ORGANİZE HAYALİ İHRACAT EYLEMLERİNİN YASAL GELİŞMELER KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ



Benzer belgeler
Ali Kemal Yıldız Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi

TİCARÎ SIR, BANKA SIRRI VE MÜŞTERİ SIRRI HAKKINDA KANUN TASARISI

CEZANIN TEŞDİDEN VERİLMİŞ OLMASI SANIK LEHİNE OLAN KANUNU UYGULAMA YENİ YÜRÜRLÜĞE KONULAN KANUNDA CEZANIN ALT VE ÜST SINIRLARININ ARTTIRILMASI

SUÇ İŞLEMEK AMACIYLA ÖRGÜTLENME SUÇLARI (TCK m )

GÜMRÜK SİRKÜLERİ Tarih: 21/04/2015 Sayı: 2015/24 Ref : 6/24. Konu: GÜMRÜKLENMİŞ DEĞER ÜZERİNDEN HESAPLANAN CEZALAR

Anılan rejimde ekonomik değeri olmayan atıklar ise fire olarak tanımlandığından bu atıklar dahilde işleme rejiminin konusunu oluşturmamaktadır.

SPKn İDARİ PARA CEZALARI

İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesine İlişkin Tarihli Yönetmeliğin 11 ve 19. Maddeleri Anayasaya Aykırıdır

I. Genel Bilgiler Ülkeler arasındaki hayat standartlarının farklılığı, bazı ülkelerde yaşanan ekonomik sorunlar, uygulanan baskıcı rejimler, yaşanan

Arş. Gör. F. Umay GENÇ

dan itibaren ücret gelirlerine farklı (düşük oranlı) gelir vergisi tarifesi uygulamasına son veren kanuni düzenlemenin,

ZAMANAŞIMI SÜRESİ GEÇTİKTEN SONRA DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİ

Bazı Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Kanun No Kabul Tarihi :

TRAFİK KAZASINDAN DOĞAN TAZMİNAT TALEPLERİNDE ZAMANAŞIMI

Kabul Tarihi :

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI. İTİRAZ YOLUNA BAŞVURAN : Genç Asliye Ceza Mahkemesi

KARAR 1 (672 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmaya dair) Davalı : Başbakanlık /ANKARA

4857 SAYILI İŞ KANUNU'NA GÖRE UYGULANACAK PARA CEZALARI

HÂKİMLER VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU HUKUKİ MÜZAKERE TOPLANTILARI. Denizli KASIM 2013

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN. BİRİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler

Prof. Dr. Çetin ARSLAN Hacettepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Başkanı

Av. Ece KAVAKLI Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Ankara Halk Sağlığı Müdürlüğü Hukuk Birimi

Sirküler 2013/16 Sahte Ve Muhteviyatı İtibariyle Yanıltıcı Belge Düzenleyenler, Kullananlar Ve Bunlara İştirak

MEVZUAT BİLGİLENDİRME SERVİSİ

denetim mali müşavirlik hizmetleri

Bazı makalelerde, bu iptal kararı ile kanuni temsilcilerin geçmişe yönelik sorumluluklarının kalktığına dair yorumlar okuyoruz.

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

Ceza Hukukuna Giriş. Ceza Hukukuna Giriş (Özgenç)

SİRKÜLER. Vergi Usul Kanunu'na "Teminat uygulaması" başlıklı 153/A Maddesi Eklenmiştir.

TURİZMİ TEŞVİK KANUNU NUN CEZAİ HÜKÜMLERİ

KADİR HAS ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ CEZA HUKUKU GENEL HÜKÜMLER -I VİZE SINAVI , Saat: METİN SORUSU

VERGİ USUL KANUNU NA EKLENEN 153/A MADDESİ İLE GETİRİLEN TEMİNAT UYGULAMASI

PARASAL SINIRLAR TABLOSU A. HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNA GÖRE PARASAL SINIRLAR VE TABLOSU

T.C. SANAYİ VE TİCARET BAKANLIĞI Tüketicinin ve Rekabetin Korunması Genel Müdürlüğü GENELGE NO: 2007/02....VALİLİĞİNE (Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü)

KARŞILAŞTIRMA TABLOSU

TÜRK YARGI SĠSTEMĠ CEZA MAHKEMELERĠ-I Öğr. Gör. Ertan Cem GÜL MYO Hukuk Bölümü Adalet Programı

SĐRKÜLER Đstanbul, Sayı: 2011/121 Ref: 4/121

İlgili Kanun / Madde 3201 S.YHBK./3

T.C. D A N I Ş T A Y Yedinci Daire

TEMEL YASALAR /DÜZENLEMELER

TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN ileti5252

1. Ceza Hukukunun İşlevi, Kaynakları ve Temel İlkeleri. 2. Suçun Yapısal Unsurları. 3. Hukuka Aykırılık Unsuru

Gümrük ile ilgili Cezalar Gümrük Kanunu, Gümrük Yönetmeliği, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu

PİYASA BOZUCU EYLEMLER TEBLİĞİ (VI-104.1)

Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (5219 sayılı, numaralı, nolu yasası)

3. SUÇ POLİTİKASININ TEMEL İLKELERİ I. HUKUK DEVLETİ İLKESİ II. KUSUR İLKESİ III. HÜMANİZM İLKESİ

Türk Rekabet Hukukunda Tekerrür

Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğü30 Mayıs 2009 CUMARTESİResmî GazeteSayı : ANAYASA MAHKEMESİ KARARI

GÜMRÜK İDARELERİNCE HANGİ DURMLARDA KDV PARA CEZASI UYGULANMALI?

İDARİ PARA CEZALARINDA UYGULAMA

Emre Can BASA MÜKELLEFLERİN ÖZEL İŞLERİNİ YAPMA SUÇU

TÜRK VATANDAŞLARI HAKKINDA YABANCI ÜLKE MAHKEMELERİNDEN VE YABANCILAR HAKKINDA TÜRK MAHKEMELERİNDEN VERİLEN CEZA MAHKUMİYETLERiNİN İNFAZINA DAİR KANUN

Tarih: Sayı: 2014/33

Mevzuat Kroniği CEZA HUKUKU

1982 Anayasası nın Cumhuriyetin Nitelikleri başlıklı 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti nin bir hukuk devleti olduğu kurala bağlanmıştır.

Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun. Kanun No:5252. Resmi Gazete:13 Kasım BİRİNCİ BÖLÜM.

ANAYASA MAHKEMESİNDEN VERGİ USUL KANUNUYLA İLGİLİ BİREYSEL BAŞVURUYA İLİŞKİN YETKİSİZLİK KARARI

AİLE MAHKEMELERİNİN KURULUŞ, GÖREV VE YARGILAMA USULLERİNE DAİR KANUN

MEMURLAR VE DİĞER KAMU GÖREVLİLERİNİN YARGILANMASI HAKKINDA KANUN

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan:

I sayılı İdarî Yargılama Usûlü Kanunun başvuru konusu kuralının Anayasaya aykırılığı sorunu:

Yasal Çerçeve (Bilgi Edinme Kanunu ve Diğer Gelişmeler) KAY 465 Ders 1(2) 22 Haziran 2007

6736 SAYILI KANUN KAPSAMINDA GV, KV VE KDV MATRAH ARTIRIMINDA BULUNAN FİRMALARDA VERGİ İNCELEMESİ YAPILIP YAPILAMAYACAĞI

SİRKÜLER 2017/34. Söz konusu Yasada düzenlenen konular ana hatları itibariyle aşağıdaki gibidir:

T.C. DANIŞTAY Yedinci Daire. Anahtar Kelimeler : Katma Değer Vergisi, Müteselsil Sorumluluk, Ek Tahakkuk, İdari İşlemin İcrailiği

GÖRÜŞ BİLDİRME FORMU

"B- 3. maddesiyle 193 sayılı Yasaya eklenen 69 uncu maddenin birinci fıkrasının sonunda yer alan;

Milletlerarası Ceza Hukuku (Özgenç)

YURTDIŞINDA MUKİM KURUMLARIN TÜRKİYE DEKİ TAŞINMAZ SATIŞLARININ VERGİLENDİRİLMESİ

Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle diğer kanunlarda aşağıda belirtilen fiiller için idari para cezası öngörülmüş olsa dahi ayrıca bu Kanunun;

5549 sayılı RLERİNİN N AKLANMASININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN

KAMU ĠHALE MEVZUATI. c) İhaleyi yapan idarenin ihale yetkilisi kişileri ile bu yetkiye sahip kurullarda görevli kişiler.

İdari Yargının Geleceği

ADLİ PARA CEZASI KISA SÜRELİ HAPİS CEZASINA SEÇENEK YAPTIRIMLAR KİŞİLERİN HUZUR VE SÜKUNUNU BOZMA

CEZA MUHAKEMESİ KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ HAKKINDA KANUN

Sirküler Rapor / NO LU KURUMLAR VERGİSİ KANUNU SİRKÜLERİ YAYIMLANDI

İTHALAT SÜRECİNDE TAHSİL EDİLEN EK MALİ YÜKLERİN HUKUKSAL ANLAMI

Sirküler Rapor /197-1 RAPOR DEĞERLENDİRME KOMİSYONLARININ TEŞEKKÜLÜ İLE ÇALIŞMA USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILDI

MÜKERRİR HÜKÜMLÜLERİN İNFAZINDA MÜDDETNAME HESAPLAMALARI:

Beraat Eden Sanıklar Müdafiinin Vek âlet Ücreti

KIDEM ZAMMI ÜCRETE UYGULANAN AYRI ZAMDIR ÖNCE KIDEM ZAMMI UYGULANIR DAHA SONRA TOPLU SÖZLEŞMEDEKİ NISBİ ZAM UYGULANIR Y A R G I T A Y İ L A M I

5. A. TELEFON DİNLEMELERİNE İLİŞKİN DEĞERLENDİRMELER

İŞLETME İLE ORTAKLARI ARASINDAKİ PARASAL TRAFİĞİN BANKALAR ARACILIĞIYLA TEVSİKİ ZORUNLU MU?

İPTAL BAŞVURUSUNA KONU OLAN YASA MEDDESİ İLE İLGİLİ AÇIKLAMA:

KİŞİSEL VERİLERİN KAYDEDİLMESİ SUÇU

T.C. DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU E. 2011/76 K. 2014/1397 T

VERBİS. Kişisel Verileri Koruma Kurumu. Veri Sorumluları Sicili. Nedir?

KARAPARA AKLANMASININ ÖNLENMESİ

İlgili Kanun / Madde 5521 S. İşMK. /1

Sayı: 32/2014. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhuriyet Meclisi aşağıdaki Yasayı yapar:

V. : 4/7/2001, : 631 : 10/4/2001, : 4639 : 13/7/2001, : : V

YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER TARAFINDAN DÜZENLENMESİ GEREKEN SERBEST BÖLGE FAALİYET TASDİK RAPORU NA İLİŞKİN TEBLİĞ YAYIMLANDI

7035 SAYILI YASA İLE TEMYİZ SÜRELERİ DEĞİŞTİ

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU (OMBUDSMANLIK) : E BAŞVURU NO : 2018/2765 KARAR TARİHİ : 13/08/2018

T.C. Maliye Bakanlığı Mali Suçlar. kanlığı

2. BA BS FORMLARINA İLİŞKİN USULSÜZLÜK CEZASI UYGULAMASINDA LEHE OLAN HÜKÜMLER

İrfan VURAL Gelirler Kontrolörü

İÇİNDEKİLER SUNUŞ...V ÖNSÖZ...VII İÇİNDEKİLER...IX KISALTMALAR...XVII GİRİŞ...1

EPDK LİSANSINA SAHİP OLAN ŞİRKET İLE LİSANSA SAHİP OLMAYAN ŞİRKETLERİN BİRLEŞMESİNİN MÜMKÜN OLUP OLMADIĞININ HUKUK AÇIDAN DEĞERLENDİRİLMESİ

42 Sıra No.lu Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu Genel Tebliği Yayımlandı DUYURU NO:2010/01

Transkript:

İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Yıl:5 Sayı:10 Güz 2006/2 s.115-122 ORGANİZE HAYALİ İHRACAT EYLEMLERİNİN YASAL GELİŞMELER KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ Kayıhan İÇEL * ÖZET Bu incelememizde, 31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu gereğince organize hayali ihracat eylemleri ele alınmış ve özellikle yeni Türk Ceza Kanunu nun suç işlemek için örgüt kurulmasını düzenleyen 220.maddesinin bu alanda uygulanma olanağı tartışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Ekonomik suç, Hayali İhracat, Kaçakçılık, Organize Suç THE EVALUATION OF ORGANIZED FICTITIOUS EXPORT ACTS IN THE CONTEXT OF LEGAL DEVELOPEMENTS ABSTRACT In this study, the organised fictitious export acts in the context of The Code on Supression of İllegal Trade no. 5607 which came into force in 31.04.2007 are taken up. It is especially discussed if the article 220 of Turkish Criminal Code which prohibits the establishment of an criminal organization is also applicable in this field or not. Keywords: Economic Crimes, Fictitious Export, Illegal Trade, Organised Crimes * Prof. Dr., İstanbul Ticaret Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Eminönü İstanbul..

Kayıhan İçel. I- MEVZUATIMIZDAKİ GELİŞMELER VE SON DURUM 1-4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu nun yürürlükten kaldırdığı 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanunu nun 29.6.2001 tarih ve 4707 sayılı kanunla değişik 45. maddesi gereğince,.. gümrüklere verdikleri beyannamelerde cins, nevi, miktar, menşe, gönderileceği yer ve ticari eşya için ihracat amacıyla yapılan satışa gerçekte ödenen veya ödenecek fiyat bakımından yanlış beyanda bulunanların, bu fiilleri bir menfaat temini amacıyla işlemeleri halinde temin edilen veya edilecek olan menfaatin beş katına kadar ağır para cezasına hükmolunur.- Şu kadar ki,bu fiillerin ayrıca suç teşkil etmesi hallerinde buna ilaveten ilgili kanun hükümleri de tatbik olunur.. Uygulamada hayali ihracat olarak anılan bu hüküm kapsamında değerlendirilen eylemlerin teşekkül halinde işlenmesi durumunda, 1918 sayılı kanunun 27. maddesi gereğince on yıldan onbeş yıla kadar ağır hapis cezası uygulanması gündeme gelmekte idi. Bu yasanın 26. maddesi ise,amaç suç işlenmemiş olsa dahi, kaçakçılık amacıyla teşekkül vücuda getirenleri beş seneden yedi seneye kadar hapis cezası ile cezalandırmaktaydı. Maddenin 3. fıkrası, kaçakçılıkla iştigal etmek maksadıyla 2 veya daha fazla kimselerin evvelden anlaşıp birleşmeleri kaçakçılık için teşekkül sayılır demek suretiyle kaçakçılık örgütünün yasal tanımını vermişti. Yargıtay 7. Ceza Dairesi, 1918 sayılı kanunun uygulandığı dönemde istikrar kazanan kararlarında teşekkül ün mevcut sayılabilmesi için devamlılık gösteren eylemlerin nelerden ibaret olduğunun açıklanmasını ve kesin delillerin gösterilmesini aramış, aksi durumda mahalli mahkeme kararlarını bozmuştur. Yani, mülga 1918 sayılı kanun kapsamında teşekkül halinde kaçakçılık suçunun oluşabilmesi için Yargıtay 7. Ceza Dairesinin aradığı koşullar şunlardı (Bkz.: Karakaş, 2004: 191) : a- Kaçakçılıkla iştigal maksadı : Ortaklar henüz kaçakçılık yapılmadan kaçakçılık yapmak maksadıyla anlaşmalıdır. Yasadaki iştigal terimi bu şekilde gerçekleştirilen kaçakçılık suçunun itiyadi bir suç olduğunu ve belirli bir işle uğraşma gereğini gösterir. Belirli bir işle uğraşma ise o işi birden fazla yapmayı,o işi bir tür meslek edinmeyi ifade eder. b- İki veya daha fazla kişinin bulunması : Yasa teşekkülün oluşabilmesi için iki veya daha fazla kişinin katılımını aramıştır. c- Önceden anlaşıp birleşme : Bu koşul gereğince,faillerin eylem birliği içinde önceden anlaşıp birleşerek suçu işlemeleri gerekir. Burada önemle belirtmek durumundayız ki : Mülga 1918 sayılı yasada kaçakçılık amacıyla teşekkül oluşturulması suçu (27.m.) özel olarak düzenlendiği için, aynı tarihlerde yürürlükte olan 765 sayılı eski Ceza kanununun 313. maddesinde düzenlenmiş bulunan Cürüm İşlemek İçin Örgüt Kurma Suçunun kaçakçılık alanında söz konusu olması hukuksal açıdan olanaksızdı. Esasen, 313. maddenin son 116

Güz 2006 / 2 fıkrasında (bu kanun ve diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır) hükmü de bu hususu açıkça vurgulamaktaydı. Ancak, 313. maddenin öngördüğü teşekkülün oluşabilmesi için gerekli olan dar kalıplı yapısal unsurların diğer teşekküllerde ve bu meyanda kaçakçılık amacıyla teşekkül kurulması suçunda da aranması ratio legis (yasanın esas fikri) yönünden gerekli idi. Bu bağlamda ifade edecek olursak : Teşekkül, soyut birleşme olmayıp, bünyesinde hiyerarşik bir yapının, ast-üst ilişkisinin, emir komuta zincirinin hakim olduğu bir yapılanmadır. Böylece, hangi suçlarla ilgili olursa olsun, teşekkül, mensupları üzerinde hakimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır (Bkz.: Özgenç, 2002:274; Evik, 2004: 212). Esasen, her türlü teşekkülün iştirakten ayrıldığı nokta da budur. 1918 sayılı kanun çerçevesinde tüzel kişiliğe sahip şirketlerin yönetim kurulu başkan ve üyelerinin ceza sorumluluklarının saptanmasındaki kriterlere de gerek öğretide gerekse uygulamada vurgulama yapılmıştır. Şöyle ki, Yargıtay 7. CD. Üyesi Dr. Birsen Karakaş, yayınlanan doktora tezinde (Karakaş, 2004: 156-157), bizim başka bir ekonomik suçla ilgili olarak yaptığımız incelemedeki görüşümüze (bkz.: İçel, 1998: 112) atıfta bulunarak, 1918 sayılı kanun kapsamında da şirket yönetim kurulu üyelerinin tümünün sorumlu tutulmasının başkasının eyleminden sorumluluğu getireceğini ve Anayasanın 38. maddesinde yer alan ceza sorumluluğunun şahsiliği ilkesine aykırı olacağını savunmuştur. Karakaş a göre, olayla ilgili olanların tespit edilmesi ve gümrük çıkış beyannamesinde imzası bulunan kişilerin sıfatlarından hareket edilmesi uygundur. Belirtelim ki, 1918 sayılı yasa bağlamında yapılan bu değerlendirmenin bugün de geçerli olduğu kuşkusuzdur. 2-1918 sayılı kanunu yürürlükten kaldıran 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu 10.07.2003 tarihinde kabul edilerek 19.07.2003 tarihli Resmi Gazetede yayınlanmıştır. 4926 sayılı yasanın kaçakçılık fiillerini belirleyen 3. maddesinin (ı) bendinin 2. alt bendine göre, İhraç eşyası için gerçeğe aykırı belge ibrazı suretiyle ihraç vergilerini ödememek veya eksik ödemek veya Devletçe uygulanan teşvik veya sübvansiyonlardan veya parasal iadelerden yararlanmak şeklinde haksız menfaat temin etmek bir kaçakçılık eylemi olup, yasanın 4.(ı,2) maddesi gereğince,bu suçun cezası eşyanın beyan edilen FOB kıymetinin beş katından az, on katından fazla olmamak üzere ağır para cezası dır. Görüleceği üzere, 1918 sayılı yasada olduğu gibi 4926 sayılı yasa da uygulamada hayali ihraç kaçakçılığı olarak isimlendirilen eylemlerin bu türünde sadece ağır para cezası öngörerek, hapis cezasına yer vermemiştir. 4926 sayılı yasanın teşekkül halinde kaçakçılığı düzenleyen 5. maddesinin 1. fıkrası Bu kanunun suç saydığı fiilleri işlemek amacıyla teşekkül oluşturanlar veya teşekkülü yönetenler hakkında iki yıldan altı yıla kadar ağır hapis cezasına hükmolunur. derken, 2. fıkrası da, kaçakçılık suçlarının teşekkül halinde işlenmesi durumunda birinci fıkrada belirtilen cezaya ilaveten ilgili maddelerdeki 117

Kayıhan İçel. cezalar bir kat artırılarak uygulanır. hükmünü koymuştur. Böylece, 4926 sayılı yasa, kaçakçılık suçları ile ilgili olarak örgüt kurulması ve bu eylemlerin örgüt tarafından işlenmesi suçlarını kendi bünyesinde ayrıca düzenleyerek, genel ceza yasasındaki suç işlemek için örgüt kurulması suçu ile ilgili hükmün kaçakçılık suçlarında uygulanmasını önlemiştir. Bu nedenledir ki, 5237 sayılı Yeni Ceza Kanununun suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçunu düzenleyen 220. maddesi 4926 sayılı kanunun kapsamına giren kaçakçılık suçlarında uygulanamaz. Bu yönden, 1918 sayılı önceki kaçakçılık kanunu ile 765 sayılı eski ceza kanununun 313. maddesi arasındaki özel - genel norm ilişkisi aynen 5237 sayılı yeni ceza kanununun 220 maddesi ile 4926 sayılı yasa arasında da bulunduğunda kuşku yoktur. Yani her özel genel norm ilişkisinde olduğu gibi, 4926 sayılı kanunun kapsamına giren eylemlerde de genel norm olan 220. madde uygulanması hukuken olanaksızdır. Durum böyle olmakla birlikte, 220. madde çerçevesindeki örgütün yapısal unsurları kaçakçılık amaçlı örgütlerde de aranmalıdır. Her ikisi de örgüt olduğuna göre farklı kurucu unsurlar düşünülemez. Böylece, 220. maddenin gerekçesinde yer alan örgütün yapısal unsurlarına ilişkin açıklamalar, kaçakçılık amacıyla kurulduğu iddia edilen örgütler için de geçerlidir. Şöyle ki : Örgüt, soyut bir birleşme değildir, bünyesinde hiyerarşik bir ilişki hakimdir. Bu hiyerarşik ilişki, bazı örgüt yapılanmalarında gevşek nitelik taşıyabilir. Bu ilişki dolayısıyla örgüt, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliğini kazanmaktadır.- Örgüt niteliği itibariyle devamlılık arzeder. Bu itibarla kişilerin belli bir suçu işlemek için bir araya gelmesi halinde, örgüt değil, iştirak ilişkisi mevcuttur. İştirak ilişkisinden bahsedebilmek için, suç ortakları nezdinde suçun, konu veya mağdur bakımından somutlaşması gerekir. Buna karşılık, örgüt yapılanmasında, işlenmesi amaçlanan suçların konu veya mağdur itibarıyla somutlaştırılması zorunlu değildir.- Suç işlemek için örgüt kurulması bir somut tehlike suçudur Bu nedenle, örgütün yapısı, sahip bulunduğu üye sayısı ile araç ve gereç bakımından amaçlanan suçları işlemeye elverişli olması aranmalıdır.- Bu suç, amaç suç niteliği taşımaktadır. Bu nedenle söz konusu suç, ancak doğrudan kastla işlenebilir.( Madde gerekçesi, TBMM.Dönem:22,Yasama Yılı:2, Sıra Sayısı : 664, sh. 614 ve son.). Böylece, kaçakçılık amaçlı örgütlerde de, bünyesinde hiyerarşik ilişki olup olmadığına, mensupları üzerinde hâkimiyet tesis eden bir güç kaynağı niteliği taşıyıp taşımadığına, devamlılık gösterip göstermediğine, şüphelilerin olası veya dolaylı kastla değil, doğrudan kastla hareket edip etmediklerine bakmak gerekir. Bu tür yapısal unsurlar bulunmadığı takdirde kaçakçılıkta teşekkülün değil, ancak iştirakin olabileceği sonucuna ulaşılacaktır. 3-21.03.2007 tarihinde kabul edilip, 31.03.2007 tarih ve 26479 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu 4926 sayılı kanunu yürürlükten kaldırmıştır. 5607 sayılı kanunun Genel Gerekçesinde, yeni yasa tasarısı hazırlanmasının nedenleri şu şekilde açıklanmıştır : (...4926 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 118

Güz 2006 / 2 19.7.2003 tarihinden sonra, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 5 inci maddesinde bu Kanunun genel hükümlerinin özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanacağı düzenlenmiştir.- 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 5349 sayılı Kanunla değişik geçici 1 inci maddesinde; Diğer kanunların, 5237 sayılı Kanunun Birinci Kitabında yer alan düzenlemelere aykırı hükümleri, ilgili kanunlarda gerekli değişiklikler yapılıncaya ve en geç 31 Aralık 2006 tarihine kadar uygulanır. hükmü yer almaktadır.- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunundan sonra, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile 5326 sayılı Kabahatler Kanunu 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe girmiştir.- 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 3 üncü maddesinde de, bu Kanunun genel hükümlerinin diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır. 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 5 inci maddesi ile 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 3 üncü maddesi gereğince 4926 sayılı Kanunun suç ve kabahatlere ilişkin genel düzenlemelerinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununa uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir. Bu uyum çalışmaları sırasında 4926 sayılı Kanunun uygulamada tereddüt yaratan hükümleri de gözden geçirilmiş ve madde metinleri sadeleştirilmiş ve 5237 ve 5326 sayılı kanunlarda düzenlenmiş bulunan genel hükümler 4926 sayılı Kanun metninden çıkarılmıştır. Öngörülen bu düzenlemeler,4926 sayılı Kanunun madde düzeni ve sıralamasında büyük değişiklikler gerektirdiği için 4926 sayılı Kanunun tamamını yürürlükten kaldıran bu Tasarı hazırlanmıştır.) (Tasarının Genel Gerekçesi, TBMM.Dönem:22,Yasama Yılı:5,Sıra Sayısı:1275). Görüleceği üzere, yeni Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun hazırlanıp yürürlüğe konulmasının esas nedeni, Kaçakçılık Kanununun başta Türk Ceza Kanunu ve Kabahatler Kanunu olmak üzere yeni ceza mevzuatına uyum sağlanmasıdır. İnceleme konumuzu oluşturan suçlarla ilgili en önemli değişiklik, 4926 sayılı kanunun 3. maddesinin (ı) bendinin (2) alt bendindeki hüküm açısından olmuştur. Gerçekten, bu hükümdeki bireysel ihracat kaçakçılığı suçunun yaptırımı sadece para cezası (md.4/ı-2) iken yeni Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu bu suç için bir yıldan beş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası öngörmüştür : Madde 3- (14) İhracat gerçekleşmediği halde gerçekleşmiş gibi göstermek ya da gerçekleştirilen ihracata konu malın cins, miktar, evsaf veya fiyatını değişik göstererek ilgili kanun hükümlerine göre teşvik, sübvansiyon veya parasal iadelerden yararlanmak suretiyle haksız çıkar sağlayan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.beyanname ve eki belgelerde gösterilen ile gerçekte ihraç edilen eşya arasında yüzde onu aşmayan bir fark bulunması halinde, sadece 27/10/1999 tarihli ve 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre işlem yapılır.. Bu yeni hüküm inceleme konusu ceza soruşturması açısından aşağıda değerlendirilecektir.. İnceleme konumuzla ilgili olarak yapılan ikinci önemli değişiklik kaçakçılık amacıyla örgüt kurma ve böyle bir örgütün faaliyeti çerçevesinde kaçakçılık eylemlerinin işlenmesidir. Şöyle ki : 5607 sayılı kanunun kaçakçılıkta nitelikli 119

Kayıhan İçel. halleri düzenleyen 4. maddesinin 1. fıkrası gereğince, Bu kanunda tanımlanan suçların ve kabahatlerin, bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza iki kat arttırılır.. Burada 4926 sayılı kanundan iki önemli fark bulunmaktadır : Bu farklardan ilki, yasanın kaçakçılık amacıyla teşekkül kurma suçunu bünyesinden çıkarmasıdır. Bundan böyle, suç oluşturan kaçakçılık eylemlerinde 5237 sayılı TCK. nun Suç İşlemek Amacıyla Örgüt Kurma suçunu düzenleyen 220. maddesinin uygulanması olanağı tartışma konusu olacaktır. Zira TCK. 220. maddesi sadece suçlarla ilgili bir hüküm olduğuna göre kabahat türündeki kaçakçılık eylemlerinde 220. maddenin uygulanma olanağı yoktur. Buna karşılık, böyle bir örgütün faaliyeti çerçevesinde kaçakçılık kanunundaki suçların ve kabahatlerin işlenmesi halinde, kaçakçılık suçunun cezası iki kat artırılacaktır. İkinci önemli fark, yukarıda da belirttiğimiz üzere, bireysel ihracat kaçakçılığının yaptırımı sadece para cezası iken, yeni yasanın bu tür kaçakçılık eylemlerine adli para cezası ile birlikte hapis cezası da öngörmüş olmasıdır. 5607 sayılı kanun görevli mahkeme yönünden de önemli bir değişiklik yapılmıştır: Yasanın 17. maddesinin 2. fıkrası gereğince, Bu kanun kapsamına giren suçlar dolayısıyla açılan davalar, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen asliye ceza mahkemelerinde görülür. Ancak bu suçlarla bağlantılı olarak resmi belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, görevli mahkeme ağır ceza mahkemesidir. Görüleceği üzere, yasa kaçakçılık suçlarında asliye ceza mahkemelerinin madde itibariyle yetkisini kabul etmiş ve sadece resmi belgede sahtecilik suçu ile bağlantılı kaçakçılık suçlarının ağır ceza mahkemelerinde görüleceğini öngörmüştür. Böylece, kaçakçılık suçunun bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda dahi bundan böyle Asliye Ceza Mahkemeleri yetkili olacaktır. II- MEVZUATIN SON DURUMUNUN ÖNCEKİ EYLEMLERE ETKİSİ SORUNU 1-5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7. maddesinin 2. fıkrası gereğince, Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehinde olan kanun uygulanır ve infaz olunur.. Bu bağlamda, ihracat kaçakçılığı ile ilgili olarak 5607 sayılı yeni Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 3. maddesinin 14. fıkrasında bireysel hayali ihracat kaçakçılığı ile ilgili olarak öngörülen bir yıldan beş yıla kadar hapis ve onbin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır. hükmü bu yasadan önceki hayali ihracat eylemlerine uygulanamaz. Bu durumda, daha önce yürürlükte bulunan 4926 sayılı yasanın 4. maddesinin (ı) bendinin (2) numaralı alt bendinde yer alan para cezasını öngören hükmün dikkate alınması gerekir. 120

Güz 2006 / 2 2-5607 sayılı yeni yasa, 4926 sayılı yasanın 5. maddesinde düzenlenmiş bulunan Kaçakçılık Amacı ile Teşekkül Oluşturulması Suçuna bünyesinde yer vermemiştir. 4926 sayılı yasa yürürlükten kaldırıldığı içindir ki, bu hükmün bu şekilde işlenen önceki eylemlere uygulanması düşünülemez. Yeni yasal düzenleme çerçevesinde TCK. 220. maddesinin kendiliğinden devreye girmesi de bizce kabul edilemez. Zira, 4926 ve 5607 sayılı yasalar özel yasa niteliğini taşıdıkları içindir ki genel yasa niteliğinde olan 5237 sayılı TCK. ile olan tüm ilişkilerinin özel-genel norm ilişkisi (bkz.: İçel, 1972:191; İçel, 2007:319 ve son.) kapsamında değerlendirilmesi ve çözümlenmesi gerekir. Önemle vurgulayalım ki, 5237 sayılı TCK. nun 5. maddesi gereğince bu yasanın ancak genel hükümleri özel yasalara da uygulanır. Yoksa Türk Ceza Kanununun özel hükümleri ve bu meyanda 220. maddesi özel yasaların kapsamına giren eylemlere kendiliğinden uygulanamaz. Uygulanabilirliğin sağlanması için özel yasada açık hüküm olması gerekir. 5607 sayılı yeni yasada TCK.220. maddesinin uygulanmasına olanak veren bir hüküm bulunmadığı gibi, 4. maddesinin 5. fıkrasına Bu kanunda tanımlanan suçların ve kabahatlerin, belgede sahtecilik yapılarak işlenmesi halinde, ayrıca bu suçtan dolayı da cezaya hükmolunur hükmü konularak, ancak belgede sahtecilikten dolayı ayrıca ceza verileceği öngörülmüştür. Diğer durumlarda, örneğin örgütün faaliyeti çerçevesinde kaçakçılık suçunun işlenmesinde ayrıca örgüt kurma suçundan ceza verileceğinden söz edilmemiştir ( Belirtelim ki, yeni yasanın 4. maddesinin gerekçesinde bu konuda bir açıklama yoktur; TBMM.Dönem 22,Yasama Yılı 5,Sıra Sayısı 1275). Diğer yandan, 17. maddenin 2. fıkrasının sadece resmi belgede sahtecilik suçu yönünden görevli mahkemeyi Ağır Ceza Mahkemesi olarak göstermesi de yasa koyucunun bu konudaki amacını açıkça ortaya koymaktadır. Bu konuda sonuç olarak ifade edebiliriz ki, 5607 sayılı yeni yasa kaçakçılık eylemleri bakımından yeni bir sistem kurarken, suç oluşturan kaçakçılık eylemlerinin yanı sıra kabahat oluşturan kaçakçılık eylemlerini de yasa kapsamına almış, inceleme konumuz olan ihracat kaçakçılığının bireysel şeklini hapis ve adli para cezasını gerektiren suç olarak düzenlemiş, suçların ve kabahatlerin bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda verilecek cezanın iki kat artırılacağını öngörmüş, ancak bu son durumda belgede sahtecilikten farklı olarak ayrıca örgüt suçundan dolayı da cezaya hükmolunmasından söz etmemiştir. Açıkladığımız nedenlerden dolayı, yürürlükten kaldırılan 4926 sayılı Kaçakçılık Kanununun 5. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenmiş bulunan kaçakçılık amacıyla teşekkül oluşturma ve yönetme hükmünün uygulanma olanağının kalmadığı, 5607 sayılı yasada bu tür bir hükme yer verilmemesi ve belgede sahtecilik suçlarının dışında bu konuda ayrıca cezalandırmaya ilişkin açık bir hükmün de bulunmaması karşısında, TCK.220. maddesinin burada uygulanma alanının olmayacağı görüşünü taşımaktayız. Sanırız, bu durum özel 121

Kayıhan İçel. - genel norm ilişkisine dayanan suçların görünüşte birleşmesinin özelliklerinin kanun yapıcı tarafından gereğince dikkate alınmamasının bir sonucudur. KAYNAKÇA Evik, S.V., Çıkar Amaçlı Örgütlenme Suçu, İstanbul 2004, sh. 212 İçel, K., Ceza Hukuku Genel Hükümler, 2. Kitap, İstanbul 2007 İçel, K., Sermaye Piyasası Kurulunun Tebliğlerine Aykırılık Suçu, İÜHFM Cilt.LVI, Sayı.1-4, 1998, sh. 112 İçel, K., Suçların İçtimaı, İstanbul 1972, sh. 191 Karakaş, B., Türk Hukukunda Gümrük Kaçakçılığı Suçları, Ankara 2004, sh. 191 Özgenç, İ., Ekonomik Çıkar Amacıyla İşlenen Suçlar, Ankara 2002, sh. 274 122