BÜYÜK ENDÜSTRÝYEL KAZALARA ÖRNEK AKÇAGAZ LPG DOLUM TESÝSLERÝNDE PATLAMA VE YANGIN TMMOB RAPORU Türk Mühendis ve Mimar Odalarý Birliði (TMMOB) Olarak Gördüklerimiz, Önerdiklerimiz 17 Aðustos Marmara Depremi ardýndan, depremin etkisi ile Ýzmit Körfezinde yaþanmýþ olan TÜP- RAÞ yangýný dahi, bu konuda gerekli önlemlerin a- lýnmasý için yeterli olmamýþtýr. 28 tarihinde, Ýzmit Körfezi, TÜP- RAÞ, ÝGSAÞ gibi sanayi tesisleri ile ayný bölgede yer alan AKÇAGAZ Firmasýna ait LPG Dolum Tesisleri nde bir kara tankerine dolum yapýldýðý sýrada meydana gelen gaz kaçaðýnýn statik elektrik ile tutuþmasý sonucunda oluþan patlama ve buna baðlý olarak meydana gelen yangýn hakkýnda TMMOB Makina Mühendisleri Odasý tarafýndan yapýlan incelemelerin sonuçlarý, teknolojik afetlere yönelik olarak ülkemizdeki standartlarýn ve koþullarýn ne olduðunu ortaya koyar niteliktedir. Söz konusu rapor incelendiðinde; TÜPRAÞ a 1.5 km. mesafede bulunan ve rafineri güvenlik sahasýnýn bitiþiðinde kurulu olan tesiste toplam 660 m 3 (300 ton) LPG yanmýþtýr. Yangýnýn çýkýþ nedeninin, LPG dolum iþleminin tesis bekçisi ve tanker þoförü tarafýndan gerçekleþtirilmesi, yani güvenlik ve iþletme kriterlerinin önemsenmemesi olduðu anlaþýlmaktadýr. Rapor Bu son olayda yaþananlar 17 Aðustos ve 12 Kasým 1999 depremlerinin yaratmýþ olduðu kayýplar örneðinde olduðu gibi 1950 lerden bu yana geniþleyerek sürdürülen plansýz bir sanayileþme ve kentleþmeyi kalkýnma modeli olarak benimseyen insanlarý ve kenti sermaye birikimi için ucuz iþgücü ve ucuz altyapý aracý olarak ele alan, bunlarýn sosyal ve kültürel boyutunu ve maliyetini göz ardý ederek, daha fazla para ve kazanç peþinde koþan bir anlayýþýn kaçýnýlmaz sonuçlarýdýr. Ýnsan yaþamýný ve çevreyi hiçe sayarak, daha fazla rant elde etmeyi ön planda tutan, bunun için en basit emniyet kurallarýný dahi yerine getirmeyen bir anlayýþ son yaþanan kaza da çalýþanlarý ve Körfez ilçe halkýný büyük bir facianýn eþiðine sürüklemiþtir. TÜPRAÞ ve ÝGSAÞ gibi tesislerin yakýn çevresinde bulunan 30 a yakýn LPG depolama ve dolum, akaryakýt/kimyevi madde tesislerinin bulunduðu bölge ayný zamanda 1.100 konutluk insan yerleþimini de kapsamakta ve bölge imar ve iskana açýk durumdadýr. Bu olgu bile olasý bir facianýn boyutlarý hakkýnda yeterli bir fikir vermektedir. Bölgedeki tesislerde deðiþik standartlarýn uygulandýðý, bazý firmalarýn ise hiçbir standarda uymayan iþletme þartlarýnda faaliyet gösterdikleri saptanmýþtýr. Bölgede bulunan LPG depolama ve dolum tesislerinin risk analizlerinin yapýlmamýþ olduðu dolayýsýyla Acil Planlarýn yaný sýra iyileþtirme planlarýna sahip olmadýðý, firmalarýn iþ emniyeti, saðlýk ve çevre korunmasýna yönelik yönetim sistemlerine sahip olmadýklarý tespit edilmiþtir. Bu saptamalar ýþýðýnda Deprem bölgesinin önemli bir bölümü için geçerli olan, ancak tesislerin özelliði nedeniyle Körfez ilçesi öncelikli, bölgenin olasý endüstriyel kazalara karþý önlemleri gündeme getirilmelidir. 13
Baþta çalýþanlarýn ve halkýn, çevrenin korunmasý gereði büyük kazalara potansiyel alanlar (tesisler, bölgeler) için sistematik bir yaklaþým zorunluluðunu ortaya çýkarmaktadýr. Bu tür tesislere ruhsat verilmesi aþamasýndan önce tank kapasitesi ve tank operasyon emniyet mesafeleri göz önüne alýnarak tesis yerleþim planýnýn uygunluðu arazinin büyüklüðü ile birlikte ele alýnarak proje aþamasýndan baþlayarak denetlenmelidir. Tesisin iþletme ruhsatý almadan önce de mühendislik standartlarýna uygunluðu denetlenmelidir. Tüm denetim süreçlerinde baðýmsýz denetim kurumu iþlevindeki kuruluþlara yer verilmelidir. TMMOB ve odalarý sahip olduklarý bilgi birikimleri ve uzmanlýk alanlarýnda kamu çýkarlarýnýn korunmasý misyonuyla bu süreçlerde yer alabilmelidirler. Kaza meydana geldikten sonra alýnacak önlemleri içeren acil planlarýn yeterli olmadýðý unutulmamalýdýr. Bütün firmalar iþ saðlýðý, emniyeti ve çevre yönetim sistemlerini oluþturmalý, risk analizlerini yapmalýdýr. Risk analizlerinin sonucunda görülen eksikliklerin iyileþtirme planlarý ile giderilmesi saðlanmalýdýr. Tesislerin iþ emniyeti, saðlýðý ve çevre konularýnda uygun ve emniyetli faaliyetlerde bulunabilmeleri için mutlaka uzman personel istihdam etmeleri saðlanmalýdýr. Tesislerin kontrol ve denetimlerinde mutlaka iþ emniyeti ve mühendislik standartlarý, iyileþtirici eylem planlarý, acil durum planlarý ve eðitim planlarý ile bunlarýn gerçekleþtirilme seviyeleri sorgulanmalýdýr. Bölgedeki ilgili kurum ve kuruluþlarýn iþbirliðini saðlayýcý çözümü planlý ve koordineli yaklaþýmla ele alan bir anlayýþý ön plana çýkartmak gereklidir. Tesisler acil durum ekipleri örgütleyerek onlarýn gerekli eðitimi almalarýný saðlanmalý, destekleyici birimlerle iliþkilerini pekiþtirmeli, kuruluþlar arasý iþbirliði þiar edinmelidir. Bu bir fabrika yada tesisin oluþumu aþamasýnda þart kýlýnmalýdýr. Ýnsanýn, doðanýn ve kültür varlýklarýmýzýn korunmasý, bu ekiplerin yeterliliðine baðýmlýdýr. Çalýþanlarýn haklarýnýn korunmasý, gözetilmeli, çalýþma yaþlarý ve yeterlilikleri etkin bir þekilde denetlenmeli, iþ kazalarýnýn neden ve sonuçlarýnýn tüm çalýþanlara doðru ve açýk olarak anlatýp anlatýlmadýðýna da bakýlmalýdýr. Sanayi kuruluþlarý saydamlýðý benimseyerek kimyasallarýna iliþkin veri bankasýný halka açýk olacak þekilde oluþturmalý ve bilgi alýþ veriþine giriþmeli, böylece de Tehlikeli Madde Envanteri ile Acil Duruma Müdahale Ekipmanlarý Envanterleri nin oluþturulmasýný saðlamalýdýr. Ýnsaný, doðayý, ekonomik ve kültürel varlýklarýmýzýn korunmasýna yönelik olarak kolektif çalýþmayý benimseyen bir toplumsal iradenin oluþturulmasý zorunluluðunun anlaþýlmasý, yasalarýn iþletilmesi ve ciddi denetleme mekanizmalarýnýn yaratýlmasý gereklidir. Özetlenen bu yaklaþýmlarýn eksenini ise en büyük gereksinim olan Bölgesel Stratejik Plan o- luþturmaktadýr. Bölgesel geliþme, koruma, kullanma, denge ve stratejilerinin belirleneceði bölge planýnýn; sanayi, tarým, turizm vb. sektörlerin yaný sýra, saðlýklý imar, ulaþým, afet ve deprem planlarý ile birlikte hazýrlanmasý; afet merkezi, özel ihtisas (Yanýk, Zehirlenme, Mikrocerrahi) hastanesi, günün teknolojisine uygun, doðruyu bulan ve kendi kendine yenileyebilen bir savunma planý ile ilgili mevzuatýn o- luþturulmasý; gerekli sigorta ve risk deðerlendirme mekanizmalarýnýn iþletilmesi gereklidir. 14
Körfezde, petrol türevleri ve kimyevi maddelerin depolanmasý, transferi, üretimi ve iþlenmesine yönelik olarak faaliyet gösteren ve ne kendi aralarýnda ne de hemen yanlarýnda yer aldýklarý yerleþim alanlarý i- le aralarýnda hiç bir ayýrýcý bant, güvenlik bölgesi o- luþturulmamýþ olan bu 30 sanayi tesisinin, üstelik fay hattý üzerinde yer aldýðý bilinmesine raðmen, yer seçim ve yerleþme kararlarýný bu þekilde koruma kararýnda ýsrar edilecekse,bu tesislerin bölgeye getirdikleri risk bilindiði halde, Ýstanbul Teknik Üniversitesi (ÝTÜ), Türkiye Bilimsel ve Teknik Araþtýrma Kurumu (TÜBÝTAK), Marmara Araþtýrmalar Merkezi (MAM), Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü(GYTE) gibi pek çok kurumun raporlarýna raðmen tasfiye edilmesi kararý verilmeyecekse, bunun sorumluluðu; ilgili kurum ve kuruluþlardadýr, TBMM ndedir, hükümetlerdedir. Bu sorumluluðu alanlar, söz konusu tesislerin iþletme-emniyet kurallarýný ve kriterlerini denetleme, bu konudaki standartlarý belirleme ve geliþtirme sorumluluðunu da taþýmaktadýrlar. Bunun gereðini yerine getirmeleri bir zorunluluktur. Bu tür tesislerin güvenlik mesafelerinin taþýdýklarý risklere göre yeniden belirlenmesi zorunluluktur, bu mesafeler içerisinde yer alan yerleþim alanlarýnýn kamulaþtýrýlmasý, kamulaþtýrma iþleminin finansýnýn devlet tarafýndan deðil, tesis sahipleri tarafýndan saðlanmasý, bu alanlarýn Bakanlar Kurulu kararý ile afet bölgesi, yapý için yasaklý alan ilan edilmesi zorunluluktur. bu bölgelerde ruhsatlý binalarda yaþamakta olan insanlarýn konut için hak sahibi edilmeleri zorunluluktur. Bunun yanýnda AKÇAGAZ yangýnýnda görüldüðü gibi, bir tesiste çýkacak olasý bir yangýn, patlama diðer tesislere de sýçrama tehlikesine sahiptir. Bu tür I. ve II. sýnýf gayri sýhhi müesseseler kapsamýna giren tesislerin birbirlerine güvenlik - yaklaþma mesafelerinin ne olmasý gerektiði konusunda da gerekli çalýþmalar yapýlarak, standartlar ve koþullar imar mevzuatýna aktarýlmalýdýr. Gelecek Ýçin Ne Yapmak Gerekir? Deprem Konseyi nin hazýrladýðý Deprem Zararlarýný Azaltma Ulusal Stratejisi raporuna göre: Ülkemizde 1940 lý yýllardan baþlayarak yaþanan hýzlý nüfus yýðýlmalarý, kentlerin plan dýþý büyümesine, doðanýn ve tarihsel mirasýn önemli ölçülerde kaybedilmesine, deðerli tarým alanlarýnýn, orman, su havzalarý ve sel yataklarý, doðal dolgu alanlarý ya da heyelan bölgelerinin yapýlaþma baskýsý altýnda kalmasýna yol açmýþtýr. Yapýlaþmanýn denetlenmesi, bu konudaki yetkikaynak çeliþkisi, mevzuat vb. yaþanan pek çok sorun yanýnda, çýkarýlan af yasalarý ile de olanaksýz hale getirilmiþtir. Bu tutum, olasý tehlikeler karþýsýnda kentlerde yýðýlan insan ve ekonomik deðerlerin, güvensiz ortamlarda ve niteliksiz bir yapý stoku içinde yüksek riskler üstlenmeleri sonucunu getirmiþtir. Plan ölçeðinde, imar mevzuatýnýn planlamaya esas olacak temel veri olan; deprem ve diðer afet tehlikesinin belirlenmesi çalýþmalarýný gözardý etmesi nedeniyle planlarýn hazýrlanmasýnda basit ve yüzeysel bir jeolojik etütle yetinilmesi, alýnan plan kararlarýnýn afete duyarlý olmasý önünde engel teþkil etmiþtir. Yapý ölçeðinde ise, ek imar haklarý tanýnarak tasarlanandan fazla kat ve yüzölçümü elde edilmesi, taþýyýcý sistemlerde geliþigüzel deðiþiklikler yapýlmasý yönünde belediyelere ve yetkili diðer kurumlara pek çok baský yapýlmýþtýr. Bu davranýþlara, ruhsatlý yapý stokunda bile görülen malzeme ve iþçilik yetersizliklerinin de eklenmesiyle güvenlikten uzak, mimarlýk ve mühendislik teknik ve kültürü açýsýndan yetersiz büyük bir yapý stoku oluþmuþtur. Türkiye de deprem zararlarýnýn aþýrý olmasýnýn baþlýca nedeni, gerek imar ve yer seçimi kararlarýnda, gerekse yapýlaþma iþlerinde, planlama- projelendirme ve uygulamanýn yetersiz olmasý ve denetim yapýlmasýna olanak verecek koþullarýn bulunmamasýdýr. Oysa, deprem ve diðer afet zararlarýnýn azaltýlmasýnda en etkili rolü oynayacak önlemler, yapýlar, kentsel alanlar ve yerleþme bütünü ölçeðinde baþvurulacak deðerlendirmelere dayalý imar kararlarý içeriðinde yer alýr ve bu yolla uygulama bulur. Gerek yerleþime yeni açýlan alanlarda, gerekse yerleþilmiþ alanlarda deprem ve diðer afet zararlarýný azaltma a- maçlý çalýþma biçimlerinin hemen hepsi doðrudan i- mar etkinlikleri ve mevzuatý kapsamýndadýr. Bu nedenle afet zararlarýný azaltmak üzere, kentsel risk belirleme ve risk yönetimi konularýnda tek- 15
nik yöntemlerin geliþtirilmesi, bunlarýn imar sistemi ile bütünleþtirilmesi, ilgili mevzuatta kapsamlý deðiþikliklerin yapýlmasý ve belediyelere kent planlamasý görevini bu doðrultuda yürütebilmeleri için kaynak, yetkilendirme ve teknik desteklerin verilmesi gerekmektedir. Bugün, deprem ve diðer afet türlerinin tehlikesi altýnda bulunan tüm yerleþim alanlarýnda, belediyelerce ve ilgili tüm kurum ve kuruluþlarýn da katýlýmý ile, yerleþim alanlarýnýn afet güvenliðinin saðlanmasýna yönelik olarak ortak bir programýn ve kapsamlý bir iþ bölümünün geliþtirilmesi zorunluluk arz etmektedir. Bu programýn, yerleþme ölçeðinde yerbilimsel araþtýrmalara ve kentsel risk belirleme çalýþmalarýna öncelik vermesi, bir özel ana plan hazýrlanmasý, uygulamalar için yaptýrým gücünün elde edilmesi ve bu uygulamalar için kaynak saðlama yöntemlerinin geliþtirilmesi gerekmektedir. Bu amaçla ilgili mevzuat düzenlemelerinin de yapýlmasý gereklidir. Afetlere karþý hazýrlýklý olmak, afet öncesi riskleri görmek ve bunlara karþý can güvenliðini saðlayacak önlemleri almak birincil önceliðe sahiptir. Temel insan hakký ve anayasal bir hak olan can güvenliðinin olduðu saðlýklý bir çevrede yaþama hakký nýn saðlanmasý için; ülke ölçeðinde ve bölgesel düzeyde yapýlmasý gereken olmazsa olmazlar vardýr. Ülke ölçeðinde Devlet Planlama Teþkilatý kanunla kendisine verilen görevi yerine getirerek ülke genelinde bölge planlarýný, bölgesel üretim süreci ve bölgenin taþýdýðý afet risklerini dikkate alarak yapmalýdýr. Ýlgili bakanlýk çevre düzeni planlarýný ülke genelinde hayata geçirmelidir. Belediyeler mevcut yer bilim araþtýrmalarý son teknolojik geliþmeler doðrultusunda yeniden yapmalý, bu doðrultuda üst ölçekli planlara da uygun olarak ülke genelinde tüm kent planlarý yeni bir anlayýþla irdelenmelidir. Marmara bölgesi baþta olmak üzere; Türkiye nin deprem riski altýnda bulunan Doðu ve Güneydoðu Anadolu, Ege ve diðer bölgelerin; Yerleþim alanlarýnýn yapý stoku envanterinin çýkarýlarak, mevcut yapý stoklarý mühendislik açýsýndan bilimsel olarak elden geçirilmeli, can güvenliðini tehdit e- den, yýkýlmasý gereken yapýlar yýkýlmalý, sadece teknik araþtýrma sonunda belirlenecek yapýlar güçlendirilmelidir. Yapý stoku üzerinde yapýlan araþtýrmalara paralel olarak, yapýlarýn yer aldýðý yerleþim bölgeleri ü- zerinde de afet riskleri baþta olmak üzere diðer koþullar da dikkate alýnarak; tasfiye, iyileþtirme, dönüþüm, yenileme ve benzeri sosyal boyutu da olan projeler hayata geçirilmelidir. Bu amaçla mevzuatta ge- YAÞADIÐIMIZ FELAKETÝ UNUTMADIK! UNUTTURMAYACAÐIZ! 16
rekli düzenlemeler yapýlmalý, Konut Müsteþarlýðý gibi kurumlara ek görevler verilmeli ve bu projeler i- çin gerekli kaynak saðlanmalýdýr. Afetler konusunda kanun ile verilmiþ yetki ve sorumluluklarý olan kamu kurumlarý ve kuruluþlarý; planlama, denetim, üretim ve düzenleme konularýndaki görevlerini yerine getirmeleri konusunda yetki ve kaynaklarla donatýlmalýdýr. Saðlýklý bir çevrede yaþam hakkýný güvenceye alacak yeni konut ve çalýþma alanlarýnýn oluþturulmasý için insanlýðýn kolektif aklýný ve iradi etkinliðini temsil eden planlamayý toplumsal yaþamýmýza sokacak bir sürece girilmelidir. Deprem vergileriyle toplanan kaynaklarýn yönetimi açýk olmalý, denetimin, baðýmsýz bir kurul (deprem maðdurlarýnýn temsilcileri, baðýmsýz uzman, akademisyenler, ilgili meslek kuruluþlarý ve kamu kuruluþlarý temsilcileri) tarafýndan yapýlmalýdýr. Marmara daki riskin ortadan kaldýrýlmasý için gerekli finans kaynaðýnýn saðlanmasýnda, 1950 den bu yana kentleþme ve sanayileþme sürecinde kamu kaynaklarýný sermaye birikim aracý haline getiren çevrelerin katkýlarýný zorunlu kýlan düzenlemeler yapýlmalýdýr. Bilirkiþilik kurumu yeniden ele alýnarak, kurumsal düzenleme TMMOB nin yetki ve sorumluluk alanýnda bir olgu olarak deðerlendirilmelidir. Bölge ölçeðinde Deprem bölgesinin önemli bir bölümü için geçerli olan, ancak endüstriyel tesislerin özelliði nedeniyle Körfez ilçesi öncelikli, bölgenin olasý endüstriyel kazalara karþý önlemleri gündeme getirilmelidir. Bölgede bulunan LPG depolama ve dolum tesisleri gibi tüm endüstriyel tesislerin risk analizlerinin yapýlmasý saðlanmalýdýr. Bu tür tesislerin güvenlik mesafelerinin taþýdýklarý risklere göre yeniden belirlenmesi zorunluluktur. Bu mesafeler içersinde yer alan yerleþim alanlarýnýn kamulaþtýrýlmasý iþleminin finansmanýnýn tesis sahipleri tarafýndan saðlanmasý, bu alanlarýn Bakanlar Kurulu kararý ile afet bölgesi, yapý yasaklý alan ilan edilmesi zorunluluktur. Bu bölgelerde ruhsatlý binalarda yaþamakta olan bölge halkýnýn konut için hak sahibi yapýlmasý zorunluluktur. Adapazarý nda zeminin taþýyamayacaðý yerlerdeki fazla katlarýn yýktýrýlarak, yapýnýn projesinin iki kata uygun hale getirilmesi koþuluyla onarýmýna izin verilmeli, hak kaybýna uðrayan mülk sahiplerinin kayýplarý telafi edilmelidir. Afet bölgesindeki orta hasarlý olup onarýlmayan binalarýn yýkým kararlarý alýnmalýdýr. Aðýr hasarlý olup halen yýkýlmamýþ olan binalar ise bir an önce yýkýlmalýdýr. Bu binalarda oturanlar hak sahibi sayýlmalýdýr. Enkazý kaldýrýlmayan binalarýn tasfiyesi saðlanmalýdýr. Kalýcý konut alanlarýndaki saðlýk ocaðý, okul gibi sosyal/teknik donatý alanlarýnýn yapýmý tamamlanmalýdýr. Kalýcý iþyerlerinin yapýmý tamamlanmalýdýr. Bu yapýlar iþyeri niteliklerine uygun olarak projelendirilmeli ve tip proje uygulamasýndan vazgeçilmelidir. Kalýcý konut alanlarý ile mevcut yerleþim merkezleri arasýndaki ulaþým baðlantýlarý saðlanmalýdýr. Yukarýda belirtilen çözüm önerileri kapsamýnda TMMOB nin, mühendislik ve mimarlýk alanýnda kendi üzerine düþen görev ve sorumluluðu yerine getirmesindeki kararlýlýðý siyasi iktidarýn engellemelerine karþýn sürmektedir. Ülkemizin baskýn seçim ortamýndan çýktýðý þu günlerde bir kez daha hatýrlatýyoruz: Deprem bölgesinin sorunlarýnýn çözümünde halkýmýzýn sorunlarýna öncelik tanýyacak bir siyasi iradenin varlýðý zorunludur. Günümüzün temel sorunu emekten yana, baðýmsýzlýkçý, temel insan haklarýna dayalý, sosyal hukuk devletini temel alan bir siyasi iradenin oluþturulmasý ve iktidara taþýnmasýdýr. 17