SABİT GELİRLİLER VE ENFLASYON



Benzer belgeler
1. Toplam talep eğrisi için aşlağıdakilerden hangisi doğrudur?

Ders içeriği (10. Hafta)

SANAYİNİN KÂRLILIK ORANLARI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALDI

1 İKTİSAT (EKONOMİ) İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Soma Belediye Başkanlığı. Birleşme Raporu

TOPLAM TALEP TOPLAM ARZ SORULAR. Dr. Süleyman BOLAT 1

ÖZET. Haziran 2016 Dönemi Bütçe Gerçekleşmeleri

ĐHRACAT AÇISINDAN ĐLK 250 Prof. Dr. Metin Taş

ENERJĠ EKONOMĠSĠ R. HAKAN ÖZYILDIZ

Bölüm 6 Tarımsal Finansman

AFET YÖNETİMİ. Harita 13 - Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası. Kaynak: AFAD, Deprem Dairesi Başkanlığı. AFYONKARAHİSAR 2015

BAVYERA BUNU YAPABİLİYOR!

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

USDJPY HAFTALIK TEMEL/TEKNİK GÖRÜNÜM


Ünite 23 Milli Gelirin Hesaplanması

2014 EYLÜL AYI ENFLASYON RAPORU

ARALIK 2014 DÖNEMİ 2013 YILI ARALIK AYINDA 17,3 MİLYAR TL OLAN BÜTÇE AÇIĞI, 2014 YILI ARALIK AYINDA 11,3 MİLYAR TL OLARAK GERÇEKLEŞMİŞTİR.

T.C. MALİYE BAKANLIĞI Strateji Geliştirme Başkanlığı EKONOMİK GÖSTERGELER

KATEGORİSEL VERİ ANALİZİ (χ 2 testi)

-Bursa nın ciroları itibariyle büyük firmalarını belirlemek amacıyla düzenlenen bu çalışma onuncu kez gerçekleştirilmiştir.

MESS ALTIN ELDİVEN İSG YARIŞMASI BAŞVURU VE DEĞERLENDİRME PROSEDÜRÜ

ÖDEMELER DENGESİ TABLOSUNDAKİ DİĞER MAL VE HİZMET GELİRLERİ KALEMİNİN İÇERİĞİ VE HESAPLAMA YÖNTEMİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA

Emeklilik Taahhütlerinin Aktüeryal Değerlemesi BP Petrolleri A.Ş.

Cumhuriyet Halk Partisi

Temmuz Zammı Kamu Çalışanlarına Ne Getirdi?

Araştırma Notu 15/188

SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM; AKILCI İLAÇ KULLANIMI

Faaliyet Alanları. 22 Aralık Yıldız Teknik Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü

TABLO LİSTESİ. Sayfa No

II- İŞÇİLERİN HAFTALIK KANUNİ ÇALIŞMA SÜRESİ VE FAZLA MESAİ ÜCRET ALACAKLARI

Sosyal Güvenlik Reformunun Yansımaları Uşak

2015 MART AYI ENFLASYON RAPORU

Ders Tanıtım Formu. Dersin Adı Öğretim Dili

T.C. ÇANAKKALE ONSEK Z MART ÜN VERS TES

Dünya Turizm Organizasyonu 2011 Turizminin Öne Çıkanları

Şubat. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Proje Süresi. Proje Desteği Alınacak Kurum

i) söz konusu fazla veya eksik değer hakkındaki mevcut bilgileri; i) ilgili fazla veya eksik değerin belirlenmesinde kullanılan yöntemi;

Ekonomi Bülteni. 16 Mart 2015, Sayı: 11. Yurt Dışı Gelişmeler Yurt İçi Gelişmeler Finansal Göstergeler Haftalık Veri Akışı

Meriç Uluşahin Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Beşinci İzmir İktisat Kongresi

Fon Bülteni Haziran Önce Sen

Cumhuriyet Halk Partisi

SUNUŞ. Prof. Dr. Şükrü BOYLU Rektör

HAYALi ihracatln BOYUTLARI

TÜRKİYE EKONOMİ KURUMU. BUNALIM ÇALIŞTAYI 2008/10 http :// org.tr. REEL DÖVİZ KURU, ANİ DURUŞ ve BÜYÜMENİN FİNANSMANI.

Mayıs. Haftaya Bakış 30 Mayıs 03 Haziran 2016

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

Türkiye de Katastrofik Sağlık Harcamaları

KASIM 2010 DÖNEM 2010 YILI KASIM AYINDA BÜTÇE AÇI I B R ÖNCEK YILIN AYNI AYINA GÖRE YÜZDE 88,3 ORANINDA AZALARAK 365 M LYON TL OLMU TUR.

Yılı Bütçe Gerekçesi T.C. MALİYE BAKANLIĞI

EKONOMİK GELİŞMELER Haziran

İDARİ VE MALİ İŞLER DAİRE BAŞKANI 25 TEMMUZ 2015 KİK GENEL TEBLİĞİ VE HİZMET ALIMLARI UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER DURSUN AKTAĞ

Güncel Ekonomik Yorum

4.2. SAYISAL MANTIK SEVİYELERİ VE DALGA FORMLARI

EKONOMİ POLİTİKALARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI Şubat 2014, No: 85

ECZACIBAŞI-UBP PORTFÖY YÖNETİM ŞİRKETİ A.Ş. TARAFINDAN YÖNETİLEN AEGON EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş

NOTLU RİSK RAPORU TC KİMLİK / VKN ********344

Dünyada önemli çimento üretici firmaları, Lafarge, Holcim CMBM, Anhui Conch, Heidelberg, Cemex, Italcementi ve Aditya Birla/Ultratech dir.

KÇK ÜCRET TALİMATI ELEKTRONİK NÜSHA. BASILMIŞ HALİ KONTROLSÜZ KOPYADIR 1 / 14 SAYFA T DÖKÜMAN NO TARİH REVİZYON NO

için Oslo Standartları

Amaç Günümüzde birçok alanda kullanılmakta olan belirtisiz (Fuzzy) kümelerin ve belirtisiz istatistiğin matematik kaygısı ve tutumun belirlenmesinde k

KUYAP İŞ GELİŞTİRME PROGRAMI

ANKARA EMEKLİLİK A.Ş GELİR AMAÇLI ULUSLARARASI BORÇLANMA ARAÇLARI EMEKLİLİK YATIRIM FONU 3 AYLIK RAPOR

BISTEP nedir? BISTEP ne yapar?

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS. Yazma Becerileri 2 YDA

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 4 Mart 2008

Tekstil ve Konfeksiyon Ürünleri Daire Başkanlığı

Barış ÇORUH. Tablo 1 Devlet Üniversitelerinde Mühendislik Fakülteler Kapsamında Öğrenci Alan Biyomedikal ve Tıp Mühendislikleri Programları

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ORDU ÜNİVERSİTESİ 2012 YILI KURUMSAL MALİ DURUM VE BEKLENTİLER RAPORU

BURSA DAKİ ENBÜYÜK 250 FİRMAYA FİNANSAL ANALİZ AÇISINDAN BAKIŞ (2005) Prof.Dr.İbrahim Lazol

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Yılı Kurumsal Mali Durum ve Beklentiler Raporu

Vadeli İşlemler Piyasası Bülteni

BEBE GİYİM SEKTÖRÜ SINIFLANDIRMA

Haziran. Haftaya Bakış Haziran 2016

5. SINIF SOSYAL BİLGİLER BİR ÜLKE BİR BAYRAK TESTİ

Ticaret A.Ş. Hisse Fiyatı INA YÖNTEMİ(TL) 50% 1,85 0,93 PD/DD RASYOSUNA GÖRE(TL) 50% 1,96 0,98 Hisse Fiyatı(TL) 1,90

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

İşletme Biliminin Temel İlkeleri

SİRKÜLER İstanbul, Sayı: 2015/065 Ref: 4/065

TEBLİĞ. Çin Halk Cumhuriyeti Menşeli Malların İthalatında Korunma Önlemlerine İlişkin Tebliğ (Tebliğ No: 2006/1)

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

EK M 2010 DÖNEM 2010 YILI EK M AYINDA BÜTÇE AÇI I B R ÖNCEK YILIN AYNI AYINA GÖRE YÜZDE 24,2 ORANINDA AZALARAK 1,8 M LYAR TL OLMU TUR.

Dipnot Referansları

İLÇEMİZ İLKOKULLARINDA GÖREVLİ SINIF VE OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİNİN EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI MESLEKİ ÇALIŞMA PROGRAMI

6- ODA MERKEZ BÜRO İŞLEYİŞİ

BAŞARI İÇİN HEDEFE ODAKLANMAK ŞART!

BEH - Groupama Emeklilik Büyüme Amaçlı Hisse Senedi Emeklilik Yatırım Fonu

TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

GYODER SEKTÖR BULUŞMASI 28 MAYIS 2013 İSTANBUL DR. VAHDETTİN ERTAŞ SERMAYE PİYASASI KURULU BAŞKANI KONUŞMA METNİ

OKUL BAZLI BÜTÇELEME KILAVUZU

Prof.Dr.Ercan TEZER OTOMOTİV SANAYİİ-2015

ORTA VADELİ MALİ PLAN ( )

İRAN ENERJI GÖRÜNÜMÜ

Chapter 16. Fiyat Seviyeleri ve Uzun Vadede Döviz Kurları. Slides prepared by Thomas Bishop

Başarılı bir yöneticide bulunan özellikler ve bunları kazanma yolları Yöneticiler, görev yaptıkları örgütlerin amaçlarını etkin ve verimli olarak gerç

ELEKTRONİK DEVRELERİ LABORATUVARI 1. DENEY

Dünyaya barış ve refah taşıyor, zorlukları azimle aşıyoruz

Mayıs. Günlük Araştırma Bülteni Gün Sonu RAPORU

Transkript:

SABİT GELİRLİLER VE ENFLASYON Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi 1. GİRİŞ Bilindiği gibi ücret ve maaşlar üretim etkenlerinden birinin, yani emeğin fiyatı olarak ekonomik yaşam içinde önemli bir yer tutmaktadır. Günümüzde sabit gelirlilerin sadece ekonomik yaşam içinde değil, sosyal yönden de önem taşıdığının kabul edilmesi gerekir. Kelime olarak Arapça dan dilimize geçmiş olan ücret, emek hizmetlerinden yararlanma karşılığı yapılan ödeme, emeğin bedelidir. Ücret, faiz, rant ve kâr temel üretim faktörleri olan; emek, sermaye, doğal kaynak ve girişimin fiyatlarıdır. Hemen hemen tüm dillerde ücret kavramı daha çok bedensel çalışmalar için kullanılır. Masa başında çalışanlar ve yönetim görevlilerinin kazançları için genellikle maaş terimi kullanılmaktadır. Örneğin; ingilizce de işçi ücretlerine wages, memur maaşlarına salary denilmektedir. Fakat bu iki terim günümüzde ücretler ve maaşlar (wages and

268 salaries) biçiminde birarada kullanılarak sözkonusu farklılık ortadan kaldırılmaktadır. 1 Konuyu ekonomi içerisinde ele aldığımız zaman, ödenen ücretlerin yıllık toplamı, emek sahibinin milli gelir içindeki payını gösterir. Toplam ödenen ücretler değişik iş kollarına ve gelir gruplarına göre incelendiğinde yıllık ücret tutarı, ücret karşılığı çalışan insanların GSMH içindeki oranını verir. Ülkemizde bu oran değişme göstermekle beraber, genelde % 30 civarında seyretmektedir. 2. ÜCRETLİLER ENFLASYONU ETKİLER Mİ? Bu konuda çeşitli iktisatçılar birbirine karşıt görüşler ortaya koymuşlardır. Bir görüşe göre; ücret ve maaşlarda cömert artışlara gidilmesi, tarım kesimine kaynak aktarılması ve iç piyasanın biraz canlandırılması enflasyonu artırmayacaktır. Ücret ve maaşların milli gelirdeki payı zaten o kadar gerilemiştir ki, bu cephede sağlanacak kısmi bir rahatlama, tümüyle talebe dönüşse de toplam talebi çok fazla artırmaz. Tarım kesimine sağlanacak artışlar gerçi iç talebi bir ölçüde artıracak ve iç pazarı biraz canlandıracaktır. Ama, talepteki bu artış üretimdeki artışla birlikte gitttiği takdirde enflasyonist etki yapmayacaktır. Bir yandan bu süreç işlerken, diğer yandan kamu kesiminde yatırım ve harcamalar en aza indirilerek, kamu açıkları iyice daraltılıcak ve bu cepheden gelecek enflasyonist baskı mümkün olduğunca azaltılacaktır. Böylece, toplam etkinin enflasyonist ağırlıklı olması engellenecektir. 2 Enflasyonu besleyen en önemli nedenin bütçe açıkları olduğunu para otoriteleri belirtmektedirler. Bütçe içerisinde en önemli gider kalemi olarak; devletin nihai tüketim harcamaları içinde yer alan maaş ve 1 2 SEYİDOĞLU, Halil. Ekonomik Terimler Ansiklopedik Sözlük, Gizem Yayınl, İstanbul, 1992, s.925. ULUĞAY, Osman. Enflasyonu Aşmak İçin, Afa Yayıncılık, İstanbul, 1990, s.189.

Sabit Gelirliler ve Enflasyon 269 ücretlilere yapılan ödemeler gösterilmektedir. Harcamalar yöntemiyle GSYİH da devletin maaş ve ücretlilere yaptığı ödeme şu şekildedir; 3 (milyar TL) Yıllar Maaş-ücret Diğer Cari Harca. Dev.Nihai Tük.Har. % Pay 1987 3.789 2.056 5.845 7,9 1988 6.363 3.474 9.837 7,7 1989 15.535 5.705 21.240 9,5 1990 32.804 10.754 43.558 11,3 1991 61.058 7.205 78.256 12,9 1992 111.841 29.477 141.318 13,7 1993 203.921 50.967 254.889 13,3 Bu durumda görüldüğü gibi tüketim harcamaları içinde yer alan ücret ve maaşlar sanıldığı gibi büyük bir oran işgal etmemektedir. Dolayısıyla, enflasyonu etkileyen en önemli kalemlerden birisi olarak görmek yanıltıcı sonuçlar verebilir. Genellikle; işçi ücretleri ve memur maaş artışlarının enflasyonist sonuçlar meydana getirdiği görüşü, özellikle ülkemizdeki siyasal iktidarlar tarafından sık sık tekrarlanmaktadır. Siyasal iktidarların bu şekildeki açıklamaları; ücret ve maaş artışları ile enflasyon arasında doğrudan bir ilişki kurmaya çalıştıklarının bir göstergesidir. Sabit gelirliler; geçimlerini sağlayabilmek için tamamıyla ücret ve maaşa bağlıdırlar. Giyim, barınma vb. sosyal ihtiyaçlarını karşılayabilmesinin tek kaynağı, yine ücret ve maaşlarıdır. Ücret ve maaşlar; işverenler ve devlet açısından mal ve hizmet üretiminde bir maliyet unsuru olarak görülür. Devlet sabit gelirlilerin ücret ve maaş artış politikalarını; ekonominin gelişme hızını, yatırım ve tasarrufları, sosyal ortamı, istihdam hacmini ve en önemlisi fiyatları doğrudan doğruya etkileyen bir araç olarak görmektedir. Bu durumda ücret ve maaşların 3 TOBB. Ekonomik Rapor-1994, s.15.

270 ekonomik yönünün olduğu kadar, sosyal yönünün de olduğunun kabul edilmesi gerekir. Eğer bir ülkede enflasyonist baskı varsa bunun sorumlularını geniş açıdan bakarak bulmaya çalışmalıyız. Ülkemizde ücret ve maaş artışlarının, beraberinde fiyatlar genel düzeyini de artıracağı kanaati hakimdir. Sabit gelirlilerin ücret ve maaşlarının artırılması fiyat artışına neden oluyorsa, bu durum çalışanların amacına, yani daha iyi bir yaşam seviyesine ulaşma çabasına ters düşmektedir. Bu tezatlığın ortadan kaldırılabilmesi için; ekonominin genel konjoktürüne ve ödeme gücüne uygun ücret politikalarının belirlenmesi gerekir. 3. SABİT GELİRLİLER VE BÜTÇE AÇIKLARI Türkiye de yapısallaşan enflasyonun temelinde kamu açıkları yatmaktadır. Kamu açıklarının temel nedeni ise; devletin üretici olarak zarar etmesi ve doğrudan mali teşvikler dağıtmaktan öteye kamu gelirlerini toplayamamasıdır. Türkiye de toplanan vergilerin GSMH ya oranı % 20 civarında değişirken, bu oran OECD ülkelerinde % 30 ları aşmaktadır. Ayrıca, toplanan gelir vergilerinin % 40 lık bir bölümü milli gelirden en az payı alan ücretli kesimden alınarak, gelir dağılımına olumsuz etki yapmaktadır. 4 Ülkemizde Devlet İstatistik Enstitüsü verilerine göre 1994 de; 1.696.627 adet memur ve 3.5 milyon civarında sigortalı işçi çalışmaktadır. 12 ve daha yukarı yaştaki ücretli sayısı 7.7 milyondur. Bu sayının % 39 u herhangi bir sosyal güvenlik proğramına dahil değildir. Toplam ücretlilerin yaklaşık 40 ının asgari ücret düzeyinde çalıştırıldığı tahmin edilmektedir. Sadece memurlara ayrılan kaynak 1995 yılı için 254 Trilyon TL civarındadır. 5 4 5 ÇAPOĞLU, Gökhan. Dünya Ekonomisindeki Gelişmeler Işığında Türkiye İçin Bir Ülke Gelişme Stratejisi Önerisi, 3. İzmir İktisat Kongresi, Cilt: 2, Ankara, 1992, s.80. ÖZKAPLAN, Nurcan. Çalışma Ekonomisi, Kavram Yayınları, İstanbul, 1993, s.24.

Sabit Gelirliler ve Enflasyon 271 Türkiye de parasal kaynak sıkıntısı çeken hükümetler ihtiyaçlarını borçlanma ve para emisyonu ile karşılamaktadırlar. Niteki aşağıdaki tabloya baktığımızda bütçenin devamlı açık verdiğini ve buna paralel olarak para emisyonu ve net iç borçlanmanın artış kaydettiğini görürüz. (milyar TL) 1990 1991 1992 1993 1994 Net iç borçlanma 15.246 36.463 98.290 160.620 - Para emisyonu 14.074 21.288 36.838 63.104 91.480 * Bütçe açığı 11.955 33.516 47.434 122.000 192.000 * Kaynak: DPT, DİE * Geçici rakamlar Konsolide bütçe dengesi içinde personel harcamaları şu şekilde gerçekleşmiştir: CARİ RAKAMLARLA KONSOLİDE BÜTÇE DENGESİ (milyar TL) Yıllar Personel Harcamaları GSMH ye Oranı % 1980 342 7,7 1981 398 6,1 1982 442 5,1 1983 670 5,8 1984 896 4,9 1985 1.276 4,6 1986 1.840 4,7 1987 2.996 5,1 1988 5.053 5,0 1989 12.539 7,4 1990 26.465 9,2 1991 49.291 10,9 1992 91.500 11,8 1993 * 142.000 14,7 1994 ** 264.979 --- Kaynak: DPT Ekonomik ve Sosyal Göstergeler, 1995 * Geçici rakamlar ** Gerçekleşme tahmini

272 4. DÜŞÜK ÜCRETLİLER DEN SAĞLANAN TASARRUFLAR VE YATIRIM Şüphesiz, bugün klasik iktisadın sosyal adaleti ihmal eden ve çok gerilerde kalan kalkınma modeli uygulanamaz. Çalışanların tüketim eğilimlerinin çok yüksek olduğu, bütün gelirlerini tüketime harcadıkları, bu sebeple de ücret artışları ile çalışanlara yapılacak kaynak transferinin de tüketime gideceği ve tasarruf oranının düşmesine sebep olacağı; halbuki bu kaynaklar girişimcilere aktarılsa, hemen tamamının yatırıma kayacağı ve bununda kalkınmanın en önemli etkeni olduğu şeklindeki düşünce geçersizdir. Türkiye iç pazarını genişletmek, yani üretime gerekli talebi oluşturmak, böylece üretim miktarını artırarak büyük kapasitelere ulaşmak zorundadır. 6 Ülkemizde sabit gelirlilere yapılan ödemelerin düşük tutulması ile onların satın alma güçlerini azaltmak, dolayısıyla tüketimi kısarak enflasyonu kontrol altında tutmak amaçlanmıştır. Türkiye deki üretim genelde emek-yoğun üretimdir. Maliyetler içindeki emek payı düşük tutularak ülkenin ihracat potansiyeli ile uluslararası piyasalardaki rekabet gücü artırılmak istenmiştir. Aynı şekilde girişimcilerin emek-yoğun işletmelere yatırım yaparak katkıda bulunmaları beklenmektedir. ancak bu beklentilerin arzulanan düzeyde olmadığını görmekteyiz. 5. SONUÇ Türkiye de tüketimi körükleyen kaynak, ücret ve maaşlar olamaz. Bu nedenle, sabit gelirlilerin maaş ve ücretlerinin düşük tutulmasının enflasyonu körükleyen bir faktör olarak en azından ülkemiz için geçerli tarafı olmadığını söyleyebiliriz. Aslında uygulanacak ücret politikası; sosyal adalet ve ekonomik durum dikkate alınarak optimum düzeye göre belirlenmelidir. Ücret düzeylerinin belirlenmesi için her ildeki geçinme endekslerini dikkate almak gerçekçi bir çözüm olarak görünmektedir. Değişken ücret sisteminin ve çalışanları işletme yönetimine ortak edecek yöntemlerin uygulanabilirliği gözden geçirilmelidir. Unutulmamalıdır ki, sosyal adaletin sağlanabilmesi için ülkedeki kaynakların ve gelirlerin dağıtılmasında aşırı dengesizlikler olmamalıdır. 6 UYSAL, Cemal. Türkiye de Enflasyon Çıkmazı, Ankara, 1988, s.182.