Benzer belgeler
MİLLİ MÜCADELE TRENİ

İÇİNDEKİLER SUNUŞ İÇİNDEKİLER... III GİRİŞ... 1 BİRİNCİ BÖLÜM BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ DÜNYADA SİYASİ DURUM 1. Üçlü İttifak Üçlü İtilaf...

ATATÜRK İLKELERİ VE İNKILÂP TARİHİ DERSİ I.DÖNEM MÜFREDAT PROGRAMI

IV.HAFTA XX.YÜZYIL BAŞLARINDA OSMANLI İMPARATORLUĞU

1914 ve 1923 Y llar Aras nda Türk-Ermeni liflkileri: Ermeni Sorunu na D flar dan Bak fl*

Milli varlığa yararlı ve zararlı cemiyetler

Bu durumun, aşağıdaki gelişmelerden hangisine ortam hazırladığı savunulabilir?

I.DÜNYA SAVAŞI ve BALKANLAR

A) Siyasi birliklerini geç sağlamaları. B) Sömürge alanlarını ele geçirmek istemeleri. C) Sanayi devrimini tamamlayamamaları

Tuba ÖZDİNÇ. Örgün Eğitim

C D E C B A C B B D C A A E B D D B E B A A C B E E B A D B

AVİM TARİH 24 NİSAN 1915: NELER OLMUŞTU? Tutku DİLAVER. Misafir Araştırmacı. Analiz No : 2018 /

Lozan Barış Antlaşması (24 Temmuz 1923)

II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

KURTULUŞ SAVAŞI ( ) Gülsema Lüyer

Prof. Dr. İlhan F. AKIN SİYASÎ TARİH Beta

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

BİRİNCİ MEŞRUTİYET'İN İLANI (1876)

KURTULUŞ SAVAŞI CEPHELER

BÜLTEN İSTANBUL AZİZ BABUŞCU. FİLİSTİN MESELESİ 2 5 te B İ L G İ NOTU. Öğretmenler ile öğrenciler yıllar sonra bir araya geldi

SAYFA BELGELER NUMARASI

ÖRNEK SORU: 1. Buna göre Millî Mücadele nin başlamasında hangi durumlar etkili olmuştur? Yazınız. ...

MUSTAFA İPEK HALİLİYE SÜLEYMANİYE İMAM HATİP ORTAOKULU

T.C. İNKILÂP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK DERSİ DERS NOTU I. DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİ OSMANLI DEVLETİ NİN GENEL DURUMU. Ekonomik Durum:

İNKILAP TARİHİ VİZE BÖLÜMÜ ALTIN SORULAR. 1- Osmanlı da ilk kez yabancı ülkeye seyahat eden padişah kimdir? CEVAP: Abdülaziz.

Lozan Barış Antlaşması

Balkan Araştırma Enstitüsü Dergisi, Cilt/Volume 3, Sayı/Number 2, Aralık/December 2014, ss

1915 OLAYLARINI ANLAMAK: TÜRKLER VE ERMENİLER. Mustafa Serdar PALABIYIK

BATI CEPHESİ'NDE SAVAŞ

İÇİNDEKİLER İLKSÖZ... 1

T.C İnkılap Tarihi Ve Atatürkçülük

Yüksek Lisans: Hacettepe Üni., Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Tarih Blm. 1985

2018-LGS-İnkılap Tarihi Deneme Sınavı 9

Haftalık ders sayısı 2, yıllık toplam 74 ders saati Kategoriler Alt kategoriler Ders içerikleri Kazanımlar Dersler arası ilişki IV.

Musul Sorunu'na Lozan'da bir çözüm bulunamadı. Bu nedenle Irak sınırının belirlenmesi ileri bir tarihe bırakıldı.

Sosyal bilgiler öğretmeninin verdiği bu bilgiye dayanarak Mustafa Kemal Paşa ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Zeki DOĞAN-Sosyal Bilgiler Öğretmeni

ÜÇLÜ İTTİFAK VE İTİLAF:

ERMENİLERİN KÖKENİ VE TARİHİ...

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Edirne Tarihi - Edirne nin Yaşadığı İşgaller. Ahmet Usal - Edirne Vergi Dairesi Başkanlığı

ABD NİN KURULMASI VE FRANSIZ İHTİLALİ

I. Dünya savaşı ve nedenleri

Teori (saat/hafta) Atatürk ün prensiplerini ve Türk İnkılâbının gerekçelerinin ana temasını vermek

MEŞRUTİYET DÖNEMİNDE OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI

Fransa nın Anadolu da Yaptığı Katliamları Gizleme Politikası (1) Ö

ESAM [Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi] Emperyalizm ve Ermeni Meselesi Uluslararası Sempozyumu

Erzurum Ermenilerinin Kastamonu ya Gönderilmesi

KARMA TESTLER 03. A) Yalnız l B) Yalnız II. C) Yalnızlll D) I ve II E) I, II ve III. 2. Osmanlı Devleti'nin Birinci Dünya Savaşı'na girmesine,

KURTULUȘ SAVAȘI - Cepheler Dönemi - Burak ÜNSAL Tarih Öğretmeni

Sarıkamış. Dersleri. Yılmadan Yorulmadan Dr. Cihangir Dumanlı

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI, (1)

SURİYE TÜRKMEN PLATFORMU I. TOPLANTISI ONUR VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ SONUÇ BİLDİRİSİ

T.C. İNKILAP TARİHİ VE ATATÜRKÇÜLÜK TESTİ


A. Sırp İsyanları B. Yunan İsyanları

UNI 201 MODERN TÜRKİYE NİN OLUŞUMU I

KPSS YE HAZIRLIK ARİF ÖZBEYLİ. Youtube Kanalı: tariheglencesi

ÇANAKKALE SAVAŞININ İSTATİSTİKSEL ANALİZİ

6 Mayıs Başkomutanlık kanunu süresinin meclisçe tekrar uzatılması. 26 Ağustos Büyük Taarruzun başlaması

AVRUPA VE OSMANLI (18.YÜZYIL) GERİLEME DÖNEMİ

TÜRKİYE NİN AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLERİ

SİVİL SAVUNMANIN AMAÇLARI: * Savaş zamanlarında halkın can ve mal güvenliğinin

BALKAN AVASLARI. alkan Savaşları, I. Dünya. Harbinin ayak sesleri niteliğinde olan iki şiddetli silahlı çatışmadır. Birinci Balkan Savaşı nda

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN ASKERLİK HAYATI

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I. Laboratuar (saat/hafta) Uygulama (saat/hafta) Teori (saat/hafta) AKTS. 1.YIL/ 1.yarıyıl Güz

İÇİNDEKİLER. A. Tarih B. Siyasal Tarih C. XIX.yüzyıla Kadar Dünya Tarihinin Ana Hatları 3 D. Türkiye"nin Jeo-politik ve Jeo-stratejik Önemi 5

En İyisi İçin. Cevap 1: "II. Meşrutiyet Dönemi"

OSMANLI BELGELERİNDE MİLLÎ MÜCADELE VE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

Ermeniler in Yaptõğõ Mezâlim ve Soykõrõmõn Utanç Fotoğraflarõ

TERCİH ETTİĞİN OKOL GELECEĞİNDİR MEVLÜT ÇELİK 8.SINIF KAVRAM HARİTASI. Mevlüt Çelik. T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük DİRİLİŞİN DESTANI: SAKARYA

JANDARMA VE SAHİL GÜVENLİK AKADEMİSİ GÜVENLİK BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ ULUSLARARASI GÜVENLİK VE TERÖRİZM YÜKSEK LİSANS PROGRAMI DERSLER VE DAĞILIMLARI

ATATÜRK. Mustafa Kemal Atatürk, 1881 yılında Selanik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I (HIST 101) Ders Detayları

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi

Gazi Ahmet Muhtar Paşa

İşte Osmanlı'nın çökmesine neden olan anlaşma!

Dunkirk'ün gerçek tarihi

Fevzi Karamw;o TARIH 10 SHTEPIA BOTUESE

2018-Inkilap Tarihi ve - Deneme Sınavı 7

Trinidad ve Tobago 1990: Latin Amerika'nın ilk ve tek İslam devrimi

2- M. Kemal in fikir ve düşünce yaşamında etkili olan dört şehir hangileridir? ( Selanik, Manastır, İstanbul, Sofya)

KUZEY KIBRISTA İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ MEVZUATI

VE MUHTEMEL LOBİ PLATFORMLARI

UNUTULAN SAVAŞLAR / KUTÜ L-AMMARE ZAFERİ

SAVAŞ, GÖÇ VE SAĞLIK. 18 Mayıs 2015 İstanbul Şeyhmus GÖKALP

UZAKTAN EĞİTİM MERKEZİ Atatürk İlkeleri ve İnkilâp Tarihi 1 1.Ders

ÖZGEÇMİŞ VE ESERLER LİSTESİ. Öğrenim Durumu: Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Uluslararası İlişkiler Ana Gazi Üniversitesi 2004

AÖĞRENCİLERİN DİKKATİNE!

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi I (HIST 101) Ders Detayları

İsmail Mangaltepe - Recep Karacakaya, Paul Cambon un İstanbul Büyükelçiliği ve Ermeni Meselesi, 106 sayfa, Yeditepe Yayınevi, İstanbul 2010.

15 Mayıs 2009 al-dimashqiyye Salonu

Transkript:

USAK (Hrsg.): Uluslararasi hukuk ve Politika. No. Ankara 2007. 1914 ve 1923 Yılları Arasında Türk-Ermeni İlişkileri: Ermeni Sorunu na Dışarıdan Bakış* Christian Johannes Henrich** Giriş Osmanlı İmparatorluğu nun çöküşü 19.yüzyılın başlarında doruk noktasını yaşamıştır. Jöntürk İhtilâli, Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşının çıkması, bağımsızlık mücadelesi ve Türkiye Cumhuriyeti nin kurulması, Türk Devletinin varlığını sürekli biçimlendirmiş ve değiştirmiştir. Özellikle de azınlığın, Müslüman çoğunluk ile olan barış içindeki yaşamları dramatik bir şekilde değişmiştir. Türk- Ermeni ilişkilerindeki bu gelişmeler, Avrupa daki büyük devletler gibi dış etkilerden ayrı yorumlanamaz.1878 deki Berlin Konferansı ve 1912 ile 1913 yıllarındaki Balkan Savaşı sonrasında Avrupa Devletlerinin gerçek niyetleri iyice ortaya çıkar: Niyetleri Osmanlı İmparatorluğu nu aralarında pay etmektir. 1 9 Mayıs 1916 tarihinde İngiliz Mark Sykes ile Fransız Charles Georges-Picot, ülkeleri adına Anadolu nun paylaşılmasında anlaşırlar. Bunu takip eden Sevr Barış Antlaşmasında, Rusya, Yunanistan ve İtalya ya da pay verilir 2. Avrupa ülkeleri, Osmanlı İmparatorluğu nun zayıf durumundan giderek kendi çıkarları yönünde daha fazla yararlanırlar. 19. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı İmparatorluğunun bazı bölgelerini ele geçirerek, bu bölgeleri kolonilere dönüştürürler. İngiltere Mısır ın dışında, Suriye ile Mezopotamya yı da kontrolü altına almak ister; Fransa Kuzey Afrika ile Lübnan a göz diker; İtalya Tripolis ile Arnavutluk u talep eder; Rusya ise Ermenistan ile Kürdistan için spekülasyon yapar 3. Avrupa ülkelerinin bu agresif ve kısmen aşağılayıcı politikası, Doğu daki Müslüman olmayan azınlıkların, Müslüman çevrelerle olan kaçınılmaz gerginliklerini arttırır. Ermeniler açısından bu gerginliklerin daha trajik sonuçları olmuştur. Hınçak ve Taşnak Komitelerinin tahriklerine maruz kalan Ermeniler açıkça özerklik istediler ve düşman taraf olan Rusya ile *Makale, bir yeminli tercüme bürosunca Almanca metinden çevrilmiş, ayrıca Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat tarafından dil ve akademik disiplin/içerik açısından gözden geçirilmiştir. 1 Bkz.: Danica Milić, Die ökonomische Penetration des Balkans und der Türkei durch die Industriestaaten, Ralph Melville; Hans-Jürgen Schröder (Hrsg.), Der Berliner Kongress von 1878. Die Politik der Großmächte und die Probleme der Modernisierung in Südosteuropa in der Zweiten Hälfte des 19. Jahrhunderts, (Wiesbaden: Franz Steiner Verlag, 1982), içinde: s. 475. 2 Bkz.: The New Encyclopaedia Britannica, Vol. 11, 1985, s. 454. 3 Fikret Adanır, Der Zerfall des Osmanischen Reiches, In: Alexander Demandt (Hrsg.), Das Ende der Weltreiche: Von den Persern bis zur Sowjetunion, (München: Verlag C. H. Beck, 1997), içinde: s. 124. 1

kısmen işbirliği yaptılar. Osmanlı yönetimi bu tehdit içeren gelişmelerin varlığını Ermeniler Sorunu na radikal çözüm üretme vesilesi saymıştır. 1915 de Ermeni azınlığın büyük bir kısmı savaş koşullarında hayatlarını kaybettiler. Ancak bununla birlikte toplu ölümler gerçeği vardır. Süreklilik gösteren gıda kıtlığı ve bunun sonucunda yaşanan açlık, çok sayıdaki bu ölümlerin öncelikli sebepleri arasındadır. Bu gıda teminindeki sıkıntılar ayrıca, Osmanlı Ordusunda da hatırı sayılır kayıplara da neden olmuştur. Bundan başka, Ermeni İhtilâl Komitesinin terörist saldırıları da, her iki tarafın çok sayıdaki kayıplarından sorumludur. Nadiren de olsa, Osmanlı Ordusunun, Jandarmanın ve göçebe konumundaki Kürt çetelerin saldırıları da söz konusudur. Buna rağmen Ermeniler, özellikle de diyaspora Ermenileri, iskan politikasına dayalı göç ettirme planını bugün, Osmanlı İmparatorluğu nun uyguladığını ileri sürdükleri bir sistematik soykırım olarak görüyorlar.; Türkler buna itiraz etmekte ve her iki tarafın büyük kayıpları olduğuna dikkat çekmektedirler. Ermeni tarihçiler ve politikacılar tarafından tarihî olayların büyük ölçüde tek taraflı olarak anlatılması ve Müslüman tarafta çok daha fazla olan kaybedilen insan sayısının gizlenmesi, 90 yıldan fazla bir süreden beri bu çatışmanın uluslararası boyut kazanmasına neden oldu. Bu makalede, Türkiye Cumhuriyeti nin kurulmasına kadar olan sürede Türk-Ermeni ilişkilerindeki gelişmeleri, I.Dünya Savaşı nın başlamasını, Van daki Ermeni isyanını, İstanbul daki Ermeni ihtilâlcilerin tutuklanmasını, stratejik açıdan önemli bölgelerdeki Ermeni azınlığın başka yerlere göç ettirilmeleri konularını ele alarak, soruna objektif bir bakış açısı getirmeye çalışacağım. Birinci Dünya Savaşı nın çıkışına kadarki gelişmeler Devletin hızla çökmeye doğru gitmesi, politik ve toplumsal bir hareket olan, askerî açıdan da geniş destek gören, birlik, beraberlik ve ilerleme nin temellerinin atılmasını ve kuvvetlenmesini getirmiştir. 1908 yılı yazında, 2 Temmuz da, 30 yıl önce kaldırılmış olan Kanuni Esasiye nin (Anayasa) Sultan II. Abdülhamit tarafından yeniden konması yönünde faaliyetlerde bulunan Jöntürk İhtilâli gerçekleşir. 1909 Nisan ında eski Türk muhafazakârlar ve din hocalarının yardımıyla eski düzen in yeniden kurulması denenir 4. Bu girişimler birkaç hafta içinde başarısızlıkla sonuçlanır, II. Abdülhamit tahttan indirilerek sürgüne gönderilir. Jöntürkler, kardeşi V. Mehmet i yerine getirirler, ancak devlet yönetimini ellerinde tutarlar. Bu Ulusal-Türklük hareketi, Jöntürk hareketinin üstüne çıkar. Bu her şeyden önce Hıristiyanları kızdırmakla birlikte, Araplar ve Acemler (İranlılar) gibi Türk olmayan Müslümanları da kızdırmış ve güvensizlik yaratmıştır. 1912 ve 1913 yıllarında yenilgiyle sonuçlanan Balkan Savaşlarından sonra Osmanlı İmparatorluğu Balkanlarda geniş toprak kaybına uğramıştır. Yalnızca Batı Trakya, Osmanlı egemenliği altında kalmıştır. 4 Bertrand Michael Buchmann, Österreich und das Osmanische Reich. Eine bilaterale Geschichte, (Wien: WUV, 1999), s. 254. 2

Osmanlı nın çöküş dönemi şüphesiz, Osmanlı İmparatorluğu nda Müslüman olmayan halkın yüzyıllar boyu görmüş olduğu hoşgörü ve inayetin de kanıtı olduğu dönemdir. Osmanlı egemenliği altında bulunan Gayrımüslimlerin (reâyâ) durumu yeni yöneticilerin 5 egemenliği altındaki ulusal ve dinsel azınlığın durumlarından çok daha iyi idi. Alman İmparatorluğu (Deutsches Reich) Hükümeti ile 19. yüzyıldan beri süregelen iyi ilişkiler, Jöntürkler ile daha da kuvvetlenmiştir. Alman Reich ini kendilerine devlet modeli olarak görürler. Alman Askerî Komisyonu Başkanı Korgeneral Otto Liman von Sanders i, Boğazların savunmasından sorumlu I. Kolordu Komutanlığı nın başına getirirler. Bu karar itilaf devletlerinin tepkisine neden olur. İstanbul buna karşı çıkar. Gerçi Türkler Liman ı Osmanlı mareşalliğine ve ordu başmüfettişliğine terfi ettirdiler ama, ordu kumandanlığını kendisine vermediler 6. İtilaf Devletleri ve Merkezi Avrupa Devletleri nin aksine Osmanlı Devleti savaş çıkmadan önce hiçbir anlaşmaya dâhil olmamıştı. Savaşa girme kararı, Merkezi Avrupa Devletlerinin yanında, Rusya ya 7 karşı olmuştur. Farklı cephelerdeki savaş Osmanlı İmparatorluğu nu yıpratmıştır. Kafkasya da Rusya ya, Irak ve Süveyş Kanalı nda ise İngiltere ye karşı savaşmıştır. Ayrıca Galiçya, Makedonya ve Romanya da da savaşılmıştır. İngilizlerin bir Ulusal Arap Devleti vaadine kapılan Araplar, Osmanlı içinde ayaklanma başlattılar, Ruslar ise aynısını Ermenilere vaat ettiler. Böylece İtilaf Devletleri, Osmanlı Devleti içindeki etnik ve dinsel azınlıkların kendi menfaatleri içersinde yer almalarını sağlamaya çalıştılar. Bu durumda gerçek savaş suçu ortaya çıkar. Anadolu da Türkler ile Araplar ve Ermeniler arasında yüzyıllardır süregelen barış, böylece kendini gösteren savaş çıkarları nedeniyle tehlikeye sokulur. Rusya gerçekte bağımsız bir Ermenistan Devleti nden yana değildir. 1878 Berlin Konferansı ile San Stefano nun özgürlüğünün yeniden gözden geçirilmesinden sonra Çar, Avrupa devletlerinin Balkanlarda Rus hâkimiyetini kabul etmeyecekleri gerçeğini anlar. Rusya nın, Akdeniz e geçiş sağlama planı, yalnızca Doğu Anadolu üzerinden mümkün olabilmesi ile sınırlı kalacaktır. Ruslar yalnızca bu nedenden Ermenileri kullanarak, kendilerini Osmanlı İmparatorluğu ndaki Hıristiyanların resmî koruyucusu ilan ederler. Aslında, daha önce değinildiği gibi, böyle bir himayeye ihtiyaç yoktu, çünkü Osmanlı İmparatorluğu ndaki azınlıkların durumları başka hükümranlık altında bulunan azınlıkların durumundan çok daha iyi idi. Rusya, 19.yüzyılın sonlarından itibaren Ermenistan İhtilal Komitesinin kurulmasını destekler. Ancak bunlar, Ermeni vatandaşlar arasında özellikle çok rağbet bulamayan bölgesel küçük gruplardı. Çünkü Ermenilerin büyük bir kısmı Osmanlı egemenliği altında mutluydu ve bu mutluluk ve barışı devam ettirmek istiyordu. Herfried Münkler n tesbiti şöyleydi: Osmanlı İmparatorluğu [ ], bağımsızlıkları ve özerklikleri sadece Osmanlı İmparatorluğu içinde güvencede olan Hıristiyan grupların ve cemaatlerin hamisi olabiliyordu. 8 Yirminci 5 Katrin Boeckh, Von den Balkankriegen zum Ersten Weltkrieg. Kleinstaatenpolitik und ethnische Selbstbestimmung am Balkan, (München: R. Oldenbourg Verlag, 1996), s. 382. 6 Buchmann, a.g.e., s. 260. 7 Aynı yer, s. 261. 8 Herfried Münkler, Imperien: Die Logik der Weltherrschaft - vom alten Rom bis zu den Vereinigten 3

yüzyılın başlarında, Romanya sabık başbakanı Prof. Dr. Nikolae Jorga, Polonyalı Mikoscha ya şunları söyler: Ermeniler Türklerden, diğer uluslardan gördüklerinden daha çok itibar görmektedir. Yunanlara göre daha çok inanç özgürlüğüne sahiptiler.[ ] Zekâları, devrim planı yapacak kapasitede değildi... Türk İmparatorluğunun çöküşe doğru gittiğinin ifade edilmesini duymak istemiyorlardı 9. Osmanlı Devletinin savaşa girmesi Rusya nın çoktandır dört gözle beklediği, Akdeniz e geçişi ele geçirme isteği açısından bir fırsattı. Çar, bir taraftan Hınçak ve Taşnak Komitelerinin daha önce başlattıkları terör eylemlerinden, diğer taraftan da Kafkas ordusunun hücuma geçmesinden medet umuyordu. Birinci Dünya Savaşı nın çıkması ile Osmanlı Devleti nin kendini kurtarma savaşı da başlamış oldu. Daha önce de değinildiği gibi, büyük devletlerin epeydir Osmanlı İmparatorluğu nu paylaşma emelleri vardı. Şimdi, Emperyalizmin sunulan bu ganimeti 10 pek de sevilmeyen Alman İmparatorluğu Hükümeti ve Habsburg Hanedanlığı nın yanına katılınca, Osmanlı İmparatorluğu nun parçalanması tam anlamıyla kesinlik kazandı. Düşmanla İşbirliği ve Van Ayaklanması İhtilal Komitesi tarafından uygulanan sürekli terör ile, Ermeni halkının gözünün korkutulması zaman içersinde başarılı olmuştur. Ama buna rağmen, soykırım teorisyenlerinin çoğu, 1890 ve 1915 yılları arasında meydana gelen olaylar karşısında tek taraflı ve çoğu zaman da inkâr edici bir tutum içerisinde olmuşlardır. Genellikle, Osmanlı yönetiminin Ermenileri gereksiz yere sürgüne gönderme kararı aldığı iddia edilmektedir. Oysa tam tersi söz konusudur. Bu konuda Şahin Ali Söylemez in tespiti, Ermeni ihtilalcilerin I. Dünya Savaşı sırasında büyük ölçüde vatan hainliği yaptıkları ve sivil halka silahlı terörist hareketlerde bulunarak düşmana yardım ettikleri 11 şeklindeydi. Savaşın ilanından beş gün sonra, 6 Kasım 1914 de, Rostow daki bir önceki İngiliz viskonsülü Blyth Kirby, Londra daki Dışişleri Bakanlığı na, Türkiye deki Ermenilerin Ruslara silahlı bir şekilde yardım etmek üzere hazırlık yaptıklarını bildirmiştir 12. Bazı başka İngiliz kaynaklarında da Ermenilerin vatan hainliğinden söz edilmektedir: Staaten, (Berlin: Rowohlt, 2005), s. 141. 9 Nicolae Jorga, Geschichte des Osmanischen Reiches: Nach den Quellen dargestellt, 1908-1913, Bd. 1-5, (Gotha: Friedrich Andreas Perthes Verlag, 1913), s. 606. 10 Adanır, a.g.e., s. 125. 11 Şahin Ali Söylemezoğlu (Hrsg.), Die andere Seite der Medaille: Hintergründe der Tragödie von 1915 in Kleinasien. Materialien aus europäischen, amerikanischen und armenischen Quellen, (Köln: Önel Verlag, 2005), s. 88. 12 Söylemezoğlu, a.g.e., s. 89. 4

Ayrıca Türkiye, Kafkas cephesinde ve Doğu Anadolu da içten vurulmak istenmektedir. Ermenilere, General Andranik ve İşkan ın talimatlarıyla Kafkas ya da gönüllü birlikler oluşturma ve Rus ordusu ile savaşma talimatı verilmiştir. 1915 yılı başında bu birlikler Türk Ermenilerinden asker sağlayarak hattın gerisinde organize olmuşlardır 13. İstanbul Hükümeti, General İsmail Enver Paşa komutasındaki Osmanlı Birliklerinin 1914/1915 kışında Sarıkamış ta Rus Ordusuna karşı giriştikleri harekâttan sonraki yenilgi karşısında şaşırmış ve şoke olmuştur. Bu yenilgi iç politikada, değişik toplum ve din grupları arasında daha da kötüleşen ruh halini de beraberinde getirir. Sarıkamış yenilgisinden sonra gerginlik iyice tırmanır. Hosfeld, Ermenilerin, yenilgiye uğramış Osmanlı Birliklerinde aynen Türk arkadaşları gibi temsil edildikleri için, hükümet tarafından günah keçisi ilan edilmelerini pek mantıklı bulmaz. Ancak bu ifade daha sonra kendi kendine gerçek anlamını bulacaktır. O, Bryce Raporu ndan şu alıntıyı yapar: Türkler, Ermeni gönüllülerinin Ruslarla aynı tarafta savaştıklarını saptamışlardır 14. Hosfeld, ilaveten, Ermeni kökenli Osmanlı Generali Armen Garo Pastırmacıyan ın Mehmet Talat Paşa nın askerî-stratejik bir kararına kızarak Rusların tarafına geçtiğini dile getirmektedir. General Pastırmacıyan Sarıkamış ta felaket bir yenilginin yaşandığı 1914/1915 kışında Ermeni gönüllü birliklerine ülkelerine karşı olma emri vermiştir. Teşkilat-ı Mahsusa nın bir ajanı, 1914 de Rusya daki Ermenilerin gönüllü olarak silah altına alındıklarından bahsetmektedir 15. Ermeni İhtilal Komitesi nin ve bireysel olarak kimi Ermenilerin provokasyonları devam eder. Pastırmacıyan, [ ] London Daily Graphic e kendini ve başkalarını Rusların tarafında savaşan Ermeni İhtilalciler olarak gösteren bir fotoğraf gönderir 16. Bu olay çok sayıdaki Ermeni arasında da izansızlık olarak nitelenmiştir. Bu aptalca eylem, Türk iktidar sahiplerini ve Ermenilerin silahsız ve çaresiz kaldıklarında kendilerini nefretle anacakları geniş halk kesimini tahrik etmiştir 17. Bu insanlık felaketi 1915 yılı ilkbaharında meydana gelmiştir. Van daki Müslüman ahali ile Hıristiyan Ermeniler arasında sürekli artan gerginlikler 1915 yılı Nisan ayının ilk haftasında patlak verir. Ermeni Ayaklanması 1915 yılı Nisan ayının ilk haftası başlar ve bir ay sonraki Rus ordusu ile birleşmeye kadar devam eder. 18. Van ayaklanması olarak adlandırılan olaylarda Ermeni ihtilalciler şehri ele geçirerek Polis Merkezini ve diğer sivil yönetim binalarını ateşe verirler. Türklerin iç ayaklanma ile ilgili kaygıları, bir sonraki ay Van da gerçekleşen bir başka olay ile daha da artar. Rus sınırı yakınında [ ] Van epey zamandır ulusal propaganda merkeziydi. 19. Van Valisi, aslında Kafkas cephesinde Rusların taarruzuna karşı önemli bir savunma için gerekli olabilecek bir Osmanlı tümenini şehre getirtti. Rus Çarı II. Nikolaus 21.Nisan 1915 de Van daki Ermeni İhtilal Komitesine bir telgraf çekerek, Rus taarruzuna, 13 Encyclopaedia Britannica, 1971, Vol. 22, s. 385. 14 Rolf Hosfeld, Operation Nemesis: Die Türken, Deutschland und der Völkermord an den Armeniern, (Köln: Kiepenheuer und Witsch Verlag, 2005), s. 141. 15 Aynı yer, s. 141. 16 Aynı yer, s. 142. 17 Peter Balakian, The Burning Tigris: The Armenian Genocide and America s Response, (New York: Harper Collins, 2003), s. 199. 18 Hüseyin Çelik, [Ataöv, Türkkaya (Hrsg.,), The Armenians in the Late Ottoman Period, (Ankara, 2002)], içinde: s.105. 19 Guenter Lewy, Der erste Genozid des 20. Jahrhunderts? Aus: American Jewish Commitee (Hrsg.), Commentary, Ausg. Dezember 2005, s. 3. 5

Van daki ayaklanmalar ile verilen destek için teşekkürlerini iletmiştir. Ayaklanmalar Mayıs ayı sonuna kadar devam eder. Osmanlı ordusundaki birçok birlik kuşatma altına alınır ve bu sayede Rus ordusuna Mayıs 1915 de Van ı ele geçirme ve ihtilalcilere yardım etme imkânı doğar. Şehir, 17 Mayıs 1915 de tamamen Rusların ve Ermenilerin kontrolüne geçtiğinde, henüz öldürülmemiş ve kaçamamış olan Müslümanlar Ermeniler tarafından öldürülürler. Dört Hafta boyunca Ermeni ihtilalciler ile Osmanlı askerleri çetin sokak savaşları yaparlar. Müslüman halka ait çok sayıdaki ev yakılmış ve Ermeniler Doğu Anadolu merkezinde yaşayan tüm Müslüman halkı ya öldürmüşler ya da yerlerinden etmişlerdir. ABD de yayımlanan Ermeni Gazetesi Gocnak ta 24 Mayıs 1915 de yayımlanan bir makalede gururla şöyle denmektedir: Van da yalnızca 1500 Türk kalmıştır, ancak burada, Amerikalı bir profesör olan David Maggie nin verdiği, o zamanlar Van da 260.000 Müslümanın yaşadığına dair bilgi unutulmamalıdır 20. Böylece, Van da ki Müslüman halkın % 1 inden de azının hayatta kalabildiği ortadadır. Ermenilerin sergilediği bu vahşeti, soykırım teorisinin ateşli savunucusu Wolfgang Gust bile dile getirmek durumunda kalır. Gust, Van daki Alman misyonunun İsviçre li yöneticisi papaz Spörri den şu alıntıyı yapar: Öfkeli Ermeniler Genf Konversiyonu hükümlerinin aksine tutum içindedirler ve intikam hırsı ile davranırlar. Yangınlar artar. Türk evlerinde ve kışlalarında tahrip olmamış ne kaldıysa, acımasızca yakılıp yıkılır. Türkler, hasta ve kötü durumda olsalar bile, merhametsizce katledilir 21. Misyondaki Alman bir rahibe olan Gust Käthe Erhold ise şöyle devam eder: Coşkun seyelânların, hoşnutsuzluğun ve şüphenin, intikam hırsı ve ilkel tutkuların savaklarından boşandığı ilk özgürlük günlerinin ve geride kalanların, onların yaşlılarının, hastalarının ve Türk halkının kaçacak gücü kalmayan kadınlarının oluşturduğu bu manzara üzerine bir örtü açmak istiyoruz. Çoğu fiziken ve ruhen yıpranmış ve ölümle yüzyüze gelmiş savaş tutsağı Türk kadınları gözlerimizin önünde çiftliklerimizde amansız hastalıklar ve kırılmış kalplerle solup tükeniyorlardı. Mağlup duruma düşmüş Türk halkının bu tamamen çaresiz, zafer kazanmış olanların keyfi davranışlarına terkedilmiş kadınlarını daima o döneme ait en derin acıları duyarak anacağız 22. Ermeniler, Rus ordusu için hatırı sayılır bir [ ] destekti 23. Van daki başarılı ayaklanmadan sonra, bunu İhtilal Komitesi nin düzenlediği diğer ayaklanmalar takip eder. Bayburt, Erzurum, Beyazıt, Tortum ve Diyarbakır dan da huzursuzluklar bildirilmektedir. İstanbul Hükümeti buna tepki göstermek durumundadır. Çar a doğrudan asker olarak hizmet eden 150.000 Ermeni dışında sabotajcı ve işbirlikçi olarak Çarlık Rusyasına hizmet eden çok sayıda Türk Ermenisi de Osmanlı İmparatorluğu için bir tehdit oluşturmaktaydı. Araziyi iyi tanıyan Ermeniler de rehberlik yaparak ülkelerine ihanet etmişlerdir. Kafkasya daki Rus 20 Bkz.: Cem Özgönül, Der Mythos eines Völkermordes: Eine kritische Betrachtung der Lepsiusdokumente sowie der deutschen Rolle in Geschichte und Gegenwart der Armenischen Frage, (Köln: Önel Verlag, 2006), s.164. 21 Wolfgang Gust (Hrsg.), Der Völkermord an den Armeniern 1915/16. Dokumente aus dem Politischen Archiv des deutschen Auswärtigen Amts, zu Klampen Verlag: Springe 2005, s. 182. 22 Aynı yer, s.183. 23 Lewy, a.g.e., s.3. 6

kuvvetleri Komutanı General Mishlayevsky, örneğin, Ermeni General Andramik Ozanian dan bölgedeki dağlar ve tercih edilecek güzergâhlar ile ilgili bilgiler almaktaydı 24. Ermeni İhtilal Komitesi ve Amaçları Osmanlı nın 17.yüzyılda başlayan çöküşü, yukarıda da belirtildiği gibi, dış etkenler ile olmuştur. Ermenilerin halen yayımlanmakta olan Hairenik isimli haftalık gazetenin 28 Haziran 1918 tarihli baskısında şunlar yazılmaktaydı: Türkiye deki Ermeniler arasında ihtilal ruhunun yaratılmasının nedeni Rus provokasyonudur. Rusya [ ] sınır bölgelerindeki halk arasında merkezkaç kuvveti niteliğinde bir eylem yürütmüştür 25. Ermeni Luase Nalbandian, Hınçak Komitesi ile ilgili şu açıklamayı yapar: Ermeni halkının duygularını harekete geçirmek için terör ve provokasyona ihtiyaç duyulmaktaydı. Halk, düşmanına karşı tahrik edilmeliydi. O zaman düşmanın misilleme eylemlerinden yararlanılabilirdi. Halkın Hınçak Programına güvenini sağlamak amacıyla, terör, bir araç olarak kullanılmalıydı. Komitenin amacı, Osmanlı yönetimini terör ile huzursuz etmekti. Böylece rejim itibar kaybederek zedelenecekti. Terörist taktiklerin esas hedef noktası yalnızca hükümet değildir. Hınçak Komitesi, hükümet için çalışan Türk ve Ermenileri öldürmek istemiş, tüm ajan ve muhbirleri bertaraf etmeyi denemiştir. O zaman parti yani komite, terör eylemlerini hayata geçirebilmek için kendine has bir teşkilât kurmalıydı 26. Amerikalı Tarihçi Justin McCarthy de de Anadolu daki Ermeni azınlığın sürgündeki Ermeniler ya da Ermeni diyasporası aracılığıyla aktif biçimde kışkırtıldığını belgeleyen kaynaklara rastlıyoruz. Taşnak ın 1892 yılında düzenlediği ilk Genel Kurul toplantısında bir İlkeler Programı hazırlanmıştır. Bu programda her şeyden önce, Taşnak Komitesince Türk Hükümetine karşı savaş başlatılması hususu yer almıştır. Taşnak Komitesi nin hedefleri doğrultusunda, Türkler, nerede olursa olsun öldürülmeliydi. Türk çocukları da, Ermeni ulusu için tehdit oluşturduğundan dolayı öldürülmeliydi 27. İstanbul daki Tutuklamalar ve Ermenilerin Tehciri Van daki ayaklanma ile birlikte Osmanlı Hükümeti de İstanbul da tutuklamalara başlar. Aralarında çok sayıda politikacının da bulunduğu epeyce entelektüel Ermeni tutuklanır. Bunun arkasında epeydir süregelen terör eylemleri, sabotaj ve ayaklanmalar yatmaktadır. 24 Aynı yer, s. 3. 25 Hairenik vom 28.06.1918. 26 Luase Nalbandian, Armenian Revolutionary Movement, (University of California Press, 1963), s. 110. 27 M. Varandian, History of the Armenian Revolutionary Federation, Dashnaktsutiun: 1890-1924, (Mailand: Oemme Edizioni, 1990), s. 85. 7

Bu kişiler, yalnızca Ermeni oldukları için değil, aynı zamanda Ermeni İhtilal Komitesinin üyeleri oldukları için tutuklanmaktaydılar. Çünkü tüm bu eylemlerin, Hınçak ve Taşnak İhtilal Komitelerinin işi olduğu düşünülmektedir. Talat Paşa, Alman Konsolos u Hans Freiherr von Wangenheim e politik açıdan güvenli olmayan şahsiyetler den söz etmiştir 28. Savaş esiri olan bu ihtilalciler, aynen stratejik açıdan önemli bölgelerde yaşayan Ermeniler gibi, göçe tabi tutulur. 27 Mayıs 1915 tarihli Meclis Kararına göre, Osmanlı Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Mehmet Talat Paşa Van olayları nedeniyle bir zorunlu iskan yasası çıkartır. Bu yasa ile, cephe bölgeleriyle diğer stratejik açıdan önemli bölgelerde oturan Ermeniler Suriye-Halep e gönderileceklerdir 29. Bu, istekleri dışında Türkiye nin iç kısımlarına ve Suriye ye göç ettirilen Ermenilerin açlıktan ölmesi ya da Türk asker veya polisi tarafından korunamadığı için öldürülmelerini getiriyordu 30. Ancak bu, Hükümetin, Ermenilerin saldırılara karşı korunmaları emrine rağmen yaşanmaktaydı. Göç ettirilenlerin korunmaları amacıyla hükümet trenlerde polis, jandarma ve askerlerden oluşturulmuş güvenlik birlikleri görevlendirmişti. Ancak bu maalesef saldırılara karşı korumaya yetmiyordu. Zaten her birlikte de kafilesinin korunmasını ciddiye almayabiliyordu. Bazıları Ermenilerin mal ve mülkleri üzerinden ticaret yapıyordu. Ana Britannica Ansiklopedisi nde şöyle der: Bu operasyon sırasında [ ] Ermeniler, Türk hatlarının gerisinde Rusların desteklenmesi şeklinde Türklerle aralarının açılmasına zorlanmışlardır. Türk Hükümeti 11 Haziran 1915 de Ermenilerin tehcirini öngören kararı resmen alır 31. Taner Akçam, tehcir emri ile sözde soykırım arasında bir ilişkiye değinmektedir. O, tehcir kararının çok dar bir çevrede alındığı görüşündedir. Çok gizli olarak yapılan toplantılara yalnızca, Harbiye Nezareti nin, İttihat ve Terakki Merkez Komitesi nin, Teşkilat-ı Mahsusa gizli servisinin seçilmiş üyeleri ile bazı politik şahsiyetler katılabilmekteydi. Bu güven konusu o kadar sıkıydı ki, bazı kabine üyeleri bu toplantılarla ilgili bilgilendirilmiyorlardı bile 32. Gerçi bu hükümet çevrelerinde, özellikle de kriz durumlarında olağan kabul edilmekteydi. 1945 yazında Başkan Harry S.Truman ve en güvendiği kişi olan Dışişleri Bakanı James F.Byrnes ın kabineyi, parlamentoyu ve hatta Amerikan Ordusu Komutanı Mareşal Dwight D. Eisenhower i, Amiral William D.Leahys ve General Curtis Lemay ı bilgilendirmeden Hiroşima ve Nagazaki ye atom bombası atılmasını organize etmiş olmalarından dolayı 33, hiçbir Amerikan bilimadamı ABD nin Japonya ya soykırım planladığını söylemeyecektir. Savaşa ilişkin stratejik kararların gizli tutulması, bu gizli toplantılarda insanlığa karşı suçların konuşulup kararlaştırıldığının ispatı sayılmaz. Bu göç ettirmeler, Müslümanların Anadolu daki Hıristiyanlara karşı ölçüsüz bir şekilde kötü muamele uyguladıklarının belgesi olarak gösterilmek istenmektedir. Ancak bu doğru değildir. Çünkü Osmanlı İmparatorluğu diğer Müslüman Türk vatandaşlarına da, güvenlik ve istikrara yönelik devlet kararlarına karşı çıkmaları halinde aynısını uygulamaktaydı. Örneğin 1865 yılında Müslüman Avşar lar, sürekli Çukurova da ikamet 28 Hossfeld, a.g.e., s. 177. 29 Bugün Suriye kenti olan Halep, o dönemde Osmanlı ülkesinin sınırları içerisindeydi. 30 Encyclopaedia Britannica, 1971, Vol. 22, s. 385. 31 Encyclopaedia Britannica, 1971, Vol. 22, s. 716. 32 Taner Akçam, Armenien und der Völkermord: Die Istanbuler Prozesse und die türkische Nationalbewegung, (Hamburg: Hamburger Edition, 1996), s. 41. 33 Bkz.: Gar Alperovitz, Hiroshima: Die Entscheidung für den Abwurf der Bombe,1995. 8

etmek istemedikleri için o dönemde Osmanlı sınırları içinde bulunan Suriye ve Sivas yöresine göç ettirilmişlerdir 34. Onlar yazları dağlarda, kışları da Çukurova da yaşayan göçebe bir aşiretti. Tüm bu grupların gidiş ve gelişleri ile artan hırsızlık, kaçakçılık ve benzeri kriminal eylemleri önlemek amacıyla devlet yeni bir iskân yasası çıkardı. Avşar lar bu yasaya uymadıkları ve devlet güçleriyle çatıştıkları için, göçe zorlandılar 35. Hatta Türk Halk Ozanı Dadaloğlu 19. yüzyılda bu Türkmen Ayaklanması ile ilgili bir türkü bestelemiştir. Aslında, bir hükümetin bu türden uygulamaları yalnızca Osmanlı Devleti için söz konusu değildi. İlgili gruplara uygulanan sert ve acımasız cezalar, yalnızca kolektif cezaları kapsadığından o kadar korkutucu görünmüyordu. Yani bu, oluşmuş ferdi suçlar için tüm bir grubun cezalandırılması uygulamasıdır. Bu müşterek ve hatta önleyici ceza yöntemleri Osmanlının yanı sıra diğer ülkelerde de, hatta bugün bile, uygulanmaktadır. Bununla ilgili aşağıdaki iki örnek verilebilir. 1. 1899-1902 yılları arasındaki Burlar Savaşı nda İngilizler çok sayıdaki sivili (kadınlar ve çocuklar dâhil) hayatlarını kaybettikleri toplama kamplarına kapatmışlardı 36. 2. ABD de iç düşman a karşı bu yöntemi uygulamıştır. Japon Hava Kuvvetlerinin Pearl Harbor da 7 Aralık 1941 de düzenlediği hava saldırısını takiben, Başkan Roosevelt 1942 de tüm (yak. 120.000) Japon kökenli Amerikan vatandaşını ABD nin batı sahilinden iç kesimlere sürmüştür. Bu zoraki yer değiştirme nedeniyle çok sayıda kişi yaşamını yitirmiştir 37. İstanbul daki ihtilal üyelerinin gözaltına alınması, Ermeni halkın savaş bölgelerinden ve stratejik bölgelerden alınarak göçe tabi tutulmaları, yalnızca koruyucu önlemler çerçevesinde anlaşılması gereken bir husustur 38. Bu, Türk askerini, sivil halktan gelebilecek pusu kurma eylemlerinden, diğer taraftan da İhtilal Komitesi tarafından Müslüman halka yapılabilecek saldırılardan da koruyacaktır. Ayrıca Ermenilerin tehciri sırasında yaptıkları yolculukta, Müslüman halkın bizzat kendisinden gelebilecek eylemlerden de koruyacaktır. Bu yolculuk esnasında yiyecek kıtlığı, hastalıklar ve çetelerin saldırıları ile çok sayıda Ermeni ve onları korumakla görevli Müslüman asker hayatını kaybetmiştir. Birinci Dünya Savaşının sona ermesinden Cumhuriyetin kurulmasına kadarki Dönem 30 Ekim 1918 tarihinde Osmanlı Ordusu, Mondros ta galip devletlerle imzalanan mütareke sonucunda terhis edilir. Galip devletlerden İngiltere, Fransa, İtalya ve Yunanistan 34 Büyük Larousse, 1986, s. 2815. 35 Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat ile 17.03.2006 tarihinde yapılan söyleşi. 36 Bkz.: Koutcharian, [ Tessa Hoffmann (Hrsg.), Verfolgung, Vertreibung, Vernichtung der Christen im Osmanischen Reich 1912-1922. (Münster: LIT-Verlag, 2004)], içinde s. 61. 37 Söylemezoğlu, a.g.e., s. 101. 38 Bkz.: İbrahim S. Canbolat, Savaş ve Barış Arasında Dünya: Korku ve Umut Arasında İnsan, (İstanbul: Alfa, 2003), s. 174 ff.; Justin McCarthy, Death and Exile: The Ethnic Cleansing of Ottoman Muslims: 1821-1922, (New Jersey: Darwin Press, 1995), ss. 2-13; 31-32; 127-129 ve 267-268. 9

gibi dış, etnik- dinsel azınlıklar olan Ermeni ve Yunanlılar gibi iç mihraklar Anadolu yu hemen paylaşmaya koyulurlar. 1919 1922 yılları arasında Mustafa Kemal in Ulusal Kurtuluş Hareketi giderek artan bir ilgi görmekte ve taraftarlarının sayısı sürekli artmaktadır. Bu arada eski Osmanlı Ordusundan kaçanlardan ve gönüllülerden oluşan bir ordu kurulmaktaydı. Halkın artan desteği ve askerî başarılar elde edilmekteydi. 1920 de, doğuda bağımsızlık savaşı veren Ermeniler yenilgiye uğramışlardır. Ağustos ayı sonunda da Yunanlar birkaç gün içinde yenilgiye uğratılarak, son Yunan askerleri de Eylül ayında İzmir i terkederler. Askerlerle birlikte hemen hemen tüm Yunan sivil halk da gider. Türk ordusunun bu beklenmeyen başarısı, 11 Ekim 1922 de Mudanya da güçlerin uzlaşması ile ilgili bir mütarekeye götürür. 19 Ekim 1922 de Ulusal Kurtuluş Ordusu nun ilk birliği İstanbul a girer. Mudanya Mütarekesi 24 Temmuz 1923 de, Lozan Antlaşması ile kabul edilir ve aynı haklara sahip Türkler tarafından imzalanır. Sonuç Türk-Ermeni İlişkileri 20. yüzyıl başlarında acılar ve tahribatlarla iz bırakmıştır. Bilhassa yurtdışı kaynaklı İhtilal Komitesi, Müslümanlara, hatta yerleşik Ermenilere de terör uygulamışlardır. Her iki taraftan da çok sayıda sivil hayatını kaybetmiştir. Ermeni terörüne Türklerden misilleme önlemleri gelir. Bu kışkırtmaları Osmanlı Devleti nin katı ancak bilinen önlemleri takip eder: Ermenilerin tehciri. Kayıpların tek nedeni sadece Ermeni terörü ve Türklerin aldığı önlemler değil, aynı zamanda açlık ve yol koşulları idi. Tahminlere göre 600.000 800.000 Ermeni ve 1.500.000 Müslüman hayatlarını kaybetmişlerdir. Bugün bunun sorumluluğu hayret verici bir şekilde yalnızca Türklerde aranmaktadır. Hemen hemen hiçbir bilim adamı bunun sorumluluğunu Avrupalı devletlerde bulmamakta, hiçbir bilim adamı Ermeni İhtilal Komitesinin acımasız eylemlerini görmemekte, hiçbir bilim adamı, üzerlerinde tahrifat yapılmış belgelerin peşine düşmemektedir. Doğrudan doğruya buna iştirak eden bunları yaşayan bu bölgedeki Türklerin ve Ermenilerin kavgası bir diyaloğa bağlanamamaktadır. Avrupa da çok sayıdaki Parlamenter, Ermeni sorunu ile ilgilenmekte, ancak Türk Hükümetinin bir temcilcisini görüşme partneri olarak kabul etmemektedir. Türkiye deki Ermeni Patriği Mesrob II nin bile farklı görüşleri vardır. Mesrob II kendi Patrikliğini, diğer dört Ermeni (Ejmiatsin, İstanbul, Kudüs, Beyrut) Patrikliği arasında Türkiye ile karşılıklı gerçek bir değiş-tokuş yapacak tek patrik olarak görmektedir 39. Bu noktada ise araştırma etiği sorusu akla gelmektedir. Bir tarih araştırmacısı olarak konuya ihtiyatla yaklaşarak kaynakları gözden geçirip bir kanıya varmak durumundayız. Bazıları daha araştırmalarının başında, sonuca vararak belge olarak yalnızca kaynaklara bakarlar. O zaman doğruluğa ulaşmak, özellikle imkânsızdır. Örneğin, yaptığı açıklamaların içerik olarak çoğu kez çelişkili olduğu ve Alman konsülleri tarafından verilen bilgileri bizzat tahrif ettiği veya en azından değiştirdiği yeterince bilinmesine rağmen, onlar Johannes Lepsius un notlarını belge olarak yayınladılar 40. Johannes Lespius un bu yaptıklarını Albert Einstein ın aşağıdaki sözleri ile pekiştirmek istiyorum: Küçük şeylerde gerçeği ciddiye almayana, büyük şeylerde de güvenilmez. Lepsius un yaptığı yanlışlıklar çoğunlukla, konsüller tarafından verilen bilgileri ve sayıları düzeltmek, sayıları kendi amaçlarına, hedeflerine uygun hale getirmekten ibaretti. Bu küçük yanlışlar, Honore de Balzac ın tarih 39 Bkz.: http://kath.de/kino/03_wiewir/laenderberichte_tuerkei_mesrob.php vom 01.05.2006. 40 Bkz.: Özgönül, a.g.e., s. 158 ff. 10

ile ilgili bir ifadesinde de olduğu gibidir: Dünya Tarihinin iki ayrı yüzü vardır: Bunlardan biri resmî, ancak hatalı, okullarda okutulan tarih; diğeri ise olayların gerçek yüzlerinin gizli tutulduğu tarihtir. Avrupalılar ve diğer Batılı tarihçiler ne yazık ki bugüne kadar lobi faaliyetleri ve ideolojinin dışında kalmayı başaramamışlardır. Büyük bir kısmı Anadolu da 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl başlarında meydana gelen karışıklıklarda kendi ülkelerinin tarihi rolünü bilmemektedirler. Avrupa daha da ileri giderek, Türkiye nin AB üyeliğine koşul olarak, Ermeni toplu ölümlerinin Türkler tarafından yapıldığının kabul edilmesini istemektedir. Bu, ya konunun tarihî içyüzünü bilenlerin bir oyunudur ya da cehalettir. Meselenin bu yanına gönderme yapmak üzere, 13.yüzyılda yaşamış Türk Halk Ozanı Yunus Emre nin şu sözlerini hatırlamakta, hatırlatmakta yarar var: İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır 41 Sonuç olarak, ben bu aşırı duygusal, politik platforma taşınmış tartışmanın, çıkarlar doğrultusunda yönlendirilmemesini bu konuyla ilgilenen herkesten talep etmek istiyorum. Ermeni Sorunu ve 19. yüzyıl başlarındaki Türk- Ermeni İlişkilerinin artık politikacılardan, parlamenterlerden hatta gazeteci ve gazetelerin ilgi alanlarında olmaktan çıkarak, üniversitelere ve bilim adamlarının ilgi alanına girmesi gerektiği düşüncesindeyim. Ayrıca, Türklere bu konuyla ilgili görüşmelerden uzak durmak yerine, tarih ve kültürleri ile birlikte, sağlam kanıtlarla görüşmelere girmeyi öneriyorum.... Yazar hakkında Christian Johannes Henrich, Siegen Üniversitesi nde Siyasal Bilim ve Sosyoloji öğrenimi gördü. Ermeni Sorunu ve Türk-Ermeni ilişkileri konularında araştırmalarda bulunmak amacıyla 2005 ve 2006 yıllarında Türkiye ye çok sayıda ziyaret gerçekleştirdi, hatta arşiv ve kaynaklardan yararlanabilmek için dört ay süreyle Tükçe dil kursuna devam etti. Düzenli olarak konuyla ilgili görüşme ve araştırmalarda bulundu. Bu çalışmalardan sonra tamamladığı Ermeni Sorunu:Osmanlı İmparatorluğu nun Tarihsel Gelişimi ve Avrupalı Büyük Güçlerin İmparatorluğun İçişlerine Müdahalesine Dair Bir İnceleme konulu yüksek lisans tezi, İnnsbruck Üniversitesi nde 2006 yılında pekiyi dereceyle kabul edildi. Henrich, hâlen Giessen Justus-Liebig Üniversitesi nde doktora çalışmasının başlangıç aşamasında bulunmaktadır. 41 Bkz. http://www.yunusemre.com/,17.03.2006; ayrıca bkz.: İbrahim S. Canbolat, Küreselleşen Dünyaya ve Zamana Evrensel Bakış, Ervin Laszlo, Küresel Bakmak Evrensel Düşünmek,çeviren: İbrahim S. Canbolat, 3. Baskı, (Ankara: Nobel Yay., 2004), içinde,s.11. 11

The second/final part: Kyle Heatherly (USA) and Christian Johannes Henrich (Germany) After this part of historical facts we will discuss in the sceond part the importance of the Armenian Question for the nowadays policy of Turkey, Armenia and the European Union. We will focus on the Turkish-European integration process as well as the Foreign policy both states: Turkey has three primary goals in its foreign policy towards Armenia The normalization of political relations The creation of a Joint Historical Commision, which would consist of experts from Turkey, Armenia, as well as third countries, to look into the disputed genocide claims. Resolution of the Nagorno Karabagh problem (here, Turkey supports Azerbaijan) Armenia s main politcal interests are outlined below The reopenning of the Turkish\Armenian border (without preconditions) Getting Turkey to adopt a neutral stance on the issue of Karabagh Turkey s refusal to label the events occuring after 1915 a genocide have been the focus of criticism for EU powerhouses like France and Germany, who many believe are exploiting the issue in an effort to keep Turkey at bay. The German Prime Minister Angela Merkel s efforts to have the events recognized as genocide in Germany were attacked by the most unlikely source, Armenian journalist Hrant Dink. "Ms. (Angela) Merkel (of the Christian Democratic Union), isn't bringing this instance up in the German parliament because she likes black eyebrowed Armenians," he said. "She's playing this card because she's against EU membership for Turkey." 12