Türk Ekonomi Bankası Haftalık Ekonomi Bülteni Emin Öztürk (212) 251 21 21 (1671) 11 Aralık 2006 emin.ozturk@teb.com.tr AB haberleriyle şekillenen bir hafta Geçen haftadan iz bırakanlar Geçen hafta Salı günü gerçekleşen Chirac-Merkel zirvesinden Türkiye nin AB üyelik sürecini daha da zora sokacak somut bir öneri çıkmadı Buna karşılık, Türkiye nin AB dönem başkanı Finlandiya ya Perşembe günü ilettiği son dakika önerisi ortalığın bir hayli dalgalanmasına yol açtı Ancak, Ercan Havaalanı ile Magusa Limanı nın uluslararası trafiğe açılması beklentisiyle Türkiye nin bir limanını ve bir havaalanını Kıbrıs Rum araçlarına açma teklifi, yazılı iletilmediği gerekçesiyle Cuma günü yapılan AB büyükelçiler toplantısında gündeme alınmadı Ekim de sanayi üretimindeki yüzde 2.5 lik artış beklentilerin altında kaldı ABD de açıklanan verilerin önceki haftalarda olduğu kadar zayıf çıkmamasına bağlı olarak ABD dolarının Euro karşısındaki değer kaybı durdu hatta Cuma günü dolar bir miktar değer kazandı Bu haftaya bakış Bu haftanın ilk gününde açıklanan üçüncü çeyrek milli gelir verileri GSMH artış hızının yüzde 3 e gerilediğini gösterdi; piyasa tahminleri üçüncü çeyrek büyüme oranının yüzde 5 e yakın çıkmasını öngörmekteydi Bu haftanın en önemli gündem maddesi hiç şüphesiz AB dışişleri bakanları toplantısından ve liderler zirvesinden çıkacak Türkiye ye ilişkin kararlar Gerek USD/Euro kuru gerekse global piyasaların nabzı ABD ekonomisine ilişkin verilere oldukça hassas bir noktada; buna bağlı olarak Salı günü Fed toplantısından çıkacak açıklama ile Cuma açıklanacak enflasyon verileri önemli Her hakkı saklıdır. İzinsiz çoğaltılamaz. Bu raporda yer alan bilgi ve veriler güvenilir olduğu düşünülen kamuya açık kaynaklara dayanmaktadır. İfade edilen görüşler, tahminler ve beklentiler bu raporun yazıldığı tarih itibariyle yazarın vardığı sonuçları yansıtmaktadır. Türk Ekonomi Bankası nı bağlamaz. Ticari kararlar için veya yatırım tercihi yapmak amacıyla kullanılması durumunda Türk Ekonomi Bankası hiç bir sorumluluk üstlenmez.
Geçen hafta boyunca piyasalar büyük ölçüde AB konulu haberlerle indi ya da çıktı. Geçen haftanın bülteninde Türkiye nin AB ile üyelik görüşmelerinde gelecek yıl kayda değer bir ilerleme gerçekleşmesinin zor olduğuna, hatta 2007 yılının bu açıdan kayıp bir yıl olması ihtimalinin yüksekliğine değinmiştik. Bu yöndeki tahminimize yol açan veriler arasında, 2007 yılında hem Türkiye de hem de Fransa da seçimlerin yapılacak olması ile Ocak ayından itibaren Angela Merkel in başbakanlığındaki Almanya nın AB dönem başkanlığı üstlenecek olması ön planda yer almaktadır. Orta vadeye ilişkin bu bakış açısını değiştirecek nitelikte olmamakla birlikte, geçen hafta AB konusunda çıkan haberler sürprizlerle doluydu. Buna bağlı olarak piyasalarda her iki yönde de kısa süreli dalgalanmalar gerçekleşti. AB konulu haberlerin piyasayı etkileme potansiyeli hakkında bir fikir vermek amacıyla geçen haftanın kısa bir piyasa özetini vermekte yarar vardır: Geçen hafta Salı günü gerçekleştirilen Chirac-Merkel zirvesi öncesinde Kıbrıs Rum gemilerine limanlarını açması için Türkiye ye bir son tarih verileceği haberleri üzerine Pazartesi günü yurt içi piyasalar açısından gergin bir gün oldu. Ancak, Salı günü yapılan Chirac-Merkel buluşmasından sonra yapılan açıklamalarda Türkiye aleyhine somut bir öneri çıkmaması üzerine tansiyon azaldı. Piyasalar açısından asıl sürpriz ise Perşembe günü televizyonlara yansıyan haberlerdi. Söz konusu haberlerde Türkiye nin AB dönem başkanlığını yürütmekte olan Finlandiya ya Kıbrıs anlaşmazlığı konusunda yeni öneriler sunduğu belirtilmekteydi. Türkiye nin bir limanı ile bir havaalanını Kıbrıs Rum araçlarına açabileceği ve bunun karşılığında Ercan Havaalanı ile Magusa Limanı nın uluslararası araç trafiğine açılması beklentisinde olduğu haberi piyasalarda şaşırtıcı ölçüde olumlu bir hava yarattı. Borsa da çok keskin bir yükseliş olurken gösterge tahvilin faizi yüzde 21.10 seviyesine, YTL/USD kuru ise 1.4240 düzeyine kadar geriledi. Ancak, piyasalardaki bu festival havası sadece bir gün sürdü. Cuma günü yapılan AB ülkesi üyelerin büyükelçileri toplantısında Türkiye nin Finlandiya ya iletmiş olduğu öneri, yazılı bir metin olarak sunulmadığı gerekçesiyle gündeme bile alınmadı. Türkiye tarafından yapılan son dakika hamlesinin bir altın gol e dönüşmesi ihtimalinin olmadığının anlaşılmasıyla piyasalarda Cuma günü bir miktar kar satışı ve düzeltme oldu. AB den bu hafta gelecek haberler kısa vadede yön tayin edici olacak gibi görünüyor. Geçen haftanın gelişmeleri ışığında bu haftaya bakıldığında, AB kaynaklı haberlere bağlı olarak dalgalanmaların sürebileceği tahmin edilebilir. Haftanın ilk iki gününde AB dışişleri bakanları toplantısı, 14-15 Aralık tarihlerinde ise liderler zirvesi yapılacaktır. Türkiye ile üyelik görüşmelerinin nasıl sürdürüleceği konusunun görüşülmesi daha önce AB dışişleri bakanları toplantısı programına konulmuş olmakla birlikte AB nin nihai kararını vermesi hafta sonuna doğru yapılacak olan liderler zirvesine de kalabilir. Dolayısıyla, hafta boyunca AB konulu haberlerin piyasadaki havayı olumlu veya olumsuz yönde etkilemesi ihtimali vardır. Ancak, geçen hafta olduğu gibi keskin yükselişlerin ya da düşüşlerin olması için Brüksel den gelecek haberlerin sürprizler içermesi gerekecektir. Aksi durumda, yani dışişleri bakanları toplantısından veya liderler zirvesinden daha önce AB Komisyonu tarafından yapılan öneriler doğrultusunda kararlar çıkması durumunda bunun piyasaları çok fazla etkilemeyeceği tahmin edilebilir. Bir başka deyişle, sekiz civarında başlığın askıya alınacağı, Komisyonun diğer önerilerinin de olumlu ya da olumsuz yönde çok fazla değiştirilmeyeceği ve Türkiye den de yeni bir son dakika hamlesi olmayacağı şeklindeki bir baz senaryo piyasalarca büyük ölçüde fiyatlanmış bulunmaktadır. Bu hafta olabilecek günlük gelişmeler açısından yukarıdaki saptamayı yapmakla birlikte, fiyatlanandan çok daha olumsuz bir sonuç çıkmayacağı varsayımı altında, AB konusundaki belirsizliğin kalkmasıyla birlikte piyasalarda Kasım ayından itibaren artan gerginliğin azalmasını beklemekteyiz. Bu, en azından gelecek bir kaç haftada yurt dışı piyasalarda esebilecek olumlu rüzgarların yurt içi piyasaları Kasım ayına göre daha fazla etkileyebileceği anlamına gelmektedir.
Büyümedeki yavaşlama ilk başta göründüğü kadar sert değil, en azından şimdilik. Bu haftanın ilk gününde açıklanan üçüncü çeyrek milli gelir verileri GSMH artışının yüzde 3, GSYİH artışının ise yüzde 3.4 olduğunu gösterdi (söz konusu verilerin detayları için bugün daha önce göndermiş olduğumuz makro bilgilendirme notuna bakılabilir). Başlıklardaki bu rakamlar önceki çeyreklerde gerçekleşen verilere ve piyasa beklentilerine göre düşük olmakla birlikte, detaylara inildiğinde ekonominin ivmesindeki düşüşün ilk bakışta göründüğü kadar sert olmadığı kanaati oluşmaktadır. Örneğin, tarım sektöründeki yüzde 2 lik düşüş hariç tutulduğunda GSYİH artışı yüzde 3.4 ten yüzde 4.8 e yükselmektedir. Tarım sektöründeki büyüme hızının ekonominin genel dinamiklerinden kopuk olabildiği ve daha çok hava şartlarından etkilendiği dikkate alınacak olursa, söz konusu sektörü hariç tutarak yapılan bir hesaplamanın genel eğilimi yansıtma açısından tümüyle anlamsız bir egzersiz olmadığını söylemek mümkündür. Bu düşünceye paralel olarak, sanayi sektöründeki büyümenin yüzde 6.4 ile GSMH büyüme hızının iki katından fazla olmasına da dikkat çekilebilir. Son aylardaki yavaşlama söylemine rağmen inşaat sektöründeki yüzde 20 lik reel büyüme de oldukça çarpıcıdır. Özetle, ekonomi üçüncü çeyrekte önceki çeyreklere göre yavaşlamış olmakla birlikte, haber başlığında yer alan yüzde 3 lük GSMH artış hızının işaret ettiği ölçüde yavaşlamış değildir. Kanımızca, milli gelir verilerindeki en önemli yavaşlama işareti, özel sektörün tüketim talebinin üçüncü çeyrekte sadece yüzde 1.3 oranında büyümüş olmasıdır. Bu yılın ilk yarısındaki yüzde 9.4 oranındaki büyümeye göre yüzde 1.3 lük artış oldukça düşüktür. Buna rağmen sanayi sektörünün yüzde 6.4 oranında büyümüş olması ihracat ve yatırımlardaki artışların sürmesi ile açıklanabilir. Ancak, milli gelirin yüzde 70 ini oluşturan özel sektör tüketim harcamalarındaki zayıflığın sürmesi halinde sanayi üretiminin ve yatırımların sadece ihracata bağlı olarak üçüncü çeyrekteki kadar hızlı büyümeye devam etmesini beklemek gerçekçi olmayacaktır. Son olarak, geçen hafta Cuma günü açıklanan Ekim ayı sanayi üretimi verilerine bakıldığında, üçüncü çeyrek milli gelir sonuçlarının devamı niteliğinde bir görünümle karşılaşılmaktadır. Ekim ayında sanayi üretim endeksi yıllık bazda yüzde 2.5 artmış olmakla birlikte madencilik sektöründeki yüzde 13.3 lük daralma bu sonuçta önemli bir rol oynamıştır. Ekonominin genel eğilimini daha iyi yansıtan imalat sanayiindeki büyüme hızı ise yüzde 3.3 tür. Bu rakam önceki aylara göre daha düşük olmakla birlikte başlıktaki yüzde 2.5 lik büyüme oranına göre daha makul duruma işaret etmektedir. Son dakika: Ekim de cari açık 2.5 milyar dolar ile beklendiği gibi ama yine de ürkütücü. Bugün piyasaların kapanış saatinde Merkez Bankası tarafından açıklanan ödemeler dengesi verilerine göre Ekim ayında cari işlemler açığı 2.5 milyar dolar olmuştur. Bu sonuç daha önce yapılan piyasa anketlerindeki ortalama beklentiye son derece yakın olduğu için yatırımcılar açısından bir sürpriz içermemektedir. Ancak, bu yılın Ekim ayında gerçekleşen cari işlemler açığının geçen yılın aynı ayındaki açıktan yüzde 176.6 daha büyük olduğu dikkate alındığında bu sonuca tümüyle kayıtsız kalmanın doğru olmayacağı ortaya çıkmaktadır (bu konuda detaylı bilgi için daha önce gönderilmiş olan makro bilgilendirme notuna bakılabilir). Cari işlemler açığının bu yılın ilk 10 ayında 28 milyar dolara, son 12 ayda ise 34.4 milyar dolara ulaştığı göz önüne alındığında bu yılın sonunda açığın 36 milyar dolara yaklaşması şaşırtıcı olmayacaktır. Bu düzeyde bir açık hem nominal büyüklük olarak hem de milli gelire oranla tedirgin edici boyuttadır. ABD de bu hafta Fed den gelecek açıklama ile Kasım ayı enflasyon verileri ön planda. ABD de Salı günü yapılacak olan Fed toplantısında faizlerde bir değişiklik yapılması beklenmiyor. Ancak, toplantı sonrasında yapılacak açıklamada gelecekte bir faiz indirimi olacağına ilişkin bir sinyal olup olmadığı dikkatle izlenecek bir noktadır. Cuma günü açıklanacak olan Kasım ayı tüketici enflasyonu ve çekirdek enflasyon ise bu hafta ABD de açıklanacak makro ekonomik veriler arasında muhtemelen en önemlisidir.
Ekonomi gündemi 11 Aralık Pazartesi 12 Aralık Salı 13 Aralık Çarşamba IMF İcra Direktörleri Kurulu Toplantısı ABD: Perakende satışlar (Kasım 2006) ABD: İşyeri stokları (Ekim 2006) Almanya: TÜFE (Kasım 2006) Mali araçların getirileri AB Dışişleri Bakanları Toplantısı Türkiye: GSMH ve GSYİH (3. çeyrek, 2006) Türkiye: Cari işlemler dengesi (Ekim 2006) ABD: Toptan stoklar (Ekim 2006) ABD: Fed FOMC faiz kararı ABD: Dış ticaret (Ekim 2006) AB: Euro-bölgesi ZEW anketi (Aralık 2006) AB: Euro-bölgesi cari işlemler dengesi (3. çeyrek, 2006) 14 Aralık Perşembe AB Liderler Zirvesi ABD: İthalat fiyat endeksi (Kasım 2006) ABD: Yeni işsizlik başvuruları (9 Aralık 2006) ABD: Devam eden işsizlik başvuruları (2 Aralık 2006) 15 Aralık Cuma Türkiye: İmalat sanayiinde eğilimler (Kasım 2006) ABD: TÜFE ve çekirdek TÜFE (Kasım 2006) ABD: Empire State imalat endeksi (Aralık 2006) ABD: Sanayi üretimi (Kasım 2006) ABD: Kapasite kullanımı (Kasım 2006) ABD: Net sermaye girişleri (Kasım 2006) AB: Euro-bölgesi TÜFE (Kasım 2006) AB: Euro-bölgesi sanayi üretimi (Ekim 2006) Yılbaşından Haftalık beri Yıllık İMKB-100 (dolar bazında) İMKB-100 (YTL bazında) Dolar kuru (YTL/ABD$) Kur sepeti (0.5ABD$+0.5Euro) İMKB DİBS performans endeksi (15 ay) Eurobond (03/15) 3.84 2.94-0.86-0.69 0.27 0.74-7.09-1.15 6.39 13.45 11.74-1.32-3.57 1.90 5.67 12.99 12.63-0.24 Makroekonomik veriler TÜFE Ana Kalemleri Aylık (Kasım) Kümülatif (İlk 11 ay) Yıllık (Son 12 ay) Gıda ve alkolsüz içecekler Alkollü içecekler ve tütün Giyim ve ayakkabı Konut ve kira Ev eşyası Sağlık Ulaştırma Haberleşme Eğlence ve kültür Eğitim Lokanta ve oteller Diğer mal ve hizmetler 2.71 0.01 4.80 1.30-0.48 0.17-0.28-0.15-1.86-0.11 0.71 0.81 10.51 5.05 3.98 13.23 7.16 7.91 9.75 1.48 6.97 7.69 13.19 12.46 10.22 10.21 3.37 13.73 8.28 8.01 9.55 1.23 7.49 7.69 13.77 15.16
Enflasyon Verileri Aylık (Kasım) Kümülatif (İlk 11 ay) Yıllık (Son 12 ay) Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) 1.29 9.40 9.86 ( A) ( B) ( C) ( D) ( E) (F) Mevsimlik ürünler hariç İşlenmemiş gıda ürünleri hariç Enerji hariç (B) ve (C) (C) ve alkollü içkiler ile tütün hariç (E) ve fiyatı yönetilen ürünler 0.27 0.80 1.36 0.80 1.47 1.57 9.62 9.04 9.34 8.90 9.64 11.12 10.58 9.76 9.86 9.77 9.83 11.38 (G) (F) ve (B) 0.95 11.01 11.65 ( H) (D) ve alkollu içkiler, tütün, altın hariç 0.78 8.80 9.13 Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) Tarım İmalat sanayi -0.29-0.09-0.36 11.72 3.64 12.26 11.67 5.43 11.61 Petrol ürünleri Petrol ürünleri hariç ÜFE -2.88-0.09 14.62 11.50 11.84 11.66 Dış Ticaret Verileri Aksi belirtilmedikçe milyar USD Ekim Ekim Değişim Ocak-Ekim Ocak-Ekim Değişim 2005 2006 () 2005 2006 () İhracat İthalat Ticaret dengesi 6.8 10.1-3.3 6.8 11.2-4.4-0.2 10.8 33.3 60.3 95.4-35.1 67.8 112.3-44.5 12.5 17.7 26.7 Yakıt İthalatı ve diğer ithalat Aksi belirtilmedikçe milyar USD Ekim Ekim Değişim Ocak-Ekim Ocak-Ekim Değişim 2005 2006 () 2005 2006 () Yakıt ithalatı Ara malı ithalatı Toplam ithalat Yakıt hariç ara malı ithalatı Yakıt hariç ithalat 2.2 7.0 10.1 4.8 7.9 2.4 8.1 11.2 5.7 8.8 8.7 15.2 10.8 18.1 11.4 17.0 67.5 95.4 50.6 78.5 23.4 80.7 112.3 57.3 88.9 38.1 19.5 17.7 13.3 13.3