VİCDANİ RED OLGUSU VE PSİKOLOJİ VE PSİKİYATRİNİN İDEOLOJİK KÖTÜYE KULLANIMI

Benzer belgeler
1

1

Adli Psikolojiye Bakış ve Trafik Psikolojisi

Zorlu Yaşantılar Sonrası Stres Belirtileri (Travma Sonrası Stres Bozukluğu)

Sağlık Çalışanlarının Maruz Kaldığı Şiddete Karşı Ceza Hukuku Tedbirleri Almanya daki son kanun değişiklikleri ve Türk ceza hukukundaki durum

Sağlık Personeline Karşı İşlenen Suçlar. Dt. Evin Toker

Karşı olma-karşıt gelme bozukluğu (KO-KGB) Otorite figürlerine karşı negatiflik, karşı gelme, itaatsizlik ve düşmanlık olarak tanımlanmaktadır.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) Dr. Çağlayan Üçpınar Nisan 2005

Koç Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulu Güz Dönemi

ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE İNTİHAR GİRİŞİMİ

Anksiyete ve gerginlik veya endişe. Eminim bunu son zamanlarda hepimiz yaşıyoruz.

CİNSEL SALDIRILAR ACİL HEKİMİNİN SORUMLULUKLARI. Dr. Serhat KOYUNCU Gaziosmanpaşa Üniversitesi Acil tıp A.D

Özellikle Mağduru Çocuk Olan Mükerrir Cinsel Suç Faillerine Karşı Toplumun Korunması Bağlamında Megan Kanunu Hakkında Soru ve Cevaplar*

2017 İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU

Prof.Dr. Hatice ÖZYILDIZ GÜZ Ondokuz Mayıs Üniversitesi Psikiyatri ABD

Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık ve Adli Bilimler Enstitüsü dışındaki kurumlarda Yüksek Lisansını Tamamlamış Öğrencilerin Alması Zorunlu Dersler

CEZA HUKUKU ÖZEL HÜKÜMLER

Acil servislerde sağlık çalışanlarına şiddet. Dr. Mustafa ilker EDEBALİ Antalya eğitim ve araştırma hastanesi psikiyatri kliniği

İLTİCA HAKKI NEDİR? 13 Ağustos 1993 tarihli Fransız Ana yasa mahkemesinin kararı uyarınca iltica hakkinin anayasal değeri su şekilde açıklanmıştır:

Doç. Dr. Fatih Öncü. Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Eğitim Tarihleri: 5-6/ 11 /2016 ve / 11 /2016 (2 hafta Cumartesi ve Pazar toplam: 32 saat) Eğitim Ücreti: 400 TL + KDV (Öğrencilere %25 indirim

Şiddetin Psikolojisi Bahar Dönemi Adli Psikoloji Doktora Programı. Cezaevi Ortamında Şiddet

HARRAN ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ Dersin Adı Kodu Yarıyıl T+U Kredi AKTS Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hemşireliği

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU OLAN HASTALARDA TEMEL İNANÇLAR VE KAYGI İLE İLİŞKİSİ: ÖNÇALIŞMA

2016 YILI DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

OKUL KORKUSU. Çocuğum okula gitmek istemiyor. Okul saati yaklaştığında huzursuzlanıyor. Karnı veya başı ağrıyor, midesi bulanıyor.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU -BİLANÇO-

adli psikiyatride epilepsi

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ 2017 YILI İLK 3 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ İNSAN HAKLARI İHLALLERİ RAPORU BİLANÇO 05 MAYIS 2017 İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

Cinsel istismarlı hastaya yaklaşım. Doç. Dr. Mücahit KAPÇI ADÜ Tıp Fakültesi Acil Tıp AD.

Prof.Dr. Kamil Nahit Özmenler Sağlık Bilimleri Üniversitesi, Gülhane Tıp Fakültesi Ankara

Doğum sonrası anksiyete bozukluğu için riskli dönem. Sıklığı?? Klinik seyir??

2016 YILI İLK 9 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

Sosyal psikoloji bakış açısıyla İş Sağlığı ve Güvenliği İle İlgili Kurallara Uyma Durumunun İncelenmesi. Prof. Dr. Selahiddin Öğülmüş


Ruhsal Travma Değerlendirme Formu. APHB protokolü çerçevesinde Türkiye Psikiyatri Derneği (TPD) tarafından hazırlanmıştır

BİR GRUP EĞİTİM-SEN ÜYESİ GÖREVİNDEN AYRILAN MUSTAFA ÖZCAN ALEYHİNE EYLEM YAPTI

BİRİNCİ BASAMAKDA PSİKİYATRİ NURAY ATASOY ZKÜ TIP FAKÜLTESİ AD

HAREKETLİ ÇOCUK DOÇ. DR.AYLİN ÖZBEK DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ ÇOCUK PSİKİYATRİSİ AD. ÖĞRETİM ÜYESİ

HALKIN DOKTORLARINDAN KORKUYORLAR

ŞİDDET NEDİR? ADEM TOLUNAY ANADOLU LİSESİ REHBERLİK SERVİSİ

2012 Yılı Adli Tıp Anabilim Dalı Eğitim Toplantıları Tarih Saat Yer Konuşmacı Konu Başlıkları :00-16:00 Adli Tıp Anabilim Prof.Dr.

CİNSEL İŞLEV BOZUKLUKLARINDA DSM 5

TÜRKİYE SOSYAL, EKONOMİK VE POLİTİK ANALİZ SEPA 5

İÇİNDEKİLER KISIM I PSİKOLOJİK DANIŞMA ETİĞİ İÇİN GENEL ÇERÇEVE. 1. Bölüm: Etiğe Giriş: Temel Kavramlar

TMMOB TEMSİLCİLERİNE AÇILAN DAVALAR

AV. VEDAT CANBOLAT AV. ELİF CANBOLAT GÖKTEPE

KADIN DOSTU AKDENİZ PROJESİ

T.C. İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ MÜFREDAT FORMU Ders İzlencesi

DSM V madde kullanım bozuklukları için neler getiriyor? Prof. Dr. Yıldız Akvardar

Ortak Açıklama: Çocuklar İçin Hemen Şimdi Barış

İÇİNDEKİLER. Önsöz... v

İNSAN HAKLARI GENEL BAŞKAN YARDIMCILIĞI ARALIK AYI İNSAN HAKLARI İHLAL RAPORU ARALIK 2012

KANSER HASTALIĞINDA PSİKOLOJİK DESTEĞİN ÖNEMİ & DEPRESYON. Uzm. İletişim Deniz DOĞAN Liyezon Psikiyatri Yük.Hem.

ULUSAL VEYA ETNİK, DİNSEL VEYA DİLSEL AZINLIKLARA MENSUP OLAN KİŞİLERİN HAKLARINA DAİR BİLDİRİ

SAĞLIK MESLEĞİ MENSUPLARININ SUÇU BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

ANADOLU Eğitim Sendikası BASIN DUYURUSU

Biyoetik ve Sinema MY CHILD. Arş. Gör. Dr. Onur Naci KARAHANCI Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı

AKRAN BASKISI. Çetin SARIYILDIZ Rehber Öğretmen

ÇOCUK İHMAL VE İSTİSMARI RUHSAL DEĞERLENDİRME FORMU. Temel Yakınmalar. . Üniversitesi Çocuk Koruma Uygulama ve Araştırma Merkezi Çocuk Koruma Birimi

Dr. Fatih Volkan Yüksel. Kurucu. Psikiyatrist. 1 / 47

ÖZEL CEZA HUKUKU Cilt I ULUSLARARASI SUÇLAR

19 GİRİŞ 19 Dört Duvar Arasında 'Sürek Avı'

RUH SAĞLIĞI ALANINDA ÇALIŞAN MESLEKLER

ULUSLARARASI SUÇLAR. İçindekiler. 1. GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇU (TCK m. 79) İNSAN TİCARETİ SUÇU (TCK m. 80) Onuncu Baskı için Önsöz...

Cumhuriyet Halk Partisi

Mizofoni: Psikiyatride yeni bir bozukluk? Yaygınlığı, sosyodemografik özellikler ve ruhsal belirtilerle ilişkisi

SPOR HUKUKU 1.Ders. Yrd.Doç.Dr. Uğur ÖZER

Son 2 yıl içinde ilaç endüstrisiyle kongre sponsorluğu dışında bağlantım olmamıştır.

SOSYAL HAYATI DÜZENLEYEN KURALLAR. Objektif Ahlak Kuralları. Günah Sevap

Yetişkin Psikopatolojisi. Doç. Dr. Mehmet Akif Ersoy Ege Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Bornova İZMİR

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞ. MOBBING ve ÖRGÜTSEL DIŞLANMA - 1 YRD.DOÇ.DR. ÖZGÜR GÜLDÜ

Ailenin çocuk yetiştirmedeki tutumunu ve çocuk yetiştirmeyle ilgili sorunlarını anlamak için aile tutum modeli ni bilmek yararlı bir yaklaşımdır.

DANIŞANLAR İÇİN DEĞERLENDİRME ANKETİ:

Sağlık Ortamında Şiddet

Ahlak Gelişimi. Prof. Dr. İbrahim YILDIRIM

Çocuk Psikiyatrisi Uygulamalarında İstismar Olgularının Tanınması. Prof. Dr. Elvan İŞERİ Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri A.D.

Sayın Komiser, Saygıdeğer Bakanlar, Hanımefendiler, Beyefendiler,

Anksiyete Bozukluklarına eşlik eden alkol madde kullanım bozukluğu tedavi yaklaşımları

ERGENDE AİLE KRİZLERİNE MÜDAHALE. Prof. Dr. Emine Zinnur Kılıç

SPoD, Ruh Sağlığı Çalıştayının 5 incisini Düzenledi

Tıpta bilirkişilik şu konuları kapsamaktadır:

UYKU ADLİ TIBBI. Psk. Çiğdem Ünlü Çeber

İstanbul Kent Güvenliği Projesi Seminerleri- II, III, IV

Mirbad Kent Toplum Bilim Ve Tarih Araştırmaları Enstitüsü. Kadına Şiddet Raporu

GÖÇMEN/MÜLTECİLERLE ÇALIŞMAK

DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUĞU ANLAMAK

İÇİNDEKİLER ÖNSÖZ...V ÜÇÜNCÜ BASKIYA SUNUŞ... VII İKİNCİ BASKIYA SUNUŞ... IX SUNUŞ... XI İÇİNDEKİLER... XIII KISALTMALAR...XIX

Kanserli Hasta Yönetiminde Danışman Hemşirenin Rolü

GAU, Beşeri Bilimler Fakültesi

2016 YILI İLK 6 AY DOĞU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU BÖLGESİ

MESLEK ÖRGÜTÜNÜN GöREV ÇAĞRISINA KATILMAK SUÇ MUDUR? BU NEDENLE HUKUKİ BİR YAPTIRIM UYGULANABİLİR Mİ?

2 Kasım Sayın Bakan,

ÇOCUK HAKLARI VE YOKSULLUK Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Faks

Toplumsal cinsiyet ve şiddet

KADIN ve TOPLUMSAL CİNSİYET ÇALIŞMALARI BİRİMİ BİZ KİMİZ?

GAZİOSMANPAŞA ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ RUH SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI KLİNİĞİ YATAN HASTA DEĞERLENDİRME FORMU

Destek Personeli Eğitimleri

Transkript:

VİCDANİ RED OLGUSU VE PSİKOLOJİ VE PSİKİYATRİNİN İDEOLOJİK KÖTÜYE KULLANIMI 17 Mayıs 2011 Thomas Szasz der ki (1) Psikiyatri kaynaklı istismar olamaz, çünkü kurumsal psikiyatrinin bizzat kendisi istismardır. Engizisyon kaynaklı istismarın olamayacağı gibi Psikiyatri, bir tür ideolojidir. Gerçek gündemi, akıl hastalarını suçlular, suçlularıysa akıl hastaları gibi tedavi etmeye çalışmaktır. Her iki grubu da özgürlük ve sorumluluktan yoksun kılarak ve aşağılayarak 1.Vicdani Retçilere Anti-Sosyal Kişilik Bozukluğu Tanısının Konulması Psikiyatrinin Kötüye Kullanımıdır. Türkiye de ruh sağlığının militarizmle dansı yeni değil Türkiye Cumhuriyeti tarihi, psikiyatrinin ve dolayısı ile klinik psikolojinin ideolojik amaçlı kötüye kullanımı örnekleriyle doludur. Bunun tarihsel olarak en yakın örneğini vicdani retçiler İnan Süver, Mehmet Bal, Enver Aydemir ve Halil Savda nın askerlik yapmak istemedikleri için Anti-sosyal Kişilik Bozukluğu (AKB) tanısı almaları örneğinde gördük. Bu tanıların bir kısmı, kişilere psikiyatrik muayeneden bile geçirilmeksizin verildi. En belirgin özelliklerinden biri otorite ile uyumsuz olma ve bu nedenle suç işlemeye eğilim olarak tanımlanan AKB nin, Türk Ceza Kanunu na (TCK) göre ceza sorumluluğunu azaltıcı ya da kaldırıcı hiçbir etkisi yoktur, yani bu tanıyı almanız, sizin işlediğiniz bir suçtan ceza almanızı engellemez.

Peki, ama bir psikiyatrik bozukluk, ceza kanunumuza göre ceza sorumluluğunu azaltmayan yani hukuki bakımdan hiçbir anlam teşkil etmeyen bir konumda ise, bu tanı, konu anti-militarizm olduğunda egemenlerin işine nasıl yarar? Ne de olsa hukuk, bir psikiyatrik tanı ile ancak ceza sorumluluğunu etkilemesi halinde ilgilenir. Bu durum, politik olarak tanınmak istenmeyen vicdani ret olgusuna, psikiyatrik bozukluk tanısı giydirilmek suretiyle, sosyal bir olgu olmaktan çıkartıp, bireysel ve münferit olaylara indirgemede, ruh sağlığının bizzat katılımı ve kötüye kullanımıdır. Kendilerini anti-militarist olarak tanımlayan bu insanların verdikleri karara ve dolayısı ile askerliği ret sebeplerine toplum gözünde itibar edilmesini ve güvenilmesini engellemek, böylesi bir kararın sağlıklı zihinlerden çıkamayacağına dair bir yargıyı pekiştirmek için Yani, aslında bu kişilerin söylemek istedikleri bir sözleri ve askerliğe karşı bir duruşları yoktu, adı üzerinde, bu kişilerin kişilikleri bozuk (!) tu. 12 Eylül ve Türkiye de Psikiyatrinin Kötüye Kullanımı : 12 Eylül 1980 askeri darbesi toplumun psikolojisi için bir milattır; 1980-83 döneminde psikiyatri kliniklerine başvuranların sayısı % 45 artarken, 1984 te alkolik sayısı 4 kat artmıştı (2). Türkiye de AKB tanısının siyasi suçlulara uygun görülmesi ise 12 Eylül sonrasına denk düşer. O dönemde devlet, komünizmin bir hastalık olduğunu ve tedavi edilmesi gerektiğini, psikiyatrinin görevinin bu hastalığa yakalananları ıslah ederek topluma kazandırmak olduğunu belirtiyordu. Ruh sağlığı çalışanları, mesleki bilgilerini devletin muhaliflerine yönelik izlediği politikaya hizmet etmeye kullanmaları için zorlanıyordu. Bunlardan biri olan Psikiyatr Mehmet Bekaroğlu,

1983 yılında Metris Cezaevinde mecburi hizmette iken, kendisinden komünizm hastalığını tedavi etmesini istediklerini belirtir (3) 1984 te Psikiyatrist Prof. Dr. Ayhan Songar ise, 20. Nörolojik Bilimler ve Psikiyatri Kongresi nde sol eğilimli teröristlerin ağırlıkla köy kökenli olduğunu ve akrabalarında suçluluğun yüksek olduğunu, yani bunların genetik olarak suçlu olduğunu söyler. Ayhan Songar ın Türkiye deki terör ve anarşi olgusuna psikiyatrik bakış getirdiğini iddia ettiği çalışması, siyasi suçlulara ama özellikle sol kanadın siyasi suçlularına Türkiye de psikopatinin yani AKB nin ilk yakıştırıldığı yerdi (2). Bu söylem, 80 lerden bugüne taşınmış ve sistemin muhaliflerine karşı hakim söylemi olmaya devam etmiştir. Yıl 2006 olduğunda dahi değişmeyen bu bakış açısı, bir Binbaşının vicdani ret olgusunu incelediği çalışmasında oldukça net görülebilir (4): Vicdani retçilerin Türkiye de askerlik yapmak istememelerinin nedeninin, barışçıl felsefi görüşleri yerine bencillik ve menfaatine düşkünlük olarak tanımlamış, Avrupa kültürüne uygun olan vicdani rettin Türk örf ve adetlerine uyum göstermediği, askere gitmeyene kız verilmediği, ana sütünün helal edilmediği kültürümüze, tamamen aykırılık gösterdiğini belirtmiştir. Ayrıca gençleri menfi propagandandan korumak maksadıyla liselerde milli güvenlik derslerinde vicdani ret konusunun işlenmesini önermiştir. Zihniyet aynı noktaya işaret eder: Vicdani ret olgusu barış arzusu ile değil ancak bencillik ve menfaatine düşkünlükle yani kişilikteki bir problemle açıklanabilir. --- SORGULAMAK (14 Nisan 2012): NE YAZIK Kİ BAZEN İLİM'DE KENDİNE İHANET EDEN, ETTİKLERİ HİPOKRAT YEMİNİ'NE SAĞI DUYMAYAN, İŞKENCECİ SAYGIN PSİKİYATRİSTLER BUGÜN KİM HATIRLIYOR?

Medikal doktorların Kenan Evren Paşa gibi iki yıllık harp okulu ve bir yıllık Harp Akademili diplomalı değil, çok ciddi, uzun süreli eğitim almış insanlar olmasıdır. --- Psikiyatr Prof. Dr. Turan İtil tarafından kurulan, sonrasında bünyesine Psikiyatr Prof. Dr. Ayhan Songar ın da katıldığı HZİ Vakfı gibi örgütler, bu misyonu canı gönülden üstleniyordu. Siyasi mahkûmları kobay kullanmak suretiyle Amerika da henüz piyasaya çıkmamış ilaçları denemek için deneyler yapan vakıf, 1984 te Erzurum Askeri Ceza ve Tutukevinde 100 kadar siyasi mahkûma yapıldığı bilinen deneylerde, mahkûmları kobay olarak kullandılar. Siyasi mahkumlar, dirençlerinin artması için vitamin iğnesi yapıldığı yalanıyla her gün 5 iğne birden yiyor, 15 gün içinde kendilerine 50 küsur enjeksiyon yapıldığını belirtiyorlardı (3). 2700 tutuklu üzerinde araştırma yapan Turan İtil siyasi suçlular hakkında ise: bunların elinde olmayan bir şey var, içgüdüleri var, bunu anlayabilmek için iki kişiyi görmeniz kâfi, üç taneye gerek yok. Terörist olmasalar katil olurlardı. Kimse 40 yaşından sonra terörist olmaz. O halde 40 yaşına kadar içerde tutulmaları gerek. Pahalı yöntem ama idamdan daha iyi diyordu (5). Dicle Üniversitesinden Kemal Balcı ise 1987 yılında işkence sorguları sırasında otokontrolü kaybettiren ve yaşanan olayları hatırlatarak söylenmesini kolaylaştıran sodyum pentothal adlı ilacın kullanılmasını teröristlerden vakit kaybı olmadan bilgi toplanması için tavsiye ediyordu (6). Sözde katı işkencenin uygulanmasını engellemek için bulunan bu insanlık dışı çözümün kimi hallerde katı işkenceden daha acımasız olduğu düşünülebilir. Çünkü kişilerin işkenceye rağmen, konuşmama hakları mevcutken, otokontrolü kaybettiren bu ilacın kullanımı, kişinin işkenceye direnme iradesini veya onurunu her şartta koruma hakkını bile yok saymaktadır.

Psikiyatri tarihinin ilk dönem uygulamalarından biri olarak kabul edilen hipnozun ise açlık grevi yapan siyasi mahkûmlar üzerinde kullanılma talebi getiriliyordu (7) --- SORGULAMAK (14 Nisan 2012): Bu meşhur vakfın Fethullah Gülen hoca cemaati ile olan bağları da Kenan Evrenin yargılandığı davada gündeme getirilebilecek mi? --- 2. Anti-sosyal kişilik bozukluğu, psikiyatrik değil, psiko-politik bir tanı haline getirilmiştir. Sorun, sadece bu tanının bahsedilen şekilde kötüye kullanımı değildir. Türkiye Cumhuriyeti psikiyatri geleneğinin ithal psikiyatriye bağlılığı ile olmazsa olmaz koşulu saydığı Amerikan Psikiyatri Birliği nin 2000 yılında yeniden gözden geçirilen psikiyatrik tanı ölçütleri ile (DSM IV TR) bu tanının değişime uğrayan ve politize edilen özüdür. Şimdi Anti sosyal kişilik bozukluğunun yıllar içinde geçirdiği evrime değinelim. AKB, ruh sağlığı literatüründe ilk tanımlanışında hatta bir önceki versiyonlarda başlıca özelliği acımasızlık, diğer insanların duygularını yok sayarak kendi çıkarları için kullanma, fiziksel-ruhsal acı verme ve bundan pişmanlık duymamayı içeren sosyopatiyi ya da psikopatiyi tarif ederken, son sınıflandırmada gittikçe politize edilmiştir. Tanının 1987 versiyonunda (DSM III R) (8) AKB, silah kullanma, başkalarını cinsel eyleme zorlama, insanlara fiziksel olarak zalimane davranışlarda bulunma, hayvanlara zalimane davranışlarda bulunma, yangın çıkarma, yalan söyleme, gizlice çalma ve açıkça hırsızlık, ebeveyn olarak görevlerini ihmal,

başkalarına acı vermekten pişmanlık duymama, iş hayatını sürdürmekte başarısızlık ve yasalara karşı gelme olarak tanımlanmış.. Ve önceki DSM ye göre bir değişiklik yapılmış: 1 yıldan fazla süreli monogam (tekeşli) bir ilişkiyi sürdürememe Fakat 1997 de değiştirilen ve 2000 yılındaki yeni versiyonunda aynı bırakılan Anti Sosyal Kişilik Bozukluğu Tanısı (DSM IV ve DSM IV-R) bu tanıyı tamamen yeni bir hale getirmiştir. Şimdi aşağıda yazılı tanı ölçütlerini, psikiyatrik bir tanı gibi değil, eylemsellik bağlamında hareket eden siyasi bir suçluyu tarif ettiğini düşünerek okuyalım. Tanının konulması için aşağıdaki ölçütlerden üçünün birlikte olması yeterlidir (9): 1) Tutuklanması için zemin hazırlayan eylemlerde tekrar tekrar bulunmakla belirli, yasalara uygun toplumsal davranış biçimine ayak uyduramama 2) Sürekli yalan söyleme, takma isimler kullanma ya da kişisel çıkarı, zevki için başkasını atlatma ile belirli dürüst olmayan tutum 3) Dürtüsellik ya da gelecek için tasarılar yapmama 4) Yineleyen kavga dövüşler ya da saldırılarla belirli olmak üzere sinirlilik ya da saldırganlık

5) Kendisinin ya da başkalarının güvenliği konusunda umursamazlık 6) Bir işi sürekli götürememe ya da mali yükümlülüklerini tekrar tekrar yerine getirmeme ile belli olmak üzere sürekli bir sorumsuzluk 7) Başkasına zarar vermiş olmasına karşın ilgisiz olma ya da yaptıklarına kendince mantıklı açıklamalar getirme ile belirli olmak üzere vicdan azabı çekememe Bu metni psikiyatrik bir tanı ölçütü gibi değil, psiko-politik bir açıklama olarak okursak, suç sayılan siyasi düşünceye sahip olan ya da eylemde bulunan birinin, politik duruşunu sürdürdükçe ve yasalar değişmedikçe tekrar tekrar ceza alacağı, hâkim siyasi irade ile şekillenen hukuka karşı hareket edebileceği gerçeği, bu tanının birinci kriteri olur. Eğer bu tanıda bahsedilen kişisel çıkar dan kasıt, kişinin kendisini koruması anlamına geliyorsa, bunun için yalan söyleyebileceği ya da takma isimler kullanabileceği; sürekli ceza alan birinin gelecek için tasarı yapabilmesinin mümkün olmadığı; işkenceler ya da cezalar sonrasında kişinin sürekli olarak öfkeli olabileceği; politik adanmışlık nedeniyle kendi güvenliği konusunda umursamazlık gösterebileceği; bu hayat tarzının ise doğal olarak işgücü kaybı ve mali çöküş yaratacağı görülebilir. Bir kişinin, yaptıklarına mantıklı açıklamalar getirmesi ise bir tanı ölçütü değil, olsa olsa düşünsel bir zorunluluktur. Burada sayılan ölçütlerden oluşan düşünce zincirinin işaret ettiği tanı, aslında tek bir önermeden yola çıkar: suçlu olma halinden Diğer bütün maddeler,

yasaya aykırı hareket etmenin zorunlu sonucu olarak gerçekleşen ardıl durumlar olarak okunabilir. Amerika nın 11 Eylül olayları bahanesiyle yabancı dan gelen terör korkusunu önce kendi toplumuna sonra tüm dünyaya yayması ile konulması oldukça yaygınlaştırılan bu tanı, dikkate değerdir. Bu tanı vasıtasıyla, sisteme muhalif olanların sadece hukuki cezalandırılması değil, siyasi duruşlarının kişilik bozukluğu etiketiyle değersizleştirilmesi ve sistemin ideolojik aygıtı olarak hareket eden psikiyatri yoluyla meşrulaştırmasıdır. Amerika da zorunlu askerlik olmamasına karşın, vicdani ret açıklamaların özelikle savaş sırasında yapılması Türkiye deki vicdani retçilerin maruz kaldığı uygulamalara benzer durumlarla sonuçlanmaktadır. Kevin Benderman 2003 yılında Irak savaşına katıldı ve 2005 yılında artık savaşmak istemediğini belirterek vicdani reddini açıkladı ve görevinden çekilmek istediğini belirtti. Bu çekilme talebinin karşılığı 15 ay hapis ve ordudan dishonorable discharge yani şerefsizce ihraç olarak sonuçlandı (10). Askerlik yapmayı reddetmenin şerefsizlikle eşdeğer tutulması sanırım her şeyimiz gibi Amerikan ordusundan ithal edilmiş olmalı! Travma Sonrası Stres Bozukluğu Tanısı Askerlik Sürecinde ve Sonrasında Tanınmalıdır. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSBB) yine Amerikan Psikiyatri Birliği el kitabında (DSM IV-R) şöyle tanımlanmıştır (9): 1.Kişi gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma ya da kendisinin ya da başkalarının fizik bütünlüğüne yönelik bir tehdit olayı yaşamış, böyle bir olaya tanık olmuş ya da böyle bir olayla karşı karşıya gelmiştir.

2.Kişinin tepkileri arasında aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşmek vardır. 3.Bu bozukluk klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da işlevselliğin diğer alanlarında bozulmaya sebep olur. Bu tanı incelendiğinde, askerlik sürecinin kendi başına travmatize edici etkisi açıktır. Askerlik süreci bir travmadır. Çünkü, kişileri savaşa ve savaşmaya hazırlayacak zorunlu şiddet eğitimi içinde, insani duygulardan arındırılmaya, duyarsızlaştırmaya, sorgulamadan itaate, bireysel farklılıkların yok sayılarak tek tipleştirilmesine maruz kalmanın bireyler üzerinde yarattığı şey, ancak travma olarak adlandırılabilir. Askerlik, devletin ideolojik aygıtı olarak, barışta sivil itaati kayıtsız şartsız sağlamak, savaşta ise öğrenilen öldürme tekniklerini kullanarak sorgusuzca öldürmek ve gerekirse ölmek üzere yapılanmış, incelikle planlanmış, travmatize edici bir süreçtir. Bu bakımdan askerlik süreci mantıksız ya da akıl dışı olarak işaretlenemez. Ama kişiler üzerinde yarattığı hasar, akıl tutulması dır. Buna karşın, resmi olmayan verilere göre askerlik sürecinde askerlere en çok konulan tanı kaygı (anksiyete) bozuklukları olmaktadır. Kaygı bozukluğu, panik ataktan sosyal fobiye kadar genişleyen bir çerçevede ele alınır. Ama bu tanının altında yer alan TSSB tanısından bilinçli olarak kaçınılmaktadır. Bu tanının bilinçli olarak tanınmıyor olması, askerlik travmasının ideolojik olarak yok sayılmasının sonucu olarak görülmelidir. TSBB tüm demokratik ülkelerde savaş sonrası travma ile ilişkilendirilir. Hatta tanının ilk ortaya konuluş biçimi Vietnam sendromu adıyla olmuştur. Ülkemizde ise savaş ve askerlik haliyle TSBB nin ilişkilendirilmesinden hala kaçınılması, askerlik-travma ilişkisinin dahi akla getirilmemesini sağlama amacındadır. Sonuç:

Bu nedenlerle, adı geçmişten gelen oldukça olumsuz etiketlerle ilişkilendirilmekle beraber, içeriği değiştirilerek politize edilen Anti Sosyal Kişilik Bozukluğu tanısının özellikle siyasi suçlarda ve vicdani ret olgularında kullanılmasını reddediyor ve ruh sağlığı çalışanlarını da bu tanıyı koymayı reddetmeye çağırıyoruz. Askeriyede çalışan ruh sağlığı uzmanlarını, askerliği travmatik bir süreç işaretlememek adına kaygı bozukluğu gibi çevresinden dolaşan kavramlarla dolu tanılar kullanmak yerine, travma yaşantısını tanımaya ve gerekli olduğu hallerde Travma Sonrası Stres Bozukluğu tanısını koymaya çağırıyoruz. Ruh sağlığı çalışanlarını, erkek danışanları ile yaptıkları klinik görüşmelerde özellikle askerlik süreçlerini de ele alarak bu dönemdeki yaşantılarını şimdiki ruh sağlıklarını değerlendirmede detayla incelemeye ve askerliğin bireylerde yarattığı travmatik etkilere dikkati çekmeye davet ediyoruz. Ordu ve askerliğe dair eleştiri, sorgulama veya değiştirme talebi, ister vicdani redçilerden, ister akademik alandan, ister sivil kesimden gelsin, insan düşüncesinin doğal eğilimi ve gelişiminin bir gereği ve garantisi olarak kabul edilebilir kılınmalıdır. Bu nedenle, ordu ve askerliği sorgulanamaz değerler olarak korumaya altına alma amacıyla halkı askerlikten soğutma suçu adı altında, teşvik, telkin, sevgi, duygu, sadakat borcu gibi tamamen psikolojinin kavramları ile yaratılan, hukuki değeri var olmayan TCK nın 318. maddesini bir düşünce suçu olarak kabul ediyor ve kaldırılmasını talep ediyoruz. KAYNAKÇA (1) Thomas Szasz, Vahşi Dil, Kaknüs Yayınları, 2006. (2) Mustafa Sercan, Psikiyatrinin 12 Eylül'ü, Türki ye Psi ki yatri Derneği Bülteni, Cilt 13, Sayı 2, 2010. (3) S.Değirmencioğlu, Güney Afrika'dan Türkiye ye İnsanlık Dışı Uygulamaların Yanında veya İçinde Yer Alan Psikologların Peşinde, II. Eleştirel Psikoloji Sempozyumu, Eylül 2010, İstanbul. (4) Kur. Bnb. Ersin Kaya, Vicdani Ret Uygulaması ve Türkiye, Stratejik Araştırmalar Dergisi, Sayı 8, 2006.

(5) Doğan Şahin, 12 Eylül e Hesaplaşma, Türkiye Psikiyatri Derneği Bülteni, Cilt 13, Sayı 2, 2010. (6) Şahika Yüksel, Türkiye de İşkence Yoktur: Lancet e Mektuplar, Türki ye Psi ki yatri Derneği Bülteni, Cilt 13, Sayı 2, 2010. (7) Memet Bekaroğlu, 12 Eylül Cezaevlerinden F Tiplerine: Bir Poli k Psikoloji Projesinin Hikâyesi, Türkiẏe Psi kiẏatri Derneği Bülteni, Cilt 13, Sayı 2, 2010. (8) Robert D. Hare ve ark., Psychopathy and the DSM-IV Criteria for Antisocial Personality Disorder, Journal of Abnormal Psychology, Vol 100, No: 3, 391-398. 1991. (9) DSM IV-TR Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı, Amerikan Psikiyatri Birliği, Çev: E. Köroğlu, Hekimler Yayın Birliği, 2. Bsm., 2005. (10) Manneken Pis dressed as "Prisoner for Peace": Demands release of prisoners, 09.01.2006, Çevirimiçi: http://www.motherearth.org/hermaja/en/index.php. TODAP (Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği) Eda Erdener* & Özge Yılmaz ** *Klinik Psikolog, İ.Ü. Adli Tıp Enst. Doktora Öğr. **Psikolog, İ.Ü.Sinirbilim YL Öğr., eleps.info