EMEK SÜREC N N DÖNÜfiÜMÜ



Benzer belgeler
ÜN TE V SOSYAL TUR ZM

CO RAFYA GRAF KLER. Y llar Bu grafikteki bilgilere dayanarak afla daki sonuçlardan hangisine ulafl lamaz?

Türkiye Odalar ve Borsalar Birli i. 3. Ödemeler Dengesi

ANKARA ÜNİVERSİTESİ PSİKİYATRİK KRİZ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ

Merkezi Sterilizasyon Ünitesinde Hizmet çi E itim Uygulamalar

ARAMALI VERG NCELEMES NDE SÜRE. Adalet ilkin devletten gelmelidir Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir.

Tablo 2.1. Denetim Türleri. 2.1.Denetçilerin Statülerine Göre Denetim Türleri

4/A (SSK) S GORTALILARININ YAfiLILIK AYLI INA HAK KAZANMA KOfiULLARI

YATIRIM ND R M HAKKINDAK ANAYASA MAHKEMES KARARININ DE ERLEND R LMES

Ekonomi Alan ndaki Uygulamalar ve Geliflmeler 2

Yrd. Doç. Dr. Olcay Bige AŞKUN. İşletme Yönetimi Öğretim ve Eğitiminde Örnek Olaylar ile Yazınsal Kurguları

Animasyon Tabanl Uygulamalar n Yeri ve Önemi

DEĞERLENDİRME NOTU: Mehmet Buğra AHLATCI Mevlana Kalkınma Ajansı, Araştırma Etüt ve Planlama Birimi Uzmanı, Sosyolog

İZMİR KÂTİP ÇELEBİ ÜNİVERSİTESİ ENGELSİZ ÜNİVERSİTE KOORDİNATÖRLÜĞÜ VE ENGELLİ ÖĞRENCİ BİRİMİ ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI BİRİNCİ BÖLÜM

H ZMET AKD LE ÇALIfiANLARIN T BAR H ZMET SÜRES NE OLACAK?

ORHAN YILMAZ (*) B SAYILI YASADA YAPILAN DE fi KL KLER:

VERG NCELEMELER NDE MAL YET TESP T ED LEMEYEN GAYR MENKUL SATIfiLARININ, MAL YET N N TESP T NDE ZLEN LEN YÖNTEM

Mehmet TOMBAKO LU* * Hacettepe Üniversitesi, Nükleer Enerji Mühendisli i Bölümü

4/B L S GORTALILARIN 1479 VE 5510 SAYILI KANUNLARA GÖRE YAfiLILIK, MALULLUK VE ÖLÜM AYLI INA HAK KAZANMA fiartlari

T ürk Gelir Vergisi Sisteminde, menkul sermaye iratlar n n ve özellikle de

Ders 3: SORUN ANAL Z. Sorun analizi nedir? Sorun analizinin yöntemi. Sorun analizinin ana ad mlar. Sorun A ac

T.C. BİLECİK İL GENEL MECLİSİ Araştırma ve Geliştirme Komisyonu

1 OCAK 31 ARALIK 2009 ARASI ODAMIZ FUAR TEŞVİKLERİNİN ANALİZİ

YENİLENEBİLİR ENERJİDE EĞİTİM

YEN DÖNEM DE DENET M MESLE NE HAZIRMIYIZ?

DR. NA L YILMAZ. Kastamonulular Örne i

Aile flirketleri, kararlar nda daha subjektif

SÜRES NASIL HESAP ED MEL D R?

TÜRK YE B L MSEL VE TEKNOLOJ K ARAfiTIRMA KURUMU DESTEK PROGRAMLARI BAfiKANLIKLARI KURULUfi, GÖREV, YETK VE ÇALIfiMA ESASLARINA L fik N YÖNETMEL K (*)

dan flman teslim ald evraklar inceledikten sonra nsan Kaynaklar Müdürlü ü/birimine gönderir.

Sayın Bakanım, Sayın Rektörlerimiz ve Değerli Katılımcılar,

S STEM VE SÜREÇ DENET M NDE KARfiILAfiILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNER LER

MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN TÜRK YE DENET M STANDARTLARININ DE ERLEND R LMES

2. Projelerle bütçe formatlar n bütünlefltirme

1 Ekim 2008 sabah tüm sabah kamuoyunda ad na Sosyal Güvenlik Reformu

SOSYAL GÜVENL K REHBER. SSK BAfiKANLI I

tarih ve say l Resmi Gazetede yay mlanan 2007/13033

Tasarım ve Planlama Eğitimi Neden Diğer Bilim Alanlarındaki Eğitime Benzemiyor?

4070 SAYILI HAZ NEYE A T TARIM ARAZ LER N N SATIfiI HAKKINDA KANUN SAYILI KANUN

KOOPERAT FLERDE MAL B LD R M NDE BULUNMA YÜKÜMLÜLÜ Ü( 1 )

G ünümüzde bir çok firma sat fllar n artt rmak amac yla çeflitli adlar (Sat fl

3. SALON PARALEL OTURUM XII SORULAR VE CEVAPLAR

TETAŞ TÜRKİYE ELEKTRİK TİCARET VE TAAHHÜT A.Ş. GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

BODRUM'A LELEG YOLU YAPILIYOR

Y eni 5520 say l Kurumlar Vergisi Kanunumuz ile yeni bir kavram Kontrol

KÜRESEL GELİŞMELER IŞIĞI ALTINDA TÜRKİYE VE KUZEY KIBRIS TÜRK CUMHURİYETİ EKONOMİSİ VE SERMAYE PİYASALARI PANELİ

Ders 13: DO RULAMA KAYNAKLARI

Öncelikle basın toplantımıza hoş geldiniz diyor, sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.

Uygulama Önerisi : ç Denetim Yöneticisi- Hiyerarflik liflkiler

Türk Üniversite Mezunlar Birli i, Makedonya

Kocaeli Üniversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakültesi Ö retim Üyesi. 4. Bas

2007 YILI VE ÖNCES TAR H BASKILI HAYVANCILIK B LG S DERS K TABINA L fik N DO RU YANLIfi CETVEL

BYazan: SEMA ERDO AN. ABD ve Avrupa Standartlar nda Fact-Jacie Akreditasyon Belgesi. Baflkent Üniversitesi nden Bir lk Daha

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.11 De erlemelerin Gözden Geçirilmesi

Matematikte sonsuz bir s fatt r, bir ad de ildir. Nas l sonlu bir s fatsa, matematikte kullan lan sonsuz da bir s fatt r. Sonsuz, sonlunun karfl t d

6 MADDE VE ÖZELL KLER

Üniversitelerde Yabancı Dil Öğretimi

LE LG L YÖNETMEL KLER N DE ERLEND R LMES TOPLANTISI YAPILDI

Dr. Osman DEM RC * *Özellefltirme daresi Baflkan Yard mc s

MALAT SANAY N N TEMEL GÖSTERGELER AÇISINDAN YAPISAL ANAL Z

256 = 2 8 = = = 2. Bu kez de iflik bir yan t bulduk. Bir yerde bir yanl fl yapt k, ama nerde? kinci hesab m z yanl fl.

MOTORLU TAfiIT SÜRÜCÜLER KURSLARINDA KATMA DE ER VERG S N DO URAN OLAY

2.000 SOSYOLOG İLE YAPILAN ANKET SONUÇLARINA DAİR DEĞERLENDİRMEMİZ. Anayasa nın 49. Maddesi :

SERMAYE ġġrketlerġnde KAR DAĞITIMI VE ÖNEMĠ

MURAT YÜKSEL. FEM N ST HUKUK KURAMI VE FEM N ST DÜfiÜNCE TEOR LER

AÇIKLAMALAR VE UYGULAMALAR

F inans sektörleri içinde sigortac l k sektörü tüm dünyada h zl bir büyüme

KURUL GÖRÜ Ü. TFRS 2 Hisse Bazl Ödemeler. Görü ü Talep Eden Kurum : Güreli Yeminli Mali Mü avirlik ve Ba ms z Denetim Hizmetleri A..


GENEL HUKUK B LG S (Hukuka Gir ifl)

EVOK Güvenlik in hedefi daima bu kalite ve standartlarda hizmet sunmakt r. Hasan ERDEM R. Mustafa AL KOÇ. Yönetim Kurulu Baflkan.

İKİNCİ BÖLÜM EKONOMİYE GÜVEN VE BEKLENTİLER ANKETİ

SİRKÜLER. 1.5-Adi ortaklığın malları, ortaklığın iştirak halinde mülkiyet konusu varlıklarıdır.

Araştırma Notu 15/177

Hiçbir zaman Ara s ra Her zaman

B anka ve sigorta flirketlerinin yapm fl olduklar ifllemlerin özelli i itibariyle

Bodrum da hafriyat atıkları geri kazanım tesisi hizmete başladı

SİİRT ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç

Baflkanl n, Merkez : Türkiye Bilimsel ve Teknik Araflt rma Kurumu Baflkanl na ba l Marmara Araflt rma Merkezi ni (MAM),

HAM PUAN: Üniversite Sınavlarına giren adayların sadece netler üzerinden hesaplanan puanlarına hem puan denir.

Prof. Dr. Neslihan OKAKIN

Çev. Ayfle Merve KAMACI

Belediyelerde e-arfliv Uygulamalar ile Dijitallefltirme Çal flmalar nda zlenmesi Gereken Yol Haritas

a) Birim sorumluları: Merkez çalışmalarının programlanmasından ve uygulanmasından sorumlu öğretim elemanlarını,

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü :18

ÇÖZÜM Say : Mustafa BAfiTAfi* I-G R fi

PROMOSYON VE EfiANT YON ÜRÜNLER N GEL R VE KURUMLAR VERG S LE KATMA DE ER VERG S KANUNLARI KARfiISINDAK DURUMU

Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı Değerlendirme Notu Sayfa1

MADEN HUKUKU İLE İLGİLİ İDARİ YARGI KARARLARI VE MEVZUAT

GAZLAR ÖRNEK 16: ÖRNEK 17: X (g) Y (g) Z (g)

MUŞ ALPARSLAN ÜNİVERSİTESİ UZAKTAN EĞİTİM UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ YÖNETMELİĞİ

Akreditasyon Çal malar nda Temel Problemler ve Organizasyonel Bazda Çözüm Önerileri

NTERNET ÇA I D NAM KLER

Sermaye Piyasas nda Uluslararas De erleme Standartlar Hakk nda Tebli (Seri :VIII, No:45)

Bir Müflterinin Yaflam Boyu De erini Hesaplamak çin Form

Genel Yay n S ra No: /20. Yay na Haz rlayan: Av. Celal Ülgen / Av. Coflkun Ongun

Milli Gelir Büyümesinin Perde Arkası

Uluslararas De erleme K lavuz Notu, No.8 Finansal Raporlama çin Maliyet Yaklafl m

United Technologies Corporation. Tedarikçilerden fl Hediyeleri

VAKIFLARDA VERG BA IfiIKLI I (MUAF YET )

Transkript:

Orman Mühendisli i Yetki Yasas Etkisinde DO AL VARLIKLAR VE ORMAN MÜHEND SL EMEK SÜREC N N DÖNÜfiÜMÜ DO A - YASA - MÜHEND S Besim S. Sertok H d r Kolay ve Faruk Boyac an s na...

Önsöz ve Teflekkür Yak n zamana kadar ormanc lar aras nda, toplumun orman ve ormanc l k sorunlar na olan ilgisizli i yak nma konumuz olmufltur hep. Son y llarda artan çevre duyarl l yla, ormanlar toplumun ilgisini çeken baflat konular aras nda yer al yor art k. Ancak bu ilgi art fl, önemli oranda bilgi eksikli ini de içeriyor. Bilgi eksi i bulunan alanlardan birisi de; ormanlar ve ormanc l k de iflip dönüflürken, ormanc lara ne oluyor ya da bu de iflimde ormanc lar n rolü nedir? Meslek örgütlerinde birlikte çal flt m z say s z meslektafl mla y llard r bu konuyu de iflik boyutlar yla tart flmaktay z. K saca Orman Mühendisli i Yetki Yasas diye bilinen 5531 say l yasan n yürürlü e girmesiyle, orman mühendislerinin çal flma flartlar nda çok köklü de- ifliklikler yaflanmaya bafllad. Bu yasa meslek çevremizde heyecanla karfl land. Benimde içinde bulundu um bir gurup meslektafl m ise endifleyle karfl lad k. flte bu süreçte konuyu tart flt m z, isimleri burada say lamayacak kadar çok olan meslektafllar m n, her birinin bu çal flmada sonsuz katk s bulunmaktad r. Buradan hepsine sonsuz teflekkürlerimi iletiyorum. Ancak meslektafllar m içerisinde, y llard r beni bu çal flmay yapmaya teflvik eden ve yüreklendiren, Yücel Ça lar a özellikle teflekkür ediyorum. Çal flman n omurgas n oluflturan anket çal flmas nda, denek say s n n belirlenmesinden, sorular n düzenlenmesine kadar hemen tamam nda say s z deste ini ald m, ayr ca çal flman n taslak halini okuyup de erlendiren Prof. Dr. Kenan Ok a da katk ve desteklerinden dolay teflekkür ediyorum. Yine ayr ca çal flman n taslak halini okuyup de erlendiren, de erlendirmeleri ve önerdi i okumalarla gerek bu çal flman n olgunlaflmas na, gerekse bundan sonras na dair benim için çok yararl katk lar olan Prof. Dr. Fuat Ercan a da sonsuz teflekkürler ediyorum. Çal flma içerisinde de erlendirilen anket sorular n zaman ay r p cevapland ran, birço uyla hiç yüz yüze gelmedi imiz meslektafllar ma da yard m, katk ve desteklerinden dolay teflekkürü bir borç bilirim. Son olarak, benzer araflt rmalara verdi i önemle bu çal flman n da yay m - n üstlenen Sosyal Araflt rmalar Vakf na ve bu çal flman n yay m na büyük destek veren Serap Kurt a da sonsuz teflekkürler. Bu çal flman n konuyla ilgili herkes için yaral olmas dile iyle Besim S. Sertok. Orman Mühendisi. Ocak 2014 / Büyükdere.

G R fi Dünyada ve Türkiye de son birkaç ony lda h zl bir dönüflüm yaflan yor. Bu dönüflüm, Türkiye de 2000 li y llarla birlikte artan bir h z kazanmaya bafllad. Konuyla ilgili tart flmalarda özellikle; Kamusal hizmetlerin topluma sunum süreçleri, Do al ve yaban l varl klar n metalaflt r lmas ve buna ba l tahribi yönündeki dönüflüm öne ç k yor. Kamusal hizmetlerin topluma sunum süreçleri içerisinde sa l k ve e itim gibi alanlardaki dönüflümler, deyim yerindeyse daha el yakan dönüflümler olarak alg land için, toplum taraf ndan daha çok tart fl l yor. Bununla birlikte, do al ve yaban l varl klar n metalaflt r lmas ve buna ba l tahribi yönündeki dönüflüm de, (HES ler vb uygulamalarda öne ç kan) büyük ço unlu u geçimlik tar mla u raflan köylüler olan k rsal alan yaflayanlar ve genellikle çevre duyarl l na ya da entelektüel/ayd n duyarl l na sahip kentli guruplar taraf ndan yaflam alanlar n n savunulmas hassasiyetiyle öne ç kar larak tart fl l yor. Do al ve yaban l varl klar n metalaflt r lmas ve buna ba l tahribi yönündeki dönüflüm, baz çevrelerde, do al kaynaklar m z n (do al varl klar de il) yabanc flirketler taraf ndan sömürülmesi boyutuyla ele al narak tart fl l yor. Bu boyutta tart flma do al olarak, do al ve yaban l varl klar n metalaflt r lmas n ve kamusal hizmetlerin topluma sunum süreçlerindeki dönüflümün gözden kaçmas na ve/veya gözden gizlenmesine neden oluyor. Elbette bu boyuttaki tart flma, sömürüyü de il, sömürenin kim oldu unu tart flma boyutunda kalmakla/b rak lmakla birlikte, kamusal hizmetlerin emek süreçleri ile ilgili olarak; dönüflümün kamusal hizmetin eme in (ormanc l k özelinde, ormanc çal flan n orman mühendisi emek gücünün) üretimi noktas nda oldu u gerçe ini gözden kaç rmakta ve/veya gözden gizlemektedir. Konuyla ilgili yap lan araflt rma ve/veya tart flmalarda genellikle, do al varl klar ve bu çal flma özelinde ormanlar/ormanc l k alan ndaki dönüflüm, yaln zca; Uluslararas geliflmeler bak flaç s yla, Türkiye deki kamusal hizmetlerin topluma sunumu alan ndaki dönüflümü hedef alan reformlara bak larak ele al n yor. 3

Özgün bir alana dair ya da mesleki bir alanla ilgili çal flma yürütülürken, uluslararas geliflmeler ve ülke genelindeki geliflmeler çerçevesinde ele almak elbette do ru ve gereklidir. Ancak özgün-özel alana (mesleki bir alana) ait bir çal flma, yaln zca bu genel de erlendirmeler boyutunda kald nda, örne in, sa l k, e itim, ormanc l k vb alanlar ndaki çal flmalar birbirinin tekrar olmaktan öteye geçemiyor. Özgün bir alana dair ya da mesleki bir alanla ilgili çal flma yürütülürken, yaln zca uluslararas geliflmeler ve ülke genelindeki geliflmeler çerçevesinde, genel olarak ele almak, özgün ve somut alanlara ait yaz l kaynaklar daha s n rl oldu undan, bir yan yla, kolay görünebilmektedir. Ancak di er yandan özgün bir alana dair ya da mesleki bir alanla ilgili çal flma yürütülürken, konunun genel olarak ele al nmas yla, öncekilerin tekrar olan yeni bir çal flma alg s na neden olarak, konunun öznesi olan toplum kesimi taraf ndan yeterince dikkate al nm yor. Bu çal flmayla, uluslararas geliflmeler ve ülke genelindeki geliflmelerin, kamusal hizmetlerin topluma sunum süreçleri ve do al ve yaban l varl klar n metalaflt r lmas ve buna ba l tahribi üzerine yap lan çal flmalardan olabilen en çok düzeyde yararlan lmaya çal fl lm flt r. Bununla birlikte, çal flman n dünyada ve Türkiye de konuyla ilgili reformlar n genel de erlendirmesi kolayc l - na düflmesinden de kaç n lmaya çal fl lm flt r. Bu çal flman n ay rt edici, belirleyici yan ; do al ve yaban l varl klar, ormanlar ve ormanc l kla ilgili dönüflümü, yaln zca dünya ya da ülke genelindeki genel reform politikalar na bakarak de il, ormanc l k-orman mühendisli i hizmetinin/emek gücünün üretim noktas na bakarak ele alan, bak fl aç s na sahip olmas d r. Konuyla ilgili tart flmalarda, kamusal hizmetlerin topluma sunum süreçleri ile do al ve yaban l varl klar n metalaflt r lmas ve buna ba l tahribi yönündeki dönüflüm tart fl l yor. Bunlar tart fl l rken, bu iki temel dönüflümün kesiflme noktas olan; ormanc l k çal flanlar -orman mühendisli i emek sürecindeki dönüflüm ile do al ve yaban l varl klar n metalaflt r lmas ve buna ba l tahribi yönündeki dönüflüm üzerindeki etkisinin önemi kavranam yor ya da gözden kaç yor ve/veya gözden gizleniyor. Daha somut bir ifadeyle; orman mühendisli i hizmetlerindeki/emek sürecindeki dönüflüm h z n n artmas ile do ru orant l olarak, do al ve yaban l varl klar n metalaflt r lmas ve buna ba l (HES ler, RES ler, madencilik faaliyetleri, otoyollar, havaalanlar, orman alanlar n n turizm tesisleri ve özel üniversitelere tahsisi vb arac l yla) tahribi yönündeki dönüflüm daha da art yor. 2006 y l nda o tarihte mecliste gurubu bulunan tüm partilerin oybirli iyle, bir kanun yürürlü e girdi. Bu kanun, k saca orman mühendisli i yetki yasas diye an lan, 5531 Say l, Orman Mühendisli i, Orman Endüstri Mühendisli i ve A aç flleri Endüstri Mühendisli i Hakk nda Kanun idi. Kanun ç kt dö- 4

nemde mimarl k-mühendislik çevreleri (TMMOB) ve ormanc l k çevreleri d fl nda hiçbir çevrede tart fl lmad. Bu kanunla ilgili mimarl k-mühendislik (TMMOB) çevrelerindeki tart flma, kanunun orman mühendisli i disiplini d fl ndaki meslek disiplinlerinin yetki ve sorumluluk alanlar na etkileri boyutunun, ormanc l k çevrelerindeki tart flma ise birkaç kiflisel tepki d fl nda, kanunun orman mühendisli inin yetki ve sorumluluk alanlar n n, hukuki düzlemde tan mlanmas boyutunun d fl na ç kamad /ç kar lmad. Oysa bu kanunla, bir yandan kamusal ormanc l k hizmetlerinin (ormanc çal flan n-orman mühendisi emek gücünün) emek süreçleri ve topluma sunum süreçleri de ifltirilip dönüfltürülürken, biryandan da do al ve yaban l varl klar n (özelde ormanlar n) piyasalaflmas > ticarileflmesi> özellefltirilmesi> metalaflmas n n ve bunlara ba l olarak da tahribi yönündeki dönüflümün h zland r lmas n n önü aç lm fl oluyordu. Bu çal flma ile; Genel olarak do al varl klar ve özelde ormanlar ve ormanc l k nas l dönüflüyor? Ormanc l k çal flanlar ve orman mühendislerinin kendi iç iliflkileri ne yönde de iflip dönüflüyor? Ormanc l k çal flanlar ve orman mühendisleri, bu de iflimden nas l etkileniyorlar/etkilenecekler. Ormanc l k çal flanlar ve orman mühendisleri ile ormanc l k hizmetleri sunulan toplum aras ndaki iliflki ne yönde de iflip dönüflüyor? Bu de iflim ve dönüflümlere 5531 say l orman mühendisli i yetki yasas ne yönde etki etmifltir? Sorular na yan t bulunmaya çal fl ld. 5

1 KAMUSAL ORMANCILIK H ZMETLER NDE DÖNÜfiÜM 1.1 Orman-Ormanc l k Herkes orman n ne oldu unu bilir... Ancak orman n ne oldu u; kimin, nereden, ne amaçla bakt na göre de iflmektedir. Orman n tan m öncelikle, bilimsel ve hukuki tan mlar olarak farkl l k göstermektedir. Bilimsel orman tan m da, ekonomistlere göre, co rafyac lara göre, botanikçilere göre, ekolojistlere göre, turizmcilere göre farkl l k gösterir. Bununla birlikte, bugün gelinen noktada bilimsel orman tan m nda, orman n bir yaflam birli i ve ekosistem oldu u konusunda görüfl birli i bulundu u söylenebilir. Hukuki orman tan m nda da, di er konularda oldu u gibi ülkeden ülkeye farkl tan mlar bulunmakla birlikte, her ülke gibi Türkiye de de zaman içinde de ifliklikler olmaktad r. Son y llarda ulus devletlerin iç hukuk düzenlemelerinde etkileyici, hatta zamanla daha belirleyici olan uluslararas kurumlar n, kendilerine göre hukuki orman tan mlar da bulunmaktad r. Bu tan mlar n yan nda orman n, kereste tüccar için tomruk deposu, yat - r mc için en ucuz arsa kayna, orman köylüsü-ormanc l k çal flan (orman mühendisi) için ifl alan /kap s, kentli için e lenme dinlenme alan, vb. vb. oldu u da söylenebilir. Orman ekosistemleri, do a denilen dinamik bütünü oluflturan ö elerin yaln zca birisidir. (Ça lar, Y. 2010, s. 42). Do ay oluflturan di er ö elerden üstün ve öncelikli bir konumu yoktur. Yani orman ekosistemi ancak do an n di- er ö eleriyle birlikte var olabilmektedir. Yine Ça lar a göre; Ormanlar birbirleriyle, yönü ve fliddeti zaman ve ortama göre de iflebilen iliflkiler içinde bulunan, sonsuz say da alt sistemden oluflmufl, canl sistemlerdir! Ormanlar, varl ve yoklu u ile nitelik ve niceli i cins, tür, s n f ayr m yapmaks z n, tüm canl lar etkileyebilen varl klard r! Ormanlar do rudan ve dolayl etkileri, do rudan ve dolayl olarak etkilenmesi herhangi bir mülkiyet biçimi ve s n r yla s n rland r lamayan oluflumlard r! 6

Dolay s yla, ormanlar, tüm canl lar n ve bu arada da tüm insanlar n ortak varl klar d r. (Ça lar, Y. 2010, s. 42). Orman do an n di er ö eleri ile birlikte var olabilen ve onlardan bir üstünlü ü ve önceli i yok ise, do a bütününden ayr ele al nmamal d r. Ormanlar da kapsayan do a, yerleflim d fl alanlar; do al alanlar, k rsal alanlar, çevre, do al çevre, k rsal çevre, do al ve yaban l alanlar vb. gibi kavramlarla tan mlanabiliyor. Bu kavramlarla ilgili olarak da, orman kavram nda oldu u gibi bir görüfl birli i oldu u söylenemez. Yerleflim d fl alanlar tan mlamak için, bu kavramlar kullan l rken, genellikle do al ve yaban l alanlar n bir k sm d fllan yor. Do al ve yaban l alanlar kavram kullan l rken, insan etkisinin yo unlu u nedeniyle do all klar tart flmal olsa da, tar m alanlar n da kapsay c olarak, tüm yerleflim d fl alanlar için kullan lmal d r. Günümüzde orman alanlar n n büyük ço unlu unda da, insan eme iyle yetifltirilmeseler bile insan etkisinin yo unlu u söz konusudur. Do al ve yaban l alanlar n yönetimi söz konusu oldu unda, hukuksal düzenlemeler devreye giriyor. Yönetsel bak mdan yap lan hukuksal düzenlemeler ise, her alanda oldu u gibi, do al ve yaban l alanlara da büyüme ve kalk nma bak fl aç s yla yaklafl yorlar. Büyüme, toplumun üretim, tüketim ve üretim gücünün art fl n ifade ederken, kalk nma kavram n n bunlara ek olarak insan haklar ve sosyal haklar n da iyilefltirilmesini, genel olarak bireylerin yaflam kalitesinin yükseltilmesini kapsad da söyleniyor. Yak n zamana kadar bir ülkenin kalk nma ölçütlerinden birisi de kâ t tüketim miktar, hatta tuvalet kâ d tüketim miktar olarak görülmekte idi. Ancak zamanla kâ t üretiminin orman kaynaklar na dayal oldu undan hareketle, k smen de bilgisayar teknolojisindeki geliflmeye ba l olarak, bu ölçütün kullan lmas terk edildi. Bugün ald - m z birçok elektronik iletinin dipnotunda, ç kt almadan önce çevreyi düflününüz benzeri uyar lara s kça rastlar olduk. Bugün de kalk nman n di er bir ölçütü say labilecek turizmin k y larda yaratt tahribat kabul etmeyen yok gibi. Alternatif olarak do a turizmi, ekolojik turizm, bio turizm, yayla turizmi benzeri turizm flekilleri gelifltirilmeye çal fl l yor, insanlar n yaflam kalitesini artt rarak kalk nmay sa lamak amac yla (!). Bilindi i gibi enerji tüketimi de bugün kalk nman n önemli bir ölçütü olarak kabul edilmekte. Öyleyse, büyüme ya da kalk nma kavramlar do al ve yaban l alanlar n yönetimi konusunda yetersiz kalmaktad r. Bu nedenle hem çevre niteliklerini koruyan, gelifltiren, hem de kuflaklar aras gönenç adaleti sa layan bir kalk nma biçiminin tan mlanmas ve bir terime kavuflturulmas önem kazanmaktad r. (Geray, U. Yay nlanmam fl). Bu durum karfl s nda, bütünleflik kalk nma, düzenlenmifl kalk nma ve sürdürülebilir kalk nma gibi kavramlar türetilmifl ancak, bunlar da sorunsal m z n çözümünü sa layamam flt r. 7

Burada s kça karfl lafl lan bir yan lg ya vurgu yapmakta yarar var. Bu yan lg, devlet mülkiyeti ile kamusall n/kamu mülkiyetinin ayn laflt r lmas yan lg s d r. Oysa tarih bize gösteriyor ki, devlet kamunun ç kar n her durumda gözetip kollamaz. Günümüzde devletler toplumun tümü ad na kamusal varl klar n mülkiyet hakk n emaneten kullanmaktad rlar. Türkiye ve ormanc l k özelinde ise Orman ve Su flleri Bakanl ile OGM nin, ormanlar üzerinde kulland mülkiyet hakk, kamu ad na yani halktan ödünç al nm fl bir kullan m hakk d r. Ormanlar ve do a; temiz ve kullan labilir su oluflturma ifllevi, topra tutma özelli i, havay temizleme faydas, iklimi etkileme özelli i, yaban hayat na sa lad bar nma ifllevi, oluflturdu u manzara, gölgesi ve bugün henüz keflfedemedi imiz ilerde yararlanabilece imiz birçok faydas ile herhangi bir mülkiyet biçimi (devlet ya da flirket) ve s n r yla s n rland r lamayan, ortak (kamusal) varl klard r. Ormanlar yaln zca insanlar için de il, tüm canl lar için hayati çok çeflitli ürün ve hizmetleri, bizim iste imizden ba ms z olarak sürekli olarak üretebilmektedir. 6831 say l Orman Kanunu ve öncellerinin, çok önemli ve belirleyici bir zay fl bulunmaktad r. Bu yasa, daha birinci maddesinde orman tan mlarken, Madde 1 - Tabii olarak yetiflen ve emekle yetifltirilen a aç ve a açç k topluluklar yerleriyle birlikte orman say l r. diyerek kendini sakatlamaktad r. Orman tan mlarken; odun hammaddesini üreten a aç ve a açç k topluluklar ve bir arazi parças olarak yerlerini tan mlayarak, orman ekosisteminin, sonsuz say daki canl alt sistemini tan m d fl b rakmaktad r. 6831 Say l Orman Kanunu nun bu zay fl, kendi mant içinde gerçekte bir zay fl k de il. Bu zay fl k gibi görünen durum, yukar da da de inildi i gibi, yönetsel alandaki tüm yasal düzenlemelerdeki kalk nmac yaklafl m n ortaya ç - kard do al bir sonuçtur. Yasan n haz rland dönemde (1956), orman ekosistemlerinin piyasalarda de iflim de eri bulunan, parayla al n p sat labilen iki ö esi var; odun hammaddesi olarak a aç ve a açç klar ile toprak/arazi de eri olarak yerleri. Ormanlar ve ormanc l k hizmetlerini, piyasac bir yaklafl mla de erlendirmekten yana olanlar da olabilir. Ancak bu yaklafl m n, hem çevre niteliklerini koruyan, gelifltiren, hem de kuflaklar aras gönenç adaletini sa layan bir yaklafl m oldu u söylenemez. Orman ekosistemi ve sonsuz say daki canl alt sisteminin sahip oldu u de- erler sitemi, piyasalarda de iflim de eri bulunan yanlar d fl nda, belirleyici birçok de eri içerisinde bar nd rmaktad r. 8

1.2 De erler, Kullan m De erlerimiz Güzelli in on para etmez Bu bendeki aflk olmasa... Afl k Veysel Tarih boyunca insan, do al/yaban l varl klardan çeflitli biçimlerde yararland gibi, ayn zamanda insan yerleflimleri de do al alanlar üzerinde gerçekleflmifltir. nsan toplay c l k, avc l k evresini geçip yerleflmeye bafllad nda, tarihsel olarak öncelikle orman içinde ya da yak n nda yerleflilmifltir. Orman içine ya da yak - n na yerleflmelerin nedeni, s nma, av hayvan ya da ürün toplama gibi besin kaynaklar na yak n olma, atefl/enerji kayna olarak odun hammaddesine yak n olma gibi, kullan m de erlerine kolay ulaflabilme, en az emek arac l yla kullan m de eri olan fleyleri edinebilme amac ndan kaynaklanmaktayd. Sonra ne oldu? böyle diyor, ngiliz tarihçisi A. J. Taylor, Tarihçinin ana görevi, flu çocuksu soruyu sormakt r: Sonra ne oldu? (Aktaran; Sander, Oral. 2010, s. 19). Sonra, devletler ortaya ç kt, ard ndan da; devletleraras ve devletlerin kendi içindeki insanlar n, s n flar n, gruplar n birbirleriyle çat flmalar n ve devletlerin genel dünya tarihi dünya devletler mozai i yer ve önemlerini inceleyen siyasi tarih. (Sander, Oral. 2010, s. 25 26). Neden burada orman ve orman n de- eri üzerinde dururken, tarih ve siyasi tarih kavramlar n da ele ald k? Çünkü varl klar n de erlerini ortaya ç karan, görünür k lan farkl kullan m flekilleridir. Tarih içerisinde, faydal fleylerin kullan m, kullan m amaçl üretim, ard ndan de iflim ve de iflim amaçl üretimin ortaya ç kmas, insan n do a üzerindeki etkisini de belirleyen süreçler olmufl. fieylerin çeflitli yönlerini ve dolay s yla farkl kullan m flekillerini bulup ortaya ç karmak tarihin iflidir. Faydal fleylerin miktar için toplumsal ölçülerin bulunmas ifli de böyledir. (Marx, Karl. 1974, s. 80). Devletler ortaya ç kt, ancak elbette, Tarihin ne durdu u ne de bafllad sihirli bir nokta vard r. (Sander, Oral. 2010, s. 27). Ancak, söz konusu do a, do a ve insan iliflkileri oldu unda, bafllang ç noktas n bulmak daha da zor. Tarih insanla birlikte bafllad. Elbette insan d fl ndaki canl lar n ve cans z do an n da bir tarihi var. Ama bu tarihi onlar yapmazlar ve bu tarihe, bilgileri ve iradeleri d fl nda kat l rlar. Buna karfl l k insanlar, dar anlamda hayvandan uzaklaflt klar ölçüde, kendi tarihlerini, bizzat bilinçle yaparlar. (Engels, Friedrich. 2010, s. 46). Tarihin anlafl l r olabilmesi için, belirli dönemlere bölünmesi gereksinimi var. nsanl k tarihinin bafllang c olarak, genellikle MÖ 5000 li y llar al n r. nsanl k beslenme ve bar nma gereksinimlerini karfl lamak, bu gereksinimlerini karfl lama ifllerinin organizasyonu için kurdu u siyasal ve toplumsal kurumlar ile tar m ve endüstriyi yaratm fl. Tar m ve endüstri ise; uygarl. Bir baflka deyiflle, tar m ve endüstri devrimleri insanl k tarihindeki en köktenci, en belirleyici, en temel dönüflüm noktalar d r. 9

Tar m ve endüstri devrimlerinin belirleyicili ini gözard etmeden insanl k tarihini, Büyük Frans z Devrimi öncesi ve sonras diye de ikiye ay rmak mümkündür. Sander, Bu düflüncelerin fl alt nda insano lunun tarihini, çok kaba biçimde, üç ana bölüme ay r p incelemek mümkündür. diyor. 1) MÖ 5000-MÖ500 aras : Tar ma dayal uygarl klar dönemi. 2) MÖ 500-MS 1500 aras : a) MÖ 500-MS 500 aras : Grek uygarl dönemi. b) MS 600-MS 1000 aras : slamiyet in üstünlü ü dönemi. c) MS 1000-MS 1500 aras : Steplerin (insanlar n n) üstünlü ü dönemi. 3) MS 1500-bugün: Modern ve global dünyaya geçifl, baflka bir deyiflle, Avrupa n n egemenli i dönemi (Sander, Oral. 2010, s. 27). Bu son dönemi de yine, Büyük Frans z Devrimi öncesi ve sonras diye ikiye ay rmak do ru olacakt r. Sander in bu bölümlemesini almam z n nedeni, Grek uygarl döneminde yaflanan geliflmedir. Mezopotamya bölgesi uygarl n n öyküsü olan, tar ma dayal uygarl k döneminde Mezopotamya da ticaret temeline dayal bir tar - m n, yani ticaret amac yla üretimin geliflti i söylenemez. lk ticari tar m daha sonra Grek yar madas ve Bat Anadolu da bafllayacak ve bu da bölgede yarat - lan yeni bir uygarl n temeli olacakt r. (Sander, Oral. 2010, s. 34). Bu döneme kadar, ürünlerin de iflimi söz konusu olsa da, insanlar geçim, yaflama amac yla tar m ve üretim yap yorlard. Bu dönemde, de iflim amaçl tar m n bafllamas yla, insan n do ada neden oldu u dönüflümün flekli, de iflmeye bafllad. Yukar da, fleylerin faydalar ve miktarlar n ortaya ç karabilmek için tarih, siyasi tarih kavramlar na de indi imizi belirtmifltik. Faydal fleyleri iki yönden inceleyebiliriz; nitelik ve miktar. Faydal fleyler, varl klar, öncelikle, özünde tafl d ve bize ba l olmayan özellikleriyle, insan n de iflik gereksinimlerini gideren fleylerdir (ormanlar n yaln zca insanlar için de il, tüm canl lar için hayati çok çeflitli ürün ve hizmetleri, bizim iste imizden ba ms z olarak sürekli olarak üretebildikleri gibi). Bu gereksinim giderme durumu, karn m z doyurmak oldu u gibi, hayali ya da psikolojik gereksinimlerimizi gidermek fleklinde de olabilir (Marx, Karl. 1974, s. 80). Varl klar n özünde tafl d, insan n gereksinimlerini gidermesine neden olan, insan gereksinimlerini gidermese de varl n özünde var olan de erlerine, özünlü de erler de denilmektedir. Arzu, ihtiyaç demektir; o, ruhun ifltah d r ve vücut için açl k ne kadar tabiiyse, o da o kadar tabiidir.... fieylerin büyük k sm ruhun ihtiyaçlar n giderdikleri için de ere sahiptir. (Aktaran; Marx, Karl. 1974, s. 80). Faydas olan her fley, birçok özelliklerin bir bütünüdür. Varl klar n özünlü de erlerinin bir k sm ndan bugün yararlan rken, baz de erleri bugün henüz keflfedememifl olmam z, varl n o de erinin var olmad ndan de il, insanl n onu bulamam fl, henüz fark edememifl olmas ndand r, kimi fleyleri fark etmeden de kullan r z. fieylerde bir iç (intrin- 10

sick) özellik vard r. T pk m knat s n demiri çekme özelli i gibi, her yerde ayn olan fleydir bu... M knat s n demiri çekme özelli inden, ancak kendisinin yard m yla magnetik kutuplaflma keflfedildikten sonra, yararlan lmaya bafllam flt r (Marx, Karl. 1974, s. 80). Söz konusu do a oldu unda; biz bugün baz faydalar n kullanmak bak - m ndan, magnetik kutuplaflmay henüz keflfedememifl olabiliriz. Ancak magnetik kutuplaflma, insanl k taraf ndan keflfedilmeden önce de vard. Kulland - m z baz faydalar da, ölçmüyor, ölçülemez ya da ölçmek istemiyor olabiliriz. Örne in Tablo 1 deki fayda çeflitlerinden; a ac n gölgesinden faydalanmay nas l ölçebilirsiniz, ya da ölçmek ister misiniz? Klasik ekonomi politik, genellikle üretim ve de iflim alanlar ndaki insan etkinliklerini ve bunun sonuçlar n ele al r. Kâr amaçl üretim ve de iflim yap lan, içinde yaflad m z ekonomik sistemde; sanayici üretti i ya da tüccar sat n ald meta normal bir kârla satarsa, amac na ulaflm fl olur. Meta n ve al c s n n sonradan ne olaca sanayici ya da tüccar n ilgi alan d fl ndad r. Bu üretim ya da ticari faaliyetin do a üzerinde yaratt sonuçlar da, do al olarak sanayici ya da tüccar n ilgi alan d fl nda kal r (Engels, Friedrich. 2010, s. 199). Ancak do al varl klar, do adaki do al oluflum süreçleri gere i, ayn anda birden fazla de eri bir arada olufltururlar. Faydas olan her fley, birçok özelliklerin bir bütünüdür. Kereste ya da mobilya yapmak amac yla, ormandan bir a ac keserken, emek harcayarak ve bu eme i harcayan iflçiye bir ücret ödeyerek, de iflim de eri kazanm fl ve metaya dönüflmüfl tomru unu satabilirsiniz. Sat fltan elde edilen para, sermaye sahibi için ticari olarak kabul edilebilir bir kâra da sahip olabilir. Ancak bu üretim ve sat fl ifllemine konu olan, metalaflan yaln zca tomruktur. Tomru u üretilip sat lan a ac n ve onun bir parças oldu u orman n, do an n; temiz ve kullan labilir su oluflturma ifllevi, topra tutma özelli i, havay temizleme faydas, iklimi etkileme özelli i, yaban hayat na sa lad bar nma ifllevi, oluflturdu u manzara, gölgesi ve bugün henüz keflfedemedi imiz m knat s özelli i benzeri ilerde yararlanabilece imiz birçok faydas da ortadan kalkm fl olur. 11

FAYDALI fieyler N TEL K M KTAR (N CEL K) Arzu-ihtiyaç karfl layan Fayda sa layan Fayda çeflitlidir A c n gölgesinin A ac n tomru unun Kullan m Kullan m Faydal fleylerin Faydal fleylerin miktar için Kullan m flekilleri ÖLÇÜ Bulunmas tarihin ifli SALT KULLANIM DE ER DE fi M DE ER De iflim de eri içerebilir Kullan m de eri içermek (içermeyebilir) zorunda Elde temek için insan eme ine Ücretli eme e ihtiyaç duyar (her zaman) ihtiyaç yoktur. Eme ini harcayan Ücretli ifl sürecinde, ücreti nsana ödenecek ücrete ödeyecek Bu ücretin kayna sermayeye Sermayeye sahip sermayedara (kapitalist) ihtiyaç yoktur. sermayeye (kapitaliste) ihtiyaç vard r. META Tablo 1 DE ER ve META Meta de erinin para cinsinden belirlenmesi de iflimle mümkündür Hiçbir fleyde kendili inden bir iç de iflim de eri yoktur, ancak her fleyin, en az bir kullan m de eri vard r. Bir fleyin de iflim de erine sahip olabilmesi için, emek harcanmas n gerektirir. Bir fley, emek harcanm fl olsa da almasa da kullan m de erine sahiptir. Kullan m de eri olmayan bir fleyin de iflim de eri de yoktur. Bir fleyin de iflim de erine sahip olabilmesini gerektiren bir di er unsur da, o fley için de iflimden önce bir para harcanmas n gerektirmesi, yani sermayeye ve sermayedara gereksinimi olmas d r. Bir fleye de iflim amac yla emek harcanmas ve bu harcanan emek için bir ücret ödenmesi (sermaye konulmas ) ile de iflim de erine sahip olan o fley meta haline dönüflür. Metay meta yapan, sermayedir. Sermaye de, de er üretmeye yarayan de er, canl emek sayesinde artan de erdir (Y lmaz, Gaye. 2009, s. 45). De iflim olmadan, sermaye olmaz, ancak de iflim olmadan kullan m de eri kal r. (Marx, Karl. 1979, s. 473). 12

Kullan m de erlerinin, de iflim de erlerine dönüfltürülerek fleylerin metalaflt r ld ve de erlerinin piyasalarda para cinsinden ölçülebildi i, içinde yaflad m z toplumsal yap da, de iflim de erinin fleylerin do as nda var olan, kendili inden bir de ermifl gibi bir anlay fl yayg n kanaat haline dönüflmüfl-dönüfltürülmeye çal fl lmakta. Böylece, de iflim de erinin fleylerin do as nda var olan de erdir, (yanl fl) anlay fl n n yayg nlaflt r lmas arac l yla, kullan m de erlerimizin de yaln zca para cinsinden ölçülebilen de erler ifade etti i, genel kabul görmeye bafllam flt r denilebilir. Klasik ekonomi politi in neden oldu u bu genel yan lg, de iflim de erine sahip olmayan baz fleylerin de erleri, yani kullan m de erlerinin ölçülemiyor, ifade edilemiyor olmas n pazar baflar s zl olarak tan mlanmas yla sorunu klasik ekonomi politi in çerçevesinde çözmeye çal flmaktad r. Bu pazar baflar s zl durumunu gidermek amac yla, günümüzde de iflim de eri bulunmayan kullan m de erlerinin de piyasa de er ölçüleri ile ekonomik de erlerle, yani para cinsinden ifade edilmesini amaçlayan çabalar her geçen gün artmaktad r. Dünyada son y llarda hatta son ony llarda, bir yandan genellikle kamusal varl klar ve kamusal do al varl klar olan, piyasa de er ölçüleri bak m ndan bir ifadesi olmayan varl klar da, para ile ölçülebilir hale getirilerek metalaflt r lmaya çal fl l yor. Di er yandan genel olarak hizmetler ve özel olarak kamusal hizmetler ve kamu hizmetlerinin sunumu da metalaflt r l yor. Bir di er deyiflle, bir yandan bugüne kadar herkesin bedelsiz ya da sembolik-gölge bedellerle yaraland do al varl klar ve onlar arac l yla üretilen hizmetlerin üretim süreçleri dönüfltürülerek, para ile al n p sat lan meta haline getiriliyor. Di er yandan e itim, sa l k, ormanc l k gibi kamu hizmetleri ve bunlar üreten ö retmen, hekim, orman mühendisi gibi mesleklere sahip insanlar n emek gücü para ile al - n p sat lan meta haline getiriliyor. Burada flu soruyu sormak yerinde olur: Do a, kamusal do al varl klar ile onun bir parças olan ormanlar ve kamu hizmetleri, ormanc l k-orman mühendisli i hizmetleri ile bu hizmeti üreten orman mühendislerinin üretme gücüeme i neden metalaflt r l yor? 1.3 Do an n ve Kamusal Hizmetlerin Metalaflmas Klasik ekonomi kuram, piyasa ekonomisinin, fiyatlar yoluyla iflletmelerin yaratt klar yararlar ya da zararlar her zaman yans tamad n kabul eder. Yak n zamana kadar ekonomi tart flmalar nda, ekonomik üretim süreçlerine kat ld halde, do al oldu u için piyasa ekonomisinin fiyatlar arac l yla ifade edilemeyen bu gibi durumlar için hava gibi ya da su gibi diye örnekler verilirdi. Do al olan n dönüfltürülmesi ve tahribi bu alana girer. Bugün kapitalist sistem do an n tahribi olay na serbest piyasan n aksad neredeyse tek alan olarak 13

bak yor; bunun üzerine k yamet senaryolar yap l yor. (Kazgan, Gülten. 2005, s. 266). Ozon deli inin yaratt kanser tehlikesinden, sera gazlar n n yaratt küresel s nma tehlikesine, sözde su k tl n n yaratt küresel su savafllar tehditlerine kadar birçok k yamet senaryosu üretiliyor. Elbette bunlar n bir k sm nda bilimsel gerçek pay bulunabilir. Ancak burada önemli olan, yak n zamana kadar piyasa ekonomisinin fiyatlar arac l yla ifade edilemeyen hava gibi ya da su gibi varl klar n kirleten öder teorisi yard m yla fiyat oluflturularak ticarilefltirilmesine ve hava gibi, su gibi varl klar n üzerlerine sermaye yat r lan varl klar haline dönüfltürülmesiyle de metalaflt r lmas na çal fl l yor. Kapitalist sistemin bar nd rd iç çeliflkilerden biri de, birikim için bir yandan metalar n afl r miktarlarda üretilmesinin gerekiyor olmas, di er yandan da bu metalar paraya dönüfltü ünde sürekli olarak ayn, geleneksel sektörlere yat - r lmamas n n gerekmesidir. Bunun nedeni üretim süreçlerinde kullan lan emeksermaye dengesinin sermaye lehine bozulmas yla, yani üretimde teknolojinin artmas ve iflçilerin iflsizleflmesine ba l olarak genel kâr oran n n düflmesidir. Bugün dünya genelinde kendini 2008 krizi ile aç a vuran muazzam bir parasermaye birikimi bulunmaktad r. Piyasalarda bollaflan her metan n fiyat n n/- de erinin düfltü ü gibi, afl r bollaflan para-sermaye, sermaye birikimi aç s ndan para-sermayenin de ersizleflmesi anlam na gelmektedir. Bu de ersizleflmeyi önleyecek fley ise, biriken paran n h zla yeni yat r mlara dönüfltürülmesidir. Bunun sonucunda, paran n sürekli olarak ve artan oranlarda birikmesi, kapitalistlerin bütün dünyada yeni yat r m olanaklar yaratmak için u raflmas na neden olmaktad r (Y lmaz, Gaye. Yay nlanmam fl). Geleneksel sektörlerin karl l n n düflmesinin bir nedeni de; örne in Türkiye gibi ülkelerde bile neredeyse art k her evde, birden fazla televizyon, çamafl r/bulafl k makinesi hatta otomobil bulunmas d r. Bu durumun yaratt doygunluk geleneksel sektörlerce üretilen ürünlerin kârl l n düflüren faktörlerden birisidir. Bu durumun sermayeyi geleneksel olmayan ve kârl yeni yat r m alanlar oluflturmaya zorlamas yla, henüz sermayenin girmedi i alanlar, do al kamusal varl klar (do al-kamusal alanlar, ormanc l k hizmetleri, su gibi, hava gibi) metalaflt r lmaya bafllan ld. kinci dünya savafl n n bitiminden, 70 li y llara kadar ABD de hizmet eme- ine ödenen ücretlerin, üretken eme e ödenen ücretlere oran %83 artt. Bu çok önemli art fl, savafl sonras ABD ekonomisindeki kar oran düflüflüne neden oldu. 1994 e gelindi inde, ABD de hizmetlerin toplam maliyetleri, toplam art de- erin %62 siydi (Moseley, Fred. 2005). Bir baflka deyiflle, hizmetlere ödenen ücretler, ikinci dünya savafl ndan bu yana sürekli art fl halinde ve hizmetlere ödenen ücret art de erden karfl lan yor. Bu ücret sermayeye kar olarak aktar lacak miktar n sürekli azalmas na, yani kar oran n n düflüflüne neden oluyordu. Bu durum elbette yaln z ABD ekonomisi için de il, küreselleflme ad yla yürütülen ekonomi politikalar arac l yla tek pazar haline getirilmekte olan tüm dünya 14

ülkeleri için geçerli hale geliyordu. ABD de yap lan, sermaye (kar) ve eme in (ücret) reel getirisindeki y ll k ortalama art fl hadlerini gösteren bir baflka araflt rmadan ç kan sonuçlar da flu flekilde: 1970-80 aras nda art fl haddi negatif (zarar) olan sermaye getirisinin 1980 sonras y llarda pozitif oldu u; emek verimindeki art fl n sermayenin reel getirisindeki art fla döndü ü, bundan eme in sadece (y lda %0,2 gibi) ihmal edilebilir bir yarar sa lad çarp c biçimde ortaya ç k yor. (Aktaran; Kazgan, Gülten. 2005, s. 217). Özetle, kapitalist sistemin kar oran n n düflüflünü önlemenin iki yolu görünüyordu, bir geleneksel sektörlerin yerine yeni yat r m alanlar yarat lmas, ikincisi genel olarak emek gücüne yap lan ödemenin, özel olarak da hizmetlere yap lan ödemenin/ücretlerin (metalaflt r larak) düflürülmesi, azalt lmas. Birinci sorunun çözümü için kamusal do al varl klar metalaflt r l rken, ikinci sorunun çözümü için hizmetlere ödenen ücretlerin dünya genelinde düflürülmesi gerekiyordu. kinci sorunsal n çözüm yöntemi Dünya Ticaret Örgütünden geldi: GATS Hizmet Ticareti Genel Anlaflmas. 1 1.4 Türkiye de Ormanc l n-orman Mühendisli inin Dönüflümü/Dönüfltürülme Çabalar. 1.4.1 Cumhuriyetin Kuruluflundan 1970 li Y llara Kadar Türkiye de Ormanc l k. Osmanl da oldu u gibi, Cumhuriyetin ilk y llar nda da ormanlar ekolojik bir varl k olarak de ilse de, (odun hammaddesi üreten) ekonomik bir kaynak olarak korunmufllard r. Bu ekonomik kayna koruma anlay fl elbette ekolojik olarak orman varl n n korunmas n da sa lam flt r. Ancak bu durumun bir istisnas var. Cumhuriyet yönetimleri feodalizmi ve toprak a al n tasfiye edememifl, toprak a alar n n elindeki topraklar topraks z ve az toprakl köylülere da tamam fllar. O y llarda kalk nman n önemli bir aya n oluflturan tar msal üretimin artt r lmas amac yla, kurutulmufl sulak alanlar ya da orman alanlar tar msal amaçl kullan ma aç lm flt r. Bu gibi uygulamalar da elbette orman varl n n azalmas na neden olmufltur. 1920 li y llarda ulus devletin yeni kurulmas n n ard ndan, genel olarak yaflanan millilefltirme çabalar n n ormanc l ktaki yans mas n n sonucu olarak, 1937 de ç kar lan 3116 say l Orman Kanunu ile ormanc l k alan nda devlet or- 1 GATS konusuna 2.3 GATS (Hizmet Ticareti Genel Anlaflmas ) Ve Orman Mühendisli i Emek Sürecindeki De iflim Üzerindeki Etkileri. Bafll kl bölümde ayr nt lar yla de inece iz. 15

manc l anlay fl bafllat ld. Bu kanun ile ilk kez yasal orman tan m yap lm fl ve teknik anlamda orman iflletmecili i de (döner sermaye sahibi bir tür ticari iflletme olarak, devlet orman iflletmecili i) bafllat lm fl oldu. Bununla birlikte 3116 ile orman köylüsünün ormandan yararlanma (yararlanman n s n rlanmas da dâhil) flekilleri genel hukuki koflullarla düzenlenmifltir. 1930 lar n sonunda dünyada kapitalizmin yaflad kriz savaflla sonuçlan nca, ABD de bile k smen liberal uygulamalar n d fl na ç kma, ekonomide devlet kontrolü e ilimleri artm flt r. Buna ba l olarak da Türkiye de 1945 y l nda ç - kar lan 4785 say l yasa ile tüm ormanlar devletlefltirildi. 1946 y l ndan itibaren 3116 say l yasa ile oluflturulan orman rejimine karfl tepkiler artmaya bafllam fl, ormanc l k politik bir malzeme olarak kullan lmaya bafllam fl ve bu düzlemde orman köylüsünün ormandan yararlanma haklar na getirilen yasal k s tlar öne ç kar lm flt r. Bu geliflmeler sonucunda, 1950 y l nda dört gün arayla ç kar lan iki ayr kanunla (5658 ve 5653 say l kanunlar), 1945 te devletlefltirilen ormanlar sahiplerine geri verilirken, bir yandan da makilik alanlar orman tan m n n ve s n rlar - n n d fl na ç kar lm flt r. 1940 l y llarda ç kar lan, zeytincilik, çay ve maki kanunlar hukuki ve fiili orman s n rlar n daralt rken, toprak reformu hayata geçirilememifl ve tar m reformu haline dönüflmüfltür. Toprak reformunun tar m reformu haline dönüflmesiyle de, ormandan ç kar lan alanlar, büyük toprak sahipleri, kereste tüccarlar, müteahhitler ve flirketler di er bir deyiflle sermayenin (ve sermayedarlaflt - r lmaya bafllayan büyük toprak sahipleri) eline geçmifltir. 8 Eylül 1956 da yeni bir temel yasa olan ve bugün de yürürlükte bulunan 6831 say l Orman Kanunu yürürlü e girdi. Yeni yasan n yürürlü e girmesiyle ilk iki y lda (1957-58) yaklafl k 100.000 hektar, takibeden Milli Birlik Hükümeti döneminin ilk iki y l nda da (1960-61) yaklafl k 200.000 hektar alan maki, zeytinlik vb. gerekçelerle orman d fl na ç kar lm flt r. 27 May s 1960 ta gerçekleflen askeri darbe sonras nda; Türkiye nin orman zenginli i baflta FAO ve Dünya bankas olmak üzere bat n n dikkatini çekmeye bafllam flt r. Böylece orman ürünlerine dayal kitle üretimi yap labilecek, kaba ve emek yo un bir alan olan, orman ürünleri endüstrisi alan nda d fl kaynakl projeler oluflturulmaya bafllanm flt r. Bu projelerle kitlesel üretim ve tüketim öngörülmüfltür. Bu uygulama ormanda teknik olarak birçok yaralar açarken, bir yandan da, ülke ormanlar n y - k ma götürmüfltür (Günay, Turhan. 2003, s. 129). 70 li y llar döneminde, 10 farkl hükümet nedeniyle genelde yaflanan istikrars zl k ve tutars zl k, ormanc l k alan nda da görülmüfltür. 16

1.4.2 1970 li Y llardan Günümüze Türkiye de Ormanc l k 1979 Ekim ay nda yap lan ara seçimden sonra Demirel baflkanl nda 3. Milliyetçi Cephe hükümeti kurulmufltu. Yeni hükümet IMF ve DB nin de yönlendirmesiyle, o y llarda henüz küreselleflme ad yla an lmayan serbest piyasa ekonomisi kurallar n daha yayg n uygulamaya yönelik ekonomik istikrar tedbirleri ni yürütebilmek için (Baflbakanl k Müsteflar, daha önce DB de dan flman olarak çal flan) Turgut Özal n haz rlad 24 Ocak kararlar n kabul etti. Ancak güçlü toplumsal muhalefet nedeniyle 24 Ocak kararlar uygulanamay nca, 12 Eylül 1980 günü Kenan Evren baflkanl ndaki askeri cunta, kararlar uygulamak üzere ülkede yönetime el koydu. Dönemin CIA Türkiye Masas stasyon fiefi Paul Henze, askerî darbeyi Baflkan Jimmy Carter a bizim çocuklar ifli baflard sözleriyle bildirdi (Birand, M. A. 1984). Darbe ile hükümetin devrilmifl olmas na ra men, Turgut Özal 21 Eylül de kurulan Bülend Ulusu Hükümeti'nde ekonomiden sorumlu Baflbakan yard mc l görevine getirildi. Bugünü üreten siyasal rejimin birçok unsuru 12 Eylül 1980 e dayan yor. Toplum 33 y ld r süren bir ideolojik bombard manla güce ve tüketime tapar hale dönüfltürülmüfl durumdad r. Toplumsal de er yarg lar bile tüketime ve dolay s yla piyasa koflullar na endeksli hale getirildi. Bu süreçten elbette uygulanan ormanc l k politikalar ve buna ba l olarak ormanc çal flanlar n, orman mühendislerinin çal flma koflullar da etkilendi. Örne in 80 li y llara kadar ormanc çal flanlar devletin ekonomik bir kayna n koruma anlay fl yla da olsa, etik olarak orman varl n koruma anlay fl na sahiplerdi. Bu ahlaki duruflu koruyabilmelerinin en önemli nedenlerinden biri de, gerek çal flt klar kurum (OGM) içinde, gerekse genel olarak toplum içerisinde güçlü bir sosyal statüye ve sosyal güvenceye sahip olmalar yd. Genel olarak mühendislik ve orman mühendisli i itibars zlaflt r l p, güvencesizlefltirildi i oranda, meslek mensuplar da orman varl n koruma etik anlay fl ndan uzaklaflt lar. Bunun yerine tüketime ve dolay s yla piyasa koflullar na endeksli bir etik anlay fl öne ç kmaya bafllad. Bununla beraber ve bundan daha önemli olarak, 80 li y llara kadar ülke nüfusunda önemli bir orana sahip olan orman köylüleri, siyasal yönetimler taraf ndan oy deposu olarak da görülüyordu. Nüfusun önemli bir oran na sahip olan bu toplum kesiminin ifllendirilmesi/istihdam, oylar n alma konusunda önemli bir etki oluflturuyordu. Ormanc l k çal flanlar da gerek siyasal yönetimlerin yönlendirmesi, gerekse etik olarak, toplumun ekonomik yönden en alt kesimini oluflturan orman köylülerini ifllendirmeyi görevlerinin bir parças olarak görüyorlard. Birçok ormanc l k çal flmas nda makine ile çal flma olana bulunmas na ra men, bu ifllerin el eme i ile yap lmas n n daha verimsiz, daha az karl, daha az ekonomik oldu u orman mühendisleri taraf ndan bilinmesine ra men, bu ifllerin orman köylülerine el eme i ile yapt r lmas yolu tercih ediliyordu. Çünkü 80 li y llara kadar sosyal devlet formu içinde devletin istihdam 17

diye görünür bir sorunu vard. Bugün art k sosyal devlet anlay fl ndan uzaklafl ld kça, devlet eliyle kullan lan kamusal kaynaklar, istihdama yönelik de il karl l k ve verimlilik ölçütlerine göre kullan lmaktad r. Bugüne geldi imizde yasalar ya Kanun Hükmünde ç kart l yor, ya da Torbaya konuyor. Yaflam ortam m z etkileyen, dönüfltüren yasalara bakt m zda yasalar n ç kar lma gerekçesi olarak ortak bir gerekçe gösteriliyor. Küresel düzeyde rekabet gücüne sahip olmak. Ayr ca Bu de iflim, de iflimi yapan/yapmaya çal flanlar taraf ndan üretkenlik, verimlilik, katma de eri yüksek alanlara yat r m yapma olarak dile getiriliyor. Bir zorunluluk olarak küresel düzeyde rekabet edebilmenin ilk ve en önemli iki referans var; istihdam ve e itim. stihdam, bizim ifademizle emek-gücüne yönelik birçok yasal düzenleme yap l yor, yap - lacak (Ulusal stihdam Stratejisi, stihdam Bürolar, kalk nma Ajanslar vs). Ama istihdam iflaret edildi i anda istihdam n niteli i önem kazan yor. (fiimflek, Gizem ve Ercan, Fuat. Yay nlanmam fl). Ormanc l m z n de ifltirilip/dönüfltürülmesi s ras nda gözard edilen, tart fl lmayan önemli bir soru(n) ormanc l k çal flanlar n n (orman mühendislerinin) de iflimden nas l etkilenece i. Bu sorunu tart fl rken; kamu hizmetlerindeki dönüflümün iki yan n birbirleriyle iliflkisi içinde ele almam z gerekiyor. Birinci yan, kamu hizmetinin vatandafla (art k müflterileflen) bir karfl l k olarak sunuluyor olmas. Bu kamu hizmeti ile tüketici vatandafl/müflteri aras ndaki iliflkiyi de ifltiriyor. Genellikle kar flt r ld gibi 2 bu piyasalaflma veya metalaflma de ildir. Kamu hizmetinin ticarileflmesidir. Ama kamu hizmetinin bizzat üretim koflullar de ifltirilmifl ve kamu hizmetini üretenler tamamen kapitalist mant k içinde yeniden tan mlan yorlarsa bu kamu hizmetinin metalaflmas d r. Ormanc l k hizmetine karfl l k ödeme isteniyorsa ticarileflmeden, ama ormanc - l k hizmetini üretenleri çal flma koflullar h zla metalaflma için gerekli ölçü, performans ve rekabete konu oluyorsa, ormanc çal flanlar kendi aralar nda farkl - lafl yorsa ormanc l k hizmetinin metalaflmas ndan söz ediliyor demektir. 1.4.3 Ormanc l k Alan nda Ticarileflme. Son y llarda h zla ç kar lan KHK ler ya da torba yasalarla, kimi zaman 6 ay içerisinde elliye yak n KHK ç kar larak, ikiyüzün üzerinde yasa ve/veya KHK de de ifliklik yapacak düzeyde yo unluk yafland oluyor. Buna ba l olarak da, ormanc l k alan ndaki ticarilefltirme çal flmalar n n dökümü ve toplu de erlendirmesi de bu çal flman n kapsam na s d r lamayacak ölçüde ve bafll bafl na bir çal flma gerektirecek denli fazla say dad r (fazla say ya ulaflm fl durumdad r). Bu yüzden burada, 80 li y llardan bu yana ormanc l k alan ndaki ti- 2 Bu kar fl kl a, bu çal flman n kimi yerlerinde dahi rastlamak mümkün olabilir. 18

carilefltirme giriflimlerine örnek oluflturulacak düzenlemelerden, yaln zca baz - lar na de inece iz. 6831 say l Orman Kanunu nun 26 nc ve 40 nc maddelerine göre, baz ormanc l k hizmetlerinin taahhüt yolu ile yapt r labilmesi mümkündü. Ancak ormanc l k emek-yo un bir hizmet alan oldu undan, hemen her iflte ve her y l öncelikli olarak orman köylüsü ve orman kooperatifleri çal flt r l yor ve yoksul orman k rsal nda kitle istihdam olana sa lan yor du (Günay, Turhan. 2003, s. 228).3 Ayn kanunun 6 nc maddesindeki devlet ormanlar na ait her çeflit ifller OGM taraf ndan yap l r hükmü gere ince, kamu hizmetinden olan ormanc l k hizmetleri, devlet orman idaresi (OGM) ve burada çal flanlarca, orman mühendisleri taraf ndan yürütülmekteydi. Bununla birlikte, OGM kurulufl kanunun (4.6.1937 tarih ve 3204 say l yasa) 1 inci maddesi, ormanc l a ait her türlü hizmetlerin OGM taraf ndan yürütülmesini hüküm alt na al yordu. Serbest piyasa ekonomisi uygulamalar n n yayg nlaflmaya bafllad 80 li y llarda, birçok kamu hizmetinin ticarilefltirilmesi anlay fl da benimsenmeye bafllanm fl ve bu anlay fl ormanc l k alan na da yans m flt. Bu anlay fl n ormanc l k alan ndaki ilk göstergesi, 1984 y l nda OGM kurulufl kanunun 236 say l KHK ile de ifltirilerek, OGM nin baz ormanc l k hizmetlerini serbest piyasadan yapt rmakla yetkilendirilmifl olmas d r. Daha sonra bu KHK, 31.10.1985 tarih ve 3234 say l kanunla kanunlaflt r l rken, serbest piyasadan yapt r labilecek hizmetlerin alan da geniflletildi. Ancak 6831 say l Orman Kanunu nun 6 nc maddesindeki devlet ormanlar na ait her çeflit ifller OGM taraf ndan yap l r hükmü, OGM kurulufl kanunundaki de iflikliklere ra men ticarilefltirme giriflimlerine engel oluflturuyordu. 22.05.1987 tarih ve 3373 say l yasa ile devlet ormanlar na ait her çeflit ifller OGM taraf ndan yap l r ve yapt r l r fleklinde de ifltirilerek bu engel afl lm fl oldu. Bu tarihten sonra ilk defa baz ormanc l k hizmetlerinin OGM taraf ndan piyasadan sat n al nmaya bafllamas yla, kamusal bir hizmet olan ormanc l k hizmetleri ticarilefltirilmeye bafllan lm fl oldu. Bu bak mdan 22.05.1987 tarihi, Türkiye de ormanc l k kamu hizmetlerinin ticarilefltirilmesinin milad n oluflturmaktad r. Bu düzenlemenin ard ndan yönetmelik, tamim, tip flartnameler gibi alt mevzuat da k sa sürede haz rland. Haz rlanan bu alt mevzuat ile de ayn y l (1987) orman amenajman planlar n n yap m ndan bafllanarak baz ormanc l k hizmetleri serbest piyasaya ihale yoluyla yapt r lmaya bafllan ld. Ha- 3 Kitle istihdam sa lanan bu dönemde uygulanan vahidi fiyat yöntemi için Türk- fl taraf ndan haz rlanan Kay td fl stihdam ve Yabanc flçi Çal flt r lmas n n Önlenmesi bafll kl raporda; Ormanc l k ifl kolunda y llard r uygulanan vahidi fiyat sistemi (belirli ifllerin götürü olarak verilmesi), bu alanda yerleflmifl ve ac mas z bir sömürü arac d r. denilmektedir. (http://www.turkis.org.tr/source.cms.docs/turkis.org.tr.ce/docs/file/ish102.pdf) 19

z rlanan alt mevzuat, kamu ihalelerinde genellikle oldu u gibi; belli say da ve deneyimde teknik eleman bulundurma koflullar n da içeriyordu. Bu koflullar n somut karfl l, bu ihalelere, daha önce bu ifllerde belli süreler çal flm fl (örne in 5 y l) orman mühendislerinin girebilece i ihaleler yap lmas fleklinde ortaya ç kt. Söz konusu ifller o güne kadar kamu ad na, devlet orman idaresi (OGM) çal flan orman mühendisleri taraf ndan yürütüldü ü için, aç lan ihalelere de, yaln zca bu kurumdan emekli olanlar (yaln zca onlar gerekli deneyime sahiptiler) kat labildi. Evet, bugün OGM de çal flan, dolay s yla ihale flartnamesi v.b. alt mevzuat haz rlayan kifliler, kimi zaman bir ay sonra aç lan ihaleye müteflebbis giriflimciler olarak kat ld lar. O günlerde bu müteflebbis giriflimciler in ço- u emekliliklerinde bir ek gelir elde etmenin mutlulu unu yafl yorlard. Ancak bununla birlikte, OGM çal flanlar n n bu özellefltirmeci giriflimlere karfl isteksizli i, k smen de olsa zay flat lm fl oldu. 5.4.1995 tarih ve 22249 say l Resmi Gazete de yay nlanarak yürürlü e giren Orman Arazilerinin Tahsisi Hakk nda Yönetmelik 4 ile bu yönetmelik kapsam nda verilecek izinlere ait rapor vb. çal flmalar, o tarihe kadar kamu/devlet kurumunda (OGM) çal flanlar taraf ndan haz rlan rken, bundan sonra serbest çal flan mühendisler taraf ndan yap lmaya bafllan ld. Yine 1987 den sonra kamu kurumlar taraf ndan yürütülen a açland rma hizmetine ait a açland rma uygulama projeleri de, taahhüt yoluyla piyasadan sat n al nmaya bafllan ld. Orman Kanunu nun 57 nci maddesinde 23.09.1983 tarih ve 2896 say l kanunla yap lan de ifliklikle, orman sahalar n artt rmak maksad iddias yla, kamuyu ait orman alanlar içinde köy tüzel kiflilikleri ve di er gerçek ve tüzel kifliliklerinde özel a açland rma yapabilmelerinin yolu aç lm fl oldu. Bu yasa de iflikli inin uygulanabilmesi için de, 1984 y l ndan 2013 y l na kadar birçok kez de ifltirilen a açland rma uygulama yönetmelikleri yay nland. Söz konusu a açland r lacak alan kamuya ait orman alanlar içerisinde yer ald için, yönetmeli in 1984 deki haline göre a açland rma uygulama projeleri de devlet orman idaresi taraf ndan yap lmas gerekiyordu. Yönetmelikte yap lan de iflikliklerle önce, köy tüzel kiflilikleri ve orman köyünü kalk nd rma kooperatifleri d - fl ndaki kiflilerin projeleri ve yönetmelikte devam eden de ifliklikler sonucu bugünkü (2013) haliyle de tüm a açland rmalar n uygulama projeleri piyasadan sat n al n r oldu. Hatta bugün 1987 deki de iflikli e ba l olarak, devlet orman idaresinin (sözde) kendi yapt a açland rma hizmetlerinin dahi projeleri ve 4 Ormanl k alanlarda yap lacak madencilik, baz istasyonu, ENH, HES, RES, faaliyetleri ile turizm tesisleri, orman ürünü iflleme tesisleri vb. yap ve tesislere OGM taraf ndan verilecek izinler için yap lan ifllemleri düzenleyen yönetmelik. 20