YASA ÇIKTI FAKAT KENTSEL DÖNÜŞÜM NEREDE, NASIL VE NE ZAMAN YAPILACAK? KAMUOYUNDA Kentsel Dönüşüm' ya da Afet Yasası' olarak da bilinen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü Yasası 16 Mayıs'ta çıktı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül 31 Mayıs'da onayladı. Türkiye'yi yaklaşık 20 yıla yayılacak bir dönüşüm süreci bekliyor. 20 milyon adet konut stoku olan Türkiye'de riskli yapılar belirlendikten sonra, yaklaşık 6.5-7 milyon konutun dönüşmesi planlanıyor. Riskli yapıların belirlenmesi, binaların yıkılması, itiraz süreleri, 3'te 2 çoğunluk, çoğunluk dışında kalanlar konusunda kafalarda soru işaretleri var. Denetimsiz, kalitesiz ve çarpık yapılaşmadan kurtulmak isteyen Türkiye, kentsel dönüşüme sarılıyor. Geçen yıl yaşanan Van depreminin ardından, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İktidarı kaybetsek de yıkacağız' sözüyle yolunu açtığı kentsel dönüşüm atağı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın "Afet Riski Altındaki Yapı ve Alanlar Hakkında Kanun" adıyla hazırladığı düzenlemenin TBMM'den geçmesiyle somutlaştı. TBMM'den 16 Mayıs'ta geçen ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 31 Mayıs'ta onaylanan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüşümü Kanunu, sözü edilen kentsel dönüşümün yol haritasını da ortaya koydu. Geçtiğimiz günlerde 81 ilin valilik ve belediyelerinden riskli alan ve yapıların tespitine başlanması istenerek, kentsel dönüşüm için ilk adımlar da atıldı. Şimdi sırada riskli yapıların belirlenip, dönüşümün başlaması var. Bu konuda önceden hazırlığını yapmış belediyeler dönüşümü gerçekleştirmek için bekliyor. Öyle ki, Başbakan Erdoğan'ın tarih vermesiyle, 700 noktada dönüşüm aynı anda başlayabilecek duruma geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, "Yıkım kazmasını Ramazan geçince vuracağız" diyor. Vatandaş tespit edecek Riskli binaların belirlenmesi için belediyelere yazıların gönderilmesiyle sürecin başladığını belirten Bakan Bayraktar, şunları söyledi: "Yasadaki ilk adım, Türkiye'de özellikle afet riskli alanlar, fay hattı, deprem kuşağı üzerinde bulunan bölgelerdeki riskli binaların tespiti. Bundan sonra yasanın muhatabı vatandaş, belediyeler, valilikler, bakanlık ve TOKİ'dir. Öncelikle, vatandaşların yasadan istifade etmek için kendi riskli binalarını kendilerinin tespit etmesini istiyoruz. 1999'dan önce yapılan ve deprem riski bulunan bölgelerdeki binaları taramak gerekiyor. Vatandaş tarasın diyoruz. Belediyelerden de bu süreci vatandaşlara duyurmalarını istedik. Eğer riskli binalarını vatandaş tespit etmezse, belediyeler riskli binaları tespit edecek. Burada süre yok, peyderpey tespit ettikten sonra riskli binalar bize bildirilecek." İsteyenden başlayacak Binaların yıkılmasına rıza gösterenlerden' başlanılacağını anlatan Erdoğan Bayraktar, şöyle konuştu: "Kim diyorsa ki benim binamı yıkın, yıkılacak. Biz yıkmak için 3'te 2 şartı aramıyoruz. 3'te 2 çoğunluk esası bina yıkıldıktan sonra gündeme gelecek. Eğer binanın riskli olduğu tespit edilirse, yıkılmasını bir kişi bile istemezse belediye de yıkmazsa biz bakanlık olarak yıkmak mecburiyetindeyiz. Binanın ayakta durmaya dermanı yok, 6.5 şiddetinde bir depreme dayanamayacak durumdaysa, bilimsel kriterlere göre riskli olduğunu tespit ettiysek, vatandaş da verdiğimiz süre içerisinde binasını yıkmazsa, biz yıkmaya mecburuz. İstiyoruz ki bir afet olduğu zaman binalarımız depreme yakalanmasın veya riskli binayı biz yıkmış olalım. Deprem oluyor, insan içinde oluyor. Hem can kaybı hem mal kaybı oluyor. Bu yasanın ruhu, mantığı, verdiği mesaj, bir afet olduğu zaman can kaybını en aza indirmektir."
Yıkımlar ramazan sonrası Yıkımlarda ilk kazmayı ramazandan sonra vuracaklarını söyleyen Bakan Bayraktar, "Şu anda bir sürü yer tespit ettik. İstanbul'da, ilçelerinde, Kocaeli'de, İzmir'de, Bursa'da, Sakarya'da, Bingöl'de, Van'da tespit ettiğimiz yerler var. Bunların çoğunluğu da belediyelerden geldi. Adım adım yapacağız. Şu anda hazır yıkmaya başlayacağımız yerler var ama tüzüklerini, yönetmeliklerini, ikincil mevzuatlarını, teknik heyetlerini, itirazlar için üniversitelerden gelecek hocaları, komisyonlarını tamamlayalım ki, sistem işlediği zaman en az yanlışla yürüsün" diye konuştu. Dönüşüm yerinde yapılacak vatandaş memnun olacak ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Afet Yasası'nın mülkiyet hakkını ortadan kaldırıyor' eleştirilerine karşı şu yanıtı veriyor: "Mülkiyet hakkı anayasal bir haktır ancak yaşama hakkı, can emniyeti daha önemli bir haktır. Biz bunu önemsedik. Hangi belediye başarılı olmuşsa, hangi belediye vatandaşı ikna etmişse, hangi vatandaş rıza göstermişse oralardan başlayacağız. Yasanın getirdiği imkanlar var, imar imkanları var, kredi imkanları var, kentsel tasarım imkanları var. Bizim düşüncemiz yerinde dönüşüm yapmak. Vatandaşı incitmeden, memnuniyetini sağlayacak uygulamalar yapacağız" diye konuştu. Tanıtım ofisleri İstanbul, İzmir ve Bursa'da açılıyor YASANIN vatandaşlara anlatılması için kurulacak tanıtım ofislerinin öncelikle İstanbul, İzmir ve Bursa'da kurulacağını dile getiren Erdoğan Bayraktar, "Kocaeli'de de bir birim kuracağız. Diğer illerimizde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri'miz var. Onları bilinçlendirdik, bilinçlendiriyoruz. Ayrıca yoğunluğun olduğu bölgelerde ayrı birimler kuracağız. İstanbul'da mesela çok yoğunluk var, ayrı bir mobilize birim kuracağız. Ankara'ya genel müdürlüğe bağlı olacak. Daha pratik ve daha çabuk çalışacak" dedi. Belediyeler hazırlık yaptı BELEDİYELERİN çalışmalarından da söz eden Erdoğan Bayraktar, şu bilgileri verdi: "Dönüşüm, ilk olarak İstanbul'da başlayacak değil. İstanbul'da ilçe belediyelerinden hazırlıkları olanlar var. İzmir'de ciddi hazırlıklar var. İzmir Büyükşehir Belediyesi, gerek ilçe belediyeleri, gerek Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü'nün hazırlıkları var. Bursa'da çalışmalar var. Kocaeli'de 3 bin 700 bina, yaklaşık 11 bin konut hazırlanmış yıkılmak için. Sakarya'dan, Bolu'dan talep geliyor. Hangisinden acil başlamamız gerekiyorsa, belediyelerin yaptığı hazırlığın yasaya uygunluğuna bakıp başlayacağız. Örneğin, İzmir kentsel dönüşüm noktasında çok zor durumda. İstanbul'da bazı dönüşümler yapıldı, mesafe alındı ancak oran olarak İzmir'deki durum çok daha geride. Aciliyet gerektiriyor. Belki aynı anda İstanbul, İzmir, Kocaeli, Bursa ve doğuda da Bingöl, Hakkari, Van gibi deprem riski taşıyan şehirlerden başlayacağız. Önceliğimizde deprem kuşağı üzerinde olan iller var. Birinci ve ikinci deprem bölgelerinden yürüyeceğiz." Dönüşüm 2 yılda büyük oranda gerçekleşir ÇEVRE ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye'nin şehir ve kasabalarında 20 milyon hane olduğunu, bu hanelerden 5 milyonunun özel sektör ve TOKİ tarafından geçtiğimiz dönemde
yenilendiğini belirterek, "Geriye 15 milyon konut kalıyor. Bu konutlardan yarısına yakını, deprem fay hattı üzerindeki şehirlerde afet riski taşıyan binalardan oluşuyor. 20 yıllık bir program yaptık. 2 senede ciddi şekilde gerçekleştirmek istiyoruz. Salaş, kaçak, projesiz, ruhsatı olmayan, iskanı olmayan binalardan Türkiye'yi kurtarmak için gayret içinde olacağız. Ondan sonra 5, 7, 10, 12, 15 ve 20 senede dönüşüm dalga dalga tamamlanır" değerlendirmesini yaptı. TOKİ gibi kendi kaynağını yaratacak DÖNÜŞÜMÜN gerçekleşebilmesi için 2B'den gelecek kaynak bekleniyordu. 2B'den gelecek kaynağın gecikeceğini kaydeden Erdoğan Bayraktar, şunları anlattı: "Bütçeden biraz para istedik, kendimiz biraz para koyacağız. Çarkı nasıl kendi içinde döndürürüz onun hesaplarını yapıyoruz. Çevre fonundan para aktarılacak. Nasıl TOKİ devletten para almadan kaynağını kendisi buldu, 500 bin konut üretti, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da bunu yapacak. Burada da baştan bir ateşleme kredisi, mekanizmayı çevirecek bir para bulduktan sonra sistem kendi kendini döndürsün. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak bunu başarabilirsek vatana millete hayırlı bir iş yaparız. Brezilya'nın kasasında 92 milyar dolar vardı. Onların parayla yapamadığını, biz parasız yapacağız." Vatandaşa kira ve kredi desteği olacak DÖNÜŞÜM esnasında vatandaşın da cebinden para çıkacağını söyleyen Erdoğan Bayraktar, şu bilgileri verdi: "Örneğin vatandaşın bir tane salaş evi var, tapusu kendinin değil, orada enkaz bedelini vereceğiz. Gerisini kendisi verecek ama yardım edeceğiz. Ekonomik şartlara göre değerlendirme yapacağız. Belki sadece enflasyonu uygulayacağız, faiz uygulamayacağız. Gerektiği yerlerde ne enflasyon ne faiz uygulayacağız. Sosyal donatılarını yapacağız, okulunu yapacağız, sağlık ocağını yapacağız. Onlardan da para almayacağız. Diyelim ki bir yerde bir apartman var, dairesinin değeri 60 bin lira, biz ona 90 bin liralık daire vereceğiz. Aradaki farkı peşinat olmadan 10 yıl vade, 15 yıl vade ile faiz uygulamadan işleyeceğiz. Vatandaş kendisi yerini müteahhide versin, anlaşsın, dönüştürsün, biz de ona imar desteği, kentsel tasarım desteği sağlayalım, gerekirse kredi verelim. O şekilde dönüşümü sağlayalım ve yürütelim. Bankalarla görüşüyoruz. Gerekirse faiz sübvansiyonu yapacağız. Vatandaş diyecek ki eski evimi al, arsa hissesini de sana vereyim, bana paramı ver. 80 bin lira verdik, gidecek bir yerden 150 bin liralık daire alacak, 70 bin lira kredi kullanacak. Belki biz onun kredisine bile faiz sübvansiyonu sağlayacağız. Çok mağdur olanlara eğer imkan bulursak, kira desteği vereceğiz. Kira verecek durumu yoksa mutlaka devreye gireceğiz." İmar artışları olabilecek ERDOĞAN Bayraktar, dönüşüm esnasında imar artışlarının da bir miktar olabileceğini belirterek, "Aşırı imar artışları olmayacak. Bazı yerleri tolere etmek için yapacağız. 3 emsalin üstüne çıkmayı düşünmüyoruz" dedi. Patlatma yöntemi kullanılacak YIKIMLARIN eğer bina etrafında yapılaşma yoksa patlatma modeliyle yapılacağını anlatan Erdoğan Bayraktar, "Yeni yıkma makineleri geldi. Bu makinelerle yıkacağız. Enkazın betonunu demirini ayırıyor. Enkazları da toz haline getirip, dolgu malzemesi olarak kullanacağız. Maden ocaklarını taş ocaklarını dolduracağız" diye konuştu.
Afet riski altındaki alanların dönüşümünün tamamlanabilmesi için öncelikle riskli yapıların belirlenmesi gerekiyor. Bunun için de şu yollar izlenecek: Riskli yapıların tespiti Riskli yapılar; belediyeler ve il özel idareleri tarafından tespit edilecek ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı na bildirilecek. Bu tespit, büyükşehirlerde büyükşehir belediyesince veya ilçe belediyeleri aracılığıyla yapılacak. Bakanlığın riskli yapıların tespitini TOKİ den ve ilgili belediyeden isteme yetkisi de bulunuyor. Verilen sürede tespitler yapılamazsa, bakanlık yaptıracak. Riskli olduğu belirlenen yapı, 10 gün içerisinde tapu müdürlüğüne bildirilecek. Riskli alanlarda ve rezerv yapı alanlarında olup Hazine nin özel mülkiyetinde bulunan taşınmazlar, bakanlığa tahsis edilebilecek veya bakanlığın talebi üzerine TOKİ ye ve ilgili belediyeye bedelsiz olarak devredilebilecek. Hazine dışındaki kamu idarelerinin mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ise Bakanlığın talebi üzerine TOKİ ye ve belediyeye devredilebilecek. Riskli olarak belirlenen alanların sınırları içinde yer alan ancak herhangi bir risk taşımayan yapılar da dönüşümün bütünlüğü açısından kanunun hükümlerine tâbi olabilecek. 15 gün içinde itiraz Riskli alan belirlenmesinin ardından sıra üzerindeki yapıların tespitine gelecek. Yapılan incelemelere hak sahipleri 15 gün içerisinde itiraz edebilecek. İtirazlar 4 öğretim görevlisi ve 3 bakanlık görevlisinden oluşacak 7 kişilik teknik heyet tarafından değerlendirilecek. Heyet, kesin kararı verecek ve tapu üzerine şerh konulacak. Bu yerlerdeki binalar yıkılarak, arsa haline gelen taşınmazlardaki daha önce kurulan kat irtifakı ve kat mülkiyeti, malikleri adına payları oranında tescil edilecek. Elektrik-su verilmez Kanun kapsamında bakanlık veya uygulamayı yürüten TOKİ ve İdare, riskli alanlarda veya yapılarda dönüşüm esnasında her türlü imar ve yapılaşma işlemlerini geçici olarak durdurma hakkına da sahip olacak. Öte yandan, bu kapsamdaki yapılar tahsis ve devir işlemleri sonuçlandırılıncaya kadar Maliye Bakanlığı nca satılamayacak, kiraya verilemeyecek. Talep edilmesi hâlinde, riskli alanlardaki yapılar ve riskli yapılara elektrik, su ve doğalgaz hizmetleri verilmeyecek. Verilen hizmetler durdurulacak. Tanıtım ofisleri İstanbul İzmir ve Bursa da açılıyor YASANIN vatandaşlara anlatılması için kurulacak tanıtım ofislerinin öncelikle İstanbul, İzmir ve Bursa da kurulacağını dile getiren Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Gerekirse Kocaeli de de bir birim kuracağız. Diğer illerimizde Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri miz var. Bu konuda onları bilinçlendirdik, devamlı bilinçlendiriyoruz. Ayrıca çok yoğunluğun olduğu bölgelerde ayrı birimler kuracağız. İstanbul da mesela çok yoğunluk var, ayrı bir mobilize birim kuracağız. Ankara ya genel müdürlüğe bağlı olacak. Daha pratik ve daha çabuk çalışacak dedi.
Yıkımı ev sahipleri yapacak, katılmayan payını satacak KENTSEL dönüşüm kapsamında riskli bina ve alanların belirlenmesinin ardından, sıra yıkım ve anlaşmalara geliyor. Riskli binaların yıkımı ve masraflarını mülkiyet sahipleri karşılayacak. Yıkım gerçekleştiğinde boş arsanın nasıl değerlendirileceğine en az üçte iki çoğunluk ile karar verilecek. Çoğunluğa katılmayanların payları açık artırma ile satılacak. Bedel tespitlerine karşı dava açma imkanı bulunacak. KENTSEL dönüşüm kapsamında Türkiye deki risk taşıyan bina ve alanların belirlenmesinin ardından, ikinci önemli konuyu yıkım ve anlaşmalar oluşturuyor. Dalga dalga gerçekleştirilecek yıkımlarda, kimin hangi rolü alacağı da merak ediliyor. Riskli binanın yıkılması için vatandaşa 60 günden az olmamak kaydıyla süre verilecek. Yıkım için bakanlığın da devreye girdiği durumlar olacak. Ancak yıkım masraflarını mülkiyet sahipleri ödeyecek. Eğer binanın riskli olduğu tespit edilirse, yıkılmaması gibi bir ihtimal yok. Önce malikler yıkacak Riskli yapıların yıktırılmasında ve bunların bulunduğu alanlar ile rezerv yapı alanlarındaki uygulamalarda, öncelikli olarak mâlikler ile anlaşma yoluna gidilecek. Uygulamaya başlanmadan önce, riskli yapıların yıktırılması için, bu yapıların mâliklerine süre verilecek. Bu süre içinde yıkım gerçekleşmezse, tekrar süre verilerek tebligatta bulunulacak. Verilen bu süre içinde de malikler yıkımı gerçekleştiremezse, yıkım valilik veya kaymakamlıkça yaptırılacak. Buna rağmen yapılar yıktırılamazsa Bakanlık devreye girecek. 3 te 2 çoğunluk aranıyor Üzerindeki bina yıkılarak arsa haline gelen taşınmazlarda yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına, kat karşılığı veya hâsılat paylaşımı ve diğer usullerle yeniden değerlendirilmesine paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilecek. Açık artırmayla satış Bu çoğunluğa katılmayanların arsa payları için bakanlıkça rayiç değeri tespit ettirilerek bu değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulü ile satılacak. Paydaşlar alamazsa bu paylar, tespit edilen rayiç bedeli bakanlıkça ödenmek kaydı ile tapuda Hazine adına tescil edilecek. Uygun görülenler TOKİ ye veya belediyeye devredilecek. Üzerindeki bina yıkılmış olan arsanın mâliklerine yapılan tebligatı takip eden 30 gün içinde en az üçte iki çoğunluk ile anlaşma sağlanamaması halinde acele kamulaştırma yoluna da gidilebilecek.(kaynak:hürriyet)