Orijinal makale Değişik Özür Seviyesindeki Serebral Palsili Çocukların Annelerinin Depresyon Düzeyleri Farklı mıdır? Akmer MUTLU 1, Pelin Piştav AKMEŞE 2, Mintaze Kerem GÜNEL 2 1 Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü, ANKARA 2 OKM Odyoloji Konuşma Ses ve Denge Bozuklukları Merkezi, ANKARA ÖZET Bu çalışma değişik özür seviyesine sahip serebral palsi (SP) li çocukların annelerinin depresyon düzeyleri arasında fark olup olmadığı sorusuna cevap bulmak amacıyla planlandı. Bu çalışmaya 62 SP li çocuk ve annesi dahil edildi. Olguların kaba motor fonksiyon seviyeleri Kaba Motor Fonksiyon Sınıflandırma Sistemi (Gross Motor Function Classification System-KMFSS) ne göre, ince motor fonksiyon seviyeleri El Yetenek Sınıflandırma Sistemi (Manual Ability Classification System-MACS) ne göre, annelerin depresyon düzeyleri ise Beck Depresyon Envanteri (Beck Depression Inventory BDE) ile değerlendirildi. Veriler SPSS 11.5 istatistik programı kullanılarak Kruskall-Wallis ve Spearman korelasyon testleri ile analiz edildi. p<0,05 istatistiksel anlamlı fark kabul edildi. Olguların yaş ortalaması 6,15±2,06 yıl idi (min:4-maks:10). Annelerin yaş ortalaması 32,08±6,03 yıl idi, annelerden 2 si çalışıyordu, diğerleri ev hanımıydı. KMFSS ye göre SP li çocukların 13 ü (%21) Seviye I, 12 si (%19,4) Seviye II, 10 u (%16,1) Seviye III, 19 u (%30,6) Seviye IV, 8 i (%12,9) Seviye V de idi. MACS a göre SP li çocukların 26 sı (%41,9) Seviye I, 18 i (%29,1) Seviye II, 8 i (%12,9) Seviye III, 10 u (%16,1) Seviye IV de idi. SP li çocukların KMFSS ile annelerinin depresyon düzeyi arasında (r=0.699, p<0.05), MACS ile annelerin depresyon düzeyi arasında (r=0,352, p<0,05) anlamlı ilişki bulundu. Ayrıca SP li çocukların özür düzeyleri (KMFSS) ve el yetenek seviyelerinin (MACS) annelerin depresyon düzeylerini etkilediği bulundu (p<0,05). SP li çocukların özür seviyesinin annenin ruhsal durumu üzerine olan etkilerinin belirlenmesi, hem rehabilitasyon sürecinde hedeflerin gerçekleştirilmesi hem de aileye sağlanacak desteklerin belirlenmesi açısından önem taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Serebral Palsi, özür, anne, motor fonksiyon, depresyon ABSTRACT Do the depression levels of mothers differ in different levels of disability of their children with cerebral palsy? This study aimed to investigate if the depression levels of the mothers differ in different levels of disability of their children with cerebral palsy (CP). This study included 62 children with CP. Gross motor function levels of children were determined by Gross Motor Function Classification System (GMFCS), manual ability by Manual Ability Classification System (MACS) and depression levels of the mothers by Beck Depression Inventory (BDE). Datas were analyzed by Kruskall-Wallis and Spearman correlation test by using SPSS 11.5 statistical program. Mean age of the children were 6.15±2.06 years (min:4- max:10). Mean age of the mothers were 32.08±6.03 years. The two of the mothers were working and the others were housewifes. 13 (21%) of the children were in Level I, 12 (19.4%) in Level II, 10 (16.1%) in Level III, 19 (30.6%) in Level IV and 8 (12.9%) in Level V of GMFCS. According to MACS; 26 (41.9%) children were in Level I, 18 (29.1%) in Level II, 8 (12.9%) in Level III and 10 (16.1%) in Level IV. Significant correlation was found between GMFCS levels and depression levels of the mothers (r=0.699, p<0.05); between MACS and depression levels of the mothers (r=0.352, p<0.05). In addition, GMFCS and MACS levels of the children effected depression levels of their mothers (p<0.05). The effects of level of disability in children with CP on their mothers psychological status are important to achieve rehabilitation targets and to determine the required family support. Key Words: Cerebral Palsy, disability, mother, motor function, depression GİRİŞ Ülkemizde çocukluk çağı özürleri içinde en sık karşımıza çıkan tablolardan biri serebral palsi (SP) dir. SP, gelişmekte olan fetal ya da infant beynindeki hasara bağlı olarak, hareket ve postür gelişimindeki bozukluğu tanımlayan, aktivite kısıtlılıklarına neden olan tablo olarak tanımlanmaktadır. SP de motor bozukluklara sıklıkla kognitif, duyu, iletişim, algılama, davranış, nöbet bozuklukları eşlik etmektedir 1. SP prevalansı ile ilgili birçok ülkede yapılmış farklı çalışmalar mevcuttur. Üçüncü dünya ülkelerinde, özellikle perinatal sebeplere bağlı olmak üzere, SP insidansı daha yüksektir 2. Türkiye deki SP prevalansı ile ilgili son yıllarda yapılan çalışmalarda ise, bu oran 1000 canlı doğumda 4,4 olarak bulunmuştur 3. Sağlık kontrollerindeki yetersizlikler, 87
elverişsiz doğum koşulları, yüksek ateş, hastalıklar, malnutrisyon ve akraba evliliklerinin bu oranın yükselmesine sebep olduğu tahmin edilmektedir 4. SP li çocuklarda nöromüsküler ve kas iskelet sistemine ait bozukluklara ek olarak öğrenme güçlüğü, epilepsi, konuşma, görme ve işitme problemleri görülebilir. Eşlik eden bu durumlar; çocuğun özür tablosunu artırmakla kalmayıp, günlük yaşam aktivitelerini ve sosyal katılımını olumsuz yönde etkilemektedir 5. Doğumu izleyen günlerde çocuğun özürlü olduğunun öğrenilmesi anne-babanın tüm beklentilerini ve hayallerini alt-üst etmektedir. Ailenin kendini hiçbir zaman özürlü bir bireye anne-babalık etmeye hazırlamaması, anne-babanın birbirine nedensel atıflarda bulunmaları, çocuğun özür tipi ve bağımlılık derecesi, aile yaşamına getirdiği sınırlılıklar, çevresel etmenler ve aile rehberliği alıp almamaları, ailenin yaşadığı stres düzeyi üzerinde etkili olmaktadır 6,8. Anne-baba bir yandan özürlü olarak dünyaya gelen çocuklarına nasıl yardımcı olacaklarını öğrenmek, bu konuda bilgi sahibi olmak isterken diğer yandan da bu yeni durumla başa çıkabilmek için psikolojik desteğe gereksinim duymaktadır 6,9. Anne-babanın SP li bir çocuk gerçeğini kabul etmesi, duruma başarılı bir biçimde uyum sağlaması ve yaşamını bu gerçeğe göre yeniden düzenlemesi kolay değildir. Aile, çocuğunun SP li olduğunu öğrendiği andan itibaren çocuklarının gelişimi, davranış ve eğitimi, bakımı ve büyütülmesi ile ilgili gündelik psikolojik sorunlar yaşamaktadır. Bu süreç içinde ne yapacaklarını bilemeyen aileler, farklı psikolojik süreçlerden geçerler. Ailelerin bu süreçlerdeki durumları, kişilik özelliklerine bağlı olmakla beraber, genel olarak reddetme (şok ve inkar), kızgınlık, uzlaşma, depresyon ve kabul sıralamalarını izler 6,7,10. Ailelerin birçoğu, aşamaların en sonuncusu olan kabul aşamasına erişememektedir. Bazı aileler, red aşamasında takılmakta ve sürekli olarak çocuklarının normale döneceği beklentisi içinde olmaktadırlar 9,10. Aile içinde yaşanan doğal problemlerin yanısıra, özürlü çocuğun ortaya çıkardığı problemler ailenin daha stresli bir yaşam sürmesine neden olmaktadır. Engelli çocuk, aile içindeki büyük ve küçük krizleri hızlandırarak sürekli stres verici bir durum yaratabilmektedir. Özellikle anneler boş zaman ve sosyal aktiviteleri kısıtlandığı, ev kadınlığı rolünden mutlu olmadıkları ve yeterli yardım alamadıkları için daha fazla stres hissetmektedirler 11. Özürlü çocukların ailelerinin stres düzeyi ile ilgili yapılan birçok araştırmada, bu ailelerde stres düzeyinin oldukça yüksek olduğu 12,14, gelişimsel gecikmeleri olan çocuğun yarattığı stresin, babalardan çok annelere depresyon açısından risk oluşturduğu 10 özürlü çocuğun gelişimindeki gecikmelerin, çocuğun bakımı için daha fazla zaman ve enerji harcayan annenin yaşam doyumsuzluğuna ve depresyonuna yol açtığını bildirmişlerdir 15. Smith ve ark. tarafından yapılan bir çalışmada da, özürlü bir çocuğa sahip olan anne-babaların, çocuğu özürlü olmayan anne-babalara göre daha fazla duygusal güçlüklere sahip olduğu ve daha fazla depresyon belirtileri gösterdikleri saptanmıştır 16. Stres ve depresyon ilişkisi incelendiğinde, bireyin depresyon belirtileri göstermesinin hemen öncesinde (yaklaşık %80 ninde) son zamanlarda geçirilmiş stres yaratan bir olayın (bir yitim, bir başarısızlık ya da engelli bir çocuğun doğumu) varolduğu görülmektedir 17. Bazı anne-babalar ise SP li bir çocuğa sahip olmayı yaşamda karşılaşılabilecek güçlüklerin bir parçası olarak algılamaktadırlar. Bu durumda, anne ve babalar karşılaştıkları bu probleme ve yeni duruma oldukça yapıcı bir biçimde yaklaşmakta, gerçekleri kabul edip, çocukları için yararlı olabilecek yardım ve hizmetlere yönelmektedirler. Buna karşın, özürlü çocuğa sahip olmayı son derece üzüntü verici, küçültücü ve çözülemeyecek bir kriz ya da problem olarak algılayan anne ve babaların SP li çocuklarına gereken yardımlara yönelmeleri güçleşmektedir. Bu anne ve babaların sürekli kaygılı ve depresif oldukları görülmektedir 18. Bu saptamalardan hareketle; bu çalışma değişik özür seviyesine sahip SP li çocukların annelerinin depresyon düzeyleri arasında fark olup olmadığı sorusuna cevap bulmak amacıyla planlandı. MATERYAL VE METOT Bu prospektif kesitsel çalışmaya pediatrik nörolog tarafından SP teşhisi konularak Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü, SP Ünitesine fizyoterapi ve rehabilitasyon için ayaktan başvuran 62 SP li çocuk ve annesi dahil edildi. Çalışmaya dahil edilme kriterleri; SP teşhisi almış olmak ve çalışmaya katılmayı kabul etmiş olmaktı. Çalışmaya yaşları 4-10 arasında değişen çocuklar katıldı ve ortalama yaşları 6,15±2,06 yıl idi. Çocukların ailelerinden çalışma izni ve onamı alındı. Çalışma için Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi Etik Komitesinden izin alındı (Registration Number: HEK 09/60). Olgular ve aileleri aşağıdaki değerlendirme ölçütleriyle değerlendirildi. 1. Kaba Motor Fonksiyon Sınıflandırma Sistemi (KMFSS) Hastaların motor fonksiyon düzeylerini ve özür düzeylerini belirlemek amacıyla Kaba Motor Fonk- 88
siyon Sınıflandırma Sistemi nin genişletilmiş ve yeniden düzenlenmiş şeklinin (KMFSS E/R) Türkçe versiyonu kullanıldı. KMFSS E/R, kolay, basit ve kısa sürede uygulanabilen bir sınıflandırma sistemi olmakla beraber, çocukları 2 yaş öncesi, 2-4 yaş, 4-6 yaş, 6-12 yaş ve 12-18 yaş arasında yaşlara göre ayırmaktadır. Her yaş için ise özür şiddetini beş seviyeye ayırmaktadır. Seviye I, toplumsal mobilitede minimal yada hiç özürü olmayan çocukları içerirken Seviye V deki çocuklar mobilite için tamamen dış desteğe bağımlı olan çocuklardan oluşmaktadır. KMFSS E/R çocuğun kaba motor hareket yeteneğini değerlendirmenin yanında aynı zamanda aktivitede ve katılımındaki kısıtlılıklarını da ortaya koymaktadır. KMFSS E/R kısaca aşağıdaki şekilde özetlenebilir. SEVİYE I: Kısıtlama olmaksızın yürür. SEVİYE II: Kısıtlamalarla yürür. SEVİYE III: Elle tutulan hareketlilik araçlarını kullanarak yürür. SEVİYE IV: Kendi kendine hareket sınırlanmıştır. Motorlu hareketlilik aracını kullanabilir. SEVİYE V: Elle itilen bir tekerlekli sandalyede taşınır 19. 2. El Yetenek Sınıflandırma Sistemi (MACS) El yetenek sınıflandırma sistemi, SP li çocukların günlük yaşam aktivitelerinde nesneleri tutarken ellerinin kullanımını sınıflandıran bir metodtur. MACS sınıflandırma sistemi KMFSS de olduğu gibi 5 seviye üzerinden sınıflandırılır. Seviye I, normal gelişen çocukla kıyaslandığında minör kısıtlılıkları olan SP li çocuğu içerir. Seviye I deki çocuk nesneleri kolaylıkla ve rahatlıkla tutabilirken, Seviye V deki çocuk ise, nesneleri tutup kullanamayan ve basit faaliyetleri bile gerçekleştirmek için ileri derecede kısıtlı beceriye sahip olan, tamamen yardıma ihtiyaç duyan çocukları içerir 20. 3. Beck Depresyon Envanteri (BDE) Beck Depresyon Envanteri (BDE), 1961 yılında Beck ve ark. tarafından geliştirilmiş, geçerlikgüvenirliği Hisli (1988, 1989) tarafından yapılmıştır. BDE depresyona verilen vegetatif, duygusal, bilişsel ve motivasyonel alanlarda ortaya çıkan belirtileri ölçmeye yarayan yirmi bir maddeden oluşmuş, kendini değerlendirme türünde bir ölçektir. Likert tipinde olan ölçek 21 belirti kategorisinden oluşmaktadır. Bunlardan; on biri bilişi, ikisi duyguyu, ikisi açıkça görülen davranışı, biri kişiler arası sorunları, beşi somatik yakınmaları ölçmektedir. Ölçekten alınabilecek puanlar 0-63 arasında değişmektedir. Ölçek için verilen kesim puanları araştırmalarda farklılık göstermekle birlikte, onyedi kesim puanının klinik depresyonu belirlemede yeterli olabileceği belirtilmektedir. Genelde; 11-17 puanlar arasının hafif düzeyde depresyon, 18-29 puanlar arasının orta düzeyde depresyon, 30-63 puanlar arasının şiddetli düzeyde depresyonu yansıttığı kabul edilmektedir. Depresyon ölçeğinden alınan puan arttıkça depresyonun düzeyinin arttığı kabul edilmektedir 21. Olguların yaş, cinsiyet, anne-baba yaşı, eğitim durumları ve meslekleri sorgulandıktan sonra çocuk fizyoterapisti tarafından KMFFS, MACS seviyeleri değerlendirildi. Daha sonra annelere gerekli açıklamalar yapılarak sessiz bir ortamda gerekli yerlerde sorularla ilgili açıklamalar yapılarak BDE yi cevaplamaları sağlandı. Annelerle yapılan görüşme ve ölçeğin cevaplanması ortalama olarak otuz dakika sürdü. İstatistiksel Analiz: İstatistiksel değerlendirmeler SPSS 11.5 istatistik programı kullanılarak yapıldı 22. Verilere Kruskall-Wallis ve Spearman korelasyon analizi uygulandı; p<0,05 istatistiksel anlamlı fark kabul edildi. BULGULAR Olguların yaş ortalaması 6,15±2,06 yıl idi (min:4- maks:10) ve olguların 22 si (%35,5) kız, 40 ı (%64,5) erkekti. Annelerin yaş ortalaması 32,08± 6,03 yıl, babaların yaş ortalaması 35,85±4,17 yıldı. Annelerden sadece ikisi çalışıyordu, diğerleri ev hanımıydı. Annelerin eğitim durumu; 7 si (%11,3) okur-yazar değil, 42 si (%67,7) ilkokul mezunu, 5 i (%8,1) ortaokul mezunu, 8 i (%12,9) lise mezunuydu. Babaların ise; 33 ü (%53,2) ilkokul mezunu, 11 i (%17,7) ortaokul mezunu, 14 ü (%22,6) lise mezunu, 4 ü (%6,5) üniversite mezunuydu (Tablo 1). Tablo 1. SP li Çocukların ve Ailelerinin Demografik Özellikleri (N:62) Yaş (X±SD) Min-max Yaş 6,15±2,06 4-10 yaş N % Cinsiyet Kız 22 35,5 Erkek 40 64,5 Anne Baba X±SD X±SD Yaş 32,08±6,03 35,85±4,17 n % N % Eğitim Okur-yazar değil 7 11,3 - - İlkokul 42 67,7 33 53,2 Ortaokul 5 8,1 11 17,7 Lise 8 12,9 14 22,6 Üniversite - - 4 6,5 Olgular klinik tip açısından incelendiğinde: 7 si (%11,3) diskinetik 5 i (%8,1) ataksik, 7 si (%11,3) miks tip ve 43 ü (%69,3) spastik tip SP idi. Ekstre- 89
mite dağılımına göre; 27 si (%62,8) diparetik, 2 si (%4,6) kuadriparetik, 13 ü (%32,6) hemiparetik idi. KMFSS ye göre; SP li çocukların 13 ü (%21) Seviye I, 12 si (%19,4) Seviye II, 10 u (%16,1) Seviye III, 19 u (%30,6) Seviye IV, 8 i (%12,9) Seviye V de idi. MACS a göre; SP li çocukların 26 sı (%41,9) Seviye I, 18 i (%29,1) Seviye II, 8 i (%12,9) Seviye III, 10 u (%16,1) Seviye IV de idi (Tablo 2). BDE ne göre; SP li çocukların annelerinin 14 ünde (%22,6) depresyon yok iken, 11 inde (%17,7) hafif derecede, 28 inde (%45,2) orta derecede, 9 unda (%14,5) şiddetli derecede depresyon saptandı. Tablo 2. SP li Çocukların Klinik Tip, Ekstremite Dağılımı ve Sınıflandırma Sistemlerine Göre Dağılımları (N:62) N % Klinik tip Diskinetik 7 11,3 Ataksik 5 8,1 Miks 7 11,3 Spastik 43 69,3 Ekstremite Dağılımı Diparetik 27 62,8 Kuadriparetik 2 4,6 Hemiparetik 13 32,6 KMFSS Seviye 1 13 21 Seviye 2 12 19,4 Seviye 3 10 16,1 Seviye 4 19 30,6 Seviye 5 8 12,9 MACS Seviye 1 26 41,9 Seviye 2 18 29,1 Seviye 3 8 12,9 Seviye 4 10 16,1 KMFSS: Kaba Motor Fonksiyon Sınıflandırma Sistemi MACS: El Yetenekleri Sınıflandırma Sistemi SP li çocukların KMFSS ile annelerinin depresyon düzeyi arasında (r=0,699, p<0,05), MACS ile annelerin depresyon düzeyi arasında (r=0,352, p<0,05) anlamlı ilişki bulundu (Tablo 3). Ayrıca KMFSS ile MACS arasında da r=0,609 p=0,000 düzeyinde anlamlı ilişki vardı. Tablo 3. SP li Çocukların KMFSS, MACS ile Annelerin Depresyon Düzeyleri Arasındaki Korelasyon KMFSS MACS r p r p DEPRESYON 0,699 <0,05 0,352 <0,05 KMFSS: Kaba Motor Fonksiyon Sınıflandırma Sistemi MACS: El Yetenekleri Sınıflandırma Sistemi Ayrıca hastalardaki motor gelişim düzey ve el yetenek düzeylerinin etkilenimlerinin annelerin depresyon düzeyini nasıl etkilediğini araştırmak için KMFSS ye ve MACS ya göre Seviye I ve II dekiler hafif, Seviye III, IV ve V dekiler ise orta-şiddetli olarak iki gruba ayrıldı. SP li çocukların özür düzeyleri (KMFSS) ve el yetenek seviyelerinin (MACS) annelerin depresyon düzeylerini etkilediği bulundu (p<0,05) (Tablo 4). Tablo 4. Serebral Palsili Çocukların KMFSS ve MACS Seviyelerinin Annelerin Depresyon Düzeyine Etkisi Depresyon Depresyon KMFSS N Hafif grup 25 Orta-Şiddetli 37 MACS N Hafif grup 44 Orta-Şiddetli 18 X 2 30,824 4,045 p 0,0001 p<0,05 0,044 p<0,05 KMFSS: Kaba Motor Fonksiyon Sınıflandırma Sistemi MACS: El Yetenekleri Sınıflandırma Sistemi Hafif grup: Seviye I-II Orta- Şiddetli grup : Seviye III-IV-V TARTIŞMA Bu çalışma, değişik özür seviyesine sahip SP li çocukların annelerinin depresyon düzeyleri arasında fark olup olmadığı sorusuna cevap bulmayı amaçladı. Mobarak ve ark. 1,5-5 yaşları arasında yer alan SP li çocuğa sahip olan annelerin streslerini ve bu strese etki eden faktörleri inceledikleri çalışmanın sonucunda, doksan bir annenin (%41) psikiyatrik hastalık için risk altında olduğunu ve uzman kişiler tarafından sağlanan desteğin annelerin stresini doğrudan olumlu yönde etkileyeceğini belirtmişlerdir 23. Biz de çalışan ve ev hanımı olan annelerde farklı faktörlerin depresyona etki edebileceğini düşünerek; çalışmamızda annelerin mesleklerinin aynı olmasına dikkat ettik. Çalışmaya dahil edilen annelerin sadece ikisi çalışıyordu, diğerleri ev hanımıydı. Yapılan benzer çalışmalarda, Kazak ve Marvin, özürlü ve normal çocuğu olan yüz ailenin çocuklarına bakış açılarını karşılaştırdıkları araştırmalarında, özürlü çocuğu olan annelerin strese karşı daha hassas olduklarını, engelin verdiği sınırlılığın, çocuğun büyüklerine duyduğu bağımlılığın, özel istek ve ihtiyaçların fazlalığının anneleri oldukça bunalttığını bulmuşlardır 11. Schilling ve ark. ise, özürlü çocuğun gelişimindeki gecikmelerin, çocuğun bakımı için çok fazla zaman ve çaba harcayan annede yaşam doyumsuzluğuna ve depresyona yol açtığını bildirmişlerdir 15. Smit ve ark., yirmibeşi orta dereceden şiddetliye gelişim geriliği, yedisi Down sendromu, dokuzu motor ve duyusal bozukluğu ve yedisi SP li olan çocukların annelerin 90
davranışları ile depresyon semptomları arasındaki ilişkiyi değerlendirdikleri çalışmalarında, annelerin semptomlarının büyük bir kısmının depresyonla ilişkili olduğu ve emosyonel streslerinin daha çok indirekt faktörler (ek zaman talepleri, çocuğun yetersizliği) ile ilgili olduğu şeklinde yorumlanmıştır 16. Diğer yandan, Şenveli ve ark. çeşitli engel gruplarındaki çocukların annelerinde depresyon düzeylerine göre anlamlı bir farklılık bulunmadığını belirlemişlerdir 24. Ancak çocuğun engel türünün annenin kaygı ve depresyonu üzerinde etkili olduğunu gösteren çalışmalarda bulunmaktadır. Akkök ve ark. ile Fırat tarafından yapılan çalışmalar sonucunda; otistik çocuğu olan annelerin depresyon düzeylerinin, zihinsel engelli çocuğa sahip olan annelerin depresyon düzeyinden daha yüksek olduğu bulunmuştur 6,8. Çalışmamızda sadece SP li çocuklar ve anneleri incelenmiş olup Türkiye deki çok çeşitli ve yaygın olarak görülen diğer özür gruplarında da benzer ve karşılaştırmalı çalışmalara ihtiyaç olduğu fikrindeyiz. İnceer ve Özbey, engelli olmanın beraberinde getirdiği kaygıdan kaynaklanan krizin ortadan kaldırılması yönünde annelere verilen sosyal desteğin sonucunda annelerin kendi içlerinde depresyon düzeylerinin anlamlı olarak azaldığını saptamışlar ve ayrıca engelli çocuğu bulunan annelerin depresyon ve kaygı düzeylerinin sağlıklı çocuğa sahip annelerden daha yüksek olduğunu belirtmişlerdir 25. Lambreson ve ark., otuzu prematüre ve SP gelişme riski taşıyan, otuz beş prematüre ve SP gelişme riski olmayan, otuz biri ise tamamen sağlıklı 96 çocuğun annelerinde depresyon prevalansını araştırdıkları çalışmanın sonucunda bu üç grupta da eşit düzeyde depresyon saptamışlardır. SP gelişme riski olan çocukların annelerine verilen erken fizyoterapi müdahalesinin annelerin depresyon prevalansını etkilemediği belirtilmiştir. Bununla beraber erken fizyoterapi müdahalesinin annenin çocuğun durumunu algılaması ve çocuğun motor gelişimi açısından önemli olduğu vurgulanmıştır 26. Rosenbaum, kronik hastalığı olan çocukların annebabaları üzerinde yaptığı çalışmada, normal gelişim gösteren çocuğu olan anne-babaların iki katı kaygı ve depresyona sahip olduklarını bulmuştur. Ayrıca çocukların işlevsel sınırlılıklarının olması durumunda, depresif semptomların daha da artabileceği vurgulanmıştır 27. Sağlıklı çocuklar ve annelerinin dahil edildiği bir kontrol grubunun olmaması çalışmamızın kısıtlılıklarından biri olarak düşünülmüştür. Manuel ve ark., yaptıkları çalışmada, engelli çocuğun yetersizliğinin şiddeti ve çocuğun fonksiyonel durumu, aileye sağlanan sosyal destek, aile geliri, yakın çevre desteği ile annenin depresif semptomları arasındaki ilişkiyi değerlendirmişler ve SP li çocukların annelerinin %30 unda depresif semptomlar olduğu sonucunu elde etmişlerdir. Çocuğun fonksiyonel durumu, yetersizliğin şiddeti ile annenin depresyonu arasında anlamlı bir ilişki bulunmadığını saptamışlardır 28. Bu fikre zıt olarak çalışmamızda, SP li çocukların kaba motor fonksiyon sınıflandırma sistemine göre özür seviyeleri ve el yetenek sınıflandırma sistemi ile annelerinin depresyon düzeyi arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Piştav-Akmeşe, SP li çocuğa sahip olan annelerin aile gereksinimlerinden destek gereksinimi alt boyu (engelli çocuk aileleriyle bir araya gelme, uzmanlarla görüşme, eşin, arkadaşların, akrabaların, komşuların ve dini görevlilerin desteğini sağlama) ile annelerin depresyon düzeyi arasında pozitif ve anlamlı bir korelasyon olduğun belirtmiştir 29. Tokad ve Sara, yaşları iki-on yedi arasında değişen SP li çocuk annelerinin %35 inde orta derecede, %15 inde ise ileri derecede depresyon olduğunu belirtmişlerdir 30. Bizim çalışmamızda, SP li çocukların özür düzeyleri (KMFSS) ve el yetenek seviyelerinin (MACS) annelerin depresyon düzeylerini etkilediği bulundu. Hafif ve Orta-Şiddetli gruptaki çocukların annelerinin depresyon düzeyleri arasında fark bulundu. Türkiye şartları gözönüne alındığında, çocukların özür seviyesi arttıkça yaşamın anneler ve aileler için çoğunlukla ağırlaştığı düşünüldüğünde bu sonuç şaşırtıcı değildir. Sonuç olarak, SP li çocukların özür seviyesi annelerin depresyon düzeylerini etkilemektedir, aileye sağlanacak sosyal destekler sayesinde annelerin yaşadıkları duruma daha kolay adapte olabileceklerini düşünmekteyiz. REFERANSLAR 1. Bax M, Goldstein M, Rosenbaum P, Leviton A, Panneth N. Proposed definition and classification of cerebral palsy. Dev Med Child Neurol 2005; 47: 571-6. 2. Albright A. Spasticity and movement disorders in cerebral palsy. Child Neurol 1996;11: 1-4. 3. Serdaroğlu A, Cansu A, Ozkan S, Tezcan S. Prevalence of cerebral palsy in Turkish children between the ages of 2 and 16 years. Dev Med Child Neurol 2006;48: 413-6. 4. Öztürk A, Demirci F, Yavuz T, Yıldız S, Değirmenci Y, Döşoğlu M, et al. Antenatal and delivery risk factors and prevalence of cerebral palsy in Duzce (Turkey). Brain Dev 2007;29: 39-42. 5. Aicardi J, Bax M. Cerebral palsy. In: Aicardi J, editors. Diseases of the Nervous System in Childhood. London: Mac Keith Pres; 1998;p: 210-40. 6. Akkök F, Aşkar P, Karancı NA. Özürlü bir çocuğa sahip annebabalardaki stresin yordanması. Özel Eğitim Dergisi 1992;1: 8-12. 7. Bailey DB. Assessing family stress and needs. İn: Bailey DB, Simeonsson RN, editors. Family assessment in early intervention. Columbus: Merrill Publishing Company 1988;p: 95-118. 8. Fırat S. Otistik ve zihinsel özürlü çocukların annelerinde kaygı, depresyon, aleksitimi ve genel psikolojik değerlendirme (Yüksek Lisans Tezi). Adana: Çukurova Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2000. 9. Sarısoy M. Otistik ve zihinsel engelli çocuğa sahip ebeveynlerin 91
evlilik uyumları (Yüksek Lisans Tezi). İzmir: Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2000. 10. Fisman SN, Wolf LC. The handicapped child: Psychological effects of parental, marital and sibling relationships. Pervasive Development Disorders 1991;14: 199-217. 11. Kazak AE, Marvin RS. Differences difficulties and adaptation: stress and social networks in families with a handicapped child, Family Relations 1984;33: 67-77. 12. Beckman JP. Influence of selected child characteristics on stress in families of handicapped infants. American Journal of Mental Deficiency 1983;88: 150-6. 13. Wilton K, Renaut J. Stress levels in families with intellectually handicapped preschool children and families with nonhandicapped preschool children. Journal of Mental Deficits Research 1986;30: 163-9. 14. Bebko JM, Konstantareas MM, Sprınger J. Parent and Professional Evaluations of Family Stress Associated with Characteristics of Autism, Journal of Autism and Developmental Disorders 1987;17: 565 76. 15. Schilling RF, Schinke SP, Kirkham MA. Coping with handicapped child: Differences between mothers and fathers. Social Science and Medicine 1985;21: 857-63. 16. Smith TB, Innocenti MS, Boyce GC, Smith CL. Depressive symptomatology and interaction behaviors of mothers having a child with disabilities. Psychological Report 1993;73: 1184-6. 17. Köroğlu, E. Depresyon: Nedir, Nasıl Baş Edilir. I. Baskı. Ankara: Hekimler Yayın Birliği Yayını 2004. 18. Tunalı B, Power TG. Creating satisfaction: A Psychological perspective on stress and coping in families of handicapped children. Journal of Child Psychology and Psychiatry 1993;34: 945-57. 19. Palisano R, Rosenbaum P, Walter S, Russell D, Wood E, Galuppi B, Development and reliability of a system to classify gross motor function in children with cerebral palsy. Dev Med Child Neurol 1997;39: 214-23. 20. Eliasson AC, Krumlinde-Sundholm L, Rösblad B, Beckung E, Arner M, Öhrvall A-M, et al. The Manual Ability Classification System (MACS) for children with cerebral palsy: scale development and evidence of validity and reliability. Dev Med Child Neurol 2006;48: 549 54. 21. Öner N. Türkiye'de Kullanılan Psikolojik Testler. 2. baskı (2 Cilt). İstanbul: Boğaziçi Üniversitesi Yayınları 1993. 22. Büyüköztürk Ş. Sosyal bilimler için veri analizi el kitabı. İstatistik, araştırma deseni SPSS uygulamaları ve yorum. İstanbul: Pegem Yayıncılık 2002. 23. Mobarak R, Khan NZ, Munır S, Zamon SS, McConanchie H. Predictors of stres in mothers of children with cerebral palsy in Bangladesh. Journal of Pediatric Psychology 2000;25: 427-33. 24. Şenveli B, Molla S, Abay E, Saltık A. Zihinsel ve/veya bedensel özürlü çocukların ana-babalarında depresyon ve kaygı. Ulusal Psikiyatri Kongresi, Bidiri Özetleri Kitabı, Hacettepe Tıp, Ankara. 1992,s:69. 25. İnceer B, Özbey F. Zihinsel engelli bireylerin aile ile bir grup uygulaması. V.Ulusal Psikoloji Kongresi, Psikoloji-Seminer Dergisi Özel Sayı 1990;8: 159-65. 26. Lambrenos K, Weidling AM, Calam R, Cox AD. The effect of a child s disability on mother s mental health. Archieves of Disease in Childhood 1996;74: 115-20. 27. Rosenbaum PL. Prevention of psyhosocial problems in children with chronic illness. Canadian Medical Association Journal 1988;139: 293-5. 28. Manuel J, Naughton MJ, Balkrishnan R, Smith BP and Koman LA. Stres and adaptation in mothers of children with cerebral palsy. Journal of Pediatric Psychology 2003:28: 197-201. 29. Piştav-Akmeşe P. Cerebral Palsy li çocuğa sahip olan annelerin aile gereksinimlerini alglıma ve depresyon düzeylerinin incelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Ankara: Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Ev Ekonomisi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi 2004. 30. Tokad M, Sara R. Engelli çocuğa sahip ebeveynlerde anksiyete ve depresyon düzeyi (yayınlanmamış bildiri). II. Ulusal Özel Eğitim Kongresi. Ankara 1995. Yazışma adresi: Dr. Fzt. Akmer MUTLU Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Ankara email: akmermutlu@yahoo.com Yazının geldiği tarih : 20.01.2010 Yayına kabul tarihi : 23.02.2010 92