düzeyde değerlendirmeye alınması sağlanmıştır. Anketler, araştırma asistanları tarafından yüz yüze mülakat yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Ancak bazı örgütlerde anket uygulaması kuruluş çalışanlarının yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Anketle ilgili analizler altıncı bölümde yer almaktadır. 11

Tablo: Kadın Kuruluşlarında Uygulanan Anket Sayısı Kuruluş Sayı Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) 15 Amargi Kadın Kooperatifi 27 Gaziosmanpaşa Kadınlar Kültür ve Dayanışma Vakfı (GOP-KKDV) 20 Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği 26 Hanımlar Eğitim ve Kültür Vakfı (HEKVA) 27 Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği (KA-DER) 20 Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı (KEDV) 35 Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı 15 Türk Kadınları Kültür Derneği 35 Ümraniye Kadın Merkezi 21 Toplam 241 İstanbul daki kadın sivil toplum örgütlerinin siyasal katılıma ilişkin performansları analiz edilirken yukarıda ifade edildiği gibi ilgili kuruluşların yöneticileriyle derinlemesine mülakatlar yapılmış, kuruluşların hizmet verdikleri kadınlar üzerinde anket uygulanmış ve aynı zamanda söz konusu kuruluşların yayınlarıyla web sayfaları içerik analizi yöntemiyle ayrıntılı biçimde analiz edilmiştir. Araştırmaya dahil edilen kuruluşların faaliyetlerinin analizinde özellikle yayınlar ve web sayfalarından yararlanılmıştır. Ancak tüm kurumların aynı ölçüde ve sayıda yayın ve internet üzerinden faaliyette bulunamadıklarının altını çizmek gerekiyor. Yeteri düzeyde yayını bulunmayan kurumlarla ilgili analizlerde kurum yetkililerinin verdikleri bilgilerle yetinilmiştir. Yukarıda ifade edildiği gibi her kurumdan iki kişiyle mülakat yapılmaya çalışılmıştır. Bu iki kişiden birinin kurumun başkanı ya da kurul yöneticisi, diğerininse kurum yönetiminde etkin bir kişi olmasına dikkat edilmiştir. Ancak bazı kurumlarda kurum yetkilisiyle, kurumun yönetiminden bir kişiyle ortaklaşa mülakat yapılmıştır. Yapılan tüm mülakatlar bu çalışmanın ek kısmında yer almaktadır. Kurum yöneticileriyle yapılan mülakatlarda ana hatlarıyla dört nokta üzerinde durulduğu söylenebilir. Öncelikle kurumun kuruluş öyküsü ve faaliyet alanlarıyla ilgili bilgiler alınmıştır. İkinci olarak kurumun yerel yönetimlerle ilişkileri sorgulanmıştır. Araştırmanın ağırlıklı noktasını bu husus oluşturduğu için konu üzerinde ayrıntılı biçimde durulmuştur. Bu bağlamda İstanbul Büyükşehir Belediyesi, kuruluşun bulunduğu ilçe belediyesi, İstanbul Valiliği, il ve ilçe emniyet müdürlükleri, kuruluşun bulunduğu kaymakamlık ve valilik bünyesinde yer alan toplum merkezleri konusunda 12

kurumların sergiledikleri performans, bu kurumlarla ortak yapılan çalışmalar, karşılaştıkları sorunlar ve bu kurumlardan beklentileri gibi konularla ilgili bilgiler alınmıştır. Üçüncü olarak kurumların toplumsal duyarlılığa ilişkin faaliyetleri sorgulanmıştır. Ana hatlarıyla altı duyarlılık alanı belirlenerek kurumların bu alanlardaki performansı mülakatlarda sorgulanmıştır. Bu duyarlılık alanları, eğitim, sağlık, çevre, yoksulluk, aile içi şiddet ve kültürel-sanatsal etkinlikler olarak formüle edilmiştir. Kadın kuruluşlarından her birinin, zaten bu alanlardan biri üzerinde uzmanlaştığı bilinmekle birlikte, bu altı duyarlılık alanı başlı başına bir sorun olarak araştırılmıştır. Dördüncü olarak araştırmaya dahil edilen kuruluşların siyasal katılımla ilgili performansları sorgulanmıştır. Hangi düzeyde siyasetle ilgilendikleri, hizmet sundukları kadınların siyasette yer almaları konusunda bir çalışma yapıp yapmadıkları, il genel meclisiyle belediye meclislerinde yer alıp almadıkları, herhangi bir siyasal partiyle bağlantılarının bulunup bulunmadığı gibi konular bu bağlamda ele alınmıştır. Son olarak da araştırma kapsamına alınan kuruluşlarla bu kuruluşların hizmetlerinden yararlanan kadınların diğer sivil toplum kuruluşlarıyla ilişkileri ve bu konuda sergiledikleri performansları sorgulanmıştır. 13

İKİNCİ BÖLÜM KATILIMCI SİYASET, YEREL DEMOKRASİ VE KADIN Bu bölümde ana hatlarıyla üç nokta üzerinde durmaya çalışacağız. Öncelikle demokratik toplumlarda giderek yaygınlık kazanmaya başlayan katılımcı siyaset üzerinde duracağız. Demokrasilerde temsilin beraberinde getirdiği tıkanıklıkları açmak üzere tamamlayıcı bir model olarak geliştirilen katılımcı siyasetle ilgili temel tartışmaları ana hatlarıyla vermeye çalışacağız. İkinci olarak yerel demokrasiyle ilgili temel tartışmaları ve gelişmeleri irdeleyeceğiz. Dünyadaki gelişmeler ışığında Türkiye de yerel demokrasinin gelişme zeminini de bu bağlamda ele alacağız. Üçüncü olarak da Türkiye de kadın ve siyaset üzerinde yoğunlaşacağız. Kadın sivil toplum kuruluşlarıyla ilgili yapılan çalışmaya bir çerçeve oluşturmak üzere kadınların Türk siyasal yapısındaki yeriyle ilgili bir resim çizmeye çalışacağız. 1. Temsili Demokrasiden Katılımcı Siyasete Bilindiği gibi, modern dünyada gelişmiş olan demokrasi temsili mekanizmaya dayanmaktadır. 1 Modern dünyadaki demokratik sistem temel bir takım prensiplere, kurallara, değerlere ve kurumlara dayanır. Demorasinin en temel değeri özgürlük ve eşitlik tir. Bu iki değerin birlikte hayata geçirilmesinin mümkün olup olmadığına ilişkin tartışmalar olmakla birlikte, demokrasi bu iki değeri azami düzeyde hayata geçirmeye çalışan kurumsal bir alt yapıya sahiptir. Demokrasinin, aslında biri değerlere, biri de biçime yönelik olmak üzere iki boyutunun olduğunu söyleyebiliriz. Değerlere yönelik boyutunda demokrasi temel hak ve hürriyetleri güvence altına alır. Demokrasinin esas değerinin bu olduğunu, demokratik sistemi diğerlerinden ayıran özünün de burada yattığını biliyoruz. Temel hak ve hürriyetler konusunda problemli olan sistemlerin demokratik açıdan da sıkıntılı olduklarını söylemek mümkündür. Demokrasinin kurumsal boyutu ise onun formel, yani biçimsel kısmıyla ilgilidir. Çok 1 Doğrudan demokrasi küçük nüfuslu Antik Yunan kentlerinde uygulanmıştır. 14

partili sistem, düzenli seçimler, güçler ayrımı ilkesi, yayın ve örgütlenme özgürlüğü gibi kurumsal boyutu demokrasinin asli değerlerini hayata geçirmeye hizmet ederler. Siyasal partiler, demokrasinin temel değerlerinin belirlediği çerçeve içinde, kendi aralarında bir takım programlar üzerinde anlaşarak demokratik iktidara talip olurlar. Bu anlamda demokrasilerin lokomotif gücünü siyasal partiler oluşturur. Siyasal partiler demokratik sistemin temel değerleri ve kuralları içinde birbirleriyle rekabet ederek iktidarı ele geçirmeye çalışırlar. Belirlenmiş prensipler ışığında toplumun çoğunluğunun desteğini alan siyasal parti ya da partiler doğal olarak iktidara taşınır ve belirli bir süre için iktidarı elinde bulundurur. Toplumun demokratik mekanizma içindeki temsili doğal olarak siyasal partiler ve seçimler aracılığıyla oluşur. Ancak siyasal partilerin iktidar mücadelesi belli zamanlar içinde olduğu ve seçimler belli aralıklarla gerçekleştirildiği için temsili demokrasi vatandaşın aktif biçimde ve yeterince katılımına imkân sağlayamamaktadır. Bununla birlikte, bireylerin tercihi değişken olduğu için, bu tercihlerin sisteme aktarılmasının geniş aralıklarla olması (dört beş yılda bir) beraberinde bazı sıkıntılar getirir. Bu bakımdan sivil toplum grupları ekseninde aktif katılımı ön gören bir anlayış bugün giderek yaygınlaşmaktadır. Temsili demokrasiden, katılımcı demokrasiye doğru bir sürecin giderek yaygınlaştığı söylenebilir. Demokratik sistemin bir boyutu değerler ve kurumlarla ilgiliyse bir boyutu da katılımla ilgilidir. Ancak yukarıda ifade edildiği gibi klasik demokrasi anlayışında katılım seçimlerle sınırlı olduğu için demokrasiyi aktif, sürekli ve dinamik bir katılıma açık hale getirmeye yönelik arayışlar baş göstermiştir. Katılımcı demokrasinin arka planındaki temel kaygının da bu olduğu söylenebilir. Siyasal katılımı, ana hatlarıyla vatandaşın sisteme aktardığı taleplerini, siyasal sistem karşısındaki durumunu, tutumunu ve davranışlarını yansıtan genel bir süreç olarak tanımlayabiliriz. Siyasal katılım basit bir mekanizmadan, yoğun bir eyleme kadar uzanan geniş bir tutum ve faaliyet alanını kapsar. Bir siyasal sistem içinde genel olarak yöneten ve yönetilen olmak üzere iki kesimin varolduğunu düşündüğümüzde katılımın daha çok yönetilenlerin yönetenleri etkileme, onların kararlarını kendi tercihleri doğrultusunda değiştirme süreci olduğunu söyleyebiliriz. Vatandaşlar, başta siyasal partiler olmak üzere, sendikalar, dernekler, vakıflar, platformlar ve inisiyatif grupları şeklinde örgütlenmek suretiyle siyasal yaşamı örgütsel düzeyde etkileyebilecekleri gibi; mektup, bireysel müracaat, oy gibi yollarla dolaylı ve bireysel bazda da etkileyebilirler. Siyasal sistem, sonuçta girdileri ve çıktıları 15

olan bir mekanizmaya işaret eder. Siyasal sistem açısından en önemli girdi vatandaşın sistemden beklentileri, istekleri ve yöneticiler üzerindeki etkisidir. Sistemin sonuçlarıysa adalet, güvenlik, eğitim, özgürlük gibi vatandaş için üretilen hizmetlerdir. 2 Robert Dahl, siyasal katılımın boyutlarını ilgilenme, önemseme, bilgilenme ve eylemde bulunma şeklinde dörde ayırmaktadır. Katılımın en yalın biçimi olan ilgilenme boyutunda vatandaş siyasal olaylara ilgi duymakla yetinir. İkinci aşamada kendi yaşamıyla da yakından ilgili olduğu düşüncesinden hareketle, siyasal olayları önemser. Üçüncü aşama olan bilgilenme aşamasında vatandaş artık siyasal olayların bir takipçisi durumuna gelmiştir. Olaylarla yakından ilgilenmekte ve konuyla ilgili radyo, televizyon ve gazete gibi haber kaynaklarını takip etmektedir. Katılımın son aşaması olan eylem boyutunda ise, vatandaş siyasal olayların içinde yer alır ve siyasal yaşamın aktif bir öğesi haline gelir 3. Milbrath ve Goel, uluslararası düzeyde yapılmış olan çok sayıda çalışmaya dayanarak katılım faaliyetlerinin genel olarak aktif katılımcılar, pasif destekleyiciler ve ilgisizler olmak üzere üç şekilde gerçekleştiğini ileri sürmektedirler. 4 Siyasete aktif biçimde katılanların sınırlı oluşundan hareketle, demokratik mekanizmanın siyasal elitler arasındaki dar kapsamlı bir dönüşümden başka bir şey olmadığı sonucuna varan ve bu anlamda demokrasinin mutlak manada halka dayanmadığı argümanını ileri sürenler olmuştur. 5 Bugün siyasal katılımın gerçekleşmesi için vatandaşın öncelikle yasal olarak bir takım haklara sahip olması gerekir. Siyasal katılımı bu anlamda oy vermenin ötesinde siyasal amaçla dernek ya da parti kurma, bunlara üye olma, toplanma, gösteri yapma, siyasal amaçlı yayın yapma ve seyahat etme gibi geniş çaplı etkinliklere kadar uzatmak mümkündür. 6 Bütün bu etkinliklerin gerçekleşmesi ancak demokratik bir ortamda 2 Sistem analiziyle ilgili özlü bir çalışma için bkz. David Easton, An Approach to the Analysis of Political Systems, Comparative Politics: In the Post-Behavioral Era, Der. Lous J. Cantori ve Andrew H. Zeigler, Boulder and Colarodo: Lynne Reinner Publishers, 1988. 3 Robert A. Dahl, Modern Political Analysis, Englewood Cliff: Prentice-Hall Inc., 1963, ss. 57-58. 4 Lester W. Milbarth ve M. L. Goel, Political Participation: How and why Do People Get Involved in Politics, (İkinci Basım), Lonham, New York ve London: University Press of America, 1977, ss. 10-24. 5 Bu argümanı ileri süren örnek bir çalışma için bkz. C. Wright Mills, İktidar Seçkinleri, Çev. Ünsal Oskay, Ankara: Bilgi, 1974. 6 Cem Eroğul, Devlet Yönetimine Katılım Hakkı, Ankara: İmge, 1991, s. 79. 16

mümkün olabilir. Margaret Conway e göre bir ülkede siyasal katılımın gerçekleşmesi için dört asgari koşulun bulunması gerekir: Sosyal plüralizm, rekabet halinde bulunan elitlerin varlığı, yönetici elitin demokratik mekanizma üzerinde anlaşmış olması ve vatandaşa eşit katılım imkânı sağlayan düzenli seçimlerin yapılması. 7 Seçim, demokratik rejimlerde katılımın en temel araçlarından biridir. Zira seçim, vatandaşın yönetimin ve yönetici kadronun kimlerden oluşacağına karar vermesine imkân sağlayan bir mekanizmadır. O halde yönetici sınıfın oluşmasını sağlamak başta gelen ilk katılım şeklidir. İkinci aşamada ise yöneticilerin kararlarını etkileme süreci gelir. Bu da ancak yönetilenlerin üzerinde etki kurmaya müsait olan demokratik rejimlerde daha çok baskı gruplarının seçim veya seçim dışındaki faaliyetleri ve hükümet üzerindeki baskılarıyla mümkün olabilir. Bu noktadan yola çıkarak katılımın, yönetimi etkileme boyutunun yanında yönetimi oluşturma boyutunun da olduğunu söyleyebiliriz. Bu da demokrasiye özgü olan bir özelliktir. Demokrasi, iktidarın barışçı bir yoldan el değiştirmesini mümkün kılan tek rejimdir. Buradan hareketle demokrasinin olmadığı yerde katılımdan, katılımın olmadığı yerde de demokrasiden söz edilemeyeceği sonucuna varabiliriz. 8 Demokrasi ile katılım arasındaki sıkı ilişkiye dikkat çeken G. Almond ile S. Verba siyasal kültürün demokrasinin en temel dayanağı olduğunu ileri sürerler. Yazarlara göre yöresel, vatandaşlık ve katılımcı olmak üzere üç tip siyasal kültür söz konusudur. Yöresel kültürde bireyler bağlı bulundukları yerel gruplara karşı bilgi, duygu ve yargılar geliştirirken; vatandaşlık türü siyasal kültürde, bireyler bu eğilimlerini sistemin tümüne yöneltmektedirler. Sistemin işleyişinden haberdardırlar, ancak onu değiştirmeye yeltenmemektedirler. Oysa katılımcı siyasal kültüre sahip olan vatandaşlar seçim, gösteri, dilekçe, baskı ve lobicilik faaliyetleri gibi yollardan sistem üzerinde etki kurmaya çalışırlar. İlk iki kültür tipi merkeziyetçi ve otoriter bir siyasal yapıyla özdeşleştirilirken, katılımcı kültür doğrudan doğruya demokratik bir siyasal yapıyla özdeşleştirilmektedir. Araştırmacılara göre siyasal yapıyla siyasal kültürün paralel 7 M. Margaret Conway, Political Participation in the United States, Washington: Congressional Quarterly Press, 1991, ss. 2-3. 8 Carole Pateman, Participation and Democratic Theory, Cambridge: Cambridge University Press, 1970, s. 14. 17

gittiği yerlerde istikrarlı bir siyasi rejim olur. Demokrasinin istikrarı ise katılım sürecinin işleyişine bağlıdır. 9 Katılımcı demokrasinin en keskin savunucularından biri Benjamin Barber dir. Barber a göre, temsili sisteme dayalı olan demokrasi aslında zayıf ve cılız bir demokrasidir. Bu demokratik mekanizma içinde vatandaş, temsilcilerine vekâlet vermekle aslında egemenlik ve özgürlüğünü yitirmekte ve yönetilmeye tabi olmaktadır. Bu nedenle Barber, kendi deyimiyle, bağımlı bireyleri özgür yurttaşlara, özel çıkarları da kamusal iyilere dönüştürebilen siyasal bir topluluğun yaratılmasını öngören katılımcı bir demokrasiyi önermektedir. 10 Bu anlamda siyaset, bireylerin kendi yasalarını doğrudan yapmalarına olanak sağlayacak kadar aktif ve dinamik bir süreç olmaya başlar. Siyaset bir bakıma, bir meslek olarak siyasetçinin işi olmaktan çıkıp, yaşamın her alanına hükmeden bir yaşam tarzı olarak normal vatandaşın da temel uğraşı haline gelir. Barber, katılım kendi kendini yöneten bir topluluk yaratmak, kendi kendini yöneten bir topluluk yaratmak da katılım demektir, diyerek topluluğu siyasal yaşamın odağına yerleştirir. 11 Barber in ideal modelinin, doğrudan katılım sistemine dayanan Antik Yunan demokrasisi olduğunu söylemek mümkündür. Bunun gerçekleşme yolunun yerel yönetim birimlerinden geçtiğini söylemek mümkündür. Demokratik rejimlerde siyasal katılımın üç ayağını siyasal partiler, sosyal hareketler ve yerel yönetimler oluşturur. Siyasal partiler demokratik dinamizmi temsil eden geniş çaplı örgütlerdir. Bunlar hem bireysel, hem de grupsal düzeyde sosyal kesimleri harekete geçirir ve siyasetle bütünleştirirler. 12 Zaten siyasal partilerin en önemli fonksiyonlarının başında siyasal katılımı sağlamak ve vatandaşların sistemle 9 Konuyla ilgili genişçe bir tartışma için bkz. Gabriel A. Almond ve Sidney Verba, The Civic Culture: Political Attitudes and Democracy in Five Nations, Princeton: Princeton University Press, 1963. 10 Benjamin Barber, Güçlü Demokrasi: Yeni Bir Çağ İçin Katılımcı Siyaset, Çev. Mehmet Beşikçi, İstanbul: Ayrıntı, 1995, s. 196. 11 A.g.e., s. 200. 12 G. Bingham Powell, J.R., Çağdaş Demokrasiler: Katılma, İstikrar ve Şiddet, Çev. Mehmet Turhan, Ankara: Türk Demokrasi Vakfı ve Siyasi İlimler Derneği ortak yayını, 1990, ss. 158-159. 18

bütünleşmesini temin etmek gelir. 13 Bir siyasal parti örgütünü meydana getiren üç ana unsurdan söz etmek mümkündür. Bu unsurlar liderler, aktif üyeler ve sıradan üyelerden oluşmaktadır. Bazı siyaset bilimciler değişik ülkelerin siyasal partilerinden hareketle bir partiyle bütünleşen kesimleri de partinin ana unsuru olarak kabul ederler. 14 Siyasal partilerin tüm unsurları, eşit oranda olmasa da siyasal katılımda önemli ölçüde rol oynamaktadırlar. Siyasal partiler siyasal iktidara en yakın, aynı zamanda ulusal ölçekli geniş çaplı örgütlerdir. Bu tür örgütler partiye destek verenlerden parti üst düzey yöneticilerine kadar çok geniş bir kesimi kapsamaktadır. Siyasal partiler, vatandaşları siyasal konuda eğiten, eyleme geçiren ve profesyonel siyasetçi olarak yetiştiren eğitim kurumları işlevi görürler. Bir siyasal partiyle bütünleşerek siyaset yapanlar bir bakıma iktidara soyunmaktadırlar. Demokrasilerde siyasal katılımı sağlayan diğer bir araç ise sosyal gruplar ve bunların meydana getirdiği sosyal hareketlerdir. Sosyal örgütler bireyleri organize biçimde harekete geçiren küçük çaplı ve dinamik oluşumlardır. 15 Sosyal hareketler ise üretim, bilgi, ahlâkî kurallar ve politik davranışlar konusunda genel geçer durumdaki hakim paradigmayı dönüştürmeyi amaçlayan grup düzeyli eylemlerdir. Sosyal gruplar ve bunların oluşturduğu hareketler klasik demokrasinin sağladığı katılım imkânlarını ve kanallarını daha fazla genişletmekte ve geliştirmektedirler. Bu gruplar siyasal partilerden farklı olarak siyasal iktidarı ele geçirmeye yönelmezler, bunun yerine kendi çıkar, değer ve normlarını dile getirir ve bu yönde siyasal iktidarı etkilemeye çalışırlar. 16 Sosyal hareketlerle vatandaşlık arasında karşılıklı bir ilişki vardır. Sosyal hareketler vatandaşlığın gelişmesini teşvik ederken, vatandaşlık hakları da sosyal hareketlerin artmasını, gelişmesini ve rahat manevra alanı bulmasını sağlamaktadır. 17 13 Esat Çam, Siyaset Bilimine Giriş, İstanbul: Der Yayınları, 1990, ss.385-400, ayrıca siyasal partilerle ilgili detaylı bir çalışma için bkz. Maurice Duverger, Siyasi Partiler, (Dördüncü Basım) Çev. Ergun Özbudun, Ankara: Bilgi Yayınevi, 1993, ss. 477-500. 14 Ali Yaşar Sarıbay, Siyasal Sosyoloji, İstanbul: Der Yayınları, 1994, s. 118. 15 Sosyal hareketlerin misyonu ile ilgili detaylı bir çalışma için bkz. Paul Wilkinson, Social Movements, London: Macmillan, 1971. 16 A. Y. Sarıbay, Siyasal Sosyoloji, s. 108. 17 A.g.e., s. 109. 19

Demokrasilerde katılımı sağlayan etkin ve yaygın kanallardan biri de yerel yönetimlerdir. Bugün demokratik katılımla ilgili tartışmalarda yerel yönetimlerin önemli bir yer işgal ettiğini söylememiz mümkündür. Vatandaşların yöneticilerle yüz yüze gelebildikleri, yönetimle yakın ve sıcak temas kurabildikleri kurumlar bir ülkede en ücra köşelere kadar yaygınlaşmış olan yerel yönetimlerdir. Bu bakımdan siyasete ve yönetime katılmanın ilk basamağının buralardan başladığına ilişkin genel bir yaklaşım bulunmaktadır. Yerel yönetim-demokrasi ilişkisinin bu denli gündeme gelişini sağlayan gelişmelerden biri de siyasal ve idari gücün demokratik toplumlarda giderek merkezden yerele doğru bir yayılma süreci içinde bulunmasıdır. Gerçekten demokrasinin geliştiği on sekiz ve on dokuzuncu yüzyıllarda genel olarak güçlü merkezi hükümetler öngörülmüştü. Merkezi hükümet etrafında ulusal bütünlüğün sağlanması son derece büyük önem arz etmekteydi. Bu bakımdan bu dönemin demokrasi anlayışı büyük ölçüde çoğunluk iradesi etrafında seyretmekteydi. Oysa İkinci Dünya Savaşı ndan sonra dünyada yaygınlaşan demokrasinin benimsediği değer çoğunluk tan çok çoğulculuk olmaya başladı. Ulusal bütünlük ve türdeşlikten çok farklılaşma, çeşitlilik yükselen değerler oldu. Bu siyasi değişime paralel olarak idari güç de doğal olarak merkezden yerele kayma süreci gösterdi. Yerel yönetimlerin önemli idari ve aynı zamanda siyasi merkezler haline gelmesiyle birlikte yerel düzeyde katılım da siyaset biliminin hararetli tartışma konularından biri haline gelmeye başlamıştır. Dünyada yükselmekte olan liberalleşme eğilimi de siyasi ve idari gücün merkezden yerele yayılmasına ivme kazandırmıştır. 18 2. Yerel Demokrasi ve Yönetimde Reform Arayışları Yerel demokrasi son zamanlarda katılımcı siyaset yönündeki arayışların bir parçası olarak popüler bir kavram haline geldi. Yerel demokrasi kavramından, farklı bir demokrasi türünü anlamaktan çok, demokrasinin yerel düzeyde giderek önem kazanan katılımcı boyutunu anlamak gerekiyor. 19 Yerel demokrasi tartışmalarında, öteden beri 18 Ülkemizde de siyasi ve idari gücün ademi merkeziyetçi bir süreçte yerel yönetimlere dağıtılmasını savunanlar liberal gelenekten gelmişlerdir. Bir tartışma için bkz. Hulusi Şentürk, Liberalizm ve Yerel Siyaset, Yerel Siyaset, Yıl: 3, Sayı: 26 (Şubat 2008), ss. 14-18. 19 Gerçekten demokrasinin tüm gücü elinde bulunduran merkezi yönetimler eliyle değil, toplum sathına yayılmış olan yerel yönetimler aracılığıyla gelişebileceğine ilişkin bir anlayış 20