Düþük Dereceli Küçük Lenfositik Malignensisi Olan Hastalarda Açýk Kalp Cerrahisi

Benzer belgeler
Evre IB1 serviks kanserli hastalarda tedavi sonuçları: Tek merkez deneyimi

Özellikle geliþmiþ ülkeler baþta olmak üzere nüfus

Kadınlarda Koroner Bypass Operasyonunun Özellikleri ve Sonuçları

Van Depremi Sonrası Yeni Merkezimizde Açık Kalp Cerrahisi Sonuçlarımız

U.Topuz, T.Akbulak, T.Altunok, G.Uçar, K.Erkanlı, İ.Bakır İstanbul Mehmet Akif Ersoy GKDC Eğ. Ar. Hastanesi

Mustafa Kemal YILDIRIM*, Tülay TUNÇER PEKER*, Dilek KARAASLAN*, Betül MERMİ CEYHAN**, Oktay PEKER***

HAMDİ ÖZŞAHİN,GÜRKAN YETKİN,BÜLENT ÇİTGEZ,AYHAN ÖZ, MEHMET MİHMANLI, MEHMET ULUDAĞ

Koroner Bypass Ameliyatında Mortalite ve Morbiditeye Etki Eden Risk Faktörlerinin Belirlenmesi ve Değerlendirilmesi

Açık Kalp Cerrahisi Sonrası Kanama veya Tamponad Nedeniyle Erken Dönemde Acil Yapılan Revizyonlar

ADRENAL KORTİKAL KANSER TEDAVİSİNDE LAPAROSKOPİK CERRAHİ

Bir Üniversite Hastanesinde Psikiyatri Konsültasyonlarýnýn Deðerlendirilmesi

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - I

ÝNMELÝ HASTALARIN ÖZELLÝKLERÝ VE FONKSÝYONEL SONUÇLARINI ETKÝLEYEN FAKTÖRLER

FEN kurs 2009 risk değerlendirmesi

Plevra sývýlarýnda CRP düzeyinin tanýsal deðeri

Hiçbir canlýnýn beslenmeden yaþamýný sürdürmesi


Korhan Erkanlı, Timuçin Aksu, Ünal Aydın, Onur Şen, Erhan Kutluk, Mehmet Kaya, Mehmet Yeniterzi, İhsan Bakır. Özgün Araştırma / Original Article.

Performance of Cytoreductive Surgery and early postoperative intraperitoneal chemotherapy in a Gastric Carcinoma Patient with Huge Krukenberg tumor

Lokal İleri Evre Küçük Hücreli Dışı Akciğer Kanseri Tedavisi

Hepatit C. olgu sunumu. Uz. Dr. Hüseyin ÜÇKARDEŞ Bilecik Devlet Hastanesi

IX ÖDEMELER DENGESÝ 155

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - I

GÝRÝÞ Ektopik gebelik, blastokistin uterin kavite dýþýnda implante olmasý þeklinde tanýmlanmaktadýr (1,2). Ektopik gebelik, gebeliklerin %1-2 sinde me

M. Cavidan ARAR, Alkin ÇOLAK, Turan EGE*, Sevtap Hekimoğlu Şahin, Bülent Yıldız, İlker Yıldırım, Nesrin Turan** Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

Açık Kalp Cerrahisi Sonrası Kanamaya Bağlı Revizyon Operasyonları

İNTRATEKAL MORFİN UYGULAMASININ KORONER ARTER BYPASS GREFT OPERASYONLARINDA ETKİSİ

ÖZGEÇMİŞ. Derece Bölüm / Program Üniversite Yıl

PERİOPERATİF ANEMİ. Dr. Hüseyin İlksen TOPRAK İnönü Ün. Tıp Fakültesi Anesteziyoloji ve Rean AD

misyonumuz & rolümüz Türk Gýda ve Ýçecek Sektörünü ulusal ve uluslararasý düzeyde temsil ederek sektörün geliþimini sürdürülebilir bir yaklaþýmla en ü

Endovasküler Anevrizma Tamirinde Ek Vasküler Cerrahi Giriþimler

LAPAROSKOPİK KOLOREKTAL KANSER CERRAHİSİNİN ERKEN DÖNEM SONUÇLARI:251 OLGU

AÇIK KALP CERRAHİSİ İLE EŞ ZAMANLI PULMONER REZEKSİYONLAR

BÝREY DERSHANELERÝ SINIF ÝÇÝ DERS ANLATIM FÖYÜ MATEMATÝK - I

Konjenital Kalp Cerrahisinde Periferik Venöz Basınç Santral Venöz Basınca Alterna=f Olabilir Mi?

PROSEDÜRLER ANTĠBĠYOTĠK PROFĠLAKSI PROSEDÜRÜ. a) Postoperatif enfeksiyon riski yüksek olan hastalarda kullanmak.

KORONER REVASKÜLARİZASYON GEREKTİREN HASTALARDA EK VASKÜLER CERRAHİ GİRİŞİMLER * Cengiz KÖKSAL, Sabit SARIKAYA, Vural ÖZCAN, Mustafa ZENGİN

Diyabetik Hastalarda Panretinal Laser Fotokoagulasyon Tedavisinin Sürücü Ehliyet Göz Muayenesine Etkisi

OFF-PUMP KORONER ARTER BYPASS GREFT CERRAHİSİ İÇİN YÜKSEK FEMORAL BLOK YÖNTEMİ

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Tanı ve Tedavi

Travma Sonrasý Stres Bozukluðunda Komorbidite

KAN VE KAN ÜRÜNLERİNİN KANITA DAYALI KULLANIMI


Silivri Bölgesi Kadýnlarýnda Menopoz ve Özellikleri

Heparin Kaplı ve Kaplı Olmayan Kardiyopulmoner Bypas Sistemlerinin Kompleman Aktivasyonu Yönünden Karşılaştırılması

2.Valvüler kalp hastalıklarına cerrahi yaklaşım: Aort,Mitral, Trikuspit (2 saat)(yrd.doç.dr.şenol Gülmen)

GEBELİK VE PULSATİL AKIM EŞLİĞİNDE KARDİYOPULMONER BAYPAS

MUTLAK DEÐER TEST / 1

ÝKÝNCÝ DERECEDEN DENKLEMLER TEST / 1

Akdeniz Anemisi; Cooley s Anemisi; Talasemi Majör; Talasemi Minör;

Orjinal Makale / Original Article FTR Bil Der - J PMR Sci 2006;9(1): Emel Ekþioðlu 1, Zeynel Güldoðan 2, Hikmet Fýrar 3, Aytül Çakcý 4 ÖZET

İleri Yaş Grubunda Koroner Bypass Deneyimi*

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 01 Kasım 2010 Pazartesi

Göğüs Cerrahisi Alkın Yazıcıoğlu. Göğüs Cerrahisi. Journal of Clinical and Analytical Medicine

Günlük Alfa Ýnterferon Tedavisi Uygulanan Kronik Viral Hepatit li Hastalarda Görülen Yan Etkiler

YILIN SES GETİREN MAKALELERİ

Arteriyel Switch Ameliyatı Yapılan Yenidoğanlarda Serum C-Reaktif Proteinin cut-off Değerleri

Tam revaskülarizasyonda CABG standart tedavidir

Kritik bacak iskemisi ve Cerrahi Tedavi

Sað Ventrikül Çýkým Yolu Darlýklarýnda Ksenogreft ve Pulmoner Homogreft Kullanýmý

DİYABETİK AYAK İNFEKSİYONUNDA GECİKME NEDEN?

DİFFÜZ GASTRİK KANSER TEDAVİSİNDE CERRAHİ TEDAVİ YETERLİ MİDİR? Dr. İlter Özer. Türkiye Yüksek İhtisas Hastanesi Gastroenteroloji Cerrahisi Kliniği

Diyabetik Hastalarda Koroner Baypas Cerrahisi: Pompalı mı, Pompasız mı? Coronary Artery Bypass Surgery in Diabetic Patients: Off-pump or On-pump?

Mantar Zehirlenmesi Sebebiyle Acil Servise Bir Gün Ýçerisinde Baþvuran Olgularýn Deðerlendirilmesi

Kocaeli Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi nde açık kalp cerrahisi:ilk 174 olgunun değerlendirilmesi

Tamamlayıcı Tiroidektomi ve Total Tiroidektomi Komplikasyonlarının Karşılaştırılması. Doç. Dr. Mehmet Ali GÜLÇELİK

Kardiyopulmoner bypass uygulanacak olgularda insülin infüzyonunun inflamatuvar mediatörler üzerine etkisi

Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyak Yoğun Bakım Sertifika Programı

İnfektif Endokardit 2015 Rehberi nde neler değişti?

Küçük Hücre-Dışı Akciğer Kanserinde Cerrahi Tedavi. 18 Ocak 12 Çarşamba

İSTATİSTİK, ANALİZ VE RAPORLAMA DAİRE BAŞKANLIĞI

Tüberkülozdan Korunma

VENA CAVA SUPERİOR SENDROMU. Dr.Serdar Onat

DÖNEM IV DERS PROGRAMI

Hacettepe Üniversitesi Týp Fakültesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD, ANKARA, 2 Gazi Üniversitesi Týp Fakültesi, Halk Saðlýðý AD, ANKARA

Kalp Transplantasyonunda 12 Yýllýk Koþuyolu Deneyimi

HAZIRLAYAN KONTROL EDEN ONAYLAYAN Kalite Yönetim Direktörü

Çocukluk çaðý idrar yolu enfeksiyonlarýnda Escherichia coli ve antibiyotik direnci

REHBERLER: TEDAVİYE NE ZAMAN BAŞLAMALI? Dr. Behice Kurtaran Ç.Ü.T.F. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji AD

Omuz sýkýþma sendromunun konservatif tedavisi

YAŞLI HASTALARDA AÇIK KALP CERRAHİSİ SONUÇLARI

Kardiyak Problemler ve Karaciğer Nakli

Ankara da Çalýþan Hekimlerin Toplum Kökenli Pnömonilerde Taný ve Tedavi Yaklaþýmlarý

Fibrilasyonun Cerrahi Tedavisi

Safra Yolları Kanserlerinde SistemikTedaviler. Dr.M.Oktay TARHAN İzmir K.Ç.Ü. Atatürk E.A.H. Tıbbi Onkoloji Kliniği

Cinsiyet Eşitliği MALTA, PORTEKİZ VE TÜRKİYE DE İSTİHDAM ALANINDA CİNSİYET EŞİTLİĞİ İLE İLGİLİ GÖSTERGELER. Avrupa Birliği

HİBRİD VASKULER CERRAHİDE ANESTEZİ DENEYİMLERİMİZ

Seksen yaş ve üzerindeki hasta nüfusunda açık kalp cerrahisi ameliyatları ve sonuçları

AÇIK KALP CERRAHİSİ SONRASI HİPERLAKTATEMİ. Dr. Nurgül Yurtseven Dr. Siyami Ersek Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Koroner Arter Bypass BR.HLİ.90

HEMŞİRELİKTE ÖZEL ALANLAR

NADİR Mİ, YOKSA?! Doç. Dr.Hülya KAŞIKÇIOĞLU. Siyami Ersek Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi HAZİRAN 2010

Prof. Dr. Tayfun Aybek Kalp ve Damar Cerrahisi Ana Bilim Dalı Başkanı. TOBB ETÜ Üniversitesi, Ankara

REZÝDÜEL DUDAK YARIÐI DEFORMÝTELERÝNÝN DEÐERLENDÝRÝLMESÝ VE TEDAVÝ PRENSÝPLERÝ: ELLÝ ÝKÝ OLGUNUN ANALÝZÝ

Açık Kalp Cerrahisi Sonrası Hipofosfatemi Gelişimi ve Solunum Problemleri ile İlişkisi

Koroner Bypass Cerrahisi ile Birlikte Kapak Replasmanı

Pulmoner Emboli Profilaksisi. Tanım. Giriş. Giriş Dr. Mustafa YILDIZ Fırat Üniversitesi Acil Tıp AD. Pulmoneremboli(PE):

Kasa İnvaze Olmayan Yüksek Riskli Mesane Kanserlerinin Tedavisi. Dr. Gökhan Toktaş 10.Üroonkoloji Kongresi Mesane Tümörleri Kursu

KOAH ALEVLENMELERİNDE TANI VE TEDAVİ YAKLAŞIMI

Transkript:

Düþük Dereceli Küçük Lenfositik Malignensisi Olan Hastalarda Açýk Kalp Cerrahisi OPEN HEART SURGERY IN PATIENTS WITH LOW-GRADE SMALL LYMPHOCYTIC MALIGNANCY Abdullah Kemal Tuygun, Nurgül Yurtseven, Süheyla Keser, Pelin Karaca, Aybanu Tuygun, Adlan Olsun, Sabri Daðsalý Siyami Ersek Göðüs Kalp Damar Cerrahisi Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Kliniði, Ýstanbul Özet Amaç: Malign hastalýðý olan hastalarýn beklenen yaþam sürelerinin kýsalýðý düþünüldüðünde, cerrahlar bu hastalara ekstrakorporeal dolaþým gerektiren kardiyovasküler sistem ameliyatlarýný yapmaktan çekinebilirler. Düþük dereceli küçük lenfositik malignensiler (Bhücreli, kronik lenfositik lösemiler ve non-hodgkin lenfomalarýn bazý tipleri) ileri yaþlarda daha sýklýkla görülmektedir. Ýmmun sistem bozukluklarý geliþebilen bu hastalarda açýk kalp cerrahisi sonrasý enfeksiyon riski, kardiyopulmoner bypassýn immun sistemi geçici süre baskýlamasýna baðlý olarak beklenenden daha yüksek olabilir. Materyal ve Metod: Haziran 1999 - Ocak 2002 tarihleri arasýnda yaþlarý 49-72 arasýnda deðiþen düþük dereceli lösemili beþ hasta ameliyat edildi. Bu hastalardan 4 ü erkek, biri kadýndý. Üç hastada non-hodgkin lenfoma, diðer iki hastada ise kronik lenfositik lösemi mevcuttu. Bir hastaya mitral kapak replasmaný yapýlýrken, diðer dört hastaya aorto-koroner bypass greft operasyonu uygulandý. Bulgular: Hastalarýn hiçbirisinde erken ölüm gözlenmedi. Hastalarýn hastanede kalýþ süresi ortalama 8 gün idi. Hastalarýn 1 yýllýk takip sürelerinde kronik lenfositik lösemili bir hasta kemoterapiye devam ederken, diðer dört hastada lenfosito-patolojik olay stabil kaldý. Sonuç: Kronik lenfositik lösemi ve non-hodgkin lenfomasý olan düþük dereceli malign lenfoproliferatif hastalýðý olanlarda ekstrakorporeal dolaþým desteðini gerektiren açýk kalp cerrahisi operasyonlarý uygun mortalite ve muhtemel yüksek postoperatif enfeksiyon riskiyle yapýlabilir. Bu hastalara operasyon planlandýðýnda diðer hastalardan farklý yaklaþým gerekmeyebilir. Anahtar kelimeler: Lenfoproliferatif hastalýk, açýk kalp cerrahisi, lenfoma, lösemi Summary Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg Background: The unknown but presumably reduced life expectancy of patients with malignant neoplasms may dissuade surgeons from performing necessity coronary and valvular heart operations. Low-grade small lymphocytic malignancies (encompassing chronic lymphocytic leukemia and some types of non-hodgkin lymphoma) are seen in elderly patients. Open cardiac procedures are known to have increased risk of postoperative infection and other morbidities in these immunodeficient patients. Methods: Between June 1999 - January 2002 five patients (aged 49-72 years; 1 woman, 4 men) with these lymphocytopathologic diseases (2 with chronic lymphocytic leukemia and 3 with non-hodgkin lymphoma) underwent cardiac operations. One patient underwent mitral valve replacemant and four patients underwent coronary artery bypass grafting. Results: There was no operative death and morbidity. Average stay in hospital was 8 days. During the follow-up to 12 months, 1 patient with chronic lymphocytic leukemia underwent chemoteraphy. Cardiac and lymphocytopathologic status remained stable in others. Conclutions: Patients with low-grade small lymphotic malignancies can undergo cardiac surgery under extracorporeal circulation with acceptable mortality but with possible increased risk of postoperative infection. If a cardiac operation is planned to a patient with low grade lymphocytic leukemia, an additional prrocedure or approach would not be required than other patients who will be undergone cardiac surgery. Keywords: Lymphoprolipherative, open heart surgery, lymphoma, leukemia, Türk Göðüs Kalp Damar Cer Derg Giriþ Açýk kalp cerrahisine uygun hastalarýn seçiminde, birlikte var olan hastalýðýn prognozu göz önünde bulundurulmalýdýr. Hipertansif ve diyabetik hastalarýn kardiyak operasyonlar sonrasý uzun dönem yaþam oranlarýnýn iyi olduðu artýk bilinmektedir. Kardiyak cerrahide artan deneyim ve geliþmeler, giderek daha komplike ve daha yaþlý olgularýn operasyonlarýnýn yapýlabilirliðini gündeme getirmiþtir. Ancak malign hastalýklar ve kalp cerrahisi hala sorun olmaya devam etmektedir. Açýk kalp cerrahisi yapýlan hastalar arasýnda malignitesi olan hasta oraný %1.2-2.1 dir [1,2]. Malign tümörü olduðu bilinen bir hastanýn kardiyak operasyon sonrasý prognozunun ne olacaðý, literatürde geniþ hasta serileri olmadýðýndan dolayý, büyük oranda bilinmemektedir. Günümüzde malign hastalýklarýn efektif tedavisi mümkün olmasýna raðmen, ileri evredeki yaþam beklentisi kýsa malign hastalarda ekstrakorporeal dolaþým Adres: Dr. Abdullah Kemal Tuygun, Siyami Ersek Göðüs Kalp Damar Cerrahisi Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi, Kalp Damar Cerrahisi Kliniði, Ýstanbul e-mail: aktuygun@ttnet.net.tr 221

Tuygun et al Lymphocytic Malignancy and Open Heart Surgery Turkish J Thorac Cardiovasc Surg desteðini gerektiren operasyonlardan acil þartlar dýþýnda kaçýnýlmaktadýr. Düþük dereceli olan her türlü malign hastalýk, normal açýk kalp cerrahisi vakalarýndan çok farklý olmayan mortalite ve morbidite ile ameliyat edilebilmektedir. Bunun yaný sýra kardiyak problemi ön planda olan ve malignitesi bir þekilde kontrol altýna alýnmýþ olgularýn yeniden metastaz olasýlýðý araþtýrýlmadan da ameliyat edilmesi de önerilmektedir [1]. Lenfomalar ve hematopoetik sisteme ait malignensiler, hemorajik komplikasyonlar ve hastanýn rezistans sorunlarýna baðlý olarak daha yüksek cerrahi risk taþýrlar. Ayrýca lenfositik malignensilere çoðunlukla ileri yaþta karþýlaþýlmasý da cerrahi riski artýran bir faktördür. Küçük lenfositik malignensilerin çoðunluðu B-hücre tipindedir [3-5]. Bu malignensiler, inkompetan lenfositlerin malign proliferasyonu ve karaciðer, dalak, kemik iliði ve lenf nodlarýnda toplanmasýyla karakterizedir [3,4]. B-hücreli lenfositik malignensilerin üç tipi vardýr: 1-Kronik lenfositik lösemi (KLL) 2- Küçük hücreli lenfositik malign lenfoma 3- Küçük hücreli lenfositikplazmastoid lenfoma [4]. Kronik lenfositik lösemi, tüm lösemilerin %25-40 ýný teþkil eder. Hastalarýn %90 ý 50 yaþ üzerinde iken, %70 i 60 yaþ ve üzeridir. Klinik ve hastalarýn yaþam süresi deðiþkendir. Hastalarýn bir kýsmý 10 yýldan fazla yaþarken, bir kýsmý tanýdan 1 yýl sonra ölmektedir [3-5]. Hastalýðýn prognozunu organ infiltrasyonlarý ve tanýnýn konulduðu zaman belirler. Ortalama yaþam süresi anemi ve trombositopenisi olanlarda 24 aya kadar deðiþirken, sadece lenfositoz ve lenfadenopatisi olanlarda bu süre ortalama 8-10 yýl kadardýr. Vakalarýn %98 inde disfonksiyonel B hücrelerinin proliferasyonu olaya iþtirak eder. Hastalýðýn deðiþik sýnýflandýrmalarý olmasýna raðmen en basit olarak düþük, orta veya yüksek riskli olarak sýnýflamak, prognozu ve tedavi hedeflerini belirlemek açýsýndan daha anlamlý olabilir [3]. Bunun yaný sýra daha komplike olan Rai ve REAL sýnýflandýrmalarý da bulunmaktadýr. Rai sýnýflamasýna göre evre 0: yalnýzca lenfositozis (kemik iliði ve kanda), evre 1: lenfositozis + lenfadenopati, evre 2: lenfositozis + splenomegali veya hepatomegali veya her ikisi (lenfadenopati olabilir veya olmayabilir), evre 3: lenfositozis + anemi, hemoglobin seviyesi 11g/dL altýnda veya hematokrit 0.33 den az (lenfadenopati, splenomegali ve hepatomegali olabilir), evre 4: lenfositozis + trombositopeni (trombosit sayýsý 100.000/mL altýnda, anemi, splenomegali, lenfadenomegali, hepatomegali olabilir) [6-7]. Hastalarýn %20-90 ýnda hipogammaglobülinemi görülür. Bu defekt ve aktif kompleman sistemi, enfeksiyon riskinin artmasýna ve hastalýðýn geç döneminde ölüme neden olur [4]. Bilindiði gibi kardiyopulmoner bypass lökosit sayýsýný, lökositlerin fagositik yeteneklerini, serum gammaglobülin seviyesini azaltarak ve kompleman aktivasyonuna neden olarak immun sistemi baskýlayýp ilave bir enfeksiyon riski oluþturmaktadýr [3,8]. Materyal ve Metod Haziran 1999 - Ocak 2002 tarihleri arasýnda B hücre kökenli, küçük hücreli lenfositik lösemili 5 hasta kardiyak problemleri nedeniyle ameliyat edildi. Bir hastaya operasyon öncesi yapýlan rutin tam kan sayýmýnda beyaz küre sayýsýnýn 77,000 bulunmasý üzerine yapýlan hematolojik tetkikleri sonucu tesadüfen taný konuldu. Kronik lenfositik lösemi tanýsý periferik kanda lenfosit sayýsýnýn 5x109/ L ve kemik iliðinde lenfositik infiltrasyon bulunmasý kriterlerinin dikkate alýnmasýyla konuldu. Diðer dört hastanýn operasyon öncesi non-hodgkin lenfoma (NHL) ve KLL olduðu biliniyordu. Bu hastalar açýk kalp cerrahi öncesi hastalýklarý 18 ay ile 4 yýl arasýnda deðiþen zamanlarda bilinmekteydi. Lenfositik malignansilerde yaklaþým kolaylýðý saðlamasý ve daha basit olmasý açýsýndan klinik sýnýflamaya göre hastalar düþük, orta ve yüksek riskli olarak sýnýflandýrýldý. Kronik lenfositik lösemili hastalarda kullanýlan Rai sýnýflamasý da göz önüne alýnarak klinik sýnýflamaya uygunluk saðlamasýna çalýþýldý. Non- Hodgkin lenfomalý üç ve tesadüfi olarak taný konulan KLL li bir hasta klinik sýnýflamaya göre düþük evreli lenfositik malignensi olarak, diðer KLL li hasta Rai sýnýflamasýna göre evre II, klinik sýnýflamaya göre orta riskli olarak kabul edildi (Tablo 1 ). Tüm hastalara yoðun bakýmda kaldýklarý sürede ve servisteki ilk gün boyunca profilaktik antibiyotik olarak, sefamezin 4 g/gün parenteral yolla verildi. Orta riskli hastaya ek olarak amikasin 15 g/kg/gün verildi. Hastalarla ilgili bilgiler retrospektif olarak analiz edildi. Yaþ, cinsiyet, operasyon süresi, kros klemp süresi, kardiyopulmoner bypass süresi, peroperatif ve postoperatif devrede kan kullanýmý, yoðun bakým ünitesinde ve hastanede kalýþ süreleri, erken kardiyak olay açýsýndan kardiyak enzim deðerleri ve elektrokardiyografik izlemleri, enfeksiyon geliþimi, postoperatif devrede geliþen kan tablosu bozukluklarý, ilk 12 aylýk sürede malignite düzeylerinde meydana gelen deðiþiklikler deðerlendirildi. Hastalara evlerinden telefonla Tablo 1. Klinik bilgiler. cinsiyet yaþ Pre-op. Pre-op. Pre-op. Pre-op. Pre-op. hemoglobin beyaz küre lenfosit platelet klinik evre KLL kadýn 72 12.7 77,000 29,000 187.0 hafif KLL erkek 67 10.1 63,000 38,000 164.0 orta NHL 1.hasta erkek 46 14.3 9,500 7,800 159.2 hafif 2.hasta erkek 55 13.1 7,300 5,100 187.5 hafif 3.hasta erkek 57 14.5 11,000 7,800 142.5 hafif KLL = kronik lenfositik lösemi; NHL = Non Hodgkin lenfoma 222

Tablo 2. Perioperatif bilgiler. KLL NHL ORTALAMA ELEKTÝF KABG KPB zamaný (dak) 92 90.6 ± 19.8 91.3 ± 13.3 89.9 ± 11.3 AKK Zamaný (dak) 59 60.6 ± 10.8 59.8 ± 7.8 76.3 ± 12.1 Drenaj miktarlarý (cc) 1750 1233.33 ± 122.5 1540 ± 455 1100 ± 112 Yoðun bakýmda kalýþ süresi (saat) 33 22.67 ± 4.25 26.8 ± 5.75 21.34 ± 7.8 Hastaneden taburculuk süresi (gün) 8.5 7.6 ± 0.25 8 ± 0.5 6.56 ± 1 Kan (ünite) 6.5 4 ± 0.5 5 ± 1.25 4 ± 1.25 TDP (ünite) 3.5 3 ± 0.5 3.2 ± 0.5 3.2 Trombosit süspansiyonu (ünite) 6-1.2 4.2 ± 1.2 AKK = aortik kros klemp; KABG = koroner arter bypass greftleme; KLL = kronik lenfositik lösemi; KPB = kardiyopulmoner bypass; NHL = Non-Hodgkin lenfoma; TDP = taze donmuþ plazma ulaþýlarak yada rutin kontroller sýrasýnda elde edilen verilerin deðerlendirilmesiyle takipleri yapýldý. Tüm deðiþkenler standart sapma ile gösterildi. On iþ gününü kapsayan sürede, bilinen hematolojik problemi bulunmayan, peroperatif devrede aþýrý kan kullanýmý veya ameliyat süresini uzatan herhangi bir komplikasyonla karþýlaþýlmamýþ olan 62 elektif koroner bypass olgusu, kros klemp, kardiyopulmoner bypass süresi, peroperatif ve postoperatif evrede kan kullanýmý, yoðun bakým ünitesinde ve hastanede kalýþ süreleri, enfeksiyon geliþimi, postoperatif devrede geliþen kan tablosu bozukluklarý yönünden kontrol grubunu oluþturarak bu hastalarla karþýlaþtýrýldý. Bulgular Beþ hastanýn ortalama yaþý 59.4 ± 7.75 yýl idi. En yaþlý hasta 77, en genç hasta 46 yaþýndaydý; 60 yaþ ve üzerinde iki hasta bulunmaktaydý. Hastalardan dördü erkek, biri kadýndý. Üç yýl içinde yapýlan tüm açýk kalp cerrahisi vakalarý arasýndaki oraný %0.12, koroner bypass cerrahisi yapýlan tüm hastalar arasýndaki oraný %0.12, kapak replasmaný yapýlan hastalar arasýndaki oraný %0.16 idi. Bir hastaya mitral kapak replasmaný yapýlýrken, diðer dört hastaya koroner bypass operasyonu uygulandý. Ortalama greft sayýsý 2.25 ± 0.25 idi. Sol internal mammaryan arter tüm hastalarda kullanýldý. Hastalarýn hepsi elektif þartlarda operasyona alýndý. Hastalarýn yoðun bakým ünitesinde kalýþ süresi ortalama 26.8 ± 5.75 saatti. Yoðun bakýmda en uzun kalan hasta, drenajýnýn fazla olmasý nedeniyle, 39 saat süreyle KLL li bir hasta oldu (Tablo 2). Perioperatif enfarktüs hiçbir hastada gözlenmedi. Kronik lenfositik lösemili bir hastada postoperatif devrede drenaj miktarý 2800 cc oldu. Kronik lenfositik lösemili hastalarda NHL hastalara göre drenaj miktarlarý daha yüksek idi. Kronik lenfositik lösemili hastalarda kan ve kan ürünlerinin kullaným miktarlarý diðer hastalara göre daha fazla idi (Tablo 2). Hiçbir hastada postoperatif devrede geliþen yara enfeksiyonu, safen ven yeri enfeksiyonu, ya da mediastinit görülmedi. Hatta kan ve kan ürünlerinin fazla kullanýldýðý hastada bile akciðer kaynaklý bir sorun veya enfeksiyon bulgusu olmadý. Hastalar ortalama postoperatif 8. günde taburcu edildi. Oniki aylýk takip döneminde sadece bir hasta kemoterapi aldý. Tartýþma Hem KLL, hem de non-hodgkin lenfomanýn B hücresinden köken aldýðý görülür. B hücrelerinin monoklonal ekspansiyonu KLL li olgularýn %95 inde görülür [3-5]. Kronik lenfositik löseminin yalnýzca %5 i T hücrelerinden köken alýr, bu da sýklýkla cilt tutulumu ile birliktedir. Kronik lenfositik lösemi hastalarýn görülme yaþlarýnýn giderek artmasý ve hastalarýn yaþam beklentilerinin yükselmesi hastalýðýn bening seyirli olmasýna neden olmuþtur. Tahmini yaþam süresi stage 0 için 10-12.5 yýldýr. Bu gruptaki hastalarýn yaþam süresi normal populasyona benzer ve kemopterapiye ihtiyaç göstermeyebilir. Evre 1-2 de yaþam süresi 7 yýl iken, evre-3 te yaþam süresi 2.5-3.5 yýldýr [3]. Düþük dereceli NHL daha yavaþ ilerleyen bir hastalýktýr. Tedavi edilmeyen hastalarda ortalama yaþam süresi 8-10 yýldýr ve kemoterapiye duyarlýdýrlar. Ancak tedavi, yaþam süresini uzatmaz. Düþük dereceli NHL, yüksek dereceli lenfomalara ilerleyebilir ve agresif davranýþ gösterebilir [3]. Klinik seyri belirlemede kan lenfosit sayýsý, kan lenfosit sayýsýnýn iki kata çýkma süresi, kemik iliðindeki lenfositik infiltrasyon önemlidir. Kan lenfosit sayýsý 50000 altýnda, kan lenfosit sayýsýnýn iki katýna çýkýþ süresinin 12 aydan fazla olmasý, kemik iliðinde diffüz lenfositik infiltrasyonun olmamasý uzun yaþam beklentisiyle iliþkilidir [7]. Hastalarýmýzýn tamamý düþük riskli lenfositik malignansiler sýnýfýndandý. Takipleri sýrasýnda KLL li hastalarýmýzdan biri kemoterapi görmeye baþladý. Diðer hastalarda 12 aylýk takip devresinde bir progresyon gözlenmedi. Hastalýðýn progresyon göstermesi genelde uzun dönemli takiplerde (3 yýl ve daha fazla) olmaktadýr. Finck ve arkadaþlarýna [4] göre açýk kalp cerrahisi sonrasý hastalarýn %23.8 i kardiyopulmoner bypassa girdikten sonra malignite derecelerinde ilerleme olmaktadýr. Ghosh ve arkadaþlarýna [3] göre 4 yýllýk takipte malignite derecesi ilerleyen hasta oraný, düþük dereceli lenfositik malignansisi olan hastalarda %27 olarak bulunmuþtur. Bizim takip süremiz literatürdeki diðer olgulara göre nispeten daha kýsa, ancak açýk kalp cerrahisine baðlý olabilecek bir progresyonu ortaya koyabilmek için yeterli bir süredir. Klinik prognoza göre olgularýmýz düþük riskli olgulardýr ve literatürdeki diðer olgulara göre nispeten homojenite taþýmaktadýr. Ancak Rai sýnýflamasýna göre Evre II de olan hastamýzda progresyon gözlenmiþtir. Bunun da kardiyopulmoner bypassa baðlý olduðunu söylemek mümkün 223

Tuygun et al Lymphocytic Malignancy and Open Heart Surgery Turkish J Thorac Cardiovasc Surg deðildir. Diðer hastalarda herhangi bir evre ilerleme bulgusu olmamýþtýr. Hastalýkta malignite evresindeki ilerlemeyi kendi doðal seyrine baðlamak daha doðrudur. Kardiyak operasyona karar vermeden önce, malign neoplazmý olan bir hastanýn metastazýnýn olup olmadýðýný belirlemek önemlidir. Bu þekilde kalp cerrahisinin gerekliliði açýsýndan hastanýn malignite durumunu kesin olarak ortaya koymak mümkündür. Ayrýca takip evresinde, kardiyopulmoner bypassa baðlý olarak metastaz olup olmadýðýný anlamak da mümkündür. Takahashi ve arkadaþlarýnýn [8] bildirdiðine göre, kritik koroner arter hastalýðý ve malignensisi olan ve ameliyat edilen 19 hastanýn 5 tanesinde 33 ± 23 aylýk takip süresince 5 (%26) hastada malignite rekürrensine baðlý ölüm gözlenmiþ, bu hastalarýn hiçbirisinde izlem sýrasýnda kardiyak problem gözlenmemiþtir. Non-small hücreli bronkojenik akciðer kanseri nedeniyle ameliyat edilip, daha sonra açýk kalp cerrahisi yapýlan hastalarýn 1/3 den fazlasýnda metastaz tespit edilmiþtir [9]. Canver ve arkadaþlarý [1] yaptýklarý çalýþmada ise, deðiþik organ sistemlerine ait daha önceden bilinen metastazý olmayan ve rezektabl tümörü olan hastalarýn açýk kalp cerrahisi sonrasý tümör rekürrensine baðlý mortalite olmadýðýný saptamýþlar. Bu çalýþmada, tümörü 5 yýl veya daha önceden tedavi görenle, daha kýsa süreli tedavi gören hastalar arasýnda yaþam beklentileri yönünden bir fark tespit edilmemiþtir. Kardiyopulmoner bypass kullanýlarak yapýlan kardiyak operasyonlarda postoperatif enfeksiyon riski yüksektir. Bu artýþ da, ekstrakorporeal sirkülasyonun bakteriyel invazyona karþý konaðýn gösterdiði rezistans üzerindeki etkisi rol oynar. Ekstrakorporeal sirkülasyona giren hastalarda postoperatif dönemde hücresel immun disfonksiyonun günlerce devam ettiði gösterilmiþtir [10]. Ayrýca açýk kalp cerrahisi sýrasýnda kullanýlan nispeten fazla orandaki kan ve kan ürünleri de immun sistemi baskýlayabilmektedir [11]. Kardiyak operasyon geçiren KLL li hastalarda mortalite ve morbidite oldukça yüksektir. Enfeksiyon en sýk görülen komplikasyondur ve hastane ölümlerinin en sýk nedenidir. Enfeksiyon oraný bu tür hastalarda %7-23 arasýnda deðiþebilmektedir. Elektif açýk kalp cerrahisi operasyonlarýndan sonra bu oran %1.6-8.6 dýr. Lenfositik malignensisi olan hastalarda postoperatif akciðer enfeksiyonu riski %11.5, elektif vakalarda bu oran %1-5 arasýnda deðiþmektedir. Akciðer enfeksiyonu, bu tip hastalarda daha sýklýkla görülen bir enfeksiyon tipi olmasýna raðmen, diðer elektif olgularda yara yeri ve üriner enfeksiyon olasýlýðý daha sýktýr. Sternal enfeksiyon riski %3.8 e karþýlýk %0.8-2 civarýndadýr [4,7,12]. Enfeksiyonu olan hastalarda absolu nötrofil sayýlarýnda enfeksiyon geliþmeyen hastalara göre anlamlý ölçüde düþüþ olmaktadýr. Gamma globülin deðerleri enfekte hastalarda olmayanlara göre daha düþük, lökosit ve lenfosit sayýlarý ise enfekte hastalarda daha yüksek olmaktadýr [4]. Gamma globülin seviyeleri preoperatif devrede daha düþük olan lenfoid malignensisi olan hastalarýn enfeksiyona yakalanma olasýlýðý normal gamaglobülin seviyesi olanlara göre 2 kat daha fazladýr. Gama globülin seviyesi düþük bu grup hastalar herhangi bir cerrahi iþlem geçirmeseler bile bakteriyel enfeksiyon olasýlýðý daha yüksektir [14]. Bu sebeple preoperatif evrede gamaglobülin seviyelerinin bakýlmasý enfeksiyon yönünden klinisyeni uyaracak bir bulgudur. Ancak çalýþmamýzda hastalarýn tamamý düþük risk grubuna dahil olduklarýndan, gamaglobülin deðerlerine bakýlmamýþtýr. Hastalýðýn süresinin postoperatif enfeksiyon geliþim üzerine bir etkisi bulunmamýþtýr [4]. Bu tip hastalarda en önemli ölüm nedeni enfeksiyon olduðu için hastalýðýn süresinin mortalite ve morbiditeyle iliþkisi olmadýðýný dolaylý yoldan söylemek mümkündür. Enfeksiyon riski yüksek olan bu hasta popülasyonunda, cerrahi profilaksi de ayrý bir sorun olmaktadýr. Risk grubu düþük olan evre 0 da cerrahi profilaksi diðer hasta gruplarýndan pek farklý deðildir. Ancak orta riskli olan Rai I-II ve yüksek riskli olan Rai III-IV hasta grubunda daha dikkatli olunmalýdýr. Ýntravenöz immunoglobulin (0.4 g/kg) ve geniþ spektrumlu antibiyotik tedavisi önerilmektedir [7]. Ýmmun cevabýn KLL li hastalarda bakteriyel enfeksiyonlara karþý duyarlýðýnýn olmamasý nedeniyle, IV immunoglobulin tedavisini önerenler de bulunmaktadýr [13]. Kronik lenfositik lösemili hastalarda açýk kalp cerrahisine iliþkin deneyimlerini ilk olarak Almassi yayýnlamýþtýr [14]. Almassi 2 hastada erken ven greft oklüzyonu görüldüðünü bildirmiþtir. Prokoagülan maddelerin varlýðý, fibrinolitik aktivitenin yokluðu ve düþük antitrombin aktivitesi safen ven greft oklüzyonu nedeni olarak belirtilmiþtir [14]. Bizim olgularýmýzýn hiçbirisinde postoperatif erken devrede peroperatif miyokard enfarktüsü veya erken greft yetersizliðini düþündürecek enzim yüksekliði ve anlamlý elektrokardiyografi deðiþikliði gözlenmemiþtir. Ýlk 1 yýllýk takiplerde hastalarda belirgin bir koroner arter hastalýðý þikayetine rastlanmamýþtýr. Literatürdeki vakalarýn incelemesinde erken postoperatif koroner arter hastalýðý veya greft yetersizliðine yol açabilecek önemli bir bulguya Almassi nin verilerinin dýþýnda rastlanamamýþtýr. Erken mortalitenin kýsmi olarak yüksekliðinin (%7.2-8.3) yaný sýra, geç mortalite de bu grup hastalarda yüksektir. Bunun nedeni, az sayýda hasta grubunun incelenmesi olabilir [4,7]. Takiplerde geç dönem ölüm nedeni olarak daha sýklýkla hastalýðýn doðal seyrinden kaynaklanan baðýþýklýk sistemindeki bozukluk neticesi sepsis belirtilmektedir. Kardiyopulmoner bypass tekniklerindeki son geliþmeler, bu hastalarda enfeksiyon riskini azaltmýþtýr. Heparin kaplý kardiyopulmoner bypass sistemleri ve azaltýlmýþ sistemik heparinizasyon kompleman aktivasyonunda önemli bir düþüþe neden olur [15,16]. Kardiyopulmoner bypass öncesinde lökosit plazmaferez tekniði ve bypass sonrasý konsantre plazma reinfüzyonu beyaz hücre fonksiyonunu korur ve bypassa baðlý olasý multipl organ disfonksiyonunu azaltýr [16,17]. Merkezimizde opere edilen hastalardan hiçbirinde sternum veya bacak enfeksiyonu yönünden bir sorunla karþýlaþýlmamýþ, fazla kan kullanýlmýþ olan KLL li hastada da solunum yollarýna ait bir enfeksiyon görülmemiþ, sadece hastanýn postoperatif seyrine etkisi olmayan lineer alt lop atalektazileri olmuþtur. Enfeksiyon geliþen hastalarýn %67 sinde kan ve ürünlerinin fazla kullanýmý söz konusudur [7]. Tüm kan hücrelerindeki anormallik kardiyopulmoner bypassýn neden olduðu immun ve hematopoetik sistem bozukluklarýný daha artýrarak kanama ve enfeksiyonu ciddi oranlara çýkarmaktadýr. Kan ve kan ürünleri, her þey yolunda giden herhangi bir komplikasyon geliþmeyen elektif vakada çok az kullanýlýr. Olgularýmýzda kan kullaným oraný elektif bypass olgularýna göre daha yüksektir. Kan kullanýmý KLL li olgularda, bir olgumuzdaki artmýþ drenaj nedeniyle, hem elektif olgulara, hem de NHL olgulara göre daha yüksek iken NHL hasta grubunda ise, elektif olgulara göre belirgin bir fark yoktur. Olgularýmýz operasyon sýrasýnda sorunsuz seyrettikleri için, her ne kadar maligniteleri dolayýsýyla kanama riski yüksek 224

olmasýna raðmen, kan ve ürünlerinin kullanýmýnda belirgin bir fark olmamýþtýr. Atan kalpte bypass cerrahisi son yýllarýn popüler konularýndandýr. Kardiyak cerrahi açýsýndan risk grubu yüksek kabul edilen hasta grubunda stabilizasyon sistemlerindeki artan geliþmelere baðlý olarak koroner revaskülarizasyon prosedürlerinin uygulanmasý daha kolay hale gelmiþtir. Kardiyopulmoner bypassýn sistemik inflamatuvar cevabý artýrarak immun sistemi zayýflattýðý bilinen bir gerçektir. Malign hastalýðý olanlarda kardiyopulmoner bypass sonrasý ortaya çýkabilecek immun sistem bozukluklarýný, atan kalpte yapýlan bypass cerrahisiyle azaltmak veya ortadan kaldýrmak mümkündür. Yine atan kalpte bypass iþleminin uygulandýðý hasta grubunda erken hasta taburculuðu söz konusudur. Malign hastalýðý olan hastalarda ise, asýl hastalýðý tedavi etmek için bir araç durumundaki bypass iþleminden sonra, erken taburculuk iþlemleri hýzlandýrmak ve zaman kazanabilmek açýsýndan önem taþýr [18]. Biz de bu amaçla hastalarýmýzdan birisine atan kalpte bypass ile koroner revaskülarizasyon prosedürünü uyguladýk. Sonuç olarak, bu tür hastalar elektif veya acil olarak ameliyat edilebilir. Bu hastalarda mortalite oraný normal popülasyona yakýn, ancak enfeksiyon riski yüksektir. Kronik lenfositik lösemi ve NHL in progresyonu yavaþ olduðundan hastalarýn çoðunda uzun dönem sonuçlar iyidir. Bu hastalara operasyon planlandýðýnda diðer hastalardan farksýz yaklaþýlabilir, ancak enfeksiyon riski ve bununla iliþkili olabilecek komplikasyonlarýn yüksek olabileceði göz ardý edilmemelidir. Bu konuda ortaya çýkacak seriler arttýkça çok daha objektif deðerlendirmeler yapýlabilecektir. Bu hastalýklarýn görülme sýklýðý ileri yaþlar ve bu yaþtaki operasyonlarda mortalite ve morbidite nispi olarak yüksek olduðundan, sonuçlar oldukça yüz güldürücüdür. Literatürde lenfositik malignensisi olan ve açýk kalp cerrahisi yapýlan hastalarýn sayýsý sýnýrlýdýr. Genelde yayýnlarý yapan birimlerin az sayýdaki deneyimlerini içerir niteliktedir. Bu sebeple bu tip yayýnlar arttýkça bu hastalara olan yaklaþým daha objektif deðerler taþýyacaktýr. Kaynaklar 1. Canver CC, Marrin CA, Plume SK, Nugent WC. Should a patient with a treated cancer be offered an open heart operation? Ann Thorac Surg 1993;55:1202-4. 2. Konishi T, Fuse K, Maakuuchi H, et al. Treatment of cases of cardiac surgery complicated with malignant neoplasms. Nippon Geka Gakkai Zasshi 1991;92:351-6. 3. Ghosh P, Carroll I, Kanhere A, Ng B, Larbalestier R, Edwards M. Cardiac operations with low-grade small lymphocytic malignancies. J Thorac Cardiovasc Surg 1999;118:1033-7. 4. Finck SJ, Cockerill KJ, Jeter JE, Orszulak TA. Coronary artery bypass grafting in patients with chronic lymphocytic leukemia. Ann Thorac Surg 1993;55:1192-6. 5. Paccagnella A, De Angeli S, Caenaro G, Zusso C,Valfre C, Simini G. Cardiopulmonary bypass in leukemic patients. Ann Thorac Surg 1988;45:588. 6. Rai KR, Sawitsky A, Cronkite EP, Chanana AD, Levy RN, Pasternack BS. Clinical staging of chronic lymphocytic leukemia. Blood 1975;46:219-34. 7. Samuels LE, Kaufman MS, Moris RJ, Styler M, Brockman SK. Open heart surgery in patients with chronic lymphocytic leukemia. Leuk Res 1999;23:71-5. 8. Takahashi T, Nakano S, Shimazaki Y, et al. Concomitant coronary bypass grafting and curative surgery for cancer. Surg Today 1995;25:131-5. 9. Voets AJ, Joesoef KS, van Teeffelen ME. The influence of open heart surgery on survival of patients with co-existent surgically amenable lung cancer (stages I and II). Eur J Caardiothorac Surg 1997;12:898-902. 10. Kirklin JK, Westaby S, Blakstone EH, Kirklin JW, Chenoweth DE, Pasifico AD. Complement and the damaging effects of cardiopulmonary bypass. J Thorac Cardiovasc Surg 1983;86:845-56. 11. L Henry Edmuns Jr. Blood conversation. In: Brian Buxton, OH Frazier, Stephen Westaby als. Ischemic Heart Disease Surgical Management. Mosby International Ltd. 1999;11:121-8. 12. Ottino G, De Paulis R, Pansini S, et al. Major sternal wound infection after open heart surgery: A multivariate analysis of risk factors in 2579 consecutive operative procedures. Ann Thorac Surg 1987;44:173-9. 13. Besa EC. Use of intravenous immunoglobulin in chronic lympocytic leukemia. Am J Med 1984;76:209-18. 14. Almassi GH, Werner PH, Flemma RJ. Coronary artery bypass grafting in chronic lymphocytic leulemia. Ann Thorac Surg 1987;43:574. 15. Videm V, Svennevig JL, Fosse E, Semb G, Osterud A, Mollnes TE. Reduced complement activation with heparin-coated oxygenator and tubings in coronary bypass operations. J Thorac Cardiovasc Surg 1992;103:806-13. 16. Von Segesser LK, Weiss BM, Garcia E, von Felten A, Turina MI. Reduction and elimination of systemic heparinization during cardiopulmonary bypass. J Thorac Cardiovasc Surg 1992;103:790-9. 17. Davies GG, Wells DG, Mabee TM, Sadler R, Melling NJ. Platelet-leukocyte plasmapheresis attenuates the deleterious effects of cardiopulmonary bypass. Ann Thorac Surg 1992;53:274-7. 18. Ochi M, Yamada K, Fujii M, Ohkubo N, Ogasawara H, Tanaka S. Role of off-pump coronary artery bypass grafting in patients with malignant neoplastic disease. Jpn Circ J 2000;64:13-7. 225