DİKKATİNİZE: BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR. ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ. YARGI ÖRGÜTÜ VE TEBLİGAT HUKUKU KISA ÖZET KOLAYAOF
2 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 2
İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE- Yargı Örgütü Hukukunun Temel Kavramları ve Anayasa Yargısı...4 2. ÜNİTE- Adli Yargı...8 3. ÜNİTE- İdari Yargı ve Askeri İdari Yargı...14 4. ÜNİTE-Askeri Ceza Yargısı ve Uyuşmazlık Yargısı... 17 5.ÜNİTE- Tebligat Hukuku ile İlgili Genel Bilgiler ve Tebligatın Yapılabileceği Kişiler...20 6. ÜNİTE- Tebligatın Yapılabileceği Yer, Tebligat Süreleri, Tebliğ Evrakı ve Giderleri....23 7. ÜNİTE-Tebligat Usûlü.....25 8. ÜNİTE-Usûlsüz Tebligat ve Tebligat Suçları..........28 3 Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 3
1. Ünite Yargı Örgütü Hukukunun Temel Kavramları ve Anayasa Yargısı YARGI FONKSİYONU KAVRAMI Geleneksel olarak devlette belli başlı üç fonksiyon vardır. Yasama fonksiyonu, yürütme fonksiyonu ve yargı fonksiyonu. Devlet, bu üç tür fonksiyonunu yerine getirmek için egemenlikten kaynaklanan üç tür yetkiye sahiptir: Yasama yetkisi, yürütme yetkisi ve yargı yetkisi. Nihayet devletin bu üç ayrı fonksiyonunu yerine getirmesi için sahip olduğu üç ayrı yetkisini kullanacak organlara da gereksinimi vardır. Bu organlar ise, yasama organı, yürütme organı ve yargı organıdır. Çağdaş bir demokraside devletin bu üç fonksiyonu ayrı organlarda toplanmıştır. Bunun nedeni, söz konusu organların birbirini denetlemesinin ve dengelemesinin sağlanması ve kişi hak ve hürriyetlerinin güvenceye kavuşturulmasıdır. Anayasamız da, kuvvetler ayrılığı ilkesini benimsemiştir. Bu ilke uyarınca, yasama fonksiyonu, Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisince (Anayasa m.7); yürütme fonksiyonu, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulunca (Anayasa m.8); yargı fonksiyonu da, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce (Anayasa m. 9) yerine getirilir. Yargı fonksiyonu, biri şeklî (organik), diğeri maddi olmak üzere iki ölçütten hareketle tanımlanabilir. Şeklî (organik) anlamdaki tanımlamanın ölçütü, faaliyette bulunan makamdır. Bu ölçüt esas alındığında, yargı fonksiyonu, yargı organlarının fonksiyonu olup, yargı organlarının her türlü faaliyetini ifade eder. (Anayasa nın Yargı yetkisi kenar başlıklı 9. maddesi de yargı fonksiyonunu organik içerikle tanımlamıştır. Buna göre, Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. Maddi anlamdaki tanımlamanın ölçütü ise, devletin fonksiyonlarının ifasında başvurulan işlemlerin içeriği, maddi niteliğidir. Bu ölçüte göre, yargı fonksiyonu, yargısal usuller uygulanarak hukuki uyuşmazlıkları ve hukuka aykırılık iddialarını kesin olarak çözümleyen ve karara bağlayan bir devlet fonksiyonudur. Bu anlamda, yargı fonksiyonu üç aşamadan geçerek gerçekleşir 1. Yargı fonksiyonunun yerine getirilebilmesi için, her şeyden önce ortada hukuk düzeninin ihlal edildiği yolunda bir iddia bulunmalıdır. 2. Bu iddia üzerine, bunun gerçek olup olmadığı araştırılıp tespit edilir. 3. Hukuk düzenin gerçekten ihlal edildiğinin tespit edilmesinden sonra da, bunun giderilmesi ve bozulan hukuk düzeninin yeniden kurulması için bir müeyyide (yaptırım) uygulanır. 4 YARGI FONKSİYONUNUN DEVLETİN DİĞER FONKSİYONLARI İLE İLİŞKİSİ Yargı fonksiyonu, yasama ve yürütme işlevlerinden, tümüyle ayrı ve özel bir konumdadır. Devletin hukuk devleti olabilmesi ve hukukun üstünlüğü ilkesinin gerçekleştirilebilmesi için, yargı fonksiyonu, yasama ve yürütme fonksiyonlarının bütünüyle dışında kalmak zorundadır. Anayasamızda da yargının, yasama ve yürütme organı karşısındaki bağımsızlığını sağlamak amacıyla çeşitli tedbirler öngörülmüştür. Bu tedbirlere ilişkin düzenlemeleri, genel olarak, mahkemelerin bağımsızlığı ilkesi ve hâkimlik teminatı başlıkları altında toplamak mümkündür Mahkemelerin Bağımsızlığı İlkesi: Anayasamıza göre, yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır (Anayasa m. 9). Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasa ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler (Anayasa m. 138, I; Hâkimler ve Savcılar K. m. 4, II). Hâkimlerin yürütme ve yasama organları karşısında bağımsızlığını koruyabilmek ve onların hiçbir baskı ve etki altında kalmadan, hukuka ve vicdanlarına göre karar vermelerini sağlayabilmek amacıyla, anayasal boyutta çeşitli ilkeler öngörülmüştür. Bu çerçevede, hiçbir organ, makam, mercii veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz Hâkimlik Teminatı: Mahkemelerin organ olarak bağımsızlığı, ancak yargı fonksiyonunu ifa eden hâkimlerin hiçbir baskı veya tehditle karşılaşmaksızın görevlerini tam bir serbestlik ve tarafsızlıkla yerine getirebilmeleriyle gerçek bir anlam kazanır. Bu çerçevede, Anayasamızda hâkimlik teminatına Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 4
ilişkin temel bazı ilkeler kabul edilmiştir. Hâkimler, azlonulamazlar (Anayasa m. 139, I; Hâkimler ve Savcılar K. m. 44) ve kendileri istemedikçe 65 yaşından önce emekliye sevk edilemezler (Anayasa m. 139, I; m. 140, IV; Hâkimler ve Savcılar K. m 44). Hâkimler, bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık ve ödeneklerden ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamazlar (Anayasa m. 139, I; Hâkimler ve Savcılar K. m. 44-45). Hâkim ve savcıların, özellikle yürütme organına karşı bağımsızlıklarının sağlanabilmesi için özlük haklarının teminatlı olması zorunludur. Bu çerçevede, adlî ve idari yargı hâkim ve savcılarının mesleğe kabul edilme, atanma ve nakil, geçici yetki verilmesi, yükseltilme ve birinci sınıfa ayrılması, kadro dağıtılması, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verilmesi, disiplin cezası uygulanması, görevden uzaklaştırılması gibi bütün özlük işleri hakkında karar verme yetkisi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu na verilmiştir MAHKEME KAVRAMI VE MAHKEMELERİN DEĞİŞİK ÖLÇÜTLERE GÖRE TASNİFİ Devlet, toplumsal yaşamı düzenleyen kurallar koyması çerçevesinde, toplumsal barışın ve hukuk barışının korunması görevini de üzerine almıştır. Bu görev doğrultusunda devlet, sadece genel ve soyut kurallar koyma yükümlülüğü altında bulunmamakta, bunların uygulanmasını, kurulan dengenin bozulmamasını, hukuk düzeninin ve hukuk barışının devamını da yüklenmektedir. Bunu hem hukuki alt yapıyı oluşturarak hem de fiilî olarak yerine getirmekle yükümlüdür. Bu çerçevede bireylerin devlete karşı yargı hakkı bulunmaktadır Devletin hak dağıtma ve hak dağıtımına ilişkin kuralları düzenleme görevini üzerine alması sebebiyle, hakkı ihlâl edilenler veya ihlâl edilmesi ihtimali bulunanlar, uyuşmazlığın da niteliğine bağlı olarak ortaya çıkan bu uyuşmazlığı çözmek için farklı uyuşmazlık çözüm yollarından birçoğunu ayrı ayrı, kademeli veya birlikte kullanma imkânına sahiptir. Ancak uyuşmazlık doğrudan ya da üçüncü kişi aracılığıyla anlaşarak çözülemiyorsa, devletin yetkili yargı organlarına başvurarak hukuki korunma talep edilmesi gerekecektir. Bunun sonucu olarak kişilerin devletten hukuki korunma talep etme (ve hakkın gerçekleşmesini isteme) hakkı bulunmaktadır. Devletin de gerek dava gerek takip yoluyla veya diğer yollarla kendisine yöneltilen talepleri karşılaması ve bağımsız olan mahkemeler önünde yargılama yapılarak, karar verilmesini ve bu kararların da hukuk devleti çerçevesinde uygulanmasını sağlaması gerekir. 5 Mahkeme Kavramı: Mahkeme, etimolojik olarak, hüküm kökünden türetilmiş Osmanlıca bir kelimedir ve hüküm verilen, muhakeme yapılan yer anlamında kullanılır. Dar ve teknik anlamda mahkeme, devlet tarafından görevlendirilen ve adalet dağıtımı işiyle uğraşan yargılama yerlerini ifade eder. Bu tanım çerçevesinde, mahkemeler, hukuki statüleri itibariyle devlet kuruluşları olup yargı fonksiyonunu yerine getirmeyi üstlenmişlerdir. Bu nedenle, mahkemelerin yargı fonksiyonunun yerine getirilmesine yönelik faaliyetleri, doğrudan doğruya devletin yargısal faaliyeti olarak nitelendirilir. Oysa devlet mahkemelerinin yanı sıra, bazı hukuki uyuşmazlıkların çözümünde hakem mahkemeleri de görev yapar. Mahkemelerin Değişik Ölçütlere Göre Tasnifi: Kuruluş ve çalışma biçimlerine göre mahkemeler, tek hâkimli mahkemeler ve çok hâkimli (toplu) mahkemeler olarak ikiye ayrılırlar. Tek hâkimli mahkemeler, yalnızca bir tek hâkimin görev yaptığı mahkemelerdir. Bu tek hâkim, o mahkemede açılan bütün davaları görür ve karara bağlar. Dava ile ilgili olarak mahkemece yapılması gereken bütün işlemler, o hâkim tarafından gerçekleştirilir. Bu mahkemelere örnek olarak sulh hukuk, asliye hukuk, sulh ceza ve asliye ceza mahkemeleri gösterilebilir. Çok hâkimli (toplu) mahkemeler ise, birden çok hâkimin görev yaptığı mahkemelerdir. Bu mahkemelerde, mahkemenin üyesi konumunda bulunan hâkimlerin bütününden oluşan kurul davalara bakar. Yargılama, kurul tarafından yapılır ve yine hüküm mahkeme kurulunca verilir. Çok hâkimli (toplu) mahkemelerde, yargılama ve hüküm için, kural olarak, mahkeme kurulunun tam kadro ile görev yapması gerekir. Ancak, bazı tahkikat işlemlerinin (örneğin keşif gibi) kurula mensup hâkimlerden biri tarafından yürütülmesi de mümkündür. Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 5
Yargı sistemine ilişkin derecelendirmede bulundukları yere göre mahkemeler, ilk derece mahkemeleri (bidayet mahkemeleri), ikinci derece mahkemeleri ve üst derece mahkemeleri olmak üzere üçe ayrılırlar. İlk derece mahkemeleri, bir davayı ilk evrede gören ve karara bağlayan yargı yerleridir. İlk derece mahkemeleri uyuşmazlıkların maddi ve hukuki yönlerini inceleyen mahkemelerdir. Tahkikat ve yargılama yapmak suretiyle dava konusu kılınan somut olaya, kanunları uygulayan ve hüküm veren bu mahkemelere, bu niteliklerinden dolayı vakıa mahkemesi veya hüküm mahkemesi de denilmektedir. İstinaf mahkemeleri de denilebilecek ikinci derece mahkemeleri ise, konusu uyuşmazlığın maddi ve hukuki yönünün tekrar incelenmesi olan istinaf kanun yoluna başvuru mercileri olup, ilk derece mahkemeleri ile üst derece mahkemeleri arasında yer alan mahkemelerdir Üst derece mahkemeleri (son derece mahkemeleri/yüksek mahkemeler), ilk ve ikinci derece mahkemelerinin hüküm ve kararlarının, kanun tarafından öngörülmüş bulunan yollara başvuru üzerine, sadece hukuka uygunluk ya da hem hukuka hem de vakıalara uygunluk yönünden doğruluğunu denetlemeye yönelik yargı yerleridir Görmeyi üstlenmiş oldukları uyuşmazlıkların niteliklerine ya da tarafların statülerine göre mahkemeler, genel görevli mahkemeler ve özel görevli mahkemeler (uzmanlık mahkemeleri) olarak ikiye ayrılır. Bakacakları işler, belirli kişi ve konulara göre sınırlandırılmamış bulunan, aksi belirtilmiş olmadıkça aynı yargılama hukuku disiplininin uğraş alanına giren her türlü işe bakan mahkemelere, genel görevli mahkemeler denir. GENEL OLARAK TÜRK YARGI ÖRGÜTÜ Türk yargı örgütünün kuruluşuna ilişkin temel düzenlemeler, Anayasa da yer almaktadır. Daha önce de ifade edildiği gibi, Anayasa nın 9. maddesinde, yargı yetkisinin Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı düzenlenmiştir. Bu düzenlemede yer alan mahkemeler şeklindeki çoğul ifade çerçevesinde, yargı fonksiyonu, yasama gibi tek bir organdan değil, bir organlar topluluğundan, yani birçok mahkemeden oluşur. Yine Anayasa nın 2. maddesinde yer alan ve Türkiye Cumhuriyeti nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunu öngören hüküm ile 37. maddesinde tabii hâkim ilkesine işaret eden hüküm, yargı örgütümüz ile ilgili temel normlar arasında yer alır. Anayasa nın 138 160. maddelerinde Yargı başlığını taşıyan Üçüncü Bölümü altında düzenlenen hükümlerde ise, mahkemelerin ve hâkimlerin bağımsızlığına, genel olarak mahkemelerin ve bu arada yüksek mahkemelerin kuruluş, görev ve işleyişine ilişkin ana ilkeler tespit edilmiştir. Anayasa nın Türk yargı örgütünü doğrudan düzenleyen hükmü ise, mahkemelerin kuruluşu başlığını taşıyan Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. biçimindeki 142. maddesinde yer almaktadır. Bu hüküm çerçevesinde, çeşitli kanunlarla, uyuşmazlık ve görev farklılıklarına göre çok sayıda mahkeme kurulmuş ve bu mahkemelerin görev alanlarının gösterdiği özelliklere uygun farklı yargılama usulü kanunları yürürlüğe konmuştur. Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, İdarî Yargılama Usulü Kanunu bu farklı yargılama usullerine ilişkin düzenlemelerin temel örnekleridir. Böylece, hukukumuzda farklı yargılama kanunlarının uygulandığı çok sayıdaki genel mahkemeler ve uzmanlık mahkemelerinden oluşan bir yargı örgütü ortaya çıkmıştır 6 Türkiye de yargı örgütü bakımından kabul edilen sistem, yargı ayrılığı sistemidir. Bununla birlikte, ülkemizde yargı ayrılığı, sadece adli yargı-idari yargı ayrımından ibaret değildir. Daha önce de ifade edildiği gibi, Anayasamız, kararları aynı yüksek mahkemede temyiz edilen mahkemelerin oluşturduğu birçok yargı kolu öngörmüştür. Anayasa nın 146-160. maddelerinde öngörülen yüksek mahkemelerden hareketle altı temel yargı kolunun varlığından söz edilebilir: 1. Anayasa Mahkemesi ve Anayasa Yargısı, 2. Yargıtay ve Adlî Yargı, 3. Danıştay ve İdarî Yargı, 4. Askeri Yargıtay ve Askeri Ceza Yargısı, 5. Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Askeri İdarî Yargı, 6. Uyuşmazlık Mahkemesi ve Uyuşmazlık Yargısı Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 6
ANAYASA YARGISI VE ANAYASA MAHKEMESİ Genel Olarak Anayasa Yargısı: Türkiye de anayasa yargısı, 2. Dünya Savaşı ndan sonra yapılan 1961 Anayasası ile anayasa hukukumuza girmiştir. Anayasa yargısı, bazı değişikliklerle birlikte 1982 Anayasası nda da korunmuştur. Anayasa yargısının temelini oluşturan ilkelerden ilki, hukuk devleti ilkesi dir. Bu ilke, 1961 ve 1982 Anayasaları nın ikinci maddelerinde sayılan Türkiye Cumhuriyeti nin değişmez niteliklerindendir. Anayasa yargısının temelini oluşturan ilkelerden ikincisi ise, Anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı ilkesidir. Bu ilkeye, 1961 Anayasası nın 8. ve 1982 Anayasası nın 11. maddelerinde yer verilmiştir. Birbirine çok yakın bu düzenlemelere göre, Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz. Bu hükümden de anlaşıldığı üzere, Anayasa ile kanunlar arasında bir hiyerarşi vardır. Anayasa kanunlardan üstündür. Bu nedenle, kanunların Anayasa ya aykırı olmaması; dolayısıyla TBMM nin Anayasa ya aykırı kanun yapmaması gerekir. Yetkili Yargı Yeri Olarak Anayasa Mahkemesi: Türk hukukunda, dar ve teknik anlamda anayasa yargısını gerçekleştirmek ve anayasa ile verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere, bir yüksek mahkeme oluşturulmuştur. Bu, Anayasa Mahkemesi dir. Anayasa Mahkemesi, Türk hukukunda ilk kez 1961 Anayasası ile kurulmuştur. Bugün Anayasa Mahkemesi nin kuruluşu, görev ve yetkileri ve yargılama usulü konuları, 1982 Anayasası nın 146-153. maddeleri ile 1982 Anayasası nda 07.05.2010 tarihinde gerçekleştirilen değişikliklere paralel olarak hazırlanmış bulunan 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun (AMKYUK) ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü ile düzenlenmiştir. Görev ve Yetkileri: Anayasa Mahkemesi nin temel görevi, anayasaya uygunluk denetimi yapmaktır. Ksaca norm denetimi olarak anılan bu görev çerçevesinde Anayasa Mahkemesi, kanunların, TBMM İçtüzüğü nün ve Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılan kanun hükmünde kararnamelerin veya bunların belirli madde ve hükümlerinin Anayasa ya şekil ve esas açısından uygunluğunu denetler (Anayasa m. 148, I; AMKYUK m. 35 vd). Anayasa değişikliklerini ise, sadece şekil bakımından inceler ve denetler. Anayasa Mahkemesi norm denetimi görevini, soyut norm denetimi ya da somut norm denetimi olmak üzere iki değişik yoldan yerine getirir. Birincisine iptal davası yolu, ikincisine itiraz (def i) yolu da denir 7 Soyut norm denetimi (iptal davası yolu), Anayasa da belirtilen bazı organların bir kanun aleyhine doğrudan doğruya Anayasa Mahkemesi nde iptal davası açmaları ile gerçekleşen denetimdir. Bu durumda kanunun uygulandığı somut bir olay veya dava yoktur. Anayasa ya aykırılık iddiası ve denetimi herhangi bir dava ile ilgili olmaksızın, soyut olarak gerçekleştirildiği için iptal davası yoluna soyut norm denetimi de denilmektedir Somut norm denetimi (itiraz/def i yolu) ise, bir mahkemede görülmekte olan bir davanın karara bağlanmasının, o davada kullanılacak hukuk normunun Anayasa ya uygun olup olmamasına bağlı olması halinde yapılan denetimdir. Somut norm denetimine, ancak kanunlar veya kanun hükmünde kararnameler konu olabilir. Anayasa nın 152. maddesine göre, bir davaya bakmakta olan (herhangi bir) mahkeme, önüne gelen uyuşmazlığı çözmek için uygulamak durumunda olduğu bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasa ya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, anılan hükümlerin iptal edilmesi istemiyle dosyayı Anayasa Mahkemesi ne gönderir Çalışma ve Yargılama Usulü: Anayasa Mahkemesi, iki bölüm ve Genel Kurul halinde çalışır. Bölümler, başkanvekili başkanlığında dört üyenin katılımıyla toplanır. Genel Kurul, Mahkeme Başkanı nın veya Başkan ın belirleyeceği başkanvekilinin başkanlığında en az on iki üye ile toplanır. Bölümler ve Genel Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 7
Kurul, kararlarını salt çoğunlukla alır. Bireysel başvuruların kabul edilebilirlik incelemesi için komisyonlar oluşturulabilir. Siyasî partilere ilişkin dava ve başvurulara, iptal ve itiraz davaları ile Yüce Divan sıfatıyla yürütülecek yargılamalara Genel Kurulca bakılır, bireysel başvurular ise bölümlerce karara bağlanır. Anayasa değişikliğinde iptale, siyasî partilerin kapatılmasına ya da Devlet yardımından yoksun bırakılmasına karar verilebilmesi için toplantıya katılan üyelerin üçte iki oy çokluğu şarttır. Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince öncelikle incelenip karara bağlanır. Anayasa Mahkemesinin kuruluşu, Genel Kurul ve bölümlerin yargılama usulleri, Başkan, başkanvekilleri ve üyelerin disiplin işleri kanunla; Mahkemenin çalışma esasları, bölüm ve komisyonların oluşumu ve işbölümü kendi yapacağı İçtüzükle düzenlenir. 2.Ünite Adli Yargı İLK DERECE HUKUK MAHKEMELERİ Genel Görevli Hukuk Mahkemeleri: Medeni yargıda genel görevli hukuk mahkemeler, asliye hukuk mahkemeleri ve sulh hukuk mahkemeleri olarak ikiye ayrılır. Asliye mahkemeleri de kendi içinde, asliye hukuk mahkemeleri ve asliye ticaret mahkemeleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Genel görevli hukuk mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu nun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur (5235 s. K. m. 5, I). Bu mahkemeler, bulundukları il veya ilçenin adı ile anılır (5235 s. K. m. 5, VI). İş durumunun gerekli kıldığı yerlerde, örneğin büyük şehirlerde, genel görevli hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi oluşturulabilir (5235 s. K. m. V). Bu daireler numaralandırılır (örneğin, Ankara 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, Ankara 2. Asliye Hukuk Mahkemesi gibi). Bu mahkemeler, aslında aynı hukuk mahkemesinin birer dairesi durumundadırlar. Bu nedenle, bu daireler arasındaki ilişki, iş dağılımı ilişkisidir. Bu daireler arasında iş dağılımı yapılması ve iş dağılımına ilişkin esaslar, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenir Sulh Hukuk Mahkemesi: Sulh hukuk mahkemeleri, genel görevli, tek hâkimli, ilk derece yargı yerleridir (5235 s. K. m.5, II). Sulh hukuk mahkemesinin görevleri, HMK nda (5235 s. K. m. 6, I; HMK m. 4, 383) ve diğer bazı kanunlarda gösterilmiştir (örneğin, 1163 sayılı Kooperatifler K. m. 21, III; 634 sayılı Kat Mülkiyeti K. Ek Madde 1). HMK nun 4. maddesine göre, sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın, 1. Kiralanan taşınmazların, İcra ve İflâs Kanunu na göre ilâmsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, 2. Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, 3. Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, 4. HMK ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları görür. 8 Asliye Hukuk Mahkemesi: Asliye hukuk mahkemeleri, genel görevli, tek hâkimli, ilk derece yargı yerleridir (5235 s. K. m. 5, II). Asliye hukuk mahkemesi, medeni yargıda, ilk derece hukuk mahkemeleri içerisindeki asıl görevli mahkemedir. Bu mahkeme, sulh hukuk mahkemesinin ve özel görevli mahkemelerin görevleri dışında kalan ve özel hukuk ilişkilerinden doğan her türlü davaya ve kanunların verdiği diğer işlere bakar (5235 s. K. m. 6; HMK m. 2, 2). Malvarlığına ilişkin davalarda, dava konusu mal veya hakkın değer ve miktarına bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesi görevlidir Kolayaof.com 0 362 2338723 Sayfa 8