1. absorb: (sünger vb) emmek 2. abuse: istismar etmek, kötüye kullanmak 3. access: erişmek, ulaşmak 4. accompany by: birine eşlik etmek 5. achieve: başarmak, kazanmak 6. acknowledge: kabul etmek 7. acquire: elde etmek 8. adapt: uyum sağlamak, uymak 9. adjust: ayarlamak, uyum sağlamak 10. adopt: benimsemek, evlat edinmek 11. advance: geliştirmek, ilerletmek 12. advertise: reklam yapmak 13. advise: öğüt vermek 14. aim (for / at) (aim to do sth): amaçlamak 15. appreciate: takdir etmek 16. approach: yaklaşmak 17. assess: değerlendirmek 18. associate: ilişkilendirmek, bağdaştırmak 19. assure: garanti vermek, inandırmak 20. attempt: girişmek, teşebbüs etmek 21. attract: çekmek, cezp etmek 22. avoid: kaçınmak, sakınmak 23. bang: çarp(ış)mak, toslamak 24. benefit from: faydalı olmak, yararlı olmak 25. bump: çarpmak, vurmak 26. calculate: hesaplamak 27. capture: ele geçirmek, esir etmek 28. cease: durdurmak, sona erdirmek 29. challenge: meydan okumak 30. cheat: hile yapmak, aldatmak 31. comment (on/about): yorum yapmak 32. commit: (yasa dışı iş, suç vb) işlemek, yapmak 33. communicate: iletişmek, haberleşmek 34. compare: mukayese etmek, kıyaslamak 35. complain about: şikayet etmek, yakınmak 36. comprise: den/dan oluşmak 37. confine to: hapsetmek, zapt etmek 38. confirm: onaylamak, doğrulamak 39. constitute: oluşturmak, teşkil etmek 40. contribute to: katkıda bulunmak 41. convert into: dönüştürmek, değiştirmek 42. cope with: başa çıkmak, halletmek 43. crack: çatla(t)mak, yar(ıl)mak 44. deal with: ilgilenmek, ele almak 45. decline: geri çevirmek, reddetmek (2) azalmak 46. decorate: düzenlemek, dekore etmek 47. defeat: yenmek, galip gelmek 48. detect: teşhis etmek, bulmak 49. determine: belirlemek, saptamak 50. develop: gelişmek, büyümek 51. dismiss: kovmak, işten çıkartmak 52. distribute: dağıtmak, paylaştırmak 53. disturb: rahatsız etmek 54. dive: suya dalmak, atlamak 55. divide: bölmek, ayırmak 56. divorce: boşanmak 57. drag: sürüklemek 58. dump: boşaltmak, dökmek 59. ease: hafifletmek, azaltmak 60. emerge from: den çıkmak, görünmek 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 1 - www.sistemdil.com
61. encounter: karşılaşmak, rastlamak 62. enhance: geliştirmek, zenginleştirmek 63. ensure: garantiye almak, temin etmek 64. entitle: görevlendirmek, yetkili kılmak 65. envy: kıskanmak, imrenmek 66. exaggerate: abartmak 67. exchange: değiş tokuş etmek, takas etmek 68. exclude: hesaba katmamak, hariç tutmak 69. expose: ortaya çıkarmak *be exposed to: maruz kalmak 70. extend: uzatmak, genişletmek 71. fade: solmak, rengi atmak 72. faint: bayılmak, kendinden geçmek 73. fancy: düşlemek, arzu etmek 74. feature: dahil etmek, içermek 75. fetch: gidip almak, gidip getirmek 76. fight: savaşmak, mücadele etmek 77. file: dosyalamak 78. fill: doldurmak (depo vb) 79. finance: parasal kaynak sağlamak 80. fire: ateş etmek, işten çıkarmak, kovmak 81. flash: (ışık) birden parla(t)mak, ışıldamak 82. fold: katlamak (elbise, kağıt vb) 83. follow: takip etmek, peşinden gitmek 84. forbid: yasaklamak, men etmek 85. force: zorlamak, zorla yaptırmak 86. forecast: tahmin etmek, öngörmek 87. forget: unutmak 88. fry: kızartmak (soğan, patates vb) 89. glance at/around/towards: göz atmak 90. govern: yönetmek, idare etmek 91. graduate: mezun olmak 92. greet: selamlamak, karşılamak 93. guarantee: garanti vermek, söz vermek 94. handle: ele almak, başa çıkmak 95. hesitate: tereddüt etmek, kararsız davranmak 96. highlight: vurgulamak, dikkat çekmek 97. hunt: avlamak, avlanmak 98. hurt: yaralamak, incitmek 99. implement: (kanun vb) uygulamaya koymak 100. impress: etkilemek 101. incorporate into: birleştirmek, dahil etmek 102. instruct: talimat vermek, emretmek 103. interrupt: sözünü kesmek, lafa karışmak 104. interview: görüşmek, mülakat yapmak 105. invest in: yatırım yapmak 106. investigate: araştırmak, soruşturmak 107. involve: gerektirmek (2) içermek 108. joke: şaka yapmak 109. judge: değerlendirmek, yargılamak 110. jump: zıplamak, sıçramak 111. justify: haklı göstermek, haklı çıkarmak 112. kick: tekmelemek 113. kid: dalga geçmek 114. knock: vurmak, tıklatmak 115. lack of: eksik olmak, yetersiz olmak 116. land: (uçak) inmek, ayak basmak 117. last: sürmek, devam etmek 118. launch: başlatmak, (uzay aracı) fırlatmak 119. lay: koymak, yatırmak 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 2 - www.sistemdil.com
120. lead: öncülük etmek, götürmek 121. leak: sızmak, sızdırmak 122. lean: (öne, yana, arkaya vs) eğilmek, yatırmak 123. lend: ödünç / borç vermek 124. let: izin vermek (allow) 125. lick: yalamak 126. limit: sınırlamak, sınırlandırmak 127. link (to / with): bağlamak, bağlantı kurmak 128. list: listelemek, listeye koymak 129. locate: yerini tespit etmek, yerini bulmak 130. maintain: sürdürmek, devam ettirmek 131. match: eşleşmek, uymak 132. mean: demek, anlamına gelmek 133. measure: ölçmek (mesafe vb) 134. melt: erimek, eritmek 135. mend: tamir etmek, onarmak 136. name: isim vermek, adlandırmak 137. narrate: hikaye anlatmak, söylemek 138. obtain: elde etmek, edinmek 139. overcome: üstesinden gelmek 140. participate in: katılmak, iştirak etmek 141. perceive: algılamak, sezmek 142. phone: telefon etmek, telefonla bağlanmak 143. place: yerleştirmek, koymak 144. praise: övmek, yüceltmek 145. pray: dua etmek 146. predict: tahmin etmek, önceden kestirmek 147. present: sunmak, takdim etmek 148. preserve: korumak, muhafaza etmek 149. presume: tahmin etmek, varsaymak 150. proceed: ilerlemek, devam etmek 151. progress: gelişmek, ilerlemek 152. promote: reklamını yapmak 153. propose: önermek, teklif etmek 154. protest: protesto etmek, karşı çıkmak 155. prove: ispat etmek, kanıtlamak 156. provide: temin etmek, vermek 157. pursue: peşinden koşmak, kovalamak 158. qualify: yeterli olmak, yeterli bulmak 159. reckon: sanmak, düşünmek 160. refuse: reddetmek, geri çevirmek 161. regard (as/with): olarak kabul etmek 162. register: kaydetmek, listelemek 163. reinforce: güçlendirmek, desteklemek 164. relieve: azaltmak, hafifletmek 165. remind: hatırla(t)mak, anımsa(t)mak 166. remove: taşımak, kaldırmak, alıp götürmek 167. rent: kiralamak, kira ile tutmak 168. require: istemek, gerektirmek 169. result form:...den/dan kaynaklanmak 170. result in:...ile sonuçlanmak, yol açmak 171. retain: muhafaza etmek, tutmak 172. reveal: açıklamak, ifşa etmek 173. review: gözden geçirmek, tekrar ele almak 174. rip: yırtmak, yırtılmak 175. rise: artmak, çoğalmak, yükselmek 176. risk: riske atmak 177. schedule: planlamak, programlamak 178. scratch: kaşımak, çizmek 179. scream: çığlık atmak, feryat etmek 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 3 - www.sistemdil.com
180. search: araştırmak, aramak 181. secure: güvenli hale getirmek, emniyete almak 182. seek: aramak, bulmaya çalışmak 183. seem:...gibi görünmek 184. seize: kavramak, yakalamak 185. select: seçmek, ayıklamak 186. settle: halletmek, yerleşmek 187. shake: sallamak, sarsmak 188. shape: şekil vermek, şekillendirmek 189. share: paylaşmak, bölüşmek 190. shave: tıraş olmak 191. shift: değiştirmek, hafif değişiklik yapmak 192. shout: bağırmak, haykırmak 193. shrug: omuz silkmek 194. shut: örtmek, kapamak 195. sign: imzalamak, imza koymak 196. snap: kopmak, koparmak 197. specify: belirtmek, açıklamak 198. spin: dönmek, döndürmek 199. split: böl(ün)mek, parçala(n)mak 200. spoil: bozmak, berbat etmek (2) şımartmak 201. spot: görmek, seçmek 202. spread: yaymak, dağıtmak 203. squeeze: sıkmak, sıkıştırmak 204. state: belirtmek, vurgulamak 205. step: adım atmak 206. strengthen: güçlen(dir)mek, sağlamlaş(tır)mak 210. suit: uygun olmak, uymak 211. supply: sağlamak, tedarik etmek 212. support: desteklemek, destek vermek 213. suppose: düşünmek, varsaymak 214. swap: değiş tokuş yapmak, takas etmek 215. swear: küfretmek, sövmek (2) yemin etmek 216. sweep: süpürmek, silmek 217. swell: şişmek, kabarmak 218. swing: sallamak, sallanmak 219. switch: geçiş yapmak, değiştirmek 220. tackle: ele almak, ilgilenmek 221. tax: vergilendirmek, vergi almak 222. tend to do sth: meyilli olmak, istekli olmak 223. threaten: tehdit etmek, korkutmak 224. throw: atmak, fırlatmak 225. tie: bağlamak 226. tolerate: katlanmak, tolere etmek 227. touch: dokunmak, değmek 228. trade: ticaret yapmak 229. twist: dönmek, döndürmek 230. unite: birleşmek, bir araya getirmek 231. update: güncelleştirmek 232. upset: üzmek, huzurunu bozmak 233. view: bakmak, göz atmak 234. vote: oy kullanmak, oy vermek 235. wander: gezinip durmak, boş boş dolaşmak 236. whisper: fısıldamak 207. stretch: uzanmak, yayılmak 208. struggle: uğraşmak, mücadele etmek 209. suck: emmek, soğurmak 0 222 231 22 66 / Eskişehir - 4 - www.sistemdil.com