SÜREÇ ANLAYIŞINDA AHLAKİ EYLEMİN TEMELLENDİRİLMESİ

Benzer belgeler
FELSEFİ PROBLEMLERE GENEL BAKIŞ

SANAT FELSEFESİ. Sercan KALKAN Felsefe Öğretmeni

ORTAÇAĞ FELSEFESİ MS

philia (sevgi) + sophia (bilgelik) Philosophia, bilgelik sevgisi Felsefe, bilgiyi ve hakikati arama işi

EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 11. SINIF FELSEFE DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Matematik Ve Felsefe

Fen - Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü

GÜMÜŞHANE ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESİ Felsefe Bölümü DERS İÇERİKLERİ

Dersin Adı Kodu Yarıyılı T+U Kredisi Akts Felsefeye Giriş IV

AHLAK FELSEFESİNİN TEMEL KAVRAMLARI

İÇİNDEKİLER. Yedinci Baskıya Önsöz 15 İkinci Baskıya Önsöz 16 Önsöz 17 GİRİŞ 19 I. BÖLÜM FELSEFE ÖĞRETİMİ 23

ÜNİTE:1 Sorumluluk Kavramları ve İşletmelerin Sosyal Sorumlulukları. ÜNİTE:2 İş Ahlakı ve Önemi. ÜNİTE:3 İş Ahlakı ve Etik Yaklaşımlar

İYİ VE KÖTÜ NÜN KÖKENLERİ

Felsefe Nedir OKG 1201 EĞİTİM FELSEFESİ. Felsefe: Bilgelik sevgisi Filozof: Bilgelik, hikmet yolunu arayan kişi

EĞİTİMİN FELSEFİ TEMELLERİ. 3. Bölüm Eğitim Bilimine Giriş GÜLENAZ SELÇUK- CİHAN ÇAKMAK-GÜRSEL AKYEL

6 Sofistlerin O rtaya Ç ıkışın d a Etkili O lan Felsefe-D ışı N edenler ıo Felsefi N ed enler

4.HAFTA/KONU: IMMANUEL KANT IN ETİK GÖRÜŞÜ: İNSANIN DEĞERİ. Temel Kavramlar: Ahlak yasası, isteme, ödev, pratik akıl, maksim.

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS FELSEFEYE GİRİŞ DKB

İnsanı Diğer Canlılardan Ayıran Özellikler

7.Ünite: ESTETİK ve SANAT FELSEFESİ

Ahlâk ve Etikle İlgili Temel Kavramlar

İSMAİL TAŞ, MEHMET HARMANCI, TAHİR ULUÇ,

ÖDEV ETİĞİ VE İMMANUEL KANT

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK (DÖRT YIL) DERS PROGRAMI (YENİ DÜZENLEME)

BILGI FELSEFESI. Bilginin Doğruluk Ölçütleri

İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ 8 YARIYILLIK DERS PROGRAMI (İNG. KAPANDIKTAN SONRA)

10. hafta GÜZELLİK FELSEFESİ (ESTETİK)

Temel Kavramlar Bilgi :

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

ÜNİTE:1 Psikolojinin Tanımı ve Kapsamı. ÜNİTE:2 Psikolojide Araştırma Yöntemleri. ÜNİTE:3 Sinir Sisteminin Yapısı ve İşlevleri

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

Bölüm 1: Felsefeyle Tanışma

Mesleki Sorumluluk ve Etik-Ders 1 Sorumluluk-Ahlak-Etik-Etik Teorileri

MAREŞAL FEVZİ ÇAKMAK İLKOKULU ETİK KOMİSYONU FAALİYET PROGRAMI

V. Descartes ve Kartezyen Felsefe

kaza, hükmetmek, Terim anlamı ise kaza, yaratılması demektir.

MİTOLOJİ İLE İLGİLİ TEMEL KAVRAMLAR

Yaşam Boyu Sosyalleşme

DOÇ. DR. DOĞAN GÖÇMEN DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ FELSEFE BÖLÜMÜ

HUKUK FELSEFESİNİN TEMEL SORUNLARI

WHİTEHEAD DE METAFİZİK VEYA SPEKÜLATİF FELSEFE. Metaphysic or Speculative Philosophy in Whitehead

İçindekiler. Kısaltmalar 11 Yeni Baskı Vesilesiyle 13 Önsöz 15

İnönü Üniversitesi Fırat Üniversitesi Siirt Üniversitesi Ardahan Üniversitesi - Milli Eğitim Bakanlığı ‘Değerler Eğitimi’ Milli ve Manevi Değerlerimiz by İngilizce Öğretmeni Sefa Sezer

T. C. MALTEPE ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ İNSAN HAKLARI YÜKSEK LİSANS PROGRAMI Bahar Yarıyılı

Hatta Kant'ın felsefesinin ismine "asif philosopy/mış gibi felsefe" deniyor. Genel ahlak kuralları yok ancak onlar var"mış gibi" hareket edeceksin.

Aristoteles (M.Ö ) Felsefesi

Ve Brahman bir felsefedir ve o çeşit anlamlarıyla felsefi ve edebi yazılarda kullanılır.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİ İŞLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

3/7/2010. ÇAĞDAŞ EĞİTİMDE ÖĞRENCİ KİŞİLİK HİZMETLERİNİN YERİ ve ÖNEMİ EĞİTİM EĞİTİM ANLAYIŞLARI EĞİTİM

1.4.Etik Sistemleri Etik ilkelerin geliştirilmesinde temel alınan yaklaşımlar hakkaniyet ilkesi, insan hakları, faydacılık ve bireysellik

DEÜİFD, XXXIII/2011, ss SÜREÇ FELSEFESİNDE ONTOLOJİK PRENSİPLERİN TEMELLENDİRİLMESİ Dr. Kasim MOMİNOV * ÖZET Süreç Felsefesi denildiğinde ilk

İnsanların kurduğu bireysel ve toplumsal ilişkilerin temelini oluşturan değerleri, normları, kuralları, doğru-yanlış ya da iyi-kötü gibi ahlaksal

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

T.C. ERCİYES ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürlüğü

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

1.Tarih Felsefesi Nedir? 2.Antikçağ Yunan Dünyasında Tarih Anlayışı. 3.Tarih Felsefesinin Ortaçağdaki Kökenleri-I: Hıristiyan Ortaçağı ve Augustinus

ONTOLOJİK KANIT VE AHLAK KANITI İLAHİYAT LİSANS TAMAMLAMA PROGRAMI DİN FELSEFESİ. Prof. Dr. Metin YASA

VARLIK ve ZAMAN - Genç Gelişim Kişisel Gelişim

FELSEFE BÖLÜMÜ LİSANS PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ I.YARIYIL DERSLERİ

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Çoğuldizge Kuramı. Ünal Yoldaş* Giriş

ÜNİTE:1. Kurallar, Devlet ve Hukuk ÜNİTE:2. Hukukun Uygulanması ÜNİTE:3. Hukuk Sistemleri ve Türk Hukuk Tarihi ÜNİTE:4. Yargı Örgütü ÜNİTE:5

1.Estetik Bakış, Sanat ve Görsel Sanatlar. 2.Sanat ve Teknoloji. 3.Fotoğraf, Gerçeklik ve Gerçeğin Temsili. 4.Görsel Algı ve Görsel Estetik Öğeler

İSLAM KURUMLARI VE MEDENİYETİ

Hegel, Tüze Felsefesi, 1821 HAK KAVRAMI Giriş

HUKUK VE HUKUK BİLİMİ ÜZERİNE

BİLGİNİN SERÜVENİ Necati Öner Vadi Yayınları, Ankara 2005, 80 s. Yakup YÜCE

İçindekiler. Önsöz 11 Kısaltmalar 15

DERS ÖĞRETİM PLANI. Prof. Dr. Yaşar AYDINLI

İBN RÜŞD DE DİN-FELSEFE İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA TE VİL

Öğretmenlik Meslek Etiği. Sunu-2

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Adalet MYO. Adalet Programı. Yargı Örgütü Dersleri


EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI 7. SINIF DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ DERSİ DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

ESTETİK (SANAT FELSEFESİ)

11/26/2010 BİLİM TARİHİ. Giriş. Giriş. Giriş. Giriş. Bilim Tarihi Dersinin Bileşenleri. Bilim nedir? Ve Bilim tarihini öğrenmek neden önemlidir?

Gençler, "İrade, Erdem ve Hürriyet" Temasıyla Buluştu

AYP 2017 ÜÇÜNCÜ DÖNEM ALIMLARI

Dr. Uğur URUŞAK. Ceza Hukukunda Hukuka Uygunluk Sebebi Olarak Bir Hakkın Kullanılması

17. yy. Dehalar Yüzyılı

Ben Neyim? Şahabettin Yalçın * What am I? B E Y T U L H I K M E A n I n t e r n a t i o n a l J o u r n a l o f P h i l o s o p h y

Tefsir, Kıraat (İlahiyat ve İslâmî ilimler fakülteleri)

KAVRAMLARIN ANLAMINI KARŞITLARI BELİRLER

nsan pazarlık yapan hayvandır, der Adam Smith. Pek tabiidir ki ekonomik

Ders Kodu Ders Adı İngilizce Ders Adı TE PR KR AKTS SOS 104 Ekonomiye Giriş SOS 106 Sosyal Psikolojiye Giriş

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS MESLEKİ İNGİLİZCE II İLH

KANT FELSEFESİNDE PRATİK AKLIN ÖZGÜRLÜK POSTULATI

Prof.Dr.Muhittin TAYFUR Başkent Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Beslenme ve Diyetetik Bölümü

[Kudemâ-i hukemâdan aktaran, Tûsî, AN, s. 58/78(58)]

FELSEFE BÖLÜMÜ SOFİSTLER DERSİ DERS NOTLARI (3)

Descartes Felsefesinde Cogito ve Tanrı nın Konumunun Bilgi ve İnanç Konusuna Etkisi

TÜRK EĞİTİM SİSTEMİ VE OKUL YÖNETİMİ. Nihan Demirkasımoğlu

MÂTÜRÎDÎ KELÂMINDA TEVİL

İŞLETMELERDE SOSYAL SORUMLULUK VE ETİK

Ders Adı Kodu Yarıyılı T+U Saati Ulusal Kredisi AKTS

ilgi ve dikkati zorunlu kılmaktadır. Tarihte felsefî bütünlüğü kurulmamış, epistemolojik, etik, estetik ve metafizik boyutları düşünülmemiş hiçbir

İNSANIN YARATILIŞINDA FITRAT- DEĞER İLİŞKİSİ VE FITRATA MÜDÂHALE / DEĞERLERİN AŞINMASI

AŞKIN BULMACA BAROK KENT

MİT VE DİN İLİŞKİSİ. (Kutsal Metinlerle İlişkisi) DR. SÜHEYLA SARITAŞ 1

Transkript:

SÜREÇ ANLAYIŞINDA AHLAKİ EYLEMİN TEMELLENDİRİLMESİ ÖZET Ahlak felsefesinde ahlaki eylemi, yasaya uygun hareket etmeyi ve bu hareketin neticesinde ise davranışın hem iç hemde dış özellikleri değerleri bakımından ele alınır. Süreç anlayışında biz bu değerlerin nasıl oluştuğu ve hangi noktalarda kendisini belirlediğini açıklamaya çalışacağız. Ayrıca süreç anlayışında ahlaki eylemlern oluşmasında tecrübenin ve şuurun önemi ve konumunu tartışacağız. Çünkü süreç düşüncesinde bu farklılık kaynağı bakımından ikilemcil bir yön izlemekle beraber her biride kendine özgü düşüncesiyle dikkat çekmektedir. Şöyleki süreç düşüncesi aslı çıkış noktası Hırıstiyan düşüncesinin eas ana problenlerini ele alması ve bu konuda fikirlerini yürütmesi bakımından ahlaki eylemlerin temellendirilmesinde de yine düşünce bazında da o ana problemin çerçevesinde kalmıştır. Diğer taraftan süreç düşüncesini benimseyen ama kendine has özgür düşünceleri ile fikirlerini beyan eden islam düşünürleri açısından ise ahlaki eylemlerin ortaya çıkış noktası farklıdır. Biz işte bu bağlamda makalemizde söz konusu ettiğimiz ahlaki eylemlerin temellendirilmesi problemini ele alırken bu noktada ahlaki değerlerin felsefi konumunu düşünce bazında insanın varlıkla olan ilişkisi ve ona yönelmesindeki arzu ve isteklerin değerinden ötürü bireyin aileden başlayarak elde ettiği değerlerle ilişkilendirerek nasıl gerçekleşebileceği hakkında irdelemeye çalışacağız. Bu değerleri Varlık ve Benlik açısından ele alıp ünlü düşünürlerin fikirleri ile bir çerçeve içerisinde açıklamaya çalışacağız.

ABSTRACT Moral philosophy, moral actions is take in accordance with the law and the behavior as a result of this action with respect to both domestic and foreign properties. We will try to explain this points how they copmosing and which points they can be understandable. In addition, we will discuss the positions of the formation moral actions in the process of experience and consciousness of the understanding and the importance of moral actions. Because the source of this difference with binary in terms of thought process take a consideration of one for an other regarding in to their unique idea. It just points out the original Christian idea of the thought process to address to the main problems moral actions in terms of conduct and justify their ideas in this regard on the basis of the idea that the main problem still remained within the framework. On the other hand the process to adopt the idea, but with its own free thoughts of the moral actions in terms of ideas of thinkers who declare that Islam is different from the starting point. We are here in this our article regarding that moral actions justifications at this point when addressing the problem, we will try to explore how about take place of the philosophical position of moral values of human existence on the basis of the relation of thought and how the desires and wishes starting to realization, in regard for associating with values derived from the individual's family. We will try to explain these values in terms of with the framework ideas of Self-renowned thinkers.

Süreç Anlayışında Ahlaki Eylemlerin Temellendirilmesi Ahlak felsefesinde ahlaki eylem, yasaya uygun hareket etme şeklinde ifade edilir. Eylemin dış yüzü davranışı, iç yüzü tutumu gösterir. Kanunlar birey ve toplum tarafından benimsenmiş insan yaşamına yön veren kurallar topluluğudur. Konusu insanın toplumdaki eylemleridir. Buna göre ahlak felsefesi, ahlaki eylemlerin amacı nedir? İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür? Ahlaki yargıların özellikleri nelerdir gibi sorulara yanıt arar. Süreç felsefesi ahlaki eylemin temelleri hakkında görüşleri sergilerken bir tür zihinden hareket ederek fikirleri temellendirmektedirler. Orada zihnin işlevselliği, tikelden tümele doğru bir yol izlemektedir. Ahlaktan söz edebilmek için bir eylemin olması gerekir, bir

eylemin meydana gelmesi için de ilk önce zihnin davranışlarına ihtiyaç vardır. Çünkü düşünce olmadan fiil de olmaz. Dolayısıyla süreç felsefesi düşünürlerinin ifade ettikleri en yüksek his, tecrübe 1 gibi kavramlar hep özünde zihnin çalışmasını gerekli kılan kavramlardır. İnsan sosyal bir varlık olarak yaşarken, kimliğini bu kavramlarla ifade edebildiği düzeyde, nitelikli bir şekilde ortaya koyar. Süreç felsefesinin anlayışı bu konuda ne kadar Descartesvâri 2 bir anlayışa sahip olsa bile ilişkisi bakımından farklılık arz etmektedir. Çünkü süreçci anlayışa göre Tanrı düşünmeyle birlikte vardır. Oysa klasik anlayışta Tanrı ontolojik anlamda dışta, dünyadan bağımsız olan varlıktır. Dolayısıyla Whitehead in ahlak teorisinde tecrübe, iyilik, kötülük, değer, önem gibi birçok temel terimin oluşması ve tanımlanmasında his ve duyguların rolü ayrı bir öneme sahiptir. 3 Buradan hareketle Whitehead in ahlak felsefesini ahlaki ilgi teorileri arasında sınıflandırılabiliriz. Önem düşüncesi aynı zamanda önemin cinsinden ve önemin türünden söz eder. Burada önem, bir boşlukta olan bir durumda değildir, o bizi gerçeğin kendisine ulaşmada aktüelliğe götüren bir davranışı gerekli kılan şeydir. Önem ve zihinsel özgürlük Whitehead in felsefesinde uç noktalardadır. Ona göre ahlakilik tüm bunların sınırlarını bilmekte yatar, yani ahlakilik birisinin sınırlarına geçmemekte yatar. Onun için Whitehead, önem her zaman gördüğümüz gibi kendisini ortaya çıkarmadır, halden hale geçiştir, benim önemim şimdi benim duygusal değerimdir der. 4 Öyle anlaşılıyor ki bu görüşe göre insanın kişiliğinin oluşması, yani ideal kişilik, onun Tanrının varlığını kavramasıyla birlikte ortaya çıkmaktadır. Bu düşünce teolojik ahlakın temellendiği yerdir diyebiliriz. Çünkü ilişki bu noktadan hareketle başlamakta ve insan işleyeceği fiilleri bu ilişkilerle zihninde, yaşadığı tecrübeleri tartarak yapmaya o fiillere değer vermeye başlamaktadır. Bu bakımdan söz konusu ilişkinin nasıl ortaya çıktığı ve ahlaki eylemin nasıl veya hangi düşüncelere dayanarak temellendirilebileceği gibi sorulara yanıt verebilmemiz için ontolojik kanıt çok önemli bir yere sahiptir. Zira ontolojik delilde Tanrı nın varlığına dış dünyadan değil, insan zihninde var olan mükemmel varlık yada zorunlu varlık düşüncesinden ulaşılır. İnsan, her şeyin kendisiyle hayat bulmuş olduğu bir mükemmel varlık fikrinin kendi iç dünyasında bulunduğunu müşahede ederken, böyle bir 1 Johnson A.H., Whitehead's Theory of Relaity, Boston The Beacon Press, 1952, s.95. 2 Bilindiği gibi Descartes'te zihnin işlevi düşünüyorum öyleyse varım Tanrı'nın varlığı konusunda zihnin varlığı Tanrı'nın varlığına işaret etmiştir. 3 Whitehead, Modes of Thought, New York: Macmillan, The Free Press, New York, 1938, s. 107. 4 Whitehead, a. g. e, s. 107-108.

varlığın zorunlu olarak var olması gerektiğini de anlamaya başlar. İşte bazen farkında olarak, bazen de ciddi mantıkî tahliller yapmadan insanın içinde hissettiği bu yüce varlık fikri, Tanrı nın var oluşunun en büyük kanıtıdır. Düşünce tarihinde ontolojik delilin ilk izlerine İslâm Felsefesi nde Fârâbî ve İbn Sînâ da rastlanmaktadır. Fârâbî ye göre insan aklının ulaşabildiği en genel kavram varlık tır. Bu yüzden varlığın tanımı yapılamaz, çünkü tanım cins ve fasıldan oluşur. Varlığı kuşatacak daha küllî bir kavram bulunmadığına göre, onun tanımını yapmak mümkün değildir. Bu basit ve yalın kavramı tanımlamak için gösterilecek her çaba sadece akla yapılan bir uyarı durumunda kalacak ve bilinenin tekrarından öte herhangi bir anlam taşımayacaktır. Şu halde varlık vardır ve apaçıktır; bu konuda bir takım spekülasyonlara kalkışmak bilgimize yeni bir şey katmayacaktır. Fârâbî, ontolojik delili dış dünyaya dayanan delillerle birlikte inceler. Bu incelemeye göre Allah ın varlığı zorunludur, bir an dahi Allah ı yok kabul etmeye kalkmak, zihni çelişkiye düşürür. Fârâbî nin Ekmel Varlık Delili olarak kullandığı bu delile göre Fârâbî: Zihnimde ekmel bir varlık düşünüyorum. Kemâl vasıflarından biri de, gerçekte var olmaktır. O halde, Tanrı dan ibaret olan bu ekmel varlık mevcuttur 5 demektedir. Bu düşünce ahlakta şu açıdan önemlidir. Tanrı nın varlığını ve eylemini ahlaki ilke olarak kabul edebiliriz, nitekim süreçte Tanrı nın varlığı eylemi ile aynıdır. Yani Tanrı nın yaratması kendisiyle iç içedir. Bu da Tanrı nın fiillerinde kötülüğün olmadığını kavrama açısından, Tanrı nın adaletini kavrama açısından önemlidir. Diğer taraftan insanın ahlaki eylemde bulunurken yasalara uygun hareket etmesinden söz etmiştik. Bu nokta süreç ahlakında çok önemli bir temeli teşkil ediyor. Çünkü insan doğduktan sonra belli bir toplum ve kültürün içinde büyümekte ve o, yaşadığı toplumun değerleriyle hareket etmektedir. Fakat o toplumlarda bulunan değerler yine Tanrının koyduğu ideal ahlaki değerleri kendisinde barındırmaktadır. Bu, süreçte insanın, yaşadığı toplumun değerleri vasıtasıyla tecrübe ederek yaptığı eylemlerde son noktada Tanrı yı tanıması, yani yaptığı eylemleri ahlaki değerlerle ölçerken Tanrı nın koyduğu değerleri tanıması ve o değerler ile kendisinin yapmış olduğu ahlaki eylemlerin uyuştuğunu anlama veya kavrama anı, başka bir ifadeyle ilişki kurma anıdır. İnsanın ideal ahlak sahibi olması anlamına gelen bu durum, süreçte ideal uyum (ideal harmony) anlamına gelmektedir. 6 5 Bayraktar, Mehmet, Farâbî ve İbn Sinâ da Ontolojik Delil Üzerine, T.T. K. Ankara, 1984. 6 BROWN, Delwin, Process Philosophy and Christian Thought, Indianapolis, Bobbs-

Dolayısıyla bu kanıt hem Tanrı nın insanlığa vermiş olduğu ahlaki ilkeleri tanımlamak için, hem de insanın yapmış olduğu eylemleri ahlaki değerler olarak alabilmek için önemlidir. Çünkü insan bir ontolojik varlık olarak yaptığı fiillerde özgürdür ki bu kanıt bir bakıma süreçte insanın o ilişki, uyum noktasını tanımak için önem arz ediyor. Bu konuda İkbal daha farklı düşünmektedir. O, sonsuz ile beni bir araya getirerek Tanrı ya sıfat yapmanın doğruluğunu da tartışır ve Sonsuzun uzaysal sonsuzlukla aynı olmadığını vurgular. Çünkü uzaysal ve zamansal sonsuzluklar, mutlak değildir. Sonsuz Beni öteki benlerden ayırt edecek yaratıcılık dışında zaman ve uzay yoktur. Tanrının sonsuzluğu yayılma olarak ele alınabilir. 7 Mutlak Ben böylelikle diğer benleri kapsadığı halde onlardan tamamen farklıdır. Sonlu Benler evren içinde yer işgal ederlerken, Sonsuz Ben, onları yoğunluğuyla kaplar, yoksa uzantısı ile değil. Çünkü Descartes in dediği şekilde uzantı yahut uzam, cisimlerin yani evrenin sıfatıdır. Benlik, zihinle ilgilidir ve düşünme benin sıfatıdır. 8 Descartes beni ruhun fonksiyonu olarak ele alırken Wittgenstein bunu kabul etmez. 9 Sürekli bir yaratılış fikri üzerine kurduğu yaratma nazireyesini, Eş arilerin sonsuz irade fikrine dayandıran İkbal, bunun yetersiz olmasına rağmen Aristoteles in Statik Evren görüşünden daha isabetli ve Kuran a daha yakın olduğunu belirtir ve bu fikrin geliştirilerek daha bilimsel hale gelmesini ister. 10 İkbal, gerçekliğin derecesinin benlik derecesi ile değişebileceğini, beninbaşka benleri kendi merkez beninden hareketle dışarıda bıraktığını ve gerçekliği bundan ibaret sandığını ileri sürer 11. Bu düşünce bize Sartre ın bakış fenomenini hatırlatmaktadır. Sartre a göre insanın beni diğer varlıkları yalnızca bir nesne olarak gören bir merkezi bendir 12. King ise konuya daha farklı yaklaşarak, beni bir sosyal araç olarak ele alır. Benin amacı, toplumdaki diğer benleri, yani sonlu beni diğer sonlu benleri idrak etmedir. Bu da bedensel bendir ki o, Merril Co., Inc Press, Indianapolis 1971 s. 125 7 R. Fazlur, İbn Sina, (çev. O. Bilen), ed. M.M. Şerif, Klasik İslam Filozofları ve Düşünceleri, İnsan Yayınları, İstanbul 1997, s. 1-65. 8 Descartes. R., Felsefenin İlkeleri, (çev. M. Karasan), Vadi Yayınları, İstanbul 1997 s. 60. 9 Ludwig W., Tractatus Logico-Philosophicus, (çev. O. Aruoba), İstanbul: 1999 YKY, s.35. 10 İkbal, İslam da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü, (çev. S. Huri), Kırk Ambar Yay, İstanbul 1999 s. 86. 11 İkbal, a. g. e, s.89. 12 Akarsu, Bedia, Çağdaş Felsefe: Kant tan Günümüze Felsefe Akımları, İnkılap Yayınları, İstanbul: 1979, s. 64.

diğer kişiliklerin farkında olur. 13 İnsan, benlik şuuruna sahip bir varlıktır. Onun şuur hallerinden oluşan ben tecrübesi, halden hale geçerek sürekli bir oluşum içinde akıp giden bir tecrübedir. Ben, donuk bir varlık olamaz. Süreç içerisinde kendi tecrübesi ile kendisini oluşturur. Bende bulunan yönlendirici unsur, benin hür kişiliği olan bir sebepten ibaret olduğunu gösterir. 14 Benliğin eşyaya sahip olması inançla olur. İnanç, benliğin eşya üzerindeki hareket ve etkisidir. Benin eşya ile teması sonucunda gerçek bilgi yani inanç oluşur. 15 Öyle anlaşılıyor ki bu düşünceler, ahlaki eylemlerin nasıl ve hangi ilişkilerle ortaya çıkmakta olduğunu temellendirebileceğimiz düşüncelerdir. Sonsuz Ben, kendi kişisel teşebbüsü ile sonlu bir benin oluşmasına izin vermekle, kendi hürriyeti ve iradesi ile, kendi hürriyetini sınırlandırmıştır. Sonlu ben de onun hayatına ve hürriyetine katılır. Bu da İslam ın hür hareket etme imkanı sunmasıyla, hür davranma iradesinin benin hayatının sürekli bir parçası olmasını sağladığının kanıtıdır 16. Şuur, insanın kendisiyle, evrenle ve Tanrıyla olan ilişkilerinde kişiliğin oluşmasına katkı sağlar. Kişiliğin içinde yer alan her şuur, birer bendir. Tek başına benler, ben tecrübesini gerçekleştiremez. Bunu gerçekleştirmek için benin başka bir bene ihtiyacı vardır. İkbal, şuurlu tecrübe yorumunu beni anlayabilmenin tek yolu sayar. Şuuru bir düşünce akış olarak yorumlayan W. James in yaklaşımını ilginç bularak, onun, şuuru sürekli yanıp sönen ışığa benzetmesini de şuura aykırı bulmuştur 17. İkbal e göre ben tecrübesi, halden hale geçerek sürekli bir oluşum içindedir. Zihin halleri birbiriyle ilişki içindedir ve hepsi bir ötekine etki ederek onu açıklığa çıkarır 18. Benin, birbirine etki ederek tecrübe adını alan amillerin üstünde olmadığını savunan İkbal, tecrübenin, benin faaliyetinden ibaret olduğunu zikreder. Benin kendisi ancak algı, hüküm ve irade ile anlaşılabilir 19. Mounier ve Nedoncelle gibi personalist Fransız filozofları sonlu benin kaynağını 13 King, Robert H., Tanrının Anlamı, (çev. T. Yeşilyurt), İnsan Yayınları, İstanbul 1999, s. 46. 14 İkbal, İslam da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü, s. 124-35. 15 Topçu, İsyan Ahlakı (çev. M. Kök- M. Doğan), Dergah Yayinevi, İstanbul, 1998, s. 134. 16 İkbal, İslam da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü, s. 87. 17 İkbal, a.g. e, s. 123. 18 Aydın, Mehmet S, İkbal in Felsefesinde İnsan, A.Ü.İ.F. Dergisi, Say. XXIX, Ankara, 1987 s. 84-85. 19 İkbal, İslam da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü, s. 121.

Mutlak Benden aldığını ileri sürerken, bunun Hıristiyan dogmalarından biri olan enkarnasyona dayalı olduğundan kuşku duyulmaz. İkbal, benin uzaysal düzenin içinde varlık alanına çıkışını, insanın yaratılışı ile ilgili ayete dayandırır. 20 O, fizik yapıyı alt-ben olarak niteler. Bunlar da bene etki ederek sistemli tecrübe birliğinin oluşmasına yardımcı olmaktadır. 21 İkbal, önce ruh ile bedeni Kartezyen felsefedeki gibi ayrı tutar, sonra da bu ikisinin ilişkisinin nasıllığı üzerinde durmanın anlamsız olduğunu savunur. Spinoza ve Leibniz in bu konudaki görüşleri de ona göre tatminkâr değildir 22. Yaratıcı Kudretin emri olan ruhun asıl mahiyeti, yön verici olmasıdır 23. Dolayısıyla süreçci anlayışa göre zihin işleyişi sebebiyle bir tür ahlaki eylemde bulunmakta, o eylem sayesinde hem diğer benlerle olan ilişkisinde, hem de kendisini o süreçle devamlı var kılan Tanrı ya karşı kendi kişiliğini oluşturmaktadır ki bu kişilik, şuurlu bir beni temsil etmektedir. Netice itibarıyla süreçci anlayışta ahlaki eylem aksiyolojik temellere sahiptir, zihinseldir. Çünkü kavram itibarıyla baktığımızda tecrübe, zihnin düşünme fonksiyonu, yüce varlık gibi bir çok kavram aksiyolojik değerleri olan kavramlardır. Diğer önemli son bir husus şudur, süreç anlayışında organizma düşüncesi kaçınılmaz gibi görünmektedir. Bunun için süreçciler geliştirdikleri organizma felsefesinde darwinizm in etkisinden kurtulamamışlardır. Ayrıca ahlaki değerlerin kaynağı söz konusu olduğunda verdikleri cevap hep bu felsefi görüşün ışığında olduğu görülür. Nitekim süreçciler her ne kadar Tanrı da özeldir diyorlarsa da, görüşlerinde Tanrıyı da süreçle beraber, değerleri insanla ilişkisinde, insanla beraber oluşturduklarını söylemeleriyle, ahlaki değerlerin kaynağını süreçteki o organik bağın ilişkisinde görmektedirler. Fakat İslam dünyasında bu hususun sınırları açıkça çizilmiştir. İkbal süreç felsefesinin özellikle Whitehead in organizma felsefesini benimsiyor gözükse de görüşlerinde açıkça Tanrı nın benliği konusunda, Tanrı nın âlemi kuşatmış olduğunu söylemektedir. Böylece süreçcilerden bu konuda ayrılmış olmaktadır. Çünkü Tanrı âlemi yoktan yaratmıştır. Hatırlarsak süreç felsefesinde yaratma fikri yoktur. O bakımdan ahlaki değerler söz konusu olduğunda İkbal e göre, ahlaki değerlerin kaynağı Tanrı dandır. Dolayısıyla ahlaki değerlerin 20 Kur an, 23: 12-4. 21 İkbal, İslam da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü, s.121. 22 İkbal, a.g. e, s. 123. 23 Hidigger, Martin, Metafizik Nedir (çev. M.Ş. İpşiroğlu- S.K. Yetkin), Kaknüs Yayinevi, İstanbul, 1998. s. 123.

değişmezliği bundan olsa gerek. Ruh beden ilişkisi İkbal in üzerinde durduğu önemli husustur. Çünkü ruh Allah tan gelen emirleri ( ahlaki emirleri) tecrübesinde yaşamakta ve tazelemektedir. Aynı zamanda İslam dünyasında ruh insanın özgür varlık olmasının kanıtıdır. Ruh insana enerji veren, insanın şahsiyetinin oluşumuna önemli katkıda bulunan şeydir. Netice olarak diğer bir husus, süreçcilerin düşüncesinde her zaman düzensizlikten düzenliliğe, yani süreçte, değişme içinde bir gelişmeden söz edilir. Bu anlayışa göre ahlaki eylemler yine insanın düzensizlikten, kötülüklerden, iyiliğe doğru yönelmesi vardır. Bu ise onların kendi Hıristiyan inançlarında bulunan asli günah anlayışının farklı bir şekilde anlamlı kılma çabaları olduğunu söyleyebiliriz. Oysa İslam dünyasında insan zaten yaratılış itibariyle düzenli bir mizan üzere yaratılmıştır. Yani Fıtrat üzere. Dolaysıyla ahlaki eylemlerin ortaya çıkması, söz konusu ettiğimiz o düzenli yaratmanın bir parçası olan ruhun yine düzenli, doğru ve iyi şeyleri yapmaya teşvik etmesiyle olmaktadır ve bunlar bu noktada temellendirilebilir. Âlemde bulunan kötülükler insan açısından vardır. Onun için biz kötülüklere nefsâni kavramını kullanırız.

Kaynakça: Aydın, Mehmet S, İkbal in Felsefesinde İnsan, A.Ü.İ.F. Dergisi, Say. XXIX, Ankara, 1987 Akarsu, Bedia, Çağdaş Felsefe: Kant tan Günümüze Felsefe Akımları, İnkılap Yayınları, İstanbul: 1979 Bayraktar, Mehmet, Farâbî ve İbn Sinâ da Ontolojik Delil Üzerine, T.T. K. Ankara, 1984. BROWN, Delwin, Process Philosophy and Christian Thought, Indianapolis, Bobbs- Merril Co., Inc Press, Indianapolis 1971 İkbal, İslam da Dini Tefekkürün Yeniden Teşekkülü, (çev. S. Huri), Kırk Ambar Yay, İstanbul 1999 Descartes. R., Felsefenin İlkeleri, (çev. M. Karasan), Vadi Yayınları, İstanbul 1997 Johnson A.H., Whitehead's Theory of Relaity, Boston The Beacon Press, 1952 Kur an, 23: 12-4. King, Robert H., Tanrının Anlamı, (çev. T. Yeşilyurt), İnsan Yayınları, İstanbul 1999 Ludwig W., Tractatus Logico-Philosophicus, (çev. O. Aruoba), İstanbul: 1999 YKY Hidigger, Martin, Metafizik Nedir (çev. M.Ş. İpşiroğlu- S.K. Yetkin), Kaknüs Yayinevi, İstanbul, 1998. R. Fazlur, İbn Sina, (çev. O. Bilen), ed. M.M. Şerif, Klasik İslam Filozofları ve Düşünceleri, İnsan Yayınları, İstanbul 1997 Topçu, İsyan Ahlakı (çev. M. Kök- M. Doğan), Dergah Yayinevi, İstanbul, 1998 Whitehead, Modes of Thought, New York: Macmillan, The Free Press, New York, 1938