Đktidar: Kişiler-arası, Organizasyonal ve Global Boyutları Pazartesi, 21 Kasım 2005. KONU: Otoritenin yeri ve kaynaklarındaki transformasyonlar.



Benzer belgeler
İçindekiler. Teşekkür, xiii Giriş, xv. Öykü 1 Öykünün Öyküsü, xxi. Bölüm 1 Metaforun Büyüsü, 3

Kalkınma Politikasının Temelleri

Türkçe Ulusal Derlemi Sözcük Sıklıkları (ilk 1000)

İMAN/İNANÇ ve TANRI TASAVVURU GELİŞİMİ JAMES FOWLER

Ne ÖĞRETELİM? Ne ÖĞRENELİM?

12. Araştırmacılar Zirvesi nin açılış konuşmasını yapmak için beni davet etmenizden, bana bu fırsatı vermenizden dolayı sizlere teşekkür ederim.

Duygusal ve sosyal becerilere sahip Genç profesyoneller

TOPLUM TANILAMA SÜRECİ. Prof. Dr. Ayfer TEZEL

Dünyanın İşleyişi. Ana Fikir. Oyun aracılığıyla duygu ve düşüncelerimizi ifade eder, yeni anlayışlar ediniriz.

EĞİTİM ÖĞRETİM YILI SORGULAMA PROGRAMI

Okul fobisi nasıl gelişir?

D218 Sosyal Siyaset: Sosyal Yardım, Güç ve Çeşitlilik CDA2: CDA5614

10-11 YAŞ GRUBUNUN ANNE BABASI OLMAK

Örnek Araştırma Tek Ebeveynli Aileler

5Element Eğitim ve Danışmanlık EĞİTİM KATALOĞU

İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİ

Yaşam Boyu Sosyalleşme

AİLE EĞİTİM PROGRAMLARI (AÇEV)

KAMU YÖNETİMİ PROGRAMI

Engellilere Yönelik Tutumların Değiştirilmesi ZEÖ-II 2015

TC KİMLİK NO 1-Adı ve Soyadı. 2-Cinsiyeti. 2-Doğum yeri ve tarihi

Kolektif zekayı oluşturmak ve kullanmak isteyen yöneticiler için pratik bir program

İTHAF... 3 İÇİNDEKİLER... 4 TABLO LİSTESİ ŞEKİL LİSTESİ ÖNSÖZ GİRİŞ...

kişinin örgütte kendini anlamlandırmasına fırsat veren ve onun inanış, düşünüş ve davranış biçimini belirleyen normlar ve değerler

Araştırma Sorununun Tanımlanması Denence/Hipotez Kurma. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

Sosyoloji. Konular ve Sorunlar

Kadir CANATAN, Beden Sosyolojisi, Açılım Yayınları, 2011, 720 s. İstanbul.

ÜNİTE:1. Sosyolojiye Giriş ve Yöntemi ÜNİTE:2. Sosyolojinin Tarihsel Gelişimi ve Kuramsal Yaklaşımlar ÜNİTE:3. Kültür ve Kültürel Değişme ÜNİTE:4

ZANAATLA TEKNOLOJİ ARASINDA TIP MESLEĞİ: TEKNO-FETİŞİZM VE İNSANSIZLAŞMIŞ SAĞALTIM

Gelenek ve kadınlara şiddet. Zorunlu evlilik

HAYVAN ÖZGÜRLEŞMESİ HOŞGELDİNİZ

ANKET SONUÇLARI. Anket -1 Lise Öğrencileri anketi.

REKABET KURUMU, ÖZERKLİK VE İŞLEVSELLİK

İş Yerinde Ruh Sağlığı

İsmail Aybars Tunçdoğan

Üretimde iş bölümünün ortaya çıkması, üretilen ürün miktarının artmasına neden olmuştur.

Koçluk Sürecini Amaçlara ve Sonuçlara Göre Yönetir. R. ŞAFAK KEKLİK

Yükseköğretim Kurumlarında Kalite Süreçleri

Toplam Kalite Bir Yaşam Biçimidir. TOPLAM KALİTE YÖNETİMİ Daha İyi Bir Yaşam İçin 1

Murat Çokgezen. Prof. Dr. Marmara Üniversitesi

2. Gün: Stratejik Planlamanın Temel Kavramları

Uluslar Arası Bağlamda, Doktora Eğitimi nde Tartışılan Konular

Doğal Gaz Dağıtım Sektöründe Kurumsal Risk Yönetimi. Mehmet Akif DEMİRTAŞ Stratejik Planlama ve Yönetim Sistemleri Müdürü İGDAŞ

Necla Akgökçe den bilgi aldık. - İlk olarak ülkede kadınların iş gücüne katılım ve istihdam konusuyla başlayalım isterseniz

Peter Drucker'e göre, ne yaptıkları sorulan taş işçisi üç kişinin meraklı öyküsü şöyledir:

The European Social Survey

içindekiler BÖLÜM 1 GİRİŞ 1 B Ö L Ü M 2 PUBERTE, SAĞLIK VE BİYOLOJİK TEMELLER 49 B Ö L Ü M 3 BEYİN VE BİLİŞSEL GELİŞİM 86

ETKİLİ SINIF YÖNETİMİ. Fahri COŞKUN Sarar Kız Anadolu İmam-Hatip Lisesi Coğrafya Öğretmeni

Erkan ERDİL Bilim ve Teknoloji Politikaları Araştırma Merkezi ODTÜ-TEKPOL

Soru: Tanrı tasavvuru ne demektir?

UYGULAMALI SOSYAL PSİKOLOJİ (Baron, Byrne ve Suls, 1989; Bilgin, 1999) PSİ354 - Prof.Dr. Hacer HARLAK

SWOT Analizi. Umut Al BBY 401, 31 Aralık 2013

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BÖLÜMÜ

SOSYOLOJİNİN TEMELLERİ

HATA 1. İşinize saplantılı biçimde bağlı olmamanız

İŞLETME YÖNETİMİ VE ORGANİZASYONDA TEMEL KAVRAMLAR

GİRİŞ. Novo Nordisk Way, kim olduğumuzu, nereye ulaşmak istediğimizi ve şirketimizi oluşturan değerleri açıklamaktadır.

MİSYON, VİZYON VE DEĞERLER

Bu yüzden de Akdeniz coğrafyasına günümüz dünya medeniyetinin doğduğu yer de denebilir.

Facebook. 1. Grup ve Sayfalar. Facebook ta birçok grup ve sayfa üzerinden İngilizce öğrenen kişilerle iletişime geçebilir ve

Kafkasya ve Türkiye Zor Arazide Komfluluk Siyaseti

SİYASET BİLİMİ VE ULUSLARARASI İLİŞKİLER DOKTORA PROGRAMI DERS İÇERİKLERİ ZORUNLU DERSLER. Modern Siyaset Teorisi

Hikaye Anlatımı Atölyesi

TÜSİAD YÖNETİM KURULU BAŞKANI HALUK DİNÇER İN KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİ HAKKINDA HER ŞEY KISA FİLM YARIŞMASI ÖDÜL TÖRENİ KONUŞMASI

İNSANİ GELİŞMEYİ SÜRDÜRMEK:! EĞİTİM VE İŞGÜCÜ PİYASASI GÖSTERGELERİ İTİBARİYLE TÜRKİYE NİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ!

DÜZCE ÜNİVERSİTESİ SAĞLIK HİZMETLERİ MESLEK YÜKSEKOKULU DIŞ PAYDAŞ MEMNUNİYET ANKETİ SONUÇLARI

Bilgi Toplumunda Sürekli Eğitim ve Yenilikçi Eğitimci Eğitimi

12. SINIF MANTIK DERSİ SÖKE ANADOLU LİSESİ 1. ORTAK SINAVI KAZANIM TABLOSU (Sınav Tarihi: 4 Nisan 2017)

ARAŞTIRMANIN KAPSAMI. Saha Tarihi: 9-10 Nisan ilçe. 35 il. 200 mahalle/ köy görüşme

Anketin bilgilendirme cümlesi olarak aşağıdaki ifadeye yer verilmiştir.

BİZ SİZ HEPİMİZ. Biz: Hakkımızda I Siz: Misyonumuz I Hepimiz: Vizyonumuz

A: Darülaceze Cad. No Okmeydanı İstanbul E: W: T: F: MUTLU MUYUZ?

Zengin Adam, Fakir Adam

Türkler Kendi işinin patronu olmak istiyor!

Nedensellik. BBY606 Araştırma Yöntemleri Güleda Doğan

4 -Ortak normlar paylasan ve ortak amaçlar doğrultusunda birbirleriyle iletişim içinde büyüyen bireyler topluluğu? Cevap: Grup

SİSTEM. Sosyal Sistem Olarak Sınıf. Okulun Sosyal Sistem Özellikleri. Yrd. Doç. Dr. Çetin ERDOĞAN

KORKMADAN ÖĞRENMEK OKUL ve OKUL ÇEVRESİ GÜVENLİĞİ

HRCS İK Yetkinlikleri Araştırması

OLAYLARI BİR PERSPEKTİFE YERLEŞTİRMEK

TÜRKİYE NİN TOPLUMSAL YAPISI

Yalın Düşünce nin en kısa tarifi: Mümkün olan en az kaynak kullanarak insanları ve süreçleri sürekli ve sistematik olarak iyileştirmek ve böylece

"Satmam" demiş ihtiyar köylü, "bu, benim için bir at değil, bir dost."

Niçin değişmek zorundayız?

ÜNİTE PSİKOLOJİ İÇİNDEKİLER HEDEFLER GELİŞİM PSİKOLOJİSİ I

inovasyon Metin Yurdagül

KİŞİSEL "GÜÇ KİTABINIZ" Güçlenin!

Müşteri: Üç gece için rezervasyon yaptırmak istiyorum. Tek kişilik bir oda.

TV LERDEKİ PROGRAMLARA ÇIKANLAR KURAN OKUMASINI BİLMİYOR

Yaprak Özer İndeks İçerik İletişim Danışmanlık CEO. Öncelikleriniz iletişim stratejinizi de değiştirir

3. Global SATELLITE SHOW HALİÇ KONGRE MERKEZİ STK, Kurum ve Kuruluşlarımızın Değerli Başkan ve Temsilcileri,

2012, Novusens

Medya Okuryazarlığı Programı NİLÜFER PEMBECİOĞLU

Bilgi Güvenliği Hizmetleri Siber güvenliği ciddiye alın!

ÖRGÜTSEL DAVRANIŞA GİRİŞ İLK DERS

Internationale Gesellschaft fur Ingenieurpadagogik (IGIP)

BİLGİ İşletme

Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Lisans Programı

Transkript:

Đktidar: Kişiler-arası, Organizasyonal ve Global Boyutları Pazartesi, 21 Kasım 2005 KONU: Otoritenin yeri ve kaynaklarındaki transformasyonlar. Önce, toplumunun organizasyonel yapısı gibi görünen ailenin rolü, cemaat, dindeki transformasyonları tartıştık. Sonra, bu geleneksel organizasyonların, aracı kurumların yerine alan yeni bilgi kaynakları olan profesyonel uzmanların ortaya çıkışını tartıştık. Daha sonra, modern dünyada otoritenin yerinin nasıl değiştiğine, profesyonellere gittiğine, dair iki örneği tartıştık. Aile ilişkilerindeki profesyonel otorite konusunda kalmıştık. Bugün, aynı soruya yeni bir perspektif ekliyoruz: sosyal hayatta teknolojinin ürettiği (sonunda) bir transformasyon (belki en başından beri teknolojinin ürettiği). Düzenli olarak, tekrar eden bir şekilde kendini gözlemlersen ne olur, fonksiyon ve araçsal bilgi kesin gözüyle bakılan, alışkanlık haline gelmiş, organizasyonlar (kurumlar) ve açıklamalara egemen hale gelirse ne olur? Organizasyonel değişim (kümeleşme ve üyelik formlarındaki) tartışmalarından, ve bununla ilişkilendirilen otorite tiplerini tartışmaktan yavaş yavaş reflexivite ve geri dönüşüm hakkındaki sorulara ilerliyoruz. Çoğu zaman, bireyler kesin gözüyle bakılan bir dünyada yaşarlar. Bugün bu çantadakeklik/kesinmiş gibi algılanan dünyaya farklı bir yaklaşım getireceğiz ve zaman içinde bunun nasıl değişmiş olabileceğine bakacağız. Alred Schutz (Alman felsefeci) sosyal hayatın içerisinde yer aldığı temel yapılar/organizasyonlar/kalıplar sorgulanmazlar, hayatın görünüşte doğal ve aşikar yönleriymiş gibi yaşanırlar. Bu, çantada-keklik olma özelliği bizim kişiler-arası ilişkilerimizle de âlâkâlıdır (örneğin, konuşurken birbirimizin yüzüne bakmak, ya da gözlerinin içine bakmak o kadar kalıplaşmıştır ki bir seksilik/ilgi işareti olarak algılanır.) Bu çantada keklik özelliği kişiler-arası/mikro olanla ilgili olduğu kadar daha bütük/makro düzeyde uluslar, devletler ve toplumların dünyasıyla da alakalıdır. örnek, sınıf= aşina rutin, herhangi bir şey rutini bozmadığı sürece bu duruma katılanların sınıfta neler olduğuna dair düşünmeleri pek olası değildir. -- Etkileşimlerin çoğunluğu kodlanmamıştır (ders izlencesinden farklı olarak), ne giyeceğimiz, derse geliş ve yerine oturuş, boyama kalemi değil de tükenmez kalem kullanıyor olmak bu davranışlar direkt olarak konuşulmaz fakat aslında her gün aynen devam eder. --ne olması gerektiğine dair o kadar çok farz edilen şey var ki neler olduğuna dair konuşmuyoruz. Kurumların (üniversiteler, ekonomiler, aileler gibi) geniş bağlamı bu sınıfın arka planını oluşturur ve çoğu zaman da sorgulanmadan süre gider. Bu hep öyleymiş gibi farz edilen dünya ağır bir şekilde sorgulanıyor çünkü çok hızlı bir şekilde değişiyor. Pek çok alışılmadık şey oluyor, daha önce çok az görülmüş etkileşimler. Bu nedenle, ne olduğunu anlamak ya da yorumlamak için az sayıda yolumuz var (meşru kılan mitler ya da normlar yok); deneyimi anlamlandıramayız ya da anlam kazandıramayız. Aile, din, ve devlet sıklıkla sorgulanır çünkü artık hep yaptığı düşünülen görevleri yapmıyorlar, ve bu üzerinde düşünmemiz, çözmemiz ve kurtulmamız gereken bir sorun yaratıyor. Değişim alışık olmadığımız pek çok şey üretir. Toplum hakkında DÜŞÜNMENĐN kendisi kültürel bir devrimdi; bir toplum bilimine isteğin/özlemin başlangıcı. 101

Marx ı hatırlayın: üstyapı ve altyapı. Toplumun organizasyonunu, bu hayatın hep öyleymiş gibi farz edilen özelliğini korumalıyız. Toplumun, birisi bir soru sorduğu durumlarda uygulanacak açıklama, haklı çıkarma, söz verme ve mitler takımı vardır. örneğin, 5 yaşındaki bir çocuk için bebeklerin bir yerlerden geldiğini anlaması olağanüstü bir durumdur, üzerine düşünmesi gereken bir şey. Her toplumda bebeklerin nereden geldiklerine dair bir dizi hikaye, açıklama ve hazırda bekleyen masallarımız vardır, değil mi? Belki bu hikayeler değişiyor ve bu da iyi bir işaret! 50 yıl önce = bebekleri leylekler getirir, ya da evli insanlar birbirlerini severler ve bebekleri olur. Bebeklerin nereden geldiklerine dair değil aslında. 1960lar= bu hikaye eskidi ve biyolojik hikaye yayılmaya başladı, bazen bir aile bağlamında bazen de değil (tek başına ebeveynlik) Bu değişimle birlikte ne oluyor ve bu durum neden değişiyor? Bu tip araçlar hayatın bu hep öyleymiş gibi olan özelliğini koruyorlardı bunlara meşrulaştırma denir (bazen mit de olabilir). Bunlar, her şey hep öyle idi ve hep öyle olacak (Weber in bize söylediği gibi), bir şeyleri yapmanın iyi yolu olan ahlaki önermelere, Tanrı böyle yapmış, iyi insanlar da böyle yaparlar gibi dini sistemlere bir çeşitlilik gösterir. Tarih boyunca, genellikle bu meşrulaştırmaları din sunmuştur. Đşleyiş mekanizmaları basit ve yaygındır. Toplumun yapıları ve kurumları birbirleriyle evrenin temel düzeninin parçaları gibi iç içedir: insanların birliği, iş yapma biçimleri, doğa ve tanrılar, rutin sosyal deneyimi tanrıların istemiş olduğu işlerin doğasına bağlamak. Örneğin, eski Mısır= evrenin bütünlüğü nosyonuna ma at deniliyordu, şeylerin doğru düzeni, tanrıların dünyasından insanların dünyasına uzanan her şeyi kucaklayan bir bütün anlamı kapsayan bir şekilde uzatıyordu. --evrenin yönetiş biçimlerinde tanrılar ma at la uyum içerisindeydiler. Ma at la uyum içerisinde olmak tanrılarla uygun bir birleşme içerisinde olmak demekti. --ma at aynı zamanda toplumdaki kurumsal ilişkilere de uzanıyordu, örneğin, kral, tanrıların vücut bulmuş bir haliydi. Bu nedenle, doğadaki ve sosyal yapı ve yönetimdeki düzeni okuyabiliyordunuz. onaylanan yaşama biçimleri (seçilen sosyal adetler), bireyi evrenin tamamına bağlayan düzenin altında yatan. Toplum ve kozmos arasındaki bağlantı Batı dünyasında Orta Çağlar boyunca devam etti. Batı dünyasında, ma at a doğal kanun deniliyordu. Bu bugüne kadar hala içtihat hukukunda geçerlidir, örneğin, mahkemelerin verdiği kararlar evrenin doğal kanunlarıyla uyumlu olmalıdırlar (örneğin, neyin doğal olarak erkek ya da kadın olduğu, neyin evlilik olduğu). Modern toplumun özel krizi toplumda birlik vizyonunun dağılmasıyla başladı, örneğin, Hrıstiyanlığın dağılması ve devletlerin dini yönetimden ayrılması. Dini yönetimin giderek zayıflaması modern tarihin başlangıcıdır (1500lerden sonrası) ve bu giderek derinleşen bir meşruiyet krizi yaratmıştır. Son 500 yıl bu nedenle daha önceki yıllardan çok farklı olmuştur. 102

Bu, toplumun dini meşrulaştırmalarına meydan okuma siyasi alana da genişletildi ve sonunda 20.yüzyılın sonlarında kadar kurumsal toplumun her sektörüne kadar yayıldı. Şimdi, aile üzerindeki savaş aynı sürecin ifade edilmesi çünkü aile şimdiye kadar yapıldığı gibi çantada keklik olarak görülemez. Sosyal deneyimin hep öyleymiş gibi farz edilmesi özelliğine gelen tehditler giderek sıklaştı ve dolayısıyla daha da radikal ve istikrar bozucu hale geldi. Toplumun hep öyleymiş gibi görülen özellikleri zayıfladığı zaman, o toplum bir bütün olarak (ya da belirli kısımları) bir sorun haline gelir. Sonuç olarak, insanlar sosyal olaylar hakkında düşünmeye başladı, örneğin, Fransa daki ayaklanmalara dair, yorumcular şöyle söylediler, Daha önce tahmin etmeliydik. Aşağıdaki grafik: uzamsal sınıf dağılımı. Avrupa= şehirde para, banliyölerde fakir ABD= zengin banliyölerde para, şehirlerde yoksulluk ama şimdi gentrifikasyon/nezihleşme Fransa da ve banliyö ayaklanmalarında ne oldu? Hiçbir açıklama yoktu, dolayısıyla insanlar bir açıklama bulmalıydılar. Toplumun nasıl organize olduğunu düşünmek zorundaydılar? Ne kadar bu kadar çok genç hoşnutsuz? (Jean Baudrillard bu ayaklanmalara dair herkesin göçmen olduğuna inandığı Amerika dakinin tersine, Fransa da Afrikalı vatandaşlarımıza ilgi göstermediğimizi iddia etti. Fransa tek bir halk olduğuna inanıyor.) Bir hayatta ya da toplumda pek çok farklı olay açıklama isteyen bir durum üretebilir. örneğin, Amerikalı üniversite öğrencileri şimdi pek çok belirsizlik yaşıyor. 1960lardan beri, kendimizi giderek artan bir şekilde gözlemliyoruz. Đş belirsizliği ile birlikte, hangi alanı seçmek lazım? Bu korkuyu susturmak için hangi miti/hikayeyi anlatabiliriz? Toplumun yeniden değerlendirilmesi için ilham veren bazı yollar * Hep öyleymiş gibi farz edilen dünyaya şok = yabancı işgaller, savaş, iç çatışma, yabancı kültürle büyük temas (örneğin, yabancı temaslarla birliğin bilim-kurgusal vizyonu ortaya çıkar). Bu şoklar, hep öyleymiş gibi farz edilen özelliği zayıflatıcı ortamlar sağlayabilir. Đnsanlar toplumun temel varsayımlarını sorgularlar ve nasıl bir arada yaşamamız gerektiğine dair yeni fikirler edinirler. Bu tip durumlar toplumu yeniden düşünmek için, 103

bunu bir sorun haline getirmek için verimli topraklardır (bu şekilde sosyal bilimleri elde ederiz!) * Eğer insanlar marjinalleştirilir/dışlanırlarsa, bunun sonucu olarak gözlemci olurlar. --örneğin, W.E.B. DuBois (1868-1863 [1963 olmalı], Amerikalı (Afrika kökenli Amerikalı) sosyolog) Afrikalı-Amerikalıların deneyimleri hakkında Siyah Halkın Ruhları nı yazdı. Siyah Amerikalıların çifte-bilinçlerini tarif etti, kendini hem beyaz hem de siyah toplumun perspektifinden görmeyi. Siyah Amerikalılar hep öyleymiş gibi farz edilen dünyanın bir parçası değillerdi ve buraya nasıl uyacaklarını bulmak zorundaydılar. --Sömürülmüş sınıflar, sapkın gruplar (pratikler ya da inançlar) toplum hakkında düşünmeye vesile olan sosyal bağlamlar sunarlar, örneğin, sanatçı olan eşcinseller toplum üzerine düşünürler çünkü dışlanmışlardır. Tarih boyunca her zaman öyleymiş farz edilen hayata şoklar her zaman vardır. Thucydides bunun hakkında yazmıştır, Peloponezyan Savaşları hakkında yazmak ve Yunanlıların yenilmesi Onu sosyal düzen hakkında düşünmeye itmiştir. Bunların ilk sosyal bilimciler olduklarını söyleyebiliriz. Bugün ne farklı? Machiavelli ve Hobbes değişim ve neden öyle olduğu hakkında düşündü. Temel fark: zamansal tempo. Tarihteki krizler gelişmek için uzun zaman alırlardı. Eğer modern toplumdaki kriz Hıristiyan dünyasının dağılmasıyla başladı denebilirse, Fransız Devrimiyle de zirveye ulaştı: Fransız Devrimiyle birlikte, hızlı bir transformasyon oldu mutlak bir devlet ve kurumları, kilisenin dağılması ve feodal aristokrasinin yavaş yavaş devrilmesiyle oluşan boşluğu dolduruyor görünüyordu. Devletlerin hiyerarşisi ve kutsal hakkın meşrulaştırması hayatın hep öyleymiş gibi farz edilen düzenine yeni bir açıklama sundu. Büyük Aydınlanma düşünürleri (Makyavelli ve Hobbes gibi) giderek bu düzenin geçerliliği ve meşruiyetine şüphe düşürdüler. 1789 devrimi bunu küresel etkileri olan devasa oranda büyük bir ayaklanma ile sarstı! Fransız Devrimi monarşiyi devirdi, kralı öldürdü, fiilen mutlak monarşinin tabutuna çiviyi çaktı. Kralın öldürülmesi bu tarihi eylemin kanlı ve dramatik bir onayı idi. Bu, bütün kurumların giderek sorgulandığı ve yeni şekillerde algılandığı bir kriz dönemini başlattı. O zamandan beri de, Fransız Devrimi aslında hiç bitmedi. (Fransız Devrimine dair bir şaka/hikaye: 1974 de Kissinger Çin Başbakanını ziyaret eder ve Fransız Devriminin sonuçlarının ne olduğunu düşündüğünü sorar. Çinli lider, Çinlilerin uzun tarih anlayışını örnekleyerek, bir şey söylemek için çok erken der.) Dinde bir düşüş oldu, sonra da mutlak monarşilerde bir düşüş. Bu, sadece eski dünyanın yıkılmasının ve dini meşrulaştırmaların değişmesinin kaynağı değildi. Bilim, amprisizm, teknolojinin paralel bir gelişmesi de oldu! Yeni otorite formları: uzman, teknolojik bilgi. Foucault nun söylediği gibi: hakikat iktidarı talep etmektir; bilgi/iktidar. Özetle, otoritenin transformasyonu budur. Modern dünyada sahip olduğumuz şey değişimdir değişim hızında değişim ve değişimin planlanması ve her şeyin farz edildiği dünya için bir şoktur. örneğin, daktilo etmek Klavye en yayın kullanım için tasarımlanmıştır (harflerin düzeni). Hala aynı klavye düzenimiz var ve bu duruma kesin gözüyle bakılır (tasarımın mekanik 104

kaynağı, yaygın olarak ilişkilendirilen harflere basıldığında tuşların takılmalarını önlemek olsa da). Karşılaştırın: 1970ler/1980/1990larda, kelime işlemcisi programlarımız oldu (rekabette, sadece iki tanesi hayatta kaldı). Şimdi her yıl yeni programlar çıkıyor. Yeni bir şeyi öğrenmek zorunda kalma hızın artıyor. Bu, kişinin aynı becerileri bütün hayatı boyunca kullanmasına karşılık olarak her birkaç yıl yerine her birkaç ayda bir yeni beceriler öğrenmek zorunda kalmaktan dramatik olarak farklıdır. Bundan 10 yıl sonra faydalı olabilecek ne öğretmeliyiz? Değişimin organizasyonu ve hızında bir değişim var. Değişimin organizasyonu ve hızındaki bu farklılık teknolojik toplum atfını teşvik etti değişim toplumun muhtemel anlamıdır, diğer bir deyişle, değişim toplumu oluşturur. -- planlama becerimiz, değişimin iradi amacını uygulamamız sosyal ilişki mühendisliği-- nedeniyle toplum şimdi böyle görülüyor teknoloji kendimizi ve kurumlarımızı icatmış gibi görmeyi teşvik etti insan eseri olarak, doğal olarak değil, tanrı tarafından verili olarak değil, değişmeyen ve sabit olarak değil tam tersine bunun zıttı olarak kırılgan, sonsuza kadar değiştirilebilir dolayısıyla da insani müdahaleye daha açık olarak görülüyor. Değişim maksatlı olmaya başladı, kazara değil, aşamalı olarak değil, amaçlı, hemen, biteviye değişen. --Değişimi, niyet edilen eylemin beklenmeyen sonucu olarak algılardık (Metron, 1936). Değişim istenen, tasarlanan, finanse edilen, organize edilen bir şeydir. Tarihsel olarak, değişim her zaman öngörülmemiş sonuçlar oldu ancak şimdi değişimi planlıyoruz ve organize ediyoruz. --Toplumun kendisini de değiştirebiliriz ve toplumsal hayatımızı yeniden düzenleyebiliriz, kendimizi ve bedenlerimizi yeniden yaratabiliriz (yediklerimizle, ameliyatla, genetik manipülasyonla), ve aileyi neyin oluşturduğunu ve yeni neslin üretimini yeniden düzenleyebiliriz. Bilimin başarıları ve dinin gerilemesi, istenmeyen her şeyin sosyal bir soruna (çözüm isteyen durumlar) dönüşmeye hazır olduğu teknolojik bir toplum üretti. --Şimdi kesin gözüyle bakılmayan pek çok böyle istenmeyen durum var gibi görünüyor. --Bilimin misyonu hiçbir şeye kesin gözüyle bakmamaktır, bunun sonucu olarak da fiziki dünya araştırma için hazır ancak aynı derecede bizim özlerimiz de. Bir kişi nedir? Bunlara spekülasyona açıktır. Bilim ve teknoloji bizim kendi benliğimizin anlamını değiştiriyor! örneğin, 1885 de anne olmak ne demekti ve şimdi 2005 te anne olmak ne demek? --1885 de, ABD deki ailelerin %75 i bir çiftlikte yaşıyordu. Tipik bir ailenin ortalama 6 çocuğu vardı. Kadın, ekmek yapıyor, sebze yetiştiriyor, eliyle çamaşırları yıkıyordu. Kıştan kalan is ve kirden kurtulmak için bahar temizliği gerekli idi evler odun yakan ve is yapan sobalarla ısıtılmadığı halde 1950lere kadar bu gelenek yeniden canlandırılarak şehirlerde yapılagelmiştir. Çok az konserve yiyecek vardı 19. yüzyılın sonlarında bile fabrikada kutulanmış yiyeceklerin dağıtımı yeterli değildi. Soğutma 1799 da denendi, 1850 ye gelindiğinde demiryolları buzun üzerinde sebze taşımaya başladı. Soğutmalı kamyonlar ancak 1930lardan sonra ortaya çıktı. 1960lardan itibaren, meyveler/sebzeler dünyanın her tarafına gidebiliyor. Şimdi, kadın günde 8 ila 12 saat çalışıyor. 2005 de bir ev kadını, gece seksi cazibeli ve çekici olabildiği gibi (medya mesajı), anne, doktor, PTA nın [Parent-Teacher Association; Ebeveyn-Öğretmen Derneği] başkanı da olabilir. Pek çok rolü var! --Bu pek çok rolden bölünme olarak bahsediyoruz, bir rolden diğerine geçiş. Siyasi/sosyal kültür, kadının bütün bunları yapacak fırsatının olması gerektiğini iddia ediyor ancak bunları 105

yapabilmek sadece bilim ve teknoloji sayesinde mümkün. Kadın, 3 saatliğine doktor oluyor, sonra kızını görmeye eve gidiyor, sonra tekrar hastalarını görmeye, meslekdaşlarıyla görüşmeye gidiyor, sonra sakince hazırlanan bir akşam yemeği için eve dönüyor bütün bunları arabası, satın alınan akşam yemeği, bulaşık makinesi, çamaşır makinesi/kurutucusu, elektrik süpürgesi, ücretli yardımcısı, kimyevi maddeler, hava filtresi olacak ocağı, daha fazla işe imkan tanıyan elektriği olduğu için yapabiliyor. Teknolojik değişim olmadan, bir kişi bu kadar fazla rolü alamazdı. Bir sosyal rolü canlandırmanın ne demek olduğu çok radikal bir biçimde değişti! --Đnsanların birçok rolü olduğundan ve farklı rollerini bölebildiklerinden, birbirleriyle etkileşimleri de değişti! Günümüzde bir yetişkin, çiftlikteki kadına göre, bir çocukla çok daha kısa süreli bir zaman için etkileşime giriyor. Anne nedir? Önceki anne coğrafi ve zamansal olarak sınırlı bir hayat sürerdi. Şimdiki anne bir gün, bir hafta içerisinde çok farklı yerlerde. --bir annenin ne olduğunu tanımlamak zordur belki de bu yüzden kürtaj hakkında taşıyıcı argümanı var (Faye Ginsberg in kitabını düşünün). Kürtaj-karşıtı hareketi ele alın kadınlar talep ettiklerinde kürtaj yaptırabildiklerinde, kendi hayatları için farklı bir sorumlulukları, erkeklerle farklı bir ilişkileri olmak zorundadır. --aynı zamanda niteliksel olan niceliksel bir sorun: daha fazla etkileşim, kısa süreyle, daha büyük mekansal dizinde! Bu sadakat, bağlılık, duygu, öncelikler açısından ne üretir? Pek çok rollü ve pek çok kimlikli hayatlarımızı karmaşıklık ve çeşitlilik karakterize ediyorsa, karmaşık ve çok yönlü gerçekliğimiz de yeni, sabit olmayan, rahatsız edici, problemli tanımlarda konulmuştur. Modern Hayatın 3 Sonucu (teknolojinin sebep olduğu karmaşıklık sonucu) ÇOĞULCULUK, ĐHTĐMAL,& MÜKEMMELĐYETÇĐLĐK Pek çok farklı rollerin olması gerçeği var. Farklı alternatiflerin farkındalığı bize her şeyin mümkün olduğu nosyonunu verir. Çeşitliliği gözlemleyerek, geleneksel toplumlarda görmediğimiz farklılıkları görürüz. Bütün ihtimalleri gözlemleriz! Teknolojinin gerçekten çalıştığı/işe yaradığı nosyonumuz vardır. Teknoloji işe yarıyorsa, gelecekte işe yaramaya devam etmeyecek mi? Bilmeyerek mükemmeliyetçi bir imaj yaratıyoruz: her şey mümkün, hayatımızın bunun mümkün olduğunun bir kanıtı. -- Örneğin, doğum (taşıyıcı hamilelik, yapay döllenme) ve ölüm (yardımlı intihar) kararları. Bebek sahibi olup olmamaya, nasıl bebek sahibi olacağımıza, ne zaman öleceğimize, bedenlerimizi nasıl yapacağımıza (görünüş, yemek, yakında genetik terapi) karar vermek zorundayız. Her şey bir opsiyon! Bir karar. -- Her şeyin mümkün olduğu ve hayatın mükemmelleştirilebildiği nosyonunu öğreten/güçlendiren bu teknoloji aynı zamanda dine yeni bir ilgiyi de etkilemiştir Đsa nın ikinci kez geleceğine inananlar, evanjelikler gibi yenilenmiş milenyum dinlerinin ortaya çıkışı. Dünyada cennetin geleceğini öğreten bilim ve din birbirine karışıyor. Bütün bu karar vermenin temellerine, açıklamalarına, gerekçelerine bakmak. -- Mükemmellik arayışı ve her şeyin mümkün olduğu inancı çok büyük hayal kırıklıklarına yol açıyor bu yükselen beklentilerin devrimi. Bu parçalanmalar yokluktan dolayı değil görece yokluktan ve hüsrandan dolayıdır. (evanjelik aileye paralel bir şey vardır ve dünyada mükemmellik fikri). -- Küçük rahatsızlıklarla büyük tatminsizlikler yaşarız. Şeyleri hemen yapabileceğimiz fikrine alıştık, bu buzdolabı, araba ya da hatta evlilik olsa da. Ama 106

öyle hemen yapılamaz! Bir sorun olduğunda bir şeyin mahvolduğunu düşünürüz, yapılması gerektiğini, ya da aslında mükemmel olması gerektiğini. Mümkünlük ve mükemmellik fikirleri hayal kırıklığını besler. * KONTROL KAYBI --Mümkünlük ve mükemmeliyet arayışımızda kontrolü kaybediyoruz. Hayatımızı oluşturan hız/bilgi/etkileşimleri kontrol edemiyoruz. O kadar birbirimize bağımlı hale geldik ki her bir birey toplumda işleyebilme yetisini hayatını kazandığın bir yerde olmayı-- bırakmadan dış taleplerle başa çıkabilmekte, karşı koyabilmekte güçlük çeker. --Medya, makbul olana dair inanılmaz baskıya sebep olur. --Ebeveynler çocuklarına ulaşan bilgiyi kontrol edemezler (son zamanlar evde eğitimdeki artışa dikkat edin). TV/medya ebeveynlerin kendi çocuklarını yetiştirebilme yetisini değiştirdi. Bilgiyi süzemiyoruz, dolayısıyla çocuklar ebeveynler tarafından uygun görülmeyen pek çok şeyi öğreniyor/görüyor/ deniyor. --The New York Times çocukların masumiyetlerini yitirdiklerini, pek çok şey hakkında bilgileri olduğunu yazdı. Ancak en büyük değişim onların masumiyetlerini yitirmeleri değil de bizim çocukluk anlayışını öyle bir değiştirdiğimiz ki artık onun masumiyet nosyonunu içermediğidir. Ebeveynler çocuklarını korumak isterlerdi, ancak şimdi giderek kontrol edilemeyen bir dünyada var olabilmeleri için çocukların erken yaşlarda yetişkinlerin deneyimlerine maruz bırakılmaları gerektiğine dair yeni bir inanç var. Koruma çağı hazırlama çağıyla yer değiştirdi. OTORĐTEYE RĐAYET --Otoriteye mükemmel kişiyi, mükemmel toplumu yaratmak için riayet ederiz. Bizi mükemmel yapmaya ve çocuklarımızı hazırlamamıza yardımcı olacak olan uzmanlık ve otoriteye riayet ederiz. Uzmanlar bize teknikler ve bilgi verirler ancak ne yapılması gerektiğini tarif de ederler. Sadece neyin mümkün olduğunu, nasıl başaracağımızı değil aynı zamanda neden iyi olduğunu da tarif ederler. Böylece, bu sadece teknolojik bilgi değil ahlaki bilgi olarak neticelenir! --20. yüzyılın başında, modern ailenin ve çocuğun kırılganlığı da açık görünüyordu. Modern kapitalizm altında, endüstri toplumları çok sayıda göç ve hareketlilik aldı. Aile, geniş olmaktan çıkıp nükleer aileye dönüştü aileler destek ağları olmadan debeleniyorlardı. --Aile uzmanları 20. yüzyıl gibi erken bir zamanda aileye yardım edilmesi gerektiğini önerdiler böylece aile hayatına profesyoneller girdi, aile terapistleri, sosyal hizmet görevlileri. --Ailenin yeterince kendisini koruyamadığı ya da çocukları hazırlayamadığı fikri ortaya çıktı, ve bu en çok da göçmen ailesinde aşikardı (20. yüzyılın başında hakim olan görüş ancak bugüne de uygulanabilir). Göçmen aileler sözde çocuklarına nasıl bakacaklarını bilmiyorlardı bu nedenle, belirli tip ailelerin daha fazla bu eğitimli profesyonellerin yardımına ihtiyaçları olduğu fikri vardı. --Aile, soyu tükenen bir tür oldu, ve belirli bir aile savunucuları koalisyonu ortaya çıktı, ve bu durumdan faydalandı bir meslek haline geldiler! Yardım edilecek aileler rehin oldular. Çözüm neydi? Çocukları uzaklaştırmak! --1900-1920 ye kadar çocuk mahkemeleri göçmen çocukları ailelerinden uzaklaştırdı ve yetimhanelere/kurumlara/başka ailelerin bakımına verdi. Modern dünyada, daha fazla toleransımız var ve çocukları o kadar hızlı bir 107

şekilde ayırmıyoruz. Ancak şimdi de olan bir çocuk ve aile yardımcıları endüstrisi. 1920lere kadar, özel hayır kurumları ve kiliseler vardı, ve orta sınıftan üst sınıfa kadar hanımlar yoksul ve muhtaçlar adına çalışıyorlardı (örneğin, Eleanor Roosevelt). Bu kadınların yerini profesyoneller aldı. O zamanlar, zengin orta sınıf hanımların yoksullar için çalışması bir normdu. Fakat 1920lerde, eyaletler çocuklar ve dullar için hizmet vermeye başladı. 1930larda Yeniden Yapılanma geldi ve bu hizmet Çocuklar Bürosu oldu. Đkinci Dünya Savaşı nın sonunda, çocukların korunması sosyal yardımlaşmaya dahil edildi. Çocuklara yardım yoksullukla birleştirilmişti! --Bugün çocukların çıkarlarının sesi kim? Okullar, öğretmenler sendikası, piyasa? Onların sesi nerede, onların haklarını kim savunacak? Bugün bu profesyonellerin ve girişimcilerin işi çocukların haklarını savunan, işin içinde kendi çıkarları da olmayan, hiçbir etkili organizasyonları yok. --sorunları tanımlamakta ve tanımakta finansal çıkarları olanlar çocukların hayatlarını bir sorun olarak tanımlayanlar, bu insanlardır. Bu nişi/çıkarı olanlar daha fazla hizmete, müdahaleye ihtiyaç olduğunu iddia edenlerdir. Dışarıda insanların hayatlarını tamir etmek üzere eğitilmiş bir yardımcı ordusu var hayatı tamir etmek bir ürün/hizmet. Bu nedenle, sosyal konuların profesyoneller tarafından monopolize edilmesi var ve bunun da ciddi siyasi/sosyal sonuçları vardır. Özet: Otoritenin yerinin nasıl değiştiğini ve insan hayatının tanımı bunun profesyonel işleri olan insanların alanı olduğunu gördük. Otorite, hayatlarını insanların hayatını problem olarak tanımlayarak kazanan insanlarda olduğunda ya da hayatı mükemmel olabilir olarak tanımlayanlarda olduğunda ne olur? 108