Köktürkçede Yön Bildiren Kelimeler ve Bunların Okunuşuna Farklı Bir Bakış

Benzer belgeler
GÖKTÜRK HARFLİ YAZITLARDA gali EKİ ÜZERİNE

Feryal KORKMAZ. Feryal KORKMAZ/ Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi Cilt/Sayı: XLVIII

Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi

KÖKTÜRK TÜRKÇESİNDEKİ BİR ÇİFT ÜNSÜZ İŞARETİ ÜZERİNE

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

PROF. DR. HÜLYA SAVRAN. 4. ÖĞRENİM DURUMU Derece Alan Üniversite Yıl Lisans

ÜNİTE TÜRK DİLİ - I İÇİNDEKİLER HEDEFLER TÜRKÇENİN KİMLİK BİLGİLERİ

İÇİNDEKİLER BÖLÜM 1 BÖLÜM 2

OSMANİYE AĞZINDA KULLANILAN FİİLDEN AD TÜRETEN gel EKİ ÜZERİNE Yrd. Doç. Dr. Mustafa TANÇ

Tezkire-i Şeyh Safî (İnceleme-Metin-Dizin) Cilt I

ARDAHAN ÜNİVERSİTESİ İNSANİ BİLİMLER VE EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ DÖRT YILLIK-SEKİZ YARIYILLIK DERS PROGRAMI

KIŞ WINTER 2011 SAYI NUMBER 3 SAYFA PAGE ÖZET

DOÇ. DR. SERKAN ŞEN İN ESKİ UYGUR TÜRKÇESİ DERSLERİ ADLI ESERİ ÜZERİNE

DR. YONG-SŎNG LI VE ORHON TÜRKÇESİ GRAMERİ ADLI ESERİN KORECEYE TERCÜMESİ ÜZERİNE

PROF. DR. AHMET BURAN IN TÜRKLÜK BİLİMİ TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ ADLI ESERİ ÜZERİNE

ERZİNCAN AĞIZLARINDAKİ OTUR-LAN- VE SUVAR-LAN- ÜZERİNE

DEDE KORKUT KİTABI NDA tur- FİİLİ

Danışman: Prof. Dr. H.Ömer KARPUZ

ORHON YAZITLARI. (Köl Tegin, Bilge Kağan, Tonyukuk, Ongi, Küli Çor) Prof. Dr. ERHAN AYDIN

Tablo 2: Doktora Programı Ortak Zorunlu-Seçmeli Dersler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ANABİLİM DALI DOKTORA PROGRAMI GÜZ YARIYILI

ANA DİL Mİ, ANA DİLİ Mİ? IS IT PARENT LANGUAGE OR OR MOTHER TONGUE?

BURSA GÖÇMEN AĞIZLARI FİİL İŞLETİMİNDE ŞİMDİKİ ZAMAN Şükrü BAŞTÜRK * Mustafa ULUOCAK ** Erol OGUR *** Süleyman EROĞLU **** Hatice ŞAHİN ***** ÖZET

Aydın, Erhan, Orhon Yazıtları (Köl Tigin, Bilge Kağan, Tonyukuk, Ongi, Küli Çor), Kömen Yay., Konya 2012, 208 s., ISBN:

Dünyadaki milletlerin temel yapısını aile kurumu teşkil eder. Her aile üyesi için de farklı

DERS PLANI DEĞİŞİKLİK SEBEBİNİ İLGİLİ SÜTUNDA İŞARETLEYİNİZ "X" 1.YARIYIL 1.YARIYIL 2.YARIYIL 2.YARIYIL. Kodu Adı Z/S T+U AKTS Birleşti

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

Türk Dili I El Kitabı

Türk-Alman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Ders Bilgi Formu

TONYUKUK BENGÜ TAŞINDA GEÇEN BAR MU NE? (anumrb) İBARESİ BAŞKA NE ŞEKİLDE OKUNABİLİR?

DR. NURŞAT BİÇER İN TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ TARĠHĠ ADLI ESERĠ ÜZERİNE

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 10. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

İÇİNDEKİLER. Birinci Bölüm ÖABT Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Konu Anlatımlı Soru Bankası ESKİ TÜRK DİLİ VE LEHÇELERİ...

Türk Dili Anabilim Dalı- Tezli Yüksek Lisans (Sak.Üni.Ort) Programı Ders İçerikleri

KİTÂBİYAT KARAHAN, AKARTÜRK (2013), DÎVÂNU LUGATİ T-TÜRK E GÖRE XI. YÜZYIL TÜRK LEHÇE BİLGİSİ, TDK YAY., ANKARA.

PROF. DR. MUSTAFA ARGUNŞAH IN DİL VE EDEBİYAT YAZILARI

DR. MUSTAFA SARI, TÜRKÇEDE ART ZAMANLI DEĞİŞMELER (YÜZ HADİS YÜZ HİKÂYE ÖRNEĞİ), PEGEMA YAYINCILIK, ANKARA 2007, 358 S.

TÜRKÇEDE ÜÇÜNCÜ GRUP (ARA) EKLER

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÇE DERSİ EĞİTİM PLANI

OKUMAK KELİMESİ ÜZERİNE İNCELEME

1: İLETİŞİM, DİLVE KÜLTÜR

TÜRKİYE TÜRKÇESİNDE TARİH İFADE ETMEK İÇİN KULLANILAN YAPILARIN SÖZ DİZİMİ BAKIMINDAN İNCELENMESİ *

Fikret Yıldırım, Irk Bitig ve Orhon Yazılı Metinlerin Dili, Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları, 2017, 399 s.

03 Temmuz 2013 tarih ve 51 sayılı Üniversite Senato toplantısının 1 nolu karar ekidir.

Türkiye Türkçesi Ağızlarının Araştırılması Tarihi ve Ağız Atlasları (Görsel Sunum)

Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı- Tezli Ortak Yüksek Lisans Programı Ders İçerikleri

KURLUGAN KELİMESİNİN KÖKENİ ÜZERİNE

ARAP HARFLİ ÖZBEKÇENİN İMLÂ ÖZELLİKLERİ:

-DE, -DA VE -Kİ NİN YAZIMI

Öğrenim Kazanımları Bu programı başarı ile tamamlayan öğrenci;

EĞİTİM - ÖĞRETİM YILI... ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI DERSİ DESTEKLEME VE YETİŞTİRME KURSU KAZANIMLARI VE TESTLERİ

BALTA KELİMESİNİN KÖKENİNE DAİR

RİSÂLE-İ MÛZE-DÛZLUK ÜZERİNE

DERSLER VE AKTS KREDİLERİ

Hacı TONAK : Eski Türk Runik Yazısı

Doç.Dr. ENGİN ÇETİN ÖZGEÇMİŞ DOSYASI

A. Ü. Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi [TAED] 49, ERZURUM 2013, 67-72

TÜRKÇE MODÜLÜ BİREYSEL EĞİTİM PLANI (TÜRKÇE DERSİ) (1.ÜNİTE) GÜZEL ÜLKEM TÜRKİYE

KÜL TİGİN ABİDESİ NİN GÜNEY-DOĞU YÜZÜNDE GEÇEN ıġar oġlanı~ızda tayġunu~uzda yigdi igidür ertigiz. İFADESİNDEKİ İGİD- FİİLİ ÜZERİNE * ÖZET

Ses Temelli Cümle Yöntemi. 1 Hazırlayan: Doç. Dr. Berrin Baydık

Sayı: 12 Bahar 2013 Ankara

Selahittin Tolkun, Özbekçede Fiilimsiler, Dijital Sanat Yayıncılık, Kadıköy, İstanbul, 2009, s. 269.

KÖL TĐGĐN VE BĐLGE KAĞAN YAZITLARINDAKĐ AMGA (AMGI) KORGAN ÜZERĐNE

Karamanlıca Resimli Bir Çocuk Dergisi: Angeliaforos Çocuklar İçün (1872)

ORHON YAZITLARI (KÖL TEGİN, BİLGE KAĞAN, TONYUKUK, ONGİ, KÜLİ ÇOR)

Eski Türkçe kı Ünlemi ve Bunun Anadolu Ağızlarındaki kı/gı Ünlemiyle Karşılaştırılması 1

Bilge Kağan Yazıtındaki Karagan Kısıl Adı ve Yeri Üzerine Düşünceler

KÖKTÜRKÇE VE ESKİ UYGURCA DERSLERİ ADLI KĠTAPTAKĠ ORHUN YAZITLARI NA AĠT METĠNLERĠN KAYNAĞI HAKKINDA

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ. Yüksek Lisans Bilimsel Hazırlık Sınıfı Dersleri. Dersin Türü. Kodu

Kazan Tatar Türkçesi Deyimlerinde Arap Harflerinin Kullanımı

10.SINIF TÜRK EDEBİYATI DERSİ KURS KAZANIMLARI VE TESTLERİ

Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü +90(312) ( )

Güner, Galip, Kıpçak Türkçesi Grameri, Kesit Yayınları, İstanbul, 2013, 371 S.

OSMANLICA öğrenmek isteyenlere kaynaklar

(Dış Kapak Örneği) T.C. ÖMER HALİSDEMİR ÜNİVERSİTESİ FEN-EDEBİYAT FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ ve EDEBİYATLARI BÖLÜMÜ TEZ ADI BİTİRME TEZİ

TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI BÖLÜMÜ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI GÜZ DÖNEMİ PROGRAMI

T.C. NEVŞEHİR HACI BEKTAŞ VELİ ÜNİVERSİTESİ. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı İLGİLİ MAKAMA

Fırat Üniversitesi İNSANİ VE SOSYAL BİLİMLER FAKÜLTESİ ÇAĞDAŞ TÜRK LEHÇELERİ VE EDEBİYATLARI

Büyük Ünlü Uyumu (Kalınlık-İncelik Uyumu)

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ TÜRKÇE DERSİ EĞİTİM PLANI

ÖZGEÇMİŞ. : Ahi Evran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Telefon : Mail

Türkiye Türkçesindeki Farsça Sözcükler ve Kullanım Şekilleri

TÜRKÇE / Yazımı Karıştırılan Sözcükler, Kısaltmaların Yazımı

Baleybelen Müfredatı

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI KAHRAMANMARAŞ ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ 10. SINIF OSMANLI TÜRKÇESİ DERSİ ÜNİTELENDİRİLMİŞ YILLIK PLANI

Prof.Dr. ABDULLAH KÖK

ZAMANA HÜKÜMDAR OLMAK

ESKİ TÜRK YAZITLARINDA KELİME BAŞINDA /h-/ SESİ GÖSTERİLMİŞ MİYDİ? *

BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM PROGRAMI

(saat/hafta) Teorik anlatım, tartışma, soru-cevap. Hacettepe TÖMER Öğretim Elemanları

ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI: ISBN NUMARASI:

Karahan, Saim Osman (2011), Dobruca Kırım Tatar Ağzı Sözlüğü (1-2-3), Köstence-Romanya, 1682 s., ISBN:

TÜRK İÇİNDEKİLER Yayın Ta.: Kasım 1962 Prof. Dr. Abdulkerim Abdulkadiroğlu Dr. Orhan F. Köprülü... Emel Emin... Nadir İlhan... Prof.

Dr. Mikail CENGİZ. Derece Alan Üniversite Yıl Lisans Türk Dili ve Edebiyatı Ahmet Yesevi Üniversitesi Türkoloji Fakültesi

ÖZ GEÇMİŞ. Derece Alan Üniversite Yıl

UYGUR KAĞANLIĞI YAZITLARI ERHAN AYDIN

Hacettepe Üniversitesi Sözlük Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlenen Türk

Derece Bölüm/Program Üniversite Yıl Y. Lisans Türk Dili ve Edebiyatı İstanbul Üniversitesi 2001

Zirve 9. Sınıf Dil ve Anlatım

Transkript:

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 1 Köktürkçede Yön Bildiren Kelimeler ve Bunların Okunuşuna Farklı Bir Bakış Directional Words in Orkhon Turkic and Different Perspective Toward Their Pronunciation Mustafa TOKER * ÖZET Köktürkçe metinlerde bir, ḳur, yır veya biri, ḳurı, yırı şekillerinde okunan yön bildiren kelimeler, Köktürkçeden sonraki dönem metinlerinde bulunmamaktadır. Bu sebeple bu kelimelerin köklerinin bir, ḳur, yır şeklinde mi, yoksa biri, ḳurı, yırı şeklinde mi olduğu kesin olarak bilinememektedir. Bu çalışmada sözü edilen kelimelerin köklerinin bir, ḳur, yır şekillerinde oldukları iddia edilmekte ve bu iddia ispat edilmeye çalışılmaktadır. ANAHTAR KELİMELER Köktürkçe-Orhun Abideleri-yön bildiren kelimeler-biriye, ḳurıya, yırıya; birye, ḳurya, yırya ABSTRACT The directional words, that are read as "bir, kur, yır" or "biri, kurı, yırı" in Kokturkish texts, have not existed in post-kokturkish period texts. Therefore it can not be definitly known whether the roots of these words are "bir, kur, yır" or "biri, kurı, yırı". In this study it is asserted that the roots of these words are "bir, kur, yır" and this assertion is tried to be proven. KEY WORDS Orkhon Turkic-Orkhon Inscriptions-directional words-biriye, ḳurıya, yırıya; birye, ḳurya, yırya * Doç. Dr., Selçuk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi, mustafatoker@gmail.com

2 TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ Giriş Bugün Türkiye Türkçesinde ana yönleri gösteren dört kelime vardır: doğu, batı, kuzey, güney. Çağdaş Türk lehçelerinde bu kelimeler genellikle iki kelimenin birleşimiyle oluşturulan birleşik isimlerle karşılanmaktadır. Mesela; Tatarlar doğu yerine könçığış (TTAS 1979: 268), batı yerine könbatış (TTAS 1979: 265), güney yerine kön yak (TTAS 1979. 268), kuzey yerine tön yak (TTAS, 1981: 253) birleşik isimlerini kullanmaktadırlar. Oğuz grubu Türk lehçelerinden Türkmen Türkçesinde bu yönler yukarıdaki sıraya göre, gündoğar (TTS 1995: 320), günbatar (TTS 1995: 319), günorta (TTS 1995: 320), demirgazık (TTS, 1995: 144) şekillerinde kullanılmaktadır. Yön adlarının Köktürkçedeki şekillerine bakıldığında çağdaş Türk lehçelerinde kullanılan şekillerden farklı oldukları göze çarpmaktadır: İlgerü (doğu), öñre (doğu), kirü (batı), kidin (batı), kisre (batı), biri (güney), ḳurı (batı), ḳurıdın (batı), yırı (kuzey), yırıdın (kuzey) vb. (User 2009: 227-233). Köktürkçede, Çağdaş Türk lehçelerine göre daha fazla yön bildiren kelimenin bulunmasının sebebi, bu kelimelerin esasen coğrafi yön belirtmemeleridir. Nitekim Köktürkçede kullanılan yukarıda adları geçen yön kelimelerinin bugün kullanılmamasının sebebi de günümüzde bu kelimeler yerine coğrafi yön bildiren yeni kelimelerin ortaya çıkmaları olmalıdır. Bu çalışmanın amacı, Köktürkçede kullanılan ve araştırmacılar tarafından coğrafi yönleri karşıladıkları ifade edilen biri, ḳurı ve yırı kelimelerinin biriye, ḳurıya, yırıya veya birye, ḳurya, yırya okunuşları üzerinde farklı bir bakış açısıyla yeniden okuma çalışması yapmaktır. Kaynaklarda, yukarıda sözü edilen biri kelimesine güney, ḳurı kelimesine batı, yırı kelimesine ise kuzey anlamı verilmiştir. Bu kelimelerin anlamlandırılmasında aşağı yukarı ortak bir görüş oluşmasına rağmen, okunuşları hususunda bilim adamlarının uzlaştıkları görülmemektedir. Kimi bilim adamları abideleri çözen bilim adamı Thomsen in okuduğu gibi biri, ḳurı, yırı şekillerini tercih edip kelimeleri biriye, ḳurıya, yırıya şekillerinde verirken (Thomsen 2002; Ergin 1988; User 2009) 1 kimi bilim adamları ise bir, ḳur, yır şekillerini esas alarak kelimeleri birye, ḳurya, yırya şekillerinde okumayı uy- 1 Cengiz Alyılmaz, Orhun Yazıtlarının Bugünkü Durumu adlı çalışmasında, okuma ve anlamlandırmalarda Talat Tekin, Osman Fikri Sertkaya ve sahanın diğer eserlerinden yararlandığını (Alyılmaz 2005: 10) belirttiği için burada tercihlerinden söz edilmemiştir.

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 3 gun görmüşlerdir (Tekin 1994; Tekin 1995). 2 Bazı bilim adamları ise biri ve yırı kelimelerinde birye ve yırya, ḳurı kelimesinde ise ḳurıya okuyuşunu tercih etmiştir (Aydın 2012). Yukarıdaki okuma tercihlerinin daha sağlıklı bir şekilde karşılaştırılması için sözü edilen kelimelerin abidelerdeki yazılışlarına göz atmak yerinde olacaktır: bir/biri güney ndrb b(i)rd(i)n: T 11 ürgrib birg(e)rü KT G 2, KT G 3, KT D 28, BK K 2, BK K 11, BK D 23 ürgrb b(i)rg(e)rü BK K 2 eyrib birye KT G 1, KT G 6, KT D 14, BK K 5, BK D 12, BK D 36, BK D 40 eyrb b(i)rye T 7, T 14, O 2 ikyrb b(i)ry(e)ki T 17 ḳur/ḳurı batı NDRuq ḳurd(ı)n KT B URGıRuq ḳurıġ(a)ru KT G 2, KT G 3, KT D 24, BK K 2, BK D 15, BK D 19 URGRuq ḳurġ(a)ru KT D8, KT D 12, KT D 17, KT D 21, BK K 3, BK K 11, BK D 8, BK D 17 ayruk ḳurya KT K 12, T 14 ıkyruq ḳury(a)ḳı T 17 yır/yırı kuzey jdrıy yırd(ı)nt(a) T 11 urgrıy yırġ(a)ru KT D 28, KT G 2, KT G 4, BK K 2, BK K 3, BK D 23 ayrıy yırya KT G 1, KT D 14, BK D 12 ayrıy yırya T 7, T 14 AyRıY yırya O 5 AyaRıY yıraya O 2 ıkyrıy yıry(a)ḳı T 17 Yukarıdaki yazılışlar gösteriyor ki ḳurı kelimesi dışındaki kelimelerin sonlarına konulmuş ı ve i ünlüleri, metinleri okuyanların birer tasarrufudur. Bu durum abideleri ilk çözen kişi olan Thomsen ile başlamaktadır (Thomsen, 2002: 136). Thomsen in biri ve yırı okumaları, takip eden yayımlara da aynen aktarılmıştır. Thomsen in bu iki kelimeyi sözü edilen şekillerde okumasının sebebi de abidelerde altı yerde ıruq ḳurı (Hepsi de ḳurıġaru kelimesinde 2 Talat Tekin, dördüncü baskısı 2010 yılında yapılan (birinci baskı 1988 de) Orhon Yazıtları adlı eserinde kelimeleri biriye, kurıya, yırıya şekillerinde okumuştur. İkinci baskısı 2003 yılında yapılan (birinci baskı 2000 de) Orhon Türkçesi Grameri adlı eserinde ise sadece batı anlamını karşılayan kelimeyi kur ve kurı şeklinde almayı tercih etmiştir.

4 TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ kullanılmıştır.) yazılışının bulunması olmalıdır. Bir tür analoji düşünülerek diğer iki kelime de ḳurı kelimesine benzer okunmuş olabilir. Ḳurı kelimesinin yazılışlarına bakıldığında ḳur yazılışının ḳurı yazılışından iki kat fazla olduğu görülmektedir. Bu durum akılları karıştırmaktadır. Acaba gerçekten kelimenin bünyesinde ı ünlüsü var mıdır? Yoksa bu yazılışlarda taş yontucunun yaptığı bir hata mı söz konusudur. Yahut da ı ünlüsü vurgusuz orta hece konumuna geçtiği için düşmüş müdür? Bu kelimelerin gerek eksiz kullanılışlarının bulunmaması ve gerekse de sonraki dönem eserlerinde görülmemesi, kelimelerin bir, ḳur, yır mı, biri, ḳurı, yırı mı okunması gerektiği hakkında bir ipucu vermemektedir. Bu sebepledir ki bu kelimelerin okunuş şekilleri açısından bilim adamları ortak bir görüş sergileyememişlerdir. Burada, kelimelerin yönelme-bulunma hâli 3 olarak adlandırılan şekillerinden hareketle, yeni bir tez ortaya atılacaktır. Yani, yukarıda orijinal yazılışları da gösterilen birye, ḳurya, yırya kelimeleri üzerinden yeni bir okuma çalışması yapılacaktır. Öncelikle bu kelimelerle ilgili olarak Talat Tekin in görüşlerini aktarmak gerekmektedir. Tekin, bu kelimelerden Yer Zarfları başlığı altında söz eder ve bunların yönelme-bulunma hâli ekiyle kalıplaşmış yer zarfları olduğunu söyler (Tekin, 2003: 135). Tekin burada sözü edilen üç kelime yanında üze kelimesini de zikreder. Kelimelerle ilgili örnekler vermeden önce yapılarından da söz eden Tekin, birye, ḳurya ve yırya kelimelerinin yapısını sırasıyla *biriye, *ḳurıya, *yırıya şeklinde verir (Tekin, 2003: 135-136). Bu açıklamadan anlaşıldığına göre Tekin de kelimelerin biri, ḳurı, yırı şekillerine dayandığını, vurgusuz orta hece ünlüsünün düşmesi neticesinde kelimelerin birye, ḳurya, yırya şekillerinde yazıldığını düşünmektedir. Ongi abidesinde, bilim adamlarının bu okumalarına aykırı bir durum görülmektedir. Bu abidede yer alan AyaRıY yıraya kelimesi (Ongi abidesi, Doğu yüzü 2. satır), en azından kuzey anlamı verilen kelimenin yırı olmayabileceğinin işaretini veriyor. Bu yazılış, tek bir yerde geçtiği için tereddütle yaklaşılması gereken bir yazım olarak düşünülebilir. Ancak yır kelimesinin abidelerin hiçbir yerinde yırı şeklinde son ı ünlüsünün gösterilerek yazılmaması, kelimenin en eski şeklinin yırı olduğu hususunda şüphe doğurmaktadır. Acaba kelimenin doğru şekli yırıya mıdır, yoksa yıraya mıdır? Yırıya kelimesinin tahlilini; yırı : isim kökü 3 Talat Tekin, terimi verme-bulunma durumu eki olarak adlandırmaktadır (Tekin, 2003: 135).

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 5 +y : yardımcı ses +a : yönelme-bulunma hâli eki şeklinde yapmak mümkündür. Peki, kelimenin yırıya değil de yıraya olduğunu düşünürsek nasıl bir tahlil yapmamız gerekecektir? Kelimenin kökünü yıra şeklinde alıp geri kalan kısım aynıdır mı diyeceğiz? Yoksa başka bir tahlil söz konusu olabilir mi? Mesela şöyle: yır : isim kökü +ay : isimden isim yapma eki +a : yönelme-bulunma hâli eki Bilindiği üzere Türkiye Türkçesinde +Ay eki ile yapılmış kelimelerimiz var. Bunlardan ikisi de coğrafi yön adı oluşturan gün+ey ve kuz+ay > kuz+ey kelimeleridir. 4 Daha eskilere gittiğimizde, Harezm Türkçesi metinlerinde ön, huzur anlamına gelen il+ey 5 kelimesini görüyoruz (Ata, 1997: 266; Ata, 1998: 184; Toparlı 1992: 538). Kelime Eski Anadolu Türkçesi metinlerinde de karşımıza çıkmaktadır (Ergin 1991: 151; Toker 2012: 194). Bu kelimedeki il 4 Zeynep Korkmaz, bu kelimelerin +A-ĞI ekinin erimesiyle oluştuğunu söylenmektedir (Korkmaz, 2003: 34). Ancak daha eski dönemlerde de mevcut olduğunu bildiğimiz +Ay ekinin Anadolu ağızlarındaki gün+eği, kuzağı kullanımlarına bakarak +A-ĞI şeklinde bir ekten erime neticesinde ortaya çıktığını kabul etmek zordur. Zira sözü edilen ekin tarihî metinlerde gün ve kuz isimleriyle birlikte kullanıldığına tesadüf edilmemektedir. Ayrıca bu ekle kurulduğu söylenen diğer kelimelerin bazılarında böyle bir ses erimesi olmaması da ekin kesin olarak +A-ĞI yapısından geliştiğini göstermemektedir. Tuncer Gülensoy da hazırladığı etimolojik sözlükte bu kelimelerin tereddütlü olarak güneği, kuzağı şekillerinden ortaya çıkmış olduğunu ifade etmektedir (Gülensoy 2007: 396, 585) 5 Marcel Erdal, iley kelimesinin il+gey şekline dayandığını söyleyerek Uygurca oñay ilgey kuvrag ara oñaru evirür cümlesini delil gösterir. Buradan hareketle, Osmanlı Türkçesinde görülen güney, kuzey kelimelerini de bu +gay ekine bağlar (Erdal 1991: 165). Şevan Nişanyan da güney ve kuzey kelimelerinin etimolojisini bu şekilde gösterir (Nişanyan 2011: 219, 358). Ancak şunu ifade etmek gerekir ki Köktürkçe ve Uygurca Türk dilinin iki farklı ağzıdır. Uygurcada karşılaşılan bir yapının aynen Köktürkçe için de geçerli olduğunu düşünmek doğru olmayacaktır. Bugünkü çağdaş Türk lehçelerinin birbirinden çok farklı yönlerinin bulunması, Köktürkçe ile Uygurca arasında da böyle farklılıkların olabileceğini göstermektedir. Dolayısıyla, Uygurcada ilgey şeklinde kullanılan kelimenin Köktürkçede iley şeklinde kullanılmadığını söyleyebilmek için elimizde yeterli delil yoktur. Kâşgarlı Mahmud, eserinde Türk boylarının söyleyiş özelliklerini ayrı ayrı vermiştir. Mesela Oğuzlarla Kıpçakların bazı kelimelerde kimi harfleri attıklarını, Türklerin çumġuḳ dediklerine onların çumuḳ, Türklerin tamġaḳ dediklerine onların tamaḳ dediklerini kaydeder (Atalay 1985: I/33) Uygur metinlerinin de kendi içerisinde ağız bakımından ayrıldıkları bilinmektedir. Yanı sıra abidelerdeki dil üzerinde çalışan bilim adamları farklı ağızların özelliklerini tespit etmeye çalışmışlardır (bk. Korkmaz 1995, Gülsevin 1998). Hâl böyleyken +Ay ekinin Köktürklerce kullanılan bir şekil olduğunu düşünmek yanlış olmayacaktır. Bu sebeple, Uygurların il+gey kullanımı, Köktürklerin il+ey demeyeceğini göstermez.

6 TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ kökü ile il+gerü kelimesindeki il kökü, ön, ön taraf anlamına gelen aynı kelimedir ve bu kelime abidelerde olduğu gibi diğer metinlerde de yön bildiren kelimeler kurmaktadır. Bu örnekten hareketle, bugüne kadar abidelerde yırıya veya yırya okunagelen kelimenin esas şeklinin yıraya olabileceği düşünülebilir. Kelimenin yıraya şeklinde okunabileceğini düşündüren bir diğer husus ise +ya ekinin kullanılmasıyla ilgilidir. Biriye, ḳurıya, yırıya kelimelerine verilen anlamların sırasıyla güneyde, batıda, kuzeyde 6 olması dikkati çekmektedir. Hâl böyle iken akla şu soru gelmektedir. Mademki kelimelerin anlamları hep bulunma hâli ifade ediyor, hangi sebepten ötürü o yazıları taşlara kazıyanlar ve kazıtanlar +DA eki yerine +ya ekini kullandılar? Neden biride, ḳurıda, yırıda demek varken biriye, ḳurıya, yırıya şekillerini tercih ettiler? Bize göre bunun tek sebebi +y ünsüzünün iki ünlüyü birbirinden ayıran bir yardımcı ünsüz değil, kelimenin gövdesini oluşturan +Ay ekine ait olmasıdır. Burada şunu da ifade etmek gerekir ki Köktürkçe metinlerde, bu üç kelime dışında ünlüyle biten isimlerden sonra +A yönelme-bulunma hâli eki kullanılmamıştır. Diğer bir ifadeyle başka hiçbir isimde iki ünlüyü birbirine bağlamak için +y yardımcı ünsüzünden yararlanılmamıştır. Bu durum da +y sesinin bağlayıcı ünsüz olmayıp ekin bünyesine ait bir ses olduğu iddiamızı güçlendiriyor. Birye, biriye ve yırya, yırıya şeklinde okunan kelimelerin bireye ve yıraya şeklinde de okunabileceklerini, Söz başı ve içindeki a ve e ünlüleri genellikle yazılmaz. Bunun sebebi, ünsüz işaretlerinin çoğunun a veya e ile başlayıp ilgili ünsüzle sona eren kapalı hece veya ses grubu değerinde olmalarıdır. (Tekin, 2010: 10) kuralı da bize göstermektedir. Lakin ḳurıya kelimesinin bazı yazılışlarında açık bir şekilde gösterilen ı ünlüsü durumu içinden çıkılamaz hâle getirmektedir. Acaba bu yazılışlarda bir hata mı yapılmıştır, yoksa şu an için tespit edilemeyen başka bir durum mu söz konusudur? Zira açık olarak belirtilen bu ı ünlüsünden dolayı kelimeyi ḳuraya şeklinde okumak mümkün değildir. Her ne kadar ḳur yazılışı ḳurı yazılışından iki kat fazla kullanılmış olsa da ortada duran ı meselesi kafaları karıştırmaktadır. Meselenin içinden çıkabilmek için üç ihtimalden söz edilebilir. Birinci ihtimal, a a yerine yanlışlıkla ı ı yazılmış olabilir. Yahut da dış etkenlerden dolayı a harfinin alt kuyruğu tahrif olduğu için harf ı harfine benzemiş olabilir. Çünkü runik alfabede a ünlüsüyle ı ünlüsünün yazılışları birbirine 6 Kaynakların dizin kısımlarında güneye, batıya, kuzeye şeklinde anlamlandırmalar görülmekle birlikte, metin içerisinde sözü edilen kelimelere istisnasız bir şekilde bulunma hâli anlamı verilmiştir. Bk. Aydın 2012; Tekin 2003 (Yukarıda abidelerdeki yerleri gösterildiği için burada ayrı ayrı sayfa numaraları verilmemiştir.)

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 7 çok benzemektedir. Taş yontucu tarafından a ünlüsünün alt kuyruğunun yapılmaması veya dış etkenlerden dolayı harfin tahrif olması vb. gibi bir sebeple a harfi bilim adamlarınca ı şeklinde okunmuş olabilir. Ancak altı yerde ı harfinin belirgin bir şekilde yazılmış olması bu ihtimali zayıflatmaktadır. İkinci ihtimal, burada gerçekten ı harfi olduğunu kabul etmektir. Yani kelimenin ḳurıy gövdesine sahip olduğunu düşünmektir. Diğer iki kelime ünsüzle bittiği için +Ay eki onlara rahatlıkla eklenebilmektedir. Ama ḳurı kelimesi ünlüyle bittiği için +Ay eki doğrudan eklenememektedir. Dolayısıyla iki ünlüden biri olan +a ünlüsünün düştüğü düşünülebilir. Bu durum hiç de şaşırtıcı olmayacaktır. Çünkü Türkçede böyle yapılara rastlanmaktadır. Bu duruma örnek olarak isimden fiil yapma eki olan +Al- ekini verebiliriz. Bu ek ünsüzle başlayan bir eke +Al- şeklinde (boş+al-, dar+al- vb.) gelirken ünlüyle biten kelimelere +l- şeklinde (sivri+l-, ince+l- vb.) eklenmektedir. Bir diğer ek, fiilden isim yapan -Aç ekidir. Bu ek ünsüzle biten fiillere -Aç şeklinde (gül-eç, göm-eç vb.) eklenirken, ünlüyle biten fiillere -ç şeklinde (tıka-ç vb.) eklenir. Benzer bir durum sözünü ettiğimiz kelimelerde de söz konusu olabilir diye düşünüyoruz. Üçüncü ihtimal ise kelimenin kökünün ḳur, ı ünlüsünün ise türeme ses olduğudur. Zira ḳurı yazılışı hep +ġaru yön gösterme ekinden önce geldiğinde kullanılmış, diğer eklerden önce hiç ḳurı şeklinde yazılmamıştır. Acaba söyleyiş zorluğundan kaynaklanmış bir ses türemesi mi olmuştur? Çünkü benzer bir durumu Uygur kağanlığı devri abidelerinde de görmekteyiz. Bu dönem abidelerinde bu kelimelerden sadece ikisi görülmektedir. Bu iki kelimenin yazılışlarına bakıldığında da Köktürklerden kalma abidelerdeki yazılışa benzer bir durum görülmektedir. Bu abideler üzerine çalışmış olan Osman Mert ve Erhan Aydın, kelimeleri öncekiler gibi biri ve ḳurı şeklinde okumayı tercih etmişlerdir (Aydın 2011: 96, 101; Mert 2009: 272, 277). Ancak kelimelerin yazılışlarına bakıldığında sonda yer alan ı ve i harflerinin bir örnek dışında bu abidelerde de yazılmadığı görülmektedir (bk. Şine Usu D 3 b(i)rd(i)n, D 8 ḳurd(ı)n, K 11 kurya ; Taryat G 3 kurya ; Tes G 2 kur(ı)ġ ) Buna mukabil, Taryat abidesinin batı yüzünün beşinci satırında b(i)ri+g(e)rü ve (i)li+g(e)rü yazılışlarına rastlanmaktadır (Mert 2009: 177; Aydın 2011: 51). Bu kelimelerden birincisinin kökü tartışmalı olmakla beraber ikincisinin kökünün ön; doğu anlamına gelen il olduğunu biliyoruz. Zira gerek Köktürk metinlerinde ve gerekse sonraki dönem metinlerinde kelime il şeklinde farklı türemiş şekilleriyle karşımıza çıkmaktadır (iley, ilgerü gibi). Dolayısıyla bu kelimede bir i türemesi söz konusudur. Köktürk abidelerinde olduğu gibi, yukarıda sözü edilen iki kelimede de sondaki ünlünün gösterildiği kelimeler hep +ĠArU yön gösterme ekini alıyor.

8 TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ Bu bir tesadüf müdür, yoksa söyleyiş zorluğunu gidermek için ortaya çıkmış bir ses hadisesi midir? Biz, ikinci ihtimalin daha doğru olduğunu düşünüyor, bu sebeple de ḳurı+ġaru kelimesinde, tıpkı ili+gerü kelimesinde olduğu gibi bir i türemesinin söz konusu olduğunu ileri sürüyoruz. Sonuç Yukarıda örnekleriyle açıklamaya çalıştığımız sebeplerden dolayı, bugüne kadar birye, biriye; ḳurya, kurıya; yırya, yırıya şekillerinde iki farklı şekilde okunmuş olan kelimelerin yönelme-bulunma hâli ekini almış şekillerinin bireye, ḳuraya, yıraya tarzında okunması gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla bize göre, kelimelerin kökleri bir, ḳur, yır dır. +Ay, Türkiye Türkçesi ve Azerbaycan Türkçesinde bugün de kullanılan isimden isim yapım eki, +A ise yönelme-bulunma hâli ekidir. Buradan hareketle, kaynaklarda biry(e)ki, ḳury(a)ḳı, yıry(a)ḳı şekillerinde okunan kelimelerin de yay ayraç içerisindeki ünlülerin metinde zaten bulunmadıkları göz önüne alınarak +A yönelmebulunma hâli ekini almaksızın bir(e)yki (güneydeki), ḳur(a)yḳı (batıdaki), yır(a)yḳı (kuzeydeki) şekillerinde okunması gerektiğini düşünüyoruz. Kısaltmalar BK: Bilge Kağan Abidesi D: Doğu yüzü G: Güney Yüzü K: Kuzey Yüzü KT: Kül Tigin Abidesi O: Ongi Abidesi T: Tonyukuk Yazıtı

TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ 9 KAYNAKLAR ALYILMAZ, Cengiz (2005), Orhun Yazıtlarının Bugünkü Durumu, Ankara, Kurmay Kitap Yayın Dağıtım. ATA, Aysu (1997), Kısasü l-enbiyâ II Dizin, Ankara, TDK Yay. ATA, Aysu (1998), Nehcü l-ferâdîs III Dizin-Sözlük, Ankara, TDK Yay. ATALAY, Besim (çeviren) (1985), Divanü Lûgat-it-Türk Tercümesi, I-II-III-IV, Ankara, TDK Yay. AYDIN, Erhan (2011), Uygur Kağanlığı Yazıtları, Konya, Kömen Yay. ; (2012), Orhon Yazıtları (Köl Tegin, Bilge Kağan, Tonyukuk, Ongi, Küli Çor), Konya, Kömen Yay. CLAUSON, Sir Gerard (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth- Century Turkish, London, Oxford University Press. ERDAL, Marcel (1991), Old Turkic Word Formation-A Functional Approach to the Lexicon Vol. I, Wiesbaden, Otto harrassowitz. ERGİN, Muharrem (1988), Orhun Abideleri, İstanbul, 12. Baskı, İstanbul, Boğaziçi Yay. ; (1991), Dede Korkut Kitabı II İndeks-Gramer, 2. Baskı, Ankara, TDK Yay. GÜLENSOY, Tuncer (2007), Türkiye Türkçesindeki Türkçe Sözcüklerin Köken Bilgisi Sözlüğü, C. I, Ankara, TDK Yay. GÜLSEVİN, Gürer (1998), Köktürk Bengü Taşlarındaki Oğuzca Özellikler, Kardeş Ağızlar (Türk Lehçe ve Şiveleri Dergisi), S. 7, s. 12-18, Ankara. KORKMAZ, Zeynep (1995), Türk Dili Üzerine Araştırmalar, Eski Türkçedeki Oğuzca Belirtiler, s. 205-216, Ankara, TDK Yay. ; (2003), Türkiye Türkçesi Grameri (Şekil Bilgisi), Ankara, TDK Yay. MERT, Osman (2009), Ötüken Uygur Dönemi Yazıtlarından Tes, Tariat, Şine Us, Ankara, Belen Yay. NİŞANYAN, Sevan (2011), Sözlerin Soyağacı, Çağdaş Türkçenin Etimolojik Sözlüğü, 5. Baskı, İstanbul, Everest Yay. TEKİN, Talat (1994), Tunyukuk Yazıtı, Ankara, Simurg Yay. ; (1995), Orhon Yazıtları-Kül Tigin, Bilge Kağan,Tunyukuk, İstanbul, Simurg Yay.

10 TÜRKİYAT ARAŞTIRMALARI DERGİSİ ; (2003), Orhon Türkçesi Grameri, 2. Baskı, İstanbul, Kitap Matbaası ; (2010), Orhon Yazıtları, 4. Baskı, Ankara, TDK Yay. THOMSEN, Vilhelm (2002), Orhon Yazıtları Araştırmaları, (çev. ve yayıma haz. Vedat Köken), Ankara, TDK Yay. TOKER, Mustafa (2012), Anonim satır Altı Kur an Tercümesi II Dizin, Konya, SÜ Basımevi. TOPARLI, Recep (1992), İrşâdü l-mülûk ve s-selâtîn, Ankara, TDK Yay. TTAS (1979), Tatar Télénéñ Añlatmalı Süzlégé, C. II, Kazan, Tataristan Kitap Neşriyatı. TTAS (1981), Tatar Télénéñ Añlatmalı Süzlégé, C. III, Kazan, Tatarstan Kitap Neşriyatı. TTS (1995), Türkmence-Türkçe Sözlük, (Haz. Talat Tekin vd.), Ankara, Simurg Yay. USER, Hatice Şirin (2009), Köktürk ve Ötüken Uygur Kağanlığı Yazıtları-Söz Varlığı İncelemesi, Konya, Kömen Yay.