OLUMSUZ YÖNLERİYLE MEDYA MASS MEDİA WİTH NEGATIVE ASPECTS. Yrd.Doç. Armağan GÖKÇEARSLAN



Benzer belgeler
TOPLUMSAL CĠNSĠYETLE ĠLGĠLĠ KURAMLAR. İlknur M. Gönenç

YEREL MEDYA SEKTÖRÜ VE GLOBALLEġEN MEDYAYA GÖRE KONUMU

TEMAKTĠK YAKLAġIMDA FĠZĠKSEL ÇEVRE. Yrd. Doç. Dr. ġermin METĠN Hasan Kalyoncu Üniversitesi

SINIFTA ÖĞRETĠM LĠDERLĠĞĠ

T.C. BĠNGÖL ÜNĠVERSĠTESĠ REKTÖRLÜĞÜ Strateji GeliĢtirme Dairesi BaĢkanlığı. ÇALIġANLARIN MEMNUNĠYETĠNĠ ÖLÇÜM ANKET FORMU (KAPSAM ĠÇĠ ÇALIġANLAR ĠÇĠN)

OKULLARDA GELİŞİMSEL ve ÖNLEYİCİ PDR-3. Prof. Dr. Serap NAZLI Ankara Üniversitesi

GÜNEġĠN EN GÜZEL DOĞDUĞU ġehġrden, ADIYAMAN DAN MERHABALAR

YAŞAM ÖYKÜSÜ. Doğum yeri: Doğum Tarihi: 1. Aile Bilgileri Baba: Adı: YaĢı:

ÖZEL ANTALYA ANADOLU HASTANELERİ GRUBU GENEL MÜDÜR YARDIMCISI DR.AHMET CÖMERT

TEKNOLOJİ VE TASARIM DERSİ

ÖZGEÇMİŞ (YÖK FORMATINDA)

Medya ve Toplumsal Cinsiyet

ĠSHAKOL. Ġġ BAġVURU FORMU. Boya Sanayi A.ġ. En Son ÇekilmiĢ Fotoğrafınız. No:.. ÖNEMLĠ NOTLAR


İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

T.C ADALET BAKANLIĞI Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü

Toplumsal Cinsiyet Kalıp Yargıları ve Cinsiyet Ayrımcılığı. Ġlknur M. Gönenç

Pazarlama İletişimi-3

İLEDAK İletişim Programlarına Özgü Öğretim Çıktıları

Bu resmi ne yönden yada nasıl gördüğünüz,nasıl yorumladığınız çok önemli! Çünkü medya artık hayatımızın her alanında ve her an yanı başımızda!

G Ü Ç L E N İ N! Technical Assistance for Supporting Social Inclusion through Sports Education

BİLGİ EVLERİNDE UYGULANAN ÖĞRENCİ KOÇLUĞU ÇALIŞMALARI

BASINDA KONDA seçimler

Ek-1. Tablo 1. TYYÇ nin OluĢturulma AĢamaları ve Tamamlanma Tarihleri. 1 Süreci baģlatmak için karar alınması Nisan 2006

ÜCRET SĠSTEMLERĠ VE VERĠMLĠLĠK DERSĠ. EKOTEN TEKSTĠL A.ġ.

DOĞRU DİYE BİLDİKLERİMİZİ SORGULADIK MI?

S. NO İŞBİRLİĞİ YAPILACAK KİŞİ VE KURULUŞLAR

TOBB VE MESLEKĠ EĞĠTĠM

SAĞLIK ORTAMINDA ÇALIġANLARDA GÜVENLĠĞĠ TEHDĠT EDEN STRES ETKENLERĠ VE BAġ ETME YÖNTEMLERĠ. MANĠSA ĠL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ HEMġĠRE AYLĠN AY

MEDYATĠK OLAYLARIN ACĠL SERVĠSLERDE BIRAKTIĞI ĠZLER. Dr. Onur Ġncealtın Göztepe Eğitim AraĢtırma Hastanesi Acil Tıp Klinik Ġdari Sorumlusu

ULUSAL Ġġ SAĞLIĞI VE GÜVENLĠĞĠ KONSEYĠ YÖNETMELĠĞĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM. Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar. Amaç ve kapsam

SINIF ÖĞRETMENLĠĞĠ SOSYAL BĠLGĠLER ÖĞRETĠM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

PROF. DR. HAYDAR BAġ IN ALMIġ OLDUĞU ULUSLARARASI ÖDÜLLER

Free, Open Access, Medical Education Serbest,Açık Erişimli Tıp Eğitimi Kısaca FOAM adı verilen ve Free, Open Acess, Medical Education manasına gelen

2018 FUAR SONUÇ RAPORU

OKULÖNCESĠNDE TEMATĠK YAKLAġIM ve ETKĠN ÖĞRENME. Prof. Dr. Nilüfer DARICA Hasan Kalyoncu Üniversitesi

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

SOSYAL BİLGİLER DERSİ ( SINIFLAR) ÖĞRETİM PROGRAMI ÖMER MURAT PAMUK REHBER ÖĞRETMEN REHBER ÖĞRETMEN

SAĞLIKTA DÖNÜġÜMÜN TIP EĞĠTĠMĠNE ETKĠSĠ

: ARİF ÖZUTKU PSİKOLOJİK DANIŞMAN

SAĞLIK BAKANLIĞI Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü. 0-6 YAġ ÇOCUĞUN PSĠKOSOSYAL GELĠġĠMĠNĠ DESTEKLEME PROGRAMI (ÇPGD)

TURİZM PAZARLAMASI REKLAM

KUPA TEKNĠK BĠLĠMLER MESLEK YÜKSEKOKULUNUN

ÇALIŞMA EKONOMİSİ KISA ÖZET

Bağımsız İdari Otoriteler/ Düzenleyici ve Denetleyici Kuruluşlar. Doç. Dr. Aslı Yağmurlu

TABULOJĠ GRUBU PROJE DANIŞMANLARI. Özgü TÜRK Ömer GÜNGÖR Gökhan KARAASLAN

ÇOCUK VE TELEVİZYON: İÇERİK VE ÖTESİ. Evren YĠĞĠT DEVRĠMCĠ

Özgörkey Otomotiv Yetkili Satıcı ve Yetkili Servisi

ÜCRET SİSTEMLERİ VE VERİMLİLİK YURTİÇİ KARGO

AVRUPA ĠNSAN HAKLARI MAHKEMESĠ ĠKĠNCĠ BÖLÜM KABUL EDİLEBİLİRLİK HAKKINDA KARAR. BaĢvuru no.29628/09 Hikmet KÖSEOĞLU/TÜRKİYE

Örgütler bu karmaģada artık daha esnek bir hiyerarģiye sahiptir.

İKONCAN TV PROGRAMI İKONCAN PROGRAMI. Potansiyel Hedef Kitle. 14 yaş ve üstü A,B,C,D,E özellikle kadın-erkek genel TV. izleyicisi

FATĠH ÜNĠVERSĠTESĠ USOBO-2011 LĠSELERARASI 3.ULUSAL SOSYAL BĠLĠMLER OLĠMPĠYATI

MinikaGO Eğlencenin Gücü Adına

5 YAġ ARILAR SINIFI OCAK AYI BÜLTEN

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9-10 Nisan ilçe. 35 il. 200 mahalle/ köy görüşme


ÖZGEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

ÖĞRENCİ TANIMA FORMU KİMLİK BİLGİLERİ I. ÇOCUĞUN ADI-SOYADI : DOĞUM YERĠ VE TARĠHĠ : CĠNSĠYETĠ : UYRUĞU : KAÇINCI ÇOCUK OLDUĞU : KAN GRUBU :

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9 10 Nisan il ilçe mahalle/ köy

ĠYONLAġTIRICI OLMAYAN RADYASYONUN OLUMSUZ ETKĠLERĠNDEN ÇEVRE VE HALKIN SAĞLIĞININ KORUNMASINA YÖNELĠK ALINMASI GEREKEN TEDBĠRLERE ĠLĠġKĠN YÖNETMELĠK

ÖĞRETMENLİK MESLEK BİLGİSİ DERSLERİ ÖĞRETMENİ

MÜZİK ÖĞRETMENİ ADAYLARININ İNFORMAL MÜZİK EĞİTİMİ YOLUYLA KAZANDIKLARI DAVRANIŞLAR

PEYZAJ MĠMARLIĞI MESLEĞĠ VE KAHRAMANMARAġ SÜTÇÜ ĠMAM ÜNĠVERSĠTESĠ PEYZAJ MĠMARLIĞI BÖLÜMÜ

MEDYADA KADINA YÖNELİK ŞİDDET HABERLERİNDE KADINLARA YAKLAŞIMIN DİLDE YANSIMASI

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve Ekonomisi

SEVDAMIZ OKUMAK PROJESĠ

PROSTAT KANSERİ HASTALARA BİYOPSİKOSOSYAL YAKLAŞIM GAZĠANTEP ÜNĠVERSĠTESĠ SAĞLIK HĠZMETLERĠ M.Y.O. ÖĞR. GÖR. ADĠLE NEġE (ÇAPARUġAĞI)

Ölçme ve Değerlendirme Semineri

İÇİNDEKİLER. Türkiye Kalkınma Bankası Yayını TÜRKİYE KALKINMA BANKASI A.Ş. NİSAN HAZİRAN 2015 Sayı: 76. e-dergi OLARAK YAYINLANMAKTADIR.

ANKARA ÇOCUK DOSTU ġehġr PROJESĠ UYGULAMA, GÖREV VE ÇALIġMA YÖNERGESĠ BĠRĠNCĠ BÖLÜM AMAÇ, KAPSAM, DAYANAK VE TANIMLAR

Müşteri Memnuniyetinde Etkinlik. 24 Mayıs 2011 İstanbul Bahçeşehir Üniversitesi (Şişli)

HAFTA 3 YÖNETĠM VE ORGANĠZASYON. MODERN VE POSTMODERN YÖNETĠM YAKLAġIMLARI. HEDEFLER Bu üniteyi çalıģtıktan sonra;

TOKİ İLKOKULU/ORTAOKULU DEĞERLER EĞİTİMİ YILLIK ÇALIŞMA PLANI

GeliĢimsel Rehberlikte 5 Ana Müdahale. Prof. Dr. Serap NAZLI

SAĞLIKLI ŞEHİRLER EN İYİ UYGULAMA ÖDÜLÜ / 2010

Birinci Medya Reklam. Markanıza Değer KATALIM. Yeni Nesil TV - GençTVExpress Apple Ipad Online SMS EXPRESS CEP ABONE 2399

AKSARAY İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ HAYALİMDEKİ OYUN AKSARAY İLİ ORTAOKULLAR ARASI OYUN KODLAMA YARIŞMASI

ULUSAL İSTİHDAM STRATEJİSİ EYLEM PLANI ( ) İSTİHDAM-SOSYAL KORUMA İLİŞKİSİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ

TÜRK ECZACILARI BİRLİĞİ ECZACILIK AKADEMİSİ BİLİM, HİZMET, TEŞVİK VE AKADEMİ ÖZEL ÖDÜLLERİ BAŞVURU ESASLARI VE FORMLAR

Teori (saat/hafta) Laboratuar (saat/hafta) Beslenme ve Diyetetiğe GiriĢ BES113 1.Güz ÖnkoĢullar

Demodur Kırmızı yazılar sizin sipariş verirken yollamış olduğunuz yazılardır.

T.C. KARTAL BELEDİYE BAŞKANLIĞI İSTANBUL

BTnet.com.tr USTA Kampuste. EN ĠYĠ GELECEK YARIġMASI

GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ ENDÜSTRĠ TOPLULUĞU 7.VERĠMLĠLĠK GÜNLERĠ PROJESĠ

TARİH BİLİNCİ MESLEK KÜLTÜRÜ VE HARİTACILIK ÜZERİNE. Prof. Dr. Erol KÖKTÜRK Kocaeli Üniversitesi Karamürsel Meslek Yüksekokulu

Okul-Kütüphane ĠliĢkisinde Öğretmenin Yeri : Öğretmen Kütüphaneci ĠĢbirliği

ERZİNC(ANI) YAKALA FOTOĞRAF YARIŞMASI

Prof. Dr. Binnur YEġĠLYAPRAK

YÖNETMELİK. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesinden: MEHMET AKĠF ERSOY ÜNĠVERSĠTESĠ KADIN SORUNLARI UYGULAMA VE. ARAġTIRMA MERKEZĠ YÖNETMELĠĞĠ

ÖZGEÇMĠġ. Derece Alan Üniversite Yıl. Enstitüsü

10/11/ /11/2014 TARĠHLERĠNDE YAPILACAK ADAY MEMUR TEMEL EĞĠTĠMĠ UYGULAMA ÇĠZELGESĠ

ERBİL BEYTAR İŞÇİNİN KİŞİLİĞİNİN VE KİŞİSEL VERİLERİNİN KORUNMASI

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROJE ONAY FORMU. Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı Eğitim Yönetimi, Denetimi, Planlaması ve

ANKARA ĠLĠ ÇAYYOLU MAHALLESĠNDE YÜKSEK GERĠLĠM HATTINA YAKIN OLAN EVLERDE SON DERECE

Bilgisayarın Yararları ve Zararları

MÜHENDĠSLĠK VE DOĞA BĠLĠMLERĠ FAKÜLTESĠ

03-05 Şubat 2017 tarihlerinde İstanbul Lütfi Kırdar da düzenlenen Evlilik Hazırlıkları Fuarı, 15. yılında Modern Zaman Gelinleri konseptiyle

Transkript:

OLUMSUZ YÖNLERİYLE MEDYA MASS MEDİA WİTH NEGATIVE ASPECTS Yrd.Doç. Armağan GÖKÇEARSLAN Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Uygulamalı Sanatlar Eğitimi Grafik Öğretmenliği Anasanat Dalı armagangokce@hotmail.com Özet Bir popüler kültür öğesi olan medya, olumlu ve olumsuz yönleriyle kitleleri etkilemektedir. Medya, kitleleri bilgilendirmek gibi olumlu bir özelliğe sahip olmasına rağmen, bu özelliği geri planda tutulmakta, bazı TV programları ile kitleler yozlaģtırılmaktadır. YurtdıĢından ülkemize ithal edilen pek çok TV programının yoz bir kitle kültürü yarattığı bilinmektedir. GeniĢ bir halk kitlesi tarafından büyük bir ilgiyle izlenen, Biri Bizi Gözetliyor, Biz Evleniyoruz, Ġkinci Bahar, Gelinim Olur musun?, Size Anne Diyebilir miyim?, Pop Star, Akademi Türkiye, Süper Lady gibi programlar kitlelerin uyuģturulmasına ve yozlaģmasına aracı olmaktadır. Bu çalıģmada, medyanın popüler kültür, kitle kültürü ve kültür emperyalizmi içinde nasıl konumlandığı çeģitli TV programları üzerinden irdelenecek, medyanın dayattığı yozlaģma için bazı çözüm önerilerinde bulunulacaktır. Anahtar sözcükler: Medya, Popüler Kültür, Kültür Emperyalizmi Abstract The media, is one of the elements of popular culture, has a great impact on masses with its positive and negative aspects. Although the media has a positive feature such as giving information to people, some TV programmes numb communities, ignoring that positive aspect. It is known that many TV programmes imported to our country from abroad create a degenerated mass culture. Some TV programmes such as Biri Bizi Gözetliyor (a TV programme format like Big Brother ), Biz Evleniyoruz, İkinci Bahar, Gelinim Olur musun?, Size Anne Diyebilir miyim?, Pop Star, Akademi Türkiye and Super Lady are suitable tools for making communities numbed and degenerated. In this study, it is investigated how the media is interconnected with popular culture, mass culture and cultural imperialism, and some recommendations for solutions against the degeneration insisted by the media. Key Words: Media, Populer Culture, Culture Imperialism 1

Giriş Toplum hayatının vazgeçilmez bir parçası olan medya olumlu ve olumsuz yönleriyle sorgulanması gereken bir konudur. Medya, pek çok açıdan olumlu yönleriyle değerlendirilebilir, ancak yöneticilerin, egemen sınıfın, dıģ güçlerin kötü niyetli yaklaģımı nedeniyle sorgulanması, kötü yönlerinin açığa çıkarılması ve bazı çözüm önerilerin de bulunulması gereklidir. Medyanın olumsuz yönleri de vurgulanmalıdır. Medya ile uyuģturulan ve yönlendirilen bir kitle vardır ve bu kitlenin varlığı yadsınamaz. EĢit olanaklara ve adaletli gelir dağılımına sahip; sanata, kültüre ve bilime önem veren, düģünüp, sorgulayan bireylerin yaģadığı bir dünya için medyanın kitleleri uyuģturan yönü üzerinde durmak ve olumsuzluklarını açığa çıkarmak gerekmektedir. Medyanın bireyi ve toplumu etkileme gücünün büyüklüğü bu konuda çalıģan akademisyenleri, sosyologları, iletiģimcileri ve duyarlı insanları araģtırmaya ve düģünmeye yöneltmiģtir. Bu akademisyenlerden biri de Oskay dır. Oskay a göre, Medya sistemin hem yaratıcısı, hem ürünü. Artık bugün aile yok, medya var. Okul yok, medya var. Kilise yok, medya var. Ġnsanın doğumundan eriģkin yaģına kadarki sosyalleģme süreci eskiden aile, arkadaģ grubuyla olurdu. ġimdi ölünceye kadar bizi medya sosyalize ediyor. Sistemin uygun gördüklerini kabullendiriyor, uygun görmediklerini dıģsallaģtırıyor (Oskay, 2004). Medya haber verme, bilgilendirme gibi olumlu yanlarının yanı sıra bazı olumsuzlukları da beraberinde getirmektedir. Bu durum göz ardı edilemez. Bir popüler kültür öğesi olan medya baģtan sona olumsuz yönüyle yargılanmamalıdır. Bir anlamda popüler kültür, daha fazla insana yani kitlelere ulaģabilmektir. Daha fazla insana doğru ve yararlı bir biçimde ulaģabilmek var iken reyting uğruna kalitesiz programlarla kitleler yozlaģtırılmakta, medyanın iyi yönü kullanılmamaktadır. Halk bunu istiyor yaklaģımı iģin kolayına kaçmaktan baģka bir Ģey değildir. Peki BBG evi gibi programlar neden geniģ kitleler tarafından kabul görmektedir ve neden saatlerce izlenmektedir? Eren konuya farklı bir bakıģ açısıyla yaklaģmakta ve bu soruya Ģöyle cevap vermektedir. Bu yarıģmanın seyredilmesi hayatımıza benzediğinden olsa gerek. Hepimiz hayatımızın bir veya bütün içeriklerinde benzer bir durumu yaģıyoruz. Çevremiz, toplum, kendimiz tarafından konan sınırlar hepimizin hayatında var. Bu sınırlardan rahatsız olan insanların seyrettiği bir yarıģma. Kendi sınırlarının fazla olduğunu düģünen insanlar bu evde yaģayan insanların sınırlarının kendi sınırlarından çok daha fazla ve çok daha sert olduklarını görüp kendilerini rahatlamıģ hissederek sürekli izleyici haline geliyorlar (Eren, 2005). Medya, iyi ve kötü, yapımcı ve izleyici, yönetenler ve yönetilenler açısından bütün yönleriyle sorgulanmalıdır. Bu araģtırmada medyanın kitleler üzerindeki olumsuz etkisi Biri Bizi Gözetliyor, Biz Evleniyoruz, Ġkinci Bahar, Gelinim Olur Musun?, Size Anne Diyebilir miyim?, Pop Star, Akademi Türkiye, Süper Lady gibi programlar ele alınarak popüler kültür, kitle kültürü, kültür emperyalizmi gibi kavramlar üzerinden irdelenecektir. 2

Çeşitli TV Programları Öncelikle, makalede eleģtirel bir bakıģ açısıyla irdelenecek olan TV programlarının içeriği hakkında bilgi sahibi olmak gerekmektedir. Türkiye'deki ilk örneği olan, Taxi Orange'dan uyarlanan ve ilk iki dönemi Show TV'de (2001), üç dönemi ise Star TV'de (2002-2003) yayınlanan "Biri Bizi Gözetliyor" programı, yapımcılar tarafından 15.000 kiģi arasından seçildiği söylenen 15 kiģinin bir evde toplanması ile baģlar. BBG evi, zevkli bir anlayıģla döģenmiģ, konforlu sayılabilecek, yeterince yiyecek-içeceğin yapımcılar tarafından karģılandığı, her tarafı kameralar ve mikrofonlarla donatılmıģ bir evdir. DuĢ ve tuvalette kamera olup olmadığı bilinmemekte, zaten buralara ait görüntüler de verilmemektedir. Eğer bu görüntüler çekilmiģse, bunlar yarıģmacıların yarıģmadan sonra bile konuģmaması için Ģantaj malzemesi olarak kullanılabilir mi? sorusu akıllarda bir soru iģareti yaratabilir. Bu evde yaģamak için taksi Ģoförlüğü yaparak para kazanmak gerekmektedir ve yarıģmacılar taksi içindeki kameralarla da izlenmektedir. Taksi Ģoförlüğü dıģında bir ay boyunca yarıģmacıların evden dıģarı çıkması yasaktır. Halkın oyları ile her hafta yarıģmacılardan biri birinci seçilir ve birinci seçilen oyuncu o hafta evde bulunan yarıģmacı arkadaģlarından halk oyuyla koruma altına alınmamıģ olanlardan birini eler. Bir ayın sonunda elenmeden kalan son yarıģmacı birinci olur ve TV kanalı tarafından verilen büyük ikramiyenin de sahibi olur. Show TV de (2003) yayınlanan, Biz Evleniyoruz iki farklı evde geçen, 3 bayan ve 9 erkek ya da 9 bayan ve 3 erkek yarıģmacının katıldığı toplam 8 hafta süren bir programdır. YarıĢmacılar iki ayrı evde toplanırlar ve 8 hafta boyunca dıģarı çıkmaları yasaktır. Program bayanların erkeklerden birini seçmesi ya da erklerin bayanlardan birini seçmesi ile görücü usulü evliliğe benzer bir anlayıģla kurgulanmıģtır. Her hafta halk oyu ile birinci gelen yarıģmacı, yine halk oyuyla koruma altına alınmamıģ adaylardan birini eler. Sonu evlilikle bitecek olan programın kazanan çiftine ev, araba, balayı tatili, devre mülk gibi büyük ödüller verilmektedir. Show TV de (2004) yayınlanan Ġkinci Bahar da, Biz Evleniyoruz programına benzer yaklaģımla aynı formatta hazırlanmıģ bir baģka programdır. Tek fark yarıģmaya katılan yarıģmacıların yaģlarının daha olgun olmasıdır. Bu tür programların halk tarafından çok fazla sevilmesinin bir nedeni de yarıģmanın halk oyuyla yapılmasıdır. Bu durum TV karģısındaki kitleye etkileģimde bulunma olanağı sağlamaktadır. Bu programlardan sonra benzerleri de üretilmiģtir. Bunlardan biri de Show TV de (2004) yayınlanan Gelinim Olur musun? isimli programdır. Görücü usulü evlilik anlayıģıyla hazırlanmıģ programda bu defa seçici kurul kaynanalardan oluģmaktadır. Kanal D de (2005) yayınlanan Size Anne Diyebilir miyim? kaynana, gelin ve damat üçgeni içinde dönen, görücü usulü evlilik anlayıģını temel alan bir baģka programdır. 2003 yılında Kanal D de, daha sonra Star TV de yayınlanan, aslında omurgası Ġngiltere'de belirlenmiģ bir programın Türkiye'ye uyarlanması olan Pop Star, A TV de (2004) yayınlanan Akademi Türkiye, A TV de (2006) yayınlanan Süper Lady gibi programlar; BBG, Biz Evleniyoruz gibi programların farklı versiyonları olarak kabul edilebilir. Pop Star, Akademi Türkiye ve Süper Lady gibi programlar, ünlülerden oluģmuģ bir grup jüri üyesinin her hafta yarıģmacıların performanslarını eleģtirmeleri ve yarıģmanın sonunda bir adayın halk oyuyla birinci olması ile biter. Bu yarıģmanın sonunda adaylara hem kaset yapmak hem de seçtikleri alanda tanınmak gibi vaatlerde bulunulur. 3

Medya Öncelikle medya nedir ve ne iģe yarar sorusuna yanıt aramak gerekmektedir. Medya kavramı Ġngilizce den üretilen Mass Media deyiminin kısaltılmıģıdır. Kitle araçları veya Kitle ĠletiĢim Araçları (Özer, 2001) anlamına gelmektedir. Gazete, dergi, radyo, televizyon ve internet medya kavramıyla nitelendirilmektedir (Öymen, 1993). Kitle araçlarının ve kitle iletiģimin olduğu yerde bu iletiģim sürecinden etkilenen asıl kitle vardır (Erdoğan, 2001). Medyanın kitleler üzerindeki gücü yadsınamaz. Medya pek çok ülkede siyasi oluģumları belirleyebilir, bir ülkenin kim tarafından hangi ideolojiyle yönetileceğine karar verebilir, insanların yaģam tarzını, yeme içme alıģkanlıklarını, hatta hayallerini ve düģüncelerini etkileyebilir bir baģka deyiģle toplulukları yönlendirme gücüne sahiptir. Medya bu yaptırım gücünü neden kullanmaktadır? Bütün bu yaptırımın altında yatan nedenlerden biri ekonomidir. Tarih boyunca yapılan savaģların nedeninin ekonomi olduğu bilinmektedir. Bu nedenle özellikle batı kültürü, iktisadi ve ekonomik olarak ortak bir tüketim kültürü yaratmak için, medyayı kullanmaktadır (Cebeci, 2003). Konuya pazarlama ve ticaret mantığında bakıldığında Rigel e göre medya endüstrisi; medya patronları, el ele gönül birliği içinde uyuģturulan kitlelerin üzerine, günlük ve uzun vadeli; kararlarını demokrasinin hiçbir kuralına uymadan, uyuklayan kitlelerin uyanık önderleri olarak uygulamaktadırlar (Rigel, 1993). Medya kendiliğinden oluģmamıģtır. Medyanın oluģmasında insanların bilgilenme arzusu yatmaktadır. Temel ve önemli bir ihtiyaç olan bilgilenme medya patronları (egemen güç) tarafından olumsuz bir yöne çekilmekte, olaylar hakkında yalnızca bilgi sahibi olmak isteyen kitleler aynı zamanda Ģiddet, sex ve magazin (dedikodu) bombardımanına maruz kalmaktadır. Bütün bu bombardıman kitle iletiģim araçlarından belki de en etkilisi olan televizyon aracılığıyla kitlelere ulaģmaktadır. Türkiye de bir günlük yayın programı içinde yayınlanan ortalama olumsuz görüntü sayısı 3 bin 500 dür (ÇalıĢkaner, 2002). Olumsuz görüntülerin çoğunun özel kanallar tarafından yayınlandığı unutulmamalıdır. Radyo Televizyon Yayıncıları Derneği BaĢkanı ve CNN Türk Genel Müdürü, Nuri Çolakoğlu nun çarpıcı ifadesiyle bizdeki özel TV ler henüz vahģi Batı döneminde (Zaman Gazetesi, 2001). Bir sanat ve kültürel dıģa vurum aracı olarak TV, Christopher Anderson un dediği gibi bir kültürel çöplüktür (Cereci, 1992). BaĢlı baģına bir kültür taģıyıcısı olan TV, geliģkin kültürel düzeyde algılamalarımızda bizden eleģtirel ve özgün bir anlamlandırmaya yönelik zihinsel bir katılma istememektedir. Kitap okuma süreci içinde geliģtirilebilen metindeki düģüncelerin eleģtirel bir tutumla yeniden değerlendirilmesi, TV izleyicisinden hiç beklenmemektedir.; istediği sadece yüzeysel bir katılımdır (Oskay, 1981). TV nin, bilgilendirmenin yanı sıra iyi bir eğlence aracı olması kitleleri uyuģturmak ve tüketim toplumu oluģturmada önemli bir etkendir. Yapılması gereken ilk adım kitleyi televizyon tiryakisi yapmak ve onları bu görsel büyücünün etki alanına sokmaktır (Kerpeten, 2001). Kitleler derinliği olmayan TV programları aracılığıyla bağımlı hale getirilmektedir. Bu programlar, sıradan insanların sıradan yaģamlarının ekrana yansımalarıdır. Williams a göre televizyon programlarının çoğu gündelik sıradan 4

konuģmanın bir uzantısıdır (Williams,1992). Kısacası televizyon insanların bilinen, sıradan duygu ve ilgilerinin ekrandaki uzanımıdır (Mutlu, 1999:12). Televizyon aile yapısını da olumsuz yönde etkilemektedir. Aile bireylerinin bir arada televizyon izlemesi ailenin bir araya gelmesi bakımından iyi bir görüntü çizse de duygusal uzaklığı artırmaktadır. Aynı mekanda aynı havayı soluyan aile bireyleri birbirine yabancılaģmaktadır. Aynı evi paylaģan insanlar, izledikleri pembe dizi karakterleri, ya da bir futbolcunun özel hayatını ve onunla ilgili sorunları, bildikleri kadar aile içindeki bireylerin sorunlarını bilemeyebilirler (Cebeci, 2003). Bir baģka sorun ise aile bireylerinin farklı programları izlemek istediği zamanlarda ortaya çıkmaktadır. Aile fertleri bu çatıģmanın sonunda birer TV edinmekte ve herkes kendi odasına çekilip kendi programını izlemektedir. Bu durum hem gereksiz bir tüketime neden olmakta hem de aile bireyleri arasına duvar örmektedir. Popüler Kültür Biri Bizi Gözetliyor, Biz Evleniyoruz, Ġkinci Bahar gibi programlar popüler kültürün bir parçasıdır. Peki gündelik hayatta sıklıkla karģılaģılan bu kavram nedir? Dictonnarire Lorousse a göre popüler, Halka, çok sayıda kiģiye genellikle kültür düzeyi düģük geniģ kesimlerin zevkine yönelik olan halk tarafından tutulan beğenilen (Dictonnarire Lorousse, 1993-1994) anlamına gelmektedir. Popüler Kültür tam anlamıyla folk kültür değildir, seçkin kültür ile folk kültürün bir karıģımı olan farklı ve yeni bir kültürdür. Adorno ya göre, Kültür endüstrisi (Kitle kültürü), binlerce yıl boyunca birbirinden ayrılmıģ yüksek ve düģük kültür alanlarını da birleģmeye zorlar her ikisinin zararına olacak Ģekilde. Yüksek kültürün, etkileri üzerinde spekülasyon yapılarak, ciddiyeti ortadan kaldırılır; düģük kültürün, toplumsal denetim bütünsel olmadığı sürece barındırdığı haģarı isyankarlık ise, uygarlaģtırıcı dizginleme yoluyla yok edilir (Kızılçelik, 2008:329). Popüler kültür aydın sınıfı tarafından daima eleģtirilir. Ama hiç kimse popüler kültürü eleģtiren aydın kiģiler bile- kendini ondan tam olarak soyutlayamaz çünkü o yaģamın her anında ve her yerdedir. Evinde televizyon izlemeyen biri bile popüler kültürden etkilenmek durumunda kalabilir. Popüler kültüre karģı olan ve onu eleģtiren, sorgulayan ve düģünen aydın kiģinin, arkadaģ ortamında, dolmuģta, öğlen yemeğinde, fatura ödeme sırasında popüler kültür ürünlerinden ve yıldızlarından en az biri hayatına giriverir. Gazeteci AyĢe Arman ın ünlü sosyolog Emre Kongar ile yaptığı röportajda Arman ın Popstar, BBG evi, Ben Evleniyorum... Bu programları büyük kitleler izliyor. Bu ne anlama geliyor? sorusuna cevabı Ģu biçimde olmuģtur: Çağımızın gerçeği: Popüler kültür! Ve popüler kültüre karģı çıkmak, zelzeleye karģı çıkmak gibi bir Ģey. Bu dünyada da böyle. Bu saydıklarımızın bir kısmı ithal program. Popstar mesela. Ġngiltere den yani demokrasinin beģiğinden, dünyanın en ileri, en çağdaģ dediğimiz bir ülkesinden. Dolayısıyla, yozlaģma etkisine baktığımızda da bu sadece 5

Türkiye ye özgü bir Ģey değil. Bir sosyolog olarak söylüyorum, popüler kültürün bu geliģimine karģı çıkılamaz. Hiç kimse çıkamaz. Ne bir sosyolog ne bir politikacı ne de bir medya mensubu! Popstar, BBG Evi, Ben Evleniyorum gibi programlar birer silahtır. Bu silahı baģkalarını öldürmek için değil, kültürel değerlerimizi düzeltmek için kullanmak gerekir (Hürriyet, 2004). Oskay (1981) popüler kültürün ideolojik yönü hakkında ise Ģöyle demektedir:.. reel yaģamın yerine baģka türlü bir yaģam olabileceğini düģünmenin yollarını tıkamakta; bu kırgınlıkları hafifletmekte; varolanı benimsemenin acısını, utancını hafifletmektedir. ÇıkıĢ yolu bulamayan ve asgari ücretle geçimini sağlamak zorunda kalan yoksul birey, televizyon karģısında hayaller dünyasına dalmakta, popüler kültür ürünleriyle geçicide olsa oyalanmakta, acısını unutmaktadır. Egemen sınıfın ideolojisi, bu biçimde yoksul bireyin baģ kaldırmasını ve mücadele etmesini önlemekte ve düzen sorunsuz bir biçimde sürmektedir. Lakin Ģu popüler veya pop meselelerinden baģımızı bir türlü alamadığımızdan, insani varoluģumuzun temel problemlerinin çoğundan uzakta yaģıyoruz. Maalesef neredeyse kendimizi unutmak üzereyiz. Yani bu telaģtan kendimize yabancılaģtık (Sözen, 1997). Popüler kültür hiç bitmeyen ve sürekliliği olan bir Ģeydir. Pop kültürün devamlılığı nasıl sağlanıyor? Belki de cevap; pop kültürün Ģeker gibi bir Ģey olmasında saklı. Yiyorsunuz tadı çok güzel; ama önünde sonunda bitiyor. Pop kültürün iģi, siz Ģekerinizi bitirmeden ağzınıza yeni bir tanesini tıkıp kendi varlığını devam ettirmek. Arada bir Ģekerin tadına bağımlılık kazanmaya baģlarsanız, o zaman biraz farklı bir tada sahip bir baģka Ģeker vereceklerdir (http.gizliyuzler.roots.gen.tr/tasgeckismet/504.htm). BBG ile baģlayan programlar zincirini Biz Evleniyoruz, Sevda Masalı, Gelinim Olur musun, Size Anne Diyebilir miyim, Ġkinci Bahar, Survivor, Ünlüler Çiftliği, Pop Star, Akademi Türkiye, Süper Lady, Deniz Akaya ile Top Model, Türk Star gibi programlar takip etti (ġekil 1). ġeker hep var olmaktadır ama tatlandırıcının dozu ve tarifesi farklıdır. ġekil 1: Yukarıda bahsedilen programların logoları Kültür Emperyalizmi 6

Bu tür TV programları, ulusların kültür kavramını da değiģtirmektedir. Artık kültür alınıp satılan bir mal, bir üründür. Dünyanın küresel bir köy haline geldiği günümüzde, çeģitliliğin ortadan kalktığı formüle edilmiģ, standartlaģtırılmıģ, yoz bir kitle kültürü vardır. Yapısında yaratıcılığın ve doğaçlamanın olduğu kültürün, böyle kenar çerçeveleri çizilmiģ ısmarlama bir ürün haline dönüģmesi kitle kültürünü yoz bir kültür olarak görenlerin en temel dayanağıdır (Ülger, 2001). Frankfurt Okulu nun önemli isimlerinden Adorno ve Horkheimer, kitle kültürü yerine kültür endüstrisi terimini kullanmayı tercih etmiģlerdir. Adorno, Kültür Endüstrisine Genel Bir BakıĢ baģlıklı makalesinde, kitle kültürü ile kültür endüstrisinin yer değiģtirilmesinin doğru olacağını savunmuģtur. Bu makale ile birlikte eleģtirel teorisyenler, popüler kültür ve kitle kültürü gibi terimlerden vazgeçip kültür endüstrisi kavramını kullanmayı tercih etmiģlerdir (Kızılçelik, 2008:329). Artık kültür alınan - satılan bir mal, kapitalist sistemin bir parçasıdır. Her kesime hitap eden ve pek çok dalın birleģmesiyle oluģan kültürel ürünler kitlelerin tüketimine sunulmaktadır. Frankfurt Okulu mensupları, kapitalist sistemle beraber kültürün endüstri ve ticaretin mantığına göre biçimlendiğini, yani ticarileģtiğini ve endüstriyel üretimin bir aygıtı haline geldiğini iddia etmiģlerdir (Kızılçelik, 2008:330). Adorno ticarileģen kültürün nasıl yok olup gittiğini Ģöyle açıklamaktadır: Liberalist dönem boyunca kültür dolaģım dünyasına karıģmıģtı; dolayısıyla bu dünyanın ağır ağır ilerleyen ölümü kültürü de can evinden vurmuģtur. Ticaretin ve ticarete özgü irrasyonel kaçamakların yerini sanayinin hesaplanmıģ dağıtım aygıtları aldığında, kültürün ticarileģmesi de saçmalığa vararak tamamlanmıģ olur. Tamamen boyun eğdirilmiģ, güdümlü ve bir bakıma baģtan sona iģlenmiģ bir Ģey olarak yitip gider (Adorno, 2004:167). Kültür emperyalizmi ulusların yerelliğini de yok etmektedir. 70 den fazla ülkede faaliyet gösteren ve CNN i de içine alan Time Warner Turner dünyanın en büyük medya gruplarındandır (Cebeci, 2003). Amerika merkezli bu medya grubu kültür emperyalizmi ile yerelliği yok etmekte ve az geliģmiģ ülkelerde melez bir kültürün yayılmasına neden olmaktadır. Kültürel olarak melezleģen birey belirli olaylar karģısında nasıl davranacağına karar veremez. Çünkü melez bir kültüre sahiptir ve her iki kültürden de değildir. Bireyde çatıģma yaratan bu oluģum, bireyin sağlıklı karar vermesini engeller. Kendisine en yakın gelen kültüre yalnızlaģmamak için sığınır (Cebeci, 2003). Amerika merkezli TV kanaları bir yandan da bütün dünyanın bir birine benzemesine neden olmakta, aynı giyinen, aynı düģünen, aynı gıdaları tüketen homojen bir kitle kültürü yaratmaktadır. Bireyler istese de istemese de dönen çarka dahil olma zorunluluğunu hissetmekte, kültür endüstrisinin sunduğu her tür yeniliği tüketmeye hazır bir biçimde yaģamını idame ettirmektedir. Adorno ve Horkheimer e göre, kültür endüstrisi çağında düzen, bedenleri serbest bırakır ve ruhlara saldırır. Artık düzen benim gibi düģün ya da yok ol demek yerine, benim gibi düģünmemekte serbestsin. 7

YaĢamını ve tüm sana ait olanları da koruyabilirsin. Ancak o andan itibaren aramızda bir yabancısın demektedir (Dellaloğlu, 2007:126). TV Programlarının Ahlak Yapısına Etkisi Bu tür programlar toplumun ahlak yapısını da olumsuz yönde etkilemektedir. Ġyiyi kötüden üstün tutmaya yönelten dürtü ahlak anlayıģıdır. Ahlak, insanın kendi Ģahsına ve diğer insanların Ģahsiyetlerine karģı iyi davranması, genel bir ifadeyle; iyiliğe varılması için, kendini uymaya zorunlu hissettiği manevi ve ruhi görevler ve bunlara iliģkin kurallardır (ÇalıĢkaner, 2002). ġekil 2: Popstar yarıģmasına katılan Bayhan isimli Ģarkıcının cinayetten hapis yatmıģ olması onun halk tarafından beğenilmesini engelleyemedi. Söz edilen programlara katılan yarıģmacıların birbiriyle olan iliģkilerine bakıldığında toplumun iyi olarak benimsediği ahlak anlayıģına ters düģen yoz bir yaklaģım görülmektedir. Eve giren ve birbirini daha önce tanımayan yarıģmacıların bir hafta daha fazla kalabilmek adına kapalı odalar ardında birbirlerinin cinselliklerini sömürmeleri, Türk aile yapısına ne kadar uygun bir davranıģtır? Toplumun iyi ve kötü kavramlarına bakıģ açısının medyada yer değiģtirmesini Kerpeten Ģöyle ifade etmektedir: Haber alma özgürlüğü diye, bireyin kiģisel haklarına tecavüz edilmekte, birey, tüm insani hak ve vasıflardan soyutlanarak haber malzemesine indirgenebilmekte, insanın ölüsü dirisinden daha fazla para etmeye, kan, gülden, çiçekten daha önemli olmaya baģlamaktadır (Kerpeten, 2001). 8

ġekil 3: Gelinim Olur musun? isimli yarıģma programında Ata Türk isimli yarıģmacının aģırı dozda uyuģturucu alması sonucu ölmesi ve cenaze töreninden görüntüler. Sağ taraftaki görüntüde ise Ata Türk annesi Semra kaynana ile yan yana. Kerpeten in de dediği gibi insanın ölüsü dirisinden daha fazla para etmeye baģlamıģtır. Gelinim Olur musun? programının yarıģmacılarından Ata Türk ün ölümü medya da nasıl yankılanmıģtı (ġekil 3). Bu konuda gazeteci Zeynep GöğüĢ görüģlerini Ģöyle dile getirmektedir: Sabah iģe giderken dinlediğim radyo istasyonu, Ata nın trajik ölümünü medya için tırnak içinde keyifli bir haber diye duyurdu. Tırnak içinde de olsa böyle bir haber için keyifli kelimesinin kullanılması korkunçtu bana göre. Ama galiba doğruydu; lime lime doğransın, parçalansın diye aslanların ağzına atılan gladyatör gibiydi Ata nın ölüm haberi (GöğüĢ, 2005). Yozlaşmaya Neden Olan Kavramlar ve TV Programlarına Yansımaları Biri Bizi Gözetliyor, Biz Evleniyoruz, Ġkinci Bahar isimli programlar neredeyse 24 saat boyunca kitleleri uyuģturmakta, yarıģmacılar ana haber bültenlerine bile konu olmaktaydı. Eren e göre bu tür programlarda kiģiler önce esir, sonra Ģoför, daha sonra da cellat haline dönüģtürülmekte ve arkadaģlarını yarıģmadan çıkartmakta ve sınırlarla dolu olan bu evde terkedilmiģ özgürlükleri ve giderek parçalanan kiģilikleri ile kafesteki farelere dönüģerek yaģamaya devam etmektedirler (Eren, 2005). Ünlü olma arzusu bu programları cazip kılan en önemli etkendi. Andy Warhol un dediği gibi, günümüzde herkes üç dakikalığına da olsa ünlü olabiliyor (Demirer ve Akyol, 1996). Sıradan insanların ünlü olma arzusuyla aynı evde 1 ay boyunca kalmaları ve kobay fareleri gibi her hareketlerinin kameralar tarafından milyonlarca insan tarafından izlenmesi hukuki, ahlaki ve psikolojik boyutuyla değerlendirilmelidir. BBG evi içinde yaģanılan olaylar dedikodu, özel hayatın deģifre edilmesi, Ģiddet, cinsellik (aģk) ve rekabet ekseninde dönmekteydi. Sınıf ayrımı gözetmeksizin tarih boyunca tüm insanlar dedikodu yapmaktan kendilerini alamamıģlardır. Gluckman a göre dedikodu geçmiģi canlı tutar, aidiyet hissini 9

geliģtirir, bir grup ne kadar kapalı ise dedikodu yapılma oranı o kadar yüksektir. Bir evde uzun bir süre kapalı tutulan bireylerin sürekli birbirlerinin arkasından konuģmaları kaçınılmazdır, dedikodunun cazibesinin milyonları ekran baģına bağlayacağı fikri medya patronlarını harekete geçirmiģtir ve programlarda bu yön güçlendirilmiģtir. Ġnsanlar baģka insanların özel hayatını daima merak ederler, yarıģmacıların özel hayatlarının deģifre edildiği bu programlar kiģilik haklarının ihlali bağlamında değerlendirilmelidir. Zevkliler e göre, KiĢiler toplumsal yaģamın bir parçası olarak belirli oranlarda toplumdaki diğer kiģilerle iliģki içinde bulunurlar. Bu iliģki dolayısıyla öteki kiģilerin hayatına iliģkin belirli olay ve yönleri öğrenmeleri kaçınılmazdır. Bununla beraber, hiçbir insan kiģiliğinin yansıması olan hayatının bütün insanlar tarafından bilinmesini istemez (Zevkliler, 1995). Özel hayata saygı gösterilmesi hakkı, kiģi için en ufak bir dıģ müdahale olmaksızın kendi öz varlığını serbestçe sürdürebilmesi hakkı olarak tanımlanabilir (Kerpeten, 2001). Hukuki açıdan bakıldığında; KiĢinin özel hayatı, gizli tuttuğu ve gizli tutmakla meģru çıkarının bulunduğu olaylardan meydana gelir. KiĢiliğin geliģmesi için, kiģinin kendine özgü bir hayat alanı vardır ki, onun rızası olmadan bu alanı kimse öğrenemez. Bu yüzden haberleģme gizliliğinin ihlali, kiģinin özel hayatının casuslukla öğrenilmesi, mesleki sırlarının öğrenilmesi hukuka aykırıdır (Kerpeten, 2001). Programlara en fazla reyting sağlayan olgulardan biri de Ģiddettir. ġiddetin pompalanması bu gibi programların izlenme oranını artırmıģtır. En fazla kavga çıkaran yarıģmacılar en çok oyu almıģlardır. Kavganın ve Ģiddetin iyi bir savunma aracı olduğunu ve prim yaptığını gören, bu olumsuzlukları kendi yaģantısına da uygulamaktan kaçınmayan bir kitle oluģmuģtur. ġiddet içeren bu gibi programların bir olumsuz yanı ise bireyleri Ģiddet karģısında duyarsızlığa itmesidir. Tarih boyunca sanata, Ģiire, edebiyata konu olan ve insanlık için en kutsal duygu olarak kabul edilen aģkın bu programlarda yozlaģtırıldığı görülmektedir. AĢkın özündeki gizliliğe ters düģen ve her Ģeyin büyük bir açıklıkla yaģandığı yakınlaģmalar, aģk mı yoksa farklı bir duygu mu? Elenmemek ve ekranda biraz daha kalabilmek umuduyla haftalık iliģkiler sürdürmek üzere bir araya gelen çiftlerin yaģadığının aģkla bir ilgisi olmadığı gerçeği üzerinde durmak gerekmektedir. Çıkar üzerine kurulan bu birliktelikler bu güzel duyguyu alçaltmakta, yozlaģmayı gözler önüne sermektedir. 10

ġekil 4: Biz evleniyoruz programının bir türlü evlenemeyen çifti Tülin ve Caner Büyük miktarda paranın döndüğü Biz Evleniyoruz yarıģmasının evlenemeyen çifti Tülin ve Caner in (ġekil 4) yaģadığı aģk masalı, medyanın yönlendirmesiyle yaģanan bir senaryodan ibarettir. KavuĢamayan aģıkların kurgulanmıģ bir aģk hikayesini oynadıkları konusunda köģe yazarı Semercioğlu Ģu görüģleri dile getirmektedir. Tüm izlediğimiz bu programlar dünyada unscripted show olarak geçer. Yani senaryosu yoktur. Ama bizde resmen her bölüme yeni senaryo yazılıyor. Program, yapımcıların isteğine göre yönlendiriliyor (Semercioğlu, 2005). Rekabet hayatın vazgeçilmez bir parçasıdır. Ancak BBG evinde bir süre arkadaģlık eden ve yoğun paylaģımlar yaģayan yarıģmacıların daha sonra birbirlerini elemesi oldukça çarpık bir durumdur. Programları izleyen kitle rekabet uğruna bütün değer yargılarından yoksun olmanın doğru bir davranıģ biçimi olacağı kanısına varmakta ve bu programlar kitleler için kötü örnek oluģturmaktadır. KiĢinin sürekli olarak gözetim altında tutulduğu yerlerde, kiģiliğin pek az geliģtiği ve baģkalarıyla hep beraber yaģamak zorunda bulunan kiģilerin, genellikle yaratıcı düģünsel yeteneklerinin köreldiği görülmektedir (Özsunay, 1979). YarıĢmaya katılan gençlerin entelektüel profiline bakıldığında bu gibi programlar yaratıcı ve düģünen bireylerin yetiģmesini önlemekte, aynı zamanda gençlerin hiç kitap, dergi gazete vs. okumadığı ve BBG evi içinde konuģulan konuların ne kadar yüzeysel olduğu da görülmektedir. Sonuç Sonuç olarak, bütün bu olumsuzlukları içinde barındıran bu programlar geniģ bir halk kitlesi tarafından aylarca izlendi. Doğru olan Televizyon Üst Kurulu nun bu programların yayınına müdahale etmesiydi ancak bu gerçekleģmedi. Bu tür programlar meclise taģındı, ancak sonuç alınamadı. TBMM Dilekçe komisyonu baģkanı AKP li Yahya Akman, bu tür programların Türk aile yapısını bozduğu, çocuk ve gençlerin psikolojilerini etkilediği yönünde çok sayıda ferdi Ģikayet aldıklarını bildirdi (Oğhan, 2005). Ekran karģısında uyuģturulan kitlelere hayatta kalabilmenin, güçlü olabilmenin, baģarılı olabilmenin yöntemi dostuna sırtını dönmek, sürekli kavga etmek, cinselliğini sonuna kadar kullanmak, çıkarın için bütün değer yargılarından vazgeçmek olarak aktarıldı. Çağın istediği insan tipi budur ve aslolan buna uymaktır.!!! Bireylerin sosyal yaģamdaki davranıģ ve tutumlarını olumsuz bir biçimde etkileyen bu programların yaģanılamaz bir dünya yaratmadaki rolü bilinmeli ve bu konuda gerekli 11

çaba harcanmalıdır. Bu çabaları en fazla üstlenmesi gereken kurum Televizyon Üst Kurulu dur. Yanı sıra sivil toplum kuruluģları ve duyarlı bireyler de tepkilerini dile getirmelidir. Daha iyi bir dünyada yaģamak için medyanın olumlu yönünü açığa çıkarmak, nitelikli, halkın kültürel anlamda geliģmesine olanak sağlayan programlar hazırlamak ve bu konuda mücadele etmek gerekmektedir. Kaynakça ADORNO, Theodor W: Edebiyat Yazıları, Çeviren: Sabir Yücesoy ve Orhan Koçak. Metis Yayınları: Ġstanbul 2004. ARMAN, AyĢe: Popüler Kültür Kötü Diyenin Alnını KarıĢlarım. Hürriyet Gazetesi 2004 CEBECĠ, Kadir: Kültürel Emperyalizm ve Medya. YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi Marmara Üniversitesi: Ġstanbul 2003. CERECĠ, Sedat: Büyülü Kutu BüyülenmiĢ Toplum. ġule Yayınları: Ġstanbul 1992 ÇALIġKANER, Özlem: Medya da Etik. YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi Marmara Üniversitesi: Ġstanbul 2002 DELLALOĞLU, F. Besim: Frankfurt Okulu nda Sanat ve Toplum. Say Yayınları: Ankara 2007. DEMĠRER Temel ve AKYOL Hüseyin: CanavarlaĢan Medya. Yorum Yayınları: Ġstanbul 1996. Dictonnarire Lorousse Ansiklopedik Sözlük Milliyet Yayınları, sayı 1951, 1993-1994 DÜZEL, NeĢe: Popstar'ı Kazanan Pavyona DüĢer. Ünsal Oskay la Röportaj. Radikal Gazetesi 2004. EREN, Cengiz: Biri Bizi Gözetliyor veya Rats in the Cage. ilef.net: Ankara 2005. ERGÜN, Özsunay: Gerçek KiĢilerin Hukuki Durumları. Dördüncü Baskı, Ġstanbul 1979. GÖĞÜġ, Zeynep: Yeni Kahramanlar. Hürriyet Gazetesi 2005. http.gizliyuzler.roots.gen.tr/tasgeckismet/504.htm http:// Ġnan Özer (2001) www.byegm.gov.tr/semġnerler/denizli_iv/denizli-4.htm http://www.dorduncukuvvetmedya.com/arastirma/irfaner3.htm Ġrfan Erdoğan (2001) 12

KERPETEN, Ramazan: Özel Hayatın Tv Magazin Programlarına Yansıması ve Bu Yansımanın Hukuki, Etik Sınırları. YayınlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi Marmara Üniversitesi: Ġstanbul 2001. KIZILÇELIK, Sezgin: Frankfurt Okulu. Anı Yayıncılık: Ankara 2008. MUTLU, E : Televizyon ve Toplum. T.R.T Yayınları: Ankara 1999. OĞHAN, ġehriban: Gelin-Damat-Kaynana programları T.B.M.M de. Hürriyet Gazetesi 2005. OSKAY, Ünsal: Popüler Kültür Açısından ÇağdaĢ Fantazya. Der Yayınları: Ġstanbul 1981 ÖYMEN, Altan: Medya. Milliyet Gazetesi 1993. ÖZCAN, Zafer: TV ler VahĢi Batı Döneminde. Zaman Gazetesi 2001. RIGEL, Nurdoğan: Medya Ninnileri. Der Yayınları: Ġstanbul 1993. SEMERCĠOĞLU, Cengiz: Hepsi Senaryo. Hürriyet Gazetesi 2005. SÖZEN, Edibe: Medyatik Hafıza. TimaĢ Yayınları: Ġstanbul 1997. ÜLGER, Gürdal: Medyanın Kültür OluĢturma ve Toplumu Yönlendirmede Kalite Olgusunu Kullanması, YayınlanmamıĢ Doktora Tezi Marmara Üniversitesi: Ġstanbul 2001. WĠLLĠAMS R.: Television: Technology and Cultural Form. London: University Pres: Ġngiltere 1992. ZEVKLĠLER, Aydın: Medeni Hukuk-KiĢiler Hukuku. Dördüncü Baskı, Ankara. 1995 13